Michael Hansmeyer: Building unimaginable shapes

Michael Hansmeyer: Hayal edilemeyen biçimler inşa etmek

184,901 views

2012-07-27 ・ TED


New videos

Michael Hansmeyer: Building unimaginable shapes

Michael Hansmeyer: Hayal edilemeyen biçimler inşa etmek

184,901 views ・ 2012-07-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Morton Bast Reviewer: Thu-Huong Ha
0
0
7000
Çeviri: Sevgi Baysal Gözden geçirme: banu yobas
00:15
As an architect, I often ask myself,
1
15730
2449
Bir mimar olarak sık sık kendime
00:18
what is the origin of the forms that we design?
2
18179
2840
tasarladığımız formların kaynağını nedir diye sorarım.
00:21
What kind of forms could we design
3
21019
2905
Eğer artık hiç bir referansla çalışmasaydık
00:23
if we wouldn't work with references anymore?
4
23924
2823
nasıl formlar tasarlayabilirdik.
00:26
If we had no bias, if we had no preconceptions,
5
26747
3385
Hiçbir eğilimimiz hiç bir ön yargımız olmasaydı
00:30
what kind of forms could we design
6
30132
2207
nasıl biçimler tasarlayabililirdik?
00:32
if we could free ourselves from
7
32339
1600
Eğer kendimizi deneyimlerimizden
00:33
our experience?
8
33939
2136
bağımsız hale getirebilseydik?
00:36
If we could free ourselves from our education?
9
36075
4734
Eğer kendimizi eğitimimizden soyutlayabilseydik?
00:40
What would these unseen forms look like?
10
40809
3027
Bu görülmemiş biçimler neye benzerdi?
00:43
Would they surprise us? Would they intrigue us?
11
43836
3711
Bizi şaşırtırlar mıydı? İlgimizi çekerler miydi?
00:47
Would they delight us?
12
47547
2415
Bizi mutlu ederler miydi?
00:49
If so, then how can we go about creating something that is truly new?
13
49962
3921
Eğer öyleyse o zaman tamamen yeni bir şey tasarlamaya nasıl başlayabiliriz?
00:53
I propose we look to nature.
14
53883
2392
Ben doğaya bakmamızı öneriyorum.
00:56
Nature has been called the greatest architect of forms.
15
56275
4264
Doğa biçimlerin en büyük mimarı olarak tanımlanır
01:00
And I'm not saying that we should copy nature,
16
60539
3588
ve ben doğayı kopyalayalım demiyorum,
01:04
I'm not saying we should mimic biology,
17
64127
2380
biyolojiyi taklit edelim de demiyorum,
01:06
instead I propose that we can borrow nature's processes.
18
66507
3448
onun yerine doğanın süreçlerini ödünç alabiliriz.
01:09
We can abstract them and to create something that is new.
19
69955
4454
Onu ayrıştırıp yeni birşeyler üretmek için kullanabiliriz.
01:14
Nature's main process of creation, morphogenesis,
20
74409
3878
Doğanın ana yaratma süreci morfogenez
01:18
is the splitting of one cell into two cells.
21
78287
3829
bir hücrenin iki hücreye bölünmesidir.
01:22
And these cells can either be identical,
22
82116
2057
Ve bu hücreler tamamen aynı olabileceği gibi
01:24
or they can be distinct from each other
23
84173
2175
asimetrik hücre bölünmesiyle
01:26
through asymmetric cell division.
24
86348
2064
birbirinden farklı da olabilir.
01:28
If we abstract this process, and simplify it as much as possible,
25
88412
3799
Eğer bu süreci özümsersek ve mümkün olduğu kadar basitleştirirsek
01:32
then we could start with a single sheet of paper,
26
92211
2233
tek bir sayfa kağıtla,bir yüzeyle başlayabilir
01:34
one surface, and we could make a fold
27
94444
2496
ve katlayıp
01:36
and divide the surface into two surfaces.
28
96940
2936
ve yüzeyi iki yüzey oluşacak şekilde bölebiliriz.
01:39
We're free to choose where we make the fold.
29
99876
2263
Katlamayı nerden yapacağımız konusunda özgürüz.
01:42
And by doing so, we can differentiate the surfaces.
30
102139
4910
Böylece yüzeyleri farklılaştırabiliriz.
01:47
Through this very simple process,
31
107049
1894
Bu çok basit süreçte
01:48
we can create an astounding variety of forms.
32
108943
3612
hayret verici çeşitlilikte biçimler yaratabiliriz.
01:52
Now, we can take this form and use the same process
33
112555
2725
Şimdi, bu formu alalım ve aynı süreci kullanarak
01:55
to generate three-dimensional structures,
34
115280
1992
3 boyutlu yapılar oluşturalım
01:57
but rather than folding things by hand,
35
117272
2408
ama elimizle katlamaktansa,
01:59
we'll bring the structure into the computer,
36
119680
2585
bu yapıyı bilgisayara ortamına aktaralım
02:02
and code it as an algorithm.
37
122265
2975
ve onu bir algoritma olarak kodlayalım.
02:05
And in doing so, we can suddenly fold anything.
38
125240
3008
Böyle yaparak birden her şeyi katlayabilir hale geldik.
02:08
We can fold a million times faster,
39
128248
2159
bir milyon kat daha hızlı katlayabiliriz,
02:10
we can fold in hundreds and hundreds of variations.
40
130407
3161
yüzlerce ve yüzlerce çeşitte katlayabiliriz.
02:13
And as we're seeking to make something three-dimensional,
41
133568
2480
Ve üç boyutlu bir şey yapmaya çalıştığımız için
02:16
we start not with a single surface, but with a volume.
42
136048
3216
tek bir yüzeyle değil, bir hacimle başlayalım.
02:19
A simple volume, the cube.
43
139264
1353
Basit bir hacim, bir küp.
02:20
If we take its surfaces and fold them
44
140617
1720
Eğer yüzeylerinin alırsak ve katlarsak
02:22
again and again and again and again,
45
142337
2056
tekrar ve tekrar ve tekrar ve tekrar
02:24
then after 16 iterations, 16 steps,
46
144393
2863
16 yinelemeden,16 adımdan sonra
02:27
we end up with 400,000 surfaces and a shape that looks,
47
147256
3849
400.000 yüzeye sahip oluruz, ve mesela şuna benzeyen
02:31
for instance, like this.
48
151105
2535
bir şekle sahip oluruz.
02:33
And if we change where we make the folds,
49
153640
2712
Ve eğer katlama yerlerimizi değiştirirsek,
02:36
if we change the folding ratio,
50
156352
1641
katlama oranımızı değiştirirsek,
02:37
then this cube turns into this one.
51
157993
3423
o zaman bu küp, buna dönüşür.
02:41
We can change the folding ratio again to produce this shape,
52
161416
4139
Tekrar katlama oranını değiştirerek bu şekli elde edebiliriz,
02:45
or this shape.
53
165555
1827
veya bu şekli.
02:47
So we exert control over the form
54
167382
1623
Yani, katlamayı nereden yapacağımızı belirleyerek
02:49
by specifying the position of where we're making the fold,
55
169005
3504
form üzerindeki gücümüzü ortaya koyuyoruz,
02:52
but essentially you're looking at a folded cube.
56
172509
4706
ama özünde katlanmış bir kübe bakıyorsunuz.
02:57
And we can play with this.
57
177215
1064
Ve bununla oynayabiliriz.
02:58
We can apply different folding ratios to different parts
58
178279
2616
Bölgesel durumlar için farklı bölümlere
03:00
of the form to create local conditions.
59
180895
2745
farklı katlama oranları uygulayabiliriz.
03:03
We can begin to sculpt the form.
60
183640
1943
Biçimi oymaya başlayabiliriz.
03:05
And because we're doing the folding on the computer,
61
185583
2888
Ve katlamayı bilgisayarda yaptığımız için,
03:08
we are completely free of any physical constraints.
62
188471
3696
herhangi bir fiziksel kısıtlamadan da muafız.
03:12
So that means that surfaces can intersect themselves,
63
192167
2951
Böylece yüzeyler kendileriyle kesişebilirler,
03:15
they can become impossibly small.
64
195118
1489
mümkün olamayacak kadar küçük olabilirler
03:16
We can make folds that we otherwise could not make.
65
196607
3601
Başka hiçbir şekilde yapamayacağımız katlamalar yapabiliriz.
03:20
Surfaces can become porous.
66
200208
1878
Yüzeyler gözenekli olabilir.
03:22
They can stretch. They can tear.
67
202086
2729
Uzayabilir, yırtılabilir.
03:24
And all of this expounds the scope of forms that we can produce.
68
204815
4635
Ve tüm bunlar üretebileceğimiz biçimlerin olanaklarını izah eder.
03:29
But in each case, I didn't design the form.
69
209450
2750
Ama her bir vak'ada formu ben tasarlamadım.
03:32
I designed the process that generated the form.
70
212200
4601
Ben, formu üreten süreci tasarladım.
03:36
In general, if we make a small change to the folding ratio,
71
216801
4488
Genel olarak eğer katlama oranında bir değişiklik yaparsak,
03:41
which is what you're seeing here,
72
221289
1595
Burada gördüğünüz üzere,
03:42
then the form changes correspondingly.
73
222884
3773
form da buna bağlı olarak değişmektedir.
03:46
But that's only half of the story --
74
226657
2256
Ama bu hikayenin sadece bir yarısı--
03:48
99.9 percent of the folding ratios produce not this,
75
228913
4323
Katlama oranının %99 unun ürettiği bu değildir, fakat
03:53
but this, the geometric equivalent of noise.
76
233236
4896
parazitin geometrik karşılığı olan, bunu üretir.
03:58
The forms that I showed before were made actually
77
238132
2120
Aslında size daha önceden gösterdiğim örnekler
04:00
through very long trial and error.
78
240252
1648
oldukça uzun bir deneme yanılmadan sonra yapıldılar.
04:01
A far more effective way to create forms, I have found,
79
241900
3216
Bu formları oluşturmada bulduğum çok daha etkili bir yöntem
04:05
is to use information that is already contained in forms.
80
245116
3888
halihazırda formun içinde gömülü olan bilgiyi kullanmaktır.
04:09
A very simple form such as this one actually contains
81
249004
2655
Bunun gibi çok basit bir form aslında
04:11
a lot of information that may not be visible to the human eye.
82
251659
3592
insan gözüyle anlaşılamayan pek çok bilgi içermektedir.
04:15
So, for instance, we can plot the length of the edges.
83
255251
2481
Bu yüzden örneğin, kenarların uzunluklarını grafikleştirebiliriz,
04:17
White surfaces have long edges, black ones have short ones.
84
257732
3336
Beyaz yüzeylerin uzun kenarları, siyahların kısa kenarları var.
04:21
We can plot the planarity of the surfaces, their curvature,
85
261068
3577
Yüzeylerin düzlemselliklerini grafikleştirebiliriz, kıvrımlılıklarını,
04:24
how radial they are -- all information that may not be
86
264645
4087
ne kadar daireseller-- tüm bilgi size
04:28
instantly visible to you,
87
268732
1947
birden görünmeyebilir,
04:30
but that we can bring out, that we can articulate,
88
270679
2425
ama bunu ortaya çıkarabilir, eklemleyebilir
04:33
and that we can use to control the folding.
89
273104
3376
ve katlamayı kontrol etmek için kullanabiliriz.
04:36
So now I'm not specifying a single
90
276480
1959
Artık bunu katlamak için
04:38
ratio anymore to fold it,
91
278439
2176
özel bir oran belirlemiyorum,
04:40
but instead I'm establishing a rule,
92
280615
2552
onun yerine bir kural oluşturuyorum,
04:43
I'm establishing a link between a property of a surface
93
283167
2436
Yüzeyin tabiatıyla, o yüzeyin nasıl katlanacağı
04:45
and how that surface is folded.
94
285603
2973
arasında bir bağlantı oluşturuyorum.
04:48
And because I've designed the process and not the form,
95
288576
2951
Ve ben formu değil süreci tasarladığım için,
04:51
I can run the process again and again and again
96
291527
2322
Bu işlemi defalarca, tekrar tekrar
04:53
to produce a whole family of forms.
97
293849
2535
tüm form grubunu oluşturmak için çalıştırabilirim.
05:08
These forms look elaborate, but the process is a very minimal one.
98
308645
4443
Bu biçimler çok incelikli görünüyor ama işlem çok basit.
05:13
There is a simple input,
99
313088
1129
Basit bir giriş var,
05:14
it's always a cube that I start with,
100
314217
1952
ben her zaman küple başlarım,
05:16
and it's a very simple operation -- it's making a fold,
101
316169
3576
ve bu çok kolay bir işlemdir--- katlama yapmaya başlar
05:19
and doing this over and over again.
102
319745
3952
ve tekrar tekrar defalarca devam ederim.
05:23
So let's bring this process to architecture.
103
323697
2280
O zaman bu süreci mimariye aktaralım.
05:25
How? And at what scale?
104
325977
1600
Nasıl? Ve ne ölçekte?
05:27
I chose to design a column.
105
327577
1728
Ben bir kolon tasarlamayı seçtim.
05:29
Columns are architectural archetypes.
106
329305
3376
Kolonlar, mimarinin temel modelleridir.
05:32
They've been used throughout history to express ideals
107
332681
3067
Tüm tarih boyunca, güzellik
05:35
about beauty, about technology.
108
335748
5075
ve teknoloji hakkındaki idealleri dışa vurmak için kullanıldılar.
05:40
A challenge to me was how we could express
109
340823
1922
Bu yeni algoritmayı bir kolonda nasıl
05:42
this new algorithmic order in a column.
110
342745
3296
ifade edebileceğimiz benim için bir meydan okumaydı.
05:46
I started using four cylinders.
111
346041
2984
4 tane silindir kullanarak başladım.
05:49
Through a lot of experimentation, these cylinders
112
349025
3776
Pek çok deneyden sonra, bu silindirler
05:52
eventually evolved into this.
113
352801
3135
sonunda buna dönüştüler.
05:55
And these columns, they have information at very many scales.
114
355936
4616
Ve bu kolonlar, pek çok ölçekte bilgi barındırıyorlar.
06:00
We can begin to zoom into them.
115
360552
2518
Yakınlaşmaya başlayabiliriz.
06:03
The closer one gets, the more new features one discovers.
116
363070
3555
Birisi bunlara yaklaştıkça, daha fazla özellik keşfedecektir.
06:06
Some formations are almost at the threshold of human visibility.
117
366625
3672
Bazı oluşumlar, insan görünürlüğünün eşiğinde.
06:10
And unlike traditional architecture,
118
370297
1952
Ve geleneksel mimarinin tersine,
06:12
it's a single process that creates both the overall form
119
372249
2784
tüm formu oluşturan ve mikroskopik yüzey detaylarını üreten
06:15
and the microscopic surface detail.
120
375033
5345
tek bir işlemdir.
06:20
These forms are undrawable.
121
380378
2691
Bu formlar çizilemez.
06:23
An architect who's drawing them with a pen and a paper
122
383069
3376
Bunu bir kalem ve kağıtla çizmeye çalışan mimarın
06:26
would probably take months,
123
386445
1792
büyük ihtimalle aylarını
06:28
or it would take even a year to draw all the sections,
124
388237
2384
veya eğer tüm kesitleri tüm cepheleri çizerse bir yılını alabilir,
06:30
all of the elevations, you can only create something like this
125
390621
2304
böyle bir şeyi ancak bir
06:32
through an algorithm.
126
392925
2136
algoritma yoluyla oluşturabilirsiniz.
06:35
The more interesting question, perhaps, is,
127
395061
2032
Daha da ilginç bir soru belki de
06:37
are these forms imaginable?
128
397093
2629
bu biçimler hayal edilebilinir mi?
06:39
Usually, an architect can somehow envision the end state
129
399722
2635
Genelde bir mimar nasılsa, tasarladığı şeyin,
06:42
of what he is designing.
130
402357
1864
son halini tasavvur edebilir.
06:44
In this case, the process is deterministic.
131
404221
2825
Bu durumda ise, süreç belirleyici.
06:47
There's no randomness involved at all,
132
407046
2359
Hiç bir rastgelelik yok
06:49
but it's not entirely predictable.
133
409405
2007
ama tamamen öngörülebilir de değil.
06:51
There's too many surfaces,
134
411412
1576
Çok fazla yüzey var,
06:52
there's too much detail, one can't see the end state.
135
412988
3610
çok fazla detay var, birisinin bunu son halini düşünmesi mümkün değil.
06:56
So this leads to a new role for the architect.
136
416598
3214
Bu da mimar için yeni bir rol oluşturuyor.
06:59
One needs a new method to explore all of the possibilities
137
419812
3611
Tüm ihtimalleri keşfetmek için yeni bir metoda ihtiyaç duyan biri için
07:03
that are out there.
138
423423
1776
ordalar.
07:05
For one thing, one can design many variants of a form,
139
425199
3232
Evvela, bir kişi bir biçimin çeşitli varyasyonlarını tasarlayabilir,
07:08
in parallel, and one can cultivate them.
140
428431
2214
ve paralel olarak, birisi onu işleyebilir.
07:10
And to go back to the analogy with nature,
141
430645
2248
Doğayla ilgili benzetime dönülürse,
07:12
one can begin to think in terms of populations,
142
432893
2496
birisi, yoğunluk açışından düşünmeye başlayabilir,
07:15
one can talk about permutations, about generations,
143
435389
3528
permütasyonlar hakkında, nesiller hakkında,
07:18
about crossing and breeding to come up with a design.
144
438917
4863
çaprazlama ve üreme hakkında, bir tasarım yapmak için konuşabilir.
07:23
And the architect is really, he moves into the position
145
443780
2385
Ve mimar aslında, tüm bu süreçlerin
07:26
of being an orchestrator of all of these processes.
146
446165
3432
orkestra şefliğine gelir.
07:29
But enough of the theory.
147
449597
2344
Ama bu kadar teori yeter.
07:31
At one point I simply wanted to jump inside
148
451941
2527
Bir noktada, sadece bu görüntünün içine
07:34
this image, so to say, I bought these red and blue
149
454468
3829
atlamak istiyorum tabiri caizse, bu kırmızı ve mavi
07:38
3D glasses, got up very close to the screen,
150
458297
2936
3D gözlükleri aldım, ekrana baya yaklaştım,
07:41
but still that wasn't the same as being able to
151
461233
2072
ama bu yine de bir şeylerin etrafında
07:43
walk around and touch things.
152
463305
2352
yürüyebilmek ve bir şeylere dokunabilmek gibi değil.
07:45
So there was only one possibility --
153
465657
1903
O zaman geriye tek bir ihtimal kalıyordu,
07:47
to bring the column out of the computer.
154
467560
3097
kolonu bilgisayardan dışarı çıkarmak.
07:50
There's been a lot of talk now about 3D printing.
155
470657
2920
3D yazdırmayla ilgili çok haber dolaşıyordu.
07:53
For me, or for my purpose at this moment,
156
473577
2959
Benim için veya benim amacım için şu anda,
07:56
there's still too much of an unfavorable tradeoff
157
476536
3082
halen çok fazla olumsuz maliyet var,ölçek bir tarafta,
07:59
between scale, on the one hand, and resolution and speed, on the other.
158
479618
6783
çözünürlük ve hız öbür tarafta.
08:06
So instead, we decided to take the column,
159
486401
2257
Onun yerine, kolonu alıp
08:08
and we decided to build it as a layered model,
160
488658
2439
katmanlı bir model olarak inşa etmeye karar verdik,
08:11
made out of very many slices, thinly stacked over each other.
161
491097
4128
ince ince üst üste yığılmış dilimlerden yapıldı.
08:15
What you're looking at here is an X-ray
162
495225
1897
Burada gördüğünüz, az önceki kolonun
08:17
of the column that you just saw, viewed from the top.
163
497122
2775
kuş bakışı düzlemden X-Ray'i.
08:19
Unbeknownst to me at the time,
164
499897
2000
O sırada benim için bilinmezdi,
08:21
because we had only seen the outside,
165
501897
2376
Çünkü sadece dışını görmüştük ve
08:24
the surfaces were continuing to fold themselves,
166
504273
2160
yüzeyler kolonun içinde de büyüyecek şekilde
08:26
to grow on the inside of the column,
167
506433
2264
kendilerini katlamaya devam etmişlerdi, ki
08:28
which was quite a surprising discovery.
168
508697
2546
bu oldukça şaşırtıcı bir buluştu.
08:31
From this shape, we calculated a cutting line,
169
511243
3614
Bu şekilden, bir kesit çizgisi belirledik,
08:34
and then we gave this cutting line to a laser cutter
170
514857
3024
ve bu kesit çizgisini lazer kesiciye verdik,
08:37
to produce -- and you're seeing a segment of it here --
171
517881
3814
--burada bir parçasını gördüğünüz--- çok ince dilimleri
08:41
very many thin slices, individually cut, on top of each other.
172
521695
4891
bağımsızca birbirinin üstüne gelecek şekilde üretmesi için.
08:48
And this is a photo now, it's not a rendering,
173
528740
2813
Bu bir fotoğraf, bilgisayar görselleştirmesi değil,
08:51
and the column that we ended up with
174
531553
1800
ve çok ciddi emekten sonra elimizdeki kolon,
08:53
after a lot of work, ended up looking remarkably like the one
175
533353
3047
daha önce bilgisayarda tasarladığımıza,
08:56
that we had designed in the computer.
176
536400
3710
inanılmaz derece benziyordu.
09:00
Almost all of the details, almost all of the
177
540110
2121
Neredeyse tüm detaylar, neredeyse
09:02
surface intricacies were preserved.
178
542231
3040
tüm yüzey girinti çıkıntılar korunmuştu.
09:07
But it was very labor intensive.
179
547886
2346
Ama yoğun bir iş gücü gerekti.
09:10
There's a huge disconnect at the moment still
180
550232
2401
Halen, sanal olan ile fiziksel olan arasında
09:12
between the virtual and the physical.
181
552633
2760
büyük bir kopukluk var.
09:15
It took me several months to design the column,
182
555393
2126
Kolonu tasarlamak benim aylarımı aldı,
09:17
but ultimately it takes the computer about 30 seconds
183
557519
2718
ama sonuçta tüm 16 milyon yüzeyi hesaplamak
09:20
to calculate all of the 16 million faces.
184
560237
2848
bilgisayarın 30 saniyesini aldı.
09:23
The physical model, on the other hand,
185
563085
1961
Öbür taraftan, fiziksel model
09:25
is 2,700 layers, one millimeter thick,
186
565046
4208
1 mm kalınlığında 2700 katmandan oluşmakta,
09:29
it weighs 700 kilos, it's made of sheet that can cover
187
569254
4147
700 kg gelmekte ve bu tüm oditoryumu kaplayacak
09:33
this entire auditorium.
188
573401
2138
kadar kağıttan yapıldı.
09:35
And the cutting path that the laser followed
189
575539
2088
Ve lazerin izlediği kesit yolu,
09:37
goes from here to the airport and back again.
190
577627
5117
buradan havalimanına kadar gider ve geri gelir.
09:42
But it is increasingly possible.
191
582744
1749
Ama gittikçe daha mümkün oluyor.
09:44
Machines are getting faster, it's getting less expensive,
192
584493
2611
Makineler hızlanıyor, daha ucuz oluyor,
09:47
and there's some promising technological developments
193
587104
2760
ufukta bazı umut veren teknolojik
09:49
just on the horizon.
194
589864
1783
gelişmeler var.
09:51
These are images from the Gwangju Biennale.
195
591647
3072
Bu resimler Gwangju bienalinden.
09:54
And in this case, I used ABS plastic to produce the columns,
196
594719
3524
Bu sefer, kolonları üretmek için ABS plastiği kullandık,
09:58
we used the bigger, faster machine,
197
598243
1854
daha büyük ve hızlı bir makine kullandık,
10:00
and they have a steel core inside, so they're structural,
198
600097
3057
ve içlerinde çelik çekirdekleri var bu yüzden strüktüreller,
10:03
they can bear loads for once.
199
603154
2976
bu sefer yük taşıyabiliyorlar.
10:06
Each column is effectively a hybrid of two columns.
200
606130
2015
Her bir kolon 2 kolonun etkili bir hibridi.
10:08
You can see a different column in the mirror,
201
608145
3409
Aynada farklı bir kolon görebilirisiniz,
10:11
if there's a mirror behind the column
202
611554
2050
eğer kolonun arkasında ayna varsa,
10:13
that creates a sort of an optical illusion.
203
613604
3072
bu bir çeşit optik yanılsama yaratmaktadır.
10:16
So where does this leave us?
204
616691
1831
Peki bu bizi nereye getiriyor?
10:18
I think this project gives us a glimpse of the unseen objects that await us
205
618522
4468
Bence, bu proje bize, bizi bekleyen görülmemiş nesnelerin küçük bir bölümünü veriyor,
10:22
if we as architects begin to think about designing not the object,
206
622990
3883
eğer biz mimarlar nesneyi tasarlamayı değil de,
10:26
but a process to generate objects.
207
626873
3393
nesne yaratacak süreci tasarlamayı düşünmeye başlarsak.
10:30
I've shown one simple process that was inspired by nature;
208
630266
3273
Ben sadece doğadan esinlenilmiş, basit bir süreci gösterdim;
10:33
there's countless other ones.
209
633539
2848
sayısız başkaları da var.
10:36
In short, we have no constraints.
210
636387
3447
Kısaca, Hiç bir sınırımız yok.
10:39
Instead, we have processes in our hands right now
211
639834
3570
Yerine, hayal bile edemeyeceğimiz,
10:43
that allow us to create structures at all scales
212
643404
4581
her ölçekte strüktürler yaratmamıza izin veren
10:47
that we couldn't even have dreamt up.
213
647985
3032
bir süreç avucumuzda artık.
10:51
And, if I may add, at one point we will build them.
214
651017
4819
Ve, ekleyecek olursam, bir gün, bunları inşa edeceğiz.
10:55
Thank you. (Applause)
215
655836
6623
Teşekkürler. (Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7