Roz Savage: Why I'm rowing across the Pacific

Roz Savage: Neden Pasifik'i kürekle geçiyorum

46,901 views ・ 2010-04-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Aykut Türker Gözden geçirme: Ahmet Yükseltürk
00:16
Hi, my name is Roz Savage
0
16260
2000
Merhaba, adım Roz Savage
00:18
and I row across oceans.
1
18260
3000
ve kürek çekerek okyanusları geçiyorum.
00:21
Four years ago, I rowed solo across the Atlantic,
2
21260
3000
Dört yıl önce, Atlantik'i kürekle tek başıma geçtim.
00:24
and since then, I've done two out of three stages
3
24260
3000
O zamandan beri,
00:27
across the Pacific,
4
27260
2000
Pasifik'in üç etabından ikisini tamamladım,
00:29
from San Francisco to Hawaii
5
29260
2000
San Fransisco'dan Hawaii'ye,
00:31
and from Hawaii to Kiribati.
6
31260
2000
ve Hawaii'den Kiribati'ye.
00:33
And tomorrow, I'll be leaving this boat
7
33260
2000
Ve yarın, bu tekneden ayrılacağım
00:35
to fly back to Kiribati
8
35260
2000
ve Kiribati'ye uçarak
00:37
to continue with the third and final stage
9
37260
2000
Pasifik geçişimin
00:39
of my row across the Pacific.
10
39260
3000
üçüncü ve son etabına başlayacağım.
00:42
Cumulatively, I will have rowed
11
42260
2000
Toplamda
00:44
over 8,000 miles,
12
44260
2000
8,000 milden fazla yol yapmış,
00:46
taken over three million oar strokes
13
46260
2000
3 milyondan fazla kez kürek çekmiş,
00:48
and spent more than 312 days alone
14
48260
3000
okyanusta 312 günden fazla zamanı
00:51
on the ocean on a 23 foot rowboat.
15
51260
3000
7 metrelik teknemin içinde tek başıma geçirmiş olacağım.
00:55
This has given me a very
16
55260
2000
Bu yolculuk, benim
00:57
special relationship with the ocean.
17
57260
2000
okyanusla çok özel bir bağ kurmamı sağladı.
00:59
We have a bit of a love/hate thing going on.
18
59260
2000
Aramızda bir tür aşk/nefret ilişkisi oluşmuş durumda.
01:01
I feel a bit about it like I did about
19
61260
2000
Bana bir zamanlar okuldayken tanıdığım
01:03
a very strict math teacher that I once had at school.
20
63260
3000
çok sert bir matematik öğretmenimi hatırlatıyor.
01:06
I didn't always like her, but I did respect her,
21
66260
3000
Ondan hoşlanmadığım zamanlar olurdu, ama hep saygı duyardım.
01:09
and she taught me a heck of a lot.
22
69260
2000
Ve bana çok ama çok şey öğretti.
01:11
So today I'd like to share with you
23
71260
2000
Kısacası, bugün sizinle okyanus maceralarımın
01:13
some of my ocean adventures
24
73260
3000
bir kısmını paylaşmak,
01:16
and tell you a little bit about what they've taught me,
25
76260
2000
bana öğrettiklerinden biraz bahsetmek,
01:18
and how I think we can maybe take some of those lessons
26
78260
3000
ve bu derslerden bazılarının,
01:21
and apply them to this environmental challenge
27
81260
2000
şu an karşı karşıya bulunduğumuz çevre mücadelesine
01:23
that we face right now.
28
83260
2000
nasıl katkıda bulunabileceğini düşündüğümü aktarmak istiyorum.
01:26
Now, some of you might be thinking,
29
86260
2000
Şu an, bazılarınız şöyle düşünüyor olabilir:
01:28
"Hold on a minute. She doesn't look very much like an ocean rower.
30
88260
3000
"Bir dakika. Bu kız pek de bir okyanus kürekçisi gibi görünmüyor.
01:31
Isn't she meant to be about this tall
31
91260
2000
Şu boyda
01:33
and about this wide
32
93260
2000
ve şu çapta olması,
01:35
and maybe look a bit more like these guys?"
33
95260
3000
biraz da şu adamlar gibi görünmesi gerekmez miydi?"
01:38
You'll notice, they've all got something that I don't.
34
98260
3000
Fark edersiniz ki, bütün bu adamlarda bende olmayan bir şey var.
01:43
Well, I don't know what you're thinking, but I'm talking about the beards. (Laughter)
35
103260
3000
Hmm, sizin ne düşündüğünüzü bilmiyorum, ama benim kastettiğim şay sakallardı.
01:47
And no matter how long I've spent on the ocean,
36
107260
2000
Ve okyanusta geçirdiğim onca zamana rağmen,
01:49
I haven't yet managed to muster a decent beard,
37
109260
2000
şöyle adam gibi bir sakal uzatmayı başaramadım.
01:51
and I hope that it remains that way.
38
111260
3000
Açıkçası öyle de kalmasını umuyorum.
01:54
For a long time, I didn't believe that I could have a big adventure.
39
114260
3000
Uzun süre, büyük bir macera yaşayabileceğime inanmadım.
01:57
The story that I told myself was
40
117260
2000
Kendi kendime anlattığım hikaye,
01:59
that adventurers looked like this.
41
119260
2000
maceracıların böyle göründüğü palavrasıydı.
02:01
I didn't look the part.
42
121260
2000
Bir kere, görünüşten kaybediyordum.
02:03
I thought there were them and there were us,
43
123260
3000
Sanıyordum ki bir 'onlar' vardı, bir de 'biz',
02:06
and I was not one of them.
44
126260
2000
ve işte ben 'onlar'dan değildim.
02:08
So for 11 years, I conformed.
45
128260
3000
Böylece 11 yıl boyunca uyum sağlayarak yaşadım.
02:11
I did what people from my kind of background were supposed to do.
46
131260
3000
Benim gibi insanlardan beklendiği şekilde davrandım.
02:14
I was working in an office in London
47
134260
3000
Londra'da bir ofiste
02:17
as a management consultant.
48
137260
2000
yönetim danışmanı olarak çalışıyordum.
02:19
And I think I knew from day one that it wasn't the right job for me.
49
139260
3000
Ve sanırım daha birinci günden itibaren bunun benim için doğru iş olmadığını biliyordum.
02:22
But that kind of conditioning
50
142260
2000
Ama o koşullanma
02:24
just kept me there for so many years,
51
144260
2000
beni uzun yıllar boyunca orada tuttu.
02:26
until I reached my mid-30s and I thought,
52
146260
2000
Ta ki otuzlarımın ortasına gelip de şöyle diyene kadar:
02:28
"You know, I'm not getting any younger.
53
148260
3000
"Farkında mısın, asla daha genç olmayacağım.
02:31
I feel like I've got a purpose in this life, and I don't know what it is,
54
151260
3000
Bu hayatta bir amacım olduğunu hissediyorum, o amacın ne olduğunu bilmiyorum,
02:34
but I'm pretty certain that management consultancy is not it.
55
154260
3000
ama yönetim danışmanlığı olmadığından oldukça eminim."
02:39
So, fast forward a few years.
56
159260
2000
Derken, birkaç yılı hızla ileri saralım.
02:41
I'd gone through some changes.
57
161260
3000
Bazı değişimlerden geçtim.
02:44
To try and answer that question of,
58
164260
2000
Hayatımda ne yapmam gerektiği
02:46
"What am I supposed to be doing with my life?"
59
166260
2000
sorusunu yanıtlamaya çalışırken,
02:48
I sat down one day
60
168260
2000
bir gün oturdum
02:50
and wrote two versions of my own obituary,
61
170260
3000
ve kendime iki ayrı ölüm ilanı hazırladım.
02:53
the one that I wanted, a life of adventure,
62
173260
3000
Biri benim istediğim, macerayla dolu bir hayattı.
02:56
and the one that I was actually heading for
63
176260
2000
Diğeri ise yönlenmekte olduğum
02:58
which was a nice, normal, pleasant life,
64
178260
3000
hoş, normal, keyifli hayattı.
03:01
but it wasn't where I wanted to be by the end of my life.
65
181260
3000
Ancak hayatımın sonunda olmak istediğim yer burası değildi.
03:04
I wanted to live a life that I could be proud of.
66
184260
3000
Gurur duyabileceğim bir hayatı yaşamak istedim.
03:07
And I remember looking at these two versions of my obituary
67
187260
3000
Bu iki ölüm ilanıma bakıp
03:10
and thinking, "Oh boy,
68
190260
2000
şöyle düşündüğümü hatırlıyorum:
03:12
I'm on totally the wrong track here.
69
192260
2000
"Oh, ben tamamen yanlış yoldayım.
03:14
If I carry on living as I am now,
70
194260
2000
Eğer bu şekilde yaşamaya devam edersem,
03:16
I'm just not going to end up where I want to be
71
196260
2000
olmak istediğim yere
03:18
in five years, or 10 years,
72
198260
2000
değil beş-on sene sonra,
03:20
or at the end of my life."
73
200260
2000
ömrümün sonunda bile varamayacağım."
03:22
I made a few changes,
74
202260
2000
Birkaç değişiklik yaptım,
03:24
let go of some loose trappings of my old life,
75
204260
2000
eski hayatımın bazı tuzaklarından kurtuldum
03:26
and through a bit of a leap of logic,
76
206260
2000
ve biraz mantık sıçramasıyla,
03:28
decided to row across the Atlantic Ocean.
77
208260
2000
Atlantik Okyanusu'nu kürekle geçmeye karar verdim.
03:30
(Laughter)
78
210260
2000
(Gülüşmeler)
03:32
The Atlantic Rowing Race runs from the Canaries to Antigua,
79
212260
2000
Atlantik Kürek Yarışı Kanarya Adaları'ndan Antigua'ya kadar sürer.
03:34
it's about 3,000 miles,
80
214260
3000
Mesafe yaklaşık 3.000 mildir.
03:37
and it turned out to be
81
217260
2000
Ve bu,
03:39
the hardest thing I had ever done.
82
219260
3000
benim yaptığım en zor işe dönüştü.
03:42
Sure, I had wanted to get outside of my comfort zone,
83
222260
3000
Tabii ki, rahatlık alanımın dışına çıkmak istemiştim.
03:45
but what I'd sort of failed to notice was that
84
225260
2000
Ama kestirmekte biraz başarısız olduğum nokta şuydu ki,
03:47
getting out of your comfort zone is, by definition,
85
227260
2000
rahatlık alanının dışına çıkmak, tanımı gereği,
03:49
extremely uncomfortable.
86
229260
2000
son derece rahatsız bir şeydi.
03:53
And my timing was not great either:
87
233260
2000
Ayrıca, zamanlamam da pek harika sayılmazdı.
03:55
2005, when I did the Atlantic,
88
235260
2000
Benim Atlantik'i geçtiğim 2005 yılı,
03:57
was the year of Hurricane Katrina.
89
237260
2000
Katrina kasırgasının yılıydı.
03:59
There were more tropical storms in the North Atlantic
90
239260
3000
Kuzey Atlantik'teki tropik fırtınalar
04:02
than ever before, since records began.
91
242260
3000
kayıtların başlangıcından beri hiç bu kadar fazla görülmemişti.
04:05
And pretty early on,
92
245260
2000
Ve daha çok başlardan itibaren
04:07
those storms started making their presence known.
93
247260
3000
bu fırtınalar varlıklarını hissettirmeye başladılar.
04:11
All four of my oars broke
94
251260
2000
Dört küreğimin dördü de
04:13
before I reached halfway across.
95
253260
2000
daha yarı yola ulaşamadan kırıldı.
04:15
Oars are not supposed to look like this.
96
255260
3000
Küreklerin normalde böyle görünmemeleri gerekir.
04:18
But what can you do? You're in the middle of the ocean.
97
258260
2000
Ama ne yapabilirsiniz? Okyanusun ortasındasınız.
04:20
Oars are your only means of propulsion.
98
260260
2000
Sahip olduğunuz tek itme gücünü kürekler sağlıyor.
04:22
So I just had to look around the boat
99
262260
2000
Bu nedenle sadece teknede etrafıma bakınmam,
04:24
and figure out what I was going to use
100
264260
2000
bu kürekleri neyle onarabileceğimi bulmam
04:26
to fix up these oars so that I could carry on.
101
266260
2000
ve devam etmem gerekiyordu.
04:28
So I found a boat hook and my trusty duct tape
102
268260
3000
Bir tekne kancası buldum ve sadık duct tape ile
04:31
and splintered the boat hook
103
271260
2000
kancayı destek olarak
04:33
to the oars to reinforce it.
104
273260
3000
küreklere yapıştırdım.
04:36
Then, when that gave out,
105
276260
2000
Daha sonra, bu yöntem su koyverdiğinde,
04:38
I sawed the wheel axles off my spare rowing seat
106
278260
3000
yedek kürek oturağımın tekerlek akslarını testereyle kesip
04:41
and used those.
107
281260
2000
onları kullandım.
04:43
And then when those gave out, I cannibalized one of the broken oars.
108
283260
3000
Onlar da pes ettiğinde, kırık küreklerden birini diğerlerine yedek parça olarak kullandım.
04:46
I'd never been very good at fixing stuff
109
286260
2000
Eski yaşamımda birşeyleri tamir etmekte
04:48
when I was living my old life,
110
288260
2000
asla iyi olmamıştım.
04:50
but it's amazing how resourceful you can become
111
290260
3000
Ama okyanusun ortasındayken
04:53
when you're in the middle of the ocean
112
293260
2000
ve öbür kıyıya ulaşmanın yalnızca tek yolu varken
04:55
and there's only one way to get to the other side.
113
295260
2000
ne kadar becerikli olabildiğinize inanamazsınız.
04:57
And the oars kind of became a symbol
114
297260
2000
Ve o kürekler,
04:59
of just in how many ways
115
299260
3000
varsaydığım sınırlarımın ötesine
05:02
I went beyond what I thought were my limits.
116
302260
2000
ne çok farklı şekilde geçtiğimin bir sembolü oldular.
05:04
I suffered from tendinitis on my shoulders
117
304260
3000
Omuzlarımda tendinitten
05:07
and saltwater sores on my bottom.
118
307260
2000
ve altımda tuzlu yaralardan acı çektim.
05:09
I really struggled psychologically,
119
309260
3000
Psikolojik anlamda gerçekten mücadele ettim,
05:12
totally overwhelmed by the scale of the challenge,
120
312260
3000
mücadelenin büyüklüğü altında tamamen ezilmiş olarak,
05:15
realizing that, if I carried on moving at two miles an hour,
121
315260
3000
saatte 2 mil ile ilerlemeye devam edersem
05:18
3,000 miles was going to
122
318260
2000
3.000 milin
05:20
take me a very, very long time.
123
320260
2000
çok, çok uzun süreceğinin farkına varırken.
05:22
There were so many times
124
322260
2000
Öyle çok kez
05:24
when I thought I'd hit that limit,
125
324260
2000
o sınırıma ulaştığımı düşündüm.
05:26
but had no choice but to just carry on
126
326260
3000
Ama devam etmekten,
05:29
and try and figure out how I was going to get to the other side
127
329260
2000
denemekten ve diğer tarafa
05:31
without driving myself crazy.
128
331260
2000
aklımı yitirmeden nasıl ulaşacağımı bulmaktan başka hiçbir çarem yoktu
05:33
And eventually after
129
333260
2000
Ve sonunda,
05:35
103 days at sea,
130
335260
2000
denizde geçirilen 103 günden sonra
05:37
I arrived in Antigua.
131
337260
2000
Antigua’ya ulaştım.
05:39
I don't think I've ever felt so happy
132
339260
2000
Bütün hayatım boyunca
05:41
in my entire life.
133
341260
2000
bundan daha mutlu hissettiğimi sanmıyorum.
05:43
It was a bit like finishing a marathon
134
343260
2000
Aynı anda bir maratonu bitirmek,
05:45
and getting out of solitary confinement
135
345260
2000
bir hücre hapsini tamamlamak
05:47
and winning an Oscar all rolled into one.
136
347260
3000
ve bir de Oscar ödülü kazanmak gibiydi. Hepsi bir arada.
05:50
I was euphoric.
137
350260
2000
Son derece mutlu ve heyecanlıydım.
05:52
And to see all the people coming out to greet me
138
352260
2000
Beni selamlamak için gelen,
05:54
and standing along the cliff tops and clapping and cheering,
139
354260
3000
kayalıkların üzerinden alkışlayan ve tezahürat yapan bütün o insanları gördüğümde,
05:57
I just felt like a movie star.
140
357260
2000
kendimi bir film yıldızı gibi hissettim.
05:59
It was absolutely wonderful.
141
359260
2000
Tam anlamıyla harikaydı.
06:01
And I really learned then that, the bigger the challenge,
142
361260
2000
Ve ancak o zaman gerçekten anladım ki, meydan okuma ne kadar büyükse,
06:03
the bigger the sense of achievement
143
363260
2000
sonunda elde ettiğiniz başarı duygusu da
06:05
when you get to the end of it.
144
365260
2000
o kadar büyük oluyor.
06:08
So this might be a good moment to take a quick time-out
145
368260
3000
Sanırım şu an kısa bir mola verip,
06:11
to answer a few FAQs about ocean rowing
146
371260
3000
aklınıza gelebilecek, okyanus kürekçiliği hakkında sıkça sorulan
06:14
that might be going through your mind.
147
374260
2000
birkaç soruyu yanıtlayabilirim.
06:16
Number one that I get asked: What do you eat?
148
376260
3000
Bana en çok sorulan soru: Ne yiyiyorsun?
06:19
A few freeze-dried meals, but mostly I try and eat
149
379260
3000
Birkaç çeşit dondurulmuş ya da kurutulmuş yemek,
06:22
much more unprocessed foods.
150
382260
3000
ama çoğunlukla işlenmemiş gıda tüketmeye çalışıyorum.
06:25
So I grow my own beansprouts.
151
385260
2000
Bu nedenle kendi fasulye filizlerimi yetiştiriyorum.
06:27
I eat fruits and nut bars,
152
387260
2000
Meyveli ve kuruyemişli barlar,
06:29
a lot of nuts.
153
389260
2000
çok miktarda kuruyemiş,
06:31
And generally arrive about 30 pounds lighter
154
391260
2000
ve genellikle varış noktasına
06:33
at the other end.
155
393260
2000
13-14 kg daha hafif ulaşıyorum.
06:35
Question number two: How do you sleep?
156
395260
2000
İki numaralı soru: Nasıl uyuyorsun?
06:37
With my eyes shut. Ha-ha.
157
397260
3000
Gözlerim kapalı olarak. Haha.
06:40
I suppose what you mean is:
158
400260
2000
Sanırım kastettiğiniz şu:
06:42
What happens to the boat while I'm sleeping?
159
402260
2000
Ben uyurken tekneye ne oluyor?
06:44
Well, I plan my route so that I'm drifting
160
404260
2000
Rotamı öyle planlamaya çalışıyorum ki,
06:46
with the winds and the currents while I'm sleeping.
161
406260
2000
ben uyurken rüzgarlar ve akıntılar beni doğru yönde sürüklesin.
06:48
On a good night, I think my best ever was 11 miles
162
408260
2000
İyi bir gecede, sanırım başıma gelenin en iyisi buydu,
06:50
in the right direction.
163
410260
2000
doğru yönde 11 mil ilerledim.
06:52
Worst ever, 13 miles in the wrong direction.
164
412260
3000
En kötüsünde de, yanlış yönde 13 mil.
06:55
That's a bad day at the office.
165
415260
2000
Bu şirkette kötü bir güne karşılık geliyor.
06:57
What do I wear?
166
417260
2000
Ne giyiyorum?
06:59
Mostly, a baseball cap,
167
419260
2000
Çoğunlukla bir beyzbol şapkası,
07:01
rowing gloves and a smile -- or a frown,
168
421260
3000
kürek eldivenleri ve bir gülümseme, ya da bir çift çatık kaş
07:04
depending on whether I went backwards overnight --
169
424260
3000
– bir önceki gece hangi yöne gitmiş olduğuma bağlı olarak.
07:07
and lots of sun lotion.
170
427260
2000
Ve bol bol güneş kremi.
07:09
Do I have a chase boat?
171
429260
2000
Beni takip eden bir destek teknesi var mı?
07:11
No I don't. I'm totally self-supporting out there.
172
431260
3000
Hayır, yok. Orada tamamen kendi kendime yetiyorum.
07:14
I don't see anybody for the whole time
173
434260
2000
Denizde olduğum tüm süre boyunca
07:16
that I'm at sea, generally.
174
436260
2000
genellikle hiç kimseyi görmüyorum.
07:20
And finally: Am I crazy?
175
440260
3000
Ve son olarak: Deli miyim?
07:23
Well, I leave that one up to you to judge.
176
443260
3000
En iyisi, bunun kararını size bırakayım.
07:26
So, how do you top rowing across the Atlantic?
177
446260
3000
Peki, Atlantik’i kürekle geçtikten sonraki hedefiniz ne olur?
07:29
Well, naturally, you decide to row across the Pacific.
178
449260
3000
Tabii ki bu kez Pasifik’i kürekle geçmeye karar verirsiniz.
07:33
Well, I thought the Atlantic was big,
179
453260
2000
Açıkçası ben Atlantik’i büyük sanırdım,
07:35
but the Pacific is really, really big.
180
455260
3000
ama Pasifik gerçekten çok, çok büyük.
07:40
I think we tend to do it a little bit of a disservice in our usual maps.
181
460260
3000
Sanırım biz haritalarımızda bu duruma biraz haksızlık ediyoruz.
07:43
I don't know for sure that the Brits
182
463260
2000
Dünyanın bu görünümünü İngilizler mi icat etti emin değilim,
07:45
invented this particular view of the world, but I suspect we might have done so:
183
465260
3000
ama öyle olabileceğini sanıyorum
07:48
we are right in the middle,
184
468260
2000
çünkü bu görünümde biz tam ortadayız.
07:50
and we've cut the Pacific in half
185
470260
2000
Ve Pasifik’i iki yarıya bölüp,
07:52
and flung it to the far corners of the world.
186
472260
3000
haritanın iki uzak ucuna atmışız.
07:55
Whereas if you look in Google Earth,
187
475260
3000
Öyle ki, eğer Google Earth’e bakarsanız,
07:58
this is how the Pacific looks.
188
478260
2000
Pasifik böyle görünür.
08:00
It pretty much covers half the planet.
189
480260
3000
Gezegenin neredeyse yarısını kaplar.
08:03
You can just see a little bit of North America up here
190
483260
2000
Şurada yukarıda Kuzey Amerika’nın küçük bir bölümünü görebilirsiniz,
08:05
and a sliver of Australia down there.
191
485260
3000
aşağıda da Avustralya’dan ince bir kıymık.
08:08
It is really big --
192
488260
2000
Gerçekten büyüktür.
08:10
65 million square miles --
193
490260
2000
170 milyon kilometrekare.
08:12
and to row in a straight line across it
194
492260
2000
Ve kürek çekerek düz bir çizgi üzerinde geçmek için,
08:14
would be about 8,000 miles.
195
494260
2000
8.000 mil gitmeniz gerekirdi.
08:16
Unfortunately, ocean rowboats
196
496260
2000
Ne yazık ki, okyanusta seyreden kürekli tekneler
08:18
very rarely go in a straight line.
197
498260
2000
pek nadiren düz bir çizgi üzerinde ilerlerler.
08:20
By the time I get to Australia,
198
500260
2000
Avustralya’ya ulaştığımda,
08:22
if I get to Australia,
199
502260
2000
yani eğer Avustralya’ya ulaşabilirsem,
08:24
I will have rowed probably nine or 10,000 miles in all.
200
504260
3000
büyük olasılıkla toplamda 9.000 ya da 10.000 mil yol almış olacağım.
08:29
So, because nobody in their straight mind would row
201
509260
2000
Aklı başında hiçbir kimse Hawaii’ye gelip de,
08:31
straight past Hawaii without dropping in,
202
511260
2000
uğramadan yanından kürek çekerek geçip gitmeyeceğinden,
08:33
I decided to cut this very big undertaking
203
513260
2000
bu çok büyük girişimi
08:35
into three segments.
204
515260
3000
üç bölüme ayırdım.
08:38
The first attempt didn't go so well.
205
518260
2000
İlk deneme pek de iyi gitmedi.
08:40
In 2007, I did a rather involuntary capsize drill
206
520260
3000
2007’de, 24 saat içinde üç kez
08:43
three times in 24 hours.
207
523260
2000
isteğim dışında alabora talimi yapmak zorunda kaldım.
08:45
A bit like being in a washing machine.
208
525260
2000
Biraz çamaşır makinası içinde olmaya benziyordu.
08:47
Boat got a bit dinged up,
209
527260
2000
Hem tekne
08:49
so did I.
210
529260
2000
hem de ben epey sarsıldık.
08:51
I blogged about it. Unfortunately, somebody
211
531260
2000
Ben de bununla ilgili bir blog yazısı yazdım. Ne yazık ki,
08:53
with a bit of a hero complex decided that
212
533260
2000
kahramanlık kompleksine sahip bir kişi,
08:55
this damsel was in distress and needed saving.
213
535260
3000
bu küçük hanımın zor durumda ve kurtarılmaya ihtiyacı olduğuna karar vermiş.
08:58
The first I knew about this was when the Coast Guard plane turned up overhead.
214
538260
3000
Benimse bundan haberim, Sahil Güvenlik uçağı başımın üstünde belirdiğinde olabildi.
09:01
I tried to tell them to go away.
215
541260
2000
Onlara beni yalnız bırakmalarını söylemeye çalıştım.
09:03
We had a bit of a battle of wills.
216
543260
2000
Karşılıklı bir irade savaşı yaşadık.
09:05
I lost and got airlifted.
217
545260
2000
Sonuçta ben kaybettim ve havayoluyla taşındım.
09:07
Awful, really awful.
218
547260
2000
Berbattı, gerçekten berbattı.
09:09
It was one of the worst feelings of my life,
219
549260
2000
Hayatımın en kötü duygularından biriydi.
09:11
as I was lifted up on that winch line into the helicopter
220
551260
3000
Beni helikoptere bağlayan vinç hattıyla yukarı çekilirken,
09:14
and looked down at my trusty little boat
221
554260
2000
sadık küçük tekneme
09:16
rolling around in the 20 foot waves
222
556260
3000
6 metrelik dalgalar arasında sallanırken baktım
09:19
and wondering if I would ever see her again.
223
559260
2000
ve onu bir daha görüp göremeyeceğimi merak ettim.
09:21
So I had to launch a very expensive
224
561260
2000
Bunun için
09:23
salvage operation
225
563260
2000
çok pahalı bir kurtarma operasyonu başlatmak
09:25
and then wait another nine months
226
565260
2000
ve yeniden okyanusa çıkabilmek için
09:27
before I could get back out onto the ocean again.
227
567260
2000
bir dokuz ay daha beklemek zorunda kaldım.
09:29
But what do you do?
228
569260
2000
Ama ne yaparsınız?
09:31
Fall down nine times, get up 10.
229
571260
2000
9 kez düşer, 10 kez kalkarsınız.
09:33
So, the following year, I set out
230
573260
2000
Gelecek sene yeniden denize açıldım
09:35
and, fortunately, this time made it safely across to Hawaii.
231
575260
3000
ve neyse ki, bu kez güvenle Hawaii'ye ulaştım.
09:38
But it was not without misadventure.
232
578260
2000
Ancak aksilikler de eksik değildi.
09:40
My watermaker broke,
233
580260
2000
Su cihazım bozuldu
09:42
only the most important piece of kit that I have on the boat.
234
582260
3000
teknedeki tek en önemli şey.
09:45
Powered by my solar panels,
235
585260
2000
Gücünü güneş panellerimden alarak,
09:47
it sucks in saltwater
236
587260
2000
tuzlu suyu emer
09:49
and turns it into freshwater.
237
589260
2000
ve tatlı suya dönüştürür.
09:51
But it doesn't react very well to being immersed in ocean,
238
591260
3000
Ama okyanusa daldırılmak ona pek iyi gelmedi
09:54
which is what happened to it.
239
594260
2000
ve sonuçta böyle oldu.
09:56
Fortunately, help was at hand.
240
596260
2000
Neyse ki, yardım yetişti.
09:58
There was another unusual boat out there
241
598260
2000
Orada bir başka sıradışı tekne daha vardı,
10:00
at the same time, doing as I was doing,
242
600260
3000
aynı zamanda, benimle aynı şeyi yapıyordu.
10:03
bringing awareness to the North Pacific Garbage Patch,
243
603260
3000
Kuzey Pasifik çöp alanı hakkında farkındalık yaratmaya çalışıyordu.
10:06
that area in the North Pacific about twice the size of Texas,
244
606260
3000
Bu alan Texas'ın yaklaşık iki katı kadardır,
10:09
with an estimated 3.5 million
245
609260
2000
tahminen 3.5 milyon ton
10:11
tons of trash in it,
246
611260
2000
çöpten oluşur.
10:13
circulating at the center of
247
613260
2000
Kuzey Pasifik akıntısının merkezinde
10:15
that North Pacific Gyre.
248
615260
2000
döner durur.
10:17
So, to make the point, these guys
249
617260
2000
Bu noktaya vurgu yapmak için, bu adamlar
10:19
had actually built their boat out of plastic trash,
250
619260
3000
teknelerini plastik çöpten inşa etmiş,
10:22
15,000 empty water bottles
251
622260
2000
15.000 boş su şişesini
10:24
latched together into two pontoons.
252
624260
3000
iki duba halinde birbirine bağlamışlardı.
10:27
They were going very slowly.
253
627260
2000
Çok yavaş ilerliyorlardı.
10:29
Partly, they'd had a bit of a delay.
254
629260
2000
Yolda bir de gecikme yaşamışlardı.
10:31
They'd had to pull in at Catalina Island shortly after they left Long Beach
255
631260
3000
Long Beach'ten ayrıldıktan kısa süre sonra, Catalina Adası'na yanaşmak zorunda kaldılar.
10:34
because the lids of all the water bottles were coming undone,
256
634260
3000
Çünkü bütün su şişelerinin kapakları açılmaya
10:37
and they were starting to sink.
257
637260
2000
ve tekne batmaya başlamıştı.
10:39
So they'd had to pull in and do all the lids up.
258
639260
3000
Bu nedenle durup bütün kapakları halletmeleri gerekti.
10:44
But, as I was approaching the end of my water reserves,
259
644260
3000
Ama ben su stoğumun sonlarına yaklaşırken,
10:47
luckily, our courses were converging.
260
647260
2000
neyse ki rotalarımız çakışıyordu.
10:49
They were running out of food; I was running out of water.
261
649260
3000
Onların yemeği tükeniyordu, benim de suyum.
10:52
So we liaised by satellite phone and arranged to meet up.
262
652260
3000
Uydu telefonu aracılığıyla iletişim kurduk ve bir buluşma ayarladık.
10:55
And it took about a week
263
655260
2000
Ve sonunda biraraya gelmemiz
10:57
for us to actually gradually converge.
264
657260
2000
yaklaşık bir hafta sürdü.
10:59
I was doing a pathetically slow speed
265
659260
2000
Acınacak kadar yavaş yol alıyordum,
11:01
of about 1.3 knots,
266
661260
2000
saatte yaklaşık 1.3 mil kadar.
11:03
and they were doing only marginally less pathetic speed of about 1.4:
267
663260
3000
Onlar da saatte 1.4 mil ile, olsa olsa biraz daha az acınacak haldelerdi.
11:06
it was like two snails in a mating dance.
268
666260
3000
Sanki çiftleşme dansındaki iki salyangoz gibiydik.
11:09
But, eventually, we did manage to meet up
269
669260
2000
Ama sonunda buluşmayı başardık.
11:11
and Joel hopped overboard,
270
671260
2000
Joel tekneye atladı
11:13
caught us a beautiful, big mahi-mahi,
271
673260
2000
ve bize büyük, güzel bir mahi mahi yakaladı.
11:15
which was the best food I'd had
272
675260
2000
Bu en azından son 3 ay içinde
11:17
in, ooh, at least three months.
273
677260
2000
yediğim en iyi yemekti.
11:19
Fortunately, the one that he caught that day
274
679260
2000
Neyse ki o gün tuttukları,
11:21
was better than this one they caught a few weeks earlier.
275
681260
3000
bu birkaç hafta önce tuttuklarından daha iyiydi.
11:24
When they opened this one up,
276
684260
2000
Onun içini açtıklarında,
11:26
they found its stomach was full of plastic.
277
686260
2000
midesinin plastikle dolu olduğunu gördüler.
11:28
And this is really bad news because plastic
278
688260
2000
Ve bu gerçekten kötü haber,
11:30
is not an inert substance.
279
690260
2000
çünkü plastik tepkimeye giren bir malzemedir.
11:32
It leaches out chemicals
280
692260
2000
Açığa çıkan kimyasal maddeler,
11:34
into the flesh of the poor critter that ate it,
281
694260
2000
onu yiyen zavallı yaratığın etine geçer.
11:36
and then we come along and eat that poor critter,
282
696260
3000
Ve sonra biz gelip de o zavallı yaratığı yediğimizde,
11:39
and we get some of the toxins accumulating
283
699260
2000
biriken toksinlerin bir bölümü
11:41
in our bodies as well.
284
701260
2000
bizim de bedenlerimize geçer.
11:43
So there are very real implications for human health.
285
703260
3000
Bunun da insan sağlığı için son derece somut sonuçları olur.
11:47
I eventually made it to Hawaii still alive.
286
707260
3000
Sonuçta Hawaii'ye canlı olarak ulaşmayı başardım.
11:50
And, the following year, set out
287
710260
2000
Ve sonraki sene,
11:52
on the second stage of the Pacific,
288
712260
3000
Pasifk'in ikinci etabı için
11:55
from Hawaii down to Tarawa.
289
715260
3000
Hawaii'den Tarawa'ya doğru denize açıldım.
11:58
And you'll notice something about Tarawa;
290
718260
3000
Tarawa hakkında bir şey dikkatinizi çekecektir;
12:01
it is very low-lying.
291
721260
2000
deniz seviyesine göre çok alçaktadır.
12:03
It's that little green sliver on the horizon,
292
723260
3000
Burası, şu ufukta gördüğünüz küçük yeşil kıymıktır.
12:06
which makes them very nervous
293
726260
2000
Bu nedenle onlar,
12:08
about rising oceans.
294
728260
2000
okyanusların yükselmesi konusunda çok endişeliler.
12:10
This is big trouble for these guys.
295
730260
2000
Bu durum onlar için çok büyük bir sorun.
12:12
They've got no points of land more than about six feet above sea level.
296
732260
3000
Deniz seviyesine göre 2 metreden daha yüksek kara parçaları yok.
12:15
And also, as an increase in extreme
297
735260
2000
Ayrıca,
12:17
weather events due to climate change,
298
737260
2000
aşırı hava durumlarındaki artışlar ve iklim değişikliği nedeniyle
12:19
they're expecting more waves
299
739260
2000
gittikçe daha fazla deniz dalgasının
12:21
to come in over the fringing reef,
300
741260
3000
adayı çevreleyen mercanları aşmasını
12:24
which will contaminate their fresh water supply.
301
744260
3000
ve tatlı su kaynaklarını kullanılamaz hale getirmesini bekliyorlar.
12:27
I had a meeting with the president there,
302
747260
2000
Orada başkanları ile bir toplantım oldu,
12:29
who told me about his
303
749260
2000
bana ülkesinin
12:31
exit strategy for his country.
304
751260
2000
tahliye stratejisinden bahsetti.
12:33
He expects that within the next 50 years,
305
753260
2000
Önümüzdeki 50 sene içinde
12:35
the 100,000 people that live there
306
755260
2000
orada yaşayan 100,000 insanın
12:37
will have to relocate to
307
757260
2000
göç ederek
12:39
New Zealand or Australia.
308
759260
2000
Yeni Zelanda ya da Avustralya'ya göç etmesini bekliyor.
12:41
And that made me think about how would I feel
309
761260
2000
Ve bu bana
12:43
if Britain was going to disappear under the waves;
310
763260
3000
İngiltere dalgalar altında kaybolacak olsa neler hissedeceğimi düşündürdü.
12:46
if the places where I'd been born
311
766260
2000
Eğer doğduğum,
12:48
and gone to school
312
768260
2000
okula gittiğim,
12:50
and got married,
313
770260
2000
evlendiğim yerler
12:52
if all those places were just going to disappear forever.
314
772260
2000
sonsuza kadar kaybolacak olsaydı,
12:54
How, literally, ungrounded
315
774260
2000
nasıl da, kelimenin tam anlamıyla, yersiz yurtsuz
12:56
that would make me feel.
316
776260
2000
hissedeceğimi düşündüm.
13:00
Very shortly, I'll be setting out to try and get to Australia,
317
780260
3000
Çok kısa süre sonra, Avustralya'ya ulaşmayı denemek üzere denize açılacağım.
13:03
and if I'm successful, I'll be the first woman ever to row solo
318
783260
3000
Ve eğer başarılı olursam, Pasifik'i kürekle tek başına geçen
13:06
all the way across the Pacific.
319
786260
2000
ilk kadın olacağım.
13:08
And I try to use this to bring awareness to these environmental issues,
320
788260
3000
Bunu, çevre sorunlarına karşı farkındalık oluşturmak
13:11
to bring a human face to the ocean.
321
791260
3000
ve okyanusa insani bir bakış getirmek için değerlendirmeye çalışıyorum.
13:14
If the Atlantic was about my inner journey,
322
794260
3000
Eğer Atlantik benim içsel yolculuğum,
13:17
discovering my own capabilities,
323
797260
2000
kendi becerilerimi keşfim olduysa,
13:19
maybe the Pacific has been about my outer journey,
324
799260
3000
belki Pasifik de benim dışsal yolculuğum oluyor.
13:22
figuring out how I can use
325
802260
2000
Düşünüp,
13:24
my interesting career choice
326
804260
2000
ilginç kariyer seçimimi
13:26
to be of service to the world,
327
806260
3000
dünyanın hizmetine sunmak için bir yol bulmaya
13:29
and to take some of those things that I've learned out there
328
809260
3000
ve orada öğrendiğim şeylerden bazılarını alıp
13:32
and apply them to the situation
329
812260
2000
şu anda
13:34
that humankind now finds itself in.
330
814260
3000
insanlığın kendini içinde bulduğu duruma uygulamaya çalışıyorum.
13:37
I think there are probably three key points here.
331
817260
3000
Bence burada muhtemelen üç anahtar nokta var.
13:40
The first one is about
332
820260
2000
Birincisi,
13:42
the stories that we tell ourselves.
333
822260
2000
kendimize anlattığımız hikayelerle ilgili.
13:44
For so long, I told myself
334
824260
2000
Çok uzun süre boyunca
13:46
that I couldn't have an adventure
335
826260
2000
kendime bir macera yaşayamayacağımı söyledim.
13:48
because I wasn't six foot tall
336
828260
2000
Çünkü 2 metre boyunda,
13:50
and athletic and bearded.
337
830260
3000
atletik yapılı ve sakallı değildim.
13:53
And then that story changed.
338
833260
3000
Ve sonra, o hikaye değişti.
13:56
I found out that people had rowed across oceans.
339
836260
3000
Okyanusları kürek çekerek geçmiş insanların bulunduğunu öğrendim.
13:59
I even met one of them and she was just about my size.
340
839260
3000
Hatta bunu yapmış bir kadınla tanıştım ve tam benim boyutlarımdaydı.
14:02
So even though I didn't grow any taller,
341
842260
2000
Böylece boyum uzamadı,
14:04
I didn't sprout a beard,
342
844260
2000
sakallarım çıkmadı
14:06
something had changed: My interior dialogue had changed.
343
846260
3000
ama birşey değişti, değişen benim iç sesimdi.
14:09
At the moment, the story that we collectively tell ourselves
344
849260
3000
Şu anda bizim, hepimizin kendi kendimize anlattığımız hikaye,
14:12
is that we need all this stuff,
345
852260
2000
sahip olduğumuz tüm o şeylere,
14:14
that we need oil.
346
854260
2000
dolayısıyla da petrole ihtiyaç duyduğumuz hikayesi.
14:16
But what about if we just change that story?
347
856260
3000
Ama ya bu hikayeyi bir değiştirirsek?
14:19
We do have alternatives,
348
859260
2000
Farklı seçeneklerimiz de var
14:21
and we have the power of free will
349
861260
2000
ve özgür irademizle
14:23
to choose those alternatives, those sustainable ones,
350
863260
3000
o sürdürülebilir seçenekleri seçme gücümüz var.
14:26
to create a greener future.
351
866260
2000
Daha yeşil bir gelecek yaratmak için.
14:30
The second point is about
352
870260
2000
İkinci nokta,
14:32
the accumulation of tiny actions.
353
872260
2000
küçücük eylemlerin üstüste birikmesiyle ilgili.
14:35
We might think that anything that we do as an individual
354
875260
3000
Birey olarak yaptıklarımızın, okyanusta bir damla olduğunu
14:38
is just a drop in the ocean, that it can't really make a difference.
355
878260
3000
ve gerçekte bir değişiklik yaratamayacağını düşünebiliriz.
14:41
But it does. Generally, we haven't
356
881260
2000
Ama yaratır.
14:43
got ourselves into this mess through big disasters.
357
883260
3000
Genellikle içinde bulunduğumuz durumun nedeni büyük felaketler değildir.
14:46
Yes, there have been the Exxon Valdezes
358
886260
2000
Evet, Exxon Valdezs'i yaşadık
14:48
and the Chernobyls,
359
888260
2000
ya da Çernobil'i.
14:50
but mostly it's been an accumulation
360
890260
2000
Ama çoğunlukla, sorun
14:52
of bad decisions
361
892260
2000
milyarlarca insanın
14:54
by billions of individuals,
362
894260
2000
günler, yıllar boyunca verdiği
14:56
day after day and year after year.
363
896260
3000
kötü kararların üstüste birikmesinden kaynaklandı.
14:59
And, by the same token, we can turn that tide.
364
899260
2000
Ve aynı şekilde, bu gidişi tersine çevirebiliriz.
15:01
We can start making better,
365
901260
2000
Daha iyi seçimler yapmaya başlayabiliriz.
15:03
wiser, more sustainable decisions.
366
903260
3000
Daha bilge, daha sürdürülebilir seçimler.
15:06
And when we do that, we're not just one person.
367
906260
2000
Ve bunu yaptığımızda, tek bir kişi değilizdir.
15:08
Anything that we do spreads ripples.
368
908260
3000
Yaptığımız her şey, dalga dalga yayılır.
15:11
Other people will see if you're in the supermarket line
369
911260
2000
Başkaları görür. Süpermarket kuyruğundayken
15:13
and you pull out your
370
913260
2000
çantanızdan
15:15
reusable grocery bag.
371
915260
2000
yeniden kullanılabilir bez torbanızı çıkardığınızı görürler.
15:17
Maybe if we all start doing this,
372
917260
2000
Belki hepimiz bunu yapmaya başlarsak,
15:19
we can make it socially unacceptable
373
919260
2000
toplumun
15:21
to say yes to plastic in the checkout line.
374
921260
3000
marketlerde plastik torbayı reddetmesini sağlayabiliriz.
15:24
That's just one example.
375
924260
2000
Bu sadece bir tek örnek.
15:26
This is a world-wide community.
376
926260
2000
Dünya artık küresel bir topluluk.
15:29
The other point:
377
929260
2000
Diğer nokta:
15:31
It's about taking responsibility.
378
931260
2000
Sorumluluk almakla ilgili.
15:33
For so much of my life,
379
933260
2000
Hayatımın çoğunda
15:35
I wanted something else to make me happy.
380
935260
3000
dışımdaki bir şeylerin beni mutlu etmesini istedim.
15:38
I thought if I had the right house or the right car
381
938260
2000
Eğer doğru eve, doğru arabaya
15:40
or the right man in my life,
382
940260
2000
ya da doğru adama sahip olursam
15:42
then I could be happy.
383
942260
2000
mutlu olabileceğimi sandım.
15:44
But when I wrote that obituary exercise,
384
944260
3000
Ancak o ölüm ilanlarımı yazdığımda,
15:47
I actually grew up a little bit in that moment
385
947260
3000
o anda biraz büyüdüm aslında.
15:50
and realized that I needed to create my own future.
386
950260
3000
Kendi geleceğimi yaratmak zorunda olduğumu fark ettim.
15:53
I couldn't just wait passively
387
953260
2000
Eylemsiz şekilde
15:55
for happiness to come and find me.
388
955260
3000
mutluluğun gelip beni bulmasını bekleyemezdim.
15:58
And I suppose I'm a selfish environmentalist.
389
958260
2000
Ve bencil bir çevreci olduğumu sanıyorum.
16:00
I plan on being around for a long time,
390
960260
2000
Daha uzun süre yaşamayı planlıyorum.
16:02
and when I'm 90 years old,
391
962260
2000
Ve 90 yaşıma geldiğimde,
16:04
I want to be happy and healthy.
392
964260
2000
mutlu ve sağlıklı olmak istiyorum.
16:06
And it's very difficult to be happy
393
966260
2000
Ve
16:08
on a planet that's racked
394
968260
2000
enkaza dönmüş bir gezegende
16:10
with famine and drought.
395
970260
3000
açlık ve kıtlık içinde mutlu olmak çok zor.
16:13
It's very difficult to be healthy on a planet
396
973260
2000
Toprağı,
16:15
where we've poisoned the earth
397
975260
3000
denizi ve havayı zehirlediğimiz
16:18
and the sea and the air.
398
978260
3000
bir gezegende sağlıklı olmak çok zor.
16:21
So, shortly, I'm going to be
399
981260
2000
Kısa süre içinde,
16:23
launching a new initiative
400
983260
2000
yeni bir hareket başlatacağım,
16:25
called Eco-Heroes.
401
985260
3000
adı Eco-Heroes (Çevre Kahramanları)
16:28
And the idea here is that
402
988260
2000
Buradaki fikir şu:
16:30
all our Eco-Heroes will log at least one green deed every day.
403
990260
3000
Bütün çevre kahramanlarımız her gün en azından bir tane yeşil eylem kaydedecekler.
16:33
It's meant to be a bit of a game.
404
993260
2000
Bu bir tür oyun olacak.
16:35
We're going to make an iPhone app out of it.
405
995260
2000
Bunun için bir iPhone uygulaması geliştireceğiz.
16:37
We just want to try and create that awareness
406
997260
2000
Sadece bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.
16:39
because, sure, changing a light bulb isn't going to change the world,
407
999260
3000
Çünkü kesinlikle, bir tek ampülü değiştirmek tüm dünyayı değiştirmeyecek.
16:42
but that attitude,
408
1002260
2000
Ama o tutum,
16:44
that awareness that leads you to change the light bulb
409
1004260
3000
sizi o ampülü değiştirmeye,
16:47
or take your reusable coffee mug,
410
1007260
2000
ya da kahvenizi plastik bardak yerine kupada içmeye yönelten farkındalık
16:49
that is what could change the world.
411
1009260
3000
işte o, dünyayı değiştirebilir.
16:52
I really believe that we stand
412
1012260
2000
Gerçekten şu anda
16:54
at a very important point in history.
413
1014260
3000
tarihin çok önemli bir noktasında durduğumuza inanıyorum.
16:57
We have a choice. We've been blessed,
414
1017260
2000
Bir seçimimiz var. Bizler kutsanmış,
16:59
or cursed, with free will.
415
1019260
2000
ya da lanetlenmişiz. Çünkü özgür irade sahibiyiz.
17:01
We can choose a greener future,
416
1021260
3000
Daha yeşil bir geleceği seçebiliriz.
17:04
and we can get there
417
1024260
2000
Ve o geleceğe
17:06
if we all pull together to take it one stroke at a time.
418
1026260
3000
eğer hep birlikte kürek çekersek ulaşabiliriz, adım adım.
17:09
Thank you.
419
1029260
2000
Teşekkür ederim.
17:11
(Applause)
420
1031260
3000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7