Steve Howard: Let's go all-in on selling sustainability

193,506 views ・ 2013-10-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: mustafa ceylan
00:12
I've spent my life working on sustainability.
0
12294
2753
Hayatımı sürdürülebilirlik üzerine çalışarak geçirdim.
00:15
I set up a climate change NGO
1
15047
2055
İklim değişikliği ile ilgili The Climate Group (İklim Grubu) adında bir
00:17
called The Climate Group.
2
17102
1320
sivil toplum kuruluşu kurdum.
00:18
I worked on forestry issues in WWF.
3
18422
3391
WWF'de orman sorunları üzerine çalıştım.
00:21
I worked on development and agriculture issues
4
21813
2076
B.M. sisteminde kalkınma ve tarım
00:23
in the U.N. system.
5
23889
1735
sorunları üzerinde çalıştım.
00:25
About 25 years in total,
6
25624
1924
Toplamda 25 yıl ve sonrasında
00:27
and then three years ago, I found myself talking to
7
27548
2723
üç yıl kadar önce kendimi IKEA'nın genel müdürü ile
00:30
IKEA's CEO about joining his team.
8
30271
3285
ekiplerine katılmak üzere konuşurken buldum.
00:33
Like many people here, well,
9
33556
2026
Buradaki çoğu insan gibi ben de,
00:35
I want to maximize my personal impact in the world,
10
35582
3935
dünyada bıraktığım etkiyi azami düzeye çıkarmak istiyorum.
00:39
so I'm going to explain why I joined the team there.
11
39517
4686
Bu yüzden size neden oradaki ekibe katıldığımı açıklayacağım.
00:44
But first, let's just take three numbers.
12
44203
2807
Ama önce, üç sayıyı ele alalım.
00:47
The first number is three:
13
47010
2071
İlk sayımız üç:
00:49
three billion people.
14
49081
1560
Üç milyar insan.
00:50
This is the number of people joining
15
50641
1811
Bu sayı, 2030 yılına kadar yoksulluk
00:52
the global middle class by 2030,
16
52452
2052
sınırından kurtulup, küresel orta sınıfa katılacak
00:54
coming out of poverty.
17
54504
1309
insanların sayısı.
00:55
It's fantastic for them and their families,
18
55813
2241
Bu durum, onlar ve aileleri için harika bir haber;
00:58
but we've got two billion people in the global middle class today,
19
58054
3043
ancak bugün küresel orta sınıfın zaten iki milyar
01:01
and this swells that number to five,
20
61097
2297
olduğu düşünülürse, bu sayı beş milyara çıkacak,
01:03
a big challenge when we already have resource scarcity.
21
63394
3330
zaten kıt olan kaynaklar göz önüne alınırsa bu büyük bir sorun.
01:06
The second number is six:
22
66724
1877
İkinci sayımız altı:
01:08
This is six degrees centigrade,
23
68601
2145
Altı derece santigrat,
01:10
what we're heading towards in terms of global warming.
24
70746
2564
küresel ısınmada bu rakama doğru gidiyoruz.
01:13
We're not heading towards one degree or three degrees
25
73310
2051
Bir derecelik, üç derecelik veya dört derecelik
01:15
or four degrees, we're heading toward six degrees.
26
75361
2348
bir artışa değil, altı derecelik bir artışa doğru gidiyoruz.
01:17
And if you think about it, all of the weird weather
27
77709
2689
Şöyle bir düşünürseniz, son yıllarda yaşadığımız
01:20
we've been having the last few years,
28
80398
1843
şu garip iklim olaylarının sebebinin
01:22
much of that is due to just one degree warming,
29
82241
2582
çoğu sadece bir derecelik bir artış
01:24
and we need CO2 emissions to peak
30
84823
2295
ve CO2 salınımı
01:27
by the end of this decade globally
31
87118
2232
önümüzdeki on yılın sonunda zirveyi görüp,
01:29
and then come down.
32
89350
1728
ardından düşmeye başlamalı.
01:31
It's not inevitable, but we need to act decisively.
33
91078
4071
Bu kaçınılmaz değil; ancak kararlı bir şekilde hareket etmeliyiz.
01:35
The third number is 12:
34
95149
1761
Üçüncü sayımız on iki:
01:36
That's the number of cities in the world
35
96910
1493
Bu sayı, büyükannem doğduğunda
01:38
that had a million or more people
36
98403
1791
dünyada nüfusu bir milyon ya da
01:40
when my grandmother was born.
37
100194
1433
daha fazla olan şehirlerin sayısı.
01:41
You can see my grandmother there.
38
101627
1620
Büyükannemi burada görebilirsiniz.
01:43
That was in the beginning of the last century.
39
103247
2043
Bu geçen yüzyılın başlarıydı.
01:45
So just 12 cities. She was born in Manchester, England,
40
105290
2016
Yalnızca 12 şehir. Kendisi İngiltere'nin Manchester kentinde doğdu,
01:47
the ninth largest city in the world.
41
107306
2021
dünyadaki en büyük dokuzuncu büyük şehir.
01:49
Now there are 500 cities, nearly,
42
109327
2705
Şimdiyse, nüfusu bir milyon veya daha fazla olan
01:52
with a million people or more in them.
43
112032
2431
neredeyse 500 şehir var.
01:54
And if you look at the century from 1950 to 2050,
44
114463
3344
1950'den 2050'ye kadar olan yüz yıllık sürece bakarsanız,
01:57
that's the century when we build all the world's cities,
45
117807
3744
bu yüz yıllık süreç, tüm dünya şehirlerini inşa ettiğimiz asır;
02:01
the century that we're in the middle of right now.
46
121551
2410
bizim de şimdi tam ortasında olduğumuz.
02:03
Every other century was kind of practice,
47
123961
2846
Diğer tüm asırlar bir nevi alıştırmaydı
02:06
and this lays down a blueprint for how we live.
48
126807
4818
ve bu şimdi nasıl yaşadığımızın bir şablonunu ortaya koyuyor.
02:11
So think about it.
49
131625
1755
Yani, şöyle bir düşünün.
02:13
We're building cities like never before,
50
133380
2770
Daha önce olmadığı kadar hızlı bir şekilde şehirler inşa ediyor,
02:16
bringing people out of poverty like never before,
51
136150
2526
daha önce hiç görülmemiş bir hızla insanları yoksulluktan çıkarıyoruz
02:18
and changing the climate like never before.
52
138676
2375
ve iklimi de görülmemiş bir hızla değiştiriyoruz.
02:21
Sustainability has gone from a nice-to-do
53
141051
3060
Sürdürülebilirlik, 'yapılsa iyi olur'dan,
02:24
to a must-do.
54
144111
1665
'yapılması mecburi' olana dönüştü.
02:25
it's about what we do right here, right now,
55
145776
2833
Tüm mesele, tam burada, şimdi ne yaptığımız
02:28
and for the rest of our working lives.
56
148609
3681
ve çalışma hayatımızın geri kalanında neler yapacağımızla ilgili.
02:32
So I'm going to talk a little bit about
57
152290
2032
Bu yüzden, biraz işletmelerin
02:34
what business can do
58
154322
1373
neler yapabileceğinden
02:35
and what a business like IKEA can do,
59
155695
2302
ve IKEA gibi şirketlerin neler yapabileceğinden bahsedeceğim.
02:37
and we have a sustainability strategy
60
157997
2667
Yaptığımız işe, dünya üzerinde olumlu etki bırakacak
02:40
called "people and planet positive"
61
160664
1997
şekilde yön vermek üzere
02:42
to help guide our business to have a positive impact on the world.
62
162661
3647
"insan ve gezegen pozitif" adında bir sürdürülebilirlik stratejimiz var.
02:46
Why would we not want to have a positive impact
63
166308
2135
Neden bir şirket olarak dünya üzerinde
02:48
on the world as a business?
64
168443
2588
olumlu bir etki yaratmak istemeyelim ki?
02:51
Other companies have sustainability strategies.
65
171031
2488
Diğer şirketlerin sürdürülebilirlik stratejileri var.
02:53
I'm going to refer to some of those as well,
66
173519
1838
Onlardan bazılarına da değineceğim
02:55
and I'm just going to mention a few
67
175357
1537
ve açıklamak için
02:56
of the commitments as illustrations that we've got.
68
176894
2596
sorumluluklarımızın birkaçından bahsedeceğim.
02:59
But first, let's think of customers.
69
179490
2016
Ama öncelikle müşterileri ele alalım.
03:01
We know from asking people from China to the U.S.
70
181506
3825
Çin'den ABD'ye kadar insanlara sorduk ve gördük ki
03:05
that the vast majority of people care about sustainability
71
185331
3328
çoğunluk sürdürülebilirlik konusuna önem veriyor;
03:08
after the day-to-day issues,
72
188659
1882
ancak günlük sorunlardan sonra,
03:10
the day-to-day issues of, how do I get my kids to school?
73
190541
2577
şu gibi günlük sorunlar: Çocuklarımı okula nasıl göndereceğim?
03:13
Can I pay the bills at the end of the month?
74
193118
1979
Ay sonunda faturaları ödeyebilecek miyim?
03:15
Then they care about big issues like climate change.
75
195097
3462
Ardından iklim değişikliği gibi büyük sorunlarla ilgileniyorlar.
03:18
But they want it to be easy, affordable and attractive,
76
198559
4432
Ancak bunun kolay, düşük maliyetli ve cazip olmasını istiyorlar,
03:22
and they expect business to help,
77
202991
1992
aynı zamanda şirketlerin yardım etmesini de bekliyorlar
03:24
and they're a little bit disappointed today.
78
204983
2794
ve günümüzde biraz hüsrana uğramış durumdalar.
03:27
So take your mind back and think
79
207777
2634
Şimdi biraz eskiye gidelim ve
03:30
of the first sustainable products.
80
210411
1587
ilk sürdürülebilir ürünleri düşünelim.
03:31
We had detergents that could wash your whites grayer.
81
211998
3913
Beyazlarınızı griye dönüştürebilen deterjanlarımız vardı.
03:35
We had the early energy-efficient light bulbs
82
215911
3054
İlk piyasaya çıkan enerji tasarruflu ampullerimiz vardı;
03:38
that took five minutes to warm up
83
218965
1847
ama ısınmaları beş dakika sürüyordu
03:40
and then you were left looking a kind of sickly color.
84
220812
3071
ve tenimizin rengini hastalıklı bir tonda gösteriyorlardı.
03:43
And we had the rough, recycled toilet paper.
85
223883
3368
Bir de sert, geri dönüştürülmüş tuvalet kağıtlarımız vardı.
03:47
So every time you pulled on a t-shirt,
86
227251
2732
Yani üstünüze her tişört giydiğinizde,
03:49
or switched the light on, or went to the bathroom,
87
229983
2106
ışığı her yaktığınızda veya tuvalete gittiğinizde
03:52
or sometimes all three together,
88
232089
1669
ya da bazen bu üçünü beraber yaptığınızda,
03:53
you were reminded sustainability was about compromise.
89
233758
3445
sürdürülebilirliğin biraz da ödün vermek olduğunu hatırlamış oluyordunuz.
03:57
It wasn't a great start.
90
237203
2898
Çok mükemmel bir başlangıç değildi.
04:00
Today we have choices.
91
240101
2288
Bugünse seçeneklerimiz var.
04:02
We can make products that are beautiful or ugly,
92
242389
3297
Güzel ya da çirkin ürünler yapabiliriz,
04:05
sustainable or unsustainable, affordable or expensive,
93
245686
4801
sürdürülebilir ya da değil, ekonomik ya da pahalı,
04:10
functional or useless.
94
250487
1863
işlevsel ya da işe yaramaz.
04:12
So let's make beautiful, functional, affordable,
95
252350
2865
Öyleyse güzel, işlevsel, ekonomik ve
04:15
sustainable products.
96
255215
2320
sürdürülebilir ürünler yapalım.
04:17
Let's take the LED.
97
257535
2296
LED (Işık Yayan Diyot) ampulünü ele alalım.
04:19
The LED is the next best thing to daylight.
98
259831
3414
LED ışığı gün ışığına en yakın olan alternatiftir.
04:23
The old-fashioned lightbulbs, the incandescent bulbs --
99
263245
3181
Eski tip elektrik lambaları, elektrik ampulleri --
04:26
I'm not going to ask for a show of hands
100
266426
1508
kaçınızın evinde hâlen bunlardan kullanarak,
04:27
of how many of you still have them in your homes,
101
267934
2289
ışığı her yaktığınızda enerji israfı yaptığınızı
04:30
wasting energy every time you switch them on --
102
270223
2822
öğrenmek için el kaldırmanızı falan istemeyeceğim,
04:33
change them after this --
103
273045
1437
sonrasında bu ampulleri değiştirin,
04:34
or whether we have them on the stage here at TED or not --
104
274482
3693
şu an TED sahnesinde bunlardan olup olmadığını da sormayacağım --
04:38
but those old incandescent light bulbs
105
278175
3791
ama bu eski tip elektrik ampullerinin
04:41
really should have been sold as heaters.
106
281966
3022
gerçekten ısıtıcı olarak satılmaları gerekirdi.
04:44
They were mis-sold for more than a hundred years.
107
284988
1977
Bunlar yüz yıldan fazla yanlış amaçla satıldılar.
04:46
They produced heat and a little bit of light on the side.
108
286965
2442
Aslında ısı üretip, yanında da biraz ışık veriyorlardı.
04:49
Now we have lights that produce light
109
289407
2072
Artık ışık yayan, bunun yanında çok az
04:51
and a little bit of heat on the side.
110
291479
1692
ısınan aydınlatıcılarımız var.
04:53
You save 85 percent of the electricity with an LED
111
293171
2826
LED ile, eski tip elektrik ampulü kullanmaya nazaran,
04:55
that you would have done in an old incandescent.
112
295997
2043
yüzde 85 oranında elektrik tasarrufu yapıyorsunuz.
04:58
And the best thing is, they'll also last
113
298040
1735
En iyi olan tarafı da, bunlar
04:59
for more than 20 years.
114
299775
1579
20 yıldan fazla kullanılabiliyor.
05:01
So think about that.
115
301354
1256
Şimdi bunu bir düşünün.
05:02
You'll change your smartphone seven or eight times,
116
302610
2496
Akıllı telefonunuzu yedi ya da sekiz kez değiştireceksiniz,
05:05
probably more if you're in this audience.
117
305106
2076
bu izleyici grubundaysanız belki de daha fazla.
05:07
You'll change your car, if you have one, three or four times.
118
307182
2610
Eğer arabanız varsa, onu da üç dört kez değiştireceksiniz.
05:09
Your kids could go to school, go to college,
119
309792
2552
Çocuklarınız okula, üniversiteye gidecekler,
05:12
go away and have kids of their own, come back,
120
312344
1955
gidip çoluk çocuğa karışacaklar ve gelip
05:14
bring the grandkids,
121
314299
1426
size torunlarınızı getirecekler.
05:15
you'll have the same lightbulb saving you energy.
122
315725
3886
Bu sürede siz hâlen, enerji tasarruflu aynı ampulü kullanıyor olacaksınız.
05:19
So LEDs are fantastic.
123
319611
2839
Yani LED'ler muhteşemler.
05:22
What we decided to do
124
322450
1526
Yapmaya karar verdiğimiz şey,
05:23
was not to sell LEDs on the side marked up high
125
323976
2953
bir yanda LED'leri yüksek fiyatlara satarken,
05:26
and continue to push all the old bulbs,
126
326929
2226
bütün o eski ampulleri, halojenleri
05:29
the halogens and the CFLs.
127
329155
1991
floresanları satmaya devam etmek değildi.
05:31
We decided, over the next two years,
128
331146
2930
İki yıl içinde kendi bünyemizde
05:34
we will ban the halogens and the CFLs ourselves.
129
334076
2515
halojenleri ve floresanları yasaklamaya karar verdik.
05:36
We will go all in.
130
336591
1368
Tümüyle bu işe girecektik.
05:37
And this is what business needs to do: go all-in,
131
337959
1709
İşte işletmelerin yapması gereken bu: Tümüyle işe girişmek,
05:39
go 100 percent,
132
339668
1444
yüzde yüz girmek.
05:41
because then you stop investing in the old stuff,
133
341112
1591
Ancak bu şekilde eski şeylere yatırım yapmayı bırakıp,
05:42
you invest in the new stuff, you lower costs,
134
342703
2154
yenilere yatırım yapıyorsunuz, maliyetleri düşürebiliyorsunuz,
05:44
you use your supply chain and your creativity
135
344857
2329
tedarik zincirinizi ve yaratıcılığınızı kullanıyorsunuz,
05:47
and you get the prices down so everybody can afford
136
347186
2757
fiyatlarınızı herkesin en iyi ampulleri satın alıp enerji
05:49
the best lights so they can save energy.
137
349943
2951
tasarrufu yapabileceği düzeye indirebiliyorsunuz.
05:52
(Applause)
138
352894
4150
(Alkış)
05:57
It's not just about products in people's homes.
139
357044
3129
Konu, sadece insanların evlerinde kullandığı ürünler değil.
06:00
We've got to think about the raw materials
140
360173
1644
Ürünlerimizi oluşturan ham maddeleri de
06:01
that produce our products.
141
361817
2182
düşünmek zorundayız.
06:03
Obviously there's fantastic opportunities
142
363999
1827
Açıkçası geri dönüştürülebilir malzemelerle
06:05
with recycled materials,
143
365826
1494
harika fırsatlar mevcut,
06:07
and we can and will go zero waste.
144
367320
2843
sıfır atık hedefine ulaşabiliriz ve ulaşacağız.
06:10
And there's opportunities in a circular economy.
145
370163
1988
Döngüsel ekonomilerde fırsatlar mevcut.
06:12
But we're still dependent on natural, raw materials.
146
372151
3442
Ancak bizler hâlen doğal ham maddelere bağımlı durumdayız.
06:15
Let's take cotton.
147
375593
1790
Pamuğu ele alalım.
06:17
Cotton's brilliant. Probably many people
148
377383
1729
Pamuk müthiştir. Muhtemelen şu an
06:19
are wearing cotton right now.
149
379112
1411
pek çoğunuz pamuklu giyinmişsinizdir.
06:20
It's a brilliant textile in use.
150
380523
1534
Kullanılan harika bir tekstil ürünüdür.
06:22
It's really dirty in production.
151
382057
1567
Üretim esnasında oldukça pistir.
06:23
It uses lots of pesticides, lots of fertilizer, lots of water.
152
383624
4134
Birçok tarım ilacı, suni gübre ve çok fazla su kullanılır.
06:27
So we've worked with others,
153
387758
1620
Bu yüzden Better Cotton Initiative (Daha İyi Pamuk)
06:29
with other businesses and NGOs,
154
389378
1602
girişiminde başkalarıyla, diğer işletmelerle
06:30
on the Better Cotton Initiative,
155
390980
1856
ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalıştık;
06:32
working right back down to the farm,
156
392836
2169
işe tarlalardan başladık,
06:35
and there you can halve the amount of water
157
395005
1835
böylece orada kullanılan suyu
06:36
and halve the chemical inputs,
158
396840
1831
ve kimyasal girdileri yarı yarıya
06:38
the yields increase, and 60 percent of the costs
159
398671
2896
azaltıp verimi arttırdık. Düşük gelire sahip çiftçilerin,
06:41
of running many of these farms
160
401567
1669
bu tarlalarının çoğunu
06:43
with farmers with low incomes
161
403236
2044
işletmek için gerekli maliyetin yüzde 60'ını
06:45
can be chemical imports.
162
405280
1703
ithal kimyasallar oluşturabiliyor.
06:46
Yields increase, and you halve the input costs.
163
406983
2145
Verim artarken, girdi maliyetini yarı yarıya azaltıyorsunuz.
06:49
Farmers are coming out of poverty. They love it.
164
409128
2875
İşçiler yoksulluktan kurtuluyorlar. Bu durum hoşlarına gidiyor.
06:52
Already hundreds of thousands of farmers
165
412003
1727
Hâlihazırda yüz binlerce çiftçiye ulaşılmış
06:53
have been reached,
166
413730
1590
durumda ve işletmemizde şu anda
06:55
and now we've got 60 percent better cotton in our business.
167
415320
2664
yüzde 60 oranında daha iyi pamuk var.
06:57
Again, we're going all-in.
168
417984
1342
Yine tümüyle işe girişiyoruz.
06:59
By 2015, we'll be 100 percent Better Cotton.
169
419326
3150
2015'e dek, yüzde 100 "Daha İyi Pamuk" hedefine ulaşmış olacağız.
07:02
Take the topic of 100 percent targets, actually.
170
422476
2986
Şimdi bu yüzde 100 hedefini ele alalım.
07:05
People sometimes think that
171
425462
1672
İnsanlar bazen yüzde 100'ün
07:07
100 percent's going to be hard,
172
427134
1465
çok zor olacağını düşünüyorlar
07:08
and we've had the conversation in the business.
173
428599
1771
ve biz de şirkette bu konuyu konuştuk.
07:10
Actually, we found 100 percent is easier to do
174
430370
1842
Aslında yüzde 100'e ulaşmanın,
07:12
than 90 percent or 50 percent.
175
432212
1987
yüzde 90 veya 50'den daha kolay olduğunu fark ettik.
07:14
If you have a 90 percent target,
176
434199
1432
Eğer yüzde 90'lık bir hedefiniz olursa,
07:15
everyone in the business finds a reason
177
435631
1421
işin içindeki herkes yüzde 10'luk
07:17
to be in the 10 percent.
178
437052
1805
dilimin içinde olmak için bir sebep bulur.
07:18
When it's 100 percent, it's kind of clear,
179
438857
3570
Yüzde 100 olduğunda ise, oldukça nettir
07:22
and businesspeople like clarity,
180
442427
2890
ve iş hayatında insanlar netliği severler;
07:25
because then you just get the job done.
181
445317
2665
çünkü bu şekilde sadece işinizi yaparsınız.
07:27
So, wood. We know with forestry, it's a choice.
182
447982
2748
Ağaca gelince... Ormancılıkta biliyoruz ki, tercihler önemlidir.
07:30
You've got illegal logging
183
450730
1594
Yasa dışı ağaç kesme
07:32
and deforestation still on a very large scale,
184
452324
2825
ve ormanları yok etme hâlen büyük ölçüde yaygın durumda
07:35
or you can have fantastic, responsible forestry
185
455149
2700
veyahut gurur duyabileceğimiz harika ve bilinçli
07:37
that we can be proud of.
186
457849
2135
ormanlara sahip olabiliriz.
07:39
It's a simple choice, so we've worked
187
459984
2082
Bu basit bir tercih, bu yüzden yıllardır
07:42
for many years with the Forest Stewardship Council,
188
462066
2544
Forest Stewardship Council (Orman Yönetim Konseyi) ile,
07:44
with literally hundreds of other organizations,
189
464610
2370
tam anlamıyla yüzlerce başka kuruluş ile çalışıyoruz.
07:46
and there's a point here about collaboration.
190
466980
2440
Burada işbirliği ile ilgili bir husus var.
07:49
So hundreds of others, of NGOs,
191
469420
1895
Yüzlerce başka kuruluş, sivil toplum örgütü,
07:51
of forest workers' unions, and of businesses,
192
471315
2582
orman çalışanları birliği ve işletme,
07:53
have helped create the Forest Stewardship Council,
193
473897
1672
Orman Yönetim Konseyi'nin kurulmasına katkıda bulundu.
07:55
which sets standards for forestry
194
475569
1782
Konsey ormancılıktaki standartları belirler
07:57
and then checks the forestry's good on the ground.
195
477351
2522
ve ormanların durumunu yerinde kontrol eder.
07:59
Now together, through our supply chain,
196
479873
2243
Hep birlikte, tedarik zincirimiz, ortaklarımız
08:02
with partners, we've managed to certify
197
482116
1867
aracılığıyla 35 milyon hektarlık
08:03
35 million hectares of forestry.
198
483983
2877
ormanlık alanın belgelendirilmesini sağladık.
08:06
That's about the size of Germany.
199
486860
2537
Bu alan aşağı yukarı Almanya'nın büyüklüğü kadar.
08:09
And we've decided in the next three years,
200
489397
1788
Gelecek üç yılda işletmede kullanılan
08:11
we will double the volume of certified material
201
491185
2035
sertifikalı malzeme miktarını ikiye
08:13
we put through our business.
202
493220
2138
katlamaya karar verdik.
08:15
So be decisive on these issues.
203
495358
2640
Yani bu meselelerle ilgili kararlı olun.
08:17
Use your supply chain to drive good.
204
497998
1971
Tedarik zincirinizi iyi amaçlar için kullanın.
08:19
But then it comes to your operations.
205
499969
2026
Sonra sıra operasyonlarınıza gelir.
08:21
Some things are certain, I think.
206
501995
2650
Bence bazı şeyler kesindir.
08:24
We know we'll use electricity in 20 or 30 years' time.
207
504645
3015
Biliyoruz ki, gelecek 20-30 yıl elektrik kullanacağız.
08:27
We know the sun will be shining somewhere,
208
507660
2923
Biliyoruz ki, bir yerlerde güneş parlayacak
08:30
and the wind will still be blowing in 20 or 30 years' time.
209
510583
3092
ve gelecek 20-30 yıl boyunca rüzgâr hâlâ esecek.
08:33
So why not make our energy out of the sun and the wind?
210
513675
2652
O zaman neden enerjimizi güneş ve rüzgârdan elde etmiyoruz?
08:36
And why not take control of it ourselves?
211
516327
2228
Neden onu kontrol altına almıyoruz?
08:38
So we're going 100 percent renewable.
212
518555
2360
Bu yüzden, yüzde 100 yenilenebilir kullanacağız.
08:40
By 2020, we'll produce more renewable energy
213
520915
2756
2020 itibariyle, işletme olarak harcadığımız enerjiden
08:43
than the energy we consume as a business.
214
523671
2020
daha fazla yenilenebilir enerjiyi üreteceğiz.
08:45
For all of our stores, our own factories,
215
525691
1976
Tüm mağazalarımız, kendi fabrikalarımız,
08:47
our distribution centers,
216
527667
1378
kendi dağıtım merkezlerimiz
08:49
we've installed 300,000 solar panels so far,
217
529045
2454
için şimdiye dek 300.000 güneş paneli kurduk,
08:51
and we've got 14 wind farms we own and operate
218
531499
3374
altı ülkede sahip olduğumuz ve işlettiğimiz
08:54
in six countries, and we're not done yet.
219
534873
2627
14 rüzgâr tarlamız var ve henüz yapacaklarımız bitmedi.
08:57
But think of a solar panel.
220
537500
1784
Güneş panelini düşünün.
08:59
A solar panel pays for itself in seven or eight years.
221
539284
2179
Bir güneş paneli yedi veya sekiz senede kendini amorti eder.
09:01
The electricity is free.
222
541463
1493
Elektrik bedava.
09:02
Every time the sun comes out after that,
223
542956
1805
Ondan sonra her güneş çıktığında,
09:04
the electricity is free.
224
544761
1435
elektrik bedava.
09:06
So this is a good thing for the CFO,
225
546196
2017
Bu durum, sadece sürdürülebilirlikten sorumlu olan kişi için değil,
09:08
not just the sustainability guy.
226
548213
1943
mali işler yöneticisi için de iyi bir şey.
09:10
Every business can do things like this.
227
550156
3034
Her işletme bunun gibi şeyler yapabilir.
09:13
But then we've got to look beyond our operations,
228
553190
2979
Ancak operasyonların da ötesine bakmak zorundayız
09:16
and I think everybody would agree
229
556169
1749
ve bence herkes hemfikir olur ki
09:17
that now business has to take full responsibility
230
557918
2372
artık bir işletme tedarik zincirinin yaptığı etkiler için
09:20
for the impacts of your supply chain.
231
560290
2204
üzerine düşen bütün sorumluluğu almak zorunda.
09:22
Many businesses now, fortunately,
232
562494
2316
Artık neyse ki birçok işletmenin
09:24
have codes of conduct and audit their supply chains,
233
564810
2007
mesleki ahlak kuralları var ve tedarik zincirlerini denetliyorlar,
09:26
but not every business. Far from it.
234
566817
2046
ancak her işletme değil. Bundan çok uzakta.
09:28
And this came in IKEA actually in the '90s.
235
568863
2514
Bu olay IKEA'ya aslında 90'larda geldi.
09:31
We found there was a risk
236
571377
1741
Tedarik zincirinde çocuk işçilik
09:33
of child labor in the supply chain,
237
573118
2002
riski olduğunu bulduk
09:35
and people in the business were shocked.
238
575120
2510
ve şirketteki insanlar şaşkına döndüler.
09:37
And it was clearly totally unacceptable, so then you have to act.
239
577630
3324
Bu durum tabii ki hiçbir şekilde kabul edilemez olduğu için harekete geçmek gerekliydi.
09:40
So a code of conduct was developed,
240
580954
2144
Bundan dolayı mesleki ahlak kuralları geliştirildi
09:43
and now we have 80 auditors out in the world
241
583098
2951
ve şimdi her gün dünyanın her tarafındaki tüm fabrikalarımızda
09:46
every day making sure all our factories
242
586049
2031
iyi çalışma koşullarını sağlamak,
09:48
secure good working conditions
243
588080
2284
insan haklarını korumak
09:50
and protect human rights
244
590364
1549
ve çocuk işçi olmadığına emin olmak
09:51
and make sure there is no child labor.
245
591913
2261
için 80 denetçiye sahibiz.
09:54
But it's not just as simple as making sure
246
594174
2160
Ancak iş, sadece çocuk işçi olmadığından
09:56
there's no child labor.
247
596334
2032
emin olmak kadar kolay değil.
09:58
You've got to say that's not enough today.
248
598366
2200
Bugün bunun yeterli olmadığı söylenebilir.
10:00
I think we'd all agree that children
249
600566
2048
Çocukların dünyadaki en önemli
10:02
are the most important people in the world
250
602614
2196
ve savunmasız kişiler olduğunda
10:04
and the most vulnerable.
251
604810
1897
hemfikiriz diye düşünüyorum.
10:06
So what can a business do today
252
606707
2248
O zaman bir işletme bugün tüm değer zincirini,
10:08
to actually use your total value chain
253
608955
1884
daha iyi bir yaşam kalitesini
10:10
to support a better quality of life
254
610839
2279
sağlamak ve çocuk haklarını korumak üzere
10:13
and protect child rights?
255
613118
1588
kullanmak için ne yapabilir?
10:14
We've worked with UNICEF and Save the Children
256
614706
2297
UNICEF ve Save the Children (Çocukları Koru) ile
10:17
on developing some new business principles
257
617003
2475
beraber çocuk haklarıyla ilgili yeni iş prensipleri
10:19
with children's rights.
258
619478
1465
geliştirmek üzere çalıştık.
10:20
Increasing numbers of businesses
259
620943
1817
Artan sayıda işletme bunlara
10:22
are signing up to these,
260
622760
1520
dahil oluyor;
10:24
but actually in a survey, many business leaders
261
624280
2463
ancak aslında bir araştırmada, birçok iş dünyası lideri işletmelerinde
10:26
said they thought their business had nothing to do with children.
262
626743
2867
çocuklarla ilgili yapılacak bir şey olmadığını düşündüklerini söylemiş.
10:29
So what we decided to do was, we will look
263
629610
3499
Bu yüzden yapmaya karar verdiğimiz şey,
10:33
and ask ourselves the tough questions
264
633109
1561
bizden daha fazla bilen ortaklarla
10:34
with partners who know more than us,
265
634670
2064
beraber kendimize zor soruları sormaktı.
10:36
what can we do to go beyond our business
266
636734
2957
Çocukların yaşamlarını iyileştirmeye yardımcı olmak için
10:39
to help improve the lives of children?
267
639691
1842
işimizin ötesinde neler yapabiliriz?
10:41
We also have a foundation
268
641533
1819
Ayrıca ortaklarla beraber çalışmaya
10:43
that's committed to work through partners
269
643352
1895
kendini adayarak, 2015 itibariyle
10:45
and help improve the lives and protect the rights
270
645247
2623
100 milyon çocuğun yaşamlarını iyileştirmeye
10:47
of 100 million children by 2015.
271
647870
2867
ve haklarını korumaya yardımcı olacak bir kuruluşumuz var.
10:50
You know the phrase,
272
650737
1676
Ölçebildiğiniz şeyi yönetebilirsiniz,
10:52
you can manage what you measure?
273
652413
3378
ifadesini duymuşsunuzdur.
10:55
Well, you should measure what you care about.
274
655791
4650
Önemsediğiniz şeyi ölçmelisiniz.
11:00
If you're not measuring things,
275
660441
1549
Eğer bir şeyleri ölçmüyorsanız,
11:01
you don't care and you don't know.
276
661990
2744
onu önemsemiyor ve bilmiyorsunuzdur.
11:04
So let's take an example, measure the things
277
664734
2169
Hadi bir örnek alalım, işinizde önemli olan
11:06
that are important in your business.
278
666903
2157
şeyleri ölçen.
11:09
Isn't it about time that businesses
279
669060
2283
İşletmelerin erkekler ve kadınlar tarafından
11:11
were led equally by men and women?
280
671343
2978
eşit olarak yönetilmesinin zamanı gelmedi mi?
11:14
(Applause)
281
674321
2983
(Alkış)
11:17
So we know for our 17,000 managers across IKEA
282
677304
5142
Biliyoruz ki, bugün IKEA'da 17.000 yöneticimizin
11:22
that 47 percent are women today,
283
682446
2964
yüzde 47'si kadın;
11:25
but it's not enough, and we want to close the gap
284
685410
2396
ancak bu yeterli değil ve bu boşluğu doldurup,
11:27
and follow it all the way through to senior management.
285
687806
2287
bunun üst yönetime kadar devam etmesini istiyoruz.
11:30
And we do not want to wait another hundred years.
286
690093
2846
Bir asır daha beklemek istemiyoruz.
11:32
So we've launched a women's open network
287
692939
2959
Bu sebeple bu hafta IKEA'da kadınlar için
11:35
this week in IKEA,
288
695898
1525
açık iletişim ağı başlattık
11:37
and we'll do whatever it takes to lead the change.
289
697423
2176
ve değişime önderlik etmek için ne gerekliyse yapacağız.
11:39
So the message here is,
290
699599
1415
Burada mesaj,
11:41
measure what you care about and lead the change,
291
701014
2384
önemsediğin şeyi ölç, değişimi yönet
11:43
and don't wait a hundred years.
292
703398
3003
ve bir asır daha bekleme.
11:46
So we've gone from sustainability
293
706401
2437
Böylece sürdürülebilirlikte
11:48
being a nice-to-do to a must-do. It's a must-do.
294
708838
5236
'olsa iyi olur' yerine 'yapılması gereken' hâline geldik. Yapılması gerekli.
11:54
It's still nice to do, but it's a must-do.
295
714074
3152
Hâlen yapılması iyi, ama yapılması şart.
11:57
And everybody can do something on this as an individual.
296
717226
4935
Herkes bir birey olarak bununla ilgili bir şey yapabilir.
12:02
Be a discerning consumer.
297
722161
2196
Akıllı bir tüketici olun.
12:04
Vote with your wallets.
298
724357
1698
Cüzdanınızla oy verin.
12:06
Search out the companies
299
726055
2180
Bununla ilgili bir şeyler yapan
12:08
that are acting on this.
300
728235
2695
şirketleri araştırın.
12:10
But also, there are other businesses already acting.
301
730930
3047
Ancak hâlihazırda bunu yapan diğer şirketler de var.
12:13
I mentioned renewable energy.
302
733977
2145
Yenilenebilir enerjiden bahsettim.
12:16
You go to Google or Lego,
303
736122
2318
Google veya Lego'ya bakıyorsunuz,
12:18
they're going 100 percent renewable too,
304
738440
2260
onlar da yüzde 100 yenilenebilire doğru gidiyorlar.
12:20
in the same way that we are.
305
740700
1367
Aynı bizim yaptığımız gibi.
12:22
On having really good sustainability strategies,
306
742067
3126
Gerçekten iyi sürdürülebilirlik stratejisine sahip olan
12:25
there are companies like Nike, Patagonia,
307
745193
3244
Nike, Patagonia, Timberland, Marks & Spencer
12:28
Timberland, Marks & Spencer.
308
748437
2154
gibi şirketler var.
12:30
But I don't think any of those businesses would say
309
750591
2158
Ancak bu şirketlerin hiçbirinin mükemmel olduklarını
12:32
they're perfect. We certainly wouldn't.
310
752749
2265
söyleyeceklerini sanmıyorum. Kesinlikle söylemezler.
12:35
We'll make mistakes going forward,
311
755014
2366
İleriye gittikçe, hatalar yapacağız;
12:37
but it's about setting a clear direction, being transparent,
312
757380
2517
ancak bu durum belli bir yön belirlemek, şeffaf olmak,
12:39
having a dialogue with the right partners,
313
759897
1689
doğru ortaklarla diyaloğa girmek
12:41
and choosing to lead on the issues that really count.
314
761586
4516
ve önemli olan meselelerde yönetmeyi seçmekle ilgili.
12:46
So if you're a business leader,
315
766102
2799
Eğer bir iş dünyası lideriyseniz,
12:48
if you're not already weaving sustainability
316
768901
2955
eğer hâlâ iş modelinizin tam kalbine
12:51
right into the heart of your business model,
317
771856
2408
sürdürülebilirliği işlemiyorsanız,
12:54
I'd urge you to do so.
318
774264
1891
hemen yapmanızı tavsiye ederim.
12:56
And together, we can help create
319
776155
1975
Hep birlikte sürdürülebilir bir dünya
12:58
a sustainable world,
320
778130
2000
yaratmaya katkıda bulunabiliriz
13:00
and, if we get it right,
321
780130
2129
ve eğer bunu doğru yaparsak,
13:02
we can make sustainability
322
782259
1489
sürdürülebilirliği pek çok insan
13:03
affordable for the many people,
323
783748
1622
için ekonomik hâle getirebiliriz,
13:05
not a luxury for the few.
324
785370
1697
azınlık için bir lüks değil.
13:07
Thank you.
325
787067
1357
Teşekkürler.
13:08
(Applause)
326
788424
4811
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7