How virtual reality turns students into scientists | Jessica Ochoa Hendrix

Çeviri: Yusuf Kerem Sağlam Gözden geçirme: Nevaz Mescioğlu

How did you discover your passion

Tutkunuzu nasıl keşfettiniz

or find your career?

ya da kariyerinizi buldunuz?

Were you exposed to it?

Buna maruz mu kaldınız?

Or was it trial and error?

Yoksa deneme yanılma mıydı?

As child rights advocate Marian Wright Edelman said,

Çocuk hakları savunucusu Marian Wright Edelman demiş ki:

"You can't be what you can't see."

''Göremediğin bir şeyi olamazsın.''

Fortunately, we now live in a time

Şans eseri, yaşadığımız zamanda

when emerging technologies may help us to solve this problem.

ortaya çıkan teknolojiler bu sorunu çözmemize yardımcı olabilirler.

For the past two years,

Son iki yıldır,

I've been developing an extended reality program

ülke çapında ortaokul öğrencilerinin

that enables middle school students from across the country

hayatlarında hiç deniz görmemiş olsalar bile

to take on the role of a marine biologist --

deniz biyoloğu olmalarına imkân tanıyan

even if they've never seen the ocean.

genişletilmiş bir gerçeklik programı geliştiriyorum.

As one seventh grader who recently completed our program said,

Yakın zamanda programımızı bitiren bir 7. sınıf öğrencisi dedi ki:

"I could see myself as a scientist,

''Bir bilim insanı olmak istedim

because I enjoyed this game."

çünkü bu oyundan keyif aldım."

This feedback really excited me,

Bu geri bildirim beni gerçekten heyecanlandırdı

because too few students do see themselves as scientists.

çünkü pek az öğrenci bilim insanı olmak ister.

A 2014 study showed that 57 percent of eighth- and ninth-grade students

2014 yılında yapılan bir çalışma 8 ve 9. sınıf öğrencilerinin %57'sinin

said, "Science isn't me."

"Bilim bana göre değil." dediğini gösterdi.

Coincidentally, also in 2014,

Şans eseri, yine 2014 yılında

I met Mandë Holford, a marine biochemist,

deniz biyokimyacısı Mande Holford

and Lindsay Portnoy, an educational psychologist.

ve eğitim psikoloğu Lindsay Portnoy ile tanıştım.

The three of us shared a passion

Üçümüzün de ortak bir tutkusu vardı:

for getting students excited by and comfortable with science.

öğrencileri bilim konusunda heyecanlandırmak ve rahat hissettirmek.

We thought about how we could give children

Öğrencilere bilim kariyerinde

the most realistic experience of a scientific career.

en gerçekçi deneyimi nasıl sunabileceğimizle alakalı düşündük.

We discussed the research;

Bir araştırma hakkında görüştük.

it showed that students felt comfortable taking risks when playing games.

Araştırma, çocukların oyun oynarken daha rahat risk aldıklarını gösteriyor.

So the three of us started an educational games company

Böylece üçümüz bilimi hayata geçirmek adına

to bring science to life.

bir eğitim oyunları şirketi kurduk.

Sanal gerçeklik, erişimi arttırmanın düşük maliyetli yolu gibi gözüktü.

Virtual reality seemed like a low-cost way of increasing access.

In addition, academic research has shown

Buna ek olarak akademik araştırmalar gösterdi ki

that virtual reality may lead to increases in learning retention.

sanal gerçeklik, öğrenilen şeyin akılda kalmasını arttırabilir.

This was perfect for us, as we wanted to be in schools

Okullarda bulunmak istediğimizden bu bizim için harikaydı.

so that we could reach the most number of students possible,

Özellikle rehberlik edilememiş öğrencilerle birlikte

particularly students who have been underrepresented in science.

ulaşabileceğimiz maksimum öğrenciye ulaşabilirdik.

So, with funding from the National Science Foundation,

ABD Ulusal Bilim Vakfı finansmanlığıyla

we began developing our extended reality program

sanal gerçekliği, kişiselleştirilmiş dijital günlüğüyle kombine edilmiş

that combined virtual reality

with personalized digital journaling.

bir gerçeklik programı geliştirmeye başladık.

Programı geliştirirken müfredata tam uyum sağlaması

We worked with teachers while developing it

to ensure that it would fit seamlessly into existing curricula

ve öğretmenlerin sınıflarda son teknolojiyi kullanmaları için

and empower teachers to use cutting-edge technology in their classroom.

öğretmenlerle birlikte çalıştık.

We designed the virtual reality for Google Cardboard,

Sanal gerçekliği, Google Cardboard için geliştirdik.

which requires only a smartphone

Böylece tek ihtiyaç bir akıllı telefon

and a 10 dollar VR viewer made of cardboard.

ve kartondan yapılma son derece ucuz bir sanal gerçeklik gözlüğüydü.

With this inexpensive headset,

Pahalı olmayan bu gözlükle

students are transported to an underwater expedition.

öğrenciler su altı seferine taşınıyordu.

Students use their digital journal

Öğrenciler dijital günlüklerini

to write down their notes,

not yazmak için,

to answer questions,

sorulara cevap vermek için,

to construct models

model inşa etmek için

and to develop hypotheses.

ve varsayım geliştirmek için kullanırlar.

Students then go to the virtual world to test their hypotheses

Sonra öğrenciler sanal dünyada varsayımlarını test ederler

and see if they're accurate,

ve doğru olup olmadıklarını görürler.

much as scientists go to the field

Bilim insanlarının kariyerlerinde

in their careers.

çalışma sahalarına gitmesi gibi.

When students return to their digital journal,

Öğrenciler, dijital günlüklerine dönüp

they share their observations, claims,

gözlemlerini, kazançlarını,

reasoning and evidence.

düşüncelerini ve kanıtlarını paylaşırlar.

The students' written answers and virtual interactions

Öğrencilerin yazılı cevapları ve sanal etkileşimlerinin hepsi

are all updated live

güncel olarak öğretmenin değerlendirme ekranına gelir.

in an educator assessment dashboard,

so that teachers can follow their progress

Böylece öğretmenler onların ilerlemesini görebilirler

and support them as needed.

ve ihtiyaçları olan desteği verebilirler.

To give you a better sense, I'm going to show you

Daha iyi anlamanız için size

a little bit of what students see.

öğrencilerin ne gördüğünü birazcık göstereceğim.

This is the virtual reality when they're underwater

Bu, su altındayken sanal gerçeklikle gördükleri şey.

observing the flora and fauna.

Flora ve faunaları gözlemliyorlar.

This is the digital journal where they're constructing their models

Bu, modellerini inşa ettikleri dijital günlük,

based on this abiotic data to show what they expect to see.

inorganik verilere dayanarak ne görmeyi umduklarını gösterir.

Here, they're supporting that with qualitative statements.

Burada nitel ifadelerle destekliyorlar.

And this is the educator dashboard that shows progress

Bu, öğretmenin öğrencilerinin ilerlemelerini

and enables [teachers] to see the students' answers as they go.

ve cevaplarını anında gördüğü eğitmen ekranı.

When we were creating BioDive,

BioDive'ı geliştirirken

again, we really wanted to focus on access,

tekrardan, erişime odaklanmayı istedik.

so we designed it to require only one phone for every four students.

Her dört öğrenci için bir akıllı telefon gerektirecek şekilde geliştirdik.

We also knew how collaborative science work is,

Ayrıca bilimin ne kadar iş birliğiyle yürüdüğünü biliyorduk.

so we constructed the experience to only be solved

Böylece deneyi çözmek için

her öğrencinin farklı bir coğrafi konumda uzmanlık sahibi olduğu

through collaborative teamwork,

as each student is an expert in a different geographic location.

ve iş birliği içinde olmaları gereken bir yapı geliştirdik.

Given that these children's brains are still developing,

Bu çocukların beyinleri hâlâ gelişiyor,

we limited each experience to last a maximum of two minutes.

bu yüzden her deneyimin süresini maksimum iki dakikayla sınırladık.

And finally, because we know the importance of repeated exposure

Ve son olarak, bilgiyi özümsemede

for internalizing knowledge,

tekrarın önemini bildiğimiz için

we constructed BioDive to take place over five class periods.

BioDive'ı beş ders dönemine böldük.

We started piloting BioDive in 2017

BioDive'ı 2017 yılında New York ve New Jersey'deki

in 20 schools in New York and New Jersey.

20 okulda pilot uygulamasına başlattık.

We wanted to see students as they were using this new technology.

Öğrencileri bu yeni teknolojiyi kullanırken görmek istedik.

In 2019, now,

Şu anda, 2019'da

we are now piloting in 26 states.

26 eyalette pilot uygulamaya devam ediyoruz.

What we have heard from teachers who have taught our program:

Programımızı öğreten öğretmenlerden duyduklarımız şunlar:

"It was a nice way to show ocean dynamics without the luxury of actually being there

''Okyanussuz Ohio'da olduğumuz için gerçekten oraya gitme lüksü olmadan

since we are in Ohio."

okyanusa gitmenin güzel bir yolu.''

(Laughter)

(Gülüşmeler)

"It's pretty mind-blowing."

"Akıl almaz bir şey."

"The students were totally engaged."

''Çocuklar tamamen bağlanmış durumda.''

But what really gives us hope is what we're hearing from students.

Ama bize gerçekten ümit veren şey öğrencilerden duyduklarımız.

''Oradaymışım gibi hissetmekten keyif aldım.''

"I liked how it felt like I was there."

"It's interactive and a fun way to learn."

''Öğrenmenin interaktif ve eğlenceli bir yolu.''

"It really gave me realistic examples of how these organisms appear."

''Bana bu organizmaların nasıl ortaya çıktığıyla ilgili

gerçekçi örnekler verdi.''

"I could see myself as a scientist because it seems really fun."

''Kendimi bir bilim insanı olarak görebiliyordum çünkü çok eğlenceliydi.''

Our feedback wasn't always so positive.

Yapılan her geri bildirim çok pozitif değildi.

When we began developing,

Programı geliştirmeye başladığımızda

we started off by asking students

ilk olarak öğrencilere nelerden hoşlanıp

what they liked,

nelerden hoşlanmadıklarını

what they didn't like

ve neleri kafa karıştırıcı bulduklarını sorduk.

and what they found confusing.

Eventually we began asking what they wished they could do.

Sonunda ne yapmak isteyeceklerini sormaya başladık.

Their feedback gave us concrete items to build in

Onların geri bildirimleri sayesinde tasarladığımız programa

to be sure that we were including student voices in what we were designing.

onların sesini katarak somut şeyler inşa ettiğimizden emin olduk.

Overall, what we have learned is that this is the beginning of a new platform

Genel olarak öğrendiğimiz şey,

öğrencilerinin kendi kariyerlerinde nasıl bir etki sahibi olacaklarına dair

for giving students both voice and ownership

in deciding how they want to have impact

hem söz hem de sahiplik hakkı verecek

in their careers.

bir platformun başlangıcıydı.

We focused on science,

Bilime odaklandık

çünkü biliyoruz ki günümüz ve geleceğimizdeki

because we know we need scientists

to help us solve our current and future challenges.

problemleri çözmek için bilim insanlarına ihtiyacımız var.

But virtual reality could support students in any area.

Fakat sanal gerçeklik, öğrencileri her alanda destekleyebilir.

How could we support students in exploring all of their desires

Öğrencilerin, birincil kaynaklardan bu göz kamaştırıcı deneyimle

with these eye-opening experiences and chances to learn from primary sources?

bütün tutkularını keşfetmesini nasıl sağlayabiliriz?

Could we create VR for inexpensive headsets

Pahalı olmayan gözlükler için öğrencilerin sözlü literatürle

that lets them be immersed in oral literature

ya da insanlık tarihindeki önemli anlarla ilgilenmelerini sağlayan

or in critical moments of human history?

sanal gerçeklik oluşturabilir miyiz?

Extended reality has the potential to change the trajectory

Genişletilmiş gerçeklik,

çocukların hayatının gidişatını değiştirebilir

of our children's lives

and lead them to careers they never imagined

ve ne olabileceklerini göstererek

by giving them the chance to see what they can be.

onlara hiç hayal etmedikleri bir kariyere yönlendirebilir.

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkış)