A teen scientist's invention to help wounds heal | Anushka Naiknaware

251,396 views ・ 2018-06-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Merve Kılıç
00:12
Ever since I was a young girl, I was always fascinated --
0
12841
3468
Küçük bir kız olduğumdan beri beni büyülemiştir
00:16
(Laughter)
1
16333
1157
(Gülüşmeler)
00:17
Oh!
2
17514
1151
Oh!
00:18
(Laughter)
3
18689
2100
(Gülüşmeler)
00:21
OK, I meant younger and more short.
4
21149
2334
Tamam, daha genç, kısa olduğum zamanlardan bahsediyorum.
00:23
(Laughter)
5
23507
1173
(Gülüşmeler)
00:24
If that's possible to imagine.
6
24704
2000
Eğer hayal etmesi mümkünse.
00:27
But ever since I was a young girl,
7
27101
2071
Ama genç bir kız olduğumdan beri,
00:29
I was always fascinated with how the world worked exactly how it did.
8
29196
4540
dünyanın olduğu gibi çalışması beni hep çok büyüledi.
00:34
So this, very early on,
9
34403
2468
Yani, bu beni erkenden
00:36
led me to the fields of mathematics and chemistry.
10
36895
3400
matematik ve kimya alanlarına itti.
00:41
I would keep going further and further, and as I kept going,
11
41481
3747
İleriye, daha ileriye gittim ve gittikçe fark ettim ki
00:45
I realized that all the fields of science are interconnected.
12
45252
3375
bütün bilim dalları birbiriyle bağlantılı.
00:48
And without one, the others have little or no value.
13
48950
3992
Ve birisi olmadan diğerlerinin ya değeri yok ya da çok az var.
00:54
So, inspired by Marie Curie and my local science museum,
14
54188
4142
Bu yüzden, Marie Curie ile yerel bilim müzesinden ilham alarak
00:58
I decided to start asking these questions myself
15
58354
3295
kendime bu soruları sormaya karar verdim ve
01:01
and engage in my own independent research,
16
61673
2825
garajım ya da yatak odam dahil her nerede olursa olsun
01:04
whether it be out of my garage or my bedroom.
17
64522
2703
kendi bağımsız araştırmamla ilgilenmeye başladım.
01:08
I started reading journal papers,
18
68367
2040
Dergi yazılarını okumaya,
01:10
started doing science competitions,
19
70431
2277
bilim yarışmaları hazırlamaya,
01:12
started participating in science fairs,
20
72732
2857
bilim fuarlarında yer almaya başladım;
01:15
doing anything I could
21
75613
1876
özellikle istediğim bilgiye ulaşmak için
01:17
to get the knowledge that I so desperately wanted.
22
77513
2889
yapabileceğim her şeyi yaptım.
01:21
So while I was studying anatomy for a competition,
23
81712
4159
Böylece bir yarışma için anatomiye çalışırken
01:25
I came across the topic of something called chronic wounds.
24
85895
4000
kronik yara diye adlandırılan bir konuya rastladım.
01:30
And one thing that stood out to me was a statistic
25
90371
4298
Ve gözüme çarpan şey bir istatistikti:
01:34
that said that the number of people in the United States with chronic wounds
26
94693
5090
Amerika'da kronik yaralara sahip insan sayısı
01:39
exceeds the number of people with breast cancer,
27
99807
3580
göğüs kanseri, kolon kanseri,
01:43
colon cancer, lung cancer and leukemia, combined.
28
103411
5310
akciğer kanseri ve lösemiye sahip insan sayısının toplamından daha fazla.
01:49
Hold up.
29
109966
1151
Durun bir dakika.
01:51
So what is a chronic wound?
30
111141
1531
Peki kronik yara ne?
01:52
(Laughter)
31
112696
1151
(Gülüşmeler)
01:53
And why haven't I heard about a 5K walk for chronic wounds,
32
113871
3405
Ve neden 5 bin kişilik kronik yara yürüyüşünü duymadım?
01:57
why haven't I even heard about a chronic wound in general?
33
117300
2951
En önemlisi neden kronik yara diye bir şey duymadım?
02:00
(Laughter)
34
120275
2048
(Gülüşmeler)
02:04
So after I got past those preliminary questions,
35
124387
2968
Bu ön hazırlık sorularını geçtikten sonra
02:07
and one that I will clarify for you,
36
127379
2293
size şöyle açıklayabilirim;
02:09
a chronic wound is essentially when someone gets a normal wound,
37
129696
3810
normal bir şekilde yaralanan insanın yarasının
02:13
except it fails to heal normally
38
133530
2658
güç iyileşmesine kronik yara denir.
02:16
because the patient has some kind of preexisting condition,
39
136212
3738
Genellikle hastanın önceden bir hastalığı olduğunda oluşur,
02:19
which in most cases is diabetes.
40
139974
2133
çoğunlukla diyabet gibi.
02:25
So more staggering statistics were to be found
41
145613
3024
Bu araştırmada daha ileriye gittikçe
02:28
as I kept going on in this research.
42
148661
2424
çarpıcı bir istatistik buldum:
02:31
In the year 2010 alone,
43
151109
1804
Sadece 2010 yılında
02:32
50 billion dollars were spent worldwide to treat chronic wounds.
44
152937
6439
kronik yaraları tedavi etmek için dünyada 50 milyon dolar harcanmış.
02:39
In addition, it's estimated that about two percent of the population
45
159950
3468
Ek olarak, tahmin ediliyor ki insan nüfusunun yüzde 2'sinin
02:43
will get a chronic wound at some point in their lifetime.
46
163442
2952
hayatının bir döneminde kronik yarası olacak.
02:46
This was absurd.
47
166800
1332
Bu saçma sapandı.
02:49
So as I started doing more research,
48
169244
1747
Bu nedenle daha fazla araştırmaya başladım,
02:51
I found that there was a correlation
49
171015
1721
yaranın içerisindeki nem oranı ile
02:52
between the moisture level inside a wound dressing
50
172760
2619
yaranın iyileşme seviyesi arasında
02:55
and the stage of healing that the chronic wound would be at.
51
175403
3880
bir ilişki olduğunu buldum.
03:00
So I decided, why don't I design something
52
180069
2588
Yaranın içerisindeki nem oranını ölçerek
03:02
to measure the moisture level within the wound
53
182681
2229
doktor ve hastaların yarayı daha iyi
03:04
so this can help doctors and patients treat their wounds better.
54
184934
4308
tedavi edebileceği ve iyileşme sürecini hızlandıracak
03:09
And essentially, expedite the healing process.
55
189696
3365
bir şey yapmaya karar verdim.
03:13
So that's exactly what I set out to do.
56
193085
2600
Bu tam da yapmaya hazırlandığım şeydi.
03:16
Being a 14-year-old working out of her garage-turned-lab,
57
196157
4174
14 yaşında garajdan çevirme bir laboratuvarda çalışırken
03:20
I had a lot of constraints.
58
200355
2040
bir sürü kısıtlamam vardı.
03:22
Most being that I wasn't given a grant, I wasn't given a lot of money,
59
202419
3785
En önemlisi param yoktu, bana çok para verilmiyordu
03:26
and I wasn't given a lot of resources.
60
206228
2538
ve çok kaynağım da yoktu.
03:28
In addition, I had a lot of criteria, as well.
61
208790
3515
Ayrıca, bir sürü kriterim de vardı.
03:32
Since this product would be readily interacting with the body,
62
212329
3691
Bu ürün vücut ile temas edeceğinden
03:36
it had to be biocompatible,
63
216044
2176
biyolojik olarak uyumlu olmalıydı,
03:38
it also had to be low-cost,
64
218244
1937
ayrıca ben tasarladığım ve ödediğim için
03:40
as I was designing it and paying for it myself.
65
220205
2911
ucuz da olmalıydı.
03:44
It also had to be mass-manufacturable,
66
224157
2222
Seri üretilebilir de olmalıydı,
03:46
because I wanted it to be made anywhere, for anyone.
67
226403
3035
çünkü herkes için her yerde üretilebilmesini istiyordum.
03:51
Thus, I drafted up a schematic.
68
231442
2016
Böylece bir şema hazırladım.
03:53
What you see on the left hand-side is the early schematics in my design,
69
233482
4492
Sol tarafta tasarımım için ilk şemalarımdan biri var,
03:57
showing both a bird's-eye view and also one stacking variant.
70
237998
5344
kuş bakışı bir görüntüyü ve istiflemeleri gösteriyor.
04:03
A stacking variant means
71
243366
1175
İstiflemeden kastettiğim,
04:04
that the entire product is consisted of different individual parts
72
244565
5190
uyum içinde çalışması için tüm ürünün bir çok
04:09
that have to work in unison.
73
249779
1790
parçaya bölünmesi.
04:11
And what's shown there is one possible arrangement.
74
251593
3982
Gösterilen de muhtemel düzenlerden biri.
04:18
So what exactly is this?
75
258479
1568
O zaman bu ne?
04:20
So I had gone on to testing my sensors
76
260665
1999
Ben de sensörlerimi test ettim,
04:22
and as all scientists have stumbles along their work,
77
262688
3516
tüm bilim insanları işlerinde sendeler,
04:26
I also had a couple of problems in my first generation of sensors.
78
266228
3548
benim de ilk nesil sensörlerimle sorunlarım vardı.
04:29
First of all, I couldn't figure out
79
269800
1705
Öncelikle çözemedğim şey,
04:31
how to get a nanoparticle ink into a printcheck cartridge
80
271529
2969
nasıl nanopartikül bir mürekkebi halıma dökmeden
04:34
without spilling it all over my carpet.
81
274522
1928
kartuşa ekleyecektim.
04:36
That was problem number one.
82
276799
1452
Bu ilk problemdi.
04:38
Problem number two was,
83
278792
1262
İkinci problemim ise,
04:40
I couldn't exactly control the sensitivity of my sensors.
84
280078
3444
sensörlerimin hassasiyetini kontrol edemiyordum.
04:43
I couldn't scale them up or down,
85
283546
2507
Onları arttırıp azaltamıyordum,
04:46
I couldn't really do anything of that sort.
86
286077
2080
onun gibi şeyler yapamıyorum.
04:48
So I wanted something to solve it.
87
288181
1638
Bunu çözebilecek bir şeyler istedim.
04:49
Problem one was easily solved by some scouting on eBay and Amazon
88
289843
3091
Birinci problem kullanabileceğim şırıngaları
04:52
for syringes that I could use.
89
292958
1745
eBay ve Amazon'da aramakla çözüldü.
04:54
Problem two, however, required a lot more thought.
90
294727
3112
Ancak ikinci sorun çok fazla düşünme gerektirdi.
04:57
So this is where this factors in.
91
297863
2190
Bu faktörlerin devreye girdiği yer burası.
05:00
So what a space-filling curve does
92
300077
1640
Yani boşluk doldurma eğrisinin yaptığı şey,
05:01
is it aims to take up all the area it can within one unit square.
93
301741
4415
bir birim kare içinde alabileceği tüm alanı almasıdır.
05:06
And by writing a computer program, you can have different iterations
94
306641
4273
Ve bir bilgisayar programı yazarak, farklı bir eğrinin
farklı yinelemelerine sahip olabilirsiniz
05:10
of the different curve,
95
310938
1520
05:12
which increasingly get close to one unit square,
96
312482
2262
ki bu da giderek artan bir birim kareye yaklaşıyor,
05:14
but never quite reaches there.
97
314768
2000
ama asla oraya ulaşmıyor.
05:18
So now I could control the thickness, the size,
98
318212
2441
Şimdi kalınlığını, boyutunu kontrol edebilirim.
05:20
I could do whatever I want with it, and I could predict my results.
99
320677
3361
Onunla ne istersem yapabilirim ve sonuçları tahmin edebilirim.
05:25
So I started constructing my sensors
100
325800
2143
Yani alıcılarımı inşa etmeye başladım
05:27
and testing them more rigorously,
101
327967
2127
ve daha sıkı bir şekilde test ettim,
05:30
using money that I had gotten from previous science fair awards.
102
330118
3563
önceki bilim fuarları ödüllerimden gelen paraları kullandım.
05:34
Lastly, I had to connect this data in order to be read.
103
334177
3888
Son olarak, okunabilmesi için bu datayı bağlamam gerekti.
05:38
So I interfaced it with a Bluetooth chip,
104
338089
2469
Bir Bluetooth çipi ile bağladım,
05:40
which you can see here by the app screenshots on the right.
105
340582
3253
uygulamanın ekran görüntülerini burada görebilirsiniz.
05:44
And what this does is that anyone can monitor the progress of their wound,
106
344346
3795
Ve bu, herkesin yaranın ilerlemesini izleyebilmesi ve
05:48
and it can be transmitted over a wireless connection
107
348165
4414
doktorla, hastayla ya da ona ihtiyacı olan kişiye
05:52
to the doctor, the patient or whoever needs it.
108
352603
3200
kablosuz bir bağlantı üzerinden iletilebilmesidir.
05:57
[Continued Testing and Refinement]
109
357079
2002
[Süregelen deneme ve geliştirme]
05:59
So in conclusion, my design was successful --
110
359105
3754
Sonuç olarak, benim tasarımım başarılı oldu,
06:02
however, science never ends.
111
362883
2769
ancak bilim asla bitmez.
06:06
There's always something to be done, something to be refined.
112
366097
3059
Her zaman yapılması gereken, geliştirilecek bir şey var.
06:09
So that's what I'm currently in the process of doing.
113
369180
2833
Şu anda ben de öyle yapma sürecindeyim.
06:12
However, what I learned was
114
372776
2053
Ancak, öğrendiğim şey
06:14
what's more important than the actual thing I designed
115
374853
3296
tasarladığım şeyden daha önemli olan
06:18
is an attitude that I had taken on while doing this.
116
378173
3533
onu tasarlarken takındığım tavırdır.
06:22
And that attitude was,
117
382180
2135
Ve bu tavır,
06:24
even though I'm a 14-year-old working in her garage
118
384339
3334
14 yaşımda, garajımda
06:27
on something that she doesn't completely understand,
119
387697
3697
tamamen anlamadığım bir şey üzerine çalışmama rağmen
06:31
I could still make a difference and contribute to the field.
120
391418
3489
hala bir fark yaratabileceğim ve bu alana katkıda bulunabileceğimdir.
06:35
And that's what inspired me to keep going,
121
395792
2420
Ve bu beni çalışmaya devam etmeye teşvik etti,
06:38
and I hope it inspires many others to also do work like this
122
398236
3857
umarım bu diğerlerini de çok emin olmasalar dahi
06:42
even though they're not very sure about it.
123
402117
2603
böyle çalışmalar yapmaları için teşvik eder.
06:45
So I hope that's a message that you all take on today.
124
405768
2564
Umarım bu mesajı bir gün hepiniz alırsınız.
06:48
Thank you.
125
408356
1183
Teşekkürker.
06:49
(Applause)
126
409563
6729
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7