My photographs bear witness | James Nachtwey

James Nachtwey'in Savaş Fotoğrafları...

433,366 views ・ 2007-04-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Utku Kaynar Gözden geçirme: Sinan Ünlüsoy
00:25
As someone who has spent his entire career trying to be invisible
0
25408
3997
Bütün kariyerini görünmez olmaya çalışarak geçirmiş biri olarak,
00:29
standing in front of an audience is a cross between
1
29700
3000
böyle bir kalabalığın önünde durmak
00:32
an out-of-body experience and a deer caught in the headlights,
2
32700
3000
neredeyse dünya dışı bir deneyim ile far görmüş geyik arasında bir şey...
00:35
so please forgive me for violating one of the TED commandments
3
35700
5000
bu nedenle sizden TED kurallarından birini ihlal edeceğim için beni bağışlamanızı istiyorum
00:40
by relying on words on paper,
4
40700
2000
çünkü konuşmamı kağıttan okuyacağım
00:42
and I only hope I'm not struck by lightning bolts before I'm done.
5
42700
4000
ve konuşmamı bitirmeden önce beni yıldırım çarpmamasını umuyorum.
00:46
I'd like to begin by talking about some of the ideas that motivated me
6
46700
5000
Beni belgesel fotoğrafçı olmaya iten
00:51
to become a documentary photographer.
7
51700
2000
bazı fikirlerle başlamak istiyorum.
00:54
I was a student in the '60s, a time of social upheaval and questioning,
8
54700
5000
1960'larda öğrenciydim, sosyal başkaldırı ve sorgulama yıllarında
00:59
and on a personal level, an awakening sense of idealism.
9
59700
4000
ve kişisel düzeyde benim için idealizmi keşfettiğim zamanlardı.
01:03
The war in Vietnam was raging;
10
63700
3000
Vietnam'daki savaş bütün hızıyla sürüyordu
01:06
the Civil Rights Movement was under way;
11
66700
2000
insan hakları hareketi devam ediyordu
01:08
and pictures had a powerful influence on me.
12
68700
3000
ve fotoğrafların benim üzerimde çok güçlü bir etkisi oldu.
01:11
Our political and military leaders were telling us one thing,
13
71700
3000
Siyasi ve askeri liderler bize başka bir şey söylüyordu
01:14
and photographers were telling us another.
14
74700
3000
fotoğrafçıların anlattıkları ise başkaydı.
01:17
I believed the photographers, and so did millions of other Americans.
15
77700
5000
Ben milyonlarca Amerikalı gibi, fotoğrafçılara inandım.
01:22
Their images fueled resistance to the war and to racism.
16
82700
4000
Onların fotoğrafları savaşa ve ırkçılığa direnişi besliyordu
01:26
They not only recorded history; they helped change the course of history.
17
86700
5000
Sadece tarihi kaydetmekle kalmıyor, değişmesine de yardımcı oluyorlardı
01:31
Their pictures became part of our collective consciousness
18
91700
3000
Fotoğrafları bizim toplumsal hafızamızın parçası haline gelmişti,
01:34
and, as consciousness evolved into a shared sense of conscience,
19
94700
4000
ve bu hafıza paylaşılan bir vicdan duygusuna dönüştüğünde
01:38
change became not only possible, but inevitable.
20
98700
4000
değişim sadece mümkün hale gelmekle kalmıyor, aynı zamanda kaçınılmaz da oluyordu.
01:42
I saw that the free flow of information represented by journalism,
21
102700
4000
Gazetecilik tarafından temsil edilen özgür bilgi akışının
01:46
specifically visual journalism, can bring into focus
22
106700
4000
özellikle görsel gazeteciliğin, toplumların gözünün önüne
01:50
both the benefits and the cost of political policies.
23
110700
4000
siyasi politikaların hem yararlarını hem de maliyetlerini koyabileceğini gördüm.
01:54
It can give credit to sound decision-making, adding momentum to success.
24
114700
5000
Karar verme süreçlerine katkı koyarak, başarıyı artırabilirdi.
01:59
In the face of poor political judgment or political inaction,
25
119700
5000
Siyasi ataletin ve kötü politikaların önünde
02:04
it becomes a kind of intervention, assessing the damage
26
124700
4000
aracı olup hasarı ölçen
02:08
and asking us to reassess our behavior.
27
128700
3000
ve davranışlarımızı yeniden değerlendirmemizi isteyen birşeydi.
02:11
It puts a human face on issues
28
131700
2000
Mutat haber konularına insancıl bir yüz ekliyordu ve bu olmaksızın
02:13
which from afar can appear abstract
29
133700
3000
tüm konular soyut
02:16
or ideological or monumental in their global impact.
30
136700
3000
ideolojik veya küresel etkisi bakımından anıtsal görünebiliyordu.
02:19
What happens at ground level, far from the halls of power,
31
139700
5000
Gücün koridorlarından çok çok altta, yeryüzünde yaşananlar
02:24
happens to ordinary citizens one by one.
32
144700
3000
sıradan vatandaşların başına gelir, tek tek.
02:27
And I understood that documentary photography
33
147700
3000
ve anladım ki belgesel fotoğrafın
02:30
has the ability to interpret events from their point of view.
34
150700
4000
olayları onların açısından anlatma yeteneği vardı.
02:34
It gives a voice to those who otherwise would not have a voice.
35
154700
4000
Başka hiçbir şekilde ses sahibi olamayacaklara ses veriyordu.
02:38
And as a reaction, it stimulates public opinion
36
158700
4000
Ve bir tepki olarak, bir toplumsal fikri ateşliyor
02:42
and gives impetus to public debate,
37
162700
2000
ve halka açık tartışmaya zemin hazırlıyordu, bu sayede
02:44
thereby preventing the interested parties
38
164700
2000
konunun taraflarının gündemi tümüyle kontrol etmesinin
02:46
from totally controlling the agenda, much as they would like to.
39
166700
4000
ve istedikleri şekilde manipüle etmelerinin önüne geçiyordu.
02:50
Coming of age in those days made real
40
170700
3000
O yıllarda olgunlaşmak şunu gerçek hale getirdi
02:53
the concept that the free flow of information is absolutely vital
41
173700
3000
özgür bilgi akışı kavramı, dinamik ve özgür toplumun
02:56
for a free and dynamic society to function properly.
42
176700
4000
düzgün işlemesinde kesinlikle hayati önem taşımaktaydı.
03:00
The press is certainly a business, and in order to survive
43
180700
4000
Basın kesinlikle ticari bir iştir, ve hayatta kalmak için
03:04
it must be a successful business,
44
184700
3000
başarılı bir iş olmak zorundadır
03:07
but the right balance must be found
45
187700
2000
ancak pazar gereksinimleri ile gazetecilik sorumlulukları
03:09
between marketing considerations and journalistic responsibility.
46
189700
4000
arasındaki doğru denge bulunmak zorundadır.
03:13
Society's problems can't be solved until they're identified.
47
193700
5000
Toplumun problemleri, bir tanım konulana dek çözülemez.
03:18
On a higher plane, the press is a service industry,
48
198700
4000
Daha yüksek düzeyde, basın bir hizmet sektörü öğesidir,
03:22
and the service it provides is awareness.
49
202700
3000
ve sunduğu hizmet farkındalıktır.
03:25
Every story does not have to sell something.
50
205700
3000
Her hikaye bir şeyler satmak zorunda değildir.
03:28
There's also a time to give.
51
208700
3000
Bazı şeyleri de vermek gerekir.
03:32
That was a tradition I wanted to follow.
52
212700
3000
Benim izlemek istediğim gelenek buydu.
03:35
Seeing the war created such incredibly high stakes for everyone involved
53
215700
4000
Savaşın içine karışan herkes için olağanüstü yüksek zorluklar yarattığını gördüğümde
03:39
and that visual journalism could actually become a factor in conflict resolution --
54
219700
5000
ve görsel gazeteciliğin çatışma yönetiminde gerçekten bir aktör olabileceğini anladığımda
03:44
I wanted to be a photographer in order to be a war photographer.
55
224700
4000
bir savaş fotoğrafçısı olabilmek için fotoğrafçı olmaya karar verdim.
03:48
But I was driven by an inherent sense
56
228700
3000
Bana yol gösteren güdü,
03:51
that a picture that revealed the true face of war
57
231700
3000
savaşın gerçek yüzünü gösteren bir fotoğrafın
03:54
would almost by definition be an anti-war photograph.
58
234700
4000
aynı zamanda savaş karşıtı fotoğrafın tanımı olabileceğiydi.
03:59
I'd like to take you on a visual journey through some of the events
59
239700
3000
Sizleri, son 25 yılda içine karıştığım bazı olayların
04:02
and issues I've been involved in over the past 25 years.
60
242700
4000
ve konuların içinde bir görsel yolculuğa çıkarmak isterim.
04:07
In 1981, I went to Northern Ireland.
61
247700
3000
1981'de Kuzey İrlanda'ya gittim,
04:10
10 IRA prisoners were in the process of starving themselves to death
62
250700
4000
10 IRA mahkumu hapishanedeki koşulları protesto etmek üzere
04:14
in protest against conditions in jail.
63
254700
3000
ölüm orucuna başlamışlardı.
04:17
The reaction on the streets was violent confrontation.
64
257700
3000
Buna sokakların tepkisi şiddetli oldu.
04:20
I saw that the front lines of contemporary wars
65
260700
4000
Modern savaşların ön cephelerinin
04:24
are not on isolated battlefields, but right where people live.
66
264700
4000
izole edilmiş savaş meydanları değil, insanların yaşadıkları yerlerin tam ortasında olduğunu gördüm.
04:29
During the early '80s, I spent a lot of time in Central America,
67
269700
4000
80'lerin ilk yarısında Orta Amerika'da çok zaman geçirdim, o zamanlar kıta
04:33
which was engulfed by civil wars
68
273700
2000
iç savaşlarla çalkalanıyordu
04:35
that straddled the ideological divide of the Cold War.
69
275700
3000
bu da Soğuk Savaş'ın ideolojik bölünmesinden kaynaklanıyordu.
04:38
In Guatemala, the central government --
70
278700
3000
Guetamala'da merkezi hükümet
04:41
controlled by a oligarchy of European decent --
71
281700
3000
Avrupa asıllı bir oligarşi tarafından kontrol ediliyordu ve
04:44
was waging a scorched Earth campaign against an indigenous rebellion,
72
284700
4000
asilere karşı acımasız bir kampanya yürütüyordu,
04:48
and I saw an image that reflected the history of Latin America:
73
288700
3000
ve ben Latin Amerika'nın tarihini yansıtabilecek bir fotoğraf gördüm:
04:51
conquest through a combination of the Bible and the sword.
74
291700
4000
İncil ve kılıç yoluyla fetih.
04:55
An anti-Sandinista guerrilla was mortally wounded
75
295700
4000
Bir anti-Sandinista gerillası, Komutan Zero Güney Nikaragua'ya saldırdığında
04:59
as Commander Zero attacked a town in Southern Nicaragua.
76
299700
4000
ölümcül şekilde yaralanmıştı.
05:05
A destroyed tank belonging to Somoza's national guard
77
305700
3000
Somoza'nın ulusal muhafızlarına ait parçalanmış bir tank
05:08
was left as a monument in a park in Managua,
78
308700
4000
Managua'daki bir parkta anıt olarak bırakılmıştı
05:12
and was transformed by the energy and spirit of a child.
79
312700
4000
ve bir çocuğun enerjisi ve ruhuyla oyuncağa dönüşmüştü.
05:16
At the same time, a civil war was taking place in El Salvador,
80
316700
4000
Aynı zamanda, El Salvador'da iç savaş hüküm sürüyordu,
05:20
and again, the civilian population was caught up in the conflict.
81
320700
4000
ve yine sivil nüfus çatışmanın tam ortasında kalmıştı.
05:25
I've been covering the Palestinian-Israeli conflict since 1981.
82
325700
5000
İsrail - Filistin çatışmasını 1981'den bu yana çekiyorum.
05:30
This is a moment from the beginning of the second intifada, in 2000,
83
330700
4000
Bu, ikinci intifada'nın başlangıcından bir an, 2000 yılında
05:34
when it was still stones and Molotovs against an army.
84
334700
3000
bir orduya karşı hala sadece taşlar ve Molotof kokteylleri vardı.
05:40
In 2001, the uprising escalated into an armed conflict,
85
340700
3000
2001'de, ayaklanma silahlı çatışmaya dönüştüğünde
05:43
and one of the major incidents was
86
343700
2000
en büyük olaylardan biri
05:45
the destruction of the Palestinian refugee camp
87
345700
3000
Batı Şeria'nın Jenin kasabasındaki
05:48
in the West Bank town of Jenin.
88
348700
3000
Filistin mülteci kampının yokedilmesiydi.
05:52
Without the political will to find common ground,
89
352700
4000
Politik dünyanın ortak zemin bulamadığı zamanlarda
05:56
the continual friction of tactic and counter-tactic
90
356700
3000
taktik ve karşı-taktiklerin sürekli sürtüşmesi
05:59
only creates suspicion and hatred and vengeance,
91
359700
3000
sadece daha çok şüphe, nefret ve intikam duygusu yaratıyor
06:02
and perpetuates the cycle of violence.
92
362700
3000
ve şiddet halkasını uzatıyor.
06:07
In the '90s, after the breakup of the Soviet Union,
93
367700
3000
90'larda, Sovyetler'in dağılmasından sonra
06:10
Yugoslavia fractured along ethnic fault lines, and civil war broke out
94
370700
5000
Yugoslavya etnik sınır çizgileriyle bölündü ve iç savaş
06:15
between Bosnia, Croatia and Serbia.
95
375700
2000
Bosna, Hırvatistan ve Sırbistan arasında başladı.
06:17
This is a scene of house-to-house fighting in Mostar,
96
377700
4000
Bu Mostar'da evden eve bir çatışma görüntüsü
06:21
neighbor against neighbor.
97
381700
2000
komşu, komşusuyla savaşıyor.
06:23
A bedroom, the place where people share intimacy,
98
383700
3000
Bir yatak odası, insanların mahremiyet paylaştıkları yer
06:26
where life itself is conceived, became a battlefield.
99
386700
4000
hayatın tohumlandığı yer, bir savaş alanı olmuştu.
Kuzey Bosna'daki bir cami, Sırp topları tarafından yıkılmıştı
06:31
A mosque in northern Bosnia was destroyed by Serbian artillery
100
391700
6000
06:37
and was used as a makeshift morgue.
101
397700
2000
ve derme çatma bir morga dönüştürülmüştü.
06:46
Dead Serbian soldiers were collected after a battle
102
406700
3000
Ölü Sırp askerleri çatışmalardan sonra toplanıyor
06:49
and used as barter for the return of prisoners
103
409700
3000
ve savaş esirlerinin takasında veya
06:52
or Bosnian soldiers killed in action.
104
412700
2000
hayatını kaybeden Bosnalı askerlerin cesetlerinin geri alınmasında koz olarak kullanılıyordu.
06:56
This was once a park.
105
416700
2000
Burası önceden bir parkmış.
06:58
The Bosnian soldier who guided me
106
418700
2000
Bana yol gösteren Bosnalı asker
07:00
told me that all of his friends were there now.
107
420700
3000
şimdi tüm arkadaşlarının burada yattığını söyledi.
07:04
At the same time in South Africa,
108
424700
2000
Aynı zamanda Güney Afrika'da,
07:06
after Nelson Mandela had been released from prison,
109
426700
3000
Nelson Mandela hapishaneden salıverildikten sonra,
07:09
the black population commenced the final phase
110
429700
3000
siyah nüfus ırk ayrımına son vermenin
07:12
of liberation from apartheid.
111
432700
2000
son adımını atıyordu.
07:15
One of the things I had to learn as a journalist
112
435700
3000
Gazeteci olarak öğrendiğim şeylerden biri de
07:18
was what to do with my anger.
113
438700
2000
öfkemi nasıl kontrol edeceğimi öğrenmekti.
07:20
I had to use it, channel its energy, turn it into something
114
440700
5000
Onu kullanmak, enerjisini kanalize etmek, bir şeylere dönüştürmek zorundaydım
07:25
that would clarify my vision, instead of clouding it.
115
445700
3000
vizyonumu köreltmek yerine, ancak bu açabilirdi.
07:29
In Transkei, I witnessed a rite of passage into manhood, of the Xhosa tribe.
116
449700
5000
Transkei'de, erkekliğe geçiş törenini izledim. Xhosa kabilesinin.
07:34
Teenage boys lived in isolation, their bodies covered with white clay.
117
454700
4000
Ergen erkek çocukları, vücutları beyaz çamura bulanmış halde toplumdan kopuk yaşıyorlar
07:39
After several weeks, they washed off the white
118
459700
2000
Bir kaç haftadan sonra, çamuru yıkayıp erkek olmanın
07:41
and took on the full responsibilities of men.
119
461700
3000
tüm sorumluluklarını alıyorlar
07:44
It was a very old ritual that seemed symbolic
120
464700
3600
Bu çok eski bir gelenekti ve Güney Afrika'nın yüzünü değiştiren
politik mücadeleyi çok iyi özetliyordu.
07:48
of the political struggle that was changing the face of South Africa.
121
468315
4385
07:54
Children in Soweto playing on a trampoline.
122
474700
4000
Soweto'daki çocuklar trambolinde oynuyorlar.
08:01
Elsewhere in Africa there was famine.
123
481700
3000
Afrikanın başka bir yerinde açlık vardı.
08:04
In Somalia, the central government collapsed and clan warfare broke out.
124
484700
4000
Somali'de, merkezi hükümet çöktü ve klanlar arasında savaş patladı.
08:09
Farmers were driven off their land,
125
489700
2000
Çiftçiler topraklarından sürüldü
08:11
and crops and livestock were destroyed or stolen.
126
491700
4000
ve ekinler ve stoklardaki bakliyat yokedildi veya çalındı.
08:15
Starvation was being used as a weapon of mass destruction --
127
495700
4000
Açlık, bir kitle imha silahı olarak kullanılmaya başlanmıştı,
08:19
primitive but extremely effective.
128
499700
2000
ilkel, ama çok etkili.
08:21
Hundreds of thousands of people were exterminated,
129
501700
3000
Yüz binlerce insan öldü,
08:24
slowly and painfully.
130
504700
2000
yavaş yavaş ve acı çekerek.
08:28
The international community responded with massive humanitarian relief,
131
508700
4000
Uluslararası toplum büyük bir insani yardım kampanyası ile yanıt verdi
08:32
and hundreds of thousands of more lives were saved.
132
512700
4000
ve yüzbinlerce hayat kurtuldu.
08:36
American troops were sent to protect the relief shipments,
133
516700
3000
Amerikalı askerler yardım sevkiyatlarını korumak için gönderildi,
08:39
but they were eventually drawn into the conflict,
134
519700
3000
ancak çatışmanın içine çekildiler
08:42
and after the tragic battle in Mogadishu, they were withdrawn.
135
522700
3000
ve Mogadishu'daki trajik çatışmalardan sonra geri çekildiler.
08:46
In southern Sudan, another civil war saw similar use of starvation
136
526700
4000
Güney Sudan'da, başka bir iç savaş açlığın benzer bir kullanımına
08:50
as a means of genocide.
137
530700
2000
bir soykırım aracı olarak sahne oldu.
08:53
Again, international NGOs, united under the umbrella of the U.N.,
138
533700
4000
Yeniden, uluslararası STK'lar BM çatısı altında birleşerek
08:57
staged a massive relief operation and thousands of lives were saved.
139
537700
5000
büyük bir yardım kampanyası düzenlediler ve binlerce hayat kurtuldu.
09:03
I'm a witness, and I want my testimony to be honest and uncensored.
140
543700
6000
Ben bir tanığım, ve tanık olarak verdiğim ifademin dürüst ve sansürsüz olmasını istiyorum.
09:10
I also want it to be powerful and eloquent,
141
550700
3000
Aynı zamanda güçlü ve berrak bir dile sahip olmasını istiyorum
09:13
and to do as much justice as possible
142
553700
2000
ve fotoğrafladığım insanlara
09:15
to the experience of the people I'm photographing.
143
555700
3000
olabildiğince adalet getirmesini...
09:18
This man was in an NGO feeding center,
144
558700
3000
Bu adam bir STK'nın beslenme merkezindeydi
09:21
being helped as much as he could be helped.
145
561700
2000
ve görebileceği maksimum düzeyde yardım görüyordu
09:23
He literally had nothing. He was a virtual skeleton,
146
563700
5000
Kelimenin tam anlamıyla hiç bir şeyi yoktu. Sanal bir iskeletti
09:28
yet he could still summon the courage and the will to move.
147
568700
4000
ancak yine de hareket edecek cesareti ve isteği kendinde toplayabiliyordu.
09:32
He had not given up, and if he didn't give up,
148
572700
3000
Vazgeçmedi, ve eğer o vazgeçmediyse
09:35
how could anyone in the outside world ever dream of losing hope?
149
575700
5000
dünya üzerinde kim umudunu kaybetmeyi düşünebilir ki?
09:41
In 1994, after three months of covering the South African election,
150
581700
5000
1994'te , Güney Afrika seçimlerini izledikten üç ay sonra,
09:46
I saw the inauguration of Nelson Mandela,
151
586700
3000
Nelson Mandela'nın yemin törenini gördüm,
09:49
and it was the most uplifting thing I've ever seen.
152
589700
3000
ve şimdiye kadar yaşadığım en ilham verici olay buydu.
09:52
It exemplified the best that humanity has to offer.
153
592700
4000
İnsanlığın sunabileceği en iyi şeylerin hepsine örnekti.
09:56
The next day I left for Rwanda,
154
596700
3000
Sonraki gün Ruanda için yola çıktım,
09:59
and it was like taking the express elevator to hell.
155
599700
3000
ve bu cehenneme doğru hızla inen bir asansöre binmek gibiydi.
10:02
This man had just been liberated from a Hutu death camp.
156
602700
4000
Bu adam, bir Hutu ölüm kampından yeni salıverilmişti.
10:06
He allowed me to photograph him for quite a long time,
157
606700
4000
Onu uzun süre fotoğraflamama izin verdi,
10:10
and he even turned his face toward the light,
158
610700
3000
ve yüzünü ışığa bile döndü
10:13
as if he wanted me to see him better.
159
613700
2000
sanki onu daha iyi görmemi istiyormuş gibi.
10:16
I think he knew what the scars on his face would say to the rest of the world.
160
616700
4000
Sanıyorum, yüzündeki yaraların dünyaya ne söyleyebileceğini biliyordu.
10:21
This time, maybe confused or discouraged
161
621700
3000
Ancak bu sefer, Somali'deki askeri felaketten cesareti kırılmış
10:24
by the military disaster in Somalia,
162
624700
3000
uluslararası toplum sessiz kalmayı
10:27
the international community remained silent,
163
627700
3000
tercih etti,
10:30
and somewhere around 800,000 people were slaughtered
164
630700
3000
ve 800,000 civarında insan katledildi
10:33
by their own countrymen -- sometimes their own neighbors --
165
633700
3000
- hem de kendi yurttaşları tarafından, -- bazen de komşuları--
10:36
using farm implements as weapons.
166
636700
3000
çiftçilikte kullanılan araçlar silah olarak kullanılarak.
10:40
Perhaps because a lesson had been learned
167
640700
2646
Belki de Bosna'da yaşanan
10:43
by the weak response to the war in Bosnia
168
643362
2338
savaşa verilen zayıf tepkiden
10:45
and the failure in Rwanda,
169
645700
2000
ve Ruanda'daki başarısızlıktan ders çıkarmış olarak
10:47
when Serbia attacked Kosovo,
170
647700
2000
Sırbistan Kosova'ya saldırdığında,
10:49
international action was taken much more decisively.
171
649700
3692
uluslararası eylem çok daha kararlı geldi.
10:53
NATO forces went in, and the Serbian army withdrew.
172
653392
4308
NATO güçleri girdi ve Sırbistan geri çekildi.
10:57
Ethnic Albanians had been murdered,
173
657700
2723
Etnik Arnavutlar öldürüldü,
11:00
their farms destroyed and a huge number of people forcibly deported.
174
660423
4277
çiftlikleri yokedildi ve çok fazla sayıda insan zorla göç ettirildi.
11:05
They were received in refugee camps
175
665700
3000
Arnavutluk ve Makedonya'da STK'lar tarafından kurulan
11:08
set up by NGOs in Albania and Macedonia.
176
668700
3000
mülteci kamplarına yerleştirildiler.
11:13
The imprint of a man who had been burned inside his own home.
177
673238
3462
Kendi evinin içinde yakılan bir adamın izi.
11:17
The image reminded me of a cave painting,
178
677285
2969
Bu fotoğraf bana bir mağara resmini hatırlatıyor,
11:20
and echoed how primitive we still are in so many ways.
179
680254
4446
ve bazı yönlerden hala ne kadar ilkel olduğumuzu düşündürüyor.
11:26
Between 1995 and '96, I covered the first two wars
180
686177
4046
1995 ile 96 arasında Çeçenistandaki ilk iki savaşı
11:30
in Chechnya from inside Grozny.
181
690223
2477
Grozni'den bizzat görüntüledim.
11:32
This is a Chechen rebel on the front line against the Russian army.
182
692700
4000
Bu ön cephede Rus ordusuna karşı savaşan bir Çeçen milis.
11:38
The Russians bombarded Grozny constantly for weeks,
183
698700
3646
Ruslar Grozni'yi haftalarca bombaladı
11:42
killing mainly the civilians who were still trapped inside.
184
702346
3354
ve kentte kalan çok sayıda sivili öldürdüler.
11:46
I found a boy from the local orphanage
185
706869
2308
Yetimhaneden bir çocukla karşılaştım,
11:49
wandering around the front line.
186
709177
2523
ön cephede dolanıyordu.
11:53
My work has evolved from being concerned mainly with war
187
713008
3692
Yaptığım işler, sadece savaşa odaklı olmaktan,
11:56
to a focus on critical social issues as well.
188
716700
3692
kritik sosyal konulara da kaymaya başladı.
12:00
After the fall of Ceausescu, I went to Romania
189
720977
2723
Çavuşesku'nun devrilmesinden sonra Romanya'ya gittim,
12:03
and discovered a kind of gulag of children,
190
723700
4000
ve bir tür çocuk islahevi keşfettim,
12:07
where thousands of orphans were being kept in medieval conditions.
191
727700
3000
burada binlerce yetim kötü koşullarda tutuluyordu.
12:11
Ceausescu had imposed a quota
192
731700
2000
Çavuşesku her bir ailenin yapabileceği
12:13
on the number of children to be produced by each family,
193
733700
3000
çocuk sayısına bir kota koyduğundan
12:16
thereby making women's bodies an instrument of state economic policy.
194
736700
4000
kadınların vücutları devletin ekonomik politikasının bir enstümanı haline gelmişti.
12:21
Children who couldn't be supported by their families
195
741700
3000
Aileleri tarafından bakılamayan çocuklar
12:24
were raised in government orphanages.
196
744700
3000
hükümet yetimhanelerinde büyütülüyordu.
12:27
Children with birth defects were labeled incurables,
197
747700
3000
Doğum sırasında sakat kalan çocuklar tedavi edilemez olarak algılanıyor
12:30
and confined for life to inhuman conditions.
198
750700
4000
ve tüm hayatını insanlık dışı koşullarda geçiriyordu.
12:34
As reports began to surface, again international aid went in.
199
754700
4000
Raporlar gelmeye başlayınca, yine uluslararası yardım devreye girdi.
12:40
Going deeper into the legacy of the Eastern European regimes,
200
760700
4000
Doğu Avrupa rejimlerinin derinlerine girerek,
12:44
I worked for several months on a story about the effects of industrial pollution,
201
764700
4000
endüstriyel kirlilik ile ilgili bir hikaye üzerinde aylarca çalıştım,
12:48
where there had been no regard for the environment
202
768700
3000
çevreye hiç saygı yoktu,
12:51
or the health of either workers or the general population.
203
771700
4000
veya nüfusun geneline ya da orada çalışan işçilere.
12:55
An aluminum factory in Czechoslovakia
204
775700
3000
Çekoslovakya'da bir aliminyum fabrikası
12:58
was filled with carcinogenic smoke and dust,
205
778700
3000
zehirli duman ve toz ile doluydu
13:01
and four out of five workers came down with cancer.
206
781700
4000
ve her beş işçiden dördü kanser oluyordu.
13:07
After the fall of Suharto in Indonesia,
207
787100
2262
Suharto'nun devrilmesinden sonra Endonezya'da
13:09
I began to explore conditions of poverty
208
789362
2769
gelişmekte olan bir ülkede başgösteren
13:12
in a country that was on its way towards modernization.
209
792131
3231
fakirlik olgusunu keşfetmeye başladım.
13:15
I spent a good deal of time with a man
210
795362
3338
Bir adamla çok uzun zaman geçirdim,
13:18
who lived with his family on a railway embankment
211
798700
2000
kendisi ailesi ile birlikte demiryolu kenarında bir kulubede yaşıyordu
13:20
and had lost an arm and a leg in a train accident.
212
800700
4000
ve bir kolu ile bir bacağını tren kazasında yitirmişti.
13:24
When the story was published, unsolicited donations poured in.
213
804700
5000
Hikaye yayınlandığında, isimsiz bağışlar yağmaya başladı.
13:29
A trust fund was established,
214
809700
2000
Bir fon kuruldu ve
13:31
and the family now lives in a house in the countryside
215
811700
3000
şimdi aile kırda bir çiftlik evinde yaşıyor,
13:34
and all their basic necessities are taken care of.
216
814700
3000
ve bütün temel ihtiyaçları karşılanmakta.
13:37
It was a story that wasn't trying to sell anything.
217
817700
3000
Bu hiçbirşey satmaya çalışmayan bir hikayeydi.
13:40
Journalism had provided a channel
218
820700
3000
Gazetecilik, insanların doğal cömertlik duyguları için
13:43
for people's natural sense of generosity, and the readers responded.
219
823700
4000
bir kanal oluşturmuş ve okuyucular yanıt vermişti.
13:49
I met a band of homeless children who'd come to Jakarta from the countryside,
220
829700
3000
Jakarta'ya kırsaldan gelmiş bir grup evsiz çocukla karşılaştım,
13:52
and ended up living in a train station.
221
832700
3000
bir tren istasyonunda yaşıyorlardı.
13:55
By the age of 12 or 14, they'd become beggars and drug addicts.
222
835700
5000
12 ila 14 yaşlarında dilenci ve uyuşturucu bağımlısı oluyorlardı.
14:00
The rural poor had become the urban poor,
223
840700
2000
Kırsal fakir, şehir fakiri oluyor
14:02
and in the process, they'd become invisible.
224
842700
4000
ve süreç içinde görünmez oluyorlardı.
14:08
These heroin addicts in detox in Pakistan
225
848700
2600
Pakistan'da tedavi gören bu eroin bağımlıları,
14:11
reminded me of figures in a play by Beckett:
226
851300
2892
Beckett'in bir oyunundaki karakterleri hatırlatıyor:
14:14
isolated, waiting in the dark, but drawn to the light.
227
854192
3508
soyutlanmış, karanlıkta bekleyen, ancak ışığın çekiciliğine kapılmış.
14:21
Agent Orange was a defoliant used during the Vietnam War
228
861700
3185
Portakal esansı, Vietnam savaşı sırasında kullanılan ve bitkilerin yapraklarını dökmeye yarayan
14:24
to deny cover to the Vietcong and the North Vietnamese army.
229
864885
3938
ve bu sayede Vietkong ve Kuzey Vietnam ordusunun gizlenmesini engelleyen bir ilaçtı.
14:28
The active ingredient was dioxin, an extremely toxic chemical
230
868823
4877
Aktif bileşeni dioksindi, çok zehirli bir kimyasal,
14:33
that was sprayed in vast quantities,
231
873700
2000
Portakal esansı masif miktarlarda serpildi
14:35
and whose effects passed through the genes to the next generation.
232
875700
4000
ve etkileri genler yoluyla bir sonraki nesle geçti.
14:41
In 2000, I began documenting global health issues,
233
881700
2662
2000 yılında, küresel sağlık konularını belgelemeye başladım,
14:44
concentrating first on AIDS in Africa.
234
884362
3169
ve öncelikle Afrika'daki AIDS'e odaklandım.
14:47
I tried to tell the story through the work of caregivers.
235
887531
3169
Gönüllü hastabakıcılar üzerinden bir hikaye anlatmayı denedim.
14:50
I thought it was important to emphasize that people were being helped,
236
890700
4000
İnsanlara yardım edildiğinin altının çizilmesi gerektiğini düşünüyordum,
14:54
whether by international NGOs or by local grassroots organizations.
237
894700
4446
ister uluslararası STK'lar tarafından, isterse de lokal yardım grupları yoluyla.
14:59
So many children have been orphaned by the epidemic
238
899146
2554
Salgın nedeniyle pek çok çocuk yetim kalmıştı
15:01
that grandmothers have taken the place of parents,
239
901700
3000
ve büyükanne / büyükbabalar ebeveynlerin yerini almıştı,
15:04
and a lot of children had been born with HIV.
240
904700
3000
ve pek çok çocuk HIV ile doğuyordu.
15:08
A hospital in Zambia.
241
908700
2000
Zambia'da bir hastane.
15:13
I began documenting the close connection
242
913700
3000
HIV/AIDS ile tüberküloz arasındaki yakın bağlantıyı
15:16
between HIV/AIDS and tuberculosis.
243
916700
3000
belgelemeye başladım.
15:19
This is an MSF hospital in Cambodia.
244
919700
3000
Bu Kamboçya'daki MSF hastanesi.
15:27
My pictures can play a supporting role to the work of NGOs
245
927300
2738
Fotoğraflarım STK çalışmalarında destek rolü oynayabiliyor
15:30
by shedding light on the critical social problems they're trying to deal with.
246
930038
4662
özellikle de onların uğraştıkları kritik problemlere ışık tutarak.
15:34
I went to Congo with MSF,
247
934700
3000
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü ile Kongo'ya gittim,
15:37
and contributed to a book and an exhibition
248
937700
2000
ve bir kitap ile sergiye katkıda bulundum,
15:39
that focused attention on a forgotten war
249
939700
3000
çalışma unutulan bir savaşa odaklanıyordu
15:42
in which millions of people have died,
250
942700
2000
milyonlarca insan ölmüştü ve
15:44
and exposure to disease without treatment is used as a weapon.
251
944700
4000
hastalığa maruz kalma ve tedavi yoksunluğu bir silah olarak kullanılıyordu.
15:49
A malnourished child being measured
252
949700
2000
Yetersiz beslenen bir çocuk beslenme
15:51
as part of the supplemental feeding program.
253
951700
2000
programının bir parçası olarak ölçülüyor.
15:55
In the fall of 2004 I went to Darfur.
254
955700
3000
2004 sonbaharında Darfur'a gittim.
15:59
This time I was on assignment for a magazine,
255
959700
2000
Bu defa bir dergi tarafından görevlendirilmiştim,
16:01
but again worked closely with MSF.
256
961700
2000
ancak yine de MSF ile yakın çalıştım.
16:03
The international community still hasn't found a way
257
963700
3000
Uluslararası toplum hala bu kıyımı durdurmak için
16:06
to create the pressure necessary to stop this genocide.
258
966700
4000
yeterli baskıyı oluşturacak bir yol bulamadı.
16:11
An MSF hospital in a camp for displaced people.
259
971762
3938
Zorunlu göçmenler için yapılan MSF hastanesi.
16:17
I've been working on a long project on crime and punishment in America.
260
977054
4646
Uzun süredir Amerikada suç ve ceza üzerine odaklanan bir proje üstünde çalışıyorum.
16:21
This is a scene from New Orleans.
261
981869
2831
Bu New Orleans'tan bir sahne.
16:26
A prisoner on a chain gang in Alabama
262
986700
2338
Alabama'da bir mahkum.
16:29
was punished by being handcuffed to a post in the midday sun.
263
989038
3662
öğle güneşinde kelepçelere bağlı tutularak cezalandırılıyor.
16:35
This experience raised a lot of questions,
264
995700
2000
Bu deneyim pek çok soruya neden oldu
16:37
among them questions about race and equality
265
997700
3000
aralarında ırk ve eşitlik ile ilgili,
16:40
and for whom in our country opportunities and options are available.
266
1000700
5000
ve fırsatların ve seçeneklerin bizim ülkemizde kimlere sunulduğu ile ilgili sorular da vardı.
16:45
In the yard of a chain gang in Alabama.
267
1005700
3000
Alabama'da bir hapishane bahçesi.
16:50
I didn't see either of the planes hit,
268
1010977
2154
İki uçağın da vurmasını görmedim.
16:53
and when I glanced out my window, I saw the first tower burning,
269
1013131
3569
Penceremden ilk baktığımda, ilk kulenin yandığını gördüm,
16:56
and I thought it might have been an accident.
270
1016700
3000
ve bir kaza olmuş olabileceğini düşündüm.
16:59
A few minutes later when I looked again
271
1019700
2000
Bir kaç dakika sonra tekrar baktığımda, ikinci kule de yanıyordu
17:01
and saw the second tower burning, I knew we were at war.
272
1021700
4000
ve savaşa girdiğimizi anladım.
17:06
In the midst of the wreckage at Ground Zero, I had a realization.
273
1026700
3000
Sıfır zemindeki enkaza bakarken, bir şeyi farkettim.
17:09
I'd been photographing in the Islamic world since 1981 --
274
1029915
4785
İslami dünyayı 1981'den bu yana belgeliyordum --
17:14
not only in the Middle East, but also in Africa, Asia and Europe.
275
1034700
4646
sadece Ortadoğu'da değil, aynı zamanda Afrika, Asya ve Avrupa'da da..
17:19
At the time I was photographing in these different places,
276
1039346
2969
Bunları farklı yer ve zamanlarda çekerken,
17:22
I thought I was covering separate stories,
277
1042315
2031
farklı hikayeleri çektiğimi düşünüyordum,
17:24
but on 9/11 history crystallized, and I understood
278
1044346
3354
ancak 11 Eylül'de tarih kristalleşti ve ben 20 yıldır
17:27
I'd actually been covering a single story for more than 20 years,
279
1047700
4246
aynı hikayeyi çektiğimi anladım
17:32
and the attack on New York was its latest manifestation.
280
1052100
3600
ve New York'a yapılan saldırı da onun son manifestosuydu.
17:36
The central commercial district of Kabul, Afghanistan
281
1056700
3000
Afganistan, Kabil'de merkez pazarı
17:39
at the end of the civil war,
282
1059700
2000
iç savaşın sonunda
17:41
shortly before the city fell to the Taliban.
283
1061700
3000
şehir Taliban'a yenik düşmeden kısa süre önce.
17:47
Land mine victims being helped
284
1067085
2615
Kara mayını kurbanları Alberto Cairo tarafından yönetilen
17:49
at the Red Cross rehab center being run by Alberto Cairo.
285
1069700
3000
Kızılhaç Yardım Merkezinde tedavi oluyorlar.
17:54
A boy who lost a leg to a leftover mine.
286
1074700
2615
Mayına basarak bir bacağını kaybetmiş olan çocuk.
17:57
I'd witnessed immense suffering in the Islamic world
287
1077315
3385
İslami dünyada olağanüstü ıstıraba tanık oldum
18:00
from political oppression, civil war, foreign invasions, poverty, famine.
288
1080700
5000
ıstırabın nedeni siyasi çatışmalar, iç savaşlar, dış işgaller, fakirlik ve açlıktı.
18:05
I understood that in its suffering,
289
1085700
2000
Ve anladım ki kendi ıstırabı içinde İslam dünyası
18:07
the Islamic world had been crying out. Why weren't we listening?
290
1087700
5000
aslında yardım çağırıyordu. Biz neden dinlemiyorduk ?
18:15
A Taliban fighter shot during a battle
291
1095331
2369
Çatışma sırasında vurulan bir Taliban askeri,
18:17
as the Northern Alliance entered the city of Kunduz.
292
1097700
4000
NATO birlikleri Kunduz şehrine girdiğinde...
18:27
When war with Iraq was imminent,
293
1107438
2262
Irak'la savaşa girileceği belli olduğunda,
18:29
I realized the American troops would be very well covered,
294
1109700
3000
Amerikan askerlerinin çok iyi korunacağını anladım ve
18:32
so I decided to cover the invasion from inside Baghdad.
295
1112700
3000
ve işgali Bağdat'ın içinden izlemeye karar verdim.
18:41
A marketplace was hit by a mortar shell
296
1121700
2000
Bir pazaryeri roketle vurulmuş
18:43
that killed several members of a single family.
297
1123700
3000
ve bir ailenin üyelerini öldürmüştü.
18:48
A day after American forces entered Baghdad,
298
1128700
3000
Amerikan askerleri Bağdat'a girdikten bir gün sonra,
18:51
a company of Marines began rounding up bank robbers
299
1131700
2000
bir grup denizci yağmacıları gözaltına aldı
18:53
and were cheered on by the crowds --
300
1133700
2000
ve kalabalıklar tarafından alkışlandı --
18:56
a hopeful moment that was short lived.
301
1136700
2000
ne yazık ki bu kısa ömürlü bir umuttu.
18:59
For the first time in years,
302
1139900
2169
Yıllardır ilk kez,
19:02
Shi'ites were allowed to make the pilgrimage
303
1142069
2323
Şiiler hacı olabilmek için
19:04
to Karbala to observe Ashura,
304
1144392
2308
Kerbela'ya Aşura için gidebildiler,
19:06
and I was amazed by the sheer number of people
305
1146700
2585
ve ben ne kadar çok insan olduğundan,
19:09
and how fervently they practiced their religion.
306
1149285
2415
onların dinlerini ne kadar şiddetli tatbik ettiklerinden çok etkilenmiştim.
19:14
A group of men march through the streets cutting themselves with knives.
307
1154700
3000
Bir grup adam, kendilerini bıçaklarla keserek sokaklarda yürüyor.
19:17
It was obvious that the Shi'ites were a force to be reckoned with,
308
1157700
4000
Şiilerin ne kadar önemli bir grup olacakları ve
19:21
and we would do well to understand them and learn how to deal with them.
309
1161700
5000
bizim onları anlamamız ve onlarla nasıl anlaşacağımızı bulmamız gerektiği ortadaydı.
19:28
Last year I spent several months documenting our wounded troops,
310
1168700
3692
Geçen yıl birkaç ayımı yaralanmış askerleri belgeleyerek geçirdim,
19:32
from the battlefield in Iraq all the way home.
311
1172392
2308
Irak'taki cepheden eve kadar.
19:35
This is a helicopter medic giving CPR
312
1175946
2462
Bu bir sağlık görevlisi, kalp masajı uygulamakta.
19:38
to a soldier who had been shot in the head.
313
1178408
2292
az önce kafasından vurulmuş bir askere.
19:42
Military medicine has become so efficient
314
1182762
2523
Askeri ilaçlar öyle etkili oldu ki,
19:45
that the percentage of troops who survive after being wounded
315
1185285
3815
yaralandıktan sonra iyileşen askerlerin yüzdesi
19:49
is much higher in this war than in any other war in our history.
316
1189100
3600
tarihteki bütün savaşlardan daha fazla.
19:54
The signature weapon of the war is the IED,
317
1194346
3354
Bu savaşın sembol silahı IED
19:57
and the signature wound is severe leg damage.
318
1197700
3000
ve sembol yarası da ağır bacak yaraları.
20:02
After enduring extreme pain and trauma,
319
1202069
3200
Muazzam acı ve travmadan sonra
20:05
the wounded face a grueling physical
320
1205269
2431
yaralı rehabilitasyon sırasında çok zorlayıvı bir fiziksel
20:07
and psychological struggle in rehab.
321
1207700
2000
ve psikolojik mücadeleye giriyor
20:12
The spirit they displayed was absolutely remarkable.
322
1212069
3631
Gösterdikleri azim tek kelimeyle inanılmaz.
20:16
I tried to imagine myself in their place,
323
1216238
2462
Kendimi onların yerinde hayal ettim ve
20:18
and I was totally humbled by their courage and determination
324
1218700
4000
cesaretlerinden ve azimleri karşısında şaşırdım kaldım,
20:22
in the face of such catastrophic loss.
325
1222700
3000
böylesine bir kayıp durumunda hem de.
20:26
Good people had been put in a very bad situation for questionable results.
326
1226162
5538
İyi insanlar, sorgulanabilir sonuçlar için çok kötü bir durumda bırakılıyorlar.
20:34
One day in rehab someone, started talking about surfing
327
1234192
3508
Rehabilitasyon sırasında bir gün biri sörf hakkında konuşmaya başladı
20:37
and all these guys who'd never surfed before said, "Hey, let's go."
328
1237700
4338
ve hayatlarında hiç sörf yapmamış bu çocuklar "hadi, gidelim" dediler.
Ve sörf yapmaya gittiler.
20:42
And they went surfing.
329
1242038
1662
20:47
Photographers go to the extreme edges of human experience
330
1247285
3415
Fotoğrafçılar insani deneyimlerinin aşırı uçlarına
20:50
to show people what's going on.
331
1250700
2000
dünyanın geri kalanına ne olup bittiğini anlatmak için gider.
20:52
Sometimes they put their lives on the line,
332
1252700
3000
Bazen hayatlarını ateşe atarlar
20:55
because they believe your opinions and your influence matter.
333
1255700
4000
çünkü sizin görüşlerinizin ve etkinizin önemli olduğuna inanırlar.
20:59
They aim their pictures at your best instincts,
334
1259700
4000
Fotoğraflarında sizin en iyi içgüdülerinizi hedef alırlar,
21:03
generosity, a sense of right and wrong,
335
1263700
3000
cömertlik, doğru ve yanlış duygusu,
21:06
the ability and the willingness to identify with others,
336
1266700
4000
kendini başkalarıyla özdeşleştirebilme yeteneği ve isteği
21:10
the refusal to accept the unacceptable.
337
1270700
3000
kabul edilemez olanı reddedebilme cesareti.
21:15
My TED wish:
338
1275700
2000
Benim TED dileğim:
21:17
there's a vital story that needs to be told,
339
1277700
3000
anlatılması gereken çok önemli bir hikaye var
21:20
and I wish for TED to help me gain access to it
340
1280700
4000
ve diliyorum ki TED bu hikayeye ulaşmamda bana yardım etsin
21:24
and then to help me come up with innovative and exciting ways
341
1284700
4000
ve sonra bu hikayeyi dijital çağın yaratıcı ve heyecan verici çözümlerini kullanarak
21:28
to use news photography in the digital era.
342
1288700
3000
ortaya çıkartmama destek olsun.
21:31
Thank you very much.
343
1291700
2000
Hepinize çok teşekkür ederim.
21:34
(Applause)
344
1294700
15000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7