Jonas Gahr Støre: In defense of dialogue

Jonas Gahr Støre: Diyalog savunması

46,247 views ・ 2012-01-11

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zeynep Duygu Tamer Gözden geçirme: Yasemin Bayraktar
00:15
Amongst all the troubling deficits we struggle with today --
0
15260
3000
Günümüzde mücadele ettiğimiz bütün eksiklikler arasında --
00:18
we think of financial and economic primarily --
1
18260
3000
öncelikle finansal ve ekonomik olanları düşünüyoruz --
00:21
the ones that concern me most
2
21260
2000
beni en çok ilgilendireni
00:23
is the deficit of political dialogue --
3
23260
2000
politik diyalog eksikliği --
00:25
our ability to address modern conflicts
4
25260
2000
modern çatışmaları oldukları haliyle
00:27
as they are,
5
27260
2000
irdeleme becerimiz,
00:29
to go to the source of what they're all about
6
29260
3000
varoluş nedeninin kaynağına gitmek
00:32
and to understand the key players
7
32260
2000
ve kilit oyuncuları anlamak ve
00:34
and to deal with them.
8
34260
2000
onlarla anlaşmak.
00:36
We who are diplomats,
9
36260
2000
Biz diplomatlar,
00:38
we are trained to deal with conflicts between states and issues between states.
10
38260
3000
devletler arasındaki çatışmalar ve sorunları çözmek için eğitildik.
00:41
And I can tell you, our agenda is full.
11
41260
3000
Ve size şunu söyleyebilirim, ajandamız dolu.
00:44
There is trade, there is disarmament,
12
44260
2000
Ticaret var, silahsızlandırma var,
00:46
there is cross-border relations.
13
46260
3000
sınırlar arası ilişkiler var.
00:49
But the picture is changing,
14
49260
2000
Ama resim değişiyor,
00:51
and we are seeing that there are new key players
15
51260
3000
ve manzaraya çıkan yeni önemli oyuncuların
00:54
coming onto the scene.
16
54260
2000
varolduğunu görüyoruz.
00:56
We loosely call them "groups."
17
56260
3000
Onlara genel tabirle "gruplar" diyoruz.
00:59
They may represent social, religious,
18
59260
3000
Sosyal, dini, politik, ekonomik,
01:02
political, economic, military realities.
19
62260
3000
askeri gerçekleri temsil edebilirler.
01:05
And we struggle with how to deal with them.
20
65260
2000
Ve onlarla nasıl uğraşacağımıza dair zorluk çekiyoruz.
01:07
The rules of engagement:
21
67260
2000
Diyaloğun kuralları şunlardır:
01:09
how to talk, when to talk,
22
69260
2000
nasıl konuşmalı, ne zaman konuşmalı,
01:11
and how to deal with them.
23
71260
3000
ve onlarla nasıl anlaşmalı.
01:14
Let me show you a slide here
24
74260
2000
Size 1946'dan bugüne dek
01:16
which illustrates the character of conflicts
25
76260
2000
yaşanan çatışmaların karakterini gösteren
01:18
since 1946 until today.
26
78260
2000
bir slayt göstereyim.
01:20
You see the green
27
80260
2000
Yeşilin geleneksel
01:22
is a traditional interstate conflict,
28
82260
3000
devlet içi bir çatışmayı temsil ettiğini görüyorsunuz,
01:25
the ones we used to read about.
29
85260
3000
eskiden hakkında okuduklarımız.
01:28
The red is modern conflict,
30
88260
2000
Kırmızı, modern çatışma,
01:30
conflicts within states.
31
90260
3000
devletler arası çatışmayı temsil ediyor.
01:33
These are quite different,
32
93260
2000
Bunlar oldukça farklılar,
01:35
and they are outside the grasp
33
95260
3000
ve modern diplomasinin idrağı
01:38
of modern diplomacy.
34
98260
3000
dışındalar.
01:41
And the core of these key actors
35
101260
2000
Ve bu kilit oyuncuların özünde
01:43
are groups
36
103260
2000
ülkeler içinde
01:45
who represent different interests
37
105260
2000
farklı çıkarları temsil eden
01:47
inside countries.
38
107260
2000
gruplar yatıyor.
01:49
And the way they deal with their conflicts rapidly spreads to other countries.
39
109260
3000
Ve çatışmalarını çözümleme yöntemleri hızla diğer ülkelere yayılıyor.
01:52
So in a way, it is everybody's business.
40
112260
3000
Yani bir bakıma, herkesi ilgilendiren bir konu.
01:56
Another acknowledgment we've seen during these years,
41
116260
2000
Geçtiğimiz bu yıllar süresince gördüğümüz bir diğer
01:58
recent years,
42
118260
2000
gerçek ise,
02:00
is that very few
43
120260
2000
devlet içinde
02:02
of these domestic interstate, intrastate conflicts
44
122260
4000
yaşanan bu çatışmaların sadece birkaçı askeri olarak
02:06
can be solved militarily.
45
126260
2000
çözülebilir.
02:08
They may have to be dealt with with military means,
46
128260
2000
Belki askeri yöntemlerle halledilmeleri gerekebilir,
02:10
but they cannot be solved by military means.
47
130260
3000
ama aynı yöntemlerle çözülemezler.
02:13
They need political solutions.
48
133260
2000
Politik çözümlere ihtiyaçları var.
02:15
And we, therefore, have a problem,
49
135260
2000
Bu nedenle bir sorunumuz var,
02:17
because they escape traditional diplomacy.
50
137260
3000
çünkü geleneksel diplomasiden kaçıyorlar.
02:20
And we have among states
51
140260
2000
Ve devletler arasında, onlarla
02:22
a reluctance in dealing with them.
52
142260
2000
diyalog kurma konusunda çekincemiz var.
02:24
Plus, during the last decade,
53
144260
2000
Ayrıca, geçen on yıl boyunca,
02:26
we've been in the mode
54
146260
2000
gruplarla diyalog kurmanın
02:28
where dealing with groups
55
148260
2000
kavramsal ve politik açıdan
02:30
was conceptually and politically dangerous.
56
150260
3000
tehlikeli olduğu bir dönemdeydik.
02:33
After 9/11,
57
153260
2000
11 Eylül'den sonra,
02:35
either you were with us or against us.
58
155260
2000
ya bizimleydiniz, ya da bize karşıydınız.
02:37
It was black or white.
59
157260
2000
Siyah ya da beyazdı.
02:39
And groups are very often
60
159260
2000
Ve gruplar sıklıkla hemen
02:41
immediately label terrorists.
61
161260
2000
terörist olarak adlandırılıyor.
02:43
And who would talk to terrorists?
62
163260
3000
Ve kim teröristlerle konuşur ki?
02:46
The West, as I would see it,
63
166260
2000
Batı, benim gördüğüm kadarıyla,
02:48
comes out of that decade weakened,
64
168260
2000
o dönemden gücünü kaybederek çıktı,
02:50
because we didn't understand the group.
65
170260
3000
çünkü grubu anlamadık.
02:53
So we've spent more time
66
173260
2000
Başkalarıyla nasıl konuşacağımızı
02:55
on focusing on why we should not talk to others
67
175260
3000
anlamak yerine neden konuşmamamız gerektiğine
02:58
than finding out how we talk to others.
68
178260
2000
odaklanmaya daha fazla zaman harcadık.
03:00
Now I'm not naive.
69
180260
3000
Şimdi ben saf değilim.
03:03
You cannot talk to everybody all the time.
70
183260
2000
Herkesle her zaman konuşamazsınız.
03:05
And there are times you should walk.
71
185260
3000
Ve bazen kalkıp gitmeniz gerekir.
03:08
And sometimes military intervention is necessary.
72
188260
2000
Ve bazen askeri müdahale gerekli.
03:10
I happen to believe that Libya was necessary
73
190260
3000
Libya ve Afganistan'a yapılan askeri müdahalelerin
03:13
and that military intervention in Afghanistan was also necessary.
74
193260
3000
gerekli olduğuna inanan insanlardan biriyim.
03:16
And my country relies on its security
75
196260
3000
Benim ülkem güvenliğini askeri işbirlik
03:19
through military alliance, that's clear.
76
199260
3000
yoluyla koruyor, bu çok açık.
03:22
But still we have a large deficit
77
202260
3000
Ama yine de moden çatışmayı
03:25
in dealing with and understanding modern conflict.
78
205260
2000
anlamak ve başa çıkmak konusunda büyük bir eksikliğimiz var.
03:27
Let us turn to Afghanistan.
79
207260
3000
Afganistan'a dönelim.
03:30
10 years after that military intervention,
80
210260
2000
O askeri müdahaleden 10 yıl sonra,
03:32
that country is far from secure.
81
212260
2000
ülke güvenli bir yer olmaktan uzak.
03:34
The situation, to be honest, is very serious.
82
214260
3000
Durum, dürüst olmak gerekirse, oldukça ciddi.
03:37
Now again, the military is necessary,
83
217260
3000
Ordu gerçekten gerekli,
03:40
but the military is no problem-solver.
84
220260
3000
ama sorunları çözemiyor.
03:43
When I first came to Afghanistan in 2005 as a foreign minister,
85
223260
3000
2005'te Afganistan'a dışişleri bakanı olarak ilk geldiğimde,
03:46
I met the commander of ISAF,
86
226260
2000
ISAF, uluslararası birliklerin
03:48
the international troops.
87
228260
2000
komutanı ile tanıştım.
03:50
And he told me that, "This can be won militarily, minister.
88
230260
3000
Ve bana şöyle dedi: "Bu askeri yolla kazanılabilir, bakanım.
03:53
We just have to persevere."
89
233260
3000
Sadece direnmemiz gerekiyor."
03:56
Now four COM ISAF's later,
90
236260
2000
Şimdi 4 ISAF komutanından sonra,
03:58
we hear a different message:
91
238260
2000
farklı bir mesaj duyuyoruz:
04:00
"This cannot be won militarily.
92
240260
2000
"Bu askeri yolla kazanılamaz.
04:02
We need military presence,
93
242260
2000
Ordunun varlığına ihtiyacımız var,
04:04
but we need to move to politics.
94
244260
2000
ama politikaya yönelmeliyiz.
04:06
We can only solve this through a political solution.
95
246260
3000
Bu durumu sadece politik bir çözümle çözebiliriz.
04:09
And it is not us who will solve it;
96
249260
3000
Ve çözecek olan bizler değiliz;
04:12
Afghans have to solve it."
97
252260
2000
Afgan halkı çözmeli."
04:14
But then they need a different political process
98
254260
2000
Ama sonra onlara 2001, 2002'de verilenden
04:16
than the one they were given in 2001, 2002.
99
256260
4000
daha farklı bir politik sürece ihtiyaçları var.
04:20
They need an inclusive process
100
260260
3000
Bu çok karmaşık toplumun
04:23
where the real fabric of this very complicated society
101
263260
3000
gerçek dokusunun sorunlarıyla başedebileceği
04:26
can deal with their issues.
102
266260
2000
kapsamlı bir sürece ihtiyaçları var.
04:28
Everybody seems to agree with that.
103
268260
2000
Herkes bu konuda hemfikir gibi görünüyor.
04:30
It was very controversial to say three, four, five years ago.
104
270260
3000
Üç, dört, beş yıl önce bunu söylemek tartışmaya neden oluyordu.
04:33
Now everybody agrees.
105
273260
2000
Şimdi herkes hemfikir.
04:35
But now, as we prepare to talk,
106
275260
3000
Ama şimdi, konuşmaya hazırlanırken,
04:38
we understand how little we know.
107
278260
2000
ne kadar az şey bildiğimizi anlıyoruz.
04:40
Because we didn't talk.
108
280260
2000
Çünkü konuşmadık.
04:42
We didn't grasp what was going on.
109
282260
3000
Neler olup, bittiğini idrak edemedik.
04:45
The International Committee of the Red Cross, the ICRC,
110
285260
3000
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi herkesle
04:48
is talking to everyone,
111
288260
2000
konuşuyor ve
04:50
and it is doing so because it is neutral.
112
290260
3000
tarafsız olduğu için konuşuyor.
04:53
And that's one reason why
113
293260
2000
Ve o organizasyonun muhtemelen
04:55
that organization probably
114
295260
2000
modern çatışmayı anlamak için
04:57
is the best informed key player
115
297260
2000
en bilgili anahtar oyuncu
04:59
to understand modern conflict --
116
299260
2000
olmasının bir nedeni bu --
05:01
because they talk.
117
301260
2000
çünkü konuşuyorlar.
05:03
My point is that you don't have to be neutral to talk.
118
303260
4000
Demek istediğim, konuşmak için tarafsız olmanıza gerek yok.
05:07
And you don't have to agree
119
307260
2000
Öteki tarafla oturduğunuzda
05:09
when you sit down with the other side.
120
309260
2000
hemfikir olmanıza gerek yok.
05:11
And you can always walk.
121
311260
3000
Her zaman kalkıp, gidebilirsiniz.
05:14
But if you don't talk,
122
314260
2000
Ama eğer konuşmazsanız,
05:16
you can't engage the other side.
123
316260
2000
karşı tarafı dahil edemezsiniz.
05:18
And the other side which you're going to engage
124
318260
2000
Ve dahil edeceğiniz diğer taraf tamamen
05:20
is the one with whom you profoundly disagree.
125
320260
3000
karşı fikirlere sahip olan taraftır.
05:23
Prime Minister Rabin said when he engaged the Oslo process,
126
323260
3000
Prime Minister Rabin Oslo sürecini devreye soktuğunda şöyle dedi:
05:26
"You don't make peace with your friends,
127
326260
2000
"Dostlarınızla barış yapmazsınız,
05:28
you make peace with your enemies."
128
328260
2000
düşmanlarınızla barış yaparsınız."
05:30
It's hard, but it is necessary.
129
330260
3000
Zor, ama gerekli.
05:33
Let me go one step further.
130
333260
2000
Bir adım ileri gideyim.
05:35
This is Tahrir Square.
131
335260
2000
Burası Tahrir Meydanı.
05:37
There's a revolution going on.
132
337260
2000
Burada bir devrim gerçekleşiyor.
05:39
The Arab Spring is heading into fall
133
339260
2000
Arap Baharı sonbahara giriyor
05:41
and is moving into winter.
134
341260
2000
ve kışa doğru ilerliyor.
05:43
It will last for a long, long time.
135
343260
3000
Çok uzun zaman boyunca sürecek.
05:46
And who knows what it will be called in the end.
136
346260
3000
Sonunda adının ne olacağını kim bilir.
05:49
That's not the point.
137
349260
2000
Konu o değil.
05:51
The point is that we are probably seeing,
138
351260
3000
Konu, muhtemel olarak Arap dünyasının
05:54
for the first time in the history of the Arab world,
139
354260
2000
tarihinde ilk kez, en alt tabakadan başlayan bir devrim,
05:56
a revolution bottom-up --
140
356260
2000
halkın devrimini görüyor
05:58
people's revolution.
141
358260
2000
olmamız.
06:00
Social groups are taking to the streets.
142
360260
3000
Sosyal gruplar sokakları dolduruyorlar.
06:03
And we find out in the West
143
363260
2000
Ve batıdaki bizler neler olduğuna dair
06:05
that we know very little about what's happening.
144
365260
3000
çok az şey bildiğimizin farkına vardık.
06:08
Because we never talk to the people in these countries.
145
368260
4000
Çünkü bu ülkelerdeki insanlarla hiçbir zaman konuşmuyoruz.
06:12
Most governments followed
146
372260
2000
Çoğu devletler, bu farklı gruplardan
06:14
the dictate of the authoritarian leaders
147
374260
2000
uzak durmak için otoriter liderlerinin
06:16
to stay away from these different groups,
148
376260
2000
buyruklarına itaat ettiler, çünkü bu gruplar
06:18
because they were terrorists.
149
378260
4000
teröristlerden oluşuyordu.
06:22
So now that they are emerging in the street
150
382260
2000
Şimdi ise sokaklara çıktılar ve bizler
06:24
and we salute the democratic revolution,
151
384260
3000
demokratik devrimi saygı ile selamlıyoruz,
06:27
we find out how little we know.
152
387260
2000
ve ne kadar az şey bildiğimizi anlıyoruz.
06:29
Right now, the discussion goes,
153
389260
2000
Şu anda, tartışma şu yönde ilerliyor,
06:31
"Should we talk to the Muslim Brotherhood?
154
391260
3000
"Müslüman Kardeşliği ile konuşmalı mıyız?
06:34
Should we talk to Hamas?
155
394260
2000
Hamas ile konuşmalı mıyız?
06:36
If we talk to them, we may legitimize them."
156
396260
3000
Eğer konuşursak, onları meşrulaştırabiliriz."
06:39
I think that is wrong.
157
399260
2000
Bence bu yanlış.
06:41
If you talk in the right way, you make it very clear
158
401260
2000
Eğer doğru şekilde konuşursanız, konuşmanın anlaşmak olmadığını
06:43
that talking is not agreeing.
159
403260
3000
çok açıkça belirtmiş olursunuz.
06:46
And how can we tell the Muslim Brotherhood,
160
406260
2000
Müslüman Kardeşler'e, gerektiği gibi, azınlık haklarına
06:48
as we should,
161
408260
2000
saygı duymak
06:50
that they must respect minority rights,
162
410260
4000
zorunda olduklarını nasıl söyleriz,
06:54
if we don't accept majority rights?
163
414260
3000
bizler çoğunluk haklarını kabullenmezsek?
06:57
Because they may turn out to be a majority.
164
417260
3000
Çünkü sonuçta onlar bir çoğunluk olarak çıkabilirler.
07:00
How can we escape [having] a double-standard,
165
420260
3000
Çifte standarta sahip olmaktan nasıl kaçabiliriz,
07:03
if we at the same time preach democracy
166
423260
3000
eğer demokrasi vaazi verip, aynı zamanda
07:06
and at the same time
167
426260
2000
temsilci olan gruplarla
07:08
don't want to deal with the groups that are representative?
168
428260
2000
diyalog kurmazsak?
07:10
How will we ever be interlocutors?
169
430260
3000
Nasıl muhatap olacağız?
07:13
Now my diplomats are instructed
170
433260
2000
Diplomatlarıma tüm bu gruplarla
07:15
to talk to all these groups.
171
435260
2000
konuşmaları talimatı verildi.
07:17
But talking can be done in different ways.
172
437260
3000
Ama konuşma farklı yollarla yapılabilir.
07:20
We make a distinction between talking from a diplomatic level
173
440260
3000
Diplomatik bir seviyeden konuşmak ile politik seviyeden konuşmak
07:23
and talking at the political level.
174
443260
3000
arasında bir ayrım yapıyoruz.
07:26
Now talking can be accompanied with aid or not with aid.
175
446260
3000
Şimdi diyalog yardım ya da yardım olmaksızın kurulabilir.
07:29
Talking can be accompanied with inclusion or not inclusion.
176
449260
3000
Diyalog dahil edici ya da dışlayıcı olabilir.
07:32
There's a big array
177
452260
2000
Bununla başetmenin
07:34
of the ways of dealing with this.
178
454260
2000
bir sürü yöntemi var.
07:36
So if we refuse
179
456260
2000
Yani eğer
07:38
to talk to these new groups
180
458260
3000
gelecek yıllarda haberlere
07:41
that are going to be dominating the news in years to come,
181
461260
3000
hükmedecek bu gruplarla konuşmayı reddersek,
07:44
we will further radicalization,
182
464260
2000
radikalleşmeyi daha da ileri götüreceğimize
07:46
I believe.
183
466260
2000
inanıyorum.
07:48
We will make the road from violent activities into politics
184
468260
3000
Saldırgan eylemlerden politikaya geçiş yolunu katetmeyi
07:51
harder to travel.
185
471260
2000
daha da zorlaştırırız.
07:53
And if we cannot demonstrate to these groups
186
473260
3000
Eğer bu gruplara, demokrasiye doğru,
07:56
that if you move towards democracy,
187
476260
2000
devletler arasında medeni ve normal
07:58
if you move towards taking part
188
478260
3000
standartların bir parçasın olma yolunda
08:01
in civilized and normal standards among states,
189
481260
3000
ilerlerlerse, öteki tarafta karşılığını alacaklarını
08:04
there are some rewards on the other side.
190
484260
3000
gösteremezsek.
08:07
The paradox here
191
487260
2000
Buradaki paradoks
08:09
is that the last decade probably was a lost decade
192
489260
3000
geçen on yılın bu konu üzerinde gelişme sağlamak için
08:12
for making progress on this.
193
492260
2000
boşa harcanmış bir dönem olması.
08:14
And the paradox is that the decade before the last decade was so promising --
194
494260
4000
Ve paradoks ondan önceki on yıl oldukça umut verici olmasıydı --
08:18
and for one reason primarily.
195
498260
3000
ve başlıca bir nedenden dolayı.
08:21
And the reason is what happened in South Africa:
196
501260
2000
Ve neden Güney Afrika'da yaşanandan ibaret:
08:23
Nelson Mandela.
197
503260
2000
Nelson Mandela.
08:25
When Mandela came out of prison
198
505260
2000
Madela 27 yıl süren esaretten sonra
08:27
after 27 years of captivity,
199
507260
3000
hapisten çıktığı zaman,
08:30
if he had told his people,
200
510260
2000
eğer halkına şöyle deseydi:
08:32
"It's time to take up the arms,
201
512260
2000
"Silahları ele alma, savaşma
08:34
it's time to fight,"
202
514260
2000
vakti geldi,"
08:36
he would have been followed.
203
516260
2000
herkes onun peşinden giderdi.
08:38
And I think the international community
204
518260
2000
Ve bence uluslararası topluluk şöyle derdi:
08:40
would have said, "Fair enough.
205
520260
2000
"Haklısın. Savaşmak
08:42
It's their right to fight."
206
522260
2000
onların hakkı."
08:44
Now as you know, Mandela didn't do that.
207
524260
3000
Bildiğiniz gibi, Mandela bunu yapmadı.
08:47
In his memoirs, "Long Road to Freedom,"
208
527260
3000
Anı kitabı, "Özgürlüğe Giden Uzun Yol,"da
08:50
he wrote that he survived
209
530260
2000
o esirlik yılları boyunca
08:52
during those years of captivity
210
532260
3000
hayatta kalmasının nedeninin
08:55
because he always decided to look upon his oppressor
211
535260
3000
onu esir eden kişiye bir insan olarak bakmaya
08:58
as also being a human being,
212
538260
3000
karar vermesi olduğunu
09:01
also being a human being.
213
541260
3000
yazdı.
09:04
So he engaged a political process of dialogue,
214
544260
5000
Diyalogtan ibaret bir politik süreç devreye soktu,
09:09
not as a strategy of the weak,
215
549260
3000
zayıfın bir stratejisi olarak değil,
09:12
but as a strategy of the strong.
216
552260
3000
ama güçlünün bir stratejisi olarak.
09:15
And he engaged talking profoundly
217
555260
3000
Ve insanların gelip, konuştuğu
09:18
by settling some of the most tricky issues
218
558260
2000
bir dürüstlük ve uzlaşma süreci yoluyla
09:20
through a truth and reconciliation process
219
560260
3000
en karmaşık sorunların bazılarını çözerek
09:23
where people came and talked.
220
563260
2000
derin bir diyalog devreye soktu.
09:25
Now South African friends will know
221
565260
2000
Güney Afrikalı dostlarımız bunun
09:27
that was very painful.
222
567260
2000
ne kadar acı verici olduğunu biliyor.
09:29
So what can we learn from all of this?
223
569260
3000
Peki bütün bunlardan ne öğrenebiliriz?
09:32
Dialogue is not easy --
224
572260
2000
Diyalog kolay değil --
09:34
not between individuals, not between groups, not between governments --
225
574260
3000
ne kişiler arasında, ne gruplar arasında, ne de devletler arasında --
09:37
but it is very necessary.
226
577260
3000
ama çok gerekli.
09:40
If we're going to deal with political conflict-solving of conflicts,
227
580260
4000
Eğer çatışmaları politik açıdan çözme yoluna gideceksek,
09:44
if we're going to understand these new groups
228
584260
3000
eğer herkesin kullandığı teknoloji ile desteklenen,
09:47
which are coming from bottom-up,
229
587260
3000
aşağıdan gelen bu yeni grupları
09:50
supported by technology, which is available to all,
230
590260
3000
anlayacaksak, biz diplomatlar olarak yemek masasında
09:53
we diplomats cannot be sitting back in the banquets
231
593260
3000
rahat rahat oturup, devletlerarası ilişkilerde
09:56
believing that we are doing interstate relations.
232
596260
3000
bulunduğumuza inanamayız.
09:59
We have to connect
233
599260
2000
Bu derin değişimlerle
10:01
with these profound changes.
234
601260
2000
bağlantı kurmalıyız.
10:03
And what is dialogue really about?
235
603260
2000
Diyalog gerçekten neden ibarettir?
10:05
When I enter into dialogue,
236
605260
2000
Diyolağa girdiğimde,
10:07
I really hope that the other side
237
607260
2000
diğer tarafın benim bakış açımı
10:09
would pick up my points of view,
238
609260
2000
algılamasını, görüşlerimin ve
10:11
that I would impress upon them
239
611260
2000
değerlerimin onlar üzerinde
10:13
my opinions and my values.
240
613260
2000
bir etki bırakmasını umut ederim.
10:15
I cannot do that
241
615260
2000
Diğer tarafın
10:17
unless I send the signals that I will be open
242
617260
2000
görüşlerini dinlemeye açık olacağıma dair
10:19
to listen to the other side's signals.
243
619260
3000
sinyal yollamazsam, bunu yapamam.
10:22
We need a lot more training on how to do that
244
622260
3000
Bunu yapmak için çok daha fazla eğitime
10:25
and a lot more practice
245
625260
2000
ve sorun çözmede nasıl
10:27
on how that can take problem-solving forward.
246
627260
3000
ilerleyeceğimiz konusunda çok daha fazla pratik yapmalıyız.
10:30
We know from our personal experiences
247
630260
2000
Kişisel deneyimlerimizden biliyoruz ki
10:32
that it's easy sometimes
248
632260
2000
bazen yürüyüp gitmek
10:34
just to walk,
249
634260
2000
çok kolaydır,
10:36
and sometimes you may need to fight.
250
636260
3000
ve bazen savaşmanız gerekebilir.
10:39
And I wouldn't say that is the wrong thing in all circumstances.
251
639260
3000
Tüm koşullarda bunu yapmanın yanlış olduğunu söylemem.
10:42
Sometimes you have to.
252
642260
2000
Bazen yapmanız gerekiyor.
10:44
But that strategy seldom takes you very far.
253
644260
3000
Ama o strateji sizi nadiren ileri götürür.
10:47
The alternative is a strategy
254
647260
2000
Alternatif ise bir taahhüt stratejisi
10:49
of engagement and principled dialogue.
255
649260
2000
ve prensip edilmiş bir diyalogtur.
10:51
And I believe we need to strengthen this approach
256
651260
3000
Bu yaklaşımı modern diplomaside sadece devletler arasında değil,
10:54
in modern diplomacy,
257
654260
2000
ama devletler içinde de
10:56
not only between states,
258
656260
2000
kuvvetlendirmemiz gerektiğine
10:58
but also within states.
259
658260
2000
inanıyorum.
11:00
We are seeing some new signs.
260
660260
2000
Yeni bazı belirtiler görüyoruz.
11:02
We could never have done
261
662260
2000
Eğer diplomasiyi, sivil toplumu
11:04
the convention against anti-personnel landmines
262
664260
2000
devreye sokarak farklı bir şekilde yapmasaydık,
11:06
and the convention that is banning cluster munitions
263
666260
4000
insan öldürmeye yönelik mayınlara karşıt kongreyi ve
11:10
unless we had done diplomacy differently,
264
670260
3000
miskey bombasını yasaklayan kongreyi
11:13
by engaging with civil society.
265
673260
2000
asla yapamazdık.
11:15
All of a sudden,
266
675260
2000
Birdenbire,
11:17
NGOs were not only standing in the streets, crying their slogans,
267
677260
3000
sivil toplum kuruluşları yalnızca sokaklarda, sloganlarını hayıkırmıyor,
11:20
but they were taking [them] into the negotiations,
268
680260
3000
aynı zamanda onları müzakerelere götürüyorlardı,
11:23
partly because they represented the victims of these weapons.
269
683260
4000
kısmen bu silahların kurbanlarını temsil ettikleri için.
11:27
And they brought their knowledge.
270
687260
2000
Kendi bilgilerini getirdiler.
11:29
And there was an interaction
271
689260
2000
Ve diplomasi ve alt tabakadan gelen
11:31
between diplomacy and the power coming bottom-up.
272
691260
3000
güçler arasında bir iletişim oldu.
11:34
This is perhaps a first element
273
694260
2000
Bu belki de bir değişimin
11:36
of a change.
274
696260
2000
ilk öğesi.
11:38
In the future, I believe,
275
698260
2000
Gelecekte, inanıyorum ki,
11:40
we should draw examples from these different illustrations,
276
700260
3000
bu farklı tanımlardan örnekler çıkarmalıyız,
11:43
not to have diplomacy
277
703260
2000
halktan ve sivil toplumdan
11:45
which is disconnected from people and civil society.
278
705260
3000
kopuk diplomasi gerçekleştirmek için değil.
11:48
And we have to go also
279
708260
3000
Ve ayrıca geleneksel diplomasi
11:51
beyond traditional diplomacy
280
711260
2000
ötesinden, zamanımızın
11:53
to the survival issue of our times,
281
713260
2000
en can alıcı sorununa gitmeliyiz:
11:55
climate change.
282
715260
2000
iklim değişikliği.
11:57
How are we going to solve climate change through negotiations,
283
717260
3000
Eğer sivil toplumu ve halkı problemin bir parçası değil de,
12:00
unless we are able to make civil society and people,
284
720260
3000
çözümün bir parçası yapmazsak, müzakereler vasıtasıyla
12:03
not part of the problem, but part of the solution?
285
723260
3000
iklim değişikliğini nasıl çözeceğiz?
12:06
It is going to demand an inclusive process of diplomacy
286
726260
3000
Bugün zorlu iklim müzakerelerinin yeni turlarına girerken
12:09
very different from the one we are practicing today
287
729260
3000
uyguladığımızdan çok daha farklı,
12:12
as we are heading to new rounds of difficult climate negotiations,
288
732260
3000
dahil edici bir diplomasi süreci gerekecek.
12:15
but when we move toward something
289
735260
2000
Seferberlik anlamında
12:17
which has to be much more
290
737260
2000
çok daha kapsamlı birşeye doğru
12:19
along a broad mobilization.
291
739260
2000
hareket ediyoruz.
12:21
It's crucial to understand, I believe,
292
741260
3000
Anlamımız çok önemli, teknoloji nedeniyle
12:24
because of technology and because of globalization,
293
744260
2000
ve küreselleşme, alt tabakadan yukarı çıkan
12:26
societies from bottom-up.
294
746260
2000
toplumlar nedeniyle.
12:28
We as diplomats
295
748260
2000
Bizler diplomatlar olarak
12:30
need to know the social capital
296
750260
2000
toplulukların sosyal çıkarlarını
12:32
of communities.
297
752260
2000
bilmeliyiz.
12:34
What is it that makes people trust each other,
298
754260
3000
İnsanların, yalnızca devletler arası değil,
12:37
not only between states,
299
757260
2000
ayrıca devletler içinde,
12:39
but also within states?
300
759260
2000
birbirlerine güvenmelerini sağlayan şey nedir?
12:41
What is the legitimacy of diplomacy,
301
761260
3000
Eğer bu zamanda kabaca grup olarak adlandırdığımız
12:44
of the the solution we devise as diplomats
302
764260
3000
bu daha da geniş toplum güçleri tarafından da
12:47
if they cannot be reflected and understood
303
767260
3000
ifade edilmez ve kavranmazsa,
12:50
by also these broader forces of societies
304
770260
3000
diplomasinin, diplomatlar olarak
12:53
that we now very loosely call groups?
305
773260
4000
tasarladığımız çözümlerinin meşruluğu nedir?
12:58
The good thing is that we are not powerless.
306
778260
2000
İyi olan taraf güçsüz olmamamız.
13:00
We have never had
307
780260
2000
Hiçbir zaman
13:02
as many means of communication,
308
782260
2000
bu kadar çok iletişim aracına,
13:04
means of being connected, means of reaching out,
309
784260
3000
bağlanma, uzanma ve dahil etme aracına
13:07
means of including.
310
787260
2000
sahip olmamıştık.
13:09
The diplomatic toolbox
311
789260
2000
Diplomatik araç kutusu
13:11
is actually full of different tools we can use
312
791260
3000
aslında iletişimimizi güçlendirmek için
13:14
to strengthen our communication.
313
794260
2000
kullanabileceğimiz değişik araçlarla dolu.
13:16
But the problem is that we are coming out of a decade
314
796260
3000
Fakat mesele şu ki, ona dokunmaya korktuğumuz
13:19
where we had a fear of touching it.
315
799260
2000
bir dönemden çıkıyoruz.
13:21
Now, I hope, in the coming years,
316
801260
3000
Şimdi, umarım, gelecek yıllarda,
13:24
that we are able to demonstrate through some concrete examples
317
804260
3000
bazı somut örneklerle korkunun azaldığını ve
13:27
that fear is receding
318
807260
3000
ve sorun çözme yöntemlerini
13:30
and that we can take courage
319
810260
2000
desteklemek için farklı ülkelerdeki
13:32
from that alliance
320
812260
2000
sivil toplumların
13:34
with civil society
321
814260
2000
sahip olduğu o birlikten
13:36
in different countries
322
816260
2000
cesaret alabileceğimizi
13:38
to support their problem-solving,
323
818260
2000
gösterebiliriz, özellikle
13:40
among the Afghans,
324
820260
2000
Afganlar arasında,
13:42
inside the Palestinian population,
325
822260
3000
Filistin nüfusu içinde,
13:45
between the peoples of Palestine and Israel.
326
825260
2000
Filistin ve İsrail halkı arasındaki birliklerden.
13:47
And as we try to understand this broad movement
327
827260
3000
Ve Arap dünyasında yaşanan bu kapsamlı eylemi
13:50
across the Arab world,
328
830260
2000
anlamaya çalışırken,
13:52
we are not powerless.
329
832260
2000
güçsüz değiliz.
13:54
We need to improve the necessary skills,
330
834260
2000
Gerekli becerileri geliştirmemiz gerekiyor,
13:56
and we need the courage to use them.
331
836260
2000
ve onları kullanmak için cesarete ihtiyacımız var.
13:58
In my country,
332
838260
2000
Ülkemde,
14:00
I have seen how the council of Islamist groups
333
840260
5000
İslamcı ve Hristiyan gruplarının konseylerinin
14:05
and Christian groups
334
845260
2000
bir araya geldiklerini,
14:07
came together, not as a government initiative,
335
847260
3000
gördüm, devletin girişimi ile değil,
14:10
but they came together on their own initiative
336
850260
2000
kendi girişimleriyle biraraya geldiler,
14:12
to establish contact and dialogue
337
852260
2000
herşeyin ılımlı bir tonda devam ettiği
14:14
in times where things were pretty low-key tension.
338
854260
4000
bir dönemde temas ve diyalog kurmak için.
14:18
And when tension increased,
339
858260
2000
Ve gerilim yükseldiği zaman,
14:20
they already had that dialogue,
340
860260
3000
zaten o diyaloğu kurmuşlardı
14:23
and that was a strength to deal with different issues.
341
863260
3000
ve bu farklı sorunlarla başa çıkmak için bir kuvvetti.
14:26
Our modern Western societies
342
866260
2000
Modern Batı toplumlarımız
14:28
are more complex than before,
343
868260
2000
eskisinden çok daha karmaşık,
14:30
in this time of migration.
344
870260
2000
bu göç zamanında.
14:32
How are we going to settle and build a bigger "We"
345
872260
3000
Eğer iletişim becerilerimizi geliştirmezsek, nasıl
14:35
to deal with our issues
346
875260
2000
sorunlarımızla başa çıkmak için
14:37
if we don't improve our skills of communication?
347
877260
2000
daha büyük bir "Biz" oluşturacağız?
14:39
So there are many reasons,
348
879260
2000
Ortada birçok neden var,
14:41
and for all of these reasons,
349
881260
2000
ve bütün bu nedenlerden dolayı,
14:43
this is time and this is why we must talk.
350
883260
3000
zaman geldi ve bu yüzden konuşmalıyız.
14:46
Thank you for your attention.
351
886260
2000
Dikkatiniz için teşekkür ederim.
14:48
(Applause)
352
888260
4000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7