The treadmill's dark and twisted past - Conor Heffernan

4,738,217 views ・ 2015-09-22

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sabriye Aşır Gözden geçirme: Gözde Alpçetin
00:10
The constant thud underneath your feet,
0
10203
3537
Aralıksız ayak sesleri,
00:13
the constrained space,
1
13740
1997
kısıtlı alan
00:15
and the monotony of going nowhere fast.
2
15737
3870
ve bir arpa boyu yol gidememenin monotonluğu.
00:19
It feels like hours have gone by, but it's only been eleven minutes,
3
19607
4515
Saatler geçmiş gibi geliyordur fakat yalnızca on bir dakika olmuştur
00:24
and you wonder,
4
24122
1061
Şöyle düşünürsünüz:
00:25
"Why am I torturing myself?
5
25183
1798
“Neden kendime işkence ediyorum ki?
00:26
This thing has got to be considered a cruel and unusual punishment."
6
26981
4751
Bu şeyin insanlık dışı bir ceza olarak görülmesi gerekiyor.
00:31
Actually, that's exactly what it is, or was.
7
31732
3370
Aslında tam da böyledir ya da böyleydi.
00:35
You see, in the 1800s,
8
35102
2158
Koşu bantları 1800’lerde
00:37
treadmills were created to punish English prisoners.
9
37260
4789
İngiliz mahkumlarını cezalandırmak için yapılmıştır.
00:42
At the time, the English prison system was abysmally bad.
10
42049
3925
O dönemlerde İngiliz cezaevi sistemi berbat derecede kötüydü.
00:45
Execution and deportation were often the punishments of choice,
11
45974
4236
İdam ve sürgün çoğunlukla tercih edilen cezalardı.
00:50
and those who were locked away faced hours of solitude in filthy cells.
12
50210
5496
Kilit altında olanlar, çok pis hücrelerde saatlerce tecrit ediliyordu.
00:55
So social movements led by religious groups, philanthropies,
13
55706
3234
Bu nedenle dini gruplar, yardımseverler
00:58
and celebrities, like Charles Dickens,
14
58940
2593
ve Charles Dickens gibi ünlülerin öncülüğündeki hareketler
01:01
sought to change these dire conditions and help reform the prisoners.
15
61533
4899
bu vahim koşulları değiştirmeye
ve mahkumların düzelmesine yardım etmeye çalıştı.
01:06
When their movement succeeded,
16
66432
1857
Hareketleri başarıya ulaştığında
01:08
entire prisons were remodeled and new forms of rehabilitation,
17
68289
4307
cezaevlerinin tamamı yeniden şekillendirildi
ve koşu bandı gibi yeni rehabilitasyon yöntemleri getirildi.
01:12
such as the treadmill, were introduced.
18
72596
3124
01:15
Here's how the original version,
19
75720
1944
İngiliz mühendis Sör William Cubitt’in
01:17
invented in 1818 by English engineer Sir William Cubitt, worked.
20
77664
5983
1818’de geliştirdiği özgün versiyon böyle çalışıyordu.
01:23
Prisoners stepped on 24 spokes of a large paddle wheel.
21
83647
4408
Mahkumlar büyük bir çarkın, 24 dişli boşluğuna basıyordu.
01:28
As the wheel turned,
22
88055
1203
Çark döndükçe
01:29
the prisoner was forced to keep stepping up or risk falling off,
23
89258
4342
mahkum, düşme riskine karşı adım atmaya devam etmek zorunda kalıyordu.
01:33
similar to modern stepper machines.
24
93600
2840
Modern step makinalarına benzer şekilde.
01:36
Meanwhile, the rotation made gears pump out water,
25
96440
3828
Bu arada dişlilerin dönüşü suyu pompalıyor,
01:40
crush grain,
26
100268
1611
tahılları öğütüyor
01:41
or power mills,
27
101879
1318
ya da değirmene güç sağlıyordu.
01:43
which is where the name "treadmill" originated.
28
103197
3020
“Ayak değirmeni” adı bundan gelmektedir.
01:46
These devices were seen as a fantastic way of whipping prisoners into shape,
29
106217
4525
Bu mekanizmalar, mahkumları adam etmenin harika bir yolu olarak görüldü.
01:50
and that added benefit of powering mills
30
110742
2415
Değirmenlere güç sağlanması,
01:53
helped to rebuild a British economy decimated by the Napoleonic Wars.
31
113157
5134
Napolyon Savaşları’ndan dolayı daralan İngiliz ekonomisinin
yeniden inşa edilmesine de fayda sağladı.
01:58
It was a win for all concerned, except the prisoners.
32
118291
4047
Bu, mahkumlar hariç herkes için bir kazançtı.
02:02
It's estimated that, on average,
33
122338
1932
Öyle tahmin ediliyor ki
02:04
prisoners spent six or so hours a day on treadmills,
34
124270
4146
mahkumlar ortalama olarak koşu bandında günde 6 saate kadar kaldılar.
02:08
the equivalent of climbing 5,000 to 14,000 feet.
35
128416
3953
Bu da 1524 ile 4267 metre tırmanmaya eşdeğerdir.
02:12
14,000 feet is roughly Mount Everest's halfway point.
36
132369
4983
4267 metre, aşağı yukarı Everest Dağı’nın yarı noktasıdır.
02:17
Imagine doing that five days a week with little food.
37
137352
4117
Bunu haftanın beş günü az bir besinle sürdürdüğünüzü düşünün.
02:21
Cubitt's idea quickly spread across the British Empire and America.
38
141469
3853
Cubitt’in tasarımı, İngiliz İmparatorluğu ve Amerika’da hızlı biçimde yayıldı.
02:25
Within a decade of its creation,
39
145322
1923
İcadından sonraki on yıl içinde,
02:27
over 50 English prisons boasted a treadmill,
40
147245
3381
50’den fazla İngiliz cezaevi bir koşu bandına sahip olmuştu.
02:30
and America, a similar amount.
41
150626
2052
Amerika’da da rakam benzer seviyedeydi.
02:32
Unsurprisingly, the exertion combined with poor nutrition
42
152678
3793
Beklendiği üzere yetersiz beslenme ve bu efor birleşince
02:36
saw many prisoners suffer breakdowns and injuries,
43
156471
3059
pek çok mahkumun çöküntü ve sakatlıklar yaşadığı,
02:39
not that prison guards seemed to care.
44
159530
2731
cezaevi gardiyanlarının ise bunlarla ilgilenmedikleri görüldü.
02:42
In 1824, New York prison guard James Hardie credited the device
45
162261
4587
1824’te New York cezaevi gardiyanı James Hardie daha taşkın tutukluların
02:46
with taming his more boisterous inmates, writing that
46
166848
2984
ehlileştirilmesinde mekanizmanın hakkını teslim ediyor,
02:49
the "monotonous steadiness, and not its severity...constitutes its terror,"
47
169832
5822
“korkuyu tesis eden, monoton devamlılık ve zorluk” diye yazıyordu,
02:55
a quote many still agree with.
48
175654
3467
halen birçok kişinin hemfikir olduğu bir alıntıyı.
02:59
And treadmills lasted in England until the late 19th century,
49
179121
3504
İngiltere’de 19. yüzyılın sonuna kadar kullanılan koşu bantları,
03:02
when they were banned for being excessively cruel
50
182625
2305
aşırı acımasız bulunarak 1898’deki Cezaevi Yasası’yla yasaklandı.
03:04
under the Prison's Act of 1898.
51
184930
3700
03:08
But of course the torture device returned with a vengeance,
52
188630
2988
Fakat elbette bu işkence aleti
03:11
this time targeting the unsuspecting public.
53
191618
4046
bir intikamla, bu kez her şeyden habersiz halkı hedef alarak geri döndü.
03:15
In 1911, a treadmill patent was registered in the U.S.,
54
195664
4657
1911’de ABD’de bir koşu bandı patenti tescil edildi
03:20
and by 1952, the forerunner for today's modern treadmill had been created.
55
200321
5812
ve 1952’ye gelindiğinde günümüzün modern koşu bandının öncüsü yapılmıştı.
03:26
When the jogging craze hit the U.S. in the 1970s,
56
206133
3570
1970’lerde ABD’de koşu çılgınlığı patlak verdiğinde koşu bandı,
03:29
the treadmill was thrust back into the limelight
57
209703
2538
aerobik kondisyonu geliştirmenin ve istenmeyen kiloları vermenin
03:32
as an easy and convenient way to improve aerobic fitness,
58
212241
4243
kolay ve kullanışlı bir yöntemi olarak yeniden ilgi odağı oldu
03:36
and lose unwanted pounds,
59
216484
2123
03:38
which, to be fair, it's pretty good at doing.
60
218607
2636
ki dürüst olmak gerekirse bu işte gerçekten iyi.
03:41
And the machine has maintained its popularity since.
61
221243
3147
Bu makine o zamandan beri popülerliğini korudu.
03:44
So the next time you voluntarily subject yourself to what was once
62
224390
3639
Dolayısıyla daha önce insanlık dışı bir ceza olan şeyle
bir dahaki sefere kendi isteğinizle karşı karşıya kaldığınızda
03:48
a cruel and unusual punishment,
63
228029
2398
03:50
just be glad you can control when you'll hop off.
64
230427
3401
ne zaman ineceğinize kendiniz karar verdiğiniz için memnuniyet duyabilirsiniz.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7