Rick Smolan: A girl, a photograph, a homecoming

Rick Smolan bir kız çocuğunun öyküsünü anlatıyor

76,081 views ・ 2008-07-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Beril Devlet Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:16
Some of you have heard the story before,
0
16160
1936
Bazılarınız bu öyküyü biliyordur.
00:18
but, in fact, there's somebody in the audience
1
18120
2176
ama salonda biri var ki,
00:20
who's never heard this story in front of an audience before,
2
20320
2856
bu öyküyü bir dinleyici kitlesi önünde hiç dinlemedi
bu yüzden anlatması önceki defalardan daha fazla heyecan veriyor bana.
00:23
so I'm a little more nervous than I normally am telling this story.
3
23200
3736
00:26
I used to be a photographer for many years.
4
26960
2096
uzun yıllar fotoğrafçı olarak çalıştım
00:29
In 1978, I was working for "TIME Magazine"
5
29080
2856
1978'de Time dergisinde çalışıyordum
00:31
and I was given a three-day assignment to photograph Amerasian children,
6
31960
4136
üç günlük bir görevim vardı
Amerasyalı bir kızı fotograflama işi verilmişti
00:36
children who had been fathered by American GIs all over Southeast Asia,
7
36120
3336
babaları Amerikan askerleri olan bu çocuklar
güney doğu Asya'nın her yerindeydiler ve terk edilmişlerdi
00:39
and then abandoned -- 40,000 children all over Asia.
8
39480
3336
Asya kıtasında 40 bin çocuk
00:42
I had never heard the word Amerasian before.
9
42840
2080
o güne kadar Amerasyalı diye bir tabir duymamıştım
00:45
I spent a few days photographing children in different countries,
10
45680
3536
çeşitli ülkelerde bu çocukların fotograflarını çekerek birkaç gün geçirdim
00:49
and like a lot of photographers and a lot of journalists,
11
49240
3256
ve ben de habercilerin, foto muhabirlerinin çoğu gibi
00:52
I always hoped that when my pictures are published,
12
52520
2456
fotograflarımın yayınlanmasını umuyordum
çektiğim fotograflar olayın kendisi üzerinde bir etki yaratabilir
00:55
they might actually have an effect on a situation,
13
55000
2376
sırf belgelemekten öte geçebilirdi
00:57
instead of just documenting it.
14
57400
1536
00:58
So, I was so disturbed by what I saw
15
58960
4256
Sonuçta basılanı görünce o kadar rahatsız oldum,
01:03
and I was so unhappy with the article that ran afterwards,
16
63240
4096
ortaya çıkan haberden o kadar mutsuzluk duydum ki,
01:07
that I decided I would take six months off.
17
67360
2456
altı ay izin almaya karar verdim.
01:09
I was 28 years old.
18
69840
1416
o zaman 28 yaşındaydım.
01:11
I decided I would find six children in different countries,
19
71280
3736
Değişik ülkelerden 6 çocuk bulacak
ve onlarla biraz vakit geçirecek,
01:15
and actually go spend some time with the kids,
20
75040
2176
böylece başlarından geçenleri doğru düzgün anlatabilecektim.
01:17
and try to tell their story a little bit better
21
77240
2216
Time dergisindekinden daha iyi ve doğru bir şekilde..
01:19
than I thought I had done for Time magazine.
22
79480
2160
Hikayenin hazırlarken
01:22
In the course of doing the story,
23
82480
1616
01:24
I was looking for children who hadn't been photographed before,
24
84120
5656
daha önce fotografı çekilmemiş çocuklar aramaya karar vermiştim.
01:29
and the Pearl Buck Foundation told me that they worked with a lot of Americans
25
89800
4936
Pearl Buck vakfındakiler bana
birlikte çalıştıkları Amerikalıların çoğunun
01:34
who were donating money to help some of these kids.
26
94760
2416
bu çocuklar yararına maddi bağışta bulunduğunu söyledi.
01:37
And a man told me,
27
97200
1256
Kore'deki Pearl Buck vakfının yöneticisi bana
01:38
who ran the Pearl Buck Foundation in Korea,
28
98480
2656
01:41
that there was a young girl, who was 11 years old,
29
101160
2376
büyükannesi tarafından büyütülen, 11 yaşında bir kızdan bahsetti.
01:43
being raised by her grandmother.
30
103560
1576
Büyükanne, hiçbir Batılının onu görmesine izin vermemişti.
01:45
And the grandmother had never let any Westerners see her.
31
105160
2696
01:47
Every time any Westerners came to the village, she hid the girl.
32
107880
3056
ne zaman köye Batılı biri gelse kızı saklamıştı.
01:50
Of course, I was immediately intrigued.
33
110960
1896
Konu, elbette derhal ilgimi çekti.
01:52
I saw photographs of her and I thought I wanted to go.
34
112880
2576
Kızın fotograflarını görünce oraya gitmek istediğimi düşündüm.
01:55
And the guy just told me,
35
115480
1256
adam bana "imkansız" dedi, "büyükannesi asla -- anlarsın işte"
01:56
"This grandmother -- there's no way she's ever going to let you
36
116760
2976
torununu asla sana göstermez."
01:59
meet this girl that's she's raising."
37
119760
1816
Yanıma bir tercüman alıp köye gittim.
02:01
I took a translator with me and went to this village,
38
121600
2496
Büyükanneyi buldum, onunla oturup konuştum.
02:04
found the grandmother, sat down with her.
39
124120
1976
Şaşırmadım desem yalan olur çünkü
02:06
And to my astonishment, she agreed to let me photograph her granddaughter.
40
126120
3496
torunun fotograflarını çekmeme izin verdi.
02:09
And I was paying for this myself, so I asked the translator
41
129640
2816
masrafları cebimden karşıladığım için, tercümana rica ettim
02:12
if it would be OK if I stayed for the week.
42
132480
2016
yanlarında bir hafta kadar kalsam uygun olur mu diye sordurttum.
02:14
I had a sleeping bag.
43
134520
1616
bir uyku tulumum vardı.
02:16
The family had a small shed on the side of the house,
44
136160
2696
oturdukları evin bitişiğinde ufak bir kulübe bulunuyordu
02:18
so I said, "Could I sleep in my sleeping bag in the evenings?"
45
138880
3176
"geceleri uyku tulumumla burada kalabilir miyim?" dedim.
02:22
And I just told the little girl, whose name was Eun-Sook Lee,
46
142080
4936
sonra adının Hyun Sook Lee olduğunu öğrendiğim küçük kıza
02:27
that if I ever did anything to embarrass her --
47
147040
2216
onu utandıracak birşey yapacak olursam,
02:29
she didn't speak a word of English, although she looked very American --
48
149280
3416
(batılı görüntüsün tersine tek kelime İngilizce bilmiyordu)
hemen elini kaldırıp "Dur" diyebileceğini söyledim.
02:32
she could put up her hand and say, "Stop," and I would stop taking pictures.
49
152720
3576
böyle yaparsa fotograf çekmeyi bırakacaktım.
bu konuşmadan sonra tercüman ayrıldı.
02:36
Then my translator left. I couldn't speak a word of Korean.
50
156320
2816
tek kelime Korece bilmeyen ben,
işte burada Hyun Sook ile tanıştığımız akşam
02:39
This is the first night I met Eun-Sook.
51
159160
1936
Annesi hayattaydı
02:41
Her mother was still alive.
52
161120
1336
02:42
She was not raising her, her grandmother was raising her.
53
162480
2696
ama ona büyükannesi bakıyordu.
Beni ilk sarsan şey
02:45
And what struck me immediately
54
165200
2296
02:47
was how in love the two of these people were.
55
167520
3456
bu ikisi arasındaki güçlü sevgi oldu.
02:51
The grandmother was incredibly fond, deeply in love with this little girl.
56
171000
4216
Büyükanne kıza son derece derin ve güçlü bir sevgiyle bağlıydı.
geceleri yer yatağında uyuyorlardı
02:55
They slept on the floor at night.
57
175240
1616
02:56
The way they heat their homes in Korea is to put bricks under the floors,
58
176880
3456
Kore evlerinde ısıtma tertibatı döşeme altına dizilen tuğlalardan ibaretti.
böylece yerden gelen sıcaklıkla ısınıyorlardı
03:00
so the heat radiates from underneath the floor.
59
180360
2216
Hyun Sook 11 yaşındaydı.
03:02
Eun-Sook was 11 years old.
60
182600
1336
03:03
I had photographed, as I said, a lot of these kids.
61
183960
2416
dediğim gibi bu çocuklardan pek çoğunun fotografını çektim.
aslında Hyun Sook fotografladığım beşinci çocuktu.
03:06
Eun-Sook was the fifth child that I found to photograph.
62
186400
2976
03:09
And almost universally, amongst all the kids,
63
189400
2536
Ve esasen her yerde olduğu gibi burada da
03:11
they were really psychologically damaged
64
191960
2696
psikolojik açıdan en büyük yarayı
03:14
by having been made fun of, ridiculed, picked on and been rejected.
65
194680
3816
alan, alay konusu edilen, dışlanan, bu çocuklar oluyordu.
03:18
And Korea was probably the place I found to be the worst for these kids.
66
198520
3776
Ve muhtemelen Kore bu gibi çocuklar açısından
yaşanabilecek en kötü yerdi.
03:22
And what struck me immediately in meeting Eun-Sook
67
202320
3176
Hyun Sook'ta beni etkileyen
03:25
was how confident she appeared to be,
68
205520
1816
kendine olan güveni, emin duruşu oldu.
03:27
how happy she seemed to be in her own skin.
69
207360
2216
Kendiyle son derece barışıktı.
03:29
And remember this picture,
70
209600
1256
ve bu fotografa bakınca
03:30
because I'm going to show you another picture later.
71
210880
2456
gerçi size başka bir fotograf göstereceğim ama
büyükannesine ne kadar benzediğini görebilirsiniz
03:33
She looks much like her grandmother, although she looks so Western.
72
213360
3176
bir Batılı gibi görünmesine rağmen.
03:36
I decided to follow her to school.
73
216560
1656
Onunla birlikte okuluna gitmeye karar verdim.
İşte bu, orada kaldığım ilk gecenin ertesi sabah
03:38
This is the first morning I stayed with her.
74
218240
2096
Bu ise okul yolunda
03:40
This is on the way to school.
75
220360
1416
03:41
This is the morning assembly outside her school.
76
221800
2440
Bu, okul bahçesinde sabah töreninde çekildi
03:48
And I noticed that she was clowning around.
77
228000
3496
türlü maskaralıklar yaptığını
03:51
When the teachers would ask questions,
78
231520
1856
öğretmenin her sorusuna
03:53
she'd be the first person to raise her hand.
79
233400
2416
ilk parmak kaldıran olduğunu,
03:55
Again, not at all shy or withdrawn,
80
235840
1936
ve üstelik hiç de mahcup ya da sıkılgan olmadığını
03:57
or anything like the other children that I'd photographed.
81
237800
2736
bu yönüyle fotografını çektiğim diğer çocuklardan ayrıldığını gördüm.
04:00
The first one to go to the blackboard to answer questions.
82
240560
2736
Yine tahtaya kalkmaya gayet hevesli
arkadaşının kulağına birşey fısıldadığı için azar iştiyor,
04:03
Getting in trouble for whispering into her best friend's ears.
83
243320
2936
sınıfın ortasında.
04:06
And one of the other things I said to her through the translator --
84
246280
3176
Ve ona tercüman vasıtasıyla söylediğim
şu "dur" meselesi de umurunda değildi.
04:09
again, this thing about saying stop -- was to not pay attention to me.
85
249480
4576
04:14
So she really just completely ignored me most of the time.
86
254080
2816
çoğu zaman beni kaale almadı bile
04:16
I noticed that at recess,
87
256920
1216
Ayrıca teneffüste de
04:18
she was the girl who picked the other girls to be on her team.
88
258160
3816
diğer kızları oyun için takımına seçenin o olduğunu gördüm
04:22
It was very obvious, from the beginning, that she was a leader.
89
262000
2976
Lider olduğu o kadar belliydi ki.
Bu eve dönüş yolunda.
04:25
This is on the way home. And that's North Korea up along the hill.
90
265000
3136
İşte şu tepenin arkası Kuzey Kore
Askersiz bölgenin ardı.
04:28
This is up along the DMZ.
91
268160
1216
04:29
They would actually cover the windows every night,
92
269400
2376
Gece olunca evlerin pencerelerini iyice örtüp ışığın sızmasını önlüyorlardı
04:31
so that light couldn't be seen,
93
271800
1536
çünkü Güney Kore hükümeti yıllardır
04:33
because the South Korean government has said for years
94
273360
2536
04:35
that the North Koreans may invade at any time.
95
275920
2175
Kuey Korelilerin her an ülkeyi işgal edebileceğini söylüyordu.
Kısacası Kuzey Kore'ye ne kadar yakınsan o kadar korkmalısın durumu
04:38
So the closer you were to North Korea, the more terrifying it was.
96
278119
3297
04:41
Very often at school, I'd be taking pictures,
97
281440
2296
Okulda çoğu zaman ben fotograf çekerken
04:43
and she would whisper into her girlfriends' ears,
98
283760
2336
kız arkadaşının kulağına birşey fısıldayıp
04:46
and then look at me and say, "Stop."
99
286120
1816
bana döner ve "dur" derdi
04:47
And I would stand at attention, and all the girls would crack up,
100
287960
3056
ben dikkat kesilip durunca kızlar kahkahayı patlatırdı
benimle dalga geçiyordu, bu şekilde.
04:51
and it was sort of a little joke.
101
291040
1616
04:52
(Laughter)
102
292680
1376
(kahkahalar)
04:54
The end of the week came and my translator came back,
103
294080
2496
Haftanın sonunda tercümanım geri döndü
çünkü ondan bunu rica etmiştim
04:56
because I'd asked her to come back,
104
296600
1696
Artık Hyun Sook ve büyükannesine resmen teşekkür edebilecektim
04:58
so I could formally thank the grandmother and Eun-Sook.
105
298320
2736
05:01
And in the course of the grandmother talking to the translator,
106
301080
3256
büyükanne tercümanla konuşurken birden
ağlamaya başladı.
05:04
the grandmother started crying.
107
304360
1696
Tercümanıma, "ne oluyor, neden ağlıyor?" diye sordum
05:06
And I said to my translator, "What's going on, why is she crying?"
108
306080
3136
büyükanneyle bir süre konuştuktan sonra
05:09
And she spoke to the grandmother for a moment,
109
309240
2176
tercüman bayan da gözyaşlarına boğuldu.
05:11
and then she started getting tears in her eyes.
110
311440
2216
ben telaşlanıp "durun, n'oluyor,
05:13
And I said, "What did I do? Why is everyone crying?"
111
313680
2456
neden herkes ağlıyor?" deyince
05:16
And the translator said,
112
316160
1216
tercümanım büyükannenin
05:17
"The grandmother says that she thinks she's dying,
113
317400
2816
öleceğini hissettiğini söyledi.
05:20
and she wants to know if you would take Eun-Sook to America with you."
114
320240
3640
bu yüzden Hyun Sook'u yanımda Amerika'ya götürmemi istiyormuş.
05:24
And I said, "I'm 28 years old and I live in hotels,
115
324760
5296
ben ise "henüz 28 yaşındayım, ömrüm otel odalarında geçiyor,
evli değilim" dedim.
05:30
and I'm not married."
116
330080
1816
05:31
I mean, I had fallen in love with this girl,
117
331920
2216
Diyeceğim o ki, bu kızı ben de çok sevmiştim
05:34
but you know, emotionally I was about 12 years old.
118
334160
2936
gerçi, akıl yaşım 12 filandı
05:37
If you know of photographers,
119
337120
1576
fotografçılar nasıldır bilirsiniz işte, derler ki foto muhabiri
05:38
the joke is it's the finest form of delayed adolescence ever invented.
120
338720
4416
gecikmiş bir ergenliğin en rafine halidir
"pardon bir işim çıktı hemen döneceğim" der
05:43
"Sorry, I have to go on an assignment, I'll be back" --
121
343160
2616
ortadan kayboluverirler
05:45
and then you never come back.
122
345800
1416
Tercümana "sor bakalım neden öleceğini düşünüyormuş" dedim
05:47
So I asked the translator why she thought she was dying.
123
347240
5296
05:52
Can I get her to a hospital? Could I pay to get her a doctor?
124
352560
2896
onu bir hastaneye götürsem, doktor masrafını da öderim
Her türlü yardım teklifimi geri çevirdi.
05:55
And she refused any help at all.
125
355480
2016
Sonra dışarıda
05:57
So when I got outside, I gave the translator some money and said,
126
357520
3160
tercümana bir miktar para verip,
06:00
"Go back and see if you can do something."
127
360704
2096
"lütfen bir daha görüş, bak bakalım yapabileceğimiz birşey var mı" dedim.
06:02
And I gave the grandmother my business card.
128
362824
2072
büyükanneye kartvizitimi verdim.
06:04
And I said, "If you're serious, I will try to find a family for her."
129
364920
3256
ve dedim ki "ciddiysen kızı alacak bir aile arayayım."
ve derhal en yakın arkadaşıma bir maktup yazdım
06:08
And I immediately wrote a letter to my best friends in Atlanta, Georgia,
130
368200
3416
Atlanta'da yaşayan ve11 yaşında bir oğlan babası arkadaşım
06:11
who had an 11-year-old son.
131
371640
1336
bir defasında bana,
06:13
And my best friend had mistakenly one day said something
132
373000
3456
bir çocuk daha istediğini söyleme gafletinde bulunmuştu.
06:16
about wishing he had another child.
133
376480
2496
06:19
So my friends Gene and Gayle had not heard from me in about a year,
134
379000
4056
böylece 1 senedir haberleşemediğim dostlarım Gene ve Gail
06:23
and suddenly I was calling,
135
383080
1416
birden benden "Koredeyim,
06:24
saying "I'm in Korea and I've met this extraordinary girl."
136
384520
3256
çok enteresan bir kızla tanıştım." diyen bir telefon aldılar.
06:27
And I said, "The grandmother thinks she's sick,
137
387800
2696
"Büyükannesi de hasta galiba,
06:30
but I think maybe we would have to bring the grandmother over also."
138
390520
3496
belki onu da getirtsek fena olmaz."
06:34
And I said, "I'll pay for the ... " I mean, I had this whole sort of picture.
139
394040
3656
ve dedim ki "ben şeyi öderim..." yani, herşeyi planlamıştım sanki...
06:37
So anyway, I left.
140
397720
1256
Neyse, böylece oradan ayrıldım.
06:39
And my friends actually said they were very interested in adopting her.
141
399000
5496
Dostlarım bana kızı cidden evlat edinebileceklerini söylemez mi.
06:44
And I said, "Look, I think I'll scare the grandmother to death,
142
404520
2976
dedim ki "buradan mektup yazarsam
büyükannenin ödü kopar
06:47
if I tell her that you're willing to adopt her.
143
407520
2576
sizin kızı evlat edineceğinizi öğrendiğinde. İyisi mi gidip bizzat konuşayım."
06:50
I want to go back and talk to her." But I was off on assignment.
144
410120
3016
Ne var ki bir başka göreve gitmem gerekti.
Birkaç haftaya geri döner ve kendisiyle görüşürüm diye düşündüm.
06:53
I figured I'd come back in a couple of weeks
145
413160
2096
06:55
and talk to the grandmother.
146
415280
1376
Noel günü
06:56
And on Christmas Day, I was in Bangkok with a group of photographers
147
416680
3216
bir grup fotografçıyla Bangkoktaydım.
06:59
and got a telegram -- back in those days, you got telegrams --
148
419920
2936
bir telgraf aldım (o zamanlar telgraf vardı)
07:02
from Time magazine saying someone in Korea had died
149
422880
2416
Time dergisinden geliyordu ve Kore'de ölen birinin
bana bir çocuk miras bıraktığını söylüyordu.
07:05
and left their child in a will to me.
150
425320
2256
07:07
Did I know anything about this?
151
427600
1536
Bu hususta bilgim var mıyıdı?
07:09
Because I hadn't told them what I was doing,
152
429160
2096
Onlara burada ne için bulunduğumu bildirmemiştim
07:11
because I was so upset with the story they'd run.
153
431280
2536
çünkü yayınladıkları makaleye fena içerlemiştim.
07:13
So, I went back to Korea, and I went back to Eun-Sook's village,
154
433840
3376
Neyse Kore'ye, Hyun Sook'un köyüne geri döndüm.
Gitmişti.
07:17
and she was gone.
155
437240
1216
07:18
And the house that I had spent time in was empty.
156
438480
2696
Misafir olduğum ev bomboş ve
buz gibi soğuktu.
07:21
It was incredibly cold.
157
441200
1616
07:22
No one in the village would tell me where Eun-Sook was,
158
442840
2616
Köylülerden hiçbiri Hyun Sook'un yerini bana söylemedi
çünkü büyükanne onu Batılılardan hep saklamıştı ve
07:25
because the grandmother had always hidden her from Westerners.
159
445480
2936
aramızdaki görüşmeden de haberleri yoktu.
07:28
And they had no idea about this request that she'd made of me.
160
448440
2936
sonunda okuldan sonra her gün oynadığı en yakın arkadaşı
07:31
So I finally found Myung Sung,
161
451400
1816
07:33
her best friend that she used to play with after school every day.
162
453240
3136
Myung Sung'u buldum.
Tercümanla ikimizin baskısı sonunda
07:36
And Myung Sung, under some pressure from me and the translator,
163
456400
2976
07:39
gave us an address on the outside of Seoul.
164
459400
2376
nihayet bize Seul dışında bir yerin adresini verdi.
07:41
And I went to that address and knocked on the door,
165
461800
4616
Adrese gidip kapıyı çaldım.
Bir adam açtı.
07:46
and a man answered the door.
166
466440
1376
07:47
It was not a very nice area of Seoul, there were mud streets outside of it.
167
467840
4896
Seul'ün pek nezih bir bölgesi sayılmazdı.
sokaklar çamurluydu.
07:52
And I knocked on the door and Eun-Sook answered the door,
168
472760
2696
neyse kapıyı Hyun Sook açtı,
07:55
and her eyes were bloodshot, and she seemed to be in shock.
169
475480
2776
gözleri kan çanağına dönmüştü, şokta gibiydi
07:58
She didn't recognize me -- there was no recognition whatsoever.
170
478280
2976
beni tanımadı.
08:01
And this man came to the door and kind of barked something in Korean.
171
481280
3256
derken adam kapıya geldi, Korece bir şeyler söyledi, adeta kükredi.
tercümana "ne diyor?" dedim
08:04
And I said to the translator, "What did he say?"
172
484560
2256
08:06
And she said, "He wants to know who you are."
173
486840
2136
"kimsin diyor" dedi
ben de "fotografçı olduğumu söyle" dedim
08:09
And I said, "Tell him that I am a photographer."
174
489000
2256
kim olduğumu açıklarken adam sözümü kesti
08:11
I started explaining who I was, and he interrupted.
175
491280
2416
08:13
And she said, "He says he knows who you are, what do you want?"
176
493720
2976
tercüman "kim olduğunu biliyor, ne istediğini soruyor" dedi
08:16
I said, "Well, tell him that I was asked by this little girl's grandmother
177
496720
4456
"ona de ki
bu kızın büyükannesi ona bir aile bulmamı istemişti" dedim.
08:21
to find a family for her."
178
501200
1936
08:23
And he said, "I'm her uncle, she's fine, you can leave now."
179
503160
4240
adam "ben onun dayısıyım, kendisi burada iyi. sen artık gidebilirsin" dedi
08:28
So I was --
180
508160
1360
yani açıkçası kapıyı suratıma çarptı.
08:30
The door was being slammed in my face,
181
510680
1856
08:32
it's incredibly cold, and I'm trying to think,
182
512560
2176
Hava öyle soğuktu ki, anlatamam. Aklımdan
08:34
"What would the hero do in a movie, if I was writing this as a movie script?"
183
514760
3656
"filmlerdeki gibi bir kahraman olsa şimdi ne yapar" diye geçiriyordum
yani "senaryoyu ben yazsaydım?"
08:38
So I said, "It's really cold, I've come a very long way,
184
518440
2656
Neyse "Baksana, dışarısı çok soğuk ve çok yorgunum,
biraz içeri gelsem ne olur? Donuyorum" dedim.
08:41
do you mind if I come in for a minute? I'm freezing."
185
521120
2496
Adam isteksizce bizi içeri aldı, yere oturduk.
08:43
So the guy reluctantly let us in and we sat down on the floor.
186
523640
2936
Konuşmaya başladık. Adam bağırıp birşeyler söyleyince
08:46
And as we started talking, I saw him yell something,
187
526600
2455
Hyun Sook bize yiyecek getirdi.
08:49
and Eun-Sook came and brought us some food.
188
529079
2777
08:51
And I had this whole mental picture of -- sort of like Cinderella.
189
531880
3336
Gözlerinizin önüne geliyo mu? Siderella masalı gibi
08:55
I sort of had this picture of this incredibly wonderful,
190
535240
3496
Bu muhteşem, zeki,
08:58
bright, happy little child,
191
538760
1976
mutlu çocuğun içine kapanışı,
09:00
who now appeared to be very withdrawn, being enslaved by this family.
192
540760
4976
bu aile tarafından köleleştirilmesine dair görüntü zihnimden silinmiyor.
09:05
And I was really appalled, and I couldn't figure out what to do.
193
545760
3056
Afallamıştım. Ne yapacağımı bilemiyordum.
09:08
And the more I tried talking to him, the less friendly he was getting.
194
548840
3296
Ben sohbeti ilerlettikçe adam daha mesafeli bir tavır takınıyordu
Sonunda karar verip "bak" dedim
09:12
So finally I said "Look," -- this is all through the translator,
195
552160
3016
Bütün konuşma tercüman vasıtasıyla yapıldı çünkü
09:15
because, you know, I don't speak a word of Korean --
196
555200
2456
malum, ben tek kelime Korece bilmiyorum.
09:17
and I said, "Look, I'm really glad that Eun-Sook has a family to live with.
197
557680
4296
Dedim ki "bak, Hyun Sook'un yanında barınacağı bir ailesi olduğuna sevindim"
"onu çok merak etmiştim"
09:22
I was very worried about her.
198
562000
1416
"büyükannesine, yani senin annene, ona bir aile bulacağım sözünü vermiştim"
09:23
I made a promise to her grandmother, your mother, that I would find a family,
199
563440
3656
"görüyorum ki siz ona gayet güzel bakacaksınız"
09:27
and I'm so happy that you're going to take care of her.
200
567120
2616
"ama uçak biletimi önceden aldım,
09:29
But I bought an airline ticket and I'm stuck here for a week.
201
569760
2896
bir hafta daha mecburen buradayım"
"şehir merkezinde bir otelde kalıyorum,
09:32
I'm staying in a hotel downtown.
202
572680
1576
yarın gelip öğle yemeğinde misafirim olur musun?"
09:34
Would you like to come and have lunch tomorrow?
203
574280
2216
"hem böylece İngilizce pratik de yaparsın" çünkü bana öyle demişti
09:36
And you can practice your English."
204
576520
1696
Adama kendisi hakkında sorular sormaya çalışıyordum.
09:38
Because he told me -- I was trying to ask him questions about himself.
205
578240
3296
Otele döndüm, yaşı daha ileri iki Amerasyalı buldum.
09:41
And so I went to the hotel, and I found two older Amerasians.
206
581560
4096
09:45
A girl whose mother had been a prostitute,
207
585680
4456
Biri, annesi fahişelik yapan bir kızdı
09:50
and she was a prostitute,
208
590160
1856
kendisi de fahişe olmuştu.
09:52
and a boy who'd been in and out of jail.
209
592040
1936
Diğeri hapse girip çıkmış bir delikanlı.
09:54
And I said to them, "Look, there's a little girl
210
594000
2296
Onlara dedim ki "bakın, küçük bir kız var.
09:56
who has a tiny chance of getting out of here
211
596320
3136
burdan kurtulup Amerika'ya gitmek için ufacık bir şansı var"
09:59
and going to America.
212
599480
1256
10:00
I don't know if it's the right decision or not,
213
600760
2336
"doğru birşey yaptığımdan emin değilim"
10:03
but I would like you to come to lunch tomorrow
214
603120
2176
"ama lütfen yarın öğle yemeğine gelin de,"
10:05
and tell the uncle what it's like to walk down the street,
215
605320
2736
"dayısına sizler gibi yaşamanın"
"zorluklarından bahsedin."
10:08
what people say to you, what you do for a living.
216
608080
2576
10:10
I want him to understand what happens if she stays here.
217
610680
3016
"burda kalırsa kızın başına neler geleceğini anlasın istiyorum."
10:13
And I could be wrong, I don't know, but I wish you would come tomorrow."
218
613720
3416
bilmiyorum, belki hata ediyorum ama yarın öğlen gelmenizi rica ediyorum."
Neyse, bu ikisi ve dayı ertesi gün öğle yemeğine geldiler
10:17
So, these two came to lunch and we got thrown out of the restaurant.
219
617160
3816
ve hep birlikte restorandan atıldık.
10:21
They were yelling at him, it got to be really ugly.
220
621000
3456
Dayıya bağırıyorlardı ki sanırım epeyce küfür dolaşıyordu ortada.
10:24
We went outside, and he was just furious.
221
624480
1953
Neyse, dışarı çıktık. Dayı son derece öfkeliydi.
10:26
And I knew I had totally blown this thing.
222
626457
2039
Bir çuval inciri berbat etmiştim.
10:28
Here I was again, trying to figure out what to do.
223
628520
2376
Tekrar ne yapacağımı bulmaya çalışıyordum.
10:30
And he started yelling at me, and I said to the translator,
224
630920
2816
Bana bağırmaya başlayınca tercümana
"ona sakin olmasını söyle, ne diyor?" dedim.
10:33
"Tell him to calm down, what is he saying?"
225
633760
2016
"diyor ki,"
10:35
And she said, "He's saying, 'Who the hell are you to walk into my house,
226
635800
3416
"sen kendini ne zannediyorsun?"
"evime boynunda pahalı kameralarınla gelip,"
10:39
some rich American with your cameras around your neck,
227
639240
2536
10:41
accusing me of enslaving my niece?
228
641800
2696
"beni öz yeğenimi köle gibi kullanmakla suçluyorsun?"
10:44
This is my niece, I love her, she's my sister's daughter.
229
644520
3302
"o benim yeğenim, kardeşimin kızı, onu seviyorum"
10:47
Who the hell are you to accuse me of something like this?'"
230
647846
4410
"sen kimsin ki?"
"beni bunlarla suçlamaya kalkıyorsun?"
10:52
And I said, you know, "Look, you're absolutely right.
231
652280
2856
dedim ki, "bak, kesinlikle haklısın"
10:55
I don't pretend to understand what's going on here.
232
655160
2416
"burada olup biteni anlıyormuş gibi yapmayacağım"
10:57
All I know is, I've been photographing a lot of these children.
233
657600
2976
"ben sadece bu çocukların fotograflarını çektim"
"ama yeğenine hayran oldum"
11:00
I'm in love with your niece,
234
660600
2936
11:03
I think she's an incredibly special child."
235
663560
2336
"bence o son derece özel bir çocuk"
11:05
And I said, "Look, I will fly my friends over here from the United States
236
665920
3456
sonra "bak, eğer nasıl kimseler olduklarını görmek istersen"
"evlat edinmek isteyen arkadaşlarımı ABD'den buraya getirtirim."
11:09
if you want to meet them, to see if you approve of them.
237
669400
2656
"Tek bildiğim şu ki,"
11:12
I just think that -- what little I know about the situation,
238
672080
3616
11:15
she has very little chance here of having the kind of life
239
675720
2736
"sen de onun yaşamasını isteyeceğin hayatı"
11:18
that you probably would like her to have."
240
678480
2016
"burada elde etme şansının çok düşük olduğunu biliyorsun." dedim.
11:20
So, everyone told me afterwards that inviting the prospective parents over
241
680520
3496
Sonradan herkes bana müstakbel aileyi
buraya getirtmenin en aptalca iş olduğunu söyledi.
11:24
was, again, the stupidest thing I could have possibly done,
242
684040
2776
Kimin daha iyi ebeveyn olacağını nasıl belirleyecektik ki?
11:26
because who's ever good enough for your relative?
243
686840
2336
11:29
But he invited me to come to a ceremony they were having that day
244
689200
3096
Dayı beni bir törene davet etti,
büyükanneyi anma törenine.
11:32
for her grandmother.
245
692320
1376
11:33
And they actually take items of clothing and photographs,
246
693720
2696
Merhumeye ait giysi, fotograf gibi kişisel eşyaları
11:36
and they burn them as part of the ritual.
247
696440
1960
toparlayıp yaktıkları bir tören.
11:39
And you can see how different she looks just in three months.
248
699200
2896
Burada üç ay içinde nasıl değiştiğini görebilirsiniz.
Bu sanırım Şubattaydı, Şubat başında.
11:42
This was now, I think, early February.
249
702120
2416
11:44
And the pictures before were taken in September.
250
704560
2280
öncekiler ise Eylülde çekilmişti.
11:48
Well, there was an American Maryknoll priest
251
708200
2096
Bu haberi hazırlarken tanıştığım Amerikalı bir
11:50
that I had met in the course of doing the story,
252
710320
2256
donanma rahibi vardı.
11:52
who had 75 children living in his house.
253
712600
1936
Evinde 75 çocuğa bakıyor,
11:54
He had three women helping him take care of these kids.
254
714560
2616
bu iş için üç kadından yardım alıyordu.
Dayıya, rahip Keen'e gidip
11:57
And so I suggested to the uncle that we go down and meet Father Keane
255
717200
3256
evlat edinme işlemleri hakkında
12:00
to find out how the adoption process worked.
256
720480
2096
konuşmayı önerdim.
12:02
Because I wanted him to feel
257
722600
1376
İstiyordum ki,
12:04
like this was all being done very much above board.
258
724000
2416
herşeyin usulüne uygun yapıldığını görsün.
12:06
So, this is on the way down to the orphanage.
259
726440
2360
İşte bu yetimhaneye giderken.
12:09
This is Father Keane. He's just a wonderful guy.
260
729160
2240
Bu da rahip Keene. Harika bir adam.
12:14
He had kids from all over Korea living there,
261
734240
2256
Kore'nin her yerinden gelen çocuklar burada barınıyor,
12:16
and he would find families for these kids.
262
736520
2000
ve rahip onların uygun aileler bulmasını sağlıyordu.
12:19
This is a social worker interviewing Eun-Sook.
263
739600
2456
Burada bir sosyal görevli Hyun Sook ile görüşüyor.
12:22
Now, I had always thought she was completely untouched by all of this,
264
742080
3416
Hyun Sook'un tüm bu kötülüklerden nasıl da uzak
tutulduğunu düşünmüşümdür hep. Büyükannesi bence
12:25
because the grandmother, to me,
265
745520
1496
köyün bilge anası gibiydi. Evi her gün
12:27
appeared to be sort of the village wise woman --
266
747040
3576
12:30
throughout the day, I noticed people kept coming to visit her grandmother.
267
750640
3496
ziyaretçilerle dolup taşardı.
Bu görüntü zihnimde yer etmiş.
12:34
And I always had this mental picture
268
754160
1736
12:35
that even though they may have been one of the poorer families in the village,
269
755920
3696
Köyün en yoksul evlerinden biri olmasına rağmen
12:39
they were one of the most respected.
270
759640
1736
en çok saygı gören aile onlardı.
12:41
And I always felt that the grandmother had kind of demanded, and insisted,
271
761400
3576
ve büyükannenin köylülerden ısrarla
Hyun Sook'a da kendisine davrandıkları gibi davranmalarını talep ettiğini daima hissettim.
12:45
that the villagers treat Eun-Sook with the same respect they treated her.
272
765000
3440
12:50
Eun-Sook stayed at Father Keane's,
273
770400
2096
Hyun Sook rahip Keene'in yetimhanesinde kaldı ve
12:52
and her uncle agreed to let her stay there until the adoption went through.
274
772520
3576
dayısı da evlat edinilene kadar orada yaşamasına razı oldu.
Evlat edinmeye de rıza göstermişti.
12:56
He actually agreed to the adoption.
275
776120
1856
12:58
And I went off on assignment and came back a week later,
276
778000
2656
Bir göreve gidip ertesi hafta döndüğümde
13:00
and Father Keane said, "I've got to talk to you about Eun-Sook."
277
780680
3016
rahip Keene "Hyun Sook hakkında konuşmamız gerek" dedi.
"Tanrım, yine ne oldu?" diye düşündüm içimden.
13:03
I said, "Oh God, now what?"
278
783720
1336
Beni odasına götürüp kapıyı kapattı.
13:05
And he takes me into this room, closes the door and says,
279
785080
2696
"Burada 75 çocuk kalıyor ve ortalık tımarhane gibi."
13:07
"I have 75 children here in the orphanage, and it's total bedlam."
280
787800
3136
"Kıyafetler, çocuklar, malum kargaşa."
13:10
There's clothes, there's kids.
281
790960
1456
13:12
Three adults and 75 kids -- you can imagine.
282
792440
2336
"Üç yetişkin ve 75 çocuk. Durumu tahmin edersin."
13:14
And he said, "The second day she was here she made up a list
283
794800
2856
"Hyun Sook buraya geldiğinin ikinci günü bir liste yaptı"
13:17
of all of the names of the older kids and the younger kids.
284
797680
2976
"ve büyük çocuklarla bebekleri sıraladı."
13:20
And she assigned one of the older kids to each of the younger kids.
285
800680
3536
"Büyüklerin her birini bir bebeğin bakımıyla görevlendirdi."
"Sonra bir de görev dağılımı listesi yaptı."
13:24
And then she set up a work detail list of who cleaned the orphanage on what day."
286
804240
4576
"Kim, hangi gün yetimhaneyi temizleyecek diye."
13:28
And he said, "She's telling me that I'm messy
287
808840
2136
"Bana da çok dağınık olduğumu söylüyor ve odamı toplamam konusunda uyarıyor."
13:31
and I have to clean up my room."
288
811000
1576
ve devam etti "bu kızı kim yetiştirmiş bilmiyorum ama"
13:32
And he said, "I don't know who raised her, but she's running the orphanage,
289
812600
3576
"buraya geleli sadece üç gün oldu ve"
"bütün yetimhaneyi kendisi çekip çeviriyor."
13:36
and she's been here three days."
290
816200
1576
13:37
(Laughter)
291
817800
1456
(kahkahalar)
13:39
This was movie day that she organized where all the kids went to the movies.
292
819280
4040
Burada onun düzenlediği sinema günü. Bütün çocuklar sinemaya gidiyor.
Evlat edinilen çocukların çoğu
13:44
A lot of the kids who had been adopted wrote back to the other kids,
293
824360
3216
mektup yazarak
13:47
telling them what their life was like with their new families.
294
827600
2936
yeni hayatlarını ve ailelerini anlatıyorlar.
13:50
So it was a really big deal when the letters showed up.
295
830560
2616
Bu yüzden onlardan gelen mektuplar çok değerli.
Bu kadın, yetimhanede çalışıyor.
13:53
This is a woman who is now working at the orphanage,
296
833200
2456
Onun da oğlu evlat edinilmiş.
13:55
whose son had been adopted.
297
835680
1286
14:00
Gene and Gayle started studying Korean
298
840120
2016
Gene ile Gail benden ilk mektubu alır almaz
14:02
the moment they had gotten my first letter.
299
842160
2016
Korece öğrenmeye başladılar.
14:04
They really wanted to be able to welcome Eun-Sook into their family.
300
844200
4496
Hyun Sook'u ailelerine dahil etmek konusunda samimiydiler.
14:08
And one of the things Father Keane told me
301
848720
2056
Döndüğümde rahip Keene'in söylediğine göre
14:10
when I came back from one of these trips --
302
850800
2016
Hyun Sook sinema gezilerinden birinden dönünce kendine Natasha ismini seçmiş
14:12
Eun-Sook had chosen the name Natasha,
303
852840
1896
14:14
which I understood was from her watching a "Rocky and Bullwinkle" cartoon
304
854760
4256
anladığım kadarıyla
Amerikan Hava Üssü'nde seyrettiği bir çizgi filmden esinlenmiş.
14:19
on the American Air Force station.
305
859040
1936
14:21
This may be one of those myth-buster things
306
861000
2056
Bu da çözmemiz gereken muammalrdan biri.
14:23
that we'll have to clear up here, in a minute.
307
863080
2176
14:25
So, my friend Gene flew over with his son, Tim.
308
865280
2296
Derken arkadaşım Gene oğlu Tim ile birlikte geldi.
14:27
Gayle couldn't come.
309
867600
1536
Gail gelemedi.
14:29
And they spent a lot of time huddled over a dictionary.
310
869160
2616
ellerinde sözlükle iletişim kurmaya çalışıyorlardı
14:31
And this was Gene showing the uncle
311
871800
1696
Burada gene dayıya yaşadığı yer olan Atlanta'nın yerini haritada gösteriyor.
14:33
where Atlanta was on the map, where he lived.
312
873520
2120
14:36
This is the uncle signing the adoption papers.
313
876960
2160
Burada dayı evlat edinme evrakını imzalıyor.
Kutlama için hep birlikte yemeğe çıktık
14:40
Now, we went out to dinner that night to celebrate.
314
880000
2416
Dayı evine geri döndü
14:42
The uncle went back to his family
315
882440
1616
ve Natasha, Tim, Gene ve ben akşam yemeğine çıktık.
14:44
and Natasha and Tim and Gene and I went out to dinner.
316
884080
3456
14:47
And Gene was showing Natasha how to use a knife and fork,
317
887560
3856
Gene Natasha'ya çatal bıçak kullanmayı öğretiyor
14:51
and then Natasha was returning the utensil lessons.
318
891440
3720
ve Natasha bir başka alet kullanma dersi veriyor.
Otelimize döndük.
14:56
We went back to our hotel room,
319
896120
1896
Burada Gene Natasha'ya da Atlanta'nın yerini gösteriyor
14:58
and Gene was showing Natasha also where Atlanta was.
320
898040
2456
Bu Kore'deki üçüncü gecemiz.
15:00
This is the third night we were in Korea.
321
900520
1976
İlk gece çocuklara, bizimkine bitişik bir oda tuttuk.
15:02
The first night we'd gotten a room for the kids right next to us.
322
902520
3056
15:05
I'd been staying in this room for about three months --
323
905600
2616
O odada yaklaşık üç aydır kalıyordum.
15 katlı küçük bir Kore oteliydi.
15:08
it was a little 15-story Korean hotel.
324
908240
2920
15:11
The second night, we didn't keep the kids' room,
325
911760
2376
İkinci gece çocukların odasını boşalttık,
15:14
because we slept on the floor with all the kids at the orphanage.
326
914160
3096
çünkü yetimhaneye gidip tüm çocuklarla birlikte yer yatağında uyuduk.
15:17
And the third night, we came back --
327
917280
1736
Üçüncü gece yemekten sonra otele döndük
ki, fotograflarını az önce gördünüz;
15:19
we'd just gone out to dinner, where you saw the pictures --
328
919040
2776
resepsiyondaki adam
15:21
and we got to the front desk, and the guy said,
329
921840
2216
"sizin katta başka boş oda yok"
15:24
"There's no other free rooms on your floor tonight,
330
924080
2416
"isterseniz çocukları beş kat aşağıda bir odaya yerleştirelim" dedi.
15:26
you can put the kids five floors below you."
331
926520
2096
15:28
And Gene and I looked at each other and said,
332
928640
2136
Gene ile birbirimize bakıp
15:30
"We don't want two 11-year-olds five floors away."
333
930800
2376
"yok, iki tane 11 yaşında çocuğu 5 kat aşağı yollamayalım" dedik.
Oğlu, "baba, uyku tulumum var, ben yerde yatarım" dedi.
15:33
So his son said, "I have a sleeping bag, I'll sleep on the floor."
334
933200
3136
"benim de var" dedim.
15:36
And I said, "I have one too." So Tim and I slept on the floor,
335
936360
2936
Böylece Tim ile ben yerde yattık,
15:39
Natasha got one bed, Gene got the other -- kids pass out,
336
939320
2776
Natasha bir yatağa, Gene diğerine yattı.
Üç heycanlı günün sonunda çocuklar uykuya daldı.
15:42
it's been very exciting for three days.
337
942120
1896
Gene ile ne kadar harika olduğumuzu konuşuyorduk.
15:44
We're lying in bed, and Gene and I are talking about how cool we are.
338
944040
3496
15:47
We said, "That was so great, we saved this little girl's life."
339
947560
2976
dedik ki "bu kızın hayatını kurtarmak ne muhteşem"
15:50
We were just like, you know, just full of ourselves.
340
950560
3456
yani, bilirsiniz işte, kendimizle övünüyorduk.
15:54
And we fall asleep --
341
954040
1336
Derken uyuyakaldık. dürdümüz aynı odada.
15:55
and I've been in this room for a couple of months now.
342
955400
2576
Son birkaç aydır o odada kalıyordum.
15:58
And they always overheat the hotels in Korea terribly,
343
958000
3856
Kore'de otel odalarını aşırı ısıtırlar.
16:01
so during the day I always left the window open.
344
961880
2296
Gündüz mutlaka bir pencereyi açık bırakırdım
16:04
And then about midnight, they turn the heat off in the hotel.
345
964200
2896
ama geceyarısına doğru kalorifer kapanınca
sabaha karşı 01.00 gibi odanın içerisi eksi 20 derece falan olur ve uyanırdım
16:07
So at 1am, the whole room would be like 20 below zero, and I'd get up.
346
967120
3296
16:10
I'd been doing this every night I'd been there.
347
970440
2216
Bunu orada kaldığım her gece yaptım.
16:12
So, sure enough, it's one o'clock, room's freezing,
348
972680
2496
yani neredeyse her saat gece 1 ise oda buzhaneye dönmüş demetir
16:15
I go to close the window and I hear people shouting outside,
349
975200
3696
pencereyi kapatmaya gidince dışarıdan bağrışmalar duydum
16:18
and I thought, "Oh, the bars must have just gotten out."
350
978920
2620
ve "barlar boşalmış olmalı" diye düşündüm
16:21
I don't speak Korean, but I'm hearing these voices,
351
981564
2412
Korece bilmem ama
duyduğum öfkenin değil dehşetin sesleriydi.
16:24
and I'm not hearing anger, I'm hearing terror.
352
984000
2480
16:27
So I open the window and I look out,
353
987240
2096
Pencereyi açıp dışarı bakınca
16:29
and there's flames coming up the side of our hotel,
354
989360
2736
gördüm ki otelin yanından alevler yükseliyor
Otelde yangın çıkmıştı
16:32
and the hotel's on fire.
355
992120
1696
16:33
So I run over to Gene and I wake him up,
356
993840
1936
Gene'e koşup onu uyandırdım.
16:35
and I say, "Don't freak out, I think the hotel's on fire."
357
995800
2776
"Gene korkma ama otelde yangın var"
16:38
And now there's smoke and flames coming by our windows --
358
998600
2696
Derken duman ve alevler penceremize erişti ve biz 11. kattaydık.
16:41
we're on the 11th floor.
359
1001320
1256
16:42
So the two of us were just like, "Oh my God, oh my God."
360
1002600
2656
Gene ile ikimiz "aman yarabbi, aman yarabbi" olduk
Natasha'yı uyandırmaya gittik ama sesimizi duyuramıyorduk
16:45
So we're trying to get Natasha up, and we can't talk to her.
361
1005280
3376
16:48
You know what kids are like when they've been asleep for like an hour,
362
1008680
3296
1 saat kadar uyuyunca çocuklar nasıl olur, bilirsiniz
sanki beş müsakkin hapı almışlar gibi...
16:52
it's like they took five Valiums -- they're all over the place.
363
1012000
2976
Onu uyandıramıyoruz
16:55
And we can't talk to her.
364
1015000
1216
Oğlanın bağcıklı botları aklıma geldi
16:56
His son had the L.L.Bean bootlaces, and we're trying to do up his laces.
365
1016240
3416
Bağcıkları bağlamaya çalışıyorduk
16:59
So we try to get to the door, we run to the door, we open the door,
366
1019680
3176
kapıya koştuk
kapıyı açmamızla alevlerin yüzümüze çarpması bir oldu
17:02
and it's like walking into a blast furnace.
367
1022880
2056
17:04
There's people screaming, the sound of glass breaking, weird thumps.
368
1024960
3376
insanlar bağrışıyor, camlar şangırdıyordu
ve o tuhaf yumruklama sesi...
17:08
And the whole room filled with smoke in about two seconds.
369
1028360
2816
İki saniye içinde duman odaya doldu
17:11
And Gene turns around and says, "We're not going to make it."
370
1031200
2896
Gene bana dönüp "kurtulamayacağız" dedi
kapıyı kapadı. oda dumana boğulmuştu.
17:14
And he closes the door, and the whole room is now filled with smoke.
371
1034120
3216
17:17
We're all choking, and there's smoke
372
1037360
1736
hepimiz öksürüyorduk ve havalandırmadan çıkan duman odaya yayılıyordu.
17:19
pouring through the vents, under the doors.
373
1039120
2016
kapıların altından çığlık sesleri duyuluyordu
17:21
There's people screaming.
374
1041160
1256
bugün gibi aklımda, tam bir kargaşa
17:22
I just remember this unbelievable -- just utter chaos.
375
1042440
2616
17:25
I remember sitting near the bed, and I had two overwhelming feelings.
376
1045080
3496
yatağın kenarına oturduğumu hatırlıyorum
iki boğucu duygu içindeydim
17:28
One was absolute terror. "Oh, please God, I just want to wake up.
377
1048600
3296
hissettiklerimden biri dehşetti "Tanrım ne olur"
17:31
This has got to be a nightmare, this can't be happening.
378
1051920
2656
"uyanıp bunun bir kabus olduğunu göreyim"
"lütfen gözümü açıp hepsinin kötü bir rüya olduğunu göreyim"
17:34
Please, I just want to wake up."
379
1054600
1576
Diğeri inanılmaz bir suçluluk duygusu.
17:36
And the other is unbelievable guilt.
380
1056200
1736
17:37
Here I've been playing God with my friends' lives,
381
1057960
2376
Arkadaşımın, onun oğlunun ve Nastasha'nın hayatıyla kumar oynamıştım.
17:40
my friends' son, with Natasha's life,
382
1060360
1816
17:42
and this what you get when you try playing God, is you hurt people.
383
1062200
3296
kendinizi tanrı yerine koyduğunuzda başınıza bu gelir işte: insanlara zarar verirsiniz.
17:45
I remember just being so frightened and terrified.
384
1065520
2376
Çok korktuğumu, dehşete kapıldığımı hatırlıyorum.
17:47
And Gene, who's lying on the floor, says,
385
1067920
1976
Yerde yatan Gene
17:49
"We've got to soak towels." I said, "What?"
386
1069920
2056
"ahbap bize ıslak havlu lazım" dedi
"havluları ıslatalım, dumandan boğulacağız"
17:52
"We've got to soak towels. We're going to die from the smoke."
387
1072000
2936
banyoya koştuk, havluları aldık
17:54
So got towels and put them over our faces and the kids' faces.
388
1074960
2905
yüzlerimize kapadık
17:57
Then he said, "Do you have gaffer's tape?"
389
1077889
2047
Gene "izolebant var mı?" diye sordu
17:59
"What?" "Do you have gaffer's tape?"
390
1079960
1736
"ne?" dedim "izolenabt?"
18:01
I said, "Somewhere in my Halliburton."
391
1081720
1856
"evet alet çantamda bir yerde" dedim
18:03
He says, "We've got to stop the smoke. That's all we can do."
392
1083600
2858
"dumanı engellemeliyiz"
"tek yapabileceğimiz bu, dumanı durdurmak" dedi.
18:06
I mean, Gene -- thank God for Gene.
393
1086482
1840
Gene, Tanrı'ya şükür Gene.
18:08
So we put the room service menus over the vents in the wall,
394
1088960
4856
Oda servisi menülerini havalandırma mazgallarına kapadık
18:13
we put blankets at the bottom of the door,
395
1093840
2056
kapının altına battaniye tıkadık
18:15
we put the kids on the windowsill to try to get some air.
396
1095920
2696
biraz hava alabilsinler diye çocukları pencere önüne çıkardık.
18:18
And there was a new building, going up,
397
1098640
1896
yeni bir bina inşaatı vardı
18:20
that was being built right across the street from our hotel.
398
1100560
2856
yolun öbür tarafında, tam bizim otelin karşısında
18:23
And there, in the building, were photographers,
399
1103440
2191
o binaya doluşan fotografçılar
atlayacak insanları bekliyorlardı.
18:25
waiting for people to jump.
400
1105655
1801
yangında 11 kişi öldü.
18:27
Eleven people ended up dying in the fire.
401
1107480
2096
18:29
Five people jumped and died, other people were killed by the smoke.
402
1109600
4056
Beş kişi kendini camdan atarak, diğerleri dumandan boğularak.
18:33
And there's this loud thumping on the door after about 45 minutes in all this,
403
1113680
4976
ve 45 dakika kadar sonra kapımızda o yumruklama sesi
18:38
and people were shouting in Korean.
404
1118680
1696
tümü Korece haykırışlar.
18:40
And I remember --
405
1120400
1240
Natasha kapıyı açmamızı istemememişti, hatırlıyorum.
18:45
Natasha didn't want us opening the door --
406
1125160
2616
18:47
sorry, I was trying not to open the door,
407
1127800
1976
kapıyı kapalı tutmaya çalıştığım için üzgünüm.
18:49
because we'd spent so much time barricading the room.
408
1129800
2496
kendimizi dumandan korumak için çok fazla zaman harcamıştık.
kapıyı yumruklayanın kim olduğunu, ne istediğini bilmiyorum.
18:52
I didn't know who it was, I didn't know what they wanted,
409
1132320
2696
Natasha bizi çıkarmaya çalışan itfaiyeci olduğunu anlamıştı
18:55
and Natasha could tell they were firemen trying to get us out.
410
1135040
2936
bir müddet cebelleştikten sonra kapıyı açtığımzı hatırlıyorum.
18:58
I remember a sort of a tussle at the door, trying to get the door open.
411
1138000
3336
Her ne hal ise 12 saat sonra bizi lobiye götürdüler
19:01
In any case, 12 hours later -- I mean, they put us in the lobby.
412
1141360
4416
19:05
Gene ended up using his coat, and his fist in the coat,
413
1145800
3616
Gene sonunda paltosunu yumruğuna sarıp içki dolabının camını kırdı
19:09
to break open a liquor cabinet.
414
1149440
1536
insanlar yerde yatıyordu
19:11
People were lying on the floor.
415
1151000
1536
19:12
It was one of just the most horrifying nights.
416
1152560
2176
hayatımın en korkunç gecelerinden biriydi
19:14
And then 12 hours later, we rented a car, as we had planned to,
417
1154760
3736
12 saat sonra planladığımız gibi bir araba kiraladık
19:18
and drove back to Natasha's village.
418
1158520
1976
ve Natasha'nın köyüne gittik
19:20
And we kept saying, "Do you realize we were dying in a hotel fire,
419
1160520
3136
durmadan "farkında mısın dün gece ölüyorduk" diyorduk birbirimize
"sekiz saat önce filan?"
19:23
like eight hours ago?"
420
1163680
1216
19:24
It's so weird how life just goes on.
421
1164920
1736
hayatın öylece sürmesi ne tuhaf.
19:26
Natasha wanted to introduce her brother and father to all the villagers,
422
1166680
3416
Natasha köylülere yeni ağabeyini ve babasını tanıştırmak istiyordu
ve gitttiğimiz gün 60 yaşında bir adamın doğum günüydü
19:30
and the day we showed up turned out to be a 60-year-old man's birthday.
423
1170120
3336
19:33
This guy's 60 years old.
424
1173480
1216
bu adam 60 yaşında
19:34
So it turned into a dual celebration,
425
1174720
1776
sonunda çifte kutlamaya dönüştü çünkü Natasha
19:36
because Natasha was the first person from this village
426
1176520
2536
bu köyden ABD'ye giden ilk kişiydi.
19:39
ever to go to the United States.
427
1179080
1576
Bunlar sera
19:40
So, these are the greenhouse tents.
428
1180680
1696
yaşlılar Gene'e yöresel danslarını öğretiyor
19:42
This is the elders teaching Gene their dances.
429
1182400
2176
19:44
We drank a lot of rice wine.
430
1184600
1376
o kadar çok pirinç rakısı içtik ve ikimiz de öyle sarhoştuk ki
19:46
We were both so drunk, I couldn't believe it.
431
1186000
2320
inanamadım.
19:51
This is the last picture before Gene and Tim headed back.
432
1191920
2976
Bu Gene ve Tim dönmeden önceki son fotograf
19:54
The adoption people told us
433
1194920
1656
Görevliler bize evlat edinme işlemlerinin bir yıl kadar süreceğini söyledi
19:56
it was going to take a year for the adoption to go through.
434
1196600
3040
20:00
Like, what could you do for a year?
435
1200240
1856
Bir yıl sürecek ne işlem olabilir ki?
20:02
So I found out the name of every official on both the Korean and American side,
436
1202120
3736
Hem Kore hem ABD tarafında konuyla ilgili ne kadar yetkili varsa buldum
20:05
and I photographed them,
437
1205880
1256
fotograflarını çektim ve onlara
20:07
and told them how famous they were going to be when this book was done.
438
1207160
3336
bu kitap çıktığında ne kadar meşhur olacaklarını anlattım.
20:10
And four months later, the adoption papers came through.
439
1210520
3856
Dört ay sonra evlatlık belgeleri geldi.
20:14
This is saying goodbye to everybody at the orphanage.
440
1214400
3176
Burada yetimhanedekilere veda ediyor.
20:17
This is Father Keane with Natasha at the bus stop.
441
1217600
2920
Rahip Keene ve Natasha otobüs durağında.
20:20
Her great aunt at the airport.
442
1220960
1736
Büyük teyzesi ile havaalanında.
20:22
I had a wonderful deal with Cathay Pacific airlines for many years,
443
1222720
3416
Cathay Pacific Havayolları ile aramızda harika bir anlaşma var
20:26
where they gave me free passes on all their airlines
444
1226160
3016
bana fotograf karşılığında bedava bilet veriyorlar.
20:29
in return for photography.
445
1229200
1296
20:30
It was like the ultimate perk.
446
1230520
1776
en tatlı ikramiyem bu.
20:32
And the pilot, I actually knew --
447
1232320
1896
Tanıdığım bir pilot açılır kapanır koltuğa oturmama izin verirdi
20:34
because they used to let me sit in the jump seat,
448
1234240
2336
yolculuk o kadar uzun ki
20:36
to tell you how long ago this was.
449
1236600
1656
Bu bir Tri-Star ve işte Natasha da açılır kapanır koltukta
20:38
This is a TriStar, and so they let Natasha actually sit in the jump seat.
450
1238280
3456
20:41
And the pilot, Jeff Cowley, actually went back
451
1241760
2176
ve pilot Jeff Cowley. O da Natasha ile tanıştıktan sonra
20:43
and adopted one of the other kids at the orphanage after meeting Natasha.
452
1243960
4096
yetimhaneden bir çocuk evlat edindi.
20:48
This is 28 hours later in Atlanta.
453
1248080
2056
28 saatlik yolculuktan sonra Atlanta
20:50
It's a very long flight.
454
1250160
1416
20:51
Just to make things even crazier, Gayle, Natasha's new mom,
455
1251600
3336
Gail, Natasha'nın yeni annesi,
sanki mevcut hale biraz daha çılgınlık eklemek istermişçesine
20:54
was three days away from giving birth to her own daughter.
456
1254960
2720
öz kızının doğumuna üç gün kala.
20:58
You know, if you were writing this, you'd say,
457
1258920
2176
Bunu yazan siz olsanız derdiniz ki,
21:01
"No, we've got to write the script differently."
458
1261120
2256
"metni başka türlü kaleme almalı"
21:03
This is the first night showing Natasha her new cousins and uncles and aunts.
459
1263400
3696
Natasha'ya yeni kuzenler, amca ve halalarını tanıtıyorlar
21:07
Gene and Gayle know everyone in Atlanta -- they're the most social couple imaginable.
460
1267120
4056
Gene ile Gail Atlanta'da herkesi tanır
düşünebileceğiniz en sosyal çifttirler
21:11
So, at this point, Natasha doesn't speak a word of English,
461
1271200
2917
Bu noktada Natasha tek kelime İngilizce bilmiyor
sadece rahip Keene'in ona öğrettiği kadar
21:14
other than what little Father Keane taught her.
462
1274141
2200
21:17
This is Kylie, her sister, who's now a doctor, on the right.
463
1277160
3520
Burada sağda kızkardeşi Kylie, şimdi doktor oldu.
21:23
This is a deal I had with Natasha, which is that when we got to Atlanta
464
1283600
3416
bu Natasha ile aramızda bir anlaşma
21:27
she could cut off my beard.
465
1287040
2160
Atlanta'ya gittiğimde sakalımı kesebiliyor.
21:29
She never liked it very much.
466
1289720
1400
sakalımdan hiç hazetmedi zaten.
21:32
She learned English in three months.
467
1292600
1776
Üç ayda İngilizce öğrendi.
21:34
She entered seventh grade at her own age level.
468
1294400
2200
Okula, yaşıtlarıyla birlikte okumak üzere 7. sınıftan başladı.
ilk sadakat yemini
21:39
Pledge of Allegiance for the first time.
469
1299360
1936
21:41
This is her cooking teacher.
470
1301320
1376
aşçılık öğretmeni
21:42
Natasha told me a lot of the kids thought she was stuck up,
471
1302720
2816
Natasha, bir çok çocuğun onu kibirli bulduğunu söyledi.
21:45
because they would talk to her and she wouldn't answer,
472
1305560
2616
çünkü kendisine birşey söylediklerinde cevap alamıyorlardı.
Başlarda pek iyi İngilizce konuşamadığı anlamamışlardı.
21:48
and they didn't realize she didn't speak English very well.
473
1308200
2776
ve yine bir gözlemci olarak fark ettim ki,
21:51
But what I noticed, again as an observer,
474
1311000
1976
burada da kendi takımının üyelerini Natasha seçiyor.
21:53
was she was choosing who was going to be on her team,
475
1313000
2480
21:57
and seemed to be very popular very, very quickly.
476
1317480
3696
Kısa zamanda çok sevilen bir öğrenci oldu.
22:01
Now, remember the picture,
477
1321200
1296
Baştaki fotografı hatırlarsanız,
22:02
how much she looked like her grandmother, at the beginning?
478
1322520
2776
hani süyükannesine ne kadar benzediğini söylediğim,
22:05
People were always telling Natasha how much she looks like her mother, Gayle.
479
1325320
3656
Şimdi herkes Natasha'ya annesi Gail'e ne kadar benzediğini söylüyor.
22:09
(Laughter)
480
1329000
1240
22:11
This is a tense moment in the first football game, I think.
481
1331040
3720
Bu, ilk futbol maçından sanırım; heyecanlı bir an.
22:17
And Kylie -- I mean, it was almost like Kylie was her own child.
482
1337040
4520
ve Kylie. Sanki Kylie kendi çocuğuymuş gibi.
22:26
She's being baptized.
483
1346200
1360
Vaftiz edilişi.
Evlat edinen birçok aile çocuğun geçmişini
22:29
Now, a lot of parents, when they adopt,
484
1349000
1896
22:30
actually want to erase their children's history.
485
1350920
2256
silmeye çalışır.
Gail ve Gene bunun tam tersini yaptı.
22:33
And Gayle and Gene did the complete opposite.
486
1353200
2136
Korece öğrendiler, Kore giysileri aldılar.
22:35
They were studying Korean; they bought Korean clothes.
487
1355360
2576
22:37
Gene even did a little tile work in the kitchen,
488
1357960
2256
Hatta Gene mutfağa bir çini işi bile yaptı.
22:40
which was that, "Once upon a time, there was a beautiful girl
489
1360240
2896
Çinilerdeki hikayede bir zamanlar Kore'nin dağlarından gelen
güzel bir kız varmış, Atlanta'da sonsuza dek mutlu yaşamış.
22:43
that came from the hills of Korea to live happily ever after in Atlanta."
490
1363160
3429
22:46
She hates this picture -- it was her first job.
491
1366613
2216
Bu resimden nefret ediyor, ilk işi.
22:48
She bought a bright red Karmann Ghia
492
1368853
2403
Parlak kırmızı, Karmann Ghia marka bir otomobil aldı
22:51
with the money she made working at Burger King.
493
1371280
2376
Burger King'deki ilk işinden kazandığı parayla.
22:53
The captain of the cheerleaders.
494
1373680
1720
Amigo takımının kaptanı
22:56
Beauty pageant.
495
1376000
1200
Güzellik yarışması
22:58
Used to do their Christmas card every year.
496
1378800
2136
Her yıl kendi yılbaşı kartlarını hazırlarlar
23:00
Gene's been restoring this car for a million years.
497
1380960
2600
Gene milyon yıldır bu arabayı onarıyor
23:07
Kodak hired Natasha to be a translator for them at the Olympics in Korea.
498
1387160
4136
Kodak Natasha'yı Kore'deki olimpiyatlar için tercüman olarak işe aldı
23:11
Her future husband, Jeff, was working for Canon cameras,
499
1391320
4896
müstakbel kocası Jeff, Canon'da çalışıyor
ve Natasha ile Olimpiyat köyünde tanışıyor
23:16
and met Natasha at the Olympic Village.
500
1396240
2960
23:19
This is her first trip back to Korea. So there's her uncle.
501
1399760
2800
Kore'ye ilk dönüşü, dayısıyla.
23:23
This is her half sister.
502
1403680
1680
üvey kardeşi
23:26
She went back to the village.
503
1406720
1416
köyüne döndü. bu en yakın arkadaşının annesi
23:28
That's her best friend's mother.
504
1408160
1560
23:32
And I always thought that was a very Annie Hall kind of outfit.
505
1412000
3296
Annie Hall tipi bir kıyafet ile.
23:35
(Laughter)
506
1415320
1240
23:37
It's just, you know, it was just so interesting, just to watch --
507
1417320
3056
yani, izlemesi o kadar ilginç ki,
23:40
this is her mother in the background there.
508
1420400
2040
burada arkada annesi
23:47
This is Natasha's wedding day.
509
1427367
1800
Natsha'nın düğünü.
23:53
Gene is looking a little older.
510
1433960
1720
Gene biraz yaşlanmış
24:06
This is Sydney, who's going to be three years old in a couple of days.
511
1446920
4360
Bu da birkaç gün sonra üç yaşına basacak olan Sydney
24:12
And there's Evan.
512
1452280
1240
ve burada Evan
24:14
And Natasha, would you just come up, for a second,
513
1454880
2536
Natasha, buraya gelir misin lütfen?
belki bir merhaba dersin?
24:17
just maybe to say hello to everybody?
514
1457440
1816
(alkışlar)
24:19
(Applause)
515
1459280
5520
24:29
Natasha's actually never heard me tell the story.
516
1469680
2336
Natasha aslında benim bu hikayeyi anlattığımı hiç dinlememişti
Ben, yani o, biz birlikte fotograflara baktık.
24:32
You know, we've looked at the pictures together.
517
1472040
2256
24:34
Natasha: I've seen pictures millions of times,
518
1474320
2176
Natasha: milyon kere gördüm bu resimleri
24:36
but today was the first time I'm actually seeing him give the whole presentation.
519
1476520
3840
ama bugün ilk kez hikayemi sunuşunu izlerken
ağlaymaya başladım.
24:41
I started crying.
520
1481200
1856
Rick Smolan: eminim bana 40 türlü şey söyleyecek
24:43
Rick Smolan: There's about 40 things she's going to tell me,
521
1483080
2856
"bu böyle olmadı, onu öyle demedin"
24:45
"That wasn't what happened." Natasha: I'll tell you that later.
522
1485960
3336
Natasha: sonra, onu sonra yapacağım.
(kahkaha)
24:49
RS: Anyway, thank you, Mike and Richard, so much for letting us tell the story.
523
1489320
3896
Rick Smolan: Neyse, teşekkürler Mike ve Richard,
bize bu öyküye anlatma fırsatı verdiğiniz için.
24:53
Thank you, all of you.
524
1493240
1256
Hepinize teşekkürler.
24:54
(Applause)
525
1494520
3480
(alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7