The Story We Tell About Poverty Isn't True | Mia Birdsong | TED Talks

223,514 views ・ 2015-10-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Abdülkadir Azaklı Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:12
For the last 50 years,
0
12841
2182
Son elli yıldır,
00:15
a lot of smart, well-resourced people -- some of you, no doubt --
1
15047
5591
birçok zeki, iyi imkanlara sahip insan
-- şüphesiz, bazılarınız --
00:20
have been trying to figure out how to reduce poverty
2
20662
3302
Amerika'daki yoksulluğu azaltmanın yollarını arıyor.
00:23
in the United States.
3
23988
1219
00:26
People have created and invested millions of dollars
4
26180
3964
İnsanlar, yoksullara yardım etmek için
kar gütmeyen organizasyonlar kurup
00:30
into non-profit organizations
5
30168
2217
bunlara milyonlarca dolar yatırdılar.
00:32
with the mission of helping people who are poor.
6
32409
3190
00:36
They've created think tanks
7
36249
1886
Eğitim, iş olanakları ve zenginleşme gibi konuları araştıran
00:38
that study issues like education, job creation and asset-building,
8
38159
5254
ve kenara atılmış topluluklarımızın hakları için savunuculuk yapan
00:43
and then advocated for policies to support our most marginalized communities.
9
43437
4775
beyin takımları oluşturdular.
00:48
They've written books and columns and given passionate speeches,
10
48736
3634
Gittikçe daha çok insanın gelir ölçeğinin
alt ucundaki yerini kemikleştiren gelir eşitsizliğini
00:52
decrying the wealth gap that is leaving more and more people
11
52394
3771
yerden yere vuran kitaplar ve köşe yazıları yazdılar
00:56
entrenched at the bottom end of the income scale.
12
56189
3100
ve hararetli konuşmalar yaptılar.
01:00
And that effort has helped.
13
60069
1576
Ve bu çaba meyvesini verdi.
01:02
But it's not enough.
14
62161
1412
Ama bu yeterli değil.
01:04
Our poverty rates haven't changed that much in the last 50 years,
15
64101
3733
Fakirlik oranlarımız, yoksullukla savaşın başladığı
01:07
since the War on Poverty was launched.
16
67858
2103
son elli yılda o kadar da değişmedi.
01:10
I'm here to tell you
17
70576
2151
Size, en güçlü ve işe yarayacak kaynağı
01:12
that we have overlooked the most powerful and practical resource.
18
72751
5427
nasıl da göz ardı ettiğimizinden bahsedeceğim.
01:18
Here it is:
19
78775
1710
İşte:
01:20
people who are poor.
20
80509
1693
yoksul insanlar.
01:23
Up in the left-hand corner is Jobana, Sintia and Bertha.
21
83382
4012
Üst sol köşedekiler Jobana, Sintia ve Bertha.
01:27
They met when they all had small children,
22
87925
2009
San Francisco'da,
01:29
through a parenting class at a family resource center
23
89958
2837
bir aile kaynakları merkezinin ebeveynlik kursunda
01:32
in San Francisco.
24
92819
1184
hepsinin küçük çocukları varken tanıştılar.
01:34
As they grew together as parents and friends,
25
94800
3619
Beraberce ebeveynlikleri ve arkadaşlıkları ilerlerken
bol bol çocuklar küçükken para kazanmanın
01:38
they talked a lot about how hard it was
26
98443
2016
01:40
to make money when your kids are little.
27
100483
2222
ne kadar zor olduğundan bahsettiler.
01:42
Child care is expensive,
28
102729
1682
Çocuk bakmak pahalıydı,
01:44
more than they'd earn in a job.
29
104435
1755
çalışıp kazanabileceklerinden daha pahalı.
01:46
Their husbands worked,
30
106214
1160
Eşleri çalışıyordu, ama
01:47
but they wanted to contribute financially, too.
31
107398
2476
onlar da maddi olarak desteklemek istediler
01:49
So they hatched a plan.
32
109898
1739
Bu yüzden bir plan yaptılar.
01:51
They started a cleaning business.
33
111661
1885
Bir temizlik işi kurdular.
01:54
They plastered neighborhoods with flyers
34
114091
2344
Mahallelere afişler astılar,
01:56
and handed business cards out to their families and friends,
35
116459
2873
ailelerine ve arkadaşlarına karvitizler dağıttılar,
01:59
and soon, they had clients calling.
36
119356
1884
çok geçmeden, müşteriler aramaya başladı.
02:01
Two of them would clean the office or house
37
121597
3065
İki kişi iş yerlerini ya da evleri temizlerken,
02:04
and one of them would watch the kids.
38
124686
1866
diğeri çocuklara göz kulak oluyordu.
02:06
They'd rotate who'd cleaned and who'd watch the kids.
39
126576
2915
Dönüşümlü olarak çocuklara bakıp temizlik yaptılar.
02:09
(Laughs) It's awesome, right?
40
129515
2213
Müthiş bir şey, değil mi?
02:11
(Laughter)
41
131752
1214
(Kahkahalar)
02:12
And they split the money three ways.
42
132990
1852
Ve kazandıklarını da üçe bölerlerdi.
02:14
It was not a full-time gig,
43
134866
1301
Tam zamanlı bir iş değildi.
02:16
no one could watch the little ones all day.
44
136191
2231
Kimse çocuklara tüm gün bakamazdı.
02:18
But it made a difference for their families.
45
138446
2514
Ama bu aileleri için bir şeyleri değiştirdi.
02:22
Extra money to pay for bills when a husband's work hours were cut.
46
142049
5027
Eşlerinin mesai saatleri kısıldığında faturaları ödemek için fazladan para.
02:27
Money to buy the kids clothes as they were growing.
47
147100
3278
Büyürken çocuklara yeni kıyafetler almak için para.
02:30
A little extra money in their pockets
48
150402
1919
Birazcık bağımsız hissedebilmek için
02:32
to make them feel some independence.
49
152345
2494
ceplerinde fazladan bir kaç kuruş.
02:34
Up in the top-right corner is Theresa and her daughter, Brianna.
50
154863
4129
Üst sağ köşedeki Theresa ve kızı, Brianna.
02:39
Brianna is one of those kids
51
159016
1915
Brianna şu pırıl pırıl, mutluluk saçan
02:40
with this sparkly, infectious, outgoing personality.
52
160955
4810
sempatik kız çocuklarından.
02:45
For example, when Rosie,
53
165789
1712
Mesela, yalnızca İspanyolca bilen Rosie
02:47
a little girl who spoke only Spanish, moved in next door,
54
167525
3156
karşı dairelerine taşındığında,
02:50
Brianna, who spoke only English,
55
170705
2148
sadece İngilizce bilen Brianna
02:52
borrowed her mother's tablet and found a translation app
56
172877
3585
annesin tabletini ödünç alıp bir çeviri uygulaması buldu ki
02:56
so the two of them could communicate.
57
176486
1780
böylelikle iki kız anlaşabilecekti.
02:58
(Laughter)
58
178290
1102
(Kahkaha)
02:59
I know, right?
59
179416
1182
Ne kadar da güzel, değil mi?
03:00
Rosie's family credits Brianna with helping Rosie to learn English.
60
180622
3903
Ailesi Rosie'nin İngilizce öğrenmesine yardımcı olduğundan
Brianna'ya minnet duyuyor.
03:05
A few years ago,
61
185192
1885
Bir kaç yıl önce,
03:07
Brianna started to struggle academically.
62
187101
2787
dersler Brianna'yı zorlamaya başladı.
03:10
She was growing frustrated and kind of withdrawn
63
190312
4415
Hayal kırıklığa uğramaya ve kendini geri çekip
03:14
and acting out in class.
64
194751
2248
sınıfta davranışlarıyla bunu ortaya koymaya başlıyordu.
03:17
And her mother was heartbroken over what was happening.
65
197023
3830
Ve annesi olup biten karşısında çok üzülüyordu.
03:21
Then they found out that she was going to have to repeat second grade
66
201697
3262
Ardından ikinci sınıfı tekrarlaması gerektiğini öğrendiler
03:24
and Brianna was devastated.
67
204983
2013
ve Brianna yerle bir oldu.
03:27
Her mother felt hopeless and overwhelmed and alone
68
207020
5171
Annesi nasıl yardımcı olacağını bilmediği
ve kızının ihtiyaç duyduğu desteği alamadığını gördüğü için
03:32
because she knew that her daughter was not getting the support she needed,
69
212215
3504
çaresiz, yalnız ve bunalmış hissediyordu.
03:35
and she did not know how to help her.
70
215743
1938
03:37
One afternoon, Theresa was catching up with a group of friends,
71
217705
3564
Bir akşamüstü, Theresa uzun süredir
görmediği arkadaşlarıyla vakit geçirirken,
03:41
and one of them said,
72
221293
1559
arkadaşlarından biri,
03:42
"Theresa, how are you?"
73
222876
1936
"Theresa, nasılsın?" dedi
03:45
And she burst into tears.
74
225344
1714
Theresa göz yaşlarına boğuldu.
03:47
After she shared her story, one of her friends said,
75
227804
3341
Olan biteni anlatınca, arkadaşlarından biri,
03:51
"I went through the exact same thing with my son about a year ago."
76
231169
3277
"Yaklaşık bir sene önce oğlumla tamamen aynı bir süreçten geçtik." dedi.
03:54
And in that moment,
77
234470
1151
Ve o an,
03:55
Theresa realized that so much of her struggle
78
235645
2257
Theresa çok zorluk çekmesinin en büyük sebebinin
03:57
was not having anybody to talk with about it.
79
237926
2502
bunları konuşabileği birilerinin olmaması olduğunu fark etti.
04:00
So she created a support group for parents like her.
80
240984
3347
İşte bu yüzden kendi gibi ebeveynler için bir destek grubu oluşturdu.
04:05
The first meeting was her and two other people.
81
245101
3334
İlk buluşmada kendisiyle beraber iki kişi daha vardı.
04:08
But word spread, and soon 20 people, 30 people
82
248459
3041
Ama gittikçe yayıldı, ve çok geçmeden, düzenlediği toplantılara
04:11
were showing up for these monthly meetings that she put together.
83
251524
3375
20 kişi, 30 kişi geliyordu.
04:14
She went from feeling helpless
84
254923
2217
Bir zamanlar çaresizken
04:17
to realizing how capable she was of supporting her daughter,
85
257164
3629
aynı zorlukları yaşayan insanların desteğiyle
04:20
with the support of other people who were going through the same struggle.
86
260817
3681
kızına nasıl da destek olabileceğini gördü.
04:24
And Brianna is doing fantastic -- she's doing great academically
87
264522
3037
Ve şimdi Brianna gerek dersleri
gerek sosyal hayatı olsun harika bir iş çıkarıyor.
04:27
and socially.
88
267583
1177
04:29
That in the middle is my man Baakir,
89
269834
3386
Ortada, "BlackStar Books and Caffe" yazısının önünde duran adamım Baakir,
04:33
standing in front of BlackStar Books and Caffe,
90
273244
2845
ve aynı zamanda evinin bir bölümü olan
04:36
which he runs out of part of his house.
91
276113
2585
bu mekanı işletiyor.
04:38
As you walk in the door,
92
278722
1575
Kapıdan içeri girdiğinizde
04:40
Baakir greets you with a "Welcome black home."
93
280321
3384
Baakir sizi "Welcome black home." ("Siyah topraklara hoşgeldiniz.")
diyerek karşılıyor.
04:43
(Laughter)
94
283729
2778
(Kahkaha)
04:46
Once inside, you can order some Algiers jerk chicken,
95
286531
4043
İçeri girdiğinizde çeşnili Cezayir tavuğu,
04:50
perhaps a vegan walnut burger,
96
290598
2523
muhtemelen bir cevizli vegan burgeri
04:53
or jive turkey sammich.
97
293145
2350
ya da cızbız hindi sammich sipariş edebilirsiniz.
04:55
And that's sammich -- not sandwich.
98
295519
2893
Bu arada evet adı sammich -- sandviç değil.
04:58
You must finish your meal with a buttermilk drop,
99
298436
4231
Kesinlikle ama kesinlikle,
yemeğinizi, donutların birkaç sıra üstünde olan
05:02
which is several steps above a donut hole
100
302691
2358
ve çok gizli bir geleneksel tariften yapılmış
05:05
and made from a very secret family recipe.
101
305073
2687
yoğurtlu çörekle bitirmelisiniz.
05:08
For real, it's very secret, he won't tell you about it.
102
308197
2817
Gerçekten, oldukça gizli, size tarifini söylemeyecektir.
05:11
But BlackStar is much more than a café.
103
311464
3233
Ama BlackStar bir kafeden çok daha fazlası.
05:15
For the kids in the neighborhood,
104
315046
1605
Mahallenin çocukları için okuldan sonra
05:16
it's a place to go after school to get help with homework.
105
316675
3005
ödevleri için yardım almaya gittikleri bir yer.
05:19
For the grown-ups, it's where they go
106
319704
1793
Büyükler içinse,
05:21
to find out what's going on in the neighborhood
107
321521
2203
mahallede ne olup bittiğini öğrendikleri
05:23
and catch up with friends.
108
323748
1357
ve arkadaşlarıyla görüştükleri bir yer.
05:25
It's a performance venue.
109
325129
1477
Ayrıca bir icraat yeri.
05:26
It's a home for poets, musicians and artists.
110
326630
3330
Adeta bir şair, müzisyen ve sanatçı yuvası.
05:30
Baakir and his partner Nicole,
111
330424
2184
Baakir ve küçük kızlarını sırtında kayışla taşıyan eşi Nicole
05:32
with their baby girl strapped to her back,
112
332632
2140
her türden insanın olduğu bu yerde, kahve servisi yapıyor
05:34
are there in the mix of it all,
113
334796
1554
05:36
serving up a cup of coffee,
114
336374
2071
çocuklara mangala oynamayı öğretiyor
05:38
teaching a child how to play Mancala,
115
338469
2140
ya da yakında gerçekleşecek bir sosyal etkinlik için
05:40
or painting a sign for an upcoming community event.
116
340633
3055
sembol çizmeyi gösteriyor.
05:44
I have worked with and learned from people just like them
117
344182
4246
Yirmi yıldan fazla bir süre
böyle insanlarla çalıştım ve onlardan pek çok şey öğrendim.
05:48
for more than 20 years.
118
348452
1641
05:50
I have organized against the prison system,
119
350117
2843
Özellikle siyahi, Latin kökenli ve yerli yoksul insanları
05:52
which impacts poor folks,
120
352984
2333
büyük oranda etkileyen hapis sistemine karşı
05:55
especially black, indigenous and Latino folks,
121
355341
2544
05:57
at an alarming rate.
122
357909
1428
mücadele verdim.
05:59
I have worked with young people who manifest hope and promise,
123
359758
3515
Okullarındaki ırkçı uygulamalardan etkilenmelerine
06:03
despite being at the effect of racist discipline practices in their schools,
124
363297
4409
ve topluluklarındaki polis şiddetine rağmen
umut ve teminat vaat eden gençlerle çalıştım.
06:07
and police violence in their communities.
125
367730
2436
06:10
I have learned from families
126
370605
1886
Hep birlikte sorunlarına çözüm bulmak için
06:12
who are unleashing their ingenuity and tenacity
127
372515
3682
azim ve hünerlerini ortaya koyan ailelerden ders aldım.
06:16
to collectively create their own solutions.
128
376221
2190
06:18
And they're not just focused on money.
129
378435
2104
Ve tek odaklandıkları şey para değildi.
06:20
They're addressing education, housing, health, community --
130
380911
3696
Eğitim, barınma, sağlık, toplum gibi
06:24
the things that we all care about.
131
384631
2198
hepimizin önem verdiği şeylerden bahsediyorlardı.
06:28
Everywhere I go,
132
388260
1383
Nereye gidersem gideyim,
06:29
I see people who are broke but not broken.
133
389667
3134
cüzdanları boş ama içleri dolu insanlar gördüm.
06:33
I see people who are struggling to realize their good ideas,
134
393263
3819
İyi fikirler üretmeye çalışarak kendileri, aileleri
ve toplumları için daha yaşanabilir bir hayat oluşturmaya çabalayan
06:37
so that they can create a better life for themselves,
135
397106
2568
06:39
their families, their communities.
136
399698
2538
insanlar gördüm.
06:43
Jobana, Sintia, Bertha, Theresa and Baakir are the rule,
137
403316
6488
Jobana, Sintia, Bertha, Theresa ve Baakir istisna değil,
06:49
not the shiny exception.
138
409828
1616
gerçeğin ta kendisi.
06:51
I am the exception.
139
411923
1330
İstisna olan benim.
06:54
I was raised by a quietly fierce single mother in Rochester, New York.
140
414540
4569
Rochester, New York'da oldukça sert mizaçlı,
bekar bir anne tarafından yetiştirildim.
06:59
I was bussed to a school in the suburbs, from a neighborhood
141
419625
2942
Bir çok sınıf arkadaşımın ve ailelerinin tehlikeli saydığı bir mahalleden
07:02
that many of my classmates and their parents considered dangerous.
142
422591
3887
banliyödeki bir okula servisle gidip geldim.
07:06
At eight, I was a latchkey kid.
143
426502
1995
Sekiz yaşındayken, eve döndüğümde annem işte olurdu.
07:08
I'd get myself home after school every day and do homework and chores,
144
428933
4408
Her gün eve gelir, ödevlerimi ve ev işlerini halleder,
07:13
and wait for my mother to come home.
145
433365
1986
sonra da annemin dönmesini beklerdim.
07:15
After school, I'd go to the corner store
146
435375
2192
Okuldan sonra köşedeki markete gidip
07:17
and buy a can of Chef Boyardee ravioli,
147
437591
2502
öğle yemeğim olarak ocakta ısıttığım
07:20
which I'd heat up on the stove as my afternoon snack.
148
440117
2623
bir kutu hazır ravioli(mantı) alırdım.
07:23
If I had a little extra money, I'd buy a Hostess Fruit Pie.
149
443145
2807
Biraz fazladan param olduğunda hemen meyveli top keklerden alıyordum.
07:25
(Laughter)
150
445976
1001
(Kahkaha)
07:27
Cherry.
151
447001
1151
Tercihen vişneli olanları.
07:28
Not as good as a buttermilk drop.
152
448176
1654
Asla bir yoğurtlu çörek olamaz tabii.
07:29
(Laughter)
153
449854
1001
(Kahkaha)
07:30
We were poor when I was a kid.
154
450879
1694
Ben çocukken fakirdik.
07:32
But now, I own a home in a quickly gentrifying neighborhood
155
452597
3793
Ama şimdi, Oakland, Kaliforniya'da
hızla kentleşen bir mahallede kendi evim var.
07:36
in Oakland, California.
156
456414
1529
07:38
I've built a career.
157
458363
1647
Kariyer yaptım.
07:40
My husband is a business owner.
158
460375
2445
Eşimin kendine ait bir işyeri var.
07:43
I have a retirement account.
159
463605
1764
Emeklilik hesabım var.
07:46
My daughter is not even allowed to turn on the stove
160
466305
2577
Kızımın ocağı açması bile yasak,
07:48
unless there's a grown-up at home
161
468906
1579
tabii evde yetişkin biri yoksa
07:50
and she doesn't have to,
162
470509
1158
- ki açmasına gerek de yok
07:51
because she does not have to have the same kind of self-reliance
163
471691
3263
çünkü onun yaşındayken sahip olduğum yeterliğe
07:54
that I had to at her age.
164
474978
1793
sahip olmasına gerek yok.
07:56
My kids' raviolis are organic
165
476795
2204
Çocuklarımın raviolileri organik
07:59
and full of things like spinach and ricotta,
166
479023
2907
ve ıspanak, ricotta peyniri gibi şeylerle dolu,
08:01
because I have the luxury of choice
167
481954
2323
çünkü konu çocuğumun yiyeceği şey olduğunda
08:04
when it comes to what my children eat.
168
484301
1918
seçme lüksüm var.
08:06
I am the exception,
169
486243
2100
İstisna benim,
08:08
not because I'm more talented than Baakir
170
488367
2332
ama Baakir'den daha marifetli olduğum için
08:10
or my mother worked any harder than Jobana, Sintia or Bertha,
171
490723
3882
ya da annem Jobana, Sintia ya da
Bertha'nın annesinden daha çok çalıştığı için
08:14
or cared any more than Theresa.
172
494629
1957
ya da Theresa'dan daha çok önemsediği için değil.
08:17
Marginalized communities are full of smart, talented people,
173
497395
5106
Kenara itilmiş topluluklar,
tıpkı saygıdeğer ve en çok mükafatlandırılan CEO'larımız gibi
08:22
hustling and working and innovating,
174
502525
2314
ilerlemek için çalışıp didinen zeki ve becerikli insanlarla dolu.
08:24
just like our most revered and most rewarded CEOs.
175
504863
3941
08:28
They are full of people tapping into their resilience
176
508828
2633
Her gün kalkıp çocuklarını okula bırakmak,
08:31
to get up every day, get the kids off to school
177
511485
2502
düşük maaşlı işlerine ya da
08:34
and go to jobs that don't pay enough,
178
514011
1986
onları borç altına sokan eğitimlere katılmak için
sıkıntılarını bir kenara koyan insanlarla dolu.
08:36
or get educations that are putting them in debt.
179
516021
2468
08:38
They are full of people applying their savvy intelligence
180
518850
4804
Parlak zekalarını, asgari ücretlerini olağanca iyi şekilde değerlendirmeye
08:43
to stretch a minimum wage paycheck,
181
523678
2387
ya da iki yakalarını bir araya getirmek için
08:46
or balance a job and a side hustle to make ends meet.
182
526089
3187
işleri ve ek uğraşlarını dengelemeye yoran insanlarla dolu.
08:49
They are full of people doing for themselves and for others,
183
529627
3775
Gerek aciz komşularının ilaçlarını almak,
gerek kardeşlerine faturasını ödemek için borç vermek,
08:53
whether it's picking up medication for an elderly neighbor,
184
533426
3504
08:56
or letting a sibling borrow some money to pay the phone bill,
185
536954
3734
gerekse karşı komşunun çocuklarına göz kulak olmak olsun,
kendileri kadar başkaları içinde çabalayan insanlarla dolu.
09:00
or just watching out for the neighborhood kids
186
540712
2243
09:02
from the front stoop.
187
542979
1208
09:05
I am the exception because of luck and privilege,
188
545259
3387
Ben sıkı çalıştığımdan değil,
şanslı ve ayrıcalıklı olduğum için istisnayım.
09:08
not hard work.
189
548670
1285
09:09
And I'm not being modest or self-deprecating --
190
549979
2338
Hiç de kendimi küçük gösterip mütevazı olamayacağım -
09:12
I am amazing.
191
552341
1151
Ben harikayım.
09:13
(Laughter)
192
553516
1218
(Kahkaha)
09:14
But most people work hard.
193
554758
1614
Ama çoğu insan sıkı çalışıyor.
09:16
Hard work is the common denominator in this equation,
194
556830
4169
Sıkı çalışma, bu denklemin ortak paydası ve
09:21
and I'm tired of the story we tell
195
561023
2369
sıkı çalışmanın başarıyı getirdiği hikayesinden artık gına geldi.
09:23
that hard work leads to success,
196
563416
2608
09:26
because that allows --
197
566048
1537
Çünkü bu ---
09:27
Thank you.
198
567609
1190
Teşekkürler.
09:28
(Applause)
199
568823
3491
(Alkış)
09:33
... because that story allows those of us who make it to believe we deserve it,
200
573509
4613
... çünkü bu hikaye bizi, başaranların bunu hakettiğine
09:38
and by implication,
201
578146
1233
ve dolayısıyla
09:39
those who don't make it don't deserve it.
202
579403
2233
başaramayanlarınsa hak etmediğine inandırıyor.
09:42
We tell ourselves, in the back of our minds,
203
582175
2203
Kafamızda ve hatta bazen kelimelere dökerek kendimize
09:44
and sometimes in the front of our mouths,
204
584402
2275
"Fakirlerse biraz da onların kabahati canım." deriz.
09:46
"There must be something a little wrong with those poor people."
205
586701
3037
09:49
We have a wide range of beliefs
206
589762
1492
Bu "onların kabahati" olan şey hakkında
09:51
about what that something wrong is.
207
591278
2185
bir çok farklı fikrimiz vardır.
09:53
Some people tell the story that poor folks are lazy freeloaders
208
593487
3284
Bazıları fakirlerin doğru düzgün iş yapmaktan kaçan,
09:56
who would cheat and lie to get out of an honest day's work.
209
596795
3182
tembel beleşçiler olduğunu söyler.
10:00
Others prefer the story that poor people are helpless
210
600287
2913
Diğerleriyse fakirlerin çaresiz olduğu,
muhtemelen zamanında onlara
10:03
and probably had neglectful parents that didn't read to them enough,
211
603224
3281
kitap okumayan ihmalkâr bir ailelerinin olduğu,
10:06
and if they were just told what to do
212
606529
2209
ve ne yapılması gerektiği söylendiği zaman
10:08
and shown the right path,
213
608762
1257
fakirlikten kurtulabilecekleri masalını tercih eder.
10:10
they could make it.
214
610043
1241
10:11
For every story I hear demonizing low-income single mothers
215
611917
6139
Duyduğum her bekar anneleri ve olmayan babaları kötüleyen hikayeye karşın,
10:18
or absentee fathers,
216
618080
1349
- ki benim ailemi de böyle görürlerdi,
10:19
which is how people might think of my parents,
217
619453
2742
her gün elinden geleni en iyi şekilde yapan aynı insanlar hakkında
10:22
I've got 50 that tell a different story about the same people,
218
622219
4862
farklı şeyler anlatan elli tane hikayem var.
10:27
showing up every day and doing their best.
219
627105
2910
10:30
I'm not saying that some of the negative stories aren't true,
220
630491
3716
Bazı kötü hikayelerin doğru olmadığını değil,
10:34
but those stories allow us to not really see who people really are,
221
634231
6364
o hikayelerin bizi insanların aslında ne olduğunu
görmemize engel olduğu söylüyorum,
10:40
because they don't paint a full picture.
222
640619
2187
çünkü resmin tamamı bu hikayelerden ibaret değil.
10:43
The quarter-truths and limited plot lines have us convinced
223
643249
3849
Aslı astarı olmayan hikayeler ve yarım yamalak bilinen olaylar bizi
10:47
that poor people are a problem that needs fixing.
224
647122
3258
yoksul insanların halledilmesi gereken bir problem olduğu kanısına vardırdı.
10:51
What if we recognized that what's working is the people
225
651570
4269
Aslında normal olanın insanlar olduğunu,
halledilmesi gerekeninse tutumumuz olduğunu kabul etsek?
10:55
and what's broken is our approach?
226
655863
2554
10:58
What if we realized that the experts we are looking for,
227
658441
3525
Aradığımız uzmanların,
kulak vermemiz gereken bilirkişilerin
11:01
the experts we need to follow,
228
661990
1796
11:03
are poor people themselves?
229
663810
1921
fakirlerin ta kendisi olduğunun farkına varsak?
11:05
What if, instead of imposing solutions,
230
665755
3003
Çözüm önerileri yağdıracağımıza,
11:08
we just added fire
231
668782
2099
zaten yanen ateşlerine
11:10
to the already-burning flame that they have?
232
670905
2944
sadece odun atsak?
11:13
Not directing --
233
673873
2157
Yönlendirmeden --
11:16
not even empowering --
234
676054
2590
hatta daha iyi konuma getirmeden --
11:18
but just fueling their initiative.
235
678668
2229
sadece girişkenliklerini ateşlesek.
11:22
Just north of here,
236
682000
1357
Hemen olduğumuz yerin kuzeyinde,
11:23
we have an example of what this could look like:
237
683381
3167
bunun olsa nasıl olabileceğinin bir örneği var:
11:26
Silicon Valley.
238
686572
1250
Silikon Vadisi.
11:28
A whole venture capital industry has grown up around the belief
239
688497
4174
İnsanların iyi fikirleri ve bunları gerçekleştirecek tutkuları varsa
11:32
that if people have good ideas and the desire to manifest them,
240
692695
4288
onları para içinde yüzdürmeleri gerektiğine inanan
11:37
we should give them lots and lots and lots of money.
241
697007
3997
koca bir girişim sermayesi sektörü.
11:41
(Laughter)
242
701028
1122
(Kahkaha)
11:42
Right? But where is our strategy for Theresa and Baakir?
243
702174
3841
Öyle değil mi? Peki ya Theresa ve Baakir için stratejimiz hani?
11:47
There are no incubators for them,
244
707127
2296
Onlara özel vadileri,
11:49
no accelerators, no fellowships.
245
709447
2709
motive eden sebepleri ya da maddi destekleri yok.
11:52
How are Jobana, Sintia and Bertha really all that different
246
712577
3675
Nasıl oluyorda Jobana, Sintia ve Bertha
dünyanın Mark Zuckerberg'lerinden tamamiyle farklı oluyor.
11:56
from the Mark Zuckerbergs of the world?
247
716276
2638
11:58
Baakir has experience and a track record.
248
718938
2984
Baakir tecrübeli ve tam takır bir özgeçmişi var.
12:01
I'd put my money on him.
249
721946
1709
Yatırımımı Baakir'e yapardım.
12:04
So, consider this an invitation to rethink a flawed strategy.
250
724649
6756
İşte, bunu yanlış taktiğimizi tekrar düşünmek için bir davet olarak düşünün.
12:12
Let's grasp this opportunity
251
732190
2770
Haydi eskimiş yalan yanlış hikayeleri bırakıp
12:14
to let go of a tired, faulty narrative
252
734984
3817
bu insanların asıl aile ve toplum hayatını anlatan,
12:18
and listen and look for true stories,
253
738825
3037
gerçek ve güzel bir şekilde karmaşık olan hikayeleri
12:21
more beautifully complex stories,
254
741886
2013
12:23
about who marginalized people and families and communities are.
255
743923
4845
bulmak ve dinlemek için
bu fırsata iki elle sarılalım.
12:31
I'm going to take a minute to speak to my people.
256
751149
3123
Bir dakikalığına bu insanlarıma bir şeyler söylemek istiyorum.
12:39
We cannot wait
257
759986
1460
Başkasının işleri yoluna koymasını bekleyemeyiz.
12:41
for somebody else to get it right.
258
761470
2380
12:45
Let us remember what we are capable of;
259
765136
3156
Neler yapabildiğimizi; kanla, terle ve azimle
12:48
all that we have built with blood, sweat and dreams;
260
768316
3869
neler başardığımızı hatırlayın;
dur durak bilmeden işleyen çarkları
12:52
all the cogs that keep turning;
261
772209
1779
12:54
and the people kept afloat because of our backbreaking work.
262
774012
3672
göbeği çatlayana kadar çalışıp ekmeğini çıkaran insanları.
12:57
Let us remember that we are magic.
263
777708
2358
Sihirli olduğumuzu hatırlayın.
13:00
If you need some inspiration to jog your memory,
264
780677
2920
Hafızanızı tazeleyecek bir ilham kaynağına ihtiyacınız varsa,
13:03
read Octavia Butler's "Parable of the Sower."
265
783621
2970
Octavia Butler'ın "Parabable of the Sower" kitabını okuyun,
13:06
Listen to Reverend King's "Letter from Birmingham Jail."
266
786615
3389
Martin Luther'in "Birmingham Hapishanesinden Mektup"unu dinleyin.
13:10
Listen to Suheir Hammad recite "First Writing Since,"
267
790028
4620
Suheir Hammad'ın "First Writing Since"'ini
ezberden okumasını dinleyin,
13:14
or Esperanza Spalding perform "Black Gold."
268
794672
3049
ya da Esperanza Spalding'in "Black Gold" icrasını.
13:17
Set your gaze upon the art of Kehinde Wiley
269
797745
2648
Gözünüzü Kehinde Wiley'in ya da
13:20
or Favianna Rodriguez.
270
800417
1854
Favianna Rodriguez'in eserlerine kenetleyin.
13:22
Look at the hands of your grandmother
271
802914
5585
Babannenizin ellerine bakın
13:28
or into the eyes of someone who loves you.
272
808523
2672
ya da sizin seven birinin gözlerine.
13:32
We are magic.
273
812386
1868
Sihirliyiz biz.
13:35
Individually, we don't have a lot of wealth and power,
274
815087
2870
Tek başımıza çok bir malımız mülkümüz, gücümüz yok belki
13:37
but collectively, we are unstoppable.
275
817981
3507
ama bir araya geldiğimizde durduramaz kimse bizi.
13:42
And we spend a lot of our time and energy
276
822114
2271
Zamanımızın ve enerjimizin çoğunu
13:44
organizing our power to demand change from systems that were not made for us.
277
824409
6199
bizim içim yapılmamış sistemlerden
değişim talep etmek için güç toplamaya harcıyoruz.
13:51
Instead of trying to alter the fabric of existing ways,
278
831489
3581
Zaten var olan kumaşı değiştirmeye çalışmaktansa,
13:55
let's weave and cut some fierce new cloth.
279
835094
2777
gelin ip dokuyup yepyeni bir kumaş keselim.
13:58
Let's use some of our substantial collective power
280
838355
3490
Gelin birlikten doğan metin gücümüzün birazını
14:01
toward inventing and bringing to life
281
841869
1972
bize uygun yeni oluş biçimleri bulmaya
14:03
new ways of being that work for us.
282
843865
2947
ve hayata geçirmeye harcayalım.
14:07
Desmond Tutu talks about the concept of ubuntu,
283
847423
4935
Desmond Tutu, Güney Afrika'nın Hakikat ve Uzlaşma süreci bağlamında
ubuntu kavramı konusunda
14:12
in the context of South Africa's Truth and Reconciliation process
284
852382
3655
Apartheid'dan(Afrika'da ırkçılıktan) sonra yol katetmeye başladıklarından bahsediyor.
14:16
that they embarked on after apartheid.
285
856061
2293
14:18
He says it means,
286
858378
2335
Tutti bunu "Benim insan oluşum,
14:20
"My humanity is caught up, is inextricably bound up, in yours;
287
860737
5526
sizinkine ayrılmaz bir biçimde bağlı ve mecburdur;
14:26
we belong to a bundle of life."
288
866287
4546
hepimiz bir yaşam demetinin bir parçasıyız." diyerek açıklıyor.
14:32
A bundle of life.
289
872381
2187
Bir yaşam demeti.
14:36
The Truth and Reconciliation process
290
876019
1788
Hakikat ve Uzlaşma süreci işe,
14:37
started by elevating the voices of the unheard.
291
877831
3650
sesleri duyulmanların sesini duyurarak başladı.
14:42
If this country is going to live up to its promise of liberty and justice for all,
292
882068
5941
Eğer bu ülke herkes için özgürlük ve adalet vaatini yerine getirecekse, bizler
14:48
then we need to elevate the voices of our unheard,
293
888033
3089
Jobana, Sintia ve Bertha,
14:51
of people like Jobana, Sintia and Bertha,
294
891146
3481
Theresa ve Baakir gibi sesleri duyulmamış insanların
14:54
Theresa and Baakir.
295
894651
2467
seslerini duyurmalıyız.
14:57
We must leverage their solutions and their ideas.
296
897809
2985
Çözüm önerilerine ve fikirlerine azami düzeyde önem göstermeliyiz.
15:01
We must listen to their true stories,
297
901437
3130
Gerçek hikayelerine kulak vermeliyiz,
15:04
their more beautifully complex stories.
298
904591
2650
daha güzel olan karmaşık hikayelerine.
15:07
Thank you.
299
907956
1160
Teşekkür ederim.
15:09
(Applause)
300
909140
5844
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7