Let's end ageism | Ashton Applewhite

305,514 views ・ 2017-08-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ugur Yetkin Gözden geçirme: Sevkan Uzel
00:12
What's one thing that every person in this room is going to become?
0
12878
4092
Bu odadaki herkesin başına gelecek şey nedir?
00:16
Older.
1
16994
1177
Yaşlılık.
00:18
And most of us are scared stiff at the prospect.
2
18195
2566
Çoğumuz geleceğimiz hakkında endişe etmekte.
00:20
How does that word make you feel?
3
20785
1672
Yaşlılık hali size ne hissettiriyor?
00:23
I used to feel the same way.
4
23633
1477
Ben de aynısını hissediyordum.
00:25
What was I most worried about?
5
25648
1782
En çok endişelendiğim şey neydi?
00:27
Ending up drooling in some grim institutional hallway.
6
27454
3301
Bir huzurevinin koridorunda saçmalarken kendimi bulmak.
00:31
And then I learned that only four percent of older Americans
7
31131
3183
Ama sonra Amerikalıların sadece yüzde dördünün huzur evlerinde
00:34
are living in nursing homes,
8
34338
1389
yaşadığını öğrendim.
00:35
and the percentage is dropping.
9
35751
1564
Bu yüzdeler daha da düşüyor.
00:37
What else was I worried about?
10
37971
2095
Başka hangi konuda endişelerim vardı?
00:40
Dementia.
11
40090
1410
Bunama!
00:41
Turns out that most of us can think just fine to the end.
12
41524
3145
Aslında çoğumuzun ölene kadar sağlıklı düşünebildiği ortaya çıktı.
00:44
Dementia rates are dropping, too.
13
44693
1909
Hatta bunama yüzdeleri de düşmekte.
00:46
The real epidemic is anxiety over memory loss.
14
46626
2905
Asıl sıkıntı olan ise hafıza kaybı yaşayacağım endişesi.
00:49
(Laughter)
15
49555
1860
(Gülüşmeler)
00:51
I also figured that old people were depressed
16
51439
2516
Ayrıca yaşlıların depresif olduklarını düşünüyordum.
00:53
because they were old and they were going to die soon.
17
53979
3449
Çünkü yaşlılardı ve yakında öleceklerdi.
00:57
(Laughter)
18
57452
1749
(Gülüşmeler)
00:59
It turns out that the longer people live,
19
59225
1954
Oysa insanların daha uzun yaşadıkça,
01:01
the less they fear dying,
20
61203
1499
korkularının o kadar azaldığı
01:02
and that people are happiest at the beginnings and the end of their lives.
21
62726
3729
ve hayatlarının başlangıcı ile sonuna doğru en mutlu oldukları ortaya çıktı.
01:06
It's called the U-curve of happiness,
22
66479
1997
Buna mutluluğun U eğrisi denmekte
01:08
and it's been borne out by dozens of studies around the world.
23
68500
3305
ve dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan araştırmalarla teyit edildi.
01:11
You don't have to be a Buddhist or a billionaire.
24
71829
2576
Budist veya milyarder olmana gerek yok.
01:14
The curve is a function of the way aging itself affects the brain.
25
74429
3989
Eğri, yaşlanmanın beyni etkileme yolunu belirten bir fonksiyon.
01:18
So I started feeling a lot better about getting older,
26
78948
3282
Bu verilerden sonra, yaşlanma konusunda daha iyi hissetmeye başladım
01:22
and I started obsessing about why so few people know these things.
27
82254
4901
ve bunlardan neden bu kadar az kişinin haberdar olduğu kafama takılmaya başladı.
01:27
The reason is ageism:
28
87179
1646
Nedeni yaş ayrımcılığı,
01:28
discrimination and stereotyping on the basis of age.
29
88849
3504
yani yaşa bağlı ayrımcılık ve klişeleştirmeler.
01:32
We experience it anytime someone assumes we're too old for something,
30
92995
3887
Bu durumu, bizim kim olduğumuzu veya neye muktedir olduğumuzu öğrenmeden,
01:36
instead of finding out who we are and what we're capable of,
31
96906
3300
bir şey için çok yaşlı ya da çok genç olduğumuzun düşünüldüğü
01:40
or too young.
32
100230
1473
her an yaşıyoruz.
01:41
Ageism cuts both ways.
33
101727
1849
Yaş ayrımcılığının böylece iki yönlü etkisi var.
01:44
All -isms are socially constructed ideas -- racism, sexism, homophobia --
34
104099
5291
Irkçılık, cinsiyet ayrımı, homofobi gibi toplum tarafından oluşturulmuş fikirler
01:49
and that means we make them up,
35
109414
2180
diğer deyişle bizim uydurduğumuz
01:51
and they can change over time.
36
111618
1784
ve zamanla değişebilecek şeylerdir.
01:53
All these prejudices pit us against each other
37
113948
2999
Tüm bu önyargılar, statülerin devamı için
01:56
to maintain the status quo,
38
116971
2142
bizi birbirimize düşürmekte,
01:59
like auto workers in the US competing against auto workers in Mexico
39
119137
4122
tıpkı ABD ve Meksika'daki otomotiv işçilerinin daha iyi ücretler için ortak
02:03
instead of organizing for better wages.
40
123283
2583
hareket etmeleri yerine, rekabet etmesi gibi.
02:05
(Applause)
41
125890
1889
(Alkışlar)
02:07
We know it's not OK to allocate resources by race or by sex.
42
127803
4391
Kaynakların ırk veya cinsiyete göre tahsis edilmesinin doğru olmadığını biliyoruz.
02:12
Why should it be OK to weigh the needs of the young against the old?
43
132218
3353
o zaman niye gençlerin ihtiyaçlarının yaşlılarınkinin önüne geçmesi doğru olsun?
02:16
All prejudice relies on "othering" -- seeing a group of people
44
136407
3636
Tüm önyargılar başka bir insan grubunu,
02:20
as other than ourselves:
45
140067
1424
ırk, din ve uyruk açısından
02:21
other race, other religion, other nationality.
46
141515
3091
bizden farklı "öteki" olarak görmeye dayanıyor.
02:25
The strange thing about ageism:
47
145016
2298
Yaş ayrımcılığındaki garip durum ise,
02:27
that other is us.
48
147338
1987
ötekileştirdiklerimiz aslında biziz.
02:30
Ageism feeds on denial -- our reluctance to acknowledge
49
150046
2966
Yaş ayrımcılığı, bir gün bizim de o ötekileştirdiğimiz
02:33
that we are going to become that older person.
50
153036
2950
yaşlı insan gibi olacağımızı inkar etmemize neden oluyor.
02:36
It's denial when we try to pass for younger
51
156470
3150
Bizim daha genç birisi için bir şeyden vazgeçtiğimizde,
02:39
or when we believe in anti-aging products,
52
159644
2914
ya da yaşlanmayı önleyici ürünlere bel bağladığımızda,
02:42
or when we feel like our bodies are betraying us,
53
162582
2812
veya vücudumuz sırf değiştiği için artık bizi ele verdiğini hissettiğimizde
02:45
simply because they are changing.
54
165418
1930
aslında inkar ediyoruz.
02:48
Why on earth do we stop celebrating the ability to adapt and grow
55
168047
3942
Yahu neden hayat boyu gelişmemizin ve değişime ayak uydurma yeteneğimizin
02:52
as we move through life?
56
172013
1546
keyfine varmayı bırakıyoruz?
02:54
Why should aging well mean struggling to look and move
57
174020
3144
Yaşlanma neden genç halimizdeki gibi görünme ve hareket etme
02:57
like younger versions of ourselves?
58
177188
2084
çabası anlamına gelsin ki?
02:59
It's embarrassing to be called out as older
59
179697
2123
Yaşlı olduğumuzdan utanmayı bırakana kadar,
03:01
until we quit being embarrassed about it,
60
181844
2071
yaşlı olarak addedilmek can sıkabilir.
03:03
and it's not healthy to go through life dreading our futures.
61
183939
3134
Geleceğimiz hakkında endişe duyarak yaşamak hiç de sağlıklı değil.
03:07
The sooner we get off this hamster wheel of age denial,
62
187097
3436
Ne kadar hızlı yaşlanmayı inkar etme kısır döngüsünden vazgeçersek,
03:10
the better off we are.
63
190557
1848
bizim için o kadar iyi olur.
03:13
Stereotypes are always a mistake, of course,
64
193461
2078
Klişeleştirme tabiki her zaman özellikle de,
03:15
but especially when it comes to age,
65
195563
1726
yaşlılık konusunda büyük bir hata.
03:17
because the longer we live,
66
197313
1337
Çünkü daha uzun yaşadıkça,
03:18
the more different from one another we become.
67
198674
2144
birbirimizden o kadar daha farklılaşıyoruz.
03:20
Right? Think about it.
68
200842
1377
Doğru mu? Bir düşünün.
03:22
And yet, we tend to think of everyone in a retirement home
69
202243
2726
Diğer tarafta huzur evlerindeki herkesin
03:24
as the same age: old --
70
204993
1870
aynı yaşta olduğunu düşünürüz: Yaşlı!
03:26
(Laughter)
71
206887
1517
(Gülüşmeler)
03:28
when they can span four decades.
72
208428
2430
Aslında aralarındaki yaş farkı 40'a kadar çıkabilmesine rağmen.
03:30
Can you imagine thinking that way about a group of people
73
210882
2667
20 ile 60 yaşları arasındaki bir grup insan hakkında
03:33
between the ages of 20 and 60?
74
213573
2142
böyle düşünmeyi tahayyül edebilir misiniz?
03:36
When you get to a party, do you head for people your own age?
75
216458
3223
Bir partiye gittiğinizde, kendi yaşıtlarınızla mı takılırsınız?
03:39
Have you ever grumbled about entitled millennials?
76
219705
3086
Bencil milenyum gençleri hakkında hiç homurdandın mı?
03:43
Have you ever rejected a haircut or a relationship or an outing
77
223459
3502
Yaşına uygun olmadığı için hiç bir saç stilini, bir ilişkiyi
03:46
because it's not age-appropriate?
78
226985
2350
ya da bir dışarı davetini reddettiğin oldu mu?
03:49
For adults, there's no such thing.
79
229359
1808
Yetişkinler için böyle bir şey yok.
03:51
All these behaviors are ageist.
80
231603
2035
Bu tür davranışlar yaş ayrımcılığı türü.
03:53
We all do them,
81
233662
1671
Bunların hepsini yapıyoruz
03:55
and we can't challenge bias unless we're aware of it.
82
235357
3137
ve bunların farkında olmazsak önyargılarla mücadele edemeyiz.
03:58
Nobody's born ageist,
83
238518
1336
Kimse yaş ayrımcısı doğmaz.
03:59
but it starts at early childhood,
84
239878
1666
Ancak ilk emareleri,
04:01
around the same time attitudes towards race and gender start to form,
85
241568
3450
ırk ve cinsiyete yönelik ilk davranışların şekillendiği erken çocuklukta başlar.
04:05
because negative messages about late life bombard us
86
245042
3432
Çünkü yaşlılıkla ilgili olumsuz mesajlar
04:08
from the media and popular culture at every turn.
87
248498
3352
medya ve popüler kültür tarafından her fırsatta işlenir.
04:11
Right? Wrinkles are ugly.
88
251874
1573
Doğru mu? Kırışıklıklar çirkin.
04:13
Old people are pathetic.
89
253471
1517
Yaşlılar acınacak durumda.
04:15
It's sad to be old.
90
255012
1827
Yaşlı olmak çok üzücü.
04:16
Look at Hollywood.
91
256863
1391
Hollywood'a bakın.
04:18
A survey of recent Best Picture nominations
92
258278
2104
Son dönemdeki Oskar adayları hakkındaki
04:20
found that only 12 percent of speaking or named characters
93
260406
3773
bir araştırmaya göre, filmlerdeki konuşan ve isim verilmiş karakterlerin
sadece yüzde 12'si 60 yaş ve üzeri.
04:24
were age 60 and up,
94
264203
1506
04:25
and many of them were portrayed as impaired.
95
265733
2621
Bunların da çoğu engelli olarak gösterilmiş.
04:28
Older people can be the most ageist of all,
96
268845
2042
Yaşlılar en büyük yaş ayrımcısı olabilir,
04:30
because we've had a lifetime to internalize these messages
97
270911
3244
çünkü bu mesajları içselleştirmeye yetecek koca bir ömür yaşadık
04:34
and we've never thought to challenge them.
98
274179
2480
ve hiçbir zaman itiraz etmek aklımıza gelmedi.
04:36
I had to acknowledge it
99
276683
1486
Kabul etmeliyim,
04:38
and stop colluding.
100
278193
1324
itiraf ediyorum.
04:39
"Senior moment" quips, for example:
101
279921
2223
Dalgınlığa "Yaşlılık hali" denilme esprisi.
04:42
I stopped making them when it dawned on me
102
282168
2024
Lisede arabamın anahtarını kaybettiğimde
04:44
that when I lost the car keys in high school,
103
284216
2118
"gençlik hali" demediğimin farkına varınca
04:46
I didn't call it a "junior moment."
104
286358
1736
ben de böyle espriler yapmayı bıraktım.
04:48
(Laughter)
105
288118
2437
(Gülüşmeler)
04:50
I stopped blaming my sore knee on being 64.
106
290579
3127
Dizimin ağrımasını 64 yaşımda olmama bağlamayı bıraktım.
04:53
My other knee doesn't hurt,
107
293730
1544
Aynı yaşta olmasına rağmen
04:55
and it's just as old.
108
295298
1476
diğer dizim hiç ağrımıyor.
04:56
(Laughter)
109
296798
2012
(Gülüşmeler)
04:58
(Applause)
110
298834
1293
(Alkışlar)
05:00
We are all worried about some aspect of getting older,
111
300151
2938
Çeşitli nedenlerle hepimiz yaşlanmaktan endişe duyuyoruz.
05:03
whether running out of money,
112
303113
1588
Kimimiz paranın bitmesinden,
05:04
getting sick, ending up alone,
113
304725
2377
kimimiz hastalanmaktan, yalnız kalmaktan
05:07
and those fears are legitimate and real.
114
307126
2463
ve bunlar gerçekçi ve yerinde korkular.
05:10
But what never dawns on most of us
115
310084
1712
Fakat farkına varmadığımız konu ise,
05:11
is that the experience of reaching old age
116
311820
2110
yaşlanırken başımızdan geçen deneyimlerin
05:13
can be better or worse depending on the culture
117
313954
2611
iyi veya kötü olması,
05:16
in which it takes place.
118
316589
1507
insanın yaşadığı ortama bağlı.
05:18
It is not having a vagina that makes life harder for women.
119
318575
3276
Kadının hayatını zorlaştıran şey vajinası değil,
05:21
It's sexism.
120
321875
1214
cinsiyet ayrımcılığı.
05:23
(Applause)
121
323113
1895
(Alkışlar)
05:25
It's not loving a man that makes life harder for gay guys.
122
325032
2749
Eşcinselin hayatını zorlaştıran, bir erkeğe aşık olmak değil,
05:27
It's homophobia.
123
327805
1299
homofobidir.
05:29
And it is not the passage of time that makes getting older
124
329128
3588
Bu çerçevede yaşlanmayı zor hale getirmesi beklenen
05:32
so much harder than it has to be.
125
332740
1589
akan giden zaman değil,
05:34
It is ageism.
126
334353
1329
yaş ayrımcılığıdır.
05:35
When labels are hard to read
127
335706
1582
Etiketler zor okunduğunda
05:37
or there's no handrail
128
337312
1341
veya tırabzanlar olmadığında
05:38
or we can't open the damn jar,
129
338677
1660
ya da bir kavanozu açamadığımızda
05:40
we blame ourselves,
130
340361
1374
sağlıklı bir şekilde yaşlanamadığımızdan
05:41
our failure to age successfully,
131
341759
2364
dem vurarak kendimizi suçlarız.
05:44
instead of the ageism that makes those natural transitions shameful
132
344147
3994
Oysa bu tür doğal halleri utanç verici yapan
05:48
and the discrimination that makes those barriers acceptable.
133
348165
3520
ve bizi kabullenmeye mahkum eden şey yaş ayrımcılığı.
05:52
You can't make money off satisfaction,
134
352335
1990
Tatmin ederek pek para kazanamazsın.
05:54
but shame and fear create markets,
135
354349
2678
Ama utanç ve korku duyguları iyi bir pazar oluşturur
05:57
and capitalism always needs new markets.
136
357051
2508
ve kapitalizm her zaman yeni pazarlara ihtiyaç duyar.
Kırışıklıkların çirkin olduğunu kim söylüyor?
06:00
Who says wrinkles are ugly?
137
360189
1711
06:01
The multi-billion-dollar skin care industry.
138
361924
2753
Milyar dolarlık cilt bakımı sektörü.
06:05
Who says perimenopause and low T and mild cognitive impairment
139
365122
3869
Perimenopozun, düşük testesteronun ve hafif kognitif bozukluğun sağlık sorunu
06:09
are medical conditions?
140
369015
1293
olduğunu kim söylüyor?
06:10
The trillion-dollar pharmaceutical industry.
141
370332
2390
Trilyon dolarlık ilaç sektörü.
06:12
(Cheers)
142
372746
1031
(Tezahürat)
06:13
The more clearly we see these forces at work,
143
373801
2130
Bu dış etkenleri ne kadar net görürsek,
06:15
the easier it is to come up with alternative, more positive
144
375955
3280
daha pozitif ve daha doğru alternatifli
06:19
and more accurate narratives.
145
379259
2114
hikayeler geliştirebiliriz.
06:22
Aging is not a problem to be fixed or a disease to be cured.
146
382155
4545
Yaşlanma ne çözülecek bir sorun, ne de tedavi edilecek bir hastalık değil.
06:26
It is a natural, powerful, lifelong process that unites us all.
147
386724
4840
Aksine hepimizi birleştiren doğal, güçlü ve ömür boyu devam eden bir süreç.
06:32
Changing the culture is a tall order, I know that, but culture is fluid.
148
392552
4114
Kültürü değiştirmek abartılı bir istek olur, bunu biliyorum, ama kültür esnektir.
06:36
Look at how much the position of women has changed in my lifetime
149
396690
3315
Şu kısa ömrümüzde kadının statüsüne ilişkin değişime bir bakın
06:40
or the incredible strides that the gay rights movement
150
400029
2525
ya da eşcinsellerin son yıllarda hakları konusunda
06:42
has made in just a few decades, right?
151
402578
2062
katettikleri mesafeye bakın, öyle değil mi?
06:44
(Applause)
152
404664
1024
(Alkışlar)
06:45
Look at gender.
153
405712
1467
Cinsiyete bir bakın.
06:47
We used to think of it as a binary, male or female,
154
407203
2657
Erkek ve kadın olarak hep çift düşünürdük.
06:49
and now we understand it's a spectrum.
155
409884
2166
Şimdi ise bir spektrum olduğunu anlıyoruz.
06:52
It is high time to ditch the old-young binary, too.
156
412074
3594
Sadece yaşlı ve genç basma kalıbına da el atmanın zamanı geldi.
06:55
There is no line in the sand between old and young,
157
415692
2650
Yaşlı ile genç arasında çizilmiş net bir hat yok.
06:58
after which it's all downhill.
158
418366
1952
Sonuçta herkes yaşlanıp gidiyor.
07:00
And the longer we wait to challenge that idea,
159
420342
2261
Buna itiraz etmek için ne kadar uzun beklersek,
07:02
the more damage it does to ourselves and our place in the world,
160
422627
4038
kendimize ve yaşadığımız dünyaya o kadar zarar vermiş oluruz.
07:06
like in the workforce, where age discrimination is rampant.
161
426689
3349
Tıpkı iş yaşamında yaş ayrımcılığının iyice ayyuka çıktığı gibi.
07:10
In Silicon Valley, engineers are getting Botoxed and hair-plugged
162
430466
3445
Silikon Vadisi'nde, mühendisler önemli mülakat öncesinde yüzlerine botoks
07:13
before key interviews --
163
433935
1328
ve saçlarını yaptırıyorlar.
07:15
and these are skilled white men in their 30s,
164
435287
2481
Bahsettiklerim 30'lu yaşlarda vasıflı beyaz erkekler.
07:17
so imagine the effects further down the food chain.
165
437792
2472
Daha alt kademelerde neler yaşandığını siz düşünün.
07:20
(Laughter)
166
440288
2162
(Gülüşmeler)
07:22
The personal and economic consequences are devastating.
167
442474
3371
Kişisel ve ekonomik sonuçları tahrip edici.
07:25
Not one stereotype about older workers holds up under scrutiny.
168
445869
4146
Yaşlı çalışanlara ilişkin klişelerin hiçbirinin ciddi bir dayanağı yok.
07:30
Companies aren't adaptable and creative because their employees are young;
169
450039
4078
Şirketler, çalışanları genç olduğundan adaptif ve yaratıcı olmuyorlar,
07:34
they're adaptable and creative despite it.
170
454141
2272
Aksine gençlere rağmen öyleler.
07:37
Companies --
171
457114
1155
Şirketler--
07:38
(Laughter)
172
458293
1064
(Gülüşmeler)
07:39
(Applause)
173
459381
2592
(Alkışlar)
07:41
We know that diverse companies aren't just better places to work;
174
461997
3078
Çalışan çeşitliliği olan şirketlerin salt daha iyi koşulları yok,
07:45
they work better.
175
465099
1185
ayrıca daha iyi çalışırlar.
07:46
And just like race and sex, age is a criterion for diversity.
176
466308
3678
Irk ve cinsiyet gibi yaş da çeşitlilik için bir kriter.
07:50
A growing body of fascinating research
177
470873
2036
Gittikçe artan sayıda yapılan araştırmalar,
07:52
shows that attitudes towards aging
178
472933
1693
yaşlanmaya olan bakış açımızın
07:54
affect how our minds and bodies function at the cellular level.
179
474650
3526
beden ve zihnin temel çalışmasına etkisinin olduğunu göstermekte.
07:58
When we talk to older people like this (Speaks more loudly)
180
478200
2846
Yaşlılar ile böyle konuştuğumuzda (daha yüksek sesle) ya da
08:01
or call them "sweetie" or "young lady" --
181
481070
1975
"tatlım","genç bayan" diye seslendiğimizde
08:03
it's called elderspeak --
182
483069
1327
-buna yaşlı konuşması denir-
08:04
they appear to instantly age,
183
484420
2003
o anda daha da yaşlanırlar,
08:06
walking and talking less competently.
184
486447
2409
yürümeleri ve konuşmaları kötüleşir.
08:09
People with more positive feelings towards aging
185
489395
2292
Yaşlanmaya karşı daha olumlu yaklaşanlar,
08:11
walk faster,
186
491711
1172
daha hızlı yürürler,
08:12
they do better on memory tests,
187
492907
1587
hafıza testlerinde daha iyiler,
08:14
they heal quicker, and they live longer.
188
494518
2633
daha hızlı iyileşir ve daha uzun yaşarlar.
08:17
Even with brains full of plaques and tangles,
189
497834
2617
Beyninde bir sürü plaklar olan ve kafası karışık birçok
08:20
some people stayed sharp to the end.
190
500475
1980
kişinin bile ölene kadar zihni sapasağlam.
08:22
What did they have in common?
191
502995
1654
Ortak noktaları neydi?
08:24
A sense of purpose.
192
504673
1306
Yaşam gayelerinin olması.
08:26
And what's the biggest obstacle to having a sense of purpose in late life?
193
506003
3478
Hayatın son döneminde, yaşam gayesi edinmenin önündeki en büyük engel ne?
08:29
A culture that tells us that getting older means shuffling offstage.
194
509505
4118
Yaşlanınca sahneden çekilmenin zamanının geldiğini söyleyen kültür.
08:33
That's why the World Health Organization is developing
195
513647
2771
İşte bu yüzden Dünya Sağlık Örgütü yaş ayrımcılığına karşı
08:36
a global anti-ageism initiative
196
516442
1588
sadece ömür boyu değil,
08:38
to extend not just life span but health span.
197
518054
3319
sağlıklı ömrü de kapsayacak şekilde küresel bir girişim geliştiriyor.
08:41
Women experience the double whammy
198
521894
2009
Kadınlar yaş ve cinsiyet ayrımcılığından
08:43
of ageism and sexism,
199
523927
1640
iki yönlü darbe yiyor.
08:45
so we experience aging differently.
200
525591
2141
Bu nedenle yaşlanmayı daha farklı yaşıyoruz.
08:48
There's a double standard at work here -- shocker --
201
528120
2847
İşyerinde de çifte standart var. Ne sürpriz ama!
08:50
(Laughter)
202
530991
1268
(Gülüşmeler)
08:52
the notion that aging enhances men and devalues women.
203
532283
3674
Bir de yaşlanmanın erkeği geliştirirken, kadının değerini düşürmesi görüşü.
08:56
Women reinforce this double standard when we compete to stay young,
204
536457
4325
Kadınlar da, genç görünme yarışı içine girerek bu çifte standardı pekiştiriyor.
09:00
another punishing and losing proposition.
205
540806
2651
Bu da başka bir cezalandırma ve kaybetme durumu.
09:03
Does any woman in this room really believe
206
543481
2720
Aranızda bir zamanlar olduğundan
09:06
that she is a lesser version --
207
546225
1986
daha yetersiz olduğunu,
09:08
less interesting, less fun in bed, less valuable --
208
548235
3396
daha az ilgi çekici, yatakta daha az eğlenceli, daha az değerli
09:11
than the woman she once was?
209
551655
1991
olduğunu düşünen var mı?
09:14
This discrimination affects our health,
210
554254
1884
Maruz kalınan bu ayrımcılık sağlığımızı
09:16
our well-being and our income,
211
556162
1729
ve gelirimizi etkilemekte.
09:17
and the effects add up over time.
212
557915
2188
Bu etkiler zaman geçtikçe üzerine eklenmekte.
09:20
They are further compounded by race and by class,
213
560420
2631
Daha sonra ırk ve sınıfın etkileriyle birleşmekte.
09:23
which is why, everywhere in the world,
214
563075
2212
İşte bu yüzden de dünyanın her yerinde
09:25
the poorest of the poor are old women of color.
215
565311
2703
yoksulların en yoksulu yaşlı siyahi kadınlar olmakta.
09:29
What's the takeaway from that map?
216
569308
1997
Bu haritadan ne anlam çıkarmalıyız?
09:31
By 2050, one out of five of us,
217
571329
2408
2050 yılına kadar beş kişiden biri,
09:33
almost two billion people,
218
573761
1746
yani iki milyar insan
09:35
will be age 60 and up.
219
575531
2022
60 yaş ve üzeri olacak.
09:37
Longevity is a fundamental hallmark of human progress.
220
577577
3471
Uzun ömür, insanlığın gelişiminin en temel işareti.
09:41
All these older people represent a vast unprecedented and untapped market.
221
581072
5234
Tüm bu yaşlılar daha önce eşi görülmemiş ve el değmemiş bir pazarı temsil etmekte.
09:47
And yet, capitalism and urbanization have propelled age bias
222
587089
3912
Kapitalizm ve kentleşme dünyanın dört bir yanında
09:51
into every corner of the globe,
223
591025
2039
yaş önyargısını körükledi.
09:53
from Switzerland, where elders fare the best,
224
593088
2418
Bu kapsamda İsviçre'dekiler en iyi muameleyi görürken,
09:55
to Afghanistan, which sits at the bottom of the Global AgeWatch Index.
225
595530
4986
Afganistan'dakiler Global AgeWatch Göstergesi'nde en altta yer alıyor.
10:00
Half of the world's countries aren't mentioned on that list
226
600540
2861
Milyonlarca insanın verilerini toplama zahmetine girmediğimizden,
10:03
because we don't bother to collect data on millions of people
227
603425
3592
dünyanın diğer yarısı bu listede yok bile.
10:07
because they're no longer young.
228
607041
1684
Çünkü onlar artık genç değiller.
10:09
Almost two-thirds of people over 60 around the world
229
609416
2834
60 yaş üzeri insanların yaklaşık üçte ikisi
10:12
say they have trouble accessing healthcare.
230
612274
2575
sağlık hizmetine erişimde sorun yaşadığını söylüyor.
10:14
Almost three-quarters say their income doesn't cover basic services
231
614873
3807
Neredeyse dörtte üçü, gelirlerinin gıda, su, elektrik
10:18
like food, water, electricity, and decent housing.
232
618704
3757
ve iyi bir yerde barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamadığını belirtiyor.
100 yaşına kadar yaşayabilecek çocuklarımıza böyle bir dünya mı
10:23
Is this the world we want our children, who may well live to be a hundred,
233
623034
4031
miras bırakmak istiyoruz?
10:27
to inherit?
234
627089
1261
10:28
Everyone -- all ages, all genders, all nationalities --
235
628374
4015
Her yaştakiler, her cinsiyetten, her milliyetten istinasız herkes
10:32
is old or future-old,
236
632413
2212
ya yaşlı ya da geleceğin yaşlılarından.
10:34
and unless we put an end to it, ageism will oppress us all.
237
634649
3865
Eğer bir son vermezsek, yaş ayrımcılığı hepimize zarar verecek.
10:38
And that makes it a perfect target for collective advocacy.
238
638538
3394
Bu durum toplu savunma için harika bir hedef.
10:43
Why add another -ism to the list when so many, racism in particular,
239
643115
4009
Başta ırkçılık olmak üzere birçok sorun çözülmeyi beklerken
10:47
call out for action?
240
647148
1788
niye bir tane daha listeye ekleyelim?
10:48
Here's the thing:
241
648960
1233
Şimdi önerim şu:
10:50
we don't have to choose.
242
650217
1770
Seçmek zorunda değiliz.
10:52
When we make the world a better place to grow old in,
243
652011
2695
Dünyayı yaşlanabilecek daha iyi bir yer haline
10:54
we make it a better place in which to be from somewhere else,
244
654730
3141
getirdiğimizde, o zaman yabancı olduğumuzda, engelli olduğumuzda,
10:57
to have a disability,
245
657895
1534
eşcinsel olduğumuzda,
10:59
to be queer, to be non-rich, to be non-white.
246
659453
3104
zengin veya beyaz olmadığımızda da yaşanabilir bir yer olur.
11:03
And when we show up at all ages for whatever cause matters most to us --
247
663109
4397
Her yaşta bizim için önemli olan gaye uğruna çalışırsak
11:07
save the whales, save the democracy --
248
667530
2725
-balinaları kurtaralım, demokrasiyi kurtaralım-
11:10
we not only make that effort more effective,
249
670279
2530
böylece sadece bu çabaları daha etkin hale getirmez,
11:12
we dismantle ageism in the process.
250
672833
2503
yaş ayrımcılığına da darbe vururuz.
11:15
Longevity is here to stay.
251
675856
2317
Uzun ömür artık bir gerçek.
11:18
A movement to end ageism is underway.
252
678197
2511
Yaş ayrımcılığını sona erdirme hareketi iş başında.
11:20
I'm in it, and I hope you will join me.
253
680732
2946
Ben varım, umarım siz de bana katılırsınız.
11:24
(Applause and cheers)
254
684059
3794
(Alkışlar ve tezahürat)
11:28
Thank you. Let's do it! Let's do it!
255
688415
4165
Teşekkürler. Hadi yapalım! Hadi yapalım!
11:33
(Applause)
256
693027
2895
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7