The healing power of reading | Michelle Kuo

246,757 views ・ 2019-07-09

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mustafa ÖZCAN Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
I want to talk today about how reading can change our lives
0
12917
5476
Bugün, okumanın hayatlarımızı nasıl değiştirebildiği
00:18
and about the limits of that change.
1
18417
2375
ve bu değişimin sınırları hakkında konuşmak istiyorum.
00:21
I want to talk to you about how reading can give us a shareable world
2
21750
4268
Sizlerle, okumanın bize nasıl güçlü insan ilişkilerinin olduğu
paylaşılabilir bir dünya verebildiğini konuşmak istiyorum.
00:26
of powerful human connection.
3
26042
2708
00:29
But also about how that connection is always partial.
4
29833
3560
Aynı zamanda iletişimin her zaman
taraflı olması hakkında konuşmak istiyorum.
00:33
How reading is ultimately a lonely, idiosyncratic undertaking.
5
33417
5083
Okumak ne kadar yalnız,
kendine özgü bir girişim.
00:39
The writer who changed my life
6
39625
2851
Hayatımı değiştiren yazar,
00:42
was the great African American novelist James Baldwin.
7
42500
4434
ünlü Afro-Amerikan roman yazarı James Baldwin idi.
00:46
When I was growing up in Western Michigan in the 1980s,
8
46958
3268
1980'lerde Batı Michigan'da büyürken
00:50
there weren't many Asian American writers interested in social change.
9
50250
3917
sosyal değişimle ilgilenen
çok fazla Asya kökenli Amerikan yazar yoktu.
00:55
And so I think I turned to James Baldwin
10
55292
3226
Sanırsam James Baldwin'e yakın hissetmemin nedeni,
00:58
as a way to fill this void, as a way to feel racially conscious.
11
58542
4041
bu boşluğu doldurmanın
ve ırk bakımından bilinçli hissetmenin bir yoluydu.
01:03
But perhaps because I knew I wasn't myself African American,
12
63958
3976
Ama belki de kendimin Afro-Amerikan olmadığımı bildiğimden,
01:07
I also felt challenged and indicted by his words.
13
67958
4518
onun sözleri tarafından suçlandığımı
ve meydan okunduğunu hissettim.
01:12
Especially these words:
14
72500
2125
Özellikle şu kelimeler:
01:15
"There are liberals who have all the proper attitudes,
15
75458
3601
"Bütün uygun tutumlara sahip olan
01:19
but no real convictions.
16
79083
1959
fakat gerçek olmayan inançları olan liberaller var.
01:22
When the chips are down and you somehow expect them to deliver,
17
82083
3935
Ne zaman önemli bir durum olsa
ve bir şekilde onlardan durumu kurtarmalarını beklesen
01:26
they are somehow not there."
18
86042
2476
orada olmuyorlar."
01:28
They are somehow not there.
19
88542
2809
Orada olmuyorlar.
01:31
I took those words very literally.
20
91375
2351
Bu sözcükleri harfi harfine irdeledim.
01:33
Where should I put myself?
21
93750
1708
Kendimi nereye koymalıyım?
01:36
I went to the Mississippi Delta,
22
96500
2018
Mississippi Delta'ya,
01:38
one of the poorest regions in the United States.
23
98542
3142
Birleşik Devletler'in en fakir bölgelerinden birine gittim.
01:41
This is a place shaped by a powerful history.
24
101708
2893
Güçlü bir tarih tarafından şekillendirilmiş bir yer.
01:44
In the 1960s, African Americans risked their lives to fight for education,
25
104625
5143
1960'larda Afro-Amerikalılar
hayatlarını eğitim için,
01:49
to fight for the right to vote.
26
109792
1708
oy hakkı için riske atarak savaştılar.
01:52
I wanted to be a part of that change,
27
112625
2434
Bu değişimin bir parçası olmak için,
gençlerin mezun olması ve üniversiteye gitmeleri için
01:55
to help young teenagers graduate and go to college.
28
115083
3709
yardım etmek istedim.
02:00
When I got to the Mississippi Delta,
29
120250
2726
Mississippi Delta'ya ulaştığımda
02:03
it was a place that was still poor,
30
123000
2434
orası hâlen fakir,
02:05
still segregated,
31
125458
1726
hâlen ırkçılığa maruz kalmış,
02:07
still dramatically in need of change.
32
127208
2542
hâlen ciddi bir değişime ihtiyacı olan bir yerdi.
02:10
My school, where I was placed,
33
130958
3435
Yerleştiğim okulumun
02:14
had no library, no guidance counselor,
34
134417
4309
kütüphanesi ve rehber öğretmeni yoktu,
02:18
but it did have a police officer.
35
138750
2976
fakat bir polis memuru vardı.
02:21
Half the teachers were substitutes
36
141750
2559
Öğretmenlerin yarısı geçiciydi
02:24
and when students got into fights,
37
144333
1976
ve öğrenciler ne zaman kavgaya girişse
02:26
the school would send them to the local county jail.
38
146333
3875
okul onları yerel ilçe cezaevine gönderiyordu.
02:32
This is the school where I met Patrick.
39
152250
2976
Bu okul, Patrick ile tanıştığım okul.
02:35
He was 15 and held back twice, he was in the eighth grade.
40
155250
4934
15 yaşındaydı
ve iki kez sınıfta kalmıştı; sekizinci sınıftı.
02:40
He was quiet, introspective,
41
160208
2476
Sessiz, içine dönüktü.
02:42
like he was always in deep thought.
42
162708
2810
Sanki sürekli derin düşünceler içindeydi.
02:45
And he hated seeing other people fight.
43
165542
2791
Başkalarının kavga edişini görmekten nefret ederdi.
02:49
I saw him once jump between two girls when they got into a fight
44
169500
3809
Bir keresinde, kavga eden iki kızın arasına atlayıp
02:53
and he got himself knocked to the ground.
45
173333
2709
kendini yere düşürttüğünü görmüştüm.
02:57
Patrick had just one problem.
46
177375
2518
Patrick'in sadece bir sorunu vardı.
02:59
He wouldn't come to school.
47
179917
1791
Okula gelmezdi.
03:03
He said that sometimes school was just too depressing
48
183249
2477
Bazen okulun çok moral bozucu olduğunu söylerdi.
03:05
because people were always fighting and teachers were quitting.
49
185750
3042
Çünkü insanlar her zaman kavga ediyor ve öğretmenler istifa ediyorlardı.
03:10
And also, his mother worked two jobs and was just too tired to make him come.
50
190042
5458
Aynı zamanda annesi iki işte çalışıyordu
ve okula gitmesine ikna etmeye çalışmaktan yorulmuştu.
03:16
So I made it my job to get him to come to school.
51
196417
2767
Bu yüzden Patrick'i ikna etmeyi
kendime iş olarak gördüm.
03:19
And because I was crazy and 22 and zealously optimistic,
52
199208
4060
Çılgın, 22 yaşımda ve inanılmaz iyimser olmamdan dolayı
03:23
my strategy was just to show up at his house
53
203292
2142
stratejim evine gitmek ve
03:25
and say, "Hey, why don't you come to school?"
54
205458
2125
"Okula neden gelmiyorsun?" demekti.
03:28
And this strategy actually worked,
55
208542
1642
Bu strateji gerçekten işe yaradı.
03:30
he started to come to school every day.
56
210208
2435
Okula her gün gelmeye başladı
03:32
And he started to flourish in my class.
57
212667
2392
ve sınıfımda yıldızı parlamaya başladı.
03:35
He was writing poetry, he was reading books.
58
215083
2917
Şiir yazıyor, kitap okuyordu.
03:38
He was coming to school every day.
59
218917
2291
Okula her gün geliyordu.
03:43
Around the same time
60
223042
1476
O sıralarda
03:44
that I had figured out how to connect to Patrick,
61
224542
2684
Patrick'le nasıl iletişim kuracağımı çözdüğümde
03:47
I got into law school at Harvard.
62
227250
2208
Harvard'da hukuk fakültesine girdim.
03:51
I once again faced this question, where should I put myself,
63
231583
3351
Aynı soruyla tekrar yüzleştim.
Kendimi nereye koymalıyım?
03:54
where do I put my body?
64
234958
1709
Bedenimi nereye koymalıyım?
03:57
And I thought to myself
65
237458
2643
Düşündüm ki Mississippi Delta parası olan insanların olduğu,
04:00
that the Mississippi Delta was a place where people with money,
66
240125
3518
insanların fırsatlarının olduğu
04:03
people with opportunity,
67
243667
1892
04:05
those people leave.
68
245583
1250
ve bu insanların ayrıldığı bir yerdi.
04:07
And the people who stay behind
69
247875
1434
Geride kalanlar ise
04:09
are the people who don't have the chance to leave.
70
249333
2500
ayrılma şanslarının olmadığı insanlardı.
04:12
I didn't want to be a person who left.
71
252833
2268
Ayrılan bir insan olmak istemedim.
04:15
I wanted to be a person who stayed.
72
255125
2042
Kalan bir insan olmak istedim.
04:18
On the other hand, I was lonely and tired.
73
258333
2935
Diğer yandan yalnız ve yorgundum.
04:21
And so I convinced myself that I could do more change
74
261292
3458
Eğer prestijli bir hukuk derecesine sahip olursam
daha büyük ölçekte daha fazla şey değiştirebileceğime
04:26
on a larger scale if I had a prestigious law degree.
75
266125
3583
kendimi ikna ettim.
04:31
So I left.
76
271541
1250
Bu yüzden ayrıldım.
04:34
Three years later,
77
274750
1601
3 yıl sonra,
04:36
when I was about to graduate from law school,
78
276375
2393
hukuk fakültesinden mezun olacağım sıralar
04:38
my friend called me
79
278792
1726
bir arkadaşım beni aradı
04:40
and told me that Patrick had got into a fight and killed someone.
80
280542
4916
ve Patrick'in bir kavgaya karışıp birini öldürdüğünü söyledi.
04:47
I was devastated.
81
287333
2060
Yıkılmıştım.
04:49
Part of me didn't believe it,
82
289417
2434
Bir yanım buna inanmadı,
04:51
but part of me also knew that it was true.
83
291875
2667
fakat bir yanım da doğru olduğunu biliyordu.
04:55
I flew down to see Patrick.
84
295583
2000
Patrick'i görmeye gittim.
04:58
I visited him in jail.
85
298750
2708
Cezaevinde ziyaret ettim.
05:02
And he told me that it was true.
86
302542
3642
Olanların doğru olduğunu söyledi.
05:06
That he had killed someone.
87
306208
2393
Birini öldürdüğünün doğru olduğunu söyledi.
05:08
And he didn't want to talk more about it.
88
308625
2250
Daha fazla konuşmak istemedi.
05:11
I asked him what had happened with school
89
311833
2018
Okulda neler olduğunu sordum
05:13
and he said that he had dropped out the year after I left.
90
313875
4143
ve ben ayrıldıktan bir yıl sonra okulu bıraktığını söyledi.
05:18
And then he wanted to tell me something else.
91
318042
2642
Sonra bana başka bir şey anlatmak istedi.
05:20
He looked down and he said that he had had a baby daughter
92
320708
3268
Yere baktı ve küçük bir kızının olduğunu,
henüz yeni doğduğunu söyledi.
05:24
who was just born.
93
324000
1768
05:25
And he felt like he had let her down.
94
325792
2583
Onu yüzüstü bıraktığını hissettiğini söyledi.
05:30
That was it, our conversation was rushed and awkward.
95
330625
3375
Bu kadardı.
Konuşmamız acele ve garipti.
05:35
When I stepped outside the jail, a voice inside me said,
96
335417
5059
Cezaevinden çıktığımda içimden bir ses dedi ki:
05:40
"Come back.
97
340500
1268
"Geri dön.
05:41
If you don't come back now, you'll never come back."
98
341792
3291
Eğer şimdi geri dönmezsen asla dönemeyeceksin."
05:48
So I graduated from law school and I went back.
99
348292
3583
Hukuk fakültesinden mezun oldum ve geri döndüm.
05:52
I went back to see Patrick,
100
352833
1685
Patrick'i görmeye gittim,
05:54
I went back to see if I could help him with his legal case.
101
354542
2958
davasıyla ilgili yardım edebilir miyim diye düşündüm.
05:58
And this time, when I saw him a second time,
102
358917
3351
Onu ikinci görüşümde,
06:02
I thought I had this great idea, I said,
103
362292
2267
aklıma güzel bir fikir geldi ve dedim ki,
06:04
"Hey, Patrick, why don't you write a letter to your daughter,
104
364583
3601
"Patrick, kızına bir mektup yazmaya ne dersin?
06:08
so that you can keep her on your mind?"
105
368208
3768
Böylece onu aklında tutabilirsin."
06:12
And I handed him a pen and a piece of paper,
106
372000
3684
Bir kalem ve bir parça kağıt verdim
06:15
and he started to write.
107
375708
1625
ve yazmaya başladı.
06:18
But when I saw the paper that he handed back to me,
108
378542
2809
Bana kağıdı geri uzattığında, kağıda baktığımda
06:21
I was shocked.
109
381375
1333
şok geçirdim.
06:25
I didn't recognize his handwriting,
110
385000
2101
El yazısını tanıyamadım.
06:27
he had made simple spelling mistakes.
111
387125
2833
Çok basit yazım hataları yapmıştı.
06:31
And I thought to myself that as a teacher,
112
391167
2684
Öğretmenlik zamanımdan şunu anımsadım;
06:33
I knew that a student could dramatically improve
113
393875
3476
bir öğrenci çok kısa bir zamanda
büyük ivme katedebilir.
06:37
in a very quick amount of time,
114
397375
3059
06:40
but I never thought that a student could dramatically regress.
115
400458
3667
Fakat bir öğrencinin ciddi bir şekilde gerileyeceğini hiç düşünmedim.
06:46
What even pained me more,
116
406375
1893
Beni daha çok üzen asıl şey ise
06:48
was seeing what he had written to his daughter.
117
408292
3184
kızına yazdığı şeyleri görmekti.
06:51
He had written,
118
411500
1393
Şöyle yazmıştı:
06:52
"I'm sorry for my mistakes, I'm sorry for not being there for you."
119
412917
4291
"Hatalarım için özür dilerim,
senin için orada olamadığımdan dolayı özür dilerim."
06:58
And this was all he felt he had to say to her.
120
418458
2834
Söyleme ihtiyacı duyduğu her şey bu kadardı.
07:02
And I asked myself how can I convince him that he has more to say,
121
422250
4309
Kendime, özür dilemesi gerekmediği yönleriyle ilgili
daha fazla şey yazmaya nasıl ikna edebileceğimi sordum.
07:06
parts of himself that he doesn't need to apologize for.
122
426583
3417
07:10
I wanted him to feel
123
430958
1268
Kızıyla paylaşmaya değer bir şeye
07:12
that he had something worthwhile to share with his daughter.
124
432250
3958
sahip olduğunu hissettirmek istedim.
07:17
For every day the next seven months,
125
437917
3184
Önümüzdeki yedi ay boyunca her gün,
07:21
I visited him and brought books.
126
441125
2684
onu ziyaret ettim ve kitaplar aldım.
07:23
My tote bag became a little library.
127
443833
3851
Çantam küçük bir kütüphaneye dönüşmüştü.
07:27
I brought James Baldwin,
128
447708
2060
James Baldwin'i,
07:29
I brought Walt Whitman, C.S. Lewis.
129
449792
4892
Walt Whitman,
C.S. Lewis'i götürdüm.
07:34
I brought guidebooks to trees, to birds,
130
454708
4810
Ağaçlar, kuşlar hakkında rehber kitaplar getirdim.
07:39
and what would become his favorite book, the dictionary.
131
459542
3208
Nihayetinde favori kitabı ise sözlük oldu.
07:43
On some days,
132
463667
1684
Bazı günlerde,
07:45
we would sit for hours in silence, both of us reading.
133
465375
3792
sessizlik içinde saatlerce oturur ve ikimiz de okurduk.
07:50
And on other days,
134
470083
1851
Diğer günlerde,
07:51
we would read together, we would read poetry.
135
471958
3518
birlikte okurduk, şiir okurduk.
07:55
We started by reading haikus, hundreds of haikus,
136
475500
3893
Haiku okumayla başladık, yüzlerce haiku,
07:59
a deceptively simple masterpiece.
137
479417
2892
aldatıcı basit bir başyapıt.
08:02
And I would ask him, "Share with me your favorite haikus."
138
482333
2810
"Benle en sevdiğin haikuyu paylaş," derdim.
08:05
And some of them are quite funny.
139
485167
3059
Bazıları çok komikti.
08:08
So there's this by Issa:
140
488250
1851
Örneğin Issa'dan:
08:10
"Don't worry, spiders, I keep house casually."
141
490125
3708
"Korkmayın örümcekler, evi rahat tutuyorum."
08:14
And this: "Napped half the day, no one punished me!"
142
494750
4542
Bir de şu:
"Günün yarısı boyunca kestirdim, kimse beni cezalandırmadı!"
08:20
And this gorgeous one, which is about the first day of snow falling,
143
500667
4434
Karın düştüğü ilk günlerle alakalı olan şu da bir harika:
08:25
"Deer licking first frost from each other's coats."
144
505125
4458
"Geyik, birbirlerinin üstünden ilk buzu yalıyordu."
08:31
There's something mysterious and gorgeous
145
511250
3018
Bir şiirin nasıl göründüğüyle ilgili
08:34
just about the way a poem looks.
146
514292
2642
gizli ve muhteşem bir şey var.
08:36
The empty space is as important as the words themselves.
147
516958
4625
Boş bir alan, kelimelerin kendileri kadar önemli.
08:43
We read this poem by W.S. Merwin,
148
523375
2518
W.S. Merwin'dan, eşini bahçede çalışırken görüp
08:45
which he wrote after he saw his wife working in the garden
149
525917
4226
hayatlarının sonuna kadar birlikte yaşamaları gerektiğini
08:50
and realized that they would spend the rest of their lives together.
150
530167
3875
anladıktan sonra yazdığı şu şiiri okuduk:
08:55
"Let me imagine that we will come again
151
535167
2351
"İstediğimiz zaman tekrar geleceğimizi
08:57
when we want to and it will be spring
152
537542
3392
ve bahar olacağını hayal etmeme izin ver
09:00
We will be no older than we ever were
153
540958
3185
Asla olduğumuzdan daha yaşlı olmayacağız
09:04
The worn griefs will have eased like the early cloud
154
544167
3934
Bitkin keder, sabahın kendine geldiği
ilk bulut gibi yatışmış olacak."
09:08
through which morning slowly comes to itself"
155
548125
3768
09:11
I asked Patrick what his favorite line was, and he said,
156
551917
3392
Patrick'e en sevdiği kısmı sordum ve dedi ki:
09:15
"We will be no older than we ever were."
157
555333
3542
"Asla olduğumuzdan daha yaşlı olmayacağız."
09:20
He said it reminded him of a place where time just stops,
158
560375
4434
Zamanın sadece durduğu bir yeri,
zamanın daha fazla anlam ifade etmediği bir yeri hatırlattığını söyledi.
09:24
where time doesn't matter anymore.
159
564833
2935
09:27
And I asked him if he had a place like that,
160
567792
2059
Böyle bir yere sahip olup olmadığını,
09:29
where time lasts forever.
161
569875
2393
zamanın sonsuza kadar sürdüğü bir yeri olup olmadığını sordum.
09:32
And he said, "My mother."
162
572292
1666
"Annemin yanı", dedi.
09:35
When you read a poem alongside someone else,
163
575875
4309
Başkasının yanında bir şiiri okuduğunda
09:40
the poem changes in meaning.
164
580208
1875
şiirin anlamı değişir.
09:43
Because it becomes personal to that person, becomes personal to you.
165
583333
4667
Çünkü, anlamı o kişiye özgü
ve size özgü olur.
09:49
We then read books, we read so many books,
166
589500
2684
Daha sonra kitap okuduk, bir sürü kitap.
09:52
we read the memoir of Frederick Douglass,
167
592208
3143
Frederick Douglass'ın anı yazısını okuduk.
09:55
an American slave who taught himself to read and write
168
595375
3601
Kendine okuma ve yazmayı öğreten
09:59
and who escaped to freedom because of his literacy.
169
599000
3333
ve edebi kültürü sayesinde özgürlüğüne kavuşan Amerikan bir esir.
10:03
I had grown up thinking of Frederick Douglass as a hero
170
603875
2643
Frederick Douglass'ı bir kahraman olarak görerek
10:06
and I thought of this story as one of uplift and hope.
171
606542
3208
ve bu hikayeyi bir yükselme ve umut olarak düşünerek büyüdüm.
10:10
But this book put Patrick in a kind of panic.
172
610917
2833
Fakat bu kitap Patrick'i bir panik haline soktu.
10:14
He fixated on a story Douglass told of how, over Christmas,
173
614875
5059
Patrick, yılbaşı boyunca, ustaların esirlere cin verip
onlara özgürlükle baş edemeyeceklerini
10:19
masters give slaves gin
174
619958
3101
nasıl kanıtladıkları ile ilgili hikâyeye takmıştı.
10:23
as a way to prove to them that they can't handle freedom.
175
623083
3476
10:26
Because slaves would be stumbling on the fields.
176
626583
2792
Çünkü esirler otlaklarda tökezleyeceklerdi.
10:31
Patrick said he related to this.
177
631500
2000
Patrick kendi durumunu buna benzetti.
10:34
He said that there are people in jail who, like slaves,
178
634333
3476
Hapishanelerde içinde bulundukları durumu düşünmek istemeyen
10:37
don't want to think about their condition,
179
637833
2226
bir esirmiş gibi insanların olduğunu söyledi.
10:40
because it's too painful.
180
640083
1810
Çünkü bu çok acı vericiydi.
10:41
Too painful to think about the past,
181
641917
2184
Geçmiş hakkında düşünmek çok acı verici,
10:44
too painful to think about how far we have to go.
182
644125
3333
daha ne kadar yolumuz olduğunu düşünmek çok acı verici.
10:48
His favorite line was this line:
183
648958
2893
En sevdiği satır şuydu:
10:51
"Anything, no matter what, to get rid of thinking!
184
651875
3601
"Ne olursa olsun, düşünmeyi bırakmak!
10:55
It was this everlasting thinking of my condition that tormented me."
185
655500
5042
Bana işkence eden şey,
içinde bulunduğum durumun bitmeyen düşüncesiydi."
11:01
Patrick said that Douglass was brave to write, to keep thinking.
186
661958
3959
Patrick, Douglass'ın düşünmek ve yazmak için
cesur olduğunu söyledi.
11:07
But Patrick would never know how much he seemed like Douglass to me.
187
667083
5560
Ama Patrick, paniğe kapılmasına rağmen okumaya devam etmesi ile
11:12
How he kept reading, even though it put him in a panic.
188
672667
3750
bana göre Douglass'a ne kadar benzediğini bilemeyecekti.
11:17
He finished the book before I did,
189
677250
3059
Benden önce okumayı bitirdi,
11:20
reading it in a concrete stairway with no light.
190
680333
3709
hem de ışıksız, beton bir merdivende okurken.
11:25
And then we went on to read one of my favorite books,
191
685583
2726
Daha sonra benim çok sevdiğim bir kitabı okumaya başladık:
11:28
Marilynne Robinson's "Gilead,"
192
688333
2185
Marilynne Robinson'dan "Gilead".
11:30
which is an extended letter from a father to his son.
193
690542
4142
Bir babadan oğula, genişletilmiş bir mektup.
11:34
He loved this line:
194
694708
2351
Şu satırı çok sevdi:
11:37
"I'm writing this in part to tell you
195
697083
2185
"Bu mektubu, sana hayatında ne yaptığını hiç merak ettin mi diye yazıyorum,
11:39
that if you ever wonder what you've done in your life ...
196
699292
3309
11:42
you have been God's grace to me,
197
702625
2018
sen bana Tanrı'nın bir lütfuydun,
11:44
a miracle, something more than a miracle."
198
704667
3166
bir mucize, bir mucizeden daha fazlası."
11:49
Something about this language, its love, its longing, its voice,
199
709375
5643
Bu dille ilgili bir şey,
sevgisi,
özlemi,
sesi,
11:55
rekindled Patrick's desire to write.
200
715042
2458
Patrick'in yazma tutkusunu alevlendirdi.
11:58
And he would fill notebooks upon notebooks
201
718292
3101
Defterler üstüne defterleri
12:01
with letters to his daughter.
202
721417
3309
kızına yazdığı mektuplarla doldurdu.
12:04
In these beautiful, intricate letters,
203
724750
2934
Bu güzel, karışık mektuplarda
12:07
he would imagine him and his daughter going canoeing down the Mississippi river.
204
727708
5976
kızıyla birlikte Mississippi Gölü'ne kano yapmaya gittiğini hayal edebilirdi.
12:13
He would imagine them finding a mountain stream
205
733708
2810
Tertemiz suyu olan bir dağ nehri bulduklarını hayal edebilirdi.
12:16
with perfectly clear water.
206
736542
2166
12:20
As I watched Patrick write,
207
740042
2041
Patrick'i izlerken
12:23
I thought to myself,
208
743250
2143
kendi kendime düşündüm,
12:25
and I now ask all of you,
209
745417
2059
ve şimdi hepinize soruyorum;
12:27
how many of you have written a letter to somebody you feel you have let down?
210
747500
5292
kaçınız, yüz üstü bıraktığınızı hissettiğiniz birine mektup yazdınız?
12:34
It is just much easier to put those people out of your mind.
211
754042
5083
Bu insanları aklınızdan çıkarabilmek
çok daha kolay.
12:40
But Patrick showed up every day, facing his daughter,
212
760083
4643
Fakat Patrick her gün çıkageldi,
kızıyla yüzleşti,
12:44
holding himself accountable to her,
213
764750
2934
kendini ona sorumlu hissetti,
12:47
word by word with intense concentration.
214
767708
3709
kelimesi kelimesine
yoğun bir konsantrasyon ile.
12:54
I wanted in my own life
215
774417
2541
Kendimi, hayatımda,
12:58
to put myself at risk in that way.
216
778042
3059
bu şekilde bir riske atmak istedim.
13:01
Because that risk reveals the strength of one's heart.
217
781125
3625
Çünkü bu risk, birinin kalbinin gücünü gösteriyor.
13:08
Let me take a step back and just ask an uncomfortable question.
218
788625
4059
Biraz geri gelmeme
ve rahatsız edici bir soru sormama izin verin.
13:12
Who am I to tell this story, as in this Patrick story?
219
792708
3709
Patrick'in hikayesini anlatmak için bu hikayedeki rolüm ne?
13:18
Patrick's the one who lived with this pain
220
798042
2976
Bu acıyı yaşayan Patrick
13:21
and I have never been hungry a day in my life.
221
801042
4166
ve hayatında bir gün bile aç kalmamış ben.
13:27
I thought about this question a lot,
222
807250
1768
Bu soruyu kendi kendime çok düşündüm,
13:29
but what I want to say is that this story is not just about Patrick.
223
809042
3726
demek istediğim şey bu hikâye sadece Patrick'le ilgili değil,
13:32
It's about us,
224
812792
1517
bizimle ilgili,
13:34
it's about the inequality between us.
225
814333
2500
aramızdaki eşitsizlikle ilgili.
13:37
The world of plenty
226
817667
1416
Dünyada
13:40
that Patrick and his parents and his grandparents
227
820375
3643
Patrick, ebeveyni, büyükannesi ve büyükbabası gibi
engele maruz kalan pek çok insan var.
13:44
have been shut out of.
228
824042
1809
13:45
In this story, I represent that world of plenty.
229
825875
3083
Bu hikâyede, bu kısmı temsil ediyorum.
13:49
And in telling this story, I didn't want to hide myself.
230
829792
3809
Bu hikâyeyi anlatarak kendimi saklamak istemedim.
13:53
Hide the power that I do have.
231
833625
2667
Kendi gücümü saklamak istemedim.
13:57
In telling this story, I wanted to expose that power
232
837333
3560
Bu hikâyeyi anlatarak bu gücü ortaya çıkarmak
14:00
and then to ask,
233
840917
2392
ve sormak istedim.
14:03
how do we diminish the distance between us?
234
843333
2917
Aramızdaki bu mesafeyi nasıl azaltabiliriz?
14:08
Reading is one way to close that distance.
235
848250
3601
Okumak, bu mesafeyi kapamak için bir yol.
14:11
It gives us a quiet universe that we can share together,
236
851875
4434
Okumak, birlikte paylaşabileceğimiz,
eşit bir şekilde paylaşabileceğimiz bir evren veriyor.
14:16
that we can share in equally.
237
856333
2250
14:20
You're probably wondering now what happened to Patrick.
238
860500
3101
Patrick'e ne olduğunu şimdi merak ediyorsunuzdur.
14:23
Did reading save his life?
239
863625
1708
Okumak, hayatını kurtardı mı?
14:26
It did and it didn't.
240
866583
2125
Kurtardı ve kurtarmadı.
14:29
When Patrick got out of prison,
241
869875
2893
Patrick hapisten çıktığında
14:32
his journey was excruciating.
242
872792
2333
macerası eziyetliydi.
14:36
Employers turned him away because of his record,
243
876292
3476
İşverenler, sicilinden dolayı onu geri çevirdi.
14:39
his best friend, his mother, died at age 43
244
879792
3142
Kalp rahatsızlığı ve diyabeti nedeniyle
14:42
from heart disease and diabetes.
245
882958
2476
annesi, en yakın arkadaşı, 43 yaşında hayatını kaybetti.
14:45
He's been homeless, he's been hungry.
246
885458
2709
Evsizdi, açtı.
14:50
So people say a lot of things about reading that feel exaggerated to me.
247
890250
4542
İnsanlar, okumayla ilgili bana çok abartılı gelen şeyler söylüyordu.
14:55
Being literate didn't stop him form being discriminated against.
248
895792
3976
Okuryazar olması, onun ayrımcılığa maruz kalmasını engellemedi.
14:59
It didn't stop his mother from dying.
249
899792
2625
Annesini ölmekten kurtarmadı.
15:03
So what can reading do?
250
903708
2375
Peki okumak ne yapabilir?
15:07
I have a few answers to end with today.
251
907375
3958
Bugünü bitirmek için birkaç cevabım var.
15:12
Reading charged his inner life
252
912667
2750
Okumak, onun iç hayatını
15:17
with mystery, with imagination,
253
917083
3060
gizemle, hayalle,
15:20
with beauty.
254
920167
1250
güzellikle doldurdu.
15:22
Reading gave him images that gave him joy:
255
922292
4333
Okumak, ona haz veren görüntüler verdi:
15:27
mountain, ocean, deer, frost.
256
927417
5559
dağ,
okyanus,
geyik,
buz.
15:33
Words that taste of a free, natural world.
257
933000
4125
Özgür, doğal bir dünyanın tadında kelimeler verdi.
15:39
Reading gave him a language for what he had lost.
258
939625
3518
Kaybettiği şeylerle ilgili bir dil verdi.
15:43
How precious are these lines from the poet Derek Walcott?
259
943167
4642
Şair Derek Walcott'tan şu satırlar ne kadar da değerli.
15:47
Patrick memorized this poem.
260
947833
2226
Patrick bu şiiri hatırladı.
15:50
"Days that I have held,
261
950083
2101
"Alıkonulduğum günler,
15:52
days that I have lost,
262
952208
2268
kaybettiğim günler,
15:54
days that outgrow, like daughters,
263
954500
3226
kız çocuklar gibi, sığmayan günler,
15:57
my harboring arms."
264
957750
1833
benim sığınan kollarım."
16:00
Reading taught him his own courage.
265
960667
2976
Okumak, ona kendi cesaretini öğretti.
16:03
Remember that he kept reading Frederick Douglass,
266
963667
3309
Acı verici olmasına rağmen
Frederick Douglass'ı okumaya devam ettiğini hatırlayın.
16:07
even though it was painful.
267
967000
2143
16:09
He kept being conscious, even though being conscious hurts.
268
969167
3708
Bilinçli olmak acı vermesine rağmen bilinçli olmaya devam etti.
16:14
Reading is a form of thinking,
269
974208
2560
Okumak, düşünmenin bir şekli.
16:16
that's why it's difficult to read because we have to think.
270
976792
4059
Bu yüzden okumak zordur çünkü düşünmek zorunda kalırız.
16:20
And Patrick chose to think, rather than to not think.
271
980875
4250
Patrick, düşünmeyi, düşünmemeye tercih etti.
16:28
And last, reading gave him a language to speak to his daughter.
272
988000
3958
Son olarak, okumak, kızıyla konuşabileceği bir dil verdi.
16:33
Reading inspired him to want to write.
273
993375
3226
Okumak, onu yazmaya teşvik etti.
16:36
The link between reading and writing is so powerful.
274
996625
4143
Okumak ve yazmak arasındaki ilişki çok güçlü.
16:40
When we begin to read,
275
1000792
2059
Okumaya başladığımızda
16:42
we begin to find the words.
276
1002875
2083
kelimeleri bulmaya başlarız.
16:45
And he found the words to imagine the two of them together.
277
1005958
4643
Patrick, kızıyla birlikte olduğunu düşünebildiği kelimeleri buldu.
16:50
He found the words
278
1010625
1708
Kızını ne kadar çok sevdiğini anlatan
16:53
to tell her how much he loved her.
279
1013958
2250
kelimeleri buldu.
16:58
Reading also changed our relationship with each other.
280
1018042
3934
Okumak aynı zamanda aramızdaki ilişkiyi değiştirdi.
17:02
It gave us an occasion for intimacy,
281
1022000
2059
Kendi bakışımızın ötesini görmemizi sağlayan
17:04
to see beyond our points of view.
282
1024083
2893
samimiyete fırsat verdi.
17:07
And reading took an unequal relationship
283
1027000
2684
Okumak, eşit olmayan bir ilişkiyi aldı
17:09
and gave us a momentary equality.
284
1029708
2667
ve bize anlık bir eşitlik sağladı.
17:14
When you meet somebody as a reader,
285
1034125
2934
Bir kişiyle bir okur olarak tanıştığınızda,
17:17
you meet him for the first time,
286
1037083
1976
onunla ilk kez tanışırsınız,
17:19
newly, freshly.
287
1039083
1708
tamamen yeni, tamamen hayat dolu.
17:21
There is no way you can know what his favorite line will be.
288
1041875
3208
Onun en sevdiği satırın ne olacağını asla bilemezsiniz.
17:26
What memories and private griefs he has.
289
1046458
3208
Hangi anıları ve kederleri olduğunu bilemezsiniz.
17:30
And you face the ultimate privacy of his inner life.
290
1050833
4000
İç hayatıyla ilgili en yüksek gizliliğiyle yüzleşirsiniz.
17:35
And then you start to wonder, "Well, what is my inner life made of?
291
1055666
3435
Daha sonra merak edersiniz: "Benim iç hayatım neden meydana gelmiş?
17:39
What do I have that's worthwhile to share with another?"
292
1059125
3250
Başka birisiyle paylaşmaya değer neyim var?"
17:45
I want to close
293
1065000
1333
Patrick'in kızına yazdığı mektuplardan
17:48
on some of my favorite lines from Patrick's letters to his daughter.
294
1068208
4292
en sevdiğim satırlarla kapatmak istiyorum.
17:53
"The river is shadowy in some places
295
1073333
2768
"Göl bazı yerlerde karanlık,
17:56
but the light shines through the cracks of trees ...
296
1076125
3268
ama ışık, ağaçların çatlaklarından parlıyor.
17:59
On some branches hang plenty of mulberries.
297
1079417
3559
pek çok dutun asılı olduğu bazı dallarda.
18:03
You stretch your arm straight out to grab some."
298
1083000
3458
Birazını alabilmek için kolunu dümdüz uzatırsın."
18:08
And this lovely letter, where he writes,
299
1088042
2434
Ve yazmış olduğu bu güzel mektupta:
18:10
"Close your eyes and listen to the sounds of the words.
300
1090500
4351
"Gözlerini kapat ve kelimelerin sesini dinle
18:14
I know this poem by heart
301
1094875
2184
bu şiiri ezbere biliyorum
18:17
and I would like you to know it, too."
302
1097083
2834
ve senin de bilmeni istiyorum."
18:21
Thank you so much everyone.
303
1101375
1809
Herkese teşekkür ederim.
18:23
(Applause)
304
1103208
3292
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7