Kimberley Motley: How I defend the rule of law | TED

Kimberley Motley: Hukukun üstünlüğünü nasıl savundum

169,596 views

2014-10-27 ・ TED


New videos

Kimberley Motley: How I defend the rule of law | TED

Kimberley Motley: Hukukun üstünlüğünü nasıl savundum

169,596 views ・ 2014-10-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mehmet Şeker Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:13
Let me tell you a story
0
13957
1561
Size Naghma adında
00:15
about a little girl named Naghma.
1
15518
3206
küçük bir kız hakkında bir hikaye anlatayım.
00:18
Naghma lived in a refugee camp
2
18724
1822
Naghma, ailesi ve sekiz kardeşiyle
00:20
with her parents and her eight brothers and sisters.
3
20546
2879
mülteci kampında yaşadı.
00:23
Every morning, her father would wake up
4
23425
1936
Her sabah babası inşaat işinde
00:25
in the hopes he'd be picked for construction work,
5
25361
2440
çalışabileceği umuduyla uyanıyor
00:27
and on a good month he would earn 50 dollars.
6
27801
3566
ve iyi bir ayda 50 dolar kazanabiliyordu.
00:31
The winter was very harsh,
7
31367
1388
O kış çok sert geçmiş ve
00:32
and unfortunately, Naghma's brother died
8
32755
2684
ne yazık ki Naghma'nın erkek kardeşi ölmüş
00:35
and her mother became very ill.
9
35439
1920
ve annesi çok hastalanmıştı.
00:37
In desperation, her father went to a neighbor
10
37359
2580
Babası da ümitsizlik içinde komşuya gidip
00:39
to borrow 2,500 dollars.
11
39939
2397
2.500 dolar ödünç almış.
00:42
After several months of waiting,
12
42336
1914
Birkaç aylık bekleyişten sonra
00:44
the neighbor became very impatient,
13
44250
1517
komşu sabırsızlanmaya başlamış
00:45
and he demanded that he be paid back.
14
45767
2718
ve ödünç verdiği parayı geri istemiş.
00:48
Unfortunately, Naghma's father didn't have the money,
15
48485
2444
Fakat, ne yazık ki, Naghma'nın babasının parası yokmuş
00:50
and so the two men agreed to a jirga.
16
50929
2835
ve iki adam jirga yapmaya karar vermişler.
00:53
So simply put, a jirga is a form of mediation
17
53764
2530
Kısaca jirga; Afganistan hukuk düzeninde
00:56
that's used in Afghanistan's informal justice system.
18
56294
3240
yer alan gayri resmi bir arabuluculuk çeşididir.
00:59
It's usually presided over by religious leaders
19
59534
3454
Genellikle, dini liderler ve köyün ileri gelenleri
01:02
and village elders,
20
62988
1698
tarafından yönetilir
01:04
and jirgas are often used in rural countries like Afghanistan,
21
64686
3200
ve jirgalar genellikle Afganistan gibi resmi sisteme karşı
01:07
where there's deep-seated resentment
22
67886
1851
kökleşmiş bir kızgınlığın olduğu
01:09
against the formal system.
23
69737
2262
kırsal ülkelerde kullanılır.
01:11
At the jirga, the men sat together
24
71999
2338
Jirga'da erkekler bir araya geldi,
01:14
and they decided that the best way to satisfy the debt
25
74337
2914
borcun ödenmesinin en iyi yolunun Naghma'nın, komşusunun
01:17
would be if Naghma married the neighbor's 21-year-old son.
26
77251
4589
21 yaşındaki oğluyla evlenmesi olduğuna karar verdiler.
01:21
She was six.
27
81840
2660
Naghma altı yaşındaydı.
01:24
Now, stories like Naghma's unfortunately
28
84500
2065
Bu tip hikayeler maalesef
01:26
are all too common,
29
86565
1688
çok yaygın ve bizler
01:28
and from the comforts of our home,
30
88253
1495
bu tip olaylara, ev konforunda,
01:29
we may look at these stories as another
31
89748
1755
kadın hakları ihlalinin bir başka
01:31
crushing blow to women's rights.
32
91503
2260
boyutu olarak bakabiliriz.
01:33
And if you watched Afghanistan on the news,
33
93763
2531
Eğer Afganistan'ı haberlerde izlerseniz,
01:36
you may have this view that it's a failed state.
34
96294
3699
başarısız bir devlet olarak düşünebilirsiniz.
01:39
However, Afghanistan does have a legal system,
35
99993
3816
Ancak, Afganistan'ın bir hukuk sistemi var
01:43
and while jirgas are built on long-standing tribal customs,
36
103809
3862
ve jirgalar çok eskilerden beri süregelen aşiret kanunlarına dayansalar da
01:47
even in jirgas, laws are supposed to be followed,
37
107671
3363
jirgalarda da uygulanmak zorunda olan yasalar var.
01:51
and it goes without saying
38
111034
1928
Tabii ki bir çocuğun
01:52
that giving a child to satisfy a debt
39
112962
2621
borç karşılığı verilmesinin hem aşırı derecede ahlaka aykırı,
01:55
is not only grossly immoral, it's illegal.
40
115583
4066
hem de yasa dışı olduğunu söylemeye gerek yok.
01:59
In 2008, I went to Afghanistan
41
119649
2527
2008 yılında, bir adalet programı için
02:02
for a justice funded program,
42
122176
2320
Afganistan'a gittim.
02:04
and I went there originally on this nine-month program
43
124496
2707
Esasen bu dokuz aylık programa
02:07
to train Afghan lawyers.
44
127203
1912
Afgan hukukçulara eğitim vermek için gitmiştim.
02:09
In that nine months, I went around the country
45
129115
2261
Bu dokuz ay boyunca, ülkenin çeşitli yerlerine gittim
02:11
and I talked to hundreds of people that were locked up,
46
131376
2936
hapse atılmış yüzlerce insanla
02:14
and I talked to many businesses
47
134312
1598
ve Afganistan'da çalışan
02:15
that were also operating in Afghanistan.
48
135910
2530
birçok iş adamı ile konuştum.
02:18
And within these conversations,
49
138440
1344
Bu konuşmalar sırasında,
02:19
I started hearing the connections
50
139784
1871
iş adamları ve halk arasında
02:21
between the businesses and the people,
51
141655
1990
bir bağ olduğunu ve
02:23
and how laws that were meant to protect them
52
143645
2070
bariz ve yasadışı cezai önlemlerin
02:25
were being underused,
53
145715
1701
aşırı derecede kullanılmasına karşın,
02:27
while gross and illegal punitive measures were overused.
54
147416
4058
onları koruyacak olan hukukun gereken şekilde kullanılmadığını duydum.
02:31
And so this put me on a quest for justness,
55
151474
2824
Bu da beni adalet arayışına itti
02:34
and what justness means to me
56
154298
2722
ve adalet benim için
02:37
is using laws for their intended purpose,
57
157020
3695
amacı korumak olan yasaları uygulamak
02:40
which is to protect.
58
160715
2325
anlamına geliyordu.
02:43
The role of laws is to protect.
59
163040
3503
Hukukun amacı korumaktır.
02:46
So as a result, I decided to open up a private practice,
60
166543
3715
Sonuç olarak ben de özel avukatlığa başlamaya karar verdim
02:50
and I became the first foreigner to litigate
61
170258
2341
ve Afgan Mahkemelerinde dava açan
02:52
in Afghan courts.
62
172599
2216
ilk yabancı oldum.
02:54
Throughout this time, I also studied many laws,
63
174815
2857
Bu süre zarfında, birçok hukuk üzerinde çalıştım,
02:57
I talked to many people,
64
177672
1530
birçok insanla konuştum,
02:59
I read up on many cases,
65
179202
1171
birçok dava okudum
03:00
and I found that the lack of justness
66
180373
2390
ve adaletsizliğin sadece
03:02
is not just a problem in Afghanistan,
67
182763
1986
sadece Afganistan'da değil,
03:04
but it's a global problem.
68
184749
2321
dünya çapında bir problem olduğunu gördüm.
03:07
And while I originally shied away from
69
187070
1751
Esasen, insan hakları davalarını
03:08
representing human rights cases
70
188821
2117
temsilden kaçınmama rağmen,
03:10
because I was really concerned about how it would
71
190938
2179
çünkü bunun beni profesyonel ve kişisel olarak
03:13
affect me both professionally and personally,
72
193117
2643
nasıl etkileyeceği konusunda cidden endişeliydim,
03:15
I decided that the need for justness was so great
73
195760
2753
bu durumu daha fazla görmezden gelemeyeceğime
03:18
that I couldn't continue to ignore it.
74
198513
1871
ve adalete olan ihtiyacın önemli olduğuna karar verdim.
03:20
And so I started representing people like Naghma
75
200384
2317
Ve karşılıksız olarak Naghma gibi kişileri
03:22
pro bono also.
76
202701
2456
temsil etmeye başladım.
03:25
Now, since I've been in Afghanistan
77
205157
1706
Afganistan'a geldiğimden ve
03:26
and since I've been an attorney for over 10 years,
78
206863
2463
on yıl boyunca avukat olduğumdan bu yana
03:29
I've represented from CEOs of Fortune 500 companies
79
209326
3714
Fortune 500'deki şirketlerin CEO'larını,
03:33
to ambassadors to little girls like Naghma,
80
213040
2328
büyükelçileri, Naghma gibi küçük kızları
03:35
and with much success.
81
215368
1550
büyük bir başarı ile temsil ettim.
03:36
And the reason for my success is very simple:
82
216918
2915
Başarımın sebebi ise çok basit:
03:39
I work the system from the inside out
83
219833
2010
düzeni tersyüz ederek çalıştım
03:41
and use the laws in the ways
84
221843
1419
ve hukuku
03:43
that they're intended to be used.
85
223262
2736
amaçlandığı şekilde kullandım.
03:45
I find that
86
225998
2122
Gördüm ki,
03:48
achieving justness in places like Afghanistan
87
228120
3416
Afganistan gibi yerlerde adaleti sağlamak
03:51
is difficult, and there's three reasons.
88
231536
2148
oldukça zor ve bunun 3 sebebi var.
03:53
The first reason is that simply put,
89
233684
2556
İlk sebep olarak, kısacası
03:56
people are very uneducated as to what their legal rights were,
90
236240
3099
insanlar yasal haklarının ne olduğu konusunda çok eğitimsizler
03:59
and I find that this is a global problem.
91
239339
2591
ve ben bu durumu küresel bir problem olarak görüyorum.
04:01
The second issue
92
241930
1214
İkinci sebep ise
04:03
is that even with laws on the books,
93
243144
3439
kitaplarda yer alan hukuk kuralları bile
04:06
it's often superseded or ignored
94
246583
2265
Naghma'nın satıldığı ilk Jirga gibi
04:08
by tribal customs, like in the first jirga
95
248848
2322
kabile gelenekleri tarafından hükümsüz hale getiriliyor
04:11
that sold Naghma off.
96
251170
1532
veya görmezden geliniyor,
04:12
And the third problem with achieving justness
97
252702
2702
Adaletin tesis edilmesi ile ilgili üçüncü problem:
04:15
is that even with good, existing laws on the books,
98
255404
2812
kitaplarda yer alan, makul hukuk kuralları için
04:18
there aren't people or lawyers that are willing to fight
99
258216
2646
savaşmaya niyetli insanların veya hukukçuların
04:20
for those laws.
100
260862
1696
olmaması.
04:22
And that's what I do: I use existing laws,
101
262558
2874
Benim yaptığım ise mevcut hükümleri uygulamak,
04:25
often unused laws,
102
265432
1799
sıklıkla da kullanılmayanları
04:27
and I work those to the benefits of my clients.
103
267231
3634
ve müvekkillerim menfaatleri yönünde çalışmak.
04:30
We all need to create a global culture
104
270865
2548
Hepimizin evrensel bir insan hakları kültürüne
04:33
of human rights
105
273413
1828
ve evrensel insan hakları
04:35
and be investors in a global human rights economy,
106
275241
2749
ekonomisinin yatırımcısı olmaya ve
04:37
and by working in this mindset,
107
277990
1767
bu zihniyetle çalışmaya ihtiyacı var.
04:39
we can significantly improve justice globally.
108
279757
2717
Adaleti dünya çapında önemli ölçüde ilerletebiliriz.
04:42
Now let's get back to Naghma.
109
282474
2392
Şimdi Naghma'nın öyküsüne geri dönelim.
04:44
Several people heard about this story,
110
284866
2399
Birkaç insan bu hikayeyi duydu
04:47
and so they contacted me because they wanted
111
287265
1525
ve 2.500 doları
04:48
to pay the $2,500 debt.
112
288790
2565
ödemek istedikleri için benimle irtibat kurdular.
04:51
And it's not just that simple;
113
291355
1861
Ancak bu o kadar da kolay değil.
04:53
you can't just throw money at this problem
114
293216
1782
Sadece parayı verip bu sorunun çözüleceğini
04:54
and think that it's going to disappear.
115
294998
1153
düşünemezsin.
04:56
That's not how it works in Afghanistan.
116
296151
2481
Afganistan'da işler böyle yürümüyor.
04:58
So I told them I'd get involved,
117
298632
3398
Ben de onlara bu olaya dahil olmak istediğimi söyledim.
05:02
but in order to get involved, what needed to happen
118
302030
2288
Ancak dahil olmam için ikinci bir Jirga'nın,
05:04
is a second jirga needed to be called,
119
304318
2823
yani Temyiz Jirga'sının,
05:07
a jirga of appeals.
120
307141
2109
açılması gerekliydi.
05:09
And so in order for that to happen,
121
309250
2251
Ve bunun olması için
05:11
we needed to get the village elders together,
122
311501
2705
köyün yaşlıları, ileri gelenleri ve
05:14
we needed to get the tribal leaders together,
123
314206
2261
dini liderleri ile
05:16
the religious leaders.
124
316467
1589
bir araya gelmemiz gerekti.
05:18
Naghma's father needed to agree,
125
318056
1574
Naghma'nın babasının,
05:19
the neighbor needed to agree,
126
319630
1251
komşunun ve oğlunun
05:20
and also his son needed to agree.
127
320881
2204
kabul etmesi gerekiyordu.
05:23
And I thought, if I'm going to get involved in this thing,
128
323085
4025
Eğer bu işe dahil olacaksam, benim başkanlık yapmam
05:27
then they also need to agree that I preside over it.
129
327110
3655
konusunda da anlaşmaları gerektiğini düşündüm.
05:30
So, after hours of talking
130
330765
2970
Böylelikle, saatlerce konuştuktan,
05:33
and tracking them down,
131
333735
1208
onları izleyerek takip ettikten
05:34
and about 30 cups of tea,
132
334943
2863
ve yaklaşık 30 bardak çaydan sonra
05:37
they finally agreed that we could sit down
133
337806
1912
nihayet, ikinci bir Jirga için
05:39
for a second jirga, and we did.
134
339718
3332
toplamaya karar verdiler ve toplandık.
05:43
And what was different about the second jirga
135
343050
2084
İkinci Jirganın diğerinden farkı ise
05:45
is this time, we put the law at the center of it,
136
345134
2575
bu sefer, işin merkezine hukuku oturtmaktı
05:47
and it was very important for me
137
347709
1344
ve Naghma'nın da
05:49
that they all understood that Naghma
138
349053
1758
haklarının olduğunu
05:50
had a right to be protected.
139
350811
2339
herkesin anlaması benim için çok önemliydi.
05:53
And at the end of this jirga,
140
353150
1546
İkinci Jirganın sonunda,
05:54
it was ordered by the judge
141
354696
2293
hakimin emriyle
05:56
that the first decision was erased,
142
356989
3836
ilk jirga hükümsüz kılındı.
06:00
and that the $2,500 debt was satisfied,
143
360825
3432
ve 2.500 dolar olan borç karşılanmış olarak kabul edildi.
06:04
and we all signed a written order
144
364257
1833
Ve hepimiz, yaptıkları şeyin
06:06
where all the men acknowledged
145
366090
1391
yasal olmadığını,
06:07
that what they did was illegal,
146
367481
2120
bunu tekrar yapmaları halinde
06:09
and if they did it again, that they would go to prison.
147
369601
4798
hapse gireceklerini kabul ettikleri bir yazılı emri imzaladık.
06:14
Most —
148
374399
1769
En -
06:16
(Applause)
149
376168
1468
(Alkışlar)
06:17
Thanks.
150
377636
1847
Teşekkürler.
06:19
And most importantly,
151
379483
1816
En önemlisi de,
06:21
the engagement was terminated
152
381299
1501
sözleşme hükümsüz kılındı
06:22
and Naghma was free.
153
382800
2009
ve Naghma özgürlüğüne kavuştu.
06:24
Protecting Naghma and her right to be free
154
384809
2857
Naghma'yı ve onun özgür olma hakkını korumak
06:27
protects us.
155
387666
2634
bizi korur.
06:30
Now, with my job, there's above-average
156
390300
3462
Artık, işim dolayısıyla, ortalamanın üzerinde
06:33
amount of risks that are involved.
157
393762
2743
riskler söz konusu.
06:36
I've been temporarily detained.
158
396505
2707
Geçici bir süre için tutuklandım.
06:39
I've been accused of running a brothel,
159
399212
2593
Genelev işlettiğim ve
06:41
accused of being a spy.
160
401805
2305
ajan olduğum iddiası ile suçlandım.
06:44
I've had a grenade thrown at my office.
161
404110
2128
Ofisime el bombası atıldı.
06:46
It didn't go off, though.
162
406238
2699
Ancak, patlamadı.
06:48
But I find that with my job,
163
408937
1600
İşimle ilgili olarak aldığım mükafatın
06:50
that the rewards far outweigh the risks,
164
410537
2966
risklerden daha ağır bastığını düşünüyorum
06:53
and as many risks as I take,
165
413503
2374
ve ben ne kadar fazla risk alırsam alayım,
06:55
my clients take far greater risks,
166
415877
1969
müvekkillerim daha fazla risk alıyordu.
06:57
because they have a lot more to lose
167
417846
1503
Çünkü davaları duyulmaz ve daha kötüsü,
06:59
if their cases go unheard,
168
419349
1490
beni avukatları tuttukları için
07:00
or worse, if they're penalized for having me as their lawyer.
169
420839
3123
cezalandırılmaları halinde kaybedecek çok şeyleri var.
07:03
With every case that I take,
170
423962
1774
Aldığım her davada,
07:05
I realize that as much as I'm standing behind my clients,
171
425736
2920
fark ettim ki ben müvekkilerimin arkasında durdukça,
07:08
that they're also standing behind me,
172
428656
2013
onlar da benim arkamda durdular
07:10
and that's what keeps me going.
173
430669
3793
ve bu da benim devam etmemi sağladı.
07:14
Law as a point of leverage
174
434462
1897
Baskı gücü olarak hukuk
07:16
is crucial in protecting all of us.
175
436359
2522
hepimizi koruması açısından çok önemli.
07:18
Journalists are very vital in making sure
176
438881
2636
Gazeteciler bilginin halka aktarılmasının
07:21
that that information is given to the public.
177
441517
3274
temin edilmesi konusunda çok büyük öneme sahipler.
07:24
Too often, we receive information from journalists
178
444791
2486
Çok sıklıkla, gazetecilerden bilgi alıyoruz
07:27
but we forget how that information was given.
179
447277
3644
ancak o bilginin nasıl verildiğini unutuyoruz.
07:30
This picture is a picture of the
180
450921
2586
Bu fotoğraf Afganistan'daki
07:33
British press corps in Afghanistan.
181
453507
1993
İngiliz gazetecilerin fotoğrafı.
07:35
It was taken a couple of years ago by my friend David Gill.
182
455500
3149
Birkaç yıl önce arkadaşım David Gill tarafından çekildi.
07:38
According to the Committee to Protect Journalists,
183
458649
1868
Gazetecileri Koruma Komitesi'ne göre,
07:40
since 2010, there have been thousands of journalists
184
460517
2846
2010'dan beri, binlerce gazeteci
07:43
who have been threatened, injured,
185
463363
1878
tehdit edildi, yaralandı,
07:45
killed, detained.
186
465241
2632
öldürüldü ve tutuklandı.
07:47
Too often, when we get this information,
187
467873
2239
Genellikle biz bu bilgiyi aldığımızda,
07:50
we forget who it affects
188
470112
1224
bunun kimleri etkilediğini
07:51
or how that information is given to us.
189
471336
3298
veya bu bilginin nasıl bize ulaştırıldığını unutuyoruz.
07:54
What many journalists do, both foreign and domestic,
190
474634
2610
Hem yabancı hem de yerel birçok gazetecinin yaptığı
07:57
is very remarkable, especially in places like Afghanistan,
191
477244
4071
kayda değer, özellikle de Afganistan gibi yerlerde olanları
08:01
and it's important that we never forget that,
192
481315
1572
ve bunu asla unutmamamız çok önemli
08:02
because what they're protecting
193
482887
1356
çünkü onların koruduğu şey
08:04
is not only our right to receive that information
194
484243
2282
sadece bizim bilgiye ulaşma hakkımız değil,
08:06
but also the freedom of the press, which is vital
195
486525
2057
aynı zamanda demokratik halklar için
08:08
to a democratic society.
196
488582
2876
hayati öneme sahip olan basın özgürlüğü.
08:11
Matt Rosenberg is a journalist in Afghanistan.
197
491458
3885
Matt Rosenberg Afganistan'da çalışan bir gazeteci.
08:15
He works for The New York Times,
198
495343
1890
The New York Times için çalışıyor
08:17
and unfortunately, a few months ago
199
497233
1617
ve maalesef ki, birkaç ay önce
08:18
he wrote an article that displeased
200
498850
2140
hükümetten memnun olmayan halk hakkında
08:20
people in the government.
201
500990
1306
bir makale yazdı.
08:22
As a result, he was temporarily detained
202
502296
3250
Sonuç olarak, geçici süreliğine tutuklandı
08:25
and he was illegally exiled out of the country.
203
505546
4313
ve ülkeden kanunsuz bir şekilde sınır dışı edildi.
08:29
I represent Matt,
204
509859
2052
Ben Matt'i temsil ediyorum
08:31
and after dealing with the government,
205
511911
2128
ve hükümetle anlaştıktan sonra
08:34
I was able to get legal acknowledgment
206
514039
1680
Matt'in kanunsuz olarak
08:35
that in fact he was illegally exiled,
207
515719
3061
sınır dışı edildiği ve Afganistan'da basın özgürlüğünün
08:38
and that freedom of the press does exist in Afghanistan,
208
518780
3060
var olduğu konusunda hukuki kabul alabildim
08:41
and there's consequences if that's not followed.
209
521840
2532
ve bu izlenmezse sonuçları olacaktı.
08:44
And I'm happy to say that
210
524372
1746
Birkaç gün önce
08:46
as of a few days ago,
211
526118
2088
Afgan Hükümetinin
08:48
the Afghan government
212
528206
1326
Matt'i resmi olarak ülkeye
08:49
formally invited him back into the country
213
529532
2212
geri davet ettiğini söylemekten mutluyum.
08:51
and they reversed their exile order of him.
214
531744
3633
Ayrıca onun sınır dışı edilme kararını da geri çektiler.
08:55
(Applause)
215
535377
3639
(Alkışlar)
09:00
If you censor one journalist, then it intimidates others,
216
540049
3203
Eğer bir gazeteciye sansür uygularsanız, bu diğerine gözdağı verir
09:03
and soon nations are silenced.
217
543252
1972
ve bir süre sonra halklar susturulur.
09:05
It's important that we protect our journalists
218
545224
2718
Gazetecilerimizi ve basın özgürlüğünü
09:07
and freedom of the press,
219
547942
1777
korumamız çok önemli.
09:09
because that makes governments more accountable to us
220
549719
2059
Çünkü bu, hükümetleri daha sorumlu
09:11
and more transparent.
221
551778
1985
ve daha şeffaf yapmaktadır.
09:13
Protecting journalists and our right
222
553763
1907
Gazetecileri ve bilgiye
09:15
to receive information protects us.
223
555670
4174
erişim hakkımızı korumak bizi de koruma altına alır.
09:19
Our world is changing. We live in a different world now,
224
559844
3016
Dünyamız değişiyor. Şu anda farklı bir dünyada yaşıyoruz
09:22
and what were once individual problems
225
562860
2383
ve bir zamanlar kişisel olan sorunlar
09:25
are really now global problems for all of us.
226
565243
2818
şimdilerde hepimiz için dünya çapında sorunlar oldu.
09:28
Two weeks ago, Afghanistan had its first
227
568061
3639
İki hafta önce, Afganistan
09:31
democratic transfer of power
228
571700
1991
ilk demokratik seçimle iktidarı devretti
09:33
and elected president Ashraf Ghani, which is huge,
229
573691
3252
ve başkan olarak Ashraf Ghani'yi seçti ki bu çok büyük bir olay
09:36
and I'm very optimistic about him,
230
576943
2497
ve ben de Ashraf Ghani hakkında iyimserim.
09:39
and I'm hopeful that he'll give Afghanistan
231
579440
1979
İnanıyorum ki, Ashraf Ghani Afganistan'a
09:41
the changes that it needs,
232
581419
1271
ihtiyacı olan değişiklikleri sağlayacak,
09:42
especially within the legal sector.
233
582690
2497
özellikle de hukuki alanda.
09:45
We live in a different world.
234
585187
1903
Farklı bir dünyada yaşıyoruz.
09:47
We live in a world where my eight-year-old daughter
235
587090
2349
Öyle ki, sekiz yaşındaki kızımın sadece siyahi bir başkanı
09:49
only knows a black president.
236
589439
2714
bildiği bir dünyada yaşıyoruz.
09:52
There's a great possibility that our next president
237
592153
2708
Bir sonraki başkanın bir kadın olma
09:54
will be a woman,
238
594861
1336
ihtimali çok yüksek
09:56
and as she gets older, she may question,
239
596197
2903
ve kızım büyüdükçe, şunu sorabilir:
09:59
can a white guy be president?
240
599100
1745
beyaz bir kişi başkan olabilir mi?
10:00
(Laughter)
241
600845
1774
(Gülüşmeler)
10:02
(Applause)
242
602619
3111
(Alkışlar)
10:05
Our world is changing, and we need to change with it,
243
605730
3180
Dünyamız değişiyor ve bizim de değişmeye ihtiyacımız var
10:08
and what were once individual problems
244
608910
1632
ve bir zamanlar kişisel olan problemler
10:10
are problems for all of us.
245
610542
2848
artık hepimizin problemi haline geldi.
10:13
According to UNICEF,
246
613390
2078
UNICEF'e göre,
10:15
there are currently over 280 million
247
615468
6041
şu anda 15 yaşın altındaki
10:21
boys and girls who are married
248
621509
1885
evli kız ve erkeklerin
10:23
under the age of 15.
249
623394
1782
sayısı 280 milyon.
10:25
Two hundred and eighty million.
250
625176
2043
İki yüz seksen milyon.
10:27
Child marriages prolong the vicious cycle
251
627219
2542
Çocuk yaşta evlilik yoksulluk, sağlıksızlık ve
10:29
of poverty, poor health, lack of education.
252
629761
4420
eğitim eksikliği döngüsünü devam ettiriyor.
10:34
At the age of 12, Sahar was married.
253
634181
4687
Sahar 12 yaşında evlendi.
10:38
She was forced into this marriage
254
638868
1849
Bu evliliği yapması için zorlandı
10:40
and sold by her brother.
255
640717
1700
ve kardeşi tarafından satıldı.
10:42
When she went to her in-laws' house,
256
642417
2068
Eşinin ailesinin yanına taşındığında,
10:44
they forced her into prostitution.
257
644485
2688
aile onu fuhuş yapmaya zorladı.
10:47
Because she refused, she was tortured.
258
647173
3813
Bunu yapmayı reddettiği için işkenceye maruz kaldı.
10:50
She was severely beaten with metal rods.
259
650986
4025
Metal çubuklarla şiddetle dövüldü.
10:55
They burned her body.
260
655011
2792
Vücudunu yaktılar.
10:57
They tied her up in a basement and starved her.
261
657803
3490
Onu bodrumda bir yere bağladılar ve aç bıraktılar.
11:01
They used pliers to take out her fingernails.
262
661293
4210
Tırnaklarını çıkarmak için pense kullandılar.
11:05
At one point,
263
665503
1829
Bir noktada,
11:07
she managed to escape from this torture chamber
264
667332
3205
bu işkence odasında kaçmayı başardı
11:10
to a neighbor's house,
265
670537
2373
ve komşusunun evine gitti
11:12
and when she went there, instead of protecting her,
266
672910
3296
ama Sahar oraya gittiğinde, komşular onu korumak yerine
11:16
they dragged her back
267
676206
2015
onu eşinin evine
11:18
to her husband's house,
268
678221
1636
geri götürdüler
11:19
and she was tortured even worse.
269
679857
3781
ve Sahar daha şiddetli bir işkenceye maruz kaldı.
11:25
When I met first Sahar, thankfully,
270
685864
3111
Sahar ile ilk tanıştığımda, çok şükür,
11:28
Women for Afghan Women
271
688975
1231
Women for Afghan Women
11:30
gave her a safe haven to go to.
272
690206
3328
ona güvenli bir sığınak oldu.
11:33
As a lawyer, I try to be very strong
273
693534
3186
Bir hukukçu olarak, tüm müvekkillerim için
11:36
for all my clients,
274
696720
1659
çok güçlü olmaya çalışırım.
11:38
because that's very important to me,
275
698379
3814
Çünkü bu benim için çok önemli.
11:42
but seeing her,
276
702193
2929
Fakat onu
11:45
how broken and very weak as she was,
277
705122
3902
incinmiş ve çaresiz halde gördüğümde güçlü olmak
11:49
was very difficult.
278
709024
3297
çok zordu.
11:52
It took weeks for us to really get to
279
712321
3487
O evdeyken, ona gerçekten
11:55
what happened to her
280
715808
3356
ne olduğunu anlamamız
11:59
when she was in that house,
281
719164
1956
haftalarımızı aldı,
12:01
but finally she started opening up to me,
282
721120
2640
fakat sonunda bana açılmaya başladı
12:03
and when she opened up,
283
723760
2320
ve görüşmeye başladığımızda
12:06
what I heard was
284
726080
1472
haklarının ne olduğunu
12:07
she didn't know what her rights were,
285
727552
2600
bilmediğini ama onu yüzüstü bırakan hükümetin
12:10
but she did know she had a certain level of protection
286
730152
2203
belirli bir seviyede onu koruduğunu
12:12
by her government that failed her,
287
732355
2627
bildiğini öğrendim.
12:14
and so we were able to talk about
288
734982
1602
Böylece biz de onunla,
12:16
what her legal options were.
289
736584
2542
hukuki seçeneklerinin ne olduğunu konuşabildik.
12:19
And so we decided to take this case
290
739126
2008
Ve dahası bu davayı yüksek mahkemeye
12:21
to the Supreme Court.
291
741134
1756
götürmeye karar verdik.
12:22
Now, this is extremely significant,
292
742890
1870
Burası son derece önemli,
12:24
because this is the first time
293
744760
1913
çünkü Afganistan'da
12:26
that a victim of domestic violence in Afghanistan
294
746673
2836
aile içi şiddet mağdurunun bir hukukçu tarafından
12:29
was being represented by a lawyer,
295
749509
2793
temsil edilmesi bir ilkti.
12:32
a law that's been on the books for years and years,
296
752302
2735
Yıllardır kitaplarda olan yasa Sahar'ın davasına kadar
12:35
but until Sahar, had never been used.
297
755037
3406
hiç uygulanmamıştı.
12:38
In addition to this, we also decided
298
758443
2212
Buna ek olarak, maddi ve manevi zararların
12:40
to sue for civil damages,
299
760655
1723
tazmini için dava açmaya karar verdik.
12:42
again using a law that's never been used,
300
762378
2947
Yine belirteyim, bunu yaparken daha önce
12:45
but we used it for her case.
301
765325
3028
hiç kullanılmamış hükümleri kullandık.
12:48
So there we were at the Supreme Court
302
768353
2262
Böylece Amerikalı kadın bir avukat olarak ben
12:50
arguing in front of 12 Afghan justices,
303
770615
3242
ve onunla tanıştığımda
12:53
me as an American female lawyer,
304
773857
2636
fısıltı ile konuşan Sahar
12:56
and Sahar, a young woman
305
776493
3487
12 Afgan hakimin önünde,
12:59
who when I met her couldn't speak above a whisper.
306
779980
5183
yüksek mahkemede davayı savunuyorduk.
13:05
She stood up,
307
785163
1671
Sahar ayağa kalktı,
13:06
she found her voice,
308
786834
2286
ve benim kızım, gür bir şekilde,
13:09
and my girl told them that she wanted justice,
309
789120
2797
adalet istediğini söyledi
13:11
and she got it.
310
791917
2639
ve elde etti de.
13:14
At the end of it all, the court unanimously agreed
311
794556
2829
Her şeyin sona ermesiyle birlikte, mahkeme oy birliğiyle,
13:17
that her in-laws should be arrested for what they did to her,
312
797385
4183
eşinin ailesinin ona yaptıkları için tutuklanmasına,
13:21
her fucking brother should also be arrested
313
801568
2609
lanet olası kardeşinin, onu sattığı için
13:24
for selling her —
314
804177
1946
tutuklanmasına --
13:26
(Applause) —
315
806123
4420
(Alkışlar) --
13:30
and they agreed that she did have a right
316
810543
2003
ve maddi ve manevi zararlarının
13:32
to civil compensation.
317
812546
2418
karşılanmasına karar verdi.
13:34
What Sahar has shown us is that we can attack
318
814964
2779
Sahar bize, hukuku kullanılması gerektiği gibi
13:37
existing bad practices by using the laws
319
817743
2778
kullanarak var olan
13:40
in the ways that they're intended to be used,
320
820521
2938
kötü uygulamalara karşı gelebileceğimizi gösterdi
13:43
and by protecting Sahar,
321
823459
2481
ve Sahar'ı koruyarak
13:45
we are protecting ourselves.
322
825940
3580
kendimizi koruyoruz.
13:49
After having worked in Afghanistan
323
829520
1632
6 yıldan fazla bir süre
13:51
for over six years now,
324
831152
1998
Afganistan'da çalıştıktan sonra,
13:53
a lot of my family and friends think
325
833150
2051
Ailemin ve arkadaşlarımın çoğu
13:55
that what I do looks like this.
326
835201
2792
yaptığım şeyin böyle bir şey olduğunu düşünüyorlardı.
13:57
(Laughter)
327
837993
2506
(Kahkahalar)
14:00
But in all actuality, what I do looks like this.
328
840499
4638
Ama gerçekte olan böyleydi.
14:05
Now, we can all do something.
329
845137
1873
Hepimiz bir şeyler yapabiliriz.
14:07
I'm not saying we should all buy a plane ticket and go to Afghanistan,
330
847010
2780
Hepimiz bir bilet almalı ve Afganistan'a gitmeli demiyorum.
14:09
but we can all be contributors
331
849790
3022
Fakat hepimiz evrensel insan hakları ekonomisine
14:12
to a global human rights economy.
332
852812
2059
birer destekçi olabiliriz.
14:14
We can create a culture of transparency
333
854871
2268
Bizler hukuka karşı şeffaflık ve
14:17
and accountability to the laws,
334
857139
1324
hesap verilebilirlik kültürü oluşturabiliriz
14:18
and make governments more accountable to us,
335
858463
2411
ve bizim onlara olduğumuz gibi hükümetleri de bize karşı
14:20
as we are to them.
336
860874
3023
daha sorumlu kılabiliriz.
14:23
A few months ago, a South African lawyer
337
863897
1992
Birkaç ay önce, Güney Afrikalı bir avukat
14:25
visited me in my office
338
865889
1755
beni ofisimde ziyaret etti
14:27
and he said, "I wanted to meet you.
339
867644
1925
ve dedi ki: "Seninle tanışmak istedim.
14:29
I wanted to see what a crazy person looked like."
340
869569
3994
Çılgın bir kişinin neye benzediğini görmek istedim."
14:33
The laws are ours,
341
873563
1979
Etnik kökeniniz, milletiniz,
14:35
and no matter what your ethnicity,
342
875542
2033
cinsiyetiniz, ırkınız
14:37
nationality, gender, race,
343
877575
2891
ne olursa olsun yasalar bizimdir,
14:40
they belong to us,
344
880466
2119
onlar bize aitler ve adalet için savaşmak
14:42
and fighting for justice is not an act of insanity.
345
882585
4789
bir delilik göstergesi değildir.
14:47
Businesses also need to get with the program.
346
887374
2241
İşletmelerin de bir programı olması gerekir.
14:49
A corporate investment in human rights
347
889615
1721
İnsan haklarına yapılan şirket yatırımı
14:51
is a capital gain on your businesses,
348
891336
1878
gerek işletme, gerek STK veya
14:53
and whether you're a business, an NGO,
349
893214
2126
gerek sivil vatandaş için
14:55
or a private citizen, rule of law benefits all of us.
350
895340
4095
için bir değer artışıdır.
14:59
And by working together with a concerted mindset,
351
899435
2315
Ortak bir zihniyetle birlikte çalışarak,
15:01
through the people, public and private sector,
352
901750
3456
insanlar, kamu ve özel sektör yoluyla,
15:05
we can create a global human rights economy
353
905206
2297
evrensel insan hakları ekonomisi oluşturabiliriz
15:07
and all become global investors in human rights.
354
907503
3533
ve hepsi insan haklarına evrensel destekçi olur.
15:11
And by doing this,
355
911036
1784
Bu şekilde hareket ederek,
15:12
we can achieve justness together.
356
912820
2660
adaleti tesis edebiliriz.
15:15
Thank you.
357
915480
2093
Teşekkür ederim.
15:17
(Applause)
358
917573
4000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7