Peter Gabriel: Fighting injustice with a videocamera

Peter Gabriel videolar ile adaletsizliğe karşı savaş veriyor

38,437 views

2007-01-12 ・ TED


New videos

Peter Gabriel: Fighting injustice with a videocamera

Peter Gabriel videolar ile adaletsizliğe karşı savaş veriyor

38,437 views ・ 2007-01-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: yasin alp aluç Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:25
I love trees, and I'm very lucky,
0
25000
3000
Ağaçlara bayılırım ve de evim muhteşem bir
00:28
because we live near a wonderful arboretum,
1
28000
3000
arboretuma yakın olduğu için çok şanslıyım,
00:31
and Sundays, usually, I'd go there with my wife
2
31000
3000
pazar günleri genellikle eşim ve 4 yaşındaki
00:34
and now, with my four-year-old,
3
34000
2000
çocuğum ile oraya gideriz,
00:36
and we'd climb in the trees, we'd play hide and seek.
4
36000
3000
ağaçlara tırmanırız, saklambaç oynarız.
00:39
The second school I was at had big trees too,
5
39000
4000
İkinci okulumun da kocaman ağaçları vardı,
00:43
had a fantastic tulip tree, I think it was the biggest in the country,
6
43000
4000
kocaman bir lale vardı, sanırım ülkedeki en büyük laleydi,
00:47
and it also had a lot of wonderful bushes and vegetation
7
47000
4000
ayrıca oyun alanının çevresinde muhteşem çalılar
00:51
around it, around the playing fields.
8
51000
2000
ve bitkiler bulunuyordu.
00:53
One day I was grabbed by some of my classmates,
9
53000
4000
Bir gün birkaç sınıf arkadaşım tarafından hırpalandım
00:57
and taken in the bushes -- I was stripped; I was attacked;
10
57000
4000
ve çalılara atıldım, elbiselerim soyuldu, bana saldırdılar,
01:01
I was abused; and this came out of the blue.
11
61000
3000
kötü şeyler yaşadım ve bunlar bir anda oldu.
01:06
Now, the reason I say that, because, afterwards, I was thinking --
12
66000
4000
Şimdi, bunları anlatmamın sebebi, sonrasında, düşünüyordum ki --
01:10
well, I went back into the school -- I felt dirty; I felt betrayed;
13
70000
6000
okula geri gittiğimde, kendimi kirlenmiş, ihanete uğramış,
01:16
I felt ashamed, but mainly -- mainly, I felt powerless.
14
76000
5000
utandırılmış hissettim ama en çok da güçsüz hissettim,
01:23
And 30 years later I was sitting in an airplane,
15
83000
3000
ve 30 yıl sonra bir uçakta oturuyordum,
01:26
next to a lady called Veronica, who came from Chile,
16
86000
3000
Veronica isimli Şilili bir bayanın yanında
01:29
and we were on a human rights tour,
17
89000
3000
bir insan hakları turunda birlikteydik
01:32
and she was starting to tell me what it was like to be tortured,
18
92000
5000
ve o bana işkence görmenin nasıl bir şey olduğunu anlatmaya başladı,
01:37
and, from my very privileged position,
19
97000
3000
ve benim açımdan da okuldaki anım
01:40
this was the only reference point that I had.
20
100000
3000
benim yaşadığım tek dayanak noktamdı.
01:44
And it was an amazing learning experience
21
104000
2000
Bu muhteşem bir öğrenim deneyimiydi,
01:46
because, for me, human rights have been something in which I had,
22
106000
3000
çünkü, bana göre, insan hakları her zaman kendimi
01:49
you know, a part-time interest, but, mainly,
23
109000
3000
içinde hissettiğim bir konuydu, ama, aslen,
01:52
it was something that happened to other people over there.
24
112000
3000
orada yaşayan diğer insanların başına gelen bir şeydi.
01:55
But I got a phone call from Bono in 1985 and, as you know,
25
115000
7000
1985 yılında Bono'dan bir telefon aldım, bildiğiniz gibi
02:02
he's a great singer, but he's a magnificent hustler, and --
26
122000
5000
harika bir şarkıcıdır ama muhteşem de bir aktif kişidir (hilebaz).
02:07
(Laughter) --
27
127000
2000
(Gülüşmeler)
02:09
a very hard guy to say no to, and he was saying,
28
129000
3000
hayır denmesi çok zor birisidir ve ben Biko
02:12
you know, just after I'd done the Biko song,
29
132000
2000
şarkısını yaptıktan sonra,
02:14
we're going to do a tour for Amnesty,
30
134000
2000
genel af için bir tura gidiyorduk,
02:16
you have to be on it, and really that was the first time
31
136000
3000
ilgilenilmesi gerekir, ve gerçekten bu benim ilk kez
02:19
that I'd been out and started meeting people
32
139000
4000
çıkıp gözleri önünde ailelerinin vurulduğunu gören insanlarla,
02:23
who'd watched their family being shot in front of them,
33
143000
3000
partnerleri gözü önünde uçaktan okyanusa atılan
02:26
who'd had a partner thrown out of an airplane into an ocean,
34
146000
3000
insanlarla, tanışmaya başladığım zamandı
02:29
and suddenly this world of human rights arrived in my world,
35
149000
5000
ve birden bu insan hakları dünyası benim dünyamın içine girdi,
02:34
and I couldn't really walk away in quite the same way as before.
36
154000
5000
ve gerçekten önceden yaptığım gibi bu konudan uzaklaşamadım.
02:39
So I got involved with this tour, which was for Amnesty,
37
159000
4000
Bu genel af ile ilgili tura dahil oldum, sonra 1988'de
02:43
and then in '88 I took over Bono's job trying to learn how to hustle.
38
163000
5000
Bono'nun işini devraldım ve nasıl aktif olunur öğrenmeye çalıştım.
02:48
I didn't do it as well, but we managed to get Youssou N'Dour, Sting,
39
168000
4000
Çok iyi değildim ama Youssou N'Dour, Sting, Tracy Chapman ve
02:52
Tracy Chapman, and Bruce Springsteen to go 'round the world for Amnesty,
40
172000
5000
Bruce Springsteen'i genel af için dünyayı dolaşmaya ikna ettik,
02:57
and it was an amazing experience.
41
177000
2000
bu müthiş bir deneyimdi.
03:00
And, once again, I got an extraordinary education,
42
180000
4000
Bir kez daha, olağanüstü bir ders aldım,
03:04
and it was the first time, really,
43
184000
2000
gerçekten bu ilk kez idi,
03:06
that I'd met a lot of these people in the different countries,
44
186000
4000
birçok ülkeden bir sürü insan ile tanıştım
03:10
and these human rights stories became very physical,
45
190000
5000
ve bu insan hakları hikayeleri çok gerçekçi olmaya başladı,
03:15
and, again, I couldn't really walk away quite so comfortably.
46
195000
6000
ve tekrar, öyle rahatça bu konudan kaçmayı başaramadım.
03:21
But the thing that really amazed me, that I had no idea,
47
201000
3000
Ama fikrim olmayan bir konuda beni en çok şaşırtan şey
03:24
was that you could suffer in this way
48
204000
3000
bu şekilde acıya maruz kalıyorsunuz ve sonra
03:27
and then have your whole experience, your story, denied,
49
207000
6000
tüm yaşadıklarınız, hikayeniz sizinle kalıyor, inkar ediliyor,
03:33
buried and forgotten.
50
213000
2000
gömülüyor ve unutuluyor.
03:36
And it seemed that whenever there was a camera around,
51
216000
5000
Görünen o ki, ne zaman etrafta bir kamera olsa,
03:41
or a video or film camera,
52
221000
3000
video veya film kamerası,
03:44
it was a great deal harder to do -- for those in power to bury the story.
53
224000
6000
o hikayeleri yok etmeye çalışan güçlerin işleri çok çok zorlaşıyor.
03:51
And Reebok set up a foundation after these Human Rights Now tours
54
231000
4000
Ve Reebok bu İnsan Hakları Şimdi turundan sonra bir fon kurd
03:55
and there was a decision then --
55
235000
4000
ve orada bir karar alındı --
03:59
well, we made a proposal, for a couple of years,
56
239000
3000
yani, birkaç yıl boyunca kameraları
04:02
about trying to set up a division
57
242000
2000
insan hakları aktivistlerine ulaştıracak
04:04
that was going to give cameras to human rights activists.
58
244000
3000
bir bölüm kurulması teklifinde bulunduk.
04:09
It didn't really get anywhere,
59
249000
1000
Hiçbir şey elde edemedik,
04:10
and then the Rodney King incident happened, and people thought,
60
250000
3000
sonra Rodney King olayı yaşandı, ve insanlar şöyle düşündü,
04:13
OK, if you have a camera in the right place at the right time,
61
253000
3000
"Pekala, eğer doğru zamanda ve yerde kamera bulunursa
04:16
or, perhaps, the wrong time, depending who you are,
62
256000
4000
ya da belki, yanlış zamanda, kim olduğuna göre değişir,
04:20
then you can actually start doing something,
63
260000
5000
sonra gerçekten bir şeyler yapmaya başlayabilirsin,
04:25
and campaigning, and being heard,
64
265000
4000
kampanya yapmaya, sesini duyurmaya,
04:29
and telling people about what's going on.
65
269000
2000
ve insanlara neler olduğunu anlatmaya.
04:31
So, WITNESS was started in '92
66
271000
4000
Böylece, Witness (şahit) 1992 yılında başlatıldı
04:35
and it's since given cameras out in over 60 countries.
67
275000
6000
ve bugüne kadar 60'dan fazla ülkeye kamera verildi.
04:41
And we campaign with activist groups
68
281000
6000
Biz de aktivist gruplarla kampanyalar başlattık,
04:47
and help them tell their story and, in fact,
69
287000
4000
hikayelerini anlatmaya yardım ettik ve
04:51
I will show you in a moment one of the most recent campaigns,
70
291000
4000
birazdan sizlere göstereceğim, son kampanyalardan biri,
04:55
and I'm afraid it's a story from Uganda,
71
295000
3000
korkarım ki Uganda'dan bir hikaye
04:58
and, although we had a wonderful story from Uganda yesterday,
72
298000
4000
ve dün Uganda'dan muhteşem bir hikayemiz olmasına rağmen,
05:02
this one isn't quite so good.
73
302000
2000
bu o kadar iyi değil.
05:04
In the north of Uganda,
74
304000
2000
Uganda'nın kuzeyinde
05:06
there are something like 1.5 million internally displaced people,
75
306000
3000
yaklaşık 1.5 milyon kişi ülke içinde yerlerinden edildi,
05:09
people who are not refugees in another country,
76
309000
3000
bunlar başka bir ülkede mülteci değiller
05:12
but because of the civil war, which has been going on for about 20 years,
77
312000
4000
ama son 20 yıldır süren iç savaş yüzünden,
05:16
they have nowhere to live.
78
316000
2000
yaşayacak yerleri yok.
05:18
And 20,000 kids have been taken away to become child soldiers,
79
318000
6000
20,000 çocuk, asker çocuk yapılmak için ailelerinden alındı
05:24
and the International Criminal Court is going after five of the leaders of the --
80
324000
8000
ve Uluslararası Suç Mahkemesi'de ordunun beş liderinin
05:32
now, what's it called?
81
332000
2000
peşine düştü,
05:34
I forget the name of the of the army --
82
334000
2000
ordunun adını unuttum,
05:36
it's Lord's Resistance Army, I believe --
83
336000
3000
sanırım Lordların Direniş Ordusu,
05:39
but the government, also, doesn't have a clean sheet,
84
339000
2000
ama hükümet de pek temiz bir geçmişe sahip değil,
05:41
so if we could run the first video.
85
341000
2000
ilk videoyu oynatabilir miyiz?
05:43
(Music)
86
343000
2000
(Müzik)
05:46
Woman: Life in the camp is never simple. Even today life is difficult.
87
346000
3000
Kadın: Kampta hayat hiçbir zaman kolay değildir. Bugün bile zor.
05:49
We stay because of the fear that what pushed us into the camp ...
88
349000
4000
Biz bizi bu kampa getiren korku yüzünden kalıyoruz ..
05:53
still exists back home.
89
353000
3000
hala geldiğimiz yerde mevcut.
05:59
Text: "Between Two Fires: Torture and Displacement in Northern Uganda"
90
359000
7000
"İki Ateş Arasında: Kuzey Uganda'da İşkence ve Yerdeğişim"
06:10
Man: When we were at home, it was Kony's [rebel] soldiers disturbing us.
91
370000
7000
Adam: Biz evimizdeyken Kony'nin asi askerleri bizi rahatsız ediyordu.
06:17
At first, we were safe in the camp.
92
377000
3000
Başta kampta güvendeydik.
06:20
But later the government soldiers began mistreating us a lot.
93
380000
5000
Ama sonradan hükümetin askerleri de bize kötü davranmaya başladı.
06:25
(Chanting)
94
385000
2000
(Marş)
06:28
Jennifer: A soldier walked onto the road, asking where we'd been.
95
388000
4000
Jennifer: Bir asker yola doğru gelerek nereden geldiğimizi sordu.
06:32
Evelyn and I hid behind my mother.
96
392000
6000
Evelyn ve ben annemin arkasına saklandık.
06:38
Evelyn: He ordered us to sit down, so we sat down.
97
398000
3000
Evelyn: Bize oturmamızı emretti biz de oturduk.
06:41
The other soldier also came.
98
401000
3000
Diğer asker de geldi.
06:44
Jennifer: The man came and started undressing me.
99
404000
4000
Jennifer: Adam geldi ve beni soymaya başladı.
06:48
The other one carried Evelyn aside.
100
408000
3000
Diğeri Evelyn'i kenara taşıdı.
06:51
The one who was defiling me then left me and went to rape Evelyn.
101
411000
5000
Beni kirleten asker beni bırakıp Evelyn'e tecavüz etmeye gitti.
06:56
And the one who was raping Evelyn came and defiled me also.
102
416000
4000
Evelyn'e tecavüz eden de onu bırakıp beni kirletmeye geldi.
07:00
Man: The soldiers with clubs this long beat us to get a confession.
103
420000
8000
Adam: Askerler, bu kadar uzunlukta sopalarla bizleri itiraf etmemiz için dövüyorlar.
07:08
They kept telling us, "Tell the truth!" as they beat us.
104
428000
12000
Bir yandan döverken, "Gerçeği söyle!" deyip duruyorlar.
07:20
Woman: They insisted that I was lying.
105
440000
5000
Kadın: Yalan söylediğimi söyleyip durdular.
07:25
At that moment, they fired and shot off my fingers.
106
445000
5000
O anda ateş edip parmaklarımı kopardılar.
07:30
I fell. They ran to join the others ... leaving me for dead.
107
450000
9000
Düştüm. Beni orada ölüme terk edip diğerlerine katılmak için koştular.
07:43
(Music)
108
463000
2000
(Müzik)
07:45
Text: Uganda ratified the Convention Against Torture in 1986.
109
465000
9000
Uganda 1986'da İşkenceye Karşı Komitesine katıldı.
07:54
Torture is defined as any act by which severe pain of suffering,
110
474000
4000
İşkence, ister fiziksel olsun ister ruhsal, bir göz korkutma, caydırma,
07:58
whether physical or mental,
111
478000
3000
intikam alma, cezalandırma veya
08:01
is intentionally inflicted by a person acting in an official capacity
112
481000
4000
bilgi toplama aracı olarak bilinçli şekilde
08:05
to obtain information or a confession, to punish, coerce or intimidate.
113
485000
6000
insanlara ağır acı çektirmekte kullanılan her türden edimlerdir.
08:13
Peter Gabriel: So torture is not something that always happens on other soil.
114
493000
5000
Peter Gabriel: Yani işkence her zaman kendi ülkeniz dışında yaşadığınız bir şey değil.
08:19
In my country, it was --
115
499000
2000
Vatanımda, --
08:21
we had been looking at pictures of British soldiers beating up young Iraqis;
116
501000
6000
İngiliz askerlerin genç Iraklıları dövdükleri fotoğraflara bakıyorduk,
08:28
we've got Abu Ghraib; we've got Guantanamo Bay.
117
508000
2000
Ebu Garib, Guantanamo Körfezi'nden fotoğraflar
08:30
I had a driver on my way to Newark Airport,
118
510000
3000
ve Newark havalanına giderken bir şöförüm vardı.
08:33
and he told me a story that, in the middle of the night, 4 a.m.,
119
513000
6000
Bana hikayesini anlattı, gecenin saat 4'ünde
08:39
he'd been taken out of his home in Queens -- taken to a place in the Midwest,
120
519000
6000
Queens'deki evinden alınmıştı -- Midwest'te bir yere götürülmüştü,
08:45
that he was interrogated and tortured
121
525000
4000
soruşturulmuş ve işkenceye uğramıştı,
08:49
and returned to the street four weeks later,
122
529000
4000
dört hafta sonra evine geri gönderilmişti
08:53
because he had the same -- he was Middle Eastern,
123
533000
3000
çünkü o da aynı şeye sahipti -- Orta doğulu idi
08:56
and he had the same name as one of the 9/11 pilots,
124
536000
4000
ve 11 eylül pilotlarından biri ile aynı isme sahipti
09:00
and that may or may not be true --
125
540000
4000
ve bu gerçek de olabilir yalan da
09:04
I didn't think he was a liar, though.
126
544000
3000
ama ben onun yalan söylediğini düşünmüyorum.
09:07
And, I think, if we look around the world,
127
547000
3000
Bence, eğer dünyada etrafımıza bakarsak,
09:11
as well as the polar ice caps melting,
128
551000
2000
eriyen kutuplardaki buzullar gibi,
09:13
human rights, which have been fought for,
129
553000
3000
yüzyıllardır bir çok olayda
09:16
for many hundreds of years in some cases,
130
556000
3000
savaşını verdiğimiz insan haklarının da
09:19
are, also, eroding very fast,
131
559000
3000
çok hızlı eridiğini görmeliyiz
09:22
and that is something that we need to take a look at
132
562000
4000
ve bu belki de dikkatlice bakmamız gereken ve
09:26
and, maybe, start campaigning for.
133
566000
4000
hatta kampanya başlatmamız gereken bir konudur.
09:30
I mean, here, too, one of our partners was at Van Jones
134
570000
5000
Burada da iş ortaklarımızdan biri -- Van Jones ve
09:35
and the Books Not Bars project -- they have managed,
135
575000
4000
Barlar Değil Kitaplar projesinde, görüntüleri ile
09:39
with their footage in California
136
579000
3000
Kaliforniya'daki yürürlükteki gençlik ıslah sisteminin
09:42
to change the youth correction systems employed,
137
582000
5000
değiştirilmesini sağladılar
09:47
and it's much -- much -- I think, more humane methods
138
587000
5000
ve sanırım çok çok daha fazla insani metot aranıyor,
09:52
are being looked at, how you should lock up young kids,
139
592000
4000
genç çocukları nasıl hapisaneye koymalıyız,
09:56
and that's questionable to start off.
140
596000
2000
bu başlangıç sorusu
09:58
And as the story of Mr. Morales, just down the road,
141
598000
4000
ve bay Morales'in hikayesi gibi,
10:04
excuse me, Mr. Gabriel,
142
604000
2000
afedersiniz bay Gabriel,
10:06
would you mind if we delayed your execution a little bit?
143
606000
4000
eğer sizin operasyonunuzu biraz ertelersek bir sorun olur mu?
10:10
No, not at all, no problem, take your time.
144
610000
3000
Hayır, hiç sorun değil, acele etmeyin.
10:13
But this, surely, whoever that man is, whatever he's done,
145
613000
6000
Ama bu kesinlikle, her kim her ne yaptıysa,
10:19
this is cruel and unusual punishment.
146
619000
3000
bu zalimce ve alışılmadık bir ceza.
10:23
Anyway, WITNESS has been trying to arm the brave people
147
623000
6000
Her neyse, Witness dünyanın her bir yanında hayatlarını tehlikeye
10:29
who often put their lives at risk around the world, with cameras,
148
629000
4000
atan insanları kamera ile silahlandırmaya çalışıyor
10:33
and I'd like to show you just a little more of that. Thank you.
149
633000
3000
ve size birkaç görüntü daha göstermek istiyorum. Teşekkürler.
10:41
(Thunder) Text: You can say a story is fabricated.
150
641000
2000
Bir hikayenin uydurma olduğunu söyleyebilirsin.(Gürleme)
10:44
(Music)
151
644000
4000
(Müzik)
10:48
Text: You can say a jury is corrupt.
152
648000
2000
Jürinin ahlaksız olduğunu söyleyebilirsin.
10:53
You can say a person is lying.
153
653000
2000
Birinin yalan söylediğini söyleyebilirsin.
11:00
You can say you don't trust newspapers.
154
660000
2000
Gazetelere güvenmediğini söyleyebilirsin.
11:06
But you can't say
155
666000
2000
Ama gördüğün şeyin
11:12
what you just saw
156
672000
3000
aslında gerçekleşmediğini
11:15
never happened.
157
675000
3000
söyleyemezsin.
11:22
Help WITNESS give cameras to the world.
158
682000
5000
WITNESS (şahit)'in dünyaya kamera sağlamasına yardımcı olun.
11:27
Shoot a video;
159
687000
2000
Bir video çekin,
11:36
expose injustice;
160
696000
2000
adaletsizliği gözler önüne serin,
11:42
reveal the truth;
161
702000
2000
gerçekleri ortaya koyun,
11:47
show us what's wrong with the world;
162
707000
2000
bize dünyada neyin
11:52
and maybe
163
712000
2000
yanlış olduğunu gösterin
11:54
we can help
164
714000
2000
ve belki de
11:56
make it
165
716000
2000
dünyanın düzeltilmesine
11:58
right.
166
718000
5000
yardımcı olabiliriz.
12:06
WITNESS.
167
726000
4000
WITNESS (şahit)
12:12
All the video you have just seen was recorded by
168
732000
2000
Az önce izlediğiniz görüntülerin hepsi
12:14
human rights groups working with WITNESS.
169
734000
3000
WITNESS ile çalışan insan hakları grubu tarafından çekildi.
12:17
(Applause)
170
737000
3000
(Alkışlar)
12:22
PG: WITNESS was born of technological innovation --
171
742000
4000
PG: WITNESS teknolojik yenilikler ile ortaya çıktı,
12:26
in a sense the small, portable, DV cam
172
746000
2000
yani, ufak, taşınabilir, DV kameralar
12:28
was really what allowed it to come into being.
173
748000
3000
bu yaptıklarımızı mümkün kıldı.
12:32
And we've also been trying to get computers out to the world,
174
752000
4000
Ayrıca bilgisayarları dünyaya açmaya çabalıyoruz, böylece gruplar
12:36
so that groups can communicate much more effectively,
175
756000
2000
çok daha etkin iletişim kurabilecekler,
12:38
campaign much more effectively,
176
758000
2000
daha etkin kampanyalar yapacaklar,
12:40
but now we have the wonderful possibility,
177
760000
4000
ama şu anda kameralı cep telefonlarının
12:46
which is given to us from the mobile phone with the camera in it,
178
766000
4000
bize vermiş olduğu muhteşem bir fırsata sahibiz,
12:50
because that is cheap; it's ubiquitous; and it's moving fast
179
770000
5000
çünkü bu ucuz, her yerde mevcut ve tüm dünyada hızlıca
12:55
all around the world -- and it's very exciting for us.
180
775000
3000
yayılıyor bu da bizim için çok heyecan verici.
12:58
And so, the dream is that we could have a world
181
778000
4000
Düşümüz, başına bu tür kötü bir şey gelen
13:02
in which anyone who has anything bad happen to them of this sort
182
782000
6000
herkesin hikayesini internete yükleyebildiği
13:08
has a chance of getting their story uploaded,
183
788000
4000
insanların görmesini sağlayabildiği, izletebildiği
13:12
being seen, being watched,
184
792000
3000
bir dünya yaratmak,
13:15
that they really know that they can be heard,
185
795000
3000
böylece gerçekten seslerinin duyulduğunu bilebilirler,
13:18
that there would be a giant website,
186
798000
4000
orada belki Google Earth gibi
13:22
maybe, a little like Google Earth,
187
802000
2000
kocaman bir internet sayfası olacak,
13:24
and you could fly over and find out the realities of what's going,
188
804000
4000
insanların girip dünyada olan gerçeklerden haberdar olacağı
13:28
for the world's inhabitants. In a way
189
808000
3000
bir sayfa, dünyadaki herkes için, bir açıdan --
13:31
what this technology is allowing is, really,
190
811000
3000
bu teknolojinin bizlere mümkün kıldığı şey aslında
13:34
that a lot of the problems of the world can have a human face,
191
814000
4000
dünyanın birçok probleminin temsili bir yüzü olabilir,
13:38
that we can actually see who's dying of AIDS
192
818000
3000
AIDS'ten kimin öldüğünü görebiliriz,
13:41
or who's being beaten up, for the first time,
193
821000
5000
ya da, ilk kez, kimin dayak yediğini
13:46
and we can hear their stories in a way that the blogger culture --
194
826000
4000
ve blog kültürü gibi bizlere hikayelerini duyurabilirler --
13:50
if we can move that into these sort of fields,
195
830000
3000
bunu eğer bu tür alanlara taşıyabilirsek,
13:53
I think we can really transform the world in all sorts of ways.
196
833000
5000
bence dünyamızı gerçekten birçok şekilde değiştirebiliriz.
14:00
There could be a new movement growing up,
197
840000
4000
Yepyeni bir oluşum doğabilir,
14:04
rising from the ground, reaching for the light,
198
844000
5000
yerden yükselmeye başlayan, ışığa doğru giden
14:09
and growing strong, just like a tree. Thank you.
199
849000
3000
ve güçlü olan, tıpkı bir ağaç gibi. Teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7