Kent Larson: Brilliant designs to fit more people in every city

Kent Larson: Şehirlerin daha fazla insan barındırması için zekice tasarımlar

199,215 views

2012-09-27 ・ TED


New videos

Kent Larson: Brilliant designs to fit more people in every city

Kent Larson: Şehirlerin daha fazla insan barındırması için zekice tasarımlar

199,215 views ・ 2012-09-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: OLCAY PAULL Gözden geçirme: Kerem Yorukoglu
00:16
I thought I would start with a very brief history of cities.
1
16740
4536
Sanırım, çok kısaca şehirlerin
tarihinden bahsederek başlamalıyım.
00:21
Settlements typically began with people clustered around a well,
2
21300
4576
Yerleşimler çoğunlukla bir kuyu etrafında
toplanmış insanlarla başladı ve bu yerleşimin
00:25
and the size of that settlement was roughly the distance you could walk
3
25900
3334
büyüklüğü yaklaşık olarak kafanızda bir çanakla
00:29
with a pot of water on your head.
4
29258
1938
yürüyebileceğiniz mesafe kadardı.
Aslında, mesela Almanya'nın üzerinden uçarsanız
00:31
In fact, if you fly over Germany, for example,
5
31220
3496
00:34
and you look down and you see these hundreds of little villages,
6
34740
3000
ve aşağıya bakarsanız, birbirlerinden bir mil uzaklıkta
yüzlerce köy görürsünüz.
00:37
they're all about a mile apart.
7
37764
1736
00:39
You needed easy access to the fields.
8
39524
2792
Tarlalara kolay ulaşıma ihtiyaç duyardınız.
Yüzlerce, hatta binlerce yıl
00:42
And for hundreds, even thousands of years,
9
42340
3376
00:45
the home was really the center of life.
10
45740
2576
ev hayatın gerçekten merkeziydi.
00:48
Life was very small for most people.
11
48340
2576
Hayat birçok insan için çok küçüktü.
00:50
It was a center of entertainment, of energy production, of work,
12
50940
6096
Eğlencenin, enerji üretiminin,
işin ve sağlık hizmetlerinin merkeziydi.
00:57
a center of health care.
13
57060
1216
Burası bebeklerin doğduğu ve insanların öldüğü yerdi.
00:58
That's where babies were born and people died.
14
58300
3296
01:01
Then, with industrialization, everything started to become centralized.
15
61620
4856
Daha sonra, endüstrileşme ile birlikte,
her şey merkezileşmeye başladı.
01:06
You had dirty factories that were moved to the outskirts of cities.
16
66500
4016
Kirli fabrikalar şehirlerin
banliyölerine taşındı.
01:10
Production was centralized in assembly plants.
17
70540
4336
Üretim montaj fabrikalarında merkezileşti.
01:14
You had centralized energy production.
18
74900
3576
Enerji üretimi merkezileşti.
01:18
Learning took place in schools.
19
78500
1695
Eğitim okullarda gerçekleşti.
01:20
Health care took place in hospitals.
20
80219
2961
Sağlık hizmetleri hastanelerde verildi.
Ve daha sonra şebekeler gelişti.
01:24
And then you had networks that developed.
21
84260
2016
01:26
You had water, sewer networks
22
86300
2616
Böyle bir denetimsiz büyümeye olanak veren
01:28
that allowed for this kind of unchecked expansion.
23
88940
3856
su ve kanalizasyon şebekeleri kuruldu.
01:32
You had separated functions, increasingly.
24
92820
3616
Gitgide artan ayrık fonksiyonlar vardı.
01:36
You had rail networks
25
96460
1736
Konut, endüstri ve ticari bölgelerini birbirine bağlayan
01:38
that connected residential, industrial, commercial areas.
26
98220
2816
demiryolu hatları vardı. Ayrıca otomobil şebekeleri vardı.
01:41
You had auto networks.
27
101060
1616
01:42
In fact, the model was really, give everybody a car,
28
102700
3256
Aslında, model basitçe, herkese birer araba ver,
01:45
build roads to everything,
29
105980
1336
her yere yol inşaa et ve herkese vardıkları yerde
01:47
and give people a place to park when they get there.
30
107340
2456
park edecek bir yer ver şeklindeydi. Pek fonksiyonel bir model değildi.
01:49
It was not a very functional model.
31
109820
1696
01:51
And we still live in that world,
32
111540
2376
Ve hala böyle bir dünyada yaşıyoruz
01:53
and this is what we end up with.
33
113940
2136
ve elimizdeki bu.
01:56
So you have the sprawl of LA,
34
116100
2056
Yani Los Angeles'daki çarpık kentleşme,
01:58
the sprawl of Mexico City.
35
118180
2176
Meksiko City'deki çarpık kentleşme.
02:00
You have these unbelievable new cities in China,
36
120380
3096
Kule çarpık yapılaşması diyebileceğimiz Çin'deki
02:03
which you might call tower sprawl.
37
123500
2336
bu inanılmaz yeni şehirler var.
02:05
They're all building cities
38
125860
1336
Tüm şehirler 50'li ve 60'lı yıllarda icat ettiğimiz,
02:07
on the model that we invented in the '50s and '60s,
39
127220
2936
gerçekten demode diyebileceğim modele dayanarak inşa ediliyor
02:10
which is really obsolete, I would argue,
40
130180
2016
02:12
and there are hundreds and hundreds of new cities
41
132220
2286
ve tüm dünyada planlanmakta olan yüzlerce, yüzlerce
02:14
that are being planned all over the world.
42
134530
2056
yeni şehir mevcut.
02:16
In China alone, 300 million people, some say 400 million people,
43
136610
4026
Sadece Çin'de, önümüzdeki 15 yıl içinde
300 milyon, kimine göre 400 milyon
02:20
will move to the city over the next 15 years.
44
140660
2336
insan şehirlere taşınacak.
Bu Amerika'nın inşa edilmiş
02:23
That means building the equivalent
45
143020
2496
02:25
of the entire built infrastructure of the US in 15 years.
46
145540
2816
tüm altyapısını 15 yıl içinde inşa etmeye eşdeğer bir durum.
02:28
Imagine that.
47
148380
1216
Bir düşünün.
02:29
And we should all care about this whether you live in cities or not.
48
149620
4656
Ve şehirlerde yaşayın ya da yaşamayın
hepimiz bunu önemsemeliyiz.
02:34
Cities will account for 90 percent of the population growth,
49
154300
3576
Şehirler nüfus artışının %90'ının,
02:37
80 percent of the global CO2, 75 percent of energy use,
50
157900
4776
küresel karbondioksidin %80'inin, enerji tüketiminin %75'inin sebebi olacak,
fakat aynı zamanda şehirler artan bir biçimde,
02:42
but at the same time it's where people want to be,
51
162700
2496
02:45
increasingly.
52
165220
1576
insanların olmak istedikleri yer.
02:46
More than half the people now in the world live in cities,
53
166820
2816
Dünyadaki insanların yarısından fazlası günümüzde şehirlerde yaşıyor
02:49
and that will just continue to escalate.
54
169660
2696
ve bu oran artmaya devam edecek.
02:52
Cities are places of celebration, personal expression.
55
172380
3616
Şehirler kutlamanın, bireysel ifadenin mekanları.
Birden oluşan yastık savaşları var.
02:56
You have the flash mobs of pillow fights that --
56
176020
3296
Birkaçına ben de katıldım. Oldukça eğlenceliler. (Gülüşme)
02:59
I've been to a couple. They're quite fun.
57
179340
2096
03:01
You have --
58
181460
1216
(Gülüşme)
03:02
(Laughter)
59
182700
1256
03:03
Cities are where most of the wealth is created,
60
183980
2816
Şehirler, servetin büyük çoğunluğunun yaratıldığı
03:06
and particularly in the developing world, it's where women find opportunities.
61
186820
3696
ve özellikle gelişmekte olan dünyada,
kadınların fırsatları buldukları yerler.
03:10
That's a lot of the reason why cities are growing very quickly.
62
190540
3416
Şehirlerin çok hızlı bir şekilde büyümelerinin en büyük nedeni bu.
03:13
Now there's some trends that will impact cities.
63
193980
2616
Şehirleri etkileyecek bazı trendler mevcut.
03:16
First of all, work is becoming distributed and mobile.
64
196620
2896
Her şeyden önce, iş dağılmış ve mobil hale geliyor.
03:19
The office building is basically obsolete for doing private work.
65
199540
3616
Ofis binası esasında
özel iş için demode.
03:23
The home, once again, because of distributed computation --
66
203180
4376
Ev, bir kez daha, dağılmış hesap ve
03:27
Communication is becoming a center of life,
67
207580
2016
iletişim nedeniyle, hayatın merkezi haline geliyor,
03:29
so it's a center of production and learning and shopping and health care
68
209620
4176
yani üretimin, eğitimin, alışverişin,
sağlık hizmetinin ve evin dışında gerçekleştiğini
03:33
and all of these things that we used to think of
69
213820
2776
düşündüğümüz tüm bunların merkezi.
03:36
as taking place outside of the home.
70
216620
2816
Ve artan bir biçimde, insanların aldığı her şey,
03:39
And increasingly, everything that people buy,
71
219460
2976
03:42
every consumer product,
72
222460
1336
tüm tüketici ürünü, öyle ya da böyle,
03:43
in one way or another, can be personalized.
73
223820
2936
kişiselleştirilebilir.
03:46
And that's a very important trend to think about.
74
226780
2416
Ve bu düşünülmesi gereken çok önemli bir trend.
03:49
So this is my image of the city of the future.
75
229220
2616
İşte gelecekteki şehre dair kafamdaki görüntü bu.
(Gülüşme)
03:52
(Laughter)
76
232319
2357
03:54
In that it's a place for people, you know.
77
234700
2256
Yani insanlar için bir yer.
03:56
Maybe not the way people dress, but --
78
236980
2696
Belki insanların giyiniş biçimleri değil; ama
03:59
You know, the question now is,
79
239700
1429
sorulacak soru şu: şehirleri tanımladığımız
04:01
how can we have all the good things that we identify with cities
80
241153
3443
tüm güzel şeylere
04:04
without all the bad things?
81
244620
1816
tüm kötü şeyler olmadan nasıl sahip olabiliriz?
04:06
This is Bangalore.
82
246460
1216
Burası Bangalore. Geçen sene Bangalore'da
04:07
It took me a couple of hours to get a few miles in Bangalore last year.
83
247700
4056
birkaç millik mesafeyi birkaç saatte aldım.
04:11
So with cities, you also have congestion and pollution
84
251780
2536
Kısaca şehirlerde sıkışıklık, kirlilik,
04:14
and disease and all these negative things.
85
254340
2656
hastalık ve tüm bu olumsuz unsurlar mevcut.
04:17
How can we have the good stuff without the bad?
86
257020
2216
İyi şeyleri kötü şeyler olmadan nasıl sağlarız?
Böylece, geriye gittik ve arabalar gelişmeden önceki
04:19
So we went back and started looking at the great cities
87
259260
2572
04:21
that evolved before the cars.
88
261856
2100
büyük şehirlere bakmaya başladık.
04:23
Paris was a series of these little villages that came together,
89
263980
4336
Paris biraraya gelmiş bu küçük köylerin bir dizisiydi
ve bu yapıyı bugun hala görebilirsiniz.
04:28
and you still see that structure today.
90
268340
1896
Paris'in 20 semti
04:30
The 20 arrondissements of Paris are these little neighborhoods.
91
270260
2953
bu küçük mahalleler.
İnsanların hayatta ihtiyaç duyabilecekleri birçok şey
04:33
Most of what people need in life can be within a five- or 10-minute walk.
92
273237
4719
5 ya da 10 dakika uzaklıkta olabilir.
04:37
And if you look at the data, when you have that kind of a structure,
93
277980
3216
Ve verilere bakacak olursanız, böyle bir yapıda,
Paris'te mağazaların,
04:41
you get a very even distribution
94
281220
1696
04:42
of the shops and the physicians and the pharmacies
95
282940
3376
doktorların, eczanelerin ve kafelerin
04:46
and the cafes in Paris.
96
286340
1896
çok eşit bir dağılımını görebilirsiniz.
04:48
And then you look at cities that evolved after the automobile,
97
288260
2936
Otomobilden sonra gelişen şehirlere bakarsanız,
böyle bir modelde olmadıklarını görürsünüz.
04:51
and it's not that kind of a pattern.
98
291220
1736
04:52
There's very little that's within a five-minute walk
99
292980
3016
Pittsburgh gibi yerlerin bir çok bölgesinde,
beş dakika yürüyüş mesafesinde olan çok az şey var.
04:56
of most areas of places like Pittsburgh.
100
296020
2296
04:58
Not to pick on Pittsburgh,
101
298340
1256
Sadece Pittsburgh değil, Amerikan şehirlerinin
04:59
but most American cities really have evolved this way.
102
299620
4536
birçoğu bu şekilde gelişti.
Böylece dedik ki, tamam, yeni şehirlere bakalım,
05:04
So we said, well, let's look at new cities,
103
304180
2176
05:06
and we're involved in a couple of new city projects in China.
104
306380
4216
ve Çin'deki birkaç yeni projenin içine girdik.
05:10
So we said, let's start with that neighborhood cell.
105
310620
2456
Dedik ki, işe mahalle ünitesi ile başlayalım.
Bunu sıkıştırılmış kentsel hücre olarak düşünüyoruz.
05:13
We think of it as a compact urban cell.
106
313100
1896
Yani insanların en çok istediklerini
05:15
So provide most of what most people want within that 20-minute walk.
107
315020
3576
20 dakikalık yürüyüş mesafesi içinde sağlıyoruz.
05:18
This can also be a resilient electrical microgrid,
108
318620
3536
Aynı zamanda burada dayanıklı elektrikli mikro şebeke,
05:22
community heating, power, communication networks, etc.
109
322180
3576
kamusal ısınma, enerji, iletişim ağları
05:25
can be concentrated there.
110
325780
1776
vesaire toplanabilir.
05:27
Stewart Brand would put a micronuclear reactor
111
327580
2856
Stewart Brand muhtemelen tam merkeze
05:30
right in the center, probably.
112
330460
1976
bir micro-nükleer reaktör koyardı. (Gülüşme)
05:32
And he might be right.
113
332460
1456
Ve haklı olabilir.
05:33
And then we can form, in effect, a mesh network.
114
333940
3536
Ve daha sonra, doğrusu, örgüsel bir ağ biçimlendirebiliriz.
05:37
It's something of an Internet typology pattern,
115
337500
3616
Bir çeşit internet tipoloji motifi gibi,
05:41
so you can have a series of these neighborhoods.
116
341140
2496
bu mahallelerden bir dizi oluşturulabilirsiniz.
05:43
You can dial up the density --
117
343660
1456
Eğer Cambridge'se yoğunluğu
05:45
about 20,000 people per cell, if it's Cambridge.
118
345140
2496
hücre başına 20.000'e, çıkarabilirsiniz.
05:47
Go up to 50,000 if it's Manhattan density.
119
347660
2536
Manhattansa 50.000'e kadar çıkarabilirsiniz.
05:50
You connect everything with mass transit
120
350220
2096
Her şeyi birbirine toplu taşıma ile bağlayabilirsiniz ve
05:52
and you provide most of what most people need within that neighborhood.
121
352340
4256
en fazla insanın en fazla ihtiyaç duyacağı şeyleri mahallede sağlayabilirsiniz.
05:56
You can begin to develop a whole typology of streetscapes
122
356620
3216
Sokak peyzajının tipolojisini ve onların üzerinde giden
05:59
and the vehicles that can go on them.
123
359860
3056
araçları geliştirerek başlayabilirsiniz. Hepsine değinmeyeceğim.
06:02
I won't go through all of them. I'll just show one.
124
362940
2416
Sadece bir tanesini göstereceğim.
06:05
This is Boulder. It's a great example of kind of a mobility parkway,
125
365380
3896
Bu Boulder. Bir çeşit mobilite geziyolunun harika bir örneği,
koşucuların ve bisikletçilerin karşıdan karşıya geçmeden,
06:09
a superhighway for joggers and bicyclists,
126
369300
2736
şehrin bir ucundan öteki ucuna gidebileceği bir otoyol;
06:12
where you can go from one end of the city to the other
127
372060
2524
06:14
without crossing the street,
128
374608
1748
ayrıca burada birazdan değineceğim
06:16
and they also have bike-sharing, which I'll get into in a minute.
129
376380
3776
bisiklet paylaşımı da mevcut.
Daha da ilginç bir çözümse Seul, Kore'den.
06:20
This is even a more interesting solution
130
380180
2176
06:22
in Seoul, Korea.
131
382380
1216
06:23
They took the elevated highway, they got rid of it,
132
383620
2416
Yükseltilmiş yolu bozup,
sokağın altındaki dereyi ıslah etmişler
06:26
they reclaimed the street, the river down below,
133
386060
3616
06:29
below the street,
134
389700
1376
ve burada araba yolunu geçmeden Seul'un bir başından
06:31
and you can go from one end of Seoul to the other
135
391100
2336
öteki ucuna ulaşabilirsiniz.
06:33
without crossing a pathway for cars.
136
393460
3656
Manhattan'daki Highline da bunun çok benzeri.
06:37
The High Line in Manhattan is very similar.
137
397140
3320
Dünyanın her yanında hızla bisiklet
06:41
You have these rapidly emerging bike lanes all over the world.
138
401620
4176
06:45
I lived in Manhattan for 15 years.
139
405820
1656
yolları gelişiyor. Ben Manhattan'da 15 yıl yaşadım.
06:47
I went back a couple of weekends ago,
140
407500
2256
Birkaç hafta önce geri gittiğimde, yeni düzenledikleri
06:49
took this photograph of these fabulous new bike lanes that they have installed.
141
409780
5576
bu harika bisiklet yollarının fotoğrafını çektim.
06:55
They're still not to where Copenhagen is,
142
415380
2816
Hala şehiriçi yolculuğun %42'sinin
06:58
where something like 42 percent of the trips within the city
143
418220
3416
bisikletle yapıldığı Kopenhak'ın konumunda değiller.
07:01
are by bicycle.
144
421660
1216
Muhtemelen bunun en büyük nedeni
07:02
It's mostly just because they have fantastic infrastructure there.
145
422900
3776
oradaki muhteşem altyapı.
07:06
We actually did exactly the wrong thing in Boston.
146
426700
2696
Aslında Boston'da tam tersine, yanlış bir uygulama yaptık.
07:09
The Big Dig --
147
429420
2056
Big Dig (Gülüşme)
07:11
(Laughter)
148
431500
2496
07:14
So we got rid of the highway but we created a traffic island,
149
434020
4016
Yani otobanı bozduk; ama bir trafik adası yarattık
ve bu kesinlikle araba dışındaki hiçbir şeye uygun
07:18
and it's certainly not a mobility pathway for anything other than cars.
150
438060
4696
bir mobilite geziyolu değil.
07:22
Mobility on demand is something we've been thinking about,
151
442780
2736
İstendiği anda mobilite üzerinde kafa yorduğumuz bir konu,
yani bizce ortak kullanımlı araçların
07:25
so we think we need an ecosystem of these shared-use vehicles
152
445540
3296
toplu taşımayla birleştirildiği bir ekosisteme ihtiyacımız var.
07:28
connected to mass transit.
153
448860
2096
07:30
These are some of the vehicles that we've been working on.
154
450980
3056
Bunlar üzerinde çalıştığımız araçların bazıları.
Fakat ortak kullanım gerçekten kilit konu. Eğer paylaşırsanız,
07:34
But shared use is really key.
155
454060
1656
07:35
If you share a vehicle, you can have at least four people use one vehicle,
156
455740
3896
aracı bir kişi yerine en az
07:39
as opposed to one.
157
459660
1856
dört kişi kullanır.
07:41
We have Hubway here in Boston, the Vélib' system in Paris.
158
461540
4920
Boston'da Hubway , Paris'te Vélib' sistemi mevcut.
Media Lab'de, şehirlerde ortak kullanımı en uygun hale getiren
07:48
We've been developing, at the Media Lab, this little city car
159
468020
4256
bu küçük şehir arabasını geliştirmekteyiz.
07:52
that is optimized for shared use in cities.
160
472300
3176
07:55
We got rid of all the useless things like engines and transmissions.
161
475500
3376
Motor ve şanzıman gibi gereksiz her şeyi attık.
Her şeyi tekerleklere taşıdık,
07:58
We moved everything to the wheels,
162
478900
1976
08:00
so you have the drive motor,
163
480900
1376
yani tahrik motoru, direksiyon motoru,
08:02
the steering motor, the breaking -- all in the wheel.
164
482300
2496
fren, hepsi tekerlekte.
08:04
That left the chassis unencumbered, so you can do things like fold,
165
484820
3176
Bu şaseyi serbest hale getirdi, yani
bu aracı, çok küçük bir kullanma alanı
08:08
so you can fold this little vehicle up to occupy a tiny little footprint.
166
488020
5656
yaratmak için katlayabilirsiniz.
08:13
This was a video that was on European television last week
167
493700
3456
Avrupa televizyonunda geçen hafta gösterilen bu videoda
08:17
showing the Spanish Minister of Industry driving this little vehicle,
168
497180
5616
İspanyol Sanayi Bakanı bu küçük aracı sürmekte
ve araç katlandığında dönebiliyor.
08:22
and when it's folded, it can spin.
169
502820
1816
08:24
You don't need reverse. You don't need parallel parking.
170
504660
3256
Geri vitese ihtiyacınız yok. Paralel park etmek zorunda değilsiniz.
08:27
You just spin and go directly in.
171
507940
1616
Sadece dönün ve direk içeri girin. (Gülüşme)
08:29
(Laughter)
172
509580
1576
Bu aracı ticarete dökmek için
08:31
So we've been working with a company to commercialize this.
173
511180
2776
bir şirketle çalışma içindeyiz. İki yıl önce TEDx konferasında
08:33
My PhD student Ryan Chin presented these early ideas
174
513980
3096
PhD öğrencim Ryan Chin ilk fikirleri sunmuştu.
08:37
two years ago at a TEDx conference.
175
517100
2656
08:39
So what's interesting is,
176
519780
2496
İlginç olan, araca otonomi gibi yeni özellikler eklediğinizde,
08:42
then if you begin to add new things to it, like autonomy,
177
522300
2816
arabadan çıkıyorsunuz, varış yerine park ediyorsunuz,
08:45
you get out of the car, you park at your destination,
178
525140
2775
sırtını sıvazlıyorsunuz,
08:47
you pat it on the butt, it goes and it parks itself, it charges itself,
179
527939
3817
gidiyor kendi kendine park ediyor, kendi kendini şarj ediyor
08:51
and you can get something like seven times as many vehicles
180
531780
4576
ve verilen alana, bildiğimiz arabaların
7 katı kadar araç sığabiliyor
08:56
in a given area as conventional cars,
181
536380
3336
08:59
and we think this is the future.
182
539740
1576
ve bizce gelecek bu. Aslında bunu bugün yapabiliriz.
09:01
Actually, we could do this today. It's not really a problem.
183
541340
3696
Gerçekten sorun değil.
Bu tip bir stratejiyle, ortak kullanımı,
09:05
We can combine shared use and folding and autonomy
184
545060
3536
09:08
and we get something like 28 times the land utilization
185
548620
3296
katlanabilirliği ve otonomiyi birleştirip
09:11
with that kind of strategy.
186
551940
1656
28 kat fazla alan kullanımı sağlayabiliriz.
09:13
One of our graduate students then says,
187
553620
1858
Sonra yüksek lisans öğrencilerimizden biri soruyor,
09:15
well, how does a driverless car communicate with pedestrians?
188
555502
4134
peki sürücüsüz bir araba yayalarla nasıl iletişim kuracak?
09:19
You have nobody to make eye contact with.
189
559660
2176
Göz temasında bulunabileceğiniz hiç kimse yok.
09:21
You don't know if it's going to run you over.
190
561860
2136
Sizi çiğner mi bilmiyorsunuz.
Bu yüzden aracın yayalarla iletişim kurabileceği
09:24
So he's developing strategies
191
564020
1576
09:25
so the vehicle can communicate with pedestrians, so --
192
565620
2576
stratejiler geliştiriyor,--(Gülüşme)
09:28
(Laughter)
193
568220
1416
09:29
So the headlights are eyeballs, the pupils can dilate,
194
569660
2936
Dolayısıyla farlar gözyuvarı, göz bebekleri büyüyebiliyor,
09:32
we have directional audio, we can throw sound directly at people.
195
572620
4176
yön sinyali alan işitme duyusu var, insanlara
doğrudan seslenebiliyor.
09:36
What I love about this project
196
576820
1456
Bu projenin en sevdiğim yanı, daha olmayan bir
09:38
is he solved a problem that doesn't exist yet, so --
197
578300
3616
sorunu çözmüş olması--(Gülüşme)
09:41
(Laughter)
198
581940
2936
(Gülüşme) (Alkış)
09:44
We also think that we can democratize access to bike lanes.
199
584900
3856
Ayrıca bisiklet yollarına erişimi demokratikleştirebiliriz.
09:48
You know, bike lanes are mostly used by young guys in stretchy pants. So --
200
588780
3896
Bilirsiniz, bisiklet yolları çoğunlukla
dar pantolon giyen gençler tarafından kullanılıyor --(Gülüşme)
09:52
(Laughter)
201
592700
1376
09:54
We think we can develop a vehicle that operates on bike lanes,
202
594100
3816
Bizce yaşlılar, engelliler,
09:57
accessible to elderly and disabled, women in skirts, businesspeople,
203
597940
4976
etekli kadınlar ve iş adamlarına uygun
bisiklet yollarında çalışan bir araç geliştirebilir
10:02
and address the issues of energy congestion, mobility,
204
602940
2576
ve aynı zamanda enerji yoğunluğu, mobilite,yaşlanma ve obezite
10:05
aging and obesity simultaneously.
205
605540
2256
gibi konulara değinebiliriz. Bizim zorlu görevimiz bu.
10:07
That's our challenge.
206
607820
1216
10:09
This is an early design for this little three-wheel.
207
609060
2856
Bu küçük üç tekerleklinin erken bir tasarımı,
10:11
It's an electronic bike.
208
611940
1496
elektronik bir bisiklet. Bisiklet yolunda sürmek için
10:13
You have to pedal to operate it in a bike lane,
209
613460
3736
pedal çevirmeniz gerek, ancak eğer yaşlı biriyseniz,
10:17
but if you're an older person, that's a switch.
210
617220
2616
bu değiştirme düğmesi. Eğer sağlıklı biriyseniz,
10:19
If you're a healthy person, you might have to work really hard to go fast.
211
619860
3776
hızlı gitmek için gerçekten çaba sarfetmeniz gerekebilir.
10:23
You can dial in 40 calories going into work
212
623660
2296
İşe gitmek için 40 kalori,
10:25
and 500 going home, when you can take a shower.
213
625980
2656
eve gitmek için 500 kalori harcayabilir, sonra da duş alabilirsiniz.
Bu aracı bu sonbahar kurmuş olmayı umuyoruz.
10:28
We hope to have that built this fall.
214
628660
4256
Barınma geliştirebileceğimiz başka bir konu.
10:32
Housing is another area where we can really improve.
215
632940
3376
Boston Belediye Başkanı Menino'ya göre şehrin en
10:36
Mayor Menino in Boston says
216
636340
2176
10:38
lack of affordable housing for young people
217
638540
2936
büyük sorunlarından biri gençler için uygun fiyatlı
10:41
is one of the biggest problems the city faces.
218
641500
2736
konutun olmaması.
Müteahhitler, tamam o zaman, minicik apartmanlar inşa edelim diyor.
10:44
Developers say, OK, we'll build little teeny apartments.
219
644260
2736
İnsanlarsa, bildiğimiz minik apartmanlarda
10:47
People say, we don't really want to live in a little teeny conventional apartment.
220
647020
4256
yaşamak istemiyoruz diyor.
Biz de arabamıza çok benzer, standart bir şase
10:51
So we're saying, let's build a standardized chassis,
221
651300
4056
10:55
much like our car.
222
655380
1336
oluşturalım diyoruz. Gelişmiş teknolojiyi apartmanımıza getirelim,
10:56
Let's bring advanced technology into the apartment,
223
656740
5096
teknolojinin etkinleştirildiği bir dolgu,
11:01
technology-enabled infill,
224
661860
2536
bu açık çatılı şase kapsamında insanlara
11:04
give people the tools within this open-loft chassis
225
664420
4976
gereksinimlerini, değerlerini ve aktivitelerini belirleyecekleri
11:09
to go through a process of defining
226
669420
1816
11:11
what their needs and values and activities are,
227
671260
2936
bir süreçten geçmeleri için gerekli araçları verelim
11:14
and then a matching algorithm will match a unique assembly
228
674220
3576
ve sonra da kişiye özel entegre iç dolgu bileşenlerinin,
11:17
of integrated infill components,
229
677820
1976
mobilyanın, tezgahların emsalsiz bir montajını sağlayacak bir
11:19
furniture, and cabinetry, that are personalized to that individual,
230
679820
5096
algoritma oluşturalım, yapılandırma süreci ve
11:24
and they give them the tools
231
684940
1376
düzeltmeler için gerekli araçları verelim
11:26
to go through the process and to refine it,
232
686340
2016
11:28
and it's something like working with an architect,
233
688380
2376
ve bu bir mimarla çalışır gibi ,
11:30
where the dialogue starts
234
690780
1256
birine tepki vereceği bir alternatif sunduğunuzda başlayan
11:32
when you give an alternative to a person to react to.
235
692060
4680
bir diyalog gibi bir şey olsun.
Şimdi, bizim için uygulamanın en ilginçleşeceği an
11:38
Now, the most interesting implementation of that for us
236
698060
4696
11:42
is when you can begin to have robotic walls,
237
702780
2056
robotik duvarların devreye girmesiyle başlıyor,
11:44
so your space can convert from exercise to a workplace,
238
704860
3816
böylece eğer sanal bir şirket yönetiyorsanız,
11:48
if you run a virtual company.
239
708700
1736
mekanınız egzersiz alanından çalışma yerine dönüşebilir.
Misafirleriniz için geliştirilmiş
11:50
You have guests over,
240
710460
1150
11:51
you have two guest rooms that are developed.
241
711634
3682
iki misafir odası mevcut.
11:55
You have a conventional one-bedroom arrangement
242
715340
3856
Gerektiğinde konvansiyonel tek odalı
11:59
when you need it.
243
719220
1204
bir düzenleme mümkün. Bu muhtemelen çoğunluk olacaktır.
12:00
Maybe that's most of the time.
244
720448
1528
Diyelim ki akşam yemeği partiniz var. Normalde konvansiyonel tek odalı mekanda
12:02
You have a dinner party.
245
722000
1156
12:03
The table folds out to fit 16 people in otherwise a conventional one-bedroom,
246
723180
4056
16 kişiyi ağırlayabilecek bir masa açılır
12:07
or maybe you want a dance studio.
247
727260
1616
ya da belki bir dans stüdyosu istersiniz.
12:08
I mean, architects have been thinking about these ideas for a long time.
248
728900
3416
Demek istediğim, mimarlar bu fikirler üzerinde
uzun zamandır kafa yoruyor. Şimdi yapmamız gereken,
12:12
What we need to do now,
249
732340
2216
bunları şehirde çok rahat bir şekilde yaşamak isteyen
12:14
develop things that can scale to those 300 million Chinese people
250
734580
5496
300 milyon Çinli için
12:20
that would like to live in the city, and very comfortably.
251
740100
4136
ölçeklendirip geliştirmek.
12:24
We think we can make a very small apartment
252
744260
2296
Bu stratejileri değerlendirerek, kendisinden iki kat büyük mekan
12:26
that functions as if it's twice as big by utilizing these strategies.
253
746580
5336
işlevi gören çok küçük bir apartman dairesi
yapabileceğimizi düşünüyoruz. Akıllı evlere inanmıyorum.
12:31
I don't believe in smart homes. That's sort of a bogus concept.
254
751940
3536
Bu düzmece bir tema.
12:35
I think you have to build dumb homes and put smart stuff in it.
255
755500
3216
Bence budala evler inşa edip
içlerine akıllı şeyler koymalısınız. (Gülüşme)
12:38
(Laughter)
256
758740
2256
Biz de duvarın kendisinin şasesi üzerinde çalışmaktayız.
12:41
And so we've been working on a chassis of the wall itself.
257
761020
5416
12:46
You know, standardized platform
258
766460
1536
Bilirsiniz, çalıştırmak için standart
12:48
with the motors and the battery when it operates,
259
768020
2776
motor ve pil, yerinde kenetleyecek ve
12:50
little solenoids that will lock it in place and get low-voltage power.
260
770820
4536
düşük voltajlı güç alacak minik solenoidler.
12:55
We think this can all be standardized,
261
775380
1816
Bizce bunların hepsi standardize edilebilir
12:57
and then people can personalize the stuff that goes into that wall,
262
777220
3936
ve sonra insanlar duvara gidecek şeyleri kişiselleştirebilirler
13:01
and like the car, we can integrate all kinds of sensing
263
781180
2696
ve tıpkı araba gibi, insan aktivitesinden haberdar olmak için
13:03
to be aware of human activity,
264
783900
2376
her türlü duyuyu dahil edebiliriz, mesela ayak altında
13:06
so if there's a baby or a puppy in the way,
265
786300
3296
bir bebek ya da yavru bir köpek varsa, herhangi bir sorun yaşamazsınız. (Gülüşme)
13:09
you won't have a problem.
266
789620
1216
13:10
(Laughter)
267
790860
1016
13:11
So the developers say, well, this is great.
268
791900
2736
Müteahhitler diyor ki, bu harika bir şey. Tamam,
13:14
OK, so if we have a conventional building, we have a fixed envelope,
269
794660
4056
eğer konvansiyonel bir binamız varsa,
sabit bir zarfımız var demek, belki 14 daire yerleştirebiliriz.
13:18
maybe we can put in 14 units.
270
798740
2056
13:20
If they function as if they're twice as big,
271
800820
2096
Eğer iki kat büyükmüş gibi işlev görüyorlarsa,
13:22
we can get 28 units in.
272
802940
1536
28 adet dairemiz olmuş olur.
13:24
That means twice as much parking, though.
273
804500
2025
Bu da iki katı park yeri demek.
13:26
Parking's really expensive.
274
806549
1307
Park yeri çok pahalı. Bir binanın içine
13:27
It's about 70,000 dollars per space
275
807880
2636
konvansiyel bir park yeri inşa etmenin
13:30
to build a conventional parking spot inside a building.
276
810540
3776
maliyeti mekan başına yaklaşık 70.000 dolar.
Yani katlanma ve otonomi özelliğiniz varsa,
13:34
So if you can have folding and autonomy,
277
814340
3576
13:37
you can do that in one-seventh of the space.
278
817940
2416
bunu mekanın yedide biri kadarına yapabilirsiniz.
13:40
That goes down to 10,000 dollars per car,
279
820380
2176
Bu sadece park yeri maliyetini
13:42
just for the cost of the parking.
280
822580
1576
araba başına 10.000 dolara geriletir.
13:44
You add shared use, and you can even go further.
281
824180
3936
Ortak kullanımı eklerseniz, daha da masrafı daha da düşürebilirsiniz.
13:48
We can also integrate all kinds of advanced technology
282
828140
3056
Bu süreç içine ayrıca her çeşit
13:51
through this process.
283
831220
1216
gelişmiş teknolojiyi de entegre edebilirsiniz. Pazarda,
13:52
There's a path to market for innovative companies
284
832460
3136
yenilikçi şirketlerin teknolojiyi eve getirmeleri için bir rota var.
13:55
to bring technology into the home.
285
835620
1656
13:57
In this case, a project we're doing with Siemens.
286
837300
2576
Siemens ile yaptığımız bir projede,
13:59
We have sensors on all the furniture, all the infill,
287
839900
2576
tüm mobilyalarda, tüm iç dolguda, insanların nerede olduklarını
14:02
that understands where people are and what they're doing.
288
842500
2696
ve ne yaptıklarını anlayan sensörler var.
Mavi ışık çok verimli, bu yüzden bu 24 bit LED
14:05
Blue light is very efficient,
289
845220
1696
14:06
so we have these tunable 24-bit LED lighting fixtures.
290
846940
4136
aydınlatma ayarlanabilir aydınlatma aksesuarları var.
İnsanın nerede olduğunu, ne yaptığını fark edebilir,
14:11
It recognizes where the person is, what they're doing,
291
851100
4136
full spektrum beyaz ışık gerektiğinde ışığı artırabilir
14:15
fills out the light when necessary to full spectrum white light,
292
855260
4216
ve en gelişmiş konvansiyonel aydınlatma sistemlerine
14:19
and saves maybe 30, 40 percent in energy consumption, we think,
293
859500
6216
oranla enerji tüketiminde
14:25
over even conventional state-of-the-art lighting systems.
294
865740
5456
%30-40 tasarruf sağlayabilir.
14:31
This just shows you the data that comes from the sensors
295
871220
3416
Bu sadece mobilyaya iliştirilmiş
14:34
that are embedded in the furniture.
296
874660
1696
sensörlerden alınan veriler.
14:36
We don't really believe in cameras to do things in homes.
297
876380
2816
Evlerde kameraların bir şey yaptıklarına pek inanmıyoruz.
14:39
We think these little wireless sensors are more effective.
298
879220
3976
Bizde bu minik kablosuz sensörler daha etkili.
14:43
We think we can also personalize sunlight.
299
883220
2256
Güneş ışığını da kişiselleştirebileceğimizi düşünüyoruz.
14:45
That's sort of the ultimate personalization in some ways.
300
885500
2667
Bu bazı yollardan temel kişiselleştirme bir çeşidi.
Sonuç olarak, mekandaki her yere güneş ışınları ulaşsın diye
14:48
So we've looked at articulating mirrors of the facade
301
888191
2965
14:51
that can throw shafts of sunlight anywhere into the space,
302
891180
3896
dış cephede aynaları birleştirmeyi düşündük,
14:55
therefore allowing you to shade most of the glass
303
895100
2376
böylece bugün gibi sıcak bir günde
14:57
on a hot day like today.
304
897500
2216
size camın büyük kısmının gölgede kalmasını sağlar.
14:59
In this case, she picks up her phone,
305
899740
1856
Bu durumda, kişi telefonu alır, gün ışığının konumunu
15:01
she can map food preparation at the kitchen island
306
901620
4576
yiyecek hazırlığını yaptığı tezgaha göre konumlayabilir.
15:06
to a particular location of sunlight.
307
906220
2416
Kişi bu işle meşgul olduğu sürece
15:08
An algorithm will keep it in that location as long as she's engaged in that activity.
308
908660
5176
algoritma ışığı bu konumda tutar.
15:13
This can be combined with LED lighting as well.
309
913860
2917
Bu LED aydınlatma ile de kombine edilebilir.
Bizce çalışma mekanları paylaşılmalı.
15:18
We think workplaces should be shared.
310
918020
2096
15:20
I mean, this is really the workplace of the future, I think.
311
920140
2810
Yani bence bu gerçekten geleceğin çalışma mekanı.
15:22
This is Starbucks, you know.
312
922974
1496
Biliyorsunuz, burası Starbucks. (Gülüşme)
15:24
Maybe a third --
313
924494
1182
Belki bir üçüncü - Ve görüyorsunuz, herkesin sırtı duvara dayalı
15:25
And you see everybody has their back to the wall
314
925700
2256
yiyecek yiyip kahve içiyorlar
15:27
and they have food and coffee down the way
315
927980
2000
ve kendi bireysel balonları içindeler.
15:30
and they're in their own little personal bubble.
316
930004
2432
15:32
We need shared spaces for interaction and collaboration.
317
932460
2696
Etkileşim ve işbirliği için ortak mekanlara ihtiyacımız var.
15:35
We're not doing a very good job with that.
318
935180
2216
Bunu pek beceremiyoruz.
15:37
At the Cambridge Innovation Center, you can have shared desks.
319
937420
4056
Cambridge İnovasyon Merkezi'nde,
ortak masalar var.
15:41
I've spent a lot of time in Finland at the design factory of Aalto University,
320
941500
4696
Finlandiya'daki Aalto Üniversitesi'nin
15:46
where the they have a shared shop and shared fab lab, shared quiet spaces,
321
946220
4696
ortak dükkan ve ortak Fablabı,
ortak sessiz mekanları,
15:50
electronics spaces, recreation places.
322
950940
4136
elektronik mekanları,
teneffüs yerleri olan tasarım fabrikasında epey zaman geçirdim.
15:55
We think ultimately, all of this stuff can come together,
323
955100
3456
Bizce temelde mobilite için yeni bir model,
15:58
a new model for mobility, a new model for housing,
324
958580
3696
barınma için yeni bir model,
16:02
a new model for how we live and work,
325
962300
2296
nasıl yaşadığımıza ve çalıştığımıza dair yeni bir model,
16:04
a path to market for advanced technologies.
326
964620
2816
gelişmiş teknoloji pazarına bir yol, hepsi bir araya gelebilir,
16:07
But in the end, the main thing we need to focus on are people.
327
967460
2905
ama sonuçta odaklanmamız gereken temel şey
insan. Şehirler insanlarla ilgili.
16:10
Cities are all about people.
328
970389
1567
16:11
They're places for people.
329
971980
2016
Şehirler insanların mekanı.
Melbourne'da hem şeritli yollar yapıp
16:14
There's no reason why we can't dramatically improve
330
974020
2456
16:16
the livability and creativity of cities
331
976500
2296
hem de karbondioksit ve enerjiyi çarpıcı bir biçimde
16:18
like they've done in Melbourne with the laneways
332
978820
3896
düşürdükleri gibi, şehirlerdeki yaşanabilirliği ve yaratıcılığı
16:22
while at the same time dramatically reducing CO2 and energy.
333
982740
4576
önemli ölçüde geliştirememiz için hiç bir neden yok.
16:27
It's a global imperative. We have to get this right.
334
987340
3336
Bu küresel bir mecburiyet. Bunu doğru yapmak zorundayız.
16:30
Thank you.
335
990700
1216
Teşekkürler. (Alkış)
16:31
(Applause)
336
991940
4520
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7