Tim Brown: Tales of creativity and play

Tim Brown yaraticilik ve oyun hakkinda

320,112 views ・ 2008-11-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Beril Baykam Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:16
This is a guy named Bob McKim.
0
16160
3000
Bu adam Bob McKim adında bir adam.
00:19
He was a creativity researcher in the '60s and '70s,
1
19160
5000
Kendisi 60'lı ve 70'li yıllarda bir yaratıcılık araştırmacısıydı ve
00:24
and also led the Stanford Design Program.
2
24160
3000
aynı zamanda Stanford tasarım programını da yürütüyordu.
00:27
And in fact, my friend and IDEO founder, David Kelley,
3
27160
3000
Aslında arkadaşım IDEO'nun kurucusu David Kelley,
00:30
who’s out there somewhere, studied under him at Stanford.
4
30160
6000
kendisi buralarda bir yerlerde, Stanford'da onun altında çalıştı.
00:36
And he liked to do an exercise with his students
5
36160
6000
Öğrencileriyle şöyle bir egzersiz yapmayı severdi:
00:42
where he got them to take a piece of paper
6
42160
5000
onlara boş bir kağıt çıkarttırıp,
00:47
and draw the person who sat next to them, their neighbor,
7
47160
4000
yanlarında oturanları, komşularını, çizdirtirdi.
00:51
very quickly, just as quickly as they could.
8
51160
2000
Olabildiğince hızlıca.
00:53
And in fact, we’re going to do that exercise right now.
9
53160
3000
Aslında biz de şimdi bu egzersizi yapacağız.
00:56
You all have a piece of cardboard and a piece of paper.
10
56160
3000
Hepinizin bir karton ve bir de kağıdı var.
00:59
It’s actually got a bunch of circles on it.
11
59160
1000
Üzerine birkaç yuvarlak çizili.
01:00
I need you to turn that piece of paper over;
12
60160
1000
Bu kağıdı ters çevirmenizi istiyorum.
01:01
you should find that it’s blank on the other side.
13
61160
3000
Diğer yüzü boş olmalı, tamam mı?
01:04
And there should be a pencil.
14
64160
3000
Ve ayrıca birer kalem olmalı.
01:07
And I want you to pick somebody that’s seated next to you,
15
67160
4000
Yanınızda oturan birini seçmenizi istiyorum ve
01:11
and when I say, go, you’ve got 30 seconds to draw your neighbor, OK?
16
71160
8000
ben başla dediğimde, komşunuzu çizmeniz için 30 saniyeniz var, tamam mı?
01:19
So, everybody ready? OK. Off you go.
17
79160
5000
Herkes hazır mı? Tamam. Haydi başlayın.
01:24
You’ve got 30 seconds, you’d better be fast.
18
84160
3000
30 saniyeniz var, acele etseniz iyi olur.
01:27
Come on: those masterpieces ...
19
87160
5000
Haydi o şaheserleri görelim.
01:40
OK? Stop. All right, now.
20
100160
3000
Tamam mı? Durun. Pekala şimdi...
01:43
(Laughter)
21
103160
2000
(Kahkahalar )
01:45
Yes, lot’s of laughter. Yeah, exactly.
22
105160
3000
Evet, birçok kahkaha. Evet kesinlikle.
01:48
Lots of laughter, quite a bit of embarrassment.
23
108160
3000
Birçok kahkaha, biraz utanç var.
01:51
(Laughter)
24
111160
1000
(Kahkahalar)
01:52
Am I hearing a few "sorry’s"? I think I’m hearing a few sorry’s.
25
112160
5000
Bazı özür dilemeler de duyuyor muyum? Evet sanırım bazı özür dilemeler duyuyorum.
01:57
Yup, yup, I think I probably am.
26
117160
2000
Evet, evet duyuyorum.
01:59
And that’s exactly what happens every time,
27
119160
4000
Ve bu her seferinde böyle oluyor,
02:03
every time you do this with adults.
28
123160
2000
bunu yetişkinlerle yaptığınız her seferinde.
02:05
McKim found this every time he did it with his students.
29
125160
3000
McKim de öğrencileriyle bu egzersizi yaptığı her defa bunu buluyordu.
02:08
He got exactly the same response: lots and lots of sorry’s.
30
128160
4000
Aynen bu tepkiyi alıyordu: bir sürü özür dileme...
02:12
(Laughter)
31
132160
1000
(Kahkaha sesleri)
02:13
And he would point this out as evidence
32
133160
4000
Ve bunu şuna kanıt olarak gösterirdi:
02:17
that we fear the judgment of our peers,
33
137160
3000
biz yaşıtlarımızın yargılarından korkuyoruz ve
02:20
and that we’re embarrassed about showing our ideas
34
140160
4000
fikirlerimizi yaşıtlarımıza, etrafımızdaki insanlara
02:24
to people we think of as our peers, to those around us.
35
144160
4000
sunmaktan bir şekilde utanç duyuyoruz.
02:28
And this fear is what causes us
36
148160
4000
Ve işte bu korku bizim düşüncelerimizde
02:32
to be conservative in our thinking.
37
152160
3000
muhafazakar olmamızı sağlıyor.
02:35
So we might have a wild idea,
38
155160
2000
Yani çılgın bir fikrimiz olabilir,
02:37
but we’re afraid to share it with anybody else.
39
157160
3000
ama bunu diğerleriyle paylaşmaktan korkuyoruz.
02:40
OK, so if you try the same exercise with kids,
40
160160
3000
Pekala aynı egzersizi çocuklarla yapmayı denediğinizde,
02:43
they have no embarrassment at all.
41
163160
3000
onlar hiç çekinmiyor.
02:46
They just quite happily show their masterpiece
42
166160
2000
Mutlu bir şekilde bakmak isteyen herkese
02:48
to whoever wants to look at it.
43
168160
5000
şaheserlerini gösteriyorlar.
02:53
But as they learn to become adults,
44
173160
3000
Fakat onlar da yetişkin olmayı öğrendikçe
02:56
they become much more sensitive to the opinions of others,
45
176160
3000
diğer insanların fikirlerine karşı daha hassas oluyorlar ve
02:59
and they lose that freedom and they do start to become embarrassed.
46
179160
5000
bu özgürlüğü kaybedip, onlar da utanmaya başlıyorlar.
03:04
And in studies of kids playing, it’s been shown
47
184160
3000
Çocuklar oynarken yapılan araştırmalarda,
03:07
time after time that kids who feel secure,
48
187160
4000
tekrar tekrar, kendini emniyette hisseden
03:11
who are in a kind of trusted environment --
49
191160
3000
güvenebilecekleri bir çevrede olan çocukların
03:14
they’re the ones that feel most free to play.
50
194160
6000
oyun oynamak için en özgür hissedenler olduğu gösterilmiştir.
03:20
And if you’re starting a design firm, let’s say,
51
200160
3000
Ve eğer bir tasarım ofisi kuruyorsanız, mesela,
03:23
then you probably also want to create
52
203160
4000
o zaman büyük bir ihtimalle aynı zamanda
03:27
a place where people have the same kind of security.
53
207160
3000
insanların bu güveni hissedebileceği bir ortam yaratmalısınız.
03:30
Where they have the same kind of security to take risks.
54
210160
3000
Onların risk almak için güven duyduğu bir ortam.
03:33
Maybe have the same kind of security to play.
55
213160
4000
Belki de oyun oynamaları için aynı şekilde bir güvence.
03:37
Before founding IDEO, David said that what he wanted to do
56
217160
5000
IDEO'yu kurmadan önce, David bütün çalışanlarının
03:42
was to form a company where all the employees are my best friends.
57
222160
6000
en yakın arkadaşları olduğu bir şirket kurmayı istediğini söylerdi.
03:48
Now, that wasn’t just self-indulgence.
58
228160
3000
Bu kendi isteklerine düşkünlüğünden değildi.
03:51
He knew that friendship is a short cut to play.
59
231160
6000
Biliyordu ki arkadaşlık oyun oynamaya giden kestirme yoldu.
03:57
And he knew that it gives us a sense of trust,
60
237160
5000
Ve ayrıca biliyordu ki bu bize bir güven duygusu veriyor ve
04:02
and it allows us then to take the kind of creative risks
61
242160
3000
birer tasarımcı olarak
04:05
that we need to take as designers.
62
245160
3000
yaratıcı riskler almamıza izin veriyordu.
04:08
And so, that decision to work with his friends --
63
248160
4000
Yani arkadaşlarıyla çalışma kararı -
04:12
now he has 550 of them -- was what got IDEO started.
64
252160
7000
şu an onlardan 550 tane var-- IDEO'yu başlattı.
04:19
And our studios, like, I think, many creative workplaces today,
65
259160
4000
Ve bizim stüdyolarımız, günümüzün diğer yaratıcı iş ortamları gibi,
04:23
are designed to help people feel relaxed:
66
263160
3000
insanın kendisini rahat hissetmesine yardım etmek için tasarlandı.
04:26
familiar with their surroundings,
67
266160
3000
Etrafındakilerin tanıdık olması ve
04:29
comfortable with the people that they’re working with.
68
269160
4000
birlikte çalıştıkları insanlarların yanında rahat olmaları.
04:33
It takes more than decor, but I think we’ve all seen that
69
273160
3000
Bunun için dekordan daha fazla şey gerekiyor, sanırım hepimiz gördük ki
04:36
creative companies do often have symbols in the workplace
70
276160
5000
yaratıcı şirketlerin genelde iş ortamlarında
04:41
that remind people to be playful,
71
281160
3000
insanlara oyuncu olmalarını
04:44
and that it’s a permissive environment.
72
284160
3000
ve buna uygun bir ortamda olduklarını hatırlatan sembolleri vardır.
04:47
So, whether it’s this microbus meeting room
73
287160
2000
Yani bu bir toplantı odası olarak kullanılan minibüs
04:49
that we have in one our buildings at IDEO;
74
289160
2000
bizim IDEO'daki bir binamızda olduğu gibi-
04:51
or at Pixar, where the animators work in wooden huts and decorated caves;
75
291160
6000
veya Pixar'daki animatörlerin calıştığı tahta kulübeler ve süslenmiş mağaralar olabilir.
04:57
or at the Googleplex, where
76
297160
2000
Ya da Googleplex'teki gibi,
04:59
it’s famous for its [beach] volleyball courts,
77
299160
1000
ünlü kum voleybol sahaları,
05:00
and even this massive dinosaur skeleton with pink flamingos on it.
78
300160
4000
ve hatta üzerinde pembe filamingoların olduğu bu muazzam dinazor iskeleti.
05:04
Don’t know the reason for the pink flamingos,
79
304160
2000
Pembe filamingoların nedenini ben de bilmiyorum,
05:06
but anyway, they’re there in the garden.
80
306160
2000
ama herneyse, onlarda o bahçede.
05:08
Or even in the Swiss office of Google,
81
308160
2000
Ya da Google'ın İsviçre'deki ofisinde bulunan ve
05:10
which perhaps has the most wacky ideas of all.
82
310160
2000
büyük ihtimalle aralarında en kaçık fikir olan.
05:12
And my theory is, that’s so the Swiss can prove
83
312160
2000
Benim teorime göre bunun nedeni isviçrelilerin
05:14
to their Californian colleagues that they’re not boring.
84
314160
3000
Kaliforniya'daki meslektaşlarına sıkıcı olmadıklarını kanıtlamak.
05:17
So they have the slide, and they even have a fireman’s pole.
85
317160
3000
Bir kaydırakları ve hatta itfaiye direkleri bile var.
05:20
Don’t know what they do with that, but they have one.
86
320160
1000
Onunla ne yaptıklarını bilmiyorum.
05:21
So all of these places have these symbols.
87
321160
3000
Yani bütün bu yerlerde bir sembol var.
05:24
Now, our big symbol at IDEO is actually
88
324160
3000
Bizim IDEO'daki önemli sembolümüz
05:27
not so much the place, it’s a thing.
89
327160
2000
aslında bir yer değil, bir nesne.
05:29
And it’s actually something that we invented a few years ago,
90
329160
3000
Ve bu birkaç sene önce bizim icat ettiğimiz birşey
05:32
or created a few years ago.
91
332160
1000
ya da yarattığımız.
05:33
It’s a toy; it’s called a "finger blaster."
92
333160
3000
Bu bir oyuncak. Ve biz buna "parmak patlayıcısı" diyoruz.
05:36
And I forgot to bring one up with me.
93
336160
2000
Buraya bir tane getirmeyi unuttum.
05:38
So if somebody can reach under the chair that’s next to them,
94
338160
3000
Eğer aranızdan biri sandalyesinin altına uzanırsa
05:41
you’ll find something taped underneath it.
95
341160
2000
oraya bantlanmış birşey bulur.
05:43
That’s great. If you could pass it up. Thanks, David, I appreciate it.
96
343160
3000
Evet mükemmel. Onu bana uzatabilir misin? Teşekkürler David.
05:46
So this is a finger blaster, and you will find that every one of you
97
346160
4000
İşte bu bir parmak patlayıcısı ve hepiniz sandalyenizin altına
05:50
has got one taped under your chair.
98
350160
3000
bantlanmış bir tane bulabilirsiniz.
05:53
And I’m going to run a little experiment. Another little experiment.
99
353160
4000
Şimdi küçük bir deney yapacağım. Bir başka küçük deney.
05:57
But before we start, I need just to put these on.
100
357160
3000
Ama başlamadan önce bunları takmalıyım.
06:00
Thank you. All right.
101
360160
2000
Teşekkürler. Pekala.
06:02
Now, what I’m going to do is, I’m going to see how --
102
362160
3000
Şimdi yapacağım şu, görmek istediğim ---
06:05
I can’t see out of these, OK.
103
365160
1000
Bunlardan rahat göremiyorum ama şimdi tamam.
06:06
I’m going to see how many of you at the back of the room
104
366160
2000
Görmek istediğim arkada oturanların kaçının
06:08
can actually get those things onto the stage.
105
368160
2000
bunları sahneye atabileceği.
06:10
So the way they work is, you know,
106
370160
2000
Şu şekilde çalışıyorlar,
06:12
you just put your finger in the thing,
107
372160
3000
parmağınızı geçiriyorsunuz,
06:15
pull them back, and off you go.
108
375160
3000
geriye doğru çekiyorsunuz ve fırlatıyorsunuz.
06:18
So, don’t look backwards. That’s my only recommendation here.
109
378160
5000
Ama sakın arkaya doğru bakmayın. Bu size tek tavsiyem.
06:23
I want to see how many of you can get these things on the stage.
110
383160
2000
Kaç tanesini sahneye atabileceğinizi görmek istiyorum.
06:25
So come on! There we go, there we go. Thank you. Thank you. Oh.
111
385160
3000
Hadi o zaman. İşte başlıyoruz. Teşekkürler. Sağolun.
06:28
I have another idea. I wanted to -- there we go.
112
388160
3000
Aa benim bir fikrim daha var. Ben -- tamam aferin.
06:31
(Laughter)
113
391160
4000
(Kahkaha sesleri)
06:35
There we go.
114
395160
1000
Evet aferin.
06:36
(Laughter)
115
396160
4000
(Kahkaha sesleri)
06:40
Thank you, thank you, thank you.
116
400160
1000
Teşekkürler. Teşekkürler.
06:41
Not bad, not bad. No serious injuries so far.
117
401160
4000
Kesinlikle kötü değil. Hiç ciddi bir yaralanma yaşanmadı şimdiye kadar.
06:45
(Laughter)
118
405160
4000
(Kahkaha sesleri)
06:49
Well, they’re still coming in from the back there;
119
409160
5000
Hala arkalardan gelenler var;
06:54
they’re still coming in.
120
414160
1000
gelmeye devam ediyorlar.
06:55
Some of you haven’t fired them yet.
121
415160
1000
Bazılarınız daha fırlatmadınız bile.
06:56
Can you not figure out how to do it, or something?
122
416160
2000
Nasıl yapacağınızı çıkaramadınız mı, ne?
06:58
It’s not that hard. Most of your kids figure out how to do this
123
418160
3000
O kadar zor değil. Çoğunuzun çocukları bunu ellerine aldıkları
07:01
in the first 10 seconds, when they pick it up.
124
421160
3000
ilk 10 saniyede anlıyorlar.
07:04
All right. This is pretty good; this is pretty good.
125
424160
2000
Pekala. Bu oldukça iyi, oldukça iyi.
07:06
Okay, all right. Let’s -- I suppose we'd better...
126
426160
6000
Tamam o zaman. Hadi -- Sanıyorum ki bizim..
07:12
I'd better clear these up out of the way;
127
432160
1000
benim bunları toparlamam iyi olacak
07:13
otherwise, I’m going to trip over them.
128
433160
2000
ya da birine takılıp düşeceğim.
07:15
All right. So the rest of you can save them
129
435160
3000
Tamam. Kalanlar bunları saklayabilir,
07:18
for when I say something particularly boring,
130
438160
2000
eğer çok sıkıcı birşey söylersem
07:20
and then you can fire at me.
131
440160
1000
o zaman onlarla bana ateş edebilirsiniz.
07:21
(Laughter)
132
441160
2000
(Kahkaha sesleri)
07:23
All right. I think I’m going to take these off now,
133
443160
1000
Pekala herhalde şimdi bunları çıkarabilirim
07:24
because I can’t see a damn thing when I’ve -- all right, OK.
134
444160
4000
çünkü hiçbir şey göremiyorum -- peki, tamam.
07:28
So, ah, that was fun.
135
448160
4000
Çok eğlenceliydi.
07:32
(Laughter)
136
452160
2000
(Kahkaha sesleri)
07:34
All right, good.
137
454160
2000
Tamam, güzel.
07:36
(Applause)
138
456160
2000
(Alkış)
07:38
So, OK, so why?
139
458160
2000
Peki neden?
07:40
So we have the finger blasters. Other people have dinosaurs, you know.
140
460160
3000
Yani bizim parmak patlayıcılarımız var, diğerlerinin dinazorları.
07:43
Why do we have them? Well, as I said,
141
463160
2000
Peki neden bunlar var? Çünkü, söylediğim gibi,
07:45
we have them because we think maybe playfulness is important.
142
465160
4000
biz oyunların önemli olduğunu düşünüyoruz.
07:49
But why is it important?
143
469160
2000
Peki bu neden önemli?
07:51
We use it in a pretty pragmatic way, to be honest.
144
471160
3000
Açıkcası biz bunu epey pratik bir şekilde kullanıyoruz.
07:54
We think playfulness helps us get to better creative solutions.
145
474160
5000
Bizce oyunculuk daha yaratıcı çözümlere ulaşmamıza yardımcı oluyor.
07:59
Helps us do our jobs better,
146
479160
1000
İşimizi daha iyi yapmamıza,
08:01
and helps us feel better when we do them.
147
481160
2000
ve yaparken kendimizi daha iyi hissetmemize yardımcı oluyor.
08:03
Now, an adult encountering a new situation --
148
483160
4000
Bir yetişkin yeni bir durumla karşılaştığında --
08:07
when we encounter a new situation we have a tendency
149
487160
3000
yani bizler yeni bir durumla karşılaştığımızda, bir meyilimiz vardır,
08:10
to want to categorize it just as quickly as we can, you know.
150
490160
3000
durumu olabildiğince çabuk bir şekilde kategorilendirmek için.
08:13
And there’s a reason for that: we want to settle on an answer.
151
493160
6000
Ve bunun bir sebebi var. Bir cevaba varmak isteriz.
08:19
Life’s complicated; we want to figure out
152
499160
3000
Hayat karmaşık. Biz de etrafımızda olan biteni
08:22
what’s going on around us very quickly.
153
502160
1000
hızlıca kavramak istiyoruz.
08:23
I suspect, actually, that the evolutionary biologists
154
503160
2000
Sanırım evrim biyologlarının
08:25
probably have lots of reasons [for] why we want
155
505160
2000
daha fazla nedeni vardır
08:27
to categorize new things very, very quickly.
156
507160
3000
neden yeni şeyleri çok hızlı kategorilendirmek istediğimiz hakkında.
08:30
One of them might be, you know,
157
510160
2000
Bunlardan biri mesela
08:32
when we see this funny stripy thing:
158
512160
1000
gördüğümüz çizgili garip şey,
08:33
is that a tiger just about to jump out and kill us?
159
513160
3000
her an üzerimize atlayıp bizi öldürecek bir kaplan mı?
08:36
Or is it just some weird shadows on the tree?
160
516160
1000
Ya da ağacın üstünde tuhaf bir gölge mi?
08:37
We need to figure that out pretty fast.
161
517160
2000
Bunu hemencecik çözmemiz gerekir.
08:39
Well, at least, we did once.
162
519160
1000
Yani en azından bir zamanlar öyleydi.
08:40
Most of us don’t need to anymore, I suppose.
163
520160
2000
Artık çoğumuzun bunu çözmeye ihtiyacı yok sanırım.
08:42
This is some aluminum foil, right? You use it in the kitchen.
164
522160
2000
Elimde bir parça aliminyum folyo var, değil mi? Mutfakta kullandığınızdan.
08:44
That’s what it is, isn’t it? Of course it is, of course it is.
165
524160
3000
Bu onlardan, değil mi? Tabi ki onlardan, tabi ki.
08:47
Well, not necessarily.
166
527160
2000
Ancak, her zaman değil.
08:49
(Laughter)
167
529160
2000
(Kahkaha sesleri)
08:51
Kids are more engaged with open possibilities.
168
531160
3000
Çocuklar ucu açık olabilirliklere daha yatkındırlar.
08:54
Now, they’ll certainly -- when they come across something new,
169
534160
2000
Mesela onlar yeni birşeyle karşılaştıklarında,
08:56
they’ll certainly ask, "What is it?"
170
536160
2000
kuşkusuz soracaklardır, bu nedir diye.
08:58
Of course they will. But they’ll also ask, "What can I do with it?"
171
538160
3000
Tabi ki soracaklar. Ama aynı zamanda, bununla ne yapabilirim diye de soracaklar.
09:01
And you know, the more creative of them
172
541160
2000
Ve biliyorsunuz daha yaratıcı olanlar,
09:03
might get to a really interesting example.
173
543160
3000
çok enteresan örnekler bulabilirler.
09:06
And this openness is the beginning of exploratory play.
174
546160
5000
Ve bu açıklık keşfe çıkan oyunun baslangıç noktası.
09:11
Any parents of young kids in the audience? There must be some.
175
551160
3000
Aranızda küçük çocuğu olan var mı? Kesin vardır.
09:14
Yeah, thought so. So we’ve all seen it, haven’t we?
176
554160
3000
Evet düşündüğüm gibi. Yani bunların hepsini gözlemledik değil mi?
09:17
We’ve all told stories about how, on Christmas morning,
177
557160
3000
Hepimizin anlattığı hikayelerde Noel sabahı
09:20
our kids end up playing with the boxes
178
560160
2000
çocukların sonunda kutularla
09:22
far more than they play with the toys that are inside them.
179
562160
3000
içindeki oyuncaklardan daha çok oynadığı vardır.
09:25
And you know, from an exploration perspective,
180
565160
4000
Ve keşif perspektifinden bakarsak
09:29
this behavior makes complete sense.
181
569160
2000
bu tür davranış çok mantıklı geliyor.
09:31
Because you can do a lot more with boxes than you can do with a toy.
182
571160
3000
Çünkü kutuyla yapabilecekleriniz oyuncaktan çok daha fazla.
09:34
Even one like, say, Tickle Me Elmo --
183
574160
3000
Mesela Tickle Me Elmo oyunu bile,
09:37
which, despite its ingenuity, really only does one thing,
184
577160
3000
bütün yaratıcılığına rağmen aslında bir tek şey yapıyor
09:40
whereas boxes offer an infinite number of choices.
185
580160
7000
oysa kutular sonsuz seçenek sunuyor.
09:47
So again, this is another one of those playful activities
186
587160
2000
Yani bu da o oyuncu aktivitelerden biri,
09:49
that, as we get older, we tend to forget and we have to relearn.
187
589160
4000
büyüdükçe unuttuğumuz ve tekrar öğrenmemiz gereken.
09:54
So another one of Bob McKim’s favorite exercises
188
594160
3000
Bob McKim'in bir başka favori egzersizinin
09:57
is called the "30 Circles Test."
189
597160
1000
adı ise '30 Yuvarlak Testi'
09:58
So we’re back to work. You guys are going to get back to work again.
190
598160
3000
Evet çalışmaya geri dönüyoruz. Hepiniz tekrar çalışmaya dönüyorsunuz.
10:01
Turn that piece of paper that you did the sketch on
191
601160
2000
Üzerine çizim yaptığınız kağıdı ters çevirdiğinizde
10:03
back over, and you’ll find those 30 circles printed on the piece of paper.
192
603160
4000
30 tane yuvarlak basıldığını göreceksiniz.
10:07
So it should look like this. You should be looking at something like this.
193
607160
2000
Yani buna benzemeli. Bunun gibi birşeye bakıyor olmalısınız.
10:09
So what I’m going to do is, I’m going to give you minute,
194
609160
3000
Şimdi yapacağım size bir dakika vermek
10:12
and I want you to adapt as many of those circles as you can
195
612160
3000
ve sizden bu yuvarlakların elinizden geldiği kadarını
10:15
into objects of some form.
196
615160
2000
bir obje haline getirmenizi isteyeceğim.
10:17
So for example, you could turn one into a football,
197
617160
2000
Mesela, birini bir futbol topuna,
10:19
or another one into a sun. All I’m interested in is quantity.
198
619160
3000
diğerini güneşe çevirebilirsiniz. Benim için önemli olan sayısı.
10:22
I want you to do as many of them as you can,
199
622160
3000
Sizden elinizden geldiği kadar fazla yapmanızı istiyorum
10:25
in the minute that I’m just about to give you.
200
625160
3000
size vermek üzere olduğum bir dakika içerisinde.
10:28
So, everybody ready? OK? Off you go.
201
628160
3000
Pekala, herkes hazır mı? Başlayın.
10:46
Okay. Put down your pencils, as they say.
202
646160
4000
Tamam şimdi dedikleri gibi kalemleri bırakın.
10:50
So, who got more than five circles figured out?
203
650160
3000
Peki kim beşten fazla yuvarlağı çevirdi?
10:53
Hopefully everybody? More than 10?
204
653160
2000
Umarım herkes? Ondan fazla?
10:55
Keep your hands up if you did 10.
205
655160
2000
Ellerinizi yukarda tutun yaptıysanız. 10.
10:57
15? 20? Anybody get all 30?
206
657160
3000
15? 20? Kimse bütün 30unuda yapabildi mi?
11:00
No? Oh! Somebody did. Fantastic.
207
660160
3000
Hayır? Aa birileri yapmış. Fantastik!
11:03
Did anybody to a variation on a theme? Like a smiley face?
208
663160
5000
Aranızda kimse bir temanın varyasyonlarını yaptı mı? Mesela gülen yüz?
11:08
Happy face? Sad face? Sleepy face? Anybody do that?
209
668160
5000
Mutlu yüz? Üzgün yüz? Uykulu yüz? Kimse bunu yaptı mı?
11:13
Anybody use my examples? The sun and the football?
210
673160
4000
Benim örneklerimi kullanan oldu mu? Güneş ve futbol topu?
11:17
Great. Cool. So I was really interested in quantity.
211
677160
4000
Harika. Yani ben gerçekten sayıyla ilgileniyordum.
11:21
I wasn’t actually very interested in whether they were all different.
212
681160
3000
Hepsinin farkli olmasıyla değil.
11:24
I just wanted you to fill in as many circles as possible.
213
684160
3000
Sizin sadece olabildikçe çok yuvarlağı doldurmanızı istedim.
11:27
And one of the things we tend to do as adults, again, is we edit things.
214
687160
5000
Biz yetişkinlerin yaptığı bir diğer şeyde kendimizi düzeltmek.
11:32
We stop ourselves from doing things.
215
692160
1000
Birşeyler yapmaktan kendimizi alıkoymak.
11:33
We self-edit as we’re having ideas.
216
693160
2000
Biz fikirler edindikçe onları kendi kendimize düzeltiriz.
11:35
And in some cases, our desire to be original is actually a form of editing.
217
695160
6000
Ve bazı durumlarda orjinal olma isteğimiz aslında bir çeşit düzeltme.
11:41
And that actually isn’t necessarily really playful.
218
701160
4000
Ve bu aslında gerçekten de oyuncu olmak değil.
11:45
So that ability just to go for it and explore lots of things,
219
705160
5000
İşte bu yetenek, sadece peşinden gidip birşeyler keşfetmek,
11:50
even if they don’t seem that different from each other,
220
710160
2000
birbirlerinden çok farklı görünmeseler bile,
11:52
is actually something that kids do well, and it is a form of play.
221
712160
6000
çocukların çok iyi yaptığı birşeydir ve bir çeşit oyundur.
11:58
So now, Bob McKim did another
222
718160
2000
Bob McKim bu testin
12:00
version of this test
223
720160
1000
başka bir versiyonunu da yaptı,
12:01
in a rather famous experiment that was done in the 1960s.
224
721160
4000
1960larda yapılan daha meşhur bir deneyde.
12:05
Anybody know what this is? It’s the peyote cactus.
225
725160
5000
Kimse biliyor mu ne olduğunu? Peyote Kaktüsü bu.
12:10
It’s the plant from which you can create mescaline,
226
730160
2000
Bu meskalin diye bir psikedelik ilaçlardan birinin
12:12
one of the psychedelic drugs.
227
732160
2000
elde edildiği bitki.
12:14
For those of you around in the '60s, you probably know it well.
228
734160
1000
Aranızda 60'larda buralarda olanlar varsa iyi bilirler.
12:15
McKim published a paper in 1966, describing an experiment
229
735160
6000
McKim 1966'da meslektaşlarıyla birlikte yaptığı
12:21
that he and his colleagues conducted
230
741160
1000
psikedelik ilaçların yaratıcılık üzerinde etkisini
12:22
to test the effects of psychedelic drugs on creativity.
231
742160
4000
araştıran bir deney yayınladı.
12:26
So he picked 27 professionals -- they were
232
746160
7000
27 profesyonel insan seçti. Bu seçtikleri
12:33
engineers, physicists, mathematicians, architects,
233
753160
2000
mühendis, fizikçi, matematikçi, mimar,
12:35
furniture designers even, artists --
234
755160
3000
mobilya tasarımcısı ve hatta sanatçılardı.
12:38
and he asked them to come along one evening,
235
758160
3000
Ve onları bir akşam
12:41
and to bring a problem with them that they were working on.
236
761160
7000
üzerinde çalıştıkları bir problemle birlikte çağırdı.
12:48
He gave each of them some mescaline,
237
768160
2000
Her birine biraz meskalin verdi
12:50
and had them listen to some nice, relaxing music for a while.
238
770160
4000
ve bir süre onlara rahatlatıcı, hoş bir müzik dinletti.
12:54
And then he did what’s called the Purdue Creativity Test.
239
774160
6000
Ve sonra onlara Purdue Yaratıcılık Testi denilen testi uyguladı.
13:00
You might know it as, "How many uses can you find for a paper clip?"
240
780160
3000
Belki biliyorsunuzdur, bir ataçı kaç farklı şekilde kullanabilirsiniz?
13:03
It’s basically the same thing as the 30 circles thing that I just had you do.
241
783160
4000
Temelde biraz önce size yaptırdığım 30 yuvarlak çalışmasıyla aynı.
13:07
Now, actually, he gave the test before the drugs
242
787160
2000
Aslında testi hem ilaçtan önce
13:09
and after the drugs, to see
243
789160
4000
hem de ilaçtan sonra verdi ki;
13:13
what the difference was in people’s
244
793160
2000
insanların fikir üretirkenki kolaylık ve hızındaki
13:15
facility and speed with coming up with ideas.
245
795160
3000
değişimi görebilsin.
13:18
And then he asked them to go away
246
798160
1000
Ve sonra onlardan gidip
13:19
and work on those problems that they’d brought.
247
799160
4000
yanlarında getirdikleri problem üzerinde çalışmalarını istedi.
13:23
And they’d come up with a bunch of
248
803160
2000
Ve bu insanlar bir sürü enterasan
13:25
interesting solutions -- and actually, quite
249
805160
2000
ve aslında bir hayli geçerli
13:27
valid solutions -- to the things that they’d been working on.
250
807160
3000
çözümler ürettiler bu problemlere.
13:30
And so, some of the things that they figured out,
251
810160
1000
Ve bulunan bazı şeyleri
13:31
some of these individuals figured out;
252
811160
2000
buradaki insanlar buldu.
13:33
in one case, a new commercial building and designs for houses
253
813160
3000
Mesela burda yapılan yeni bir ticari bina ve ev tasarımları
13:36
that were accepted by clients;
254
816160
1000
müşterilerden kabul gördü.
13:37
a design of a solar space probe experiment;
255
817160
4000
Solar uzay araştırma deneyi için bir tasarım.
13:41
a redesign of the linear electron accelerator;
256
821160
5000
Doğrusal elektron hızlandırıcı için yeni bir tasarım.
13:46
an engineering improvement to a magnetic tape recorder --
257
826160
2000
magnetik ses kayıt cihazlarında bir mühendislik yeniliği.
13:48
you can tell this is a while ago;
258
828160
1000
Buradan da anlayacağınız gibi bu deney epey bir zaman önceydi.
13:49
the completion of a line of furniture;
259
829160
4000
Bir mobilya serisinin tamamlanması,
13:53
and even a new conceptual model of the photon.
260
833160
3000
ve hatta fotonun yeni bir kavramsal modeli.
13:56
So it was a pretty successful evening.
261
836160
2000
Yani oldukça başarılı bir akşamdı.
13:58
In fact, maybe this experiment was the reason that Silicon Valley
262
838160
4000
Aslında, belki de bu deney yüzünden Silikon Vadisi
14:02
got off to its great start with innovation.
263
842160
3000
inovasyon konusunda müthiş bir başlangıç yaptı.
14:05
We don’t know, but it may be.
264
845160
1000
Bilmiyoruz ama belki.
14:06
We need to ask some of the CEOs
265
846160
1000
Bazı CEO'lara sormamız gerekiyor
14:07
whether they were involved in this mescaline experiment.
266
847160
2000
bu meskalin deneyiyle bir alakaları var mı diye.
14:09
But really, it wasn’t the drugs that were important;
267
849160
4000
Ama gerçekten önemli olan ilaç değildi burda,
14:13
it was this idea that what the drugs did
268
853160
1000
ilaçların yaptığı insanları normal düşünce tarzlarından
14:14
would help shock people out of their normal way of thinking,
269
854160
3000
bir anda çıkardığı düşüncesiydi.
14:17
and getting them to forget the adult behaviors
270
857160
4000
Ve onlara bir nevi fikirlerini engelleyen
14:21
that were getting in the way of their ideas.
271
861160
3000
yetişkin davranışlarını unutturması.
14:24
But it’s hard to break our habits, our adult habits.
272
864160
4000
Ama alışkanlıklarımızı kırmak zordur, yetişkin alışkanlıklarımızı.
14:28
At IDEO we have brainstorming rules written on the walls.
273
868160
4000
IDEO'da bizim beyin fırtınası kurallarımız duvarlarda yazılıdır.
14:32
Edicts like, "Defer judgment," or "Go for quantity."
274
872160
4000
'Yargıları geciktir' ya da 'Niceliği hedefle' gibi fermanlar.
14:36
And somehow that seems wrong.
275
876160
1000
Ve her nasılsa bu yanlış gibi görünüyor.
14:37
I mean, can you have rules about creativity?
276
877160
2000
Demeye çalıştığım yaratıcılık hakkında kurallar olabilir mi?
14:39
Well, it sort of turns out that we need rules
277
879160
2000
Ama bir nevi kurallara ihtiyacımız var ki
14:41
to help us break the old rules and norms
278
881160
3000
eski kuralları ve normları kırmamıza
14:44
that otherwise we might bring to the creative process.
279
884160
4000
ve bunları yaratıcılık sürecimize taşımamamıza yardım etsin.
14:48
And we’ve certainly learnt that over time,
280
888160
1000
Ve biz kesinlikle zaman içerisinde öğrendik ki
14:49
you get much better brainstorming,
281
889160
2000
çok daha verimli ve çok daha yaratıcı sonuçlar doğuran bir beyin fırtınası geçirisiniz
14:51
much more creative outcomes when everybody does play by the rules.
282
891160
6000
herkes kurallara göre oynadığında.
14:57
Now, of course, many designers, many individual designers,
283
897160
3000
Tabi ki de çoğu tasarımcı, çoğu bireysel tasarımcı
15:00
achieve this is in a much more organic way.
284
900160
2000
bunu çok daha organik bir şekilde elde ediyor.
15:02
I think the Eameses are wonderful examples of experimentation.
285
902160
5000
Bence Eames'ler denemeler için çok güzel bir örnek.
15:07
And they experimented with plywood for many years
286
907160
3000
Onlar yıllarca kontrplakla denemeler yaptılar
15:10
without necessarily having one single goal in mind.
287
910160
3000
kafalarında tek bir amaç olmadan.
15:13
They were exploring following what was interesting to them.
288
913160
4000
Onlara enteresan gelen şeyleri keşfediyorlardı.
15:17
They went from designing splints for wounded soldiers
289
917160
2000
Ve ikinci Dünya Savaşı ve Kore savaşı sonrası
15:19
coming out of World War II and the Korean War, I think,
290
919160
3000
yaralı askerlere kırık çıkık tahtası tasarlamaya başladılar.
15:22
and from this experiment they moved on to chairs.
291
922160
2000
Bu denemelerden sonra sandalyeye geçtiler.
15:24
Through constant experimentation with materials,
292
924160
2000
Ve malzemelerle yaptıkları sürekli denemeler sonucunda
15:26
they developed a wide range of iconic solutions
293
926160
3000
bugün bizim de bildiğimiz geniş bir alanda simgesel çözümler
15:29
that we know today, eventually resulting in,
294
929160
2000
geliştirerek bu çalışmalar sonunda
15:31
of course, the legendary lounge chair.
295
931160
2000
tabi ki de efsanevi şezlongu tasarladılar.
15:33
Now, if the Eameses had stopped with that first great solution,
296
933160
3000
Eğer Eames'ler birinci müthiş çözümlerinden sonra dursaydı,
15:36
then we wouldn’t be the beneficiaries of so many
297
936160
3000
biz bugünkü sayılarca harika tasarımdan
15:39
wonderful designs today.
298
939160
3000
yararlanamayacaktık.
15:42
And of course, they used experimentation in all aspects of their work,
299
942160
4000
Ve tabiki de bu denemeyi işlerinin her alanında kullandılar.
15:46
from films to buildings, from games to graphics.
300
946160
6000
Filmlerden binalara, oyunlardan grafiklere.
15:52
So, they’re great examples, I think, of exploration
301
952160
4000
Yani bence onlar çok güzel örnekler keşif ve
15:56
and experimentation in design.
302
956160
2000
tasarımda denemeler için.
15:58
Now, while the Eameses were exploring those possibilities,
303
958160
3000
Şimdi Eames'ler bu olanakları araştırırken,
16:01
they were also exploring physical objects.
304
961160
3000
aynı zamanda fiziksel objeleri keşfediyorlardı.
16:04
And they were doing that through building prototypes.
305
964160
3000
Ve bunu prototip inşa ederek yapıyorlardı.
16:07
And building is the next of the behaviors that I thought I’d talk about.
306
967160
5000
Ve işte bu tip inşa etmeler bir sonraki davranış çeşidi konuşmak istediğim.
16:12
So the average Western first-grader
307
972160
2000
Ortalama bir Batı ilkokul birinci sınıf öğrencisi
16:14
spends as much as 50 percent of their play time
308
974160
3000
oyun zamanlarının yüzde 50'sini
16:17
taking part in what’s called "construction play."
309
977160
3000
'inşa etme oyunları'na katılarak geçiriyor.
16:20
Construction play -- it’s playful, obviously,
310
980160
3000
İnşa etme oyunu -- evet bu besbelli oyun içeriyor,
16:23
but also a powerful way to learn.
311
983160
2000
ama aynı zamanda çok güçlü bir öğrenim türü.
16:25
When play is about building a tower out of blocks,
312
985160
5000
Oyun bir takım bloklardan bir kule inşa etmekse,
16:30
the kid begins to learn a lot about towers.
313
990160
2000
çocuk kuleler hakkında birşeyler öğrenmeye başlar.
16:32
And as they repeatedly knock it down and start again,
314
992160
2000
Ve sürekli bunları yıkıp tekrar başlarken,
16:34
learning is happening as a sort of by-product of play.
315
994160
4000
öğrenme oyunun bir ek sonucu olarak ortaya çıkıyor.
16:38
It’s classically learning by doing.
316
998160
4000
Klasik olarak yaparak öğrenme bu.
16:42
Now, David Kelley calls this behavior,
317
1002160
1000
David Kelley bu tip davranışa,
16:43
when it’s carried out by designers, "thinking with your hands."
318
1003160
4000
tasarımcılar tarafından sergilendiğinde, 'ellerinizle düşünmek' der.
16:47
And it typically involves making multiple,
319
1007160
3000
Ve genellikle birden çok
16:50
low-resolution prototypes very quickly,
320
1010160
3000
hızlıca prototip hazırlama içerir bu davranış.
16:53
often by bringing lots of found elements together
321
1013160
2000
Çoğu zaman birçok bulunmuş elemanı
16:55
in order to get to a solution.
322
1015160
3000
bir çözüm için bir araya getirmek.
16:58
On one of his earliest projects, the team was kind of stuck,
323
1018160
4000
İlk projelerinden birinde, ekip takılmış bir noktada
17:02
and they came up with a mechanism by hacking together
324
1022160
4000
ve çözüme ulaşmak için roll-on deodorantlardan
17:06
a prototype made from a roll-on deodorant.
325
1026160
3000
yapılmış bir prototip bulmuşlar.
17:09
Now, that became the first commercial computer mouse
326
1029160
2000
Ve sonra bu ilk ticari bilgisayar faresi haline geldi
17:11
for the Apple Lisa and the Macintosh.
327
1031160
2000
Apple Lisa ve Macintosh için.
17:13
So, they learned their way to that by building prototypes.
328
1033160
6000
Yani bu şekilde bir nevi yollarını bu prototipleri yaparak buldular.
17:19
Another example is a group of designers
329
1039160
2000
Başka bir örnek ise bir ameliyat enstrümanı
17:21
who were working on a surgical instrument with some surgeons.
330
1041160
3000
üzerinde çalışan bir grup tasarımcı ile ilgili.
17:24
They were meeting with them; they were talking to the surgeons
331
1044160
2000
Bu tasarımcılar cerrahlarla buluşup
17:26
about what it was they needed with this device.
332
1046160
3000
bu aletten ne beklendiğini konuşuyorlardı.
17:29
And one of the designers ran out of the room
333
1049160
2000
Ve tasarımcılardan biri odadan koşarak çıkıp
17:31
and grabbed a white board marker and a film canister --
334
1051160
3000
bir beyaz tahta keçe kalemi ve bir film kutusu -
17:34
which is now becoming a very precious prototyping medium --
335
1054160
3000
ki bu günümüzde çok değerli bir prototip aracı haline geliyor --
17:37
and a clothespin. He taped them all together,
336
1057160
2000
ve bir maşa getirdi. Bunların hepsini birbirine bantladı ve
17:39
ran back into the room and said, "You mean, something like this?"
337
1059160
2000
odaya tekrar koşarak girdi ve 'bunun gibi birşeyden mi bahsediyorsunuz?' dedi
17:41
And the surgeons grabbed hold of it and said,
338
1061160
2000
Ve cerrahlar bu prototipi tutarak üzerinde konuşmaya
17:43
well, I want to hold it like this, or like that.
339
1063160
2000
başladılar, şöyle tutmak istiyorum ya da böyle diye.
17:45
And all of a sudden a productive conversation
340
1065160
2000
Ve birden bire üretken bir sohbet başlamıştı
17:47
was happening about design around a tangible object.
341
1067160
5000
elle tutulur bir objenin tasarımı hakkında.
17:52
And in the end it turned into a real device.
342
1072160
4000
En sonunda ise bu gerçek bir alete döndü.
17:56
And so this behavior is all about quickly getting something
343
1076160
3000
Yani bu davranış tamamen bir fikri hızlı bir şekilde
17:59
into the real world, and having your thinking advanced as a result.
344
1079160
5000
gerçek hayata geçirmek yada sonucunda düşüncelerinizi geliştirmek ile ilgili.
18:04
At IDEO there’s a kind of a back-to-preschool feel
345
1084160
3000
IDEO'nun sanki kreşe-dönüş gibi bir hissi var
18:07
sometimes about the environment.
346
1087160
2000
bazen ortam ile ilgili.
18:09
The prototyping carts, filled with colored paper
347
1089160
3000
İçine renki kağıtlar doldurulmuş prototip sepetleri
18:12
and Play-Doh and glue sticks and stuff --
348
1092160
3000
ve oyun hamuru ve uhu ve benzeri eşyalar.
18:15
I mean, they do have a bit of a kindergarten feel to them.
349
1095160
3000
Demeye çalıştığım zaten bu eşyaların bir kreş havası var.
18:18
But the important idea is that everything’s at hand, everything’s around.
350
1098160
4000
Ama önemli olan fikir herşeyin el altında olması. Herşey etrafınızda.
18:22
So when designers are working on ideas,
351
1102160
2000
Bunun için tasarımcılar fikirleri üzerinde çalışırken
18:24
they can start building stuff whenever they want.
352
1104160
3000
birşeyler inşa edebilirler, istedikleri herşeyi.
18:27
They don’t necessarily even have to go
353
1107160
1000
Bunu yapmaları için ciddi bir atölyeye gitmelerine
18:28
into some kind of formal workshop to do it.
354
1108160
2000
bile tam olarak gerek yok.
18:30
And we think that’s pretty important.
355
1110160
2000
Ve biz bunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
18:32
And then the sad thing is, although preschools
356
1112160
2000
Yalnız üzücü olan şu ki, kreşler bu tip
18:34
are full of this kind of stuff, as kids go through the school system
357
1114160
4000
eşyalarla dolup taşsa bile, çocuklar eğitim sistemine devam ettikçe
18:38
it all gets taken away.
358
1118160
2000
bunların hepsi ellerinden alınıyor.
18:40
They lose this stuff that facilitates
359
1120160
2000
Bu tür oyunu ve inşa etmeyi tetikleyen düşünce tarzını
18:42
this sort of playful and building mode of thinking.
360
1122160
5000
kolaylaştıracak bu eşyaları kaybediyorlar.
18:47
And of course, by the time you get to the average workplace,
361
1127160
2000
Ve tabiki ortama bir iş ortamına girdiğimiz zaman
18:49
maybe the best construction tool we have
362
1129160
3000
belki de elimizdeki en iyi yapı araçları
18:52
might be the Post-it notes. It’s pretty barren.
363
1132160
3000
Post-it not sayfaları oluyor. Bu oldukça verimsiz.
18:55
But by giving project teams and the clients
364
1135160
4000
Ama proje ekiplerine ve onların çalıştığı müşterilere
18:59
who they’re working with permission to think with their hands,
365
1139160
2000
elleriyle düşünme izni verilirse,
19:01
quite complex ideas can spring into life
366
1141160
5000
çok komplike fikirler bile doğabilir
19:06
and go right through to execution much more easily.
367
1146160
4000
ve direk uygulamaya kadar çok daha kolay gidebilir.
19:10
This is a nurse using a very simple -- as you can see -- plasticine prototype,
368
1150160
4000
Bu hemşire çok basit bir - görebileceğiniz gibi- oyuncak hamur prototipi
19:14
explaining what she wants out of a portable information system
369
1154160
3000
kullanarak portatif bir bilgi sistemden ne istediğini
19:17
to a team of technologists and designers
370
1157160
3000
onunla birlikte çalışan teknolojist ve tasarımcı
19:20
that are working with her in a hospital.
371
1160160
3000
ekibine anlatıyor.
19:23
And just having this very simple prototype
372
1163160
1000
Ve bu kadar basit bir prototip
19:24
allows her to talk about what she wants in a much more powerful way.
373
1164160
5000
onun istediği şey hakkında çok daha etkili bir şekilde konuşmasını sağlıyor.
19:29
And of course, by building quick prototypes,
374
1169160
2000
Ve tabiki hızlı prototipler yaparak
19:31
we can get out and test our ideas with consumers
375
1171160
3000
fikirlerimizi hemen tüketicilerde ve kullanıcılarla
19:34
and users much more quickly
376
1174160
2000
çok daha hızlı test edebiliriz,
19:36
than if we’re trying to describe them through words.
377
1176160
6000
sadece kelimeleri kullanarak anlatmaya çalışmaktansa.
19:42
But what about designing something that isn’t physical?
378
1182160
3000
Ama hadi fiziksel olmayan birşeyi tasarlayacaksak?
19:45
Something like a service or an experience?
379
1185160
2000
Mesela bir servis ya da bir deneyim?
19:47
Something that exists as a series of interactions over time?
380
1187160
3000
Bir takım etkileşimlerle bir zaman dilimi içinde gerçekleşen birşeylerse?
19:50
Instead of building play, this can be approached with role-play.
381
1190160
6000
İnşa etmek yerine bunlara rol oynamayla yaklaşılabilir.
19:56
So, if you’re designing an interaction between two people --
382
1196160
2000
Yani eğer iki insan arasında bir etkileşim tasarlıyorsanız
19:58
such as, I don’t know -- ordering food at a fast food joint
383
1198160
3000
mesela bir fast food zincirinde yemek siparişi vermek gibi
20:01
or something, you need to be able to imagine
384
1201160
2000
hayal edebilmeniz gerekir
20:03
how that experience might feel over a period of time.
385
1203160
3000
o deneyimin zaman içinde nasıl hissedileceğini.
20:06
And I think the best way to achieve that,
386
1206160
2000
Ve bence bunu en iyi anlamanın yolu
20:08
and get a feeling for any flaws in your design, is to act it out.
387
1208160
5000
ve bu tasarımdaki hataların en iyi görme yolu, bunu eyleme vurarak olur.
20:13
So we do quite a lot of work at IDEO
388
1213160
2000
Biz IDEO'da çok emek harcıyoruz
20:15
trying to convince our clients of this.
389
1215160
2000
müşterilerimizi bunu yapmaya ikna etmek için.
20:17
They can be a little skeptical; I’ll come back to that.
390
1217160
2000
Biraz şüpheci olabilirler ama bundan sonra bahsedeceğim.
20:19
But a place, I think, where the effort is really worthwhile
391
1219160
4000
Ama bence çabaların çok değdiği asıl yer
20:23
is where people are wrestling with quite serious problems --
392
1223160
4000
insanların ciddi sorunlarla güreştiği yerler.
20:27
things like education or security or finance or health.
393
1227160
5000
Mesela eğitim, güvenlik, finans veya sağlık.
20:32
And this is another example in a healthcare environment
394
1232160
3000
Bu da sağlık sektöründe
20:35
of some doctors and some nurses and designers
395
1235160
2000
doktor, hemşire ve tasarımcıların
20:37
acting out a service scenario around patient care.
396
1237160
4000
hasta bakımı hakkında oynadıkları bir servis senaryo örneği.
20:41
But you know, many adults
397
1241160
1000
Ama biliyorsunuz bir çok yetişkin
20:42
are pretty reluctant to engage with role-play.
398
1242160
3000
bu tip rol oyunlarına katılmak konusunda çok isteksiz oluyor.
20:45
Some of it’s embarrassment and some of it is because
399
1245160
2000
Birazı utangaçlık birazı da bundan doğacak
20:47
they just don’t believe that what emerges is necessarily valid.
400
1247160
4000
sonuçların tam olarak geçerli olduğunu düşünmedikleri için.
20:51
They dismiss an interesting interaction by saying,
401
1251160
2000
İlginç bir etkileşimi reddedebiliyorlar, bunun sadece
20:53
you know, "That’s just happening because they’re acting it out."
402
1253160
3000
rol yaptıkları için gerçekleştiğini söyleyerek.
20:56
Research into kids' behavior actually suggests
403
1256160
2000
Çocukların davranışlarıyla ilgili yapılan araştırmalar
20:58
that it’s worth taking role-playing seriously.
404
1258160
3000
bu rol oyunlarının ciddiye alınmasının önemli olduğunu söylüyor.
21:01
Because when children play a role,
405
1261160
1000
Çünkü çocuklar rol yaparken
21:02
they actually follow social scripts quite closely
406
1262160
3000
aslında biz yetişkinlerden öğrendikleri
21:05
that they’ve learnt from us as adults.
407
1265160
2000
sosyal senaryoları çok yakından izlerler.
21:07
If one kid plays "store," and another one’s playing "house,"
408
1267160
3000
Eğer bir çocuk mağazacılık diğeri de evcilik oynuyorsa
21:10
then the whole kind of play falls down.
409
1270160
2000
bütün oyun çöker.
21:13
So they get used to quite quickly
410
1273160
3000
Bu yüzden hemen sosyal etkileşim
21:16
to understanding the rules for social interactions,
411
1276160
4000
kurallarını anlamaya alışıyorlar
21:20
and are actually quite quick to point out when they’re broken.
412
1280160
3000
ve aslında bu kurallar çiğnendiğinde hemen gösterirler.
21:23
So when, as adults, we role-play,
413
1283160
3000
Biz yetişkinler rol oynarken
21:26
then we have a huge set of these scripts already internalized.
414
1286160
5000
içimize işlemiş koca senaryo dizileri oluyor.
21:31
We’ve gone through lots of experiences in life,
415
1291160
2000
Biz hayatta bir sürü tecrübeler edindik.
21:33
and they provide a strong intuition
416
1293160
3000
Bunlar bize güçlü bir içgüdü sağlıyor
21:36
as to whether an interaction is going to work.
417
1296160
3000
bir etkileşimin işe yarayıp yaramayacağı konusunda.
21:39
So we’re very good, when acting out a solution,
418
1299160
2000
Biz bir çözümü eyleme vururken
21:41
at spotting whether something lacks authenticity.
419
1301160
5000
bazı şeyler gerçekten uzaksa bunları farketmekte çok iyiyizdir.
21:46
So role-play is actually, I think,
420
1306160
1000
Rol oynamak aslında
21:47
quite valuable when it comes to thinking about experiences.
421
1307160
4000
deneyimleri düşününce çok değerli oluyor.
21:51
Another way for us, as designers, to explore role-play
422
1311160
3000
Biz tasarımcılar için rol oyunlarını keşfetmek için
21:54
is to put ourselves through an experience which we’re designing for,
423
1314160
4000
başka bir yolsa kendimizi tasarladığımız deneyim sürecinden geçirmek
21:58
and project ourselves into an experience.
424
1318160
3000
ve kendimizi bu deneyimin içine sokmalıyız.
22:01
So here are some designers who are trying to understand
425
1321160
2000
Burdaki tasarımcılar
22:03
what it might feel like to sleep in a
426
1323160
3000
sınırlandırılmış bir alanda uyumanın
22:06
confined space on an airplane.
427
1326160
2000
nasıl bir his olduğunu anlamaya çalışıyorlar.
22:08
And so they grabbed some very simple materials, you can see,
428
1328160
2000
Gördüğünüz gibi bir takım basit araçlar topluyorlar.
22:10
and did this role-play, this kind of very crude role-play,
429
1330160
4000
Ve bu tip rol oyunları, bu tip kabataslak rol oyunları,
22:14
just to get a sense of what it would be like for passengers
430
1334160
2000
sadece yolcuların uçaklarda küçük alanlara hapsedildiğinde
22:16
if they were stuck in quite small places on airplanes.
431
1336160
5000
nasıl hissettiklerini anlamak için yapılıyor.
22:21
This is one of our designers, Kristian Simsarian,
432
1341160
2000
Bu bizim tasarımcılarımızdan biri, Kristian Simsarian,
22:23
and he’s putting himself through the experience of being an ER patient.
433
1343160
4000
kendisine acil servis hastasının geçirdiği deneyimi yaşatıyor.
22:27
Now, this is a real hospital, in a real emergency room.
434
1347160
2000
Bu gerçek bir hastanede, gerçek bir acil servis odası.
22:29
One of the reasons he chose to take
435
1349160
2000
Bu büyük kamerayı yanında götürmeye
22:31
this rather large video camera with him was
436
1351160
1000
karar vermesinin bir sebebi de
22:32
because he didn’t want the doctors and nurses thinking
437
1352160
2000
doktorların ve hemşirelerin onu
22:34
he was actually sick, and sticking something into him
438
1354160
3000
gerçekten hasta sanıp sonradan pişman olacağı
22:37
that he was going to regret later.
439
1357160
2000
birşeyleri ona batırmasını istemediği için.
22:39
So anyhow, he went there with his video camera,
440
1359160
3000
Herneyse, oraya bir kamera ile gitti
22:42
and it’s kind of interesting to see what he brought back.
441
1362160
4000
ve geri getirdiği görüntüleri izlemek çok ilginç.
22:46
Because when we looked at the video when he got back,
442
1366160
2000
Çünkü döndüğünde bu videoyu izlerken
22:48
we saw 20 minutes of this.
443
1368160
2000
20 dakika boyunca bunu gördük.
22:50
(Laughter)
444
1370160
3000
(Kahkaha)
22:53
And also, the amazing thing about this video --
445
1373160
3000
Ve bu video hakkında şaşırtıcı olan
22:56
as soon as you see it you immediately
446
1376160
2000
bunu gördüğünüz an hemen
22:58
project yourself into that experience.
447
1378160
3000
kendinizi bu deneyimin içinde hissediyorsunuz.
23:01
And you know what it feels like: all of that uncertainty
448
1381160
2000
Ve bunun nasıl bir his olduğunu biliyorsunuz,
23:03
while you’re left out in the hallway
449
1383160
2000
tüm o belirsizlik siz orda bırakılırken,
23:05
while the docs are dealing with some more urgent case
450
1385160
2000
doktorlar daha acil durumlarla ilgilenirken
23:07
in one of the emergency rooms, wondering what the heck’s going on.
451
1387160
4000
bir acil servis odasında, neler olduğunu merak ederken.
23:11
And so this notion of using role-play --
452
1391160
2000
Bu rol oyunları kavramı
23:13
or in this case, living through the experience
453
1393160
3000
yada bu örnekte olduğu gibi bir deneyimi yaşamak
23:16
as a way of creating empathy --
454
1396160
1000
bir nevi empati yaratma yöntemi olarak,
23:17
particularly when you use video, is really powerful.
455
1397160
3000
özellikle video kullanınca, çok etkili oluyor.
23:20
Or another one of our designers, Altay Sendil:
456
1400160
2000
Bu da baska bir tasarımcımız, Altay Sendil,
23:22
he’s here having his chest waxed, not because he’s very vain,
457
1402160
3000
göğsüne ağda yaptırırken, çok gösterişçi olduğu için değil
23:25
although actually he is -- no, I’m kidding --
458
1405160
2000
gerçi aslında öyle. Hayır şaka yapıyorum.
23:27
but in order to empathize with the pain that chronic care patients
459
1407160
4000
Ama bu kronik bakım hastalarının pansumanları çıkarılırken
23:31
go through when they’re having dressings removed.
460
1411160
2000
yaşadığı acıyı anlayabilmek için.
23:33
And so sometimes these analogous experiences,
461
1413160
3000
Ve bazen buna benzer deneyimler
23:36
analogous role-play, can also be quite valuable.
462
1416160
3000
benzer rol oyunları da çok önemli olabiliyor.
23:39
So when a kid dresses up as a firefighter, you know,
463
1419160
3000
Yani bir çocuk itfaiye kostümü giydiğinde
23:42
he’s beginning to try on that identity.
464
1422160
2000
o kimliği denemeye başlıyor.
23:44
He wants to know what it feels like to be a firefighter.
465
1424160
3000
Bir itfaiyeci olmanın nasıl bir duygu olduğunu bilmek istiyor.
23:47
We’re doing the same thing as designers.
466
1427160
2000
Biz de tasarımcılar olarak aynı şeyi yapıyoruz.
23:49
We’re trying on these experiences.
467
1429160
2000
Biz de bu deneyimleri deniyoruz.
23:51
And so the idea of role-play is both as an empathy tool,
468
1431160
4000
Yani bu rol oyunları hem bir empati aracı
23:55
as well as a tool for prototyping experiences.
469
1435160
4000
hem de deneyimlerin prototiplerini oluşturan bir araç.
23:59
And you know, we kind of admire people who do this at IDEO anyway.
470
1439160
5000
Ve biz IDEO'da bunları yapan insanlara hayranlık guyuyoruz.
24:04
Not just because they lead to insights about the experience,
471
1444160
3000
Sadece deneyimler hakkında anlayış kazandırdıkları için değil
24:07
but also because of their willingness to explore
472
1447160
3000
aynı zamanda keşfetmek için duydukları arzu
24:10
and their ability to unselfconsciously
473
1450160
3000
ve utanıp sıkılamadan
24:13
surrender themselves to the experience.
474
1453160
3000
kendilerini deneyime teslim etme yeteneklerinden dolayı.
24:16
In short, we admire their willingness to play.
475
1456160
5000
Kısacası oyun oynama arzularına hayranlık duyuyoruz.
24:21
Playful exploration, playful building and role-play:
476
1461160
6000
Oyuncu keşifler, oyuncu inşa etmeler ve rol oyunları.
24:27
those are some of the ways that designers use play in their work.
477
1467160
3000
İşte bunlar tasarımcıların oyunu iş hayatlarında kullandıkları yollar.
24:30
And so far, I admit, this might feel
478
1470160
4000
Ve şimdiye kadar, itiraf etmeliyim ki,
24:34
like it’s a message just to go out and play like a kid.
479
1474160
3000
bu size gidip çocuklar gibi oynayın diye bir mesaj gibi gelmiş olabilir.
24:37
And to certain extent it is, but I want to stress a couple of points.
480
1477160
4000
Ve belli bir ölçüye kadar da öyle zaten, ama birkaç noktayı vurgulamak istiyorum.
24:41
The first thing to remember is that play is not anarchy.
481
1481160
3000
İlki, oyunun kargaşa olmadığını unutmamak.
24:44
Play has rules, especially when it’s group play.
482
1484160
5000
Oyunun kuralları var, özellikle grup oyunuysa.
24:49
When kids play tea party, or they play cops and robbers,
483
1489160
4000
Çocuklar evcilik, yada hırsız polis oynarken,
24:53
they’re following a script that they’ve agreed to.
484
1493160
3000
üzerinde anlaştıkları bir senaryoyu takip ederler.
24:56
And it’s this code negotiation that leads to productive play.
485
1496160
4000
Ve işte bu tür anlaşmalar üretken oyunlara yol açar.
25:01
So, remember the sketching task we did at the beginning?
486
1501160
2000
Başta yaptığımız çizim egzersizini hatırlıyor musunuz?
25:03
The kind of little face, the portrait you did?
487
1503160
2000
Yaptığınız küçük yüz, portre çalışmasını?
25:05
Well, imagine if you did the same task with friends
488
1505160
4000
Hayal edin, eğer aynısını arkadaşlarınızla
25:09
while you were drinking in a pub.
489
1509160
2000
bir barda içerken yapsaydınız.
25:11
But everybody agreed to play a game
490
1511160
3000
Ama herkesin en kötü çizenin bir sonraki içkileri
25:14
where the worst sketch artist bought the next round of drinks.
491
1514160
4000
alacağı konusunda anlaştığı bir oyun olsa.
25:18
That framework of rules would have turned an embarrassing,
492
1518160
4000
Böyle bir kural çerçevesi utanç verici,
25:22
difficult situation into a fun game.
493
1522160
2000
zor bir durumu eğlenceli bir oyuna çevirir.
25:24
As a result, we’d all feel perfectly secure and have a good time --
494
1524160
6000
Ve sonuç olarak hepimiz son derece güvende hisseder ve iyi zaman geçiririz --
25:30
but because we all understood the rules and we agreed on them together.
495
1530160
5000
çünkü hepimiz kuralları anlamış ve birlikte kabul etmiş oluruz.
25:35
But there aren’t just rules about how to play;
496
1535160
4000
Ama yalnızca nasıl oynanmalı değil
25:39
there are rules about when to play.
497
1539160
3000
ne zaman oynanmalı konusunda da kurallar var.
25:42
Kids don’t play all the time, obviously.
498
1542160
2000
Çocuklar belli ki her zaman oynamazlar.
25:44
They transition in and out of it,
499
1544160
2000
Gelip giderler.
25:46
and good teachers spend a lot of time
500
1546160
3000
Ve öğretmenler, iyi öğretmenler çok fazla zamanlarını
25:49
thinking about how to move kids through these experiences.
501
1549160
4000
çocuklara bu deneyimler arasındaki geçişi nası yaptıracağını düşünerek geçirir.
25:53
As designers, we need to be able to transition in and out of play also.
502
1553160
5000
Biz tasarımcılar da aynı şekilde oyun moduna girip çıkabilmeliyiz.
25:58
And if we’re running design studios
503
1558160
2000
Ve tasarım stüdyoları yönetiyorsak,
26:00
we need to be able to figure out, how can we transition
504
1560160
2000
tasarımcıları nasıl bu farklı deneyimlere geçirebileceğimizi
26:02
designers through these different experiences?
505
1562160
3000
anlamamız gerekir.
26:05
I think this is particularly true if we think about the sort of --
506
1565160
3000
Bence bu özellikle doğru oluyor şöyle düşününce....
26:08
I think what’s very different about design
507
1568160
3000
Bence tasarım hakkında çok farklı olan
26:11
is that we go through these two very distinctive modes of operation.
508
1571160
4000
biz birbirinden çok değişik iki operasyon modundan geçiyoruz.
26:15
We go through a sort of generative mode,
509
1575160
5000
Çok fazla fikri keşfettiğimiz
26:20
where we’re exploring many ideas;
510
1580160
1000
üretken bir moddan geçiyoruz.
26:21
and then we come back together again,
511
1581160
2000
Ve sonra tekrar toparlanıp,
26:23
and come back looking for that solution,
512
1583160
3000
bir çözüm aramaya
26:26
and developing that solution.
513
1586160
1000
ve o çözümü geliştirmeye çalışıyoruz.
26:27
I think they’re two quite different modes:
514
1587160
3000
Bence bunlar çok farkli iki mod.
26:30
divergence and convergence.
515
1590160
3000
Sapma ve uyum.
26:33
And I think it’s probably in the divergent mode
516
1593160
3000
Ve büyük ihtimalle ayrılma modunda
26:36
that we most need playfulness.
517
1596160
2000
en çok oyuncu halimiz gerekiyor.
26:38
Perhaps in convergent mode we need to be more serious.
518
1598160
3000
Ve uyum modunda daha ciddi olmamız gerekiyor.
26:41
And so being able to move between those modes
519
1601160
2000
Ve bu modlardan birbirine geçebilmek
26:43
is really quite important. So, it’s where there’s a
520
1603160
4000
gerçekten çok önemli. Yani nerde daha ince ayrıntılı
26:47
more nuanced version view of play, I think, is required.
521
1607160
3000
versiyonu varsa oyunun orda zorunlu hatta.
26:50
Because it’s very easy to fall into the trap that these states are absolute.
522
1610160
3000
Çünkü bu durumların mutlak olduğunu düşünme tuzağına düşmemiz çok kolay.
26:53
You’re either playful or you’re serious, and you can’t be both.
523
1613160
4000
Ya oyun seversin ya da ciddisin ve ikisi birden olamazsın.
26:57
But that’s not really true: you can be a serious professional adult
524
1617160
5000
Ama bu hiç de doğru değil. Ciddi profesyonel bir yetişkin olabilirsiniz
27:02
and, at times, be playful.
525
1622160
3000
ve zaman zaman oyun oynarsınız.
27:05
It’s not an either/or; it’s an "and."
526
1625160
2000
Bu ya var ya yok değil.
27:07
You can be serious and play.
527
1627160
4000
Hem ciddi olup hem oynayabilirsiniz.
27:11
So to sum it up, we need trust to play,
528
1631160
6000
Özetlemek gerekirse, oyuna güvenmemiz gerekiyor.
27:17
and we need trust to be creative. So, there’s a connection.
529
1637160
4000
ve yaratıcı olmaya güvenmemiz gerekiyorki arada bir bağlantı olsun.
27:21
And there are a series of behaviors that we’ve learnt as kids,
530
1641160
3000
Ve çocukken öğrendiğimiz bir seri davranışlar var
27:24
and that turn out to be quite useful to us as designers.
531
1644160
3000
biz tasarımcılar için çok yararlı olan.
27:27
They include exploration, which is about going for quantity;
532
1647160
5000
Bu keşfetmeyi de içeriyor, miktar olarak fazlaya yönelmeyi.
27:32
building, and thinking with your hands;
533
1652160
3000
Ellerimizle inşa etmek ve düşünmek.
27:35
and role-play, where acting it out helps us both
534
1655160
4000
Ve rol oynamak ki bu bize hem
27:39
to have more empathy for the situations in which we’re designing,
535
1659160
3000
tasarladığımız durumla daha fazla empati kurabilmemizi
27:42
and to create services and experiences
536
1662160
3000
hem de kusursuz ve otantik olan
27:45
that are seamless and authentic.
537
1665160
4000
servis ve deneyimler yaratmamızı sağlıyor.
27:49
Thank you very much. (Applause)
538
1669160
1000
Çok teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7