How climate change could make our food less nutritious | Kristie Ebi

74,104 views ・ 2019-10-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
Yogi Berra, a US baseball player and philosopher, said,
0
13809
4887
Amerikalı beyzbol oyuncusu ve filozof Yogi Berra şöyle söylüyor:
00:18
"If we don't know where we're going, we might not get there."
1
18720
3567
"Nereye gittiğimizi bilmiyorsak oraya ulaşamayabiliriz."
00:23
Accumulating scientific knowledge is giving us greater insights,
2
23525
4046
Bilimsel bilgi toplamak, değişen bir iklimde geleceğimizin nasıl görüneceği
00:27
greater clarity, into what our future might look like in a changing climate
3
27595
5172
ve bunun sağlımız için ne anlama geldiği konusunda
bize daha geniş bir kavrayış ve netlik sağlıyor.
00:32
and what that could mean for our health.
4
32791
2209
00:35
I'm here to talk about a related aspect,
5
35714
3705
İlgili bir bakış açısı hakkında konuşmak için buradayım,
00:39
on how our emissions of greenhouse gases from burning of fossil fuels
6
39443
4662
fosil yakıt yakmaktan oluşan sera gazı emisyonlarının
00:44
is reducing the nutritional quality of our food.
7
44129
4030
yiyeceklerimizin besin kalitesini nasıl azalttığı hakkında konuşacağım.
00:49
We'll start with the food pyramid.
8
49011
2139
Besin piramidiyle başlayalım.
00:51
You all know the food pyramid.
9
51174
1762
Hepiniz besin piramidini biliyordur.
00:53
We all need to eat a balanced diet.
10
53348
2438
Hepimizin dengeli beslenmesi gerekiyor.
00:55
We need to get proteins,
11
55810
1517
Protein almamız gerekiyor,
00:57
we need to get micronutrients,
12
57351
1711
mikro besin almamız gerekiyor,
00:59
we need to get vitamins.
13
59086
1308
vitamin almamız gerekiyor.
01:00
And so, this is a way for us to think about
14
60418
2730
Dolayısıyla bu, her gün ihtiyacımız olan şeyleri aldığımızdan
01:03
how to make sure we get what we need every day
15
63172
2994
nasıl emin olacağımız konusunda düşünmemiz için bir yol
01:06
so we can grow and thrive.
16
66190
2118
ki böylece büyüyüp gelişebilelim.
01:08
But we eat not just because we need to,
17
68332
2585
Ancak sadece ihtiyacımız olduğu için yemek yemiyoruz,
01:10
we also eat for enjoyment.
18
70941
1940
aynı zamanda zevk için de yemek yiyoruz.
01:12
Bread, pasta, pizza --
19
72905
2603
Ekmek, makarna, pizza --
01:15
there's a whole range of foods that are culturally important.
20
75532
4081
kültürel olarak önemli olan birçok yiyecek var.
01:19
We enjoy eating these.
21
79637
1792
Bunları yemeyi seviyoruz.
01:22
And so they're important for our diet,
22
82088
2391
Bu yüzden diyetimiz için önemliler
01:24
but they're also important for our cultures.
23
84503
2670
ancak aynı zamanda kültürlerimiz için de önemliler.
01:27
Carbon dioxide has been increasing since the start of the Industrial Revolution,
24
87757
5504
Karbondioksit, Sanayi Devrimi'nin başından beri artıyor,
01:33
increasing from about 280 parts per million to over 410 today,
25
93285
5362
günümüzde yaklaşık olarak milyonda 280'den 410 birimin üzerine artış gösterdi
01:38
and it continues to increase.
26
98671
2243
ve artmaya da devam ediyor.
01:40
The carbon that plants need to grow comes from this carbon dioxide.
27
100938
4426
Bitkilerin büyümesi için gerekli olan karbon, bu karbondioksitten geliyor.
01:45
They bring it into the plant,
28
105388
1462
Onu bitkiye getiriyorlar,
01:46
they break it apart into the carbon itself,
29
106874
3247
karbonun kendisini ayırıyorlar
01:50
and they use that to grow.
30
110145
1784
ve onu büyümek için kullanıyorlar.
01:52
They also need nutrients from the soil.
31
112542
2933
Aynı zamanda topraktaki besinlere de ihtiyaçları var.
01:56
And so yes, carbon dioxide is plant food.
32
116166
3506
Bu yüzden evet, karbondioksit bir gübre.
02:01
And this should be good news, of rising carbon dioxide concentrations,
33
121186
4966
Bu; artan karbondioksit yoğunluğu, dünya genelindeki gıda güvenliği
02:06
for food security around the world,
34
126176
2956
ve insanların her gün yeteri kadar yediklerinden emin olmak açısından
02:09
making sure that people get enough to eat every day.
35
129156
3658
sevindirici bir haber olmalı.
02:13
About 820 million people in the world don't get enough to eat every day.
36
133466
5155
Dünyada yaklaşık olarak 820 milyon insan her gün yeteri kadar yemek yiyemiyor.
02:19
So there's a fair amount written about how higher CO2
37
139090
3602
Dolayısıyla yüksek karbondioksitin gıda güvenliği sorunumuza
02:22
is going to help with our food security problem.
38
142716
2771
nasıl yardımcı olacağı hakkında makul sayıda yayın var.
02:25
We need to accelerate our progress in agricultural productivity
39
145511
5082
Tarımsal verimlilik sürecimizi hızlandırmamız gerekiyor,
02:30
to feed the nine to 10 billion people who will be alive in 2050
40
150617
4835
böylece 2050'de hayatta olacak 9 ile 10 milyar insana besin sağlayabilir
02:35
and to achieve the Sustainable Development Goals,
41
155476
2521
ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne ulaşabiliriz,
02:38
particularly the Goal Number 2,
42
158021
1738
özellikle de iki numaralı hedefe;
02:39
that is on reducing food insecurity,
43
159783
3156
besin güvensizliğini azaltmak,
02:42
increasing nutrition,
44
162963
1524
besin değerini artırmak,
02:44
increasing access to the foods that we need for everyone.
45
164511
3660
herkesin ihtiyaç duyduğu yiyeceklere erişimi artırmak.
02:48
We know that climate change is affecting agricultural productivity.
46
168195
4740
İklim değişikliğinin tarımsal verimliliği etkilediğini biliyoruz.
02:52
The earth has warmed about one degree centigrade
47
172959
2406
Dünya, sanayi öncesi zamandan bu yana bir santigrat derece kadar ısındı.
02:55
since preindustrial times.
48
175389
2291
02:57
That is changing local temperature and precipitation patterns,
49
177704
3809
Bu ısınma, yerel sıcaklıkları ve yağış dağılımlarını değiştiriyor
03:01
and that has consequences for the agricultural productivity
50
181537
4434
ve bunun dünyanın birçok kısmında
tarımsal verimlilik açısından sonuçlar doğuruyor.
03:05
in many parts of the world.
51
185995
1622
03:08
And it's not just local changes in temperature and precipitation,
52
188292
3291
Sorun sadece sıcaklık ve yağıştaki yerel değişiklikler değil,
03:11
it's the extremes.
53
191607
1226
aşırı derecede olması.
03:13
Extremes in terms of heat waves, floods and droughts
54
193553
3671
Sıcak hava dalgası, seller ve kuraklık açısından aşırılık
03:17
are significantly affecting productivity.
55
197248
3770
önemli derecede verimliliği etkiliyor.
03:22
And that carbon dioxide,
56
202677
2336
Bitkilerin büyümesini sağlamak dışında
03:25
besides making plants grow,
57
205037
2957
03:28
has other consequences as well,
58
208018
2777
bu karbondioksit başka sonuçlar da doğuruyor,
03:30
that plants, when they have higher carbon dioxide,
59
210819
3066
yüksek oranda karbondioksit olduğunda
03:33
increase the synthesis of carbohydrates, sugars and starches,
60
213909
4045
bitkiler; karbonhidratların, şekerlerin ve nişastaların sentezini arttırıyor
03:37
and they decrease the concentrations of protein and critical nutrients.
61
217978
5260
ve protein ile önemli besinlerin yoğunluğunu azaltıyor
03:43
And this is very important for how we think about food security going forward.
62
223262
6513
ve bu, gıda güvenliğinin gelişimini nasıl düşündüğümüz açısından çok önemli.
03:50
A couple of nights ago in the table talks on climate change,
63
230532
3906
Birkaç gece önce, iklim değişikliği hakkındaki bir masa sohbetinde
03:54
someone said that they're a five-sevenths optimist:
64
234462
3965
biri 7'de 5 oranında iyimser olduklarını söyledi:
03:58
that they're an optimist five days of the week,
65
238451
2831
Haftanın 5 günü iyimserler
04:01
and this is a topic for the other two days.
66
241306
2715
ve bu diğer iki günde konuşulacak bir konu.
04:05
When we think about micronutrients,
67
245227
2159
Mikro besinleri düşündüğümüzde
04:07
almost all of them are affected by higher CO2 concentrations.
68
247410
4417
neredeyse hepsi yüksek karbondioksit yoğunluklarından etkileniyor.
04:11
Two in particular are iron and zinc.
69
251851
2409
Özellikle de ikisi, demir ve çinko.
04:14
When you don't have enough iron, you can develop iron deficiency anemia.
70
254284
4007
Yeteri kadar demire sahip değilseniz demir eksikliği anemisi olabilirsiniz.
04:18
It's associated with fatigue, shortness of breath
71
258315
3054
Yorgunluk, nefes darlığı ve bazı oldukça ciddi sonuçlarla da ilişkilendiriliyor.
04:21
and some fairly serious consequences as well.
72
261393
3333
04:24
When you don't have enough zinc,
73
264750
1716
Yeteri kadar çinkoya sahip değilseniz ise
04:26
you can have a loss of appetite.
74
266490
2531
iştahsızlık yaşayabilirsiniz.
04:29
It is a significant problem around the world.
75
269045
2127
Dünya genelinde çok önemli bir sorun.
04:31
There's about one billion people who are zinc deficient.
76
271196
3075
Çinko eksikliği olan neredeyse bir milyar insan var.
04:34
It's very important for maternal and child health.
77
274295
2940
Anne ve çocuk sağlığı açısından çok önemli.
04:37
It affects development.
78
277259
1907
Gelişimi etkiliyor.
04:39
The B vitamins are critical for a whole range of reasons.
79
279788
3817
B vitaminleri de pek çok nedenden ötürü çok önemli.
04:43
They help convert our food into energy.
80
283629
2994
Yiyecekleri enerjiye çevirmemizde yardımcı oluyorlar.
04:46
They're important for the functions
81
286647
1718
Vücudumuzun birçok fizyolojik faaliyetinin işlevi açısından çok önemliler
04:48
of many of the physiologic activities in our bodies.
82
288389
3571
04:51
And when you have higher carbon in a plant,
83
291984
2704
ve bir bitkide yüksek oranda karbon olduğunda
04:54
you have less nitrogen,
84
294712
1658
daha az azot ve B vitaminleri alıyorsunuz.
04:56
and you have less B vitamins.
85
296394
1916
04:58
And it's not just us.
86
298731
1564
Sadece biz etkilenmiyoruz.
05:00
Cattle are already being affected
87
300319
1739
Sığırlar çoktan etkilendi çünkü yemlerinin kalitesi düşüyor.
05:02
because the quality of their forage is declining.
88
302082
3622
05:05
In fact, this affects every consumer of plants.
89
305728
3461
Aslında bu, bitkilerin her tüketicisini etkiliyor.
05:09
And give a thought to, for example, our pet cats and dogs.
90
309213
3872
Örneğin evcil kedi ve köpeklerimizi düşünelim.
05:13
If you look on the label of most of the pet and dog food,
91
313109
3468
Birçok evcil hayvan ve köpek mamalarındaki etiketlere bakarsanız
05:16
there's a significant amount of grain in those foods.
92
316601
4645
bu mamalarda kayda değer miktarda tahıl olduğunu fark edeceksiniz.
05:21
So this affects everyone.
93
321270
2087
Dolayısıyla bu herkesi etkiliyor.
05:23
How do we know that this is a problem?
94
323381
2306
Peki, bunun bir sorun olduğunu nasıl biliyoruz?
05:25
We know from field studies
95
325711
1877
Saha araştırmalarından
05:27
and we know from experimental studies in laboratories.
96
327612
3331
ve laboratuvarlardaki deneysel çalışmalardan biliyoruz.
05:30
In the field studies --
97
330967
1480
Saha araştırmalarında --
05:32
and I'll focus primarily on wheat and on rice --
98
332471
4445
ilk olarak buğdaya ve pirince odaklanacağım --
05:36
there's fields, for example, of rice
99
336940
2406
örneğin farklı arazilere ayrılan pirinç tarlaları var.
05:39
that are divided into different plots.
100
339370
2090
05:42
And the plots are all the same:
101
342460
2104
Arazilerin hepsi aynı:
05:44
the soil's the same,
102
344588
1871
Toprak aynı,
05:46
the precipitation's the same --
103
346483
1709
yağış aynı --
05:48
everything's the same.
104
348216
1936
her şey aynı.
05:50
Except carbon dioxide is blown over some of the plots.
105
350176
4017
Bunların haricinde bazı araziler üzerine karbondioksit atılıyor.
05:54
And so you can compare
106
354637
2421
Dolayısıyla günümüzün koşulları
05:57
what it looks like under today's conditions
107
357082
3270
ve yüzyılın ilerleyen zamanlarındaki karbondioksit koşulları altında
06:00
and under carbon dioxide conditions later in the century.
108
360376
4187
nasıl görüneceğini karşılaştırabilirsiniz.
06:05
I was part of one of the few studies that have done this.
109
365032
3065
Bunu yapan birkaç çalışmadan birinin bir parçasıydım.
06:08
We looked at 18 rice lines in China and in Japan
110
368121
4571
Çin ve Japonya'daki 18 pirinç sahasını inceledik
06:12
and grew them under conditions that you would expect
111
372716
2822
ve yüzyılın ilerleyen zamanlarında
beklediğimiz koşullar altında onları yetiştirdik.
06:15
later in the century.
112
375562
1623
06:19
And when you look at the results,
113
379185
2048
Sonuçlara baktığımızda
06:21
the white bar is today's conditions,
114
381257
3092
beyaz sütun günümüz koşulları,
06:24
the red bar is conditions later in the century.
115
384373
4036
kırmızı sütun ise yüzyılın ilerleyen zamanlarındaki koşullar.
06:28
So protein declines about 10 percent,
116
388741
3994
Protein, yaklaşık olarak yüzde 10,
06:32
iron about eight percent, zinc about five percent.
117
392759
3843
demir yüzde 8, çinko yüzde 5 azalıyor.
06:37
These don't sound like really big changes,
118
397404
2546
Bunlar, çok büyük bir değişim olarak görünmüyor olabilir
06:39
but when you start thinking about the poor in every country
119
399974
3904
fakat her ülkedeki ağırlıklı olarak nişasta yiyen
06:43
who primarily eat starch,
120
403902
2445
yoksul kesimi düşünmeye başladığınızda
06:46
that this will put people who are on the edge
121
406371
2926
bunun sınırda olan insanları ciddi eksikliklerin sınırına taşıyacağını
06:49
over the edge into frank deficiencies,
122
409321
2237
06:51
creating all kinds of health problems.
123
411582
2657
ve her tür sağlık sorunları yaratacağını fark ediyorsunuz.
06:54
The situation is more significant for the B vitamins.
124
414263
3861
Durum, B vitaminleri için daha da ciddi.
06:58
When you look at vitamin B1 and vitamin B2,
125
418148
3629
B1 ve B2 vitaminlerine baktığınızda
07:01
there's about a 17 percent decline.
126
421801
2669
yaklaşık yüzde 17'lik bir düşüş var.
07:04
Pantothenic acid, vitamin B5, is about a 13 percent decline.
127
424494
5019
Pantotenik asitte, yani B5 vitamininde, yaklaşık yüzde 13'lük bir düşüş var.
07:09
Folate is about a 30 percent decline.
128
429537
3327
Folik asitte yaklaşık yüzde 30'luk bir düşüş var.
07:12
And these are averages over the various experiments that were done.
129
432888
4274
Bunlar, yapılan çeşitli deneylerin üstünde ortalamalar.
07:17
Folate is critical for child development.
130
437186
3572
Folik asit çocuk gelişimi için çok önemli.
07:20
Pregnant women who don't get enough folate
131
440782
2109
Yeteri kadar folik asit almayan hamile kadınlar
07:22
are at much higher risk of having babies with birth defects.
132
442915
3176
doğum kusurlarıyla bebek sahibi olmakta daha yüksek riske sahipler.
07:26
So these are very serious potential consequences for our health
133
446599
5246
Dolayısıyla bunlar, karbondioksit yükselmeye devam ettikçe
sağlığımız için oldukça ciddi olası sonuçlar.
07:31
as CO2 continues to rise.
134
451869
2321
07:35
In another example,
135
455636
1281
Diğer bir örnek ise
07:36
this is modeling work that was done by Chris Weyant and his colleagues,
136
456941
4375
Chris Weyant ve meslektaşları tarafından yapılan bu modelleme işi,
07:41
taking a look at this chain from higher CO2 to lower iron and zinc --
137
461340
4632
yüksek karbondioksitten düşük demir ve çinkoya --
sadece demir ve çinkoya baktılar --
07:45
and they only looked at iron and zinc --
138
465996
2432
çeşitli sağlık sonuçlarına kadar olan bu zincere baktılar.
07:48
to various health outcomes.
139
468452
1957
07:50
They looked at malaria, diarrheal disease, pneumonia,
140
470433
3338
Sıtmaya, ishalli hastalıklara, zatürreye, demir eksikliği anemisine
07:53
iron deficiency anemia,
141
473795
1764
07:55
and looked at what the consequences could be in 2050.
142
475583
4147
ve 2050'de sonuçlarının ne olabileceğine baktılar.
07:59
And the darker the color in this,
143
479754
2220
Burada renk ne kadar koyuysa
08:01
the larger the consequences.
144
481998
1960
sonuçlar da o kadar büyük.
08:03
So you can see the major impacts
145
483982
2699
En büyük etkilerin Asya ve Afrika'da olduğunu görebilirsiniz
08:06
in Asia and in Africa,
146
486705
2909
08:09
but also note that in countries such as the United States
147
489638
2865
ancak aynı zamanda ABD ve Avrupa'daki ülkelerde de
08:12
and countries in Europe,
148
492527
1506
08:14
the populations also could be affected.
149
494057
2415
nüfuslar bundan etkilenebilir.
08:17
They estimated about 125 million people could be affected.
150
497075
4274
Yaklaşık olarak 125 milyon insanın etkilenebileceğini tahmin ediyorlar.
08:22
They also modeled what would be the most effective interventions,
151
502041
4047
Aynı zamanda en etkili müdahalenin ne olacağını da modellediler
08:26
and their conclusion was reducing our greenhouse gases:
152
506112
4505
ve nihai kararları sera gazlarını azaltmaktı:
08:30
getting our greenhouse gas emissions down by mid-century
153
510641
3078
Yüzyılın ortasına kadar sera gazı emisyonlarını azaltmak
08:33
so we don't have to worry so much about these consequences
154
513743
3303
ki böylece yüzyılın ilerleyen zamanlarında
bu sonuçlar hakkında endişelenmemize gerek kalmasın.
08:37
later in the century.
155
517070
1514
08:40
These experiments, these modeling studies
156
520568
2506
Bu deneyler, bu modelleme çalışmaları
08:43
did not take climate change itself into account.
157
523098
2558
iklim değişikliğinin kendisini hesaba katmadı.
08:46
They just focused on the carbon dioxide component.
158
526082
3124
Sadece karbondioksit bileşenine odaklandılar.
08:49
So when you put the two together,
159
529584
2130
Dolayısıyla ikisini birleştirince
08:51
it's expected the impact is much larger than what I've told you.
160
531738
3459
etkinin size söylediğimden daha büyük olması bekleniyor.
08:56
I'd love to be able to tell you right now
161
536108
3019
Kahvaltı için yediğiniz yemeğin, öğle yemeği için yiyeceğiniz yemeğin
08:59
how much the food you had for breakfast, the food you're going to have for lunch,
162
539151
4814
besin kalitesi açısından büyükanne ve büyükbabanızın yediklerinden
09:03
has shifted from what your grandparents ate
163
543989
2879
ne kadar değiştiğini size şimdi anlatabilmek isterdim.
09:06
in terms of its nutritional quality.
164
546892
2344
09:10
But I can't.
165
550312
1157
Ama anlatamam.
09:11
We don't have the research on that.
166
551493
2013
Bu konu hakkında bir araştırmamız yok.
09:14
I'd love to tell you how much current food insecurity
167
554253
3151
Şu anki gıda güvensizliğinin bu değişimler tarafından
ne kadar etkilendiğini anlatmak isterdim.
09:17
is affected by these changes.
168
557428
1733
09:19
But I can't.
169
559851
1246
Ama anlatamam.
09:21
We don't have the research on that, either.
170
561121
2309
Bu konu hakkında da bir araştırmamız yok.
09:24
There's a lot that needs to be known in this area,
171
564437
3442
Olası çözümlerin ne olabileceği de dahil olmak üzere
09:27
including what the possible solutions could be.
172
567903
4059
bu alanda bilinmesi gereken çok şey var.
09:31
We don't know exactly what those solutions are,
173
571986
2754
Bu çözümlerin ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz
09:34
but we've got a range of options.
174
574764
2733
fakat birçok seçeneğimiz var.
09:37
We've got advancements in technologies.
175
577521
2511
Teknolojide ilerleme kaydettik.
09:40
We've got plant breeding. We've got biofortification.
176
580056
3356
Bitki ıslahımız var. Biyolojik arıtmamız var.
09:43
Soils could make a difference.
177
583436
1802
Toprak bir fark yaratabilir
09:45
And, of course, it will be very helpful to know
178
585262
2993
ve tabii bu değişimlerin gelecekteki sağlığımızı,
09:48
how these changes could affect our future health
179
588279
3481
çocuklarımız sağlığını ve torunlarımızın sağlığını
09:51
and the health of our children and the health of our grandchildren.
180
591784
3335
nasıl etkileyebileceğini bilmenin çok yararı olacaktır.
09:56
And these investments take time.
181
596111
2363
Bu yatırımlar zaman alır.
09:59
It will take time to sort all of these issues out.
182
599053
3184
Tüm bu sorunları çözmek zaman alacak.
10:03
There is no national entity or business group
183
603427
3647
Bu araştırmaya yatırım yapan herhangi bir ulusal bir kuruluş veya iş grubu yok.
10:07
that is funding this research.
184
607098
1854
10:09
We need these investments critically so that we do know where we're going.
185
609799
5450
Nereye gittiğimizi bilmemiz için bu yatırımlara son derece ihtiyacımız var.
10:16
In the meantime, what we can do
186
616048
2609
Bu süre içerisinde yapabileceğimiz şey
10:18
is ensure that all people have access to a complete diet,
187
618681
6168
tüm insanların tam bir beslenmeye erişimi olduğundan emin olmak,
10:24
not just those in the wealthy parts of the world but everywhere in the world.
188
624873
4029
sadece dünyanın zengin kısımlarında değil dünyanın her yerinde.
10:29
We also individually and collectively need to reduce our greenhouse gas emissions
189
629552
4819
Ayrıca yüzyılın ilerleyen zamanlarında gelecek olan zorlukları azaltmak için
sera gazı emisyonlarını teker teker ve toplu olarak düşürmemiz gerekiyor.
10:34
to reduce the challenges that will come later in the century.
190
634395
3248
10:39
It's been said that if you think education is expensive, try ignorance.
191
639570
5605
Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsan cahilliği dene diye bir söz vardır.
10:46
Let's not.
192
646112
1219
Denemeyelim.
10:47
Let's invest in ourselves,
193
647977
2786
Kendimize yatırım yapalım;
10:50
in our children
194
650787
1158
çocuklarımıza
10:51
and in our planet.
195
651969
1328
ve de gezegenimize.
10:53
Thank you.
196
653321
1214
Teşekkür ederim.
10:54
(Applause)
197
654559
4259
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7