A day in the life of a Celtic Druid - Philip Freeman

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Gülce Dilay Erdem

As the sun rises on a fall morning in 55 BCE,

Milattan önce 55'te bir sonbahar sabahında güneş doğarken

Camma lays two pigeons on the altar at the center of her village.

Camma, köyünün tam ortasındaki sunağa iki güvercin koyuyor.

She offers a prayer to Matrona mother goddess of the Earth,

Dünyanın ana tanrıçası Matrona ve baş tanrı Lugus'a dua ediyor.

and Lugus chief of the gods.

Then, she wrings the birds’ necks

Daha sonra kuşların boyunlarını sıkıyor

and cuts them open to examine their entrails for divine messages.

ve kutsal bir mesaj bulma amacıyla iç organlarını incelemek için kesip açıyor.

Camma is a druid.

Camma bir druid.

This means she conducts religious rites,

Bu, dini törenler düzenlediği anlamına geliyor

but she also serves as a judge, healer, and scholar,

ancak aynı zamanda bir yargıç, şifacı ve bilgin olarak da görev alıyor,

teaching children and mediating conflict between Celtic tribes.

çocuklara ders veriyor

ve Kelt kabileler arasındaki anlaşmazlıklarda arabuluculuk yapıyor.

She began her studies as a child,

Çalışmaya bir çocukken başladı,

memorizing the countless details necessary to perform her many roles,

birçok rolünü yerine getirmek için gerekli olan sayısız detayı ezberledi

since the druids’ knowledge is considered too sacred to record in writing.

çünkü druidlerin bilgisi yazıya geçirmek için çok kutsal kabul ediliyor.

Like many druids, she spent years studying in Britain.

Birçok druid gibi yıllarını Britanya'da çalışarak geçirdi.

Now, she is a resident Druid of the Veneti tribe

Şimdi, bugünün Fransa'sı Galya'nın batı kıyısının yakınındaki

in a small farming village near the western coast of Gaul,

tarım yapan küçük bir köyde Veneti kabilesinde oturan bir druid.

in what is now France.

Since returning to Gaul, she has received many offers of marriage–

Galya'ya döndüğünden beri birçok evlilik teklifi aldı–

but she has decided to devote herself to her work, at least for now.

fakat kendini işine adamaya karar verdi, en azından şimdilik.

This morning, the omens are troubling.

Bu sabah, kehanetler tedirgin edici.

They tell of war and strife, as they often have in recent months.

Son aylarda sık sık söyledikleri gibi savaş ve çatışmadan bahsediyorlar.

A neighboring tribe, the Redones,

Komşu kabile Redones, köylerini işgal ediyor

have raided their village and stolen cattle in broad daylight twice this fall.

ve bu sonbaharda iki kez güpegündüz sığır çalıyorlar.

The children have gathered around to watch her work.

Çocuklar onu işini yaparken izlemek için etrafında toplanıyor.

Camma plays her lyre and sings to them.

Camma, lirini çalıyor ve onlara şarkı söylüyor.

She weaves stories of the powerful kings who once ruled their land –

Bir zamanlar topraklarını yöneten güçlü kralların hikayelerini anlatıyor –

brave warriors who were slain naked in combat but who will be reborn,

savaşta çıplak halde katledilen ancak tüm Keltlerin yeniden doğacağı gibi

as will all the Celts.

yeniden doğacak cesur savaşçılar,

When the children go off to help in the fields,

Çocuklar tarlalarda yardım etmek için gittiğinde

Camma heads across the village to visit an old woman with an eye infection.

Camma, göz enfeksiyonu olan yaşlı bir kadını

ziyaret etmek için karşı köye geçiyor.

On the way to the old woman’s hut,

Yaşlı kadının kulübesine giderken

she passes men salting pigs for the winter food supply

kış yiyecek stoğu için domuzları tuzlayan adamları

and women weaving clothing from dyed wool.

ve boyalı yünden kıyafet ören kadınların yanından geçiyor.

She delivers a remedy for the injured eye–

Yaralı göz için bir ilaç veriyor–

it’s made from mistletoe, a sacred healing plant,

kutsal şifalı bir bitki olan

but deadly if used incorrectly.

ancak yanlış kullanıldığında ölümcül olan ökseotundan yapılmış.

From there, Camma visits the chieftain to discuss the omens.

Oradan, Camma kehanetleri tartışmak için kabile reisini ziyaret ediyor.

She convinces him to go and talk through their problems with their neighbors.

Onu, sorunları hakkında konuşmak için komşularına gitmeye ikna ediyor.

Accompanied by several warriors,

Birçok savaşçıyla beraber ormanı geçiyorlar

they head through the forest and demand a meeting

ve Redones'in köy duvarlarının dışında bir görüşme talep ediyorlar.

outside the Redones’ village walls.

The Redones’ representatives bring their own druid,

Redones'in temsilcileri kendi druidlerini getiriyor,

who Camma recognizes from the annual gathering in central Gaul

Camma onu baş druidlerin seçildiği orta Galya'da

her sene yapılan toplanmadan hatırlıyor.

where head druids are elected.

The chieftains immediately begin to argue and threaten each other.

Kabile reisleri hemen tartışmaya ve birbirlerini tehdit etmeye başlıyor.

Camma steps between the opposing sides to stop them from fighting—

Camma, tartışmalarını durdurmak için muhalif tarafların arasına giriyor—

they must honor her authority.

otoritesine saygı duymak zorundalar.

Finally, the Redones agree to pay Camma’s tribe several cattle.

En sonunda Redones, Camma'nın kabilesine birçok sığır ödemeyi kabul ediyor.

In spite of this resolution, Camma still feels uneasy on the long walk home.

Bu çözüme rağmen uzun eve dönüş yolunda Camma hala tedirgin hissediyor.

As they approach the village walls, a bright streak shoots across the sky—

Köyün duvarlarına yaklaştıklarında gökyüzünde parlak bir yıldız kayıyor—

another omen, but of what?

başka bir kehanet daha, ama neyin kehaneti?

Back home, Camma sits among the elders for her evening meal of porridge,

Eve döndüğünde, Camma yulaf lapalı, biraz etli ve bir bardak şaraplı

a bit of meat, and a cup of wine.

akşam yemeğinde yaşlılar arasında oturuyor.

While they were out during the day, an intercepted parchment arrived.

Onlar gün boyunca dışarıdayken ele geçirilen bir parşömen geliyor.

Camma recognizes the writing immediately.

Camma yazıyı hemen tanıyor.

Although the druids are forbidden from recording their knowledge,

Druidlerin bilgilerini kayda geçirmesi yasak olmasına rağmen

she and many other young druids can read Latin.

o ve diğer birçok genç druid Latince okuyabiliyor.

From the message, she learns that the Romans are drawing closer to their lands.

Mesajdan Romalıların topraklarına yaklaştığını öğreniyor.

Some of the elders say that the tribe should flee to the nearby hills and hide,

Bazı yaşlılar kabilenin yakındaki tepelere kaçmasını ve saklanmasını söylüyor

but Camma counsels them to trust in the gods and remain in their home.

ancak Camma onlara tanrılara inanmalarını ve evlerinde kalmalarını tavsiye ediyor.

Privately, she has her doubts.

İçten içe onun da şüpheleri var.

Should the Romans reach them, her power to help might be limited.

Eğer Romalılar onlara ulaşırsa yardım etme gücü sınırlı olabilirdi.

Unlike the other Celtic tribes,

Diğer Kelt kabilelerin aksine

Roman legions have no regard for the druids’ sacred role as peacemakers.

Roma lejyonları druidlerin arabulucu olarak kutsal rollerini tanımıyorlar.

Before going to bed,

Yatmadan önce

she observes the course of the planets and consults her charts,

gezegenlerin rotasını gözlemliyor ve şemasına danışıyor,

trying to make sense of the meteor she saw earlier.

daha önce gördüğü meteoru anlamlandırmaya çalışıyor.

The signs are converging on a larger threat than their neighbors.

İşaretler komşularından daha büyük bir tehdidi gösteriyor.