Autofocusing reading glasses of the future | Nitish Padmanaban

Transcriber: Leslie Gauthier Reviewer: Joanna Pietrulewicz

Çeviri: Murat Mutlu Gözden geçirme: Can Boysan

Every single one of us will lose

Her birimiz her geçen gün

or has already lost something we rely on every single day.

bel bağladığımız bir şeyi kaybedeceğiz ya da zaten kaybettik.

I am of course talking about our keys.

Elbette anahtarlarımızdan bahsediyorum.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Just kidding.

Şaka yapıyorum.

What I actually want to talk about is one of our most important senses: vision.

Aslında konuşmak istediğim şey en önemli duyumuz: görme.

Every single day we each lose a little bit of our ability

Her geçen gün, tamamen yeniden odaklanmayana dek

to refocus our eyes

gözlerimizin odaklanma yeteneğinin birazını kaybediyoruz.

until we can't refocus at all.

We call this condition presbyopia,

Bu duruma presbiyopi diyoruz

and it affects two billion people worldwide.

ve dünya çapında iki milyar insanı etkiliyor.

That's right, I said billion.

Bu doğru, milyar dedim.

If you haven't heard of presbyopia,

Henüz presbiyopiyi duymadıysanız

and you're wondering, "Where are these two billion people?"

"İki milyar insan nerede?" diye merak edersiniz,

detaylara girmeden önce işte size bir ipucu.

here's a hint before I get into the details.

İnsanların okuma gözlüğü veya bifokal lens takmasının nedeni budur.

It's the reason why people wear reading glasses or bifocal lenses.

I'll get started by describing the loss in refocusing ability

Presbiyopiye yol açan odaklama yeteneğini kaybetmeyi

leading up to presbyopia.

tanımlayarak başlayacağım.

As a newborn, you would have been able to focus

Yeni doğmuş bir bebek olarak

as close as six and a half centimeters,

isterseniz altı buçuk santimetreye kadar odaklanabilirsiniz.

if you wished to.

By your mid-20s, you have about half of that focusing power left.

20'lerinizin ortasında odaklanma gücünüzün yarısına sahipsinizdir.

10 centimeters or so,

Yaklaşık 10 santimetre kadar.

but close enough that you never notice the difference.

Ama bu, farkı fark edemeyeceğiniz kadar yakın bir oran.

By your late 40s though,

Fakat 40'lı yaşların sonunda

the closest you can focus is about 25 centimeters,

en yakın odak yaklaşık 25 santimetredir

maybe even farther.

belki daha uzağıdır.

Bu durumun ötesindeki odaklanma kayıpları

Losses in focusing ability beyond this point

okuma gibi yakını görme durumlarını etkilemeye başlar

start affecting near-vision tasks like reading,

ve 60 yaşına geldiğinizde

and by the time you reach age 60,

nothing within a meter radius of you is clear.

bir metre yarıçapındaki hiçbir şey net değildir.

Right now some of you are probably thinking,

Şu anda bazılarınız muhtemelen şunu düşünüyor,

that sounds bad but he means you in a figurative sense,

kulağa kötü geliyor ama mecazi anlamda bahsediyor,

only for the people that actually end up with presbyopia.

bu sadece prespiyobi ile sonuçlanan insanlar için.

But no, when I say you, I literally mean that every single one of you

Gerçekten hepinizin bir gün

will someday be presbyopic if you aren't already.

eğer değilseniz bile prespiyobi olacağınızı kastettim.

That sounds a bit troubling.

Bu biraz rahatsız edici.

I want to remind you that presbyopia has been with us for all of human history

Hatırlatmak isterim ki presbiyopi insanlık tarihi boyunca bizimle birlikte

and we've done a lot of different things to try and fix it.

ve onu düzeltmek için birçok farklı şey denedik ve yaptık.

So to start, let's imagine that you're sitting at a desk, reading.

Başlamak için bir masada oturduğunuzu, okuduğunuzu düşünelim.

If you were presbyopic,

Presbiyopik olsaydınız

it might look a little something like this.

böyle bir şey gibi görünebilirdi.

Dergi gibi yakın olan her şey bulanık olacak.

Anything close by, like the magazine, will be blurry.

Moving on to solutions.

Çözümlere geçiyoruz.

First, reading glasses.

İlk olarak yakın gözlükleri.

Bunlar yakın nesnelerin odaklanması için ayarlanmış,

These have lenses with a single focal power

tuned so that near objects come into focus.

sadece bir odak gücüne sahip merceklere sahiptir.

But far objects necessarily go out of focus,

Ancak uzaktaki nesnelerin ister istemez odak dışı kalması

meaning you have to constantly switch back and forth

sürekli olarak giymek ve giymemek arasında

between wearing and not wearing them.

geçiş yapmanızı gerektirir.

To solve this problem

Bu sorunu çözmek için

Benjamin Franklin invented what he called "double spectacles."

Benjamin Franklin "double spectacle" adını verdiği şeyi buldu.

Today we call those bifocals,

Bugün bunlara iki odaklı gözlük diyoruz

and what they let him do was see far when he looked up

ve ona izin verdikleri şey yukarıya baktığında uzağı

and see near when he looked down.

ve aşağıya baktığında yakını görmesiydi.

Today we also have progressive lenses which get rid of the line

Bugün odak gücünü yukarıdan aşağıya düzgünce değiştirerek

by smoothly varying the focal power from top to bottom.

bu çizgiden kurtaran geliştirilmiş lenslere sahibiz.

Her ikisinin de dezavantajı

The downside to both of these

is that you lose field of vision at any given distance,

herhangi bir mesafede görme alanını kaybetmenizdir

because it gets split up from top to bottom like this.

çünkü bu şekilde yukarıdan aşağıya doğru bölünüyor.

To see why that's a problem,

Bu sorunun sebebini görmek için

imagine that you're climbing down a ladder or stairs.

bir merdivenden indiğinizi hayal edin.

You look down to get your footing but it's blurry.

Ayağınızı basmak için aşağı bakıyorsunuz ama etraf bulanık.

Why would it be blurry?

Neden bulanık olur ki?

Well, you look down and that's the near part of the lens,

Aşağıya bakıyorsunuz ve bu lensin yakın kısmı

but the next step was past arm's reach,

ama bir sonraki adım kol mesafesini aşıyor,

which for your eyes counts as far.

ki gözleriniz bunu "uzak" olarak sayar.

The next solution I want to point out is a little less common

Belirtmek istediğim sonraki çözüm biraz daha nadir,

but comes up in contact lenses or LASIK surgeries,

kontakt lens ya da LASIK ameliyatında ortaya çıkar

and it's called monovision.

ve buna monovizyon denir.

It works by setting up the dominant eye to focus far

Baskın gözü uzağa odaklamak için kullanılır

and the other eye to focus near.

ve diğer göz yakına odaklanır.

Your brain does the work of intelligently putting together

Beyniniz her bir görüş alanının en keskin parçalarını

the sharpest parts from each eye's view,

bir araya getirme işini akıllıca yapar

but the two eyes see slightly different things,

fakat iki göz nispeten farklı şeyleri görür

and that makes it harder to judge distances binocularly.

ve mesafeleri binoküler olarak yargılamayı zorlaştırır.

So where does that leave us?

Peki bu bizi nereye götürür?

We've come up with a lot of solutions

Birçok çözüm ürettik

but none of them quite restore natural refocusing.

fakat hiçbiri doğal odaklanmayı tamamen geri getirmedi.

None of them let you just look at something

Hiçbiri, bir şeylere bakarken

and expect it to be in focus.

odaklama garantisi vermiyor.

But why?

Peki neden?

Well, to explain that

Bunu açıklamak için

we'll want to take a look at the anatomy of the human eye.

insan gözünün anatomisine göz atmak isteyeceğiz.

The part of the eye that allows us to refocus to different distances

Gözün farklı mesafelere odaklamasına izin veren bölümüne

kristal mercek denir.

is called the crystalline lens.

There are muscles surrounding the lens that can deform it into different shapes,

Lensin çevresinde farklı şekillere girebilen kaslar vardır

which in turn changes its focusing power.

ve bunlar da odaklama gücünü değiştirir.

What happens when someone becomes presbyopic?

Biri presbiyopik hale geldiğinde ne olur?

It turns out that the crystalline lens stiffens

Kristal mercek şişerek

to the point that it doesn't really change shape anymore.

artık şekil değiştiremediği bir noktaya gelmiştir.

Now, thinking back on all the solutions I listed earlier,

Daha önce listelediğim tüm çözümleri düşünerek

we can see that they all have something in common with the others

hepsinin diğerleriyle ortak bir yanı olduğunu görebiliriz

but not with our eyes,

fakat gözlerimizle değil

and that is that they're all static.

ve bu da hepsinin değişmez oluşudur.

It's like the optical equivalent of a pirate with a peg leg.

Tıpkı tahta bacağa sahip bir korsanın optik eşdeğeri gibi.

What is the optical equivalent of a modern prosthetic leg?

Modern bir protez bacağın optik eşdeğeri nedir?

The last several decades have seen the creation and rapid development

Son birkaç on yıldır

"odaklanabilir lensler" olarak adlandırılan şeyin oluşturulmasını

of what are called "focus-tunable lenses."

ve hızlı bir şekilde gelişmesini gördük.

There are several different types.

Birçok farklı türleri vardır.

Mekanik olarak değiştirilen Alvarez lensler,

Mechanically-shifted Alvarez lenses,

deformable liquid lenses

deforme olabilen sıvı lensler

and electronically-switched, liquid crystal lenses.

ve elektronik olarak ayarlanan sıvı kristal lensler.

Now these have their own trade-offs,

Bunların kendi artıları ve eksileri var

but what they don't skimp on is the visual experience.

ama eksik olmadıkları şey görsel deneyimdir.

İstenilen herhangi bir mesafede keskin olabilen tam görüş alanı.

Full-field-of-view vision that can be sharp at any desired distance.

OK, great. The lenses we need already exist.

İhtiyacımız olan lensler zaten var.

Problem solved, right?

Sorun çözüldü, değil mi?

Not so fast.

Bu kadar hızlı değil.

Focus-tunable lenses add a bit of complexity to the equation.

Odağı ayarlanabilen lensler dengeye biraz karmaşıklık katar.

The lenses don't have any way of knowing what distance they should be focused to.

Lenslerin hangi mesafeye odaklanmaları gerektiğini bilmelerinin bir yolu yoktur.

İhtiyacımız olan gözlükler;

What we need are glasses

that, when you're looking far, far objects are sharp,

uzağa baktığımızda uzak nesnelerin net olduğu

and when you look near,

ve yakına baktığımızda ise

near objects come into focus in your field of view,

nesnelerin, düşünmemize gerek kalmadan

without you having to think about it.

görme alanınıza odaklandığı gözlüklerdir.

What I've worked on these last few years at Stanford

Son birkaç yıldır Stanford'da çalıştığımız şeyler,

is building that exact intelligence around the lenses.

lenslerin etrafındaki tam zekayı inşa etmektir.

Our prototype borrows technology from virtual and augmented reality systems

Prototipimiz odak mesafesini tahmin etmek için

sanal ve artırılmış gerçeklik sistemlerinden teknoloji ödünç alır.

to estimate focusing distance.

We have an eye tracker that can tell what direction our eyes are focused in.

Gözlerimizin hangi yöne odaklandığını söyleyebilen bir göz izleyicimiz var.

Using two of these, we can triangulate your gaze direction

Bu ikisini kullanarak odak tahmini elde etmek için

bakış yönünüzü üçgenlere bölebiliriz.

to get a focus estimate.

Just in case though, to increase reliability,

Yine de güvenilirliği artırmak için

bir mesafe sensörü de ekledik.

we also added a distance sensor.

The sensor is a camera that looks out at the world

Sensör dünyaya bakan bir kameradır

ve nesnelerin mesafelerini rapor eder.

and reports distances to objects.

We can again use your gaze direction to get a distance estimate

Bakış yönünüzü ikinci kez bir mesafe tahmini almak için

for a second time.

tekrar kullanabiliriz.

We then fuse those two distance estimates

Sonra, bu iki mesafe tahminini birleştiririz

and update the focus-tunable lens power accordingly.

ve odaklama ayarlı lensin gücünü buna göre güncelleriz.

The next step for us was to test our device on actual people.

Bizim için sonraki adım cihazı gerçek kişilerde test etmekti.

So we recruited about 100 presbyopes and had them test our device

Böylece yaklaşık 100 presbiyop bulduk ve performanslarını ölçerken

while we measured their performance.

cihazımızı test etmelerini istedik.

What we saw convinced us right then that autofocals were the future.

Gördüğümüz şey, bizi otomatik odakların geleceğimiz olduğuna ikna etti.

Our participants could see more clearly, they could focus more quickly

Katılımcılarımız daha net görebiliyordu, daha hızlı odaklayabiliyordu

ve mevcut düzeltmelerden daha kolay ve iyi odaklama deneyimi olduğunu düşünüyordu.

and they thought it was an easier and better focusing experience

than their current correction.

Görüş söz konusu olduğunda

To put it simply, when it comes to vision,

otomatik odaklar günümüzde kullanılan statik düzeltmeler gibi ödün vermez.

autofocals don't compromise like static corrections in use today do.

But I don't want to get ahead of myself.

Fakat aceleci davranmak istemiyorum.

There's a lot of work for my colleagues and me left to do.

Meslektaşlarım ve benim yapacak çok işimiz var.

Örneğin, gözlüklerimiz biraz --

For example, our glasses are a bit --

(Laughter)

(Kahkahalar)

bulky, maybe?

kocaman, belki?

And one reason for this is that we used bulkier components

Sebebi genellikle araştırma veya endüstriyel kullanım için tasarlanan

that are often intended for research use or industrial use.

daha büyük bileşenler kullanmamızdır.

Another is that we need to strap everything down

Diğeri ise her şeyi kayışla bağlamamızdır

because current eye-tracking algorithms don't have the robustness that we need.

çünkü mevcut göz izleme algoritmaları ihtiyacımız olan sağlamlığa sahip değil.

So moving forward,

Bu nedenle,

as we move from a research setting into a start-up,

araştırma sahnesinden başlangıç aşamasına geçtikçe

we plan to make future autofocals

geleceğin otomatik odaklarının

eventually look a little bit more like normal glasses.

normal gözlüklere biraz daha benzemesini planlıyoruz.

For this to happen, we'll need to significantly improve

Bunun olması için göz izleme sağlamlık çözümümüzü

the robustness of our eye-tracking solution.

önemli ölçüde geliştirmemiz gerekecek.

We'll also need to incorporate smaller and more efficient electronics and lenses.

Daha küçük ve daha verimli elektronikler ve lensleri de kullanmamız gerekecek.

That said, even with our current prototype,

Bununla birlikte, mevcut prototipimizde bile

we've shown that today's focus-tunable lens technology

günümüzün odaklanabilir lens teknolojisi

is capable of outperforming traditional forms of static correction.

geleneksel statik düzeltme formlarından daha iyi performans gösterebilir.

So it's only a matter of time.

Yani bu sadece vakit meselesi.

It's pretty clear that in the near future,

Şu oldukça açık ki yakın gelecekte

hangi gözlüğü ne zaman kullanacağınız konusunda endişelenmek yerine

instead of worrying about which pair of glasses to use and when,

we'll be able to just focus on the important things.

sadece önemli şeylere odaklanabileceğiz.

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkış)