Let's clean up the space junk orbiting Earth | Natalie Panek

140,090 views ・ 2017-01-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Laçin Alp Yeni Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
Our lives depend
0
12800
1456
Hayatlarımız,
00:14
on a world we can't see.
1
14280
1760
göremediğimiz bir dünyaya bağlı.
00:16
Think about your week so far.
2
16920
2016
Şimdiye kadar geçen haftanızı düşünün.
00:18
Have you watched TV, used GPS,
3
18960
3216
Televizyon izlediniz mi? GPS kullandınız mı?
00:22
checked the weather or even ate a meal?
4
22200
2960
Hava durumunu kontrol ettiniz mi? Hatta yemek yediniz mi?
00:25
These many things that enable our daily lives
5
25720
2696
Bunlar, direkt ya da direkt olmadan uydulara bağlı olan
00:28
rely either directly or indirectly
6
28440
2856
hayatımızı yaşamamıza olanak tanıyan
00:31
on satellites.
7
31320
1696
şeyler.
00:33
And while we often take for granted
8
33040
1936
Uyduların bize sağladığı hizmetleri
00:35
the services that satellites provide us,
9
35000
2536
sıklıkla kullandıkça,
00:37
the satellites themselves deserve our attention
10
37560
2816
uydular, kendileri
00:40
as they are leaving a lasting mark
11
40400
1976
uzayda kalıcı bir iz bıraktıkları için
00:42
on the space they occupy.
12
42400
1719
dikkatimizi hak ediyorlar.
00:44
People around the world rely on satellite infrastructure every day
13
44720
3616
Dünya üzerindeki insanlar her gün, iletişim kurmak, bilgi almak
00:48
for information, entertainment and to communicate.
14
48360
4056
ve eğlenmek için bu altyapıya bel bağlıyor.
00:52
There's agricultural and environmental monitoring,
15
52440
2856
Tarımsal ve çevresel izleme,
00:55
Internet connectivity, navigation.
16
55320
3056
internet bağlantısı, navigasyon var.
00:58
Satellites even play a role
17
58400
1696
Uydular, finansal ve enerji pazarlarımızın
01:00
in the operation of our financial and energy markets.
18
60120
3480
operasyonunda bile rol oynar.
01:04
But these satellites that we rely on
19
64120
1896
Ancak her gün bel bağladığımız
01:06
day in and day out
20
66040
1656
bu uydular
01:07
have a finite life.
21
67720
1656
sınırlı bir ömre sahip.
01:09
They might run out of propellant,
22
69400
1896
İtici güçleri bitebilir,
01:11
they could malfunction,
23
71320
1536
arızalanabilirler
01:12
or they may just naturally reach the end of their mission life.
24
72880
3695
veya doğal olarak görev sürelerinin sonuna ulaşırlar.
01:16
At this point, these satellites effectively become space junk,
25
76599
4137
Bu noktada, bu uydular yörünge çevresini karmakarışık hâle getiren bir şekilde
01:20
cluttering the orbital environment.
26
80760
2320
uzay çöpüne dönüşürler.
01:23
So imagine you're driving down the highway on a beautiful, sunny day
27
83840
3616
Harika bir Pazar günü işlerinizi halletmek için çevre yolunda
01:27
out running errands.
28
87480
1416
araç sürdüğünüzü hayal edin.
01:28
You've got your music cranked,
29
88920
1656
Müziğiniz var,
01:30
your windows rolled down,
30
90600
1456
pencereniz açık,
01:32
with the cool breeze blowing through your hair.
31
92080
2696
serin bir esinti saçlarınızı uçuruyor.
01:34
Feels nice, right?
32
94800
1200
İyi hissedersiniz, değil mi?
01:36
Everything is going smoothly
33
96640
2376
Her şey aracınızın yolun ortasında
01:39
until suddenly your car stutters and stalls
34
99040
2656
teklemesine ve durmasına kadar
01:41
right in the middle of the highway.
35
101720
1840
çok güzel gidiyordu.
01:44
So now you have no choice but to abandon your car
36
104160
3296
Şimdi yolun ortasında kalan aracınızı terk etmekten başka
01:47
where it is on the highway.
37
107480
1440
bir çareniz yok.
01:50
Maybe you were lucky enough
38
110200
1336
Belki aracınızı
01:51
to be able to move it out of the way and into a shoulder lane
39
111560
2896
yolun dışına itebilecek kadar şanslıydınız.
01:54
so that it's out of the way of other traffic.
40
114480
2136
Böylelikle diğer araçların yolundan çekildiniz.
01:56
A couple of hours ago,
41
116640
1256
Birkaç saat önce arabanız,
01:57
your car was a useful machine that you relied on in your everyday life.
42
117920
4480
günlük hayatınızda ona bel bağladığınız kullanışlı bir makineydi.
02:03
Now, it's a useless hunk of metal
43
123000
2536
Şimdi, değerli bir ulaşım ağında duran,
02:05
taking up space in a valuable transportation network.
44
125560
3680
kullanışsız bir metal yığını.
02:09
And imagine international roadways all cluttered with broken down vehicles
45
129920
4176
Uluslararası otoyolların, diğer trafiklerin ayağına dolanan,
02:14
that are just getting in the way of other traffic.
46
134120
2856
bozulmuş arabalarla dolu olduğunu hayal edin.
02:17
And imagine the debris that would be strewn everywhere
47
137000
2896
Enkazın her yana dağıldığını hayal edin.
02:19
if a collision actually happened,
48
139920
2456
Eğer bir çarpışma gerçekten olsa
02:22
thousands of smaller pieces of debris
49
142400
2376
binlerce küçük enkaz parçası
02:24
becoming new obstacles.
50
144800
1920
yeni engeller hâline gelecektir.
02:27
This is the paradigm of the satellite industry.
51
147680
3576
İşte bu, uydu endüstrisinin paradigması.
02:31
Satellites that are no longer working
52
151280
2136
Artık çalışmayan uydular
02:33
are often left to deorbit over many, many years,
53
153440
3816
yörünge dışında çok ama çok uzun yıllar boyunca bırakılır
02:37
or only moved out of the way as a temporary solution.
54
157280
3536
veya geçici bir çözüm olarak yolun dışına çıkarılır.
02:40
And there are no international laws in space
55
160840
2256
Uzayda kendimizden sonra temizlememizi
02:43
to enforce us to clean up after ourselves.
56
163120
2640
sağlayacak uluslararası kurallar yoktur.
02:46
So the world's first satellite, Sputnik I,
57
166680
2256
Dünyanın ilk uydusu, Sputnik I, 1957 yılında fırlatıldı
02:48
was launched in 1957,
58
168960
2256
ve bu yılda, dünyada
02:51
and in that year, there were only a total of three launch attempts.
59
171240
3640
toplamda üç fırlatma denemesi yapıldı.
02:55
Decades later and dozens of countries from all around the world
60
175520
3536
On yıllar sonra, dünyanın çevresinden bir düzine ülke
02:59
have launched thousands of more satellites into orbit,
61
179080
3376
yörüngeye binlerce uydu daha fırlattı
03:02
and the frequency of launches is only going to increase in the future,
62
182480
3736
ve bu fırlatmaların sıklığı gelecekte artacaktır.
03:06
especially if you consider things like the possibility
63
186240
2576
Özellikle 900'den fazla takım uydularının
03:08
of 900-plus satellite constellations being launched.
64
188840
3600
fırlatılma ihtimalini göz önüne alırsanız.
03:13
Now, we send satellites to different orbits
65
193560
2056
Şimdi, uyduları ihtiyaçlarına göre farklı
03:15
depending on what they're needed for.
66
195640
2056
yörüngelere fırlatıyoruz.
03:17
One of the most common places we send satellites
67
197720
2336
Uyduları en sık gönderdiğimiz yer
03:20
is the low Earth orbit,
68
200080
1576
alçak Dünya yörüngesi,
03:21
possibly to image the surface of Earth
69
201680
1976
muhtemelen Dünya yüzeyinden
03:23
at up to about 2,000 kilometers altitude.
70
203680
2400
2.000 kilometre yüksekliği hayal edebiliriz.
03:26
Satellites there are naturally buffeted by Earth's atmosphere,
71
206720
3456
Buradaki uydular doğal olarak Dünya atmosferi tarafından sarsılıyor,
03:30
so their orbits naturally decay,
72
210200
1936
bu nedenle yörüngeleri bozuluyor
03:32
and they'll eventually burn up,
73
212160
1536
ve genellikle birkaç yıl içinde
03:33
probably within a couple of decades.
74
213720
1960
yanıyorlar.
03:36
Another common place we send satellites
75
216440
2096
Uyduları genel olarak gönderdiğimiz bir diğer yer ise
03:38
is the geostationary orbit
76
218560
1656
35 bin kilometre yukarıda
03:40
at about 35,000 kilometers altitude.
77
220240
2600
bulunan jeostatik yörüngedir.
03:43
Satellites there remain in the same place above Earth as the Earth rotates,
78
223320
4176
Buradaki uydular dünyanın dönüşü sırasında aynı yerde kalırlar ve
03:47
which enables things like communications or television broadcast, for example.
79
227520
4280
televizyon yayını, iletişim gibi şeyleri mümkün kılar.
03:52
Satellites in high orbits like these could remain there for centuries.
80
232440
4320
Bu yükseklikte bulunan uydular yüzyıllar boyunca orada kalabilir.
03:57
And then there's the orbit coined "the graveyard,"
81
237960
3176
Bazı uyduların hayatlarının sonunda
04:01
the ominous junk or disposal orbits,
82
241160
2616
kasıtlı olarak yerleştirildikleri ve
04:03
where some satellites are intentionally placed
83
243800
2856
sık kullanılan operasyonel yörüngelerin dışına çıkarıldıkları
04:06
at the end of their life
84
246680
1216
"mezarlık" adında
04:07
so that they're out of the way of common operational orbits.
85
247920
3760
icat edilmiş bir yörünge bulunur.
04:12
Of the nearly 7,000 satellites launched since the late 1950s,
86
252800
4576
1950'lerden beri fırlatılmış yaklaşık 7 bin uydunun
04:17
only about one in seven is currently operational,
87
257400
3360
yalnızca yedide biri şu anda operasyonel
04:21
and in addition to the satellites that are no longer working,
88
261360
2896
ve artık çalışmayan uydulara ek olarak,
04:24
there's also hundreds of thousands of marble-sized debris
89
264280
3496
100 binlerce mermer ebatlı enkaz ve milyonlarca
04:27
and millions of paint chip-sized debris
90
267800
2416
boya talaşı büyüklüğünde de enkaz var
04:30
that are also orbiting around the Earth.
91
270240
2000
ve tüm bunlar Dünya çevresinde dönüyor.
04:32
Space debris is a major risk to space missions,
92
272880
2776
Uzay enkazları, yalnızca uzay görevlerine değil,
04:35
but also to the satellites that we rely on each and every day.
93
275680
4000
aynı zamanda her gün güvendiğimiz uydulara da büyük risk oluşturuyor.
04:40
Now, because space debris and junk has become increasingly worrisome,
94
280520
3416
Uzay çöpleri, gittikçe artan bir şekilde endişe verici hâle geldiğinden,
04:43
there have been some national and international efforts
95
283960
2616
ek artıkların üretimini sınırlamamıza yardımcı olacak
04:46
to develop technical standards
96
286600
1496
teknikler geliştirmek için bazı
04:48
to help us limit the generation of additional debris.
97
288120
2920
ulusal ve uluslararası çabalar gösterildi.
04:51
So for example, there are recommendations
98
291480
2256
Örneğin, alçak Dünya yörüngesindeki
04:53
for those low-Earth orbiting spacecraft
99
293760
2096
uzay araçlarının 25 yaşın altında yörüngeden
04:55
to be made to deorbit in under 25 years,
100
295880
3416
ayrılması için öneriler yapıldı
04:59
but that's still a really long time,
101
299320
2096
fakat bu, özellikle yıllardır çalışmayan
05:01
especially if a satellite hasn't been working for years.
102
301440
3320
uydular için çok vakit alıyor.
05:05
There's also mandates for those dead geostationary spacecraft
103
305320
3056
Bu ölü uzay araçlarının mezarlık yörüngesine taşınması için
05:08
to be moved into a graveyard orbit.
104
308400
2240
emirler de bulunmaktadır.
05:11
But neither of these guidelines is binding under international law,
105
311480
3696
Fakat bu yönergelerin hiçbiri uluslararası hukukta bağlayıcı değildir
05:15
and the understanding is that they will be implemented through national mechanisms.
106
315200
4776
ve anlayışın, ulusal mekanizmalar yoluyla uygulanacak olmasıdır.
05:20
These guidelines are also not long-term,
107
320000
2456
Bu yönergeler ayrıca uzun vadeli değildir,
05:22
they're not proactive,
108
322480
1416
ileriye etkin değildir,
05:23
nor do they address the debris that's already up there.
109
323920
3336
zaten yukarıda olan enkazı da ele almazlar.
05:27
They're only in place to limit the future creation of debris.
110
327280
3840
Yalnızca gelecek enkazların oluşumunu sınırlamak için bulunuyorlar.
05:31
Space junk is no one's responsibility.
111
331680
3160
Uzay çöpü kimsenin sorumluluğu değil.
05:35
Now, Mount Everest is actually an interesting comparison
112
335680
2856
Everest Dağı, aslında çevremizle nasıl etkileşim kurduğumuza
05:38
of a new approach to how we interact with our environments,
113
338560
3216
yönelik yeni bir yaklaşımın ilginç bir karşılaştırmasıdır,
05:41
as it's often given the dubious honor
114
341800
2296
çünkü genellikle dünyanın en yüksek
05:44
of being the world's highest garbage dump.
115
344120
3000
çöplüğü olma kuşkusu verir.
05:48
Decades after the first conquest of the world's highest peak,
116
348040
3256
Dünyanın en yüksek zirvesinin fethinden 10 yıllar sonra,
05:51
tons of rubbish left behind by climbers
117
351320
2256
tırmanışçılar tarafından bırakılan tonlarca çöp
05:53
has started to raise concern,
118
353600
1936
endişeleri arttırmış ve
05:55
and you may have read in the news that there's speculation
119
355560
2736
haberleri okuduysanız, Nepal'in dağcıları cezalandıracağı,
05:58
that Nepal will crack down on mountaineers
120
358320
2056
cezaları arttıracağını ve yasal zorunlulukları
06:00
with stricter enforcement of penalties and legal obligations.
121
360400
3560
daha sıkı şekilde uygulayacağı yönündeki spekülasyonları duymuşsunuzdur.
06:04
The goal, of course, is to persuade climbers
122
364600
2416
Amaç, elbette, dağcıları arkalarını
06:07
to clean up after themselves,
123
367040
2176
temizlemeye ikna etmektir,
06:09
so maybe local not-for-profits will pay climbers who bring down extra waste,
124
369240
4896
böylelikle belki yerel kâr amacı gütmeyen kuruluşlar fazla çöp getirenlere ödeme
06:14
or expeditions might organize voluntary cleanup trips.
125
374160
3480
yapabilir ya da gönüllü temizlik seyahatleri organize edilebilir.
06:18
And yet still many climbers feel
126
378120
2256
Ancak yine de pek çok dağcı,
06:20
that independent groups should police themselves.
127
380400
3240
bağımsız grupların kendilerini kontrol etmeleri gerektiğini düşünüyor.
06:24
There's no simple or easy answer,
128
384120
2816
Basit veya kolay bir cevap yoktur ve hatta doğal çevreyi
06:26
and even well-intentioned efforts at conservation
129
386960
3056
koruma konusundaki iyi niyetli çabalar bile bazen
06:30
often run into problems.
130
390040
1840
problemlere neden olur.
06:32
But that doesn't mean we shouldn't do everything in our power
131
392320
3096
Fakat bu güvendiğimiz ve bağlı olduğumuz doğal çevreleri korumak için
06:35
to protect the environments that we rely and depend on,
132
395440
3320
elimizden gelen her şeyi yapmamamız gerektiği anlamına gelmiyor.
06:39
and like Everest, the remote location and inadequate infrastructure
133
399440
4016
Ve Everest gibi, yörünge ortamının uzak konumu ve yetersiz altyapısı,
06:43
of the orbital environment
134
403480
1416
atıkların atılmasını zor
06:44
make waste disposal a challenging problem.
135
404920
2360
bir problem hâline getirir.
06:47
But we simply cannot reach new heights
136
407920
2536
Basitçe, yeni yüksekliklere ulaşamıyoruz
06:50
and create an even higher garbage dump,
137
410480
3056
ve bu dünyadan çıkan atıklarla daha büyük bir
06:53
one that's out of this world.
138
413560
2160
çöp dökümü yaratıyoruz.
06:57
The reality of space
139
417280
1216
Uzayın gerçekliği,
06:58
is that if a component on a satellite breaks down,
140
418520
2576
bir uydu üzerindeki bir bileşen arızalanırsa,
07:01
there really are limited opportunities for repairs,
141
421120
2896
tamir için sınırlı imkânların
07:04
and only at great cost.
142
424040
2040
ve büyük maliyetlerin bulunmasıdır.
07:06
But what if we were smarter about how we designed satellites?
143
426760
3496
Peki ya uyduları nasıl tasarladığımız konusunda daha zeki olsaydık?
07:10
What if all satellites,
144
430280
1296
Ya tüm uydular
07:11
regardless of what country they were built in,
145
431600
2296
yapıldığı ülke gözetilmeksizin
07:13
had to be standardized in some way
146
433920
1896
geri dönüşüm, servis
07:15
for recycling, servicing
147
435840
2536
veya aktif yörünge dışına atmak için
07:18
or active deorbiting?
148
438400
1480
standartlaştılırsa?
07:20
What if there actually were international laws with teeth
149
440560
3536
Uyduları geçici bir çözüm olarak yörüngeden çıkarmak yerine, onları
07:24
that enforced end-of-life disposal of satellites
150
444120
2776
hayatlarının sonlarında kendilerini imha
07:26
instead of moving them out of the way
151
446920
2136
edecekleri uluslararası
07:29
as a temporary solution?
152
449080
1600
dişli yasalar olsaydı?
07:31
Or maybe satellite manufacturers need to be charged a deposit
153
451560
2936
Ya da belki uydu üreticileri, uyduyu
07:34
to even launch a satellite into orbit,
154
454520
2296
yörüngeye gönderirken bir depozito ödemek
07:36
and that deposit would only be returned
155
456840
2456
zorunda olsalar ve ancak uydu
07:39
if the satellite was disposed of properly
156
459320
2536
düzgün şekilde atılırsa veya belirli bir
07:41
or if they cleaned up some quota of debris.
157
461880
2720
kota enkazı temizlerse bu depozitoyu geri alabilseler?
07:45
Or maybe a satellite needs to have technology on board
158
465440
2576
Ya da bir uydunun yörüngeden çıkmasını hızlandıracak
07:48
to help accelerate deorbit.
159
468040
1760
bir teknolojiye sahip olması gerekse?
07:50
There are some encouraging signs.
160
470720
2256
Bazı teşvik edici işaretler var.
07:53
The UK's TechDemoSat-1, launched in 2014, for example,
161
473000
4696
Örneğin, Birleşik Krallığın 2014 yılında fırlatılan TechDemoSat-1 uydusu, küçük bir
07:57
was designed for end-of-life disposal
162
477720
1936
sürükleyici yelken ile ömrünün sonunda
07:59
via a small drag sail.
163
479680
1936
yörüngeden atılmak üzere tasarlanmıştır.
08:01
This works for the satellite because it's small,
164
481640
2576
Bu küçük olduğundan uydular için çok uygun
08:04
but satellites that are higher or in larger orbits
165
484240
3696
ancak daha yüksekte, daha büyük yörüngede olan veya
08:07
or are larger altogether, like the size of school buses,
166
487960
2856
okul otobüsleri gibi, hepsi daha büyük olduğunda,
08:10
will require other disposal options.
167
490840
2416
uydular diğer elden çıkarma seçenekleri gerektiriyor.
08:13
So maybe you get into things like high-powered lasers
168
493280
2976
Bu yüzden kısa dönemde belki güçlendirilmiş lazerler veya
08:16
or tugging using nets or tethers,
169
496280
1816
ağ veya ip kullanarak çekmeyi
08:18
as crazy as those sound in the short term.
170
498120
2320
çılgınca düşünebilirsiniz.
08:21
And then one really cool possibility
171
501160
1896
Yörüngesel çekici tırlar veya
08:23
is the idea of orbital tow trucks or space mechanics.
172
503080
3320
uzay mekanikerleri fikri gerçekten çekici bir olasılık.
08:26
Imagine if a robotic arm
173
506840
1616
Bir çeşit uzay aracındaki bir
08:28
on some sort of space tow truck
174
508480
1856
robot kolunun, bir uydu üzerinde kırık
08:30
could fix the broken components on a satellite,
175
510360
2296
parçaları düzeltebileceğini ve bunları yeniden
08:32
making them usable again.
176
512680
1840
operasyonel hâle getirdiğini düşünün.
08:35
Or what if that very same robotic arm
177
515240
1936
Ya aynı tipte bir robotik kol,
08:37
could refuel the propellant tank on a spacecraft
178
517200
2336
bir uzay aracındaki itici yakıt deposunu
08:39
that relies on chemical propulsion
179
519560
1976
sizin ve benim aracıma benzin koyduğum
08:41
just like you or I would refuel the fuel tanks on our cars?
180
521560
3479
gibi kimyasal çalıştırmayla doldurabilse?
08:45
Robotic repair and maintenance
181
525559
1657
Robotik bakım ve onarım,
08:47
could extend the lives of hundreds of satellites orbiting around the Earth.
182
527240
3720
dünya çevresinde dönen yüzlerce uydunun yaşamını arttırır.
08:52
Whatever the disposal or cleanup options we come up with,
183
532280
2896
Elde ettiğimiz atık ve temizleme seçenekleri ne olursa olsun,
08:55
it's clearly not just a technical problem.
184
535200
2976
bunun yalnızca teknik bir sorun olmadığı açıktır.
08:58
There's also complex space laws and politics that we have to sort out.
185
538200
5056
Ayrıca açıklığa kavuşturduğumuz birçok uzay kanun ve politikası vardır.
09:03
Simply put, we haven't found a way to use space sustainably yet.
186
543280
4160
Basitçe, uzayı sürdürülebilir olarak kullanmanın bir yolunu bulamadık.
09:08
Exploring, innovating to change the way we live and work
187
548720
2896
Yaşadığımız ve çalıştığımız yeri değiştirmek için
09:11
are what we as humans do,
188
551640
1976
biz insanların yaptığı, keşifler,
09:13
and in space exploration,
189
553640
1496
yeniliklerdir ve uzay keşiflerinde,
09:15
we're literally moving beyond the boundaries of Earth.
190
555160
3256
tam olarak dünya sınırlarının ötesine geçiyoruz.
09:18
But as we push thresholds in the name of learning and innovation,
191
558440
3656
Ancak, öğrenme ve yenilik adına eşikleri zorlarken,
09:22
we must remember that accountability for our environments never goes away.
192
562120
5480
çevremiz için hesap verebilirliğin asla
ortadan kalkmadığının bilincinde olmalıyız.
09:28
There is without doubt congestion in the low Earth and geostationary orbits,
193
568520
4176
Şüphesiz, alçak Dünya ve jeostatik yörüngelerinde tıkanıklık var
09:32
and we cannot keep launching new satellites
194
572720
2336
ve tıpkı bozuk bir arabayı karayolunun
09:35
to replace the ones that have broken down
195
575080
2296
orta yerinde bırakmayacağımız gibi,
09:37
without doing something about them first,
196
577400
2056
bozuk olan uydular için bir şeyler
09:39
just like we would never leave a broken down car
197
579480
2456
yapmadan da yeni uyduları
09:41
in the middle of the highway.
198
581960
1400
oraya gönderemeyiz.
09:43
Next time you use your phone,
199
583760
1576
Bir daha telefonunuzu kullandığınızda,
09:45
check the weather or use your GPS,
200
585360
2496
hava durumunu kontrol ettiğinizde
09:47
think about the satellite technologies that make those activities possible.
201
587880
4256
veya GPS kullandığınızda, bu aktiviteleri mümkün kılan uyduları düşünün.
09:52
But also think about the very impact
202
592160
1856
Aynı zamanda da uyduların Dünya'yı
09:54
that the satellites have on the environment surrounding Earth,
203
594040
3296
çevreleyen çevre üzerindeki etkisini düşünün ve birlikte etkimizi
09:57
and help spread the message that together we must reduce our impact.
204
597360
4696
azaltmamız gerektiğini belirten mesajın yayılmasına yardımcı olun.
10:02
Earth orbit is breathtakingly beautiful
205
602080
2536
Dünya yörüngesi nefes kesici bir şekilde güzel
10:04
and our gateway to exploration.
206
604640
2576
ve bizim keşif yolumuz.
10:07
It's up to us to keep it that way.
207
607240
2520
Bu şekilde tutmak bizim elimizde.
10:11
Thank you.
208
611160
1216
Teşekkür ederim.
10:12
(Applause)
209
612400
2080
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7