We the People, and the Republic we must reclaim | Lawrence Lessig

Lawrence Lessig: Halk olan bizler ve geri almak zorunda olduğumuz Cumhuriyet.

294,652 views

2013-04-03 ・ TED


New videos

We the People, and the Republic we must reclaim | Lawrence Lessig

Lawrence Lessig: Halk olan bizler ve geri almak zorunda olduğumuz Cumhuriyet.

294,652 views ・ 2013-04-03

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Ozay Ozaydin Gözden geçirme: Mustafa Büyükkara
00:12
Once upon a time,
1
12643
2892
Bir zamanlar,
00:15
there was a place called Lesterland.
2
15535
3440
Lesterland adında bir yer vardı.
00:18
Now Lesterland looks a lot like the United States.
3
18975
2955
Lesterland, Amerika Birleşik Devletlerine çok benziyor.
00:21
Like the United States, it has about 311 million people,
4
21930
4737
Tıpkı ABD gibi, onun da nüfusu yaklaşık 311 milyon,
00:26
and of that 311 million people,
5
26667
2338
ve bu 311 milyonun,
00:29
it turns out 144,000 are called Lester.
6
29005
4883
144 bin kadarının adı Lester.
00:33
If Matt's in the audience,
7
33888
1128
Şayet Matt (Groening) seyirciler arasındaysa,
00:35
I just borrowed that, I'll return it in a second,
8
35016
2690
senin dizindeki bu karakteri ödünç aldım,
00:37
this character from your series.
9
37706
2665
bir saniye içinde iade edeceğim.
00:40
So 144,000 are called Lester,
10
40371
2423
Yani 144 bin kişinin adı Lester,
00:42
which means about .05 percent is named Lester.
11
42794
4280
yani toplam nüfusun on binde 5'inin adı Lester.
00:47
Now, Lesters in Lesterland have this extraordinary power.
12
47074
3728
Şimdi, Lesterland'deki Lester'ların olağanüstü bir gücü var.
00:50
There are two elections every election cycle in Lesterland.
13
50802
3163
Lesterland'deki her bir seçim döneminde iki adet seçim var.
00:53
One is called the general election.
14
53965
2213
Birinin adı genel seçim.
00:56
The other is called the Lester election.
15
56178
3341
Diğerinin adı da Lester seçimi.
00:59
And in the general election, it's the citizens who get to vote,
16
59519
2985
Genel seçimde, halk oy kullanır,
01:02
but in the Lester election, it's the Lesters who get to vote.
17
62504
3272
ancak Lester seçiminde, sadece Lester'lar oy kullanabilir.
01:05
And here's the trick.
18
65776
1134
İşte oyunun döndüğü yer de şu.
01:06
In order to run in the general election,
19
66910
3651
Genel seçimde rekabet edebilmek için,
01:10
you must do extremely well
20
70561
2546
Lester seçiminde
01:13
in the Lester election.
21
73107
1373
çok iyi sonuç almalısın.
01:14
You don't necessarily have to win, but you must do extremely well.
22
74480
3101
Kazanmak zorunda değilsin, ama çok çok iyi sonuç almalısın.
01:17
Now, what can we say about democracy in Lesterland?
23
77581
3950
Şimdi, Lesterland'deki demokrasi hakkında ne söyleyebiliriz?
01:21
What we can say, number one,
24
81531
1393
İlk olarak, şunu diyebiliriz,
01:22
as the Supreme Court said in Citizens United,
25
82924
2636
Birleşmiş Halk'ta Yüksek Mahkeme'nin dediği gibi,
01:25
that people have the ultimate influence over elected officials,
26
85560
4278
seçilmiş görevlilerin üzerinde halkın mutlak etkisi vardır,
01:29
because, after all, there is a general election,
27
89838
2648
çünkü, sonuçta, ortada genel seçim vardır,
01:32
but only after the Lesters have had their way
28
92486
2952
ancak sadece Lester'ların istediği gerçekleştikten
01:35
with the candidates who wish to run in the general election.
29
95438
3502
genel seçimde yarışmasını istedikleri kişiler belirlendikten sonra.
01:38
And number two, obviously, this dependence upon the Lesters
30
98940
3603
Ve ikinci sırada, açıkça, Lester'lara olan bu bağımlılık,
01:42
is going to produce a subtle, understated,
31
102543
2762
Lester'ları mutlu edebilmek için
01:45
we could say camouflaged, bending
32
105305
2429
ince ve olduğundan daha az gösterilen,
01:47
to keep the Lesters happy.
33
107734
3191
hatta kamufle edilen, bir bükülme yaratacaktır.
01:50
Okay, so we have a democracy, no doubt,
34
110925
3269
Evet, demokrasimiz var, ona şüphe yok,
01:54
but it's dependent upon the Lesters
35
114194
1676
ancak bu Lester'lara bağımlı,
01:55
and dependent upon the people.
36
115870
2010
ve insanlara bağımlı.
01:57
It has competing dependencies,
37
117880
2642
Lester'ların kim olduğunda göre değişen,
02:00
we could say conflicting dependencies,
38
120522
2410
rekabet eden bağımlılıkları var,
02:02
depending upon who the Lesters are.
39
122932
4270
hatta çatışan bağımlılıklar da diyebiliriz.
02:07
Okay. That's Lesterland.
40
127202
2344
Evet, bu Lesterland.
02:09
Now there are three things I want you to see now that I've described Lesterland.
41
129546
2759
Lesterland'i anlattığıma göre, şimdi görmenizi istediğim üç şey var.
02:12
Number one, the United States is Lesterland.
42
132305
3241
Bir: Amerika Birleşik Devletleri Lesterland'dir.
02:15
The United States is Lesterland.
43
135546
1876
Amerika Birleşik Devletleri Lesterland'dir.
02:17
The United States also looks like this, also has two elections,
44
137422
2381
ABD de ayrıca buna benzer, onun da iki seçimi vardır,
02:19
one we called the general election,
45
139803
3139
biri genel seçim dediğimiz,
02:22
the second we should call the money election.
46
142942
3244
diğeri de para seçimi dememiz gereken.
02:26
In the general election, it's the citizens who get to vote,
47
146186
2166
Genel seçimde, halk seçime gider,
02:28
if you're over 18, in some states if you have an ID.
48
148352
2594
18 yaşının üzerindeyseniz, bazı eyaletlerde kimliğiniz varsa.
02:30
In the money election, it's the funders who get to vote,
49
150946
3216
Para seçiminde, mali olarak destekleyenler seçim yapar,
02:34
the funders who get to vote, and just like in Lesterland,
50
154162
2760
destekçiler, tıpkı Lesterland'deki gibi
02:36
the trick is, to run in the general election,
51
156922
2159
ve genel seçimde yarışabilmek için,
02:39
you must do extremely well in the money election.
52
159081
2820
para seçiminde çok çok iyi bir performans göstermeniz gerekir.
02:41
You don't necessarily have to win. There is Jerry Brown.
53
161901
2621
Kazanmak zorunda değilsiniz. Bakın Jerry Brown örneğine.
02:44
But you must do extremely well.
54
164522
2552
Ama çok iyi bir performans göstermeniz gerekir.
02:47
And here's the key: There are just as few relevant funders
55
167074
4528
Ve işte işin anahtarı: ABD'de sadece Lesterland'deki Lester'lar
02:51
in USA-land as there are Lesters in Lesterland.
56
171602
5489
kadar etkin mali destekleyiciler var.
02:57
Now you say, really?
57
177091
1904
Şimdi gerçekten mi, diyebilirsiniz.
02:58
Really .05 percent?
58
178995
3143
Gerçekten on binde 5 mi?
03:02
Well, here are the numbers from 2010:
59
182138
2216
İşte, 2010 yılından rakamlar şu şekilde:
03:04
.26 percent of America
60
184354
2296
ABD'nin on binde 26'sı
03:06
gave 200 dollars or more to any federal candidate,
61
186650
2736
herhangi bir federal adaya 200 dolar ve üzeri para vermiştir,
03:09
.05 percent gave the maximum amount to any federal candidate,
62
189386
4464
on binde 5'i ise izin verilen maksimum değerde para vermiştir,
03:13
.01 percent -- the one percent of the one percent --
63
193850
3432
on binde 1'i - yüzde 1'in yüzde 1'i -
03:17
gave 10,000 dollars or more to federal candidates,
64
197282
3208
federal adaylara 10 bin dolar veya üzeri vermiştir,
03:20
and in this election cycle, my favorite statistic
65
200490
3076
ve bu seçim döneminde, benim en sevdiğim istatistik
03:23
is .000042 percent
66
203566
3855
%0.000042
03:27
— for those of you doing the numbers, you know that's 132 Americans —
67
207421
4037
- sayılarla arası iyi olanlar bilecektir, 132 Amerikan'a karşılık gelen bir sayıdır -
03:31
gave 60 percent of the Super PAC money spent
68
211458
3960
yakın zamanda biten dönemde harcanan
03:35
in the cycle we have just seen ending.
69
215418
2750
Super PAC parasının %60'ını vermiştir.
03:38
So I'm just a lawyer, I look at this range of numbers,
70
218168
2730
Ben sadece bir avukatım, ve bu sayılara baktığımda,
03:40
and I say it's fair for me to say
71
220898
1709
ve bunu rahatlıkla söyleyebilirim ki,
03:42
it's .05 percent who are our relevant funders in America.
72
222607
4251
o onbirde birlik kesim ABD'de fark yaratan destekçilerdir.
03:46
In this sense, the funders are our Lesters.
73
226858
3302
Bu açıdan, destekleyiciler bizim Lester'larımızdır.
03:50
Now, what can we say about this democracy in USA-land?
74
230160
3500
Şimdi ABD'deki demoktrasi hakkında ne diyebiliriz?
03:53
Well, as the Supreme Court said in Citizens United,
75
233660
2342
Yüksek mahkemenin de dediği gibi,
03:56
we could say, of course the people have the ultimate influence
76
236002
2837
tabi ki bireyler, seçilmiş görevliler üzerinde
03:58
over the elected officials. We have a general election,
77
238839
4029
mutlak etkiye sahiptir. Genel seçimimiz var,
04:02
but only after the funders have had their way
78
242868
3209
ama sadece destekçilerin genel seçimde
04:06
with the candidates who wish to run in that general election.
79
246077
4163
kimlerin yarışacağını belirlemesinden sonra.
04:10
And number two, obviously,
80
250240
2523
Ve iki numarada, bariz olarak,
04:12
this dependence upon the funders
81
252763
2272
destekçilere olan bu bağımlılık,
04:15
produces a subtle, understated, camouflaged bending
82
255035
3932
destekçileri mutlu etmek için, ince ve olduğundan daha az gösterilen,
04:18
to keep the funders happy.
83
258967
2637
hatta kamufle edilen bir bükülme yaratmaktadır.
04:21
Candidates for Congress and members of Congress
84
261604
3044
Kongre adayları ve Kongre üyeleri
04:24
spend between 30 and 70 percent of their time
85
264648
4283
zamanlarının yüzde 30 ila 70'i arasında bir zamanı
04:28
raising money to get back to Congress
86
268931
2176
Kongreye tekrar girebilmek ya da partilerini
04:31
or to get their party back into power,
87
271107
1775
tekrar başa getirmek için para toplamaya harcıyorlar,
04:32
and the question we need to ask is, what does it do to them,
88
272882
3425
ve sormamız gereken soru da şu; bu insanlar,
04:36
these humans, as they spend their time
89
276307
2117
zamanlarını telefonun başında, asla tanışmadıkları kişileri
04:38
behind the telephone, calling people they've never met,
90
278424
3419
arayarak, yani yüzde 1'in bile çok küçük bir payını arayarak
04:41
but calling the tiniest slice of the one percent?
91
281843
3468
geçirmeleri onlara ne yapıyor?
04:45
As anyone would, as they do this,
92
285311
2368
Herkese olabileceği gibi, onlar da,
04:47
they develop a sixth sense, a constant awareness
93
287679
3848
bir tür altıncı his geliştiriyorlar, sabit bir farkındalık,
04:51
about how what they do might affect their ability to raise money.
94
291527
3340
ne yaptıklarının, nasıl davrandıklarının, onların para toplama konusundaki yetilerine etkisi hakkında.
04:54
They become, in the words of "The X-Files,"
95
294867
1416
"X-Files" jargonundaki "şekil-değiştirenler"e
04:56
shape-shifters, as they constantly adjust their views
96
296283
3444
dönüşüyorlar. Çünkü, sürekli olarak görüşlerini,
04:59
in light of what they know will help them to raise money,
97
299727
2862
onlara daha fazla para toplama şansı verecek şekilde değiştiriyorlar,
05:02
not on issues one to 10,
98
302589
1569
en önemli 10 maddeye değil de,
05:04
but on issues 11 to 1,000.
99
304158
3095
belki de 11 ila 1000 arasındaki maddelere odaklanıyorlar.
05:07
Leslie Byrne, a Democrat from Virginia,
100
307253
1714
Leslie Byrne, Virginia'dan bir Demokrat,
05:08
describes that when she went to Congress,
101
308967
1610
bunu Kongreye gittiğinde bir arkadaşının ona
05:10
she was told by a colleague, "Always lean to the green."
102
310577
3925
"Daima yeşile doğru eğil" demesi ile açıklıyor.
05:14
Then to clarify, she went on,
103
314502
1636
Buna açıklık getirmek için de,
05:16
"He was not an environmentalist." (Laughter)
104
316138
4694
"Bunu söyleyen çevreci biri değildi" diyor. (Kahkaha)
05:20
So here too we have a democracy,
105
320832
2080
Yani biz de burada demokrasiye sahibiz,
05:22
a democracy dependent upon the funders
106
322912
2015
bir demokrasi ki destekçilere bağımlı,
05:24
and dependent upon the people,
107
324927
1787
ve insanlara bağımlı,
05:26
competing dependencies,
108
326714
2137
rekabet eden bağımlılıklar,
05:28
possibly conflicting dependencies
109
328851
2019
hatta çatışan bağımlılıklar,
05:30
depending upon who the funders are.
110
330870
3611
destekçilerin kim olduğuna göre değişen şekilde.
05:34
Okay, the United States is Lesterland, point number one.
111
334481
2761
Evet, ABD = Lesterland, bu ilk madde idi.
05:37
Here's point number two.
112
337242
2011
İşte ikinci madde.
05:39
The United States is worse than Lesterland,
113
339253
2782
ABD, Lesterland'den daha da kötü durumda,
05:42
worse than Lesterland because you can imagine in Lesterland
114
342035
2881
daha kötü çünkü, Lesterland'de eğer Lester'lar
05:44
if we Lesters got a letter from the government that said,
115
344916
2352
hükümetten şu şekilde bir mektup alsalar:
05:47
"Hey, you get to pick who gets to run in the general election,"
116
347268
3264
"Hey, siz genel seçimde kimlerin yarışacağını seçiyorsunuz,"
05:50
we would think maybe of a kind of aristocracy of Lesters.
117
350532
4151
Lester'ların bir tür aristokrat olduğunu düşünebiliriz.
05:54
You know, there are Lesters from every part of social society.
118
354683
2289
Biliyorsunuz, her sosyal çevreden Lester'lar olduğunu.
05:56
There are rich Lesters, poor Lesters, black Lesters, white Lesters,
119
356972
2648
Zengin Lester'lar, fakir Lester'lar,siyahi Lester'lar, beyaz Lester'lar,
05:59
not many women Lesters, but put that to the side for one second.
120
359620
2728
kadın Lester'lar o kadar çok değil ama, bu konuyu bir saniyeliğine bir kenara koyalım.
06:02
We have Lesters from everywhere. We could think,
121
362348
2128
Her yerden Lester'ımız var. O zaman,
06:04
"What could we do to make Lesterland better?"
122
364476
3008
"Lesterland'i daha iyi hale getirmek için ne yapabiliriz?" diye düşünebiliriz.
06:07
It's at least possible the Lesters would act for the good of Lesterland.
123
367484
4775
En azından Lester'ların Lesterland'in iyiliği için çalışabileceği ihtimali var.
06:12
But in our land, in this land, in USA-land,
124
372259
3243
Ama bizim ülkemizde, bu ülkede, ABD'de,
06:15
there are certainly some sweet Lesters out there,
125
375502
2623
evet bazı çok şeker Lester'larımız var,
06:18
many of them in this room here today,
126
378125
1972
hatta birçoğu da şu anda bu salonda,
06:20
but the vast majority of Lesters act for the Lesters,
127
380097
4484
ama Lester'ların büyük bir çoğunluğu Lester'lar için hareket etmekte,
06:24
because the shifting coalitions that are comprising the .05 percent
128
384581
4388
çünkü on binde 5'lik payı oluşturanlar,
06:28
are not comprising it for the public interest.
129
388969
2125
kamu yararı için biraraya gelmediler.
06:31
It's for their private interest. In this sense, the USA is worse than Lesterland.
130
391094
4392
Şahsi çıkarları için biraradalar. Bu açıdan ABD, Lesterland'den daha kötü.
06:35
And finally, point number three:
131
395486
2421
Ve son olarak, üç numara:
06:37
Whatever one wants to say about Lesterland,
132
397907
2947
Her kim Lesterland ile ilgili ne söylerse söylesin,
06:40
against the background of its history, its traditions,
133
400854
2304
tarihi arka planı, geleneklerine karşın,
06:43
in our land, in USA-land, Lesterland is a corruption,
134
403158
4943
vatanımızda, ABD'de, Lesterland bir yozlaşmadır,
06:48
a corruption.
135
408101
1473
bir yozlaşma.
06:49
Now, by corruption I don't mean brown paper bag cash
136
409574
4023
Şimdi, yozlaşma diyerek Kongre üyelerinin arasında gizli bir şekilde
06:53
secreted among members of Congress.
137
413597
1868
el değiştiren kese kağıdı içindeki parayı kastetmiyorum.
06:55
I don't mean Rod Blagojevich sense of corruption.
138
415465
3060
Rod Blagojevich'in anladığı gibi bir yozlaşmadan da bahsetmiyorum.
06:58
I don't mean any criminal act.
139
418525
1905
Herhangi bir adli suçtan bahsetmiyorum.
07:00
The corruption I'm talking about is perfectly legal.
140
420430
3391
Bahsini ettiğim bu yozlaşma son derece yasal.
07:03
It's a corruption relative to the framers' baseline for this republic.
141
423821
5053
Bu cumhuriyetin kurucularının dayanağı açısından bir yozlaşmadır.
07:08
The framers gave us what they called a republic,
142
428874
3495
Kurucularımız bize cumhuriyet dediklerini verdiler,
07:12
but by a republic they meant a representative democracy,
143
432369
4182
ama kastettikleri cumhuriyet, temsili demokrasiydi,
07:16
and by a representative democracy, they meant a government,
144
436551
3187
ve temsili demokrasiden kastettikleri de bir hükümetin,
07:19
as Madison put it in Federalist 52, that would have a branch
145
439738
2979
Madison'un Federalist 52'de dediği gibi, bir dalı olacak ki
07:22
that would be dependent upon the people alone.
146
442717
4945
sadece insanlara bağlı olacak.
07:27
So here's the model of government.
147
447662
1015
İşte hükümet modeli.
07:28
They have the people and the government
148
448677
2605
Halk ve hükümet var,
07:31
with this exclusive dependency,
149
451282
2433
ve bu münhasır bağımlılık ile,
07:33
but the problem here is that Congress has evolved a different dependence,
150
453715
4103
ama buradaki problem Kongre'nin farklı bir bağımlılığa evrim geçirmiş olması,
07:37
no longer a dependence upon the people alone,
151
457818
2673
artık sadece halka dayanan bir bağımlılık değil,
07:40
increasingly a dependence upon the funders.
152
460491
2429
artan bir şekilde destekçilere dayanan bağımlılık.
07:42
Now this is a dependence too,
153
462920
3138
Evet bu da bir bağımlılık,
07:46
but it's different and conflicting from a dependence upon the people alone
154
466058
3864
ancak bu farklı ve halka bağımlı olan ile çelişen bir bağımlılık
07:49
so long as the funders are not the people.
155
469922
4306
çünkü destekçiler halk değil.
07:54
This is a corruption.
156
474228
2263
Bu bir yozlaşmadır.
07:56
Now, there's good news and bad news about this corruption.
157
476491
2500
Şimdi, bu durumla ilgili iyi ve kötü haberlerim var.
07:58
One bit of good news is that it's bipartisan,
158
478991
2364
Bir iyimsi haber şu ki, bu yolsuzluk iki tarafta da olan
08:01
equal-opportunity corruption.
159
481355
2170
eşit-fırsatçı bir yolsuzluk.
08:03
It blocks the left on a whole range of issues that we on the left really care about.
160
483525
4653
Solcuların daha çok önem verdikleri çok geniş bir konuda, solun önünü kesen.
08:08
It blocks the right too, as it makes
161
488178
2472
Ama ayrıca, aynı şekilde sağcıların da
08:10
principled arguments of the right increasingly impossible.
162
490650
3920
temel argümanlarını imkansız kılacak hale getiren.
08:14
So the right wants smaller government.
163
494570
2192
Yani sağcılar daha küçük bir hükümet istiyorlar.
08:16
When Al Gore was Vice President, his team had an idea
164
496762
2696
Al Gore'un Başkan Yardımcı olduğu zamanda ekibinin
08:19
for deregulating a significant portion of the telecommunications industry.
165
499458
3912
iletişim endüstrisinin ciddi bir kısmı üzerindeki kısıtlayıcı şartları kaldırmak gibi bir fikri vardı.
08:23
The chief policy man took this idea to Capitol Hill,
166
503370
2680
Baş politika yapıcı bu fikri Captiol Hill'e taşıdı,
08:26
and as he reported back to me,
167
506050
2033
ve bana geri dönüş yaptığında,
08:28
the response was, "Hell no!
168
508083
2199
cevap, "Hayatta olmaz!.
08:30
If we deregulate these guys,
169
510282
1776
Bu adamları serbest bırakırsak,
08:32
how are we going to raise money from them?"
170
512058
3758
sonra onlardan nasıl para toplayabiliriz?" şeklindeydi.
08:35
This is a system that's designed to save the status quo,
171
515816
3807
Bu statükoyu korumak üzerine tasarlanmış bir sistemdir,
08:39
including the status quo of big and invasive government.
172
519623
3633
büyük ve müdahaleci bir hükümet statükosunu.
08:43
It works against the left and the right,
173
523256
2450
Sağın da solun da karşısındadır,
08:45
and that, you might say, is good news.
174
525706
1546
ve diyebilirsiniz ki, bu iyi haber.
08:47
But here's the bad news.
175
527252
1789
Ama bir de kötü kısmı var.
08:49
It's a pathological, democracy-destroying corruption,
176
529041
3903
Bu patolojik, demokrasi çürüten bir yozlaşmadır,
08:52
because in any system
177
532944
2256
çünkü üyelerinin seçilmeleri için
08:55
where the members are dependent upon
178
535200
1900
genelin çok küçük bir yüzdesine bağlı oldukları
08:57
the tiniest fraction of us for their election,
179
537100
3172
herhangi bir sistem, yani
09:00
that means the tiniest number of us,
180
540272
2792
çok küçük derken,
09:03
the tiniest, tiniest number of us,
181
543064
2280
çok çok çok küçük,
09:05
can block reform.
182
545344
1711
reformu engelleyebilir.
09:07
I know that should have been, like, a rock or something.
183
547055
2898
Evet biliyorum, bu bir kaya ya da benzer birşey olmalıydı.
09:09
I can only find cheese. I'm sorry. So there it is.
184
549953
2037
Sadece peynir bulabildim. Özür dilerim.
09:11
Block reform.
185
551990
2394
Reform engellendi.
09:14
Because there is an economy here, an economy of influence,
186
554384
3976
Burada bir ekonomi olduğu için, tesir ekonomisi,
09:18
an economy with lobbyists at the center
187
558360
2554
lobicilerin merkezde olduğu ve kutuplaşmadan
09:20
which feeds on polarization.
188
560914
2654
beslenen bir ekonomi.
09:23
It feeds on dysfunction.
189
563568
1849
İşlev bozukluğundan beslenen.
09:25
The worse that it is for us,
190
565417
2639
Bizim için daha kötü olan herşey,
09:28
the better that it is for this fundraising.
191
568056
3936
para toplayabilmek için daha iyi.
09:31
Henry David Thoreau: "There are a thousand hacking
192
571992
3112
Henry David Thoreau: "Şeytanın dallarına saldıran bin kişiye karşılık
09:35
at the branches of evil to one who is striking at the root."
193
575104
4872
köküne saldıran bir kişi vardır."
09:39
This is the root.
194
579976
3393
İşte bu kök.
09:43
Okay, now, every single one of you knows this.
195
583369
4143
Evet, şimdi her biriniz bunu biliyor.
09:47
You couldn't be here if you didn't know this, yet you ignore it.
196
587512
3629
Bilmiyor olsaydınız burada olamazdınız, ancak yok sayıyorsunuz.
09:51
You ignore it. This is an impossible problem.
197
591141
3584
Göz ardı ediyorsunuz. Bu imkansız bir sorun.
09:54
You focus on the possible problems,
198
594725
2548
çözümü mümkün olan problemlere odaklanıyorsunuz
09:57
like eradicating polio from the world,
199
597273
3263
Çocuk felcini dünyadan silmek gibi ya da,
10:00
or taking an image of every single street across the globe,
200
600536
3134
dünyadaki tüm caddelerin fotoğrafını çekmek ya da,
10:03
or building the first real universal translator,
201
603670
3306
ilk gerçek evrensel çevirmeni yaratmak ya da,
10:06
or building a fusion factory in your garage.
202
606976
3602
garajınızda bir füzyon fabrikası yapmak gibi.
10:10
These are the manageable problems, so you ignore —
203
610578
2918
Bunlar yönetilebilen problemler, bu yüzden boş veriyorsunuz -
10:13
(Laughter) (Applause) —
204
613496
5632
(Kahkaha) (Alkış) -
10:19
so you ignore this corruption.
205
619128
2449
bu yozlaşmayı yok sayıyorsunuz.
10:21
But we cannot ignore this corruption anymore.
206
621577
5470
Ama bu yozlaşmayı daha fazla yok sayamayız.
10:27
(Applause)
207
627047
3105
(Alkış)
10:30
We need a government that works.
208
630152
3583
Çalışan bir hükümete ihtiyacımız var.
10:33
And not works for the left or the right,
209
633735
2865
Sağ ya da sol için değil,
10:36
but works for the left and the right,
210
636600
2464
Sağ ve sol için çalışan,
10:39
the citizens of the left and right,
211
639064
2032
Sağcı ve solcu halk için çalışan,
10:41
because there is no sensible reform possible
212
641096
3592
çünkü akla yatkın hiçbir reform bu yolsuzluk sonlandırılmadan
10:44
until we end this corruption.
213
644688
2529
mümkün değildir.
10:47
So I want you to take hold, to grab the issue you care the most about.
214
647217
4185
Sizden en çok önem verdiğiniz konuyu sımsıkı tutmanızı istiyorum.
10:51
Climate change is mine, but it might be financial reform
215
651402
2560
İklim değişimi benim, ama sizin konunuz da finansal reform
10:53
or a simpler tax system or inequality.
216
653962
2368
ya da daha basit bir vergi sistemi ya da eşitsizlik olabilir.
10:56
Grab that issue, sit it down in front of you,
217
656330
2188
Konuya sımsıkı tutunun, tam önünüze oturtun,
10:58
look straight in its eyes, and tell it there is no Christmas this year.
218
658518
3841
gözlerinin içine dimdik bakın ve, bu yıl Noel olmadığını söyleyin.
11:02
There will never be a Christmas.
219
662359
1826
Hiçbir zaman Noel olmayacağını.
11:04
We will never get your issue solved
220
664185
2712
Önce bu problemi çözmeden,
11:06
until we fix this issue first.
221
666897
2966
senin problemini çözemeyeceğiz.
11:09
So it's not that mine is the most important issue. It's not.
222
669863
3330
Bu benim konum en önemli demek değil.
11:13
Yours is the most important issue, but mine is the first issue,
223
673193
4176
Sizinki en önemli konu, ama benimki ilk konu,
11:17
the issue we have to solve before we get to fix
224
677369
2721
önem verdiğiniz konuları çözebilmemiz için,
11:20
the issues you care about.
225
680090
1973
çözmemiz gereken.
11:22
No sensible reform, and we cannot afford
226
682063
3298
Makul reformun olmadığı, ve biz makul reformun olmadığı
11:25
a world, a future, with no sensible reform.
227
685361
3921
bir dünyada, bir gelecekte yaşayamayız.
11:29
Okay. So how do we do it?
228
689282
2871
Evet, Peki nasıl yapacağız?
11:32
Turns out, the analytics here are easy, simple.
229
692153
3488
Buradaki analitik çok kolay ve basit.
11:35
If the problem is members spending an extraordinary
230
695641
2850
Eğer problem, üyelerin zamanlarının olağanüstü bir payını
11:38
amount of time fundraising from the tiniest slice of America,
231
698491
3160
ABD'nin çok çok küçük bir kısmından para toplamak için harcıyorlarsa,
11:41
the solution is to have them spend less time fundraising
232
701651
4260
çözüm para toplamak için onlara daha az süre tanımaktır
11:45
but fundraise from a wider slice of Americans,
233
705911
2668
ama ABD'nin daha geniş kesiminden,
11:48
to spread it out,
234
708579
1173
yayılmış bir şekilde,
11:49
to spread the funder influence so that we restore the idea
235
709752
3281
destekçi etkisini yayarak yalnızca halka bağlılık
11:53
of dependence upon the people alone.
236
713033
3192
fikrinin yeniden inşa edebilmek için.
11:56
And to do this does not require a constitutional amendment,
237
716225
3430
ve bunun için anayasaya bir ek yapmamıza gerek yok,
11:59
changing the First Amendment.
238
719655
1259
ya da ilk eki değiştirmeye.
12:00
To do this would require a single statute,
239
720914
3359
Bunu yapmak için tek bir kanun yeterli,
12:04
a statute establishing what we think of
240
724273
2192
az miktarlı desteklenen seçimler olarak
12:06
as small dollar funded elections,
241
726465
2696
düşündüğümüz, vatandaş-destekli
12:09
a statute of citizen-funded campaigns,
242
729161
2208
kampanyaların bir kanunu, ve ortada
12:11
and there's any number of these proposals out there:
243
731369
2096
bunun gibi birçok kanun önerisi bulunmakta:
12:13
Fair Elections Now Act,
244
733465
1446
Adil Seçim Şimdi Hareketi,
12:14
the American Anti-Corruption Act,
245
734911
2426
Amerikan Anti-Yolsuzluk Hareketi,
12:17
an idea in my book that I call the Grant and Franklin Project
246
737337
3090
kitabımda Grant ve Franklin Projesi adını verdiğim,
12:20
to give vouchers to people to fund elections,
247
740427
2334
insanlara seçimleri desteklemeleri için kuponlar verilmesi fikri,
12:22
an idea of John Sarbanes called the Grassroots Democracy Act.
248
742761
3195
John Sarbanes'in Grassroots Demokrasi Hareketi adını verdiği fikri.
12:25
Each of these would fix this corruption
249
745956
4104
Bütün bunlar bu yozlaşmayı, destekleyen etkisini
12:30
by spreading out the influence of funders to all of us.
250
750060
4349
hepimize yayarak ortadan kaldırabilir.
12:34
The analytics are easy here.
251
754409
2658
Analitik burada çok kolay.
12:37
It's the politics that's hard, indeed impossibly hard,
252
757067
5513
Burada zor olan politika, hatta imkansız derecesinde zor,
12:42
because this reform would shrink K Street,
253
762580
6359
çünkü bu reform K caddesini, Capitol Hill'i,
12:48
and Capitol Hill, as Congressman Jim Cooper,
254
768939
4860
kongre üyesi olarak Jim Cooper'ı,
12:53
a Democrat from Tennessee, put it,
255
773799
2980
Tenessee'deki bir demokratı küçültecektir
12:56
has become a farm league for K Street, a farm league for K Street.
256
776779
4820
K caddesi için bir çiftlik ligi olan, K caddesi için bir çiftlik ligi olan.
13:01
Members and staffers and bureaucrats have
257
781599
1965
Üyeler ve çalışanlar ve bürokratların kafasında
13:03
an increasingly common business model in their head,
258
783564
2211
son zamanlarda gittikçe artan ortak bir iş modeli var,
13:05
a business model focused on their life after government,
259
785775
3068
hükümet sonrasındaki hayatları için bir iş modeli,
13:08
their life as lobbyists.
260
788843
2321
lobici bir hayat için.
13:11
Fifty percent of the Senate between 1998 and 2004
261
791164
3546
1998 ve 2004 yılları arasında Senato'dakilerin yarısı
13:14
left to become lobbyists, 42 percent of the House.
262
794710
2658
lobici olmak için ayrıldılar, bunların %42'si Beyaz Saraydan.
13:17
Those numbers have only gone up,
263
797368
1476
Bu sayılar sadece ve sadece arttı,
13:18
and as United Republic calculated last April,
264
798844
2346
ve Birleşmiş Cumhuriyet geçen Nisan'sa
13:21
the average increase in salary for those who they tracked
265
801190
3213
takip ettikleri kişilerin ortalama maaş artışını hesapladılar,
13:24
was 1,452 percent.
266
804403
5362
sonuç: %1452.
13:29
So it's fair to ask, how is it possible for them to change this?
267
809765
6366
Peki onların bu durumu değiştirmeleri nasıl mümkün diye sormak adil olacaktır.
13:36
Now I get this skepticism.
268
816131
4064
Şimdi bu şüpheciliği anlarım.
13:40
I get this cynicism. I get this sense of impossibility.
269
820195
4936
Karamsarlığı da anlarım. İmkansızlık hissini de anlarım.
13:45
But I don't buy it.
270
825131
2328
Ama kabul etmem.
13:47
This is a solvable issue.
271
827459
3848
Bu çözülebilir bir konu.
13:51
If you think about the issues our parents tried to solve
272
831307
3160
Ailelerimizin 20.yüzyılda çözmeye çalıştıkları problemleri
13:54
in the 20th century,
273
834467
1839
düşünürseniz,
13:56
issues like racism, or sexism,
274
836306
3281
ırkçılık, ya da cinsiyetçilik gibi konuları,
13:59
or the issue that we've been fighting in this century, homophobia,
275
839587
3113
ya da bu yüzyılda savaştığımız homofobi konusunu,
14:02
those are hard issues.
276
842700
2487
bunlar zor konular.
14:05
You don't wake up one day no longer a racist.
277
845187
2920
Bir gün kalkıp da ırkçılığı bırakmıyoruz.
14:08
It takes generations to tear that intuition, that DNA,
278
848107
4311
Bu içgüdüyü silip atmak nesiller sürüyor, bu DNA'yı,
14:12
out of the soul of a people.
279
852418
2445
insanların ruhundan atmak.
14:14
But this is a problem of just incentives, just incentives.
280
854863
3245
Bu bir teşvik problemi, sadece teşvik.
14:18
Change the incentives, and the behavior changes,
281
858108
2543
Teşvikleri değiştirin, davranışlar değişecektir,
14:20
and the states that have adopted small dollar funded systems
282
860651
2687
ve düşük bütçeli sistemleri benimseyen eyaletler,
14:23
have seen overnight a change in the practice.
283
863338
3130
uygulamanın da değiştiğini gördüler.
14:26
When Connecticut adopted this system,
284
866468
1981
Connecticut bu sistemi benimsediğinde,
14:28
in the very first year, 78 percent of elected representatives
285
868449
4190
ilk yılda, seçilen temsilcilerin %78'i
14:32
gave up large contributions and took small contributions only.
286
872639
4247
büyük desteklerden vazgeçip sadece küçük destekler aldılar.
14:36
It's solvable,
287
876886
1979
Çözülebilir,
14:38
not by being a Democrat,
288
878865
2810
Demokrat olarak değil,
14:41
not by being a Republican.
289
881675
1795
Cumhuriyetçi olarak değil.
14:43
It's solvable by being citizens, by being citizens,
290
883470
3652
Vatandaş olarak çözülebilir, vatandaş olarak,
14:47
by being TEDizens.
291
887122
2983
TEDandaş olarak.
14:50
Because if you want to kickstart reform,
292
890105
4337
Çünkü, eğer bir reform başlatmak istiyorsanız,
14:54
look, I could kickstart reform
293
894442
3451
bakın, ben bir reform başlatabilirim
14:57
at half the price of fixing energy policy,
294
897893
3588
enerji politikasını çözmenin yarı fiyatına,
15:01
I could give you back a republic.
295
901481
2782
size bir cumhuriyeti geri verebilirim.
15:04
Okay. But even if you're not yet with me,
296
904263
3644
OK. Ama siz bile daha henüz benimle değilsiniz,
15:07
even if you believe this is impossible,
297
907907
3585
bunun imkansız olduğunu düşünüyorsanız,
15:11
what the five years since I spoke at TED has taught me
298
911492
3437
TED'deki son konuşmamdan bu yana geçen beş yıl bana,
15:14
as I've spoken about this issue again and again is,
299
914929
2598
bu konuda defalarca konuşmalar yaptığım zamanda
15:17
even if you think it's impossible, that is irrelevant.
300
917527
3826
imkansız olduğunu düşünseniz bile bunun alakasız olduğunu öğretti.
15:21
Irrelevant.
301
921353
1988
Alakasız.
15:23
I spoke at Dartmouth once, and a woman stood up after I spoke,
302
923341
3568
Dartmouth'da bir konuşma yaptım ve bir kadın ben konuştuktan sonra ayağa kalktı,
15:26
I write in my book, and she said to me,
303
926909
1843
kitabıma yazdım, ve bana dedi ki,
15:28
"Professor, you've convinced me this is hopeless. Hopeless.
304
928752
5693
"Profesör, beni bunun umutsuz bir durum olduğuna inandırdınız. Umutsuz.
15:34
There's nothing we can do."
305
934445
2850
Yapabileceğimiz hiçbirşey yok."
15:37
When she said that, I scrambled.
306
937295
1925
O bunu söylediğinde, ben afalladım.
15:39
I tried to think, "How do I respond to that hopelessness?
307
939220
2142
"Böyle bir umutsuzluğa nasıl tepki verebilirim?
15:41
What is that sense of hopelessness?"
308
941362
1663
Bu umutsuzluğun temeli nedir?" diye düşünmeye çalıştım.
15:43
And what hit me was an image of my six-year-old son.
309
943025
4862
ve 6 yaşındaki oğlumun bir görüntüsü geldi.
15:47
And I imagined a doctor coming to me and saying,
310
947887
3185
ve bir doktorun bana doğru gelip şunu söylediğini düşündüm,
15:51
"Your son has terminal brain cancer, and there's nothing you can do.
311
951072
7309
"Oğlunuzun ölümcül bir beyin kanseri var, ve yapabileceğiniz hiçbirşey yok.
15:58
Nothing you can do."
312
958381
2254
Yapabileceğiniz hiçbirşey yok."
16:00
So would I do nothing?
313
960635
3095
Peki hiçbir şey yapmaz mıydım?
16:03
Would I just sit there? Accept it? Okay, nothing I can do?
314
963730
2372
Orada öylece oturur muydum? Kabul eder miydim? Yapabileceğim hiçbir şey yok?
16:06
I'm going off to build Google Glass.
315
966102
3823
Google Glass yapmaya gidiyorum.
16:09
Of course not. I would do everything I could,
316
969925
3646
Tabi ki hayır. Yapabileceğim her şeyi yapardım,
16:13
and I would do everything I could because this is what love means,
317
973571
3580
ve yapabileceğim her şeyi yapardım çünkü aşk bu demek,
16:17
that the odds are irrelevant and that you do
318
977151
2316
ihtimallerin önemsiz olduğu ve yapabileceğiniz
16:19
whatever the hell you can, the odds be damned.
319
979467
3579
her şeyi yaptığınız, ihtimallerin canının cehenneme olduğu.
16:23
And then I saw the obvious link, because even we liberals
320
983046
3841
Ve ben bariz olan bu bağlantıyı gördüm, çünkü biz libareller bile
16:26
love this country.
321
986887
2259
bu ülkeye aşığız.
16:29
(Laughter)
322
989146
2973
(Kahkaha)
16:32
And so when the pundits and the politicians
323
992119
2260
Uzmanlar ve politikacılar değişimin mümkün
16:34
say that change is impossible,
324
994379
2310
olmadığını söylediklerinde,
16:36
what this love of country says back is,
325
996689
3062
bu ülke aşkı şu şekilde cevap verecektir,
16:39
"That's just irrelevant."
326
999751
2736
"Bu dediğinizin bir önemi yok."
16:42
We lose something dear,
327
1002487
2040
Çok önemli birşeyi kaybediyoruz,
16:44
something everyone in this room loves and cherishes,
328
1004527
3207
bu odadaki herkesin aşkla sevdiği ve koruduğu,
16:47
if we lose this republic, and so we act
329
1007734
3948
bu cumhuriyeti kaybedersek, o yüzden
16:51
with everything we can to prove these pundits wrong.
330
1011682
5294
bu uzmanların söylediklerinin yanlış olduğunu kanıtlamak için herşeyi yaparız.
16:56
So here's my question:
331
1016976
2436
Şimdi işte benim sorum:
16:59
Do you have that love?
332
1019412
4611
Bu aşk sizde var mı?
17:04
Do you have that love?
333
1024023
2825
Bu aşk sizde var mı?
17:06
Because if you do,
334
1026848
1683
Çünkü eğer varsa,
17:08
then what the hell are you, what are the hell are we doing?
335
1028531
5389
o zaman ne halt ediyorsunuz, ne halt ediyoruz?
17:13
When Ben Franklin was carried from the constitutional convention
336
1033920
4540
Ben Franklin anayasal kongreden taşındığında
17:18
in September of 1787, he was stopped in the street by a woman who said,
337
1038460
4006
1787'nin Eylülünde, caddede bir kadın tarafından durdurulup şu sorulmuştu,
17:22
"Mr. Franklin, what have you wrought?"
338
1042466
3458
"Bay Franklin, ne işlediniz?"
17:25
Franklin said, "A republic, madam, if you can keep it."
339
1045924
7761
Franklin cevap vermiş, "Bir cumhuriyet, hanımefendi, koruyabilirseniz."
17:33
A republic. A representative democracy.
340
1053685
4899
Bir cumhuriyet. Bir temsili demokrasi.
17:38
A government dependent upon the people alone.
341
1058584
7209
Sadece halka bağımlı bir hükümet.
17:45
We have lost that republic.
342
1065793
4585
Bu cumhuriyeti kaybettik.
17:50
All of us have to act to get it back.
343
1070378
4348
Hepimiz onu geri almak için hareket etmeliyiz.
17:54
Thank you very much.
344
1074726
1644
Çok teşekkür ederim.
17:56
(Applause)
345
1076370
6053
(Alkış)
18:02
Thank you. Thank you. Thank you. (Applause)
346
1082423
10676
Teşekkürler. Teşekkürler. Teşekkürler. (Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7