What really caused the Irish Potato Famine - Stephanie Honchell Smith

814,011 views ・ 2023-11-02

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Başak Gökdaş Gözden geçirme: esra kurul
1845 yılının sonbaharında, İrlanda kırsalında patates bitkilerinin
00:07
In the fall of 1845, the bright green leaves of potato plants
0
7086
3837
00:10
dotted the Irish countryside.
1
10923
1669
parlak yeşil yaprakları serpilmişti.
00:13
For over 200 years, the South American vegetable had thrived
2
13176
3795
200 yıldan fazla bir süredir, Güney Amerika sebzeleri,
00:16
in Ireland’s rough terrain and unpredictable weather.
3
16971
2753
İrlanda’nın engebeli arazisinde belirsiz hava koşullarında yetişiyordu.
00:20
Packed with carbohydrates, vitamins, and minerals,
4
20349
2878
Karbonhidrat, vitamin ve mineral deposu olan patates,
00:23
the potato was a remarkably nutrient-rich crop
5
23227
3003
son derece besin değeri yüksek bir mahsul olup
00:26
that made it easy for less wealthy families to maintain a balanced diet.
6
26230
3754
daha az varlıklı ailelerin dengeli beslenmelerini kolaylaştırıyordu.
00:30
By the mid-19th century, potatoes had supplanted other staple foods.
7
30443
4171
19. yüzyılın ortalarında patatesler diğer temel gıdaların yerini almıştı.
00:34
And since British mandates ensured Ireland’s more valuable
8
34739
3045
İngiliz yönetimi, İrlanda’nın daha değerli tarım ürünlerinin
00:37
agricultural products were exported,
9
37784
2002
ihraç edilmesini sağladığından beri,
00:39
roughly half the country’s 8.5 million residents
10
39786
3128
yaklaşık 8.5 milyon nüfusun neredeyse yarısı
00:42
lived almost entirely on potatoes.
11
42914
2419
tamamen patatesle geçiniyordu.
Ancak 1845′te hasat başladığında,
00:46
But when harvesting began in 1845,
12
46000
2795
00:48
farmers found their potatoes blackened and shriveled.
13
48795
3086
çiftçiler patateslerinin kararmış ve pörsümüş halde olduğunu gördüler.
00:52
Those who ate them suffered severe stomach cramps and even death.
14
52381
4088
O patatesleri yiyenler, şiddetli mide krampları ve hatta ölüm tehlikesi yaşadı.
00:56
Today, we know the culprit was Phytophthora infestans—
15
56886
3754
Bugün suçlunun ″Phytophthora infestans″ adı verilen,
01:00
a fungus that flourished in the season’s unusually damp weather.
16
60681
3546
mevsimin olağandışı nemli hava koşulunda gelişen bir mantar olduğunu biliyoruz.
01:04
But at the time it was simply called “the blight.”
17
64602
2794
Ancak o dönemde buna “zararlı etmen” deniliyordu.
01:07
The fungus likely originated in the Americas,
18
67980
2628
Bu mantar muhtemelen Amerika’da ortaya çıktı
01:10
traveling across the Atlantic on ships.
19
70608
2211
ve gemilerle Atlantik’i geçerek yayıldı.
01:12
And while it destroyed potato harvests across Europe,
20
72944
3044
Avrupa genelinde patates hasatlarını tahrip ettiği sırada,
01:15
wealthier countries— then as today— generally fared better,
21
75988
3546
zengin ülkeler -o zamanlar da bugün olduğu gibi-
genellikle daha iyi durumdaydı
01:19
as they had more resources to draw on.
22
79534
2168
çünkü daha fazla kaynağa sahiptiler.
01:21
Meanwhile, the southern and western regions of Ireland
23
81869
3337
Bu arada, İrlanda’nın güney ve batı bölgeleri
01:25
were already impoverished and entirely dependent on the single crop,
24
85206
3879
zaten fakirleşmişti ve tek ürüne tamamen bağımlıydı,
01:29
making them disproportionately vulnerable.
25
89085
2502
bu da onları orantısız bir şekilde savunmasız kılıyordu.
01:31
The impacts of food insecurity are often most severe at the poverty line.
26
91921
3879
Gıda güvensizliğinin etkileri, genellikle yoksulluk sınırında şiddetli hissedilir.
01:35
But while the failed harvest created a class crisis,
27
95925
2961
Başarısız hasat, kast sistemi içinde bir krize yol açarken,
01:38
the government's response turned it into a national catastrophe.
28
98886
3337
hükümetin tepkisi bunu ulusal bir felakete dönüştürdü.
01:42
For centuries, Ireland had been under varying degrees of English control,
29
102640
3962
Yüzyıllar boyunca İrlanda, farklı şiddetlerde İngiliz kontrolü altındaydı
01:46
and by 1845, it was part of the United Kingdom
30
106644
3420
ve 1845 yılı itibariyle Birleşik Krallık’ın bir parçasıydı.
01:50
with its government based in London.
31
110064
1919
Hükümeti Londra’da bulunuyordu.
01:52
During the famine’s first year,
32
112567
1751
Kıtlığın ilk yılında,
01:54
this distant ruling body imported corn from North America
33
114402
4087
bu merkezi hükümet Kuzey Amerika’dan mısır ithal etti
01:58
and offered the Irish employment on public works projects.
34
118489
3170
ve İrlandalılara kamu projelerinde istihdam sağladı.
02:01
But this relief only caused more problems.
35
121784
2544
Ancak bu yardım sadece daha fazla soruna yol açtı.
02:04
Imported food was poorly distributed and offered insufficient nutrition,
36
124579
4129
İthal edilen yiyecekler kötü bir şekilde dağıtılıp,yetersiz beslenmeyi teşvik etti.
02:08
making the previously healthy population more vulnerable to disease,
37
128708
3920
Önceden sağlıklı olan nüfusu hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirerek,
02:12
and increasing maternal and child mortality.
38
132628
2419
anne ve çocuk ölümlerini artırdı.
02:15
Worse still, the British continued to export Ireland’s grain and livestock.
39
135298
4212
Daha da kötüsü, İngilizler İrlanda’nın
tahıl ve canlı hayvanlarını ihraç etmeye devam ettiler.
02:19
Meanwhile, the public works projects required lengthy shifts
40
139802
3504
Bu arada, ağır fiziksel emek ve uzun vardiyalar gerektiren kamusal işler,
02:23
of grueling manual labour and were far from where most workers lived.
41
143306
3628
çoğu işçinin yaşadığı yerlerden oldukça uzaktaydı.
02:27
For example, just one of countless tragic incidences is the story of Thomas Malone,
42
147310
5005
Örneğin, sayısız trajik olaylardan biri, Thomas Malone’un hikayesidir.
02:32
who walked 18 kilometers roundtrip to work every day.
43
152315
3169
Her gün işe gitmek için gidiş-dönüş olarak 18 kilometre yürüyordu.
02:35
One night, exhausted and starving,
44
155985
2336
Bir gece, bitkin düşmüş ve açlıkla boğuşurken,
02:38
he collapsed and died just before reaching home,
45
158321
3003
eve varmadan önce güçsüz düşerek yere düştü ve öldü,
02:41
leaving behind his wife and six children.
46
161449
2335
ardında karısını ve altı çocuğunu bıraktı.
02:44
Despite the year’s countless tragedies, many families managed to scrape by.
47
164577
4004
Yılın sayısız trajedisine rağmen birçok aile zorlukla idare etmeyi başardı.
02:48
But in 1846, the damp weather returned and the blight worsened,
48
168998
4338
Ancak 1846′da nemli hava geri döndü ve zarar daha da kötüleşti,
02:53
impacting 75% of Ireland's potato yield.
49
173336
3044
İrlanda’nın patates verimini %75 etkiledi.
02:56
British relief efforts diminished substantially in the famine’s second year.
50
176923
3628
Kıtlığın ikinci yılında İngilizlerin yardım çabaları
büyük ölçüde azaldı.
03:00
And while international aid helped save lives,
51
180635
2460
Uluslararası yardım, hayatları kurtarmada yardımcı olsa da
03:03
the overall need was enormous.
52
183095
1919
genel ihtiyaç çok büyüktü.
03:05
As the crisis wore on, the government limited who was eligible for relief
53
185556
4088
Kriz ilerledikçe, hükümet kimin yardım almaya uygun olduğunu sınırladı
03:09
and tasked Ireland with funding the relief efforts themselves
54
189644
3378
ve İrlanda’nın yardım çabalarını kendileri finanse etmeleri için,
03:13
by increasing local taxes.
55
193022
1710
yerel vergileri artırma görevi verdi.
03:14
Most modern historians view these disastrous policies
56
194982
3254
Çoğu modern tarihçi, bu felaket getiren politikaların,
03:18
as stemming from a mix of toxic religious ideology,
57
198236
2961
toksik dini ideoloji,
serbest piyasa ekonomi politikaları
03:21
laissez-faire economic policies, and political infighting.
58
201197
3503
ve siyasi çekişmelerin karışımından kaynaklandığını düşünüyor.
03:25
British news sources callously depicted the Irish
59
205284
2670
İngiliz haber kaynakları, İrlandalıları duyarsızca,
03:27
as lazy, simple-minded alcoholics,
60
207954
2544
tembel, cahil alkolikler olarak tasvir ettiler.
03:30
and some London decision-makers believed the famine was God’s punishment
61
210498
3503
Ve Londra’daki bazı karar vericiler, kıtlığın bu günahkar davranışların
03:34
for these sinful behaviors.
62
214001
1543
Tanrı’nın cezası olduğuna inanıyorlardı.
Diğer hükümet yetkilileri iç siyasi rekabetler nedeniyle,
03:36
Other government officials purposefully blocked efforts
63
216045
2836
03:38
to provide meaningful relief due to internal political rivalries.
64
218881
3420
manidar yardım sağlama çabalarını bilinçli bir şekilde engellediler.
03:42
As with famines and food insecurity today,
65
222468
2669
Bugün ki gibi açlık ve gıda güvensizliği durumlarında da
03:45
it wasn't a lack of resources preventing the British from aiding Ireland,
66
225137
3462
İrlanda’ya yardım etmeyi engelleyen şey, İngilizlerin kaynak eksikliği değil,
03:48
but rather a lack of political will.
67
228599
2002
siyasi irade eksikliği oldu.
03:51
Seven years after the blight began,
68
231185
2002
Felaketin başlamasından yedi yıl sonra
03:53
Ireland’s weather patterns returned to normal
69
233187
2461
İrlanda’nın hava koşulları normale döndü
03:55
and the potato crop finally stabilised.
70
235648
2044
ve patates ürünü nihayet istikrar kazandı.
03:57
But over 1 million people had perished from starvation,
71
237900
3045
Ancak 1 milyondan fazla insan açlık,
04:00
malnutrition, and disease.
72
240945
1710
kötü beslenme ve hastalıktan ölmüştü.
04:02
Between 1 and 2 million more fled the country,
73
242780
2878
1 ve 2 milyon arasında kişi ülkeyi terk etti ve
04:05
beginning a trend that dropped Ireland’s population to half its pre-famine levels
74
245658
3920
1920′ler itibariyle İrlanda’nın nüfusunu açlık öncesi seviyenin yarısına düşüren
04:09
by the 1920s.
75
249578
1252
bir akımı başlattı.
Bugün, iklim değişikliği aşırı hava koşullarını
04:11
Today, climate change is making extreme weather more common and sustained,
76
251247
3712
daha yaygın ve sürdürülebilir hale getiriyor,
04:15
leading countless agricultural communities to face similar struggles.
77
255001
3461
bu da birçok tarım topluluğunun benzer zorluklarla karşılaşmasına neden oluyor.
04:19
Just as in Ireland, farmers living on the margins
78
259005
2627
İrlanda’da olduğu gibi, sınırda yaşayan çiftçiler,
04:21
are increasingly facing starvation, malnutrition, and disease
79
261632
3754
gittikçe artan açlık, kötü beslenme ve hastalıkla karşı karşıya geliyorlar.
04:25
due to global weather patterns for which they bear little responsibility.
80
265386
3545
Bu, sorumluluğu çok az üstlenen küresel hava koşullarından kaynaklanmaktadır.
04:29
But history doesn’t have to repeat itself if governments and institutions
81
269181
3671
Ancak tarih kendini tekrar etmek zorunda değilse, hükümetler ve kurumlar
04:32
can provide the kind of aid these regions need:
82
272852
2544
bu bölgelerin ihtiyaç duyduğu türden yardımı sağlayabilirlerse:
04:35
relief efforts that are coordinated and ongoing,
83
275521
2419
Koordineli ve sürekli yardım çabaları,
04:37
provide sufficient nutrition to prevent disease,
84
277940
2586
hastalıkları önlemek için yeterli beslenmeyi sağlar
04:40
and are offered with compassion rather than judgment.
85
280526
2711
ve yardımlar insanları yargılamadan anlayışla sunulur.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7