4 Powerful Poems about Parkinson's and Growing Older | Robin Morgan | TED Talks

35,204 views ・ 2015-10-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ay Sıla Çaloğlu Gözden geçirme: Şebnem Altundaş
Henüz üç ya da dört yaşındayken
şiire aşık oldum;
ritimler ve dilin müziğiyle,
00:12
When I was only three or four,
0
12817
2444
metaforun ve imgenin gücüyle,
00:15
I fell in love with poetry,
1
15285
2468
şiirin iletişimin özü oluşuyla--
00:17
with the rhythms and the music of language;
2
17777
3111
disiplini, saflaştırması.
00:20
with the power of metaphor and of imagery,
3
20912
3643
Ve bunca yıl sonra, bugün okuyacağım şiirler
00:24
poetry being the essence of communication --
4
24579
2762
yeni bitirdiğim yedinci şiir kitabımdan.
00:27
the discipline, the distillation.
5
27365
2707
Beş sene önce, Parkinson hastalığı teşhisi konuldum.
00:30
And all these years later, the poems I'll read today
6
30999
2962
00:33
are from my just-finished seventh book of poetry.
7
33985
3301
Henüz bir ilacı olmasa da,
tedavisindeki gelişmeler oldukça etkileyici.
00:38
Well, five years ago, I was diagnosed with Parkinson's disease.
8
38199
4127
Ama hayal edebilirsiniz ki deşhete düşmüştüm
00:42
Though there's no cure yet,
9
42874
1920
kadınların genelde araştırma denemelerine dahil edilmediklerini öğrendiğimde,
00:44
advances in treatment are really impressive.
10
44818
2786
00:47
But you can imagine that I was appalled to learn
11
47985
2990
cinsiyete özel tıbbi buluşların gösterdiği üzere
00:50
that women are largely left out of research trials,
12
50999
4494
bizim gerçekten küçük adamlar olmamamıza rağmen--
(Kahkaha)
00:55
despite gender-specific medical findings having demonstrated
13
55517
3521
bir şekilde farklı üreme sistemine sahip olan.
Cinsiyete özel tıp erkekler için de iyidir.
00:59
that we are not actually just small men --
14
59062
2659
01:01
(Laughter)
15
61746
2096
Ama bir krize çoktan olduğun kişiyi getirirsin
01:03
who happen to have different reproductive systems.
16
63866
3252
ki bu momentumu da kapsar, çağırmayı öğrendiğin
01:07
Gender-specific medicine is good for men, too.
17
67142
2829
01:10
But you bring to a crisis the person you already are,
18
70325
4753
samimi ilgileniş ve icraat üzerinden,
ikisi de enerjiye gerek duyar ama aynı zamanda onu yaratır.
01:15
including the, yes, momentum that you've learned to invoke
19
75102
3873
01:18
through passionate caring and through action,
20
78999
3309
O yüzden aktivist olarak, Parkinson's Disease Foundation ile çalışmaya başladım
01:22
both of which require but also create energy.
21
82332
4368
-pdf.org olarak kısaltılır-
Parkinson haritasına kadınları koymak için büyük bir girişim oluşturmaya.
01:27
So as an activist, I began working with the Parkinson's Disease Foundation --
22
87470
4286
01:31
that's pdf.org --
23
91780
2181
01:33
to create a major initiative to put women on the Parkinson's disease map.
24
93985
6739
Ve bir şair olarak; bu konu üzerinde çalışmaya başladım,
onu trajik, komik, hatta bazen neşe dolu bularak.
01:41
And as a poet, I began working with this subject matter,
25
101819
3225
Parkinson tarafından eksiltilmiş hissetmiyorum;
saflaştırılmış hissediyorum,
01:45
finding it tragic, hilarious, sometimes even joyful.
26
105068
4724
ve aslında saflaşıyor olduğum bu kadından oldukça hoşlanıyorum.
01:50
I do not feel diminished by Parkinson's;
27
110136
2587
01:52
I feel distilled by it,
28
112747
2625
"Mücadele İzi Yok"
01:55
and I actually very much like the woman I'm distilling into.
29
115396
4438
Küçük büyümek iradenin büyüklüğünü gerektirir:
doktoru beklerken kıpırdamadan oturup
02:01
"No Signs of Struggle"
30
121528
1901
seyretmek geleceğin gidip gelmesini,
02:04
Growing small requires enormity of will:
31
124569
4050
izlemek eğildiğini, sana diktiğini gözlerini
02:08
just sitting still in the doctor's waiting room
32
128643
2588
sen bakmamaya çalışırken.
02:11
watching the future shuffle in and out,
33
131255
3586
Nadirinden bir takas:
kısa bir gülücük, çarpık bir tanıyış.
02:14
watching it stoop; stare at you
34
134865
2743
02:17
while you try not to look.
35
137632
1962
Sen yeni çocuksun.
Buradaki herkes daha önce sendi.
02:20
Rare is an exchange:
36
140213
1643
02:21
a smile of brief, wry recognition.
37
141880
3143
Hala öğreniyorsun ki küçük büyümek bir ruh genişliğini gerektirir
02:25
You are the new kid on the block.
38
145917
1799
henüz sığamadığın türden:
02:28
Everyone here was you once.
39
148192
2160
sevenlerinden rahatsız edici yardımları kabulleniş;
02:30
You are still learning that growing small requires a largeness of spirit
40
150791
4207
yol veriş ve duruş, ama vazgeçmeyiş.
02:35
you can't fit into yet:
41
155022
2459
02:37
acceptance of irritating help from those who love you;
42
157505
3949
"Beni İç" şişesinin içerdiğini zorlukla yuttun,
ve kendini küçülürken buldun.
02:41
giving way and over, but not up.
43
161478
3084
Şimdi, tanıdık eşyalar belirir,
02:45
You've swallowed hard the contents of the "Drink Me" bottle,
44
165494
3228
yerler eğilir ve kapı kolları yalnız iki elle asılınca bel verir.
02:48
and felt yourself shrink.
45
168746
2185
02:51
Now, familiar furniture looms,
46
171576
2743
Tüm bu küçük büyüme devasa bir sabır ister:
02:54
floors tilt, and doorknobs yield only when wrestled round with both hands.
47
174343
4786
geceleri azalan uykun,
el yazın, sesin, boyun.
02:59
It demands colossal patience, all this growing small:
48
179685
4870
Sen daha çok harika küçülen kadınsın
03:04
your diminished sleep at night,
49
184579
1896
Budist bir sufiden ziyade; durgun, daha azıyla başaran.
03:06
your handwriting, your voice, your height.
50
186499
3429
Az her zaman öz değildir.
03:10
You are more the incredible shrinking woman
51
190668
3225
03:13
than the Buddhist mystic, serene, making do with less.
52
193917
3923
Ama bu boşalan boşlukta, boşluk parlıyor,
03:17
Less is not always more.
53
197864
2781
görünür oluveriyor.
Burası alışanların gözlerinin ardında bir yer
03:21
Yet in this emptying space, space glimmers,
54
201560
4580
bazılarının sönüş olarak çağırdığı.
03:26
becoming visible.
55
206164
1634
Acımasız şiirlerin yeri,
03:28
Here is a place behind the eyes of those accustomed
56
208115
3359
daha önce umursanmamış bir mevcudiyetin hediyesi,
03:31
by what some would call diminishment.
57
211498
3269
günlük karmaşada boğulmuş.
03:35
It is a place of merciless poetry,
58
215468
3675
Her davranış bir niyete ihtiyaç duyar burada,
03:39
a gift of presence previously ignored,
59
219167
3319
bilinçle ayaktadır.
03:42
drowned in the daily clutter.
60
222510
2069
Hiçbir şey otomatik değildir.
Bir butonun kışkırtmasında tespit edebilirsin onu,
03:45
Here every gesture needs intention,
61
225357
3081
03:48
is alive with consciousness.
62
228462
2006
kol tarafından dürtüklenen yende,
03:50
Nothing is automatic.
63
230886
1460
karanlıkla uzlaşırken geceye ait kaldırımlarda oynanan denge oyununda.
03:53
You can spot it in the provocation of a button,
64
233192
3469
Mütevazı bir mertlik isteyen işler;
03:56
an arm poking at a sleeve,
65
236685
2213
03:58
a balancing act at a night-time curb while negotiating the dark.
66
238922
4349
kim düşünür ki onlar denemelerdir samimi, güçlü bir disiplinde,
04:04
Feats of such modest valor,
67
244133
3034
amansızca farkında olmanın bir metafiziği?
04:07
who would suspect them to be exercises in an intimate, fierce discipline,
68
247191
5304
Zımni bir tür güç var,
bu sarsak dansçılarda, muazzam bir çaba sarf eden
04:12
a metaphysics of being relentlessly aware?
69
252519
3301
çoğu kişinin önemsiz gördüğü işlerde.
04:16
Such understated power here,
70
256667
2785
04:19
in these tottering dancers who exert stupendous effort
71
259476
4288
Ne kadar sessiz bir güzellik buradaki, o
benim yumuşak sesli, katı uzuvlu insanlarımda;
04:23
on tasks most view as insignificant.
72
263788
3086
durgun yüzlerle saklanmış o biçim azim.
04:27
Such quiet beauty here, in these,
73
267572
3341
04:30
my soft-voiced, stiff-limbed people;
74
270937
4273
Küçük büyümek enginlik gerektirir,
04:35
such resolve masked by each placid face.
75
275234
3698
inatçı zarafet üzerine ısrarcı.
04:39
There is immensity required in growing small,
76
279937
4593
(Alkış)
04:44
so bent on such unbending grace.
77
284554
3011
Teşekkür ederim.
Bunun adı “Beynimi Bilime Bağışlamak Üstüne”
04:48
(Applause)
78
288020
6299
(Kahkaha)
Sorun değil.
04:54
Thank you.
79
294343
1578
Dindar insanlara güvence veren tüm sayfaları atla.
04:55
This one is called "On Donating My Brain to Science."
80
295945
3183
Çoktan evrensel bir bağışçı: böbrekler, kornealar, ciğerler,
04:59
(Laughter)
81
299152
1192
05:01
Not a problem.
82
301058
1196
05:03
Skip over all the pages reassuring religious people.
83
303349
3513
doku, kalp, damarlar, her neyse.
Gariptir; en mütevazı beyin, araştırmada en özgün değerini hiç tahmin etmedi
05:07
Already a universal donor: kidneys, corneas, liver, lungs,
84
307280
3756
05:11
tissue, heart, veins, whatever.
85
311060
2222
belki başkasını bendeki o ne olduğuna emin olmadıklarından kurtararak.
05:14
Odd that the modest brain never imagined its unique value in research,
86
314097
5478
Gurur verici, şu şey.
O zaman formları doldur,
05:19
maybe saving someone else from what it is they're not quite sure I have.
87
319599
4314
cevapları ezip geç,
neşeli bir ruhu heyecanlandır.
05:23
Flattering, that.
88
323937
1233
Ve beni dilimle, doğra, dilimlere yay.
05:25
So fill in the forms,
89
325673
2145
05:27
drill through the answers,
90
327842
1859
Sana demeye çalıştığım şeyi bul.
05:29
trill out a blithe spirit.
91
329725
1963
Beni kazan, öğren, tara, gözlerini kısarak bak merceğinden.
05:32
And slice me, dice me, spread me on your slides.
92
332021
3979
Açığa çıkar elimde olsa edeceğim imayı.
05:36
Find what I'm trying to tell you.
93
336703
1963
05:38
Earn me, learn me, scan me, squint through your lens.
94
338994
4997
Buyur, elinden geleni yap, beni biç, izleri takip et.
Canlıyken iyi bir beyindi bu.
05:44
Uncover what I'd hint at if I could.
95
344015
2679
Üzerine düşeni yapan bir beyindi bu.
05:46
Be my guest, do your best, harvest me, track the clues.
96
346718
4464
O yüzden beni dilimle, doğra, dilimlerin üzerine ez,
05:51
This was a good brain while alive.
97
351206
2474
boya, açıkla, bir bardakmışım gibi boşalt.
05:53
This was a brain that paid its dues.
98
353704
2356
05:56
So slice me, dice me, smear me on your slides,
99
356084
4891
Paylaş beni, duy:
Kullanılmak istiyorum Kullanılmak istiyorum
06:00
stain me, explain me, drain me like a cup.
100
360999
3521
Bitirilmek istiyorum.
(Alkış)
06:04
Share me, hear me:
101
364544
2076
06:06
I want to be used I want to be used
102
366644
2600
06:09
I want to be used up.
103
369268
2046
(Alkış biter)
06:12
(Applause)
104
372395
2538
Ve bunun adı “Hayalet Işık.”
İçten yanış tek güvenli yolu
06:19
(Applause ends)
105
379435
1825
06:21
And this one's called "The Ghost Light."
106
381669
2862
karanlık maddeyi katetmenin.
Bazı hayat biçimleri -birtakım mantarlar, salyangozlar, denizanaları, solucanlar-
06:26
Lit from within is the sole secure way
107
386229
3550
dirimsel ışıldar,
06:29
to traverse dark matter.
108
389803
1994
ve insanlar da;
06:32
Some life forms -- certain mushrooms, snails, jellyfish, worms --
109
392424
4997
kızılötesi ışık soğuturuz en ziyadar halimizden.
06:37
glow bioluminescent,
110
397445
2272
Bizim trajedimiz onu göremememiz.
06:39
and people as well;
111
399741
1769
06:41
we emit infra-red light from our most lucent selves.
112
401534
4252
Yansıtarak görürüz.
Biyoışıldamaya ihtiyaç duyarız gerçek renklerimizi göstermek için.
06:46
Our tragedy is we can't see it.
113
406676
2926
Ancak dış aydınlatma çarpıtabilir.
06:50
We see by reflecting.
114
410406
1852
06:52
We need biofluorescence to show our true colors.
115
412972
3729
Yerçekimi ışığı büktüğünde,
koca galaksi kümeleri teleskoplara bürünebilir,
06:57
External illumination can distort, though.
116
417400
3103
arka plan görüntülerini uzatabilir yıldız sistemlerinden sönük yaylara ait
07:00
When gravity bends light,
117
420527
2002
07:02
huge galaxy clusters can act as telescopes,
118
422553
3609
-bir merceklenme etkisi-
bir şarap bardağından uzaktaki sokak lambalarına bakmak gibi.
07:06
elongating background images of star systems to faint arcs --
119
426186
5177
Bir iki bardak şarap şimdileri bana zikzak çizdirir
07:11
a lensing effect
120
431387
1154
bir ayyaşın kısmını oynar gibi;
07:12
like viewing distant street lamps through a glass of wine.
121
432565
3943
karşılıksız bir kara sevdaymışçasına, içine düşülen
07:17
A glass of wine or two now makes me weave
122
437535
2707
Hubble’dan gözetlenen devimsel Turner tuvalleri için.
07:20
as if acting the drunkard's part;
123
440266
2862
Bir şehir sokağı setinden sendeleyip geçebilirim
07:23
as if, besotted with unrequited love
124
443152
3346
tüm yaya figüranların bakışlarını üzerime çekmeden.
07:26
for the dynamic Turner canvasses spied out by the Hubble,
125
446522
4085
Ne kadar bakman gerekiyorsa bak.
07:30
I could lurch down a city street set
126
450631
2281
Düşün bir, yürümek, hatta ayakta durmak, mantıksız
07:32
without provoking every pedestrian walk-on stare.
127
452936
3919
07:37
Stare as long as you need to.
128
457924
2000
-ne kadar küçük şeyler, ayaklar!-
(Kahkaha)
07:40
If you think about it, walking, even standing, is illogical --
129
460442
5399
özellikle kişinin vücudu artık al dente değilken.
07:45
such tiny things, feet! --
130
465865
1976
(Kahkaha)
07:47
(Laughter)
131
467865
1917
07:49
especially when one's body is not al dente anymore.
132
469806
3911
Ayrıca, uçların ve aşırılığın yaratığı,
hep düşündüm Apollo’nun güzel ama sıkıcı
07:53
(Laughter)
133
473741
3586
ve biraz da aptal bir sarışın olduğunu.
07:57
Besides, creature of extremes and excess,
134
477729
3122
Dionysos gibilerin dengeyle işi olmaz.
08:00
I've always thought Apollo beautiful but boring,
135
480875
3036
Denge, öteki bir deyişle, hiçbir zaman güçlü bir özelliğim değildi.
08:03
and a bit of a dumb blonde.
136
483935
1984
08:06
Dionysians don't do balance.
137
486771
2977
Ama konuyu dağıtayım.
Bu günlerde gittikçe
konuyu dağıtmak en açık rota gibi duruyor
08:10
Balance, in other words, has never been my strong point.
138
490923
3651
kendimi kaybettiğim ya da bulduğum yerden
mekandan, zihinden, sıradan, zamandan öte.
08:15
But I digress.
139
495104
1168
08:16
More and more these days,
140
496296
1215
08:17
digression seems the most direct route through
141
497535
2998
Ayağını tam böyle koy, nasıl döndüğüne dikkat et:
08:20
from where I've lost or found myself
142
500557
2077
08:22
out of place, mind, turn, time.
143
502658
3691
fazla hızlı bir dönüş seni devirebilir.
Acele etme; seyirciyi dışarı çıkarırken,
08:27
Place your foot just so, mind how you turn:
144
507222
4336
oyunculara hoşça kal derken.
08:31
too swift a swivel can bring you down.
145
511582
2777
Hayalet ışık
tek bir ampulü çağırdıkları isimdir,
08:35
Take your time ushering the audience out,
146
515206
2928
boş bir tiyatroda çıplak bir sahnenin üstünde asılan.
08:38
saying goodbye to the actors.
147
518158
2032
Öyle bir gecenin boş tiyatrosunda,
08:41
The ghost light
148
521048
1151
08:42
is what they call the single bulb
149
522223
1786
dışarıdan gelen parlaklığın yokluğuyla buluşmaya uyanmak,
08:44
hanging above the bare stage in an empty theater.
150
524033
3601
bu kazanmak için kalan son mücadeledir,
08:48
In the empty theater of such a night,
151
528655
2313
bu tek işaret ateşidir karanlığı içeriye davet etmek
08:50
waking to meet no external radiance,
152
530992
3818
ve dinlenmenin başlaması için,
08:54
this is the final struggle left to win,
153
534834
3192
bu mercektir en sonunda görmeye ikisini de, Kendi ve Ötekiyi
08:58
this the sole beacon to beckon the darkness in
154
538050
3235
dizili asıl günahın parlak lekesiyle:
09:01
and let the rest begin,
155
541309
2645
09:03
this the lens through which at last to see both Self and Other
156
543978
4953
içten yanış.
09:08
arrayed with the bright stain of original sin:
157
548955
4620
(Alkış)
09:13
lit from within.
158
553599
1452
09:16
(Applause)
159
556870
6955
Ve bu sonuncusu.
“Bu Karanlık Saat”
Yazın sonu, sabah dört.
09:24
And this is the last one.
160
564725
1382
Yağmur durmaya yaklaşıyor,
09:26
"This Dark Hour"
161
566639
1464
damlıyor hala geniş yapraklarından
bahçenin karanlığında görünmeyen mavi muz zambağının.
09:29
Late summer, 4 A.M.
162
569513
2515
09:32
The rain slows to a stop,
163
572674
2346
Yalın ayak, kaygan kiremit taşların üstünde dikkatli,
09:35
dripping still from the broad leaves
164
575044
2248
ışığa lüzum yok, yolu biliyorum,
09:37
of blue hostas unseen in the garden's dark.
165
577316
3187
nane yatağında eğil,
09:41
Barefoot, careful on the slick slate slabs,
166
581259
3694
bir avuç dolusu nemli toprak topla,
09:44
I need no light, I know the way,
167
584977
3283
sonra bir sandalye yokla,
bir şal ser ve otur,
09:48
stoop by the mint bed,
168
588284
1879
ıslak yeşil ağustos havasında nefeslenerek.
09:50
scoop a fistful of moist earth,
169
590187
2805
09:53
then grope for a chair,
170
593016
1708
Bu küçük, durgun saattir
09:54
spread a shawl, and sit,
171
594748
2654
gazete giriş holüne bir bomba gibi düşmeden önceki,
09:57
breathing in the wet green August air.
172
597426
3758
telefon bağırır, bilgisayar ekranı gözlerini kırpıp açar.
10:02
This is the small, still hour
173
602240
2990
10:05
before the newspaper lands in the vestibule like a grenade,
174
605254
3814
İşte böyle bir saat:
kafamda şiir, elimde toprak:
10:09
the phone shrills, the computer screen blinks and glares awake.
175
609092
4571
adlandıralamayan bir doluluk.
10:14
There is this hour:
176
614643
2180
Bu saat, kanımın kanı
10:16
poem in my head, soil in my hand:
177
616847
3976
kemiğimin kemiği, erkekliğe büyümüş çocuğun şimdi
10:20
unnamable fullness.
178
620847
1946
-yabancı, samimi, uzak değil ama ayrı-
10:23
This hour, when blood of my blood
179
623662
2583
10:26
bone of bone, child grown to manhood now --
180
626269
4032
güvenle yattığı, rüyasında melodilerle
10:30
stranger, intimate, not distant but apart --
181
630325
5464
sevgi uyurken, güvenle, kollarında.
10:35
lies safe, off dreaming melodies
182
635813
3734
Bu yere gelmiş,
bu ana kadar yaşamış olmak:
10:39
while love sleeps, safe, in his arms.
183
639571
3529
ölçülemeyen rahatlık.
Siyahın yoğunluğu ombraya bulanmaya başlıyor.
10:43
To have come to this place,
184
643735
2605
10:46
lived to this moment:
185
646364
2091
Belli belirsiz, bir kardinalin koloraturu,
10:48
immeasurable lightness.
186
648479
2115
sonra yas güvercininin ağıtı.
10:51
The density of black starts to blur umber.
187
651392
2921
Matem rengi griye ışıldıyor;
10:54
Tentative, a cardinal's coloratura,
188
654789
2978
nesneler çıkıyor meydana, gölgeler peşlerinde;
10:57
then the mourning dove's elegy.
189
657791
2011
gece güne ağarıyor.
11:00
Sable glimmers toward grey;
190
660390
2390
Şehir uyanıyor.
11:02
objects emerge, trailing shadows;
191
662804
3168
Başka şafaklar olacak, geceler, şatafatlı öğlenler.
11:05
night ages toward day.
192
665996
1975
Büyük ihtimal, yolumu kaybedeceğim.
11:08
The city stirs.
193
668540
1466
Tökezleme olacak, düşme,
11:10
There will be other dawns, nights, gaudy noons.
194
670958
3900
karanlığı lanetleme.
Gelecek her neyse,
11:15
Likely, I'll lose my way.
195
675460
1957
bu saat vardı hiçbir şey önemli değilken,
11:17
There will be stumbling, falling,
196
677860
2412
her şey dayanılmaz biçimde kıymetliydi.
11:20
cursing the dark.
197
680296
1241
11:22
Whatever comes,
198
682490
1620
Ve gün ışıklarıyla işim bittiğinde,
11:24
there was this hour when nothing mattered,
199
684134
3947
beni sevmiş olanlar uzun bir süre yas tutarlarsa
11:28
all was unbearably dear.
200
688105
2681
bu saate sahip olduğumu hatırlamalarına izin ver
11:31
And when I'm done with daylights,
201
691890
2226
-bu karanlık, harika saate-
11:34
should those who loved me grieve too long a while,
202
694140
4961
ve gülümse.
11:39
let them remember that I had this hour --
203
699125
3229
Teşekkür ederim.
(Alkış)
11:42
this dark, perfect hour --
204
702378
3608
11:46
and smile.
205
706010
1402
11:48
Thank you.
206
708418
1154
11:49
(Applause)
207
709596
6352
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7