Brenda Romero: Gaming for understanding

Brenda Brathwaite: Anlamak için oynamak

26,857 views ・ 2015-07-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Hakan Cengiz Gözden geçirme: Mehmet Emin Yildiz
00:12
When we think of games, there's all kinds of things.
1
12713
2446
Oyunlardan bahsedince akla gelen çok şey var.
Oyunlardan hiç hoşlanmıyor ya da fanatik olabilirsiniz.
00:15
Maybe you're ticked off, or maybe, you're looking forward to a new game.
2
15183
3385
Geç saatlere kadar oyun oynuyor olabilirsiniz.
00:18
You've been up too late playing a game.
3
18592
1858
Bunların hepsi benim başıma geliyor.
00:20
All these things happen to me.
4
20474
1463
Ancak oyunlardan bahsedince
00:21
But when we think about games,
5
21961
1435
AAA statülü diye adlandırdığımız bunun gibi
00:23
a lot of times we think about stuff like this:
6
23420
2170
büyük bütçeli savaş oyunları akla gelir
00:25
first-person shooters, or the big, what we would call AAA games,
7
25614
3031
veya Facebook oyuncusu olabilirsiniz.
00:28
or maybe you're a Facebook game player.
8
28669
1874
Bu partnerimle benim üzerinde çalıştığımız bir alan.
00:30
This is one my partner and I worked on.
9
30567
1875
Belki Facebook oyunları oynuyorsunuz. Bizim şu aralar
ürettiğimiz de bu. Bu daha hafif bir oyun türü.
00:32
Maybe you play Facebook games, and that's what we're making right now.
10
32466
3303
Belki aklınıza Şükran Günü gibi zamanlarda
00:35
This is a lighter form of game.
11
35793
1502
00:37
Maybe you think about the tragically boring board games
12
37319
2603
bizi esir alan sıkıcı karton oyunlar geliyor.
00:39
that hold us hostage in Thanksgiving situations.
13
39946
2242
Mesela bu da gördüğünüz gibi o sıkıcı
00:42
This would be one of the tragically boring board games that you can figure out.
14
42212
3739
pano oyunlarından biri
ya da belki oturma odanızda
00:45
Or maybe you're in your living room,
15
45975
1765
çocuklarınızla Wii ya da benzer bir şey oynuyorsunuz.
00:47
playing with the Wii with the kids,
16
47764
1857
00:49
and there's this whole range of games, and that's very much what I think about.
17
49645
3734
Sizin de bildiğiniz gibi daha pek çok oyun türü sayabiliriz.
Bunlar benim üzerine ciddi manada kafa yorduğum şeyler.
00:53
I make my living from games, I've been lucky enough to do this
18
53403
2941
Hayatımı oyunlardan kazanıyorum.
15 yaşımdan beri bu işi yaptığım için yeterince şanslıyım.
00:56
since I was 15, which also qualifies as I've never really had a real job.
19
56368
3437
Sanki hiçbir zaman gerçek bir işim olmamış gibi.
00:59
But we think about games as fun, and that's completely reasonable,
20
59829
3878
Oyunları eğlendirici olarak düşünürüz
ve bu gayet mantıklı, fakat gelin bunun hakkında biraz düşünelim.
01:03
but let's just think about this.
21
63731
1614
01:05
So this one here, this is the 1980 Olympics.
22
65369
2564
Mesela buradaki 1980 Olimpiyatları.
Siz neredeydiniz bilmiyorum ama ben
01:08
Now I don't know where you guys were,
23
68099
1825
01:09
but I was in my living room.
24
69948
1375
oturma odamdaydım. Resmen dini bir olay gibiydi.
01:11
It was practically a religious event.
25
71347
1802
Bu Amerika'nın Rusya'yı yendiği oyundu
01:13
And this is when the Americans beat the Russians,
26
73173
2587
01:15
and this was -- yes, it was technically a game.
27
75784
2239
ve bu -- evet, teknik olarak bu bir oyundu.
Hokey bir oyundur. Ama bu gerçekten bir oyun muydu?
01:18
Hockey is a game.
28
78047
1327
01:19
But really, was this a game?
29
79398
1746
Yani insanlar ağlıyordu. Annemin bir Monopoly oyunu
01:21
I mean, people cried.
30
81168
1739
01:22
I've never seen my mother cry like that at the end of Monopoly.
31
82931
3341
sonunda bu kadar ağladığını görmedim.
01:26
(Laughter)
32
86296
1142
01:27
And so this was an amazing experience.
33
87462
2352
Bu inanılmaz bir deneyimdi.
01:29
Or, if anybody here is from Boston --
34
89838
2510
Aranızda Bostonlu varsa --
01:32
So when the Boston Red Sox won the World Series
35
92372
3053
Boston Red Sox dünya serisini kazandığında,
01:35
after I believe, 351 years --
36
95449
2907
yanılmıyorsam 351 yıl aradan sonra,
01:38
(Laughter)
37
98380
1277
01:39
when they won the World Series, it was amazing.
38
99681
2259
dünya serisini kazandıklarında, bu inanılmazdı.
01:41
I happened to be living in Springfield at the time,
39
101964
2398
O zamanlar Springfiled'de yaşıyordum
ve bunun en iyi yanı
01:44
and the best part of it was,
40
104386
1995
01:46
you would close the women's door in the bathroom,
41
106405
2613
kadınlar tuvaletinde kapıyı kapatınca
01:49
and I remember seeing "Go Sox," and I thought, really?
42
109042
2891
"Yaşa Sox" yazısını gördüğüm andı. Yani cidden mi?
01:51
Or the houses, you'd come out, because every game,
43
111957
3049
Evden dışarı çıkınca, her oyun,
sanırım her oyun uzatmaya gidiyordu değil mi?
01:55
well, I think almost every game, went into overtime, right?
44
115030
2784
01:57
So we'd be outside, and all the other lights are on in the whole block.
45
117838
3349
Dışarı çıktığınızda tüm bloktaki ışıklar açık olurdu,
çocuklar derslere katılmazdı,
02:01
And kids -- the attendance was down in school,
46
121211
3060
okula gitmezdi.
02:04
kids weren't going to school, but it's OK, it's the Red Sox, right?
47
124295
3148
Ama haklılar sonuçta Red Sox maçı var, değil mi?
02:07
I mean, there's education, and then there's the Red Sox,
48
127467
2647
Yani bir yanda eğitim diğer yanda Red Sox,
ve hangisini seçeceklerini biliyoruz.
02:10
and we know where they're stacked.
49
130138
1765
02:11
So this was an amazing experience,
50
131927
1821
Bu inanılmaz bir deneyimdi, evet yine,
02:13
and again, yes, it was a game, but they didn't write newspaper articles,
51
133772
3489
bu bir oyundu ama hakkında makaleler yazmadılar,
insanlar şöyle demediler; "Red Sox kazandı,
02:17
people didn't say, "You know, really, I can die now, because the Red Sox won."
52
137285
4319
artık huzurla ölebilirim." Birçok insan öldü de.
02:21
And many people did.
53
141628
1450
Yani oyunların bizim için anlamı büyük.
02:23
So games, it means something more to us.
54
143102
2945
02:26
It absolutely means something more.
55
146071
1869
Kesinlikle göründüğünden daha çok şey ifade ediyorlar.
02:27
So now, this is an abrupt transition here.
56
147964
2249
Şimdi burada ani bir geçiş yapacağım.
Gerçek bir iş yaptığım 3 yıllık bir zaman dilimi vardı.
02:30
There was three years where I actually did have a real job, sort of.
57
150237
3302
Üniversitede bir bölümün başkanıydım.
02:33
I was the head of a college department teaching games,
58
153563
2556
Oyunları öğretiyordum. Gerçek bir işe benziyordu.
02:36
so, again, it was sort of a real job,
59
156143
1775
02:37
and now I got to talk about making them as opposed to making them.
60
157942
3637
Yani şimdi oyun yapmak yerine oyun yapmayı anlatmam gerekiyordu.
Bir gün akşam yemeğindeydim. Bölüm başkanı olduğunuzda
02:41
Part of the job of it, when you're a chair of a department,
61
161603
3272
işinizin bir kısmı da yemek yemektir. O konuda da iyiydim.
02:44
is to eat, and I did that very well --
62
164899
1810
Zig Jackson diye biriyle yemekteydik.
02:46
and so I'm out at a dinner with this guy called Zig Jackson.
63
166733
2841
02:49
So this is Zig in this photograph, this is also one of Zig's photographs.
64
169598
3554
Fotoğraftaki kişi Zig. Bu onun kendi fotoğraflarından biri.
O bir fotoğrafçı.
02:53
He's a photographer.
65
173176
1161
Ülkeyi bir baştan bir başa dolaşıp kendini çekiyor
02:54
And he goes all around the country taking pictures of himself,
66
174361
5042
ve burada da onu kızılderili bölgesinde görüyorsunuz.
02:59
and you can see here he's got Zig's Indian Reservation.
67
179427
3372
Bu kare de, daha geleneksel çekimlerinden biri.
03:03
And this particular shot --
68
183126
1520
03:04
this is one of the more traditional shots.
69
184670
3125
Bu bir yağmur dansçısı.
03:07
This is a rain dancer.
70
187819
1663
03:09
And this is one of my favorite shots here.
71
189506
2098
Bu da benim en sevdiğim fotoğraflarından biri.
03:11
So you can look at this, and maybe you've even seen things like this.
72
191628
3255
Buna bakınca buna benzer şeyler gördüğünüzü
düşünebilirsiniz. Bu bir çeşit kültürel anlatım, değil mi?
03:14
This is an expression of culture, right?
73
194907
1924
03:16
And this is actually from his Degradation series.
74
196855
2545
Bu onun Yıkım serisinden bir çalışma.
03:19
And what was most fascinating to me about this series
75
199424
2479
Bu seride en çok ilgimi çeken
03:21
is just, look at that little boy there, can you imagine?
76
201927
2632
mesela buradaki oğlana bir bakın.
Hayal edebiliyor musunuz? Hadi deneyelim! Onun bir
03:24
We can see that's a traditional Native American.
77
204583
2251
03:26
Now I just want to change that guy's race.
78
206858
2038
yerli olduğunu görebiliyoruz. Şimdi onun ırkını
03:28
Just imagine if that's a black guy.
79
208920
1897
değiştirmek istiyorum. Bir zenci olduğunu hayal edelim.
03:30
So, "Honey, come here, let's get you a picture with the black guy." Right?
80
210841
3480
"Hayatım gel şuradaki zenciyle bir fotoğrafını çekeyim."
Değil mi? Yani cidden bunu kimse yapmazdı.
03:34
Like, seriously, nobody would do this.
81
214345
1810
Bu insanı şaşırtıyor ve bu konu bir kızılderili olarak
03:36
It baffles the mind.
82
216179
1385
03:37
And so Zig, being Indian, likewise it baffles his mind.
83
217588
2881
Zig'i de aynı şekilde şaşırtıyor. Şu an yanımda yok ama
03:40
His favorite photograph --
84
220493
1246
03:41
my favorite photograph of his, which I don't have in here --
85
221763
2878
bu en sevdiği fotoğrafı, yani benim en sevdiğim...
Kızılderililerin fotoğrafını çeken bir beyazın fotoğrafını
03:44
is Indian taking picture of white people taking pictures of Indians.
86
224665
3239
çeken bir kızılderili. (Kahkahalar)
03:47
(Laughter)
87
227928
1510
03:49
So I happen to be at dinner with this photographer,
88
229462
2395
İşte bir şekilde bu fotoğrafçıyla yemekteyim
03:51
and he was talking with another photographer
89
231881
2051
ve o başka bir fotoğrafçıyla
03:53
about a shooting that had occurred,
90
233956
1689
bir fotoğraf çekimi üzerine konuşuyor
03:55
and it was on an Indian Reservation.
91
235669
1720
yine kızılderili bölgesinde. Fotoğrafı çekmek için
03:57
He'd taken his camera up there to photograph it,
92
237413
2256
kamerasını götürmüş ama oraya vardığında
03:59
but when he got there, he discovered he couldn't do it.
93
239693
2580
bunu bir türlü yapamadığını farketmiş.
Çekimi yapamamış. Bunun üzerine konuşuyorlardı.
04:02
He just couldn't capture the picture.
94
242297
1782
04:04
And so they were talking back and forth about this question.
95
244103
2895
Fotoğrafı çektin mi çekmedin mi şeklinde.
04:07
Do you take the picture or not?
96
247022
1918
04:08
And that was fascinating to me as a game designer,
97
248964
2381
Bu bir oyun tasarımcısı olarak çok ilgimi çekmişti
04:11
because it never occurs to me,
98
251369
1431
çünkü ben hiçbir zaman, oyunu şu zor konu üzerine
04:12
should I make the game about this difficult topic or not?
99
252824
3148
yapsam mı yapmasam mı diye düşünmem.
04:15
Because we just make things that are fun
100
255996
1914
Çünkü biz hep eğlencelik şeyler yapıyoruz ya da bilirsiniz
04:17
or will make you feel fear, that visceral excitement.
101
257934
3481
sizi korkutacak, müthiş heyecanlandıracak şeyler.
04:21
But every other medium does it.
102
261439
1957
Fakat zaten diğer her yayın aracı bunu yapar.
04:23
So this is my kid.
103
263420
1169
Bu benim kızım Maezza.
04:24
This is Maezza, and when she was seven years old,
104
264613
2673
Bir gün 7 yaşındayken okuldan eve geldi
04:27
she came home from school one day,
105
267310
1640
04:28
and like I do every single day, I asked her, "What did you do today?"
106
268974
3254
ve ben her gün olduğu gibi
"Bugün ne yaptın?" diye sordum.
"Atlantik köle ticareti hakkında konuştuk." dedi.
04:32
So she said, "We talked about the Middle Passage."
107
272252
2346
İşte o an gelmişti. Maezza'nın babası zenci
04:34
Now, this was a big moment. Maezza's dad is black,
108
274622
2354
04:37
and I knew this day was coming.
109
277000
2599
ve o günün geleceğini biliyordum. 7 yaşındayken
04:39
I wasn't expecting it at seven, I don't know why, but I wasn't.
110
279623
3116
olmasını beklemiyordum. Neden bilmiyorum, ama beklemiyordum.
04:42
Anyways, so I asked her, "How do you feel about that?"
111
282763
3353
Bir şekilde, ona sordum, "Bunun hakkında ne hissediyorsun?"
Anlatmaya devam etti ve buradaki ebeveyn olan herkes
04:46
So she proceeded to tell me,
112
286140
1557
04:47
and so any of you who are parents will recognize the bingo buzzwords here.
113
287721
3509
burada geçen moda sözcükleri anımsayacaktır.
04:51
"The ships start in England, they come down from England,
114
291254
2673
Her neyse, gemi İngiltere'den hareket eder,
İngiltere'yi geçer, okyanusu aşarak Afrika'ya gider.
04:53
they go to Africa, they go across the ocean --
115
293951
2190
Bu Atlantik köle ticaretidir - onlar Amerika'ya,
04:56
that's the Middle Passage part --
116
296165
1645
04:57
they come to America, where the slaves are sold," she's telling me.
117
297834
3199
kızımın bana söylediğine göre kölelerin satıldığı yere gelirler.
Ancak Abraham Lincoln başkan olarak seçildikten sonra
05:01
But Abraham Lincoln was elected president,
118
301057
2008
kölelerin özgürleştirilmesi ile ilgili yasa yürürlüğe girmiştir ve köleler artık özgürlüklerine kavuşmuşlardır.
05:03
and then he passed the Emancipation Proclamation,
119
303089
2291
10 saniye sessizlikten sonra:
05:05
and now they're free.
120
305404
1167
05:06
Pause for about 10 seconds.
121
306595
1304
05:07
"Can I play a game, Mommy?"
122
307923
1314
"Oyun oynayabilir miyim anne?"
Ve sonra düşündüm "Bu kadar mı yani?" Bilirsiniz
05:09
And I thought, that's it? And so, you know,
123
309261
2088
05:11
this is the Middle Passage, this is an incredibly significant event,
124
311373
5788
bu köleliğin hikayesidir, yani inanılmaz derecede önemli bir olaydır.
Ancak kızım bu duruma çok basit bir şekilde
05:17
and she's treating it like, basically some black people went on a cruise,
125
317185
3915
bazı siyah insanların bir deniz yolculuğuna çıkması olarak baktı.
05:21
this is more or less how it sounds to her.
126
321124
2008
Ona öyle geldi. (Kahkahalar)
05:23
(Laughter)
127
323156
1157
Ne mi yaptım? Bu duruma daha fazla ehemmiyet göstermek istedim
05:24
And so, to me, I wanted more value in this,
128
324337
2866
05:27
so when she asked if she could play a game, I said, "Yes."
129
327227
3180
ve oyun oynayabilir miyim diye sorduğunda
"Evet" dedim. (Kahkahalar)
05:30
(Laughter)
130
330431
1185
05:31
And so I happened to have all of these little pieces.
131
331640
2481
Bu yüzden bu küçük parçaları getirdim.
Ben bir oyun tasarımcısıyım, bu yüzden bu tür şeyler evimde fazlaca var.
05:34
I'm a game designer, so I have this stuff sitting around my house.
132
334145
3099
Ve dedim ki "Evet, oyun oynayabilirsin."
05:37
I said, "Yeah, you can play a game," and I give her a bunch of these,
133
337268
3253
Ona bunlardan bir sürü vererek farklı aileleri
boyamasını söyledim. Bunlar Maezza'nın resimleri.
05:40
and I tell her to paint them in different families.
134
340545
2410
Tanrım, bunları görmek benim hala tutulup kalmama sebep oluyor.
05:42
These are pictures of Maezza when she was --
135
342979
2087
Her neyse Maezza onun küçük ailelerini boyuyor.
05:45
God, it still chokes me up seeing these.
136
345090
1942
Ve sonra bunların bir kısmını aldım ve onları bir bota koydum.
05:47
So she's painting her little families.
137
347056
1825
05:48
So then I grab a bunch of them and I put them on a boat.
138
348905
2636
İşte bot buydu. Göründüğü gibi aceleyle yapılmış bir bot. (Kahkahalar)
05:51
This was the boat, it was made quickly, obviously.
139
351565
2706
05:54
And so the basic gist of it is, I grabbed a bunch of families,
140
354476
2941
Her neyse özetle, ailelerden bir kısmını aldım.
Maezza: "Anne pembe bebekle
05:57
and she's like, "Mommy, but you forgot the pink baby
141
357441
2436
05:59
and you forgot the blue daddy
142
359901
1418
mavi babayı unuttun
ve bunları da unuttun." dedi.
06:01
and you forgot all these other things."
143
361343
1872
Ekleyerek: "Onlar da gitmek istiyor." dedi. Ben de
06:03
And she says, "They want to go."
144
363239
1538
"Hayır tatlım onlar gitmek istemiyor. Bu köle ticareti için yapılmış bir gemi.
06:04
And I said, "Honey, no, they don't want to go.
145
364801
2216
Kimse köle olmak istemiyor." dedim.
06:07
This is the Middle Passage, Nobody wants to go on the Middle Passage."
146
367041
3305
Sonra Maezza bana yalnızca bir oyun tasarımcısının
kızının annesine atabileceği bir bakış attı
06:10
So she gave me a look that only a daughter of a game designer would give a mother,
147
370370
3882
ve biz kurallara uyarak okyanusu geçerken,
06:14
and as we're going across the ocean, following these rules,
148
374276
2772
Maezza ne yaptığının farkına vardı ve bana
06:17
she realizes that she's rolling pretty high,
149
377072
2059
"Bunu yapmayacağız" dedi.
06:19
and she says to me, "We're not going to make it."
150
379155
2289
Bilirsiniz, yeterli yiyeceğin olmadığını farkederek
06:21
And she realizes, we don't have enough food,
151
381468
2117
bana ne yapacağımızı sordu ve ben de
06:23
and so she asks what to do,
152
383609
1317
06:24
and I say -- remember, she's seven --
153
384950
2730
"Hımm, iki seçeneğimiz var" dedim --Maezza'nın 7 yaşında olduğunu hatırlatırım.--
06:27
"We can either put some people in the water
154
387704
2036
"Ya insanları suyun dibine göndeririz ya da
06:29
or we can hope that they don't get sick
155
389764
1871
hastalanmamalarını umarak
diğer tarafa, yani gideceğimiz yere ulaşırız."
06:31
and we make it to the other side."
156
391659
1622
Yüzündeki ifade değişti ve dedi ki:
06:33
Just the look on her face came over --
157
393305
2571
06:35
now mind you this is after a month of --
158
395900
2627
--bu arada bu olaydan bir ay sonra
her yıl düzenlenen Tarihteki Siyahi İnsanlar Ayı'ndaydık--
06:38
this is Black History Month, right?
159
398551
1679
06:40
After a month, she says to me, "Did this really happen?"
160
400254
3642
Bir ay sonra bana
"Böyle bir şey gerçekten oldu mu?" diye sordu.
Ben de "evet" dedim. Sonra dedi ki:
06:44
And I said, "Yes." And so she said --
161
404200
2786
"Eğer babam o köle ticaretinden kurtulmuş olsaydı
06:47
this is her brother and sister --
162
407010
1647
06:48
"If I came out of the woods, Avalon and Donovan might be gone."
163
408681
2978
kardeşlerim Avalon ve Donovan burada olmayabilirdi.". -"Evet."
06:51
"Yes."
164
411683
1167
-"Ama onları görmek için Amerika'ya gidebilirdim.". -"Hayır."
06:52
"But I'd get to see them in America."
165
412874
1808
06:54
"No."
166
414706
1151
-"Ama ya onları görmüş olsaydım? Onlarla birlikte kalamaz mıydım?". -"Hayır."
06:55
"But what if I saw them? Couldn't we stay together?"
167
415881
2529
"O zaman Babam da gitmiş olabilirdi.". "Evet."
06:58
"So Daddy could be gone."
168
418434
1251
06:59
"Yes."
169
419709
1158
Bundan çok etkilenerek ağlamaya başladı,
07:00
She was fascinated by this, and she started to cry,
170
420891
2437
ben de ağlamaya başladım ve babası da ağlamaya başladı.
07:03
I started to cry, her father started to cry, and now we're all crying.
171
423352
3399
Hepimiz ağlıyorduk. Babası
işten eve gelirken köleliğin hikayesi ile karşılaşacağını ummamıştı
07:06
He didn't expect to come home from work to the Middle Passage, but there it goes.
172
426775
3873
ama tam içine düştü işte. (Kahkahalar)
Evet, bu oyunu yaptık ve bu sayede o konuyu anladı.
07:10
And so, we made this game, and she got it.
173
430672
2093
07:12
She got it because she spent time with these people.
174
432789
2556
Çünkü bu insanlarla vakit geçirmişti.
07:15
It wasn't abstract stuff in a brochure or in a movie.
175
435369
3245
Bu bir broşürde ya da filmdeki soyut bir şey değildi.
07:18
And so it was just an incredibly powerful experience.
176
438638
3068
Bu yüzden bu inanılmaz güçlü bir tecrübeydi.
07:21
This is the game, which I've ended up calling "The New World,"
177
441730
2980
Bu benim "Yeni Dünya" olarak adlandırdığım
bir oyun ve bu ifadeyi beğendiğim için öyle adlandırdım.
07:24
because I like the phrase.
178
444734
1282
Kelime olarak Yeni Dünya'nın
07:26
I don't think the New World felt too new worldly exciting
179
446040
2784
07:28
to the people who were brought over on slave ships.
180
448848
2431
esir gemilerinde götürülen insanları heyecanlandıracağını sanmıyorum.
Ancak bu gerçekleştiğinde tüm gezegeni gördüm.
07:31
But when this happened, I saw the whole planet; I was so excited.
181
451303
3086
Çok heyecanlıydım. Şey gibiydi; 20 yıl boyunca oyun yapmıştım
07:34
I'd been making games for 20-some years,
182
454413
2386
ve tekrar yapmaya karar verdim.
07:36
and then I decided to do it again.
183
456823
1999
07:38
My history is Irish.
184
458846
1416
Benim hikayem İrlandalı olmak.
07:40
So this is a game called "Síochán Leat." It's "peace be with you."
185
460286
3132
Bu yüzden adı Síochán Leat. Bu "Barış seninle olsun." anlamına geliyor.
İşte bu tek bir oyun içerisinde benim ailemin tüm tarihi.
07:43
It's the entire history of my family in a single game.
186
463442
2531
07:45
I made another game called "Train."
187
465997
2499
Train adında bir başka oyun yaptım.
Altı seriden oluşan bir oyun yapıyordum
07:48
I was making a series of six games that covered difficult topics,
188
468520
3055
zor temaları içeriyordu ve eğer zor temaları içeren bir şey
07:51
and if you're going to cover a difficult topic, this is one you need to cover,
189
471599
3710
yapıyorsanız bu ihtiyaç duyacağınız bir kapaktır.
Bunun ne hakkında olduğunu sizin anlamanıza bırakacağım.
07:55
and I'll let you figure out what that's about on your own.
190
475333
2728
Ayrıca Gözyaşı Yolu hakkında bir oyun yaptım.
07:58
And I also made a game about the Trail of Tears.
191
478085
2853
08:00
This is a game with 50,000 individual pieces.
192
480962
2454
Bu 50,000 bireysel parçadan oluşan bir oyun.
08:03
I was crazy when I decided to start it, but I'm in the middle of it now.
193
483440
3384
Buna başalama kararı aldığımda çıldırmış olmalıyım.
Ancak şu an bu oyunun tam ortasındayım.
08:06
It's the same thing.
194
486848
1227
Bu aynı şey.
08:08
I'm hoping that I'll teach culture through these games.
195
488099
2927
Bu oyunlar aracılığıyla kültürleri öğretmeyi umuyorum.
Bu da üzerinde çalışmış olduklarımdan birisi --
08:11
And the one I'm working on right now, which is --
196
491050
2302
tam ortasında olduğum için ve bunlar beni bir şekilde çıldırmışım gibi hissettirdiği için--
08:13
because I'm right in the middle of it,
197
493376
1826
08:15
and these for some reason choke me up like crazy --
198
495226
2466
Meksikalı Mutfak İşçileri adında bir oyun.
08:17
is a game called "Mexican Kitchen Workers."
199
497716
2055
Aslında bu aşağı yukarı bir matematik problemi.
08:19
And originally, it was a math problem, more or less.
200
499795
2445
Yasadışı göçmenlik ekonomisi gibi bir şey.
08:22
Here's the economics of illegal immigration.
201
502264
2067
Meksika kültüründen daha fazla şey öğrendim--
08:24
And the more I learned about Mexican culture --
202
504355
2201
Bu arada ortağım bir Meksikalı-- öğrendiğim şey
08:26
my partner is Mexican — the more I learned that,
203
506580
2270
sizin de bildiğiniz gibi yemek hepimiz için temel bir ihtiyaç
08:28
you know, for all of us, food is a basic need,
204
508874
2330
ve gayet tabii Meksikalılar için de bu durum böyle. Ama aslında yemek bundan fazlası.
08:31
and it is obviously with Mexicans, too, but it's much more than that.
205
511228
3306
O aşkı ifade etme biçimi. Aslında o
08:34
It's an expression of love. It's an expression of --
206
514558
2430
--Tanrım, düşündüğümden daha fazla tutulup kalıyorum, demek istediklerimi söyleyemiyorum.
08:37
God, I'm totally choking up way more than I thought.
207
517012
2450
08:39
I'll look away from the picture.
208
519486
1872
Resme bakmamaya çalışayım.--
08:41
It's an expression of beauty, it's how they say they love you.
209
521382
3296
Aslında bu güzelliği ifade ediş biçimi. Seni sevdiklerini nasıl söyledikleri ile ilgili,
08:44
It's how they say they care,
210
524702
1352
birbirlerine ne kadar değer verdikleri ile ilgili. Birilerinin
08:46
and you can't hear somebody talk about their Mexican grandmother
211
526078
3028
Meksikalı büyükanneler hakkında konuşurken
ilk cümlelerinde "yemek" dediklerini duyarsınız..
08:49
without saying "food" in the first sentence.
212
529130
2708
08:51
And so to me, this beautiful culture,
213
531987
2156
Bu yüzden bana göre, bu güzel kültür, bu güzel ifade
08:54
this beautiful expression is something that I want to capture through games.
214
534167
4320
oyunlarla yakalamak istediğim bir şey.
08:58
And so games, for a change, it changes how we see topics,
215
538511
3501
Oyunlar bu yüzden olaylara bakışımızı değiştiriyor,
o olaylardaki insanlar hakkındaki algılarımızı değiştiriyor
09:02
it changes our perceptions about those people in topics,
216
542036
3512
ve bizi değiştiriyor.
09:05
and it changes ourselves.
217
545572
1722
09:07
We change as people through games,
218
547318
2189
Oyunlarla birlikte biz de değişiyoruz
09:09
because we're involved, and we're playing,
219
549531
2036
çünkü içlerine giriyor ve oyuna katılıyoruz
09:11
and we're learning as we do so.
220
551591
1489
ve bunu yaparken de öğreniyoruz. Teşekkürler. (Alkışlar)
09:13
Thank you.
221
553104
1198
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7