Dan Phillips: Creative houses from reclaimed stuff

Dan Phillips: Rejenere materyallerden yaratıcı evler

239,901 views

2010-11-29 ・ TED


New videos

Dan Phillips: Creative houses from reclaimed stuff

Dan Phillips: Rejenere materyallerden yaratıcı evler

239,901 views ・ 2010-11-29

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Diba Szamosi Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:16
(Applause)
0
16259
6818
(Alkışlar)
Çok teşekkür ederim.
00:23
Thank you very much.
1
23101
1173
00:24
I have a few pictures,
2
24298
1938
Birkaç fotoğrafım var,
00:26
and I'll talk a little bit about how I'm able to do what I do.
3
26260
3626
sonra da, yaptığım şeyleri
nasıl yapabildiğimi anlatacağım.
00:30
All these houses are built
4
30405
2362
Tüm bu evler,
00:32
from between 70 and 80 percent recycled material,
5
32791
2849
yüzde 70 ve 80 geri dönüştürülmüş materyalden inşa edildi,
00:35
stuff that was headed to the mulcher, the landfill, the burn pile.
6
35664
3151
bu materyal sıkıştırılmaya ya da yakılmaya gönderilmesi planlanan yığınlardı.
00:38
It was all just gone.
7
38839
1397
İşleri tamamen bitmişti.
00:40
This is the first house I built.
8
40260
1976
Bu inşa ettiğim ilk ev.
00:42
This double front door here with the three-light transom,
9
42572
3391
Şu üç kirişli penceresi olan çift yönlü kapı,
00:45
that was headed to the landfill.
10
45987
2140
arazi dolgusu olarak kullanılacaktı.
Şurada küçük bir kule var.
00:48
Have a little turret there.
11
48151
1832
Ve bu pervazlardaki düğmeler --
00:50
And then these buttons on the corbels here --
12
50007
3057
tam buradaki --
00:54
right there --
13
54080
1161
onlar amerikan cevizleri.
00:55
those are hickory nuts.
14
55265
1356
00:56
And these buttons there --
15
56645
2107
Ve oradaki düğmeler,
00:58
those are chicken eggs.
16
58776
1327
onlar tavuk yumurtası.
01:00
(Laughter)
17
60127
1169
Tabi önce kahvaltınızı yapıyorsunuz,
01:01
Of course, first you have breakfast,
18
61320
1761
01:03
and then you fill the shell full of Bondo and paint it and nail it up,
19
63105
3915
sonra kabuğu bondoyla doldurup, boyayıp oraya çakıyorsunuz,
ve bir mimari düğmeniz oluyor,
01:07
and you have an architectural button in just a fraction of the time.
20
67044
3444
kısacık bir zamanda.
Bu da içerden görünüşü.
01:11
This is a look at the inside.
21
71186
2237
İşte burada üç kirişliyi görebilirsiniz
01:13
You can see the three-light transom there with the eyebrow windows.
22
73447
3265
üst kesim pecereyle beraber --
01:16
Certainly an architectural antique headed to the landfill --
23
76736
3054
kesinlikle mimari bir sanat eseri.
Arazi dolgusu olmak üzereydi.
01:19
even the lockset is probably worth 200 dollars.
24
79814
2598
Kilit takımı bile 200 dolara maloldu.
01:22
Everything in the kitchen was salvaged.
25
82998
1887
Mutfaktaki herşeh hurdaya çıkmıştı.
01:24
There's a 1952 O'Keefe & Merritt stove,
26
84909
1997
1952 O'Keefe&Meritt marka fırınımız var,
01:26
if you like to cook -- cool stove.
27
86930
2306
yemek pişirmeyi seviyorsanız -- iyi bi fırın.
01:29
This is going up into the turret.
28
89842
1806
Burdan kulemize çıkabiliriz.
01:31
I got that staircase for 20 dollars,
29
91983
2924
Merdivenleri 20 dolara tamamladım,
01:34
including delivery to my lot.
30
94931
1884
adrese teslimat dahil.
01:37
(Laughter)
31
97260
2064
(Kahkahalar)
01:39
Then, looking up in the turret,
32
99774
2302
Kuleye bi bakalım,
01:42
you see there are bulges and pokes and sags and so forth.
33
102100
3619
kabartılar, kesikler, sarkmalar falan olduğunu görüyorsunuz.
01:45
Well, if that ruins your life,
34
105743
1642
Bu hayatınızı mahvedecekse,
01:47
well, then, you shouldn't live there.
35
107409
1827
bence burada yaşamamalısınız.
01:49
(Laughter)
36
109260
1877
(Kahkahalar)
01:51
This is a laundry chute.
37
111161
2799
Burası çamaşır fırlatma noktası,
01:53
And this right here is a shoe last --
38
113984
2415
ve buradaki bir ayak pedalı.
01:56
those are those cast-iron things you see at antique shops.
39
116423
2832
Ve şuradakiler bir antikacıda göreceğiniz türden dökme demirler.
Elimde vardı,
01:59
So I had one of those,
40
119279
1289
02:00
so I made some low-tech gadgetry, where you just stomp on the shoe last,
41
120592
3746
ben de düşük teknoloji mucitliği yaptım
pedale bastığınızda, üst kapı açılıveriyor
02:04
and then the door flies open and you throw your laundry down.
42
124362
2874
ve çamaşırlarınızı içeri atabiliyorsunuz.
02:07
And then if you're smart enough, it goes on a basket on top of the washer.
43
127260
3786
Eğer yeterince zekiyseniz, çamaşır makinesinin üstündeki sepete düşer.
Değilseniz, tuvalete.
02:11
If not, it goes into the toilet.
44
131070
2614
02:13
(Laughter)
45
133708
2049
(Kahkahalar)
02:15
This is a bathtub I made,
46
135781
1683
Bu da yaptığım bir küvet,
02:17
made out of scrap two-by-four.
47
137488
2057
hurdadan yapıldı, ikiye dört boyutlarında.
02:19
Started with the rim, and then glued and nailed it up into a flat,
48
139569
4234
Orada bir kasnak üzerinde başladım
ve daha sonra daireye çakıp yapıştırdım,
02:23
corbeled it up and flipped it over,
49
143827
1694
bir dirsek yardımıyla ters çevirdim,
02:25
then did the two profiles on this side.
50
145545
1977
diğer iki profili bu yanına yaptım.
02:27
It's a two-person tub.
51
147546
1360
Bu iki kişilik bir küvet.
02:29
After all, it's not just a question of hygiene,
52
149435
2943
Sonuçta bu sadece hijyen meselesi değil,
02:32
but there's a possibility of recreation as well.
53
152402
2492
biraz hoş vakit geçirme ihtimali de var.
02:34
(Laughter)
54
154918
2769
(Kahkahalar)
02:37
Then, this faucet here is just a piece of Osage orange.
55
157711
5867
Oradaki çeşme
Osage turunç ağacından bir parça.
Biraz penisi andırıyor,
02:43
It looks a little phallic,
56
163602
1572
ama sonuçta, banyodayız.
02:45
but after all, it's a bathroom.
57
165198
1701
02:46
(Laughter)
58
166923
2596
(Kahkahalar)
02:49
This is a house based on a Budweiser can.
59
169892
1973
Bu da Budweiser kutularından yapılma bir ev.
02:51
It doesn't look like a can of beer,
60
171889
1692
Bira kutusuna benzemiyor,
02:53
but the design take-offs are absolutely unmistakable:
61
173605
2504
ama tasarım çalışmalarımız kesinlikle hatasız.
arpa tasarımı saçaklara kadar çıkıyor,
02:56
the barley hops design worked up into the eaves,
62
176133
2332
02:58
then the dentil work comes directly off the can's red, white, blue and silver.
63
178489
3748
ve saçak görüntüsü doğrudan kutuların kırmızı, beyaz, mavi ve gümüşi renkleriyle oluşuyor.
03:02
Then, these corbels going down underneath the eaves
64
182261
2438
Saçaklardan aşağıya gelen saçaklar da,
03:04
are that little design that comes off the can.
65
184723
2178
kutudan arta kalanla oluşan bir tasarım.
03:06
I just put a can on a copier and kept enlarging it
66
186925
2619
Kutuyu bir kopya makinesine koyup
istediğim boyuta gelene kadar büyüttüm.
03:09
until I got the size I want.
67
189568
1516
03:11
Then, on the can it says,
68
191108
2547
Kutunun üstünde,
03:13
"This is the famous Budweiser beer,
69
193679
1707
"Bu meşhur Budweiser birasıdır, başka bira tanımayız, falan filan.." yazıyordu.
03:15
we know of no other beer, blah, blah, blah."
70
195410
2058
03:17
So we changed that and put,
71
197492
1293
Biz de bunu değiştirip, "Bu meşhur Budweiser evidir.
03:18
"This is the famous Budweiser house. We don't know of any other house ..."
72
198809
3499
Başka ev bilmeyiz," gibisinden şeyler yazdık.
03:22
and so forth and so on.
73
202332
1152
03:23
This is a deadbolt.
74
203508
1157
Ve bu sürgü. 1930lardan kalma bir frezeci parmaklığıydı.
03:24
It's a fence from a 1930s shaper, which is a very angry woodworking machine.
75
204689
3742
çok tehlikeli bir ahşap doğrama makinesidir.
03:28
And they gave me the fence, but they didn't give me the shaper,
76
208455
2976
Bana parmaklığı verdiler ama frezeciyi vermediler,
03:31
so we made a deadbolt out of it.
77
211455
1671
biz de ondan sürgü yaptık.
03:33
That'll keep bull elephants out, I promise.
78
213150
2241
Bir fili bile dşarda tutmaya yarar, yemin ederim.
03:35
(Laughter)
79
215415
1005
Gerçi, zaten buralarda fillerle sorun yaşandığını sanmıyorum.
03:36
And sure enough, we've had no problems with bull elephants.
80
216444
2854
(Kahkahalar)
03:39
(Laughter)
81
219322
1162
03:40
The shower is intended to simulate a glass of beer.
82
220508
2913
Duşu, bir bardak biraya benzetmek iştedik.
03:43
We've got bubbles going up there, then suds at the top with lumpy tiles.
83
223445
3471
Yukarı doğru çıkan baloncuklar yaptık, sonra da pütürlü fayansta köpürüyor.
03:46
Where do you get lumpy tiles? Well, of course, you don't.
84
226940
2689
Pütürlü fayanslar nereden mi bulunur? Tabi ki bulunmaz.
03:49
But I get a lot of toilets, and so you just dispatch a toilet with a hammer,
85
229653
3701
Ama elimde bir sürü tuvalet vardı, ve onları bir çekiçle dövünce ettikten sonra
pürüzlü fayanslarınız oluyor.
03:53
and then you have lumpy tiles.
86
233378
1858
03:55
And then the faucet is a beer tap.
87
235260
3523
Ve şuradaki duş,
bir bira kapağı.
03:58
(Laughter)
88
238807
2726
(Kahkahalar)
04:01
Then, this panel of glass is the same panel of glass
89
241557
4402
Şu cam panel,
Amerika'da her orta sınıfın
04:05
that occurs in every middle-class front door in America.
90
245983
2847
ön kapısında gördüğünüz cam panelle aynı.
04:08
We're getting tired of it. It's kind of clichéd now.
91
248854
2508
Bundan tabi ki bıktık, artık klişe olmaya başladı.
04:11
If you put it in the front door, your design fails.
92
251386
3425
Yani, bunu ön kapıya koyarsanız tasarımınız mahvolur.
04:14
So don't put it in the front door; put it somewhere else.
93
254835
2726
Bu yüzden, ön kapıya koymayın, başka yere koyun.
Çok hoş bir cam parçası.
04:17
It's a pretty panel of glass.
94
257585
1526
ama ön kapıya koyarsanız,
04:19
But if you put it in the front door,
95
259135
1741
04:20
people say, "Oh, you're trying to be like those guys,
96
260900
2508
insanlar, "Şu adamlardan biri olmaya çalışmışsın ama başaramamışsın." derler.
04:23
and you didn't make it."
97
263432
1151
Öne koymayın o camı.
04:24
So don't put it there.
98
264607
1155
04:26
Then, another bathroom upstairs.
99
266439
1797
Yukarı katta başka bir banyo.
04:28
This light up here
100
268260
1237
Şuradaki lamba, Amerika'da bütün
04:29
is the same light that occurs in every middle-class foyer in America.
101
269521
3775
orta sınıf evlerinin antrelerinde bulunur.
04:33
Don't put it in the foyer.
102
273320
1495
Bu yüzden bunu antreye koymayın,
04:35
Put it in the shower, or in the closet,
103
275260
2737
duşa koyun, hiç olmadı dolaba koyun,
ama antreye koymayın.
04:38
but not in the foyer.
104
278021
1360
Bu bideyi de birileri vermişti, ben de onu kullandım.
04:41
Then, somebody gave me a bidet, so it got a bidet.
105
281162
2686
04:43
(Laughter)
106
283872
2422
(Kahkahalar)
04:46
This little house here,
107
286318
1628
Şuradaki küçük ev,
04:47
those branches there are made out of Bois d'arc or Osage orange.
108
287970
3929
oradaki dallar osage turunç ağacından elde edildi.
04:51
These pictures will keep scrolling as I talk a little bit.
109
291923
3468
Bu resimler dönmeye devam edecek,
bu arada ben de konuşayım.
04:55
In order to do what I do,
110
295415
2266
Bu yaptıklarımı yapmak için,
04:57
you have to understand what causes waste in the building industry.
111
297705
3755
inşa sektöründe harcamaya
neden olan şeyi anlamalısınız.
05:01
Our housing has become a commodity,
112
301484
2633
Barınma ihtiyacımız bir ticarete dönüştü,
05:04
and I'll talk a little bit about that.
113
304141
2293
ben de biraz bundan bahsedeceğim.
05:06
But the first cause of waste is probably even buried in our DNA.
114
306458
3111
Ama harcamanın il sebebi büyük ihtimalle DNAlarımızda saklı.
05:09
Human beings have a need for maintaining consistency
115
309593
2468
İnsanoğlunun algıda değişmezlik yasasını
uygulama ihtiyacı vardır.
05:12
of the apperceptive mass.
116
312085
1345
E bunun anlamı ne?
05:14
What does that mean?
117
314042
1151
05:15
What it means is, for every perception we have,
118
315217
2282
Bunun anlamı, edindiğimiz tüm algılar,
05:17
it needs to tally with the one like it before,
119
317523
2590
benzer öncekilerle örtüşmesi gerekir,
yoksa devamlılığı sağlayamayız,
05:20
or we don't have continuity, and we become a little bit disoriented.
120
320137
3394
ve bu da kafa karışıklığına neden olur.
05:23
So I can show you an object you've never seen before.
121
323555
2681
Yani, size daha önce görmediğiniz bir nesne gösterebilirim.
05:26
Oh, that's a cell phone.
122
326260
1901
Ah, bir cep telefonuymuş.
05:28
But you've never seen this one before.
123
328636
2609
Ama bunu daha önce görmediniz.
05:31
What you're doing
124
331269
1158
Şimdi yaptığınız
05:32
is sizing up the pattern of structural features,
125
332451
3000
şeklini ve yapısal özelliklerini inceleyip,
05:35
and then you go through your databanks:
126
335475
2564
dağarcığınız içinde araştırma yapmak -- brrr, cep telefonu.
05:38
Cell phone. Oh! That's a cell phone.
127
338063
1822
Ah, bu bir cep telefonu.
05:40
If I took a bite out of it, you'd go,
128
340819
2082
Eğer bundan bi ısırık alacak olursam,
05:42
"Wait a second.
129
342925
1490
siz, "Bi saniye ya," dersiniz.
05:44
(Laughter)
130
344439
1155
05:45
"That's not a cell phone.
131
345618
1349
"Bu bir ceptelefonu olamaz.
05:46
That's one of those new chocolate cell phones."
132
346991
2900
Şu yeni çıkan çikolata telefonlarından olmalı herhalde."
05:49
(Laughter)
133
349915
1714
(Kahkahalar)
05:51
You'd have to start a new category,
134
351653
1687
Ve yeni bir kategory açmanız gerekecek,
05:53
right between cell phones and chocolate.
135
353364
2062
cep telefonları ve çikolatalar arasında.
05:55
(Laughter)
136
355450
1811
Bilgileri bu şekilde işliyoruz.
05:57
That's how we process information.
137
357285
1666
05:58
You translate that to the building industry.
138
358975
2132
Bunu inşaat sektörüne aktaracak olursak,
eğer pencere çerçevelerinden oluşan bir duvarımız varsa, ve
06:01
If we have a wall of windowpanes and one pane is cracked, we go,
139
361131
3030
bir çerçeve çatlaksa "Amanın, biri çatlamış, tamir edelim.
06:04
"Oh, dear. That's cracked. Let's repair it.
140
364185
2025
Çıkarıp atalım ki kimse bi daha kullanamasın, ve yenisini koyalım" dersiniz.
06:06
Let's take it out and throw it away so nobody can use it
141
366234
2636
06:08
and put a new one in."
142
368894
1160
Çatlak çerçevelerin kaderi budur.
06:10
Because that's what you do with a cracked pane.
143
370078
2222
Yaşamımızı hiç etkilemese bile.
06:12
Never mind that it doesn't affect our lives at all.
144
372324
2460
06:14
It only rattles that expected pattern and unity of structural features.
145
374808
4403
Sadece beklenen ahenge ve yapısal
özelliklere uymuyor.
06:19
However, if we took a small hammer,
146
379616
2428
Ancak, küçük bir çekiç alıp
diğer tüm çerçeveleri çatlatırsak,
06:22
and we added cracks to all the other windows --
147
382068
2566
06:24
(Laughter)
148
384658
2001
o zaman bir ahenk elde ederiz.
06:26
then we have a pattern.
149
386683
1214
06:27
Because Gestalt psychology emphasizes recognition of pattern
150
387921
3067
Çünkü bütüncü yaklaşım psikolojisi, yeni şeklin tanınmasını
önceki ahenkle örtüşmesine bağlar.
06:31
over parts that comprise a pattern.
151
391012
2031
Biz de "Ooh, çok hoş olmuş." diyebiliriz.
06:33
We'll go, "Ooh, that's nice."
152
393067
1779
06:34
So, that serves me every day.
153
394870
3146
İşte bu bana hergün hizmet ediyor.
Devamlılık, ahengi oluşturur.
06:38
Repetition creates pattern.
154
398040
1746
06:39
If I have 100 of these, 100 of those,
155
399810
1799
Şundan yüz tane, bundan yüz tane alırsam,
06:41
it makes no difference what these and those are.
156
401633
2274
şu veya bunun ne olduğu hiç farketmez.
06:43
If I can repeat anything, I have the possibility of a pattern,
157
403931
2922
Birşeyi tekrar ettirirsem, ahenk elde etme ihtimalim artar,
06:46
from hickory nuts and chicken eggs, shards of glass, branches.
158
406877
2923
Amerikan cevizi ve tavuk yumurtası, cam kırıkları ya da dallardan.
06:49
It doesn't make any difference.
159
409824
1514
Hiç farketmez.
06:51
That causes a lot of waste in the building industry.
160
411362
2528
İşte bu inşaat sektöründe israfa neden olur.
06:53
The second cause is,
161
413914
1151
İkincisi, Friedrich Nietzsche 1885lerde
06:55
Friedrich Nietzsche, along about 1885,
162
415089
1901
"Trajedinin Doğuşu" adlı bir kitap yazdı.
06:57
wrote a book titled "The Birth of Tragedy."
163
417014
2307
06:59
And in there,
164
419345
1156
Ve orda dedi ki
07:00
he said cultures tend to swing between one of two perspectives:
165
420953
3014
kültürler iki bakış açısı arasında gidip gelirler.
07:03
on the one hand, we have an Apollonian perspective,
166
423991
3220
Bir tarafta, Apollon perspektifi var,
capcanlı ve önceden tasarlanmış
07:07
which is very crisp and premeditated and intellectualized
167
427235
3779
ve iyi düşünülmüş
ve kusursuz.
07:11
and perfect.
168
431038
1696
07:13
On the other end of the spectrum, we have a Dionysian perspective,
169
433741
3212
Diğer tarafta, tayfın sonunda, Dionysos perspektifi var,
07:16
which is more given to the passions and intuition,
170
436977
2383
tutkuya ve sezgilere daha çok yer veren,
07:19
tolerant of organic texture and human gesture.
171
439384
2779
organik yapıya ve insan hareketlerine hoşgörülü.
07:22
So the way the Apollonian personality takes a picture or hangs a picture is,
172
442187
5319
Apollon kişiliği bir resim çekecek olsa,
ya da resmi asacak olsa,
07:27
they'll get out a transit
173
447530
1876
bir teodolit, mikrometre
07:29
and a laser level
174
449430
1652
ve lazer ölçüm aleti getirirdi.
07:31
and a micrometer.
175
451106
1170
07:32
"OK, honey. A thousandth of an inch to the left.
176
452810
2270
"Tamam tatlım. Bir milimin binde biri kadar sola doğru.
İşte resmin olmasını istediğimiz yer burası. Kusursuz."
07:35
That's where we want the picture. Right. Perfect!"
177
455104
2383
Çekül seviyesini, merkezi, alanı önceden ölçmek falan.
07:37
Predicated on plumb level, square and centered.
178
457511
2295
Dionysos kişiliği ise
07:40
The Dionysian personality takes the picture and goes:
179
460142
3143
resmi alır ve gidip ...
07:44
(Laughter)
180
464040
5067
(Kahkahalar)
Aradaki fark budur.
07:49
That's the difference.
181
469131
1278
Ben hataya yer veririm.
07:51
I feature blemish.
182
471100
1761
07:52
I feature organic process.
183
472885
2056
Yapısal süreçlere yer veririm --
07:54
Dead center John Dewey.
184
474965
1355
John Dewey ölü merkezi.
07:56
Apollonian mindset creates mountains of waste.
185
476876
4244
Apollon kafa yapısı dağlar kadar israfa neden olur.
Eğer birşey mükemmel değilse,
08:01
If something isn't perfect,
186
481144
1642
08:02
if it doesn't line up with that premeditated model?
187
482810
2830
önceden tasarlanmış modele uymazsa, doğru çöplüğe.
08:05
Dumpster.
188
485664
1151
"Aman, çizildi, çöpe.
08:06
"Oops. Scratch. Dumpster."
189
486839
1264
Aman şöyle oldu, aman böyle oldu, arazi dolgusu olmaya."
08:08
"Oops" this, "oops" that. Landfill, landfill, landfill.
190
488127
2627
08:10
The third thing is arguably --
191
490778
2513
Üçüncü şey tartışmaya açık --
08:13
The Industrial Revolution started in the Renaissance
192
493909
2453
Rönesansla başlayan Sanayi Devrimi
hümanizmin doğuşuyla başladı,
08:16
with the rise of humanism,
193
496386
1254
08:17
then got a little jump start along about the French Revolution.
194
497664
2965
sonra Fransız Devrimine doğru bi atlayış yaptı.
08:20
By the middle of the 19th century, it's in full flower.
195
500653
2628
19. yy ortalarında da kendini tamamladı.
Ve o zaman bir sürü ıvır zıvırımız oldu,
08:23
And we have dumaflaches and gizmos
196
503305
2607
08:25
and contraptions that will do anything
197
505936
3245
bütün işleri görebilecek acayip aletler,
bunlar çıkana kadar elimizle
08:29
that we, up to that point,
198
509205
1840
yaptığımız işleri yapan aletler.
08:31
had to do by hand.
199
511069
1751
08:32
So now we have standardized materials.
200
512844
2075
Artık belli ölçülere getirilmiş materyallerimiz var.
08:34
Well, trees don't grow two inches by four inches,
201
514943
2858
Ama ağaçlar ikiye dörtlük ya da 8, 10, 12lik
08:37
eight, ten and twelve feet tall.
202
517825
1682
boyutlarında yetişmiyor
08:39
(Laughter)
203
519531
1025
Dağlar kadar israf yapıyoruz.
08:40
We create mountains of waste.
204
520580
1423
Ve onlar ormanlarda
08:42
And they're doing a pretty good job there in the forest,
205
522027
3541
sanayileri için yan ürünler
08:45
working all the byproduct of their industry --
206
525592
2492
üzerine çalışırken iyi iş çıkarıyorlar --
dilimlenmiş odun parçalarını üstüste yapıştırarak falan --
08:48
with OSB and particle board and so forth and so on --
207
528108
2762
08:50
but it does no good
208
530894
1795
ama yine de işe yaramıyor,
08:52
to be responsible at the point of harvest in the forest
209
532713
3073
tüketiciler bu tahribatı sadece tüketmek için kullandıkları sürece
08:55
if consumers are wasting the harvest at the point of consumption.
210
535810
3359
ormanların tahrip edilmesini engelleyemiyor,
ve gerçekte olan da bu.
08:59
And that's what's happening.
211
539193
1491
Ve bu yüzden, birşey standarda uymuyorsa,
09:01
And so if something isn't standard,
212
541074
1712
09:02
"Oops, dumpster." "Oops" this. "Oops, warped."
213
542810
2933
"Aman, çöpe, aman bu ne, aman yamuk."
09:05
If you buy a two-by-four and it's not straight,
214
545767
2229
Eğer ikiye dörtlük aldıysanız ve düz değilse,
geri götürebilirsiniz.
09:08
you can take it back.
215
548020
1260
09:09
"Oh, I'm so sorry, sir. We'll get you a straight one."
216
549304
2611
"Özür dileriz beyefendi, size düzgün bir tane verelim."
09:11
Well, I feature all those warped things
217
551939
3292
Ben o yamuk şeyleri kullanıyorum,
çünkü yineleme ahengi oluşturur,
09:15
because repetition creates pattern,
218
555255
1815
ve Dionysos perspektifinde öyle diyor.
09:17
and it's from a Dionysian perspective.
219
557094
2005
Dördüncü şey,
09:19
The fourth thing
220
559123
1282
09:20
is labor is disproportionately more expensive than materials.
221
560429
3726
işçilik kullanılan materyallerden daha pahalıya mal oluyor.
Bu gerçek değil.
09:24
Well, that's just a myth.
222
564179
1490
09:25
And there's a story:
223
565693
1162
İşte size bir hikaye: Jim Tulles, eğittiğim gençlerden biri,
09:26
Jim Tulles, one of the guys I trained -- I said, "Jim, it's time now.
224
566879
3559
Dedim ki, "Jim, artık zamanı geldi.
09:30
I got a job for you as a foreman on a framing crew. Time for you to go."
225
570462
3415
Şantiye çalışanlarına ustabaşı olma işini sana veriyorum. Çalış bakalım."
09:33
"Dan, I just don't think I'm ready."
226
573901
1751
"Dan, hazır olduğumu düşünmüyorum."
09:35
"Jim, now it's time. You're the down -- oh!"
227
575676
2966
"Jim, zamanı geldi, ve sıra sende."
09:38
So we hired on.
228
578666
1351
Sonra anlaştık.
09:40
And he was out there with a tape measure, going through the trash heap,
229
580041
3477
Bi baktım elinde şerit mezroyla, dışarda
çöp yığınları arasında, üstlük malzemesi arıyor --
09:43
looking for header material, or the board that goes over a door,
230
583542
3100
kapının üstüne gelen geniş pano yani --
09:46
thinking he'd impress his boss -- that's how we taught him to do it.
231
586666
3221
patronunu etkileyebileceğini düşünerek tabi -- ona böyle yapmasını biz öğrettik.
Bina sorumlusu ona doğru yürüdü ve sordu, "Ne yapıyorsun?"
09:49
The superintendent walked up and said, "What are you doing?"
232
589911
2851
"Ya, sadece üstlük malzemesi arıyorum,"
09:52
"Oh, just looking for header material,"
233
592786
1920
diyerek övgü bekledi.
09:54
waiting for that kudos.
234
594730
1161
09:55
He said, "I'm not paying you to go through the trash. Get back to work."
235
595915
3458
Denetçi de " Ben sana çöpte dolaşman için para ödemiyorum, doğru işinin başına." dedi.
bizimkinin de söyleyecek sözü vardı,
09:59
And Jim had the wherewithal to say,
236
599397
1708
dedi ki, "Aslında, bana saatte 300 dolar
10:01
"You know, if you were paying me 300 dollars an hour,
237
601129
3374
ödeseydiniz,
10:04
I can see how you might say that.
238
604527
2017
bunu neden söylediğinizi anlardım,
10:06
But right now, I'm saving you five dollars a minute.
239
606568
3077
ama şu anda, dakikada beş dolar tasarruf ediyorum.
10:09
Do the math."
240
609669
1348
Hesapla."
10:11
(Laughter)
241
611041
2324
(Kahkahalar)
10:13
"Good call, Tulles. From now on, you guys hit this pile first."
242
613389
3214
"Haklısın Tulles, bundan sonra önce bu yığınlara bakılacak."
10:16
And the irony is that he wasn't very good at math.
243
616627
2475
Komik olansa, bizimki hesap kitaptan hiç anlamaz.
10:19
(Laughter)
244
619126
3406
(Kahkahalar)
10:22
But once in a while, you get access to the control room,
245
622556
2651
Arada bir kontrol odasına girme şansınız olur,
orada düğmeleri istediğiniz gibi karıştırabilirsiniz.
10:25
and then you can kind of mess with the dials.
246
625231
2109
Bizim hikayemizde de olan bu.
10:27
And that's what happened there.
247
627364
1565
10:29
The fifth thing is that maybe, after 2,500 years,
248
629698
2399
Beşincisi, belki de 2500 yıl sonra,
Eflatun kusursuz form kavramlarıyla hala aramızda olacak.
10:32
Plato is still having his way with us in his notion of perfect forms.
249
632121
3318
Bize dediğine göre istediğimiz şeyin
10:35
He said that we have in our noggin the perfect idea of what we want,
250
635463
4172
kusursuzluk düşüncesi kafalarımızdaymış,
10:39
and we force environmental resources to accommodate that.
251
639659
2977
ve çevresel kaynakları bunu oluşturması için zorluyormuşuz.
10:42
So we all have in our head the perfect house,
252
642660
2458
Yani mükemmel ev aslında kafamızda,
Amerikan rüyası, sadece bir ev --
10:45
the American dream, which is a house,
253
645142
2230
hayallerdeki ev.
10:47
the dream house.
254
647396
1587
Sorun şu ki, buna paramız yetmiyor.
10:49
The problem is we can't afford it.
255
649007
1779
10:50
So we have the American dream look-alike,
256
650810
1976
Biz de Amerikan rüyasının benzerini,
10:52
which is a mobile home.
257
652810
1312
taşınabilir evi alıyoruz.
10:54
Now there's a blight on the planet.
258
654146
2290
Gezegenimizde yeni bir hastalık var.
10:56
(Laughter)
259
656460
1254
10:57
It's a chattel mortgage,
260
657738
1720
Mortgage kredisi,
10:59
just like furniture, just like a car.
261
659482
1977
mobilya gibi, araba gibi.
11:01
You write the check, and instantly, it depreciates 30 percent.
262
661483
3132
Bir çek yazıyorsunuz ve anında yüzde 30 değer kaybediyor.
11:04
After a year, you can't get insurance on everything you have in it,
263
664639
3207
Bir yıl sonra içindeki şeylerin garantisini de kaybediyorsunuz,
sadece yüzde 70inin.
11:07
only on 70 percent.
264
667870
1271
14lük kabloyla bağlanmış gibi.
11:09
Wired with 14-Gauge wire, typically.
265
669165
1749
11:10
Nothing wrong with that,
266
670938
1168
Bunda bi sorun yok,
11:12
unless you ask it to do what 12-Gauge wire's supposed to do,
267
672130
2846
12lik kablonun yapması gereken şeyi yapmasını istemediğiniz sürece tabi,
ve sonuçta olan da bu.
11:15
and that's what happens.
268
675000
1203
11:16
It out-gasses formaldehyde --
269
676227
1481
O kadar çok formaldehit salar ki
11:17
so much so that there is a federal law in place
270
677732
4141
duruma federal yasa el koyar ve
11:21
to warn new mobile home buyers of the formaldehyde atmosphere danger.
271
681897
4564
formaldehit sızıntı tehlikesiyle ilgili
yeni taşınabilir ev alıcılarını uyarır.
11:26
Are we just being numbingly stupid?
272
686485
2046
Aptal bir şekilde uyuşturulmaya mı başladık?
11:28
The walls are this thick.
273
688555
1807
Duvarlar bu kalınlıkta.
11:30
The whole thing has the structural value of corn.
274
690386
2977
Bu koca yer bir mısırın yapısı kadar değerli.
11:33
(Laughter)
275
693387
1883
(Kahkahalar)
11:35
"So ... I thought Palm Harbor Village was over there."
276
695294
2572
"Palm Liman Köyü o tarafta sanıyordum."
11:37
"No, no. We had a wind last night.
277
697890
2038
"Hayır, hayır. Dün gece bir rüzgar çıktı,
11:39
It's gone now."
278
699952
1572
uçup gitti."
11:41
(Laughter)
279
701548
3238
(Kahkahalar)
11:44
Then when they degrade, what do you do with them?
280
704810
2401
E o zaman, tüm bunlar bozulduğunda ne yapıyorsunuz?
11:47
Now, all that --
281
707619
1704
Şimdi, tüm bu
11:49
that Apollonian, Platonic model --
282
709886
2748
Apollon, Eflatun modelleri,
11:52
is what the building industry is predicated on,
283
712658
2563
inşaat sektörünün dayandırıldığı herşey,
11:55
and there are a number of things that exacerbate that.
284
715245
2676
ve bunu alevlendiren sayısız şeyler de var.
11:57
One is that all the professionals,
285
717945
2518
Bi tanesi, tüm profesyoneller,
12:00
all the tradesmen, vendors,
286
720487
1667
tüccarlar, taşeronlar,
12:02
inspectors, engineers, architects
287
722178
2378
müfettişler, mühendisler ve mimarların
12:04
all think like this.
288
724580
1646
aynı şekilde düşünmesi.
12:06
And then it works its way back to the consumer,
289
726698
2206
Ve bu da aynı modeli talep eden tüketiciye
12:08
who demands the same model.
290
728928
1444
aynı şekilde iletiliyor.
12:10
It's a self-fulfilling prophecy. We can't get out of it.
291
730396
2819
Bu kendini gerçekleştiren bir kehanet. Bunun dışına çıkamayız.
12:13
Then here come the marketeers and the advertisers.
292
733531
2576
Sonra pazarlamacılar ve reklamcılara sıra geliyor.
12:16
"Woo. Woo-hoo."
293
736131
2424
"Huuu. Huuhuuuu."
12:18
We buy stuff we didn't know we needed.
294
738579
3207
İhtiyacımız olduğunu bile bilmediğimiz şeyler satın alıyoruz.
12:21
All we have to do is look at what one company did
295
741810
2532
Tüm yapmamız gereken
gazlı siyah erik suyuna bir şirketin neler yaptığına bakmamız.
12:24
with carbonated prune juice.
296
744366
1991
Ne iğrenç.
12:26
How disgusting.
297
746381
1405
12:27
(Laughter)
298
747810
1792
(Kahkahalar)
12:29
But you know what they did?
299
749626
1308
Ne yaptıklarını biliyor musunuz? İçine bir metafor eklediler
12:30
They hooked a metaphor into it and said, "I drink Dr. Pepper ..."
300
750958
3076
ve "Ben Dr. Pepper içiyorum.." dediler.
Ve hemen ardından, o zımbırtıyı göller dolusu,
12:34
And pretty soon, we're swilling that stuff by the lake-ful,
301
754058
2994
galonlar dolusu tükettik.
12:37
by the billions of gallons.
302
757076
1711
12:38
It doesn't even have real prunes! Doesn't even keep you regular.
303
758811
3137
Gerçek erik bile yok içinde -- sizi ayık bile tutmuyor.
12:41
(Laughter)
304
761972
1760
(Kahkahala)
12:43
My oh my, that makes it worse.
305
763756
2030
Ammanın, bu daha da kötü.
12:45
And we get sucked into that faster than anything.
306
765810
3196
Ve başka herşeyden daha fazla takılıp kaldık buna.
Sonra Jean-Paul Sartre adında bi adam
12:49
Then, a man named Jean-Paul Sartre wrote a book
307
769030
2709
"Varlık ve Hiçlik" diye bir kitap yazdı
12:51
titled "Being and Nothingness."
308
771763
1485
Okuması çok kolay.
12:53
It's a pretty quick read. You can snap through it in maybe --
309
773272
2922
İki yıl içinde şöyle bi okuyabilirsiniz,
12:56
(Laughter)
310
776218
1064
12:57
maybe two years,
311
777306
1152
günde sekiz saatinizi ayırarak.
12:58
if you read eight hours a day.
312
778482
1732
13:00
In there, he talked about the divided self.
313
780810
2313
Kitapta bölünmüş kişiliklerden bahsetmiş.
İnsanların yalnızken, birilerinin etraflarında olduğu zamankinden
13:03
He said human beings act differently when they know they're alone
314
783147
3078
daha farklı hareket ettiğini söylemiş.
13:06
than when they know somebody else is around.
315
786249
2060
Eğer spagetti yiyorsan ve yalnız olduğumu biliyorsam,
13:08
So if I'm eating spaghetti, and I know I'm alone,
316
788333
2302
13:10
I can eat like a backhoe.
317
790659
1468
Hayvan gibi yiyebilirim.
13:12
I can wipe my mouth on my sleeve, napkin on the table,
318
792151
3214
Eğzımı kolumla silebilir, peçeteyi masaya bırakabilir,
13:15
chew with my mouth open, make little noises,
319
795389
3317
ağzım açık çiğneyebilir, ağzımı şapırdatabilir,
13:18
scratch wherever I want.
320
798730
1977
neremi istersem kaşıyabilirim.
13:20
(Laughter)
321
800731
1860
(Kahkahalar)
13:22
But as soon as you walk in,
322
802615
1447
Ama siz içeri girdiğiniz anda,
13:24
I go, "Oops! Lil' spaghetti sauce there."
323
804086
2478
"Ay, şuraya sos bulaşmış" falan olurum.
13:26
Napkin in my lap, half-bites,
324
806588
1853
Peçete kucağıma, küçük ısırıklar,
13:28
chew with my mouth closed, no scratching.
325
808465
2233
ağız kapalı çiğne, ve kaşınmak yok.
13:30
Now, what I'm doing is fulfilling your expectations
326
810722
4935
Şimdi yaptığım
sizin, benim hayatımı yaşama
13:35
of how I should live my life.
327
815681
1882
tarzımla ilgili beklentilerinizi karşılamak.
Beklentilerinizi biliyorum,
13:39
I feel that expectation,
328
819079
1782
13:40
and so I accommodate it,
329
820885
1416
ve onlara yer veriyorum,
13:42
and I'm living my life according to what you expect me to do.
330
822325
3246
ve hayatımı sizin benden beklediğiniz gibi yaşıyorum.
13:45
That happens in the building industry as well.
331
825595
2271
İnşaat sektöründe de olan bu.
13:47
That's why all subdivisions look the same.
332
827890
2855
Bu yüzden taleplerimiz birbirine benziyor.
13:50
Sometimes, we even have these formalized cultural expectations.
333
830769
4116
Bazen şekillendirilmiş
kültürel beklentiler bile ediniyoruz.
13:54
I'll bet all your shoes match.
334
834909
1877
Bahse girerim bütün ayakkabılarınız uyuşuyordur.
13:56
Sure enough, we all buy into that ...
335
836810
2185
Elbette, hepimizin aldığı bu,
13:59
(Laughter)
336
839019
1650
anlaşmalı bir toplum olarak,
14:00
And with gated communities,
337
840693
2425
ev sahipleri birliği tarafından
14:03
we have a formalized expectation,
338
843142
2376
şekillendirilmiş beklentilerimiz var.
14:05
with a homeowners' association.
339
845542
1578
Bu adamlar bazen Nazi gibiler,
14:07
Sometimes those guys are Nazis,
340
847144
1698
14:08
my oh my.
341
848866
1347
aman diyeyim.
14:11
That exacerbates and continues this model.
342
851190
2976
Ortamı kızıştırıp, bu modele devam ederler.
14:14
The last thing is gregariousness.
343
854972
1907
Sonuncusu ise sürü psikolojisi.
14:17
Human beings are a social species.
344
857668
1913
İnsanlar sosyal varlıklardır.
14:19
We like to hang together in groups,
345
859605
2698
Gruplar halinde elele yaşamayı seviyoruz,
antiloplar gibi, aslanlar gibi.
14:22
just like wildebeests, just like lions.
346
862327
1880
Antiloplar aslanlarla takılmazlar
14:24
Wildebeests don't hang with lions,
347
864231
1656
14:25
because lions eat wildebeests.
348
865911
1650
çünkü aslanlar antilopları yer.
14:27
Human beings are like that.
349
867950
1446
İnsanlar da öyle.
14:29
We do what that group does
350
869420
2096
Biz de grubumuz ne yapıyorsa
14:31
that we're trying to identify with.
351
871540
1856
uyum sağlamak için onu yaparız.
14:33
You see this in junior high a lot.
352
873942
1983
Şu ortaokul öğrencilerini bilirsiniz.
14:36
Those kids, they'll work all summer long -- kill themselves --
353
876551
4371
Tüm yaz boyunca çelışıp didinirler,
canları çıkar,
14:40
so that they can afford one pair of designer jeans.
354
880946
4208
sırf tanınmış marka kot pantolon
almaya paraları olsun diye,
14:45
So along about September,
355
885178
2258
ve Eylül başlarında
14:47
they can stride in and go,
356
887460
1977
kotlarını çekip okula giderler,
14:49
"I'm important today. See? Don't touch my designer jeans!
357
889461
4214
"Bugün önemli biriyim.
Bak, hey marka kotuma dokunma.
14:53
I see you don't have designer jeans.
358
893699
2837
Bakıyorum da senin marka kotun yok.
14:56
You're not one of the beautiful -- See, I'm one of the beautiful people.
359
896560
3696
Mühim insanlardan biri değilsin.
Ben onlardan biriyim, kot pantolonumu görüyor musun?"
15:00
See my jeans?"
360
900280
1188
15:01
Right there is reason enough to have uniforms.
361
901492
2386
İşte bu üniforma giydirmek için sağlam bir neden.
15:04
And so that happens in the building industry as well.
362
904445
3034
İnşaat sektöründe de aynısı oluyor.
15:07
We have confused Maslow's hierarchy of needs,
363
907938
4219
Maslow'un ihtiyaç hiyerarşisini
karıştırmış gibiyiz,
birazcık.
15:12
just a little bit.
364
912181
1605
15:13
On the bottom tier, we have basic needs:
365
913810
3354
İlk sırada
temel ihtiyaçlarımız var --
15:17
shelter, clothing, food, water, mating and so forth.
366
917188
3534
sığınma, giyinme, yiyecek, çiftleşme falan.
15:20
Second: security. Third: relationships.
367
920746
2338
İkinci basamak, güvenlik. Üçüncü, ilişkiler.
15:23
Fourth: status, self-esteem -- that is, vanity --
368
923108
3018
Dördüncü, statü, özgüven -- işte bu gösteriş.
15:26
and we're taking vanity and shoving it down here.
369
926150
2598
Gösterişi alıp ilk basamağa sokuyoruz.
15:29
And so we end up
370
929603
1406
Sonuç olarak da
15:32
with vain decisions,
371
932087
1976
boş kararlar verip
15:34
and we can't even afford our mortgage.
372
934865
2192
mortgage borcumuzu bile ödeyemiyoruz.
fasulye hariç hiçbirşeye paramız yetmiyor.
15:37
We can't afford to eat anything except beans;
373
937081
2754
15:39
that is, our housing has become a commodity.
374
939859
3571
İşte bizim barınma ihtiyacımız
ticarete böyle dönüştü,
ve içimizde gizlediğimiz
15:44
And it takes a little bit of nerve
375
944073
2659
o ilkel benliklerimize dönmek
15:47
to dive into those primal,
376
947383
2403
15:49
terrifying parts of ourselves
377
949810
2203
biraz cesaret istiyor,
15:52
and make our own decisions
378
952810
1944
ve kendi kararlarımızı almak,
15:55
and not make our housing a commodity,
379
955262
1977
ve barınma ihtiyacımızı ticaret malına değil de
15:57
but make it something that bubbles up from seminal sources.
380
957263
3523
yeni ufuklar açan kaynaklardan çıkıveren birşey haline dönüştürmek.
16:00
That takes a little bit of nerve,
381
960810
1777
İşte bu cesaret ister,
16:02
and, darn it, once in a while, you fail.
382
962611
2725
ve, kahretsin, arada bir çuvallarsınız.
Ama boş verin.
16:06
But that's okay.
383
966233
1791
Eğer başarısızlık sizi yokederse,
16:08
If failure destroys you,
384
968440
1788
bunu yapamazsınız.
16:10
then you can't do this.
385
970252
1230
16:11
I fail all the time, every day,
386
971506
2506
Ben her zaman, her gün başarısız oluyorum.
Emin olun çok büyük başarısızlıklarım oldu,
16:14
and I've had some whopping failures, I promise --
387
974036
3712
herkesin içinde, küçük düşürücü,
16:17
big, public, humiliating, embarrassing failures.
388
977772
3014
utanç verici başarısızlıklar.
16:20
Everybody points and laughs,
389
980810
1440
Herkes işaret edip güler ve,
16:22
and they say, "He tried it a fifth time, and it still didn't work!
390
982274
3096
"Beşinci defa denedi hala yapamıyor.
Tam bi moron" der.
16:25
What a moron!"
391
985394
1380
16:26
Early on, contractors come by and say,
392
986798
1988
Önceleri, müteahhitler gelip şöyle derlerdi,
16:28
"Dan, you're a cute little bunny,
393
988810
1763
"Dan, seni şirin minik tavşancık,
16:30
but you know, this just isn't going to work.
394
990597
2158
bu böyle olmayacak biliyorsun.
16:32
What don't you do this? Why don't you do that?"
395
992779
2331
Neden bunu şöyle, şunu da böyle yapmıyorsun?"
16:35
And your instinct is to say,
396
995134
2506
Ve o andan tek söylemek istediğiniz,
16:37
"Well, why don't you suck an egg?"
397
997664
1667
"Neden defolup gitmiyorsun." oluyor.
16:39
(Laughter)
398
999355
1431
16:40
But you don't say that,
399
1000810
1664
Ama söyleyemiyorsunuz,
16:42
because they're the guys you're targeting.
400
1002498
2106
çünkü hedefinizdeki insanlar o.
16:45
And so what we've done --
401
1005451
2979
Sonuçta yaptığımız ne --
sadece barınmada değil,
16:48
and this isn't just in housing; it's in clothing and food
402
1008454
3393
giyim ve yiyecekte
16:51
and our transportation needs, our energy --
403
1011871
2853
ve ulaşım ihtiyaçlarımızda, enerjimizde --
16:54
we sprawl just a little bit.
404
1014748
2575
birazcık dağıldık.
Ve bana biraz baskı yapıldığında,
16:58
And when I get a little bit of press,
405
1018256
2530
17:00
I hear from people all over the world.
406
1020810
1960
dünyadaki tüm insanları duyuyorum.
17:03
And we may have invented excess,
407
1023119
2819
Ve biraz abartıya kaçmış olabiliriz,
17:05
but the problem of waste is worldwide.
408
1025962
3417
ama israf sorunu
dünya çapında.
17:10
We're in trouble.
409
1030444
2977
Bir sorunumuz var.
17:13
And I don't wear ammo belts crisscrossing my chest
410
1033445
3054
Ben göğsüme çaprazlama cephane kemerleri takıp
17:16
and a red bandana.
411
1036523
1370
kırmızı bandana giymiyor olabilirim
17:18
But we're clearly in trouble.
412
1038635
1620
ama çok açık bi şekilde sorunumuz var.
17:20
And what we need to do is reconnect
413
1040858
3928
Ve yapmamız gereken
yeniden
17:24
with those really primal parts of ourselves
414
1044810
3637
içimizdeki ilkel tarafla bağlantı kurup
doğru kararlar vermek
17:28
and make some decisions and say,
415
1048471
2046
ve "Biliyor musun, sanırım şu duvara
17:30
"You know, I think I would like to put CDs across the wall there.
416
1050541
4729
boydan boya CD koymak istiyorum.
Ne dersin tatlım?" demek.
17:35
What do you think, honey?"
417
1055294
1364
17:37
If it doesn't work, take it down.
418
1057271
1695
İşe yaramazsa, geri sökmek.
17:40
What we need to do is reconnect with who we really are,
419
1060119
2976
Yapmamız gereken, gerçekten olduğumuz kişiye ulaşmak,
17:43
and that's thrilling indeed.
420
1063722
1976
ve bu gerçekten de ürkütücü.
Çok teşekkür ederim.
17:46
Thank you very much.
421
1066743
1183
17:47
(Applause)
422
1067950
3860
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7