The power of women's anger | Soraya Chemaly

196,527 views ・ 2019-02-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Ellen Maloney
0
0
7000
Çeviri: Seda Tozar Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
So sometimes I get angry,
1
12644
2583
Bazen sinirlenirim.
00:15
and it took me many years to be able to say just those words.
2
15857
3518
Sadece o sözcükleri söyleyebilmek yıllarımı aldı.
00:20
In my work,
3
20125
1601
İşimde,
00:21
sometimes my body thrums, I'm so enraged.
4
21750
3027
bazen vücudum gürler, çok öfkeliyimdir.
00:26
But no matter how justified my anger has been,
5
26125
3533
Ama öfkem ne kadar gerekçelendirilmiş de olsa,
00:30
throughout my life,
6
30023
1787
hayatım boyunca,
00:31
I've always been led to understand that my anger is an exaggeration,
7
31834
4937
her zaman öfkemin bir abartı olduğunu anlamaya yönlendirildim,
00:36
a misrepresentation,
8
36795
1904
beni kaba ve sevimsiz gösterecek
00:38
that it will make me rude and unlikable.
9
38723
2667
yanlış bir tasvir.
00:42
Mainly as a girl, I learned, as a girl, that anger is an emotion
10
42406
5487
Esasen bir kız olarak öğrendim ki -bir kız olarak-
öfke, tamamen sessiz bırakılması gereken bir duygu.
00:47
better left entirely unvoiced.
11
47917
2708
00:51
Think about my mother for a minute.
12
51957
1880
Annemi düşünün bir dakikalığına.
00:53
When I was 15, I came home from school one day,
13
53861
2803
Ben 15 yaşındayken bir gün okuldan eve geldim.
00:56
and she was standing on a long veranda outside of our kitchen,
14
56688
3418
Mutfağımızın dışındaki uzun verandada
elinde dev bir tabak yığınıyla duruyordu.
01:00
holding a giant stack of plates.
15
60130
1727
01:02
Imagine how dumbfounded I was when she started to throw them like Frisbees...
16
62813
5455
Onları frizbi gibi atmaya başladığında nasıl şaşkına döndüğümü düşünün.
01:08
(Laughter)
17
68292
1306
(Kahkahalar)
01:09
into the hot, humid air.
18
69622
2167
Sıcak, nemli havaya.
01:12
When every single plate had shattered into thousands of pieces
19
72511
3715
Tabakların her biri bin parçaya ayrıldığında
01:16
on the hill below,
20
76250
1226
tepenin aşağısında,
01:17
she walked back in and she said to me, cheerfully, "How was your day?"
21
77500
4223
geri içeri yürüdü ve bana neşeyle dedi ki ''Günün nasıldı?''
01:21
(Laughter)
22
81747
3903
(Kahkahalar)
01:25
Now you can see how a child would look at an incident like this
23
85674
5076
Şimdi nasıl, bir çocuğun böyle bir olaya bakıp
öfkenin sessiz, izole eden, yıkıcı
01:31
and think that anger is silent, isolating, destructive, even frightening.
24
91214
5203
hatta korkutucu olduğunu düşüneceğini görebilirsiniz.
01:37
Especially though when the person who's angry is a girl or a woman.
25
97333
5810
Özellikle kızgın olan kişi bir kız ya da bir kadınsa.
01:43
The question is why.
26
103167
1500
Soru neden olduğu.
01:45
Anger is a human emotion, neither good nor bad.
27
105375
3208
Öfke bir insan duygusudur, ne iyi ne de kötü.
01:49
It is actually a signal emotion.
28
109375
1559
Gerçekte bir uyarı duygusudur.
01:50
It warns us of indignity, threat, insult and harm.
29
110958
3875
Bizi hakaret, tehdit, aşağılama ve kötülük hakkında uyarır.
01:55
And yet, in culture after culture, anger is reserved as the moral property
30
115625
5851
Yine de bir kültürden diğerine öfke, genç ve yetişkin erkeklerin
02:01
of boys and men.
31
121500
1292
ahlaki bir mülkü gibi tutulmuştur.
02:03
Now, to be sure, there are differences.
32
123792
1858
Şimdi elbette farklılıklar var.
02:05
So in the United States, for example,
33
125674
2260
Birleşik Devletler'de örneğin
02:07
an angry black man is viewed as a criminal,
34
127958
4018
öfkeli siyahi bir adam bir suçlu olarak görülüyor
02:12
but an angry white man has civic virtue.
35
132000
2583
ama sinirli beyaz bir adamın sivil erdemi var.
02:15
Regardless of where we are, however, the emotion is gendered.
36
135500
3833
Nerede olduğumuza bakmaksızın her nasılsa, duygu cinsiyetli.
02:19
And so we teach children to disdain anger in girls and women,
37
139917
4787
Biz de çocuklara kızlarda ve kadınlarda korkuyu küçümsemelerini öğretiyoruz.
02:24
and we grow up to be adults that penalize it.
38
144728
3682
Ve bunu cezalandıracak yetişkinler olarak büyüyoruz.
02:29
So what if we didn't do that?
39
149917
1628
Peki ya bunu yapmasaydık?
02:32
What if we didn't sever anger from femininity?
40
152708
3456
Öfkeyi feminenlikten ayırmasaydık ne olurdu?
02:36
Because severing anger from femininity means we sever girls and women
41
156188
3788
Çünkü öfkeyi feminenlikten ayırmak demek kızları ve kadınları
02:40
from the emotion that best protects us from injustice.
42
160000
3226
bizi haksızlıktan en iyi koruyan duygudan ayırmak demektir.
02:43
What if instead we thought about developing emotional competence
43
163583
4088
Bunun yerine erkekler ve kızlar için
duygusal beceri geliştirme üzerine düşünseydik ne olurdu?
02:47
for boys and girls?
44
167695
1316
02:49
The fact is we still remarkably socialize children
45
169833
3749
İşin aslı hâlâ önemli bir ölçüde
02:53
in very binary and oppositional ways.
46
173606
2269
çocukları ikili ve muhalif yollarla sosyalleştiriyoruz.
02:56
Boys are held to absurd, rigid norms of masculinity --
47
176500
4924
Erkeklere maskülenliğin absürt, kalıplaşmış normları veriliyor.
03:01
told to renounce the feminine emotionality of sadness or fear
48
181448
4070
Üzüntü ve korkunun feminen duygusallığını reddetmesi söyleniyor.
03:05
and to embrace aggression and anger as markers of real manhood.
49
185542
3625
Saldırganlık ve öfkeyi gerçek erkekliğin işareti olarak benimsemeleri söyleniyor.
03:10
On the other hand, girls learn to be deferential,
50
190083
4435
Öte yandan, kızlar hürmetkâr olmayı öğreniyor.
03:14
and anger is incompatible with deference.
51
194542
3000
Öfke, hürmetle bağdaşmıyor.
03:18
In the same way that we learned to cross our legs and tame our hair,
52
198081
5167
Bacak bacak üstüne atmayı ve saçlarımızı ehlileştirmeyi öğrendiğimiz gibi
03:24
we learned to bite our tongues and swallow our pride.
53
204167
2843
aynı şekilde, dilimizi ısırıp gururumuzu yutmayı öğrendik.
03:28
What happens too often is that for all of us,
54
208208
3845
Hepimiz için sıklıkla olan
kadınlık kavramlarımızda hakaretin an meselesi olması.
03:32
indignity becomes imminent in our notions of femininity.
55
212077
3271
03:36
There's a long personal and political tale to that bifurcation.
56
216674
4658
Bu çatallanmanın şahsi ve politik, uzun bir hikâyesi var.
03:42
In anger, we go from being spoiled princesses and hormonal teens,
57
222205
5594
Öfkeyle, şımarık prensesler ve hormonal gençler olmaktan çıkıyoruz,
03:47
to high maintenance women and shrill, ugly nags.
58
227823
4317
beklentisi yüksek kadınlar ve tiz, çirkin dırdırcılar oluyoruz.
03:52
We have flavors, though; pick your flavor.
59
232600
2104
Ama tatlarımız var, tadını seç.
03:55
Are you a spicy hot Latina when you're mad?
60
235208
3039
Sinirlendiğinde acı ve baharatlı bir Latin misin?
03:58
Or a sad Asian girl? An angry black woman? Or a crazy white one?
61
238549
5666
Yoksa üzgün asyalı bir kız mı? Kızgın siyahi bir kadın? Ya da deli bir beyaz?
04:05
You can pick.
62
245675
1426
Seçebilirsin.
04:07
But in fact, the effect is that when we say what's important to us,
63
247125
4675
Ama gerçekte bizim için önemli olan şeyi söylediğimizde olan etki
04:11
which is what anger is conveying,
64
251824
2277
-ki bu söylemi ileten öfkedir-
04:14
people are more likely to get angry at us for being angry.
65
254125
3875
sinirli olduğumuz için insanların bize sinirlenmesinin daha muhtemel olması.
04:18
Whether we're at home or in school or at work or in a political arena,
66
258708
5209
İster evde olalım, ister okulda veya işte ya da siyasi bir arenada.
04:24
anger confirms masculinity, and it confounds femininity.
67
264417
3999
Öfke masküliniteyi doğruluyor ve femininiteyi birbirine katıyor.
04:29
So men are rewarded for displaying it,
68
269055
2747
Erkekler bunu sergilediklerinde ödüllendiriyorlar.
04:31
and women are penalized for doing the same.
69
271826
2584
Kadınlar aynı şeyi yapınca cezalandırıyorlar.
04:35
This puts us at an enormous disadvantage,
70
275917
2606
Bu bize muazzam bir dezavantaj veriyor.
04:38
particularly when we have to defend ourselves and our own interests.
71
278547
3920
Özellikle, kendimizi ve çıkarlarımızı savunmamız gerektiğinde.
04:43
If we're faced with a threatening street harasser, predatory employer,
72
283583
4127
Eğer korkutucu bir sokak tacizcisiyle karşı karşıya kaldıysak, yağmacı işveren,
04:47
a sexist, racist classmate,
73
287734
2039
bir cinsiyetçi, ırkçı sınıf arkadaşı,
04:50
our brains are screaming, "Are you kidding me?"
74
290311
3944
beyinlerimiz çığlık atıyor, ''Benimle dalga mı geçiyorsun?''
04:54
And our mouths say, "I'm sorry, what?"
75
294922
2921
Ve ağzımız ''Affedersin, ne?'' diyor.
04:58
(Laughter)
76
298208
2685
(Kahkahalar)
05:00
Right?
77
300917
1243
Değil mi?
05:03
And it's conflicting because the anger gets all tangled up
78
303097
3134
Bu çeliştiriyor çünkü öfke, kaygı ve korkuyla, risk ve öçle,
05:06
with the anxiety and the fear and the risk and retaliation.
79
306255
3429
hepsi birbirine karışıp içinden çıkılamayacak hâle geliyor.
05:09
If you ask women what they fear the most in response to their anger,
80
309708
3652
Eğer kadınların öfkesine yanıt olarak en çok neyden korktuklarını sorarsanız,
05:13
they don't say violence.
81
313384
1595
şiddet demiyorlar.
05:15
They say mockery.
82
315003
1455
Alay diyorlar.
05:17
Think about what that means.
83
317233
1405
Bunun ne anlama geldiğini düşünün.
05:20
If you have multiple marginalized identities, it's not just mockery.
84
320487
4238
Eğer çoklu marjinal bir kimliğin varsa sadece alay değil.
05:25
If you defend yourself, if you put a stake in the ground,
85
325050
4031
Eğer kendini savunursan, eğer ilk adımı atarsan
05:29
there can be dire consequences.
86
329423
2023
çok kötü sonuçları olabilir.
05:32
Now we reproduce these patterns not in big, bold and blunt ways,
87
332113
4905
Şimdi biz bu kalıpları büyük, çarpıcı veya açık yollarla yinelemiyoruz.
05:37
but in the everyday banality of life.
88
337042
2670
Ama hayatın gündelik banallığında yineliyoruz.
05:41
When my daughter was in preschool, every single morning
89
341000
3101
Kızım anaokulundayken her bir sabah
05:44
she built an elaborate castle -- ribbons and blocks --
90
344125
3434
özenli bir kale inşa etti -kurdeleler ve bloklar-
05:47
and every single morning the same boy knocked it down gleefully.
91
347583
3048
ve her gün aynı çocuk onu neşeli bir şekilde yıktı.
05:51
His parents were there, but they never intervened before the fact.
92
351708
4084
Ebeveynleri oradaydı ama asla olaydan önce müdahele etmediler.
05:56
They were happy to provide platitudes afterwards:
93
356432
3151
Olay sonrası basmakalıp sözler söylemekten memnundular,
06:00
"Boys will be boys."
94
360208
1667
''Erkek çocuktur yapacak.''
06:02
"It's so tempting, he just couldn't help himself."
95
362292
3041
''Çok kışkırtıcı, kendine hakim olamadı.''
06:06
I did what many girls and women learn to do.
96
366292
3812
Ben çoğu kız ve kadının yapmayı öğrendiğini yaptım.
06:10
I preemptively kept the peace,
97
370128
2078
Olay gerçekleşmeden barışı korudum
06:12
and I taught my daughter to do the same thing.
98
372230
2531
ve kızıma aynı şeyi yapmasını öğrettim.
06:15
She used her words.
99
375460
1976
O sözlerini kullandı.
06:18
She tried to gently body block him.
100
378333
2250
Onu nazikçe vücuduyla bloklamaya çalıştı.
06:20
She moved where she was building in the classroom, to no effect.
101
380958
4041
Etki etmeyince sınfta kalesini yaptığı yeri değiştirdi.
06:25
So I and the other adults mutually constructed a particular male entitlement.
102
385777
5978
Böylece ben ve diğer yetişkinler birlikte özel bir erkek yetkisi oluşturduk.
06:32
He could run rampant and control the environment,
103
392417
2830
O kontrolden çıkmış koşabildi ve çevreyi kontrol edebildi.
06:35
and she kept her feelings to herself and worked around his needs.
104
395747
4603
O duygularını kendine sakladı ve onun ihtiyaçları etrafında çalıştı.
06:41
We failed both of them by not giving her anger the uptake
105
401080
4313
Biz ikisini de yüzüstü bıraktık, onun öfkesine gerekli çıkışı
06:45
and resolution that it deserved.
106
405417
2000
ve hak ettiği çözümü vermeyerek.
06:48
Now that's a microcosm of a much bigger problem.
107
408103
3341
Bu, çok daha büyük bir problemin mikro ölçüdeki hali.
06:51
Because culturally, worldwide,
108
411881
3373
Çünkü kültürel olarak dünya çapında
06:55
we preference the performance of masculinity --
109
415929
3642
maskulenliğin performansını, gücü ve o performansla gelen ayrıcalığı
06:59
and the power and privilege that come with that performance --
110
419873
3166
hak ve ihtiyaçların, çocuk ve kadınların sözleri üzerine tercih ediyoruz.
07:03
over the rights and needs and words of children and women.
111
423063
4104
07:08
So it will come as absolutely no surprise, probably, to the people in this room
112
428917
4451
Bu odadaki insanları kesinlikle, muhtemelen şaşırtmaz ki
07:13
that women report being angrier in more sustained ways and with more intensity
113
433392
5972
kadınlar öfkeli olduklarını, erkeklerden daha sürdülebilir yollarla
ve daha çarpıcı şekilde söylüyorlar.
07:19
than men do.
114
439388
1150
07:21
Some of that comes from the fact that we're socialized to ruminate,
115
441710
3207
Bunun birazı, düşünüp taşınarak sosyalleştiğimiz
07:24
to keep it to ourselves and mull it over.
116
444941
1960
ve kendimize saklayıp kafa yormamız gerçeğinden geliyor.
07:27
But we also have to find socially palatable ways
117
447750
3651
Sahip olduğumuz duygunun yoğunluğunu
ve güvencesizliğin getirdiği farkındalığı ifade etmek için
07:31
to express the intensity of emotion that we have
118
451425
3316
07:35
and the awareness that it brings of our precarity.
119
455248
3556
sosyal olarak hoşa giden yollar bulmamız gerekiyor.
07:39
So we do several things.
120
459630
1579
Biz de birkaç şey yapıyoruz.
07:42
If men knew how often women were filled with white hot rage when we cried,
121
462186
5415
Eğer erkekler kadınlar ağladığında
ne sıklıkta beyaz ateşli öfkeyle dolduğumuzu bilselerdi şoka uğrarlardı.
07:47
they would be staggered.
122
467625
1458
07:49
(Laughter)
123
469402
1657
(Gülüşmeler)
07:51
We use minimizing language.
124
471083
1581
Küçümseyen dil kullanıyoruz.
07:53
"We're frustrated. No, really, it's OK."
125
473042
2392
''Yılmışız. Hayır, gerçekten, sorun değil.''
07:55
(Laughter)
126
475458
1875
(Gülüşmeler)
07:57
We self-objectify and lose the ability
127
477917
3086
Kendimizi nesneleştiriyoruz ve öfkenin belirtisi olan
08:01
to even recognize the physiological changes that indicate anger.
128
481027
5642
fizyolojik değişiklikleri fark etme yeteneğini dahi kaybediyoruz.
08:07
Mainly, though, we get sick.
129
487667
2352
Genelde bununla birlikte hasta oluyoruz.
08:11
Anger has now been implicated in a whole array of illnesses
130
491125
4561
Bugün öfke, gelişigüzelce ''kadın hastalıkları'' olarak addedilmiş
08:15
that are casually dismissed as "women's illnesses."
131
495710
2833
bir dizi hastalığın sebebi.
08:19
Higher rates of chronic pain, autoimmune disorders, disordered eating,
132
499210
5563
Yüksek kronik ağrı değerleri, otoimmün bozukluk, yeme bozukluğu,
08:24
mental distress, anxiety, self harm, depression.
133
504797
3444
ruhsal sıkıntı, kaygı, kendine zarar verme, depresyon.
08:29
Anger affects our immune systems, our cardiovascular systems.
134
509257
4093
Öfke bağışıklık sistemimizi, kalp ve dolaşım sistemimizi etkiliyor.
08:33
Some studies even indicate that it affects mortality rates,
135
513374
4319
Bazı çalışmalar ölüm oranını bile etkilediğini gösteriyor,
08:37
particularly in black women with cancer.
136
517717
2364
özellikle siyahi kadınlarda kanserde.
08:42
I am sick and tired of the women I know being sick and tired.
137
522271
4595
Ben, tanıdığım kadınların hasta ve yorgun olmasından hasta ve yorgunum.
08:49
Our anger brings great discomfort,
138
529198
2524
Öfkemiz büyük bir rahatsızlık getiriyor
08:52
and the conflict comes because it's our role to bring comfort.
139
532246
4159
ve çatışma, rolümüzün konfor getirme olmasından doğuyor.
08:57
There is anger that's acceptable.
140
537372
1572
Kabul edilebilir olan öfke var.
08:58
We can be angry when we stay in our lanes and buttress the status quo.
141
538968
5771
Şeridimizde kalıp mevcut durumumuzu desteklediğimizde kızgın olabiliriz.
09:05
As mothers or teachers,
142
545255
2103
Anne ya da öğretmenler olarak kızgın olabiliriz
09:08
we can be mad, but we can't be angry about the tremendous costs of nurturing.
143
548167
4969
ama emzirmenin muazzam bedeli hakkında kızgın olamayız.
09:13
We can be angry at our mothers.
144
553875
1768
Annelerimize kızgın olabiliriz.
09:15
Let's say, as teenagers -- patriarchal rules and regulations --
145
555667
3705
Diyelim gençler olarak -ataerkil kural ve düzenler-
09:19
we don't blame systems, we blame them.
146
559396
2206
sistemi suçlamıyoruz, onları suçluyoruz.
09:21
We can be angry at other women, because who doesn't love a good catfight?
147
561626
3916
Başka kadınlara kızgın olabiliriz. Çünkü kim güzel bir kız kavgası sevmez ki?
09:26
And we can be angry at men with lower status in an expressive hierarchy
148
566411
5548
Irkçılık ve ksenofobiyi destekleyen etkileyici bir hiyerarşide
09:32
that supports racism or xenophobia.
149
572284
2466
düşük statüsü olan erkeklere kızgın olabiliriz.
09:35
But we have an enormous power in this.
150
575864
2295
Ama bunda müthiş bir gücümüz var.
09:38
Because feelings are the purview of our authority,
151
578543
3989
Duygularımız otoritemizin kapsamı olduğu için
09:43
and people are uncomfortable with our anger.
152
583625
2547
ve insanlar öfkemizle rahat olmadığı için.
09:46
We should be making people comfortable with the discomfort they feel
153
586792
4610
İnsanları, kadınlar pişmanlık duymayarak hayır dediklerinde
09:51
when women say no, unapologetically.
154
591426
2952
duydukları rahatsızlıkla rahat ettirmeliyiz.
09:55
We can take emotions and think in terms of competence and not gender.
155
595917
4666
Duyguları alıp cinsiyet yerine yetenek yönüyle düşünebiliriz.
10:01
People who are able to process their anger and make meaning from it
156
601465
3929
Öfkelerini işleyip bundan anlam çıkarabilen insanlar
10:05
are more creative, more optimistic,
157
605798
2660
daha yaratıcı, daha optimistik,
10:08
they have more intimacy,
158
608958
1334
daha samimiler,
10:10
they're better problem solvers,
159
610917
1556
daha iyi problem çözücüler,
10:14
they have greater political efficacy.
160
614260
2259
politik etkinlikleri daha üstün.
10:17
Now I am a woman writing about women and feelings,
161
617251
3189
Ben, kadınlar ve duyguları hakkında yazan bir kadınım.
10:20
so very few men with power
162
620464
2658
Gücü olan çok az erkek
10:23
are going to take what I'm saying seriously, as a matter of politics.
163
623146
3960
politika gereğiyle söylediklerimi ciddiye alacak.
10:27
We think of politics and anger in terms of the contempt and disdain and fury
164
627789
5948
Politika ve öfkeyi, dünyadaki maço-faşizm yükselişini besleyen
aşağılama, hor görme ve hiddetle ilgili olarak düşünüyoruz.
10:33
that are feeding a rise of macho-fascism in the world.
165
633761
2956
10:37
But if it's that poison, it's also the antidote.
166
637375
3144
Ama bu zehirse aynı zamanda panzehir.
10:41
We have an anger of hope, and we see it every single day
167
641542
3854
Bizde beklenti öfkesi var ve bunu her bir gün
10:45
in the resistant anger of women and marginalized people.
168
645420
3786
kadın ve marjinal insanların dirençli öfkesinde görüyoruz.
10:49
It's related to compassion and empathy and love,
169
649833
4501
Bu şefkat, empati ve sevgiyle ilgili.
10:54
and we should recognize that anger as well.
170
654358
3157
O öfkeyi de tanımalıyız.
10:59
The issue is that societies that don't respect women's anger don't respect women.
171
659643
6982
Sorun, kadınların öfkesine saygı duymayan toplumlar kadınlara saygı duymuyor.
11:07
The real danger of our anger isn't that it will break bonds or plates.
172
667543
6012
Öfkemizin asıl tehlikesi bağları koparma ya da tabakları kırma değil,
11:14
It's that it exactly shows how seriously we take ourselves,
173
674167
5106
tam olarak kendimizi ne kadar ciddiye aldığımızı göstermesi
11:19
and we expect other people to take us seriously as well.
174
679297
3904
ve insanların da bizi ciddiye almalarını bekliyoruz.
11:24
When that happens, chances are very good
175
684074
3860
Ve büyük olasılıkla bu gerçekleştiğinde
11:27
that women will be able to smile when they want to.
176
687958
4209
kadınlar istedikleri zaman gülümseyebilecekler.
11:33
(Applause)
177
693285
1389
(Alkışlar)
11:34
Thank you.
178
694698
1151
Teşekkürler.
11:35
(Applause) (Cheers)
179
695873
6690
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7