How I built a jet suit | Richard Browning

Çeviri: Gunperi Sisman Gözden geçirme: Suleyman Cengiz

Michael Browning: engineer,

Michael Browning: Mühendis,

innovator --

yenilikçi --

inventor, really --

aslında daha çok bir mucit --

and inspiring father.

ve ilham verici bir baba.

He had a passion for flight, as you can kind of sense

Bu şaibeli 70'lerden kalma ''ofisten ayrılma'' hediyesinden de

from that rather dubious 1970s office-leaving present.

anlayabileceğiniz gibi uçma tutkunuydu.

And some 40 years after that was created,

Ve bu yapıldıktan 40 yıl kadar sonra

a small group of us got together

biz bir grup olarak bir araya gelip

yıllardır insanlara ilham veren

to have a go,

a run at the whole challenge of flight that inspired people for years,

uçabilme konusuna meydan okumaya ve bunu da kendi değişik yöntemlerimizle

and do it in a very different kind of way.

yapmaya karar verdik.

And that's the journey I'd like to share with you now.

İşte sizinle şimdi paylaşmak istediğim yolculuk bu.

The starting hypothesis was one of the human mind and body,

Başlangıç hipotezi insan zekâsı ve bedeninin,

which, as you've seen for the last few days here,

inanılmaz bir yapı oluşuyla ilgili.

Nitekim bunu burada son birkaç gündür fark etmişsinizdir.

is an amazing construct.

What if you augmented that wonderful machine

Peki bu mükemmel makineyi doğru teknolojiyle

with just the right technology?

harmanlasanız ne olurdu?

Uçmaya bu şekilde, yani gerçekçi şekilde yaklaşsanız, bu sizi nereye götürürdü?

If you approach flight in that kind of real way,

where could you get to?

So my training partner here back in London, Denton,

Bu gördüğünüz benim Londra'daki çalışma partnerim Denton

is doing a much better job of that kind of stuff than me.

ve bu konu üstüne benden çok daha iyi bir iş çıkarıyor.

Guess what? It's London.

Burası neresi? Burası Londra.

The idea was that you augment that.

Fikir, bunu harmanlamak.

And so, how do you augment that?

Peki bunu nasıl yaparsınız?

Well, we bought one of these.

Biz bunlardan bir adet satın aldık.

This is a micro gas turbine.

Bu bir mikro gaz türbini.

This was ground zero,

Burası ilk başladığımız yerdi,

so that little piece of kit proved really quite impressive,

bu küçük alet çok etkileyiciydi,

so we got two in a field.

bu yüzden biz de iki tane alarak tarlaya çıktık.

The real hero here, by the way, is, right in the background,

Buradaki asıl kahraman aslında tam arkamızda duran

there's a lady tending some vegetables,

sebzelerine bakım yapmakta olan bu bayan,

who does a brilliant job of trying to ignore us for a while --

bizi bir süreliğine göz ardı etmeyi başarıyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I think the only thing less happy is the grass,

Sanırım bu işten en rahatsız olan çimenler,

that we did probably damage quite badly.

çünkü onlara muhtemelen çok zarar verdik.

You get an idea of the thrust here,

Buradaki itme gücünü tahmin edersiniz,

when I try to hold them horizontally and somewhat fail.

yatay olarak tutmaya çalışıyorum, olmuyor.

Gördüğünüz 50 kiloluk bir itme gücü.

That's around 50 kilos of thrust there.

We were quite impressed with that.

Bu bizi etkilemişti.

Bir yerlere varıyoruz diye düşünmüştük.

We thought we were getting somewhere.

So there's only one sensible way to go from there:

Bundan sonraki en mantıklı adım şu olabilirdi:

Bunlardan dört tane alınabilirdi.

you get four.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I have to say, I still like watching these back.

Yeniden izlemekten hâlâ keyif alıyorum.

O zaman düşündük ki, peki öyleyse bu yükü biraz dağıtalım.

So then we thought well, let's try and spread the load a bit.

Bacaklarımız bu ağırlığı almak üzere tasarlandı,

The legs are designed to take the load,

so why don't we spread it out a bit?

peki neden biraz onlara dağıtmıyoruz?

That bit was good.

Bu biraz iyiydi.

Kolanlara gelirsek --

The harness --

a nice idea but it didn't really work,

bunlar iyi bir fikirdi

fakat şimdi gördüğünüz gibi işe yaramadılar.

as you'll see now.

This whole journey was very much about trying things --

Tüm bu yolculuk aslında, farklı şeyleri denemekten ibaretti.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Yeah, it really didn't work, did it?

Evet, bu işe yaramadı değil mi?

Trying things and learning by failing at them most of the time.

Yeni şeyler deneyerek ve çoğu zaman hata yaparak öğrenmek.

And that included failing by falling over.

Ki bu düşerek öğrenmeyi de kapsıyor.

If you notice, we've got five engines here --

Dikkat ederseniz, burada beş motorumuz var --

diğeri tamirdeyken

not to be put off by the fact one was in maintenance,

still had a go.

bir deneme daha yaptık.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And then I pinched a fuel line.

Sonra benzin çizgisini aşırdım.

Çok öğreticiydi. Bir daha bunu yapmamayı öğrendik.

So again, good learning. We learned not to do that again.

This was a blind alley.

Bu da çıkmaz bir sokaktı.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

This was three on each arm --

Burada her bir kolumda üç motor var--

that was ridiculous.

bu çok saçmaydı.

That was 70 kilos on each arm.

Her bir kolda 70 kilo anlamına geliyor.

Again, struck that one off.

Bundan da vazgeçtik.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But we were starting to make some really quite convincing progress,

Ama gerçekten inandırıcı gelişmeler yaşıyorduk,

yani sanki bunu başarabileceğimize

just enough to make you believe that maybe --

maybe we could get there.

inanacak kadar.

You can see, look -- tantalizing.

Görebiliyorsunuz -- çok inandırıcı.

The model of one on each leg and two on each arm,

Her bir ayakta bir tane ve her bir kolda iki tane olan model,

kâğıt üstünde, yeterli ağırlık olacağını gösteriyordu.

on paper, that was enough thrust.

And then we did what I'm about to show you now,

Size şimdi göstereceğimi de denedik

and I still love watching this one.

ve bunu izlemekten hâlâ keyif alıyorum.

This was our first six-second, reasonably coherent flight.

Bu bizim ilk altı saniyelik gerçekten tutarlı uçuşumuzdu.

(Applause)

(Alkışlar)

That was the point where this endeavor went from:

Bu nokta bizim çalışmalarımızın

''bunun işe yarayacağından emin değilim'' noktasından,

"I'm really not sure this is going to work,"

''Aman tanrım, bu işe yarıyor!'' noktasına geçişiydi.

to: "Oh my god, it does work!"

From there on we then refined it,

Bundan sonra yine revizeler yaptık,

but we carried on falling over a lot.

ama birçok kez düşmeye devam ettik.

Düşmek, dediğim gibi öğrenmenin kesinlikle en iyi yolu.

Falling over, like I say, is definitely the best way to learn.

After a while, we starting really refining the layout of all of this.

Ve sonunda bunun görünüşünü de revize etmeye başladık.

And you'll see, that's stability and control --

Gördüğünüz gibi, bu denge ve kontrol --

there's no wires there or anything --

hiçbir kablo veya bir şey yok --

bu, teknolojiyi revize ederek

that's a combination of us refining the technology,

arkada elektronikler için bir plastik saklama kabı dâhil etmemiz

including with a Tupperware box on the back for the electronics

and actually learning the balance and control.

ve denge ile kontrolü gerçekten öğrenmek için.

Şimdi sıradaki kısa bölüm için motor sesi olmadan

I'm now going to save your ears for the next short piece

and talk over it.

konuşmaya devam edeceğim.

After a while, the jet engine noise is a bit annoying.

Bir süre sonra, motor sesi biraz rahatsız edici oluyor.

This is only a few weeks ago.

Bu sadece birkaç hafta önceydi.

You can see the stability and control is really quite nice,

Gördüğünüz gibi denge ve kontrol gerçekten güzel

and I'd like to think this somewhat validates that starting hypothesis,

ve sanırım bu da başlama hipotezimizi onaylıyor,

that the human mind and body, if properly augmented in that way,

yani insan zekâsı ve vücudunun, eğer doğru bir şekilde harmanlanırsa

gerçekten çok harikâ şeyler yapabileceği.

can achieve some pretty cool stuff.

I mean, like I said:

Dediğim gibi:

Bu noktada kollarımı nereye oynattığımı düşünmüyorum.

I'm not thinking about where I'm moving my arms at that stage.

I'm looking at the objective of where I want to get to,

Sadece gitmem gereken yöne bakıyorum,

and a bit like riding a bike,

yani biraz bisiklet sürmek gibi,

my arms are just doing their thing.

kollarım kendi hâlinde.

Bu çok garip bir tecrübe.

It's a very strange experience.

So where is all this headed?

Peki tüm bunlar nereye doğru ilerliyor?

I'll talk over this landing --

Bu iniş hakkında konuşacağım--

I think I land in this one.

Sanırım burada iniş yapabiliyorum.

Well, I don't think anybody's going to go down to Walmart

Doğrusu kimsenin yakın zamanda Walmart'a

veya çocuklarını okula bırakmak için bu şekilde gideceğini düşünmüyorum

or take the kids to school in any of this stuff for a while,

but the team at Gravity are building some awesome technology

ama Gravity'deki takımımız müthiş teknolojiler üretmekte

ve bunun birgün çocuk oyuncağı gibi görüneceği şeyler üretmekte.

that's going to make this look like child's play.

We're working on some things

Üstüne çalıştığımız bazı şeylerle bu olağanüstü uçuş tecrübesini

that will seek to bring this unusual experience of flight

daha fazla seyirciye, yani etkinlikler

to a wider audience, beyond the events and displays we're doing.

ve şovlar dışına çıkartmayı hedefliyoruz.

We're even starting to look for pilots two and three,

Ayrıca ikinci ve üçüncü pilotlar da aramaktayız,

gönüllü varsa.

if there's any volunteers.

I've got this vision.

Benim bir vizyonum var.

It sounds audacious, but let's just stick it out there,

Çok cürretkâr duyuluyor olabilir, ama söylemekte zarar yok:

that one day maybe we can rise up above a beach,

Bir gün bir deniz kenarından kalkıp

fly up and down the coastline of it, rise up a bit higher,

kıyı şeriti boyunca uçarak ve biraz yükselerek --

bunun için bir güvenlik kiti geliştirmeye çalışıyoruz --

with some of the safety kit we're working on to make this achievable.

sonra ufuk çizgisinde rampası açık bir (C-130) Hercules uçağı belirecek.

Then over the horizon comes a Hercules with the ramp down.

As it comes past, you start picking up speed

Size yaklaştıkça, siz hızlanacaksınız

and see if we can intercept --

ve eğer kesişebilirsek --

bu arkadan olmalı, önden olması bir hata olurdu --

from the rear, not the front, that would be a mistake --

ve arkasına konmaya çalışmak.

and then try and land in the back.

Dediğim gibi bu şu anda çok uzak bir ihtimal.

And as I say, that's a little way off at the moment.

But this is also, if I take a big step back from this,

Ama bütün bunlardan bir geri adım atacak olursak,

this is also a very personal journey for me.

bu aslında benim için çok özel olan bir yolculuk.

Back to that lovely photo,

O güzel fotoğrafa dönelim

ya da o resmin içindeki fotoğrafa.

or photo in a picture.

Sadly, my father took his own life when I was 15,

Ne yazık ki babam hayatına daha ben 15 yaşındayken son verdi

and left an awful lot of unfulfilled ambition.

ve geriye bir sürü neticelenmemiş hayal bıraktı.

He was a wonderful inventor,

O müthiş bir mucitti,

a maverick creator.

başına buyruk bir yaratıcı.

And I'd just like to think, if it was possible,

Ve bu şayet mümkünse,

if he was looking down,

eğer bana yukarıdan bakıyorsa,

he would be --

bizlerin yapmaya çalıştığı bazı şeylere bakıp gülümsediğini düşünüyorum.

he'd certainly be smiling at some of the things we've done here,

I think.

Yani tüm bunlar aslında onun anısına.

So, it's a tribute to him.

Teşekkür ederim.

Thank you very much.

(Alkışlar)

(Applause)

(Seslendirme) Richard Browning: Bunun ardından gösterimimi yapmaktan

(Voice-over) Richard Browning: I'm probably more nervous

about doing the demo after this.

dolayı biraz sinirliyim.

I've got a lot of things to get done today.

Bugün yapmam gereken çok şey var.

Worst-case scenario, we don't get a clean start.

En kötü senaryo, temiz bir başlangıç yapmayacağımız

Or we get an unplanned failure while I'm actually flying around.

veya havada uçarken beklenmedik bir hata olabilir.

Bu yüzden alçak tutacağız,

This is why we keep it very low,

yani en kötüsü arka üstü düştüğümde sadece aptal gibi görünmüş olacağım.

so the worst is I just look like an idiot and fall on my rear, as I said.

Bu olursa hepiniz eğlenebilirsiniz.

So you can all enjoy that if that happens.

(Müzik)

(Music)

(Jet motoru hızlanır)

(Jet engine accelerates)

(Tezahüratlar)

(Cheers)