How humans could evolve to survive in space | Lisa Nip

190,850 views ・ 2016-04-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ahmet Emre Şafak Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
So there are lands few and far between on Earth itself
0
13800
3536
Her ne kadar Dünya'da
00:17
that are hospitable to humans by any measure,
1
17360
3320
insanların yaşayabileceği sayılı yer olsa da,
00:21
but survive we have.
2
21440
1680
biz yine de hayatta kalabildik.
00:23
Our primitive ancestors, when they found their homes and livelihood endangered,
3
23800
4256
İlkel atalarımız, evleri ve canları tehlikede olunca
00:28
they dared to make their way into unfamiliar territories
4
28079
3137
bilinmeyen yerlere yol almaya daha iyi fırsatlar
00:31
in search of better opportunities.
5
31240
1840
bulabilmek için cesaret ettiler.
00:33
And as the descendants of these explorers,
6
33760
2216
Bu kaşiflerin torunları olarak
00:36
we have their nomadic blood coursing through our own veins.
7
36000
3280
bizim damarlarımızda onların göçebe kanı dolaşıyor.
00:40
But at the same time,
8
40040
1456
Ama aynı zamanda,
00:41
distracted by our bread and circuses
9
41520
2096
öyle görünüyor ki biz
00:43
and embroiled in the wars that we have waged on each other,
10
43640
3360
rahatlık ve eğlenceyle ve içine karıştığımız savaşlarla
00:47
it seems that we have forgotten this desire to explore.
11
47840
3160
bu keşif arzusunu unuttuk.
00:52
We, as a species, we're evolved uniquely
12
52320
3840
Biz, tür olarak benzersizce
00:56
for Earth, on Earth, and by Earth,
13
56960
4000
Dünya için, Dünya'da, Dünya ile geliştik.
01:01
and so content are we with our living conditions
14
61680
3136
Yaşama koşullarımızdan o kadar memnunuz ki
01:04
that we have grown complacent and just too busy
15
64840
3416
Güneş'in hayatının ve kaynaklarının sonlu olduğunu
01:08
to notice that its resources are finite,
16
68280
1920
fark edemeyecek kadar
01:10
and that our Sun's life is also finite.
17
70760
2520
meşgul ve umarsız kaldık.
01:14
While Mars and all the movies made in its name
18
74400
2776
Mars ve onunla ilgili tüm filmler
01:17
have reinvigorated the ethos for space travel,
19
77200
3016
uzaya gitmek dürtüsünü yeniden canlandırdıysa da ne yazık ki
01:20
few of us seem to truly realize that our species' fragile constitution
20
80240
5376
sadece birkaçımız, ırkımızın kırılgan yapısının uzun uzay
01:25
is woefully unprepared for long duration journeys into space.
21
85640
3400
yolculukları için hazırlıksız olduğu gerçeğini göz önüne alıyor.
01:30
Let us take a trek to your local national forest
22
90160
2256
Hızlı bir gerçeklik testi için
01:32
for a quick reality check.
23
92440
1816
yerel ormanınıza yol alalım.
01:34
So just a quick show of hands here:
24
94280
1696
Ellerinizi kaldırarak cevap verin:
01:36
how many of you think you would be able to survive in this lush wilderness
25
96000
3576
Aranızdan kaç kişi bu bereketli doğada birkaç gün
01:39
for a few days?
26
99600
1200
hayatta kalabileceğini düşünüyor?
01:42
Well, that's a lot of you.
27
102000
1296
Sayınız bayağı fazla.
01:43
How about a few weeks?
28
103320
1200
Peki birkaç hafta desek?
01:46
That's a decent amount.
29
106000
1256
İyi bir miktar.
01:47
How about a few months?
30
107280
1200
Peki ya birkaç ay?
01:49
That's pretty good too.
31
109600
1496
Bu da bayağı iyi.
01:51
Now, let us imagine that this local national forest
32
111120
2656
Şimdi, diyelim ki bu yerel ormanda
01:53
experiences an eternal winter.
33
113800
2960
sürekli kış mevsimi var.
01:57
Same questions: how many of you think you would be able to survive for a few days?
34
117360
3880
Aynı soru: Aranızdan kaç kişi birkaç gün hayatta kalabileceğini düşünüyor?
02:02
That's quite a lot.
35
122280
1416
Oldukça fazlasınız.
02:03
How about a few weeks?
36
123720
1200
Peki ya birkaç hafta?
02:06
So for a fun twist, let us imagine that the only source of water available
37
126400
4696
Eğlenceli olsun diye, farz edelim ki uygun olan tek su kaynağı
02:11
is trapped as frozen blocks miles below the surface.
38
131120
3400
yerin yüzlerce metre altında donmuş bloklar halinde bulunuyor.
02:15
Soil nutrients are so minimal that no vegetation can be found,
39
135080
4096
Topraktaki besin maddeleri o kadar az ki yetişebilen bir bitki
02:19
and of course hardly any atmosphere exists to speak of.
40
139200
4200
ve bahsedilebilecek bir atmosfer bulunmuyor.
02:25
Such examples are only a few of the many challenges we would face
41
145240
4136
Mars gibi bir gezegende bu örnekler, karşılaşılabilecek
02:29
on a planet like Mars.
42
149400
1840
sorunlardan sadece birkaçı.
02:32
So how do we steel ourselves for voyages whose destinations are so far removed
43
152000
5176
O zaman, tropik bir tatilden kendimizi mesafeleri bu kadar uzak olan
02:37
from a tropical vacation?
44
157200
1480
seyahatlere nasıl hazırlarız ?
02:39
Will we continuously ship supplies from Planet Earth?
45
159520
2640
Sürekli ihtiyaçlarımızı Dünya gezegeninden mi karşılayacağız ?
02:42
Build space elevators, or impossible miles of transport belts
46
162880
3456
Uzay asansörleri ya da seçtiğiniz gezegeni oturduğunuz gezegene bağlayan
02:46
that tether your planet of choice to our home planet?
47
166360
2640
inanılmaz uzunlukta taşıma bantları mı inşa edeceğiz ?
02:50
And how do we grow things like food that grew up on Earth like us?
48
170160
4720
Peki Dünya'da bizim gibi büyüyen yiyecek gibi şeyleri nasıl yetiştireceğiz?
02:57
But I'm getting ahead of myself.
49
177080
1560
Şimdi kendimi aşıyorum.
02:59
In our species' journey to find a new home under a new sun,
50
179560
3400
Türümüzün yeni bir güneş altında ev bulma yolculuğunda,
03:03
we are more likely than not going to be spending much time
51
183720
3856
birçok jenerasyon boyunca, zamanımızın çoğunu
03:07
in the journey itself,
52
187600
1560
yolculuğun kendisinde,
03:09
in space,
53
189840
1616
uzayda,
03:11
on a ship, a hermetic flying can,
54
191480
2680
bir gemide, hava geçirmez bir araçta
geçirme olasılığımız geçirmeme olasılığımızdan daha yüksek.
03:15
possibly for many generations.
55
195120
1720
03:17
The longest continuous amount of time that any human has spent in space
56
197480
3416
Bir insanın uzayda kesintisiz olarak geçirdiği en uzun süre
03:20
is in the vicinity of 12 to 14 months.
57
200920
2880
12-14 ay dolaylarında.
03:24
From astronauts' experiences in space,
58
204600
2336
Astronotların deneyimlerinden biliyoruz ki
03:26
we know that spending time in a microgravity environment
59
206960
3776
yer çekimsiz ortamda zaman geçirmek
03:30
means bone loss, muscle atrophy, cardiovascular problems,
60
210760
4576
kemik erimesi, kas atrofisi, kalp ve damar problemlerinin yanı sıra
03:35
among many other complications
61
215360
1576
fizyolojik ve psikolojik olarak
03:36
that range for the physiological to the psychological.
62
216960
3320
sıralanabilecek şikayetler anlamına geliyor.
03:41
And what about macrogravity,
63
221200
1416
Peki ya yerçekimi çok büyükse
03:42
or any other variation in gravitational pull
64
222640
2496
ya da içinde bulunacağımız gezegenin yerçekimi
03:45
of the planet that we find ourselves on?
65
225160
1920
bir şekilde farklıysa?
03:48
In short, our cosmic voyages will be fraught with dangers
66
228560
3536
Kısacası kozmik yolculuklarımız, hem bilindik hem bilinmedik
03:52
both known and unknown.
67
232120
1600
tehlikelerle dolu olacak.
03:54
So far we've been looking to this new piece of mechanical technology
68
234960
4016
Bugüne kadar, bu mekanik teknoloji parçasını
veya bu harika yeni nesil robotu, türümüzün uzaydan
03:59
or that great next generation robot
69
239000
2256
04:01
as part of a lineup to ensure our species safe passage in space.
70
241280
3440
güvenli bir şekilde geçmesinin garantileyicisi olarak gördük.
04:05
Wonderful as they are, I believe the time has come
71
245600
2936
Mükemmel olsalar da bence bu kocaman elektronik devleri
04:08
for us to complement these bulky electronic giants
72
248560
4256
doğanın icat etmiş olduğu
04:12
with what nature has already invented:
73
252840
1840
bir şeyle bütünleştirmemiz gerek.
04:16
the microbe,
74
256320
1376
Mikropla,
04:17
a single-celled organism that is itself a self-generating, self-replenishing,
75
257720
5216
kendini yenileyebilen, kendisi üretebilen, yaşayan bir makine olan
04:22
living machine.
76
262960
1200
bu tek hücreli organizmayla.
04:24
It requires fairly little to maintain,
77
264760
2416
Çok az bakım gerektiriyor,
04:27
offers much flexibility in design
78
267200
1896
tasarımda çok daha fazla esneklik sunuyor,
04:29
and only asks to be carried in a single plastic tube.
79
269120
3320
ve tek isteği plastik bir tüpte taşınmak.
04:33
The field of study that has enabled us to utilize the capabilities of the microbe
80
273399
3857
Mikropların bu yeteneklerinden faydalanmamızı sağlayan branşa
04:37
is known as synthetic biology.
81
277280
1600
sentetik biyoloji deniyor.
04:39
It comes from molecular biology, which has given us antibiotics, vaccines
82
279520
4016
Bu branş, bize antibiyotikler, aşılar veren
04:43
and better ways to observe the physiological nuances
83
283560
3296
ve vücudumuzun fizyolojik ayrıntılarını daha iyi gözlemlememizi sağlayan
04:46
of the human body.
84
286880
1200
moleküler biyolojiden geliyor.
04:48
Using the tools of synthetic biology,
85
288520
1976
Sentetik biyolojinin araçlarını kullanarak
04:50
we can now edit the genes of nearly any organism,
86
290520
2936
mikroskobik olsun ya da olmasın herhangi bir organizmanın genlerini
04:53
microscopic or not,
87
293480
1936
inanılmaz bir hızla ve uygun şekilde
04:55
with incredible speed and fidelity.
88
295440
2400
değiştirebiliriz.
04:58
Given the limitations of our man-made machines,
89
298760
2896
İnsan yapımı makinelerimizin sınırları göz önüne alındığında,
05:01
synthetic biology will be a means for us to engineer not only our food,
90
301680
3976
sentetik biyoloji sadece yiyeceğimizi, yakıtlarımızı ve çevremizi
05:05
our fuel and our environment,
91
305680
2736
düzenlememiz için bir araç olmakla kalmayacak
05:08
but also ourselves
92
308440
2296
bunların yanında kendimizin
05:10
to compensate for our physical inadequacies
93
310760
2616
fiziksel yetersizliklerini giderecek
05:13
and to ensure our survival in space.
94
313400
2160
ve uzayda hayatta kalmamızı garantileyecek.
Sentetik biyolojiyi uzayı keşfetmede
05:17
To give you an example
95
317000
1216
05:18
of how we can use synthetic biology for space exploration,
96
318240
2816
nasıl kullanacağımıza örnek vermek üzere
05:21
let us return to the Mars environment.
97
321080
1920
Mars ortamına geri dönelim
05:24
The Martian soil composition is similar to that of Hawaiian volcanic ash,
98
324160
4736
Mars'ın toprak alaşımı eser miktarda organik madde içeren
05:28
with trace amounts of organic material.
99
328920
1880
Hawai'nin volkanik küllerine benziyor.
05:31
Let's say, hypothetically,
100
331400
2256
Diyelim ki
05:33
what if martian soil could actually support plant growth
101
333680
2736
Mars toprağı Dünya'dan gelen besleyiciler olmadan
05:36
without using Earth-derived nutrients?
102
336440
1840
bitki yetiştirmek için uygun.
05:39
The first question we should probably ask is,
103
339360
2096
Böyle bir durumda sormamız gereken ilk soru.
05:41
how would we make our plants cold-tolerant?
104
341480
2376
"Bitkilerimizi nasıl soğuğa daha dayanıklı yaparız?" olmalıdır.
05:43
Because, on average, the temperature on Mars
105
343880
2096
Çünkü Mars'ın ortalama sıcaklığı
05:46
is a very uninviting negative 60 degrees centigrade.
106
346000
2760
eksi 60 santigrat derecedir.
05:50
The next question we should ask is,
107
350000
1776
Sormamız gereken diğer bir soru ise
05:51
how do we make our plants drought-tolerant?
108
351800
2456
"Bitkilerimizi nasıl kuraklığa dayanıklı yaparız?"dır.
05:54
Considering that most of the water that forms as frost
109
354280
2816
Çünkü kırağı hâlindeki suyun çoğu,
05:57
evaporates more quickly than I can say the word "evaporate."
110
357120
2840
benim "buharlaşmak" dememden daha önce buharlaşıyor.
06:01
Well, it turns out we've already done things like this.
111
361120
2600
Aslında biz, balıklardan antifiriz protein genini
06:04
By borrowing genes for anti-freeze protein from fish
112
364480
3296
ve pirinç gibi bitkilerden kuraklığa karşı dayanıklı genlerip alıp
06:07
and genes for drought tolerance from other plants like rice
113
367800
3176
onları ihtiyacı olan bitkilere
06:11
and then stitching them into the plants that need them,
114
371000
2696
eklemek gibi şeyleri zaten yaptık.
06:13
we now have plants that can tolerate most droughts and freezes.
115
373720
2960
Artık kuraklığa ve dona karşı dayanıklı bitkilerimiz var.
06:17
They're known on Earth as GMOs,
116
377480
2616
Dünya'da GDO olarak
yani genetiği değiştirilmiş organizmalar olarak biliniyorlar.
06:20
or genetically modified organisms,
117
380120
1800
06:22
and we rely on them to feed all the mouths of human civilization.
118
382680
4360
Bugün ise insan uygarlığının beslenmesi GDO'lar sayesinde gerçekleşiyor.
06:28
Nature does stuff like this already,
119
388160
3416
Doğa, bu tarz şeyleri
06:31
without our help.
120
391600
1536
yardımımız olmadan yapıyor zaten.
06:33
We have simply found more precise ways to do it.
121
393160
3080
Biz ise bunu yapmak için daha hassas bir yol bulduk.
06:37
So why would we want to change the genetic makeup of plants for space?
122
397480
3480
Neden bitkilerin genetik yapılarını uzay için değiştirmek isteyelim ki?
06:42
Well, to not do so would mean needing to engineer
123
402120
3576
Bunu yapmamak, tamamen yeni bir gezegendeki
06:45
endless acres of land on an entirely new planet
124
405720
3416
uçsuz bucaksız araziyi trilyonlarca atmosferik gaz yayarak
06:49
by releasing trillions of gallons of atmospheric gasses
125
409160
3496
ve tüm bu gazları tutması için devasa bir cam kubbe inşa ederek
06:52
and then constructing a giant glass dome to contain it all.
126
412680
3040
yeniden düzenlemek demektir.
06:56
It's an unrealistic engineering enterprise
127
416480
2056
Bu kısa sürede yüksek masraflı bir kargo işi olacak
06:58
that quickly becomes a high-cost cargo transport mission.
128
418560
3520
gerçekçi olmayan bir mühendislik girişimi olurdu.
07:03
One of the best ways to ensure
129
423240
1456
İhtiyacımız olan besine ve havaya
07:04
that we will have the food supplies and the air that we need
130
424720
3096
sahip olacağımızı garantilemenin en iyi yollarından biri,
07:07
is to bring with us organisms that have been engineered
131
427840
3096
yanımızda yeni ve haşin çevrelere uyum sağlamak için düzenlenmiş
07:10
to adapt to new and harsh environments.
132
430960
2560
organizmalar getirmektir.
07:14
In essence, using engineered organisms to help us terraform a planet
133
434760
3976
Diğer bir deyişle bir gezegeni hem kısa hem uzun dönemde yaşanabilir kılmamıza
07:18
both in the short and long term.
134
438760
2040
yardım etmeleri için değiştirilmiş organizmalar kullanmak.
07:22
These organisms can then also be engineered to make medicine or fuel.
135
442400
4000
Bu organizmalar, daha sonra yakıt veya ilaç üretmek üzere düzenlenebilir de.
07:27
So we can use synthetic biology to bring highly engineered plants with us,
136
447920
3736
Sentetik biyolojiyi sayesinde yanımızda değiştirilmiş bitkiler getirebiliriz.
07:31
but what else can we do?
137
451680
1240
Peki başka ne yapabiliriz?
07:33
Well, I mentioned earlier that we, as a species,
138
453880
2856
Daha önceden de bahsettiğim gibi bir tür olarak biz,
07:36
were evolved uniquely for planet Earth.
139
456760
2320
Dünya gezegeni için özel olarak evrimleştik.
07:39
That fact has not changed much in the last five minutes
140
459800
2616
Bu gerçek, sizin orada oturduğunuz benim ise burada durduğum
07:42
that you were sitting here and I was standing there.
141
462440
2440
beş dakika içinde pek de değişmedi.
07:45
And so, if we were to dump any of us on Mars right this minute,
142
465480
3696
Yani tam şu anda herhangi birimiz bol miktarda
07:49
even given ample food, water, air
143
469200
3496
yiyecek, hava, su ve bir elbiseyle
07:52
and a suit,
144
472720
1216
Marsa bırakılacak olsaydık,
07:53
we are likely to experience very unpleasant health problems
145
473960
3376
büyük ihtimalle Mars gibi atmosferi olmayan gezegenlerin
07:57
from the amount of ionizing radiation that bombards the surface
146
477360
3296
yüzeyini kaplayan iyonlaştırıcı radyasyonun miktarından dolayı
08:00
of planets like Mars that have little or nonexistent atmosphere.
147
480680
3840
pek hoş olmayan sağlık sorunları yaşardık.
08:05
Unless we plan to stay holed up underground
148
485280
2016
Eğer gittiğimiz her gezegende
08:07
for the duration of our stay on every new planet,
149
487320
2640
yerin altında kalmayı planlamıyorsak
08:10
we must find better ways of protecting ourselves
150
490480
2576
neredeyse sizinle aynı ağırlıkta olan bir zırh giyme
08:13
without needing to resort to wearing a suit of armor
151
493080
2656
veya bir duvarın arkasına saklanma ihtiyacı duymadan
08:15
that weighs something equal to your own body weight,
152
495760
2456
kendimizi koruyabilmenin
08:18
or needing to hide behind a wall of lead.
153
498240
2280
daha iyi yollarını bulmalıyız.
08:22
So let us appeal to nature for inspiration.
154
502240
2600
İlham almak için doğaya başvuralım.
08:26
Among the plethora of life here on Earth,
155
506200
2096
Dünyadaki canlı bolluğunun arasında
08:28
there's a subset of organisms known as extremophiles,
156
508320
2856
ekstremofiller ya da ekstrem koşullarda yaşamayı seven canlılar
08:31
or lovers of extreme living conditions,
157
511200
1976
olarak bilinen bir organizma grubu var.
08:33
if you'll remember from high school biology.
158
513200
2456
Belki lisedeki biyoloji derslerinden hatırlarsınız.
08:35
And among these organisms is a bacterium by the name of Deinococcus radiodurans.
159
515680
4480
Bu organizmalardan biri de Deinococcus radiodurans adındaki bir bakteridir.
08:41
It is known to be able to withstand cold, dehydration, vacuum, acid,
160
521040
5376
Bu bakteri dehidrasyona, soğuğa, vakuma, asitlere ve özellikle radyasyona karşı
08:46
and, most notably, radiation.
161
526440
2200
dayanıklı olmasıyla tanınır.
08:49
While its radiation tolerance mechanisms are known,
162
529440
2695
Bu bakterinin radyasyona direnç mekanizması bilindiği hâlde
08:52
we have yet to adapt the relevant genes to mammals.
163
532159
2400
henüz söz konusu genleri memelilere aktaramadık.
08:55
To do so is not particularly easy.
164
535520
2616
Bunu yapmak pek de kolay değil.
08:58
There are many facets that go into its radiation tolerance,
165
538160
2816
Bu bakterinin radyasyon mekanizmasına ait bir sürü özellik var
09:01
and it's not as simple as transferring one gene.
166
541000
2240
ve bunları aktarmak bir geni aktarmak kadar kolay değil.
09:03
But given a little bit of human ingenuity
167
543960
3256
Ama bence insan becerisi göze alındığında
09:07
and a little bit of time,
168
547240
1256
biraz zaman verildiğinde
09:08
I think to do so is not very hard either.
169
548520
2440
bunu başarmak o kadar da zor değil.
09:12
Even if we borrow just a fraction of its ability to tolerate radiation,
170
552000
5760
Bu bakterinin radyasyona direnç yeteneğinden bir parça bile alsak
09:18
it would be infinitely better than what we already have,
171
558400
3016
şu ankinden çok daha iyi olurdu.
09:21
which is just the melanin in our skin.
172
561440
1960
Ki şu an sahip olduğumuz tek şey cildimizdeki melanin.
09:24
Using the tools of synthetic biology,
173
564560
2016
Sentetik biyolojinin araçlarını kullanarak
09:26
we can harness Deinococcus radiodurans' ability
174
566600
3016
radyasyonun ölümcül dozlarında yaşayabilmek için
09:29
to thrive under otherwise very lethal doses of radiation.
175
569640
3720
Deinococcus radiodurans'ın becerilerinden yararlanabiliriz.
09:35
As difficult as it is to see,
176
575760
1480
Her ne kadar görmesi zor olsa da
09:37
homo sapiens, that is humans,
177
577920
2320
homo sapiensler, insanlar,
09:41
evolves every day,
178
581200
2296
her gün evrimleşiyor
09:43
and still continues to evolve.
179
583520
1920
ve hâlâ da evrimleşmeye devam ediyor.
09:46
Thousands of years of human evolution
180
586360
1776
İnsan evriminin binlerce yılı,
09:48
has not only given us humans like Tibetans,
181
588160
2976
düşük oksijen şartlarında yaşayabilen Tibetli insanları
09:51
who can thrive in low-oxygen conditions,
182
591160
2576
ortaya çıkarmakla kalmayıp
09:53
but also Argentinians, who can ingest and metabolize arsenic,
183
593760
4936
Arjantinlileri, sıradan bir insanı öldüren bir kimyasal element olan arseniği
09:58
the chemical element that can kill the average human being.
184
598720
2800
yiyebilen ve sindirebilen insanları, ortaya çıkardı.
10:02
Every day, the human body evolves by accidental mutations
185
602360
3696
Her gün insan vücudu belirli insanların kazara
10:06
that equally accidentally allow certain humans
186
606080
2856
kötü şartlara dayanıklı yapan ve kazara gerçekleşen mutasyonlarla
10:08
to persevere in dismal situations.
187
608960
2240
evrimleşiyor.
10:12
But, and this is a big but,
188
612160
1880
Ama, bu ama önemli,
10:15
such evolution requires two things that we may not always have,
189
615480
4176
Böyle bir evrim hep sahip olamayacağımız yada karşılayamayacağımız
10:19
or be able to afford,
190
619680
1440
iki şey gerektiriyor:
10:22
and they are death and time.
191
622120
2240
Ölüm ve zaman.
10:25
In our species' struggle to find our place in the universe,
192
625560
3016
Türümüzün evrendeki yerini bulma mücadelesinde,
10:28
we may not always have the time necessary
193
628600
2456
Dünya harici gezegenlerde hayatta kalması için gereken
10:31
for the natural evolution of extra functions
194
631080
2536
ilave fonksiyonlarının doğal evrimi için
10:33
for survival on non-Earth planets.
195
633640
2000
yeterli zamanıımız hep olmayabilir.
10:36
We're living in what E.O. Wilson has termed the age of gene circumvention,
196
636360
4496
E.O. Wilson'ın genlerden kaçma çağı dediği
10:40
during which we remedy our genetic defects like cystic fibrosis or muscular dystrophy
197
640880
5376
kistik fibroz, kas distrofisi gibi genetik bozukluklarımızın çaresine
10:46
with temporary external supplements.
198
646280
2600
geçici dış ilavelerle baktığımız bir dönemde yaşıyoruz.
10:49
But with every passing day,
199
649960
1536
Ancak geçen her günle birlikte
10:51
we approach the age of volitional evolution,
200
651520
3176
yapay evrim çağına, bir tür olarak bizlerin
10:54
a time during which we as a species
201
654720
1976
kendi genetik kaderimize
10:56
will have the capacity to decide for ourselves our own genetic destiny.
202
656720
4880
karar verme kapasitesine sahip olacağımız bir çağa yaklaşıyoruz.
11:02
Augmenting the human body with new abilities
203
662720
2336
İnsan vücudunun yeni yeteneklerinin artacağından bahsederken
11:05
is no longer a question of how,
204
665080
2080
artık nasıl değil,
11:07
but of when.
205
667920
1200
ne zaman diye soruyoruz.
11:10
Using synthetic biology
206
670240
1256
Sentetik biyolojinin, bir organizmanın
11:11
to change the genetic makeup of any living organisms,
207
671520
3096
özellikle kendimizin genetik yapısını
11:14
especially our own,
208
674640
1216
değiştirmede kullanılması hakkında
11:15
is not without its moral and ethical quandaries.
209
675880
2320
değerler ve ahlaksal olarak bazı kuşkular yok değil.
11:19
Will engineering ourselves make us less human?
210
679280
2520
Kendi genetiğimizi değiştirmek bizi daha az mı insan yapacak?
11:22
But then again, what is humanity
211
682960
2256
Kaldı ki, insanlık bir şekilde bilinç sahibi olmuş
11:25
but star stuff that happens to be conscious?
212
685240
2520
üstün şeyden başka nedir ki?
11:29
Where should human genius direct itself?
213
689200
2440
İnsan dehası kendini nereye yönlendirmeli?
11:32
Surely it is a bit of a waste to sit back and marvel at it.
214
692640
3920
Elbette öylece oturup kendi dehamıza şaşıp durmak zaman kaybıdır.
11:37
How do we use our knowledge
215
697800
1336
Bilgimizi, kendimizi dış tehlikelerden
11:39
to protect ourselves from the external dangers
216
699160
3256
ve de kendimizden korumak için
11:42
and then protect ourselves from ourselves?
217
702440
2640
nasıl kullanırız?
11:46
I pose these questions
218
706400
1416
Bu soruları
11:47
not to engender the fear of science
219
707840
2176
bilime karşı korku yaratmak için değil
bilimin bizim için yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini
11:50
but to bring to light the many possibilities
220
710040
2376
11:52
that science has afforded and continues to afford us.
221
712440
3400
meydana çıkarmak için soruyorum.
11:56
We must coalesce as humans to discuss and embrace the solutions
222
716760
3976
İnsanlar olarak, çözümleri
12:00
not only with caution
223
720760
1200
ihtiyatın yanı sıra cesaretle
12:02
but also with courage.
224
722640
1960
tartışmak ve kabul etmek için bir araya gelmeliyiz.
12:06
Mars is a destination,
225
726200
3600
Mars bir hedef,
12:10
but it will not be our last.
226
730440
1600
ama son hedefimiz olmayacak.
12:13
Our true final frontier is the line we must cross
227
733000
2856
Gerçek son sınırımız, türümüzün inanılmaz zekâsıyla
12:15
in deciding what we can and should make of our species' improbable intelligence.
228
735880
4720
neler yapabileceğimize ve yapmamıza karar vermemiz gereken çizgidir.
12:21
Space is cold, brutal and unforgiving.
229
741880
4240
Uzay soğuk, acımasız ve affetmezdir.
12:27
Our path to the stars will be rife with trials
230
747120
2416
Yıldızlara olan yolculuğumuz,
12:29
that will bring us to question not only who we are
231
749560
2976
bizi kim olduğumuz ve nereye gittiğimiz sorusuna getiren
12:32
but where we will be going.
232
752560
1760
imtihanlarla dolu olacak.
12:35
The answers will lie in our choice to use or abandon the technology
233
755160
3576
Cevaplar ise hayatın kendisinden topladığımız teknolojiyi kullanma veya
12:38
that we have gleaned from life itself,
234
758760
2096
terk etme arasındaki seçimimizde saklı olacak
12:40
and it will define us for the remainder of our term in this universe.
235
760880
3856
ve cevaplar bizi bu evrendeki dönemimizden geri kalanlar olarak tanımlayacak.
12:44
Thank you.
236
764760
1216
Teşekkür ederim.
12:46
(Applause)
237
766000
4619
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7