Timothy Prestero: Design for people, not awards

Timothy Prestero: İnsanlar için tasarım, ödüller için değil

90,966 views

2012-08-16 ・ TED


New videos

Timothy Prestero: Design for people, not awards

Timothy Prestero: İnsanlar için tasarım, ödüller için değil

90,966 views ・ 2012-08-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Timothy Covell Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Gözde Tmby Gözden geçirme: Mehmet Sinan
00:15
I've got a great idea that's going to change the world.
1
15396
2620
Dünyayı değiştirecek harika bir fikrim var.
Aklınızı başınızdan alacak kadar mükemmel bir fikir.
00:18
It's fantastic, it's going to blow your mind.
2
18040
2394
O da benim güzel bebeğim.
00:20
It's my beautiful baby.
3
20458
1401
00:21
Here's the thing: everybody loves a beautiful baby.
4
21883
2429
Mesele şu ki, herkes güzel bebekleri sever.
00:24
I mean, I was a beautiful baby.
5
24336
1941
Yani, ben de güzel bir bebektim.
Bu resimde doğumumdan bir kaç gün sonra babamlayım.
00:26
Here's me and my dad a couple days after I was born.
6
26301
2476
00:28
So in the world of product design,
7
28801
1639
Ürün tasarlama dünyasında ise
güzel bebekler konsept arabalar gibidir.
00:30
the beautiful baby's like the concept car.
8
30464
2368
00:32
It's the knockout.
9
32856
1886
Çok çekicidirler.
00:34
You see it and you go, "Oh, my God. I'd buy that in a second!"
10
34766
3139
Görür görmez, "Aman tanrım bu arabayı hemen almalıyım!" dersiniz.
00:37
So why is it that this year's new cars
11
37929
2371
Peki, neden geçen senenin yeni arabaları
00:40
look pretty much exactly like last year's new cars?
12
40324
3264
bu seneninkilerin neredeyse tıpatıp aynısı?
00:43
(Laughter)
13
43612
1772
(Kahkahalar)
00:45
What went wrong between the design studio and the factory?
14
45408
2818
Tasarım stüdyosu ve fabrika arasında yanlış giden neydi?
Bugün güzel bebekler hakkında konuşmak istemiyorum.
00:48
Today, I don't want to talk about beautiful babies,
15
48250
2404
00:50
I want to talk about the awkward adolescence of design --
16
50678
2741
Onun yerine tasarımın garip ergenlik dönemi hakkında konuşmak istiyorum -
00:53
those sort of dorky teenage years
17
53443
4578
hani şu başımızda kavan yelleri esen
dünyanın nasıl işlediğini anlamaya çalıştığımız yıllar.
00:58
where you're trying to figure out how the world works.
18
58045
2943
Yenidoğan sağlığı üzerine yaptığımız bazı çalışmalardan örnek vererek başlayayım.
01:01
I'm going to start with an example
19
61567
1635
01:03
from some work that we did on newborn health.
20
63226
2428
01:05
So here's a problem:
21
65678
1632
Sorun şu:
01:07
four million babies around the world, mostly in developing countries,
22
67334
4015
Dünyada her yıl dört milyon bebek
çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde
ilk doğumgünlerinden önce ölüyor,
01:11
die every year before their first birthday,
23
71373
2361
01:13
even before their first month of life.
24
73758
1828
hatta ilk doğdukları ay içerisinde.
01:15
It turns out half of those kids,
25
75610
1660
Dünyada, bu çocukların yarısı ya da 1.8 milyon civarındaki yenidoğanların
01:17
or about 1.8 million newborns around the world,
26
77294
2214
01:19
would make it if you could just keep them warm
27
79532
2888
aslında sadece ilk üç gün, ya da doğdukları ilk hafta
onları sıcak tutarak, hayatta kalabilecekleri ortaya çıktı.
01:22
for the first three days, maybe the first week.
28
82444
2722
Bu Kathmandu,Nepal'de bir yenidoğan yoğunbakım ünitesi.
01:25
So this is a newborn intensive care unit in Kathmandu, Nepal.
29
85190
3701
01:28
All of these kids in blankets belong in incubators --
30
88915
2709
Bütün bu çocuklar battaniyeye sarılı olarak kuvözde olmalılar-
01:31
something like this.
31
91648
1649
ya da buna benzer bir şey. Bu da Japonya'dan bağışlanan
01:33
This is a donated Japanese Atom incubator
32
93321
2796
01:36
that we found in a NICU in Kathmandu.
33
96141
2673
NICU Kathmandu'da bulduğumuz Atom kuvöz
İşte istediğimiz şey bu.
01:39
This is what we want.
34
99385
1166
01:40
Probably what happened is a hospital in Japan upgraded their equipment
35
100575
3334
Muhtemelen, Japonya'da bir hastane, yeni donanım edindikten
01:43
and donated their old stuff to Nepal.
36
103933
3429
sonra eskilerini Nepal'e bağışlamıştır.
Ama problem ise, teknisyenler ve yedek parça olmadan
01:47
The problem is, without technicians, without spare parts,
37
107386
3065
01:50
donations like this very quickly turn into junk.
38
110475
3419
bu tip bağışlar çok çabuk bir şekilde hurdaya çıkmaktadır.
01:54
So this seemed like a problem that we could do something about.
39
114513
3238
Bu çözülebileceğimiz bir problem gibi gözükmektedir.
Bebeği bir hafta boyunca sıcak tutmak
01:58
Keeping a baby warm for a week -- that's not rocket science.
40
118218
3774
roket bilimi değil sonuçta.
Böylelikle işe koyulduk.
02:02
So we got started.
41
122016
1383
02:03
We partnered with a leading medical research institution here in Boston.
42
123423
3871
Boston'da bulunan önemli bir medikal araştırma enstitüsüyle ortak olduk.
Denizaşırı ülkelerde aylar süren kullanıcı araştırmaları yaptık.
02:07
We conducted months of user research overseas,
43
127318
2916
02:10
trying to think like designers, human-centered design --
44
130258
2706
Bunu yaparken, insan-odaklı tasarımı göz önünde bulundurarak tasarımcılar gibi düşünmeye çalıştık,
02:12
"Let's figure out what people want."
45
132988
2073
İnsanların ne istediklerini anlamaya çalışalım.
02:15
We killed thousands of Post-it notes.
46
135835
2093
Binlerce yapışkan not kağıdı harcadık.
02:17
We made dozens of prototypes to get to this.
47
137952
3423
Buna ulaşmak için düzinelerce prototip hazırladık.
Ve sonuç - YeniBesleme Bebek Kuvözü
02:21
So this is the NeoNurture infant incubator,
48
141399
2968
İçine yerleştirilen bir sürü yenilik var. Ve bu kendimizi harika hissetmemizi sağladı.
02:24
and this has a lot of smarts built into it, and we felt great.
49
144391
3674
02:28
So the idea here is, unlike the concept car,
50
148089
2314
Amacımız ise konsept arabaların aksine
02:30
we want to marry something beautiful
51
150427
1854
bizim güzel bir şeyi gerçek anlamda
02:32
with something that actually works.
52
152305
2479
işe yarayan bir şeyle eşleştirmek istememiz.
02:34
And our idea is that this design
53
154808
2087
Ve bizim amacımız ise bu tasarımın
02:36
would inspire manufacturers and other people of influence
54
156919
3463
üreticilere ve katkısı olabilecek diğer insanlara
02:40
to take this model and run with it.
55
160406
2509
bu modeli alıp işe koyulmaları için ilham vermek
Kötü haber ise şu:
02:43
Here's the bad news:
56
163776
2657
02:46
the only baby ever actually put inside the NeoNurture incubator
57
166457
3974
YeniBesleme Kuvözünün içine koyulan tek bebek
Time dergisinde resmi olan bu çocuktu.
02:50
was this kid during a Time magazine photo shoot.
58
170455
3243
Böylece tanıtım mükemmel olmuştu.
02:54
So recognition is fantastic.
59
174328
2203
02:56
We want design to get out for people to see it.
60
176555
2675
İnsanların tasarımı görüp tanımasını istiyorduk.
02:59
It won lots of awards.
61
179254
1866
Birçok ödül aldı.
Ama bu teselli ödülü gibi hissettirdi bize.
03:01
But it felt like a booby prize.
62
181144
2262
Dünyayı daha iyi bir yer yapabilecek güzel şeyler yapmak istedik
03:04
We wanted to make beautiful things
63
184166
1700
03:05
that are going to make the world a better place,
64
185890
3137
03:09
and I don't think this kid was even in it long enough to get warm.
65
189051
3654
ve bu çocuğun kuvözün içinde ısınacak kadar uzun süre durduğunu bile sanmıyorum.
03:12
So it turns out that design for inspiration doesn't really ...
66
192729
5707
Dolayısıyla ilham vermesi gereken bu tasarım
aslında pek de vermiyormuş --
Aslında söylemek istediğim şey, bizim için, yapmak istediğim şey için,
03:18
I guess what I would say is, for us, for what I want to do,
67
198460
3526
bunun çok yavaş veya işe yaramıyor olmasıdır. Etkili değil.
03:22
it's either too slow or it just doesn't work, it's ineffective.
68
202010
3410
03:25
So, really, I want to design for outcomes.
69
205444
3037
Aslında sonuç odaklı durumlar için gerçekten tasarım yapmak istiyorum.
03:28
I don't want to make beautiful stuff; I want to make the world a better place.
70
208505
3696
Güzel şeyler yapmak istemiyorum.
Ben dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek istiyorum.
Bu yüzden YeniBesleme için tasarım yaparken
03:32
So when we were designing NeoNurture,
71
212225
1785
bu şeyi kullanacak insanlara çok odaklandık --
03:34
we paid a lot of attention to the people who are going to use this thing,
72
214034
3441
mesela, fakir aileler, köy doktorları,
03:37
for example, poor families, rural doctors,
73
217499
2603
çok işi olan hemşireler, hatta tamirciler için bile.
03:40
overloaded nurses, even repair technicians.
74
220126
3156
Bütün esasları hallettiğimizi, her şeyi doğru yaptığımızı düşünmüştük.
03:43
We thought we had all our bases covered, we'd done everything right.
75
223306
3212
Daha sonra fark ettik ki; bir ürünün başarılı olması için
03:46
Well, it turns out there's this whole constellation of people
76
226542
2866
işe dahil olması gereken çeşitli dallarda insanların olması gerekli,
03:49
who have to be involved in a product for it to be successful:
77
229432
2863
üretim, maliye, dağıtım, düzenleme.
03:52
manufacturing, financing, distribution, regulation.
78
232319
2690
PATH mensubu Michael Free diyor ki böyle bir ürün için kimin "seçeceğine, kullanacağına
03:55
Michael Free at PATH says you have to figure out
79
235033
2253
03:57
who will "choose, use and pay the dues"
80
237310
2634
03:59
for a product like this.
81
239968
1290
ve hesabı ödeyeceğine" karar vermelisiniz.
04:01
And I have to ask the question that VCs always ask:
82
241282
2444
Ve şu soruyu sormalıyım --
04:03
"Sir, what is your business, and who is your customer?"
83
243750
2850
Girişim sermayecisi hep sorar, " Bayım, sizin işiniz nedir ve müşteriniz kimdir?"
04:06
Who is our customer?
84
246624
1273
Müşterimiz kim mi? İşte bir örnek.
04:08
Well, here's an example.
85
248389
1168
04:09
This is a Bangladeshi hospital director outside his facility.
86
249581
3271
Bu Bangladeş'te tesisinin dışında bulunan bir hastane yöneticisi.
04:12
It turns out he doesn't buy any of his equipment.
87
252876
2837
Ekipmanlarının hiçbirini satın almadığı ortaya çıktı.
04:15
Those decisions are made by the Ministry of Health
88
255737
2766
Bu kararlar Sağlık Bakanlığı veya
bağışta bulunan yabancı kişiler tarafından verildi.
04:18
or by foreign donors,
89
258527
1324
04:19
and it just kind of shows up.
90
259875
1381
ve bu şu veya bu şekilde belli olmaktadır.
04:21
Similarly, here's a multinational medical-device manufacturer.
91
261599
3491
Bu da benzer bir durumda olan çokuluslu bir medikal alet üreticisi.
Onların da müşterilerini daha rahat bulabilecekleri alanları tercih ettikleri ortaya çıktı.
04:25
It turns out they've got to fish where the fish are.
92
265114
2910
Sonra yeni oluşan müşterilerin yoğun olduğu piyasaların
04:28
So it turns out that in emerging markets -- where the fish are --
93
268048
3337
bu ülkelerin yeni oluşan orta sınıfı olduğu ortaya çıktı --
04:31
are the emerging middle class of these countries --
94
271409
3095
04:34
diseases of affluence: heart disease, infertility.
95
274528
3454
toplumdaki refahla bağlantılı olan hastalıklar: kalp hastalığı, kısırlık
Dolaıysıyla bir açıdan ortaya çıkacak sonuçlar için yapılan tasarımın
04:38
So it turns out that design for outcomes in one aspect
96
278006
4478
04:42
really means thinking about design for manufacture and distribution.
97
282508
3524
aslında üretim ve dağıtım için yapılan bir tasarım demek olduğu anlaşıldı.
Peki, bu iyi bir dersti.
04:46
OK, that was an important lesson.
98
286056
1806
İkinci olarak biz bu dersi değerlendirdik ve yeni projemizde kullanmayı denedik.
04:48
Second, we took that lesson and tried to push it into our next project.
99
288267
4166
04:52
So we started by finding a manufacturer,
100
292457
2509
Bir üretici bulmakla başladık,
04:54
an organization called MTTS in Vietnam,
101
294990
2298
Vietnam'da MTTS adında
Güneydoğu Asya için yenidoğan bakımı teknolojileri üreten bir organizasyon.
04:57
that manufactures newborn-care technologies for Southeast Asia.
102
297312
3398
05:00
Our other partner is East Meets West,
103
300734
1884
Diğer partnerimiz ise East Meets West (Doğuyla Batının Buluşması).
05:02
an American foundation that distributes that technology
104
302642
2626
Bu, teknolojiyi o çevredeki fakir hastanelere dağıtan
05:05
to poor hospitals around that region.
105
305292
2650
bir Amerikan kurumu.
05:07
So we started with them, saying, "Well, what do you want?
106
307966
2683
Onlarla " Peki siz ne istiyorsunuz?" diyerek işe başladık.
05:10
What's a problem you want to solve?"
107
310673
1729
Çözmek istediğiniz sorunlarınızdan biri nedir?
05:12
And they said, "Let's work on newborn jaundice."
108
312426
2505
Onlar da " Yenidoğan sarılığı üzerinde çalışalım" dediler.
05:14
So this is another one of these mind-boggling global problems.
109
314955
4062
Bu, şu akıllara durgunluk veren sorunlardan başka bir tanesiydi.
Sarılık dünyadaki yenidoğanların üçte ikisini etkilemektedir.
05:19
Jaundice affects two-thirds of newborns around the world.
110
319041
3739
05:22
Of those newborns, one in 10 roughly,
111
322804
4524
Bu yenidoğanların, yaklaşık onda biri
05:27
if it's not treated, the jaundice gets so severe
112
327352
2480
eğer tedavi edilmezse, sarılık çok şiddetli oluyor
05:29
that it leads to either a life-long disability,
113
329856
2673
ya hayat boyu süren bir soruna dönüşüyor
05:32
or the kids could even die.
114
332553
2541
ya da çocuklar ölebilir bile.
Sarılığı tedavi etmek için bir yol var,
05:35
There's one way to treat jaundice,
115
335590
1719
onun adı da kan nakli
05:37
and that's what's called an exchange transfusion.
116
337333
2540
05:39
So as you can imagine, that's expensive and a little bit dangerous.
117
339897
3844
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu pahalı ve biraz tehlikeli bir şey.
Başka bir tedavi yöntemi daha var.
05:43
There is another cure.
118
343765
1785
05:45
It's very technological, it's very complex, a little daunting.
119
345574
5643
Çok teknolojik, çok karmaşık ve gözünüzü korkutacak bir yöntem.
Çocuğun üzerine mavi ışık tutmalısınız-
05:51
You've got to shine blue light on the kid.
120
351241
2222
05:53
(Laughter)
121
353487
1062
tenin mümkün olduğu kadarını kaplayarak parlak mavi ışık tutulmalıdır.
05:54
Bright blue light on as much of the skin as you can cover.
122
354573
3451
Bu neden zor bir problem?
05:58
How is this a hard problem?
123
358048
1881
05:59
I went to MIT. OK, we'll figure that out.
124
359953
5641
MIT'e gittim
Tamam, biz bunu halledeceğiz.(Kahkahalar)
06:05
(Laughter)
125
365618
1436
İşte bir örnek. Bu Amerikan hastaneleri için tasarlanan
06:07
So here's an example.
126
367078
1167
06:08
This is an overhead phototherapy device that's designed for American hospitals,
127
368269
4508
bir üstten fototerapi aleti
06:12
and here's how it's supposed to be used.
128
372801
1978
Nasıl kullanılması gerektiğini açıklayayım.
06:14
It's over the baby, illuminating a single patient.
129
374803
3869
Bebeğin üzerinde, tek bir hastayı aydınlatarak.
Onu bir Amerikan hastanesinden çıkar,
06:19
Take it out of an American hospital,
130
379426
1739
deniz aşırı, Asya'da bulunan kalabalık bir tesise gönder,
06:21
send it overseas to a crowded facility in Asia,
131
381189
2209
gerçekte nasıl kullanıldığını anlatayım.
06:23
here's how it's actually used.
132
383422
1452
06:24
The effectiveness of phototherapy is a function of light intensity.
133
384898
3223
Fototerapinin etkililiği ışık yoğunluğunun bir işlevi.
Bu karaklık mavi kareler etkili fototerapinin nerede olduğunu göstermektedir.
06:28
These dark blue squares show you where it's effective phototherapy.
134
388145
3407
Burada ise kullanılması gerekenin altında kullanılmış.
06:31
Here's what it looks like under actual use.
135
391576
2031
06:33
So those kids on the edges aren't actually receiving effective phototherapy.
136
393631
3681
Hastalık sınırındaki çocuklar
aslında etkili bir fototerapi almıyorlar.
06:37
But without training, without some kind of light meter,
137
397336
3426
Ama eğitim olmadan, bir çeşit ışık ölçer olmadan,
06:40
how would you know?
138
400786
1318
nasıl bilebilirsiniz?
06:42
We see other examples of problems like this.
139
402596
2061
Bu tip sorunların başka örneklerini de görüyoruz.
Bu ise annelerin bebeklerini ziyaret etmeye geldiği
06:44
Here's a neonatal intensive care unit,
140
404681
1822
bir neonatal yoğun bakım ünitesi.
06:46
where moms come in to visit their babies.
141
406527
1962
06:48
And keep in mind that Mom maybe just had a C-section,
142
408513
2495
Ve şunu aklınızda tutun, anne belki de henüz sezeryan yöntemi ile doğum yapmıştır.
bu halıhazırda zaten bir nevi şanssızlık.
06:51
so that's already kind of a bummer.
143
411032
1866
06:52
Mom's visiting her kid.
144
412922
1373
Anne çocuğunuz ziyaret ediyor.
Bebeğini çıplak bir halde, mavi bir ışığın altında uzanmış
06:54
She sees her baby naked, lying under some blue lights,
145
414319
3135
06:57
looking kind of vulnerable.
146
417478
2115
savunmasız bir halde görüyor.
06:59
It's not uncommon for Mom to put a blanket over the baby.
147
419617
3012
Bir anne için bebeğini battaniye ile örtmesi sıra dışı değildir.
Fototerapi açısından, belki de en iyi davranış değildir.
07:03
From a phototherapy standpoint, maybe not the best behavior.
148
423474
3874
Hatta bu kulağa biraz aptalca geliyor.
07:07
In fact, that sounds kind of dumb.
149
427372
1874
07:09
Except, what we've learned is that there's no such thing as a dumb user --
150
429270
4790
Tabii, öğrendiğimiz şey
aptal kullanıcı diye bir şey yoktur-- gerçekten öğrendiğimiz bu.
07:14
there are only dumb products.
151
434084
2662
Sadece aptal ürünler vardır.
07:16
We have to think like existentialists:
152
436770
1838
Varoluşçular gibi düşünmeliyiz.
07:18
it's not the painting we would have painted,
153
438632
2064
Çizmek istediğimiz resim sorun değildir,
aslında çizdiğimiz resim sorunu yaratandır.
07:20
it's the painting that we actually painted.
154
440720
2015
Aslolan işlev -- gerçek kullanım için yapılan tasarım.
07:22
It's the use -- designed for actual use.
155
442759
2510
07:25
How are people actually going to use this?
156
445293
2000
İnsanlar bunu gerçekten nasıl kullanacaklar?
Buna bağlı olarak, partnerimiz MTTS hakkında düşündüğümüz zaman,
07:27
So, similarly, when we think about our partner MTTS,
157
447737
3080
07:30
they've made some amazing technologies for treating newborn illnesses.
158
450841
3428
yenidoğan hastalıklarının tedavisi için inanılmaz bazı teknolojiler geliştirdiler.
07:34
So here's an overhead warmer and a CPAP.
159
454293
2309
Bu bir üstten ısıtıcı ve bir CPAP.
07:36
They're inexpensive, really rugged.
160
456626
2745
Ucuzlar ve oldukça sağlamlar.
07:39
They've treated 50,000 kids in Vietnam with this technology.
161
459395
2837
Bu teknolojiyle Vietnam'da 50.000 çocuğu tedavi ettiler.
07:42
But here's the problem:
162
462256
1357
Ama sorun şudur:
07:43
Every doctor in the world, every hospital administrator,
163
463637
2803
Dünyadaki her doktor, her hastane yöneticisi,
lanet olası "E.R." tekrar gösterimlerini televizyonda izlemiştir.
07:46
has seen TV -- curse those "ER" reruns!
164
466464
5252
Onlar medikal bir aletin nasıl görünmesi gerektiğini biliyorlarmış.
07:51
Turns out they all know what a medical device is supposed to look like.
165
471740
3649
07:55
They want Buck Rogers, they don't want effective.
166
475897
3031
Onlar Buck Rogers'ı istiyorlar, etkili istemiyorlar.
Çılgınca ve aptalca geliyor kulağa,
07:59
It sounds crazy, it sounds dumb,
167
479309
1758
08:01
but there are actually hospitals who would rather have no equipment
168
481091
3167
ama aslında ucuz ve köhne bir şey yerine
hiçbir ekipman edinmemeyi tercih eden hastaneler var.
08:04
than something that looks cheap and crummy.
169
484282
2056
Tekrarlıyorum, biz insanların bir alete güvenmesini istiyorsak
08:06
So again, if we want people to trust a device,
170
486362
3294
08:09
it has to look trustworthy.
171
489680
1408
görüntüsü güven vermeli.
08:11
So thinking about outcomes,
172
491112
1491
Ortaya çıkacak sonuçlara gelince ise,
08:12
it turns out appearances matter.
173
492627
2377
dış görüntünün önem taşıdığı ortaya çıktı.
08:15
We took all that information together.
174
495028
2507
Biz bütün o bilgiyi biraraya getirdik.
08:17
We tried, this time, to get it right.
175
497559
2331
Bu sefer doğru uygulamak için çabaladık.
08:19
And here's what we developed.
176
499914
1388
Ve sonunda işte bunu geliştirdik.
08:21
This is the Firefly phototherapy device,
177
501326
1936
Bu FireFly Fototerapi Aleti,
08:23
except this time, we didn't stop at the concept car.
178
503286
2852
ama bu kez biz konsept arabalarda kalmadık.
08:26
From the very beginning, we started by talking to manufacturers.
179
506947
3254
En başından itibaren üreticilerle konuşmaya başladık.
Amacımız MTTS' nin gerçekten üretebileceği
08:30
Our goal is to make a state-of-the-art product
180
510225
3144
son teknoloji ürünü yaratmak.
08:33
that our partner MTTS can actually manufacture.
181
513393
2682
Yani, amacımız bu ürünü üretebilmeleri için
08:36
Our goal is to study how they work, the resources they have access to,
182
516099
4087
çalışma şekilllerini ve kaynaklarını anlamak.
08:40
so that they can make this product.
183
520210
2206
08:42
So that's the design for manufacture question.
184
522765
2491
Bu "üretim için tasarım" sorusuydu.
08:45
When we think about actual use,
185
525280
1835
Gerçek kullanımı hakkında düşündüğümüz zaman,
Firefly'ın tek bir beşiği olduğunu fark edeceksiniz.
08:47
you'll notice that Firefly has a single bassinet.
186
527139
2309
08:49
It only fits a single baby,
187
529472
1873
Sadece tek bir bebeğe yetmektedir.
08:51
and the idea here is it's obvious how you ought to use this device.
188
531369
4034
Buradaki amaçsa bu aleti nasıl kullanılacağını açıkca belli etmek.
08:55
If you try to put more than one kid in,
189
535427
1873
Eğer birden fazla bebek koyulmaya çalışılırsa,
üst üste koyulmak zorunda kalıyorlar.
08:57
you're stacking them on top of each other.
190
537324
2029
(Kahkahalar)
08:59
(Laughter)
191
539377
1632
Bize göre buradaki amaç , yanlış kullanım olasılığını olabildiğince azaltmaktır.
09:01
So the idea here is you want to make it hard to use wrong.
192
541033
2771
09:03
In other words, you want to make the right way to use it
193
543828
2667
Başka bir deyişle, doğru kullanım yolunu
en kolay yol haline getirmek.
09:06
the easiest way to use it.
194
546519
1938
09:08
Another example -- again, silly Mom.
195
548481
3012
Başka bir örnek: Yine, saf olan anne.
09:11
Silly Mom thinks her baby looks cold, wants to put a blanket over the baby.
196
551517
3553
Saf olan anne bebeğinin üşüdüğünü düşünüp, üzerine bir battaniye koymak isteyecek.
İşte bu yüzden Firefly'ın hem alttan hem üstten ışıkları vardır.
09:15
That's why we have lights above and below the baby in Firefly,
197
555094
2922
Bu durumda anne bebeğin üzerini örtse bile,
09:18
so if Mom does put a blanket over the baby,
198
558040
2037
bebek hala etkili fototerapiyi alttan almaya devam edecektir.
09:20
it's still receiving effective phototherapy from below.
199
560101
2951
Son hikaye ise şu:
09:23
Last story here:
200
563896
1318
Hindistan'dan bir arkadaşım bana dedi ki
09:25
I've got a friend in India who told me
201
565238
1895
"Asya'da dağıtım için, bir hamamböceğini tırmanmaya
09:27
that you haven't really tested a piece of electronic technology
202
567157
2981
ve içindeki her küçük parçanın üzerine işemesi için
09:30
for distribution in Asia,
203
570162
2042
eğitmediğin sürece
09:32
until you've trained a cockroach to climb in and pee
204
572228
2445
09:34
on every single little component on the inside.
205
574697
2452
elektronik teknolojisinin bir parçasını bile test etmiş sayılmazsın."
(Kahkahalar)
09:37
(Laughter)
206
577173
1784
09:38
You think it's funny.
207
578981
1359
Size komik gelebilir.
09:40
I had a laptop in the Peace Corps,
208
580364
2214
Peace Corps'da bir dizüstü bilgisayarım vardı
ve ekran ölü piksellerle doluydu.
09:42
and the screen had all these dead pixels on it.
209
582602
2204
09:44
And one day I looked in -- they were all dead ants
210
584830
2785
Bir gün içine baktım ve gördüm ki
laptop'uma girip ölen bir sürü karınca vardı--
09:47
that had gotten into my laptop and perished.
211
587639
2064
09:49
Those poor ants.
212
589727
1151
zavallı karıncalar!
09:50
(Laughter)
213
590902
1540
Dolaysıyle Firefly ile şunu yaptık --
09:52
So with Firefly, what we did is -- the problem is electronics get hot,
214
592466
3564
elektronik aletlerin ısınması sorun yaratmaktadır
ve birçok ürünün soğutulması için
09:56
and you have to put in vents or fans to keep them cool --
215
596054
2722
09:58
in most products.
216
598800
1244
havalandırılmalı veya fan takılmalıdır.
"Girilmez" diye bir işaret koyamayacağımıza karar verdik.
10:00
We decided we can't put a "Do not enter" sign next to the vent.
217
600068
4785
10:04
We actually got rid of all that stuff.
218
604877
1999
Aslında bu tip her şeyi attık.
10:06
So Firefly's totally sealed.
219
606900
1364
Böylece Firefly tamamen kapalı bir alet olmuştur.
Öğrenilen derslerin bazılarında ise
10:08
These are the kinds of lessons --
220
608625
1592
şapkal sevimli bir ergen olmak ne kadar garip gelse de,
10:10
as awkward as it was to be a pretty goofy teenager,
221
610241
2636
10:12
much worse to be a frustrated designer.
222
612901
1983
hayal kırıklığına uğramış bir tasarımcı olmak ondan çok daha kötü bir şey olduğunu anlarsınız.
10:14
So I was thinking, "What I really want to do is change the world.
223
614908
3110
Yapmak istediğimin dünyayı değiştirmek olduğunu düşünmekteydim.
Üretime ve dağıtıma önem vermeliyim.
10:18
I have to pay attention to manufacturing and distribution.
224
618042
2743
10:20
I have to pay attention to how people are actually going to use a device.
225
620809
3991
İnsanların bir aleti nasıl kullanacaklarına önem vermeliyim.
Gerçekten de dikkat etmem gerekiyor. Aslında başarısızlığın bir bahanesi yok.
10:24
I actually have to pay attention. There's no excuse for failure.
226
624824
3016
10:27
I have to think like an existentialist.
227
627864
1874
Bir varoluşçu gibi düşünmeliyim.
10:29
I have to accept that there are no dumb users, only dumb products."
228
629762
3240
Aptal kullanıcıların olmadığını,
sadece aptal ürünlerin olduğunu kabul etmem gerekiyor.
10:33
We have to ask ourselves hard questions.
229
633026
2370
Kendimize zor sorular sormalıyız.
10:35
Are we designing for the world that we want?
230
635420
2326
İstediğimiz dünya için mi tasarlıyoruz?
10:38
Are we designing for the world that we have?
231
638500
2278
Yoksa içinde bulunduğumuz dünya için mi?
Hazırlıklı olsak veya olmasak da
10:41
Are we designing for the world that's coming,
232
641166
2114
gelecekteki dünya için mi tasarlıyoruz?
10:43
whether we're ready or not?
233
643304
1294
10:44
I got into this business designing products.
234
644622
3019
Bu işe ürün tasarlayarak girdim
Ve girdiğimden beri öğrendim ki dünyada gerçekten bir fark yaratmak istiyorsanız,
10:48
I've since learned that if you really want to make a difference in the world,
235
648022
3663
sonuçlar odaklı tasarım yapmalısınız.
10:51
you have to design outcomes.
236
651709
1763
İşte anlamı olan tasarım budur.
10:53
And that's design that matters.
237
653496
1541
Teşekkürler.
10:55
Thank you.
238
655061
1152
(Alkış)
10:56
(Applause)
239
656237
3618
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7