Stephen Burt: Why people need poetry

Stephen Burt: Neden şiire ihtiyacımız var

294,403 views ・ 2014-06-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ali Maralcan Gözden geçirme: Sevkan Uzel
00:13
I read poetry all the time
0
13000
2462
Sürekli şiir okurum
00:15
and write about it frequently
1
15462
1560
ve bu konuda sık sık yazarım.
00:17
and take poems apart
2
17022
1608
Şiirleri alıp nasıl işlediklerini anlamaya çalışırım,
00:18
to see how they work
3
18630
1643
çünkü ben bir sözcük insanıyım.
00:20
because I'm a word person.
4
20273
1707
00:21
I understand the world best, most fully,
5
21980
2777
Dünyayı en iyi biçimde
00:24
in words rather than, say, pictures or numbers,
6
24757
2893
örneğin resimlerle ya da sayılarla değil, sözcüklerle anlarım
00:27
and when I have a new experience or a new feeling,
7
27650
2568
ve yeni bir deneyim ya da duygu tattığımda,
00:30
I'm a little frustrated
8
30218
1150
bunu sözcüklere dönüştürünceye kadar
00:31
until I can try to put it into words.
9
31368
3195
biraz bocalarım.
00:34
I think I've always been that way.
10
34563
2311
Sanırım hep böyleydim.
00:36
I devoured science fiction as a child. I still do.
11
36874
2846
Çocukluğumda bilimkurgu kitaplarını yutardım. Şimdi de öyleyim.
00:39
And I found poems by Andrew Marvell
12
39720
2280
Andrew Marvell, Matthew Arnold,
Emily Dickinson ve William Buttler Yeats'in
00:42
and Matthew Arnold and Emily Dickinson
13
42000
1718
00:43
and William Butler Yeats
14
43718
1404
şiirlerini keşfedişim de,
00:45
because they were quoted in science fiction,
15
45122
2280
bilimkurgu kitaplarda alıntılanmış olmaları sayesindedir.
00:47
and I loved their sounds
16
47402
1161
00:48
and I went on to read about ottava rima
17
48563
3407
Tarzlarını sevdim ve "ottava rima",
00:51
and medial caesuras and enjambment
18
51970
3009
"dizede duraklar", "bağlı dizeler" gibi,
00:54
and all that other technical stuff
19
54979
1831
şiirle ilgiliyseniz sizi ilgilendirecek
00:56
that you care about if you already care about poems,
20
56810
4120
tüm diğer teknik konuları okumaya başladım;
çünkü şiir beni hep daha mutlu,
01:00
because poems already made me happier
21
60930
3246
daha üzgün ve böylece daha canlı kıldı.
01:04
and sadder and more alive.
22
64176
2083
01:06
And I became a poetry critic
23
66259
1829
Sonra, nasıl ve niçin olduğunu bilmek istediğimden
01:08
because I wanted to know how and why.
24
68088
4740
şiir eleştirmeni oldum.
01:12
Now, poetry isn't one thing that serves one purpose
25
72828
4792
Günümüzde şiir, bir amaca,
müzikten ya da bilgisayar programcılığından
01:17
any more than music or computer programming
26
77620
3104
daha fazla hizmet etmez.
01:20
serve one purpose.
27
80724
1862
Eski Yunanca'da şiir sadece "yapılmış şey" anlamına gelir,
01:22
The greek word poem, it just means "a made thing,"
28
82586
3968
01:26
and poetry is a set of techniques,
29
86554
2013
ve şiir yazmak, duyguları sözcüklere dönüştüren
01:28
ways of making patterns
30
88567
1951
bir dizi teknik, bir desen oluşturma biçimidir.
01:30
that put emotions into words.
31
90518
2089
01:32
The more techniques you know,
32
92607
2010
Ne kadar çok teknik bilirseniz,
01:34
the more things you can make,
33
94617
2452
o kadar çok şey yapabilirsiniz.
01:37
and the more patterns you can recognize
34
97069
3220
Ayrıca hoşunuza gidebilecek ya da sevebileceğiniz
01:40
in things you might already like or love.
35
100289
4165
o kadar çok deseni tanıma şansınız olur.
01:44
That said, poetry does seem to be
36
104454
3037
Denir ki, şiir özellikle
01:47
especially good at certain things.
37
107491
2934
bazı belli konularda iyidir.
01:50
For example, we are all going to die.
38
110425
6505
Örneğin, hepimiz öleceğiz.
01:56
Poetry can help us live with that.
39
116930
2723
Şiir bununla yaşamamıza yardım edebilir.
01:59
Poems are made of words, nothing but words.
40
119653
2573
Şiirler sözcüklerden yapılır, sadece sözcüklerden.
02:02
The particulars in poems are like
41
122226
2392
Şiirin öğeleri,
02:04
the particularities, the personalities,
42
124618
1496
bir insanı diğerlerinden ayıran
02:06
that distinguish people from one another.
43
126114
3277
özellikleri, kişiliği gibidir.
02:09
Poems are easy to share, easy to pass on,
44
129391
2771
Şiiri okuması ve paylaşması kolaydır
02:12
and when you read a poem, you can imagine
45
132162
1820
ve bir şiiri okuduğunuzda
02:13
someone's speaking to you or for you,
46
133982
4008
birisinin sizinle ya da size hitaben konuştuğunu
02:17
maybe even someone far away
47
137990
1915
hayal edersiniz; çok uzakta bulunan ya da
02:19
or someone made up or someone deceased.
48
139905
4432
hayali ya da ölmüş birinin.
02:24
That's why we can go to poems when we want to
49
144337
4445
Bu nedenle bir şeyi ya da birisini
hatırlamak istediğimizde, kutlamak istediğimizde,
02:28
remember something or someone,
50
148782
2438
02:31
to celebrate or to look beyond death
51
151220
3112
ölümün ötesine bakmak ya da
hoşçakal demek istediğimizde şiirin kapısını çalarız.
02:34
or to say goodbye,
52
154332
1860
02:36
and that's one reason poems can seem important,
53
156192
3820
Şiiri önemli kılan nedenlerden biridir bu.
Sözcüklerin dünyasında benim kadar fazla
02:40
even to people who aren't me,
54
160012
2023
02:42
who don't so much live in a world of words.
55
162035
4705
yaşamayanlar için bile önemlidir.
02:46
The poet Frank O'Hara said,
56
166740
2096
Şair Frank O'Hara der ki:
02:48
"If you don't need poetry, bully for you,"
57
168836
3254
"Şiire ihtiyaç duymuyorsanız, ne mutlu size."
02:52
but he also said when he didn't want to be alive anymore,
58
172090
3632
Yaşamaya devam etmek istemediği zamanlarda,
02:55
the thought that he wouldn't write any more poems
59
175722
2510
şiir yazamayacak olmak düşüncesinin kendini durdurduğunu
02:58
had stopped him.
60
178232
1868
söyleyen de odur ama.
03:00
Poetry helps me want to be alive,
61
180100
2037
Şiir bana yaşama isteği verir
03:02
and I want to show you why by showing you how,
62
182137
3119
ve bunun sebebini size şöyle anlatmak istiyorum:
03:05
how a couple of poems react to the fact that
63
185256
3078
Belirli bir mekanda, bir zamanda, bir kültürde yaşarken
03:08
we're alive in one place at one time in one culture,
64
188334
2936
bir başkasında yaşayamayacağımız gerçeğine
03:11
and in another we won't be alive at all.
65
191270
5376
kimi şiirler karşı çıkar.
03:16
So here's one of the first poems I memorized.
66
196646
4064
İşte ezberlediğim ilk şiirlerden birisi,
03:20
It could address a child or an adult.
67
200710
4490
bir çocuğu ya da bir yetişkini anlatıyor olabilir:
03:25
"From far, from eve and morning
68
205200
3351
"Uzaktan, geceden ve sabahtan
03:28
From yon twelve-winded sky,
69
208551
2826
Orada on iki rüzgarlı gökten,
03:31
The stuff of life to knit me
70
211377
2100
Beni işleyen hayatın hamuru
03:33
Blew hither; here am I.
71
213477
2170
Buraya fısıldadı: işte burdayım.
03:35
Now — for a breath I tarry
72
215647
2266
şimdi -içime çektiğim
03:37
Nor yet disperse apart —
73
217913
2120
henüz bırakmadığım nefes için-
03:40
Take my hand quick and tell me,
74
220033
2076
Hemen elimi tut dedi ve söyle bana,
03:42
What have you in your heart.
75
222109
2103
Kalbinde ne varsa.
03:44
Speak now, and I will answer;
76
224212
2457
Şimdi konuş, sonra dinle;
03:46
How shall I help you, say;
77
226669
2580
Söyle, sana nasıl yardım edeyim;
03:49
Ere to the wind's twelve quarters
78
229249
2164
Önce rüzgarın on iki yönüne
03:51
I take my endless way."
79
231413
3095
Oradan sonsuz yoluma gideyim."
03:54
[A. E. Housman]
80
234508
2169
[A. E. Housman]
03:56
Now, this poem has appealed
81
236677
1444
Şimdi, böyle bir şiir
03:58
to science fiction writers.
82
238121
1403
bilimkurgu yazarlarının ilgisini çekmiştir.
03:59
It's furnished at least three science fiction titles,
83
239524
3169
En az üç bilimkurgu eserinin başlığını süslemiştir.
04:02
I think because it says poems can brings us news
84
242693
2728
Sebebi, bence, şiirlerin
04:05
from the future or the past
85
245421
1993
gelecekten ya da geçmişten, dünyanın her köşesinden
04:07
or across the world,
86
247414
2807
bize haber vermeleridir.
04:10
because their patterns can seem to tell you
87
250221
2705
Çünkü şiirin örgüsü, bize
04:12
what's in somebody's heart.
88
252926
1751
birisinin kalbinden geçenleri anlatır gibidir.
04:14
It says poems can bring people together temporarily,
89
254677
2872
Şiir, insanları bir süreliğine aynı noktada buluşturabilir,
04:17
which I think is true,
90
257549
2080
bu bence doğru.
04:19
and it sticks in my head not just because it rhymes
91
259629
3537
Sadece kafiyeden değil,
kafiyenin yapılış şeklinden de aklımda kalır,
04:23
but for how it rhymes,
92
263166
1438
04:24
cleanly and simply on the two and four,
93
264604
2387
iki ve dörtteki sadelik ve basitlik:
04:26
"say" and "way,"
94
266991
1237
"edeyim" ve "gideyim"
04:28
with anticipatory hints on the one and three,
95
268228
2807
ve bir ve üçteki işaretler:
04:31
"answer" and "quarters,"
96
271035
1625
"dinle" ve "yönüne",
04:32
as if the poem itself were coming together.
97
272660
3875
şiirin kendisi hareket ediyormuş gibi.
04:36
It plays up the fact that we die
98
276535
2012
Şiir, ölüm gerçeğini,
04:38
by exaggerating the speed of our lives.
99
278547
2303
hayatımızı hızlı çekime alarak haykırır bize.
04:40
A few years on Earth become
100
280850
2278
Dünyadaki bir kaç yıl
04:43
one speech, one breath.
101
283128
2239
bir konuşmaya, bir nefese dönüşür.
04:45
It's a poem about loneliness --
102
285367
2159
Bu bir yalnızlık şiiridir --
04:47
the "I" in the poem feels no connection will last —
103
287526
3103
Şiirdeki özne, hiç bir bağın sonsuza kadar sürmeyeceğini hisseder -
04:50
and it might look like a plea for help
104
290629
1912
ve şiir bir yardım çağrısı gibi görünür
04:52
'til you get to the word "help,"
105
292541
2510
ta ki "yardım" sözcüğüne kadar,
04:55
where this "I" facing you, taking your hand,
106
295051
2542
orada karşınıza çıkan, elinizi tutan
04:57
is more like a teacher or a genie,
107
297593
1981
daha çok bir öğretmen, bir bilge gibidir
04:59
or at least that's what he wants to believe.
108
299574
2724
ya da inanmak istediğiniz şey.
05:02
It would not be the first time a poet had
109
302298
3115
Bu bir şairin duymak istediği bir şiiri
05:05
written the poem that he wanted to hear.
110
305413
4862
ilk kez yazışı değildir.
05:10
Now, this next poem really changed
111
310275
2743
Sıradaki şiir, beğenilerimi, okuduklarımı ve
05:13
what I liked and what I read
112
313018
1996
bir yetişkin olarak okumam gerekenlerle ilgili yaklaşımımı
05:15
and what I felt I could read as an adult.
113
315014
2359
gerçekten değiştirdi.
05:17
It might not make any sense to you
114
317373
1639
İlk kez duyuyorsanız,
05:19
if you haven't seen it before.
115
319012
3930
sizin için bir şey ifade etmeyebilir:
05:22
"The Garden"
116
322942
2208
"Bahçe"
05:25
"Oleander: coral
117
325150
2391
"Zakkum: kırmızı
05:27
from lipstick ads in the 50's.
118
327541
2560
50'lerin ruj reklamlarından.
05:30
Fruit of the tree of such knowledge
119
330101
2968
Bilgi ağacının meyvesi
05:33
To smack (thin air)
120
333069
1944
(Boşluğa) Yapıştırmak
05:35
meaning kiss or hit.
121
335013
2098
anlamı öpmek veya vurmak.
05:37
It appears
122
337111
1119
modası geçmiş
05:38
in the guise of outworn usages
123
338230
2019
bir elbiseye benziyor
05:40
because we are bad?
124
340249
2871
kötülüğümüzden mi?
05:43
Big masculine threat,
125
343120
1837
büyük maço tavırlar,
05:44
insinuating and slangy."
126
344957
2550
imalı ve ağzı bozuk."
05:47
[Rae Armantrout]
127
347507
2198
[Rae Armantrout]
05:49
Now, I found this poem in an anthology
128
349705
2748
Şimdi, ben bu şiiri
buna benzer kafa karıştırıcı şiirlerle dolu 1989 tarihli bir antolojiden aldım.
05:52
of almost equally confusing poems in 1989.
129
352453
2822
05:55
I just heard that there were these scandalous writers
130
355275
2018
Kimseler için bir şey ifade etmeyen
05:57
called Language poets who didn't make any sense,
131
357293
2627
"Lisan Şairleri" denen bu skandal şairleri duymuştum,
05:59
and I wanted to go and see for myself what they were like,
132
359920
2268
gidip, kendi adıma, neye benzediklerini görmek istedim.
06:02
and some of them didn't do much for me,
133
362188
1690
Bir kısmı benim için de hiçbir şey ifade etmedi.
06:03
but this writer, Rae Armantrout,
134
363878
1552
Ama bu şair, Rae Armstrong, fazlasıyla bana hitap etti.
06:05
did an awful lot, and I kept reading her
135
365430
2607
Bu şiir için de olduğu gibi,
06:08
until I felt I knew what was going on,
136
368037
3191
ne olup bittiğini anladığımı hissedinceye kadar
06:11
as I do with this poem.
137
371228
1265
onu okumaya devam ettim.
06:12
It's about the Garden of Eden and the Fall
138
372493
3121
Şiir, Cennet ve kovulma üzerine,
06:15
and the Biblical story of the Fall,
139
375614
3556
ve bildiğimiz anlamda cinsellik,
06:19
in which sex as we know it
140
379170
2152
ölüm ve suçun
06:21
and death and guilt
141
381322
1278
kovulmayla beraber
06:22
come into the world at the same time.
142
382600
2009
dünyaya gelmesi üzerinedir.
06:24
It's also about how appearances deceive,
143
384609
2209
Aynı zamanda, görünümün nasıl aldatıcı olduğunu,
06:26
how our culture can sweep us along
144
386818
2424
kültürümüzün, bizi nasıl
inanmadığımız, hoşlanmadığımız şeyleri söylemeye ve yapmaya ittiğini anlatır.
06:29
into doing and saying things we didn't intend
145
389242
2368
06:31
or don't like, and Armantrout's style
146
391610
2470
ve Armantrout'un tarzı
06:34
is trying to help us stop or slow down.
147
394080
3438
bizi durdurmaya veya yavaşlatmaya çabalar.
06:37
"Smack" can mean "kiss" as in air kisses,
148
397518
4434
Yapıştırmak, öpmek anlamına da gelebilir,
dudağı yapıştırmak,
06:41
as in lip-smacking,
149
401952
965
06:42
but that can lead to "smack" as in "hit"
150
402917
2362
ama argoda
vurmak, tokatlamak anlamına da gelir,
06:45
as in domestic abuse,
151
405279
2115
06:47
because sexual attraction can seem threatening.
152
407394
3808
cinsel çekim, tehdit edici olabilir.
06:51
The red that means fertility
153
411202
2266
Doğurganlığı temsil eden kırmızı
06:53
can also mean poison.
154
413468
1702
zehir anlamına da gelebilir.
06:55
Oleander is poisonous.
155
415170
1093
Zakkum zehirlidir.
06:56
And outworn usages like "smack" for "kiss"
156
416263
3687
Ve "öpmek" ya da "vurmak" yerine
"yapıştırmak" şeklindeki demode söyleyiş,
06:59
or "hit" can help us see
157
419950
2657
cinselliğin günah olduğu veya cinselliğe çok fazla tolerans gösterdiğimiz yönünde
07:02
how our unacknowledged assumptions
158
422607
2318
07:04
can make us believe we are bad,
159
424925
1995
düşünmeden yaptığımız yaklaşımların,
07:06
either because sex is sinful
160
426920
2042
bizi nasıl kötü birisi olduğumuza inandırdığını
07:08
or because we tolerate so much sexism.
161
428962
2840
anlamamıza yardımcı olabilir.
07:11
We let guys tell women what to do.
162
431802
3096
Erkeklere, kadınların ne yapmaları gerektiğini söyletiriz.
07:14
The poem reacts to old lipstick ads,
163
434898
2613
Şiir eski ruj reklamlarına tepki gösterir,
07:17
and its edginess about statement,
164
437511
2061
ve şiir, söyleyişindeki keskinlikle,
07:19
its reversals and halts, have everything to do
165
439572
2322
dönüşleri ve duraklarıyla,
07:21
with resisting the language of ads
166
441894
2221
bize, ne isteyeceğimizi, ne yapacağımızı,
07:24
that want to tell us so easily what to want,
167
444115
3208
ne düşüneceğimizi anlatmaya çalışan
reklamların diline direnmek için her şeye sahiptir.
07:27
what to do, what to think.
168
447323
1400
07:28
That resistance is a lot of the point of the poem,
169
448723
2544
Günlük dilimizdeki ciddi tehdit ve
07:31
which shows me, Armantrout shows me
170
451267
2168
ölümcül sahtekarlıkları duymanın neye benzediğini gösteren,
07:33
what it's like to hear grave threats
171
453435
1966
Armantrout'un gösterdiği,
07:35
and mortal dishonesty in the language
172
455401
2548
bu direnç, şiirin büyük bir noktasıdır.
07:37
of everyday life, and once she's done that,
173
457949
2567
Ve Armantrout bunu yaparak, sanırım
07:40
I think she can show other people, women and men,
174
460516
4460
diğer insanlara, kadınlara ve erkeklere
07:44
what it's like to feel that way
175
464976
1475
böyle hissetmenin nasıl bir şey olduğunu gösteriyor
07:46
and say to other people, women and men
176
466451
2706
ve bu şekilde tehdit edilen ve
07:49
who feel so alienated or so threatened
177
469157
2913
yabancılaştırılan insanların
yalnız olmadıklarını söylüyor olabilir.
07:52
that they're not alone.
178
472070
1941
07:54
Now, how do I know that I'm right
179
474011
3468
Peki, bu kadar kafa karıştıran bir şiir üzerinde
07:57
about this somewhat confusing poem?
180
477479
1978
haklı olduğumu nasıl bilebilirim?
07:59
Well in this case, I emailed the poet a draft of my talk
181
479457
2741
Bunun üzerine, şaire konuşmamın bir taslağını gönderdim
08:02
and she said, "Yeah, yeah, that's about it."
182
482198
2836
ve "Evet, evet, bununla ilgili" dedi.
08:05
Yeah. (Laughter) (Applause)
183
485034
3915
Evet.
08:08
But usually, you can't know. You never know.
184
488949
2926
Ama genellikle bilemezsiniz. Asla bilmeyeceksinizdir.
08:11
You can't be sure, and that's okay.
185
491875
2554
Emin olamazsınız ve bu böyledir.
08:14
All we can do we is listen to poems
186
494429
1601
Tek yapabileceğimiz, şiirleri dinlemek,
08:16
and look at poems and guess
187
496030
1659
şiirlere bakmak ve tahmin etmek
08:17
and see if they can bring us what we need,
188
497689
2482
ve sonra bize istediğimizi verip vermediklerini görmektir,
08:20
and if you're wrong about some part of a poem,
189
500171
2969
ve bir şiirin bir bölümüyle ilgili yanılırsanız,
08:23
nothing bad will happen.
190
503140
3931
hiç de kötü bir şey olmaz.
08:27
Now, this next poem is older than Armantrout's,
191
507071
2783
Şimdi, sıradaki şiir Armantrout'ınkinden daha eski,
08:29
but a little younger than A. E. Housman's.
192
509854
3764
A. E. Housman'ınkinden biraz daha yeni:
08:33
"The Brave Man"
193
513618
1868
"Cesur Adam"
08:35
"The sun, that brave man,
194
515486
2684
"Güneş, o cesur adam,
08:38
Comes through boughs that lie in wait,
195
518170
2720
pusuda yatan dalların arasından çıkagelir,
08:40
That brave man.
196
520890
2425
O cesur adam.
08:43
Green and gloomy eyes
197
523315
1585
Yeşil ve hüzünlü gözler
08:44
In dark forms of the grass
198
524900
1828
Çimenlerin koyu formunda
08:46
Run away.
199
526728
1517
Kaçar gider.
08:48
The good stars,
200
528245
1725
İyi yıldızlar,
08:49
Pale helms and spiky spurs,
201
529970
2687
Soluk miğferler ve çivili mahmuzlar,
08:52
Run away.
202
532657
1390
Kaçar gider.
08:54
Fears of my bed,
203
534047
1355
Yatağımın korkusu,
08:55
Fears of life and fears of death,
204
535402
2478
Yaşama korkusu ve ölüm korkusu,
08:57
Run away.
205
537880
1480
Kaçar gider.
08:59
That brave man comes up
206
539360
2296
Aşağıdan yukarı gelir
09:01
From below and walks without meditation,
207
541656
2920
o cesur adam ve düşünmeden yürür,
09:04
That brave man."
208
544576
1777
O cesur adam."
09:06
[Wallace Stevens]
209
546353
2990
[Wallace Stevens]
09:09
Now, the sun in this poem,
210
549343
2353
Şimdi, şiirdeki güneş,
09:11
in Wallace Stevens' poem, seems so grave
211
551696
2489
Wallaca Stevens'ın şiirindeki, çok tehditkar görünüyor
09:14
because the person in the poem is so afraid.
212
554185
3471
çünkü şiirdeki kişi çok korkmuş.
09:17
The sun comes up in the morning through branches,
213
557656
2487
Güneş, sabah dalların arasından gelmekte,
09:20
dispels the dew, the eyes, on the grass,
214
560143
2939
çimenlerin üzerindeki çiyi, gözleri, yok etmekte,
09:23
and defeats stars envisioned as armies.
215
563082
3405
ve ordular olarak tasavvur edilen yıldızları mağlup etmektedir.
09:26
"Brave" has its old sense of showy
216
566487
1969
"Cesur" eski anlamda fiyaka, gösteriş anlamını da taşır,
09:28
as well as its modern sense, courage.
217
568456
2244
aynı zamanda modern anlamda yüreklilik anlamını da.
09:30
This sun is not afraid to show his face.
218
570700
3340
Burada güneş yüzünü göstermekten çekinmez.
09:34
But the person in the poem is afraid.
219
574040
3352
Ama şiirdeki kişi korkar.
09:37
He might have been up all night.
220
577392
1539
Belki de bütün gece uyumamıştır.
09:38
That is the reveal Stevens saves for that fourth stanza,
221
578931
3982
Bu, Stevens'ın "kaçar gider"in nakarat haline geldiği
09:42
where run away has become a refrain.
222
582913
2778
dördüncü kıtaya sakladığı tespitidir.
09:45
This person might want to run away too,
223
585691
2192
Bu kişi de kaçıp gitmeyi istiyor olabilir,
09:47
but fortified by the sun's example,
224
587883
2290
ancak güneş misali,
09:50
he might just rise.
225
590173
2725
sadece yukarı çıkabilmektedir.
09:52
Stevens saves that sonically odd word "meditation"
226
592898
4278
Stevens, şiirinde kulağa uyumsuz gelen
"düşünme (meditasyon)" gibi bir kelimeyi sona saklar.
09:57
for the end.
227
597176
1674
09:58
Unlike the sun, human beings think.
228
598850
2901
Güneşten farklı olarak, insanoğlu düşünür.
10:01
We meditate on past and future, life and death,
229
601751
4097
Geçmiş ve gelecek, yaşam ve ölüm,
10:05
above and below.
230
605848
2546
yukarısı ve aşağısı üzerine düşüncelere dalarız.
10:08
And it can make us afraid.
231
608394
3784
Ve bu bizi ürkütebilir.
10:12
Poems, the patterns in poems,
232
612178
2070
Şiirler, şiirlerdeki örgüler bize,
10:14
show us not just what somebody thought
233
614248
1942
birilerinin ne düşündüğünü
10:16
or what someone did or what happened
234
616190
1672
veya ne yaptıklarını ya da neler olup bittiğini söylemez.
10:17
but what it was like to be a person like that,
235
617862
4796
onun gibi birisi olmanın nasıl bir şey olduğunu da anlatır,
10:22
to be so anxious, so lonely, so inquisitive,
236
622658
3690
öylesine tedirgin, öyle yalnız, öyle meraklı,
10:26
so goofy, so preposterous, so brave.
237
626348
5886
öyle aptal, öyle akılsız, öyle cesur...
10:32
That's why poems can seem at once so durable,
238
632234
3646
Bu ilk anda şiirlerin bu kadar dayanıklı,
10:35
so personal, and so ephemeral,
239
635880
2041
bu kadar kişisel, ve bu kadar fani olmasının sebebidir,
10:37
like something inside and outside you at once.
240
637921
3127
bir anda içinizde ve dışınızda olan bir şey gibi.
10:41
The Scottish poet Denise Riley compares poetry
241
641048
3335
İskoç şair Denise Riley, şiiri
10:44
to a needle, a sliver of outside I cradle inside,
242
644383
4118
bir ucundan içeriye itilen bir iğneye benzetir,
10:48
and the American poet Terrance Hayes
243
648501
2408
ve Amerikalı şair Terrence Hayes de,
10:50
wrote six poems called "Wind in a Box."
244
650909
3083
"Wind in a Box" (Kutunun İçindeki Rüzgar) isminde altı şiir yazmıştır.
10:53
One of them asks, "Tell me,
245
653992
1436
Birisinde, "Söyle bana,
10:55
what am I going to do when I'm dead?"
246
655428
2634
ben ölünce ne yapacağım?" diye sorar.
10:58
And the answer is that he'll stay with us
247
658062
2730
Ve cevabı, bizimle kalacağıdır,
11:00
or won't stay with us inside us as wind,
248
660792
2876
ya da bizimle değil de, içimizde rüzgar olarak, hava olarak,
11:03
as air, as words.
249
663668
3222
kelimeler olarak kalacağıdır.
11:06
It is easier than ever to find poems
250
666890
2658
Günümüzde, her nerede yaşarsanız yaşayın,
11:09
that might stay inside you, that might stay with you,
251
669548
3592
çok, çok eski ya da şu dakikaya ait,
11:13
from long, long ago, or from right this minute,
252
673140
2458
çok, çok uzaklardan ya da hemen yakınınızdan
11:15
from far away or from right close to where you live,
253
675598
2574
içinizde duran, yanınızda kalan şiirler bulmak
11:18
almost no matter where you live.
254
678172
3326
her zamankinden daha kolaydır.
11:21
Poems can help you say, help you show how you're feeling,
255
681498
3469
Şiirler nasıl hissetiğinizi söylemenize, göstermenize yardımcı olabilir,
11:24
but they can also introduce you
256
684967
2440
bununla beraber sizi duygularla tanıştırırlar,
11:27
to feelings, ways of being in the world,
257
687407
2283
dünyadaki varoluş biçimleriyle,
11:29
people, very much unlike you,
258
689690
2377
size hiç benzemeyen insanlarla,
11:32
maybe even people from long, long ago.
259
692067
4581
hatta belki çok, çok eski zamanlardan insanlarla .
11:36
Some poems even tell you
260
696648
2087
Hatta bazı şiirler size
11:38
that that is what they can do.
261
698735
4551
ellerinden gelenin sadece bu olduğunu söylerler.
11:43
That's what John Keats is doing
262
703286
2670
John Keats'in belki de en gizemli şiirlerinde
11:45
in his most mysterious, perhaps, poem.
263
705956
4368
yaptığı budur.
11:50
It's mysterious because it's probably unfinished,
264
710324
3912
Gizemlidir çünkü belki de tamamlanmamıştır,
kendisi özellikle tamamlamadan bırakmış da olabilir,
11:54
he probably left it unfinished,
265
714236
2329
11:56
and because it might be meant
266
716565
1597
ve çünkü bir oyundaki
11:58
for a character in a play,
267
718162
2626
bir karakter açısından anlamlı olabilir,
12:00
but it might just be Keats' thinking
268
720788
1677
buna karşın yalnızca Keats'in kendi yazısının,
12:02
about what his own writing,
269
722465
1635
el yazısının ne yapabileceği ile
12:04
his handwriting, could do,
270
724100
2200
ilgili düşüncesi de olabilir,
12:06
and in it I hear, at least I hear, mortality,
271
726300
3890
ve bunda ölümlülüğü hissediyorum en azından,
12:10
and I hear the power of older poetic techniques,
272
730190
3529
ve eski şiir tekniklerinin gücünü duyuyorum,
12:13
and I have the feeling, you might have the feeling,
273
733719
2531
ve bir an için de olsa, belki size de oluyordur,
12:16
of meeting even for an instant, almost becoming,
274
736250
2986
çok eskilerden birisiyle karşılaştığım
12:19
someone else from long ago,
275
739236
1522
ya da karşılaşıyor gibi olduğum hissine kapılıyorum,
12:20
someone quite memorable.
276
740758
2715
oldukça unutulmaz birisi.
12:23
"This living hand, now warm and capable
277
743473
3176
"Bu canlı el, şimdi sıcak ve sımsıkı kavrayabilen el,
12:26
Of earnest grasping, would, if it were cold
278
746649
3710
soğuduğunda ve
kabrin buz gibi sessizliğine girdiğinde,
12:30
And in the icy silence of the tomb,
279
750359
2391
12:32
So haunt thy days and chill thy dreaming nights
280
752750
3576
Günler öyle perili ve düş geceleri öyle dondurucu ki,
12:36
That thou would wish thine own heart dry of blood
281
756326
3934
kanı çekilmiş kendi kalbini dilersin
12:40
So in my veins red life might stream again,
282
760260
3651
ki damarlarında kızıl yaşam yeniden akar belki,
12:43
And thou be conscience-calm’d -- see here it is --
283
763911
4899
şimdi inançlı ve sakin ol
12:48
I hold it towards you."
284
768810
2988
bak işte, onu sana uzatıyorum."
12:53
Thanks.
285
773110
2307
Teşekkürler.
12:55
(Applause)
286
775417
6789
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7