"All the World's a Stage" by William Shakespeare

Çeviri: Gözde Zülal Solak Gözden geçirme: Suleyman Cengiz

“All the World’s a Stage”

William Shakespeare'in

from "As You Like It"

"Size Nasıl Geliyorsa" eserinden

by William Shakespeare

"İnsanın Yedi Çağı" şiiri.

All the world’s a stage,

Bütün dünya bir sahnedir,

And all the men and women merely players;

Bütün erkekler ve kadınlarsa sadece birer oyuncu;

They have their exits and their entrances;

Girerler ve çıkarlar;

And one man in his time plays many parts,

Bir kişi birden çok rolü oynar,

His acts being seven ages.

Bu oyun, insanın yedi çağıdır.

At first the infant,

İlkin bebeklik,

Mewling and puking in the nurse’s arms;

Dadısının kollarında sesler çıkarır ve kusar;

And then the whining school-boy, with his satchel

Sonra mızmızlanan bir okul çocuğu, okul çantasıyla

And shining morning face, creeping like snail

Yüzünde parıldayan sabahla, istemeyerek,

Unwillingly to school.

Salyangoz gibi okula sürünür.

And then the lover,

Daha sonra aşık gelir,

Sighing like furnace, with a woeful ballad

İç çekerek sevgilisinin kaşlarına yazılmış

Made to his mistress’ eyebrow.

acıklı bir şarkıyla.

Then a soldier,

Daha sonra bir asker,

Full of strange oaths, and bearded like the pard,

Garip yeminlerle dolu ve leopara benzeyen sakalıyla,

Jealous in honour, sudden and quick in quarrel,

Şeref düşkünü, savaşta hızlı ve apansız,

Seeking the bubble reputation

Topun ağzında bile

Even in the cannon’s mouth.

Şöhret hayalleri kuran.

And then the justice,

Daha sonra adaletli,

In fair round belly with good capon lin’d,

Şişman göbeği leziz etlerle dolu,

With eyes severe and beard of formal cut,

Gözleri sert ve resmi kesilmiş sakalı,

Full of wise saws and modern instances;

Bilge atasözleri ve modern örneklerle dolu;

And so he plays his part.

Böylece o da rolünü oynar.

The sixth age shifts

Altıncı çağ ise

Into the lean and slipper’d pantaloon,

Sıska, ihtiyar bunaklık gelir,

With spectacles on nose and pouch on side;

Burnunda gözlük ve yanında kesesiyle;

His youthful hose, well sav’d, a world too wide

Gençliğinden kalma çorabı engin bir dünyaya tanık olmuştur

For his shrunk shank; and his big manly voice,

Bacakları çökmüş; ve büyük adam sesi

Turning again toward childish treble, pipes

Tekrardan çocuksu sopranoya döner

And whistles in his sound.

Ve sesinde ıslıklar vardır.

Last scene of all,

Bu garip maceralı tarihi sona erdiren

That ends this strange eventful history,

Son sahne ise

Is second childishness and mere oblivion;

İkinci çocukluktur, sadece unutmaktır;

Sans teeth, sans eyes, sans taste, sans everything.

Dişsiz, gözsüz, tatsız, her şeysiz.