Scott McCloud: Understanding comics

Scott McCloud çizgi romanı konuşuyor

321,243 views ・ 2009-01-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Piotr Kawulok Gözden geçirme: Sancak Gülgen
Beş duyudan
00:19
Of the five senses, vision is the one that I appreciate the most,
0
19051
3255
en çok takdir ettiğim
00:22
and it's the one that I can least take for granted.
1
22330
2976
ve en az cepte görebildiğim biri, görme duyusudur.
00:25
I think this is partially due to my father, who was blind.
2
25980
2901
Bu, bir dereceye kadar kör olan babamdan dolayı böyledir.
00:28
It was a fact that he didn't make much of a fuss about, usually.
3
28905
3103
Gerçi o, çoğu zaman kör olmasını mesele yapmadı.
Bir zaman Nova Scotia'ya,
00:32
One time in Nova Scotia, when we went to see a total eclipse of the sun --
4
32032
3634
tam güneş tutulmasını izlemeye gittik --
00:35
(Laughter)
5
35690
1018
Carly Simon şarkısında adı geçen güneş tutulmasını
00:36
Yeah, same one as in the Carly Simon song,
6
36732
2089
ve belki de James Taylor'ın,
00:38
which may or may not refer to James Taylor, Warren Beatty
7
38845
2824
Warren Beatty'nin ve Mick Jagger'in de atıfta bulunduğu tutulmayı, emin olamayız.
00:41
or Mick Jagger; we're not really sure.
8
41693
1832
Bize, gözlerimize zarar vermeden
00:43
They handed out these dark plastic viewers
9
43549
2536
güneşe doğru bakmamızı mümkün kılan
00:46
that allowed us to look directly at the sun
10
46109
2049
bu koyu plastik parçaları dağıttılar.
00:48
without damaging our eyes.
11
48182
1267
00:49
But Dad got really scared; he didn't want us doing that.
12
49473
2736
Ama babam gerçekten korktu:
bunu yapmamızı istemedi.
00:52
He wanted us instead to use these cheap cardboard viewers,
13
52233
2858
Bunun yerine, gözlerimizin hasar görmesi tamamen imkansız olsun diye
00:55
so that there was no chance at all that our eyes would be damaged.
14
55115
3660
bu ucuz, karton parçaları kullanmamızı istedi.
00:58
I thought this was a little strange at the time.
15
58799
2270
O zaman bunu biraz tuhaf sandım.
01:01
What I didn't know at the time
16
61093
1468
O zaman bilmediğim şey şu ki
01:02
was that my father had actually been born with perfect eyesight.
17
62585
3058
babam mükemmel görme gücü ile doğmuştu.
01:05
When he and his sister Martha were just very little,
18
65667
2659
O ve kız kardeşi Martha çok küçükken
anneleri onlara tam güneş tutulmasını --
01:08
their mom took them out to see a total eclipse --
19
68350
2478
01:10
or actually, a solar eclipse --
20
70852
1531
yok, parçalı tutulmayı -- gösterdi
ve çok geçmeden
01:12
and not long after that, both of them started losing their eyesight.
21
72407
3557
ikisinin de gözleri bozulmaya başladı.
01:16
Decades later, it turned out that the source of their blindness
22
76712
3462
Yıllar sonra
kör olmalarının nedeninin muhtemelen
bir bakteriyel enfeksiyon olduğu ortaya çıktı.
01:20
was most likely some sort of bacterial infection.
23
80198
2808
Tahmin edebildiğimiz kadarıyla
01:23
As near as we can tell, it had nothing whatsoever to do
24
83030
2631
gözlerinin bozulması, bu güneş tutulmasıyla hiç alakalı değildi.
01:25
with that solar eclipse,
25
85685
1923
01:27
but by then my grandmother had already gone to her grave
26
87632
2668
Fakat babaannem zaten bunun kendi suçu olduğunu düşünerek
ölmüştü.
01:30
thinking it was her fault.
27
90324
1429
01:32
So, Dad graduated Harvard in 1946,
28
92847
2977
Babam 1946'da Harvard'dan mezun olmuş,
01:35
married my mom,
29
95848
1158
annemle evlenmiş,
ve Massachusetts devletindeki Lexington'da ev almıştı.
01:37
and bought a house in Lexington, Massachusetts,
30
97030
2231
01:39
where the first shots were fired against the British in 1775,
31
99285
3590
(Orada 1775'te İngilizlere karşı ilk kez ateş etmiş,
01:42
although we didn't actually hit any of them until Concord.
32
102899
3075
ama Concord'a kadar hiçbirini öldürememiştik.)
01:45
He got a job working for Raytheon designing guidance systems,
33
105998
3574
Babam, Raytheon'da güdüm sistemleri
tasarlayıcısı olarak çalışmaya başladı.
01:49
which was part of the Route 128 high-tech axis in those days --
34
109596
3052
Raytheon, 70'lerin Silikon Vadisi olan Route 128 ileri teknoloji ekseninin
01:52
so, the equivalent of Silicon Valley in the '70s.
35
112672
2435
bir parçasıydı o sıralar.
01:55
Dad wasn't a real militaristic kind of guy;
36
115913
2359
Babam aslında militarist biri değildi.
01:58
he just felt bad that he wasn't able to fight in World War II
37
118296
3145
Yalnızca özürlülüğü yüzünden II. Dünya Savaşında savaşamadığından
02:01
on account of his handicap,
38
121465
1650
kendini çok kötü hissederdi.
Gerçi askerde bir kaç saat süren sağlık muayenesi
02:03
although they did let him get through
39
123139
1782
02:04
the several-hour-long army physical exam
40
124945
3737
yapmasına izin verdiler ama
02:08
before they got to the very last test, which was for vision.
41
128706
3022
sadece muayenenin sonundaki
görme duyusu testine varana kadar.
(Gülüşmeler)
02:11
(Laughter)
42
131752
2642
02:14
So Dad started racking up all of these patents
43
134418
3151
Babam bütün bu patentler toplamaya
02:17
and gaining a reputation as a blind genius, rocket scientist, inventor.
44
137593
3469
ve bilim adamı, kör dahi, kaşif namını almaya başladı.
Ama bizim için sadece baba idi
02:21
But to us he was just Dad, and our home life was pretty normal.
45
141086
3948
ve evdeki yaşamımız oldukça sıradan sayılırdı.
02:25
As a kid, I watched a lot of television
46
145673
1895
Çocukken bol televizyon izledim,
02:27
and had lots of nerdy hobbies like mineralogy and microbiology
47
147592
3638
ve mineraloji, mikrobiyoloji, uzay keşfi gibi
çok sayıda garip hobilerim vardı.
02:31
and the space program and a little bit of politics.
48
151254
2520
Biraz da politikayla ilgileniyordum.
02:33
I played a lot of chess.
49
153798
1220
Bir de bol satranç oynadım.
02:35
But at the age of 14, a friend got me interested in comic books,
50
155042
3143
Ama 14 yaşındayken
arkadaşlarımdan biri, bende çizgi roman ilgisini uyandırdı
ve ben bunu geçimimi sağlamak için yapmak istediğime karar verdim.
02:38
and I decided that was what I wanted to do for a living.
51
158209
2850
02:41
So, here's my dad:
52
161476
1784
Şimdi babam var, tamam mı?
Bilim adamı, mühendis, ordu müteahhidi.
02:43
he's a scientist, he's an engineer and he's a military contractor.
53
163284
5000
Dört çocuğu da var.
02:49
So, he has four kids, right?
54
169185
1799
02:51
One grows up to become a computer scientist,
55
171008
2104
Biri bilgisayar uzmanı,
biri bahriye askeri,
02:53
one grows up to join the Navy,
56
173136
1928
02:55
one grows up to become an engineer ...
57
175088
2242
biri de mühendis oluyor,
02:57
And then there's me: the comic book artist.
58
177354
2960
ben ise
çizgi roman sanatçısıyım.
03:00
(Laughter)
59
180338
3730
(Gülüşmeler)
03:04
Which, incidentally, makes me the opposite of Dean Kamen,
60
184092
2688
Ki tesadüfen beni Dean Kamen'in zıddı eder:
Ben, bir kaşifin oğlu çizgi roman sanatçısıyım,
03:06
because I'm a comic book artist, son of an inventor,
61
186804
2462
o ise çizgi roman sanatçısının oğlu kaşiftir.
03:09
and he's an inventor, son of a comic book artist.
62
189290
2335
(Gülüşmeler)
03:11
(Laughter)
63
191649
1229
Evet, doğrudur.
03:12
Right? It's true.
64
192902
1163
(Alkışlar)
03:14
(Applause)
65
194089
2654
03:16
The funny thing is, Dad had a lot of faith in me.
66
196767
2335
Komik olan, babamın bana duyduğu inanç çok güçlüydü.
Her şeyi bulanık bir şekilde gördüğünden
03:19
He had faith in my abilities as a cartoonist,
67
199126
2152
03:21
even though he had no direct evidence that I was any good whatsoever;
68
201302
3287
güzel resim çizdiğime hiç bir kesin delili olmamasına karşın,
03:24
everything he saw was just a blur.
69
204613
1667
yine de çizme yeteneklerime inanıyordu.
03:26
Now, this gives a real meaning to the term "blind faith,"
70
206304
2712
Hani "kör inanç" var ya...
Aslında benim için bu sözün çağrıştırdığı anlam diğer insanlardaki gibi olumsuz değil.
03:29
which doesn't have the same negative connotation for me
71
209040
2592
03:31
that it does for other people.
72
211656
1473
03:33
Now, faith in things which cannot be seen, which cannot be proved,
73
213153
3144
Yani, görülemeyen, kanıtlanamayan şeylere inanç,
03:36
is not the sort of faith that I've ever really related to all that much.
74
216321
3725
benim önem verdiğim bir tür inanç asla olmazdı.
03:40
I tend to like science,
75
220070
1427
Ben daha çok, bildiğimizin temellerinin
03:41
where what we see and can ascertain are the foundation of what we know.
76
221521
4487
görüp tespit edebileceklerimizde bulunduğu
bilime eğilimliyimdir.
03:46
But there's a middle ground, too --
77
226981
2128
Ama bu iki eğilimin ortak noktası da var.
03:49
a middle ground tread by people like poor old Charles Babbage
78
229133
3555
Zavallı Charles Babbage ve hiç bir zaman yapılmamış
03:52
and his steam-driven computers that were never built.
79
232712
2785
buharla çalıştırılan bilgisayarının bulunduğu bir ortak yer.
03:56
Nobody really understood what it was that he had in mind
80
236164
3049
Ada Lovelace haricinde hiç kimse aklında neyin olduğunu
tam kestiremedi ve o,
03:59
except for Ada Lovelace,
81
239237
1493
04:01
and he went to his grave trying to pursue that dream.
82
241490
3108
bu düşün peşinde koşarak ta mezara kadar gitti.
04:05
Vannevar Bush with his memex --
83
245308
2396
Vannevar Bush ve Memex'i --
04:07
this idea of all of human knowledge at your fingertips --
84
247728
2977
tüm insan bilginin elinin altında bulunması fikri --
04:10
he had this vision.
85
250729
1528
onun bir hayali vardı.
04:12
And I think a lot of people in his day
86
252281
1842
Ve tahminen gününde pek çok insan,
biraz çılgın olduğu kanısındaydı.
04:14
probably thought he was a bit of a kook.
87
254147
1939
Şimdi de geçmişe baktığımızda, ha, evet, diyoruz,
04:16
And, yeah, we can look back in retrospect and say,
88
256110
2415
bu işte bildiğimiz mikrofilm.
04:18
"Yeah, ha-ha, it's all microfilm --
89
258549
2221
04:20
(Laughter)
90
260794
1023
04:21
But that's not the point; he understood the shape of the future.
91
261841
3086
Ama mesele bu değil. O, geleceğin biçimini kavradı.
04:24
So did J.C.R. Licklider and his notions for computer-human interaction.
92
264951
4590
Tam bilgisayar-insan arası ilişki hakkındaki fikirleriyle J.C.R. Liklider gibi.
Aynısı: Geleceğin biçimini kavradı,
04:29
Same thing: he understood the shape of the future,
93
269565
2869
neden sonra
04:32
even though it was something that would only be implemented
94
272458
3602
gerçekleşitirilse bile.
04:36
by people much later.
95
276084
1391
04:37
Or Paul Baran, and his vision for packet switching.
96
277499
2719
Veya paket anahtarlama hayaliyle Paul Barron.
04:40
Hardly anybody listened to him in his day.
97
280242
2157
Gününde neredeyse hiç kimse onu dinlemedi.
04:43
Or even the people who actually pulled it off,
98
283101
2192
Veya bunu aslında beceren kişiler:
04:45
the people at Bolt, Beranek and Newman in Boston,
99
285317
2610
Boston'daki Bolt, Beranek ve Newman'da çalışanlar.
04:47
who just would sketch out these structures
100
287951
2912
Onlar, sonunda dünya çapında ağ
04:50
of what would eventually become a worldwide network,
101
290887
2536
olacak şeyin şekilleri
04:53
and sketching things on the back of napkins and on note papers
102
293447
3618
peçetelerin arkalarında ve mektup kağıdında tasarlıyorlardı,
04:57
and arguing over dinner at Howard Johnson's --
103
297089
2298
Massachusetts devletinde, Lexington'da, Route 128'deki
04:59
on Route 128 in Lexington, Massachusetts,
104
299411
2390
Howard Johnson'da yemek yerken tartışıyorlardı,
05:01
just two miles from where I was studying the Queen's Gambit Deferred
105
301825
3233
benim Queen's Gambit Deferred'i okuduğum ve Gladys Knight & the Pips
dinlediğim ve "Midnight Train to Georgia" söylediğim
05:05
and listening to Gladys Knight & The Pips
106
305082
2100
yerden sadece iki mil uzaklığında, ben ise o anda --
05:07
singing "Midnight Train to Georgia" --
107
307206
2168
(Gülüşmeler)
05:09
(Laughter)
108
309398
1003
-- babamın büyük koltuğundaydım, tamam mı?
05:10
in my dad's big easy chair, you know?
109
310425
1842
05:12
So, three types of vision, right?
110
312291
1937
Peki, üç tür görme var, değil mi?
05:14
Vision based on what one cannot see,
111
314252
2977
Görülemeyene dayalı görme,
05:17
the vision of that unseen and unknowable.
112
317253
2769
yani görülmeyeni, bilinmeyeni görme.
05:20
The vision of that which has already been proven or can be ascertained.
113
320046
3460
Kanıtlanmış veya tespit edilebilecek olanı görme.
05:23
And this third kind, a vision of something which can be, which may be,
114
323530
6525
Ve üçüncü
görme tipi:
bilime dayanabilen ama bu yana
05:30
based on knowledge but is, as yet, unproven.
115
330079
3002
kanıtlanmamış olanı görme.
05:33
Now, we've seen a lot of examples of people
116
333807
2054
Şimdi bilim alanında bu tür görmenin peşinde koşan pek çok insanın örneğini gördük
05:35
who are pursuing that sort of vision in science,
117
335885
2318
05:38
but I think it's also true in the arts, it's true in politics,
118
338227
2954
ama bu aynı zamanda sanat, siyaset,
hatta kişisel girişimler için de doğru olabilir.
05:41
it's even true in personal endeavors.
119
341205
2188
05:43
What it comes down to, really, is four basic principles:
120
343417
2649
Aslında bunu dört temel kurala indergeyebiliriz:
Herkesten öğren,
05:46
learn from everyone;
121
346090
1199
05:47
follow no one;
122
347313
1326
hiç kimseye uyma,
05:49
watch for patterns;
123
349141
1407
değişmeyen kalıpları izle,
05:50
and work like hell.
124
350989
1179
harıl harıl çalış.
05:52
I think these are the four principles that go into this.
125
352192
3020
Bu dört noktayı, bu görmenin içerdiği birer ilke sanıyorum.
05:55
And it's that third one, especially,
126
355236
1831
Özellikle de üçüncüsünde
05:57
where visions of the future begin to manifest themselves.
127
357091
3141
gelecek hayalleri
belirmeye başlar.
06:00
What's interesting is that this particular way of looking at the world,
128
360759
3375
İlginç olan, bu özel dünyayı görme şekli
06:04
is, I think, only one of four different ways
129
364158
2132
kanımca değişik girişim alanlarında beliren
06:06
that manifest themselves in different fields of endeavor.
130
366314
2716
dört ayrı şeklin sadece birisidir.
Çizgi romanda, nasıl işlediğine ilişkin
06:09
In comics, I know that it results in sort of a formalist attitude
131
369054
4483
kavrama çabalarını bir türlü
06:13
towards trying to understand how it works.
132
373561
2059
biçimci kılar diye sanırım.
06:15
Then there's another, more classical attitude
133
375644
2231
Bundan başka, güzelliğe ve ustalığa odaklı,
06:17
which embraces beauty and craft;
134
377899
2583
daha klasik bir yaklaşım var.
06:20
another one which believes in the pure transparency of content;
135
380506
4032
Ayrıca, içeriğin mutlak saydamlığına inanan yaklaşım var.
06:24
and then another, which emphasizes the authenticity of human experience
136
384562
3947
Ve sonunda,
insan deneyinin özgünlüğünü, dürüstlüğünü ve saflığını
06:28
and honesty and rawness.
137
388533
1418
vurgulayan yaklaşım.
06:29
These are four very different ways of looking at the world.
138
389975
2804
Bu, dünyayı görmenin dört şeklidir. Onlara birer ad taktım bile.
06:32
I even gave them names:
139
392803
1152
Klasik, canlıcı, biçimci ve ikonoklast.
06:33
the classicist, the animist, the formalist and iconoclast.
140
393979
2747
06:36
Interestingly, they seem to correspond more or less
141
396750
2540
İlginç olan, bunun az çok Jung'un insan düşüncesini
bölme şekline benzemesi.
06:39
to Jung's four subdivisions of human thought.
142
399314
2571
06:41
And they reflect a dichotomy of art and delight
143
401909
2788
Bir de, solda sanatı,
06:44
on left and the right;
144
404721
1215
sağda yaşamı;
06:45
tradition and revolution on the top and the bottom.
145
405960
2500
üstte geleneği, altta devrimi yansıyor.
06:48
And if you go on the diagonal, you get content and form,
146
408484
2643
Köşegenlere de bakarsanız, içerik-biçim ve
güzellik-gerçeklik karşıtlıkları görürsünüz.
06:51
and then beauty and truth.
147
411151
1241
06:52
And it probably applies just as much to music and movies and fine art,
148
412416
4086
Bu şema aynı şekilde müzik, sinema,
ve güzel sanatlar için de uygulanabilir
06:56
which has nothing whatsoever to do with vision at all,
149
416526
2977
ama bunun görme ile hiç alakası yok.
06:59
or, for that matter, nothing to do with our conference theme
150
419527
2881
Hatta konferansımızın başlığı olan "Doğadan Esinti" ile
07:02
of "Inspired by Nature,"
151
422432
1332
hiç ilgisi de yok.
07:03
except to the extent of the fable of the frog
152
423788
2680
Şu hikayenin çağrıştırdığı anlamın dışında:
07:06
who gives a ride to the scorpion on his back to get across the river
153
426492
3268
Kurbağa akrebi ırmağın karşı yakasına taşımayı kabul eder
07:09
because the scorpion promises not to sting him,
154
429784
2210
çünkü akrep, kurbağayı sokmayacağını söz verdi.
Ama akrep yine de sokar ve ikisi de ölür.
07:12
but the scorpion stings him anyway and they both die,
155
432018
2534
Fakat bir an önce kurbağa akrebe, niçin soktuğunu sorar ve akrep,
07:14
but not before the frog asks him why, and the scorpion says,
156
434576
2889
"Doğamda olan bir şey" diye cevaplar --
07:17
"Because it's my nature."
157
437489
1199
bu anlamda, evet.
07:18
In that sense, yes.
158
438712
1155
07:19
(Laughter)
159
439891
3345
(Gülüşmeler)
Yani, doğamda
07:23
So this was my nature.
160
443260
1230
olan bir şeydi. Aslında yürüdüğüm yolu,
07:24
The thing was, I saw that the route I took
161
444514
3114
yani eserlerimde bu görüşün olduğunu ve
07:27
to discovering this focus in my work
162
447652
3845
benim kim olduğumu keşfetmeye giden yolu,
07:31
and who I was --
163
451521
1844
beni bu keşfe doğru götürecek
07:33
I saw it as just this road to discovery.
164
453389
2227
araç olarak gördüm sadece.
07:35
Actually, it was just me embracing my nature,
165
455640
2223
Yani aslında doğamda olan şeyi kabul ettim
07:37
which means that I didn't actually fall that far from the tree, after all.
166
457887
4846
ve öyleyse
ailemden o kadar uzaklaşmadım.
07:43
So what does a "scientific mind" do in the arts?
167
463870
4535
Peki, "bilimsel akıl"ın
sanatta işi ne?
07:48
I started making comics, but I also started trying to understand them,
168
468870
3391
Ben, çizgi roman yapmaya ve
neredeyse eşzamanlı olarak çizgi romanı anlamaya çalışmaya başladım.
07:52
almost immediately.
169
472285
1151
Ve keşfettiğim en önemli şeylerden biri,
07:53
One of the most important things about comics that I discovered
170
473460
3082
çizgi romanın görsel bir araç olduğu
07:56
was that comics are a visual medium,
171
476566
1847
ama içinde bütün duyuları bulundurmaya çalıştığı idi.
07:58
but they try to embrace all of the senses within it.
172
478437
2844
08:01
So, the different elements of comics, like pictures and words,
173
481403
4067
Çizgi romanda bulunan, resim, kelimeler, farklı semboller
08:05
and the different symbols and everything in between
174
485494
2518
ve aralarında kalan her şey gibi
08:08
that comics presents,
175
488036
1187
çeşitli öğelerin hepsi,
08:09
are all funneled through the single conduit, a vision.
176
489247
2568
tek görme duyusu aracılığıyla bize ulaşır.
08:11
So we have things like resemblance,
177
491839
1977
Öyleyse, benzerlik var ve
08:13
where something which resembles the physical world can be abstracted
178
493840
3240
fiziksel dünyaya benzeyen bir öğe bir kaç yöne doğru
soyutlanabilir:
08:17
in a couple of different directions:
179
497104
1762
08:18
abstracted from resemblance, but still retaining the complete meaning,
180
498890
3600
benzerlikten soyutlanıp
bütün anlamını saklayabilir;
08:22
or abstracted away from both resemblance and meaning
181
502514
2717
veya hem benzerlik hem de anlamdan soyutlanarak resim sahasına getirilebilir.
08:25
towards the picture plane.
182
505255
1256
08:26
Put all these three together, and you have a nice little map
183
506535
2834
Bu üç nokta, çizgi romanın
görsel tarafınının sınırlarını beliren
08:29
of the entire boundary of visual iconography,
184
509393
2115
08:31
which comics can embrace.
185
511532
1785
birer kutuptur.
08:33
And if you move to the right you also get language,
186
513341
2838
Sağa doğru giderseniz, dile ulaşacaksınız
08:36
because that's abstracting even further from resemblance,
187
516203
2977
çünkü dil, benzerlikten daha ileri soyutlanarak elde alınır
08:39
but still maintaining meaning.
188
519204
2000
ama anlamı saklıyor.
08:41
Vision is called upon to represent sound
189
521807
2750
Görme, sesi teslim etmek
08:44
and to understand the common properties of those two
190
524581
3571
ve ikisinin ortak özelliklerini ve mirasını
anlamak için çağrılır.
08:48
and their common heritage as well;
191
528176
2140
Bir de, görsel içinde sesin dokumunu teslim etmek,
08:50
also, to try to represent the texture of sound
192
530340
2385
08:52
to capture its essential character through visuals.
193
532749
3716
öz karakterini kavramak için.
08:57
There's also a balance between the visible and the invisible in comics.
194
537466
4107
Çizgi romanda aynı zamanda görülen ile
görülmeyen arasındaki denge var.
09:02
Comics is a kind of call and response,
195
542489
1897
Çizgi roman, çağrı-cevap şeması
09:04
in which the artist gives you something to see within the panels,
196
544410
3142
üzerinde kurulur:
Sanatçı size, pano içinde göreceğiniz
ve panolar dışında hayal edeceğiniz öğeleri verir.
09:07
and then gives you something to imagine between the panels.
197
547576
3002
09:11
Also, another sense which comics' vision represents,
198
551355
4265
Bir de çizgi roman görmesinin
teslim ettiği başka bir duyu: zaman.
09:15
and that's time.
199
555644
1285
09:17
Sequence is a very important aspect of comics.
200
557314
2917
Sıralama, çizgi romanın çok önemli yönüdür.
09:20
Comics presents a kind of temporal map.
201
560982
2111
Çizgi roman bir zaman haritasıdır.
09:24
And this temporal map was something that energizes modern comics,
202
564276
3636
Ve bu zaman haritası, modern çizgi romana enerji veren unsurdur.
09:27
but I was wondering if perhaps it also energizes
203
567936
2921
Ben ise "belki başka biçimlere de enerji veriyor"
09:30
other sorts of forms,
204
570881
1518
diye düşündüm ve tarih içinde
09:32
and I found some in history.
205
572423
1432
buldum.
09:34
You can see this same principle operating
206
574936
2684
Aynı fikrin eskiçağ versiyonlarında
09:37
in these ancient versions of the same idea.
207
577644
2984
aynı ilkeyi görebilirsiniz.
09:40
What's happening is,
208
580652
1153
Sanatsal biçim, mevcut teknolojiyle
09:41
an art form is colliding with a given technology,
209
581829
2342
uyum içindedir,
ister Mısır'daki Katibin Mezarı'nda olduğu gibi taş üzerine boya olsun,
09:44
whether it's paint on stone,
210
584195
1341
09:45
like the Tomb of Menna the Scribe in ancient Egypt,
211
585560
2397
09:47
or a bas-relief sculpture rising up a stone column,
212
587981
2604
ister taş sütun boyunca yukarıya doğru giden yarım kabartma olsun,
09:50
or a 200-foot-long embroidery,
213
590609
2028
ister 60 metre uzunluğunda nakış olsun,
09:52
or painted deerskin and tree bark
214
592661
1977
ister 88 akordeonvari katlanmış sayfa boyunca
09:54
running across 88 accordion-folded pages.
215
594662
2438
uzanan geyik derisi ve ağaç kabuğu olsun.
09:57
What's interesting is, once you hit "print" --
216
597124
2165
İlginç olan şudur ki,
09:59
and this is from 1450, by the way --
217
599313
1857
matbaanın keşfinden, yani 1450'den itibaren
10:01
all of the artifacts of modern comics start to present themselves:
218
601194
3133
tüm modern çizgi roman teknikleri görülmeye başlar:
düz çizgili pano sıralanması,
10:04
rectilinear panel arrangements,
219
604351
1516
10:05
simple line drawings without tone,
220
605891
1768
basit tonsuz çizgi çizmeler,
10:07
and a left-to-right reading sequence.
221
607683
1998
soldan sağa okuma sırası.
10:11
And within 100 years, you already start to see word balloons and captions,
222
611093
5008
Ve 100 yıl içinde
artık balonları ve başlıkları fark etmeye başlarsınız.
10:16
and it's really just a hop, skip and a jump from here to here.
223
616125
2961
Ve bu resimlerle çağımızın çizgi romanı arasında mesafe çok kısadır.
10:19
So I wrote a book about this in '93, but as I was finishing the book,
224
619839
3435
1993'te bunun üzerine bir kitap yazdım
ve kitabı bitirecekken
10:23
I had to do a little bit of typesetting,
225
623298
1916
biraz dizgi yapmam gerekiyordu
ve bitişikteki kırtasiyeye gitmekten usandığım için
10:25
and I was tired of going to my local copy shop to do it,
226
625238
2668
bilgisayar aldım.
10:27
so I bought a computer.
227
627930
1245
10:29
And it was just a little thing --
228
629199
1674
Basit bir şeydi -- metin girişi dışında pek işe yaramıyordu --
10:30
it wasn't good for much except text entry --
229
630897
2166
ama babam bana, 70'lerde Moore Yasası'ndan
10:33
but my father had told me about Moore's law back in the '70s,
230
633087
3840
bahsettiğinden geleceğin farkındaydım.
10:36
and I knew what was coming.
231
636951
1477
10:38
And so, I kept my eyes peeled
232
638879
2698
Dolayısıyla gözlerimi dört açıp
10:41
to see if the sort of changes that happened
233
641601
2041
matbaa öncesi çizgi romanından matbaa dönemi çizgi romanına
10:43
when we went from pre-print comics to print comics
234
643666
2610
geçişte olduğu gibi, matbaa sonrası çizgi romanına geçtiğimizde
10:46
would happen when we went beyond, to post-print comics.
235
646300
2874
çizgi romanın aynı şekilde değişip değişmeyeceğini görmeye çalıştım.
10:49
So, one of the first things proposed
236
649665
1748
İleri sürülen ilk savlardan biri,
10:51
was that we could mix the visuals of comics
237
651437
2354
çizgi romanın görsel tarafının
10:53
with the sound, motion and interactivity of the CD-ROMs
238
653815
2811
o günlerde yapılan CD-ROM'ların ses, hareket ve interaktifliğiyle
karıştırılabilmesi oldu.
10:56
being made in those days.
239
656650
1206
10:57
This was even before the Web.
240
657880
1579
Bu İnternet öncesinde bile oldu.
10:59
And one of the first things they did was,
241
659483
1961
Ve yaptıkları ilk şeylerden biri,
çizgi roman sayfasını olduğu gibi alarak
11:01
they tried to take the comics page as is
242
661468
1911
ekrana taşımaları oldu.
11:03
and transplant it to monitors,
243
663403
1460
Bu da klasik McLuhan'vari bir hataydı:
11:04
which was a classic McLuhanesque mistake
244
664887
2001
11:06
of appropriating the shape of the previous technology
245
666912
2499
Önceki teknolojinin biçimini, yeni teknolojinin
11:09
as the content of the new technology.
246
669435
2061
içeriği olarak kabul ettiler.
11:11
And so, what they would do is have these comic pages
247
671520
2480
Öyleyse,
basılmış çizgi roman sayfalarına benzeyen çizgi roman sayfaları vardı
11:14
that resemble print comics pages,
248
674024
1635
ve bu sayfalara ses ve hareket eklediler.
11:15
and they would introduce all this sound and motion.
249
675683
2416
11:18
The problem was that if you go with this basic idea
250
678123
3241
Ama şöyle bir sorun ortaya çıktı: Bu temel fikrindeysen
yani çizgi romanda mekanın zaman ile eşit olduğu fikrindeysen,
11:21
that space equals time in comics,
251
681388
2348
11:23
what happens is that when you introduce sound and motion,
252
683760
2715
ve içine birer zamansal olgu olan ve sadece zaman içerisinde
var olabilen ses ve hareket koyarsan,
11:26
which are temporal phenomena that can only be represented through time,
253
686499
3399
11:29
they break with that continuity of presentation.
254
689922
4304
bunlar çizgi romanın akıcılığıyla çarpışıyor.
11:35
Interactivity was another thing.
255
695150
1542
İnteraktiflik başka bir şeydi.
11:36
There were hypertext comics, but the thing about hypertext
256
696716
2767
Hipermetin çizgi romanı da vardı.
Ama hipermetinde
ya her şey buradadır, ya burada değildir, ya da buraya bağlıdır:
11:39
is that everything in hypertext is either here, not here,
257
699507
2709
Hipermetin, derinlemesine gayri mekansaldır.
11:42
or connected to here;
258
702240
1158
11:43
it's profoundly nonspatial.
259
703422
1350
Abraham Lincoln'dan Lincoln penny'ye,
11:44
The distance from Abraham Lincoln to a Lincoln penny
260
704796
2453
Penny Marshall'a, Marshall Planı'na,
11:47
to Penny Marshall to the Marshall Plan to "Plan 9" to nine lives:
261
707273
3085
"Plan 9"a, dokuz yaşama mesafe,
hep aynıdır.
11:50
it's all the same.
262
710382
1151
11:51
(Laughter)
263
711557
1193
(Gülüşmeler)
11:52
But in comics,
264
712774
2852
Fakat çizgi romanda
11:55
every aspect of the work, every element of the work,
265
715650
2870
eserin her tarafının, her öğesinin
11:58
has a spatial relationship to every other element at all times.
266
718544
3135
daima her diğer öğesine mekansal bir bağlılığı vardır.
12:01
So the question was:
267
721703
1168
Ve şu soru belirdi:
12:02
Was there any way to preserve that spatial relationship
268
722895
2977
Bu mekansal bağlılığı muhafaza etmenin ve
12:05
while still taking advantage of all of the things
269
725896
2348
aynı zamanda dijital çağın bize sunduğu tüm fırsatlardan
istifade etmenin bir yolu var mı?
12:08
that digital had to offer us?
270
728268
1643
12:09
And I found my personal answer for this
271
729935
2031
Ben kendi kişisel cevabımı size göstermiş olduğum
12:11
in those ancient comics that I was showing you.
272
731990
2310
eski çağ çizgi romanlarda buldum.
12:14
Each of them has a single unbroken reading line,
273
734324
3340
Onlardan her birisinde, tek, aralıksız okuma çizgisi var,
12:17
whether it's going zigzag across the walls or spiraling up a column
274
737688
3693
ister duvarlar üzerinde zikzak olsun,
ister sütun boyunca yükselen helezon olsun,
12:21
or just straight left to right,
275
741405
1528
ister soldan sağa, ister 88 akordeonvari sayfa boyunca
12:22
or even going in a backwards zigzag across those 88 accordion-folded pages,
276
742957
4049
geriye giden zikzak olsun.
Bütün bunlarda aynı şey oluyor, ki bu temel bir fikirdir:
12:27
the same thing is happening;
277
747030
1394
12:28
that is, that the basic idea that as you move through space
278
748448
2786
Mekan içinde hareket ettikçe, zaman içinde de hareket ediyorsun fikri,
12:31
you move through time,
279
751258
1155
istisna olmaksızın beliriyor.
12:32
is being carried out without any compromise,
280
752437
2084
İstisnalar, matbaa ile birlikte başladı.
12:34
but there were compromises when print hit.
281
754545
2031
12:36
Adjacent spaces were no longer adjacent moments,
282
756600
2916
Bitişik yerler, bitişik anlar değildi artık
12:39
so the basic idea of comics was being broken again and again
283
759540
3219
ve çizgi romanın temel fikri reddediliyordu tekrar tekrar,
12:42
and again and again.
284
762783
1156
tekrar tekrar.
12:43
And I thought, OK, well, if that's true,
285
763963
2326
Ben de şöyle düşündüm:
Peki, bu doğruysa günümüzün matbaasının
12:46
is there any way, when we go beyond today's print,
286
766313
2907
ötesine giderek bunu geri getirmemizin
12:49
to somehow bring that back?
287
769244
1760
bir yolu var mı?
12:52
Now, the monitor is just as limited as the page, technically, right?
288
772395
5237
Şimdi ekran, teknik olarak sayfa kadar
sınırlıdır, değil mi?
12:57
It's a different shape, but other than that,
289
777656
2127
Şekli farklıdır ama bunun dışında
12:59
it's the same basic limitation.
290
779807
1905
aynı temel sıralama söz konusudur.
13:01
But that's only if you look at the monitor as a page,
291
781736
3000
Ama bu yalnızca ekrana sayfa muamelesi yaparsanız geçerlidir.
13:05
but not if you look at the monitor as a window.
292
785299
2360
Ekranı bir pencere olarak görürseniz, geçerli değildir.
13:08
And that's what I propose,
293
788021
1247
Ve ben şunu teklif ettim: Belki çizgi romanları sonsuz bir tuval
13:09
that perhaps we could create these comics on an infinite canvas,
294
789292
3117
üzerinde yapabilirdik,
13:12
along the X axis and the Y axis
295
792433
2910
X ve Y eksenleri ve merdivenler boyunca.
13:15
and staircases.
296
795367
1260
13:17
We could do circular narratives that were literally circular.
297
797164
2906
Kelimenin tam anlamıyla döngüsel hikayeler kurabilirdik.
Hikayede kelimenin tam anlamıyla dönüşleri yapabilirdik.
13:20
We could do a turn in a story that was literally a turn.
298
800094
3062
13:23
Parallel narratives could be literally parallel.
299
803536
2436
Gerçekten paralel olacak paralel anlatılar.
13:27
X, Y and also Z.
300
807307
1717
X, Y, bir de Z.
13:30
So I had all these notions.
301
810569
1322
Geç 1990'larda bütün bu sezilerim vardı
13:31
This was back in the late '90s,
302
811915
1508
Ve meslektaşlarım beni oldukça çılgın sandı
13:33
and other people in my business thought I was pretty crazy,
303
813447
2831
13:36
but a lot of people then went on and actually did it.
304
816302
2525
ama pek çok kişi, devam ederek sezdiklerimi gerçekleştirdi.
13:38
I'm going to show you a couple now.
305
818851
1723
Şimdi bir kaç örnek göstereceğim.
13:41
This was an early collage comic by a fellow named Jasen Lex.
306
821093
3512
Jason Lex adındaki meslektaşımın yaptığı erken bir kolaj çizgi roman bu.
13:47
And notice what's going on here.
307
827966
1775
Burada neyin olup bittiğini fark edin.
13:49
What I'm searching for is a durable mutation --
308
829765
2520
Benim aradığım, hepimizin aradığı şey,
13:52
that's what all of us are searching for.
309
832309
1977
kalıcı bir değişimdir.
13:54
As media head into this new era,
310
834310
3180
Medya bu yeni çağa girerken
biz değişimleri arıyoruz,
13:57
we are looking for mutations that are durable,
311
837514
2492
kalıcı, kalma gücü olan değişimleri.
14:00
that have some sort of staying power.
312
840030
2593
14:03
Now, we're taking this basic idea of presenting comics in a visual medium,
313
843567
4104
Şimdi bu basit fikri, görsel bir araç içerisinde çizgi romanı sunma fikrini benimseyip
14:07
and we're carrying it through all the way from beginning to end.
314
847695
3311
çizgi romana başından sonuna kadar görsel araç muamelesi yapıyoruz.
Biraz önce gördüğünüz çizgi romanın bütünü
14:11
That's that entire comic you just saw, up on the screen right now.
315
851030
3171
şu an ekranda.
14:14
But even though we're only experiencing it one piece at a time,
316
854225
3059
Gerçi onu yalnızca küçük parçalarla algılayabiliyoruz ama
14:17
that's just where the technology is right now.
317
857308
2582
bu, teknolojinin şu an bulunduğu yerden dolayı böyledir.
14:19
As the technology evolves,
318
859914
1738
Teknoloji geliştiği,
14:21
as you get full immersive displays and whatnot,
319
861676
2984
tamamen kaptıran görünüşleri ve bilmem neleri elde ettiğimiz sürece
14:24
this sort of thing will only grow; it will adapt.
320
864684
2770
bu gibi şeyler de gelişecektir.
Benimsenecek,
14:27
It will adapt to its environment; it's a durable mutation.
321
867478
5553
çevresine uydurulacak:
Kalıcı bir değişim olacak.
14:33
Here's another one.
322
873055
1165
Başka bir çizgi romanı göstereceğim size. Drew Weing'in yaptığı,
14:34
This is by Drew Weing; this is called
323
874244
2297
adı
14:36
"'Pup' Ponders the Heat Death of the Universe."
324
876565
3015
"Pop, Evrenin Isıl Ölümü Üzerine Kafa Yoruyor" olan bir çizgi roman.
15:04
See what's going on here
325
904392
1492
Burada neyin olup bittiğine bakın:
15:06
as we draw these stories on an infinite canvas
326
906909
3000
Sonsuz tuval üzerinde çizdiğimizde
aracın kendisiyle ilgili saf bir dışavurum
15:12
is you're creating a more pure expression of what this medium is all about.
327
912165
5148
yaratıyoruz.
15:21
We'll go by this a little quickly. You get the idea.
328
921990
2573
Bunu çabuk gözden geçireceğiz: Anlıyorsunuzdur.
15:24
I just want to get to the last panel.
329
924587
2000
Son panoya gelmek istiyorum sadece...
15:32
[Cat 1: Pup! Earth to Pup! Cat 2: Come play baseball with us!]
330
932375
3096
(Gülüşmeler)
15:35
(Laughter)
331
935495
1063
Buyurun.
15:36
[Pup: Did either of you realize
332
936582
1600
15:38
that eventually the universe will be nothing but a thin, cold gas
333
938206
3295
(Gülüşmeler)
15:41
spread across infinite, lonely space?]
334
941525
1960
15:43
[Cat 1: Oh ... Cat 2: We'd better hurry, then!]
335
943509
2622
(Gülüşmeler)
15:46
(Laughter)
336
946155
2000
15:49
Just one more.
337
949847
1150
Bir tane daha.
Hani sonsuz tuval.
15:53
Talk about your infinite canvas.
338
953474
1945
15:55
It's by a guy named Daniel Merlin Goodbrey, in Britain.
339
955443
2787
Daniel Merlin Goodbrey adlı bir İngiliz tarafından yapıldı.
15:58
Why is this important?
340
958593
1397
Peki, bu niçin önemli?
16:01
I think this is important because media --
341
961228
2333
Bence, medya,
16:04
all media --
342
964727
1342
tüm medya, bize
16:06
provide us a window back into our world.
343
966093
2311
dünyamıza geri bakan bir pencere verdiği için önemlidir.
16:08
Now, it could be that motion pictures and eventually, virtual reality,
344
968898
4322
Şimdi, belki bir gün filmler,
nihayet de sanal gerçeklik veya bir karşılığı,
16:13
or something equivalent to it, some sort of immersive display,
345
973244
3179
yani bizi tamamen kaptıran bir araç,
16:16
is going to provide us with our most efficient escape
346
976447
4117
bize bulunduğumuz dünyadan en etkili kaçış yolunu verecektir.
16:20
from the world that we're in.
347
980588
1418
Çoğu insanın hikaye anlatmaya başvurmasının nedeni, kaçma isteğidir zaten.
16:22
That's why most people turn to storytelling, to escape.
348
982030
2780
16:24
But media provides us with a window back into the world we live in.
349
984834
6393
Ama medya bize, yaşadığımız dünyaya geri
bakan bir pencere veriyor.
16:31
And when media evolve
350
991585
3143
Ve medya geliştikçe
16:34
so that the identity of the media becomes increasingly unique --
351
994752
4977
kimliği giderek daha çok benzersiz olmaya başlar.
16:39
because what you're looking at is comics cubed,
352
999753
3200
Çünkü şu an küplü çizgi romana bakıyorsunuz.
16:42
you're looking at comics that are more comics-like
353
1002977
2375
Her zamankinden daha çok kendine özgü bir çizgi romana bakıyorsunuz.
16:45
than they've ever been before --
354
1005376
1595
16:46
when that happens, you provide people with multiple ways
355
1006995
2652
Böyle bir şey olunca insanlara, dünyaya çeşitli pencerelerden
16:49
of reentering the world through different windows.
356
1009671
3978
geri dönmenin çok fazla yolunu veriyorsunuz.
16:53
And when you do that, it allows them to triangulate the world they live in
357
1013673
3767
Ve bunu yaptığınızda onlara dünyaya düzen verme fırsatını,
dünyanın şeklini görme fırsatını veriyorsunuz.
16:57
and see its shape.
358
1017464
1375
16:58
That's why I think this is important.
359
1018863
1777
Bu yüzden bunun önemli olduğunu düşünüyorum.
17:00
One of many reasons, but I've got to go now.
360
1020664
2055
Bu, bir çok nedenden biri ama şimdi gitmem lazım.
17:02
Thank you for having me.
361
1022743
1150
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7