It's time to reclaim religion | Sharon Brous

114,650 views ・ 2017-01-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Joanna Pietrulewicz
0
0
7000
Çeviri: Gözde Zülal Solak Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
I was a new mother
1
12960
2216
2004'ün ilkbaharında,
00:15
and a young rabbi
2
15200
1256
yeni bir anneydim
00:16
in the spring of 2004
3
16480
1856
ve genç bir hahamdım
00:18
and the world was in shambles.
4
18360
2240
ve dünya, karman çormandı.
00:21
Maybe you remember.
5
21240
1256
Belki hatırlarsınız.
00:22
Every day, we heard devastating reports from the war in Iraq.
6
22520
3136
Irak'taki savaştan her gün yıkıcı haberler duyuyorduk.
00:25
There were waves of terror rolling across the globe.
7
25680
3856
Dünya geneline yayılan bir terör dalgası vardı.
00:29
It seemed like humanity was spinning out of control.
8
29560
2680
İnsanlık kontrolden çıkmış gibiydi.
00:33
I remember the night that I read
9
33000
1856
Madrid'de metro sistemindeki
00:34
about the series of coordinated bombings
10
34880
2136
eşgüdümlü bombalama serileri hakkında
00:37
in the subway system in Madrid,
11
37040
2696
okuduğum geceyi hatırlıyorum,
00:39
and I got up and I walked over to the crib
12
39760
2056
kalktım ve altı aylık kız bebeğimin
00:41
where my six-month-old baby girl
13
41840
2416
içinde tatlıca uyuduğu
00:44
lay sleeping sweetly,
14
44280
1856
beşiğe doğru yürüdüm
00:46
and I heard the rhythm of her breath,
15
46160
2336
ve nefesinin ritmini duydum
00:48
and I felt this sense of urgency coursing through my body.
16
48520
3576
ve vücudumdan akan ivedilik hissiyatını sezinledim.
00:52
We were living through a time of tectonic shifts in ideologies,
17
52120
4056
İdeolojilerde, politikada, dinde, nüfusta tektonik değişimlerin
00:56
in politics, in religion, in populations.
18
56200
2656
yaşandığı bir zamanda yaşıyorduk.
00:58
Everything felt so precarious.
19
58880
2080
Her şey çok kırılgandı.
01:01
And I remember thinking,
20
61480
1256
Şöyle düşünmüştüm,
01:02
"My God, what kind of world did we bring this child into?
21
62760
3600
"Aman Tanrım, biz bu çocuğu nasıl bir dünyaya getirdik?
01:06
And what was I as a mother and a religious leader
22
66960
3056
Bir anne ve dini lider olarak bu konu hakkında
01:10
willing to do about it?
23
70040
1520
ne yapmak istiyorum?"
01:14
Of course, I knew it was clear
24
74840
2776
Tabii ki dinin, bu hızla değişen
01:17
that religion would be a principle battlefield
25
77640
2896
manzarada bir prensipler savaşı meydanı olduğunun
01:20
in this rapidly changing landscape,
26
80560
2456
aşikar olduğunu biliyordum
01:23
and it was already clear
27
83040
1696
ve dinin,
01:24
that religion was a significant part of the problem.
28
84760
2720
sorunun önemli bir kısmı olduğu da zaten aşikardı.
01:28
The question for me was,
29
88120
1256
Benim için soru şuydu,
01:29
could religion also be part of the solution?
30
89400
2480
din, ayrıca çözümün de bir parçası olabilir miydi?
01:32
Now, throughout history,
31
92480
1616
Şimdi, tarih boyunca,
01:34
people have committed horrible crimes and atrocities
32
94120
3216
insanlar din adı altında dehşet suçlar işlediler
01:37
in the name of religion.
33
97360
1640
ve vahşete sebep oldular.
01:40
And as we entered the 21st century,
34
100160
2456
21. yüzyıla girdiğimizde
01:42
it was very clear that religious extremism was once again on the rise.
35
102640
4720
dini aşırıcılığın tekrar yükselişe geçtiği aşikardı.
01:47
Our studies now show
36
107760
1256
Şu anda çalışmalarımız
01:49
that over the course of the past 15, 20 years,
37
109040
3256
geçtiğimiz 15, 20 yıl boyunca düşmanlıkların ve dinle ilgili şiddetin
01:52
hostilities and religion-related violence
38
112320
2136
tüm dünyada
01:54
have been on the increase all over the world.
39
114480
2936
yükselişe geçmiş olduğunu gösteriyor.
01:57
But we don't even need the studies to prove it,
40
117440
2256
Ama kanıtlamak için çalışmalara bile gerek yok,
01:59
because I ask you, how many of us are surprised today
41
119720
3176
çünkü soruyorum, bugün bir bombalama ya da silahlı eylem
02:02
when we hear the stories of a bombing or a shooting,
42
122920
3776
hikayesi duyduğunuzda ve sonra tetik çekilmeden
02:06
when we later find out that the last word that was uttered
43
126720
2816
veya bomba patlatılmadan önce söylenen son kelimenin
02:09
before the trigger is pulled or the bomb is detonated
44
129560
2816
Tanrının adı olduğunu öğrendiğinizde
02:12
is the name of God?
45
132400
1616
kaçımız şaşırıyor?
02:14
It barely raises an eyebrow today
46
134040
2656
Başka bir insanın,
02:16
when we learn that yet another person
47
136720
1936
Tanrının çocuklarının canlarını alarak
02:18
has decided to show his love of God
48
138680
2536
Tanrıya sevgisini gösterme kararı aldığını öğrenince
02:21
by taking the lives of God's children.
49
141240
2240
sadece şaşkınlıktan gözlerimiz açılıyor.
02:24
In America, religious extremism
50
144680
2416
Amerika'da dini aşırıcılık,
02:27
looks like a white, antiabortion Christian extremist
51
147120
4536
beyaz, kürtaj karşıtı, Hristiyan bir aşırıcının Colorado Springs'deki
02:31
walking into Planned Parenthood in Colorado Springs
52
151680
3216
Aile Planlaması Derneğine girip üç kişiyi öldürmesi
02:34
and murdering three people.
53
154920
1856
gibi görünüyor.
02:36
It also looks like a couple
54
156800
2256
Ayrıca bir çiftin, IŞİD'den etkilenerek
02:39
inspired by the Islamic State
55
159080
1816
San Bernardino'da
02:40
walking into an office party in San Bernardino and killing 14.
56
160920
4616
bir ofis partisine girip 14 kişiyi öldürmesi gibi görünüyor.
02:45
And even when religion-related extremism does not lead to violence,
57
165560
4816
Hatta dine bağlı aşırıcılık şiddete yol açmadığında bile,
02:50
it is still used as a political wedge issue,
58
170400
3016
politik bir set meselesi olarak kullanılıyor,
02:53
cynically leading people to justify the subordination of women,
59
173440
4096
bu da insanların, kadınların itaatini, LGBT insanlarının
02:57
the stigmatization of LGBT people,
60
177560
2456
damgalanmasını, ırkçılığı, İslam fobisini
03:00
racism, Islamophobia and anti-Semitism.
61
180040
3600
ve Yahudi karşıtlığını meşrulaştırmasını sağlıyor.
03:04
This ought to concern deeply
62
184320
2096
Dinin geleceği ve inancın geleceği
03:06
those of us who care about the future of religion
63
186440
2936
konusuyla ilgilenenler, bu konuyla
03:09
and the future of faith.
64
189400
2216
derinden ilgilenmeli.
03:11
We need to call this what it is:
65
191640
2376
Bu, neyse odur:
03:14
a great failure of religion.
66
194040
2160
dinin büyük bir başarısızlığı.
03:17
But the thing is, this isn't even the only challenge that religion faces today.
67
197120
4840
Sorun şu ki, dinin günümüzde karşılaştığı tek mücadele bu değil.
03:24
At the very same time
68
204040
1736
Aynı zamanda
03:25
that we need religion to be a strong force against extremism,
69
205800
3616
dinin aşırıcılığa karşı baskın bir kuvvet olmasına ihtiyacımız varken
03:29
it is suffering from a second pernicious trend,
70
209440
3016
o, ikinci bir tehlike akımıyla uğraşıyor,
03:32
what I call religious routine-ism.
71
212480
2800
buna dini rutin-cilik diyorum.
03:35
This is when our institutions and our leaders
72
215840
2576
Kurumlarımız ve liderlerimiz hayattan yoksun,
03:38
are stuck in a paradigm that is rote and perfunctory,
73
218440
3776
vizyondan yoksun ve ruhtan yoksun
03:42
devoid of life, devoid of vision
74
222240
2056
bu ezber ve üstünkörülük paradigmasında
03:44
and devoid of soul.
75
224320
1720
sıkışıp kaldılar.
03:46
Let me explain what I mean like this.
76
226520
2376
Ne demek istediğimi açıklayayım.
03:48
One of the great blessings of being a rabbi
77
228920
2776
Bir haham olmanın en büyük lütuflarından birisi,
03:51
is standing under the chuppah, under the wedding canopy, with a couple,
78
231720
4656
bir çiftle birlikte chuppah adlı nikah kubbesinin altında duruyorduk
03:56
and helping them proclaim publicly
79
236400
2256
ve beyan ederek
03:58
and make holy the love that they found for one another.
80
238680
3256
birbirlerinde buldukları sevgiyi kutsallaştırmalarına yardımcı oldum.
04:01
I want to ask you now, though,
81
241960
1936
Şimdi düşünmenizi istiyorum,
04:03
to think maybe from your own experience
82
243920
1896
belki tecrübelerinizden yola çıkarsınız
04:05
or maybe just imagine it
83
245840
1416
ya da hayal edersiniz;
04:07
about the difference between the intensity of the experience
84
247280
2896
bir nikah kubbesi altında yaşanılan tecrübenin yoğunluğuyla,
04:10
under the wedding canopy,
85
250200
1736
belki de altıncı
04:11
and maybe the experience of the sixth or seventh anniversary.
86
251960
3216
veya yedinci yıl kutlaması tecrübeleri arasındaki fark nedir?
04:15
(Laughter)
87
255200
2456
(Gülüşmeler)
04:17
And if you're lucky enough to make it 16 or 17 years,
88
257680
3896
16 veya 17 yıl devam edebilecek kadar şanslıysanız,
04:21
if you're like most people, you probably wake up in the morning
89
261600
2976
çoğu insan gibiyseniz muhtemelen sabah uyanacaksınız
04:24
realizing that you forgot to make a reservation at your favorite restaurant
90
264600
3536
ve gözde restoranda rezervasyon yaptırmayı unuttuğunuzu fark edeceksiniz
04:28
and you forgot so much as a card,
91
268160
1616
ve bir kart almayı unutacaksınız
04:29
and then you just hope and pray that your partner also forgot.
92
269800
3080
ve sonra partnerinizin de unuttuğunu ümit edip dua edeceksiniz.
04:33
Well, religious ritual and rites
93
273959
2617
Pekala, dini törenler ve ayinler
04:36
were essentially designed to serve the function of the anniversary,
94
276600
3536
esasen yıl dönümü işlevine hizmet etmek için tasarlanmıştır,
04:40
to be a container in which we would hold on to the remnants
95
280160
4016
yani her şeyden önce dini doğuran o kutsal, açığa vurucu
04:44
of that sacred, revelatory encounter
96
284200
2896
karşılaşmadan geriye kalanlara
04:47
that birthed the religion in the first place.
97
287120
2096
tutunabileceğimiz bir konteyner gibidir.
04:49
The problem is that after a few centuries,
98
289240
2496
Sorun şu ki birkaç yüzyıl sonra,
04:51
the date remains on the calendar,
99
291760
2240
tarih takvimde kalır
04:54
but the love affair is long dead.
100
294680
2856
fakat gönül ilişkisi ölüp gitmiştir.
04:57
That's when we find ourselves in endless, mindless repetitions
101
297560
4296
Bizlere hiçbir anlam ifade etmeyen kelimelerin sonsuz, anlamsız tekrarları
05:01
of words that don't mean anything to us,
102
301880
2216
içerisinde kendimizi bulduğumuz an bu andır,
05:04
rising and being seated because someone has asked us to,
103
304120
3736
birisi bizden istediği için kalkmak ve oturmak,
05:07
holding onto jealously guarded doctrine
104
307880
2896
çağdaş gerçekliğimizin tamamen
05:10
that's completely and wildly out of step with our contemporary reality,
105
310800
3856
ve vahşice dışında kalan, kıskançlıkla korunan doktrine tutunmak,
05:14
engaging in perfunctory practice
106
314680
2536
yalnızca bir şeyler her zaman
05:17
simply because that's the way things have always been done.
107
317240
3520
öyle olduğu için, yarım yamalak eylemlerle meşgul olmak.
05:22
Religion is waning in the United States.
108
322080
3496
Din, Birleşik Devletler'de zayıflıyor.
05:25
Across the board, churches and synagogues and mosques
109
325600
3936
Herkesi kapsayan kiliseler, sinagoglar ve camilerin tamamı,
05:29
are all complaining
110
329560
1600
yalnızca geleneklerimizin
05:31
about how hard it is to maintain relevance
111
331960
4016
merkezindeki kurumlara değil
05:36
for a generation of young people who seem completely uninterested,
112
336000
4136
fakat dine bile, tamamen ilgisiz görünen bir genç insan jenerasyonuna
05:40
not only in the institutions that stand at the heart of our traditions
113
340160
3656
ilgi sağlamanın ne kadar zor
05:43
but even in religion itself.
114
343840
2576
olduğundan şikayetçiler.
05:46
And what they need to understand
115
346440
2040
Anlamaları gereken şey ise,
05:49
is that there is today a generation of people
116
349280
2736
günümüzde, dini rutin-ciliğin cansızlığı nedeniyle
05:52
who are as disgusted by the violence of religious extremism
117
352040
3856
ilgisiz hale gelen, dini aşırıcılığın
05:55
as they are turned off
118
355920
1696
şiddetinden tiksinen
05:57
by the lifelessness of religious routine-ism.
119
357640
3320
bir insan jenerasyonu var.
06:02
Of course there is a bright spot to this story.
120
362440
4040
Elbette bu hikâyenin olumlu bir yanı da var.
06:06
Given the crisis of these two concurrent trends in religious life,
121
366960
4296
Yaklaşık 12 veya 13 yıl önce, dini yaşamdaki bu iki eş zamanlı
06:11
about 12 or 13 years ago, I set out to try to determine
122
371280
3696
eğilim krizi göz önünde tutulduğunda
06:15
if there was any way
123
375000
1536
kendi Yahudi geleneğimi
06:16
that I could reclaim the heart of my own Jewish tradition,
124
376560
4176
bu alev almış dünyada yeniden anlamlı ve amaçlı yapmak için o geleneğin
06:20
to help make it meaningful and purposeful again
125
380760
2616
kalbini kazanabileceğim bir yolun olup olmadığını
06:23
in a world on fire.
126
383400
1440
bulmak için yola çıktım.
06:25
I started to wonder,
127
385520
1416
Merak etmeye başladım,
06:26
what if we could harness some of the great minds of our generation
128
386960
4136
jenerasyonumuzun bazı büyük akıllarını bir araya getirebilseydik
06:31
and think in a bold and robust and imaginative way again
129
391120
3976
ve tekrardan cesur, güçlü ve yaratıcı bir biçimde, dini yaşamın
06:35
about what the next iteration of religious life would look like?
130
395120
3096
bir sonraki yinelemesinin nasıl olacağını düşünebilsek ne olurdu?
06:38
Now, we had no money, no space, no game plan,
131
398240
3056
Paramız, alanımız, oyun planımız yoktu
06:41
but we did have email.
132
401320
1456
fakat e-postamız vardı.
06:42
So my friend Melissa and I sat down and we wrote an email
133
402800
3696
Arkadaşım Melissa ve ben oturduk ve birkaç arkadaşa ve meslektaşa
06:46
which we sent out to a few friends and colleagues.
134
406520
2856
gönderdiğimiz bir e-posta yazdık.
06:49
It basically said this:
135
409400
1816
Özetle şu yazıyordu:
06:51
"Before you bail on religion,
136
411240
1920
"Dini terk etmeden önce,
06:54
why don't we come together this Friday night
137
414440
2176
neden Cuma gecesi bir araya gelip
06:56
and see what we might make of our own Jewish inheritance?"
138
416640
4120
kendi Yahudi mirasımızla ne yapabileceğimizi görmüyoruz?"
07:01
We hoped maybe 20 people would show up.
139
421280
2616
Yaklaşık 20 kişinin gelmesini umuyorduk.
07:03
It turned out 135 people came.
140
423920
2560
Fakat 135 kişi geldi.
07:07
They were cynics and seekers,
141
427000
2536
Alaycılar ve arayışta olanlar,
07:09
atheists and rabbis.
142
429560
1736
ateistler ve hahamlar vardı.
07:11
Many people said that night that it was the first time
143
431320
2536
O gece çoğu kişi, hayatlarında ilk kez o gece
07:13
that they had a meaningful religious experience in their entire lives.
144
433880
4296
anlamlı bir dini tecrübe yaşadıklarını söylediler.
07:18
And so I set out to do the only rational thing
145
438200
2336
O durumda birisinin yapacağı tek mantıklı şeyi
07:20
that someone would do in such a circumstance:
146
440560
2136
yapmak için yola koyuldum:
07:22
I quit my job and tried to build this audacious dream,
147
442720
4936
İşimi bıraktım ve bu cesur hayali gerçekleştirmeyi denedim,
07:27
a reinvented, rethought religious life
148
447680
3040
yeniden keşfedilmiş, yeniden düşünülmüş, "IKAR" adını verdiğimiz
07:31
which we called "IKAR,"
149
451520
2216
o dini yaşam,
07:33
which means "the essence" or "the heart of the matter."
150
453760
3176
"öz" veya "maddenin kalbi" anlamına geliyor.
07:36
Now, IKAR is not alone
151
456960
2096
Günümüzde dini manzarada
07:39
out there in the religious landscape today.
152
459080
2536
IKAR tek başına değil.
07:41
There are Jewish and Christian and Muslim and Catholic religious leaders,
153
461640
3816
Geleneklerimizin kalbini yeniden kazanmak için yola koyulan,
07:45
many of them women, by the way,
154
465480
2296
dinin, çözümün bir parçası olması
07:47
who have set out to reclaim the heart of our traditions,
155
467800
4016
gerektiği anın geldiğine inanan, bu arada çoğu kadın olmak üzere,
07:51
who firmly believe that now is the time for religion to be part of the solution.
156
471840
5200
Yahudi ve Hristiyan ve Müslüman ve Katolik dini liderler var.
07:57
We are going back into our sacred traditions
157
477600
2456
Kutsal geleneklerimize geri döndük
08:00
and recognizing that all of our traditions
158
480080
2736
ve fark ettik ki bütün geleneklerimiz
08:02
contain the raw material to justify violence and extremism,
159
482840
4296
şiddet ve aşırıcılığı meşrulaştıran ham maddeyi içeriyor
08:07
and also contain the raw material to justify compassion,
160
487160
4816
ve ayrıca şefkat, birlikte yaşama ve kibarlığı meşrulaştıran
08:12
coexistence and kindness --
161
492000
2416
ham maddeyi de içeriyor --
08:14
that when others choose to read our texts as directives for hate and vengeance,
162
494440
4816
yani metinlerimiz nefret ve intikam için yönerge olarak tercih edildiğinde
08:19
we can choose to read those same texts
163
499280
2616
biz de aynı metinleri sevgi
08:21
as directives for love and for forgiveness.
164
501920
3600
ve affedicilik için yönerge olarak okumayı tercih edebiliriz.
08:26
I have found now
165
506120
1496
Sahillerdeki Yahudi-indie
08:27
in communities as varied as Jewish indie start-ups on the coasts
166
507640
4480
başlangıçlarından, bir kadının camisine; New York ve Kuzey Carolina'daki
08:32
to a woman's mosque,
167
512880
1896
siyahi kiliselere,
08:34
to black churches in New York and in North Carolina,
168
514800
3656
bu ülkeyi adalet ve barış mesajıyla
08:38
to a holy bus loaded with nuns
169
518480
2296
kateden rahibelerle dolu otobüslere,
08:40
that traverses this country with a message of justice and peace,
170
520800
3359
bu çeşitlilik içeren topluluklarda paylaşılan bir dini ruh olduğunu
08:45
that there is a shared religious ethos
171
525039
2856
ve bunun, bu ülkede
08:47
that is now emerging in the form of revitalized religion in this country.
172
527919
5657
yeniden canlandırılmış din biçiminde ortaya çıktığını buldum.
08:53
And while the theologies and the practices vary very much
173
533600
4136
Bu bağımsız topluluklar arasında teolojiler ve eylemler çok fazla
08:57
between these independent communities,
174
537760
2696
çeşitlilik gösterirken
09:00
what we can see are some common, consistent threads between them.
175
540480
3416
aralarında ortak, tutarlı bağlantılar olduğunu da görebiliyoruz.
09:03
I'm going to share with you four of those commitments now.
176
543920
3040
Şimdi sizinle bu bağlılıklardan dördünü paylaşacağım.
09:07
The first is wakefulness.
177
547800
2216
Birincisi uyanıklık.
09:10
We live in a time today
178
550040
1896
Günümüzde, dünyanın her köşesindeki
09:11
in which we have unprecedented access
179
551960
2496
bütün küresel trajedilerle ilgili bilgiye
09:14
to information about every global tragedy
180
554480
2896
emsalsiz erişimimizin
09:17
that happens on every corner of this Earth.
181
557400
2456
olduğu bir zamanda yaşıyoruz.
09:19
Within 12 hours, 20 million people
182
559880
2696
12 saat içerisinde 20 milyon insan
09:22
saw that image of Aylan Kurdi's little body
183
562600
2576
Türkiye'nin kıyısına vuran Aylan Kurdi'nin
09:25
washed up on the Turkish shore.
184
565200
2376
küçük bedeninin fotoğrafını gördü.
09:27
We all saw this picture.
185
567600
2360
Hepimiz o fotoğrafı gördük.
09:30
We saw this picture of a five-year-old child
186
570920
2336
Halep'deki evinin enkazı altından çıkarılan
09:33
pulled out of the rubble of his building in Aleppo.
187
573280
3440
beş yaşındaki çocuğun fotoğrafını gördük.
09:37
And once we see these images,
188
577160
2376
Bu fotoğrafları gördüğümüz zaman,
09:39
we are called to a certain kind of action.
189
579560
2640
belirli bir tür eyleme davet ediliyoruz.
09:42
My tradition tells a story of a traveler who is walking down a road
190
582520
4416
Geleneğimde şöyle bir hikaye var; yolda yürüyen bir gezgin,
09:46
when he sees a beautiful house on fire,
191
586960
3536
bir evde yangın çıktığını görüyor
09:50
and he says, "How can it be that something so beautiful would burn,
192
590520
3536
ve diyor ki "Böyle güzel bir şey yanıyor ve nasıl oluyor da
09:54
and nobody seems to even care?"
193
594080
2536
bunu kimse umursamıyor?"
09:56
So too we learn that our world is on fire,
194
596640
3096
Yani, bizler de dünyamızın alev aldığını öğreniyoruz
09:59
and it is our job to keep our hearts and our eyes open,
195
599760
3736
ve kalplerimizi ve gözlerimizi açık tutmak bizim işimiz,
10:03
and to recognize that it's our responsibility
196
603520
2536
alevlerin söndürülmesine yardımcı olmakla
10:06
to help put out the flames.
197
606080
2576
sorumlu olduğumuzu fark etmek de.
10:08
This is extremely difficult to do.
198
608680
2056
Bunu yapmak ziyadesiyle zor.
10:10
Psychologists tell us that the more we learn about what's broken in our world,
199
610760
3776
Psikologlara göre dünyada yıkılmış şeyle ilgili ne kadar çok şey öğrenirsek
10:14
the less likely we are to do anything.
200
614560
2336
bir şey yapma ihtimalimiz o kadar düşük.
10:16
It's called psychic numbing.
201
616920
1576
Bunun adı ruhsal hissizleşme.
10:18
We just shut down at a certain point.
202
618520
2560
Belirli bir noktada kapanıyoruz.
10:21
Well, somewhere along the way, our religious leaders forgot
203
621520
4056
Bu sürecin bir zamanında, dini liderlerimiz
10:25
that it's our job to make people uncomfortable.
204
625600
3296
insanları huzursuz etmenin bizim işimiz olduğunu unuttular.
10:28
It's our job to wake people up,
205
628920
2056
İnsanları uyandırmak bizim işimiz,
10:31
to pull them out of their apathy
206
631000
2136
onları hissizliklerinden çıkarıp
10:33
and into the anguish,
207
633160
1456
ıstıraba sokmak
10:34
and to insist that we do what we don't want to do
208
634640
3456
ve yapmak istemediğimiz şeyi yaptığımıza ve görmek istemediğimizi
10:38
and see what we do not want to see.
209
638120
3336
gördüğümüze ısrar etmek bizim işimiz.
10:41
Because we know that social change only happens --
210
641480
2376
Çünkü sosyal değişimin, yalnızca o evin --
10:43
(Applause)
211
643880
1056
(Alkış)
10:44
when we are awake enough to see that the house is on fire.
212
644960
3880
yandığını fark edecek kadar uyanık olduğumuzda gerçekleştiğini biliyoruz.
10:49
The second principle is hope,
213
649760
1936
İkinci prensip ise umut
10:51
and I want to say this about hope.
214
651720
1620
ve bu, umutla ilgili.
10:53
Hope is not naive,
215
653364
2132
Umut naif değildir
10:55
and hope is not an opiate.
216
655520
1936
ve umut uyuşturucu değildir.
10:57
Hope may be the single greatest act of defiance
217
657480
4056
Umut, karamsarlık politikaları
11:01
against a politics of pessimism
218
661560
2336
ve çaresizlik kültürüne karşı
11:03
and against a culture of despair.
219
663920
2416
tek en büyük başkaldırma eylemi olabilir.
11:06
Because what hope does for us
220
666360
1896
Çünkü umudun bizim için yaptığı şey,
11:08
is it lifts us out of the container
221
668280
2776
bizi tutan ve bizi dışarıdan alıkoyan
11:11
that holds us and constrains us from the outside,
222
671080
3696
o konteynerden bizi çıkarmak
11:14
and says, "You can dream and think expansively again.
223
674800
3736
ve şöyle demektir, "Tekrar hayal kurabilir ve geniş düşünebilirsin.
11:18
That they cannot control in you."
224
678560
2400
İçini kontrol edemezler."
11:21
I saw hope made manifest in an African-American church
225
681760
3016
Bu yaz, şu an 13 yaşında olan ve benden birkaç santim daha uzun
11:24
in the South Side of Chicago this summer,
226
684800
2536
küçük kızımı, rahip arkadaşım
11:27
where I brought my little girl,
227
687360
1656
Otis Moss'un vaazını dinlemek için
11:29
who is now 13
228
689040
1216
Chicago'nun güneyinde,
11:30
and a few inches taller than me,
229
690280
1696
Afrikalı-Amerikalı kilisesine götürdüm
11:32
to hear my friend Rev. Otis Moss preach.
230
692000
2800
ve orada umudun dışavurumunu gördüm.
11:35
That summer, there had already been 3,000 people shot
231
695560
5496
O yaz Chicago'da Ocak ve Temmuz ayları arasında
11:41
between January and July in Chicago.
232
701080
3320
3.000 kişi vurulmuştu.
11:45
We went into that church and heard Rev. Moss preach,
233
705040
3096
O kiliseye gittik ve Rahip Moss'un vaazını dinledik
11:48
and after he did,
234
708160
1936
ve vaazdan sonra
11:50
this choir of gorgeous women, 100 women strong,
235
710120
4256
o muhteşem kadınlar korosu, 100 güçlü kadın
11:54
stood up and began to sing.
236
714400
1960
ayağa kalktı ve şarkı söyledi.
11:57
"I need you. You need me.
237
717200
3136
"Sana ihtiyacım var. Bana ihtiyacın var.
12:00
I love you. I need you to survive."
238
720360
2680
Seni seviyorum. Yaşamana ihtiyacım var."
12:03
And I realized in that moment
239
723720
1696
O anda fark ettim ki
12:05
that this is what religion is supposed to be about.
240
725440
3576
dinin olması gereken şey buydu.
12:09
It's supposed to be about giving people back a sense of purpose,
241
729040
4696
İnsanlara onların ve hayallerinin bu dünyanın temelinde önemli olduklarını
12:13
a sense of hope,
242
733760
1496
ve onlara bunların
12:15
a sense that they and their dreams fundamentally matter in this world
243
735280
4936
çok da önemli olmadığını söyleyen bir amaç hissi, bir umut hissini
12:20
that tells them that they don't matter at all.
244
740240
2560
tekrardan vermekle ilgili olmalıydı.
12:23
The third principle is the principle of mightiness.
245
743760
2776
Üçüncü prensip, kuvvet prensibi.
12:26
There's a rabbinic tradition that we are to walk around
246
746560
2656
Ceplerimizde iki kağıtla etrafta yürümemizi gerektiren
12:29
with two slips of paper in our pockets.
247
749240
2296
bir haham geleneği vardır.
12:31
One says, "I am but dust and ashes."
248
751560
3416
Birisi "ben toz ve külden ibaretim" der.
12:35
It's not all about me.
249
755000
1696
Benimle alakalı değil.
12:36
I can't control everything, and I cannot do this on my own.
250
756720
3520
Her şeyi kontrol edemem ve bunu tek başıma yapamam.
12:40
The other slip of paper says, "For my sake the world was created."
251
760960
4176
Diğer kağıtta da şu yazar, "Benim hatırım için dünya yaratıldı."
12:45
Which is to say it's true that I can't do everything,
252
765160
3120
Yani, her şeyi yapamam ama kesinlikle bir şeyler yapabilirim
12:49
but I can surely do something.
253
769040
2200
ifadesinin doğruluğudur bu.
12:52
I can forgive.
254
772160
1656
Affedebilirim.
12:53
I can love.
255
773840
1200
Sevebilirim.
12:55
I can show up.
256
775560
1496
Ortaya çıkabilirim.
12:57
I can protest.
257
777080
1616
Protesto edebilirim.
12:58
I can be a part of this conversation.
258
778720
3176
Bu sohbetin bir parçası olabilirim.
13:01
We even now have a religious ritual,
259
781920
2856
Hatta güçsüzlük ve güç arasındaki
13:04
a posture,
260
784800
1216
paradoksu zapteden
13:06
that holds the paradox between powerlessness and power.
261
786040
3696
dini bir ritüelimiz, bir tutumumuz bile var.
13:09
In the Jewish community,
262
789760
1216
Yahudi topluluğunda
13:11
the only time of year that we prostrate fully to the ground
263
791000
3296
yılın, yere tamamen yüzüstü yattığımız tek zamanı
13:14
is during the high holy days.
264
794320
1656
çok kutsal günler esnasındadır.
13:16
It's a sign of total submission.
265
796000
2240
Bu, tamamen teslim olmanın işaretidir.
13:18
Now in our community, when we get up off the ground,
266
798840
3056
Topluluğumuzda şu anda, yerden kalktığımızda
13:21
we stand with our hands raised to the heavens,
267
801920
3496
ellerimizi göklere kaldırarak ayakta dururuz
13:25
and we say, "I am strong, I am mighty, and I am worthy.
268
805440
5616
ve deriz ki "Ben güçlüyüm, ben kuvvetliyim ve ben kıymetliyim.
13:31
I can't do everything, but I can do something."
269
811080
3360
Her şeyi yapamam fakat bir şeyler yapabilirim."
13:35
In a world that conspires to make us believe that we are invisible
270
815720
4896
Görünmez olduğumuza ve güçsüz olduğumuza bizi inandırmak için
13:40
and that we are impotent,
271
820640
1536
birlik olan bir dünyada,
13:42
religious communities and religious ritual
272
822200
2736
dini topluluklar ve ritüeller bize şunu hatırlatır;
13:44
can remind us that for whatever amount of time we have here on this Earth,
273
824960
3616
bu dünyada ne kadar vaktimiz kalmış olursa olsun, hangi hediyeleri
13:48
whatever gifts and blessings we were given,
274
828600
2456
veya kutsamaları almış olursak olalım,
13:51
whatever resources we have,
275
831080
1736
kaynaklarımız ne olursa olsun,
13:52
we can and we must use them
276
832840
2336
dünyayı biraz daha adil ve biraz daha
13:55
to try to make the world a little bit more just
277
835200
2576
sevecen yapabilmeyi denemek için onları kullanabiliriz
13:57
and a little bit more loving.
278
837800
1381
ve kullanmalıyız.
13:59
The fourth and final is interconnectedness.
279
839920
2936
Dördüncü ve sonuncusu, karşılıklı bağlılık.
14:02
A few years ago, there was a man walking on the beach in Alaska,
280
842880
3256
Birkaç yıl önce, Alaska'da sahilde bir adam yürüyordu,
14:06
when he came across a soccer ball
281
846160
1936
üzerinde Japonca yazılar bulunan
14:08
that had some Japanese letters written on it.
282
848120
2496
bir futbol topuyla karşılaştı.
14:10
He took a picture of it and posted it up on social media,
283
850640
3336
Fotoğrafını çekti ve sosyal medyada paylaştı
14:14
and a Japanese teenager contacted him.
284
854000
2696
ve Japon bir genç onunla iletişim kurdu.
14:16
He had lost everything in the tsunami that devastated his country,
285
856720
3776
Ülkesini harap eden tsunamide her şeyini kaybetmişti
14:20
but he was able to retrieve that soccer ball
286
860520
2696
fakat o futbol topu Pasifik boyunca yüzdükten sonra,
14:23
after it had floated all the way across the Pacific.
287
863240
3016
onu geri alabildi.
14:26
How small our world has become.
288
866280
2776
Dünyamız ne kadar da küçüldü.
14:29
It's so hard for us to remember how interconnected we all are
289
869080
4816
İnsanlar olarak ne kadar da birbirine bağlı olduğumuzu hatırlamamız
14:33
as human beings.
290
873920
1200
çok zor.
14:36
And yet, we know
291
876720
1976
Yine de radikal bireyselcilik
14:38
that it is systems of oppression
292
878720
2696
yalanından en çok faydalananların,
14:41
that benefit the most from the lie of radical individualism.
293
881440
4096
baskı sistemleri olduğunu biliyoruz.
14:45
Let me tell you how this works.
294
885560
1816
Bunun nasıl olduğunu anlatayım.
14:47
I'm not supposed to care
295
887400
1936
Siyahi gençler polis tarafından
14:49
when black youth are harassed by police,
296
889360
2456
taciz edildiğinde ilgilenmek zorunda değilim
14:51
because my white-looking Jewish kids
297
891840
2296
çünkü benim beyaz görünümlü Yahudi çocuklarım
14:54
probably won't ever get pulled over for the crime of driving while black.
298
894160
3896
muhtemelen siyahken araba kullanma suçundan kenara çekilmeyecekler.
14:58
Well, not so, because this is also my problem.
299
898080
4016
Böyle değil, çünkü bu benim de sorunum.
15:02
And guess what? Transphobia and Islamophobia
300
902120
3176
Bilin bakalım? Transfobi ve İslamofobi
15:05
and racism of all forms, those are also all of our problems.
301
905320
3536
ve bütün ırkçılık biçimleri, bunlar da bizim sorunumuz.
15:08
And so too is anti-Semitism all of our problems.
302
908880
3456
Ayrıca Yahudi karşıtlığı da bizim sorunumuz.
15:12
Because Emma Lazarus was right.
303
912360
1696
Çünkü Emma Lazarus haklıydı.
15:14
(Applause)
304
914080
2320
(Alkış)
15:19
Emma Lazarus was right when she said until all of us are free,
305
919560
3336
Emma Lazarus, hepimiz özgür olmadan hiçbirimizin özgür olmadığını
15:22
we are none of us free.
306
922920
1936
söylerken haklıydı.
15:24
We are all in this together.
307
924880
2080
Hepimiz işin içindeyiz.
15:27
And now somewhere at the intersection of these four trends,
308
927800
3496
Bu dört eğilimin, yani uyanıklık, umut, kuvvet ve karşılıklı bağlılığın
15:31
of wakefulness and hope and mightiness and interconnectedness,
309
931320
4736
kesişiminde bir yerlerde, dinin dünyadaki iyilik için bir güç
15:36
there is a burgeoning, multifaith justice movement in this country
310
936080
4536
olması gerektiği ve olabileceğini söyleyen bir ters eğilime işaret eden,
15:40
that is staking a claim on a countertrend,
311
940640
2256
gelişmekte olan bir
15:42
saying that religion can and must be a force for good in the world.
312
942920
5136
çoklu inanç adaleti hareketi var bu ülkede.
15:48
Our hearts hurt from the failed religion of extremism,
313
948080
4016
Kalplerimiz bu başarısız aşırıcılık dininden ötürü kırık
15:52
and we deserve more than the failed religion of routine-ism.
314
952120
4216
ve başarısız dini rutin-cilikten daha fazlasını hak ediyoruz.
15:56
It is time for religious leaders and religious communities
315
956360
3776
Dini liderlerin ve dini toplulukların, bu ülkenin ve dünyanın
16:00
to take the lead in the spiritual and cultural shift
316
960160
3376
umutsuzca ihtiyaç duyduğu ruhsal ve kültürel değişimde
16:03
that this country and the world so desperately needs --
317
963560
3696
öncülük yapma zamanları geldi --
16:07
a shift toward love,
318
967280
2136
sevgiye, adalete,
16:09
toward justice, toward equality and toward dignity for all.
319
969440
3896
eşitliğe ve herkes için haysiyete doğru bir değişim.
16:13
I believe that our children deserve no less than that.
320
973360
3440
Çocuklarımızın bundan daha fazlasını hak ettiklerine inanıyorum.
16:17
Thank you.
321
977360
1216
Teşekkürler.
16:18
(Applause)
322
978600
7524
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7