My failed mission to find God -- and what I found instead | Anjali Kumar

2,114,898 views ・ 2018-02-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Figen Ergürbüz Gözden geçirme: berat güven
00:13
A few years ago,
0
13030
1445
Birkaç yıl önce,
00:14
I set out on a mission to find God.
1
14499
2959
Tanrı'yı bulma göreviyle yola çıktım.
00:17
Now, I'm going to tell you right up front that I failed,
2
17985
2664
Hemen şunu söyleyeyim, başarısız oldum
00:20
which, as a lawyer,
3
20673
1586
ve bir avukat olduğumdan
00:22
is a really hard thing for me to admit.
4
22283
2157
başarısızlık benim için kabullenilmesi çok zor bir şey.
00:25
But on that failed journey,
5
25194
2580
Ama başarısız olan bu yolculukta
00:27
a lot of what I found was enlightening.
6
27798
2430
birçok aydınlatıcı şey buldum.
00:30
And one thing in particular gave me a lot of hope.
7
30873
2928
Ve özellikle bir şey bana çok umut verdi.
00:34
It has to do with the magnitude and significance of our differences.
8
34378
3926
Bu şey, farklılıklarımızın büyüklüğü ve önemi ile ilgili.
00:39
So, I was raised in America by Indian parents -- culturally Hindu,
9
39616
3825
Amerika'da Hintli bir aile tarafından büyütüldüm--kültürel olarak Hindular
00:43
but practicing a strict and relatively unknown religion outside of India
10
43465
4342
fakat Hindistan dışında pek bilinmeyen katı bir din olan
00:47
called Jainism.
11
47831
1156
Jainizm'e inanıyorlar.
00:49
To give you an idea of just how minority that makes me:
12
49610
2949
Ne kadar küçük bir azınlığın mensubu olduğumu şöyle anlatayım:
00:53
people from India represent roughly one percent of the US population;
13
53233
4275
Hintliler, Amerika nüfusunun kabaca % 1'ini oluşturur;
00:57
Hindus, about 0.7 percent;
14
57973
2186
Hindular yaklaşık %0,7'sini
01:00
Jains, at most .00046 percent.
15
60667
6298
Jainler ise en fazla 100.000'de 46'sını.
01:07
To put that in context:
16
67557
1565
Diğer bir deyişle;
01:09
more people visit the Vermont Teddy Bear Factory each year
17
69513
3179
her yıl Amerika'daki ''Vermont Teddy Bear'' fabrikasını
01:12
than are followers of the Jain religion in America.
18
72716
2715
ziyaret edenlerin sayısı Jain dinine mensup olanlardan daha fazla.
01:15
To add to my minority mix, my parents then decided,
19
75455
2901
Bu küçük karışıklığa ek olarak, ailem şu kararı aldı;
01:18
"What a great idea! Let's send her to Catholic school" --
20
78380
2694
''Onu Katolik okuluna gönderelim. Harika olur!''
01:21
(Laughter)
21
81098
1018
(Kahkahalar)
01:22
where my sister and I were the only non-white,
22
82140
2179
Bütün okuldaki Katolik ve beyaz olmayan
01:24
non-Catholic students in the entire school.
23
84343
2357
tek öğrenci kız kardeşimle bendim.
01:27
At the Infant Jesus of Prague School in Flossmoor, Illinois --
24
87287
4324
Flossmoor,Illinois' daki Infant Jesus of Prague School'da-
01:31
yes, that's really what it was called --
25
91635
2472
evet, adı gerçekten "Prag Bebek İsa Okulu"
01:34
we were taught to believe that there is a single Supreme Being
26
94131
3684
bize ne var ne yok her şeyden sorumlu olan
01:37
who is responsible for everything,
27
97839
2208
tek bir Yüce Varlığın olduğuna
iman etmek öğretildi,
01:40
the whole shebang,
28
100071
1230
01:41
from the creation of the Universe to moral shepherding to eternal life.
29
101325
4156
evrenin yaratılışından tutun, ebedi hayata giden yolu göstermeye kadar.
01:46
But at home,
30
106023
1151
Fakat evde,
01:47
I was being taught something entirely different.
31
107198
2769
tamamen farklı bir şey öğretiliyordu.
01:50
Followers of the Jain religion
32
110780
1681
Jain dinine mensup insanlar
01:52
don't believe in a single Supreme Being
33
112485
2109
tek bir Yüce Varlığa veya Yüce Varlıklardan
01:54
or even a team of Supreme Beings.
34
114618
1780
oluşan bir topluluğa bile inanmazlar.
01:56
Instead, we're taught that God manifests
35
116747
2039
Daha çok, Tanrı'nın
01:58
as the perfection of each of us as individuals,
36
118810
3002
biz bireylerin mükemmeliğinde tezahür ettiği öğretilir
02:01
and that we're actually spending our entire lives
37
121836
2484
ve bütün ömrümüzü Tanrısal, mükemmel kendimiz olma yolunda
02:04
striving to remove the bad karmas
38
124344
1879
karşımıza çıkan kötü karmaları yok etmek için
02:06
that stand in the way of us becoming our own godlike, perfect selves.
39
126247
4312
mücadele ederek harcarız.
02:11
On top of that, one of the core principles of Jainism
40
131329
3288
Üstelik, Jainism' in en temel prensiplerinden biri de
02:14
is something called "non-absolutism."
41
134641
2646
'' mutlakçılık karşıtlığı'' denen şeydir.
02:17
Non-absolutists believe that no single person
42
137771
2956
Mutlakçılık karşıtları hiç kimsenin
02:20
can hold ownership or knowledge of absolute truth,
43
140751
3505
mutlak hakikate veya bilgisine sahip olamayacağına inanır,
02:24
even when it comes to religious beliefs.
44
144875
2357
konu dini itikatler olsa bile.
02:28
Good luck testing that concept out
45
148169
1945
Bu kavramı Katolik okullarındaki
02:30
on the priests and nuns in your Catholic school.
46
150138
2431
papaz ve rahibelerle test edeceklere iyi şanslar.
02:32
(Laughter)
47
152593
1316
(Kahkahalar)
02:33
No wonder I was confused
48
153933
1777
Tabii ki kafam karışıktı
02:35
and hyperaware of how different I was from my peers.
49
155734
3556
ve akranlarımdan farklı olduğumu çok iyi biliyordum.
02:39
Cut to 20-something years later,
50
159893
1950
Kısa kesip 20 küsur yıl sonraya gelirsek,
02:41
and I found myself to be a highly spiritual person,
51
161867
2883
kendimi maneviyatı yüksek bir kişi olarak bulmuştum
02:44
but I was floundering.
52
164774
1554
fakat bocalıyordum.
02:46
I was spiritually homeless.
53
166352
1630
Maneviyatımın bir evi, adresi yoktu.
02:48
I came to learn that I was a "None,"
54
168633
3179
Sonra bir ''Hiçbiri'' olduğumu öğrendim.
02:51
which isn't an acronym or a clever play on words,
55
171836
3138
Bu bir kelime oyunu ya da kısaltma değil
02:54
nor is it one of these.
56
174998
2046
ya da o tür bir şey.
02:57
It's simply the painfully uninspired name
57
177663
2714
Pew Araştırma Merkezi insanlara dini inanç sorduğunda
03:00
given to everyone who checks off the box "none"
58
180401
3743
''Hiçbiri'' seçeneğini işaretleyen
03:04
when Pew Research asks them about their religious affiliation.
59
184168
3348
herkese verilen yavan bir isim.
03:07
(Laughter)
60
187540
1024
(Kahkahalar)
03:08
Now, a couple of interesting things about Nones are:
61
188588
2469
Hiçbiriler ile ilgili ilginç şeyleri sayarsak;
03:11
there are a lot of us,
62
191081
1182
bizden çok var
03:12
and we skew young.
63
192287
1486
ve dağılımımız genç.
03:14
In 2014, there were over 56 million religiously unaffiliated Nones
64
194948
6338
2014'de, Amerika'da 56 milyonun üzerinde
bir dine bağlı olmayan Hiçbiri vardı
03:21
in the United States.
65
201310
1177
03:23
And Nones account for over one-third of adults
66
203029
4136
ve 18 ila 33 yaş arası yetişkinlerin 3'de 1'inden fazlası
03:27
between the ages of 18 to 33.
67
207189
2762
Hiçbiri olarak görünüyor.
03:30
But the most interesting thing to me about Nones
68
210489
2953
Ancak, Hiçbirilerle ilgili bana en ilginç gelen şey
03:33
is that we're often spiritual.
69
213466
2302
çoğumuz maneviyata düşkünüz.
03:35
In fact, 68 percent of us believe, with some degree of certainty,
70
215792
4220
Aslında, %68'imiz derecesi değişmekle birlikte
bir Tanrı olduğuna inanıyoruz
03:40
that there is a God.
71
220036
1380
03:41
We're just not sure who it is.
72
221440
1513
yalnız kim olduğundan emin değiliz.
03:42
(Laughter)
73
222977
2000
(Kahkahalar)
03:45
So the first takeaway for me
74
225861
1965
Bir Hiçbiri olduğumu anladığımda
03:47
when I realized I was a None and had found that information out
75
227850
4061
yaptığım ilk çıkarım ve öğrendiğim şey
03:51
was that I wasn't alone.
76
231935
1808
yalnız olmadığımdı.
03:54
I was finally part of a group in America
77
234139
2040
Sonunda Amerika'da birçok üyesi olan
03:56
that had a lot of members,
78
236203
1478
bir gruba dâhil olmuştum
03:57
which felt really reassuring.
79
237705
1635
ve bu çok rahatlatıcıydı.
03:59
But then the second, not-so-reassuring takeaway
80
239731
2691
Fakat sonra, o kadar da rahatlık vermeyen ikinci bir bilgi edindim
04:02
was that, oh, man, there are a lot of us.
81
242446
2231
uhu, bizden bir sürü vardı.
04:04
That can't be good,
82
244701
1222
Bu iyi bir şey olamazdı
04:05
because if a lot of highly spiritual people are currently godless,
83
245947
3853
çünkü bu kadar sayıda maneviyata düşkün insan halen tanrısızsa,
04:09
maybe finding God is not going to be as easy as I had originally hoped.
84
249824
3735
belki de Tanrı'yı bulmak sandığım kadar kolay olmayacaktı.
04:13
So that is when I decided that on my spiritual journey,
85
253583
3324
Bu nedenle manevi yolculuğa çıkmaya karar verdiğimde,
04:16
I was going to avoid the obvious places
86
256931
2074
belirli yerlerden uzak durmaya
04:19
and skip the big-box religions altogether
87
259029
2496
ve büyük dinlerin hepsini elemeye karar verdim.
04:21
and instead venture out into the spiritual fringe
88
261549
3658
Bunun yerine kıyıda köşede kalmış medyumlara
04:25
of mediums
89
265231
1309
ve manevi şifacılara
04:26
and faith healers
90
266564
1182
ve "Tanrı" adamlara
04:28
and godmen.
91
268381
1162
bakacaktım.
04:30
But remember, I'm a non-absolutist,
92
270336
2038
Ama unutmayın, ben mutlakçılığa karşı biriyim,
04:32
which means I was pretty inclined to keep a fairly open mind,
93
272398
3919
yani açık fikirli olmaya oldukça meyilliyim
04:36
which turned out to be a good thing,
94
276341
2088
ve bunun iyi bir şey olduğu anlaşıldı;
04:38
because I went to a witch's potluck dinner
95
278453
3714
iki cadıyla arkadaş olduğum
04:42
at the LGBT Center in New York City,
96
282191
2912
New York LGBT merkezinde
04:45
where I befriended two witches;
97
285127
1712
bir cadının ''potluck'' yemeğine gittim.
04:47
drank a five-gallon jerrican full of volcanic water
98
287814
3741
Peru'da bir şamanla 20 litrelik bidondan
04:51
with a shaman in Peru;
99
291579
1380
volkan suyu içtim.
Bir toplantı merkezinde bir azizle kucaklaştım,
04:54
got a hug from a saint in the convention center --
100
294173
2420
04:56
she smelled really nice --
101
296617
1345
gerçekten hoş kokuyordu.
04:57
(Laughter)
102
297986
1729
(Kahkahalar)
04:59
chanted for hours in a smoke-filled, heat-infused sweat lodge
103
299739
3747
Meksika kıyılarında dumanla dolu, sıcak ve havasız
05:03
on the beaches of Mexico;
104
303510
1487
bir buhar kulübesinde saatlerce ilahi söyledim.
05:05
worked with a tequila-drinking medium to convene with the dead,
105
305958
3288
Garip bir şekilde, içlerinde kayın validemin
05:09
who oddly included both my deceased mother-in-law
106
309270
3358
ve hip hop grubu The Roots'un menajerininde de bulunduğu,
05:12
and the deceased manager of the hip-hop group The Roots.
107
312652
3176
ölülerin ruhlarını çağırırken tekila içen bir medyumla çalıştım.
05:15
(Laughter)
108
315852
1083
(Kahkahalar)
05:16
Yeah, my mother-in-law told me she was really happy
109
316959
2743
Kayın validem, oğlu beni seçtiği için
05:19
her son had chosen me for his wife.
110
319726
2006
çok mutlu olduğunu söyledi.
05:21
Duh! But --
111
321756
1151
Hıı! Ama..
05:22
(Laughter)
112
322931
1939
(Kahkahalar)
05:24
Yeah.
113
324894
1158
Evet.
05:26
But the manager of The Roots
114
326076
2089
Ama The Roots'un menajeri
05:28
said that maybe I should cut back on all the pasta I was eating.
115
328189
3316
makarnayı azaltmamın iyi olabileceğini söyledi.
05:31
I think we can all agree
116
331529
1608
Karbonhidratı azalt diyen
merhum kayın validem olmadığı için kocamın şanslı olduğu konusunda
05:33
that it was lucky for my husband that it wasn't his dead mother
117
333161
3038
hepimizin hemfikir olduğunu umuyorum.
05:36
who suggested I lay off carbs.
118
336223
1483
05:37
(Laughter)
119
337730
1094
05:38
I also joined a laughing yoga group out of South Africa;
120
338848
3879
(Kahkahalar)
Ayrıca Güney Afrika'da kahkahalı bir yoga grubuna katıldım.
05:43
witnessed a woman have a 45-minute orgasm --
121
343917
3671
Bir kadının 45 dakikalık orgazmına şahit oldum,
05:47
I am not making this up --
122
347612
1323
uydurmuyorum,
05:48
as she tapped into the energy of the universe --
123
348959
2562
evrenin enerjisine bağlanıyordu.
05:51
I think I'm going to go back there --
124
351545
1821
Sanırım oraya tekrar gideceğim.
05:53
(Laughter)
125
353844
2372
(Kahkahalar)
05:57
called God from a phone booth in the Nevada desert at Burning Man,
126
357350
4056
Nevada Çölü'nde Burning Man Festivalinde bir telefon kulübesinden Tanrıyı aradım.
06:01
wearing a unitard and ski goggles;
127
361430
2068
Tayt giyip kayak gözlükleri takmıştım
06:04
and I had an old Indian guy lie on top of me,
128
364556
3508
ve üzerime yaşlı bir Hintli uzandı,
06:08
and no, he wasn't my husband.
129
368088
2010
hayır, kocam değildi,
06:10
This was a perfect stranger named Paramji,
130
370122
2413
Paramji adında hiç tanımadığımı biriydi.
06:12
and he was chanting into my chakras
131
372559
1763
O benim yonimi (Sanskritçe: vajina)
06:14
as he tapped into the energy forces of the Universe to heal my "yoni,"
132
374346
4678
iyileştirmek için evrenin enerjisini bana doğru yönlendirirken
06:19
which is a Sanskrit word for "vagina."
133
379048
2991
çakralarıma bir şeyler söylüyordu.
06:22
(Laughter)
134
382063
1324
(Kahkahalar)
06:23
I was going to have a slide here,
135
383411
1572
Burada sizin için bir slayt yapacaktım
06:25
but a few people suggested
136
385007
1831
fakat TED hatta TEDWomen'dan
06:26
that a slide of my yoni at TED -- even TEDWomen --
137
386862
4315
bir kaç kişi, benim yoni slaytının
06:31
not the best idea.
138
391201
1359
iyi fikir olmadığını söyledi.
06:32
(Laughter)
139
392584
1158
(Kahkahalar)
06:34
Very early in my quest,
140
394927
1664
Tanrıyı sorguladığım ilk yıllarda,
06:36
I also went to see the Brazilian faith healer John of God
141
396615
3336
Brezilya'daki merkezine Brezilyalı şifacı Tanrı'nın John'unu
06:39
at his compound down in Brazil.
142
399975
1765
06:42
Now, John of God is considered a full-trance medium,
143
402166
3049
Bu arada, Tanrı'nın John'u ölü insanlarla konuşabilen
06:45
which basically means he can talk to dead people.
144
405239
2521
tam-transta bir medyum olarak biliniyor.
06:48
But in his case, he claims to channel a very specific group
145
408173
3765
Ama, sizdeki sorunları iyileştirmek için ölü doktorlar
06:51
of dead saints and doctors
146
411962
1438
ve azizlerden oluşan
06:53
in order to heal whatever's wrong with you.
147
413424
2379
çok özel bir grubu yönlendirdiğini iddia ediyor.
06:55
And although John of God does not have a medical degree
148
415827
2948
Her ne kadar Tanrı'nın John'unun herhangi bir tıp eğitimi
06:58
or even a high school diploma,
149
418799
2084
veya bir lise diploması bile olmasa da
07:01
he actually performs surgery --
150
421653
1699
gerçekten ameliyat yapıyor,
07:04
the real kind, with a scalpel,
151
424186
1675
gerçek bir neşterle
07:06
but no anesthesia.
152
426504
1237
ama anestezi kullanmadan.
07:08
Yeah, I don't know.
153
428893
1160
Yani, bilemiyorum.
07:10
He also offers invisible surgery, where there is no cutting,
154
430077
3470
Ayrıca hiç kesik olmayan görünmez ameliyatlar
07:13
and surrogate surgery,
155
433571
1157
ve vekâlet ameliyatı yapıyor.
07:14
where he supposedly can treat somebody who is thousands of miles away
156
434752
4098
İddialara göre binlerce kilometre ötedeki birini, ameliyatı onun sevdiği
07:18
by performing a procedure on a loved one.
157
438874
2202
başka biri üzerinde yaparak tedavi edebiliyormuş.
07:21
Now, when you go to visit John of God,
158
441747
1843
Şimdi, Tanrı'nın John'unu ziyaret etmeye giderseniz
07:23
there are all kinds of rules and regulations.
159
443614
2136
bir sürü kural ve düzenlemeyle karşılaşırsınız,
07:25
It's a whole complicated thing,
160
445774
1582
bayağı karmaşık şeyler,
07:27
but the bottom line is that you can visit John of God
161
447380
3259
fakat sonuçta; Tanrı'nın John'unu ziyaret edebilir
07:30
and present him with three things that you would like fixed,
162
450663
3207
ve ona düzelmesini istediğiniz üç şeyi sunabilirsiniz,
07:33
and he will set the dead saints and doctors to work on your behalf
163
453894
3097
o da sizin adınıza çalışması için
ölü azizleri ve doktorları ayarlar.
07:37
to get the job done.
164
457015
1183
07:38
(Laughter)
165
458222
1009
(Kahkahalar)
07:39
Now, before you snicker,
166
459255
2475
Siz gülmeye devam edin
07:41
consider
167
461754
1484
ama internet sayfasına göre
07:43
that, at least according to his website,
168
463262
1972
sekiz milyondan fazla kişi
07:45
over eight million people --
169
465258
1782
onu görmeye gitmiş,
07:47
including Oprah,
170
467802
1178
Televizyon Gündüz Kuşağı Tanrıçası
07:49
the Goddess of Daytime TV --
171
469630
1945
Oprah dahil.
07:52
have gone to see John of God,
172
472441
1863
Tanrı'nın John'unu görmeye gitmişler.
07:54
and I was pre-wired to keep an open mind.
173
474328
2664
Açık fikirli olma konusunda önceden eğitimliydim
07:58
But to be honest, the whole thing for me was kind of weird and inconclusive,
174
478124
3618
ama doğrusu bütün bunlar benim için bile acayipti ve inandırıcı değildi
08:01
and in the end, I flew home,
175
481766
1751
ve sonunda eve döndüğümde
08:03
even more confused than I already started out.
176
483541
2491
kafam öncekinden de karışıktı.
08:06
But that doesn't mean I came home empty-handed.
177
486913
2382
Ama bu eve eli boş geldiğim anlamına da gelmiyor.
08:10
In the weeks leading up to my trip to Brazil,
178
490605
2553
Brezilya seyahatimden önceki haftalarda,
08:13
I mentioned my upcoming plans to some friends
179
493182
2769
bazı arkadaşlarıma ve zamanında avukatı olduğum
08:15
and to a couple of colleagues at Google,
180
495975
1946
Google'daki birkaç meslektaşıma
08:17
where I was a lawyer at the time.
181
497945
1671
bu planımdan bahsetmiştim.
08:20
And I might have mentioned it to a couple more people
182
500028
2508
Aslında birkaç kişiye daha bahsetmiş olabilirim,
08:22
because I'm chatty,
183
502560
1191
çünkü geveze biriyimdir.
08:23
including my neighbor,
184
503775
1208
Mesela komşum,
08:25
the guy who works at the local coffee shop I go to each morning,
185
505672
3096
her sabah gittiğim kahve dükkanında çalışan çocuk,
08:29
the checkout lady at Whole Foods
186
509181
1734
Whole Foods'ta kasadaki hanımefendi,
08:31
and a stranger who sat next to me on the subway.
187
511486
2336
metroda yanımda oturan yabancı gibi.
08:34
I told each of them where I was going
188
514743
2216
Onların her birine gideceğim yeri
08:36
and why,
189
516983
1171
ve nedenini söyledim
08:38
and I offered to carry three wishes of theirs down to Brazil,
190
518178
4421
ve onlara üç dileklerini Brezilya'ya götürmeyi, Tanrı'nın John'unu
08:42
explaining that anyone going to see John of God
191
522623
2769
görmeye gidenlerin başkalarının dileğini de vekâlaten götürebildiğini
08:45
could act as a proxy for others
192
525416
1810
ve böylece onları bu yolculuktan kurtarıp
08:47
and save them the trip.
193
527250
1172
dileklerini taşımayı önermiştim.
08:49
And to my surprise, my in-box overflowed.
194
529795
3135
Gelen kutum dolup taştığında şaşırdım.
08:53
Friends told friends who told friends,
195
533906
1901
Herkes arkadaşına söylemiş
08:55
and those friends apparently told more friends,
196
535831
2236
ve bu arkadaşlar da görünüşe göre başka arkadaşlara,
08:58
other strangers and the guys at their coffee shops,
197
538091
2410
diğer kişilere, kahve dükkanındaki arkadaşlara
09:00
until it seemed that days before I left for Brazil
198
540525
2404
ve Brezilya'ya gidene kadar
09:02
that there was no one who did not have my email address.
199
542953
2935
e-posta adresimi öğrenmeyen kalmamış.
09:06
And at the time, all I could conclude was that I had offered too much
200
546765
4350
O zamanlar çıkardığım tek sonuç çok fazla kişiye
09:11
to too many.
201
551139
1157
çok fazla şey önerdiğimdi.
09:13
But when I actually reread those messages a few years later,
202
553302
3679
Fakat birkaç yıl sonra bu mesajları tekrar okuduğumda
09:18
I noticed something completely different.
203
558172
2765
tamamen farklı bir şey fark ettim.
09:22
Those emails actually shared three commonalities,
204
562728
3324
Bu e-postaların üç ortak yönü vardı.
09:26
the first of which was rather curious.
205
566885
1824
Birincisi oldukça ilginçti.
09:29
Almost everyone sent me meticulous details about how they could be reached.
206
569791
4640
Neredeyse herkes onlara nasıl ulaşılacağına dair net detaylar vermişti.
09:35
I had told them, or their friends had told them,
207
575239
2896
Yani ben ya da arkadaşları onlara,
09:38
that along with the list of the three things they wanted fixed,
208
578159
3133
düzelmesini istedikleri üç şeyin listesinin yanı sıra, resimlerine
09:41
I needed their photo, their name and their date of birth.
209
581316
3598
isimlerine ve doğum tarihlerine de ihtiyacım olduğunu söylemişti.
09:45
But they gave me full addresses, with, like, apartment numbers and zip codes,
210
585533
4132
Ama onlar bana kapı no ve posta kodları ile tam adreslerini vermişlerdi,
09:49
as if John of God was going to stop by their house
211
589689
2355
sanki Tanrı'nın John'u onların evine uğrayacak,
09:52
and see them in person or send along a package.
212
592068
2352
onları şahsen görecek veya bir paket gönderecekmiş gibi.
09:55
It was as if, in the highly unlikely event that their wishes were granted
213
595250
4357
Sanki, uzak bir ihtimal olsa bile dilekleri Tanrı'nın John'u
09:59
by John of God,
214
599631
1192
tarafından kabul edilirse,
10:00
they just wanted to make sure that they weren't delivered
215
600847
2773
bunun yanlış adres ya da yanlış kişiye
10:03
to the wrong person or the wrong address.
216
603644
1970
gitmediğinden emin olmak ister gibi.
10:05
Even if they didn't believe,
217
605638
2166
İnanmasalar bile,
10:07
they were hedging their bets.
218
607828
1604
işi sağlama almak istemişlerdi.
10:10
The second commonality was just as curious,
219
610785
2913
İkinci ortak nokta da yine ilgi çekici
10:14
but far more humbling.
220
614612
1386
ama çok daha mütevazi bir şeydi.
10:17
Virtually everyone --
221
617784
1361
Abartısız herkes,
10:19
the stranger on the subway,
222
619925
1305
metrodaki yabancı,
10:21
the guy at the coffee shop,
223
621827
1308
kahve dükkanındaki adam,
10:23
the lawyer down the hall,
224
623530
1323
adliyedeki avukat,
10:25
the Jew, the atheist, the Muslim, the devout Catholic --
225
625310
3172
Yahudi, ateist, Müslüman, dindar Katolik,
10:28
all asked for essentially the same three things.
226
628873
3212
hepsi temelde üç aynı şeyi istemişti.
10:33
OK, there were a couple of outliers, and yes, a few people asked for cash.
227
633020
3667
Tamam, birkaç tane sapkın vardı ve evet bazıları da para istedi
10:36
But when I eliminated what were ultimately a handful of anomalies,
228
636711
4382
ama hepi topu üç beş anormali elediğimde
10:41
the similarities were staggering.
229
641527
2314
benzerlikler çok şaşırtıcıydı.
10:45
Almost every single person
230
645931
2188
Neredeyse herkes ilk olarak
10:48
first asked for good health for themselves and their families.
231
648828
3839
kendileri ve aileleri için sağlıklı bir yaşam istemişti.
10:54
Almost universally,
232
654001
1377
Neredeyse bir bütün halinde,
10:56
they next asked for happiness
233
656212
1474
mutluluk istemişlerdi
10:58
and then love,
234
658829
1151
ve sonra aşk.
11:01
in that order:
235
661439
1176
Sıralama şöyleydi:
11:03
health, happiness, love.
236
663824
1755
sağlık, mutluluk, aşk.
11:07
Sometimes they asked for a specific health issue to be fixed,
237
667585
2927
Bazıları belirli bir sağlık sorununun düzelmesini istemişti
11:10
but more often than not, they just asked for good health in general.
238
670536
3322
ama genel olarak hepsi sağlıklı olmayı istiyordu.
11:15
When it came to happiness,
239
675222
1276
Konu mutluluk olduğunda,
11:17
they each phrased it slightly differently,
240
677031
2176
her biri bunu birazcık farklı anlatmıştı,
11:20
but they all asked for the same specific subtype of happiness, too --
241
680052
4596
ama hepsi mutluluğun aynı alt türünü istemişti.
11:26
the kind of happiness that sinks in
242
686282
2081
Hani içinize işleyip
11:28
and sets down roots in your soul;
243
688832
1943
ruhunuzda hissettiğiniz mutluluğu;
11:32
the kind of happiness that could sustain us,
244
692521
2336
bize güç veren türden mutluluğu,
11:35
even if we were to lose absolutely everything else.
245
695922
2926
her şeyi kaybetmek üzere olsak bile.
11:40
And for love,
246
700587
1152
Aşka gelirsek,
11:42
they all asked for the kind of romantic love,
247
702779
2218
hepsi romantik aşk istemişti,
11:45
the soul mate that we read about in epic romantic novels,
248
705021
3976
büyük romanlarda okuduğumuz bir ruh eşi,
11:50
the kind of love that will stay with us till the end of our days.
249
710396
3220
son günlerimize kadar yanımızda kalan bir aşk.
11:55
Sorry, that's my husband.
250
715893
2015
Kusura bakmayın, o benim kocam.
12:00
Crap! Now I forgot my place.
251
720665
1585
Tüh! Ne dediğimi unuttum.
12:02
(Laughter)
252
722274
2019
(Kahkaha)
12:05
(Applause)
253
725176
4801
(Alkış ve tezahürat)
12:14
So by and large,
254
734602
1559
Genel olarak
12:16
all of these friends and strangers,
255
736185
2388
bütün bu arkadaşlar ve yabancılar
12:18
regardless of their background, race or religion,
256
738597
3354
ırk, din ya da geçmişleri ne olursa olsun
12:22
all asked for the same things,
257
742762
1664
hepsi aynı şeyleri istiyordu,
12:24
and they were the same things that I really wanted,
258
744450
2762
benim istediğim de tam aynı şeylerdi.
12:27
the simplified version of the basic human needs
259
747236
2802
Abraham Maslow ve Manfred Max-Neef gibi sosyal bilimciler
12:30
identified by social scientists like Abraham Maslow and Manfred Max-Neef.
260
750062
4621
tarafından anlatılan temel insan ihtiyaçların basit bir versiyonuydu.
12:35
No one asked for answers to the big existential questions
261
755668
3118
Hiç kimse yola çıkma nedenim olan Tanrının varlığına dair delilleri veya
12:38
or for proof of God or the meaning of life like I had set out to find.
262
758810
3405
hayatın anlamı gibi büyük varoluşsal sorulara cevap istemedi.
12:42
They didn't even ask for an end to war or global hunger.
263
762596
2982
Savaşlara ve dünyadaki açlığa son vermeyi bile dilemediler.
12:46
Even when they could have asked for absolutely anything,
264
766879
3603
Gerçekten akla gelebilecek her şeyi isteyebilecekken,
12:50
they all asked for health, happiness and love.
265
770506
3035
hepsi sağlık, mutluluk ve aşk istedi.
12:55
So now those emails had a third commonality as well.
266
775418
2748
Bu e-postaların üçüncü ortak özelliği;
12:59
Each of them ended in the exact same way.
267
779444
3128
hepsi aynı sonla bitiyordu.
13:03
Instead of thanking me for carting their wishes all the way to Brazil,
268
783597
3766
Dileklerini Brezilya'ya kadar ileteceğim için bana teşekkür etmek yerine
13:08
everyone said,
269
788427
1215
herkes,
13:11
"Please don't tell anyone."
270
791285
1472
''Lütfen kimseye söyleme'' diyordu.
13:14
So I decided to tell everyone --
271
794738
2216
Bu nedenle de herkese söylemeye karar verdim
13:16
(Laughter)
272
796978
1231
(Kahkahalar)
13:18
right here on this stage,
273
798233
1498
ve tam burada, bu sahnede.
13:21
not because I'm untrustworthy,
274
801421
1790
Güvenilmez biri olduğumdan değil,
13:23
but because the fact that we have so much in common
275
803867
3242
çok fazla ortak noktamız olduğu için.
13:27
feels especially important for us all to hear, especially now,
276
807133
3486
Bunları bilmek hepimiz için çok önemli, özellikle şu anda, çünkü;
13:30
when so many of the world's problems
277
810643
2047
dünyadaki problemlerin bu kadar çok
13:32
seem to be because we keep focusing on the things that make us different,
278
812714
3987
olma nedeni, bizi birbirimize bağlayan şeylere değil, bizi farklı yapan şeylere
13:36
not on what binds us together.
279
816725
1883
odaklanıyor olmamız gibi görünüyor.
13:39
And look -- I am the first to admit that I am not a statistician,
280
819765
4376
Ve bakın, baştan söyleyeyim ben bir istatistikçi değilim
13:44
and that the data I presented to you that I just accumulated in my in-box
281
824790
3920
ve size sunduğum verileri sadece gelen kutumdan topladım.
13:48
is more anecdotal than scientific, more qualitative than quantitative.
282
828734
5101
Bilimselden ziyade birer anlatı, öykü, ve sayısaldan çok niteliksel.
13:54
It is, as anyone who works with data would tell you,
283
834394
3222
Verilerle çalışan herkes size aynı şeyi söyleyecektir;
13:57
hardly a statistically significant or demographically balanced sample.
284
837640
3824
bu istatistiksel olarak geçersize yakın, demografik olarak dengesiz bir örneklem.
14:01
But nonetheless, I find myself thinking about those emails
285
841488
4061
Yine de, o e-postaları düşünmeden edemiyorum
14:05
every time I reflect back on the bias and prejudice
286
845573
3552
ve sonra hayatım boyunca karşılaştığım bütün tarafgirlikleri
ve ön yargıları tekrar düşününce
14:09
that I've faced in my life,
287
849149
1517
14:11
or when there's another hate crime or a senseless tragedy
288
851131
2894
veya nefret kusmaları ya da anlamsız trajedileri,
14:14
that underscores the disheartening sense
289
854049
2612
bizim bu farklılıkları aşabileceğimiz konusunda
14:16
that our differences might be insurmountable.
290
856685
2853
cesaretimin kırıldığını hissediyorum.
14:21
I then remind myself that I have evidence
291
861070
2310
Ama sonra kendime bir kanıtım var deyip,
14:23
that the humbling, unifying commonality
292
863404
2582
insan olmanın mütevazi ve birleştirici
sıradanlığını düşünüyorum
14:26
of our humanity
293
866010
1610
14:27
is that, even when presented with the opportunity
294
867644
2968
ve bu sıradanlıkla, aklımıza gelen her şeyi
14:30
to ask for anything at all,
295
870636
2153
isteme şansı bulduğumuzda bile,
14:32
most of us want the same things,
296
872813
1937
hep aynı şeyleri istiyoruz,
14:34
and that this is true no matter who we are,
297
874774
2705
kim olursak olalım bu böyle
14:38
what name we call our god,
298
878179
1917
Tanrımıza hangi adı verirsek verelim,
14:40
or which religion, if any, we call home.
299
880702
3122
hangi dinden olursak olalım, eğer inanıyorsak ona ev diyoruz.
14:45
I then also note
300
885300
1604
Aynı zamanda fark ettim ki
14:46
that apparently some of us want these things so badly
301
886928
3367
bazılarımız bu şeyleri o kadar çok istiyor ki
14:50
that we would email a None,
302
890821
1777
bir Hiçbirine mail gönderiyor.
14:53
a spiritually confused None like me --
303
893319
3287
Benim gibi ruhani yönden kafası karışık bir Hiçbirine--
14:56
some might say otherwise confused as well --
304
896630
2108
bazıları başka yönlerden de kafası karışık diyebilir--
14:59
and that we would seek out this stranger and email her our deepest wishes,
305
899742
4781
Çünkü çok uzak bir ihtimal olsa bile ne olur ne olmaz diyerek,
15:04
just in case there is the remote possibility
306
904547
3345
dileklerimizin Tanrı değil ama aşağı yukarı öyle olan biri tarafından
15:07
that they might be granted by someone who is not a god,
307
907916
3641
kabul edilebileceğini düşünerek bir yabancıya en derin dileklerimizi
15:11
much less our god,
308
911581
2389
e postayla gönderip medet umuyoruz.
15:13
someone who is not even a member of our chosen religion,
309
913994
2973
Hatta bu kişi bizim dinimizden bile değilken
15:17
someone who, when you look at him on paper,
310
917998
2001
ve kâğıt üzerinde, hiç de bu dilekleri
15:20
seems like an unlikely candidate to deliver.
311
920023
2490
iletmeye namzet biri gibi görünmüyorken.
15:24
And so now,
312
924354
1165
Ve artık
15:26
when I reflect back on my spiritual quest,
313
926494
3129
manevi arayışıma dönüp baktığımda
15:31
even though I did not find God,
314
931758
2120
Tanrı'yı bulamamış olsam da
15:35
I found a home in this:
315
935211
2308
ait olduğum bir yer, ev buldum:
15:39
even today, in a world fractured by religious,
316
939170
4121
Bugün dünyada din, etnisite, siyaset,
15:44
ethnic, political, philosophical, and racial divides,
317
944069
5137
felsefe ve ırk bakımından bölünmüş olsak
15:49
even with all of our obvious differences,
318
949230
3034
ve dış görünüşümüzde farklar olsa bile
15:52
at the end of the day,
319
952288
1415
son tahlilde,
15:54
and the most fundamental level,
320
954311
1715
kökünde ve derininde
15:56
we are all the same.
321
956886
1394
hepimiz aynıyız.
15:59
Thank you.
322
959613
1163
Teşekkürler.
16:00
(Applause)
323
960800
5613
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7