What it's like to be a parent in a war zone | Aala El-Khani

109,526 views ・ 2017-03-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Bilgesu Kılıç Gözden geçirme: Gülsüm Öztürk
00:12
Worldwide, over 1.5 billion people experience armed conflict.
0
12460
5160
Dünya genelinde 1,5 milyarın üstünde insan silahlı çatışmaların içinde yaşıyor.
00:18
In response, people are forced to flee their country,
1
18700
2696
Sonucunda, 15 milyonun üstünde mülteci arkalarında
00:21
leaving over 15 million refugees.
2
21420
3120
bırakarak, ülkelerini terk etmek zorunda kalıyorlar.
00:25
Children, without a doubt,
3
25340
1336
Şüphesiz, çocuklar bu savaşın
00:26
are the most innocent and vulnerable victims ...
4
26700
2480
en masum ve en savunmasız kurbanları.
00:30
but not just from the obvious physical dangers,
5
30460
2616
Yalnızca aleni fiziksel zararlardan ötürü değil, savaşların
00:33
but from the often unspoken effects that wars have on their families.
6
33100
3720
ailelerine verdiği ve üzerinde pek konuşulmayan etkilerden ötürü.
00:38
The experiences of war leave children at a real high risk
7
38100
3216
Savaş tecrübesi, çocukların ciddi duygusal ve davranışsal
00:41
for the development of emotional and behavioral problems.
8
41340
2919
problemler geliştirmesine neden olabiliyor.
00:45
Children, as we can only imagine,
9
45780
1856
Onların hissedecekleri endişeyi, korkuyu
00:47
will feel worried, threatened and at risk.
10
47660
2080
ve tehlikeyi, sadece tahmin edebiliriz.
00:50
But there is good news.
11
50380
1200
Ama iyi haberler de var.
00:52
The quality of care that children receive in their families
12
52220
3736
Çocuklara ailelerinin gösterdiği özen
00:55
can have a more significant effect on their well-being
13
55980
3456
onlar üzerinde, maruz kaldıkları gerçek savaş deneyimlerinden
00:59
than from the actual experiences of war that they have been exposed to.
14
59460
3680
çok daha güzel etkiler ortaya çıkarabilir.
01:04
So actually, children can be protected
15
64260
2736
Yani aslında, çocuklar savaş öncesi ve sonrasında
01:07
by warm, secure parenting during and after conflict.
16
67020
4440
ilgili ve düzgün ebeveynlik sayesinde en zararsız şekilde bu süreci atlatabilir.
01:13
In 2011, I was a first-year PhD student
17
73740
3336
2011 yılında, Manchester Üniversitesi'nde
01:17
in the University of Manchester School of Psychological Sciences.
18
77100
3200
Psikoloji Bilimi üzerine 1. sınıf doktora öğrencisiydim.
01:20
Like many of you here,
19
80860
1456
Sizler gibi, ben de
01:22
I watched the crisis in Syria unfold in front of me on the TV.
20
82340
3000
Suriye'de gözler önüne serilen iç savaşı, televizyondan izledim.
01:26
My family is originally from Syria,
21
86380
2296
Ailem aslen Suriyeli
01:28
and very early on,
22
88700
1256
ve yakın zamanda
01:29
I lost several family members in really horrifying ways.
23
89980
2680
bazı akrabalarımın, korkunç ölüm haberlerini aldım.
01:33
I'd sit and I'd gather with my family and watch the TV.
24
93580
2680
Ailemle hep birlikte oturup televizyonu izlerdik.
01:37
We've all seen those scenes:
25
97020
1416
Gördüğümüz sahneler aynıydı:
01:38
bombs destroying buildings,
26
98460
2056
binaları yerle bir eden bombalar,
01:40
chaos, destruction
27
100540
1440
kaos, tahribat ve
01:42
and people screaming and running.
28
102860
1572
bağırıp kaçışan insanlar.
01:45
It was always the people screaming and running that really got me the most,
29
105260
3936
Beni en çok etkileyen, kaçışan insanlar oldu,
01:49
especially those terrified-looking children.
30
109220
2240
özellikle de korku dolu gözlerle bakan çocuklar.
01:53
I was a mother to two young, typically inquisitive children.
31
113220
3696
O zamanlar yaşları 5 ve 6 olan, küçük ve meraklı
01:56
They were five and six then,
32
116940
1576
iki çocuk annesiydim.
01:58
at an age where they typically asked lots and lots of questions,
33
118540
3056
Bu yaşlarda genelde sürekli soru sorup gerçek
02:01
and expected real, convincing answers.
34
121620
2120
ve ikna edici nitelikte cevaplar beklerler.
02:04
So, I began to wonder what it might be like
35
124940
2656
Ben de, bir savaş bölgesinde ve mülteci kampında
02:07
to parent my children in a war zone and a refugee camp.
36
127620
3400
çocuklarıma nasıl annelik yaparım diye düşündüm.
02:12
Would my children change?
37
132060
1320
Çocuklarım değişir miydi?
02:14
Would my daughter's bright, happy eyes lose their shine?
38
134500
3200
Kızımın mutluluktan parlayan gözleri, ışığını kaybeder miydi?
02:18
Would my son's really relaxed and carefree nature become fearful and withdrawn?
39
138340
5000
Oğlumun sakin ve kaygısız tavrı, korkak ve çekingen bir hâl alır mıydı?
02:24
How would I cope?
40
144620
1240
Nasıl başa çıkardım?
02:27
Would I change?
41
147260
1200
Ben değişir miydim?
02:30
As psychologists and parent trainers,
42
150460
2216
Psikologlar ve aile eğitmenleri olarak,
02:32
we know that arming parents with skills in caring for their children
43
152700
3896
biliyoruz ki ebeveynleri çocuklarına bakma yeteneğiyle donatmak
02:36
can have a huge effect on their well-being,
44
156620
2560
onların ruhsal sağlığında büyük bir etki bırakabilir,
02:40
and we call this parent training.
45
160020
1880
işte buna aile eğitmenliği diyoruz.
02:42
The question I had was,
46
162500
1936
Benim aklımdaki soru ise şuydu,
02:44
could parent training programs be useful for families
47
164460
3736
aile eğitmenliği programları savaş bölgelerinde ya da mülteci
02:48
while they were still in war zones or refugee camps?
48
168220
3016
kamplarında kalan ebeveynler için yararlı olabilir miydi?
02:51
Could we reach them with advice or training
49
171260
2576
Onlara bu sorunlarda yardımcı olacak tavsiye ya da
02:53
that would help them through these struggles?
50
173860
2120
eğitimlerle ulaşabilir miydik?
02:57
So I approached my PhD supervisor,
51
177660
2736
Böylece doktora bölüm danışmanım, Profesör Rachel Calam'a
03:00
Professor Rachel Calam,
52
180420
1496
akademik becerilerimi
03:01
with the idea of using my academic skills to make some change in the real world.
53
181940
4280
dünyada gerçekten bir şeyleri değiştirmek amacıyla kullanma fikrini sundum.
03:06
I wasn't quite sure what exactly I wanted to do.
54
186580
2239
Tam olarak ne yapmak istediğimden emin değildim.
03:09
She listened carefully and patiently,
55
189860
1856
Dikkatli ve sabırlı bir şekilde dinledi
03:11
and then to my joy she said,
56
191740
1576
ve sonrasında,
03:13
"If that's what you want to do, and it means so much to you,
57
193340
2856
"Eğer yapmak istediğin buysa ve senin için bu kadar önemliyse
03:16
then let's do it.
58
196220
1256
yapalım o hâlde.
03:17
Let's find ways to see if parent programs
59
197500
2976
Aile programlarının, bu durumdaki ailelere
03:20
can be useful for families in these contexts."
60
200500
2360
faydalı olabilmesi için yollar bulalım."
03:23
So for the past five years, myself and my colleagues --
61
203780
2896
Beş yıldır, ben ve meslektaşlarım
03:26
Prof. Calam and Dr. Kim Cartwright --
62
206700
2576
Prof. Calam ve Dr. Kim Cartwright,
03:29
have been working on ways to support families
63
209300
2216
savaşı ve zorunlu göçü yaşayan ailelere destek
03:31
that have experienced war and displacement.
64
211540
2200
olmak için uğraşıyoruz.
03:35
Now, to know how to help families that have been through conflict
65
215380
3416
Bu zorlukları yaşayan insanlara nasıl yardımcı olacağımızı
03:38
support their children,
66
218820
1416
ve onların çocuklarını nasıl destekleyeceğimizi bilmek için
03:40
the first step must obviously be to ask them what they're struggling with,
67
220260
3816
ilk yapmamız gereken, onlarla konuşup sorunlarının ne olduğunu öğrenmek.
03:44
right?
68
224100
1216
Haksız mıyım?
03:45
I mean, it seems obvious.
69
225340
1376
Yani, bu oldukça açık.
03:46
But it's often those that are the most vulnerable,
70
226740
2376
Çünkü genelde onlar, en savunmasız olanlar,
03:49
that we're trying to support,
71
229140
1416
destek olmaya çalıştıklarımız,
03:50
that we actually don't ask.
72
230580
1336
aslında hiç soru sormadıklarımızdır.
03:51
How many times have we just assumed we know exactly the right thing
73
231940
3176
Kaç defa bir insana hiç sormadan, yaptığımızın, doğru olduğuna
03:55
that's going to help someone or something without actually asking them first?
74
235140
3640
inanarak, yardım etmeye çalıştık?
03:59
So I travelled to refugee camps in Syria and in Turkey,
75
239220
3656
Bu yüzden Suriye'deki ve Türkiye'deki mülteci kamplarına gittim,
04:02
and I sat with families, and I listened.
76
242900
2360
oradaki aileleri oturup dinledim.
04:06
I listened to their parenting challenges,
77
246060
2736
Ebeveynlik yaparken çektikleri zorlukları dinledim,
04:08
I listened to their parenting struggles
78
248820
2256
mücadelelerini dinledim,
04:11
and I listened to their call for help.
79
251100
2216
onların yakarışlarını dinledim.
04:13
And sometimes that was just paused,
80
253340
2016
Bazı zamanlar donup kaldım,
04:15
as all I could do was hold hands with them
81
255380
2056
yapabildiğim tek şey ellerini tutup,
04:17
and just join them in silent crying and prayer.
82
257460
2200
onlarla birlikte sessizce ağlayıp dua etmekti.
04:20
They told me about their struggles,
83
260420
2416
Sıkıntılarını anlattılar.
04:22
they told me about the rough, harsh refugee camp conditions
84
262860
3776
Onları sadece temiz su bulmak gibi pratik işlere odaklanmak
04:26
that made it hard to focus on anything but practical chores
85
266660
3215
zorunda bırakan, zorlu, ağır kamp
04:29
like collecting clean water.
86
269899
1801
şartlarını anlattılar.
04:32
They told me how they watched their children withdraw;
87
272420
2560
Çocuklarının ellerinden kayıp gidişini, üzüntülerini,
04:35
the sadness, depression, anger,
88
275740
3176
depresyonu, yataklarını ıslatmalarını,
04:38
bed-wetting, thumb-sucking, fear of loud noises,
89
278940
3176
parmak emmelerini, yüksek sese, kâbuslara, berbat,
04:42
fear of nightmares --
90
282140
1856
çok berbat kâbuslara olan korkularını
04:44
terrifying, terrifying nightmares.
91
284020
1720
nasıl izlediklerini anlattılar.
04:46
These families had been through what we had been watching on the TV.
92
286780
3680
Bu aileler bizim televizyonlarda izlediklerimizi yaşadılar.
04:51
The mothers --
93
291060
1216
Anneler,
04:52
almost half of them were now widows of war,
94
292300
2176
--neredeyse yarısı, ya savaş yüzünden dul kalan
04:54
or didn't even know if their husbands were dead or alive --
95
294500
2776
ya da eşlerinin ölü mü diri mi olduğunu öğrenemeyen anneler--
04:57
described how they felt they were coping so badly.
96
297300
2680
kendilerini ne kadar kötü hissettiklerini anlattılar.
05:01
They watched their children change and they had no idea how to help them.
97
301300
4056
Çocuklarının değişimini izlediler ve nasıl yardım edeceklerine dair fikirleri yoktu.
05:05
They didn't know how to answer their children's questions.
98
305380
2960
Çocuklarının sorularını nasıl cevaplayacaklarını bilmiyorlardı.
05:09
What I found incredibly astonishing and so motivational
99
309260
3336
Çok şaşırtıcı ve etkileyici bulduğum kısım ise,
05:12
was that these families were so motivated to support their children.
100
312620
4896
bu ailelerin, çocuklarına destek olmak için ne kadar hevesli olduklarıydı.
05:17
Despite all these challenges they faced,
101
317540
2416
Çektikleri bütün zorluklar bir yana,
05:19
they were trying to help their children.
102
319980
2256
çocuklarına yardım etmeye çalışıyorlardı.
05:22
They were making attempts at seeking support from NGO workers,
103
322260
3616
STK çalışanlarından,
mülteci kampındaki öğretmenlerden,
05:25
from refugee camp teachers,
104
325900
1896
profesyonel doktorlardan,
05:27
professional medics,
105
327820
1216
diğer ailelerden destek almak için çaba sarf ediyorlardı.
05:29
other parents.
106
329060
1200
05:30
One mother I met had only been in a camp for four days,
107
330860
3216
Oradaki annelerden biri, henüz 4 gündür kampta kalıyordu ve
05:34
and had already made two attempts
108
334100
1616
8 yaşında, korkunç kâbuslar
05:35
at seeking support for her eight-year-old daughter
109
335740
2416
gören kızına destek olmak için
05:38
who was having terrifying nightmares.
110
338180
2040
iki defa irtibata geçmişti.
05:41
But sadly, these attempts are almost always useless.
111
341820
2920
Kötü olan ise, bu çabaları genelde karşılıksız kalmasıydı.
05:45
Refugee camp doctors, when available,
112
345500
2056
Mülteci kamplarındaki doktorlar,
05:47
are almost always too busy,
113
347580
1776
çoğunlukla çok meşguller ya da
05:49
or don't have the knowledge or the time for basic parenting supports.
114
349380
4080
ebeveynlik için yeterli bilgi sahibi olmuyorlar.
05:54
Refugee camp teachers and other parents are just like them --
115
354180
3120
Öğretmenler ve diğer aileler de onlardan farklı değil,
05:57
part of a new refugee community who's struggling with new needs.
116
357940
3480
--onlar da, yeni ihtiyaçlarla mücadele eden
yeni bir mülteci topluluğunun parçaları.
06:02
So then we began to think.
117
362820
2200
Sonra düşünmeye başladık.
06:05
How could we help these families?
118
365580
2360
Bu ailelere nasıl yardım edebiliriz?
06:09
The families were struggling with things much bigger than they could cope with.
119
369060
4136
Bu aileler baş edebileceklerinden çok daha büyük şeylerle karşılaşıyorlardı.
06:13
The Syrian crisis made it clear
120
373220
1696
Suriye krizi, ailelere
06:14
how incredibly impossible it would be to reach families on an individual level.
121
374940
5296
bireysel düzeyde ulaşmanın ne kadar imkânsız olacağını görmemizi sağladı.
06:20
How else could we help them?
122
380260
1976
Onlara başka nasıl yardım edebilirdik?
06:22
How would we reach families at a population level
123
382260
3936
Bu en zor zamanlarda, popülasyon seviyesinde ve
06:26
and low costs
124
386220
1560
düşük bütçede, ailelere
06:28
in these terrifying, terrifying times?
125
388940
2720
nasıl ulaşabilirdik?
06:32
After hours of speaking to NGO workers,
126
392700
2576
STK çalışanlarıyla yaptığımız saatler süren konuşmalar sonucu,
06:35
one suggested a fantastic innovative idea
127
395300
2456
birisi, oldukça yenilikçi bir fikir sundu,
06:37
of distributing parenting information leaflets via bread wrappers --
128
397780
5016
ekmek aldıkları paketlerin içine ebeveynliğe ait broşür yerleştirme fikri.
06:42
bread wrappers that were being delivered to families in a conflict zone in Syria
129
402820
4336
Bu paketler, Suriye'de çatışma bölgesinde olan ailelere,
insani yardım görevlileri tarafından dağıtılıyordu.
06:47
by humanitarian workers.
130
407180
1640
06:49
So that's what we did.
131
409180
1616
Biz de bunu yaptık.
06:50
The bread wrappers haven't changed at all in their appearance,
132
410820
2976
Ekmek paketleri, içlerine iki adet kâğıt eklemesi dışında,
06:53
except for the addition of two pieces of paper.
133
413820
2200
dış görünüş anlamında hiç değişmedi.
06:56
One was a parenting information leaflet that had basic advice and information
134
416620
4896
Kâğıtlardan biri, temel ebeveynlik öneri ve bilgilerini içeren bir broşürdü,
07:01
that normalized to the parent what they might be experiencing,
135
421540
3416
ebeveynlerin ve çocuklarının yaşayabilecekleri şeyleri
07:04
and what their child might be experiencing.
136
424980
2016
onlar için normalleştiriyordu.
07:07
And information on how they could support themselves and their children,
137
427020
3816
Orada, kendilerini ve çocuklarını nasıl destekleyebilecekleri anlatılıyordu.
07:10
such as information like spending time talking to your child,
138
430860
4216
Çocuklarıyla konuşarak vakit geçirmeleri,
07:15
showing them more affection,
139
435100
2096
onlara daha fazla ilgi göstermeleri,
07:17
being more patient with your child,
140
437220
2056
onlara karşı daha sabırlı olmaları ve
07:19
talking to your children.
141
439300
1816
onlarla konuşmaları gibi tavsiyeler verilmişti.
07:21
The other piece of paper was a feedback questionnaire,
142
441140
2576
Diğer kâğıt ise, bir geri bildirim anketiydi ve
07:23
and of course, there was a pen.
143
443740
1600
bir kalem de yerleştirilmişti.
07:25
So is this simply leaflet distribution,
144
445980
3496
Peki bu, yalnızca bir anket dağıtmak anlamına mı gelir,
07:29
or is this actually a possible means of delivering psychological first aid
145
449500
3816
yoksa, onlara sıcak, korumacı ve sevgi dolu ebeveynler olmayı sağlayacak
07:33
that provides warm, secure, loving parenting?
146
453340
3056
bir psikolojik yardım sunmak anlamına mı?
07:36
We managed to distribute 3,000 of these in just one week.
147
456420
4080
Yalnızca bir haftada, bunlardan 3.000 tanesini dağıttık.
07:41
What was incredible was we had a 60 percent response rate.
148
461980
3656
Güzel kısmı ise, yüzde 60 oranında geri-dönüş aldık.
07:45
60 percent of the 3,000 families responded.
149
465660
4216
3000 ailenin yüzde 60'ı bize karşılık verdi.
07:49
I don't know how many researchers we have here today,
150
469900
2496
Şu an burada kaç araştırmacı var bilmiyorum,
07:52
but that kind of response rate is fantastic.
151
472420
2336
ama bu geri dönüş oranı gerçekten güzeldi.
07:54
To have that in Manchester would be a huge achievement,
152
474780
3256
Suriye'deki savaş bölgesi bir yana, bu geri dönüşümü
07:58
let alone in a conflict zone in Syria --
153
478060
2696
Manchester'da almak bile büyük bir başarı olurdu.
08:00
really highlighting how important these kinds of messages were to families.
154
480780
3720
Ailelere gönderdiğimiz mesajların onlar için
bu kadar önemli olduğunu görmek de öyle.
08:07
I remember how excited and eager we were for the return of the questionnaires.
155
487020
3936
Geri bildirimleri duymak için ne kadar
sabırsız, heyecanlı olduğumuzu hatırlıyorum.
08:10
The families had left hundreds of messages --
156
490980
2496
Bu aileler bize geneli pozitif ve cesaretlendirici
08:13
most incredibly positive and encouraging.
157
493500
2376
yüzlerce mesaj bıraktılar.
08:15
But my favorite has got to be,
158
495900
1736
Ama sanırım benim en sevdiğim,
08:17
"Thank you for not forgetting about us and our children."
159
497660
3000
"Bizi ve çocuklarımızı unutmadığınız için teşekkürler." oldu.
08:22
This really illustrates the potential means
160
502100
2056
Bu gerçekten onlara gönderdiğimiz
08:24
of the delivery of psychological first aid to families,
161
504180
2776
psikolojik desteğin onlar için ne kadar
08:26
and the return of feedback, too.
162
506980
2096
önemli olduğunu gösteriyor.
08:29
Just imagine replicating this using other means
163
509100
2496
Bunun yanında yeni doğanlar için süt,
08:31
such as baby milk distribution, or female hygiene kits,
164
511620
4576
kadınlar için hijyen kitleri ve hatta yemek sepetleri
08:36
or even food baskets.
165
516220
1280
götürdüğümüzü düşünsenize.
08:39
But let's bring this closer to home,
166
519841
1715
Bunu biraz daha yakınımız için düşünelim,
08:41
because the refugee crisis
167
521580
1296
çünkü bu göçmen krizi
08:42
is one that is having an effect on every single one of us.
168
522900
3416
aslında herbirimizde bir şekilde etkisini gösteriyor.
08:46
We're bombarded with images daily of statistics and of photos,
169
526340
4615
Günlük istatistik ve fotoğraflarla görüntü bombardımanına tutulduk
08:50
and that's not surprising,
170
530979
1577
ve bu hiç şaşırtıcı gelmiyor.
08:52
because by last month,
171
532580
1255
Çünkü geçen ay içerisinde,
08:53
over one million refugees had reached Europe.
172
533859
3097
1 milyondan fazla mülteci Avrupa'ya ulaştı.
08:56
One million.
173
536980
1200
Bir milyon.
08:58
Refugees are joining our communities,
174
538780
3136
Mülteciler topluluklarımıza katılıyor,
09:01
they're becoming our neighbors,
175
541940
1496
komşularımız oluyorlar,
09:03
their children are attending our children's schools.
176
543460
2480
çocukları bizim çocuklarımızla aynı okulda okuyor.
09:07
So we've adapted the leaflet to meet the needs of European refugees,
177
547100
3560
Sonrasında, bu broşürleri Avrupalı mülteciler için uyguladık
09:11
and we have them online, open-access,
178
551420
2336
ve mülteci akınının yüksek olduğu yerlerde bunu
09:13
in areas with a really high refugee influx.
179
553780
2656
internet üzerinden onlara sunduk.
09:16
For example, the Swedish healthcare uploaded it onto their website,
180
556460
3216
Örneğin, İsveç Sağlık Bakanlığı sitesinde bu broşür sunuldu.
09:19
and within the first 45 minutes,
181
559700
1696
Ve ilk 45 dakika içerisinde,
09:21
it was downloaded 343 times --
182
561420
3200
tam 343 kez indirildi.
09:25
really highlighting how important it is
183
565300
1896
Bu olay, gönüllüler, uygulayıcılar
09:27
for volunteers, practitioners and other parents
184
567220
2536
ve diğer aileler için gönderdiğimiz psikolojik desteğin
09:29
to have open-access, psychological first-aid messages.
185
569780
2920
ne kadar önemli olduğunu vurgulamış oldu.
09:35
In 2013, I was sitting on the cold, hard floor of a refugee camp tent
186
575100
6176
2013 yılında, annelerle beraber mülteci kampı çadırının soğuk
09:41
with mothers sitting around me as I was conducting a focus group.
187
581300
3080
ve sert zemininde oturarak bir odak grubu toplantısı yapıyorduk.
09:45
Across from me stood an elderly lady
188
585260
2296
Benim tam karşımda, 13 yaşında
09:47
with what seemed to be a 13-year-old girl lying beside her,
189
587580
3456
olduğunu tahmin ettiğim bir kızın başını dizlerine yasladığı,
09:51
with her head on the elderly lady's knees.
190
591060
2280
yaşlıca bir kadın duruyordu.
09:53
The girl stayed quiet throughout the focus group,
191
593900
2776
Küçük kız ise yaptığımız görüşme sırasında hiçbir
09:56
not talking at all,
192
596700
1296
şey söylemeden, dizlerini
09:58
with her knees curled up against her chest.
193
598020
2120
göğsüne doğru çekmiş bir şekilde durdu.
10:00
Towards the end of the focus group,
194
600860
1696
Yaptığımız görüşmenin sonlarına
10:02
and as I was thanking the mothers for their time,
195
602580
2976
doğru, annelere zaman ayırdıkları için teşekkür ederken
10:05
the elderly lady looked at me while pointing at the young girl,
196
605580
2976
o kadın küçük kızı göstererek bana baktı ve
10:08
and said to me, "Can you help us with...?"
197
608580
2400
"Bize... yardım edebilir misin?" dedi
10:11
Not quite sure what she expected me to do,
198
611900
2376
Ne istediğini kestiremedim ama küçük
10:14
I looked at the young girl and smiled,
199
614300
1856
kıza baktım ve gülümsedim,
10:16
and in Arabic I said,
200
616180
1376
Arapça dedim ki,
10:17
"Salaam alaikum. Shu-ismak?"
201
617580
2016
"Salaam alaikum. Shu-ismak?"
10:19
"What's your name?"
202
619620
1200
"İsmin nedir?"
10:21
She looked at me really confused and unengaged,
203
621540
2736
Bana şaşkın ve biraz da korkak bir şekilde baktı,
10:24
but then said, "Halul."
204
624300
1600
ama sonra "Halul" dedi.
10:26
Halul is the pet's name for the Arabic female name, Hala,
205
626660
4536
Halul, Arapça'da yaşı küçük kızlar için kullanılan Hala
10:31
and is only really used to refer to really young girls.
206
631220
2880
kelimesiyle aynı anlama geliyor.
10:35
At that point I realized that actually Hala was probably much older than 13.
207
635140
3640
Bu noktada Hala'nın 13'ten çok daha büyük olduğunu düşündüm.
10:39
It turns out Hala was a 25-year-old mother to three young children.
208
639620
4280
Ve haklıydım, Hala 25 yaşında, 3 çocuk annesi bir kadındı.
10:44
Hala had been a confident, bright, bubbly, loving, caring mother
209
644740
3976
Hala kendinden emin, ilgili, sevgi dolu bir anneymiş
10:48
to her children,
210
648740
1216
çocuklarına karşı, ama
10:49
but the war had changed all of that.
211
649980
1960
savaş bunların hepsini değiştirmiş.
10:52
She had lived through bombs being dropped in her town;
212
652820
4376
Hayatını, bombaların şehrine düşüşünü ve patlamaları
10:57
she had lived through explosions.
213
657220
2440
duyarak geçirmişti.
11:00
When fighter jets were flying around their building,
214
660260
2456
Savaş uçakları evlerinin yakınından geçip bombalar
11:02
dropping bombs,
215
662740
1216
bırakırken, çocukları
11:03
her children would be screaming, terrified from the noise.
216
663980
2736
sesten çok korkup bağırırlarmış.
11:06
Hala would frantically grab pillows and cover her children's ears
217
666740
3096
Hala da hızlıca yastıkları alır ve çocuklarının kulaklarını
11:09
to block out the noise,
218
669860
1376
kapatırmış, duymasınlar diye.
11:11
all the while screaming herself.
219
671260
1560
Bu sırada kendi bağırırmış.
11:13
When they reached the refugee camp
220
673900
1696
Kampa ulaştıklarında ve bir şekilde
11:15
and she knew they were finally in some kind of safety,
221
675620
3216
güvende olduklarını hissettiğinde
11:18
she completely withdrew to acting like her old childhood self.
222
678860
3400
çocukluğundaki gibi davranmaya başlamış.
11:22
She completely rejected her family --
223
682900
2080
Ailesini tamamıyla reddetmiş,
11:26
her children, her husband.
224
686300
1960
çocuklarını ve kocasını.
11:29
Hala simply could no longer cope.
225
689020
2120
Hala artık başa çıkamıyordu.
11:32
This is a parenting struggle with a really tough ending,
226
692420
2896
Bu, gerçekten kötü sonuçlu bir ebeveynlik mücadelesi,
11:35
but sadly, it's not uncommon.
227
695340
1816
ama maalesef, yaygın bir hâlde.
11:37
Those who experience armed conflict and displacement
228
697180
2976
Silahlı çatışma ve zorunlu göçü deneyimlemiş bireyler
11:40
will face serious emotional struggles.
229
700180
2600
ciddi duygusal zorluklarla karşılaşır.
11:43
And that's something we can all relate to.
230
703540
2040
Ve hepimizin de empati kurabileceği bir nokta var.
11:46
If you have been through a devastating time in your life,
231
706740
3000
Eğer siz bu kadar zor bir süreçten geçmiş olsaydınız, yani değer
11:50
if you have lost someone or something you really care about,
232
710420
3640
verdiğiniz kişileri ve şeyleri kaybetmiş olsaydınız,
11:55
how would you continue to cope?
233
715220
2080
nasıl başa çıkardınız?
11:58
Could you still be able to care for yourself and for your family?
234
718500
3120
Kendinize ve ailenize hâlâ bakabilir miydiniz?
12:03
Given that the first years of a child's life are crucial
235
723300
3136
Çocukların hayatlarında ilk yılların,
12:06
for healthy physical and emotional development,
236
726460
3256
fiziksel ve duygusal gelişimleri için elzem olduğunu
12:09
and that 1.5 billion people are experiencing armed conflict --
237
729740
4976
ve 1,5 milyar insanın silahlı çatışmaya maruz kaldığını düşünürsek,
12:14
many of whom are now joining our communities --
238
734740
2696
ki çoğu topluluklarımıza dâhil oluyor--
12:17
we cannot afford to turn a blind eye
239
737460
1896
savaşı ve zorunlu göçü birebir
12:19
to the needs of those who are experiencing war and displacement.
240
739380
3720
yaşıyor olanların ihtiyaçlarını görmezden gelemeyiz.
12:24
We must prioritize these families' needs --
241
744620
2456
Hem yerinden olmuş insanların, hem de mültecilerin
12:27
both those who are internally displaced, and those who are refugees worldwide.
242
747100
4840
ihtiyaçlarını, ikinci plana atmamalıyız.
12:32
These needs must be prioritized by NGO workers, policy makers,
243
752900
5016
Bu ihtiyaçlar, STK çalışanları, siyasete yön verenler, DSÖ, UNHCR
12:37
the WHO, the UNHCR and every single one of us
244
757940
4296
ve bizler tarafından, elimizdekini ardımıza koymadan
12:42
in whatever capacity it is that we function in our society.
245
762260
3400
öncelik verilerek sağlanmalı.
12:47
When we begin to recognize the individual faces of the conflict,
246
767420
5176
Çatışmanın bireysel yüzlerini ve yüzlerinden aktardıkları duygularını
12:52
when we begin to notice those intricate emotions on their faces,
247
772620
4496
fark etmeye başlayabilirsek, onları da,
12:57
we begin to see them as humans, too.
248
777140
1880
insan olarak görmeye başlayabiliriz.
12:59
We begin to see the needs of these families,
249
779820
2696
Bu ailelerin ihtiyaçlarını da--ki bu ihtiyaçlar,
13:02
and these are the real human needs.
250
782540
1680
bir insanın ihtiyaçlarıdır-- görmeye başlayabiliriz.
13:05
When these family needs are prioritized,
251
785660
2696
Bu ihtiyaçlara öncelik verildiğinde, insani ortamdaki
13:08
interventions for children in humanitarian settings
252
788380
3296
çocuklara yönelik müdahaleler sağlanacak ve
13:11
will prioritize and recognize the primary role of the family in supporting children.
253
791700
5280
ailenin çocuğu desteklemedeki başlıca görevi tanınacak.
13:17
Family mental health will be shouting loud and clear
254
797660
2576
Ailevi psikolojik sağlık, uluslararası
13:20
in global, international agenda.
255
800260
1760
gündemce açık seçik tanınmış olacak.
13:22
And children will be less likely to enter social service systems
256
802900
3696
Ve göç edilen yerlerde, çocukların
sosyal hizmet sistemlerine girme olasılıkları düşecek.
13:26
in resettlement countries
257
806620
1576
13:28
because their families would have had support earlier on.
258
808220
2680
Çünkü aileleri önceden destek almış olacak.
13:32
And we will be more open-minded,
259
812340
2736
Daha açık fikirli, daha sevgi dolu,
13:35
more welcoming, more caring
260
815100
1816
daha konuksever ve ülkelerimize katılan
13:36
and more trusting to those who are joining our communities.
261
816940
3480
insanlara karşı daha önyargısız olacağız.
13:41
We need to stop wars.
262
821620
2200
Savaşları durdurmalıyız.
13:44
We need to build a world where children can dream of planes dropping gifts,
263
824540
4656
Çocukların, uçaklardan bombaların değil, hediyelerin yağdığını hayal edebileceği
13:49
and not bombs.
264
829220
1240
bir dünya yaratmalıyız.
13:51
Until we stop armed conflicts raging throughout the world,
265
831140
4056
Biz silahlı birliklerin dünyada barınmasına izin verdiğimiz sürece,
13:55
families will continue to be displaced,
266
835220
2696
insanlar vatanlarından ayrılmaya devam edecek,-
13:57
leaving children vulnerable.
267
837940
1360
geride çocuklarını korunmasız bırakarak.
13:59
But by improving parenting and caregiver support,
268
839900
3056
Ama ebeveynlik ve davranış eğitimi verdiğimiz sürece, bütün bu
14:02
it may be possible to weaken the links between war and psychological difficulties
269
842980
5256
anlattıklarımın önüne geçmemiz mümkün.
14:08
in children and their families.
270
848260
1920
Teşekkürler.
14:10
Thank you.
271
850660
1216
(Alkışlar)
14:11
(Applause)
272
851900
1880
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7