How can we support the emotional well-being of teachers? | Sydney Jensen

161,626 views ・ 2019-12-13

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Furkan Zonturoğlu Gözden geçirme: Sara Ozturk
00:13
Like many teachers,
0
13333
1278
Birçok öğretmen gibi
00:14
every year on the first day of school,
1
14635
2000
her yıl okulun ilk gününde,
00:16
I lead a sort of icebreaker activity with my students.
2
16659
3174
öğrencilerimle bir çeşit kaynaşma faaliyeti gerçekleştiririm.
00:20
I teach at Lincoln High School in Lincoln, Nebraska,
3
20389
3588
Nebraska, Lincoln'da Lincoln Lisesi'nde çalışıyorum
00:24
and we are one of the oldest and most diverse high schools
4
24001
3613
ve biz bölgedeki en eski ve bünyesinde farklılıkları en çok barındıran
00:27
in our state.
5
27638
1225
liselerden biriyiz.
Ayrıca, bildiğimiz kadarıyla
00:30
Also, to our knowledge,
6
30079
1288
00:31
we're the only high school in the world whose mascot is the Links.
7
31391
4189
dünyada maskotu Halkalar olan tek liseyiz.
00:36
Like, a chain.
8
36069
1786
Bir zincir misali.
00:37
(Laughter)
9
37879
1524
(Gülüşmeler)
00:39
And with that being our mascot,
10
39427
1880
Bu maskotumuzun
00:41
we have a statue out front of our building
11
41331
2318
binamızın önünde zincir gibi birbirine bağlanmış
00:43
of four links connected like a chain.
12
43673
3228
dört halkadan oluşan bir heykeli bulunuyor.
00:47
And each link means something.
13
47665
2276
Her halkanın bir anlamı var.
00:50
Our links stand for tradition,
14
50676
2706
Geleneği, mükemmelliği,
00:53
excellence, unity and diversity.
15
53406
3781
birlik olmayı ve çeşitliliği temsil ederler.
00:58
So on the first day of school,
16
58724
1430
Her yıl okulun ilk gününde
01:00
I teach my new ninth-graders about the meaning behind those links,
17
60178
4717
yeni dokuzuncu sınıflara o halkaların anlamlarını öğretirim
01:04
and I give them each a slip of paper.
18
64919
2190
ve hepsine birer kağıt veririm.
01:07
On that paper, I ask them to write something about themselves.
19
67736
2913
O kağıda kendileri hakkında bir şey yazmalarını isterim.
01:10
It can be something that they love,
20
70673
2483
Bu, sevdikleri, umdukları
01:13
something that they hope for --
21
73180
2373
kısaca kişiliklerini tanımlayan
01:15
anything that describes their identity.
22
75577
2840
herhangi bir şey olabilir.
01:19
And then I go around the room with a stapler,
23
79553
2096
Daha sonra elimdeki zımbayla sınıfta yürürüm
01:21
and I staple each of those slips together
24
81673
2068
ve her kağıdı zincir yapmak için
01:23
to make a chain.
25
83765
1232
birbirlerine zımbalarım.
01:25
And we hang that chain up in our classroom as a decoration, sure,
26
85480
4231
O zinciri sadece dekorasyon olarak değil,
01:29
but also as a reminder that we are all connected.
27
89735
3333
hepimizin birbirimize bağlı olduğunu hatırlatmak için de asarız.
01:33
We are all links.
28
93593
1452
Hepimiz birer halkayız.
01:36
So what happens when one of those links feels weak?
29
96752
3467
Halkalardan biri zayıf düşerse ne olur?
01:41
And what happens when that weakness
30
101196
2889
Peki ya o zayıflık
01:44
is in the person holding the stapler?
31
104109
2467
zımbayı tutan kişideyse ne olur?
01:48
The person who's supposed to make those connections.
32
108061
3090
O bağları kurması gereken kişideyse.
01:52
The teacher.
33
112133
1150
Öğretmendeyse?
01:54
As teachers, we work every day
34
114927
2287
Öğretmenler olarak değişik ve zorlu koşullarda
01:57
to provide support socially, emotionally and academically
35
117238
4068
bize gelen öğrencilere sosyal, duygusal ve akademik
02:01
to our students who come to us with diverse and tough circumstances.
36
121330
6292
destek sağlamak için her gün çalışıyoruz.
02:08
Like most teachers,
37
128822
1151
Birçok öğretmen gibi
02:09
I have students who go home every day,
38
129997
1902
benim de her gün evlerine gidip
02:11
and they sit around the kitchen table
39
131923
2118
velilerinin müthiş yemekler
02:14
while one or both parents makes a healthy, well-rounded meal for them.
40
134065
5421
hazırladığı mutfaktaki masaya oturan öğrencilerim var.
02:20
They spend suppertime summarizing the story they read
41
140948
2885
Akşam yemeğinde İngilizce dersinde
02:23
in ninth-grade English that day,
42
143857
2252
okudukları hikayeleri özetler
02:26
or explaining how Newton's laws of motion work.
43
146133
2961
veya Newton'ın Hareket Kanunu'nu anlatırlar.
02:30
But I also have students who go to the homeless shelter
44
150752
4675
Aynı zamanda içlerinde evsizler barınağına veya yetimhanelere
02:35
or to the group home.
45
155451
1400
giden öğrencilerim de var.
02:37
They go to the car that their family is sleeping in right now.
46
157974
3315
İçinde şu an ailelerinin yattığı arabaya gidiyorlar.
02:42
They come to school with trauma,
47
162871
2341
Okula sarsılmış bir halde geliyorlar
02:45
and when I go home every day, that goes home with me.
48
165236
3238
ve eve her gittiğimde ben de öyle hissediyorum.
02:49
And see, that's the hard part about teaching.
49
169307
2146
Bu da öğretmenliğin zor kısmı işte.
02:51
It's not the grading, the lesson-planning, the meetings,
50
171477
4187
Not verme, ders planlama ve toplantılar
02:55
though sure, those things do occupy a great deal of teachers' time and energy.
51
175688
4730
bir öğretmenin zamanının çoğunu alsa da mesele bu değil.
03:01
The tough part about teaching
52
181077
1420
Mesele, onlar için kontrol edemediğiniz şeyler,
03:02
is all the things you can't control for your kids,
53
182521
3400
okuldan ayrıldıklarında onlar için
03:06
all the things you can't change for them once they walk out your door.
54
186776
3944
değiştirmek istediğiniz fakat yapamadığınız onca şeydir.
03:12
And so I wonder if it's always been this way.
55
192735
2533
Eğer hep böyle olsaydı ne olurdu merak ediyorum.
03:15
I think back to my undergraduate training at the University of Georgia,
56
195292
3999
Metot derslerimizde bize,
iyi öğretim kavramının değiştiğinin öğretildiği
03:19
where we were taught in our methods classes
57
199315
2048
03:21
that the concept of good teaching has changed.
58
201387
3133
Georgia Üniversitesi'ndeki lisans dönemlerimi hatırlıyorum.
03:25
We're not developing learners
59
205247
1857
Biz, fabrikada bir mesleğe bağlı
03:27
who are going to go out into a workforce
60
207128
2016
iş gücüne gönderilecek
03:29
where they'll stand on a line in a factory.
61
209168
2968
öğrenciler yetiştirmiyoruz.
03:32
Rather, we're sending our kids out into a workforce
62
212160
2560
Aksine, iletişim kurabilmeleri, iş birliği yapabilmeleri
03:34
where they need to be able to communicate,
63
214744
2182
ve problem çözebilmeleri
03:36
collaborate and problem-solve.
64
216950
2484
gereken bir mesleğe gönderiyoruz.
03:40
And that has caused teacher-student relationships
65
220481
3675
Bu öğretmen-öğrenci ilişkisinin,
03:44
to morph into something stronger
66
224180
2437
bilgi veren ve bilgi alandan
03:46
than the giver of content and the receiver of knowledge.
67
226641
3930
daha güçlü bir şeye dönüşmesine neden oldu.
03:51
Lectures and sitting in silent rows just doesn't cut it anymore.
68
231978
5698
Dersler ve sessizce sıralarda oturmak artık yetersiz.
03:58
We have to be able to build relationships with and among our students
69
238645
4369
Öğrencilerimizle onların kendilerini
dünyaya bağlı olduklarını hissetmelerine yardımcı olmak adına
04:03
to help them feel connected
70
243038
2023
04:05
in a world that depends on it.
71
245085
2476
ilişki kurabilmemiz gerek.
04:10
I think back to my second year teaching.
72
250306
2246
Aklıma öğretmenliğimin ikinci senesi geliyor.
04:12
I had a student who I'll call "David."
73
252576
2400
''David'' diye bir öğrencim vardı.
04:15
And I remember feeling like I'd done a pretty good job
74
255599
2595
O sene öğretmenliğimi gayet iyi yapmış gibi
04:18
at teaching that year:
75
258218
1288
hissettiğimi hatırlıyorum.
04:19
"Hey, I ain't no first-year teacher.
76
259530
2539
"Hey, öğretmenliğimin ilk senesinde değilim.
04:22
I know what I'm doing."
77
262093
1746
Ne yaptığımı biliyorum."
04:26
And it was on the last day of school,
78
266093
1841
Okulun son gününde David'e
04:27
I told David to have a great summer.
79
267958
2520
güzel bir yaz geçirmesini söyledim.
04:31
And I watched him walk down the hall,
80
271093
2952
Koridorda yürürken onu izledim
04:34
and I thought to myself,
81
274069
1294
ve kendi kendime düşündüm.
04:35
I don't even know what his voice sounds like.
82
275387
2674
Daha çocuğun sesinin neye benzediğini bile bilmiyordum.
04:40
And that's when I realized I wasn't doing it right.
83
280085
3056
İşte o an bir şeyleri doğru yapmadığımı fark ettim.
04:43
So I changed almost everything about my teaching.
84
283165
3150
Bunun üzerine öğretme şeklimi baştan sona değiştirdim.
04:46
I built in plenty of opportunities for my students to talk to me
85
286339
4528
Öğrencilerime, benimle ve birbirleriyle konuşmaları,
04:50
and to talk to each other,
86
290891
1912
yazılı ve sözlü becerilerini
04:52
to share their writing and to verbalize their learning.
87
292827
3340
geliştirmeleri için birçok fırsat verdim.
04:56
And it was through those conversations I began not only to know their voice
88
296748
4391
O konuşmalar sayesinde sadece seslerini duymakla kalmadım,
05:02
but to know their pain.
89
302260
1630
acılarını da hissettim.
05:05
I had David in class again that next year,
90
305356
3023
Bir sonraki sene David yine benim sınıfımdaydı.
05:08
and I learned that his father was undocumented
91
308403
3539
Öğrendim ki babası kaçak göçmenmiş
05:11
and had been deported.
92
311966
1466
ve sınır dışı edilmiş.
Okulda davranışlarını dışa vurmaya başladı
05:15
He started acting out in school
93
315017
1801
05:16
because all he wanted was for his family to be together again.
94
316842
3499
çünkü tek istediği şey ailesinin tekrar bir arada olmasıydı.
05:21
In so many ways, I felt his pain.
95
321334
3470
Birçok yönden onun acısını hissettim.
05:26
And I needed someone to listen,
96
326440
2356
Beni dinleyecek ve bana destek olacak birisine ihtiyacım vardı,
05:29
somebody to provide support for me
97
329797
2890
böylece ona içinde bulunduğu ve benim idrak bile edemediğim
05:32
so that I could support him in this thing that I could not even comprehend.
98
332711
5190
bu konuda destek olabilirdim.
05:39
And we recognize that need
99
339673
2412
Bu ihtiyacın
korkunç bir suç mahaline tanık olan polis memurlarının
05:42
for police officers who've witnessed a gruesome crime scene
100
342109
4214
05:46
and nurses who have lost a patient.
101
346347
3058
ve hastasını kaybeden hemşirelerin de ihtiyacı olduğunun farkına vardık.
05:50
But when it comes to teaching professionals,
102
350783
2699
Ancak sıra uzmanlara öğretmeye gelince
05:53
that urgency is lagging.
103
353506
2747
o aciliyet gecikiyor.
05:57
I believe it's paramount
104
357753
2301
Öğrencilerin, öğretmenlerin, yöneticilerin
06:00
that students and teachers,
105
360078
3309
yardımcı uzmanların ve diğer tüm destek ekiplerinin
06:03
administrators, paraprofessionals and all other support staff
106
363411
5078
zihinsel sağlık desteklerine ulaşımlarının
06:08
have convenient and affordable access to mental wellness supports.
107
368513
5785
kullanışlı ve makul olması bence harika bir şey.
06:14
When we are constantly serving others,
108
374870
2604
Biz durmadan başkalarına yardım ederken
06:17
often between 25 and 125 students each day,
109
377498
4627
genellikle bu günde 25 ile 125 öğrenci arasında değişir,
06:22
our emotional piggy banks are constantly being drawn upon.
110
382149
3967
duygusal kumbaralarımız devamlı olarak boşalıyor.
06:27
After a while, it can become so depleted,
111
387134
2928
Bir süre sonra o kadar tükenmiş olabiliyor ki
06:30
that we just can't bear it anymore.
112
390086
3563
artık daha fazla katlanamıyoruz.
Öğrencilerimizin her gün bizimle paylaştıkları
06:35
They call it "secondary trauma" and "compassion fatigue,"
113
395007
4233
bu travmaları özümsediğimiz bu konsept,
06:39
the concept that we absorb the traumas our students share with us each day.
114
399264
5325
"ikincil travma" ve "merhamet yorgunluğu" olarak adlandırılıyor.
06:46
And after a while,
115
406542
1439
Bir süre sonra
06:48
our souls become weighed down by the heaviness of it all.
116
408005
5072
hepsinin ağırlığıyla ruhlarımız bunalıyor.
06:55
The Buffett Institute at the University of Nebraska
117
415180
2786
Nebraska Üniversitesi'ndeki Buffet Enstitüsü geçtiğimiz günlerde
06:57
recently found that most teachers --
118
417990
2563
çoğu öğretmenin %86'sının
07:00
86 percent across early childhood settings --
119
420577
3734
erken çocukluk dönemi boyunca
07:04
experienced some depressive symptoms during the prior week.
120
424335
4491
bazı depresif belirtiler deneyimlediklerini buldular.
07:09
They found that approximately one in 10
121
429613
2480
Yaklaşık olarak her onundan birinin,
07:12
reported clinically significant depressive symptoms.
122
432117
4206
klinik olarak ciddi depresif semptomlar bildirdiği bulundu.
07:17
My interactions with colleagues and my own experiences
123
437593
3198
Meslektaşlarımla etkileşimlerim ve tecrübelerim
07:20
make me feel like this is a universal struggle
124
440815
3643
bunun bütün sınıflarda evrensel bir mücadele
07:24
across all grade levels.
125
444482
2000
olduğunu düşündürüyor.
07:28
So what are we missing?
126
448580
1840
Neyi kaçırıyoruz?
07:31
What are we allowing to break the chain and how do we repair it?
127
451183
3769
Neyin zinciri kırmasına izin veriyoruz ve nasıl tamir edebiliriz?
07:36
In my career,
128
456842
1150
Kariyerimde,
07:38
I've experienced the death by suicide of two students
129
458016
3280
iki öğrencinin
ve onları çok seven
07:41
and one amazing teacher
130
461320
2376
07:45
who loved his kids;
131
465352
1841
harika bir öğretmenin intiharına,
07:48
countless students experiencing homelessness;
132
468934
3857
sayısız evsiz öğrenciye
07:52
and kids entering and exiting the justice system.
133
472815
3934
ve adalet sistemine girip çıkan çocuklara tanık oldum.
Bu olaylar olurken
07:58
When these events happen,
134
478070
1278
07:59
protocol is to say, "If you need someone to talk to, then ..."
135
479372
4744
protokol diyordu ki "konuşacak birine ihtiyacınız varsa o zaman..."
08:04
And I say that's not enough.
136
484140
2235
Ben de dedim ki bu yeterli değil.
08:07
I am so lucky.
137
487823
1579
Çok şanslıyım.
08:09
I work in an amazing school with great leadership.
138
489426
3738
Harika bir önderlikle muhteşem bir okulda çalışıyorum.
08:13
I serve a large district
139
493633
2293
Çok sağlam ortaklıklarla ve topluluk kurumlarıyla
08:15
with so many healthy partnerships with community agencies.
140
495950
3881
büyük bir bölgeye hizmet veriyorum.
08:19
They have provided steadily increasing numbers
141
499855
3333
Sayıları durmadan artan
rehber öğretmenler ve terapistler sağladılar
08:23
of school counselors and therapists
142
503212
2786
ve öğrencilere yardım etmeleri için personele destek verdiler.
08:26
and support staff to help our students.
143
506022
3888
08:31
They even provide staff members with access to free counseling
144
511031
3837
İstihdam planımızın bir parçası olarak ücretsiz danışma eğitimine erişimi olan
08:34
as part of our employment plan.
145
514892
2449
personel bile sağlıyorlar.
08:38
But many small districts and even some large ones
146
518850
2727
Birçok küçük ilçe ve hatta bazı büyük ilçeler bile
08:41
simply cannot foot the bill without aid.
147
521601
3287
faturalarını yardımsız ödeyemiyor.
08:48
(Exhales)
148
528760
1396
(Nefes verir)
08:53
Not only does every school need social and emotional support staff,
149
533141
5705
Her okul sadece sosyal ve duygusal destek personeline değil,
08:58
trained professionals who can navigate the needs of the building --
150
538870
4517
binanın gereksinimlerini karşılayabilecek eğitimli profesyonellere de ihtiyaç duyar.
09:03
not just the students, not just the teachers, but both --
151
543411
5079
Sadece öğrenciler ve öğretmenler değil, her ikisi de olmalı.
09:08
we also need these trained professionals
152
548514
2282
Ayrıca bu eğitimli profesyonellere
09:10
to intentionally seek out those closest to the trauma
153
550820
3844
travmaya en yakın olanları bilinçli olarak aramaları
09:14
and check in with them.
154
554688
1737
ve onlarla ilgilenmeleri için ihtiyacımız var.
09:18
Many schools are doing what they can
155
558069
2548
Birçok okul yaptığımız işin
09:20
to fill in the gaps,
156
560641
1667
düpedüz zor olduğunu kabul ederek
09:22
starting with acknowledging that the work that we do
157
562332
2524
boşlukları doldurmak için
09:24
is downright hard.
158
564880
1619
ellerinden geleni yapıyor.
09:27
Another school in Lincoln, Schoo Middle School,
159
567768
2330
Lincoln'deki bir başka okul olan Schoo Orta Okulu'nda
09:30
has what they call "Wellness Wednesdays."
160
570122
2311
"Sağlık Çarşambaları" dedikleri bir günleri var.
09:33
They invite in community yoga teachers,
161
573006
2476
Topluluğa yoga öğretmenlerini çağırıyorlar,
09:35
they sponsor walks around the neighborhood during lunch
162
575506
3293
öğle yemeği sırasında semt etrafındaki yürüyüşlere
09:38
and organize social events
163
578823
1407
ve insanları bir araya getirmek için organize edilen sosyal etkinliklere
09:40
that are all meant to bring people together.
164
580254
2698
sponsorluk ediyorlar.
09:44
Zachary Elementary School in Zachary, Louisiana,
165
584032
3277
Louisiana, Zachary'daki Zachary İlkokulu'nun
09:47
has something they call a "Midweek Meetup,"
166
587333
2548
"Hafta Ortası Buluşması" adını verdikleri,
09:49
where they invite teachers to share lunch
167
589905
2159
öğretmenleri öğle yemeğine davet ettikleri
09:52
and to talk about the things that are going well
168
592088
2886
ve iyi giden, kalplerine ağır gelen şeyleri
09:54
and the things that are weighing heavy on their hearts.
169
594998
3322
konuştukları bir uygulaması var.
09:59
These schools are making space for conversations that matter.
170
599553
5016
Bu okullar, önemli konuşmalar için yer açıyor.
10:05
Finally, my friend and colleague Jen Highstreet
171
605792
2809
Son olarak arkadaşım ve meslektaşım Jen Highstreet,
10:08
takes five minutes out of each day
172
608625
2143
bir meslektaşına onların çok çalıştığını
10:10
to write an encouraging note to a colleague,
173
610792
2539
ve başkalarıyla paylaştığı kalbini gördüğünü bildiren
10:13
letting them know that she sees their hard work
174
613355
2405
cesaretlendirici bir not yazmak için
10:15
and the heart that they share with others.
175
615784
2444
her gün beş dakikasını ayırıyor.
10:18
She knows that those five minutes
176
618605
2478
Bu beş dakikanın
10:21
can have an invaluable and powerful ripple effect
177
621107
3024
okulumuz genelinde
paha biçilemez ve güçlü bir dalga etkisi olabileceğini biliyor.
10:24
across our school.
178
624155
1690
10:27
The chain that hangs in my classroom is more than just a decoration.
179
627782
6161
Sınıfımda asılı olan bu zincir bir dekorasyondan daha fazlası.
10:35
Those links hang over our heads
180
635676
1652
Bu halkalar, öğrencilerimizin koridorlarda yürüdükleri
10:37
for the entire four years that our students walk our halls.
181
637352
3498
dört yıl boyunca başımızın üstünde asılı kalır.
10:41
And every year,
182
641550
1183
Her yıl,
10:42
I have seniors come back to my classroom, room 340,
183
642757
4769
son sınıf öğrencilerim 340 numaralı sınıfıma geldiklerinde,
10:47
and they can still point out where their link hangs.
184
647550
3068
hâlâ halkaların nerede asılı olduğunu gösterebiliyorlar.
10:51
They remember what they wrote on it.
185
651887
2400
Üzerine ne yazdıklarını hatırlıyorlar.
10:55
They feel connected and supported.
186
655403
3460
Bağlı ve desteklenmiş hissediyorlar.
10:59
And they have hope.
187
659452
1267
Umutlular.
11:01
Isn't that what we all need?
188
661817
1867
Tüm ihtiyacımız olan bu değil mi?
11:04
Somebody to reach out and make sure that we're OK.
189
664698
3581
Bize ulaşacak ve iyi olduğumuzdan emin olacak,
11:09
To check in with us
190
669357
1888
bizi kontrol edip
11:11
and remind us that we are a link.
191
671269
3950
bizim bir halka olduğumuzu bize hatırlatacak birisi.
11:16
Every now and then, we all just need a little help
192
676736
3509
Arada sırada hepimizin zımbayı tutmak için
11:20
holding the stapler.
193
680269
1442
biraz yardıma ihtiyacı var.
11:23
Thank you.
194
683460
1151
Teşekkür ederim.
11:24
(Applause)
195
684635
5698
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7