Kavita Ramdas: Radical women, embracing tradition

Kavita Ramdas: Gelenekleri kucaklayan radikal kadınlar

82,608 views ・ 2010-04-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ayşe Demirel Gözden geçirme: Müge Gür
00:16
Salaam. Namaskar.
0
16260
2000
Selam. Namaskar.
00:18
Good morning.
1
18260
2000
Günaydın.
00:20
Given my TED profile, you might be expecting
2
20260
2000
TED profilime baktığınız için sizlere bugün
00:22
that I'm going to speak to you about
3
22260
2000
en son hayırseverlik eğilimlerinden
00:24
the latest philanthropic trends --
4
24260
2000
bahsedeceğimi; özellikle son dönem
00:26
the one that's currently got Wall Street
5
26260
2000
Wall Street ve Dünya Bankasının
00:28
and the World Bank buzzing --
6
28260
2000
kadınlara nasıl yatırım yaptığından, onların
00:30
how to invest in women,
7
30260
2000
kurtarılmaları, güçlendirilmeleri için
00:32
how to empower them, how to save them.
8
32260
3000
yaptıklarından bahsedeceğimi bekliyorsunuzdur.
00:35
Not me.
9
35260
2000
O ben değilim.
00:37
I am interested in how women
10
37260
2000
Ben kadınların bizi nasıl kurtardığıyla
00:39
are saving us.
11
39260
2000
ilgileniyorum.
00:41
They're saving us by redefining and re-imagining
12
41260
3000
Kadınlar; çağdaşlık ve geleneksellik,
00:44
a future that defies and blurs
13
44260
3000
birinci ve üçüncü dünya,
00:47
accepted polarities,
14
47260
2000
baskılar ve fırsatlar gibi
00:49
polarities we've taken for granted for a long time,
15
49260
3000
çok uzun zamanlardır kabul gören kutuplaşmalara
00:52
like the ones between modernity and tradition,
16
52260
3000
karşı gelen bir geleceği hayal ederek ve
00:55
First World and Third World,
17
55260
3000
yeniden tanımlayarak
00:58
oppression and opportunity.
18
58260
2000
bizleri kurtarıyorlar.
01:00
In the midst of the daunting challenges
19
60260
2000
Küresel bir topluluk olarak yüzleştiğimiz bu
01:02
we face as a global community,
20
62260
2000
yıldırıcı meydan okumaların orta yerinde
01:04
there's something about
21
64260
2000
kalbim bu üçüncü yola ait
01:06
this third way raga
22
66260
2000
birşeyler sebebiyle
01:08
that is making my heart sing.
23
68260
2000
şarkı söylüyor.
01:10
What intrigues me most
24
70260
2000
Beni en çok kadınların tüm bunları
01:12
is how women are doing this,
25
72260
2000
bunca hem sinir bozucu ve hem de
01:14
despite a set of paradoxes
26
74260
2000
etkileyici çelişki arasında
01:16
that are both frustrating and fascinating.
27
76260
3000
nasıl başarabildikleri şaşırtıyor.
01:19
Why is it that women are, on the one hand,
28
79260
3000
Bu kadınlar bir yandan kültürel uygulamalarının
01:22
viciously oppressed by cultural practices,
29
82260
3000
hain baskıları altında bu kadar mazlumken
01:25
and yet at the same time,
30
85260
2000
diğer taraftan da, aynı zamanda
01:27
are the preservers of cultures in most societies?
31
87260
3000
toplumlarındaki kültürlerin koruyucuları olabiliyorlar?
01:30
Is the hijab or the headscarf
32
90260
2000
Çarşaf veya başörtüsü
01:32
a symbol of submission
33
92260
2000
itaat etmenin mi sembolü,
01:34
or resistance?
34
94260
2000
yoksa direncin mi?
01:36
When so many women and girls
35
96260
3000
Bunca kadın ve kız; onur, gurur,
01:39
are beaten, raped, maimed
36
99260
2000
din uyruk gibi sebeplerden dolayı
01:41
on a daily basis
37
101260
2000
her gün dayak yerken,
01:43
in the name of all kinds of causes --
38
103260
2000
tecavüze uğrayıp sakat bırakılırken
01:45
honor, religion, nationality --
39
105260
2000
bu kadınların toplumlarına
01:47
what allows women to replant trees,
40
107260
3000
yeni baştan şekil verecek ağaçlar yeşertip
01:50
to rebuild societies,
41
110260
2000
radikal şiddet karşıtı hareketlere
01:52
to lead radical, non-violent movements
42
112260
2000
liderlik yapmalarına ve toplumsal değişimler
01:54
for social change?
43
114260
2000
sağlamalarına yol açan nedir?
01:56
Is it different women
44
116260
2000
Korumacı giden kadınlarla
01:58
who are doing the preserving and the radicalizing?
45
118260
3000
bu radikal kadınlar farklı kadınlar mıdır?
02:01
Or are they one and the same?
46
121260
2000
Veya hepsi bir ve aynı mı?
02:03
Are we guilty, as Chimamanda Adichie reminded us
47
123260
3000
Yoksa bizler, Oxford'daki TED konferansında konuşan
02:06
at the TED conference in Oxford,
48
126260
2000
Chimamanda Adichie'nin
02:08
of assuming that there is a single story
49
128260
3000
bize anımsattığı gibi, hakları için savaşan
02:11
of women's struggles for their rights
50
131260
2000
kadınlara dair "tek bir hikaye" olduğunu
02:13
while there are, in fact, many?
51
133260
2000
zannettiğimiz için hatalı mıyız?
02:15
And what, if anything,
52
135260
2000
Ve erkeklerin bununla,
02:17
do men have to do with it?
53
137260
2000
eğer varsa, ilgisi nedir?
02:19
Much of my life has been a quest
54
139260
2000
Hayatımın büyük bölümü bunun gibi
02:21
to get some answers to these questions.
55
141260
3000
sorulara cevap aramakla geçti.
02:24
It's taken me across the globe
56
144260
2000
Bu arayış beni dünyanın öbür ucuna
02:26
and introduced me to some amazing people.
57
146260
2000
götürüp bazı inanılmaz insanlarla tanıştırdı.
02:28
In the process, I've gathered a few fragments
58
148260
3000
Bu davada öncelikle bu bilmeceye bir parça
02:31
that help me shed some light on this puzzle.
59
151260
3000
ışık düşürecek bir kaç kırıntı toplamıştım.
02:34
Among those who've helped open my eyes
60
154260
2000
Bu üçüncü yola dair gözlerimi açmama yardımcı
02:36
to a third way
61
156260
2000
olanlar arasında,
02:38
are: a devout Muslim in Afghanistan,
62
158260
3000
Afganistandan dindar bir müslüman,
02:41
a group of harmonizing lesbians in Croatia
63
161260
3000
Croatia'dan uyum içinde bir grup lezbiyen
02:44
and a taboo breaker in Liberia.
64
164260
3000
ve Liberia'dan (Batı Afrika) bir tabu kırıcı var.
02:47
I'm indebted to them,
65
167260
2000
Onlara da geçmiş yaşamlarındaki
02:49
as I am to my parents,
66
169260
2000
pek çok kötü şeyden dolayı
02:51
who for some set of misdemeanors in their last life,
67
171260
3000
bu yaşamlarında üç kızla kutsanan
02:54
were blessed with three daughters in this one.
68
174260
3000
ebeveynlerime borçlu olduğum kadar borçluyum.
02:57
And for reasons equally unclear to me,
69
177260
2000
Sebebini bilemediğim bir şekilde
02:59
seem to be inordinately proud of the three of us.
70
179260
3000
bizim üçümüzle de çok gurur duyuyorlar.
03:03
I was born and raised here in India,
71
183260
2000
Hindistan'da doğup büyüdüm,
03:05
and I learned from an early age
72
185260
2000
ve daha çok küçük yaşlarımda
03:07
to be deeply suspicious of the aunties and uncles
73
187260
3000
önümüzde durup bize doğru eğilip başımızı okşayan,
03:10
who would bend down, pat us on the head
74
190260
2000
ardından da anne babama, hiç tereddüt etmeden;
03:12
and then say to my parents
75
192260
2000
"Zavallı şeyler.
03:14
with no problem at all,
76
194260
2000
Sadece üç kız...
03:16
"Poor things. You only have three daughters.
77
196260
3000
Ama daha gençsiniz, hala deneyebilirsiniz"
03:19
But you're young, you could still try again."
78
199260
3000
diyen amca ve halalardan şüphe etmeyi öğrendim.
03:22
My sense of outrage
79
202260
2000
Kadın haklarına yapılan
03:24
about women's rights
80
204260
2000
tecavüze karşı duygularım
03:27
was brought to a boil when I was about 11.
81
207260
3000
11 yaşıma vardığımda kaynama noktasına vardı.
03:30
My aunt, an incredibly articulate
82
210260
2000
İnanılmaz ölçüde konuşkan ve
03:32
and brilliant woman,
83
212260
2000
güzel bir kadın olan halam
03:34
was widowed early.
84
214260
3000
erkenden dul kalmıştı.
03:37
A flock of relatives descended on her.
85
217260
3000
Bir yığın dolusu akraba üstüne çöktü.
03:40
They took off her colorful sari.
86
220260
2000
Rengarenk elbisesini çıkarıp
03:42
They made her wear a white one.
87
222260
3000
beyaz bir elbise giymesini sağladılar (Ç.N; matem rengi)
03:45
They wiped her bindi off her forehead.
88
225260
3000
Alınındaki bindiyi sildiler (Ç.N; evli kadınların alnındaki nokta)
03:48
They broke her bangles.
89
228260
2000
Bileziklerini kırdılar.
03:50
Her daughter, Rani,
90
230260
2000
Kızı, Rani,
03:52
a few years older than me,
91
232260
2000
benden birkaç yaş küçüktü,
03:54
sat in her lap bewildered,
92
234260
2000
kucağında ne olduğunu anlamadan
03:56
not knowing what had happened
93
236260
2000
bir zamanlar kendine güvenen
03:58
to the confident woman
94
238260
2000
annesi olarak bildiği kadına
04:00
she once knew as her mother.
95
240260
2000
olanları şaşkınca izliyordu.
04:02
Late that night, I heard my mother
96
242260
2000
O gece geç saatlerde annemin
04:04
begging my father,
97
244260
2000
babama yalvardığını duydum,
04:06
"Please do something Ramu. Can't you intervene?"
98
246260
3000
"Ne olur bir şey yap Ramu. Araya giremez misin?"
04:09
And my father, in a low voice, muttering,
99
249260
3000
Babam da alçak sesle şöyle fısıldıyordu,
04:13
"I'm just the youngest brother, there's nothing I can do.
100
253260
3000
"Ben en genç erkek kardeşim, yapabileceğim bir şey yok.
04:16
This is tradition."
101
256260
2000
Gelenek böyle."
04:18
That's the night I learned the rules
102
258260
2000
O gece bu dünyada kadın olmanın
04:20
about what it means to be female in this world.
103
260260
3000
ne anlama geldiğinin kurallarını öğrendim.
04:24
Women don't make those rules,
104
264260
2000
Kadınlar bu kuralları koyamaz,
04:26
but they define us, and they define
105
266260
2000
ama bizi tanımlayabilirler; fırsatlarımızı
04:28
our opportunities and our chances.
106
268260
2000
ve şanslarımızı tanımlayabilirler.
04:30
And men are affected by those rules too.
107
270260
3000
Ve erkekler de bu kurallardan etkileniyor.
04:33
My father, who had fought in three wars,
108
273260
3000
Üç savaş görmüş babam,
04:37
could not save his own sister
109
277260
2000
bu acıdan kendi kız kardeşini
04:39
from this suffering.
110
279260
2000
kurtaramadı.
04:45
By 18,
111
285260
2000
18'lerimde
04:47
under the excellent tutelage of my mother,
112
287260
2000
annemin kusursuz velayeti altında,
04:49
I was therefore, as you might expect,
113
289260
2000
tahmin edebileceğiniz gibi,
04:51
defiantly feminist.
114
291260
2000
asi bir feminist olmuştum.
04:53
On the streets chanting,
115
293260
2000
Sokaklarda ilahi söylüyordum,
04:55
"[Hindi]
116
295260
2000
(hindu)
04:57
[Hindi]
117
297260
2000
(hindu)
04:59
We are the women of India.
118
299260
3000
"Biz Hindistan kadınlarıyız.
05:02
We are not flowers, we are sparks of change."
119
302260
2000
Bizler çiçek değiliz, bizler değişim kıvılcımlarıyız"
05:04
By the time I got to Beijing in 1995,
120
304260
3000
1995'de Beijing'e gittiğimde
05:07
it was clear to me, the only way
121
307260
2000
cinsiyet eşitliğini sağlamanın
05:09
to achieve gender equality
122
309260
2000
tek yolunun yüzyıllardır devam eden
05:11
was to overturn centuries
123
311260
2000
baskıcı gelenekleri
05:13
of oppressive tradition.
124
313260
2000
devirmek olduğuna emindim.
05:15
Soon after I returned from Beijing,
125
315260
2000
Beijing'den dönmemden kısa süre sonra
05:17
I leapt at the chance to work for this wonderful organization,
126
317260
3000
kadınlar tarafından kurulmuş olan bu muhteşem organizasyonda
05:20
founded by women,
127
320260
2000
çalışma fırsatına atladım,
05:22
to support women's rights organizations around the globe.
128
322260
3000
dünya çevresinde kadın haklarını destekleyen organizasyonlar.
05:27
But barely six months into my new job,
129
327260
2000
İşe başlayalı henüz 6 ay olmuştu ki
05:29
I met a woman
130
329260
2000
tüm tahminlerimi
05:31
who forced me to challenge all my assumptions.
131
331260
3000
değiştirmem için beni zorlayan bir kadınla tanıştım.
05:34
Her name is Sakena Yacoobi.
132
334260
2000
Adı Sakena Yacoobi'ydi.
05:38
She walked into my office
133
338260
2000
Amerika'da henüz
05:40
at a time when no one knew
134
340260
2000
Afganistan'ın nerede olduğunu
05:42
where Afghanistan was in the United States.
135
342260
3000
bilen kimse yokken, ofisimden içeriye girdi.
05:47
She said to me, "It is not about the burka."
136
347260
3000
Bana "Bunun çarşafla alakası yok" dedi.
05:50
She was the most determined advocate
137
350260
2000
Duyduğum en kararlı kadın hakları
05:52
for women's rights I had ever heard.
138
352260
2000
savunucularından birisiydi.
05:54
She told me women were running underground schools
139
354260
3000
Afganistan'daki toplumunda kadınların yeraltı okullarını
05:57
in her communities inside Afghanistan,
140
357260
3000
idare ettiklerini söyledi.
06:00
and that her organization, the Afghan Institute of Learning,
141
360260
2000
ve organizasyonunun, "Afgan Öğretim Enstütüsü"nün
06:02
had started a school in Pakistan.
142
362260
3000
Pakistan'da bir okul açtığını ekledi.
06:05
She said, "The first thing anyone who is a Muslim knows
143
365260
3000
Bana "Müslüman olan herkesin bildiği ilk şey Kuran'ın
06:09
is that the Koran requires
144
369260
3000
okur yazarlığı gerektirdiği
06:12
and strongly supports literacy.
145
372260
3000
ve güçlü bir şekilde de desteklediğidir" dedi.
06:15
The prophet wanted every believer
146
375260
2000
Peygamber her inananın Kuran'ı
06:17
to be able to read the Koran for themselves."
147
377260
2000
kendileri için okuyabilmesini istemişti."
06:19
Had I heard right?
148
379260
2000
Doğru mu duymuştum?
06:21
Was a women's rights advocate
149
381260
2000
Bir kadın hakları savunucusu
06:23
invoking religion?
150
383260
3000
dini mi hatırlatıyordu?
06:26
But Sakena defies labels.
151
386260
2000
Ame Sakena etiketlere meydan okur.
06:28
She always wears a headscarf,
152
388260
3000
Her zaman baş örtüsü takar.
06:31
but I've walked alongside with her on a beach
153
391260
2000
Ama onunla uzun saçları rüzgarda uçuşurken
06:33
with her long hair flying in the breeze.
154
393260
3000
deniz kıyısında da yürüyüş yaptım.
06:36
She starts every lecture with a prayer,
155
396260
2000
Her dersine bir dua ile başlar, ama
06:38
but she's a single, feisty,
156
398260
3000
ülkesinde kızlar 12 yaşında
06:41
financially independent woman
157
401260
2000
evlendirilirken o bekar, cesur ve
06:43
in a country where girls are married off at the age of 12.
158
403260
3000
maddi bağımsızlığı olan bir kadın.
06:46
She is also immensely pragmatic.
159
406260
3000
Son derece de işini bilen bir kadın.
06:50
"This headscarf and these clothes," she says,
160
410260
3000
"Bu başörtüsü ve bu kıyafetler bana yapmam gereken
06:53
"give me the freedom to do what I need to do
161
413260
3000
neyse onu yapma, işim için destek ve yardımı
06:56
to speak to those whose support and assistance
162
416260
2000
gerekli ve kritik olan kişiler ile konuşabilme
06:58
are critical for this work.
163
418260
3000
özgürlüğü veriyor" der...
07:01
When I had to open the school in the refugee camp,
164
421260
2000
Mülteci kampında bir okul açmam gerektiğinde,
07:03
I went to see the imam.
165
423260
2000
imam'ı görmeye gittim.
07:05
I told him, 'I'm a believer, and women and children
166
425260
3000
Ona "Ben bir inananım, bu berbat koşullarda yaşayan
07:08
in these terrible conditions
167
428260
2000
kadınların ve çocukların
07:10
need their faith to survive.'"
168
430260
3000
hayatta kalmak için inanca ihtiyacı var" dedim.
07:13
She smiles slyly.
169
433260
2000
Kurnazca gülümsedi.
07:15
"He was flattered.
170
435260
2000
"Gururu okşandı.
07:17
He began to come twice a week to my center
171
437260
3000
Merkezime haftada 2 defa gelmeye başladı
07:20
because women could not go to the mosque.
172
440260
2000
çünkü kadınların camiye gitme izni yok.
07:22
And after he would leave,
173
442260
2000
Ve o gittikten sonra
07:24
women and girls would stay behind.
174
444260
2000
kadınlar ve kızlar ardında kalıyor.
07:26
We began with a small literacy class
175
446260
2000
Küçük bir okuma yazma kursuyla
07:28
to read the Koran,
176
448260
2000
Kuran okumaya başladık,
07:30
then a math class, then an English class, then computer classes.
177
450260
3000
sonra matematik sınıfı, ingilizce sınıfı, bilgisayar sınıfı eklendi.
07:33
In a few weeks, everyone in the refugee camp
178
453260
3000
Birkaç hafta içinde mülteci kampındaki herkes
07:36
was in our classes."
179
456260
2000
derslerimizdeydi."
07:38
Sakena is a teacher
180
458260
3000
Sakena, Afganistan'da
07:41
at a time when to educate women
181
461260
3000
kadınların eğitilmesinin tehlikeli olduğu
07:44
is a dangerous business in Afghanistan.
182
464260
2000
zamanlarda öğretmenlik yapıyor.
07:46
She is on the Taliban's hit list.
183
466260
3000
Taliban'ın vurulacaklar listesinde.
07:49
I worry about her every time she travels across that country.
184
469260
3000
Ülke içindeki her seyahatinde onun için endişelenirim.
07:52
She shrugs when I ask her about safety.
185
472260
3000
Ona güvenliğini sorduğumda omuzunu silker.
07:55
"Kavita jaan, we cannot allow ourselves to be afraid.
186
475260
3000
"Kavita Jan, korku duymaya izin veremeyiz.
07:58
Look at those young girls who go back to school
187
478260
2000
Yüzlerine asit atılan zamanlarda okula geri dönen
08:00
when acid is thrown in their face."
188
480260
2000
şu genç kızlara baksana"
08:02
And I smile, and I nod,
189
482260
2000
Gülümser ve başımı sallarım,
08:04
realizing I'm watching women and girls
190
484260
2000
bu izlediğim kızların ve kadınların kendi dini
08:06
using their own religious traditions and practices,
191
486260
3000
geleneklerini ve uygulamalarını alıp, bunları
08:09
turning them into instruments
192
489260
2000
başkaldırı ve fırsat aletlerine
08:11
of opposition and opportunity.
193
491260
3000
dönüştürdüklerini anımsarım.
08:14
Their path is their own
194
494260
2000
İleride farklı olacak
08:16
and it looks towards an Afghanistan
195
496260
3000
bir Afganistan için izledikleri bu yol
08:19
that will be different.
196
499260
2000
onların kendi yolu.
08:21
Being different is something the women
197
501260
2000
Hırvatistan, Zagreb'deki Lesbor Grubu
08:23
of Lesbor in Zagreb, Croatia
198
503260
2000
kadınları için değişik olmak
08:25
know all too well.
199
505260
2000
hepsinin çok iyi bildiği bir şey.
08:27
To be a lesbian, a dyke,
200
507260
2000
Lezbiyen olmak, bir sevici,
08:29
a homosexual
201
509260
2000
bir homoseksüel olmak
08:31
in most parts of the world, including right here
202
511260
2000
tüm dünyada olduğu kadar, burada
08:33
in our country, India,
203
513260
2000
Hindistanda'da da
08:35
is to occupy a place of immense discomfort
204
515260
2000
çok büyük bir huzursuzluk ve olağanüstü
08:37
and extreme prejudice.
205
517260
2000
peşin hükümlere taabi olmak demek.
08:39
In post-conflict societies like Croatia,
206
519260
3000
Croatia gibi savaş sonrası uç noktada ulusalcılık
08:42
where a hyper-nationalism and religiosity
207
522260
3000
ve dindarlık ile yaratılan bir çevrede,
08:45
have created an environment unbearable
208
525260
2000
sosyal olarak toplumdan
08:47
for anyone who might
209
527260
2000
dışlanmış biri olarak görülmek
08:49
be considered a social outcast.
210
529260
2000
katlanılmaz bir şey.
08:51
So enter a group of out dykes,
211
531260
2000
Lezbiyenliğini açıkça yaşayan
08:53
young women who love the old music
212
533260
3000
ve bir zamanlar o bölgede Makedonya'dan
08:56
that once spread across that region
213
536260
2000
Bosna'ya, Sırbistan'dan Slovenya'ya yayılmış
08:58
from Macedonia to Bosnia,
214
538260
2000
eski müziğe ilgi duyan genç kadınlardan
09:00
from Serbia to Slovenia.
215
540260
2000
oluşmuş bu gruba girelim.
09:02
These folk singers met at college at a gender studies program.
216
542260
3000
Bu folk şarkıcıları kolejde cinsiyet araştırmaları yapan bir programda tanışmış.
09:06
Many are in their 20s, some are mothers.
217
546260
3000
Çoğunluğu 20'li yaşlarda. Bazıları anne olmuş.
09:09
Many have struggled to come out to their communities,
218
549260
3000
Çoğu toplumlarından çıkabilmek için çaba sarfetmiş.
09:12
in families whose religious beliefs make it hard to accept
219
552260
3000
Ailelerde dini inançlar kızlarının hasta değil de
09:15
that their daughters are not sick,
220
555260
2000
sadece gay olduklarını kabullenmeyi
09:17
just queer.
221
557260
2000
zorlaştırıyor.
09:19
As Leah, one of the founders of the group, says,
222
559260
3000
Grubun kurucularından biri olan Leah'ın dediğine göre,
09:22
"I like traditional music very much.
223
562260
3000
"Geleneksel müziği çok seviyorum.
09:25
I also like rock and roll.
224
565260
2000
Roack and Roll'da seviyorum.
09:27
So Lesbor, we blend the two.
225
567260
2000
Yani Lesbor'da bu ikisini harmanlıyoruz.
09:29
I see traditional music like a kind of rebellion,
226
569260
2000
Geleneksel müziği, özellikle eski
09:31
in which people can really speak their voice,
227
571260
3000
Yugoslavya Cumhuriyetinin başka kesimlerine ait
09:34
especially traditional songs
228
574260
2000
geleneksel şarkıları, insanların
09:36
from other parts of the former Yugoslav Republic.
229
576260
2000
seslerini duyurabildikleri bir isyan olarak görüyorum
09:38
After the war, lots of these songs were lost,
230
578260
3000
Savaş sonrası bu şarkıların çoğu kayboldu.
09:41
but they are a part of our childhood and our history,
231
581260
2000
Ama bunlar çocukluğumuzun, tarihimizin parçaları,
09:43
and we should not forget them."
232
583260
2000
ve bunları unutmamalıyız."
09:45
Improbably, this LGBT singing choir
233
585260
3000
Umulmadık bir şekilde, bu LGBT şarkı korosu
09:48
has demonstrated how women
234
588260
2000
değişim yaratmak için geleneklere
09:50
are investing in tradition to create change,
235
590260
3000
sarılıp, akordsuzluğun ritme
09:53
like alchemists turning discord into harmony.
236
593260
3000
nasıl dönüştürüleceğini ispatlıyorlar.
09:56
Their repertoire includes
237
596260
2000
Repertuarlarında Hırvat
09:58
the Croatian national anthem,
238
598260
2000
ulusal marşı da var,
10:00
a Bosnian love song
239
600260
2000
bir bosna aşk şarkısı da
10:02
and Serbian duets.
240
602260
2000
ve sırp düetleri de.
10:04
And, Leah adds with a grin,
241
604260
2000
Ve leah sırıtarak ekliyor,
10:06
"Kavita, we especially are proud of our Christmas music,
242
606260
3000
"Kavita, özellikle yeni yıl şarkımızla çok gurur duyuyoruz
10:09
because it shows we are open to religious practices
243
609260
3000
çünkü bu her ne kadar katolik kilisesi LGBT olarak bizden
10:12
even though Catholic Church
244
612260
2000
nefret etse de, bizim dini inanışlara
10:14
hates us LGBT."
245
614260
2000
açık olduğumuzu gösteriyor.
10:16
Their concerts draw from
246
616260
2000
Evet, konserleri kendi
10:18
their own communities, yes,
247
618260
2000
toplumlarından çıkıyor, ama
10:20
but also from an older generation:
248
620260
2000
aynı zamanda homoseksüellikten
10:22
a generation that might be
249
622260
2000
şüphe duyabilecek eski nesilden
10:24
suspicious of homosexuality,
250
624260
2000
de gelişiyor; ama kendi müzikleri
10:26
but is nostalgic for its own music and the past it represents.
251
626260
3000
olduğu için ve geçmişi betimlediği için de nostaljik.
10:29
One father, who had initially balked at his daughter
252
629260
3000
İlk zamanlarda kızına ayak diremiş olan bir baba,
10:32
coming out in such a choir,
253
632260
2000
bu koroya katılıp şu an
10:34
now writes songs for them.
254
634260
2000
onlar için şarkılar yazıyor.
10:36
In the Middle Ages, troubadours
255
636260
2000
Orta çağlarda, halk ozanları efsanelerin
10:38
would travel across the land
256
638260
2000
şarkılarını söyleyerek ve koşuklarını
10:40
singing their tales and sharing their verses:
257
640260
3000
paylaşarak ülkeyi boydan boya gezerlerdi.
10:43
Lesbor travels through the Balkans like this,
258
643260
3000
Lesbor'da Balkanları bu şekilde geziyor,
10:46
singing, connecting people divided
259
646260
2000
şarkı söyleyerek dinin, ulusalcılığın
10:48
by religion, nationality and language.
260
648260
3000
ve dilin böldüğü insanları, Bosnalıları,
10:51
Bosnians, Croats and Serbs
261
651260
2000
Hırvatları ve Sırpları, tarihlerinde
10:53
find a rare shared space of pride in their history,
262
653260
3000
nadir görülen ortak bir alanda birleştiriyor,
10:56
and Lesbor reminds them that
263
656260
2000
Lesbor onlara bir grubun sadece kendilerine
10:58
the songs one group often claims as theirs alone
264
658260
3000
ait olduğunu sandıkları şarkıların aslında hepsine
11:01
really belong to them all.
265
661260
2000
ait olduğunu anımsatıyor.
11:03
(Singing)
266
663260
7000
(şarkı)
11:23
Yesterday, Mallika Sarabhai showed us
267
683260
2000
Dün Mallika Sarabhai müziğin
11:25
that music can create a world
268
685260
2000
bize verilmiş olana kıyasla,
11:27
more accepting of difference
269
687260
2000
farklılıkları daha hoş gören bir dünya
11:29
than the one we have been given.
270
689260
3000
yaratabileceğini gösterdi.
11:32
The world Leymah Gbowee was given
271
692260
2000
Layma Bowie'ye savaşan bir
11:34
was a world at war.
272
694260
2000
dünya verilmişti.
11:36
Liberia had been torn apart by civil strife for decades.
273
696260
3000
Liberya on yıllardır sivil savaş ile parçalanmıştı.
11:40
Leymah was not an activist, she was a mother of three.
274
700260
3000
Layma bir aktivist değildi, üç çocuğu olan bir anneydi.
11:43
But she was sick with worry:
275
703260
2000
Ama endişelenmekten hasta oluyordu.
11:45
She worried her son would be abducted
276
705260
2000
Oğlunun kaçırılmasından, çocuk asker
11:47
and taken off to be a child soldier,
277
707260
2000
yapılmasından endişe ediyordu.
11:49
she worried her daughters would be raped,
278
709260
2000
Kızlarının tecavüze uğramasından korkuyordu.
11:51
she worried for their lives.
279
711260
3000
Yaşamları için endişeliydi.
11:54
One night, she had a dream.
280
714260
2000
Bir gece bir rüya gördü.
11:56
She dreamt she and thousands of other women
281
716260
2000
Kendisi ve binlerce kadının bu akan kanlara
11:58
ended the bloodshed.
282
718260
2000
bir son verdiğini gördü.
12:00
The next morning at church, she asked others how they felt.
283
720260
3000
Ertesi gün kilisede diğer kadınlara nasıl hissettiklerini sordu.
12:03
They were all tired of the fighting.
284
723260
2000
Hepsi de kavga etmekten yorgundu.
12:05
We need peace, and we need our leaders to know
285
725260
3000
Bizim barışa itiyacımız var ve liderlerimiz de barış
12:08
we will not rest until there is peace.
286
728260
3000
sağlanmadan vazgeçmeyeceğimizi bilmeliler.
12:11
Among Leymah's friends was a policewoman who was Muslim.
287
731260
3000
Layma'nın arkadaşları arasında müslüman bir polis kadın da vardı.
12:14
She promised to raise the issue with her community.
288
734260
3000
Bu konuyu kendi ortamında gündeme getireceğine söz verdi.
12:17
At the next Friday sermon,
289
737260
2000
Bir sonraki cuma vaazında,
12:19
the women who were sitting in the side room of the mosque
290
739260
2000
cami içindeki yan odada oturan kadınlar olayları ve
12:21
began to share their distress at the state of affairs.
291
741260
3000
yaşanan durum ile ilgili sıkıntılarını paylaşmaya başladılar
12:24
"What does it matter?" they said, "A bullet doesn't distinguish
292
744260
3000
"Ne farkı var ki?" dediler. "Kurşun müslüman mı hristiyan mı
12:27
between a Muslim and a Christian."
293
747260
2000
diye ayrım yapmıyor".
12:29
This small group of women,
294
749260
2000
Bu küçük kadın grubu
12:31
determined to bring an end to the war,
295
751260
2000
savaşa bir son getirmeye azmetti.
12:33
and they chose to use their traditions to make a point:
296
753260
3000
Ve bunun için de geleneklerini kullanmaya karar verdiler.
12:36
Liberian women usually wear
297
756260
2000
Liberya'lı kadınlar genelde fazlaca
12:38
lots of jewelry and colorful clothing.
298
758260
2000
mücevher takıp renkli giyinirler.
12:40
But no, for the protest, they dressed
299
760260
2000
Ama protesto için bembeyaz giydiler
12:42
all in white, no makeup.
300
762260
2000
makyaj yapmayı bıraktılar.
12:44
As Leymah said, "We wore the white
301
764260
2000
Layma'nın dediği gibi "Beyaz giyiyoruz
12:46
saying we were out for peace."
302
766260
2000
çünkü barış için çalışıyoruz"
12:48
They stood on the side of the road on which
303
768260
2000
Charles Taylor'un konvoyunun hergün geçtiği
12:50
Charles Taylor's motorcade passed every day.
304
770260
2000
yolun kenarında durdular.
12:52
They stood for weeks --
305
772260
2000
Haftalarca orada beklediler.
12:54
first just 10, then 20, then 50, then hundreds of women --
306
774260
3000
Önce 10 sonra 20, derken 50, yüzlerce kadın oldular
12:57
wearing white, singing, dancing,
307
777260
3000
beyazlar içinde şarkı söyleyip dans ederek
13:00
saying they were out for peace.
308
780260
3000
barış istediklerini ifade ettiler
13:03
Eventually, opposing forces in Liberia
309
783260
2000
Zamanla Liberya'daki karşıt güçler
13:05
were pushed to hold peace talks in Ghana.
310
785260
3000
Ghana'da barış konuşmaları yapmaya zorlandı.
13:09
The peace talks dragged on and on and on.
311
789260
3000
Barış konuşmaları ağırca devam etti ve etti.
13:12
Leymah and her sisters had had enough.
312
792260
2000
Layma ve kızkardeşlerinin canına tak etti.
13:14
With their remaining funds, they took
313
794260
2000
Kalan paralarıyla küçük bir grubu barış
13:16
a small group of women down to the venue of the peace talks
314
796260
2000
konuşmalarının olduğu yere götürdüler ve
13:18
and they surrounded the building.
315
798260
2000
binanın çevresini sardılar.
13:20
In a now famous CNN clip,
316
800260
3000
Bu, şimdilerde CNN'de meşhur
13:23
you can see them sitting on the ground, their arms linked.
317
803260
2000
olan klipte, onları kolları bağlanmış şekilde yerde otururken görüyorsunuz.
13:25
We know this in India. It's called a [Hindi].
318
805260
3000
Bunu Hindistan'da biliriz. Buna (hindu) denir
13:29
Then things get tense.
319
809260
2000
Sonra ortam gerildi.
13:31
The police are called in to physically remove the women.
320
811260
3000
Polisleri çağırıp kadınları almaları söylendi.
13:34
As the senior officer approaches with a baton,
321
814260
3000
Kıdemli polisin copu ile geldiğini görüyorsunuz,
13:37
Leymah stands up with deliberation,
322
817260
2000
Layma tedbirli şekilde ayağa kalkıyor,
13:39
reaches her arms up over her head,
323
819260
2000
kollarını kaldırıp kafasının üstüne getiriyor
13:41
and begins, very slowly,
324
821260
2000
ve son derece yavaşca
13:43
to untie her headdress that covers her hair.
325
823260
3000
saçlarını kapatan baş sargısını çözmeye başlıyor.
13:46
You can see the policeman's face.
326
826260
3000
Polisin yüzünü görüyorsunuz.
13:49
He looks embarrassed. He backs away.
327
829260
3000
Utanmış görünüyor geri çekiliyor.
13:52
And the next thing you know,
328
832260
2000
Sonra da polislerin
13:54
the police have disappeared.
329
834260
2000
ortadan kaybolduğunu görüyoruz.
13:56
Leymah said to me later,
330
836260
2000
Layma bana daha sonrasında
13:58
"It's a taboo, you know, in West Africa.
331
838260
3000
"Batı Afrika'da yaşı büyük bir kadının
14:01
If an older woman undresses in front of a man
332
841260
3000
kendi istediği için bir erkeğin önünde soyunması
14:04
because she wants to,
333
844260
2000
tabu'dur,
14:06
the man's family is cursed."
334
846260
2000
erkeğin ailesi lanetlenir" dedi.
14:08
(Laughter)
335
848260
2000
(kahkahalar)
14:10
(Applause)
336
850260
2000
(alkışlar)
14:12
She said, "I don't know if he did it because he believed,
337
852260
3000
"Bana inandı mı bilmiyorum ama, bizim gitmeyeceğimizi
14:15
but he knew we were not going to leave.
338
855260
2000
gayet iyi biliyordu.
14:17
We were not going to leave until the peace accord was signed."
339
857260
3000
Barış uzlaşması imzalanana kadar ayrılmama kararındaydık" dedi.
14:20
And the peace accord was signed.
340
860260
2000
Ve barış uzlaşması imzalandı.
14:22
And the women of Liberia
341
862260
2000
Ve Liberya'lı kadınlar daha sonra
14:24
then mobilized in support of Ellen Johnson Sirleaf,
342
864260
3000
kendisi de birkaç tabuyu delmiş bir kadın olan
14:27
a woman who broke a few taboos herself
343
867260
2000
Ellen Johnson Sirleaf'a destek olmak için
14:29
becoming the first elected woman head of state
344
869260
2000
hareketlendiler, Afrika'da yıllardır seçilen ilk
14:31
in Africa in years.
345
871260
3000
kadın başkandır.
14:35
When she made her presidential address,
346
875260
3000
Başkanlık konuşmasını yaptığında Liberya'nın bu
14:38
she acknowledged these brave women of Liberia
347
878260
2000
tanınan cesur kadınlarının bir futbol yıldızına karşı
14:40
who allowed her to win against a football star --
348
880260
3000
verdiği başkanlık savaşını kendisine nasıl
14:43
that's soccer for you Americans --
349
883260
2000
kazandırdığını da anlattı-- bu Amerika
14:45
no less.
350
885260
2000
için soccer'dan az değildir.
14:47
Women like Sakena and Leah
351
887260
2000
Sakena and Leah ve Layma gibi
14:49
and Leymah
352
889260
2000
kadınlar
14:51
have humbled me and changed me
353
891260
3000
beni değiştirip alçakgönüllü yaptılar
14:54
and made me realize that I should not be so quick
354
894260
3000
ve herhangi bir konuda bir şeyleri farzetmekte
14:57
to jump to assumptions of any kind.
355
897260
3000
çok aceleci davranmamam gerektiğini öğrettiler.
15:01
They've also saved me from my righteous anger
356
901260
2000
Ayrıca bu üçüncü yolu hakkında içgörü kazanıp
15:03
by offering insights into this third way.
357
903260
3000
haklı öfkemden de beni kurtarmış oldular.
15:07
A Filipina activist once said to me,
358
907260
2000
Filipinli bir aktivist bir gün bana,
15:09
"How do you cook a rice cake?
359
909260
2000
"Pirinç kekini nasıl pişirirsin?" diye sordu
15:11
With heat from the bottom and heat from the top."
360
911260
3000
"Üstten ve alttan gelen sıcaklıkla"
15:14
The protests, the marches,
361
914260
2000
Protestolar, yürüyüşler,
15:16
the uncompromising position that
362
916260
2000
kadın haklarının insan hakları olduğunu
15:18
women's rights are human rights, full stop.
363
918260
3000
kabul etmeyen pozisyonlar, nokta.
15:22
That's the heat from the bottom.
364
922260
2000
Bu alttan gelen ısı.
15:24
That's Malcolm X and the suffragists
365
924260
2000
Bu Malcolm X ve kadının oy hakkını savunanlar
15:26
and gay pride parades.
366
926260
2000
ve homoseksüel onur geçitleri.
15:28
But we also need the heat from the top.
367
928260
2000
Ama üstten gelen ısıya da ihtiyacımız var.
15:30
And in most parts of the world,
368
930260
2000
Ve dünyanın pek çok yerinde
15:32
that top is still
369
932260
2000
bu üst taraf
15:34
controlled by men.
370
934260
2000
hala erkeklerin kontrolünde.
15:36
So to paraphrase Marx: Women make change,
371
936260
3000
Marx'tan alıntı yaparsam; Kadınlar kendi seçimleri
15:39
but not in circumstances of their own choosing.
372
939260
3000
dahilindeki şartlar haricinde fark yaratırlar.
15:42
They have to negotiate.
373
942260
2000
Pazarlık yapmalılar.
15:44
They have to subvert tradition that once silenced them
374
944260
3000
Onları bir zamanlar susturan gelenekleri,
15:47
in order to give voice to new aspirations.
375
947260
3000
yeniliklere bir ses vermek için devirmeliler.
15:50
And they need allies from their communities.
376
950260
3000
Ve toplumlarından müttefiklere ihtiyaçları var
15:53
Allies like the imam,
377
953260
2000
imam gibi müttefiklere
15:55
allies like the father who now writes songs
378
955260
2000
Hırvatistan'da Lezbiyen bir gruba şarkı sözü yazan
15:57
for a lesbian group in Croatia,
379
957260
3000
bir baba gibi müttefiklere,
16:00
allies like the policeman who honored a taboo and backed away,
380
960260
3000
bir tabuyu onurlandırıp geri çekilen o polis gibi müttefiklere,
16:03
allies like my father,
381
963260
2000
benim babam gibi müttefiklere,
16:05
who couldn't help his sister but has helped three daughters
382
965260
3000
kardeşine yardım edemedi ama üç kızının da rüyalarının
16:08
pursue their dreams.
383
968260
2000
gerçek olmasına yardımcı oldu.
16:10
Maybe this is because feminism,
384
970260
2000
Belkide bu feminizmin tüm diğer
16:12
unlike almost every other social movement,
385
972260
2000
sosyal hareketlerden farklı olarak,
16:14
is not a struggle against a distinct oppressor --
386
974260
3000
belirgin baskıların karşısında durmamasındandır.
16:17
it's not the ruling class
387
977260
2000
Hükmeden sınıfa karşın değildir
16:19
or the occupiers or the colonizers --
388
979260
3000
yada işgal edilen tarafa, yada sömürgecilere.
16:22
it's against a deeply held set of beliefs and assumptions
389
982260
3000
Bu kadınların pek çok defa kendilerini içinde tuttukları
16:25
that we women, far too often,
390
985260
3000
bir dizi inanç ve düşüncenin
16:28
hold ourselves.
391
988260
2000
karşısında durmaktır.
16:30
And perhaps this is the ultimate gift of feminism,
392
990260
3000
Ve belki de feminizmin en büyük hediyesi de budur,
16:33
that the personal is in fact the political.
393
993260
3000
kişisel olan şey aslında politiktir de.
16:36
So that, as Eleanor Roosevelt said once of human rights,
394
996260
2000
Eleanor Roosevelt'in İnsan Hakları ile söylediği gibi, bunlar
16:38
the same is true of gender equality:
395
998260
3000
küçük yerlerde başlar, eve yakın yerlerde,
16:41
that it starts in small places, close to home.
396
1001260
3000
ve bu nokta kadın erkek eşitliği için de geçerli.
16:44
On the streets, yes,
397
1004260
2000
Sokaklarda, evet,
16:46
but also in negotiations at the kitchen table
398
1006260
3000
ama aynı zamanda mutfak masasında ve
16:49
and in the marital bed
399
1009260
2000
yatakta yapılan müzakerelerde
16:51
and in relationships between lovers and parents
400
1011260
2000
ve aşıkların ilişkilerinde, ebeveynler, kız kardeşler
16:53
and sisters and friends.
401
1013260
2000
ve arkadaşlar arasında da mevcut.
16:57
And then
402
1017260
2000
Ve sonra, sonrasında
16:59
you realize that by integrating
403
1019260
2000
gelenek ve toplumun görüşünü
17:01
aspects of tradition and community
404
1021260
2000
kendi çırpınmalarına entegre
17:03
into their struggles,
405
1023260
2000
ettiklerinde,
17:05
women like Sakena and Leah and Leymah --
406
1025260
3000
Sakena, Leah ve Layma gibi kadınların yanısıra,
17:08
but also women like Sonia Gandhi here in India
407
1028260
2000
Hindistan'da Sonia Gandhi
17:10
and Michelle Bachelet in Chile
408
1030260
3000
Şile'de Michelle Bachelet
17:13
and Shirin Ebadi in Iran --
409
1033260
3000
İran'da Shirin Ebadi'nin de
17:16
are doing something else.
410
1036260
2000
başka bir şey yaptığını görürsünüz.
17:18
They're challenging the very notion
411
1038260
2000
Batı modelinde gelişmiş fikirlere
17:20
of Western models of development.
412
1040260
3000
meydan okumaya başlarlar.
17:23
They are saying, we don't have to be like you
413
1043260
3000
Değişmek için sizin gibi olmak zorunda değiliz
17:26
to make change.
414
1046260
2000
mesajını veriyorlar.
17:28
We can wear a sari or a hijab
415
1048260
3000
Çarşaf, sari, pantalon
17:31
or pants or a boubou,
416
1051260
2000
veya boubou giyebiliriz,
17:33
and we can be party leaders and presidents
417
1053260
3000
ve parti lideri, devlet başkanı veya
17:36
and human rights lawyers.
418
1056260
2000
insan hakları avukatı olabiliriz.
17:38
We can use our tradition to navigate change.
419
1058260
3000
Değişime yön vermek için geleneklerimizi kullanabiliriz.
17:41
We can demilitarize societies
420
1061260
3000
Toplumu askeri güçten arındırıp
17:44
and pour resources, instead,
421
1064260
2000
bu kaynağı kendi özümüzün
17:46
into reservoirs of genuine security.
422
1066260
3000
güvenliğine ayrılan hazneye akıtabiliriz.
17:50
It is in these little stories,
423
1070260
3000
Bu küçük hikayelerle,
17:53
these individual stories,
424
1073260
2000
bu bireysel hikayelerle,
17:55
that I see a radical epic being written
425
1075260
2000
dünya çevresindeki kadınların radikal
17:57
by women around the world.
426
1077260
2000
bir destan yazmakta olduğunu görüyorum.
17:59
It is in these threads
427
1079260
2000
Bu ipliklerden örülen
18:01
that are being woven into a resilient fabric
428
1081260
2000
esnek kumaşın içinde
18:03
that will sustain communities,
429
1083260
3000
toplumların umut bulacağına
18:06
that I find hope.
430
1086260
2000
inanıyorum.
18:08
And if my heart is singing,
431
1088260
2000
Ve kalbimin şarkı söyleme sebebi de
18:10
it's because in these little fragments,
432
1090260
3000
tüm bu küçük kırıntılar arasından
18:13
every now and again, you catch a glimpse
433
1093260
2000
gözüme, ara sıra, bütünleşmiş,
18:15
of a whole, of a whole new world.
434
1095260
3000
tamamen yenilenmiş bir dünyanın parlaması.
18:18
And she is definitely on her way.
435
1098260
3000
Ve o kesinlikle yolunda ilerliyor.
18:21
Thank you.
436
1101260
2000
Teşekkür ediyorum
18:23
(Applause)
437
1103260
8000
(alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7