The Secret Life of Plankton

Planktonun Gizli Yaşamı

Çeviri: Hasan Mete Gözden geçirme: Diba Szamosi

(Müzik)

[Stories from the Sea]

Denizden Hikayeler

Balık Masalı: Plankton Olarak Gizli Yaşamım

[Fish Tale My Secret Life as Plankton]

(Müzik)

How did I get here?

Buraya nasıl geldim?

Well, it's a stranger story than you might think.

Düşündüğünüzden daha tuhaf bir hikaye

I came from a world of drifters,

Sürüklenenlerin dünyasından geldim,

a place few humans have ever seen.

çok az insanın gördüğü bir yer.

The world of plankton.

Plankton dünyası

I came from a batch of a million eggs, and only a few of us survived.

Milyonlarca yumurta yığınından geldim

ve sadece birkaçımız yaşayabildi.

When I became a larva, I moved among other drifters.

Larva halini aldığımda,

diğer sürüklenenlerin arasına katıldım.

["Plankton" comes from the Greek "planktos" for wandering]

Plankton, Yunanca "gezinme" anlamına gelen planktos sözcüğünden gelir.

My fellow plankton came in all sizes, from tiny algae and bacteria

Arkadaşım plankton, küçücük alg ve bakterilerden tutun da

mavi balinadan daha büyük hayvanlara kadar

to animals longer than a blue whale.

bütün boyutlarda bulunmuştur.

I shared my nursery with other embryos and juveniles,

Yuvamı diğer hayvanların

embriyo ve larvaları ile paylaştım.

from clams and crabs to sea urchins and anemones.

İstiridye ve yengeçlerinkilerden deniz kestaneleri ve anemonlarınkilere kadar

(Plankton sesi)

(High pitch sound)

We drifting animals are called zooplankton.

Biz sürüklenen hayvanlara zooplankton deriz.

The most common animals here are copepods and krill.

Burada en sık görülen hayvanlar

kopepodlar ve krillerdir.

(Buzzing)

Tüm dünyayı arayabilirsiniz,

You could search the world over,

but you'd never find a place more diverse than my childhood home.

fakat çeşitliliği benim yuvamdan daha fazla olan bir yer bulamazsınız.

A teaspoon of seawater

Bir çay kaşığı deniz suyu,

can contain more than a million living creatures.

bir milyondan daha fazla yaşayan varlık içerebilir.

It can be a pretty tough existence, though.

Burada varlığını sürdürmek oldukça zordur.

Trillions are born here, but only a few make it to adulthood.

Trilyonlarcası burada doğar,

fakat yalnızca birkaçı yetişkinliğe erişir.

Bu gördüğünüz bir iğne başından daha büyük olamaz,

He may be no larger than a pin head,

but this crab larva is an arrow worm's worst nightmare.

fakat buna rağmen bu yengeç larvası bir ok solucanının en korkunç kabusudur.

(Bumping noises)

(Plankton sesleri)

(Buzzing)

Epic battles between carnivores like these are just one way to get food.

Bu gibi etoburlar arasındaki destansı savaşlar beslenmenin bir yoludur.

But the real powers of this place come from phytoplankton.

Fakat bu yerin gerçek gücünü fitoplanktonlar oluşturur:

güneş ışığı ve karbondioksidi

Single-celled life

that transforms sunlight and carbon dioxide

yenilebilir altına dönüştüren

into edible gold.

tek-hücreli yaşam biçimi.

Phytoplankton are the base for the largest food web in the world.

Fitoplanktonlar dünyadaki en büyük besin ağınının temelini oluşturur.

During the night,

Gece boyunca

many animals like me would rise up from the depths

benim gibi birçok hayvan beslenmek için derinlerden yükselip

to feed on this sun-powered feast.

bu güneş enerjili ziyafete katılır.

(Plankton sesleri)

(Maraca sound)

I was part of the largest daily migration of life on Earth.

Dünyadaki yaşamın hergün yapılan en büyük göçünün bir parçasıydım.

During the day,

Gün içerisinde,

I'd return to the darkness, where I'd join my bizarre companions.

tuhaf arkadaşlarıma katıldığım karanlığa geri dönerdim.

(Plankton sesleri)

(High pitch buzz)

(Flapping noises)

Cannibals, like this sea butterfly mollusk,

Kendi türünü yiyen

that eats its next of kin.

bu deniz kelebeği yumuşakçası.

And comb jellies,

Ve sillerini gökkuşağı renklerinde

that beat cilia like rainbowed eyelashes.

kirpikler gibi çırpıştıran taraklı denizanaları.

Some of these snare their prey with sticky tentacles,

Diğerleri kuzenlerinden sadece bir ısırık alırken,

while others just take a bite out of their cousins.

bunların bazıları yapışkan dokunaçları ile avlarını tuzağa düşürür.

And siphonophores

Ve avlarını zehirli tuzaklarla

that catch prey with toxic fishing lures.

yakalayan deniz çok hücrelileri.

But my favorite would have to be the crustacean Phronima.

Ancak benim favorim bir kabuklu olan Phronima olurdu.

Its monstrous looks inspired the movie "Aliens."

Uzaylı filmlerine ilham veren canavarlar gibi görünüyor.

It can catch tiny bits in its bristles,

Kılları ile küçücük parçaları yakalayabilirler

but prefers larger prey like salps.

fakat salpler gibi daha büyük avları tercih ederler.

With two sets of eyes, this female prowls the deeper water.

Bu dişi iki çift gözü ile, derin suyu kolaçan ediyor.

Prey in hand,

Avı elindeyken

she performs one of the strangest behaviors

tüm hayvanlar alemi içerisindeki en tuhaf davranışlardan birini sergiliyor.

in the entire animal kingdom.

With body parts from her victims,

Kurbanının vücut parçalarıyla,

she delicately assembles a barrel-like home

varil benzeri bir ev oluşturarak

feeding her young until they can drift off and survive on their own.

yavruları kendi başlarına hayatta kalana kadar onları besler.

Best of all, they make the perfect snack for a small fish like me.

En iyisi de benim gibi küçük bir balık için harika mezeler yapmaları.

Here among the plankton,

Burada planktonlar arasında,

the food web is so tangled and complex,

besin ağı o kadar dolaşık ve karışıktır ki,

even scientists don't know who eats whom.

bilim insanları bile kimin kimle beslendiğini bilmezler.

But I do.

Ama ben biliyorum.

At least now you know a bit of my story.

En azından hikayemin küçük bir kısmını şimdi siz de biliyorsunuz.

There's so much more to me than just a tasty meal.

Orada benim için sadece lezzetli bir yemekten çok daha fazlası var.

Yazan: Tierney Thys & Christian Sardet

Anlatım: Kirk Lombard

Animasyon: Noe Sardet