The A to Z English Podcast improves my English? INTERVIEW

Welcome to another edition of Speak English fluently.

İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşun'un başka bir sürümüne hoş geldiniz.

I'm your host, Steve Hatherly. And today I'm very excited because my guests

Ben sunucunuzum, Steve Hatherly. Ve bugün çok heyecanlıyım çünkü misafirlerim

are fellow podcasters. I think this is the first time I've had the

aynı podcast yayıncıları. Sanırım ilk kez bunu

opportunity to say this. Jack McBain and Kevin Mitchell both come from

söyleme fırsatım oldu. Jack McBain ve Kevin Mitchell

the United States of America. Both majored in communication in university.

Amerika Birleşik Devletleri'nden geliyor. Her ikisi de üniversitede iletişim alanında uzmanlaştı.

And both host a podcast called A-Z English Podcast.

Ve her ikisi de AZ English Podcast adlı bir podcast barındırıyor.

They have a shared love of podcasting, as do I.

Benim gibi onların da ortak bir podcast sevgisi

They have lots of experience teaching English at the university level here in Korea.

var. Kore'de üniversite düzeyinde İngilizce öğretme konusunda birçok deneyimleri var.

I believe they've been doing it for over 15 plus years.

15 yılı aşkın bir süredir bunu yaptıklarına inanıyorum.

That's a long time. And I think maybe collectively, we have a

Bu uzun bir süre. Ve bence toplu olarak,

shared love of dogs as well, at least I do with… with Kevin.

ortak bir köpek sevgimiz de var, en azından benim... Kevin ile.

Let me say hello to my guest today, Jack McBain and Kevin Mitchell.

Bugünkü konuğum Jack McBain ve Kevin Mitchell'e merhaba diyeyim.

Fellas, welcome to the show. Thank you.

Beyler, gösteriye hoş geldiniz. Teşekkürler.

Hey, Steve. Yeah, thanks for having us. Absolutely, absolutely.

Merhaba Steve. Evet, bizi ağırladığınız için teşekkürler. Kesinlikle, kesinlikle.

Good evening. Good evening to you, Kevin. Has anyone ever

İyi akşamlar. Sana iyi akşamlar Kevin. Hiç kimse

told you… you look like Neil Patrick Harris? That I haven't heard.

sana... Neil Patrick Harris'e benzediğini söyledi mi? Ben duymadım.

You've never heard that? That one. No, I… I do have a lot of Korean

Bunu hiç duymadın mı? Şu. Hayır, ben… Pek çok Koreli

students tell me I looked like Benedict Cumberbatch. Oh, interesting.

öğrencim bana Benedict Cumberbatch gibi göründüğümü söylüyor. Oh ilginç.

And I don't agree, but I think I see where they get it because I have a relatively narrow

Ve katılmıyorum, ama sanırım nereden aldıklarını görüyorum çünkü nispeten dar bir

face. Alright, yeah.

yüzüm var. Tamam, evet.

And Mr. Cumberbatch does as well. And I think there’s a lot of just, yeah,

Ve Bay Cumberbatch de öyle. Ve bence pek çok şey var, evet,

foreigner. Foreigner with somewhat similar face structures.

yabancı. Biraz benzer yüz yapılarına sahip yabancı.

Podcast show idea for you guys, which celebrity do you look like most?

Sizin için podcast programı fikri çocuklar, en çok hangi ünlüye benziyorsunuz?

I'm not sure I want to hear the answer to that to be honest.

Dürüst olmak gerekirse bunun cevabını duymak istediğimden emin değilim.

There's a reason that we are podcasters and not video…

Video değil de podcast yayıncısı olmamızın bir nedeni var…

Yeah, right. Right. Video stars.

Evet, doğru. Doğru. Video yıldızları.

I will ask you about that in a moments time, but let's talk a little bit about you guys

Birazdan size bunu soracağım ama podcast'inize odaklanmadan önce

before we turn our focus to your podcast.

biraz sizden bahsedelim .

Jack, maybe we can start with you and you can tell us a little bit about yourself.

Jack, belki seninle başlayabiliriz ve sen de bize biraz kendinden bahsedersin.

Yeah, sure. I… I actually came to Asia about 20 or so years ago.

Evet tabi. Ben… Asya'ya yaklaşık 20 yıl kadar önce geldim.

I started teaching at the university level in Korea in 2006.

2006 yılında Kore'de üniversite düzeyinde öğretmenliğe başladım

And I've been at the same school for 17 years. So. Yeah, yeah so.

. 17 yıldır aynı okuldayım. Yani. Evet, evet öyle.

That's a testament to how good a teacher you are, obviously.

Bu senin ne kadar iyi bir öğretmen olduğunun bir kanıtı tabii ki.

I think so. Well, either that or they're too lazy to try

Bence de. Ya öyle ya da

to find another teacher. Yeah, but yeah, I didn't realize that would

başka bir öğretmen bulamayacak kadar tembeller. Evet, ama evet, bunun

be my forever job. But you know, you… you kind of accidentally

sonsuza kadar işim olacağını düşünmemiştim . Ama biliyorsun, sen…

stumble into these things sometimes in life. That is how it goes.

hayatta bazen yanlışlıkla bu tür şeylere rastlarsın. Böyle gider.

Where in Korea are you located? So I'm in Pyeongtech, but I actually teach

Kore'de nerede bulunuyorsunuz? Yani Pyeongtech'teyim ama aslında

in Ansong which is the next city over, so not far from where I live.

yaşadığım yerden çok da uzak olmayan bir sonraki şehir olan Ansong'da öğretmenlik yapıyorum.

Great to meet you.

Tanıştığıma memnun oldum.

Kevin. How about you? Uhm, so similar to Jack I think.

Kevin. Peki ya sen? Uhm, sanırım Jack'e çok benziyor.

I didn't a plan to be a teacher for forever either.

Sonsuza kadar öğretmen olmayı da planlamadım.

And here I am almost… almost 20 years into being a teacher - total.

Ve işte neredeyse... neredeyse 20 yıldır öğretmenlik yapıyorum - toplam.

Not all of it in Korea, but it started when I was a student in university and I just did

Hepsi Kore'de değil, ama ben üniversitede öğrenciyken başladı ve bunu

it as a part time job and I liked it. It was fun.

yarı zamanlı bir iş olarak yaptım ve hoşuma gitti. Eğlenceliydi.

I enjoy teaching. I like being with students.

Öğretmekten zevk alıyorum. Öğrencilerle birlikte olmayı seviyorum.

And then I moved to Korea and started working at the university here and...

Sonra Kore'ye taşındım ve buradaki üniversitede çalışmaya başladım ve...

Yeah, I've been doing the same thing for almost 20 years total as… as well.

Evet, aynı şeyi toplamda yaklaşık 20 yıldır yapıyorum... hem de.

Korea’s uh, a nice place to live, a nice place to… to teach in some ways.

Kore uh, yaşamak için güzel bir yer, bazı açılardan öğretmek için güzel bir yer.

I completely concur.

tamamen katılıyorum

So the relationship between you two does it go back to America?

Yani ikinizin arasındaki ilişki Amerika'ya kadar uzanıyor mu?

Did you meet here in Korea? Did you teach at the same school?

Burada Kore'de mi buluştunuz? Aynı okulda öğretmenlik yaptınız mı?

We do teach at the same school, so yes. Like… like a lot of friend friendships that

Aynı okulda öğretmenlik yapıyoruz, yani evet. Mesela…

develop, uh, after university, our friendship began because we teach at the same university.

üniversiteden sonra gelişen birçok arkadaş arkadaşlığı gibi, arkadaşlığımız da aynı üniversitede öğretmenlik yaptığımız için başladı.

He's at the Seoul campus. I'm out in the Gyenggi-do area outside of Seoul.

Seul kampüsünde. Seul'ün dışındaki Gyengi-do bölgesindeyim.

But yeah, we have… we have been friends for a long time now, so yeah.

Ama evet, biz… uzun zamandır arkadaşız, yani evet.

Yeah, we've been working at the same uni since… since I started.

Evet, başladığımdan beri aynı üniversitede çalışıyoruz.

Interesting. Years ago.

İlginç. Yıllar önce.

So when did the idea? Let's get into it now. When did the idea for the A to Z English podcast

Peki fikir ne zaman ortaya çıktı? Şimdi içine girelim. A'dan Z'ye İngilizce podcast fikri ne zaman

begin? Was that early on in your friendship something

başladı? Bu, arkadaşlığınızın ilk zamanlarında sizden bir veya iki kez bahsedebileceğiniz bir şey miydi

that you may be mentioned once or twice, maybe let's do it later?

, belki daha sonra yapalım?

Or was it one person idea and you decided to start Right away?

Yoksa tek kişinin fikri miydi ve hemen başlamaya karar verdiniz mi?

Tell us about that. Do you want me to handle this one Kev?

Bize bundan bahset. Bunu benim halletmemi ister misin Kev?

Field this one? Yeah, I think this should be yours 'cause

Bunu alan mı? Evet, bence bu senin olmalı çünkü

the podcast really was your idea. It was something that I think we were bored

podcast gerçekten senin fikrindi. COVID sırasında sıkıldığımızı düşündüğüm bir

during COVID and then it went from there. So go ahead, but you've… you've been interested

şeydi ve sonra oradan gitti. Öyleyse devam edin, ama siz…

for a long time in podcasting. Well, right. I mean it, it's kind of like,

uzun süredir podcasting ile ilgileniyorsunuz. Pekala, doğru. Demek istediğim, bu bir tür

you know, you want you go to, uh, a blockbuster movie and you say I want to be an actor, I

, bilirsiniz, gişe rekorları kıran bir filme gitmek istiyorsunuz ve ben oyuncu olmak

want to make movies, you know something, but. The threshold is too high. It's too difficult

istiyorum, film yapmak istiyorum diyorsunuz, bir şeyler biliyorsunuz ama. Eşik çok yüksek. Bunu yapmak çok zor

to do that. But when I really got into podcasting, I was

. Ama gerçekten

like, you know what, it's not that difficult to start a podcast.

podcast yapmaya başladığımda, biliyor musun, bir podcast başlatmak o kadar da zor değil gibiydim.

It's difficult to build a community of listeners, but, but it was something that was just kind

Dinleyicilerden oluşan bir topluluk oluşturmak zor ama bu bir süreliğine beni yiyip bitiren

of eating away at me for a while. And finally, I asked Kevin and another friend

bir şeydi . Sonunda Kevin'e ve başka bir arkadaşımıza sordum

of ours. I said, you know what, guys? Let's start a podcast. And we actually started a

. Arkadaşlar biliyor musunuz dedim. Bir podcast başlatalım. Ve aslında

podcast called The Seoul Patch.

The Seoul Patch adlı bir podcast başlattık.

Which is up on Seoul and we just talked about Korea related topics.

Hangisi Seul'de ve biz sadece Kore ile ilgili konular hakkında konuştuk.

I've heard of that podcast. Oh, really?

O podcast'i duydum. Gerçekten mi?

I… I must admit, I must admit, I apologize. I… I… I don't think I've heard an episode,

Ben... İtiraf etmeliyim, itiraf etmeliyim, özür dilerim. Ben... Ben... Bir bölüm duyduğumu sanmıyorum

but I know that I've heard of that podcast before.

ama o podcast'i daha önce duyduğumu biliyorum.

Oh, wow. OK, well, that's inspiring. That's that's awesome.

Vay canına. Tamam, bu ilham verici. İşte bu harika.

Uh, we what happened was we kind of decided to make a kind of right turn towards something

Dinleyiciler için belki biraz daha pratik olan bir şeye doğru bir tür sağa dönüş yapmaya karar verdik ,

that was maybe a little more practical for listeners, which was a Language Learning podcast,

bu benim podcast sevgimi birleştiren bir Dil Öğrenme podcast'iydi ve bence Kevin de bundan hoşlanıyor.

which combines my love of podcasting and I think Kevin also enjoys it.

Ve ayrıca İngilizce öğretmenleri olarak deneyimlerimiz.

And also our experience as English teachers. And so that's what started the A-Z English

AZ English podcast'ini başlatan da bu mu yani

podcast? Pretty much, Yep.

? Oldukça, Evet.

So it wasn't a tough sell I guess for you then, Kevin to come on board and join Jack?

Kevin'in gemiye gelip Jack'e katılması senin için zor bir satış olmadı sanırım?

Well, like I was saying a minute ago, it really started at first during the COVID pandemic

Pekala, bir dakika önce söylediğim gibi, gerçekten ilk olarak COVID salgını

when we were all just stuck at home.

sırasında hepimiz evde sıkışıp kaldığımızda başladı.

And not meeting friends. And not being social. And so Jack got in touch and said, hey, do

Ve arkadaşlarla tanışmamak. Ve sosyal olmamak. Ve böylece Jack temasa geçti ve dedi ki, hey,

you guys want to hang out and talk about Korea and record it and publish it?

çocuklar takılmak ve Kore hakkında konuşmak, kaydetmek ve yayınlamak ister misiniz?

And, I was like, yeah, that… that sounds fun because I was just lonely.

Ve ben, evet, bu kulağa eğlenceli geliyor çünkü ben sadece yalnızdım.

I needed friends. I needed something to do.

Arkadaşlara ihtiyacım vardı. Yapacak bir şeye ihtiyacım vardı.

And there it just started and it just got better and… and it was fun to do. It was

Ve işte daha yeni başladı ve daha iyi hale geldi ve… ve yapması eğlenceliydi.

fun just to… to hang out and talk w ith cool people.

Havalı insanlarla... takılmak ve konuşmak bile

So that suggests to me then that the podcast is about two years old, roughly.

eğlenceliydi. Bu bana podcast'in kabaca iki yaşında olduğunu gösteriyor.

Actually, yeah. Yeah, I would say yeah, but we started the

Aslında evet. Evet, evet derdim ama

Seoul patch about two years ago and we've been doing the A-Z podcast for about 3 months.

Seul yamasına yaklaşık iki yıl önce başladık ve yaklaşık 3 aydır A'dan Z'ye podcast yapıyoruz.

It's still new. The Soul patch is on hiatus, but we plan to

Hala yeni. Soul yaması ara verdi, ancak bunu

bring that back once a week. Soon.

haftada bir geri getirmeyi planlıyoruz. Yakında.

So the A-Z podcast. If you have to give a description about what it is, then what would

Yani AZ podcast. Ne olduğu hakkında bir açıklama yapmanız gerekiyorsa,

that description be? Kevin, I'll let you field this one.

bu açıklama ne olurdu? Kevin, bunu sahaya çıkarmana izin vereceğim.

So and the A-Z English podcast is a podcast for English learners, of course, people who

So ve AZ English podcast, İngilizce öğrenenler için bir podcast, tabii ki

want to learn English. But it's focused on listening to native speakers

İngilizce öğrenmek isteyenler için. Ancak, anadili İngilizce olanların

just talk and explain things in a kind of natural conversation with homework attached,

sadece konuşmasını ve bir tür doğal sohbette bir şeyler açıklamasını dinlemeye odaklanmış durumda,

right? So there's, you can listen to Jack and I and our other host, Xochilt, she's not

değil mi? Yani, Jack, ben ve diğer sunucumuz Xochilt'i dinleyebilirsiniz, o

here at the moment. You can just listen to us talk about different

şu anda burada değil. Farklı

things or explain some idioms. Or sometimes we get into some grammar too, but grammar

şeyler hakkında konuşmamızı veya bazı deyimleri açıklamamızı dinleyebilirsiniz. Ya da bazen gramer konusuna da giriyoruz ama gramer

is not as exciting. But it's just us talking about topics so that

o kadar heyecan verici değil. Ancak

listeners can get a feel for what native English conversations sound like.

dinleyicilerin ana dili İngilizce olan konuşmaların kulağa nasıl geldiği konusunda bir fikir edinebilmesi için sadece biz konular hakkında konuşuyoruz .

And like I said, there's homework connected, so it's not just listening, it's listening

Ve dediğim gibi, bağlantılı bir ödev var, bu yüzden bu sadece dinlemek değil, dinlemek

and, you know, answer some questions and focus, so there's, uh, a study element for… for

ve bilirsiniz, bazı soruları yanıtlamak ve odaklanmak, böylece, uh,

our listeners and the students as well. Well, yes, I did listen to a handful of the

dinleyicilerimiz ve öğrencilerimiz için de bir çalışma unsuru var. Evet, bir avuç

podcast. One of them was grammar related, related to the present voice and the past

podcast dinledim . Bunlardan biri gramerle ilgiliydi, şimdiki sesle ve geçmiş

voice. OK.

sesle ilgiliydi. TAMAM.

I think talking about it being eaten by a giant sandwich was a sentence that stood out,

Sanırım dev bir sandviç tarafından yenilmekten bahsetmek öne çıkan bir cümleydi,

stood out to me my first, right? Passive and active.

benim için ilk göze çarpıyordu, değil mi? Pasif ve aktif.

Yep, passive voice activation. My first thought was, “What kind of sandwich

Evet, pasif ses aktivasyonu. İlk düşüncem, "Bunun ne tür bir sandviç

would I want that to be?” Good question, good question.

olmasını isterdim?" Güzel soru, güzel soru.

Yeah, that's a good question, right. I… I would say ham and cheese if you had to ask

Evet, bu iyi bir soru, değil mi? Ben...

if I if you really pushed me, but yeah. Not… not a bad answer.

beni gerçekten zorlayıp zorlamadığını

Another episode was about everyday idioms. Yeah, so there seems to be quite a variety

sorsan jambon ve peynir derdim ama evet. Fena bir cevap değil. Başka bir bölüm gündelik deyimlerle ilgiliydi. Evet, yani

of topics that you study but or that you present. But when you do, when you did come up with

çalıştığınız veya sunduğunuz oldukça çeşitli konular var gibi görünüyor . Ama bunu yaptığınızda

the idea initially, it's kind of such a broad spectrum, isn't it to start…?

, fikri ilk ortaya çıkardığınızda, bu çok geniş bir yelpaze, başlamak için değil mi…?

English. Mm-hmm. Yeah.

İngilizce. Mm-hmm. Evet.

And yeah, English and then a podcast about English. So oh, OK, well, where where do we

Ve evet, İngilizce ve ardından İngilizce hakkında bir podcast. Pekala, peki, nereden

begin? Where do we go? So that very first episode that you did, if you can remember

başlayalım? Nereye gideriz? Yaptığınız o ilk bölüm, eğer

back that far, how did you decide what the content would be?

o kadar geriye giderseniz, içeriğin ne olacağına nasıl karar verdiniz?

That's a great question. Yeah. So I think probably our second one, the first

Bu harika bir soru. Evet. Bence muhtemelen ikincimiz, ilki

one was probably just an introduction for us.

muhtemelen sadece bizim için bir girişti.

OK, fair enough. Yes. But then yeah after that and that's honestly

Tamam, yeterince adil. Evet. Ama ondan sonra evet ve dürüst olmak gerekirse bu

topics is one of the hardest parts of… of thinking of new episodes for grammar, for

konular… gramer, deyimler ve… ve sohbetlerimiz için

idioms and… and for our chats. For the chats, it's just things that Jack

yeni bölümler düşünmenin en zor kısımlarından biri . Sohbetler için, bunlar sadece Jack

and I are interested in.

ve benim ilgilendiğimiz şeyler.

And… and hopefully topics that our audience are interested in as well.

Ve… ve umarız izleyicilerimizin de ilgilendiği konular.

So we have a lot of young listeners, so we're trying to find more younger topics 'cause

Pek çok genç dinleyicimiz var, bu yüzden daha genç konular bulmaya çalışıyoruz

we're not so young and trying to relate. Jack, how do you come up with your… our

çünkü çok genç değiliz ve ilişki kurmaya çalışıyoruz. Jack, kendi...

topics? Well, I think it goes back to my experience

konularımızı nasıl buluyorsun ? Şey, sanırım

as a teacher. I think one of the pitfalls that a lot of teachers, they come to another

bir öğretmen olarak deneyimime geri dönüyor. Bence birçok öğretmenin

country to teach English and they go, Today, I am going to teach the present tense and

İngilizce öğretmek için başka bir ülkeye gelip gittiği tuzaklardan biri, Bugün şimdiki zamanı ve şimdiki zamanı öğreteceğim

the present continuous tense. And when I leave, after my one hour or whatever, everybody will

. Ve ayrıldığımda, bir saat falan sonra, herkes

understand completely what I just lectured because…. 'cause I… I know that I organized

az önce anlattığım şeyi tam olarak anlayacak çünkü…. çünkü ben... Dersimi çok iyi

my lesson so well.” And then I come back the next day, and everybody

organize ettiğimi biliyorum .” Sonra ertesi gün geri geliyorum ve herkes

is making the same mistakes that they were before I lectured.

ben ders vermeden önceki hataları yapıyor.

And what you have to… to realize is that, if you create a lesson for the classroom,

Ve anlamanız gereken şey... sınıf için bir ders

or a podcast episode or something, they're just listeners are going to take away maybe

ya da bir podcast bölümü ya da başka bir şey yaratırsanız, bunlar sadece dinleyiciler olacak, belki

if you're lucky 1 little piece of something that they hadn't put together.

de şanslıysanız, onların sahip oldukları bir şeyden 1 küçük parça alacaklardır. bir araya getirmemişti.

But this idea that we're going to kind of solve the problem of tense or whatever is

Ama bu gerginlik problemini çözeceğimiz fikri ya da her neyse

I… I mean, it's a trap a lot of teachers fall into, especially new teachers.

ben… Demek istediğim, bu birçok öğretmenin, özellikle de yeni öğretmenlerin düştüğü bir tuzak.

But for us, we don't, we try not to worry about, you know, them understanding everything.

Ama bizim için, her şeyi anlamaları konusunda endişelenmemeye çalışıyoruz.

If they can just take out one or two key points during that… that lesson, I would consider

O ders sırasında bir veya iki kilit noktayı çıkarabilirlerse, bunu

that a success. In my mind, yeah. Yeah, I guess that's a great point is that

bir başarı olarak kabul ederim. Aklımda, evet. Evet, sanırım bu harika bir nokta,

if there's something, because everybody learns differently, also everybody has their own

eğer bir şey varsa, çünkü herkes farklı şekilde öğrenir, ayrıca herkesin

agenda to write about what they need to improve or what… what they want to learn in the

neyi geliştirmesi gerektiği veya neyi… en başta ne öğrenmek istediği hakkında yazmak için kendi ajandası vardır .

first place. So yeah, designing an episode where you can

Yani evet, bir veya iki veya üç şeyi ortadan kaldırabileceğiniz bir bölüm tasarlamak

take away one or two or three things, then, yeah, that has to be considered a success.

, o zaman, evet, bu bir başarı olarak kabul edilmelidir.

So, let's talk, let's talk about the… the structures of the episodes. Do they follow

Öyleyse konuşalım, hadi bölümlerin yapıları hakkında konuşalım.

a similar breakdown each time you do it? The… the way that we have been organizing

Her yaptığınızda benzer bir dökümü takip ediyorlar mı? Son zamanlarda organize

it lately is that we try to do, we try to evenly distribute the types of episodes that

etme şeklimiz, yapmaya çalıştığımız şey

we are recording. So, we have what we call Quick Chats and those

, kaydettiğimiz bölüm türlerini eşit olarak dağıtmaya çalışıyoruz. Yani, Hızlı Sohbetler dediğimiz şeye sahibiz ve

are just conversations.

bunlar sadece konuşmalardır.

And what we do is we just kind of freestyle a conversation between the three of us or

Ve yaptığımız şey, üçümüz veya ikimiz arasındaki bir konuşmayı serbest bırakmak

two of us. And then we go back and we kind of cherry

. Ve sonra geri dönüyoruz ve bir tür

pick vocabulary and put that into a study guide, provide a transcript for the students.

kelime dağarcığı seçiyoruz ve bunu bir çalışma kılavuzuna koyuyoruz, öğrencilere bir transkript sağlıyoruz.

But in essence, it just gives them an opportunity to listen to a real time conversation between

Ama özünde, onlara sadece

two native speakers. Yeah.

anadili İngilizce olan iki kişi arasındaki gerçek zamanlı bir konuşmayı dinleme fırsatı verir. Evet.

The other ep… two types of episodes that we have our where we we'd have 3 idioms and

Diğer ep… sahip olduğumuz iki tür bölüm, burada 3 deyimimiz olurdu ve

we just explain the meaning of them because, you know, idioms can be very difficult to

biz sadece bunların anlamını açıklıyoruz çünkü, bilirsiniz, deyimleri

understand. Some of them are…. I don't even know the

anlamak çok zor olabilir. Onlardan bazıları….

genesis of, a lot of you know idioms like they're so old, you know, like talking about

Birçoğunuz çok eski, bilirsiniz, at gibi konuşmak

like a horse, you know, lead a horse to water or something.

, atı suya götürmek gibi deyimlerin kökenini

Right. Uhm, the other type is the… the grammar

bile bilmiyorum . Doğru. Uhm, diğer tür…

episode that you listen to, and we're trying to kind of go through different grammar points

dinlediğiniz gramer bölümü ve biz bir nevi farklı gramer noktalarını gözden geçirmeye

and provide examples. And I think those are maybe the hardest to

ve örnekler vermeye çalışıyoruz. Ve bence bunlar

translate through a podcast format. Because you don't have a whiteboard. You don't

bir podcast formatında çevrilmesi belki de en zor olanlardır. Çünkü beyaz tahtan yok. Sende yok

have, you know you can't draw a timeline and things like that. So, but those are the three

, biliyorsun zaman çizelgesi çizemezsin ve bunun gibi şeyler. Ama bunlar,

basic types of episodes that we have been recording most recently.

son zamanlarda kaydettiğimiz üç temel bölüm türü.

Which ones, Kevin, are your favorite ones to do?

Kevin, yapmayı en çok sevdiğin şeyler hangileri?

Oh, the… the quick chats are the most the… the easiest and the most fun.

Oh,... hızlı sohbetler en çok... en kolay ve en eğlenceli olanlardır.

Because, I mean, like we said, it's we started this podcast just to hang out with friends

Çünkü, daha önce de söylediğimiz gibi, bu podcast'i sadece arkadaşlarla takılmak için başlattık

and that's what that is. The quick chat is just hanging out with…. with Jack or Xochitl

ve o kadar. Hızlı sohbet sadece ... ile takılıyor. Jack veya Xochitl

and… and just talking about something, so those are fun. I would say that the grammar

ile ve… ve sadece bir şey hakkında konuşmak, yani bunlar eğlenceli.

and the idioms ones though are kind of interesting to do as well, because, Jack and I's relationship

Dilbilgisi ve deyimleri de yapmanın biraz ilginç olduğunu söyleyebilirim , çünkü Jack ve benim

for the past many years has just been a friend relationship.

son yıllardaki ilişkimiz sadece bir arkadaş ilişkisiydi.

We didn't teach together. But in those episodes, it's much more teaching, right? It's like,

Birlikte öğretmenlik yapmadık. Ama bu bölümlerde çok daha öğretici, değil mi? Sanki,

here's a grammar, here's an idiom, how do you do it? And it's very interesting to see

işte bir gramer, işte bir deyim, bunu nasıl yapıyorsun? Ve

his style of thinking of ideas. Or my style of thinking of ideas and how those translate

fikirleri düşünme tarzını görmek çok ilginç . Veya fikirleri düşünme tarzım ve bunların

into audio and into podcasts. And so even though they're not as fun necessarily to record,

sese ve podcast'lere nasıl dönüştüğü. Ve bu yüzden, kaydetmek o kadar eğlenceli olmasa da,

they're equally interesting just to do it with someone else.

başka biriyle yapmak da aynı derecede ilginç.

You get to feel what it feels like to be a student in Jack’s classroom and conversely,

Jack'in sınıfında ve tersine Kevin'in sınıfında öğrenci olmanın nasıl bir his

in Kevin’s classroom when you sit back and listen on the podcast how each of you might

olduğunu arkanıza yaslanıp podcast'i dinlediğinizde, her birinizin

explain a different grammar point or an idiom. And I'm guessing that helps because you can

farklı bir gramer noktasını veya bir deyimi nasıl açıkladığını hissedeceksiniz. Ve bunun yardımcı olacağını tahmin ediyorum çünkü bunu

take that to your own classrooms in your university and apply those things there.

üniversitenizdeki kendi sınıflarınıza götürebilir ve orada uygulayabilirsiniz.

Yeah, it's amazing what you can learn from other teachers as… as well.

Evet, diğer öğretmenlerden de öğrenebilecekleriniz inanılmaz.

Oh, absolutely. And the, you know, the analogies that he'll use are some that I had never thought

Kesinlikle. Ve kullanacağı benzetmeler hiç aklıma gelmemişti

of. Yeah, right.

. Evet, doğru.

It's same for you of course. And you know, well, yeah and I, you know,

senin için de aynı tabi Ve biliyorsun, evet, ve ben, bilirsin,

you tend to lean into the same ones over and over again every year after year.

her yıl aynı şeylere tekrar tekrar eğilme eğilimindesin.

And it's… it's nice to just watch someone else do it and it opens up a whole, you know,

Ve bu… başka birinin bunu yapmasını izlemek güzel ve bu sizin için yepyeni bir dünyanın kapısını açıyor .

new world for you. So yeah, it's really useful. So you mentioned you mentioned homework. Is

Yani evet, gerçekten faydalı. Demek ev ödevinden bahsettiğinden bahsetmiştin. Bu

that homework given at the end of each of the podcast, regardless of whether it's a

ev ödevi, gramer bölümü veya deyim bölümü veya hızlı sohbet bölümü veya Jack'in sohbetleri bölümü

grammar episode or an idiom episode or a quick chat episode or a Jack’s chats episode?

olsun, her podcast'in sonunda mı veriliyor ?

I didn't bring that up, but we're going to talk about that in a moment too. Is it…

Bunu gündeme getirmedim, ama birazdan bunun hakkında da konuşacağız. Bu…

Does it follow that format? There's homework at the end of each and every episode?

Bu formatı takip ediyor mu? Her bölümün sonunda ödev var mı?

Yeah, yeah. Kevin, do you want to talk about? This there is different types of homework

Evet evet. Kevin, hakkında konuşmak ister misin? Bu , her bölümün sonunda

at the end of each episode. For each episode, we do ask questions for everyone. So the…

farklı türde ödevler vardır . Her bölüm için herkese sorular soruyoruz. Yani…

the most basic style of homework is simply asking our listeners to come to our WhatsApp

en temel ödev tarzı, dinleyicilerimizden WhatsApp grubumuza gelmelerini istemektir

group. We have a WhatsApp group for anyone to come and and just talk to us in practice,

. Herkesin gelip pratikte bizimle konuşması için bir WhatsApp grubumuz var,

which is very helpful. Tell us what that…. Tell us what that is,

bu çok yardımcı oluyor. Bize bunun ne olduğunu söyle…. Bize bunun ne olduğunu söyle,

please. So WhatsApp is just a chat program. Of course,

lütfen. Yani WhatsApp sadece bir sohbet programıdır. Tabii

I'm sure all of our young listeners know it better than I do. And we just have a WhatsApp

genç dinleyicilerimizin hepsinin benden daha iyi bildiğine eminim. Ve

chat room for A to Z English and a couple of other ones as well where any listener can

A'dan Z'ye İngilizce için bir WhatsApp sohbet odamız ve ayrıca herhangi bir dinleyicinin

just come and talk to us and other teachers as well in there.

gelip bizimle ve oradaki diğer öğretmenlerle konuşabileceği birkaç tane daha odamız var.

And so a lot of our homework is, you know, today we're talking about the weather. Come

Ve ödevlerimizin çoğu, bilirsiniz, bugün hava durumu hakkında konuşuyoruz. Gelin

and tell us about your favorite weather. What season do you like? Or just some simple questions

ve bize en sevdiğiniz hava durumunu anlatın. Hangi mevsimi seviyorsun? Ya da sonunda sadece bazı basit sorular

at the end? Some of our episodes like the idioms, for example, that's a little bit more

? Deyimler gibi bölümlerimizden bazıları, örneğin, bu biraz daha

structured and we have a PDF file connected with those where they can download the PDF.

yapılandırılmış ve PDF'yi indirebilecekleri deyimlerle bağlantılı bir PDF dosyamız var.

There's some questions that they can fill out and they can come to the WhatsApp group

Doldurabilecekleri bazı sorular var

again to share their example sentences using the idioms or using the grammar points. And

ve deyimleri veya dilbilgisi noktalarını kullanarak örnek cümlelerini paylaşmak için tekrar WhatsApp grubuna gelebilirler. Sonra

then we will comment and reply and say, oh good job or oh fix this or things like that.

yorum yapıp cevap vereceğiz ve aferin aferin ya da bunu düzeltin ya da bunun gibi şeyler diyeceğiz.

So it'…s it's a lot of self-study, but those WhatsApp groups do give us some interaction

Yani bu çok fazla kendi kendine çalışma, ancak bu WhatsApp grupları bize biraz etkileşim

and allow us to work with students after. As well.

sağlıyor ve sonrasında öğrencilerle çalışmamıza izin veriyor. İlave olarak.

Yes, absolutely. It's… it's very, it's a great resource actually for us as well as

Evet kesinlikle. Bu… bu çok, aslında bizim için olduğu kadar

the students. So for example, If we're brainstorming an

öğrenciler için de harika bir kaynak. Örneğin, bir

episode idea, we can bring that to the WhatsApp group. Students will give us feedback. They'll

bölüm fikri üzerine beyin fırtınası yapıyorsak, bunu WhatsApp grubuna getirebiliriz. Öğrenciler bize geri bildirimde bulunacak. Bize bununla

tell us what did you like about this? What is not working for you? Soemthin that we I'd

ilgili neyi beğendiğinizi söyleyecekler. Senin için çalışmayan ne?

be remiss if I didn't say we make a transcript through you know AI technology you can you

Biliyorsun yapay zeka teknolojisi aracılığıyla bir transkript

know punch it into… Uh, Microsoft Word and it will spit out a.. a whole transcript that

oluşturduğumuzu söylemezsem ihmal etmiş olacağımı düşünüyorum . çalışma kılavuzuna.

we can add to the… the study guide. And so, you know, there's just a lot of different

Ve böylece, öğrencilerin içeriğimizle etkileşime girmesi veya arayüz oluşturması için sadece

ways that students can interact or interface with our content that doesn't just require

dinlemeyi gerektirmeyen pek çok farklı yol var.

listening. But they can also read along. UM, they can

Ama birlikte okuyabilirler. UM,

make their own sentences and upload those to put them in WhatsApp.

kendi cümlelerini kurabilir ve bunları WhatsApp'a koymak için yükleyebilirler.

Get some feedback from us in real time. So I just uh, this is what's different about

Bizden gerçek zamanlı olarak geri bildirim alın. Yani ben sadece

the A-Z English podcast then our Seoul Patch podcast. The Seoul Patch Podcast was more

, AZ English podcast'inin Seoul Patch podcast'imizden farkı bu. Seul Yama Podcast'i daha

entertainment. This is more educational. So it does require a little more effort on the

eğlenceliydi. Bu daha eğitici. Bu nedenle, pazarlama ve bunun gibi şeyler

back end as far as marketing and things like that.

açısından arka uçta biraz daha fazla çaba gerektiriyor

And so, but it's it really pays off when you get positive feedback from students in the

. Ve böylece, ama WhatsApp grubundaki öğrencilerden olumlu geri bildirim aldığınızda gerçekten işe yarıyor .

WhatsApp group. And that's… that's a beautiful thing about

Ve bu… genel olarak podcasting ile ilgili güzel bir şey

podcasting in general, is that everyone, all of our listeners, can do what they want. If

, herkesin, tüm dinleyicilerimizin istediklerini yapabilmesidir. Sadece

they just want to come and listen, great, just come and listen. If you want to do the

gelip dinlemek istiyorlarsa, harika, sadece gelip dinleyin. Ödevi kendiniz

homework, the PDF file by yourself, check our web page. It's there and do that. If you

yapmak istiyorsanız , PDF dosyasını, web sayfamızı kontrol edin. Orada ve bunu yap. Gelip bizimle konuşmak istersen

want to come and talk to us, come and talk to us. Now, if you want to do all of it, do

, gel ve bizimle konuş. Şimdi, hepsini yapmak istiyorsanız,

all of it as well. It's, it's up for them to choose how much they want to.

hepsini de yapın. Ne kadar istediklerini seçmek onlara kalmış.

You can be as active or as passive as you would like to be in terms of you being a learner.

Öğrenici olmanız açısından istediğiniz kadar aktif veya pasif olabilirsiniz.

Exactly. Very much so. So why podcasting as opposed to doing something

Aynen öyle. Çok fazla. Öyleyse neden kamera önünde bir

in front of a camera, I wonder? Uhm, again, I think the barrier to entry is

şeyler yapmak yerine podcast yapmak , merak ediyorum? Uhm, yine,

much lower for a podcast. All we had to do was purchas some microphones.

bir podcast için giriş engelinin çok daha düşük olduğunu düşünüyorum. Tek yapmamız gereken birkaç mikrofon satın almaktı.

And I just had to go in and figure out, OK, what platform are we going to use to upload

Ve içeri girip, tamam,

our podcast. And I… I love podcasting. I… I… I also

podcast'imizi yüklemek için hangi platformu kullanacağımızı bulmam gerekiyordu. Ve ben… Podcast'i seviyorum. Ben… Ben…

enjoy audiobooks. But I've kind of transitioned into just listening to a lot of different

Sesli kitaplardan da keyif alıyorum. Ama pek çok farklı podcast dinlemeye geçiş yaptım

podcasts. And I don’t know, it's just I just love

. Ve bilmiyorum, sadece

that medium so much. And I… I think YouTube kind of requires your, you know more of your

bu ortamı çok seviyorum. Ve ben... YouTube'un bir bakıma sizin

attention. But you know, I can do chores around the house

dikkatinizi çekmesini gerektirdiğini düşünüyorum. Ama biliyorsun,

and vacuum and mop the floors while I listen to a podcast.

bir podcast dinlerken evde ev işleri yapabilirim ve yerleri süpürüp paspaslayabilirim.

But that's a little harder to do while watching a YouTube video and so, and I'm 45 years old,

Ancak bunu bir YouTube videosu izlerken yapmak biraz daha zor ve bu yüzden 45 yaşındayım,

so I kind of missed the boat when it comes to.

bu yüzden sıra geldiğinde gemiyi kaçırdım.

No, no. Right. No, no. You don't get to throw that card down. Not, not, not with this audience.

Hayır hayır. Doğru. Hayır hayır. O kartı yere atamazsın. Hayır, hayır, bu seyirciyle olmaz.

I'm sorry. You can keep that for your for your classroom students.

Üzgünüm. Bunu sınıftaki öğrencileriniz için saklayabilirsiniz.

So what does the future hold that in terms of content, maybe you can tell us about the

Peki içerik açısından gelecek bunu nasıl gösteriyor, belki bize

most recent episode that you did and maybe some something that you have coming up soon.

en son yaptığınız bölüm hakkında ve belki de yakında çıkacak olan bir şey hakkında bilgi verebilirsiniz.

Well, actually, Kevin doesn't even know about this because I just created something called

Aslında Kevin'in bundan haberi bile yok çünkü

Jack Chats and yeah. I'm looking at oh OK yeah, yeah.

Jack Chats diye bir şey yarattım ve evet. Bakıyorum oh tamam evet, evet.

Steve here mentioned that a second ago and I was like, what is that?

Steve bir saniye önce bundan bahsetmişti ve ben de, bu da ne?

This is new. Jack shot.

Bu yeni. Jack vurdu.

News for you, Kevin, I… I was watching your facial expression when Jack said. Actually,

Sana haber var, Kevin, ben... Jack söylediğinde yüz ifadeni izliyordum. Aslında

Kevin doesn't know about this. And you, you had this wonderfully blank stare. A wonderful

Kevin'in bundan haberi yok. Ve sen, harika boş bakışların vardı. Yüzünde harika bir

blank stare on your face. So wait, now I'm curious.

boş bakış. Öyleyse bekle, şimdi merak ediyorum.

I knew more about the podcast for a brief moment than Kevin did.

Kısa bir an için podcast hakkında Kevin'den daha fazlasını biliyordum.

So it seems. Jack, what is this? What is this secret?

Öyle görünüyor. Nedir bu? Bu sır nedir?

OK. So, OK. New project of yours. This is great.

TAMAM. Yani Tamam. Yeni projeniz. Bu harika.

Well, we it because we have three members of our, you know, 3 hosts of our show.

Biz öyleyiz çünkü şovumuzun üç sunucusu var, bilirsiniz, üç üyemiz var.

One actually lives in the United States. Kevin and I are in Korea. We're all busy and

Biri aslında Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşıyor. Kevin ve ben Kore'deyiz. Hepimiz meşgulüz ve

our schedules are crazy. But we're trying to build up more content.

programlarımız çılgınca. Ancak daha fazla içerik oluşturmaya çalışıyoruz.

And so something that I wanted to do was to try a solo podcast where I'm just created.

Ve yapmak istediğim bir şey, yeni yaratıldığım bir solo podcast denemekti.

I just do like a… it's almost…. it's almost like, a confessional kind of thing where I

Ben sadece bir… bu neredeyse…. Bu neredeyse,

just share some of my ideas, things that are happening in my life, uhm, things that might

bazı fikirlerimi, hayatımda olan şeyleri, uhm,

be happening in the World News or something that somebody mentioned in the WhatsApp group.

World News'te olabilecek şeyleri veya WhatsApp grubundan birinin bahsettiği bir şeyi paylaştığım günah çıkarma gibi bir şey.

I might talk about that. And it's just me basically in front of my

Bunun hakkında konuşabilirim. Ve temelde

mic. Just kind of… stream of consciousness for 10 or 15 minutes. A nd I just wanted to

mikrofonumun önünde sadece ben varım. Sadece bir tür… 10 veya 15 dakikalık bilinç akışı. Ve bunu

upload that and give students something if they're craving content in between our three

yüklemek ve hafta boyunca yayınladığımız üç bölümümüz arasında içerik için can atıyorlarsa öğrencilere bir şeyler vermek istedim

episodes that we release during the week, because we release episodes basically Sunday,

, çünkü bölümleri temel olarak Pazar,

Tuesdays and Thursdays. But if they were looking for something just to kind of satiate that

Salı ve Perşembe günleri yayınlıyoruz. Ama sırf bu dinleme dürtüsünü tatmin edecek bir şey arıyorlarsa

urge to listen, I'm going to throw up on Monday, Wednesday and Friday Jack Chats.

, Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri Jack Chats'e kusacağım.

And of course, it could be a Kevin chat or a Xochitl chat or a Jack and Kevin chat. It's

Ve tabii ki, bir Kevin sohbeti veya bir Xochitl sohbeti veya bir Jack ve Kevin sohbeti olabilir. Bu

a… it's not just mine. A Steve Chat is that may be in the cards in

bir… o sadece benim değil. Gelecekte kartlarda olabilecek bir Steve Chat

the future? I'm sorry, one more time.

mi? Üzgünüm, bir kez daha.

A Steve chat? Is that a possibility? Absolutely, Steve, you. You are always welcome

Steve sohbeti mi? Bu mümkün mü? Kesinlikle, Steve, sen. Her zaman hoş geldiniz

to. Do not give me a microphone. That is your

. Bana mikrofon verme. Bu senin

biggest mistake. I'll talk for hours. Well, that's the great thing about A-Z Podcast’s

en büyük hatan. Saatlerce konuşacağım. AZ Podcast'lerin harika yanı

is that S is between A&Z. So Steve, Steve fits right in.

da S'nin A&Z arasında olmasıdır. Yani Steve, Steve tam yerine oturuyor.

Perfect. There… there you go.

Mükemmel. İşte… işte gidiyorsun.

So we're talking, then for the students, for your audience, you're talking. It was three

Yani biz konuşuyoruz, sonra öğrenciler için, dinleyicileriniz için konuşuyorsunuz. Haftada üç

episodes a week, but now we're looking at upwards of four or five, possibly more episodes

bölümdü, ama şimdi dört ya da beşe bakıyoruz, muhtemelen

a week in the future? What I'm hoping to do is to do 3 Jack chats

gelecekte haftada daha fazla bölüm? Yapmayı umduğum şey 3 Jack sohbeti yapmak

or you know, solo chats. And then three of our regular episodes.

ya da bilirsiniz, yalnız sohbetler. Ve sonra normal bölümlerimizden üçü.

And that will give students six days of content during the week and you know just to keep

Ve bu, öğrencilere hafta boyunca altı günlük içerik sağlayacak ve biz sadece

that momentum going as we're… we're s young podcast and I mean. The… the market is saturated.

bu ivmeyi sürdürmeyi biliyorsunuz… biz genciz podcast'iz ve demek istediğim. Pazar doymuş durumda.

Sure. I mean it's just you, you work so hard and

Emin. Demek istediğim, sadece sensin, çok

you kind of hit this this glass ceiling and trying to break through any way you can. You

çalışıyorsun ve bu cam tavana çarpıyorsun ve elinden gelen her yolu kırmaya çalışıyorsun. Bir

have to kind of throw everything, including the kitchen sink, you know, at it on in order

sonraki seviyeye geçmeye çalışmak için mutfak lavabosu da dahil olmak üzere her şeyi fırlatmanız gerekir

to try to, you know, break through to the next level.

.

So that's kind of where we are right now. And so we're just trying, trying everything,

Yani şu anda bulunduğumuz yer burası. Ve biz sadece deniyoruz, her şeyi deniyoruz,

yeah. And I think I'm going to have to listen to

evet. Ve sanırım

some of these Jack chats as well. I knew, I knew, I knew there was a passive

bu Jack sohbetlerinden bazılarını da dinlemek zorunda kalacağım. Biliyordum, biliyordum,

aggressive comment coming in the very near future.

çok yakın bir gelecekte pasif agresif bir yorum geleceğini biliyordum.

I'm just curious. I want to know what Jack is thinking. He's a friend of mine, so get

Ben sadece merak ediyorum. Jack'in ne düşündüğünü bilmek istiyorum. O benim bir arkadaşım, bu yüzden

some more insight into… into the mind of Jack.

Jack'in zihnine dair biraz daha içgörü edinin.

Hey, there you go. Stay tuned, stay tuned for episode one of

İşte böyle. Bizi izlemeye devam edin,

Kevin Chats coming up in the near future. The rebuttal chats.

Kevin Chats'in yakın gelecekte çıkacak olan birinci bölümü için bizi izlemeye devam edin . Çürütme sohbetleri.

Yeah, well, Jack, did you know actually? Now, have you introduced this to your students

Evet, Jack, aslında biliyor muydun? Şimdi

in your in your university classrooms? Have they given you any feedback? Any ideas on

üniversite sınıflarınızda öğrencilerinize bunu tanıttınız mı? Size herhangi bir geri bildirimde bulundular mı?

what they think about this project? As a matter of fact, I actually just did last

Bu proje hakkında ne düşündükleri hakkında bir fikriniz var mı? Aslına bakarsanız, aslında geçen

week. Uhm, I framed it in a way that it, to be kind of diplomatic about it, you know,

hafta yaptım. Uhm, bunu öyle bir şekilde çerçeveledim ki, bu konuda biraz diplomatik olmak için, bilirsiniz,

I wasn't like, if you want an A in my class, you have to download, you know, 10 podcasts.

ben öyle değildim, eğer sınıfımdan A almak istiyorsanız, 10 podcast indirmeniz gerekir.

Right. Listen to my podcast.

Doğru. Podcast'imi dinle.

Wink, wink. Yeah, exactly.

Göz kırpmak. Evet kesinlikle.

But I do think that what we are doing is creating useful content that students could find very

Ancak yaptığımız şeyin, öğrencilerin çok

helpful. And so I just put it up there on the on the

yararlı bulabilecekleri yararlı içerikler oluşturmak olduğunu düşünüyorum. Ben de

whiteboard for my students to say, hey, if you guys are looking for, you know, some supplementary

öğrencilerimin, hey, bilirsiniz, bazı ek

material. We've got these episodes, they're easy to

materyaller arıyorsanız, demeleri için onu beyaz tahtanın üzerine koydum. Bu bölümleri aldık, dinlemesi kolay

listen to, you can stream it right off of our website and it's very much related to

, web sitemizden doğrudan yayınlayabilirsiniz ve bu

what we are studying in our… in our book. So I do put it out there, but I'm very careful

bizim kitabımızda incelediğimiz şeyle çok ilgili . Bu yüzden bunu ortaya koyuyorum, ama şunu söylerken çok dikkatli davranıyorum

to say, Hey this is just another opportunity for you to do self study but because I think

: Hey, bu kendi kendine çalışman için başka bir fırsat ama bence

it can get it can get a little dicey eat if you if you're too pushy with it.

alabilir, eğer sen çoksan biraz riskli olabilir. onunla saldırgan.

Yeah, right. Well, that's kind of the way it goes in Canada,

Evet, doğru. Benim geldiğim Kanada'da işler böyle yürüyor

where I'm from – buy my book. That’s par for the coarse.

- kitabımı satın alın. Bu kaba için eşit.

Yeah, yeah. My book, but that's par for the course. Kevin,

Evet evet. Benim kitabım, ama bu kurs için eşit. Kevin,

what are some ideas maybe that you've had for… for future episodes? Some… some content

gelecek bölümler için sahip olduğun bazı fikirler neler olabilir? Bazı…

that you'd like to introduce. You do the idioms now, you do some grammar

tanıtmak istediğiniz bazı içerikler. Şimdi deyimleri yapıyorsun, şimdi bazı gramer

episodes now. Any other avenues you'd like to pursue?

bölümleri yapıyorsun. Takip etmek istediğiniz başka yollar var mı?

Well, so I'm not really big into social media very much, but our third member, Xochitl,

Pekala, sosyal medyayla pek ilgili değilim ama burada olmayan üçüncü üyemiz Xochitl

who isn't here, unfortunately right now she's very into social media and she was saying

maalesef şu anda sosyal medyayla çok

that she wants to start a TikTok for us. Oh, dear.

ilgileniyor ve bizim için bir TikTok başlatmak istediğini söylüyordu. Ah hayatım.

Yeah, and I'm not into. Yeah, quick, tell Jack what TikTok is.

Evet ve ilgilenmiyorum. Evet, çabuk, Jack'e TikTok'un ne olduğunu söyle.

It obviously has something to do with the clock, right?

Belli ki saatle bir ilgisi var, değil mi?

So I know. And I don't do TikTok. I don't do social media. So I want to leave that up

Yani biliyorum. Ve ben TikTok yapmıyorum. Sosyal medya yapmıyorum. O yüzden bunu şimdilik bırakmak istiyorum

to, but I was thinking I could still record videos and send that to her and she could

, ama yine de videolar kaydedip ona gönderebilirim ve o da

upload them. And one thing that many of our listeners have

bunları yükleyebilir diye düşünüyordum. Dinleyicilerimizin çoğunun

said is that I speak very quickly. Right now, I'm trying to remember to speak slowly for

söylediği bir şey de çok hızlı konuştuğumdur. Şu anda, bu gece tüm dinleyiciler adına yavaş konuşmayı hatırlamaya çalışıyorum

all the listeners tonight. And so I was thinking it could be very fun

. Ben de Yongue Twister TikTok'ları kaydetmenin benim için

for me to record some Yongue Twister TikToks. That's oddities.

çok eğlenceli olabileceğini düşündüm. Bu tuhaflıklar.

OK. Basically where you know 'cause, uh, TikTok

TAMAM. Temel olarak bildiğiniz yerde, TikTok

is a short 10-20-thirty second video of me just doing some English tongue twisters as

, mümkün olduğunca hızlı İngilizce tekerlemeler yaptığım ve ardından izleyicilerimize, dinleyicilerimize

fast as possible and then challenging our… our audience, our listeners to… to mimic

beni taklit etmeleri için meydan okuduğum 10-20 otuz saniyelik kısa bir video

me. So I was thinking that could be fun.

. Bu yüzden eğlenceli olabileceğini düşündüm.

What? What would the first tick tock tongue twister video be then? I'm going to put you

Ne? O zaman ilk tik tak tekerleme videosu ne olurdu? Seni hemen yerine koyacağım

on the spot right now. Right, right now. Well, I mean, one that I

. Doğru, hemen şimdi. Yani,

always practiced as a kid, of course, is Robbie rubber baby buggy bumpers. It was a fun one.

çocukken her zaman uyguladığım bir şey elbette Robbie lastik bebek arabası tamponları. Eğlenceliydi.

Or fuzzy wuzzy was a bear. Fuzzy wuzzy had no hair. Fuzzy wuzzy wasn't very fuzzy wuzzy,

Veya tüylü wuzzy bir ayıydı. Fuzzy Wuzzy'nin saçı yoktu. Tüylü Uğur pek de tüylü değildi, değil

was he? Are… are very fun ones and I think it could

mi? Bunlar... çok eğlenceli ve bence

be interesting 'cause every language has unique sounds.

ilginç olabilir çünkü her dilin benzersiz sesleri vardır.

A nd in English we've got those Zs and the Vs, which I know other languages don't have.

Ve İngilizcede, diğer dillerde olmadığını bildiğim o Z'ler ve V'ler var.

And tongue twisters are a great way for people to practice pronunciation. I mean, I practiced

Ve tekerlemeler, insanların telaffuz pratiği yapması için harika bir yoldur. Demek istediğim,

English tongue twisters when I was a kid. And it helped me in my English pronunciation.

çocukken İngilizce tekerlemeler çalıştım. Ve İngilizce telaffuzumda bana yardımcı oldu.

It could help anyone as well. So if I could give examples of saying it slowly, kind of

Herkese de yardımcı olabilir. Yani yavaş yavaş, biraz

fast and then very fast, it could be fun for me, fun for them. And something that people

hızlı ve sonra çok hızlı söylemeye örnekler verebilirsem, benim için eğlenceli olabilir, onlar için eğlenceli olabilir. Ve insanların

could… could copy. You mentioned uh. A Facebook page or a Facebook

... kopyalayabileceği bir şey. Uh'dan bahsetmiştin. Birkaç dakika önce

group a few moments ago. Could you elaborate on that a little bit please?

bir Facebook sayfası veya bir Facebook grubu. Bunu biraz detaylandırır mısınız lütfen?

Yeah, so before Xochitl joined our… our podcast team, I was kind of handling the social

Evet, Xochitl podcast ekibimize katılmadan önce, sosyal

media poorly, I would say. I did the best I could, but we do have a Facebook page called

medyayı biraz kötü idare ediyordum diyebilirim. Elimden gelenin en iyisini yaptım ama

the A-Z. I'm sorry, I'll say that a little bit more slowly. The A-Z English podcast and

AZ adında bir Facebook sayfamız var. Üzgünüm, bunu biraz daha yavaş söyleyeceğim. AZ English podcast'i ve

I try to upload all of our all of our videos like we have a video for, we have a YouTube

ben, bir videomuz var gibi tüm videolarımızı yüklemeye çalışıyoruz, bir YouTube

channel. And we also, so we do make videos, but we don't put our actual video on

kanalımız var. Ayrıca videolar çekiyoruz ama gerçek videomuzu

Gotcha. Yeah. So some people like to listen on YouTube and

Gotcha'ya koymuyoruz. Evet. Yani bazı insanlar YouTube'da dinlemeyi seviyor ve

that's a… a large segment of people that are just, you know, that just don't aren't

bu… podcast işine girmeyen büyük bir insan kesimi

into the podcast thing. And so we put that into Facebook as well. And, um, we Xochitel,wWe

. Ve böylece bunu Facebook'a da koyduk. Ve, um, biz Xochitel,wBizim

have an Instagram as well.

de bir Instagram'ımız var.

And… and our Twitter is not yet up and running. You know, I'm still waiting to see if Elon

Ve… ve Twitter'ımız henüz çalışır durumda değil. Biliyorsunuz, karar vermeden önce Elon Musk'ın alıp almayacağını

Musk purchases it or not before I decide. Sure, well if, if, he said, he would, he'd

görmek için hala bekliyorum . Tabii, eğer, söyleseydi,

probably back out and, you know, maybe a couple of weeks later.

muhtemelen geri adım atardı ve bilirsin, belki birkaç hafta sonra.

Right, right. I… I'll, I'll just wait. I'm, I'm holding off on that one.

Doğru doğru. Ben... ben, sadece bekleyeceğim. Ben, ben bunu erteliyorum.

But yeah, so we're… we're really trying to do more social media stuff. But you can

Ama evet, yani biz… gerçekten daha fazla sosyal medya işi yapmaya çalışıyoruz. Ama

watch or, sorry, you can listen to the podcast on Facebook, YouTube. Uhm, but I think the

podcast'i Facebook'ta, YouTube'da izleyebilir veya pardon dinleyebilirsiniz. Uhm, ama bence en

best places to go to our website and just stream it there. Because that's where the

iyi yerler web sitemize gidip orada yayınlamak. Çünkü orası

study guide is, so, yeah. But we're on all the major platforms, so you

çalışma kılavuzunun olduğu yer, yani, evet. Ancak tüm büyük platformlardayız, yani

can find us on Apple Podcast. Spotify, Apple…

bizi Apple Podcast'te bulabilirsiniz. Spotify, Apple…

You have Spotify, S titcher, all those. Very good. Alright. So give us the big sales

Spotify, S titcher, bunların hepsine sahipsiniz. Çok iyi. Tamam.

pitch before we wrap up our conversation today. Why should a student of the English language

Bugünkü konuşmamızı tamamlamadan önce bize büyük satış konuşmasını verin . Bir İngilizce öğrencisi neden

listen to the A-Z English podcast? Kev, you're the… the com major with a masters

AZ English podcast'ini dinlemeli? Kev, sen yüksek

degree. Knock it out. So you should come and listen to A-Z because

lisans derecesine sahip kom binbaşısın. Mahvetmek. Öyleyse gelip A'dan Z'ye dinlemelisiniz çünkü

we love podcasting. We love what we do. We've been teaching for

podcasting'i seviyoruz. Yaptığımız işi seviyoruz. Gerçekten uzun bir süredir öğretiyoruz

a really long time and we have a p retty good idea of how to share how to explain the ideas

ve istediğimiz fikirleri nasıl açıklayacağımızı nasıl paylaşacağımız konusunda oldukça iyi bir fikrimiz var

that we want. And we're here to listen to your ideas as well, and your comments and

. Ayrıca fikirlerinizi, yorumlarınızı ve

your feedback. So A-Z English is good practice for you to listen and to interact with us.

geri bildirimlerinizi de dinlemek için buradayız. Yani AZ English, bizi dinlemeniz ve bizimle etkileşime geçmeniz için iyi bir uygulamadır.

And where else can you? Where else can you do that for free on the Internet?

Ve başka nerede yapabilirsin? Bunu internette ücretsiz olarak başka nerede yapabilirsiniz?

Right. As someone who's worked in media for a long

Doğru. Uzun süredir medyada çalışan

time, I can tell when I'm listening to someone who is really into what they are doing and

biri olarak, yaptıklarıyla gerçekten ilgilenen birini ve tabiri caizse bunu postayla

someone who is just kind of mailing it in and so to speak.

gönderen birini dinlediğimde anlayabiliyorum .

Yes, so that said, when I listen to… to your podcast, the two of you with your partner,

Evet, demek ki, podcast'inizi dinlediğimde, ikiniz ve partneriniz,

I can tell, I can hear it. You really, really enjoy what you're doing. And that is enough

anlayabiliyorum, duyabiliyorum. Yaptığın işten gerçekten zevk alıyorsun. Ve bu

for me to make me want to listen to it. If I… if you're into it, that's going to make

beni dinlemek istemem için yeterli. Eğer ben… eğer sen buna ilgi duyuyorsan, bu

your students into it. And… and… and… that's… and that's a good place to start.

öğrencilerini buna dahil edecek. Ve… ve… ve… bu… ve bu başlamak için iyi bir yer.

So well done. Congratulations on the three months that you've done.

Aferin. Yaptığınız üç ay için tebrikler.

Thanks, Steve. So far, yeah.

Teşekkürler Steve. Şimdiye kadar, evet.

Thank you very much. Absolute ly.

Çok teşekkürler. Kesinlikle.

Jack McBain and Kevin Mitchell. You can find their podcast A to Z English podcast. So that's

Jack McBain ve Kevin Mitchell. A'dan Z'ye İngilizce podcast'lerini bulabilirsiniz. Yani bu

atozenglishpodcast.com, right? And that's all one word put together?

atozenglishpodcast.com, değil mi? Ve hepsi bir araya getirilen tek bir kelime mi?

That's right. Yeah, very good. You can also use that as

Doğru. Evet, çok iyi. Bunu, Facebook gruplarına açılan bir tür kapı

a kind of a doorway over to their Facebook group. You can join that. You can also join…what

olarak da kullanabilirsiniz . Buna katılabilirsin. Siz de katılabilirsiniz… burada neyi

am I missing here? The WhatsApp group Link is right there on

kaçırıyorum? WhatsApp grubu Bağlantısı da

the website as well. Perfect, so just go to the website and all

web sitesinde tam orada. Mükemmel, bu yüzden sadece web sitesine gidin ve

the information you need is right there. One stop shop.

ihtiyacınız olan tüm bilgiler orada. Bir durak dükkan.

Fantastic. Once again atozenglishpodcast.com. Jack McBain and Kevin Mitchell, thank you

Harika. Bir kez daha atozenglishpodcast.com. Jack McBain ve Kevin Mitchell,

so much for joining me on Speak English fluently. And once again, congratulations on your success

Speak English'te akıcı bir şekilde bana katıldığınız için çok teşekkür ederim. Ve şimdiye kadarki

so far and I wish you nothing but more success in the future.

başarınız için bir kez daha tebrikler ve size gelecekte daha fazla başarıdan başka bir şey dilemiyorum.

Oh, that's great. Thank you very much, Steve. Awesome, guys.

AA bu harika. Çok teşekkür ederim Steve. Harika adamlar.

Yeah. Thanks for having us. Have a great night. Bye, bye.

Evet. Bizi ağırladığınız için teşekkürler. İyi geceler. Güle güle.

OK. Bye.

TAMAM. Hoşçakal.