Henry Evans and Chad Jenkins: Meet the robots for humanity

Henry Evans ve Chad Jenkins: İnsanlık için robotlar ile tanışın.

Çeviri: Eda Ada Gözden geçirme: Meric Aydonat

Sarge Salman: All the way from Los Altos Hills, California,

Sarge Salman: Los Altos Hills California'dan

Mr. Henry Evans.

Bay Henry Evans.

(Applause)

(Alkışlar)

Henry Evans: Hello.

Henry Evans: Merhaba!

My name is Henry Evans,

Adım Henry Evans.

and until August 29, 2002,

29 Ağustos 2002 tarihine kadar

I was living my version of the American dream.

kendi Amerikan rüyamı yaşıyordum.

I grew up in a typical American town near St. Louis.

St. Louis yakınındaki tipik bir Amerikan kasabasında büyüdüm.

My dad was a lawyer.

Babam avukat ve

My mom was a homemaker.

annem ev hanımıydı.

My six siblings and I were good kids,

Altı kardeşim ve ben iyi çocuklar olmamıza rağmen

but caused our fair share of trouble.

üzerimize düştüğü kadar yaramazlık da yapıyorduk.

After high school, I left home to study

Liseden sonra okumak ve dünyayı daha iyi

and learn more about the world.

tanımak için evden ayrıldım.

I went to Notre Dame University

Notre Dame Üniversitesinde okudum.

and graduated with degrees in accounting and German,

Avusturya'da bir yıl geçirdikten sonra

including spending a year of study in Austria.

Muhasebe ve Almanca bölümlerinden mezun oldum.

Later on, I earned an MBA at Stanford.

Ardından, Stanford Üniversitesinde işletme mastırı yaptım.

I married my high school sweetheart, Jane.

Lise aşkım Jane ile evlendim.

I am lucky to have her.

Onunla birlikte olduğum için çok şanslıyım.

Together, we raised four wonderful children.

Birlikte dört harika çocuk yetiştirdik.

I worked and studied hard to move up the career ladder,

Kariyer basamaklarını tırmanabilmek için çok okudum ve çalıştım.

eventually becoming a chief financial officer

Sonunda, Silikon Vadisinde gerçekten çok severek yaptığım

in Silicon Valley, a job I really enjoyed.

bir iş olan finans ve mali işler müdürü oldum.

My family and I bought our first and only home

Ailem ile ilk ve tek evimizi

on December 13, 2001,

13 Aralık 2001 tarihinde aldık:

a fixer-upper in a beautiful spot

Los Altos Hills California'da çok güzel

of Los Altos Hills, California,

bir noktada bulunan onarım gerektiren bir ev.

from where I am speaking to you now.

Şu anda size burdan sesleniyorum.

We were looking forward to rebuilding it,

Evi onarmayı dört gözle bekliyorduk,

but eight months after we moved in,

fakat taşınmamızdan sekiz ay sonra

I suffered a stroke-like attack caused by a birth defect.

doğum kusuru sonucu oluşan inme benzeri bir atak geçirdim.

Overnight, I became a mute quadriplegic

Bir gece içerisinde henüz 40 yaşındayken konuşamaz,

at the ripe old age of 40.

eli ve ayağı felçli birisine döndüm.

It took me several years,

Ailemin inanılmaz desteği ile

but with the help of an incredibly supportive family,

sonunda hayatın hala yaşamaya değer olduğuna

I finally decided life was still worth living.

karar vermem yıllarımı aldı.

I became fascinated with using technology

Ciddi şekilde engelli olanlara yardım etmek için

to help the severely disabled.

kullanılan teknoloji beni büyülemişti.

Head tracking devices sold commercially

Madentec şirketi tarafında ticari amaçla satılan

by the company Madentec

takip sistemlerinden aldım. Bu sistemler

convert my tiny head movements into cursor movements,

hafif baş hareketlerimi gösterge hareketlerine dönüştürüyor

and enable my use of a regular computer.

ve normal bir bilgisayarı kullanmama fırsat sağlıyordu.

I can surf the web, exchange email with people,

Nette sörf yapabiliyor, e-mail gönderebiliyor ve

and routinely destroy my friend Steve Cousins

arkadaşım Steve Cousins'i online kelime oyunlarında

in online word games.

düzenli olarak mahvedebiliyorum.

This technology allows me to remain engaged,

Bu teknoloji hayat ile bağlantıda kalmamı,

mentally active,

zihinsel olarak aktif olmamı ve

and feel like I am a part of the world.

kendimi dünyanın bir parçası gibi hissetmemi sağlıyor.

One day, I was lying in bed watching CNN,

Bir gün yatakta uzanmış CNN izliyordum ve

when I was amazed by Professor Charlie Kemp

Georgia Tech Sağlık Hizmetleri Robotik

of the Healthcare Robotics Lab at Georgia Tech

Laboratuvarından Profesör Charlie Kemp'in

demonstrating a PR2 robot.

PR2 robot sunumu beni hayrete düşürdü.

I emailed Charlie and Steve Cousins of Willow Garage,

Charlie ve Willow Garage'dan Steve Cousins'e email gönderdim.

and we formed the Robots for Humanity project.

İnsanlık için Robotlar projesini oluşturduk.

For about two years, Robots for Humanity

İki yıl boyunca İnsanlık için Robolar projesi

developed ways for me to use the PR2

PR2'yi protez olarak kullanabilmem için

as my body surrogate.

yollar geliştirdi.

I shaved myself for the first time in 10 years.

10 yıl içerisinde ilk defa kendi kendime traş oldum.

From my home in California,

California'daki evimden

I shaved Charlie in Atlanta. (Laughter)

Atlanta'daki Charlie'yi traş ettim (Gülüşmeler)

I handed out Halloween candy.

Cadılar Bayramında şeker dağıttım.

I opened my refrigerator on my own.

Kendi kendime buz dolabını açtım.

I began doing tasks around the house.

Ev işlerini yapmaya başladım.

I saw new and previously unthinkable possibilities

Yaşamak, kendime ve benim durumunda olan

to live and contribute,

diğerlerine katkıda bulunabilmek için yeni ve

both for myself and others in my circumstance.

daha önce düşünülmemiş imkanları keşfettim.

All of us have disabilities in one form or another.

Hepimizin şu veya bu şekilde engelleri var.

For example, if either of us wants to go 60 miles an hour,

Örneğin bir saat içerisinde 95 km gitmek istersek her birimiz

both of us will need an assistive device called a car.

araba dediğimiz yardımcı araca ihtiyaç duyarız.

Your disability doesn't make you any less of a person,

Sizin engelleriniz sizi eksiltmiyorsa

and neither does mine.

benimkiler de beni eksiltmiyor.

By the way, check out my sweet ride. (Laughter)

Bu arada şu arabama bir bakın. (Gülüşmeler)

Since birth, we have both suffered from the inability

Doğduğumuz andan itibaren hiçbirimiz uçma

to fly on our own.

yeteneğine sahip değiliz.

Last year, Kaijen Hsiao of Willow Garage

Geçen sene, Willow Garage'den Kaijen Hsiao

connected with me Chad Jenkins.

beni Chad Jenkins ile buluşturdu.

Chad showed me how easy it is

Chad bana uzaktan kumandalı bir uçak

to purchase and fly aerial drones.

alıp uçurmanın ne kadar kolay olduğunu gösterdi.

It was then I realized that I could also use

İşte o zaman, yatağa mahkum kişilerin dünyalarını

an aerial drone to expand the worlds

genişletebilmek için bu kumandalı uçakları

of bedridden people through flight,

kullanabileceğimi ve bu şekilde hareket

giving a sense of movement and control

ve kontrol duygusu oluşturabileceğimi farkettim.

that is incredible.

Bu inanılmaz bir şey.

Using a mouse cursor I control with my head,

Başım ile kontrol ettiğim fare imlecini kullanarak,

these web interfaces allow me

bu web arayüzleri sayesinde

to see video from the robot

robotton video izleyebiliyor ve

and send control commands

web tarayıcısındaki düğmelere basarak

by pressing buttons in a web browser.

kontrol komutası gönderebiliyorum.

With a little practice, I became good enough with this interface

Biraz alıştırma ile arayüzü, kendi kendime evin içerinde

to drive around my home on my own.

dolaşacak kadar iyi kullanmaya başladım.

I could look around our garden

Bahçede etrafa bakabiliyor ve

and see the grapes we are growing.

yetiştirdiğimiz üzümleri görebiliyordum.

I inspected the solar panels on our roof. (Laughter)

Çatıdaki güneş panellerini denetledim. (Gülüşmeler)

One of my challenges as a pilot is to land the drone

Pilot olarak yaşadığım en büyük güçlüklerden birisi uçağı

on our basketball hoop.

basketbol potasına indirmek.

I went even further by seeing if I could use

Daha da ileriye giderek Fighting Walrus

a head-mounted display, the Oculus Rift,

tarafından modifiye edilmiş, başa takılan

as modified by Fighting Walrus,

bir gösterge -Oculus Rift - ile

to have an immersive experience

kumandalı uçağı 3 boyutlu bir şekilde

controlling the drone.

kontrol edip edemeyeceğimi görmek istedim.

With Chad's group at Brown,

Yaklaşık 5000 kilometre uzaklıktaki evimden

I regularly fly drones around his lab

Chad'in Brown'daki grubu ile laboratuvarında

several times a week, from my home 3,000 miles away.

düzenli olarak haftada birkaç kere kumandalı uçakları uçuruyorum.

All work and no fun makes for a dull quadriplegic,

Eğlence olmadan devamlı iş beni sıkıcı bir felçli yapar.

so we also find time to play friendly games

Bu yüzden robot futbolu gibi dostluk maçlarına

of robot soccer. (Laughter)

da zaman ayırıyoruz. (Gülüşmeler)

I never thought I would be able to casually

Brown gibi bir kampüste kendi kendime

move around a campus like Brown on my own.

gündelik gezintiler yapabileceğimi düşünemezdim.

I just wish I could afford the tuition. (Laughter)

Keşke okul harcına yeticek param olsaydı. (Gülüşmeler)

Chad Jenkins: Henry, all joking aside,

Chad Jenkins: Henry, şaka bir yana

I bet all of these people here

eminim buradaki herkes

would love to see you fly this drone

5000 km uzaklıktaki California'daki evinden

from your bed in California 3,000 miles away.

bu kumandalı uçağı uçurmanı görmek istiyor.

(Applause)

(Alkışlar)

Okay, Henry, have you been to D.C. lately?

Peki, Henry, son zamanlarda başkente gittin mi?

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Are you excited to be at TEDxMidAtlantic?

TEDxMidAtlantic'te olmaktan heyecan duyuyor musun?

(Laughter) (Applause)

(Gülüşmeler) (Alkışlar)

Can you show us how excited you are?

Bize ne kadar heyecanlı olduğunu gösterebilir misin?

(Laughter)

(Gülüşmeler)

All right, big finish.

Ve büyük son.

Can you show us how good of a pilot you are?

Ne kadar iyi bir pilot olduğunu bize gösterir misin?

(Applause)

(Alkışlar)

All right, we still have a little ways to go with that,

Peki, hala biraz zamana ihtiyacımız var, fakat

but I think it shows the promise.

gelecek vaat ediyor.

What makes Henry's story amazing

Henry'nin hikayesini harika kılan

is it's about understanding Henry's needs,

bunun Henry'nin ihtiyaçları ve

understanding what people in Henry's situation

onun durumundaki insanların teknolojiden

need from technology,

beklentisini anlamak,

and then also understanding

ardından da ileri teknolojinin neler

what advanced technology can provide,

sağlayabileceğini kavrayarak bu ikisini

and then bringing those two things together

bilgece ve sağduyulu bir şekilde bir araya

for use in a wise and responsible way.

getirebilmekle ilgili olması.

What we're trying to do is democratize robotics,

Robotik teknolojisini demokratikleştirerek herkesin

so that anybody can be a part of this.

bunun bir parçası olabilmesini sağlamaya çalışıyoruz.

We're providing affordable, off-the-shelf robot platforms

Yapmaya çalıştığımız işin bir parçası olabilmeniz için

such as the A.R. drone, 300 dollars,

açık kaynaklı robotik yazılımın yanı sıra

the Suitable Technologies beam, only 17,000 dollars,

300 dolarlık A.R. uçaklar ve sadece 17000 dolarlık

along with open-source robotics software

Suitable Technologies naklen iletişim gibi

so that you can be a part of what we're trying to do.

uygun fiyatlı satışa hazır robot platformları temin ediyoruz.

And our hope is that, by providing these tools,

Bu araçları temin ederken

that you'll be able to think of better ways

engelliler için daha iyi hareket,

to provide movement for the disabled,

yaşlanan nüfus için bakım,

to provide care for our aging population,

çocuklar için daha iyi bir eğitim

to help better educate our children,

gelecekte orta sınıf için yeni iş imkanları ve

to think about what the new types

çevreminiz gözlemlenmesini, korunmasını

of middle class jobs could be for the future,

ve evrenin keşfedilmesini sağlayacak

to both monitor and protect our environment,

daha iyi yöntemler düşüneceğinizi

and to explore the universe.

umuyoruz.

Back to you, Henry.

Tekrar sendeyiz Henry.

HE: Thank you, Chad.

Teşekkürler Chad.

With this drone setup, we show the potential

Bu kumandalı uçak kurulumu yatağa mahkum

for bedridden people to once again be able

insanlar için bir kez daha dış dünyayı

to explore the outside world,

keşfetme potansiyeli olduğununu ve

and robotics will eventually provide

robotik teknolojisinin er ya da geç

a level playing field

sadece zihinsel zekası

where one is only limited by their mental acuity

ve hayal gücü ile sınırlı olan bireyler için

and imagination,

eşit şartlar oluşturarak

where the disabled are able to perform

engellilerin de aynı aktiviteleri herkes gibi

the same activities as everyone else,

veya herkesten de daha iyi şekilde

and perhaps better,

gerçekleştirmesini sağlayacağını

and technology will even allow us to provide

ve teknolojinin şu an bitkisel hayatta olan

an outlet for many people who are presently

insanlar için bile bir çıkış yolu sağlamamıza izin

considered vegetables.

vereceğini gösteriyor.

One hundred years ago,

100 yıl önce

I would have been treated like a vegetable.

bir bitkiymişim gibi muamele görebilirdim.

Actually, that's not true.

Aslında bu pek doğru olmadı.

I would have died.

Yaşıyor olmazdım.

It is up to us, all of us, to decide how

Robotik teknolojisinin iyi ya da kötü amaçlı

robotics will be used, for good or for evil,

kullanılması bizim elimizde.

for simply replacing people

Bu teknolojiyi insanların yerine ya da

or for making people better,

bize daha fazlasını yapma ve tadını çıkarma imkanı

for allowing us to do and enjoy more.

sağlayan insanları geliştirmek için kullanabiliriz.

Our goal for robotics is to unlock everyone's mental power

Robotik teknolojisine ilişkin hedefimiz

by making the world more physically accessible

dünyayı ben ve yer küre etrafında yaşayan benim gibiler

to people such as myself and others like me

için fiziksel açıdan daha erişilebilir hale getirerek

around the globe.

herkesin zihinsel gücünü ortaya çıkarmak.

With the help of people like you,

Sizin gibi insanların sayesinde

we can make this dream a reality.

bu hayali gerçekleştirebiliriz.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)