Heather Brooke: My battle to expose government corruption

Heather Brooke: Hükümetteki yozlaşmayı ortaya çıkarma savaşım

221,111 views

2012-10-18 ・ TED


New videos

Heather Brooke: My battle to expose government corruption

Heather Brooke: Hükümetteki yozlaşmayı ortaya çıkarma savaşım

221,111 views ・ 2012-10-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Bora Yüret Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
Once upon a time, the world was a big, dysfunctional family.
1
15992
5169
Bir zamanlar, dünya büyük ve düzgün çalışmayan bir aileydi.
00:21
It was run by the great and powerful parents,
2
21161
3431
Büyük ve güçlü anne babalar tarafından yönetiliyordu,
00:24
and the people were helpless
3
24592
2335
ve insanlar çaresizdi
00:26
and hopeless naughty children.
4
26927
2496
ve afacan çocuklar umutsuzdu.
00:29
If any of the more rowdier children questioned
5
29423
2503
Daha gürültücü çocuklar anne babalarının otoritesini
00:31
the authority of the parents, they were scolded.
6
31926
3577
sorguladıkları zaman, azarlanıyorlardı.
00:35
If they went exploring into the parents' rooms,
7
35503
3033
Eğer keşfetmek için anne babalarının odalarına,
00:38
or even into the secret filing cabinets, they were punished,
8
38536
3783
ya da gizli dosya dolaplarına giderlerse, cezalandırılıyorlardı,
00:42
and told that for their own good
9
42319
2753
ve kendi iyilikleri için
00:45
they must never go in there again.
10
45072
3631
bir daha asla oraya gitmemeleri söyleniyordu.
00:48
Then one day, a man came to town
11
48703
2496
Sonra bir gün, kasabaya bir adam geldi
00:51
with boxes and boxes of secret documents
12
51199
2798
anne babaların odalarından çalınmış
00:53
stolen from the parents' rooms.
13
53997
1864
kutular ve kutularda gizli belgelerle.
00:55
"Look what they've been hiding from you," he said.
14
55861
4026
"Sizden sakladıklarına bakın" dedi adam.
00:59
The children looked and were amazed.
15
59887
3042
Çocuklar baktı ve hayret ettiler.
01:02
There were maps and minutes from meetings
16
62929
2844
Anne babaların birbirlerini kötüledikleri toplantılardan
01:05
where the parents were slagging each other off.
17
65773
3265
haritalar ve dakikalar vardı.
01:09
They behaved just like the children.
18
69038
2548
Aynen çocuklar gibi davranmışlardı.
01:11
And they made mistakes, too, just like the children.
19
71586
3958
Ve onlar da çocuklar gibi hatalar yapmışlardı.
01:15
The only difference was, their mistakes
20
75544
2711
Tek fark, onların hataları
01:18
were in the secret filing cabinets.
21
78255
2825
gizli dosya dolaplarındaydı.
01:21
Well, there was a girl in the town, and she didn't think
22
81080
2805
Kasabada bir kız vardı ve o bu hataların
01:23
they should be in the secret filing cabinets,
23
83885
2867
gizli dosya dolaplarında olmaması gerektiğini düşünüyordu,
01:26
or if they were, there ought to be a law
24
86752
1900
ya da yaparlarsa, çocukların erişimine izin veren bir kanun
01:28
to allow the children access.
25
88652
2117
olması gerektiğini düşünüyordu.
01:30
And so she set about to make it so.
26
90769
3807
Ve bunu gerçekleştirmeye koyuldu.
01:34
Well, I'm the girl in that story, and the secret documents
27
94576
3846
Ben o hikayedeki kızım ve ilgilendiğim gizli belgeler
01:38
that I was interested in were located in this building,
28
98422
3154
bu binada,
01:41
the British Parliament, and the data that I wanted
29
101576
4362
İngiltere Meclisi, ve ele geçirmek istediğim veri de
01:45
to get my hands on were the expense receipts
30
105938
2661
Meclis üyelerinin
01:48
of members of Parliament.
31
108599
3889
harcama faturalarıydı.
01:52
I thought this was a basic question to ask in a democracy. (Applause)
32
112488
6239
Bunun demokraside sorulabilecek basit bir soru olduğunu düşünmüştüm. (Alkışlar)
01:58
It wasn't like I was asking for the code to a nuclear bunker,
33
118727
2907
Nükleer sığınak şifresini ya da bunun gibi bir şeyi sormuyordum,
02:01
or anything like that, but the amount of resistance I got
34
121634
2853
ama bu haber alma özgürlüğü isteğim sonucunda
02:04
from this Freedom of Information request,
35
124487
2523
karşılaştığım dirence bakarsanız,
02:07
you would have thought I'd asked something like this.
36
127010
3244
böyle bir şey sorduğumu düşünebilirdiniz.
02:10
So I fought for about five years doing this,
37
130254
4225
Bu yüzden bunu yapabilmek için beş sene savaştım,
02:14
and it was one of many hundreds of requests that I made,
38
134479
3472
ve bu yaptığım yüzlerce istekten birisiydi.
02:17
not -- I didn't -- Hey, look, I didn't set out, honestly,
39
137951
2953
hayır -- yapmadım -- Hey, bak, doğrusu
02:20
to revolutionize the British Parliament.
40
140904
1649
İngiltere Meclisini devirmek için yola çıkmamıştım.
02:22
That was not my intention. I was just making these requests
41
142553
3431
Niyetim bu değildi. Ben bu istekleri
02:25
as part of research for my first book.
42
145984
3151
ilk kitabım için araştırma kapsamında yapıyordum.
02:29
But it ended up in this very long, protracted legal battle
43
149135
2865
Ama bu çok uzun, sürüncemeli bir hukuk savaşıyla sonuçlandı
02:32
and there I was after five years fighting against Parliament
44
152000
4375
ve Meclis'e karşı beş senelik savaşın sonunda, oradaydım
02:36
in front of three of Britain's most eminent High Court judges
45
156375
3040
İngiltere'nin en yüksek rütbeli üç Yargıtay hakiminin önünde
02:39
waiting for their ruling about whether or not Parliament had to release this data.
46
159415
4152
Meclis'in bu veriyi vermek zorunda olup olmadığıyla ilgili yargı kararını bekliyordum.
02:43
And I've got to tell you, I wasn't that hopeful,
47
163567
2108
Ve size söylemek zorundayım, çok umutlu değildim,
02:45
because I'd seen the establishment. I thought,
48
165675
2725
çünkü düzeni görmüştüm. Düzenin
02:48
it always sticks together. I am out of luck.
49
168400
3356
birbirine destek olacağını düşünmüştüm. Şansım yoktu.
02:51
Well, guess what? I won. Hooray. (Applause)
50
171756
4586
Tahmin edin ne oldu? Kazandım. Yaşasın. (Alkışlar)
02:56
Well, that's not exactly the story, because the problem was
51
176342
3423
Şey, hikaye tam olarak bu değil, çünkü problem
02:59
that Parliament delayed and delayed releasing that data,
52
179765
3354
Meclis'in bu veriyi vermeyi sürekli geciktirmesiydi,
03:03
and then they tried to retrospectively change the law
53
183119
3160
ve daha sonra geriye dönük olarak kanunu değiştirmek istediler
03:06
so that it would no longer apply to them.
54
186279
2673
böylece artık kendilerine uygulanamayacaktı.
03:08
The transparency law they'd passed earlier that applied to everybody else,
55
188952
2922
Daha önce geçirdikleri ve kendileri dışında herkese uygulanan kamuyu aydınlatma kanununun,
03:11
they tried to keep it so it didn't apply to them.
56
191874
2796
kendilerine uygulanmamasını sağlamaya çalışıyorlardı.
03:14
What they hadn't counted on was digitization,
57
194670
3495
Hesaba katmadıkları şey dijitalleşmeydi,
03:18
because that meant that all those paper receipts
58
198165
2386
yani tüm o kağıt makbuzlar elektronik olarak taratılmıştı,
03:20
had been scanned in electronically, and it was very easy
59
200551
3240
ve birisi için tüm bu veritabanını
03:23
for somebody to just copy that entire database,
60
203791
3199
kopyalayıp diske koymak,
03:26
put it on a disk, and then just saunter outside of Parliament,
61
206990
3934
ve sonra Meclis dışına bir gezinti yapmak çok kolaydı,
03:30
which they did, and then they shopped that disk
62
210924
2485
ve yaptılar, ve o diski en yüksek teklif sahibine,
03:33
to the highest bidder, which was the Daily Telegraph,
63
213409
2958
Daily Telegraph'a sattılar,
03:36
and then, you all remember, there was weeks and weeks
64
216367
3207
ve sonra, hepiniz hatırlarsınız, haftalar ve haftalar boyunca
03:39
of revelations, everything from porn movies
65
219574
3025
ifşa edildi, porno filmlerden banyo tıkaçlarına
03:42
and bath plugs and new kitchens
66
222599
3156
yeni mutfaklardan ev kredisi ödemelerine(mortgage) kadar
03:45
and mortgages that had never been paid off.
67
225755
3461
hiçbir zaman ödenmemiş tüm makbuzlar.
03:49
The end result was six ministers resigned,
68
229216
4687
Sonuç olarak altı bakan istifa etti,
03:53
the first speaker of the house in 300 years was forced to resign,
69
233903
4051
300 yıldır ilk defa Meclis Başkanı istifaya zorlandı,
03:57
a new government was elected on a mandate of transparency,
70
237954
4019
kamuyu aydınlatma zorunluluğuyla yeni bir hükümet seçildi,
04:01
120 MPs stepped down at that election,
71
241973
3783
o seçimde 120 milletvekilinin vekilliği düşürüldü,
04:05
and so far, four MPs and two lords
72
245756
4491
ve şu ana kadar, dört milletvekili ve iki Lordlar Kamarası üyesi
04:10
have done jail time for fraud.
73
250247
3030
dolandırıcılıktan hapse mahkum edildi.
04:13
So, thank you. (Applause)
74
253277
6378
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
04:19
Well, I tell you that story because it wasn't unique to Britain.
75
259655
4275
Bu hikayeyi size anlatıyorum çünkü İngiltere'ye özgü değildi.
04:23
It was an example of a culture clash that's happening
76
263930
3341
Bu tüm dünyada olan, halk tarafından çok fazla gözetlenmeden
04:27
all over the world between bewigged and bestockinged
77
267271
3320
insanlara hükmedebileceklerini sanan
04:30
officials who think that they can rule over us
78
270591
4104
takma saçlı ve uzun çoraplı memurların kendi aralarındaki
04:34
without very much prying from the public,
79
274695
1908
kültür çatışmasının bir örneğiydi,
04:36
and then suddenly confronted with a public
80
276603
2453
ve sonra aniden bu anlaşmadan artık memnun olmayan
04:39
who is no longer content with that arrangement,
81
279056
3438
bir halkla yüzyüze geldiler,
04:42
and not only not content with it, now, more often,
82
282494
3238
ve sadece memnun olmayan değil, şimdi, çoğunlukla
04:45
armed with official data itself.
83
285732
4374
resmi verinin kendisiyle donanmış olan.
04:50
So we are moving to this democratization of information,
84
290106
5138
Yani bilginin demokratikleşmesine doğru ilerliyoruz,
04:55
and I've been in this field for quite a while.
85
295244
2647
ve ben oldukça uzun bir süredir bu alandayım.
04:57
Slightly embarrassing admission: Even when I was a kid,
86
297891
2641
Hafif can sıkıcı bir itiraf: Çocukken de,
05:00
I used to have these little spy books, and I would, like,
87
300532
1935
bu az miktarda casusluk kitabına sahiptim ve
05:02
see what everybody was doing in my neighborhood and log it down.
88
302467
2626
çevremdekilerin yaptıklarını görmeyi ve not etmeyi severdim.
05:05
I think that was a pretty good indication
89
305093
2206
Sanırım bu gelecek kariyerimde araştırmacı gazeteci olacağımın
05:07
about my future career as an investigative journalist,
90
307299
3081
oldukça iyi bir göstergesiymiş,
05:10
and what I've seen from being in this access to information field for so long
91
310380
4520
ve bu bilgiye erişim alanında bu kadar süredir bulunmaktan öğrendiğim şu,
05:14
is that it used to be quite a niche interest,
92
314900
2776
oldukça niş bir alandı
05:17
and it's gone mainstream. Everybody, increasingly, around the world,
93
317676
3151
ve popüler oldu. Herkes, artan bir şekilde, tüm dünyada,
05:20
wants to know about what people in power are doing.
94
320827
3168
güce sahip insanların neler yaptıklarını bilmek istiyor.
05:23
They want a say in decisions that are made in their name
95
323995
3408
Kendileri adına ve kendi paralarıyla
05:27
and with their money. It's this democratization of information
96
327403
3023
alınan kararlarda söz sahibi olmak istiyorlar.
05:30
that I think is an information enlightenment,
97
330426
2706
Bu bilginin demokratikleşmesi sanırım bir bilgi aydınlanması,
05:33
and it has many of the same principles of the first Enlightenment.
98
333132
3463
ve ilk aydınlanmanın prensiplerinin çoğuna sahip.
05:36
It's about searching for the truth,
99
336595
2995
Gerçeği aramak hakkında,
05:39
not because somebody says it's true, "because I say so."
100
339590
4197
birileri "çünkü ben öyle söylüyorum" diye doğru olduğu için değil.
05:43
No, it's about trying to find the truth based on
101
343787
2474
Hayır, görebildiğiniz ve test edilebilen temeller üzerine oturan
05:46
what you can see and what can be tested.
102
346261
2629
gerçeği bulmaya çalışmak hakkında.
05:48
That, in the first Enlightenment, led to questions about
103
348890
2668
İlk aydınlanma, kralların haklarını sorguluyordu,
05:51
the right of kings, the divine right of kings to rule over people,
104
351558
3509
insanlara hükmeden kralların kutsal haklarını,
05:55
or that women should be subordinate to men,
105
355067
2177
veya kadınların erkeklerden aşağı görülmesini,
05:57
or that the Church was the official word of God.
106
357244
2703
ya da Kilise'nin Tanrı'nın resmi kelimesi olmasını.
05:59
Obviously the Church weren't very happy about this,
107
359947
2436
Açıkça kilise bundan mutlu değildi,
06:02
and they tried to suppress it,
108
362383
2101
ve baskı altına almaya çalıştılar,
06:04
but what they hadn't counted on was technology,
109
364484
3071
ama hesaba katmadıkları teknolojiydi,
06:07
and then they had the printing press, which suddenly
110
367555
2425
ve sonra insanlar matbaa makinalarına sahip oldular,
06:09
enabled these ideas to spread cheaply, far and fast,
111
369980
3392
bu düşüncelerin ucuz ve hızlı bir şekilde uzak mesafelere yayılmasını sağladı,
06:13
and people would come together in coffee houses,
112
373372
2840
ve insanlar mahalle kahvelerinde biraraya geldiler,
06:16
discuss the ideas, plot revolution.
113
376212
2816
düşünceleri tartışmak ve devrimi tertiplemek için.
06:19
In our day, we have digitization. That strips all the physical mass out of information,
114
379028
4591
Bizim zamanımızda, dijitalleşme var. Bilginin fiziksel kütlesini soyup çıkarıyor,
06:23
so now it's almost zero cost to copy and share information.
115
383619
3405
bu yüzden şimdi bilgiyi kopyalamanın ve paylaşmanın maliyeti neredeyse sıfıra yakın.
06:27
Our printing press is the Internet. Our coffee houses are social networks.
116
387024
4237
Bizim matbaa makinalarımız internet. Mahalle kahvelerimiz sosyal ağlar.
06:31
We're moving to what I would think of as a fully connected system,
117
391261
5102
Bütünüyle birbirine bağlı olarak düşünebileceğimiz bir sisteme gidiyoruz,
06:36
and we have global decisions to make in this system,
118
396363
2873
ve bu sistemde global kararlar alabiliriz,
06:39
decisions about climate, about finance systems,
119
399236
3686
iklim hakkında kararlar, finans sistemleri hakkında,
06:42
about resources. And think about it --
120
402922
3341
kaynaklar hakkında. Ve şunu düşünün --
06:46
if we want to make an important decision about buying a house,
121
406263
2462
bir ev almak gibi önemli bir karar alacaksak,
06:48
we don't just go off. I mean, I don't know about you,
122
408725
2514
hemen almıyoruz. Kastettiğim, sizi bilmem ama,
06:51
but I want to see a lot of houses before I put that much money into it.
123
411239
3344
ben o kadar parayı yatırmadan önce birçok ev görmek isterim.
06:54
And if we're thinking about a finance system,
124
414583
2355
Ve bir finans sistemini düşünürsek,
06:56
we need a lot of information to take in. It's just not possible
125
416938
3644
anlamak için çok bilgiye ihtiyacımız var. Bir tek kişinin
07:00
for one person to take in the amount, the volume
126
420582
3961
bu hacimdeki bilgiyi alması ve
07:04
of information, and analyze it to make good decisions.
127
424543
3766
iyi kararlar verebilmek için analiz edebilmesi mümkün değil.
07:08
So that's why we're seeing increasingly this demand
128
428309
3026
Bu yüzden bilgiye erişim isteğini
07:11
for access to information.
129
431335
2385
artarak görüyoruz.
07:13
That's why we're starting to see more disclosure laws
130
433720
2309
Bu yüzden daha fazla bilgiyi ifşa kanunlarının geldiğini
07:16
come out, so for example, on the environment,
131
436029
1976
görmeye başlıyoruz, örneğin, çevre konusunda,
07:18
there's the Aarhus Convention,
132
438005
1716
Aaarhus Anlaşması var,
07:19
which is a European directive that gives people
133
439721
2028
insanlara çok kuvvetli bilgi hakkı veren bir Avrupa talimatı,
07:21
a very strong right to know, so if your water company
134
441749
2748
yani su şirketiniz nehrinize su akıtıyorsa,
07:24
is dumping water into your river, sewage water
135
444497
3370
atık su,
07:27
into your river, you have a right to know about it.
136
447867
3048
sizin bunu bilme hakkınız var.
07:30
In the finance industry, you now have more of a right
137
450915
3879
Finans sektöründe, neler olup bittiğini şimdi daha çok
07:34
to know about what's going on, so we have
138
454794
2553
bilme hakkınız var,
07:37
different anti-bribery laws, money regulations,
139
457347
2953
bunun için farklı anti-rüşvet yasaları var, para düzenlemeleri,
07:40
increased corporate disclosure, so you can now track assets across borders.
140
460300
4073
artırılmış kurumsal ifşa, yani şimdi mal varlıklarını sınır ötesinde de takip edebilirsiniz.
07:44
And it's getting harder to hide assets, tax avoidance,
141
464373
5244
Ve mal varlıklarını gizlemek, vergiden kaçmak,
07:49
pay inequality. So that's great. We're starting to find out
142
469617
3135
ücret eşitsizliği giderek daha zor oluyor. Bu sistemler hakkında
07:52
more and more about these systems.
143
472752
2719
daha çok ve daha çok öğrenebiliyoruz.
07:55
And they're all moving to this central system,
144
475471
2792
Ve tüm bu sistemler bu merkezi siteme gidiyor,
07:58
this fully connected system,
145
478263
2367
bu bütünüyle birbirine bağlı sisteme,
08:00
all of them except one. Can you guess which one?
146
480630
3207
bir tanesi dışında. Hangisi olduğunu tahmin edebilir misiniz?
08:03
It's the system which underpins all these other systems.
147
483837
2671
Tüm bu sistemlerin temelini oluşturan sistem.
08:06
It's the system by which we organize and exercise power,
148
486508
4158
gücü organize ettiğimiz ve kullandığımız sistem,
08:10
and there I'm talking about politics, because in politics,
149
490666
2930
politikadan bahsediyorum, çünkü politikada
08:13
we're back to this system, this top-down hierarchy.
150
493596
4127
bu sisteme geri dönüyoruz, bu yukarıdan-aşağıya hiyerarşiye.
08:17
And how is it possible that the volume of information
151
497723
3081
Ve bu sistemin ihtiyacı olan hacimde bir verinin işlenmesi
08:20
can be processed that needs to in this system?
152
500804
2811
nasıl mümkün olabiliyor?
08:23
Well, it just can't. That's it.
153
503615
2616
Şey, olamıyor. Bu kadar.
08:26
And I think this is largely what's behind the crisis
154
506231
2707
Ve sanırım bu şu anda farklı hükümetlerde
08:28
of legitimacy in our different governments right now.
155
508938
4323
yaşanan yasallık krizinin arkasındaki sebep.
08:33
So I've told you a bit about what I did
156
513261
2183
Ve size Meclis'i yargılatmak ve sürüklemek için neler yaptığımı
08:35
to try and drag Parliament, kicking and screaming,
157
515444
2685
biraz anlattım, tekmelemek ve çığlık atmak,
08:38
into the 21st century, and I'm just going to give you
158
518129
2515
21. yüzyılda, ve size bildiğim birkaç kişinin daha
08:40
a couple of examples of what a few other people I know
159
520644
2664
neler yaptığıyla ilgili
08:43
are doing.
160
523308
1220
birkaç örnek vereceğim.
08:44
So this is a guy called Seb Bacon. He's a computer
161
524528
3219
Bu Seb Bacon isminde birisi. Bilgisayar programcısı,
08:47
programmer, and he built a site called Alaveteli,
162
527747
3958
ve Alaveteli isimli bir web sitesi yarattı,
08:51
and what it is, it's a Freedom of Information platform.
163
531705
4770
ve ne işe yarıyor, bir bilgi edinme özgürlüğü platformu.
08:56
It's open-source, with documentation, and it allows you
164
536475
2975
Açık kodlu, dökümantasyona sahip,
08:59
to make a Freedom of Information request,
165
539450
3103
bilgi edinme isteğinde bulunabilmenizi sağlıyor,
09:02
to ask your public body a question, so
166
542553
2969
bir kamu kuruluşuna soru sorabilmenizi sağlıyor,
09:05
it takes all the hassle out of it, and I can tell you
167
545522
3120
bu işin bütün zorluklarını üzerine alıyor,
09:08
that there is a lot of hassle making these requests,
168
548642
2088
ve size bu istekleri yaparken birçok zorluk çıktığını söyleyebilirim,
09:10
so it takes all of that hassle out, and you just type in your question,
169
550730
3544
site tüm zorlukları üzerine aldığı için, siz sadece sorunuzu yazıyorsunuz,
09:14
for example, how many police officers have a criminal record?
170
554274
4471
örneğin, adli sicilde kaç polis memuru var?
09:18
It zooms it off to the appropriate person, it tells you
171
558745
3841
Site isteğinizi uygun kişiye yönlendiriyor,
09:22
when the time limit is coming to an end, it keeps track of all
172
562586
3488
isteğin cevaplanması için ne kadar süre kaldığını söylüyor,
09:26
the correspondence, it posts it up there,
173
566074
1652
tüm yazışmaları takip ediyor ve sitede yayınlıyor,
09:27
and it becomes an archive of public knowledge.
174
567726
3655
ve bir kamu bilgi arşivi haline geliyor.
09:31
So that's open-source and it can be used in any country
175
571381
3573
Ve açık kodlu olduğu için,
09:34
where there is some kind of Freedom of Information law.
176
574954
2911
bilgi edinme kanununun olduğu her ülkede kullanılabilir.
09:37
So there's a list there of the different countries that have it,
177
577865
3210
Burada kullanan ülkelerin bir listesi var,
09:41
and then there's a few more coming on board.
178
581075
1795
burada da yakında kullanmaya başlayacak olanların.
09:42
So if any of you out there like the sound of that
179
582870
2560
İçinizden bunu beğenenler olduysa
09:45
and have a law like that in your country,
180
585430
2733
ve ülkenizde bilgi edinme kanunu varsa,
09:48
I know that Seb would love to hear from you
181
588163
2039
işbirliği yapmak ve bunu ülkenize getirmek için
09:50
about collaborating and getting that into your country.
182
590202
4072
sizden haber almak Seb'in hoşuna gidecektir.
09:54
This is Birgitta Jónsdóttir. She's an Icelandic MP.
183
594274
4295
Bu Birgitta Jonsdottir. İzlanda milletvekili.
09:58
And quite an unusual MP. In Iceland, she was
184
598569
3834
Ve alışılmamış bir milletvekili. İzlanda'da,
10:02
one of the protesters who was outside of Parliament
185
602403
3317
ülke ekonomisi çöktüğü zaman,
10:05
when the country's economy collapsed,
186
605720
3746
Meclis dışından protesto edenlerden birisiydi,
10:09
and then she was elected on a reform mandate,
187
609466
3894
ve sonra reform vekaletiyle seçildi,
10:13
and she's now spearheading this project.
188
613360
2367
ve şimdi bu projeye öncülük ediyor.
10:15
It's the Icelandic Modern Media Initiative,
189
615727
2887
İzlanda Modern Basın Girişimi,
10:18
and they've just got funding to make it an international
190
618614
2265
ve bunu uluslararası bir modern basın projesi yapabilmek için finansman da sağladılar,
10:20
modern media project, and this is taking all of the best laws
191
620879
3439
dünyadaki ifade özgürlüğüyle ilgili,
10:24
around the world about freedom of expression,
192
624318
2936
yasadışı olayları açığa çıkaran kişileri korumayla ilgili,
10:27
protection of whistleblowers, protection from libel,
193
627254
2795
iftiralı yayından korumayla ilgili,yararlanılan kaynakları korumayla ilgili,
10:30
source protection, and trying to make Iceland a publishing haven.
194
630049
4474
en iyi yasaları alıyorlar ve İzlanda'yı yayıncılık sığınağı yapmaya çalışıyorlar.
10:34
It's a place where your data can be free, so when we think
195
634523
2421
Verinizin özgür olabileceği bir yer, böylece giderek artan bir şekilde
10:36
about, increasingly, how governments want to access user data,
196
636944
3415
hükümetlerin kullanıcı verilerine erişim isteği hakkında düşündüğümüz zaman,
10:40
what they're trying to do in Iceland is make this safe haven
197
640359
2772
İzlanda'da yapmaya çalıştıkları bunun gerçekleşmesi için
10:43
where it can happen.
198
643131
2737
bu güvenli sığınağı yapmak.
10:45
In my own field of investigative journalism, we're also
199
645868
3138
Kendi araştırmacı gazetecilik alanımda da,
10:49
having to start thinking globally, so this is a site called
200
649006
2830
global düşünmeye başlıyoruz,
10:51
Investigative Dashboard. And if you're trying to track
201
651836
3123
bu Investigative Dashboard(Araştırmacı Kontrol Paneli) isimli bir site. Ve bir diktatörün
10:54
a dictator's assets, for example, Hosni Mubarak,
202
654959
2983
mal varlığını takip etmek istiyorsanız, örneğin, Hüsnü Mübarek'in,
10:57
you know, he's just funneling out cash from his country
203
657942
3445
bilirsiniz, tehlikede olduğunu hissettiği zaman
11:01
when he knows he's in trouble, and what you want to do
204
661387
2539
ülkeden dışarıya nakit para akıtıyor,
11:03
to investigate that is, you need to have access to
205
663926
2396
ve bunu araştırmak istediğiniz zaman yapmanız gereken,
11:06
all of the world's, as many as you can,
206
666322
2299
tüm dünyadaki, mümkün olduğunca çok,
11:08
companies' house registrations databases.
207
668621
2783
ticari sicil kayıt veritabanlarına erişmek.
11:11
So this is a website that tries to agglomerate all of those
208
671404
4438
Bu web sitesi akrabaları, arkadaşları, güvenlik kurumlarının başındaki kişiler hakkında
11:15
databases into one place so you can start searching for,
209
675842
3255
arama yapmaya başlayabilmeniz için
11:19
you know, his relatives, his friends, the head of his security services.
210
679097
3668
tüm bu veritabanlarını bir tek yerde toplamaya çalışıyor.
11:22
You can try and find out how he's moving out assets
211
682765
2751
Deneyin ve malvarlığını nasıl ülke dışına
11:25
from that country.
212
685516
2726
çıkardığını öğrenebilirsiniz.
11:28
But again, when it comes to the decisions which are
213
688242
3633
Fakat tekrar, bizi en çok etkileyen kararlara gelince,
11:31
impacting us the most, perhaps, the most important
214
691875
3000
muhtemelen savaş hakkında
11:34
decisions that are being made about war and so forth,
215
694875
3289
ve diğer kararlarda,
11:38
again we can't just make a Freedom of Information request.
216
698164
2929
yine bilgi edinme isteği yapamıyoruz.
11:41
It's really difficult. So we're still having to rely on
217
701093
3108
Gerçekten zor. Bu yüzden halâ bilgiye ulaşmak için
11:44
illegitimate ways of getting information, through leaks.
218
704201
4082
yasal olmayan yollara güvenmek zorunda kalıyoruz, sızıntılar vasıtasıyla.
11:48
So when the Guardian did this investigation about
219
708283
3042
Guardian gazetesi Afgan Savaşı için
11:51
the Afghan War, you know, they can't walk into
220
711325
3150
bu araştırmayı yaptığında, biliyorsunuz,
11:54
the Department of Defense and ask for all the information.
221
714475
3464
Savunma Bakanlığı'na gidip bilgiyi isteyemiyorlar.
11:57
You know, they're just not going to get it.
222
717939
1942
Tahmin edersiniz ki, öyle alamayacaklar.
11:59
So this came from leaks of tens of thousands of dispatches
223
719881
3540
Bu yüzden bilgi Amerikan askerlerinin Afgan Savaşı hakkında
12:03
that were written by American soldiers
224
723421
2406
yazdıkları onbinlerce harekat raporunun
12:05
about the Afghan War, and leaked,
225
725827
2559
sızmasıyla geldi, ve sızdı,
12:08
and then they're able to do this investigation.
226
728386
3651
ve sonra bu araştırmayı yapabildiler.
12:12
Another rather large investigation is around world diplomacy.
227
732037
5568
Başka oldukça büyük bir araştırma da dünya diplomasisi etrafında.
12:17
Again, this is all based around leaks,
228
737605
2500
Tekrar, bunun da temeli sızıntılara dayanıyor,
12:20
251,000 U.S. diplomatic cables, and I was involved
229
740105
5251
251.000 Amerikan diplomatik telgrafı, ben de bu
12:25
in this investigation because I got this leak
230
745356
3941
araştırmaya katıldım çünkü bu sızıntıları
12:29
through a leak from a disgruntled WikiLeaker
231
749297
3369
kırgın bir WikiLeak'ciden aldım
12:32
and ended up going to work at the Guardian.
232
752666
2769
ve Guardian'da çalışmaya başladım.
12:35
So I can tell you firsthand what it was like to have access
233
755435
2424
Bu yüzden size birinci elden bu sızıntıya erişebilmenin nasıl olduğunu söyleyebilirim.
12:37
to this leak. It was amazing. I mean, it was amazing.
234
757859
1967
İnanılmazdı. Demek istediğim, inanılmazdı.
12:39
It reminded me of that scene in "The Wizard of Oz."
235
759826
3650
Bana Oz Büyücüsü'ndeki sahneyi hatırlattı.
12:43
Do you know the one I mean? Where the little dog Toto
236
763476
2488
Neyi kastettiğimi biliyor musunuz? Küçük köpek Toto
12:45
runs across to where the wizard [is], and he pulls back,
237
765964
2851
büyücünün olduğu yere koşuyor, ve geri çekiyor,
12:48
the dog's pulling back the curtain, and --
238
768815
1462
köpek perdeyi geri çekiyor, ve --
12:50
"Don't look behind the screen. Don't look at the man behind the screen."
239
770277
3983
"Perdenin arkasına bakma. Perdenin arkasındaki adama bakma."
12:54
It was just like that, because what you started to see
240
774260
2136
Onun gibiydi, görmeye başladığınız şey şuydu,
12:56
is that all of these grand statesmen, these very pompous
241
776396
2951
bütün bu büyük devlet adamları, bu görkemli politikacılar da,
12:59
politicians, they were just like us.
242
779347
3098
tam bizim gibiymiş.
13:02
They all bitched about each other. I mean, quite gossipy,
243
782445
2560
Hepsi birbiri hakkında dırdır etmiş. Demek istediğim, oldukça dedikoducu,
13:05
those cables. Okay, but I thought it was a very important
244
785005
2671
şu telgraflar. Evet, bunun onların da
13:07
point for all of us to grasp, these are human beings
245
787676
2601
bizim gibi insanlar olduklarını kavramamız için
13:10
just like us. They don't have special powers.
246
790277
1951
çok önemli bir nokta olduğunu düşündüm. Özel güçleri yok.
13:12
They're not magic. They are not our parents.
247
792228
3823
Sihirli değiller. Anne babamız değiller.
13:16
Beyond that, what I found most fascinating
248
796051
4849
Bunun ötesinde, en etkileyici bulduğum
13:20
was the level of endemic corruption that I saw
249
800900
2624
tüm ülkelerde gördüğüm yaygın yozlaşmanın boyutuydu
13:23
across all different countries, and particularly centered
250
803524
3155
ve özellikle gücün kalbinin etrafında toplanmasıydı,
13:26
around the heart of power, around public officials
251
806679
2828
kişisel zenginleşmeleri için halkın parasını
13:29
who were embezzling the public's money
252
809507
2616
zimmetlerine geçiren kamu memurlarının
13:32
for their own personal enrichment, and allowed to do that
253
812123
3018
etrafında toplanmasıydı, ve bunu
13:35
because of official secrecy.
254
815141
3383
devlet gizliliği yüzünden yapabilmeleriydi.
13:38
So I've mentioned WikiLeaks, because surely what could be
255
818524
3627
Bu yüzden WikiLeaks'den bahsettim, kuşkusuz çünkü tüm bu malzemeyi
13:42
more open than publishing all the material?
256
822151
2831
yayınlamaktan daha açık ne olabilirdi?
13:44
Because that is what Julian Assange did.
257
824982
3071
Julian Assange'nin yaptığı buydu.
13:48
He wasn't content with the way the newspapers published it
258
828053
2568
Gazetelerin güvenli ve yasal bir şekilde olabilmesi için yayınlama yollarından memnun değildi.
13:50
to be safe and legal. He threw it all out there.
259
830621
3797
Tüm bilgiyi WikiLeaks'e koydu.
13:54
That did end up with vulnerable people in Afghanistan
260
834418
3715
Bu Afganistan'daki savunmasız insanların
13:58
being exposed. It also meant that the Belarussian dictator
261
838133
3416
açığa çıkmasıyla sonlandı. Ve Belarus diktatörünün eline
14:01
was given a handy list of all the pro-democracy campaigners
262
841549
3770
ülkesindeki Amerikan hükümetiyle konuşan demokrasi yanlısı
14:05
in that country who had spoken to the U.S. government.
263
845319
3486
kampanyacıların yararlı bir listesi verilmiş oldu.
14:08
Is that radical openness? I say it's not, because for me,
264
848805
4472
Bu radikal bir açıklık mıdır? Bana göre değil, çünkü bana göre,
14:13
what it means, it doesn't mean abdicating power,
265
853277
3502
ifade ettiği, güçten, sorumluluktan, hesap sorulabilirlikten feragat etmek değildir,
14:16
responsibility, accountability, it's actually being a partner
266
856779
3754
aslında güçle ortak olmaktır.
14:20
with power. It's about sharing responsibility,
267
860533
3016
Bu sorumluluğu ve hesap sorulabilirliği
14:23
sharing accountability. Also, the fact that
268
863549
2912
paylaşmak hakkında. Aynı zamanda, beni mahkemeye vermekle tehdit etti,
14:26
he threatened to sue me because I got a leak of his leaks,
269
866461
2137
çünkü ondaki sızıntılar bana sızmıştı,
14:28
I thought that showed a remarkable sort of inconsistency
270
868598
2685
aynı zamanda, dürüst olmak gerekirse,
14:31
in ideology, to be honest, as well. (Laughs)
271
871283
5841
ideolojide dikkat çekici bir tutarsızlık olduğunu düşündüm. (Gülüşmeler)
14:37
The other thing is that power is incredibly seductive,
272
877124
3334
Bir başka şey, güç inanılmaz derecede baştan çıkarıcı,
14:40
and you must have two real qualities, I think,
273
880458
2668
ve gücün baştan çıkarıcı kapasitesi yüzünden,
14:43
when you come to the table, when you're dealing
274
883126
2413
masaya oturduğunuzda, güçle ilgilenirken,
14:45
with power, talking about power,
275
885539
1734
güç hakkında konuşurken,
14:47
because of its seductive capacity.
276
887273
2373
iki gerçek özelliğiniz olması gerektiğini düşünüyorum.
14:49
You've got to have skepticism and humility.
277
889646
3019
Şüphecilik ve tevazuya sahip olmalısınız.
14:52
Skepticism, because you must always be challenging.
278
892665
2593
Şüphecilik, çünkü her zaman sorgulayıcı olmalısınız.
14:55
I want to see why do you -- you just say so? That's not good enough.
279
895258
3032
Neden öyle olduğunu görmek istiyorum -- sadece senin öyle olduğunu söylemen? Yeterince iyi değil.
14:58
I want to see the evidence behind why that's so.
280
898290
2715
Onun öyle olmasına sebep olan kanıtı görmek istiyorum.
15:01
And humility because we are all human. We all make mistakes.
281
901005
4493
Ve tevazu çünkü hepimiz insanız. Hepimiz hata yaparız.
15:05
And if you don't have skepticism and humility,
282
905498
2792
Şüphecilik ve tevazunuz yoksa,
15:08
then it's a really short journey to go from reformer
283
908290
3095
bu yenilikçilikten diktatörlüğe gerçekten kısa bir seyahattir,
15:11
to autocrat, and I think you only have to read "Animal Farm"
284
911385
4609
ve gücün insanları nasıl yozlaştırdığı mesajını almak için
15:15
to get that message about how power corrupts people.
285
915994
5943
tek yapmanız gereken "Hayvan Çiftliği" ni okumaktır.
15:21
So what is the solution? It is, I believe, to embody
286
921937
5468
O zaman çözüm ne? Çözüm, bence,
15:27
within the rule of law rights to information.
287
927405
3467
hukuk kurallarını bilgiye katmaktır.
15:30
At the moment our rights are incredibly weak.
288
930872
2635
Şu anda haklarımız inanılmaz biçimde zayıf.
15:33
In a lot of countries, we have Official Secrets Acts,
289
933507
2982
Birçok ülkede, Devlet Sırrı Kanunları var,
15:36
including in Britain here. We have an Official Secrets Act
290
936489
2163
burada İngiltere'de de. Kamu yararı test edilmeyen
15:38
with no public interest test. So that means it's a crime,
291
938652
3116
Devlet Sırrı Kanunları'mız var. Bu yüzden, birçok durumda,
15:41
people are punished, quite severely in a lot of cases,
292
941768
4166
resmi bilgiyi vermek ve yayınlamak suç kabul ediliyor
15:45
for publishing or giving away official information.
293
945934
4203
ve insanlar epey şiddetli bir biçimde cezalandırılıyorlar.
15:50
Now wouldn't it be amazing, and really, this is what I want
294
950137
3478
Şimdi şu harika olmaz mıydı, gerçekten, hepinizin hakkında
15:53
all of you to think about, if we had an Official Disclosure Act
295
953615
3562
düşünmesini istiyorum, Devlet İfşa Kanunu'muz olsaydı
15:57
where officials were punished if they were found
296
957177
3376
ve memurlar kamu yararına olan bilgiyi
16:00
to have suppressed or hidden information
297
960553
2960
baskı altında tutmak veya gizlemekten
16:03
that was in the public interest?
298
963513
2185
cezalandırılabilselerdi?
16:05
So that -- yes. Yes! My power pose. (Applause) (Laughs)
299
965698
6900
Böylece -- evet. Evet! Güç ile soru sorarak şaşırtmam. (Alkışlar) (Gülüşmeler)
16:12
I would like us to work towards that.
300
972598
2545
Bunun için çalışmamızı isterdim.
16:15
So it's not all bad news. I mean, there definitely is
301
975143
3920
Evet, sadece kötü haberler yok. Kastettiğim, kesinlikle
16:19
progress on the line, but I think what we find is that
302
979063
2955
çizgide bir ilerleme var, ama gücün kalbine yaklaştıkça,
16:22
the closer that we get right into the heart of power,
303
982018
3176
onu daha mat ve kapalı olarak
16:25
the more opaque, closed it becomes.
304
985194
4424
bulduğumuzu düşünüyorum.
16:29
So it was only just the other week that I heard London's
305
989618
3080
Sadece bir önceki haftaydı, Londra İl Emniyet Müdürü'nün
16:32
Metropolitan Police Commissioner talking about why
306
992698
3497
polisin neden bütün haberleşmemize erişim ihtiyacı
16:36
the police need access to all of our communications,
307
996195
4592
olduğu hakkında konuştuğunu duydum,
16:40
spying on us without any judicial oversight,
308
1000787
3063
yasal izin olmadan bizi gözlüyorlardı,
16:43
and he said it was a matter of life and death.
309
1003850
1666
o bunun ölüm kalım meselesi olduğunu söyledi.
16:45
He actually said that, it was a matter of life and death.
310
1005516
3247
Gerçekten bunu söyledi, ölüm kalım meselesi.
16:48
There was no evidence. He presented no evidence of that.
311
1008763
4222
Kanıt yoktu. Buna herhangi bir kanıt göstermedi.
16:52
It was just, "Because I say so.
312
1012985
3122
Sadece, "Ben öyle söylüyorum.
16:56
You have to trust me. Take it on faith."
313
1016107
3248
Bana güvenmek zorundasınız. Sadece inanın."
16:59
Well, I'm sorry, people, but we are back
314
1019355
1999
Üzgünüm millet, ama aydınlanma öncesi kilise çağına
17:01
to the pre-Enlightenment Church,
315
1021354
3705
geri döndük
17:05
and we need to fight against that.
316
1025059
3776
ve buna karşı savaşmak zorundayız.
17:08
So he was talking about the law in Britain which is
317
1028835
3288
İngiltere'deki Haberleşme Veri Yasa Tasarısı
17:12
the Communications Data Bill, an absolutely outrageous piece of legislation.
318
1032123
4226
kanunu hakkında konuşuyordu, kesinlikle acımasız bir kanun.
17:16
In America, you have the Cyber Intelligence Sharing and Protection Act.
319
1036349
3606
Amerika'da, Siber Akıl Paylaşım ve Koruma Yasanız var.
17:19
You've got drones now being considered for domestic surveillance.
320
1039955
3640
Yurt içi gözetlemede düşünülen insansız hava araçlarınız var.
17:23
You have the National Security Agency building
321
1043595
2760
Ulusal Güvenlik Ajansı binanız var,
17:26
the world's giantest spy center. It's just this colossal --
322
1046355
3528
dünyanın en büyük casusluk merkezi. O kadar kocaman ki
17:29
it's five times bigger than the U.S. Capitol,
323
1049883
2472
Amerikan Kongre Binası'ndan beş kat daha büyük,
17:32
in which they're going to intercept and analyze
324
1052355
1802
içinde toplumda sorun çıkaran kişileri öğrenmek
17:34
communications, traffic and personal data
325
1054157
2949
ve bulmaya çalışmak için haberleşmeyi, trafiği ve kişisel verileri
17:37
to try and figure out who's the troublemaker in society.
326
1057106
3313
yakalayıp analiz edecekler.
17:40
Well, to go back to our original story, the parents
327
1060419
4800
Ve, orjinal hikayemize geri dönersek,
17:45
have panicked. They've locked all the doors.
328
1065219
3850
anne babalar panikledi. Tüm kapıları kilitlediler.
17:49
They've kitted out the house with CCTV cameras.
329
1069069
3086
Evleri çocukları gözlemek üzere güvenlik kameralarıyla donattılar.
17:52
They're watching all of us. They've dug a basement,
330
1072155
2752
Hepimizi seyrediyorlar. Bir bodrum kazdılar,
17:54
and they've built a spy center to try and run algorithms
331
1074907
2664
ve hangilerimizin can sıkıcı olduğunu anlayabilmek üzere
17:57
and figure out which ones of us are troublesome,
332
1077571
2672
algoritmalar denemek ve çalıştırmak için casusluk merkezi inşa ettiler,
18:00
and if any of us complain about that, we're arrested for terrorism.
333
1080243
4234
ve herhangi birimiz bundan şikayet edersek, terörizm gerekçesiyle tutuklandık.
18:04
Well, is that a fairy tale or a living nightmare?
334
1084477
3574
Bu bir masal mı yoksa canlı bir kabus mu?
18:08
Some fairy tales have happy endings. Some don't.
335
1088051
3659
Bazı masallar mutlu sonla biter. Bazıları bitmez.
18:11
I think we've all read the Grimms' fairy tales, which are,
336
1091710
2747
Sanırım hepimiz Grimm masallarını okuduk,
18:14
indeed, very grim.
337
1094457
2498
gerçekten de, çok gaddar.
18:16
But the world isn't a fairy tale, and it could be more brutal
338
1096955
5222
Ama dünya bir masal değil, ve kabul etmek istediğimizden
18:22
than we want to acknowledge.
339
1102177
2804
daha acımasız olabilirdi.
18:24
Equally, it could be better than we've been led to believe,
340
1104981
2289
Aynı zamanda, inanmak zorunda bırakıldığımızdan daha iyi de olabilirdi,
18:27
but either way, we have to start seeing it exactly as it is,
341
1107270
3711
ama her halükarda, onu olduğu gibi görmeye başlamalıyız,
18:30
with all of its problems, because it's only by seeing it
342
1110981
3849
tüm problemleriyle, çünkü sadece bütün problemleriyle
18:34
with all of its problems that we'll be able to fix them
343
1114830
2493
görürsek onları onarabiliriz
18:37
and live in a world in which we can all be
344
1117323
4071
ve ondan sonra hep birlikte mutlu olabileceğimiz bir dünyada
18:41
happily ever after. (Laughs) Thank you very much.
345
1121394
3686
yaşayabiliriz. (Gülüşmeler) Çok teşekkür ederim.
18:45
(Applause)
346
1125080
3235
(Alkışlar)
18:48
Thank you. (Applause)
347
1128315
4055
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7