Award-winning teen-age science in action

Ödüllü gençler bilim için çalışıyor

83,568 views ・ 2012-01-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mehmet Emin Yildiz Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
Lauren Hodge: If you were going to a restaurant and wanted a healthier option,
0
15260
3000
Lauren Hodge: Eğer bir restorana gitseydiniz ve daha sağlıklı bir şeyler yemek isteseydiniz,
00:18
which would you choose, grilled or fried chicken?
1
18260
2000
tavuğunuzu ızgarada mı yoksa yağda kızartılmış olarak mı tercih ederdiniz?
00:20
Now most people would answer grilled,
2
20260
2000
Birçok insan bu soruya "ızgara" diye cevap veriyor
00:22
and it's true that grilled chicken does contain less fat and fewer calories.
3
22260
3000
ve bu doğru çünkü gerçekten de ızgara edilmiş tavuk daha az yağ ve kalori içerir.
00:25
However, grilled chicken poses a hidden danger.
4
25260
2000
Ne var ki, ızgara tavuk içinde gizli bir tehdidi barındırıyor.
00:27
The hidden danger is heterocyclic amines --
5
27260
2000
Bu gizli tehdidin adı heterosiklik aminolar --
00:29
specifically phenomethylimidazopyridine,
6
29260
2000
başka bir ifadeyle phenomethylimidazopyridine,
00:31
or PhIP --
7
31260
2000
ya da PhIP --
00:33
(laughter)
8
33260
2000
(Kahkahalar)
00:35
which is the immunogenic or carcinogenic compound.
9
35260
3000
ki bunlar immünojen veya kanserojen bir bileşiktir.
00:38
A carcinogen is any substance or agent
10
38260
2000
Bir kanserojen,
00:40
that causes abnormal growth of cells,
11
40260
2000
vücudun diğer organlarına da sıçrayabilen ve yayılabilen
00:42
which can also cause them to metastasize or spread.
12
42260
3000
ve hücrelerde olağan dışı büyümeye yol açan bir çeşit bileşik ya da etkendir.
00:45
They are also organic compounds
13
45260
2000
Bu yapılar ayrıca
00:47
in which one or more of the hydrogens in ammonia
14
47260
3000
amonyaktaki bir veya daha fazla sayıdaki hidrojenin
00:50
is replaced with a more complex group.
15
50260
2000
daha kompleks bir grupla yer değiştirmesi ile oluşan organik bileşiklerdir.
00:52
Studies show that antioxidants
16
52260
2000
Çalışmalar, antioksidanların bu heterosiklik aminoları
00:54
are known to decrease these heterocyclic amines.
17
54260
2000
azaltabildiğini gösteriyor
00:56
However, no studies exist yet
18
56260
2000
Fakat bunun nasıl ve neden
00:58
that show how or why.
19
58260
2000
olduğunu açıklayabilen bir çalışma henüz yok.
01:00
These here are five different organizations that classify carcinogens.
20
60260
3000
Burada kanserojenleri gruplandıran beş ayrı organizasyon var.
01:03
And as you can see, none of the organizations consider the compounds to be safe,
21
63260
3000
Buradan da görebileceğiniz gibi hiçbir organizasyon
01:06
which justifies the need to decrease them in our diet.
22
66260
3000
diyetimizde azaltmamız gereken bileşikleri güvenli bulmuyor.
01:09
Now you might wonder how a 13 year-old girl could come up with this idea.
23
69260
3000
Şu an belki 13 yaşında bir kızın bu fikirleri nasıl ileri sürdüğünü merak ediyorsunuz.
01:12
And I was led to it through a series of events.
24
72260
2000
Buna beni bir dizi olay sürükledi.
01:14
I first learned about it through a lawsuit I read about in my doctor's office --
25
74260
3000
İlk olarak öğrendiklerim doktorumun ofisinde
01:17
(Laughter)
26
77260
3000
(Kahkahalar)
01:20
which was between the Physician's Committee for Responsible Medicine
27
80260
3000
yedi farklı fast-food restoranıyla Sorumlu Tıp Hekimleri Komitesi arasında geçen
01:23
and seven different fast food restaurants.
28
83260
2000
bir dava hakkında okuduklarımdandı.
01:25
They weren't sued because there was carcinogens in the chicken,
29
85260
3000
Bu restoranlar, tavuklarının içinde kanserojen madde olduğundan değil
01:28
but they were sued because of California's Proposition 65,
30
88260
4000
65 nolu California yasasına göre dava edilmişti -ki bu yasaya göre
01:32
which stated that if there's anything dangerous in the products
31
92260
3000
eğer bir ürünün içinde tehlikeli madde varsa
01:35
then the companies had to give a clear warning.
32
95260
2000
üretici firma bunu açık bir şekilde ifade etmek zorundadır.-
01:37
So I was very surprised about this.
33
97260
2000
Bu beni çok şaşırttı.
01:39
And I was wondering why nobody knew more
34
99260
2000
Ve bu pek de zararlı görünmeyen
01:41
about this dangerous grilled chicken,
35
101260
2000
tehlikeli ızgara tavuk hakkında
01:43
which doesn't seem very harmful.
36
103260
2000
neden hiçkimsenin yeterli bilgiye sahip olmadığını merak ettim.
01:45
But then one night, my mom was cooking grilled chicken for dinner,
37
105260
3000
Sonra bir akşam, annem akşam yemeği için tavuk ızgara yaparken
01:48
and I noticed that the edges of the chicken,
38
108260
2000
limon suyunda terbiye edilmiş tavuğun
01:50
which had been marinated in lemon juice, turned white.
39
110260
3000
kenarlarının beyaza döndüğünü farkettim.
01:53
And later in biology class, I learned that it's due to a process called denaturing,
40
113260
3000
Sonrasında bir biyoloji dersinde bunun denatürasyon denen bir süreçten kaynaklandığını öğrendim.
01:56
which is where the proteins will change shape
41
116260
2000
Bu süreçte proteinlerin şekli değişiyor
01:58
and lose their ability to chemically function.
42
118260
3000
ve kimyasal fonksiyonlarını kaybediyorlar.
02:01
So I combined these two ideas and I formulated a hypothesis,
43
121260
3000
Bu iki bilgiyi birleştirip bir hipotez formüle ettim
02:04
saying that, could possibly
44
124260
2000
belki de kanserojenler,
02:06
the carcinogens be decreased due to a marinade
45
126260
3000
tavuk terbiye edildiğinden ötürü azaldı
02:09
and could it be due to the differences in PH?
46
129260
2000
ve bu durum PH dengesinin değişiminden kaynaklandı.
02:11
So my idea was born,
47
131260
2000
Böylece benim fikrim doğmuş oldu
02:13
and I had the project set up and a hypothesis,
48
133260
2000
ve bir proje oluşturup hipotez geliştirdim.
02:15
so what was my next step?
49
135260
2000
Bir sonraki adımım ne oldu?
02:17
Well obviously I had to find a lab to work at
50
137260
2000
Açıkçası çalışmak için bir laboratuvara ihtiyacım vardı
02:19
because I didn't have the equipment in my school.
51
139260
3000
çünkü okuduğum okulda yeterli ekipman yoktu.
02:22
I thought this would be easy,
52
142260
2000
Bunun kolay olduğunu düşünmüştüm,
02:24
but I emailed about 200 different people
53
144260
2000
fakat beş saat içinde yaşadığım civarda bulunan
02:26
within a five-hour radius of where I lived,
54
146260
2000
yaklaşık 200 kişiye mail attığım halde
02:28
and I got one positive response that said that they could work with me.
55
148260
3000
benimle çalışabileceğini ifade eden yalnızca bir cevap alabildim.
02:31
Most of the others either never responded back,
56
151260
2000
Geri kalanların çoğu,
02:33
said they didn't have the time
57
153260
2000
vakitlerinin olmadığını veya ekipmanlarının olmaması sebebiyle
02:35
or didn't have the equipment and couldn't help me.
58
155260
2000
bana yardım edemeyeceklerini ifade etmek için bile geri dönmediler.
02:37
So it was a big commitment
59
157260
2000
O yüzden aldığım cevap laboratuvarı
02:39
to drive to the lab to work multiple times.
60
159260
3000
kullanarak çalışmam için büyük bir fırsattı.
02:42
However, it was a great opportunity to work in a real lab --
61
162260
2000
Gerçek bir laboratuvarda çalışmak harika bir imkandı,
02:44
so I could finally start my project.
62
164260
2000
nihayet projeme başlayabilmiştim.
02:46
The first stage was completed at home,
63
166260
2000
İlk aşama,
02:48
which consisted of marinating the chicken,
64
168260
2000
tavukları terbiye edip
02:50
grilling the chicken, amassing it
65
170260
2000
labaratuvara götürmek üzere
02:52
and preparing it to be transported to the lab.
66
172260
3000
paketleyip hazır hale getirmek suretiyle tamamlandı.
02:55
The second stage was completed
67
175260
2000
İkinci aşama,
02:57
at the Penn State University main campus lab,
68
177260
2000
Penn State Üniversitesi'nin ana kampüsündeki labaratuvarda
02:59
which is where I extracted the chemicals,
69
179260
2000
tavukta PH değeri değişmiş bölgeyi ayıklayıp
03:01
changed the PH so I could run it through the equipment
70
181260
2000
oradaki ekipmanların yardımıyla
03:03
and separated the compounds I needed
71
183260
2000
ihtiyacım olan
03:05
from the rest of the chicken.
72
185260
2000
bileşikleri elde etmemle tamamlandı.
03:07
The final stages, when I ran the samples
73
187260
2000
Son aşamada ise,
03:09
through a high-pressure
74
189260
2000
yüksek başınçlı
03:11
liquid chromatography mass spectrometer,
75
191260
3000
likit kromatografi kütle spektrometre vasıtasıyla
03:14
which separated the compounds and analyzed the chemicals
76
194260
3000
bileşikleri ayırdım ve kimyasalları analiz ettim.
03:17
and told me exactly how much carcinogens I had
77
197260
2000
Bu sayede hazırladığım tavukta
03:19
in my chicken.
78
199260
2000
ne miktarda kanserojen madde bulunduğunu tespit ettim
03:21
So when I went through the data, I had very surprising results,
79
201260
3000
Elde ettiğim bilgileri gözden geçirirken şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştım,
03:24
because I found that four out of the five marinating ingredients
80
204260
3000
çünkü terbiye karışımında bulunan beş malzemeden dördü
03:27
actually inhibited the carcinogen formation.
81
207260
2000
aslında kanserojen maddelerin olumsuz etkilerini engelliyordu.
03:29
When compared with the unmarinated chicken,
82
209260
2000
Kontrol grubu olan
03:31
which is what I used as my control,
83
211260
3000
terbiye edilmemiş tavuk ile karşılaştırdığımda
03:34
I found that lemon juice worked by far the best,
84
214260
2000
limon suyunun kanserojen etkiyi önlemede
03:36
which decreased the carcinogens
85
216260
2000
% 98'lik bir oranda etkili olduğunu ve bu sayede
03:38
by about 98 percent.
86
218260
2000
diğer malzemelerden açık ara önde olduğunu keşfettim.
03:40
The saltwater marinade and the brown sugar marinade
87
220260
3000
Tuzlu su terbiyesi ve esmer şeker terbiyesi de
03:43
also worked very well,
88
223260
2000
% 60 oranda kanserojen etkiyi önleyerek
03:45
decreasing the carcinogens by about 60 percent.
89
225260
2000
ciddi düzeyde etkili oluyordu.
03:47
Olive oil slightly decreased the PhIP formation,
90
227260
3000
Zeytin yağı PhIP oluşumunu azaltıyordu
03:50
but it was nearly negligible.
91
230260
2000
fakat bu neredeyse ihmal edilebilir düzeydeydi.
03:52
And the soy sauce results were inconclusive
92
232260
2000
Soya sosunun etkisinin sonuçları çok yeterli değildi
03:54
because of the large data range,
93
234260
2000
çünkü bu konuda birbirinden çok farklı bilgiler edindik.
03:56
but it seems like soy sauce
94
236260
2000
Fakat soya sosunun tavuktaki etkisi
03:58
actually increased the potential carcinogens.
95
238260
2000
potansiyel kanserojen maddeleri artırır yönde gibiydi.
04:00
Another important factor that I didn't take into account initially
96
240260
2000
Başta hesaba katmadığım çok önemli
04:02
was the time cooked.
97
242260
2000
bir faktör de pişirme süresiydi.
04:04
And I found that if you increase the time cooked,
98
244260
2000
Şunu farkettim ki pişirme süresini uzattığınızda
04:06
the amount of carcinogens rapidly increases.
99
246260
3000
kanserojen madde miktarı da hızla artıyor.
04:09
So the best way to marinate chicken, based on this,
100
249260
3000
Yani tavukları pişirmeden önce terbiye etmenin en iyi yolu
04:12
is to, not under-cook,
101
252260
2000
onları ne az pişirmek,
04:14
but definitely don't over-cook and char the chicken,
102
254260
2000
ne de çok pişirip karbonlaşmasına sebebiyet vermek
04:16
and marinate in either lemon juice, brown sugar or saltwater.
103
256260
4000
ve tavukları pişirmeden önce limon suyu, esmer şeker ya da tuzlu suda terbiye etmekten geçiyor.
04:21
(Applause)
104
261260
5000
(Alkışlar)
04:26
Based on these findings, I have a question for you.
105
266260
3000
Bu bulgulara dayanarak size bir soru yönelteyim.
04:29
Would you be willing to make a simple change in your diet
106
269260
3000
Uyguladığınız diyette hayatınızı koruyabilecek
04:32
that could potentially save your life?
107
272260
2000
ufak çaplı bir değişiklik yapmak ister misiniz?
04:34
Now I'm not saying that if you eat grilled chicken that's not marinated,
108
274260
2000
Şu an size terbiye edilmemiş ızgara tavuk yerseniz
04:36
you're definitely going to catch cancer and die.
109
276260
2000
kesinlikle kansere yakalanır ve ölürsünüz demiyorum.
04:38
However, anything you can do
110
278260
2000
Fakat potansiyel kanserojen maddelerinin risklerini
04:40
to decrease the risk of potential carcinogens
111
280260
2000
azaltmak için yapacağınız herşey
04:42
can definitely increase the quality of lifestyle.
112
282260
3000
kesinlikle hayat kalitenizi artırır.
04:45
Is it worth it to you?
113
285260
2000
Bu size birşey ifade ediyor mu?
04:47
How will you cook your chicken now?
114
287260
2000
Peki bundan sonra tavuğunuzu nasıl pişireceksiniz?
04:49
(Applause)
115
289260
16000
(Alkışlar)
05:05
Shree Bose: Hi everyone. I'm Shree Bose.
116
305260
2000
Shree Bose: Herkese merhaba. Ben Shree Bose.
05:07
I was the 17-18 year-old age category winner
117
307260
2000
Kategori ödülünü ve sonrasında
05:09
and then the grand prize winner.
118
309260
3000
büyük ödülü aldığımda 17-18 yaşındaydım.
05:12
And I want all of you
119
312260
2000
Sizden, ölü mavi bir ıspanak bitkisini
05:14
to imagine a little girl
120
314260
2000
elinde tutmakta olan
05:16
holding a dead blue spinach plant.
121
316260
3000
küçük bir kız hayal etmenizi istiyorum.
05:19
And she's standing in front of you and she's explaining to you
122
319260
3000
Bu kız sizin önünüzde duruyor ve
05:22
that little kids will eat their vegetables
123
322260
2000
eğer bitkiler farklı renklerde olurlarsa
05:24
if they're different colors.
124
324260
2000
onları yiyeceğini söylüyor.
05:26
Sounds ridiculous, right.
125
326260
2000
Kulağa saçma geliyor değil mi?
05:28
But that was me years ago.
126
328260
2000
Fakat bu benim yıllar önceki halimi ifade ediyor.
05:30
And that was my first science fair project.
127
330260
3000
Ve bu benim ilk bilim fuarı projemdi.
05:33
It got a bit more complicated from there.
128
333260
3000
Durum yıllar öncesinden bugüne biraz daha karmaşık bir hal aldı.
05:36
My older brother Panaki Bose
129
336260
2000
Abim Panaki Bose
05:38
spent hours of his time explaining atoms to me
130
338260
3000
matematiği bile zar zor anladığım halde
05:41
when I barely understood basic algebra.
131
341260
3000
bana atomları anlatmak için saatlerini harcardı.
05:44
My parents suffered through many more of my science fair projects,
132
344260
3000
Annem ve babam, için de uzaktan kumandalı çöp kovası da olan
05:47
including a remote controlled garbage can.
133
347260
2000
katıldığım çok sayıdaki bilim etkinliği projelerimden ötürü hayli acı çekti.
05:49
(Laughter)
134
349260
2000
(Kahkahalar)
05:51
And then came the summer after my freshman year,
135
351260
3000
Lise 1'i bitirdiğim yılın yazında
05:54
when my grandfather passed away due to cancer.
136
354260
3000
büyük babam kanser sebebiyle aramızdan ayrıldı.
05:57
And I remember watching my family go through that
137
357260
2000
Bu olayla ilgili ailemin ne denli acı çektiğini
05:59
and thinking that I never wanted another family
138
359260
3000
ve bu sebeple bir başka ailenin asla böyle bir kaybın
06:02
to feel that kind of loss.
139
362260
3000
acısını yaşamamasını dilediğimi anımsıyorum.
06:05
So, armed with all the wisdom
140
365260
2000
Lise 1'de edindiğim bütün biyoloji
06:07
of freshman year biology,
141
367260
2000
birikimimi kuşanarak 15 yaşımdayken
06:09
I decided I wanted to do cancer research
142
369260
3000
kanser üzerinde bir araştırma
06:12
at 15.
143
372260
2000
yapmam gerektiğine karar verdim.
06:14
Good plan.
144
374260
2000
İyi plandı.
06:16
So I started emailing all of these professors in my area
145
376260
2000
İşe mail yoluyla alanımdaki bütün profesörlere
06:18
asking to work under their supervision in a lab.
146
378260
4000
onların gözetimi altında çalışmayı talep ettiğimi ifade ederek başladım.
06:22
Got rejected by all except one.
147
382260
2000
Biri hariç hepsi reddedildi.
06:24
And then went on, my next summer,
148
384260
2000
Sonraki yaz
06:26
to work under Dr. Basu
149
386260
2000
Dr. Basu'nun altında çalışmak üzere
06:28
at the UNT Health Center at Fort Worth, Texas.
150
388260
3000
Texas Fort Worth'te bulunan UNT Sağlık Merkezi'ne gittim.
06:31
And that is where the research began.
151
391260
3000
Burası araştırmanın başladığı yerdi.
06:34
So ovarian cancer
152
394260
2000
Yumurtalık kanseri de
06:36
is one of those cancers that most people don't know about,
153
396260
3000
bu kanserlerden biri fakat pek çok insan bu konuda bilgi sahibi değil
06:39
or at least don't pay that much attention to.
154
399260
3000
veya en azından buna pek aldırmıyor.
06:42
But yet, it's the fifth leading cause of cancer deaths
155
402260
3000
Ne var ki bu kanser türü, Amerika'da kadınlar arasında
06:45
among women in the United States.
156
405260
3000
kanser kaynaklı ölümlerde beşinci sırada yer alıyor.
06:48
In fact, one in 70 women
157
408260
2000
Aslında her 70 kadından birine
06:50
will be diagnosed with ovarian cancer.
158
410260
2000
yumurtalık kanseri teşhisi konuyor.
06:52
One in 100
159
412260
2000
Her yüz kadından biri
06:54
will die from it.
160
414260
2000
aynı sebeple ölüyor.
06:56
Chemotherapy, one of the most effective ways
161
416260
2000
Günümüzde kanser tedavisinde
06:58
used to treat cancer today,
162
418260
2000
kullanılan en etkili yollardan biri olan kemoterapi,
07:00
involves giving patients really high doses of chemicals
163
420260
2000
kanser hücrelerini öldürmek için
07:02
to try and kill off cancer cells.
164
422260
3000
hastayı yüksek dozlu kimyasallara maruz bırakıyor.
07:05
Cisplatin is a relatively common
165
425260
2000
Cisplatin, laboratuvar ortamında üretilen,
07:07
ovarian cancer chemotherapy drug --
166
427260
3000
kanser hücrelerinin DNA yapısını bozarak
07:10
a relatively simple molecule made in the lab
167
430260
3000
onları öldüren yaygın bir
07:13
that messes with the DNA of cancer cells
168
433260
2000
yumurtalık kanseri kemoterapi ilacı
07:15
and causes them to kill themselves.
169
435260
2000
ve basit bir molekül.
07:17
Sounds great, right?
170
437260
2000
Kulağa harika geliyor, değil mi?
07:19
But here's the problem:
171
439260
2000
Fakat burada bir problem var:
07:21
sometimes patients become resistant to the drug,
172
441260
3000
Bazen hastalar ilaçlara karşı direnişli hale gelebiliyorlar
07:24
and then years after they've been declared to be cancer free,
173
444260
3000
ve yıllar sonra kanserden kurtuldukları
07:27
they come back.
174
447260
2000
ve geri döndükleri bildiriliyor.
07:29
And this time, they no longer respond to the drug.
175
449260
2000
Fakat bu sefer de ilaçlara cevap veremez hale geliyorlar.
07:31
It's a huge problem.
176
451260
2000
Bu büyük bir problem.
07:33
In fact, it's one of the biggest problems
177
453260
2000
Aslında bu kemoterapinin
07:35
with chemotherapy today.
178
455260
2000
bugünkü en önemli problemi.
07:37
So we wanted to figure out
179
457260
2000
Yumurtalik kanseri hücrelerinin
07:39
how these ovarian cancer cells are becoming resistant
180
459260
3000
Cisplatin adı verilen ilaca karşı nasıl direnç kazandığını
07:42
to this drug called Cisplatin.
181
462260
2000
çözmek istedik.
07:44
And we wanted to figure this out,
182
464260
2000
Bunu çözmek istedik,
07:46
because if we could figure that out,
183
466260
2000
çünkü eğer bunu çözebilirsek
07:48
then we might be able to prevent that resistance from ever happening.
184
468260
3000
hücrelerin direnç kazanmasının önüne geçebilecektik.
07:51
So that's what we set out to do.
185
471260
2000
Biz de tam bunu uyguladık.
07:53
And we thought it had something to do with this protein called AMP kinase,
186
473260
3000
Ve buna sebebiyet veren unsurun AMP kinaz adı verilen
07:56
an energy protein.
187
476260
2000
bir enerji proteini olabileceğini düşündük.
07:58
So we ran all of these tests blocking the protein,
188
478260
3000
Bu proteini bloke etmek için bütün bu testleri uyguladık
08:01
and we saw this huge shift.
189
481260
2000
ve yansıda görebileceğiniz bu büyük değişimi gözlemledik.
08:03
I mean, on the slide, you can see
190
483260
2000
Burada görebileceğiniz gibi
08:05
that on our sensitive side,
191
485260
2000
ilaç hassasiyetimiz açısından
08:07
these cells that are responding to the drug,
192
487260
2000
bu proteini bloke etmeye başladığımızda
08:09
when we start blocking the protein,
193
489260
2000
ilaca tepki veren hücrelerden
08:11
the number of dying cells -- those colored dots --
194
491260
3000
ölenlerin sayısı --şu renkli noktalar--
08:14
they're going down.
195
494260
2000
gitgide azalıyor.
08:16
But then on this side, with the same treatment,
196
496260
3000
Fakat direnç açısından, aynı işleme verilen tepki
08:19
they're going up -- interesting.
197
499260
3000
artış şeklinde oluyor --ilginç.
08:22
But those are dots on a screen for you;
198
502260
2000
Ekranda gördüğünüz bu noktalar
08:24
what exactly does that mean?
199
504260
2000
tam olarak ne anlama geliyor?
08:26
Well basically that means
200
506260
2000
Temelde şu anlama geliyor:
08:28
that this protein is changing
201
508260
2000
Bu protein hassasiyet hücresinde
08:30
from the sensitive cell to the resistant cell.
202
510260
2000
direnç hücresine göre farklılık gösteriyor.
08:32
And in fact, it might be changing the cells themselves
203
512260
4000
Aslında protein, hücrenin kendisini
08:36
to make the cells resistant.
204
516260
3000
hücreyi daha dirençli kılmak için değiştiriyor olabilir.
08:39
And that's huge.
205
519260
2000
Bu olağanüstü.
08:41
In fact, it means that if a patient comes in
206
521260
2000
Şöyle ki, eğer bir hasta ilaç alır
08:43
and they're resistant to this drug,
207
523260
2000
ve hücreler ilaca direnç kazanırsa
08:45
then if we give them a chemical to block this protein,
208
525260
3000
ve biz de bu proteini bloke eden kimyasalı verirsek
08:48
then we can treat them again
209
528260
2000
sonuçta hücreleri aynı ilaçla
08:50
with the same drug.
210
530260
2000
tedavi etmiş oluruz.
08:52
And that's huge for chemotherapy effectiveness --
211
532260
3000
Bu kemoterapinin pek çok muhtemel kanser tipi üzerindeki
08:55
possibly for many different types of cancer.
212
535260
4000
verimliliği için olağanüstü bir imkan.
08:59
So that was my work,
213
539260
2000
Evet, benim çalışmam bu şekilde,
09:01
and it was my way of reimagining the future
214
541260
3000
Bu çalışma geleceği yeniden tasarlamak ve
09:04
for future research, with figuring out exactly what this protein does,
215
544260
4000
sonraki araştırmalara yol açmak için, bu proteinin tam olarak ne yaptığını anlamak için,
09:08
but also for the future of chemotherapy effectiveness --
216
548260
3000
ayrıca kemoterapinin verimliliğinin geleceği için
09:11
so maybe all grandfathers with cancer
217
551260
3000
belki bütün kanser hastası dedelerin
09:14
have a little bit more time to spend with their grandchildren.
218
554260
3000
torunlarıyla biraz daha fazla zaman geçirebilmesi için kendime açtığım bir yoldu.
09:17
But my work wasn't just about the research.
219
557260
4000
Çalışmam asla sadece bir araştırma değildi.
09:21
It was about finding my passion.
220
561260
3000
Bu ayrıca benim tutkumu bulma maceramdı.
09:24
That's why being the grand prize winner
221
564260
2000
Bu sebeple Google Küresel Bilim Fuarı'nın
09:26
of the Google Global Science Fair --
222
566260
2000
büyük ödülünün sahibi olmak
09:28
cute picture, right --
223
568260
2000
--sevimli bir kare, değil mi?--
09:30
it was so exciting to me and it was such an amazing honor.
224
570260
3000
bu benim için çok heyecan ve onur verici bir olaydı.
09:33
And ever since then,
225
573260
2000
Çalışmam bunun yanında,
09:35
I've gotten to do some pretty cool stuff --
226
575260
2000
bana Başkan'la görüşmek
09:37
from getting to meet the president
227
577260
2000
ve burada sizlere hitap etmek
09:39
to getting to be on this stage
228
579260
2000
gibi oldukça prestijli olayları
09:41
to talk to all of you guys.
229
581260
2000
yaşama imkanı verdi.
09:43
But like I said, my journey wasn't just about the research,
230
583260
3000
Fakat az önce de dediğim gibi yolculuğum sadece bir araştırma değildi,
09:46
it was about finding my passion,
231
586260
2000
tutkumu bulma maceramdı,
09:48
and it was about making my own opportunities
232
588260
2000
ve benim ne yaptığımı bile bilmeden
09:50
when I didn't even know what I was doing.
233
590260
3000
kendi imkanlarımı oluşturma sürecimdi.
09:53
It was about inspiration
234
593260
2000
Bu benim ilhamım
09:55
and determination
235
595260
2000
kararlılığım
09:57
and never giving up on my interest
236
597260
2000
bilime, öğrenmeye ve gelişmeye karşı
09:59
for science and learning and growing.
237
599260
3000
bitmeyen alakamdı.
10:02
After all, my story begins
238
602260
3000
Hikayem kurutulmuş
10:05
with a dried, withered spinach plant
239
605260
2000
solmuş ıspanak bitkisiyle başladı
10:07
and it's only getting better from there.
240
607260
2000
ve oradan çok iyi bir yere gitti.
10:09
Thank you.
241
609260
2000
Teşekkürler.
10:11
(Applause)
242
611260
10000
(Alkışlar)
10:23
Naomi Shah: Hi everyone. I'm Naomi Shah,
243
623260
3000
Naomi Shah: Herkese selam. Ben Naomi Shah,
10:26
and today I'll be talking to you about my research
244
626260
2000
bugün sizlere kapalı mekan hava kalitesi
10:28
involving indoor air quality
245
628260
2000
ve astım hastaları hakkındaki
10:30
and asthmatic patients.
246
630260
2000
araştırmam üzerine konuşacağım.
10:32
1.6 million deaths worldwide.
247
632260
3000
Yılda 1.6 milyon ölüm vakası.
10:35
One death every 20 seconds.
248
635260
3000
Her 20 saniyede bir ölüm.
10:38
People spend over 90 percent of their lives indoors.
249
638260
4000
İnsanlar zamanlarının yüzde 90'ından fazlasını kapalı mekanlarda geçiriyor.
10:42
And the economic burden of asthma
250
642260
2000
Astım hastalığının ekonomik yükü
10:44
exceeds that of HIV and tuberculosis combined.
251
644260
3000
HIV ve tüberküloz hastalıklarının toplamından daha fazla.
10:47
Now these statistics had a huge impact on me,
252
647260
3000
Bu istatistiklerin üzerimde büyük etkisi oldu,
10:50
but what really sparked my interest in my research
253
650260
3000
fakat beni araştırma için harekete geçiren asıl sebep
10:53
was watching both my dad and my brother
254
653260
2000
babam ve erkek kardeşimin yıl boyunca
10:55
suffer from chronic allergies year-round.
255
655260
2000
kronik alerjilerden acı çekişini izlemek oldu.
10:57
It confused me;
256
657260
2000
Şu şey kafamı kurcaladı:
10:59
why did these allergy symptoms persist
257
659260
2000
Neden polen mevsimi geçtiği halde
11:01
well past the pollen season?
258
661260
2000
alerji belirtileri devam ediyordu?
11:03
With this question in mind, I started researching,
259
663260
3000
Zihnimdeki bu soruyla araştırmaya başladım,
11:06
and I soon found that indoor air pollutants were the culprit.
260
666260
3000
ve kısa bir zaman sonra, bundan kapalı alan hava kirliliğinin sorumlu olduğunu buldum.
11:09
As soon as I realized this,
261
669260
2000
Bunu farkettikten hemen sonra,
11:11
I investigated the underlying relationship
262
671260
2000
hava kirliliğine yol açan dört yaygın madde
11:13
between four prevalent air pollutants
263
673260
2000
ve bunların astım hastalarının akciğer sağlığı üzerindeki
11:15
and their affect on the lung health of asthmatic patients.
264
675260
3000
etkilerinin altında yatan ilişkiyi inceledim.
11:18
At first, I just wanted to figure out
265
678260
3000
İlk olarak, bu dört maddeden hangisinin
11:21
which of these four pollutants have the largest negative health impact
266
681260
3000
astım hastalarının akciğer sağlığı üzerinde en fazla etkiye
11:24
on the lung health of asthmatic patients.
267
684260
3000
sahip olduğunu çözmek istedim.
11:27
But soon after, I developed a novel mathematical model
268
687260
3000
Sonrasında, hava kirliliğine sebebiyet veren bu çevresel maddelerin
11:30
that essentially quantifies the effect
269
690260
2000
astım hastalarının akciğer sağlığı üzerindeki
11:32
of these environmental pollutants
270
692260
3000
etkilerini sayısallaştıran
11:35
on the lung health of asthmatic patients.
271
695260
2000
özgün bir matematiksel model oluşturdum.
11:37
And it surprises me
272
697260
2000
çevresel faktörlerin insan akciğerinin sağlığı üzerindeki
11:39
that no model currently exists
273
699260
2000
etkilerini ölçen herhangi bir matematiksel modelin
11:41
that quantifies the effect of environmental factors
274
701260
2000
--çok önemli olmasına rağmen--
11:43
on human lung health,
275
703260
2000
bugüne kadar oluşturulmamış
11:45
because that relationship seems so important.
276
705260
3000
olması beni şaşırttı.
11:48
So with that in mind,
277
708260
2000
Bunu da zihnime atarak
11:50
I started researching more, I started investigating more,
278
710260
2000
daha fazla araştırmaya ve tetkik etmeye başladım
11:52
and I became very passionate.
279
712260
2000
ve bu bir tutkuya dönüştü.
11:54
Because I realized
280
714260
2000
Eğer hedefi iyileştirmenin bir yolunu bulabilirsek,
11:56
that if we could find a way to target remediation,
281
716260
2000
astım hastalarını daha etkili
11:58
we could also find a way
282
718260
2000
bir şekilde tedavi etmenin de
12:00
to treat asthmatic patients more effectively.
283
720260
4000
bir yolunu bulmuş olacaktık.
12:04
For example, volatile organic compounds
284
724260
2000
Örneğin, uçucu organik bileşikler
12:06
are chemical pollutants
285
726260
2000
okullarımızda, evlerimizde ve işyerlerimizde
12:08
that are found in our schools, homes and workplaces.
286
728260
2000
bulunan kimyasal kirleticilerdir.
12:10
They're everywhere.
287
730260
2000
Onlar her yerdeler.
12:12
These chemical pollutants
288
732260
2000
Bu kimyasal kirleticiler
12:14
are currently not a criteria air pollutant,
289
734260
2000
Amerikan Temiz Hava Hareketi'nin tanımladığı
12:16
as defined by the U.S. Clean Air Act.
290
736260
2000
hava kirletici kriterlerine uymuyor.
12:18
Which is surprising to me,
291
738260
2000
Bu beni çok şaşırttı,
12:20
because these chemical pollutants, through my research,
292
740260
2000
çünkü araştırmama göre bu kirleticiler
12:22
I show that they had a very large negative impact
293
742260
3000
astım hastalarının akciğer sağlıkları üzerinde
12:25
on the lung health of asthmatic patients
294
745260
2000
çok geniş kapsamlı olumsuz etkilere sahipler ve bu sebeple de
12:27
and thus should be regulated.
295
747260
2000
düzeltici işleme maruz tutulmalılar.
12:29
So today I want to show you
296
749260
2000
Bugün size kendi oluşturduğum
12:31
my interactive software model that I created.
297
751260
3000
interaktif yazılım modelini göstermek istiyorum.
12:34
I'm going to show it to you on my laptop.
298
754260
2000
Bunu size dizüstü bilgisayarımdan göstereceğim.
12:36
And I have a volunteer subject in the audience today,
299
756260
2000
Ve bir de seyircilerimiz arasından bir gönüllümüz var
12:38
Julie.
300
758260
2000
Julie.
12:40
And all of Julie's data has been pre-entered
301
760260
3000
Julie'nin bütün bilgileri
12:43
into my interactive software model.
302
763260
2000
interaktif yazılımıma önceden girildi.
12:45
And this can be used by anyone.
303
765260
2000
Ve bu herkes için de kullanılabilir.
12:47
So I want you to imagine that you're in Julie's shoes,
304
767260
2000
Sizden kendinizi Julie'nin yerine
12:49
or someone who's really close to you
305
769260
2000
veya astım hastası veya bir başka akciğer bozukluğu çeken
12:51
who suffers from asthma or another lung disorder.
306
771260
3000
bir yakınınızın yerine koymanızı istiyorum.
12:54
So Julie's going to her doctor's office
307
774260
2000
Julie astım tedavisi olmak üzere
12:56
to get treated for her asthma.
308
776260
2000
doktorunun muayenehanesine gidiyor.
12:58
And the doctor has her sit down,
309
778260
2000
Doktor onu sandalyesine oturtuyor
13:00
and he takes her peak expiratory flow rate --
310
780260
3000
ve onun nefes verişindeki en yüksek akış oranını ölçüyor
13:03
which is essentially her exhalation rate,
311
783260
2000
ya da basit bir ifadeyle
13:05
or the amount of air that she can breathe out in one breath.
312
785260
3000
bir nefeste dışarı atabildiği hava miktarını ölçüyor.
13:08
So that peak expiratory flow rate,
313
788260
2000
Ben bu değeri
13:10
I've entered it up into the interactive software model.
314
790260
2000
oluşturduğum interaktif yazılım modelinin içine girdim.
13:12
I've also entered in her age, her gender and her height.
315
792260
3000
Ayrıca Julie'nin yaş, cinsiyet ve boy bilgilerini de modelime yerleştirdim.
13:15
I've assumed that she lives in an average household
316
795260
2000
Onun ortalama sayıda kişi ile ortalama hava kirliliğine
13:17
with average air pollutant levels.
317
797260
2000
sahip bir evde yaşadığını varsaydım.
13:19
So any user can come in here
318
799260
2000
Bu yazılımı kullanarak her kullanıcı bu bilgileri girebilir
13:21
and click on "lung function report"
319
801260
2000
ve "Akciğer Fonksiyon Raporu" düğmesine tıklayarak
13:23
and it'll take them to this report that I created.
320
803260
2000
oluşturduğum bu raporu elde edebilir.
13:25
And this report really drives home the crux of my research.
321
805260
4000
Bu rapor, araştırmamın düğüm noktasını açıklığa kavuşturuyor.
13:29
So what it shows -- if you want to focus on that top graph in the right-hand corner --
322
809260
4000
Peki rapor ne gösteriyor? --Sağ üst köşedeki grafiğe bakacak olursanız--
13:33
it shows Julie's actual peak expiratory flow rate
323
813260
2000
sarı renk ile gösterilen bölgede Julie'nin gerçek
13:35
in the yellow bar.
324
815260
2000
nefes verme gücü gösteriliyor.
13:37
This is the measurement that she took in her doctor's office.
325
817260
3000
Bu ölçüm, Julie'nin doktorundan aldığı değerdir.
13:40
In the blue bar at the bottom of the graph,
326
820260
2000
Aynı grafiğin alt kısmında mavi renk ile gösterilen bölge,
13:42
it shows what her peak expiratory flow rate,
327
822260
3000
Julie'nin yaşı, cinsiyeti ve boyu baz alınarak
13:45
what her exhalation rate or lung health, should be
328
825260
2000
değerlendirilen ve normalde olması gerekli
13:47
based on her age, gender and height.
329
827260
3000
olan nefes gücü değerini ifade ediyor.
13:50
So the doctor sees this difference between the yellow bar and the blue bar,
330
830260
3000
Doktor sarı ve mavi bar arasındaki farkı görüyor ve
13:53
and he says, "Wow, we need to give her steroids,
331
833260
3000
"Vay canına, Julie'ye steroid,
13:56
medication and inhalers."
332
836260
3000
ilaç ve sprey vermeliyiz." diyor.
13:59
But I want everyone here to reimagine a world
333
839260
3000
Sizden bir anlık doktorun
14:02
where instead of prescribing steroids,
334
842260
2000
steroid, ilaç ve sprey yazmak yerine
14:04
inhalers and medication,
335
844260
2000
Julie'ye dönüp şöyle dediğini
14:06
the doctor turns to Julie and says,
336
846260
2000
hayal etmenizi istiyorum:
14:08
"Why don't you go home and clean out your air filters.
337
848260
2000
"Eve gidip ve hava filtrelerini değiştirmeye,
14:10
Clean out the air ducts in your home,
338
850260
2000
evindeki, işyerindeki ve okulundaki
14:12
in your workplace, in your school.
339
852260
2000
hava kanallarını temizlemeye,
14:14
Stop the use of incense and candles.
340
854260
3000
tütsü ve mum kullanmayı kesmeye ne dersin?
14:17
And if you're remodeling your house,
341
857260
2000
Eğer evini değiştiriyorsan
14:19
take out all the carpeting and put in hardwood flooring."
342
859260
3000
bütün halılarını kaldır ve onun yerine ahşap parke yaptır."
14:22
Because these solutions are natural,
343
862260
2000
Çünkü bu çözümler,
14:24
these solutions are sustainable,
344
864260
2000
kendi geleceğimizi ve
14:26
and these solutions are long-term investments --
345
866260
3000
gelecek nesilleri etkileyen,
14:29
long-term investments that we're making
346
869260
2000
doğal, sürdürülebilir ve
14:31
for our generation and for future generations.
347
871260
2000
uzun ömürlü yatırımlardır.
14:33
Because these environmental solutions
348
873260
3000
Julie, evinde, işyerinde ve okulunda
14:36
that Julie can make in her home, her workplace and her school
349
876260
3000
bu çevresel çözümleri uygulayabileceği için,
14:39
are impacting everyone that lives around her.
350
879260
3000
bu çözümler onun etrafında yaşayan herkesi etkileyecektir.
14:42
So I'm very passionate about this research
351
882260
2000
Bu araştırma üzerinde oldukça hırslıyım
14:44
and I really want to continue it
352
884260
2000
ve buna astım dışındaki akciğer ve solunum bozukluklarını da
14:46
and expand it to more disorders besides asthma,
353
886260
3000
katarak devam etmek ve hava kirleticileri
14:49
more respiratory disorders, as well as more pollutants.
354
889260
3000
daha detaylı inceleyerek çalışmamı genişletmek istiyorum.
14:52
But before I end my talk today,
355
892260
2000
Konuşmamı bitirmeden önce
14:54
I want to leave you with one saying.
356
894260
2000
bir söz söyleyerek aranızdan ayrılmak istiyorum.
14:56
And that saying is that genetics loads the gun,
357
896260
3000
"Genler silahı doldurur,
14:59
but the environment pulls the trigger.
358
899260
2000
çevre ise tetiği çeker."
15:01
And that made a huge impact on me
359
901260
2000
Bu söz, araştırma yaptığım süre boyunca
15:03
when I was doing this research.
360
903260
2000
üzerimde çok etkili oldu.
15:05
Because what I feel, is a lot of us think
361
905260
2000
Pek çoğumuz
15:07
that the environment is at a macro level,
362
907260
3000
çevremizin hava kalitesini, iklimsel özelliklerini
15:10
that we can't do anything to change our air quality
363
910260
2000
veya diğer yönlerini değiştiremeyeceğimiz kadar
15:12
or to change the climate or anything.
364
912260
3000
büyük olduğunu düşünüyoruz.
15:15
But if each one of us takes initiative in our own home,
365
915260
3000
Fakat her birimiz kendi evimizde,
15:18
in our own school and in our own workplace,
366
918260
3000
okulumuzda ve iş yerlerimizde ilk adımımızı atarsak
15:21
we can make a huge difference in air quality.
367
921260
2000
hava kalitemizde büyük değişimler meydana getirebiliriz.
15:23
Because remember, we spend 90 percent of our lives indoors.
368
923260
4000
Çünkü hatırlayın, hayatımızın yüzde 90'ını kapalı ortamda geçiriyoruz.
15:27
And air quality and air pollutants
369
927260
3000
Hava kalitesi ve hava kirleticileri
15:30
have a huge impact on the lung health of asthmatic patients,
370
930260
3000
astım hastalarının,
15:33
anyone with a respiratory disorder
371
933260
2000
solunum bozukluğu çeken hastaların
15:35
and really all of us in general.
372
935260
2000
ve hepimizin akciğer sağlığı üzerinde büyük etkiye sahip.
15:37
So I want you to reimagine a world
373
937260
2000
Sizden
15:39
with better air quality,
374
939260
2000
hava kalitesi daha yüksek
15:41
better quality of life
375
941260
2000
hayat kalitesi daha iyi
15:43
and better quality of living for everyone
376
943260
2000
ve geleceğimizi de içine alacak şekilde
15:45
including our future generations.
377
945260
2000
daha iyi şekilde yaşayebileceğimiz bir dünyayı yeniden tasarlamanızı istiyorum.
15:47
Thank you.
378
947260
2000
Teşekkür ederim
15:49
(Applause)
379
949260
7000
(Alkışlar)
15:56
Lisa Ling: Right.
380
956260
2000
Lisa Ling: Evet.
15:58
Can I have Shree and Lauren come up really quickly?
381
958260
5000
Shree ve Lauren'i de sahneye hızlı bir şekilde alabilir miyiz?
16:03
Your Google Science Fair champions.
382
963260
2000
Karşınızda Google Bilim Fuarı şampiyonları.
16:05
Your winners.
383
965260
2000
Kazananlar.
16:07
(Applause)
384
967260
3000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7