Rodney Brooks: Why we will rely on robots

Rodney Brooks: Robotlara neden ihtiyaç duyuyoruz?

194,811 views ・ 2013-06-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Esra Önel Gözden geçirme: mehmet can YILDIRIM
00:13
Well, Arthur C. Clarke,
0
13010
1276
Arthur C. Clarke,
00:14
a famous science fiction writer from the 1950s,
1
14310
3171
1950'lerden ünlü bilimkurgu yazarı
00:17
said that, "We overestimate technology in the short term,
2
17505
3998
der ki, ''Bizler teknolojinin kısa vadeli etkilerini gözümüzde büyütürken,
00:21
and we underestimate it in the long term."
3
21527
2776
uzun vadeli etkilerini hafife alıyoruz.''
00:24
And I think that's some of the fear that we see
4
24327
2393
Bana göre bizi korkutan kısım,
00:26
about jobs disappearing from artificial intelligence and robots.
5
26744
4558
biraz da yapay zeka ve robotların bazı iş alanlarında insanların yerini alacak olmasıyla alakalı.
00:31
That we're overestimating the technology in the short term.
6
31326
2810
Yani, kısa vadede teknolojiden beklentimiz oldukça yüksek.
Fakat, uzun vadede teknolojinin gerekli seviyede gelişip gelişmeyeceği de ayrı bir muamma.
00:34
But I am worried whether we're going to get the technology we need in the long term.
7
34160
5187
00:39
Because the demographics are really going to leave us with lots of jobs that need doing
8
39371
5690
Çünkü gelecekte toplumsal istatikler bizi yapılacak çok sayıda işle baş başa bırakacakken
00:45
and that we, our society, is going to have to be built on the shoulders of steel of robots in the future.
9
45085
5351
toplumumuz da çelik robotların omuzları üzerinde yapılanacak.
00:50
So I'm scared we won't have enough robots.
10
50460
2802
Beni korkutan, yeterli sayıda robotumuzun olmaması ihtimali.
00:53
But fear of losing jobs to technology has been around for a long time.
11
53286
4615
Fakat, teknolojinin gelişmesiyle insanların işlerini kaybetmesi fikri uzun zamandır akılları meşgul etmekte.
00:57
Back in 1957, there was a Spencer Tracy, Katharine Hepburn movie.
12
57925
3928
1957'ye dönelim. Bir Spencer Tracy, Katherine Hepburn filmi vardı,
01:01
So you know how it ended up,
13
61877
1424
nasıl bittiğini hatırlarsınız.
01:03
Spencer Tracy brought a computer, a mainframe computer of 1957, in
14
63325
4062
Spencer Tracy, kütüphane görevlilerine yardımcı olmak amacıyla
01:07
to help the librarians.
15
67411
1876
birden fazla sistemi idare edebileceği bir bilgisayar getiriyordu.
01:09
The librarians in the company would do things like answer for the executives,
16
69311
3667
Kütüphane görevlileri, idari işlerin yürütülmesi amacıyla
''Noel Baba'nın geyiklerinin adları nedir?''
01:13
"What are the names of Santa's reindeer?"
17
73002
3599
01:16
And they would look that up.
18
76625
1334
gibi sorulara cevap verirlerdi.
01:17
And this mainframe computer was going to help them with that job.
19
77983
2409
Ve bu ana bilgisayar, görevlilere bu konuda yardımcı olacaktı.
01:20
Well of course a mainframe computer in 1957 wasn't much use for that job.
20
80416
3886
Tabi ki 1957'den bir ana bilgisayar bu tarz işler için pek kullanılmadı.
01:24
The librarians were afraid their jobs were going to disappear.
21
84326
3126
Görevliler bu bilgisayar yüzünden işlerini kaybetmekten oldukça endişeliydiler
01:27
But that's not what happened in fact.
22
87476
1762
fakat olaylar böyle gelişmedi.
01:29
The number of jobs for librarians increased for a long time after 1957.
23
89262
5094
Kütüphane görevlileri için uygun iş sayısı 1957'den sonra oldukça arttı.
01:34
It wasn't until the Internet came into play,
24
94380
3090
Bu artış, İnternet'in kullanılmaya başlanmasıyla da son bulmadı.
01:37
the web came into play and search engines came into play
25
97494
2667
Kütüphane görevlilerini bitiren,
01:40
that the need for librarians went down.
26
100185
2467
web ve arama motorlarının ortaya çıkışı oldu.
01:42
And I think everyone from 1957 totally underestimated
27
102676
4183
Ve eminim ki 1957'de yaşamış herkes
01:46
the level of technology we would all carry around in our hands and in our pockets today.
28
106883
4736
bugün ellerimizde ve ceplerimizde bulunan teknolojinin seviyesini kesinlikle küçümsemişlerdi.
01:51
And we can just ask: "What are the names of Santa's reindeer?" and be told instantly --
29
111643
5693
Şimdiyse ''Noel Baba'nın geyiklerinin adları nedir?'' sorusuna hemen cevap alabilir
01:57
or anything else we want to ask.
30
117360
1727
ya da dilediğimizi sorabiliriz.
01:59
By the way, the wages for librarians went up faster
31
119111
5575
Bu arada, kütüphane görevlilerinin maaşları,
02:04
than the wages for other jobs in the U.S. over that same time period,
32
124710
3286
o dönem Amerika Birleşik Devletleri'ndeki diğer işlerin maaşlarından hızlıca yükselmekteydi
çünkü onlar bilgisayarlarla adeta iş ortağı olmuşlardı.
02:08
because librarians became partners of computers.
33
128020
3233
02:11
Computers became tools, and they got more tools that they could use
34
131277
2859
Bilgisayarlar rahatlıkla kullanabileceğimiz araç-gereçlere dönüştüler
02:14
and become more effective during that time.
35
134160
2268
ve kazandıkları birçok işlevle o dönemde daha etkili hale geldiler.
02:16
Same thing happened in offices.
36
136452
1768
Aynı durum ofislerde de kendini göstermişti.
02:18
Back in the old days, people used spreadsheets.
37
138244
2274
Önceleri, insanlar devasa, kalın defterler kullanıyorlardı.
02:20
Spreadsheets were spread sheets of paper,
38
140542
2310
Üzerinde çizelgeler ve tablolar bulunan bu sayfalardaki her bilgi
02:22
and they calculated by hand.
39
142876
2126
elle hesaplanmaktaydı.
02:25
But here was an interesting thing that came along.
40
145026
2381
Fakat ilginç bir gelişme oldu.
02:27
With the revolution around 1980 of P.C.'s,
41
147431
2228
1980 civarındaki kişisel bilgisayar devrimiyle,
02:29
the spreadsheet programs were tuned for office workers,
42
149683
4718
ofis çalışanları için tablolama programları geliştirildi.
02:34
not to replace office workers,
43
154425
1628
Bu programlar çalışanların yerini almıyordu,
02:36
but it respected office workers as being capable of being programmers.
44
156077
4642
aksine, çalışanlara yazılımcı statüsü kazandırarak iş kapasitelerini arttırıyordu.
02:40
So office workers became programmers of spreadsheets.
45
160743
3104
Yani, ofis çalışanları artık ''tablolama programı yazılımcısı'' olmuşlardı.
02:43
It increased their capabilities.
46
163871
2067
Dolayısıyla, kapasiteleri ve yetenekleri de bu doğrultuda gelişmiş oldu.
02:45
They no longer had to do the mundane computations,
47
165962
2555
Bundan böyle, günlük hesaplamalarla uğraşmak zorunda değillerdi
02:48
but they could do something much more.
48
168541
2911
fakat yapabilecekleri çok daha fazla şey vardı.
02:51
Now today, we're starting to see robots in our lives.
49
171476
3234
Bugün, robotları hayatımıza dahil etmiş durumdayız.
02:54
On the left there is the PackBot from iRobot.
50
174734
2285
Sol tarafta iRobot'tan PackBot'u görüyoruz.
02:57
When soldiers came across roadside bombs in Iraq and Afghanistan,
51
177043
3408
Askerler Irak ve Afganistan'da bombalarla karşılaştığında,
03:00
instead of putting on a bomb suit and going out and poking with a stick,
52
180475
4125
bombanın kendisiyle haşır neşir olmak yerine
03:04
as they used to do up until about 2002,
53
184624
2295
-2002'ye kadar yaptıkları gibi-
03:06
they now send the robot out.
54
186943
1384
bundan böyle bu iş için robotları kullanıyorlar.
03:08
So the robot takes over the dangerous jobs.
55
188351
2119
Yani robot tehlikeli işleri üzerine alıyor.
03:10
On the right are some TUGs from a company called Aethon in Pittsburgh.
56
190494
4494
Sağ tarafta ise Pittsburgh'ta yapılanmış Aethon adlı bir şirketten gelen TUG'lar var
03:15
These are in hundreds of hospitals across the U.S.
57
195012
2381
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yüzlerce hastanede görev alıyorlar.
03:17
And they take the dirty sheets down to the laundry.
58
197417
2608
Kirli çamaşırların yıkanmasında,
03:20
They take the dirty dishes back to the kitchen.
59
200049
1852
Bulaşıkların yıkanması ve mutfağa yerleştirilmesinde,
03:21
They bring the medicines up from the pharmacy.
60
201925
2191
eczaneden çeşitli ilaçların tedarik edilmesinde görev alıyorlar.
03:24
And it frees up the nurses and the nurse's aides
61
204140
2791
Ayrıca hemşirelerin ve diğer görevlilerin
03:26
from doing that mundane work of just mechanically pushing stuff around
62
206955
3641
daha az önem arz eden gündelik işlerle uğraşmak yerine
03:30
to spend more time with patients.
63
210620
2049
hastalarla daha iyi ilgilenmelerine olanak sağlıyorlar.
03:32
In fact, robots have become sort of ubiquitous in our lives in many ways.
64
212693
4675
Aslında baktığımıza, robotlar yardım için hazır ve nazırlar.
03:37
But I think when it comes to factory robots, people are sort of afraid,
65
217392
5244
Fakat iş fabrika robotlarına geldiğinde, insanlar daha temkinli yaklaşıyor.
03:42
because factory robots are dangerous to be around.
66
222660
4083
Çünkü bu robotların etrafta olması ''tehlikeli'' bulunuyor.
03:46
In order to program them, you have to understand six-dimensional vectors and quaternions.
67
226767
4801
Bu robotları programlamak için, altı boyutlu vektörler ve kuaterniyonlar hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor.
03:51
And ordinary people can't interact with them.
68
231592
3126
ve sıradan insanların bunu gerçekleştirebilmesi mümkün değil.
03:54
And I think it's the sort of technology that's gone wrong.
69
234742
2762
Bu tip bir teknolojinin işleyiş tarzını yanlış buluyorum.
03:57
It's displaced the worker from the technology.
70
237528
3442
Geliştirilen cihazın, çalışanın yerini almasına neden oluyor.
04:00
And I think we really have to look at technologies
71
240994
3075
Ve bence asıl yoğunlaşmamız gereken teknoloji,
04:04
that ordinary workers can interact with.
72
244093
2078
sıradan insanların da kontrol edebileceği teknolojiler olmalı.
04:06
And so I want to tell you today about Baxter, which we've been talking about.
73
246195
3667
Bugün size Baxter'dan bahsetmek istiyorum, bahsettiğimiz gibi
04:09
And Baxter, I see, as a way -- a first wave of robot
74
249886
4210
Baxter, endüstriyel anlamda, sıradan bir insanın
04:14
that ordinary people can interact with in an industrial setting.
75
254120
4266
iletişim kurabileceği ilk robotlardan.
04:18
So Baxter is up here.
76
258410
1509
Evet, Baxter burada.
04:19
This is Chris Harbert from Rethink Robotics.
77
259943
2792
ve Chris Harbert, Rethink Robotics'ten.
04:22
We've got a conveyor there.
78
262759
1512
Orada gördüğünüz bir çeşit yük taşıyıcı.
04:24
And if the lighting isn't too extreme --
79
264295
2827
ve eğer ışıklandırma çok güçlü olmasaydı,
04:27
Ah, ah! There it is. It's picked up the object off the conveyor.
80
267146
4022
İşte orada. Objeyi kavrıyor ve taşıyor,
04:31
It's going to come bring it over here and put it down.
81
271192
2825
buraya doğru getirecek ve yerine koyacak.
04:34
And then it'll go back, reach for another object.
82
274041
3276
Sonrasında geri dönecek ve başka bir objeye ulaşacak.
04:37
The interesting thing is Baxter has some basic common sense.
83
277341
3824
İlginç olan, Baxter'ın birtakım sağduyuya sahip olması.
04:41
By the way, what's going on with the eyes?
84
281189
2197
Bu arada, gözleriyle alakalı neler oluyor dersiniz?
04:43
The eyes are on the screen there.
85
283410
1572
Orada, ekranın üzerinde gözlere dikkat edelim.
Robot nereye doğru hareket ederse, gözlerin takip ettiğini görüyoruz.
04:45
The eyes look ahead where the robot's going to move.
86
285006
2629
04:47
So a person that's interacting with the robot
87
287659
2143
Böylece, robotla etkileşim kurmaya çalışan bir insan,
04:49
understands where it's going to reach and isn't surprised by its motions.
88
289826
3542
robotun nereye ulaşmaya çalıştığını anlayabiliyor ve herhangi bir sürprizle karşılaşmıyor.
04:53
Here Chris took the object out of its hand,
89
293392
2494
Chris, objeyi roboton elinden alıyor,
04:55
and Baxter didn't go and try to put it down;
90
295910
2208
ve Baxter, elinden alınan objeyi yerine koymaya çalışmıyor.
04:58
it went back and realized it had to get another one.
91
298142
2328
Geri dönüyor ve başka bir tane alması gerektiğini fark ediyor.
05:00
It's got a little bit of basic common sense, goes and picks the objects.
92
300494
3143
Etrafındaki objeleri algılayarak gidiyor ve objeyi kavrıyor.
05:03
And Baxter's safe to interact with.
93
303661
1769
Baxter, etkileşim kurmak için güvenli bir robot.
05:05
You wouldn't want to do this with a current industrial robot.
94
305454
2905
Bütün bunları mevcut bir endüstriyel robotla yapmak isteyeceğinizi sanmıyorum.
05:08
But with Baxter it doesn't hurt.
95
308383
2004
Fakat Baxter hiç de zarar verecek gibi durmuyor.
05:10
It feels the force, understands that Chris is there
96
310411
3874
Etkiyi ve kuvveti hissederek, Chris'in orada olduğunu algılıyor
05:14
and doesn't push through him and hurt him.
97
314309
2828
ve onu zorlayacak veya yaralayacak hareketlerde bulunmuyor.
05:17
But I think the most interesting thing about Baxter is the user interface.
98
317161
3524
Bana göre, Baxter'le alakalı en ilginç ayrıntı, kullanıcı arayüzü.
05:20
And so Chris is going to come and grab the other arm now.
99
320709
3069
Şimdi Chris, diğer kolu eline alacak.
05:23
And when he grabs an arm, it goes into zero-force gravity-compensated mode
100
323802
5390
Chris kolu eline aldığında, Baxter yerçekimi denkleştirme moduna giriyor
05:29
and graphics come up on the screen.
101
329216
2052
ve ekranda birtakım grafikler görüyoruz.
05:31
You can see some icons on the left of the screen there for what was about its right arm.
102
331292
4510
Ekranın sol tarafında sağ kolla alakalı simgeler görebilirsiniz.
05:35
He's going to put something in its hand, he's going to bring it over here,
103
335826
3524
Eline bir şey alacak ve buraya geri getirecek
düğmeye basıp, elindekini bırakmasını sağlayabiliriz.
05:39
press a button and let go of that thing in the hand.
104
339374
4244
05:43
And the robot figures out, ah, he must mean I want to put stuff down.
105
343642
4544
Ve robot fark ediyor ki, ''Chris objeyi elimden bırakmamı istiyor.''
05:48
It puts a little icon there.
106
348210
1676
Oraya küçük bir simge yerleştiriyor.
05:49
He comes over here, and he gets the fingers to grasp together,
107
349910
5887
Buraya doğru geliyor ve sıkıca kavramak için parmaklarını bir araya getiriyor.
05:55
and the robot infers, ah, you want an object for me to pick up.
108
355821
3898
ve robot objeyi eline alması gerektiği anlamını çıkarıyor.
05:59
That puts the green icon there.
109
359743
1775
ve yeşil simgeyi görüyoruz.
06:01
He's going to map out an area of where the robot should pick up the object from.
110
361542
4971
Robotun objeyi nereden alması gerektiği ve taşıyacağı alan planlanıyor,
06:06
It just moves it around, and the robot figures out that was an area search.
111
366537
4766
Etrafta geziniyor ve robot bunun alan belirleme için olduğunu fark ediyor.
06:11
He didn't have to select that from a menu.
112
371327
2000
ve bunu menüden seçmek zorunda değil.
06:13
And now he's going to go off and train the visual appearance of that object
113
373351
3572
Şimdi, biz konuşmaya devam ederken, robot objenin
06:16
while we continue talking.
114
376947
1544
görselliği hakkında alıştırmaya başlayacak.
06:18
So as we continue here,
115
378515
1749
Hazır devam ediyorken,
06:20
I want to tell you about what this is like in factories.
116
380288
2147
Fabrikalarda işler nasıl yürütülüyor, anlatmak istiyorum.
06:22
These robots we're shipping every day.
117
382459
1460
Nakliyesini gerçekleştirdiğimiz bu robotlar
06:23
They go to factories around the country.
118
383943
1905
ülkenin her yanındaki fabrikalara gidiyorlar.
06:25
This is Mildred.
119
385872
779
Bu, Mildred.
06:26
Mildred's a factory worker in Connecticut.
120
386675
2000
Mildred Connecticut'ta bir fabrika işçisi.
06:28
She's worked on the line for over 20 years.
121
388699
2355
Geçtiğimiz 20 yıl boyunca burada çalışmış.
Bir saat sonra, hayatında ilk defa bir endüstriyel robot görüyor.
06:31
One hour after she saw her first industrial robot,
122
391078
2861
06:33
she had programmed it to do some tasks in the factory.
123
393963
3036
Bu robotu fabrikada birtakım işleri tamamlaması için programlamak zorunda.
06:37
She decided she really liked robots.
124
397023
2407
ve robotlardan gerçekten hoşlandığına karar veriyor.
06:39
And it was doing the simple repetitive tasks that she had had to do beforehand.
125
399454
4646
Ve programlaması gereken, daha önce yaptıklarıyla aynı görevler.
06:44
Now she's got the robot doing it.
126
404124
1814
Şimdi, tüm bunlar için bir robotu var.
06:45
When we first went out to talk to people in factories
127
405962
2540
İnsanlarla konuşmak için fabrikalara ilk gittiğimizde,
06:48
about how we could get robots to interact with them better,
128
408526
2810
robotlarla nasıl daha iyi etkileşim kurulacağını sorduk fakat
06:51
one of the questions we asked them was,
129
411360
1858
sorduğumuz sorulardan biri de
''Çocuğunuzun bir fabrikada çalışmasını ister miydiniz?'' idi.
06:53
"Do you want your children to work in a factory?"
130
413242
2421
06:55
The universal answer was "No, I want a better job than that for my children."
131
415687
4032
Cevap genellikle ''Hayır, çocuğum için daha iyi bir iş isterim.'' oldu.
06:59
And as a result of that, Mildred is very typical
132
419743
3353
Sonuç olarak, Amerika Birleşik Devletleri civarında
07:03
of today's factory workers in the U.S.
133
423120
1831
Mildred tipik bir fabrika işçisi.
07:04
They're older, and they're getting older and older.
134
424975
2429
Gün geçtikçe yaşlanıyor ve yaşlanıyorlar.
07:07
There aren't many young people coming into factory work.
135
427428
2667
Fabrikalarda çalışmak için istekli pek fazla genç olduğu söylenemez.
ve görevleri daha zahmetli bir hal aldıkça,
07:10
And as their tasks become more onerous on them,
136
430119
2898
07:13
we need to give them tools that they can collaborate with,
137
433041
3069
onlara yardım alacakları araç-gereçler sağlamalıyız
07:16
so that they can be part of the solution,
138
436134
1953
ki onlar da çözümün bir parçası olabilsinler.
İşlerine devam edebilsinler ve biz de üretime devam edebilelim.
07:18
so that they can continue to work and we can continue to produce in the U.S.
139
438111
4660
07:22
And so our vision is that Mildred who's the line worker
140
442795
4041
Bakış açımıza göre, sıradan bir işçi olan Mildred,
07:26
becomes Mildred the robot trainer.
141
446860
2893
şimdi bir ''robot eğitmeni''
07:29
She lifts her game,
142
449777
1121
Mildred, kapasitesini arttırdı
07:30
like the office workers of the 1980s lifted their game of what they could do.
143
450922
4563
tıpkı 1980'lerdeki ofis çalışanlarının yaptığı gibi.
07:35
We're not giving them tools that they have to go and study for years and years in order to use.
144
455509
4524
Onlara verdiğimiz, yıllarca çalışıp emek harcayarak kullanımını öğrenebilecekleri aletler değil.
Nasıl idare edileceğini birkaç dakika içinde öğrenebilcekleri aletlerden bahsediyoruz.
07:40
They're tools that they can just learn how to operate in a few minutes.
145
460057
3420
07:43
There's two great forces that are both volitional but inevitable.
146
463501
4301
Önlenebilir fakat bir yandan da kaçınılmaz olan iki zorlayıcı etken söz konusu,
07:47
That's climate change and demographics.
147
467826
2353
iklim değişikliği ve nüfus artışı.
07:50
Demographics is really going to change our world.
148
470203
2643
Toplumsal istatistiklerdeki değişiklikler dünyayı oldukça etkileyecek.
07:52
This is the percentage of adults who are working age.
149
472870
3938
İşte henüz çalışma yaşında olan yetişkinlerin yüzdesi,
07:56
And it's gone down slightly over the last 40 years.
150
476832
2429
bu oranda geçtiğimiz 40 yıl boyunca belli belirsiz bir azalma görüldü
fakat önümüzdeki 40 yılda, bu değişimin Çin'de bile dramatik bir hal alacağı aşikar.
07:59
But over the next 40 years, it's going to change dramatically, even in China.
151
479285
3856
Çalışabilir yaşta olan yetişkinlerin sayısı çarpıcı bir biçimde düşmekte.
08:03
The percentage of adults who are working age drops dramatically.
152
483165
4813
08:08
And turned up the other way, the people who are retirement age goes up very, very fast,
153
488002
5066
Ve sonuçlar başka bir biçimde kendini gösteriyor. Emeklilik yaşındaki insanların sayısı hızla artmakta.
08:13
as the baby boomers get to retirement age.
154
493092
4313
yani 46-64 kuşağının emeklilik dönemlerinden bahsediyoruz.
08:17
That means there will be more people with fewer social security dollars
155
497429
3524
Bu demek oluyor ki, ileride daha az miktarda sosyal güvenlik desteğiyle, hizmetler için rekabet eden
08:20
competing for services.
156
500977
2609
daha çok sayıda insan olacak.
08:23
But more than that, as we get older we get more frail
157
503610
4027
Bunun yanında, yaşlandıkça daha zayıf hale geliyor olmamız da yadsınamaz bir gerçek.
08:27
and we can't do all the tasks we used to do.
158
507661
2225
Bu durumda, daha önceden yapabildiklerimizi, yapamaz hale geliyoruz.
08:29
If we look at the statistics on the ages of caregivers,
159
509910
3689
Hasta bakıcıların yaş dağılımını gösteren istatistiklere bakacak olursak,
08:33
before our eyes those caregivers are getting older and older.
160
513623
4446
gün geçtikçe yaşlandıklarını görüyoruz.
08:38
That's happening statistically right now.
161
518093
1975
İstatiksel anlamda şu an olan bu.
08:40
And as the number of people who are older, above retirement age and getting older, as they increase,
162
520092
5914
ve bu insanların sayısı arttıkça, emeklilik yaşında veya üzerinde olan insanlar arttıkça,
08:46
there will be less people to take care of them.
163
526030
2239
onlara göz kulak olacak insanların sayısı azalmakta.
08:48
And I think we're really going to have to have robots to help us.
164
528293
3096
Benim fikrim, bize yardımcı olacak robotlara sahip olma yönünde.
Robotların refakatçi olmasından değil,
08:51
And I don't mean robots in terms of companions.
165
531413
2473
08:53
I mean robots doing the things that we normally do for ourselves
166
533910
3258
bizlerin normalde yapabileceğimiz işlerde görev almalarından bahsediyorum.
08:57
but get harder as we get older.
167
537192
1645
Çünkü bu işlerin yürütülmesi, yaşlandıkça daha da zor hale geliyor.
08:58
Getting the groceries in from the car, up the stairs, into the kitchen.
168
538861
3381
Arabadan market poşetlerini merdivenden çıkarak mutfağa taşıma gibi
hatta, bizler yaşlandıkça
09:02
Or even, as we get very much older,
169
542266
1831
09:04
driving our cars to go visit people.
170
544121
3064
diğer insanları ziyaret edebilmemiz için arabalarımızı sürebilirler.
09:07
And I think robotics gives people a chance to have dignity as they get older
171
547209
6343
Bir diğer nokta ise, robotların insanlar yaşlandıkça bir itibar kazanmalarına ön ayak olabileceği.
09:13
by having control of the robotic solution.
172
553576
3525
Çünkü robotlar üzerinde hakimiyet kurabilirler.
09:17
So they don't have to rely on people that are getting scarcer to help them.
173
557125
3572
Böylece zaten nadir bulunan yardımcılara bel bağlamak zorunda kalmazlar.
09:20
And so I really think that we're going to be spending more time
174
560721
6657
Yani, bu uğurda daha fazla zaman harcanması gerektiğini düşünmekteyim.
09:27
with robots like Baxter
175
567402
2277
Baxter gibi robotlar üzerinde
09:29
and working with robots like Baxter in our daily lives. And that we will --
176
569703
6670
ve günlük hayatımızda Baxter gibi robotlardan yardım alma konusunda.
09:36
Here, Baxter, it's good.
177
576397
2456
Baxter burada ve onu görüyorsunuz.
09:38
And that we will all come to rely on robots over the next 40 years
178
578877
4220
Hepimiz önümüzdeki 40 yıl için, robotların varlığına itibar edecek
09:43
as part of our everyday lives.
179
583121
2142
ve günlük hayatımızın bir parçası haline getireceğiz.
09:45
Thanks very much.
180
585287
1270
Teşekkürler.
09:46
(Applause)
181
586581
2995
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7