Am I not human? A call for criminal justice reform | Marlon Peterson

99,075 views ・ 2017-06-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gözde Zülal Solak Gözden geçirme: Suleyman Cengiz
00:12
She wrote:
0
12842
1160
Şöyle yazmıştı:
00:14
"When I become famous, I will tell everyone
1
14454
2547
"Ünlü olduğumda, herkese Marlon Peterson adında
00:17
that I know a hero named Marlon Peterson."
2
17025
2134
bir kahraman tanıdığımı söyleyeceğim."
00:20
Heroes rarely look like me.
3
20058
1700
Kahramanlar nadiren benim gibidir.
00:22
In fact,
4
22429
1425
Aslında,
00:23
I'm what garbage looks like.
5
23878
1680
ben çöplüğe benziyorum.
00:26
No, not the most appealing way to open a talk
6
26162
2804
Hayır, belki de bir konuşma veya sohbeti
00:28
or start a conversation,
7
28990
1697
bu şekilde başlatmak güzel değildir
00:30
and perhaps you have some questions going through your head about that.
8
30711
3473
ve bu konu hakkında belki de sorularınız vardır.
00:34
Why would this man say such a thing about himself?
9
34208
2374
Bir insan kendisi hakkında niçin böyle konuşur?
00:36
What does he mean?
10
36606
1473
Ne demek istiyor?
00:38
How can someone view him as a hero when he sees himself as garbage?
11
38103
4186
O kendisini bir çöplük gibi görürken, başkası onu nasıl kahraman olarak görür?
00:43
I believe we learn more from questions than we do from answers.
12
43073
3083
Cevaplardan çok, soruların bir şeyler öğrettiğine inanıyorum.
00:46
Because when we're questioning something,
13
46180
2283
Çünkü bir şeyleri sorgularken,
00:48
we're invested in taking in some sort of new information,
14
48487
3334
kendimizi bazı yeni bilgileri almaya odaklarız
00:51
or grappling with some sort of ignorance that makes us feel uncomfortable.
15
51845
4237
veya bizi huzursuz eden bir tür cahillikle boğuşuruz.
00:56
And that's why I'm here:
16
56106
1706
Bu yüzden buradayım:
00:57
to push us to question,
17
57836
1535
Bize huzursuzluk verse bile,
00:59
even when it makes us uncomfortable.
18
59395
2075
sorgulamaya teşvik etmek için.
01:02
My parents are from Trinidad and Tobago,
19
62089
2943
Ailem Trinidad ve Tobago'dan,
01:05
the southernmost island in the Caribbean.
20
65056
2213
Karayipler'in en güneydeki adası.
01:07
Trinidad is also home to the only acoustic instrument
21
67293
2978
Trinidad aynı zamanda 20. yy'da icat edilen
01:10
invented in the 20th century:
22
70295
1870
tek akustik enstrümanın da bölgesi:
01:12
the steel pan.
23
72189
1283
çelik davul.
01:14
Deriving from the African drums
24
74138
2393
Afrikalıların davullarından geliyor
01:16
and evolving from the genius of one of the ghettos in Trinidad,
25
76555
3277
ve Trinidad'daki gettolardan birisinde, Laventille adlı bir kentte
01:19
a city called Laventille,
26
79856
1686
ve Amerikan ordusunun
01:21
and the disregard of the American military ...
27
81566
2976
önemsemediği yerde geliştirildi...
01:25
Well, I should tell you,
28
85357
1296
Pekala, size söylemeliyim,
01:26
America, during WWII, had military bases set up in Trinidad,
29
86677
3367
İkinci Dünya Savaşında Amerika'nın, Trinidad'da üsleri vardı
01:30
and when the war ended,
30
90068
1421
ve savaş bittiğinde,
01:31
they left the island littered with empty oil drums --
31
91513
3536
adayı boş yağ varilleriyle kirletilmiş bir halde bıraktılar --
01:35
their trash.
32
95073
1245
yani çöpleriyle.
01:36
So people from Laventille repurposed the old drums left behind
33
96767
4284
Laventille'de yaşayan insanlar, geride bırakılan bu varilleri
01:41
into the full chromatic scale:
34
101075
2203
tam kromatik gama dönüştürdüler:
01:43
the steel pan.
35
103302
1208
yani çelik davula.
01:44
Playing music now from Beethoven to Bob Marley to 50 Cent,
36
104907
4384
Beethoven, Bob Marley ve 50 Cent'e kadar, türlü müzik çalan bu insanlar
01:49
those people literally made music out of garbage.
37
109315
4238
gerçekten çöplükten müzik ürettiler.
01:54
Twelve days before my 20th birthday,
38
114574
2499
Yirminci doğum günümden 12 gün önce,
01:57
I was arrested for my role in a violent robbery attempt
39
117097
3871
aşağı Manhattan'da şiddet içeren bir soygun girişiminde rol aldığım için,
02:00
in lower Manhattan.
40
120992
1212
tutuklandım.
02:02
While people were sitting in a coffee shop,
41
122821
2196
İnsanlar bir kafede otururken,
02:06
four people were shot.
42
126172
1367
dört insan vuruldu.
02:09
Two were killed.
43
129192
1327
İki kişi öldürüldü.
02:11
Five of us were arrested.
44
131504
1441
Beşimiz tutuklandık.
02:14
We were all the products of Trinidad and Tobago.
45
134033
2638
Biz Trinidad ve Tobago'nun ürünleriydik.
02:16
We were the "bad immigrants,"
46
136695
1909
Bizler, Trump'ın ve milyonlarca
02:18
or the "anchor babies" that Trump and millions of Americans easily malign.
47
138628
4036
Amerikalının kolaylıkla kötülediği "kötü göçmenler" veya "çapa bebekleriz".
02:23
I was discarded, like waste material --
48
143715
3066
Tıpkı atık madde gibi, atıldım
02:26
and justifiably so to many.
49
146805
2204
ve birçoğumuz da atıldı.
02:29
I eventually served 10 years, two months and seven days of a prison sentence.
50
149033
4009
Sonrasında 10 yıl, iki ay, yedi gün hapis cezası aldım.
02:34
I was sentenced to a decade of punishment in a correctional institution.
51
154025
4897
Bir ıslah kurumunda on yıllık bir cezaya mahkum edildim.
02:39
I was sentenced to irrelevance --
52
159786
2544
İlgisizliğe mahkum edildim --
02:42
the opposite of humanity.
53
162354
1643
insanlığın tam aksine.
02:45
Interestingly,
54
165069
1561
İlginç olan şu ki,
02:46
it was during those years in prison that a series of letters redeemed me,
55
166654
5023
hapishanedeki yıllarım boyunca bir seri mektup beni kurtardı,
02:51
helped me move beyond the darkness and the guilt
56
171701
2839
gençliğimin en kötü anıyla bağlantılı olan karanlığın
02:54
associated with the worst moment of my young life.
57
174564
2888
ve suçluluk duygusunun ötesine geçmeme yardımcı oldu.
02:58
It gave me a sense that I was useful.
58
178025
1850
İşe yarıyormuşum gibi hissettirdi.
03:00
She was 13 years old.
59
180758
1984
O kız, 13 yaşındaydı.
03:03
She had wrote that she saw me as a hero.
60
183156
2548
Beni bir kahraman olarak gördüğünü yazdı.
03:06
I remember reading that,
61
186318
1388
Okuduğum anı hatırlıyorum,
03:07
and I remember crying when I read those words.
62
187730
2727
o kelimeleri okuduğumda ağladığımı hatırlıyorum.
03:11
She was one of over 50 students
63
191234
2444
Memleketim olan Brooklyn'deki
03:13
and 150 letters that I wrote during a mentoring correspondence program
64
193702
4050
bir ortaokulda öğretmeni olan bir arkadaşımla tasarladığımız
03:17
that I co-designed with a friend
65
197776
1610
bir mektuplaşma programı
03:19
who was a teacher at a middle school in Brooklyn,
66
199410
2330
esnasında yazdığım 150 mektup ve 50 öğrenciden
03:21
my hometown.
67
201764
1156
birisiydi.
03:22
We called it the Young Scholars Program.
68
202944
2056
Genç Bilginler Programı adını vermiştik.
03:25
Every time those young people shared their stories with me,
69
205693
3722
Bu genç insanlar benimle hikayelerini, mücadelelerini
03:29
their struggles,
70
209439
1607
ne zaman paylaşsalar
03:31
every time they drew a picture of their favorite cartoon character
71
211070
3773
ve en sevdikleri çizgi film kahramanını çizip bana gönderseler
03:34
and sent it to me,
72
214867
1435
ve mektuplarıma,
03:36
every time they said they depended on my letters or my words of advice,
73
216326
4370
önerilerime bağlı kaldıklarını ne zaman söyleseler,
03:40
it boosted my sense of worthiness.
74
220720
1899
bu benim değerli hissetmemi sağlardı.
03:43
It gave me a sense of what I could contribute to this planet.
75
223661
3075
Bu gezegene bir katkı sağladığımı hissederdim.
03:47
It transformed my life.
76
227328
1445
Bu, benim yaşamımı değiştirdi.
03:49
Because of those letters and what they shared with me,
77
229368
2898
Bu mektuplar ve benimle paylaştıkları şeylerden ötürü,
03:52
their stories of teen life,
78
232290
1865
bu gençlik hikayeleri
03:54
they gave me the permission,
79
234179
2070
bana izin verdiler,
03:56
they gave me the courage to admit to myself
80
236273
2416
bahanelerin değil, nedenlerin olduğunu,
03:58
that there were reasons -- not excuses --
81
238713
2803
1999 yılının Ekim ayındaki o kaçınılmaz gün için
04:01
but that there were reasons for that fateful day in October of 1999;
82
241540
4413
nedenlerin olduğunu kabul etme cesareti verdiler;
04:06
that the trauma associated with living in a community
83
246617
2642
silah almanın ayakkabı almaktan daha kolay olduğu
04:09
where guns are easier to get than sneakers;
84
249283
2174
bir toplumda yaşamanın neden olduğu travma,
04:12
that the trauma associated with being raped at gunpoint at the age of 14;
85
252612
6019
14 yaşında silah zoruyla tecavüze uğramanın neden olduğu travma,
04:19
that those are reasons for me
86
259427
2697
tüm bunlar, benim
04:22
why making that decision,
87
262148
1790
o tehlikeli kararı almamın
04:23
that fatal decision,
88
263962
1165
neden beklenmedik bir mesele olmadığının sebebidir.
04:25
was not an unlikely proposition.
89
265151
1964
04:28
Because those letters mattered so much to me,
90
268012
2707
Bu mektuplar benim için çok önemli olduğundan,
04:30
because writing and receiving
91
270743
1408
yazmak, mektup almak
04:32
and having that communication with those folks
92
272175
2257
ve gençlerle iletişim kurmak
04:34
so hugely impacted my life,
93
274456
1499
yaşamıma çok etki ettiğinden,
04:35
I decided to share the opportunity with some friends of mine
94
275979
2882
benimle birlikte içeride olan birkaç arkadaşımla bu fırsatı
04:38
who were also inside with me.
95
278885
1396
paylaşmaya karar verdim.
Şiddet içeren suçlardan ötürü hapiste olan
04:40
My friends Bill and Cory and Arocks,
96
280305
1957
04:42
all in prison for violent crimes also,
97
282286
2224
arkadaşlarım Bill, Cory ve Arocks da
04:44
shared their words of wisdom with the young people as well,
98
284534
2804
güzel sözlerini genç insanlarla paylaştılar
04:47
and received the sense of relevancy in return.
99
287362
2261
ve karşılığında ilgi hissi aldılar.
04:50
We are now published writers and youth program innovators
100
290142
3186
Bizler şimdi kitabı yayımlanmış yazarlarız, gençlik programı
04:53
and trauma experts
101
293352
1749
yapan insanlarız, travma uzmanları
04:55
and gun violence prevention advocates,
102
295125
1869
ve silahlı şiddeti önleme avukatlarıyız
04:57
and TED talkers and --
103
297018
1378
ve TED konuşmacılarıyız, --
04:58
(Laughter)
104
298420
1026
(Gülüşmeler)
04:59
and good daddies.
105
299470
1454
ve iyi babalarız.
05:00
That's what I call a positive return of investment.
106
300948
2815
İşte buna, pozitif yatırım dönüşümü diyoruz.
05:04
Above all else,
107
304570
1150
Her şeyin ötesinde,
05:05
what building that program taught me was that when we sow,
108
305744
3903
bu programı oluşturmanın bana öğrettiği şey şu,
05:09
when we invest in the humanity of people no matter where they're at,
109
309671
3762
insanlar nerede olursa olsun, insanlığa yatırım yaptığımız zaman
05:13
we can reap amazing rewards.
110
313457
2465
muhteşem ödüller alabiliriz.
05:16
In this latest era of criminal justice reform,
111
316811
2335
Ceza adaleti reformunun bu son dönemlerinde,
05:19
I often question and wonder why --
112
319170
2924
sık sık nedenleri sorguluyorum,
05:22
why is it that so many believe
113
322812
1533
neden çoğu insan
05:24
that only those who have been convicted of nonviolent drug offenses
114
324369
3466
yalnızca, şiddet içermeyen uyuşturucudan suçlu bulunanların
05:27
merit empathy and recognized humanity?
115
327859
3810
empatiyi ve insanlığı hak ettiğine inanıyor?
05:32
Criminal justice reform is human justice.
116
332908
2477
Ceza adaleti reformu, insan adaletidir.
05:35
Am I not human?
117
335813
1475
Ben insan değil miyim?
05:38
When we invest in resources that amplify the relevancy of people
118
338700
4478
Laventille'e veya Brooklyn'in bazı bölgelerine veya yakınınızdaki
05:43
in communities like Laventille
119
343202
1470
kenar mahalleye ait insanların
05:44
or parts of Brooklyn or a ghetto near you,
120
344696
2149
ilgisini yükselten kaynaklara yatırım
05:46
we can literally create the communities that we want.
121
346869
2672
yaptığımızda, istediğimiz toplulukları yaratabiliriz.
05:50
We can do better.
122
350044
1379
Daha iyisini yapabiliriz.
05:51
We can do better than investing solely in law enforcement as a resource,
123
351447
3588
Yalnızca kanun hükmüne kaynak yatırımı yapmaktan iyisini yapabiliriz
05:55
because they don't give us a sense of relevancy
124
355059
2897
çünkü onlar bizlere, önem hususunda, neden çoğumuzun
05:57
that is at the core of why so many of us do so many harmful things
125
357980
3550
bunca zararlı şeyi yaptığının sebebine dair bir ilgi hissiyatı
06:01
in the pursuit of mattering.
126
361554
2672
yaratmıyorlar.
06:05
See, gun violence is just a visible display of a lot of underlying traumas.
127
365176
4049
Görüyorsunuz, silahlı şiddet, altta yatan birçok travmanın bir görüntüsü.
06:10
When we invest in the redemptive value of relevancy,
128
370263
3032
İlginin kurtarıcı değerine yatırım yaptığımız zaman,
06:13
we can render a return of both personal responsibility and healing.
129
373319
4392
hem kişisel sorumluluk hem de iyileşme konusunda bir değişim sağlayabiliriz.
06:18
That's the people work I care about,
130
378124
2244
İşte ilgilendiğim insan işi bu,
06:20
because people work.
131
380392
1432
çünkü insanlar çalışır.
06:23
Family, I'm asking you to do the hard work,
132
383133
3928
Ailem, sizden bu zahmetli işi yapmanızı istiyorum,
06:27
the difficult work,
133
387085
1448
bu zor işi;
06:28
the churning work of bestowing undeserved kindness
134
388557
2935
çöplük olarak gördüğümüz, kolaylıkla yok saydığımız
06:31
upon those who we can relegate as garbage,
135
391516
2447
ve gözden çıkardığımız insanlara
06:33
who we can disregard and discard easily.
136
393987
2168
hak edilmeyen iyiliği sunma ve yayma işini.
06:36
I'm asking myself.
137
396843
1326
Kendime soruyorum.
06:39
Over the past two months,
138
399330
1920
Geçtiğimiz iki ayda,
06:41
I've lost two friends to gun violence,
139
401274
2094
masum görgü tanıkları olan iki arkadaşımı
06:43
both innocent bystanders.
140
403961
1698
silah şiddeti yüzünden kaybettim.
06:46
One was caught in a drive-by while walking home.
141
406748
3087
Birisi eve yürürken araçtan açılan ateşle hayatını kaybetti.
06:50
The other was sitting in a café while eating breakfast,
142
410920
3113
Diğeri de Miami'de tatildeydi,
06:54
while on vacation in Miami.
143
414057
1701
bir kafede kahvaltı yapıyordu.
06:57
I'm asking myself to see the redemptive value of relevancy
144
417595
3318
Onları öldüren insanlardaki kurtarıcı ilişki değerini görüp
07:00
in the people that murdered them,
145
420937
1702
göremeyeceğimi soruyorum kendime,
07:03
because of the hard work of seeing the value in me.
146
423519
2495
çünkü kendi değerimi görmem zor bir iş.
07:06
I'm pushing us to challenge our own capacity
147
426671
4134
Kolaylıkla görmemeyi tercih ettiğimiz
07:10
to fully experience our humanity,
148
430829
2365
insanların yaşantılarını tamamen anlayarak,
07:13
by understanding the full biography
149
433218
1989
insanlığı tam olarak
07:15
of people who we can easily choose not to see,
150
435231
3045
tecrübe edip sınırlarımızı zorlamaya davet ediyorum,
07:19
because heroes are waiting to be recognized,
151
439728
3217
çünkü kahramanlar fark edilmeyi bekliyorlar,
07:22
and music is waiting to be made.
152
442969
1836
müzik de çalınmayı.
07:25
Thank you.
153
445656
1268
Teşekkürler.
07:26
(Applause)
154
446948
3938
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7