Ken Kamler: Medical miracle on Everest

Ken Kamler:Everest'teki Tıbbi Mucize

107,633 views ・ 2010-03-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Kerime Gunturk Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
OK. We've heard a lot of people
0
15260
3000
Peki.Şimdi,birçok kişinin
00:18
speak at this conference
1
18260
2000
bu konferansta insan beyninin
00:20
about the power of the human mind.
2
20260
3000
gücü üzerine konuştuğunu duyduk.
00:23
And what I'd like to do today
3
23260
2000
İşte,bugün size
00:25
is give you a vivid example
4
25260
2000
kişi hayati tehlike içindeyken
00:27
of how that power can be unleashed
5
27260
2000
bu gücün nasıl salınabileceğinin
00:29
when someone is in a survival situation,
6
29260
3000
insanda hayatta kalma isteğinin nasıl oraya çıkabileceğinin
00:32
how the will to survive can bring that out in people.
7
32260
3000
canlı bir örneğini sunacağım.
00:36
This is an incident which occurred on Mount Everest;
8
36260
3000
Bu olay Everest Dağı'nda gerçekleşti.
00:39
it was the worst disaster in the history of Everest.
9
39260
4000
Everest tarihindeki en büyük faciaydı.
00:43
And when it occurred, I was the only doctor on the mountain.
10
43260
3000
Ve olay sırasında,dağdaki tek doktor bendim.
00:46
So I'll take you through that
11
46260
2000
Şimdi size
00:48
and we'll see what it's like
12
48260
3000
birilerinin hayatı
00:51
when someone really
13
51260
2000
sizin ellerinizde olduğunda
00:53
summons the will to survive.
14
53260
2000
neler olur onu göstereceğim.
00:55
OK, this is Mount Everest.
15
55260
2000
Bu Everest Dağı.
00:57
It's 29,035 feet high.
16
57260
2000
8.850 metre yüksekliğinde.
00:59
I've been there six times: Four times I did work with National Geographic,
17
59260
3000
Orda 6 kez bulundum,4 kez National Geographic ile
01:02
making tectonic plate measurements;
18
62260
2000
tektonik tabaka ölçümlerinde çalıştım.
01:04
twice, I went with NASA
19
64260
2000
İki kezde NASA ile gittim
01:06
doing remote sensing devices.
20
66260
3000
uzaktan algılama aygıtları yaptım.
01:09
It was on my fourth trip to Everest
21
69260
2000
Everest'e 4.ziyaretimde
01:11
that a comet passed over the mountain. Hyakutake.
22
71260
3000
dağın üzerinden bir kuyruklu yıldız geçti.Hyakutake Kuyruklu Yıldızı.
01:14
And the Sherpas told us then
23
74260
2000
Şerpalar bize o zaman
01:16
that was a very bad omen,
24
76260
2000
bu yıldızın çok kötü bir şeytan olduğunu söyledi
01:18
and we should have listened to them.
25
78260
2000
aslında onlara kulak vermeliydik.
01:20
Everest is an extreme environment.
26
80260
3000
Everest çok zor koşulların olduğu bir yer.
01:23
There's only one-third as much oxygen at the summit as there is at sea level.
27
83260
3000
Zirvede,deniz seviyesindeki oksijenin üçte biri vardır.
01:26
Near the summit, temperatures
28
86260
2000
Zirvenin yakınlarında,ısı
01:28
can be 40 degrees below zero.
29
88260
2000
eksi 40 dereceyi bulabilir.
01:30
You can have winds 20 to 40 miles an hour.
30
90260
2000
32-64 km/saatlik rüzgarlara rastlayabilirsiniz.
01:32
It's actually a wind-chill factor
31
92260
2000
Aslında bu,bir yaz günü Mars'ta olan ısıdan
01:34
which is lower than a summer day on Mars.
32
94260
3000
çok daha düşük bir ısıdır.
01:38
I remember one time being up near the summit,
33
98260
2000
Hatırlıyorum, bir keresinde zirvenin yakınlarındaydım.
01:40
I reached into my down jacket
34
100260
2000
Şu şişemden bir yudum almak için
01:42
for a drink from my water bottle,
35
102260
2000
montumun içinde olan
01:44
inside my down jacket,
36
104260
2000
su şişeme uzandım
01:46
only to discover that the water was already frozen solid.
37
106260
3000
ve suyun çoktan donduğunu farkettim.
01:49
That gives you an idea of just how severe
38
109260
2000
Bu size zirvenin etrafında
01:51
things are near the summit.
39
111260
3000
koşulların ne denli çetin olduğuna dair bir fikir verir.
01:55
OK, this is the route up Everest.
40
115260
2000
Burası Everest'in tepesine giden rota.
01:57
It starts at base camp, at 17,500 feet.
41
117260
4000
5334 metrede bulunan ana üs başlar.
02:01
Camp One, 2,000 feet higher.
42
121260
3000
1. kamp 609 m. daha yüksektedir.
02:04
Camp Two, another 2,000 feet higher up,
43
124260
2000
2. kampta ondan 609m. daha yüksektedir
02:06
what's called the Western Cwm.
44
126260
2000
ve Western Cwm ismi verilmiştir.
02:08
CampThree is at the base of Lhotse,
45
128260
2000
3.kamp Lhotse üssüdür.
02:10
which is the fourth highest mountain in the world, but it's dwarfed by Everest.
46
130260
3000
ki buda dünyanın 4. en yüksek dağıdır ama Everest onu sollamıştır.
02:13
And then Camp Four is the highest camp;
47
133260
3000
Ve 4.kamp en yüksekte olanıdır.
02:16
that's 3,000 feet short of the summit.
48
136260
3000
Zirveden sadece 914 m. aşağıdadır.
02:20
This is a view of base camp.
49
140260
2000
Burası ana üs.
02:22
This is pitched on a glacier at 17,500 feet.
50
142260
3000
5334 m.'deki buzulların üzerine konumlandırılmıştır.
02:25
It's the highest point you can bring your yaks
51
145260
2000
Burası yüklerinizi taşıyan himalayan
02:27
before you have to unload.
52
147260
2000
öküzünü getirebileceğiniz son noktadır.
02:29
And this is what they unloaded for me:
53
149260
2000
Bunlar benim için taşıdıkları malzemeler.
02:31
I had four yak loads of medical supplies,
54
151260
2000
Çadıra koyduğum 4 öküz yükü
02:33
which are dumped in a tent,
55
153260
2000
tıbbi malzemem vardı.
02:35
and here I am trying to arrange things.
56
155260
3000
Burda eşyaları düzenlemeye çalışıyorum.
02:38
This was our expedition.
57
158260
2000
Bu bizim keşif gezimizdi.
02:40
It was a National Geographic expedition,
58
160260
2000
National Geographic keşif gezisiydı ama
02:42
but it was organized by The Explorers Club.
59
162260
2000
The Explorers Klübü tarafından organize edilmişti.
02:44
There were three other expeditions on the mountain,
60
164260
2000
Dağda başka keşif yapanlarda vardı, bunlar
02:46
an American team, a New Zealand team
61
166260
2000
Amerikan takımı, Yeni Zelanda takımı ve
02:48
and an IMAX team.
62
168260
2000
IMAX takımıydı.
02:52
And, after actually two months of preparation,
63
172260
3000
Ve yaklaşık iki aylık bir hazırlıktan sonra
02:55
we built our camps all the way up the mountain.
64
175260
3000
kamplarımızı dağa kadar kurabilmiştik.
02:58
This is a view looking up the icefall,
65
178260
2000
Bu ykarıdaki donmuş şelalenin görüntüsü.
03:00
the first 2,000 feet of the climb
66
180260
2000
İlk tırmanış ana üsten 609 m.
03:02
up from base camp.
67
182260
2000
yüksekliğe yapılıyor.
03:05
And here's a picture in the icefall;
68
185260
2000
Donmuş şelalenin bir resmi.
03:07
it's a waterfall, but it's frozen, but it moves very slowly,
69
187260
3000
Aslında bir şelalele, ama donumuş, çok yavaş hareket ,
03:10
and it actually changes every day.
70
190260
2000
ve hergün biraz değişiyor.
03:12
When you're in it, you're like a rat in a maze;
71
192260
2000
İçindeyken sanki labirentte gibi oluyorsunuz,
03:14
you can't even see over the top.
72
194260
2000
hatta üstten bile göremezsiniz.
03:17
This is near the top of the icefall.
73
197260
2000
Burası donmuş şelalenin üstüne yakın bir yer.
03:19
You want to climb through at night when the ice is frozen.
74
199260
3000
Burdan buz donmuşken yani gece geçiliyor.
03:22
That way, it's less likely to tumble down on you.
75
202260
2000
Böylece düşme ihtimaliniz biraz daha azalıyor.
03:24
These are some climbers reaching the top of the icefall just at sun-up.
76
204260
3000
Burda da donmuş şelalenşn zirvesine gündoğmunda ulaşan bazı dağcılar.
03:30
This is me crossing a crevasse.
77
210260
2000
Bu bana göre bir buz yarığını geçmek demek.
03:32
We cross on aluminum ladders with safety ropes attached.
78
212260
3000
Üzerimizde güvenlik halatlarıyla aliminyum bir merdivenle geçiyoruz karşıya.
03:37
That's another crevasse.
79
217260
2000
Bu başka bir buz yarığı.
03:39
Some of these things are 10 stories deep or more,
80
219260
2000
Bunlardan bir kısmı 10 kat veya daha fazla derinlikte bulunuyor
03:41
and one of my climbing friends says that
81
221260
2000
dağcılardan biri burdan
03:43
the reason we actually climb at night
82
223260
2000
gece geçmemizin bir sebebi var demişti
03:45
is because if we ever saw the bottom
83
225260
2000
çünkü üzerinden geçtiğimiz şeyin
03:47
of what we're climbing over,
84
227260
2000
dibini bir kez görürsek,
03:49
we would never do it.
85
229260
3000
asla yapamayız.
03:52
Okay. This is Camp One.
86
232260
2000
Tamam. Bu birinci kamp.
03:54
It's the first flat spot you can reach
87
234260
2000
Burası donmuş şelalenin tepesine ulaştığınızda
03:56
after you get up to the top of the icefall.
88
236260
3000
bulabileceğiniz tek düz alan.
03:59
And from there we climb up to Camp Two,
89
239260
3000
Burdan biraz daha önde bulunan
04:02
which is sort of the foreground.
90
242260
2000
ikinci kampa tırmanıyoruz.
04:04
These are climbers moving up the Lhotse face,
91
244260
2000
Burda dağcılar Lhotse yüzünden üçüncü
04:06
that mountain toward Camp Three.
92
246260
2000
kampa doğru tırmanıyor.
04:08
They're on fixed ropes here.
93
248260
2000
Burda herkes halatla bağlanmış durumda,
04:10
A fall here, if you weren't roped in,
94
250260
2000
çünkü düşme ihtimalinde halatsız olursanız
04:12
would be 5,000 feet down.
95
252260
3000
yaklaşık 1500m. aşağı düşersiniz.
04:16
This is a view taken from camp three.
96
256260
2000
Bu resim içüncü kamptan çekildi.
04:18
You can see the Lhotse face is in profile,
97
258260
2000
Lhotse yüzünü profilden görebilirsiniz.
04:20
it's about a 45 degree angle. It takes two days to climb it,
98
260260
3000
Yaklaşık 45 derecelik bir açı. Tırmanması 2 gün alıyor.
04:23
so you put the camp halfway through.
99
263260
2000
Burda kampı yarılamış haldesiniz.
04:25
If you notice, the summit of Everest is black.
100
265260
2000
Dikkat ettiyseniz Everest'in zirvesi siyah.
04:27
There's no ice over it.
101
267260
2000
Üzerinde buz yok.
04:29
And that's because Everest is so high,
102
269260
2000
Bu Everest'in çok yüksek olmasından ve
04:31
it's in the jet stream,
103
271260
2000
jet rüzgarında bulunmasından kaynaklanıyor.
04:33
and winds are constantly scouring the face,
104
273260
2000
rüzgar tepeyi sürekli silip süpürüyor,
04:35
so no snow gets to accumulate.
105
275260
2000
kar birikemiyor.
04:37
What looks like a cloud behind the summit ridge
106
277260
2000
Zirvenin sırtında bulut gibi görünen şey
04:39
is actually snow being blown off the summit.
107
279260
3000
aslında zirveden uçuşan kar.
04:45
This is on the way up from Camp Three to Camp Four,
108
285260
2000
Burda da 3.kamptan 4. kampa gidrerken
04:47
moving in, up through the clouds.
109
287260
3000
bulutların içinden geçiliyor.
04:52
And this is at Camp Four.
110
292260
2000
Ve buda 4. kamp.
04:54
Once you get to Camp Four, you have maybe 24 hours
111
294260
3000
Bir kere 4. kampa ulaştıktan sonra zirveye gidip gitmeyeceğinize
04:57
to decide if you're going to go for the summit or not.
112
297260
2000
karar vermek için sadece 24 saatiniz var.
04:59
Everybody's on oxygen, your supplies are limited,
113
299260
3000
Herkes oksijen desteği alıyor. Araçlarınız limitli,
05:02
and you either have to go up or go down,
114
302260
2000
ya tırmanacaksınız ya inişe geçeceksiniz
05:04
make that decision very quickly.
115
304260
3000
ama bu kararı çok çabuk vermelisiniz.
05:07
This is a picture of Rob Hall.
116
307260
2000
Bu Rob Hall'ın fotoğrafı.
05:09
He was the leader of the New Zealand team.
117
309260
2000
Yeni Zelanda takımının lideriydi.
05:11
This is a radio he used later to call his wife
118
311260
2000
Bu radyoyuda daha sonra karısını aramak için kullandı,
05:13
that I'll tell you about.
119
313260
3000
o bölümü anlatacağım.
05:17
These are some climbers waiting to go to the summit.
120
317260
2000
Burda da birkaç dağcı zirveye gitmek için bekliyor.
05:19
They're up at Camp Four, and you can see that there's wind blowing off the summit.
121
319260
3000
4. kamptalar ve rüzgarın zirvede nasıl estiğini görebilirsiniz.
05:22
This is not good weather to climb in,
122
322260
2000
Tırmanmak için iyi bir hava değil,
05:24
so the climbers are just waiting, hoping that the wind's going to die down.
123
324260
3000
bu yüzden dağcılar bekleyip rüzgarın dinmesini umuyorlar.
05:29
And, in fact, the wind does die down at night.
124
329260
2000
Ve gerçektende rüzgar akşama diniyor.
05:31
It becomes very calm, there's no wind at all.
125
331260
2000
Çok sakinleşiyor ve hiç rüzgar kalmıyor.
05:33
This looks like a good chance to go for the summit.
126
333260
3000
Zirveye gitmek için iyi bir firsat gibi görünüyor.
05:36
So here are some climbers starting out for the summit
127
336260
2000
Burda da dağcıların bir kısmı Triangular Face denilen kısımdan
05:38
on what's called the Triangular Face.
128
338260
2000
zirveye doğru tırmanmaya başlamış.
05:40
It's the first part of climb.
129
340260
2000
Bu tırmanışın ilk bölümü.
05:42
It's done in the dark, because it's actually less steep than what comes next,
130
342260
2000
Bu bölüm karanlıkta tamamlanıyor çünkü bir sonraki kısım çok daha dik
05:44
and you can gain daylight hours if you do this in the dark.
131
344260
3000
ve eğer bu aşama karalıkta geçilirse sonrası gün ışığında geçilmiş oluyor.
05:48
So that's what happened.
132
348260
2000
İşte burası ne olduğu.
05:50
The climbers got on the southeast ridge.
133
350260
2000
Dağcılar güneydoğu tepesine çıktılar.
05:52
This is the view looking at the southeast ridge.
134
352260
2000
Bu güneydoğu tepesinin görünümü.
05:54
The summit would be in the foreground.
135
354260
2000
Zirve burdan yaklaşık 457 metre
05:56
From here, it's about 1,500 feet
136
356260
3000
30 derecelik bir açıyla
05:59
up at a 30-degree angle to the summit.
137
359260
3000
daha yukarıda olmalı.
06:04
But what happened that year was
138
364260
2000
O sene burda olan şey rüzgarın ansızın
06:06
the wind suddenly and unexpectedly picked up.
139
366260
2000
hiç beklenmediği bir şekilde esmeye başlamasıydı.
06:08
A storm blew in that no one was anticipating.
140
368260
3000
Kimse beklemezken bir fırtına patladı.
06:11
You can see here some ferocious winds
141
371260
2000
Burda şiddetli rüzgarın zirvedeki karları
06:13
blowing snow way high off the summit.
142
373260
3000
ne kadar yükseğe fırlattığını görebilirsiniz.
06:16
And there were climbers on that summit ridge.
143
376260
3000
Ve zirvenin bu tarafında dağcılar vardı.
06:20
This is a picture of me in that area
144
380260
2000
Bu aynı bölgede benim bir yıl
06:22
taken a year before,
145
382260
2000
önce çekilmiş
06:24
and you can see I've got an oxygen mask on
146
384260
3000
fotoğrafım gördüğünüz gibi oksijen maskesi ve
06:27
with a rebreather.
147
387260
2000
solunum cihazına bağlıyım.
06:29
I have an oxygen hose connected here.
148
389260
2000
Buraya bağlı bir oksijen hortumum var.
06:31
You can see on this climber, we have two oxygen tanks in the backpack --
149
391260
3000
Bu dağcıda görebileceğiniz gibi sırt çantalarımızda iki oksijen tankımız var,
06:34
little titanium tanks, very lightweight --
150
394260
2000
küçük titanyum tanklar, oldukça hafif.
06:36
and we're not carrying much else.
151
396260
2000
başka birşey taşımıyoruz.
06:38
This is all you've got. You're very exposed on the summit ridge.
152
398260
3000
Herşeyimiz bunlar. Zirvenin kenarında herşeye açıksınız.
06:41
OK, this is a view taken on the summit ridge itself.
153
401260
3000
Tamam. Buda zirvenin kenarından çekilen bir görüntü.
06:44
This is on the way toward the summit,
154
404260
2000
Buda 547m. deki köprüden
06:46
on that 1,500-foot bridge.
155
406260
3000
zirveye doğru ilerlerken.
06:49
All the climbers here are climbing unroped,
156
409260
2000
Burda tüm dağcılar halatla birbirine bağlı değil
06:51
and the reason is because
157
411260
2000
çünkü her iki tarafta
06:53
the drop off is so sheer on either side
158
413260
2000
çok dik eğer düşerseniz ve birine
06:55
that if you were roped to somebody,
159
415260
2000
bağlıysanız kendinizle birlikte
06:57
you'd wind up just pulling them off with you.
160
417260
2000
bağlı olduklarınızıda çekersiniz.
06:59
So each person climbs individually.
161
419260
2000
Bu yüzden herkes tek başına tırmanıyor.
07:01
And it's not a straight path at all,
162
421260
3000
Ve burası öyle düz bir yer değil.
07:04
it's very difficult climbing,
163
424260
3000
Tırmanması çok zor ve
07:07
and there's always the risk
164
427260
2000
her zaman iki taraftan birine
07:09
of falling on either side.
165
429260
2000
düşme riski var.
07:11
If you fall to your left, you're going to fall
166
431260
2000
Eğer sol tarafınıza düşerseniz Nepal'e doğru
07:13
8,000 feet into Nepal;
167
433260
2000
2438 m. düşersiniz.
07:15
if you fall to your right,
168
435260
2000
Sağ tarafınıza düşersenizde Tibet'e
07:17
you're going to fall 12,000 feet into Tibet.
169
437260
3000
doğru 2657m. düşersiniz.
07:20
So it's probably better to fall into Tibet
170
440260
2000
Galiba Tibet'e düşmek daha iyi,
07:22
because you'll live longer.
171
442260
2000
en azından daha uzun yaşarsınız.
07:24
(Laughter)
172
444260
5000
(Gülüşmeler)
07:29
But, either way, you fall for the rest of your life.
173
449260
3000
Ama her iki tarafta da hayatınızın geri kalanına düşüyorsunuz.
07:33
OK. Those climbers were up near the summit,
174
453260
2000
Tamam. O dağcılar zirvenin yakınlarındaki zirve tepesindeydiler,
07:35
along that summit ridge that you see up there,
175
455260
4000
burda görebilirsiniz ve
07:39
and I was down here in Camp Three.
176
459260
2000
bende aşağıda 3. kamptaydım.
07:41
My expedition was down in Camp Three,
177
461260
3000
Bu dağcılar yukarıda fırtınanın içindeyken
07:44
while these guys were up there in the storm.
178
464260
2000
Benim keşif gezim 3. kamptaydı.
07:46
The storm was so fierce that we had to lay,
179
466260
3000
Fırtına o kadar şiddetliydiki hepimiz tamamen
07:49
fully dressed, fully equipped,
180
469260
2000
giyinmiş ve ekipmanlarımızı almış halde çadırın
07:51
laid out on the tent floor
181
471260
2000
zeminine çadır rüzgarda dağdan uçup
07:53
to stop the tent from blowing off the mountain.
182
473260
2000
gitmesin diye uzanmıştık.
07:55
It was the worst winds I've ever seen.
183
475260
2000
Hayatımda gördüğüm en korkunç rüzgardı.
07:57
And the climbers up on the ridge
184
477260
3000
Ve dağcılar bizden 609m.daha yüksekte
08:00
were that much higher, 2,000 feet higher,
185
480260
2000
bu tepede bulunuyorlardı,
08:02
and completely exposed to the elements.
186
482260
3000
rüzgara karşı tamamen savunmasızdılar.
08:06
We were in radio contact with some of them.
187
486260
2000
Bazılarıyla radyo teması halindeydik.
08:08
This is a view taken along the summit ridge.
188
488260
3000
Bu resin zirvenin zirvenin çekilmişti.
08:11
Rob Hall, we heard by radio,
189
491260
2000
Radyodan duyduğumuza göre
08:13
was up here, at this point in the storm
190
493260
3000
fırtına anında Rob Hall burda
08:16
with Doug Hansen.
191
496260
2000
Doug Hansen'la birlikteydi.
08:18
And we heard that Rob was OK,
192
498260
2000
Rob'ın iyi olduğunu ama Doug'un aşağı inemeyecek
08:20
but Doug was too weak to come down.
193
500260
2000
kadar güçsüz olduğunu duyduk.
08:22
He was exhausted, and Rob was staying with him.
194
502260
3000
Çok yorulmuştu ve Rob'da onunla kalıyordu.
08:26
We also got some bad news in the storm
195
506260
2000
Fırtına esnasında başka kötü haberlerde
08:28
that Beck Weathers, another climber,
196
508260
3000
aldık, diğer bir dağcı Beck Weathers
08:31
had collapsed in the snow and was dead.
197
511260
3000
karlara gömülmiş ve ölmüştü.
08:34
There were still 18 other climbers
198
514260
2000
Ayrıca durumundan habersiz olduğumuz
08:36
that we weren't aware of their condition.
199
516260
4000
18 dağcı daha bulunmaktaydı.
08:40
They were lost. There was total confusion on the mountain;
200
520260
4000
Kaybolmuşlardı. Dağa tam bir kaos yaşanıyordu.
08:44
all the stories were confusing, most of them were conflicting.
201
524260
3000
Duyduklarımız şaşırtıcıydı ve pek çoğu birbiriyle çelişiyordu.
08:47
We really had no idea what was going on during that storm.
202
527260
3000
Fırtına esnasında ne olduğuna dair hiçbir fikrimiz yoktu.
08:50
We were just hunkered down
203
530260
2000
Sadece 3.kampta çadırlarımızda
08:52
in our tents at Camp Three.
204
532260
2000
uzanmış bekliyorduk.
08:54
Our two strongest climbers, Todd Burleson and Pete Athans,
205
534260
3000
En güçlü iki dağcımız Todd Burleson ve Pete Athans
08:57
decided to go up to try to rescue who they could
206
537260
3000
şiddetli rüzgara rağmen yukarı tırmanıp
09:00
even though there was a ferocious storm going.
207
540260
3000
kurtarabileceklerini kurtarmayı denemeye karar verdiler.
09:03
They tried to radio a message to Rob Hall,
208
543260
3000
Usta bir dağcı olan ama güçsüz bir tırmanıcı yüzünden
09:06
who was a superb climber
209
546260
3000
zirvenin yakınlarında takılıp kalmış olan
09:09
stuck, sort of, with a weak climber
210
549260
2000
Rob Hall'a radyo mesajı
09:11
up near the summit.
211
551260
2000
vermeyi denediler.
09:13
I expected them to say to Rob,
212
553260
2000
Onlardan Rob'a ''Dayan, geliyoruz''
09:15
"Hold on. We're coming."
213
555260
3000
demelerini bekliyordum
09:18
But in fact, what they said was,
214
558260
3000
ama onlar '' Doug'ı bırak
09:21
"Leave Doug and come down yourself.
215
561260
2000
ve aşağı gel'' dediler.
09:23
There's no chance of saving him,
216
563260
2000
''Onu kurtarmamıza imkan yok,
09:25
and just try to save yourself at this point."
217
565260
4000
bu noktada sadece kendini kurtarabilirsin''
09:29
And Rob got that message,
218
569260
2000
Rob bu mesajı aldı
09:31
but his answer was,
219
571260
3000
ama cevabı,
09:34
"We're both listening."
220
574260
3000
''Her ikimizde dinliyoruz'' oldu.
09:40
Todd and Pete got up to the summit ridge, up in here,
221
580260
3000
Todd ve Pete zirvenin sırtına çıktılar ama
09:43
and it was a scene of complete chaos up there.
222
583260
4000
yukarısı tam bir kaos halindeydi.
09:47
But they did what they could to stabilize the people.
223
587260
3000
Ama insanları sabitlemek için ellerinden geleni yaptılar.
09:50
I gave them radio advice from Camp Three,
224
590260
3000
Bende onlara 3.kamptan radyoyla tavsiye verdim,
09:53
and we sent down the climbers that could make it down
225
593260
3000
ve aşağı kendi güçleriyle inebilecek dağcıları
09:56
under their own power.
226
596260
2000
aşağı gönderdik.
09:58
The ones that couldn't we just sort of decided to leave up at Camp Four.
227
598260
3000
İnemeyecek olanları 4.kampta bırakmaya karar verdik.
10:01
So the climbers were coming down along this route.
228
601260
2000
Dağcılar bu rotadan aşağı iniyordu.
10:03
This is taken from Camp Three, where I was.
229
603260
3000
Buda benim bulunduğum 3.kamptan bir görüntü.
10:06
And they all came by me
230
606260
2000
Herkes bana geliyordu
10:08
so I could take a look at them and see what I could do for them,
231
608260
3000
bende onlara bakıyor ve ne yapabileceğimi anlamaya çalışıyordum.
10:12
which is really not much, because Camp Three
232
612260
2000
ki 45 derecelik açıyla buzun ortasında çentik
10:14
is a little notch cut in the ice
233
614260
2000
gibi duran 3.kampta
10:16
in the middle of a 45-degree angle.
234
616260
2000
çokta imkan yoktu.
10:18
You can barely stand outside the tent.
235
618260
2000
Çadırın dışında zor ayakta duruyorduk.
10:20
It's really cold; it's 24,000 feet.
236
620260
2000
Çokta soğuktu, 7315 m. yükseklikteyiz.
10:22
The only supplies I had at that altitude
237
622260
2000
Bu yükseklikte elimde olanlar
10:24
were two plastic bags
238
624260
2000
sadece ağrı kesici ve steroidle doldurulmuş
10:26
with preloaded syringes
239
626260
2000
şırıngalarla dolu iki
10:28
of painkiller and steroids.
240
628260
3000
plastik çantaydı.
10:31
So, as the climbers came by me,
241
631260
2000
Dağcılar bana geldikçe,
10:33
I sort of assessed whether or not they were in condition
242
633260
2000
Durumlarının aşağı inmeye uygun olup olmadığını
10:35
to continue on further down.
243
635260
2000
kontrol ediyordum.
10:37
The ones that weren't that lucid or were not that well coordinated,
244
637260
3000
Kendinde olmayanlara yada koordinasyonu
10:40
I would give an injection of steroids
245
640260
3000
iyi olmayanlara, kendilerine gelmeleri
10:43
to try to give them some period
246
643260
2000
yada koordinasyon kazanmaları için steroid enjeksiyonu
10:45
of lucidity and coordination
247
645260
2000
veriyordum böylece dağdan
10:47
where they could then work their way further down the mountain.
248
647260
3000
aşağı inebilecek hale geliyorlardı.
10:50
It's so awkward to work up there that sometimes
249
650260
2000
O yükseklikte çalışmak çok tuhaftı bazen
10:52
I even gave the injections right through their clothes.
250
652260
2000
direk kıyafetlerinin üzerinden enjeksiyon yaptım.
10:54
It was just too hard to maneuver
251
654260
3000
O kadar yükseklikte hareket imkanı
10:57
any other way up there.
252
657260
2000
çok kısıtlıydı.
10:59
While I was taking care of them,
253
659260
2000
Ben onlarla ilgilenirken
11:01
we got more news about Rob Hall.
254
661260
2000
Rob Hall'dan haber aldık.
11:03
There was no way we could get up high enough to rescue him.
255
663260
3000
Yukarı tırmanıp onu kurtarmamıza imkan yoktu.
11:07
He called in to say that he was alone now.
256
667260
3000
Bizi aradı ve artık yalnız olduğunu söyledi.
11:10
Apparently, Doug had died higher up on the mountain.
257
670260
3000
Dağdaki Doug ölmüştü.
11:13
But Rob was now too weak to come down himself,
258
673260
3000
Ama Rob artık tek başına aşağı inemeyecek kadar güçsüzdü,
11:16
and with the fierce winds and up at that altitude,
259
676260
3000
ve yukarıdaki şiddetli rüzgar yüzünden kurtarılması
11:19
he was just beyond rescue
260
679260
2000
imkansızdı ve Rob
11:21
and he knew it.
261
681260
2000
bunun farkındaydı.
11:23
At that point, he asked
262
683260
2000
O an, bizden eşini
11:25
to be paged into his wife.
263
685260
2000
aramamızı istedi.
11:27
He was carrying a radio.
264
687260
2000
Kendinde de radyo vardı.
11:29
His wife was home in New Zealand,
265
689260
2000
Karısı Yeni Zelanda'daki evlerinde,
11:31
seven months pregnant with their first child,
266
691260
3000
ilk bebeklerine 7 aylık hamileydi.
11:34
and Rob asked to be patched into her. That was done,
267
694260
3000
Rob eşiyle konuşmak istedi bağlantı sağlandı.
11:37
and Rob and his wife
268
697260
2000
Rob ve eşi son
11:39
had their last conversation.
269
699260
2000
konuşmalarını yaptılar.
11:41
They picked the name for their baby.
270
701260
2000
Bebekleri için isim seçtiler.
11:43
Rob then signed off,
271
703260
2000
Sonra Rob hattan ayrıldı,
11:45
and that was the last we ever heard of him.
272
705260
3000
bu onla yaptığımız son görüşme oldu.
11:50
I was faced with treating a lot of critically ill patients
273
710260
3000
7315 m. yükseklikte durumu kritik olan pek çok
11:53
at 24,000 feet,
274
713260
2000
hastayı tedavi etmek zorunda kaldım ki
11:55
which was an impossibility.
275
715260
2000
bu bir mucizeydi.
11:57
So what we did was, we got the victims
276
717260
2000
Afetzedeleri aşağı onları daha kolay
11:59
down to 21,000 feet, where it was easier for me to treat them.
277
719260
3000
tedavi edebileceğim 6400m.'ye taşıyorduk.
12:02
This was my medical kit.
278
722260
2000
Bu benim medikal edevatım.
12:04
It's a tackle box filled with medical supplies.
279
724260
3000
Medikal gereçlerle doldurulmuş bir alet çantası.
12:07
This is what I carried up the mountain.
280
727260
3000
Sadece bunu çıkarmıştım.
12:10
I had more supplies lower down,
281
730260
2000
Aşağıda daha fazla gerecim vardı,
12:12
which I asked to be brought up to meet me at the lower camp.
282
732260
3000
onları aşağı kampa getirmelerini söyledim ve bende oraya gittim.
12:15
And this was scene at the lower camp.
283
735260
2000
Buda aşağı kamptan bir görüntü.
12:17
The survivors came in one by one.
284
737260
3000
Kurtulanlar tek tek geliyordu.
12:20
Some of them were hypothermic,
285
740260
2000
Bir kısmı hipotermikti, bir kısmının uzuvları
12:22
some of them were frostbitten, some were both.
286
742260
3000
soğuktan donmuş, bazılarında da bu iki durum vardı.
12:25
What we did was try to warm them up as best we could,
287
745260
3000
Onları elimizden geldiğince ısıtmaya çalışıyor
12:28
put oxygen on them and try to revive them,
288
748260
3000
oksijene bağlıyor ve hayata döndürmeye çalışıyorduk
12:31
which is difficult to do at 21,000 feet,
289
751260
3000
ki bunu 6400m. yükseklikte çadır donarken
12:34
when the tent is freezing.
290
754260
3000
yapmak çok zordu.
12:38
This is some severe frostbite on the feet,
291
758260
3000
Bunlar ağır şekilde soğuktan donmuş ayaklar,
12:41
severe frostbite on the nose.
292
761260
3000
ve burnun soğuktan donması.
12:47
This climber was snow blind.
293
767260
2000
Bu dağcı kar körlüğüne uğramıştı.
12:49
As I was taking care of these climbers,
294
769260
2000
Ben bu dağcılarla ilgilenirken
12:51
we got a startling experience.
295
771260
5000
ürkütücü bir şey oldu,
12:56
Out of nowhere, Beck Weathers,
296
776260
2000
Hiç ortada yokken, bize daha önce
12:58
who we had already been told was dead,
297
778260
3000
öldü diye haberi gelen Beck Weathers,
13:01
stumbled into the tent,
298
781260
3000
çadırın içine bir mumya gibi
13:04
just like a mummy, he walked into the tent.
299
784260
3000
sendeleyerek giriverdi.
13:07
I expected him to be incoherent,
300
787260
2000
Ondan abuk sabuk konuşmasını beklerken
13:09
but, in fact, he walked into the tent and said to me,
301
789260
2000
çadırın içine yürüdü ve bana
13:11
"Hi, Ken. Where should I sit?"
302
791260
3000
''Merhaba Ken. Nereye oturayım?"dedi.
13:14
And then he said,
303
794260
2000
Sonrada ''Sağlık sigortamı
13:16
"Do you accept my health insurance?"
304
796260
2000
kabul edermisin?" diye ekledi
13:18
(Laughter)
305
798260
2000
(Gülüşmeler)
13:20
He really said that.
306
800260
2000
Gerçekten böyle söyledi.
13:22
(Laughter)
307
802260
2000
(Gülüşmeler)
13:24
So he was completely lucid, but he was very severely frostbitten.
308
804260
3000
Yani tamamen kendindeydi ama uzuvlarında ağır donma vardı.
13:27
You can see his hand is completely white;
309
807260
2000
Elinin tamamen beyazladığını göebilirsiniz,
13:29
his face, his nose, is burned.
310
809260
2000
Yüzü, burnu da donmuştu.
13:31
First, it turns white, and then when it's completed necrosis,
311
811260
3000
Uzuvlar ilk önce beyazlaşır sonra dokular öldüğünde de
13:34
it turns black, and then it falls off.
312
814260
3000
siyaha döner ve düşer.
13:37
It's the last stage, just like a scar.
313
817260
2000
Bu son aşaması, bir leke gibi.
13:39
So, as I was taking care of Beck,
314
819260
2000
İşte ben Beck'le ilgilenirken
13:41
he related what had been going on up there.
315
821260
2000
bana başından geçenleri anlattı.
13:43
He said he had gotten lost in the storm,
316
823260
3000
Fırtınada kaybolmuş,
13:46
collapsed in the snow,
317
826260
2000
karların içine düşmüş
13:48
and just laid there, unable to move.
318
828260
2000
ve öylece kalmış hareket edememiş.
13:50
Some climbers had come by and looked at him,
319
830260
3000
bazı dağcılar gelmişler ona bakmışlar
13:53
and he heard them say, "He's dead."
320
833260
3000
ve onların kendi için ''Ölmüş'' dediklerini duymuş
13:57
But Beck wasn't dead; he heard that,
321
837260
3000
Ama Beck ölmemiş, bunu duymuş
14:00
but he was completely unable to move.
322
840260
2000
ama hiçbir şekilde hareket edememiş.
14:02
He was in some sort of catatonic state
323
842260
2000
Bir çeşit katatonik durumdaymış
14:04
where he could be aware of his surroundings,
324
844260
2000
yani etrafındakilerin farkında ama
14:06
but couldn't even blink to indicate that he was alive.
325
846260
3000
onlara yaşadığını göstermek için gözünü bile kırpamıyor.
14:09
So the climbers passed him by,
326
849260
3000
Dağcılar yanından geçip gitmişler
14:12
and Beck lay there for a day, a night
327
852260
3000
ve Beck orada bir gün, bir gece
14:15
and another day,
328
855260
2000
ve birgün daha karın
14:17
in the snow.
329
857260
2000
içinde öylece kalmış.
14:19
And then he said to himself,
330
859260
2000
Sonra da kendi kendine şöyle demiş
14:21
"I don't want to die.
331
861260
2000
'' Ölmek istemiyorum.''
14:23
I have a family to come back to."
332
863260
2000
''Geri dönmem gereken bir ailem var.''
14:25
And the thoughts of his family,
333
865260
2000
ve ailesini, çocuklarını ve eşini
14:27
his kids and his wife,
334
867260
2000
düşünmesi onda yeterli enerji
14:29
generated enough energy,
335
869260
3000
ve motivasyon üretimine
14:32
enough motivation in him,
336
872260
2000
sebep olmuş,
14:34
so that he actually got up.
337
874260
2000
ve resmen uyanmış.
14:36
After laying in the snow that long a time,
338
876260
2000
O kadar uzun süre kara gömüldükten sonra
14:38
he got up and found his way back to the camp.
339
878260
4000
kalkmış ve kampa dönüş yolunu bulmuş.
14:42
And Beck told me that story very quietly,
340
882260
2000
Beck bu hikayeyi bana sessizce anlattı,
14:44
but I was absolutely stunned by it.
341
884260
3000
ama ben resmen donup kaldım.
14:47
I couldn't imagine anybody laying in the snow
342
887260
2000
Kimsenin karın içinde
14:49
that long a time
343
889260
2000
bu kadar uzun süre kalıpta
14:51
and then getting up.
344
891260
2000
ayağa kalkabileceğini düşünemiyorum.
14:53
He apparently reversed
345
893260
2000
Belliki dönüşü olmayan hipotermiden
14:55
an irreversible hypothermia.
346
895260
3000
dönmeyi başarmıştı.
14:58
And I can only try to speculate
347
898260
3000
Ve ben bunu nasıl yaptığıyla ilgili
15:01
on how he did it.
348
901260
2000
tahminde bulunmaya çalışıyorum.
15:03
So, what if we had Beck
349
903260
2000
Eğer o an Beck'i bir SPECT
15:05
hooked up to a SPECT scan,
350
905260
2000
taramasından geçirseydik,
15:07
something that could actually measure brain function?
351
907260
3000
yani beyin fonksiyonlarını ölçebileceğimiz birşey.
15:12
Just very simply, the three parts of the brain:
352
912260
3000
Çok basitçe, beynin üç bölümü:
15:15
the frontal lobe, where you focus
353
915260
2000
Ön lob, odaklandığınız
15:17
your attention and concentration;
354
917260
2000
dikkat ve konsantrasyon merkezi.
15:19
you have the temporal lobe,
355
919260
2000
Temporal lobe, görüntülerin
15:21
where you form images and keep memories;
356
921260
2000
ve hatıraların tutulduğu merkez.
15:23
and the posterior part of your brain,
357
923260
2000
ve beynin arka lobu,
15:25
which contains the cerebellum, which controls motion;
358
925260
2000
hareketleri kontrol eden beyincik
15:27
and the brain stem,
359
927260
2000
ve kalp atımı ve solunum gibi
15:29
where you have your basic maintenance functions,
360
929260
2000
istemdışı hareketlerin kontrol edildiği
15:31
like heartbeat and respiration.
361
931260
2000
beyin sapı.
15:33
So let's take a cut through the brain here,
362
933260
3000
Şimdi beyni burdan keselim,
15:36
and imagine that Beck
363
936260
2000
ve Beck'in bir SPECT taramasından
15:38
was hooked up to a SPECT scan.
364
938260
2000
geçtiğini varsayalım.
15:40
This measures dynamic blood flow
365
940260
2000
Bu beyindeki kan akışını ölçüyor
15:42
and therefore energy flow within the brain.
366
942260
2000
yani beyinde bir enerj akışı var.
15:44
So you have the prefrontal cortex here,
367
944260
2000
Burda kırmızıyla gösterilen yer
15:46
lighting up in red.
368
946260
2000
prefrontal korteks.
15:48
This is a pretty evenly distributed scan.
369
948260
2000
Bu enerjinin iyi dağıldığı bir scan.
15:50
You have the middle area,
370
950260
2000
Orta bölüm,
15:52
where the temporal lobe might be, in here,
371
952260
2000
temporal lob işte burada olabilir,
15:54
and the posterior portion, where the maintenance functions are in the back.
372
954260
3000
ve arka porsiyon, ve arkada da istem dışı hareketler var.
15:57
This is a roughly normal scan,
373
957260
2000
Bu genel olarak enerjinin eşit dağıldığını
15:59
showing equal distribution of energy.
374
959260
3000
gösteren normal bir scan.
16:03
Now, you go to this one and you see how much more
375
963260
3000
Şimdi bu taramada ön lobun çok daha
16:06
the frontal lobes are lighting up.
376
966260
2000
fazla parladığını göreceksiniz.
16:08
This might be what Beck would be experiencing
377
968260
2000
Bu Beck'in tehlikede olduğunu anladığı
16:10
when he realizes he's in danger.
378
970260
2000
an aşadığı durum olabilir.
16:12
He's focusing all his attention
379
972260
2000
dikkatini kendini bu felaketten
16:14
on getting himself out of trouble.
380
974260
2000
kurtarmaya odaklıyor.
16:16
These parts of the brain are quieting down.
381
976260
3000
Beynin bu bölümleri hareketsizleşmeye başlıyor.
16:19
He's not thinking about his family or anybody else at this point,
382
979260
3000
Burda ailesini veya başka birini düşünmüyor,
16:22
and he's working pretty hard.
383
982260
2000
burda kaslarını harekete geçirmeyi
16:24
He's trying to get his muscles going and get out of this.
384
984260
3000
ve kendini burdan çıkarmaya çabalıyor.
16:30
OK, but he's losing ground here.
385
990260
3000
Tamam. Burda da kendinden geçiyor.
16:33
He's running out of energy.
386
993260
2000
Enerjisi bitmek üzere.
16:35
It's too cold; he can't keep his metabolic fires going,
387
995260
3000
Hava çok soğuk. Metabolik enerjisini sürdüremiyor.
16:38
and, you see, there's no more red here;
388
998260
2000
Ve gördüğünüz gibi burda hiç kırmızılık yok.
16:40
his brain is quieting down.
389
1000260
2000
Beyni sessizleşmeye başlıyor.
16:42
He's collapsed in the snow here. Everything is quiet,
390
1002260
2000
Burda kara düşmüş halde. Herşey sessiz.
16:44
there's very little red anywhere.
391
1004260
2000
Burda çok az kırmızılık var.
16:47
Beck is powering down.
392
1007260
2000
Beck'in gücü tükeniyor.
16:49
He's dying.
393
1009260
2000
Ölüyor.
16:53
You go on to the next scan,
394
1013260
2000
Bir sonraki scan.
16:55
but, in Beck's case,
395
1015260
2000
Ama Beck'in durumunda,
16:57
you can see that the middle part of his brain
396
1017260
2000
gördüğünüz gibi beyninin orta bölümü
16:59
is beginning to light up again.
397
1019260
3000
yeniden parlamaya başlıyor.
17:02
He's beginning to think about his family.
398
1022260
2000
Ailesini düşünmeye başlıyor.
17:04
He's beginning to have images
399
1024260
2000
Kendini ayağa kaldıracak görüntüleri
17:06
that are motivating him to get up.
400
1026260
2000
hatırlamaya başlıyor.
17:08
He's developing energy in this area
401
1028260
2000
Bu alanda düşünce sayesinde
17:10
through thought.
402
1030260
2000
enerji oluşturmaya başlıyor.
17:12
And this is how he's going to turn thought
403
1032260
3000
ve burda da düşünceyi
17:15
back into action.
404
1035260
3000
herekete çeviriyor.
17:18
This part of the brain is called the anterior cingulate gyrus.
405
1038260
2000
Beynin bu bölümüne ön singulat kıvrımı adı verilir.
17:20
It's an area in which
406
1040260
2000
pek çok sinir sistemi uzmanı
17:22
a lot of neuroscientists believe
407
1042260
3000
bu alanda dilek kavramının
17:25
the seat of will exists.
408
1045260
2000
yer aldığına inanır.
17:27
This is where people make decisions, where they develop willpower.
409
1047260
3000
Burası insanları karar verdiği irade güçlerinin olduğu yerdir.
17:30
And, you can see, there's an energy flow
410
1050260
2000
ve gördüğünüz gibi enerji akışı beyninin
17:32
going from the mid portion of his brain,
411
1052260
2000
ailesinin görüntülerinin olduğu
17:34
where he's got images of his family,
412
1054260
2000
orta bölümünden bu alana dileğin
17:36
into this area, which is powering his will.
413
1056260
3000
oluştuğu alana geçiyor.
17:41
Okay. This is getting stronger and stronger
414
1061260
2000
Ve sonunda motivasyon haline
17:43
to the point where it's actually
415
1063260
2000
geleceği noktaya kadar
17:45
going to be a motivating factor.
416
1065260
2000
giderek güçleniyor.
17:47
He's going to develop enough energy in that area --
417
1067260
2000
Bir gün, bir gece, ve bir gün daha karın içinde
17:49
after a day, a night and a day --
418
1069260
2000
kaldıktan sonra kendini ayağa kaldıracak motivasyon
17:51
to actually motivate himself to get up.
419
1071260
3000
için enerji üretiyor.
17:57
And you can see here,
420
1077260
2000
Ve burda gördüğünüz gibi,
17:59
he's starting to get more energy into the frontal lobe.
421
1079260
2000
ön lobda daha da fazla enerji üretmeye başlıyor.
18:01
He's beginning to focus, he can concentrate now.
422
1081260
3000
Odaklanmaya başlıyor. Konsantre olabilir.
18:04
He's thinking about what he's got to do to save himself.
423
1084260
2000
Kendini burdan kurtarması için ne yapabilir onu düşünüyor.
18:06
So this energy has been transmitted
424
1086260
2000
Bu enerji beyninin ön bölümüne transfer ediliyor
18:08
up toward the front of his brain,
425
1088260
2000
ve burda enerji azalmış
18:10
and it's getting quieter down here,
426
1090260
2000
ama bu enerjiyi hala kendini ayağa kaldırmak
18:12
but he's using this energy
427
1092260
2000
için ne yapacağını düşünürken
18:14
to think about what he has to do to get himself going.
428
1094260
3000
kullanıyor.
18:17
And then, that energy is sort of spreading
429
1097260
3000
Ve sonra enerji beyninin düşünce alanlarına
18:20
throughout his thought areas.
430
1100260
2000
yayılmaya başlıyor.
18:22
He's not thinking about his family now, and he's getting himself motivated.
431
1102260
3000
Artık ailesini düşünmüyor, kendini motive etti.
18:25
This is the posterior part, where his muscles are going to be moving,
432
1105260
3000
bu posterior kısım, kaslarının hareket edeceği
18:28
and he's going to be pacing himself.
433
1108260
2000
ve sonunda kendini harekete geçireceği yer.
18:30
His heart and lungs are going to pick up speed.
434
1110260
3000
Kalbi ve ciğerleri daha hızlı çalışmaya başlayacak.
18:33
So this is what I can speculate might have been going on
435
1113260
3000
Bunlar sadece benim bu yaşam mücadelesinde
18:36
had we been able to do a SPECT scan on Beck
436
1116260
3000
Beck'i bir SPECT taramasından geçirebilseydik
18:39
during this survival epic.
437
1119260
3000
neler olduğunu anlama üzerine tahminlerim.
18:43
So here I am taking care of Beck at 21,000 feet,
438
1123260
3000
Burda 6400 m. yükseklikte Beck'le ilgilenirken
18:46
and I felt what I was doing was completely trivial
439
1126260
3000
ve onun kendi için yaptığıyla kıyaslayınca
18:49
compared to what he had done for himself.
440
1129260
2000
benim yaptığım işi son derece önemsiz buluyorum.
18:51
It just shows you what the power of the mind can do.
441
1131260
3000
Bu bize aklın gücünün neler yapabileceğini gösteriyor.
18:56
He was critically ill, there were other critically ill patients;
442
1136260
2000
Durumu çok ciddiydi. Orda başka ciddi hastalarda vardı.
18:58
luckily, we were able to get a helicopter
443
1138260
2000
Neyseki onları kurtaracak
19:00
in to rescue these guys.
444
1140260
3000
bir helikopter ayarlayabildik.
19:03
A helicopter came in at 21,000 feet
445
1143260
3000
Helikopter 6400m. yüksekliğe çıktı ve
19:06
and carried out the highest helicopter rescue in history.
446
1146260
3000
bu helikopter kurtarma tarihindeki en yüksek noktadır.
19:10
It was able to land on the ice, take away Beck
447
1150260
2000
Buz üzerinde durdu ve Beck ve
19:12
and the other survivors, one by one,
448
1152260
3000
diğer kurtulanları tek tek alıp
19:15
and get them off to Kathmandu in a clinic
449
1155260
3000
daha biz ana kampa ulaşmadan
19:18
before we even got back to base camp.
450
1158260
3000
Katmandu'daki bir kliniğe taşıdı.
19:21
This is a scene at base camp,
451
1161260
2000
Bu ana kamptan bir görüntü
19:23
at one of the camps
452
1163260
2000
bu kampların birinde
19:25
where some of the climbers were lost.
453
1165260
2000
dağcılardan bir kısmı kayboldu.
19:27
And we had a memorial service there
454
1167260
2000
Birkaç gün sonra burda bir anma
19:29
a few days later.
455
1169260
2000
töreni düzenledik.
19:31
These are Serphas lighting juniper branches.
456
1171260
3000
Burda Şerpalar (Himalaya Halkı) ardıç dalları yakıyorlar.
19:34
They believe juniper smoke is holy.
457
1174260
3000
Ardıç dumanının kutsal olduğuna inanıyorlar.
19:37
And the climbers stood around on the high rocks
458
1177260
4000
Ve dağcılar yüksek kayaların etrafında durarak
19:41
and spoke of the climbers who were lost
459
1181260
3000
zirvenin yakınlarında kaybettiğimiz
19:44
up near the summit,
460
1184260
2000
dağcılarla, direk dağa, onlara
19:46
turning to the mountain, actually, to talk to them directly.
461
1186260
3000
dönerek konuşmalarını yapıyorlar.
19:51
There were five climbers lost here.
462
1191260
2000
Burda 5 dağcı kaybettik.
19:53
This was Scott Fischer,
463
1193260
3000
Bu Scott Fischer'di,
19:58
Rob Hall,
464
1198260
2000
Rob Hall,
20:00
Andy Harris,
465
1200260
2000
Andy Harris,
20:02
Doug Hansen
466
1202260
2000
Doug Hansen,
20:04
and Yasuko Namba.
467
1204260
2000
ve Yasuko Namba.
20:06
And one more climber
468
1206260
2000
Ve bir dağcı daha
20:08
should have died that day, but didn't,
469
1208260
3000
o gün ölebilirdi ama ölmedi
20:11
and that's Beck Weathers.
470
1211260
3000
ve oda Beck Weathers'dı.
20:14
He was able to survive
471
1214260
2000
Yaşayabildi
20:16
because he was able to generate that incredible willpower,
472
1216260
3000
çünkü o inanılmaz irade gücünü üretti
20:19
he was able to use all the power of his mind
473
1219260
3000
kendini kurtarabilmek için aklının
20:22
to save himself.
474
1222260
3000
tüm gücünü kullandı.
20:25
These are Tibetan prayer flags.
475
1225260
2000
Bunlar Tibet dua bayrakları.
20:27
These Sherpas believe that
476
1227260
2000
Şerpalar bu bayraklara
20:29
if you write prayers on these flags,
477
1229260
2000
dua yazarsanız mesajınızın
20:31
the message will be carried up to the gods,
478
1231260
3000
tanrılara ulaşacağına inanıyorlar,
20:34
and that year, Beck's message was answered.
479
1234260
3000
ve o yıl Beck'in duası kabul oldu.
20:38
Thank you.
480
1238260
2000
Teşekkürler.
20:40
(Applause)
481
1240260
2000
(Alkışlama)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7