Ethan Zuckerman: How to listen to global voices

Ethan Zuckerman: Küresel Fikirleri Dinleme

58,827 views ・ 2010-07-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Tayfun Ozdemir Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
I'm an American, which means, generally,
0
15260
3000
Ben Amerikaliıyım, yani, genel olarak,
00:18
I ignore football unless it involves
1
18260
2000
gerekmediği sürece futbolu göz ardı eden biriyim
00:20
guys my size or Bruno's size
2
20260
2000
çocuklar benim veya Bruno' nun bedeni
00:22
running into each other at extremely high speeds.
3
22260
3000
her birinize son derece yüksek hızlarda denk gelir.
00:25
That said, it's been really hard
4
25260
2000
Söylenen bunun gerçekten zor olduğudur
00:27
to ignore football
5
27260
2000
futbolu önemsememek
00:29
for the last couple of weeks.
6
29260
2000
haftanın son birkaç günü için.
00:31
I go onto Twitter, there are all these strange words that I've never heard before:
7
31260
3000
Twitter'a girerim, daha önce hiç duymadığım bütün yabancı kelimeler vardır:
00:34
FIFA, vuvuzela,
8
34260
2000
FIFA, vuvuzela,
00:36
weird jokes about octopi.
9
36260
2000
ahtapotla ilgili garip espriler.
00:38
But the one that's really been sort of stressing me out,
10
38260
2000
Fakat bunlardan biri gerçekten beni oldukça strese sokuyor,
00:40
that I haven't been able to figure out,
11
40260
2000
anlayamadığım,
00:42
is this phrase "Cala a boca, Galvao."
12
42260
2000
ifade "Cala a boca, Galvao"
00:44
If you've gone onto Twitter in the last couple of weeks,
13
44260
2000
Eğer haftada birkaç kez Twitter'a girdiyseniz,
00:46
you've probably seen this.
14
46260
2000
muhtemelen sizde bunu görmüşsünüzdür.
00:48
It's been a major trending topic.
15
48260
2000
Başlıca moda konu budur.
00:50
Being a monolingual American, I obviously don't know what the phrase means.
16
50260
3000
Tek yabancı dile sahip olan Amerikali biri olarak, açıkcası bu ifadenin ne anlama geldiğini bilmiyorum.
00:53
So I went onto Twitter,
17
53260
2000
Bu yüzden Twitter' a girdim,
00:55
and I asked some people if they could explain to me "Cala a boca, Galvao."
18
55260
3000
ve bazı insanlara "Cala a boca, Galvao" ifadelerini açıklamalarını sordum.
00:58
And fortunately, my Brazilian friends
19
58260
2000
Neyse ki, Brazilyalı arkadaşlarım
01:00
were more than ready to help.
20
60260
2000
çoğu yardım etmek için hazırdı.
01:02
They explained that the Galvao bird
21
62260
3000
Onların yaptığı açıklamada Galvao kuşu
01:05
is a rare and endangered parrot
22
65260
2000
nadir bulunan ve nesli tükenmekte olan bir papağandır
01:07
that's in terrible, terrible danger.
23
67260
2000
oldukça ürkütücü ve tehlikeklidir.
01:09
In fact, I'll let them tell you a bit more about it.
24
69260
2000
Gerçekte, onunla ilgili daha fazlasını sizlerle söylemelerini isteyeceğim.
01:11
Narrator: A word about Galvao, a very rare kind of bird
25
71260
3000
Anlatan: Galvaso ile ilgili tek kelime, çok nadir bulunan bir kuştur
01:14
native to Brazil.
26
74260
2000
Brazilya' ya özgüdür.
01:16
Every year, more than 300,000 Galvao birds
27
76260
3000
Her sene, 300,000' den fazla Galvan kuşları
01:19
are killed during Carnival parades.
28
79260
2000
Brezilya'ya özgü olan karnaval boyunca öldürülür.
01:21
Ethan Zuckerman: Obviously, this is a tragic situation,
29
81260
2000
Ethan Zuckerman: Açıkcası, bu trajik bir durumdur,
01:23
and it actually gets worse.
30
83260
2000
ve gerçekten kötüye gitmektedir.
01:25
It turns out that, not only is the Galvao parrot
31
85260
2000
Meğerse, Galvon papağanı sadece
01:27
very attractive, useful for headdresses,
32
87260
3000
çok çekici, şapkalar için kullanılışlı olması değil
01:30
it evidently has certain hallucinogenic properties,
33
90260
3000
kuşkusuz sanrıya sebep olan özelliklere sahiptir,
01:33
which means that there's a terrible problem
34
93260
2000
yani berbat bir sorun teşkil ediyor
01:35
with Galvao abuse.
35
95260
2000
Galvao' yu kötüye kullanmayla.
01:37
Some sick and twisted people have found themselves snorting Galvao.
36
97260
3000
Bazı hasta ve problemli insanlar kendilerini Galvan gibi homurdanarak buldular.
01:40
And it's terribly endangered.
37
100260
2000
Ve berbat bir şekilde nesli tükenmektedir.
01:42
The good news about this is that the global community --
38
102260
2000
Bununla ilgili iyi haber ise evrensel topluluk--
01:44
again, my Brazilian friends tell me --
39
104260
2000
gene Brezilyalı arkadaşlarımın bana dediği--
01:46
is pitching in to help out.
40
106260
2000
yardımda bulunmak için beraber çalışıyorlar.
01:48
It turns out that Lady Gaga
41
108260
2000
Meğerse Lady Gaga
01:50
has released a new single --
42
110260
2000
yeni bir single çıkardı-
01:52
actually five or six new singles, as near as I can tell --
43
112260
3000
gerçekte 5 veya 6 yeni single, söyleyebileceğim--
01:55
titled "Cala a boca, Galvao."
44
115260
2000
"Cala a boca, Galvao" diye isimlendirilmiş.
01:57
And my Brazilian friends tell me that
45
117260
2000
Ve Brezilyalı arkadaşlarımın bana dediği
01:59
if I just tweet the phrase "Cala a boca, Galvao,"
46
119260
2000
"Cala a boca, Galvao," ifadelerini twitlersem
02:01
10 cents will be given
47
121260
2000
10 cent verilicek
02:03
to a global campaign
48
123260
2000
evrensel bir şirkete
02:05
to save this rare and beautiful bird.
49
125260
3000
bu nadir ve güzel kuşu kurtarmak için.
02:08
Now, most of you have figured out that this was a prank,
50
128260
2000
Şimdi, çoğunuz bunun bir eşek şakası olduğunu anladınız,
02:10
and actually a very, very good one.
51
130260
2000
ve gerçektende çok, çok iyi.
02:12
"Cala a boca, Galvao" actually means something very different.
52
132260
2000
gerçekten de "Cala a boca, Galvao" anlamı çok farklı birşey.
02:14
In Portugese, it means "Shut your mouth, Galvao."
53
134260
3000
Portekizce de onun anlamı "Çeneni kapa, Galvao"
02:17
And it specifically refers to this guy, Galvao Bueno,
54
137260
3000
Ve bilhassa bu gence kastettiği, Galvao Bueno,
02:20
who's the lead soccer commentator
55
140260
2000
örnek futbol yorumcusudur
02:22
for Rede Globo.
56
142260
2000
Rede Globo için
02:24
And what I understand from my Brazilian friends
57
144260
2000
Ve Brezilyalı arkadaşlarımdan anladığım kadarıyla
02:26
is that this guy is just a cliche machine.
58
146260
3000
basmakalıp konuşan bir adam olduğudur.
02:29
He can ruin the most interesting match
59
149260
3000
O, en enteresan maçı bile mahvedebilir
02:32
by just spouting cliche again and again and again.
60
152260
2000
sadece basmakalıp sözleri tekrar tekrar sadece heyecanla okuyaraktan.
02:34
So Brazilians went to that first match
61
154260
2000
Bu yüzden Brezilyalılar ilk maça gittiler
02:36
against North Korea,
62
156260
2000
Kuzey Kore'ye karşı,
02:38
put up this banner, started a Twitter campaign
63
158260
2000
bu bayrağı havaya kaldırdı, bir Twitter kampanyası başladı
02:40
and tried to convince the rest of us
64
160260
2000
ve geri kalanımızı ikna etmeyi denedi
02:42
to tweet the phrase: "Cala a boca, Galvao."
65
162260
2000
"Cala a boca, Galvao." ifadesini twitlemek için.
02:44
And in fact, were so successful at this
66
164260
3000
Aslında bunda çok başarılıydık
02:47
that it topped Twitter for two weeks.
67
167260
2000
ki 2 hafta bu ifade Twitter' da en üstteydi
02:49
Now there's a couple --
68
169260
2000
Şimdi bir çift var--
02:51
there's a couple of lessons that you can take from this.
69
171260
3000
bundan ders alablilesin diye bir çift ders var.
02:54
And the first lesson, which I think is a worthwhile one,
70
174260
3000
Ve zahmete deyeceğini düşündüğüm ilk ders,
02:57
is that you cannot go wrong
71
177260
2000
aksatamayacak olduğun
02:59
asking people to be active online,
72
179260
2000
aktif kullanıcı olarak insanlara soracağın,
03:01
so long as activism just means retweeting a phrase.
73
181260
3000
böyle uzun aktif olmanın anlamı, ifadeyi tekrardan tweetlemekmiş.
03:04
So as long as activism is that simple,
74
184260
2000
Meğer aktif olmak bu kadar basitmiş,
03:06
it's pretty easy to get away with.
75
186260
2000
yani paçayı kurtarmak bu kadar kolaymış.
03:08
The other thing you can take from this, by the way,
76
188260
2000
Bundan öğrenebileceğin diğer şey, aklıma gelmişken
03:10
is that there are a lot of Brazilians on Twitter.
77
190260
3000
Twitter' da bir sürü Brezilyalı olduğudur.
03:13
There's more than five million of them.
78
193260
2000
5 milyondan daha fazla vardır.
03:15
As far as national representation,
79
195260
2000
Ulusal temsilciliklere göre,
03:17
11 percent of Brazilian internet users are on Twitter.
80
197260
3000
Brezilyalı internet kullanıcılarının %11' i Twitter' dadır.
03:20
That's a much higher number than in the U.S. or U.K.
81
200260
3000
Bu oran Amerika veya İngiltereye göre bir hayli fazladır.
03:23
Next to Japan,
82
203260
2000
Japonya' nın ardından,
03:25
it's the second most represented by population.
83
205260
3000
nüfus tarafından en çok kullanılan ikinci ülkedir.
03:28
Now if you're using Twitter or other social networks,
84
208260
2000
Eğer Twitter' ı veya diğer sosyal ağları kullanıyorsanız,
03:30
and you didn't realize
85
210260
2000
ve farkına varmadığınız
03:32
this was a space with a lot of Brazilians in it,
86
212260
2000
çoğu Brezilyalıyla aranızdaki boşluktur,
03:34
you're like most of us.
87
214260
2000
siz de bizim gibisiniz.
03:36
Because what happens on a social network
88
216260
2000
Çünkü sosyal ağlarda olan şey
03:38
is you interact with the people
89
218260
2000
insanlarla etkileşim içinde olmanız
03:40
that you have chosen to interact with.
90
220260
2000
yani etkileşim içinde olmak için seçildiğinizdir.
03:42
And if you are like me, a big, geeky, white, American guy,
91
222260
3000
Siz de benim gibi; iri, anti-sosyal, beyaz, Amerikalı gençseniz,
03:45
you tend to interact with a lot of other geeky, white, American guys.
92
225260
3000
siz de diğer iri, anti-sosyal, beyaz, Amerikalı gençlerle etkileşim içinde olmaya eğilimlisinizdir.
03:48
And you don't necessarily have the sense
93
228260
2000
İster istemez sizin de hissedemediğiniz şey
03:50
that Twitter is in fact a very heavily Brazilian space.
94
230260
2000
Twitter' ın gerçekte aşırı derecede Brezilyalı boşluğu olduğudur.
03:52
It's also extremely surprising to many Americans,
95
232260
3000
Bu çoğu Amerikalıya göre oldukça şaşırtıcıdır,
03:55
a heavily African-American space.
96
235260
3000
aşırı derecede zenci Amerikalı boşluğu olmasının.
03:58
Twitter recently did some research.
97
238260
2000
Twitter son zamanlarda biraz araştırma yaptı.
04:00
They looked at their local population.
98
240260
2000
Kendi yerel nüfuslarına baktılar.
04:02
They believe that 24 percent
99
242260
2000
İnandıkları şey, %24
04:04
of American Twitter users are African-American.
100
244260
2000
Amerikalı Twitter kullanıcısının zenci Amerikalı olduğudur.
04:06
That's about twice as high as African-Americans
101
246260
2000
Bu iki katı kadar zenci Amerikalı
04:08
are represented in the population.
102
248260
2000
nüfus içinde temsil edilir.
04:10
And again, that was very shocking to many Twitter users,
103
250260
2000
Ve gene, bu çoğu Twitter kullanıcısı için şok edicidir,
04:12
but it shouldn't be.
104
252260
2000
fakat olmamalıdır.
04:14
And the reason it shouldn't be is that on any day
105
254260
2000
Sonuçta herhangi bir günde bu olmamalıdır
04:16
you can go into Trending Topics.
106
256260
2000
moda olan konulara girebilirsiniz.
04:18
And you tend to find topics
107
258260
2000
Ve konuları bulmaya niyetlenirsiniz
04:20
that are almost entirely African-American conversations.
108
260260
3000
ki hemen hemen tümüyle zenci Amerikalı sohbetlerine.
04:24
This was a visualization done by Fernando Viegas
109
264260
2000
Bu görüntülemeyi yapan Fernando Viegaz
04:26
and Martin Wattenberg,
110
266260
2000
ve Martin Wattenbergdir,
04:28
two amazing visualization designers,
111
268260
2000
2 inanılmaz görselleştirme tararımcısının,
04:30
who looked at
112
270260
2000
baktığı
04:32
a weekend's worth of Twitter traffic
113
272260
2000
Twitter paylaşımının haftasonu değeridir
04:34
and essentially found that a lot of these trending topics
114
274260
2000
ve aslına bakarsanız buldukları bu moda konuların birçoğu
04:36
were basically segregated conversations --
115
276260
3000
basitçe sohbetlere ayrıldı --
04:39
and in ways that you wouldn't expect.
116
279260
2000
ummadığınız yönlerde.
04:41
It turns out that oil spill is a mostly white conversation,
117
281260
3000
Meğer, petrol sızıntısı genelde beyaz konuşmasıymış,
04:44
that cookout
118
284260
2000
parti ise
04:46
is a mostly black conversation.
119
286260
2000
çoğunlukla siyah konuşmasıdır.
04:48
And what's crazy about this is that
120
288260
2000
Ve düşkünü oldukları bu şey ise
04:50
if you wanted to mix up who you were seeing on Twitter,
121
290260
3000
Twitter da gördüğünüzün kafasını karıştırmak istediyseniz,
04:53
it's literally a quick click away.
122
293260
3000
bu bir tıklama uzağınızdadır.
04:56
You click on that cookout tag, there an entirely different conversation
123
296260
2000
Parti etiketini tıklarsınız ,orada tamamen farklı bir sohbet vardır
04:58
with different people participating in it.
124
298260
3000
farklı insanlarla paylaşabilirsiniz.
05:01
But generally speaking, most of us don't.
125
301260
2000
Fakat genellikle konuşma, çoğumuzda yoktur.
05:03
We end up within these filter bubbles, as my friend Eli Pariser calls them,
126
303260
3000
Arkadaşım Eli Pariser' in bahsettigi gibi kendimizi bu filtre baloncuklarinin icinde buluruz,
05:06
where we see the people we already know
127
306260
2000
gördüğümüz yerde ki insanları zaten tanıyoruz
05:08
and the people who are similar to the people we already know.
128
308260
3000
ve tanıdığımız kişilere benzeyen insanları.
05:11
And we tend not to see that wider picture.
129
311260
3000
Ve bu geniş resimi görmeye eğilimli değiliz.
05:14
Now for me, I'm surprised by this,
130
314260
3000
Şimdi benim için, bundan şaşırıyorum,
05:17
because this wasn't how the internet was supposed to be.
131
317260
3000
çünkü internetin olması gerektiği gibi olmamasından.
05:20
If you go back into the early days of the internet,
132
320260
2000
İnternetin ilk günlerine dönersek,
05:22
when cyber-utopians like Nick Negroponte
133
322260
3000
Nick Negroponte gibi siber hayali
05:25
were writing big books like "Being Digital,"
134
325260
2000
"Dijital Olma" gibi büyük kitapları yazdığı
05:27
the prediction was that the internet
135
327260
2000
kehanetin internet olduğu
05:29
was going to be an incredibly powerful force
136
329260
2000
inanılmaz kuvvetli bir güç olacağı
05:31
to smooth out cultural differences,
137
331260
3000
kültürel değişiklikleri düzelteceği,
05:34
to put us all on a common field of one fashion or another.
138
334260
3000
bir moda veya diğer ortak bir alan üzerine bizi koyacağıydı.
05:37
Negroponte started his book with a story
139
337260
3000
Negroponte kitabına başladığı hikaye
05:40
about how hard it is to build connections
140
340260
2000
bağlantıların nasıl zor bir şekilde kurulacağıyla ilgiliydi
05:42
in the world of atoms.
141
342260
2000
atomların dünyasında.
05:44
He's at a technology conference in Florida.
142
344260
2000
O Florida da ki bir teknoloji konferansındaydı.
05:46
And he's looking at something really, truly absurd,
143
346260
3000
ve gerçekten saçma bir şeye bakıyordu,
05:49
which is bottles of Evian water on the table.
144
349260
3000
masada duran Evian su şişelerine.
05:52
And Negroponte says this is crazy.
145
352260
2000
Negroponte bunun çılgınca olduğunu söyler.
05:54
This is the old economy.
146
354260
2000
Bu eski ekonomidir.
05:56
It's the economy of moving these
147
356260
2000
Hareket halinde ki bu ekonominin
05:58
heavy, slow atoms over long distances that's very difficult to do.
148
358260
3000
ağır, yavaş atomları çok çok uzun mesafelerde yapmanın zor olduğudur.
06:01
We're heading to the future of bits,
149
361260
2000
Bitlerin geleceğine yöneliyoruz,
06:03
where everything is speedy, it's weightless.
150
363260
2000
herşeyin acil, önemsiz olduğu yere.
06:05
It can be anywhere in the world at any time.
151
365260
2000
Bu herhangibir zamanda dünyanın herhangibir yerinde olabilir.
06:07
And it's going to change the world as we know it.
152
367260
3000
Ve bu da dünyayi bildiğimiz gibi değiştirecek.
06:10
Now, Negroponte has been right about a lot of things.
153
370260
2000
Şimdi, Negroponte çoğu şey hakkında haklıydı.
06:12
He's totally wrong about this one.
154
372260
2000
O bütünüyle bunda hatalıydı.
06:14
It turns out that in many cases
155
374260
2000
Meğerse birçok konuda
06:16
atoms are much more mobile than bits.
156
376260
3000
atomlar bitlerden daha hareketliymiş.
06:19
If I walk into a store in the United States,
157
379260
2000
Amerika da bir dükkana girsem,
06:21
it's very, very easy for me to buy water
158
381260
3000
benim için su almak oldukça kolay
06:24
that's bottled in Fiji,
159
384260
2000
şişelerin dolumu Fiji de yapılır,
06:26
shipped at great expense to the United States.
160
386260
2000
büyük paralar karşılığında gemiyle Amerikaya gönderilir.
06:28
It's actually surprisingly hard
161
388260
3000
Gerçekten de şaşırtıcı derecede zor olan
06:31
for me to see a Fijian feature film.
162
391260
2000
benim için bir Fiji filmini görmektir.
06:33
It's really difficult for me to listen to Fijian music.
163
393260
3000
Fiji müziğini dinlemek benim için gerçekten zor.
06:36
It's extremely difficult for me to get Fijian news,
164
396260
3000
Fiji haberlerini anlamam da benim için bir hayli zor,
06:39
which is strange, because actually there's an enormous amount going on in Fiji.
165
399260
3000
garip olan, Fiji' de devam etmekte olan muazzam bir bedelin olması.
06:42
There's a coup government. There's a military government.
166
402260
2000
Bir darbe hükümeti var. Askeri hükümet.
06:44
There's crackdowns on the press.
167
404260
2000
Basında sıkı önlemler var.
06:46
It's actually a place that we probably should
168
406260
2000
Gerçekte bir yer var ki muhtemelen biz
06:48
be paying attention to at the moment.
169
408260
2000
şu an için dikkat ediyor olmalıyız.
06:50
Here's what I think is going on.
170
410260
2000
İşte sandığım şey devam ediyor.
06:52
I think that we tend to look a lot
171
412260
2000
Galiba çok fazla bakmaya eğilim gösteriyoruz
06:54
at the infrastructure
172
414260
2000
altyapısına
06:56
of globalization.
173
416260
2000
evrenin.
06:58
We look at the framework that makes it possible
174
418260
2000
Mümkün olan iskelete bakarız
07:00
to live in this connected world.
175
420260
2000
bu birleşmiş dünyada yaşamak için.
07:02
And that's a framework that includes things like airline routes.
176
422260
3000
Ve bu iskelet havayolu rotası gibi şeyleri dahil eder.
07:05
It includes things like the Internet cables.
177
425260
2000
İnternet kablosu gibi şeyleri dahil eder.
07:07
We look at a map like this one,
178
427260
2000
Bunun gibi bir haritaya bakarız.
07:09
and it looks like the entire world is flat
179
429260
3000
ve tüm dünya tek düze gözükür
07:12
because everything is a hop or two away.
180
432260
2000
çünkü herşey bir veya iki sekme uzaklıktadır.
07:14
You can get on a flight in London,
181
434260
2000
Londra da bir uçuş yapabilirsiniz,
07:16
you can end up in Bangalore later today.
182
436260
2000
daha sonra Bangalore de uçuşu bugün bitirebilirsiniz.
07:18
Two hops, you're in Suva, the capitol of Fiji.
183
438260
2000
2 sekme, Fiji' nin başkenti Suvadasınız.
07:20
It's all right there.
184
440260
2000
Orada olmak sorun değil.
07:22
When you start looking at what actually
185
442260
2000
Özellikle ne olduğunu aramaya başladığın zaman
07:24
flows on top of these networks,
186
444260
2000
bu ağların en başında dolaşır,
07:26
you get a very different picture.
187
446260
2000
çok farklı bir resim elde edersiniz.
07:28
You start looking at how
188
448260
2000
Bakmaya başlarsınız
07:30
the global plane flights move,
189
450260
2000
evrende uçuşların hareketini nasıl olduğuna,
07:32
and you suddenly discover that the world isn't even close to flat.
190
452260
2000
ve aniden dünyanın düzeliğe o kadar da yakın olmadığını keşfediyorsunuz.
07:34
It's extremely lumpy.
191
454260
2000
Bu son derede topaklıdır.
07:36
There are parts of the world that are very, very well connected.
192
456260
2000
Dünyanın çok iyi derecede bağlanmış olan bölgeleri var.
07:38
There's basically a giant pathway in the sky
193
458260
2000
Kısaca gökyüzünde koskocaman bir yol var
07:40
between London and New York.
194
460260
2000
Londra ve New York arasında.
07:42
but look at this map, and you can watch this
195
462260
2000
fakat bu haritaya bakın ve bunu izleyebilirsiniz
07:44
for, you know, two or three minutes.
196
464260
2000
bilirsiniz 2 veya 3 dakika için.
07:46
You won't see very many planes
197
466260
2000
Çoğu uçağı göremeyeceksiniz
07:48
go from South America to Africa.
198
468260
2000
Güney Amerika' dan Afrika' ya giden.
07:50
And you'll discover that there are parts of the globe
199
470260
2000
Ve evrenin bölümlerinin olduğunu keşfediceksiniz
07:52
that are systematically cut off.
200
472260
2000
ki sistemli şekilde mahrum bırakılıyorsunuz.
07:54
When we stop looking at the infrastructure that makes connection possible,
201
474260
3000
Bağlantıyı mümkün kılan altyapıya bakmayı durdurunca,
07:57
and we look at what actually happens,
202
477260
3000
ve gerçekte ne olduğuna bakınca,,
08:00
we start realizing that the world doesn't work quite the same way
203
480260
2000
dünya' nın tamamen aynı şekilde çalışmadığının farkına varmaya başlıyoruz
08:02
that we think it does.
204
482260
2000
ki öyle olduğunu anlıyoruz.
08:04
So here's the problem that I've been interested in
205
484260
2000
İşte beni ilgilendiren problem budur
08:06
in the last decade or so.
206
486260
3000
son on yıl veya civarında.
08:09
The world is, in fact, getting more global.
207
489260
2000
Gerçekte dünya gittikçe küreselleşiyor.
08:11
It's getting more connected.
208
491260
2000
Daha fazla bağlanılıyor.
08:13
More of problems are global in scale.
209
493260
2000
Problemlerin çoğu ölçekte evrenseldir.
08:15
More of our economics is global in scale.
210
495260
2000
Ekonomimiz de ölçekte evrenseldir.
08:17
And our media is less global by the day.
211
497260
3000
Güne göre medyamız da biraz küreseldir.
08:20
If you watched a television broadcast in the United States in the 1970s,
212
500260
3000
Amerika da 1970' lerdeki televizyon yayınını seyrettiyseniz,
08:23
35 to 40 percent of it would have been international news
213
503260
3000
uluslararası haberlerin olduğu oranın %35 ile 40' ı
08:26
on a nightly new broadcast.
214
506260
2000
geceleyin yayınındadır.
08:28
That's down to about 12 to 15 percent.
215
508260
3000
Bu oran %12 ile 15 arasında düşer.
08:31
And this tends to give us a very distorted view of the world.
216
511260
3000
Ve bu eğilim bize dünya'nın çok bozulmuş olduğu fikrini verir.
08:34
Here's a slide that Alisa Miller showed at a previous TED Talk.
217
514260
3000
İşte Alisa Miller' ın bir önceki TED konuşmasında gösterdiği slayt.
08:37
Alisa's the president of Public Radio International.
218
517260
3000
Alisa Uluslararası Kamu Radyosunun başkanıdır.
08:40
And she made a cartogram, which is basically a distorted map
219
520260
3000
Ve esasında o bozuk bir harita olan kartogram yaptı
08:43
based on what American
220
523260
2000
Amerikalıların
08:45
television news casts
221
525260
2000
televizyon haber atamalarına
08:47
looked at for a month.
222
527260
2000
bir ay için baktı.
08:49
And you see that when you distort a map based on attention,
223
529260
3000
Ve dikkate dayalı bir haritayı çarpıttığını görürsünüz,
08:52
the world within American television news
224
532260
2000
Amerikalı televizyon haberlerinin içindeki dünya
08:54
is basically reduced to
225
534260
2000
temel olarak düşürülür
08:56
this giant bloated U.S.
226
536260
2000
bu muazzam derecede şişirilmiş olan Birleşik Devletlere
08:58
and a couple of other countries which we've invaded.
227
538260
2000
ve istila ettiğimiz diğer ülkelerin çiftine.
09:00
And that's basically what our media is about.
228
540260
3000
Ve bu da medyamızın temelde ne olduğu hakkında fikir verir.
09:03
And before you conclude that this is just a function of American TV news --
229
543260
3000
Bunun sadece bir Amerikan tv haberlerinin işlevi olduğu sonucuna varmadan önce --
09:06
which is dreadful, and I agree that it's dreadful --
230
546260
3000
korkunç olduğu ve korkunç olduğuna katılıyorum --
09:09
I've been mapping elite media like the New York Times,
231
549260
2000
New York Times gibi seçkin basının haritasını yapmaktayım,
09:11
and I get the same thing.
232
551260
2000
ve aynı şeyi elde ederim.
09:13
When you look at the New York Times, you look at other elite media,
233
553260
2000
New York Times' a , diğer seçkin basına baktığınızda,
09:15
what you largely get are pictures of very wealthy nations
234
555260
3000
çok zengin ulusların resimlerini fazlasıyla alırsınız
09:18
and the nations we've invaded.
235
558260
2000
ve istila ettiğimiz ulusları.
09:20
It turns out that new media
236
560260
2000
Meğerse bu yeni medya
09:22
isn't necessarily helping us all that much.
237
562260
2000
bize çok fazla yardım etmiyor.
09:24
Here's a map made by Mark Graham
238
564260
2000
İşte haritayı yapan Mark Graham
09:26
who's down the street at the Oxford Internet Institute.
239
566260
2000
Oksford İnternet Enstitüsünün alt sokağındadır.
09:28
A this is a map of articles in Wikipedia
240
568260
2000
Bu Vikipedya da yer alan makalelerin bir haritasının
09:30
that have been geo-coded.
241
570260
2000
coğrafi kodlaması yapılmıştır.
09:32
And you'll notice that there's a very heavy bias
242
572260
2000
Ve çok fazla bir şekilde önyargılarının olduğunu fark ediceksiniz
09:34
towards North America and Western Europe.
243
574260
3000
Kuzay Amerika ve Batı Avrupa' ya karşı.
09:37
Even within Wikipedias,
244
577260
2000
Vikipedyaların içinde bile,
09:39
where we're creating their own content online,
245
579260
2000
Kendi online içeriklerini yarattığımızda,
09:41
there's a heavy bias towards the place where
246
581260
2000
çok fazla önyargının olduğu yerde
09:43
a lot of the Wikipedia authors are based,
247
583260
2000
bir çok Vikipedya yazarına aittir,
09:45
rather than to the rest of the world.
248
585260
2000
dünya' nın geri kalan kısmına rağmen.
09:47
In the U.K., you can get up,
249
587260
2000
İngiltere de uyanabilirsiniz,
09:49
you can pick up your computer when you get out of this session,
250
589260
2000
Bu toplantıdan kurtulunca bilgisayarınızı açabilirsiniz,
09:51
you could read a newspaper from India or from Australia,
251
591260
2000
Hindistandan veya Avustralyadan haberleri okuyabilirsiniz,
09:53
from Canada, God forbid from the U.S.
252
593260
3000
Kanadadan, Allah göstermesin Birleşik Devletlerden
09:56
You probably won't.
253
596260
2000
Muhtemelen yapamayacaksınız.
09:58
If you look at online media consumption --
254
598260
2000
Online medya tüketimine bakarsanız --
10:00
in this case, in the top 10 users of the internet --
255
600260
3000
bu durumda, en iyi 10 internet kullanıcısının --
10:03
more than 95 percent of the news readership
256
603260
2000
haber okur sayısının %95' den fazlası
10:05
is on domestic news sites.
257
605260
2000
yerli haber sitelerindedir.
10:07
It's one of these rare cases where the U.S. is actually slightly better than [the U.K.],
258
607260
3000
Birleşik Devletlerin İngiltereden çok az iyi olduğu nadir durumlardan biridir,
10:10
because we actually like reading your media,
259
610260
2000
çünkü sizin medyanızı okumayı gerçekten seviyoruz,
10:12
rather than vice versa.
260
612260
2000
tam tersine rağmen.
10:14
So all of this starts leading me
261
614260
2000
Böylece bunun hepsi beni yönlendirmeye başlar
10:16
to think that we're in a state that I refer to
262
616260
2000
bahsettiğim durumda olduğumuzu düşünmek için
10:18
as imaginary cosmopolitanism.
263
618260
2000
hayali kozmopolitlik gibi.
10:20
We look at the internet.
264
620260
2000
İnternete bakarız.
10:22
We think we're getting this wide view of the globe.
265
622260
3000
Evrenin geniş görüntüsüne baktığımızı düşünüyoruz.
10:25
We occasionally stumble onto a page in Chinese,
266
625260
2000
Ara sıra Çindeki bir sayfada tökezleriz,
10:27
and we decide that we do in fact have the greatest technology ever built
267
627260
3000
ve şimdiye kadar yapılmış en büyük teknolojiye sahip olduğumuza karar veririz ki
10:30
to connect us to the rest of the world.
268
630260
2000
bizleri dünyanın geri kalanına bağlar.
10:32
And we forget that most of the time
269
632260
2000
Ve unuttuğumuz şu ki vaktimizi
10:34
we're checking Boston Red Sox scores.
270
634260
3000
Boston Red Sox' un skoruna bakmakla geçiriyoruz.
10:37
So this is a real problem --
271
637260
2000
bu gerçek bir problem --
10:39
not just because the Red Sox are having a bad year --
272
639260
3000
sadece Red Sox kötü bir sezon geçirdiği için değil --
10:42
but it's a real problem because,
273
642260
2000
fakat bu gerçek bir problem çünkü,
10:44
as we're discussing here at TED,
274
644260
2000
burda TED' de tartıştığımız gibi,
10:46
the real problems in the world
275
646260
2000
dünyada ki gerçek problemleri
10:48
the interesting problems to solve
276
648260
2000
ilginç problemleri çözmek için
10:50
are global in scale and scope,
277
650260
2000
ölçekte ve faaliyette evrenseldir,
10:52
they require global conversations
278
652260
2000
onlar evrensel konuşmalara ihtiyaç duyarlar
10:54
to get to global solutions.
279
654260
2000
evrensel sonuçlara ulaşmak için.
10:56
This is a problem we have to solve.
280
656260
2000
Bu çözmemiz gereken bir problemdir.
10:58
So here's the good news.
281
658260
2000
İşte iyi haberler.
11:00
For six years, I've been hanging out with these guys.
282
660260
2000
6 yıldır, bu çocuklarla takılmaktayım.
11:02
This is a group called Global Voices.
283
662260
2000
Bu grup Evrensel Düşünceler olarak adlandırılır.
11:04
This is a team of bloggers from around the world.
284
664260
2000
Bu dünya etrafındaki blogçu bir takımıdır.
11:06
Our mission was to fix the world's media.
285
666260
3000
Görevimiz dünya medyasını düzeltmekti.
11:09
We started in 2004.
286
669260
2000
2004' te başladık.
11:11
You might have noticed, we haven't done all that well so far.
287
671260
2000
Şu ana kadar başarılı olmadığımızın farkına varmış olmanız lazım.
11:13
Nor do I think we are by ourselves,
288
673260
2000
Ne de kendimizle olduğumu düşünmüyorum,
11:15
actually going to solve the problem.
289
675260
2000
aslında problemi çözeceğiz.
11:17
But the more that I think about it, the more that I think
290
677260
2000
Fakat düşündüğümden daha fazlası, sandığımızdan daha fazlası
11:19
that a few things that we have learned along the way
291
679260
3000
ki gidişat boyunca öğrendiğimiz birkaç şey
11:22
are interesting lessons for how we would rewire
292
682260
3000
elektrik tesisatı döşeyeceğimiz ilginç derslerdir
11:25
if we we wanted to use the web to have a wider world.
293
685260
3000
eğer daha geniş bir dünyada ki web' i kullanmak istediysek.
11:28
The first thing you have to consider
294
688260
2000
Göz önünde bulundurmanız gereken ilk şeyin
11:30
is that there are parts of the world
295
690260
2000
dünyanın bölümleri olduğudur
11:32
that are dark spots in terms of attention.
296
692260
2000
ki dikkat açısından karanlık noktaları olduğudur.
11:34
In this case -- the map of the world at night by NASA --
297
694260
3000
Bu durumda -- NASA tarafından geceleyin çekilmiş dünya haritası--
11:37
they're dark literally because of lack of electricity.
298
697260
3000
elektrik olmadığı için tam anlamıyla karanlıktır.
11:40
And I used to think that a dark spot on this map
299
700260
2000
Ve bu haritadaki karanlık noktaları düşünürdüm
11:42
basically meant you're not going to get media from there
300
702260
2000
esasen oradan medyaya ulaşamayacağınız anlamında
11:44
because there are more basic needs.
301
704260
2000
çünkü çok daha fazla temel ihtiyaçlar vardır.
11:46
What I'm starting to realize is that
302
706260
2000
Farkına varmaya başladığım şey ise
11:48
you can get media, it's just an enormous amount of work,
303
708260
3000
medyaya ulaşabilirsin, bu sadece işin büyük kısmıdır,
11:51
and you need an enormous amount of encouragement.
304
711260
2000
ve büyük miktarda yüreklendirmeye ihtiyaç duyarsınız.
11:53
One of those dark spots is Madagascar,
305
713260
2000
Bu karanlık noktalardan birisi Madagaskardır,
11:55
a country which is generally better known for the Dreamworks film
306
715260
3000
Dreamworks film için genellikle iyi bilinen bir ülkedir
11:58
than it is actually known for
307
718260
2000
gerçekten bilinen şey ise
12:00
the lovely people who live there.
308
720260
2000
güzel insanların yaşadığı bir yer olmasıdır.
12:02
And so the people who founded
309
722260
2000
Ve bu yüzden insanların kurduğu
12:04
Foko Club in Madagascar
310
724260
2000
Madagaskardaki Foko Club
12:06
weren't actually concerned with trying to change the image of their country.
311
726260
3000
ülkelerinin imajını değiştirmekten endişe duymuyordu.
12:09
They were doing something much simpler.
312
729260
2000
Onlar çok basitçe şeyler yapıyorlardı.
12:11
It was a club to learn English
313
731260
2000
İngilizce öğrenmek için bir kulüptü
12:13
and to learn computers and the internet.
314
733260
2000
ve internetle bilgisayar öğrenmek içindi.
12:15
but what happened was that Madagascar
315
735260
3000
fakat Madagaskara olan şey
12:18
went through a violent coup.
316
738260
2000
çok sert askeri darbeler geçirdiğiydi.
12:20
Most independent media was shut down.
317
740260
2000
Çoğu bağımsız medya kapandı.
12:22
And the high school students
318
742260
2000
Ve lise öğrencileri
12:24
who were learning to blog through Foko Club
319
744260
2000
Foko Kulüp sayesinde bloglamayı öğreniyordu
12:26
suddenly found themselves talking to an international audience
320
746260
2000
birden kendilerini uluslararası dinleyicilerle konuşurken buldular
12:28
about the demonstrations, the violence,
321
748260
2000
gösterilerle, zorbalıklar hakkında,
12:30
everything that was going on within this country.
322
750260
3000
bu ülkede devam eden herşeyle.
12:33
So a very, very small program
323
753260
2000
Bu yüzden çok, çok küçük bir program
12:35
designed to get people in front of computers,
324
755260
3000
tasarlandı bilgisayar kullanan insanları elde etmek için,
12:38
publishing their own thoughts, publishing independent media,
325
758260
3000
kendi düşüncelerini yayınlama, bağımsız basını yayınlama,
12:41
ended up having a huge impact
326
761260
2000
büyük bir etkiyi sonlandırdı
12:43
on what we know about this country.
327
763260
2000
bu ülkeyle ilgili ne biliyorsak.
12:45
Now the trick with this is that I'm guessing
328
765260
2000
Şimdi sandığım aldatmaca
12:47
most people here don't speak Malagasy.
329
767260
3000
çoğu insanın Madagaskar dilini konuşmadığıdır.
12:50
I'm also guessing that most of you don't even speak Chinese --
330
770260
2000
Sanırım çoğunuz da Çince konuşmuyorsunuz--
12:52
which is sort of sad if you think about it,
331
772260
2000
eğer bunun ne kadar acı olduğunu düşünüyorsanız,
12:54
as it's now the most represented language on the internet.
332
774260
2000
şu anda internette en çok kullanılan dildir.
12:56
Fortunately people are trying to figure out how to fix this.
333
776260
3000
Neyse ki insanlar bunu nasıl düzeltebileceğini anlamaya çaba gösteriyorlar.
12:59
If you're using Google Chrome and you go to a Chinese language site,
334
779260
3000
Google Kromu kullanıyorsanız ve Çince bir siteye giriyorsanız,
13:02
you notice this really cute box at the top,
335
782260
3000
en üstte ki sevimli kutucuğun farkına varırsınız,
13:05
which automatically detects that the page is in Chinese
336
785260
3000
bu kutucuk Çinde ki sayfaları otomatik olarak belirler
13:08
and very quickly at a mouse click
337
788260
2000
ve bir tıklamayla
13:10
will give you a translation of the page.
338
790260
2000
sayfanın tercümesini size verir.
13:12
Unfortunately, it's a machine translation of the page.
339
792260
3000
Ne yazık ki, bu bir sayfa çeviri makinasıdır.
13:15
And while Google is very, very good with some languages,
340
795260
2000
Ve Google çoğu dillerde çok çok iyidir,
13:17
it's actually pretty dreadful with Chinese.
341
797260
2000
Çince de ise oldukça kötüdür.
13:19
And the results can be pretty funny.
342
799260
2000
Ve sonuçlar oldukça eğlenceli olabiliyor.
13:21
What you really want -- what I really want,
343
801260
3000
Gerçekten de öğrenmek istediğiniz-- öğrenmek istediğim,
13:24
is eventually the ability to push a button
344
804260
2000
sonuçta düğmeye basma kabiliyetidir
13:26
and have this queued
345
806260
2000
ve sıradakini bilmektir
13:28
so a human being can translate this.
346
808260
2000
böylece insanoğlu bunu tercüme edebilir.
13:30
And if you think this is absurd, it's not.
347
810260
2000
Ve bunun saçma olduğunu düşünüyorsan, değil.
13:32
There's a group right now in China called Yeeyan.
348
812260
3000
Şu anda Çin de Yeeyan adında bir grup vardır.
13:35
And Yeeyan is a group
349
815260
2000
Ve Yeeyan grubunda
13:37
of 150,000 volunteers
350
817260
2000
150,000 gönüllü
13:39
who get online every day.
351
819260
2000
hergün online olur.
13:41
They look for the most interesting content in the English language.
352
821260
3000
Onlar İngilizcedeki en ilginç içerikleri araştırırlar.
13:44
They translate roughly 100 articles a day
353
824260
3000
Günde aşağı yukarı 100 makale tercüme ederler
13:47
from major newspapers, major websites.
354
827260
2000
önemli gazetelerden, web sitelerinden.
13:49
They put it online for free.
355
829260
2000
Ve bunu ücretsiz online olarak koyarlar.
13:51
It's the project of a guy named Zhang Lei,
356
831260
2000
Bu Zhang Lei adındaki bir gencin projesidir,
13:53
who was living in the United States during the Lhasa riots
357
833260
3000
Lhasa isyanı boyunca Amerika da yaşamıştır
13:56
and who couldn't believe how biased
358
836260
2000
inanmadığı ise önyargının
13:58
American media coverage was.
359
838260
2000
Amerikan basın yayınında olduğuydu.
14:00
And he said, "If there's one thing I can do, I can start translating,
360
840260
3000
Ve dedi ki " yapabileceğim birşey varsa, tercüme etmeye başlayabilirim,
14:03
so that people between these countries
361
843260
2000
çünkü bu şehirler arasındaki insanlar
14:05
start understanding each other a little bit better."
362
845260
2000
birbirlerini bir parça daha iyi anlamaya başlarlar".
14:07
And my question to you is:
363
847260
2000
Ve benim sorum size şu ki:
14:09
if Yeeyan can line up 150,000 people
364
849260
2000
Yeeyan da 150,000 insan sıraya girebilirler
14:11
to translate the English internet into Chinese,
365
851260
2000
İngilizce interneti Çinceye tercüme etmek için,
14:13
where's the English language Yeeyan?
366
853260
3000
İngilizce de Yeeyan nerededir?
14:16
Who's going after Chinese,
367
856260
2000
Çinceyi takip eden,
14:18
which now has 400 million internet users out there?
368
858260
3000
400 milyon internet kullanıcısına sahip olan dil hangisi?
14:21
My guess is at least one of them has something interesting to say.
369
861260
3000
Tahminimce onlardan bir tanesinin en sonunda söyleyeceği ilginç şeyler var.
14:24
So even if we can find a way to translate from Chinese,
370
864260
3000
Bu yüzden Çinceden tercüme edebilecek bir yol olsa bile,
14:27
there's no guarantee that we're going to find it.
371
867260
2000
bulabileceğimiz bir garanti olmadığıdır.
14:29
When we look for information online,
372
869260
2000
Online bilgi aradığımızda,
14:31
we basically have two strategies.
373
871260
3000
basitçe 2 stratejimiz var.
14:34
We use a lot of search.
374
874260
2000
Birçok arama kullanırız.
14:36
And search is terrific if you know what you're looking for.
375
876260
3000
Ve ne aradığınızı biliyorsanız araştırma müthiştir.
14:39
But if what you're looking for is serendipity,
376
879260
2000
Fakat aradığınız tesadüfse,
14:41
if you want to stumble onto something
377
881260
2000
bazı şeylerde tökezlemek istiyorsanız
14:43
that you didn't know you needed,
378
883260
2000
ihtiyaç duyduğunuz şeyi bilmiyorsundur,
14:45
our main philosophy is to look to our social networks,
379
885260
2000
ana felsefemiz sosyal ağlarımıza bakmaktır,
14:47
to look for our friends.
380
887260
2000
arkadaşlarımızı aramaktır.
14:49
What are they looking at? Maybe we should be looking at it.
381
889260
3000
Onlar neye bakıyorlar? Belki bizde bakmalıyız.
14:52
The problem with this is that essentially
382
892260
2000
Bununla ilgili olan problem aslında
14:54
what you end up getting after a while is the wisdom of the flock.
383
894260
2000
bilgelik yığınını bir süre sonra elde etmeyi sonlandırmaktır.
14:56
You end up flocking with a lot of people
384
896260
2000
Sonuçlandıracağınız çoğu insan yığını
14:58
who are probably similar to you,
385
898260
2000
muhtemelen size benzer,
15:00
who have similar interests.
386
900260
2000
ortak yönleriniz vardır.
15:02
And it's very, very hard to get information
387
902260
2000
Ve bilgi edinmek çok çok zordur
15:04
from the other flocks, from the other parts of the world
388
904260
3000
diğer yığından, dünyanın diğer bölgelerinden
15:07
where people getting together and talking about their own interests.
389
907260
3000
insanların biraraya toplandığı ve kendi isteklerinden konuştuğu şeylerden.
15:10
To do this, at a certain point,
390
910260
2000
Bunu yapmak için, belli bir noktada
15:12
you need someone to bump you out of your flock and into another flock.
391
912260
3000
kendi yığınınızın dışında ve diğer yığınla çarpışıcak birilerine ihtiyaç duyarsınız.
15:15
You need a guide.
392
915260
2000
Rehbere ihtiyaç duyarsınız.
15:17
So this is Amira Al Hussaini. She is the Middle East editor for Global Voices.
393
917260
3000
Bu da Amira Al Hussainidir. Evrensel Fikirlerin Orta Batı editörüdür.
15:20
She has one of the hardest jobs in the world.
394
920260
2000
Dünyanın en zor işine sahiptir.
15:22
Not only does she have to keep our Israeli and Palestinian contributors
395
922260
2000
Sadece İsrailli ve Filistinli katılımcıları korumuyor
15:24
from killing each other,
396
924260
2000
birbirlerini öldürmekten,
15:26
she has to figure out
397
926260
2000
anlaması gereken
15:28
what is going to interest you
398
928260
2000
neyin ilginizi çekeceğini
15:30
about the Middle East.
399
930260
2000
Orta Batı hakkında.
15:32
And in that sense of trying to get you
400
932260
2000
Ve bu yorucu duyguda sizi elde etmek için
15:34
out of your normal orbit,
401
934260
2000
normal etkinizin dışında,
15:36
and to try to get you to pay attention
402
936260
2000
ve sizi elde etmeyi denemek için dikkat etmesi gereken
15:38
to a story about someone who's
403
938260
2000
herhangibiriyle ilgili bir hikaye
15:40
given up smoking for the month of Ramadan,
404
940260
2000
Ramazan ayı için sigara içmekten vazgeçmiş birini,
15:42
she has to know something about a global audience.
405
942260
3000
evrensel dinleyicilerle ilgili bazı şeyleri bilmeli.
15:45
She has to know something about what stories are available.
406
945260
2000
Mevcut hikayelerle ilgili bazı şeyleri bilmeli.
15:47
Basically, she's a deejay.
407
947260
2000
Esasında o bir dj.
15:49
She's a skilled human curator
408
949260
2000
O yetenekli bir insan sorumlusudur
15:51
who knows what material is available to her,
409
951260
2000
onun için hangi malzemelerin mevcut olduğunu bilir,
15:53
who's able to listen to the audience,
410
953260
2000
dinleyicileri dinleyebilen,
15:55
and who's able to make a selection
411
955260
2000
ve seçim yapabilen
15:57
and push people forward in one fashion or another.
412
957260
2000
hatta insanları bir modadan diğerine gitmeye zorlayan biridir.
15:59
I don't think this is necessarily an algorithmic process.
413
959260
3000
Arap rakamlarının şart olduğunu sanmıyorum.
16:02
I think what's great about the internet
414
962260
2000
Galiba internetle ilgili büyük şey
16:04
is that it actually makes it much easier
415
964260
2000
oldukça fazla kolaylaştırması
16:06
for deejays to reach a wider audience.
416
966260
2000
dj' lerin daha geniş dinleyiciye ulaşmaları için.
16:08
I know Amira.
417
968260
2000
Amirayı tanıyorum.
16:10
I can ask her what to read.
418
970260
2000
Ona ne okuyacağımı sorabilirim.
16:12
But with the internet, she's in a position where she can
419
972260
2000
Fakat internetle, bulunduğu pozisyonda
16:14
tell a lot of people what to read.
420
974260
2000
çoğu insana ne okuyacağını söyleyebilir.
16:16
And you can listen to her as well,
421
976260
2000
Ve olabildiğince onu dinleyebilirsiniz,
16:18
if this is a way that you're interested in having your web widened.
422
978260
3000
geliştirdiğiniz var olan web ile ilgililendiğiniz yol bu ise.
16:21
So once you start widening like this,
423
981260
2000
Bu yüzden önce bunun gibi genişletmeye başlarsınız,
16:23
once you start lighting up voices in the dark spots,
424
983260
2000
önce karanlık noktalardaki fikirleri aydınlatmaya başlarsınız,
16:25
once you start translating, once you start curating,
425
985260
3000
önce tercüme etmeye başlarsınız, önce vaiz vermeye başlarsınız,
16:28
you end up in some really weird places.
426
988260
3000
gerçekten de bazı garip yerlerde sonuçlandırırsınız.
16:31
This is an image from pretty much my favorite blog,
427
991260
2000
Bu görüntü hemen hemen en sevdiğim blogdan,
16:33
which is AfriGadget.
428
993260
2000
AfriGadgetten.
16:35
And AfriGadget is a blog that looks
429
995260
2000
Afrigadget bir blogdur ve incelediği şey
16:37
at technology in an Africa context.
430
997260
2000
Afrika içeriğindeki teknolojidir.
16:39
And specifically, it's looking at a blacksmith
431
999260
3000
Özellikle, incelediği bir demirci
16:42
in Kibera in Nairobi,
432
1002260
2000
Kibera Nairobidedir,
16:44
who is turning the shaft of a Landrover
433
1004260
2000
Landrover' ın milini
16:46
into a cold chisel.
434
1006260
2000
demirci keskisine dönüştürüyor.
16:48
And when you look at this image, you might find yourself going,
435
1008260
2000
Bu resme baktığınızda da, kendinizde bulduğunuz durum,
16:50
"Why would I conceivably care about this?"
436
1010260
3000
"Makul olarak bunla niçin ilgileneceğim?"
16:53
And the truth is, this guy can probably explain this to you.
437
1013260
2000
Ve gerçek şu ki, bu çocuk size bunu muhtemelen açıklayabilecek olmasıdır.
16:55
This is Erik Hersman. You guys may have seen him around the conference.
438
1015260
3000
Bu Erik Hersman. Siz gençler onu konferanslardan tanıyor olmalısınız.
16:58
He goes by the moniker White African.
439
1018260
2000
Söylenenlere göre lakabı Beyaz Afrikalıdır.
17:00
He's both a very well known American geek,
440
1020260
3000
Her ikiside Amerikalı moron olarak tanınır,
17:03
but he's also Kenyan; he was born in Sudan, grew up in Kenya.
441
1023260
3000
aslında Kenyalıdır, Sudan da doğup Kenya da büyümüştür.
17:06
He is a bridge figure.
442
1026260
3000
O bir köprü figürüdür.
17:09
He is someone who literally has feet in both worlds --
443
1029260
2000
Her iki dünyada da ayağı olan birisidir --
17:11
one in the world of the African technology community,
444
1031260
3000
Afrika teknoloji topluluğunun dünyada ki tek kişisi,
17:14
one in the world of the American technology community.
445
1034260
2000
Amerikan teknoloji topluluğunun dünyada ki tek kişisidir.
17:16
And so he's able to tell a story
446
1036260
3000
Ve dahası bir hikaye söyleyebilir
17:19
about this blacksmith in Kibera
447
1039260
2000
Kiberadaki bu demirciyle ilgili
17:21
and turn it into a story about repurposing technology,
448
1041260
3000
ve yeniden tasarlanan teknolojiyle ilgili bir hikaye dönüştürebilir,
17:24
about innovating from constraint,
449
1044260
2000
baskıdan yenilik yapma hakkında,
17:26
about looking for inspiration based on reusing materials.
450
1046260
3000
yeniden kullanılmış malzemeleri temel alan fikri araştırır.
17:29
He knows one world,
451
1049260
2000
O tek dünya bilir,
17:31
and he's finding a way to communicate it to another world,
452
1051260
3000
ve diğer dünya ile iletişim kurmak için bulduğu yol
17:34
both of which he has deep connections to.
453
1054260
3000
her iki derin bağlantılara sahip olduğudur.
17:37
These bridge figures, I'm pretty well convinced,
454
1057260
3000
Bu köprü figürleri, oldukça iyi ikna olmamın sebebi,
17:40
are the future of how we try to make the world wider
455
1060260
2000
dünyayı nasıl daha geniş bir hale getireceğimizin geleceğidir
17:42
through using the web.
456
1062260
2000
web' i kullanma vasıtasıyla.
17:44
But the trick with bridges is, ultimately,
457
1064260
2000
Fakat köprülerle ilgili aldatmaca, en sonunda,
17:46
you need someone to cross them.
458
1066260
2000
onları kesiştireceğin birilerine ihtiyaç duymaktır.
17:48
And that's where we start talking about xenophiles.
459
1068260
2000
Ve bu da xenophile ile ilgili konuşmaya başladığımız şeydir.
17:50
So if I found myself in the NFL,
460
1070260
3000
Mesela kendimi NFL' de bulsaydım
17:53
I suspect I would spend my off-season
461
1073260
2000
Ölü sezonu geçireceğimden şüpheliyim
17:55
nursing my wounds, enjoying my house, so on and so forth --
462
1075260
3000
yaralılara bakıcılık yapma, evimin tadını çıkarmak, ve benzerleri--
17:58
possibly recording a hip-hop album.
463
1078260
2000
muhtemelen hip-hop albümü yapardım.
18:00
Dhani Jones,
464
1080260
2000
Dhani Jones,
18:02
who is the middle linebacker for the Cincinnati Bengals,
465
1082260
3000
Cincinati Bengallerinin orta defans oyuncusudur,
18:05
has a slightly different approach to the off-season.
466
1085260
3000
ve ölü sezon da çok farklı yaklaşımları vardır.
18:08
Dhani has a television show.
467
1088260
2000
Dhani bir televizyon şovudur.
18:10
It's called "Dhani Tackles the Globe."
468
1090260
2000
"Dhani Evrenin Hakkından Gelir" olarak adlandırılır.
18:12
And every week on this television show,
469
1092260
2000
Ve her hafta bu televizyon şovunda
18:14
Dhani travels to a different nation of the world.
470
1094260
3000
Dhani dünyanın farklı uluslarını dolaşır.
18:17
He finds a local sporting team.
471
1097260
2000
Yerel bir spor takımı bulur.
18:19
He trains with them for a week, and he plays a match with them.
472
1099260
3000
1 hafta boyunca onları eğitir ve onlarla maç yapar.
18:22
And his reason for this
473
1102260
2000
Ve bunun sonucunda
18:24
is not just that he wants to master Muay Thai boxing.
474
1104260
3000
Muay Tai boks efendisi olmak istemesi değildir.
18:27
It's because, for him,
475
1107260
2000
Çünkü onun için,
18:29
sport is the language
476
1109260
2000
spor dil aracıdır
18:31
that allows him to encounter
477
1111260
2000
ki ona imkan tanıdığı karşılaşma
18:33
the full width and wonder of the world.
478
1113260
3000
dünyanın mucizesi ve dolu genişliğidir.
18:36
For some of us it might be music. For some of us it might be food.
479
1116260
2000
Çoğumuz için bu müzik olabilir. Çoğumuz için bu yiyecek olabilir.
18:38
For a lot of us it might be literature or writing.
480
1118260
3000
Birçoğumuz için de bu edebiyat veya yazmak olabilir.
18:41
But there are all these different techniques
481
1121260
2000
Fakat hepsinin farklı teknikleri vardır
18:43
that allow you to go out and look at the world
482
1123260
3000
bu da size dışarı çıkmanıza ve dünyaya bakmanıza sağlar.
18:46
and find your place within it.
483
1126260
2000
ve sizde burada yerinizi bulursunuz.
18:48
The goal of my Talk here
484
1128260
2000
Burdaki konuşmamın amacı
18:50
is not to persuade the people in this room
485
1130260
2000
buradaki insanları ikna etmek değildir
18:52
to embrace your xenophilia.
486
1132260
2000
xenophilianızı benimsetmektir.
18:54
My guess -- given that you're at a conference called TEDGlobal --
487
1134260
3000
Bence -- TEDGLOBAL konferansında size verilen--
18:57
is that most of you are xenophiles,
488
1137260
2000
çoğunuzun xenophile olduğudur,
18:59
whether or not you use that term.
489
1139260
3000
bu terimi kullanırsınız veya kullanmazsınız.
19:02
My challenge instead is this.
490
1142260
2000
Benim meydan okumamın yeri budur.
19:04
It's not enough to make the personal decision
491
1144260
3000
Kişisel kararlar vermek yeterli değildir
19:07
that you want a wider world.
492
1147260
2000
istediğiniz geniş dünyada
19:09
We have to figure out how to rewire
493
1149260
2000
Yeniden tel döşeyeceğimizi anlayacağımız
19:11
the systems that we have.
494
1151260
2000
sisteme sahibiz.
19:13
We have to fix our media.
495
1153260
2000
Basınımızı düzeltmeliyiz.
19:15
We have to fix the internet. We have to fix our education.
496
1155260
3000
İnterneti düzeltmeliyiz. Eğitimimizi düzeltmeliyiz.
19:18
We have to fix our immigration policy.
497
1158260
2000
Göçmenlik politikamızı düzeltmeliyiz.
19:20
We need to look at ways
498
1160260
2000
Farklı yönleri bulmalıyız ki
19:22
of creating serendipity,
499
1162260
2000
tesadüfü yaratmayı,
19:24
of making translation pervasive,
500
1164260
2000
tercüme istilası yapmayı,
19:26
and we need to find ways to embrace
501
1166260
2000
ve benimsemek için yolları bulmak zorundayız
19:28
and celebrate these bridge figures.
502
1168260
2000
ve köprü figürlerini kutlamak için.
19:30
And we need to figure out how to cultivate xenophiles.
503
1170260
2000
Ve xenophile nasıl işleyeceğimizi anlamak zorundayız.
19:32
That's what I'm trying to do. I need your help.
504
1172260
3000
İşte yapmaya çalıştığım şey bu. Yardımınıza ihtiyacım var.
19:35
(Applause)
505
1175260
3000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7