How do we heal medicine? | Atul Gawande

Atul Gawande: Tıbbı nasıl iyileştiririz?

493,032 views ・ 2012-04-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zeynep Oner Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
I got my start
0
15260
3000
Cerrahi stajyer öğrenci olarak
00:18
in writing and research
1
18260
2000
yazma ve araştırma
00:20
as a surgical trainee,
2
20260
3000
ile başladım,
00:23
as someone who was a long ways away
3
23260
2000
herhangi bir şeyde uzman olmasına
00:25
from becoming any kind of an expert at anything.
4
25260
3000
daha uzun yolları olan biri olarak.
00:28
So the natural question you ask then at that point
5
28260
3000
O noktada doğal olarak sorduğunuz soru,
00:31
is, how do I get good at what I'm trying to do?
6
31260
2000
yapmaya çalıştığımda nasıl iyi olurum?
00:33
And it became a question of,
7
33260
2000
Ve bu soru şekil değiştirerek
00:35
how do we all get good
8
35260
2000
hepimiz yapmaya çalıştığımızda
00:37
at what we're trying to do?
9
37260
3000
nasıl iyi oluruza döndü.
00:40
It's hard enough to learn to get the skills,
10
40260
4000
Becerileri öğrenmek yeterince zorken, bir de
00:44
try to learn all the material you have to absorb
11
44260
3000
yaptığınız herşeyle ilgili özümsenmesi gereken
00:47
at any task you're taking on.
12
47260
2000
bütün materyalleri öğrenmeye çalışın.
00:49
I had to think about how I sew and how I cut,
13
49260
3000
Nasıl dikip nasıl kestiğimi düşünmem gerekiyordu,
00:52
but then also how I pick the right person
14
52260
2000
ama sonra bir de ameliyat odasına girmesi için
00:54
to come to an operating room.
15
54260
2000
doğru kişiyi nasıl seçeceğimi de düşünmem gerekiyordu.
00:56
And then in the midst of all this
16
56260
2000
Ve bir de tüm bunlar olurken
00:58
came this new context
17
58260
2000
bu iyi olmak ne demektiri düşünmek
01:00
for thinking about what it meant to be good.
18
60260
2000
gibi yeni bir kavram da çıktı.
01:02
In the last few years
19
62260
2000
Son birkaç yıldır
01:04
we realized we were in the deepest crisis
20
64260
3000
tıbbın varlığındaki
01:07
of medicine's existence
21
67260
2000
en derin krizde olduğumuzu farkettik,
01:09
due to something you don't normally think about
22
69260
2000
bir doktorken, insanlar için nasıl iyi olabilirimle ilgilenirken
01:11
when you're a doctor
23
71260
2000
normalde aklınıza gelmeyen
01:13
concerned with how you do good for people,
24
73260
3000
birşey yüzünden,
01:16
which is the cost
25
76260
2000
sağlık hizmetlerinin
01:18
of health care.
26
78260
2000
maliyetleri yüzünden.
01:20
There's not a country in the world
27
80260
3000
Şu an dünyada
01:23
that now is not asking
28
83260
2000
doktorların yaptıklarını ödeyebilir miyiz
01:25
whether we can afford what doctors do.
29
85260
3000
diye sormayan bir ülke yok.
01:28
The political fight that we've developed
30
88260
3000
Yarattığımız politik kavga
01:31
has become one around
31
91260
2000
acaba problem hükümet mi
01:33
whether it's the government that's the problem
32
93260
3000
yoksa sigorta şirketleri mi
01:36
or is it insurance companies that are the problem.
33
96260
3000
şeklinde dönüyor.
01:41
And the answer is yes and no;
34
101260
4000
Ve cevap evet ve hayır;
01:45
it's deeper than all of that.
35
105260
2000
tüm bunlardan daha derin.
01:47
The cause of our troubles
36
107260
2000
Sorunlarımızın nedeni
01:49
is actually the complexity that science has given us.
37
109260
3000
aslında bilimin bize verdiği karmaşıklık.
01:52
And in order to understand this,
38
112260
2000
Ve bunu anlatabilmek için
01:54
I'm going to take you back a couple of generations.
39
114260
4000
sizi birkaç jenerasyon geri götüreceğim.
01:58
I want to take you back
40
118260
2000
Sizi Lewis Thomas'ın "En Genç Bilim"
02:00
to a time when Lewis Thomas was writing in his book, "The Youngest Science."
41
120260
3000
kitabını yazdığı zamana götürmek istiyorum.
02:03
Lewis Thomas was a physician-writer,
42
123260
2000
Lewis Thomas bir hekim-yazardı,
02:05
one of my favorite writers.
43
125260
2000
en sevdiğim yazarlardan biri.
02:07
And he wrote this book to explain, among other things,
44
127260
3000
Ve bu kitabı, diğer şeylerin yanı sıra,
02:10
what it was like to be a medical intern
45
130260
3000
penisilin öncesi yıllarda
02:13
at the Boston City Hospital
46
133260
2000
1937'de Boston City Hospital'da
02:15
in the pre-penicillin year
47
135260
2000
tıbbi stajyer öğrenci olmanın
02:17
of 1937.
48
137260
3000
nasıl birşey olduğunu anlatmak için yazdı.
02:20
It was a time when medicine was cheap
49
140260
4000
Tıbbın ucuz ve çok etkisiz
02:24
and very ineffective.
50
144260
4000
olduğu bir dönemdi.
02:28
If you were in a hospital, he said,
51
148260
3000
Eğer hastaneye düşmüşseniz,
02:31
it was going to do you good
52
151260
3000
size tek yararı
02:34
only because it offered you
53
154260
2000
biraz sıcaklık, biraz yiyecek, korunak
02:36
some warmth, some food, shelter,
54
156260
4000
sağladığı içindi, diyor,
02:40
and maybe the caring attention
55
160260
2000
ve belki de bir hemşirenin
02:42
of a nurse.
56
162260
2000
özenli ilgisi.
02:44
Doctors and medicine
57
164260
4000
Doktorlar ve tıbbın
02:48
made no difference at all.
58
168260
2000
hiçbir etkisi yoktu.
02:50
That didn't seem to prevent the doctors
59
170260
2000
Bu durum doktorların o günlerde
02:52
from being frantically busy in their days,
60
172260
2000
deli gibi meşgul olmalarını
02:54
as he explained.
61
174260
2000
engellemiyordu, diye açıklıyor.
02:56
What they were trying to do
62
176260
2000
Yapmaya çalıştıklarının,
02:58
was figure out whether you might have one of the diagnoses
63
178260
3000
teşhislerden, birşeyler yapabildiklerinden
03:01
for which they could do something.
64
181260
3000
birine sahip olup olmadığınızı anlamaktı.
03:04
And there were a few.
65
184260
2000
Ve bunların sayısı da azdı.
03:06
You might have a lobar pneumonia, for example,
66
186260
3000
Akciğer lobu zatürresi olmuş olabilirdiniz, mesela,
03:09
and they could give you an antiserum,
67
189260
2000
ve size bir antiserum verirlerdi,
03:11
an injection of rabid antibodies
68
191260
4000
streptokok basili için
03:15
to the bacterium streptococcus,
69
195260
3000
kuduz antikorları aşılayabilirlerdi,
03:18
if the intern sub-typed it correctly.
70
198260
4000
tabi eğer stajyer doğru alt türleyebildiyse.
03:22
If you had an acute congestive heart failure,
71
202260
3000
Eğer ileri konjestif kalp yetmezliğiniz vardı ise,
03:25
they could bleed a pint of blood from you
72
205260
3000
kol damarlarınızdan birini açarak
03:28
by opening up an arm vein,
73
208260
3000
yarım litre kan alıp,
03:31
giving you a crude leaf preparation of digitalis
74
211260
3000
size yüksükotundan yapılmış kaba bir karışım verip,
03:34
and then giving you oxygen by tent.
75
214260
5000
sonra da çadırda oksijen verirlerdi.
03:39
If you had early signs of paralysis
76
219260
2000
Eğer felçin erken belirtilerini gösteriyorsa
03:41
and you were really good at asking personal questions,
77
221260
3000
ve kişisel sorular sormada gerçekten iyiyseniz,
03:44
you might figure out
78
224260
2000
bu felçin frengi kaynaklı
03:46
that this paralysis someone has is from syphilis,
79
226260
3000
olduğunu çözebilirdiniz,
03:49
in which case you could give this nice concoction
80
229260
3000
o durumda da güzel bir
03:52
of mercury and arsenic --
81
232260
4000
civa ve arsenik karışımı verirdiniz --
03:56
as long as you didn't overdose them and kill them.
82
236260
3000
dozaşımından öldürmezseniz tabi.
04:01
Beyond these sorts of things,
83
241260
2000
Bu tür şeylerden öte
04:03
a medical doctor didn't have a lot that they could do.
84
243260
5000
bir tıp doktorunun yapabileceği pek birşey yoktu.
04:08
This was when the core structure of medicine
85
248260
2000
Bu tıbbın ana yapısının
04:10
was created --
86
250260
2000
oluşturulduğu zamandı --
04:12
what it meant to be good at what we did
87
252260
3000
yaptığımızda iyi olmanın ne demek olduğunun
04:15
and how we wanted to build medicine to be.
88
255260
2000
ve tıbbı ne olarak yapılandırmayı istediğimizin oluşturulduğu.
04:17
It was at a time
89
257260
2000
Bilinenlerin hepsini bilebildiğiniz,
04:19
when what was known you could know,
90
259260
2000
hepsini aklınızda tutabildiğiniz,
04:21
you could hold it all in your head, and you could do it all.
91
261260
3000
her şeyi yapabileceğiniz bir zamandı.
04:24
If you had a prescription pad,
92
264260
2000
Eğer bir reçete defteriniz,
04:26
if you had a nurse,
93
266260
2000
hemşireniz,
04:28
if you had a hospital
94
268260
2000
size nekahat için yer ve
04:30
that would give you a place to convalesce, maybe some basic tools,
95
270260
3000
belki de bazı temel gereçler sağlayan bir hastaneniz vardı ise
04:33
you really could do it all.
96
273260
2000
gerçekten herşeyi yapabilirdiniz.
04:35
You set the fracture, you drew the blood,
97
275260
3000
Kırığı oturt, kanı al,
04:38
you spun the blood,
98
278260
2000
kanı çevir,
04:40
looked at it under the microscope,
99
280260
2000
mikroskopun altında bak,
04:42
you plated the culture, you injected the antiserum.
100
282260
3000
kültür oluştur, antiserum enjekte et.
04:45
This was a life as a craftsman.
101
285260
5000
Bir zanaatkar hayatı idi.
04:50
As a result, we built it around
102
290260
3000
Bu nedenle cüretkar olmak,
04:53
a culture and set of values
103
293260
2000
cesur olmak,
04:55
that said what you were good at
104
295260
3000
bağımsız
04:58
was being daring,
105
298260
2000
ve kendi kendine yeter
05:00
at being courageous,
106
300260
2000
olmakta iyi olduğunuzu söyleyen
05:02
at being independent and self-sufficient.
107
302260
4000
bir kültür ve değerler kümesi oluşturduk.
05:06
Autonomy was our highest value.
108
306260
5000
En yüksek değerimiz otonomi idi.
05:12
Go a couple generations forward
109
312260
2000
Birkaç jenerasyon ilerleyip
05:14
to where we are, though,
110
314260
2000
bulunduğumuz noktaya gelin, zorlu,
05:16
and it looks like a completely different world.
111
316260
2000
ve tamamen farklı bir dünya gibi duruyor.
05:18
We have now found treatments
112
318260
3000
Bir insanda görülebilecek
05:21
for nearly all of the tens of thousands of conditions
113
321260
4000
onbinlerce hastalığın neredeyse hepsi için
05:25
that a human being can have.
114
325260
2000
tedaviler bulduk.
05:27
We can't cure it all.
115
327260
2000
Hepsini iyileştiremeyiz.
05:29
We can't guarantee that everybody will live a long and healthy life.
116
329260
3000
Herkesin uzun ve sağlıklı yaşayacağını garanti edemeyiz.
05:32
But we can make it possible
117
332260
2000
Ama çoğu için
05:34
for most.
118
334260
3000
mümkün kılabiliriz.
05:37
But what does it take?
119
337260
2000
Ama nasıl?
05:39
Well, we've now discovered
120
339260
2000
Artık 4,000 tıbbi ve cerrahi
05:41
4,000 medical and surgical procedures.
121
341260
4000
prosedür keşfettik.
05:45
We've discovered 6,000 drugs
122
345260
3000
Artık yazma lisansına sahip olduğum
05:48
that I'm now licensed to prescribe.
123
348260
3000
6,000 ilaç keşfettik.
05:51
And we're trying to deploy this capability,
124
351260
2000
Ve bu beceriyi
05:53
town by town,
125
353260
2000
dünyayı bırakın,
05:55
to every person alive --
126
355260
4000
kendi ülkemizde
05:59
in our own country,
127
359260
2000
kasaba kasaba
06:01
let alone around the world.
128
361260
2000
hayattaki herkese ulaştırmaya çalışıyoruz.
06:03
And we've reached the point where we've realized,
129
363260
3000
Ve şunu farkettiğimiz bir noktaya geldik,
06:06
as doctors,
130
366260
2000
biz doktorlar olarak
06:08
we can't know it all.
131
368260
2000
her şeyi bilemeyiz.
06:10
We can't do it all
132
370260
3000
Tek başımıza
06:13
by ourselves.
133
373260
2000
her şeyi yapamayız.
06:15
There was a study where they looked
134
375260
2000
Bir hastaneye gelirseniz
06:17
at how many clinicians it took to take care of you
135
377260
2000
size bakmak için kaç klinisyen gerektiğini
06:19
if you came into a hospital,
136
379260
2000
ve bunun zaman içinde
06:21
as it changed over time.
137
381260
2000
nasıl değiştiğini araştıran bir çalışma yapıldı.
06:23
And in the year 1970,
138
383260
2000
1970'de
06:25
it took just over two full-time equivalents of clinicians.
139
385260
3000
iki tam zamanlı klinisyenden biraz fazlaydı.
06:28
That is to say,
140
388260
2000
Yani,
06:30
it took basically the nursing time
141
390260
3000
daha çok hemşire zamanı
06:33
and then just a little bit of time for a doctor
142
393260
2000
ve size günde bir kere kontrol eden
06:35
who more or less checked in on you
143
395260
2000
biraz da doktor zamanı
06:37
once a day.
144
397260
2000
gerekiyordu.
06:39
By the end of the 20th century,
145
399260
3000
20. yüzyılın sonunda
06:42
it had become more than 15 clinicians
146
402260
3000
aynı tipik hastane hastası için
06:45
for the same typical hospital patient --
147
405260
3000
15 klinisyenden fazlası gerekmeye başladı --
06:48
specialists, physical therapists,
148
408260
3000
uzman doktorlar, fizik tedavi uzmanları,
06:51
the nurses.
149
411260
3000
hemşireler.
06:54
We're all specialists now,
150
414260
2000
Artık hepimiz uzman doktoruz,
06:56
even the primary care physicians.
151
416260
2000
birinci basamak tedavi doktorları bile.
06:58
Everyone just has
152
418260
2000
Herkes bakımın
07:00
a piece of the care.
153
420260
3000
bir kısmı ile ilgileniyor.
07:03
But holding onto that structure we built
154
423260
2000
Ama yarattığımız o cüretkarlık,
07:05
around the daring, independence,
155
425260
2000
bağımsızlık, kendi kendine yetme
07:07
self-sufficiency
156
427260
2000
üzerine kurulu yapıyı,
07:09
of each of those people
157
429260
3000
bu insanların herbirine dayattığımızda
07:12
has become a disaster.
158
432260
2000
felaket oldu.
07:14
We have trained, hired and rewarded people
159
434260
4000
İnsanları kovboy olmaları için eğittik, işe aldık
07:18
to be cowboys.
160
438260
3000
ve ödüllendirdik.
07:21
But it's pit crews that we need,
161
441260
3000
Ama asıl istiyacımız olan pit ekibi,
07:24
pit crews for patients.
162
444260
2000
hastalar için pit ekibi.
07:26
There's evidence all around us:
163
446260
2000
Çevremiz bunun kanıtları ile dolu:
07:28
40 percent of our coronary artery disease patients
164
448260
3000
Toplumumuzda koroner arter hastalarımızın
07:31
in our communities
165
451260
2000
yüzde 40'ı
07:33
receive incomplete or inappropriate care.
166
453260
4000
yetersiz veya uygunsuz bakım görüyor.
07:37
60 percent
167
457260
2000
Astım, inme
07:39
of our asthma, stroke patients
168
459260
3000
hastalarımızın yüzde 60'ı
07:42
receive incomplete or inappropriate care.
169
462260
4000
yetersiz veya uygunsuz bakım görüyor.
07:46
Two million people come into hospitals
170
466260
3000
İki milyon insan hastaneye gelip
07:49
and pick up an infection
171
469260
2000
önceden sahip olmadıkları
07:51
they didn't have
172
471260
2000
bir hastalık kapıyorlar,
07:53
because someone failed to follow
173
473260
3000
birileri temel hijyen kurallarına
07:56
the basic practices of hygiene.
174
476260
3000
uymadığı için.
07:59
Our experience
175
479260
2000
Hastalanan,
08:01
as people who get sick,
176
481260
2000
başkalarının yardımına ihtiyacı olan
08:03
need help from other people,
177
483260
2000
insanlar olarak deneyimimize göre,
08:05
is that we have amazing clinicians
178
485260
3000
dönüp yardım isteyemeyeceğimiz
08:08
that we can turn to --
179
488260
2000
inanılmaz klinisyenlerimiz olduğu --
08:10
hardworking, incredibly well-trained and very smart --
180
490260
3000
çalışkan, oldukça iyi eğitimli ve çok zeki --
08:13
that we have access to incredible technologies
181
493260
3000
bize büyük umutlar veren
08:16
that give us great hope,
182
496260
2000
inanılmaz teknolojilerimiz olduğu,
08:18
but little sense
183
498260
2000
ama tüm bunların
08:20
that it consistently all comes together for you
184
500260
4000
başından sonuna, başarılı ve istikrarlı olarak
08:24
from start to finish
185
504260
3000
sizin için birleşmesi
08:27
in a successful way.
186
507260
3000
mümkün olmuyor.
08:30
There's another sign
187
510260
2000
Pit ekiplerine ihtiyacımız
08:32
that we need pit crews,
188
512260
2000
olduğunun bir başka göstergesi de
08:34
and that's the unmanageable cost
189
514260
3000
bakımımızın altından kalkılamayan
08:37
of our care.
190
517260
3000
maliyeti.
08:40
Now we in medicine, I think,
191
520260
2000
Şimdi biz tıptakiler, bence
08:42
are baffled by this question of cost.
192
522260
2000
bu maliyet sorusu hakkında şaşkınız.
08:44
We want to say, "This is just the way it is.
193
524260
4000
"Yani durum bu.
08:48
This is just what medicine requires."
194
528260
2000
Tıbbın gerektirdiği bu," demek istiyoruz.
08:50
When you go from a world
195
530260
2000
Artriti aspirinle tedavi ettiğiniz,
08:52
where you treated arthritis with aspirin,
196
532260
3000
bir dünyadan,
08:55
that mostly didn't do the job,
197
535260
3000
ki genelde işe yaramıyordu,
08:58
to one where, if it gets bad enough,
198
538260
2000
eğer gerekirse kalça değişimi,
09:00
we can do a hip replacement, a knee replacement
199
540260
2000
diz değişimi yapabileceğimiz, size
09:02
that gives you years, maybe decades,
200
542260
3000
sakat olmadığınız yıllar, onyıllar
09:05
without disability,
201
545260
2000
verebilen bir dünyaya baktığınızda,
09:07
a dramatic change,
202
547260
2000
dramatik bir değişim,
09:09
well is it any surprise
203
549260
2000
10 sentlik aspirinin yerini alan
09:11
that that $40,000 hip replacement
204
551260
3000
40,000 dolarlık kalça değişiminin
09:14
replacing the 10-cent aspirin
205
554260
2000
daha pahalı olması
09:16
is more expensive?
206
556260
2000
çok mu şaşırtıcı?
09:18
It's just the way it is.
207
558260
3000
Durum bu.
09:21
But I think we're ignoring certain facts
208
561260
2000
Ama bence yapabileceklerimiz hakkında bize
09:23
that tell us something about what we can do.
209
563260
3000
bir şeyler gösteren bazı gerçekleri göz ardı ediyoruz.
09:28
As we've looked at the data
210
568260
2000
Karmaşıklık arttıkça
09:30
about the results that have come
211
570260
3000
oluşan sonuçlara
09:33
as the complexity has increased,
212
573260
2000
baktığımızda
09:35
we found
213
575260
2000
bulduk ki,
09:37
that the most expensive care
214
577260
2000
en pahalı bakım
09:39
is not necessarily the best care.
215
579260
3000
en iyi bakım olmayabiliyor.
09:42
And vice versa,
216
582260
2000
Ve tam tersi,
09:44
the best care
217
584260
2000
en iyi bakım
09:46
often turns out to be the least expensive --
218
586260
3000
genelde en ucuz olan çıkıyor --
09:49
has fewer complications,
219
589260
3000
daha az komplikasyonları olan,
09:52
the people get more efficient at what they do.
220
592260
3000
insanların daha verimli yaptıkları.
09:55
And what that means
221
595260
2000
Ve bunun anlamı
09:57
is there's hope.
222
597260
3000
umut olduğu.
10:00
Because [if] to have the best results,
223
600260
3000
Çünkü en iyi sonuçlar için
10:03
you really needed the most expensive care
224
603260
3000
gerçekten en pahalı bakıma ihtiyaç olsaydı
10:06
in the country, or in the world,
225
606260
2000
ülkemizde, ya da dünyada,
10:08
well then we really would be talking about rationing
226
608260
3000
o zaman cidden oturup paylaştırmayı,
10:11
who we're going to cut off from Medicare.
227
611260
4000
kimi sağlık sigortasından çıkaracağımızı konuşurduk.
10:15
That would be really our only choice.
228
615260
4000
O gerçekten bizim tek çaremiz olurdu.
10:19
But when we look at the positive deviants --
229
619260
2000
Ama olumlu sapmalara baktığımızda --
10:21
the ones who are getting the best results
230
621260
3000
en iyi sonuçları
10:24
at the lowest costs --
231
624260
2000
en düşük maliyetlerde alanlara --
10:26
we find the ones that look the most like systems
232
626260
3000
sistemlere en çok benzeyenlerin
10:29
are the most successful.
233
629260
2000
en başarılılar olduklarını bulduk.
10:31
That is to say, they found ways
234
631260
3000
Yani, onlar bütün farklı parçaların
10:34
to get all of the different pieces,
235
634260
2000
bütün farklı bileşenlerin,
10:36
all of the different components,
236
636260
2000
birleşerek bir bütün oluşturmasını
10:38
to come together into a whole.
237
638260
3000
sağlayıcı yollar bulmuşlar.
10:41
Having great components is not enough,
238
641260
3000
Harika bileşenlerinizin olması yetmez,
10:44
and yet we've been obsessed in medicine with components.
239
644260
4000
ama tıpta bileşenlere saplantılı bir şekilde takılmış durumdayız.
10:48
We want the best drugs, the best technologies,
240
648260
3000
En iyi ilaçları istiyoruz, en iyi teknolojileri,
10:51
the best specialists,
241
651260
3000
en iyi uzmanları,
10:54
but we don't think too much
242
654260
2000
ama bütün bunların nasıl bütünleştiğini
10:56
about how it all comes together.
243
656260
3000
çok düşünmüyoruz.
10:59
It's a terrible design strategy actually.
244
659260
4000
Bu aslında çok kötü bir dizayn stratejisi.
11:03
There's a famous thought experiment
245
663260
3000
Tam olarak da buna parmak basan
11:06
that touches exactly on this
246
666260
2000
ünlü bir zihin jimnastiği var;
11:08
that said, what if you built a car
247
668260
2000
şöyle diyor, en iyi parçalardan
11:10
from the very best car parts?
248
670260
3000
bir araba yapsan?
11:13
Well it would lead you to put in Porsche brakes,
249
673260
3000
Bu seni Porsche fren,
11:16
a Ferrari engine,
250
676260
2000
Ferrari motor,
11:18
a Volvo body, a BMW chassis.
251
678260
3000
Volvo kasa, BMW şasi koymaya iterdi.
11:21
And you put it all together and what do you get?
252
681260
3000
Şimdi bunların hepsini birleştir, ne oldu?
11:24
A very expensive pile of junk that does not go anywhere.
253
684260
4000
Hiçbir yere gitmeyen çok pahalı bir çöp yığını.
11:28
And that is what medicine can feel like sometimes.
254
688260
5000
Ve tıp da bazen böyle hissettirebiliyor.
11:33
It's not a system.
255
693260
3000
Bir sistem değil.
11:36
Now a system, however,
256
696260
2000
Parçalar birleşmeye başladığında
11:38
when things start to come together,
257
698260
3000
anlarsınız ki bir sistemin,
11:41
you realize it has certain skills
258
701260
3000
öyle davranmak ve görünmek için
11:44
for acting and looking that way.
259
704260
3000
bazı becerileri vardır.
11:47
Skill number one
260
707260
2000
Bir numaralı beceri
11:49
is the ability to recognize success
261
709260
2000
başarıyı farketme
11:51
and the ability to recognize failure.
262
711260
3000
ve başarısızlığı farketme becerisidir.
11:54
When you are a specialist,
263
714260
2000
Bir uzmansanız,
11:56
you can't see the end result very well.
264
716260
3000
işin sonunu tam olarak göremeyebilirsiniz.
11:59
You have to become really interested in data,
265
719260
3000
Verilerle çok ilgilenmeye başlamanız gerekir,
12:02
unsexy as that sounds.
266
722260
2000
bu her ne kadar çekici gelmese de.
12:04
One of my colleagues is a surgeon in Cedar Rapids, Iowa,
267
724260
3000
Meslektaşlarımdan biri Cedar Rapids, Iowa'da bir cerrah,
12:07
and he got interested in the question of,
268
727260
4000
ve CedarRapids'deki toplumları için
12:11
well how many CT scans did they do
269
731260
2000
kaç tane CT scan yaptıkları
12:13
for their community in Cedar Rapids?
270
733260
2000
sorusuyla ilgilenmeye başladı.
12:15
He got interested in this
271
735260
2000
Bununla ilgilenmeye başlamasının nedeni
12:17
because there had been government reports,
272
737260
2000
çok fazla CT scan yapıldığını söyleyen
12:19
newspaper reports, journal articles
273
739260
2000
hükümet raporları, gazete yazıları
12:21
saying that there had been too many CT scans done.
274
741260
3000
olması.
12:24
He didn't see it in his own patients.
275
744260
4000
Kendi hastalarında farketmemiş.
12:28
And so he asked the question, "How many did we do?"
276
748260
2000
O yüzden "Kaç tane yaptık?" sorusunu sormuş
12:30
and he wanted to get the data.
277
750260
2000
ve datayı almak istemiş.
12:32
It took him three months.
278
752260
2000
Üç ayını almış.
12:34
No one had asked this question in his community before.
279
754260
3000
Toplumlarında başka kimse daha önce bu soruyu sormamış.
12:37
And what he found was that,
280
757260
2000
Ve bulduğuna göre
12:39
for the 300,000 people in their community,
281
759260
2000
toplumlarındaki 300,000 kişi için
12:41
in the previous year
282
761260
2000
bir önceki sene
12:43
they had done 52,000 CT scans.
283
763260
5000
52,000 CT scan yapmışlar.
12:48
They had found a problem.
284
768260
3000
Bir problem bulmuşlar.
12:51
Which brings us to skill number two a system has.
285
771260
5000
Bu da bizi iki numaralı beceriye getiriyor.
12:56
Skill one, find where your failures are.
286
776260
3000
Bir numaralı beceri, başarısızlıklarınızın nerelerde olduğunu bulmak.
12:59
Skill two is devise solutions.
287
779260
4000
İki numaralı beceri çözümler tasarlamak.
13:03
I got interested in this
288
783260
2000
Ben bununla Dünya Sağlık Örgütü
13:05
when the World Health Organization came to my team
289
785260
2000
benim takımıma gelip
13:07
asking if we could help with a project
290
787260
2000
ameliyatlarda ölümleri azaltıcı bir projede
13:09
to reduce deaths in surgery.
291
789260
2000
yardımımızı istediğinde ilgilenmeye başladım.
13:11
The volume of surgery had spread
292
791260
2000
Ameliyatların sayısı,
13:13
around the world,
293
793260
2000
dünyada,
13:15
but the safety of surgery
294
795260
2000
çok artmıştı,
13:17
had not.
295
797260
2000
ama güvenliği değil.
13:19
Now our usual tactics for tackling problems like these
296
799260
3000
Şimdi bizim bu gibi problemlerle başa çıkma taktiğimiz
13:22
are to do more training,
297
802260
2000
genelde daha çok eğitim yapmak,
13:24
give people more specialization
298
804260
3000
insanlara daha çok uzmanlık vermek
13:27
or bring in more technology.
299
807260
3000
ya da daha çok teknoloji getirmek.
13:30
Well in surgery, you couldn't have people who are more specialized
300
810260
3000
Ama bir ameliyatta, daha da uzmanlaşmış kişilere sahip olamazsınız
13:33
and you couldn't have people who are better trained.
301
813260
3000
ve daha da iyi eğitilmiş kişiler de olamaz.
13:36
And yet we see unconscionable levels
302
816260
3000
Ama yine de vicdana sığmaz seviyelerde
13:39
of death, disability
303
819260
4000
önlenebilecek
13:43
that could be avoided.
304
823260
2000
ölüm ve sakatlık görüyoruz.
13:45
And so we looked at what other high-risk industries do.
305
825260
2000
O yüzden diğer yüksek riskli endüstrilerin neler yaptığına baktık.
13:47
We looked at skyscraper construction,
306
827260
2000
Gökdelen inşaatlarına,
13:49
we looked at the aviation world,
307
829260
3000
havacılık dünyasına baktık
13:52
and we found
308
832260
2000
ve bulduk ki,
13:54
that they have technology, they have training,
309
834260
2000
teknolojileri var, eğitimleri var,
13:56
and then they have one other thing:
310
836260
3000
ama birşeyleri daha var:
13:59
They have checklists.
311
839260
3000
Doğrulama listeleri var.
14:02
I did not expect
312
842260
2000
Bir Harvard cerrahı olarak
14:04
to be spending a significant part
313
844260
2000
zamanımın önemli bir kısmını
14:06
of my time as a Harvard surgeon
314
846260
2000
doğrulama listeleri hakkında düşünerek
14:08
worrying about checklists.
315
848260
3000
geçireceğimi düşünmemiştim.
14:11
And yet, what we found
316
851260
2000
Ama bulduğumuz
14:13
were that these were tools
317
853260
3000
bu araçların
14:16
to help make experts better.
318
856260
3000
uzmanları daha iyi yapmaya yaradığı idi.
14:19
We got the lead safety engineer for Boeing to help us.
319
859260
4000
Boeing'in baş güvenlik mühendisini bize yardım etmesi için aldık.
14:23
Could we design a checklist for surgery?
320
863260
3000
Ameliyat için bir doğrulama listesi oluşturabilir miydik?
14:26
Not for the lowest people on the totem pole,
321
866260
2000
Totem direğinin en altındakiler için değil,
14:28
but for the folks
322
868260
2000
ama zincirin her yerindeki
14:30
who were all the way around the chain,
323
870260
2000
kişiler için,
14:32
the entire team including the surgeons.
324
872260
2000
cerrahlar dahil bütün bir takım için.
14:34
And what they taught us
325
874260
2000
Ve bize öğrettikleri,
14:36
was that designing a checklist
326
876260
2000
insanların karmaşa ile başa çıkmalarına yardım etmek için
14:38
to help people handle complexity
327
878260
2000
bir doğrulama listesi dizayn etmenin
14:40
actually involves more difficulty than I had understood.
328
880260
3000
anladığımdan daha zorlu olduğu idi.
14:43
You have to think about things
329
883260
2000
Durak noktaları
14:45
like pause points.
330
885260
2000
gibi şeyler hakkında düşünmeniz gerekli.
14:47
You need to identify the moments in a process
331
887260
3000
Süreçte, bir problemi tehlike haline gelmeden
14:50
when you can actually catch a problem before it's a danger
332
890260
2000
yakalayıp, onun için bir şeyler yapabileceğiniz
14:52
and do something about it.
333
892260
2000
anları belirlemeniz lazım.
14:54
You have to identify
334
894260
2000
Ve bunun bir kalkış-öncesi
14:56
that this is a before-takeoff checklist.
335
896260
3000
doğrulama listesi olduğunu belirlemeniz lazım.
14:59
And then you need to focus on the killer items.
336
899260
3000
Ve sonra öldürücü maddelere yoğunlaşmanız lazım.
15:02
An aviation checklist,
337
902260
2000
Bir havacılık doğrulama listesi
15:04
like this one for a single-engine plane,
338
904260
2000
havacılık doğrulama listeleri
15:06
isn't a recipe for how to fly a plane,
339
906260
2000
uçağı nasıl uçuracağınızın bir tarifi değil,
15:08
it's a reminder of the key things
340
908260
2000
kontrol edilmezlerse
15:10
that get forgotten or missed
341
910260
3000
unutulan yada gözden kaçırılan
15:13
if they're not checked.
342
913260
2000
ana şeylerin bir hatırlatması.
15:15
So we did this.
343
915260
2000
Biz de bunu yaptık.
15:17
We created a 19-item two-minute checklist
344
917260
3000
Cerrahi takımlar için 19 maddelik
15:20
for surgical teams.
345
920260
2000
iki dakikalık doğrulama kisteleri oluşturduk.
15:22
We had the pause points
346
922260
2000
Anestezi verilmeden hemen önce,
15:24
immediately before anesthesia is given,
347
924260
3000
bıçak tene değmeden hemen önce,
15:27
immediately before the knife hits the skin,
348
927260
3000
hasta odayı terketmeden hemen önce
15:30
immediately before the patient leaves the room.
349
930260
3000
duraksama noktaları koyduk.
15:33
And we had a mix of dumb stuff on there --
350
933260
3000
Salakça şeylerle --
15:36
making sure an antibiotic is given in the right time frame
351
936260
3000
bir antibiyotiğin doğru zaman diliminde verildiğinden emin olmak,
15:39
because that cuts the infection rate by half --
352
939260
2000
çünkü bu enfeksiyon hızını yarıya indirir --
15:41
and then interesting stuff,
353
941260
2000
ve de enteresan şeylerin karışımını yaptık,
15:43
because you can't make a recipe for something as complicated as surgery.
354
943260
3000
çünkü ameliyat kadar komplike birşey için bir tarif yazamazsınız.
15:46
Instead, you can make a recipe
355
946260
2000
Onun yerine takımın beklenmeyene karşı
15:48
for how to have a team that's prepared for the unexpected.
356
948260
3000
nasıl hazırlanması gerektiğinin tarifini yazabilirsiniz.
15:51
And we had items like making sure everyone in the room
357
951260
3000
Günün başında herkesin kendini isimleriyle
15:54
had introduced themselves by name at the start of the day,
358
954260
3000
tanıtması gibi maddeler koyduk,
15:57
because you get half a dozen people or more
359
957260
2000
çünkü girdiğinizin ilk günü
15:59
who are sometimes coming together as a team
360
959260
3000
bazen bir takım olarak bir araya gelen
16:02
for the very first time that day that you're coming in.
361
962260
3000
yarım düzene yada daha fazla insan oluyor.
16:05
We implemented this checklist
362
965260
2000
Bu doğrulama listesini dünyada
16:07
in eight hospitals around the world,
363
967260
3000
sekiz hastanede uyguladık,
16:10
deliberately in places from rural Tanzania
364
970260
2000
bilerek kırsal Tanzanya'dan
16:12
to the University of Washington in Seattle.
365
972260
3000
Seattle'daki Washington Üniversitesi'ne kadar yerlerde.
16:15
We found that after they adopted it
366
975260
3000
Gördük ki uygulamaya başladıktan sonra
16:18
the complication rates fell
367
978260
2000
komplikasyonlar
16:20
35 percent.
368
980260
2000
yüzde 35 düştü.
16:22
It fell in every hospital it went into.
369
982260
3000
Girdiği her hastanede düştü.
16:25
The death rates fell
370
985260
2000
Ölüm oranları
16:27
47 percent.
371
987260
3000
yüzde 47 düştü.
16:30
This was bigger than a drug.
372
990260
2000
Bir ilaçtan daha önemliydi.
16:32
(Applause)
373
992260
6000
(Alkış)
16:38
And that brings us
374
998260
2000
Ve bu da bizi
16:40
to skill number three,
375
1000260
3000
üç numaralı beceriye getiriyor,
16:43
the ability to implement this,
376
1003260
2000
bunu uygulama yeteneği,
16:45
to get colleagues across the entire chain
377
1005260
3000
zincirin her yerindeki meslektaşlarını
16:48
to actually do these things.
378
1008260
3000
bunları yapmaya ikna etmek.
16:51
And it's been slow to spread.
379
1011260
2000
Ve yayılımı yavaş oldu.
16:53
This is not yet our norm in surgery --
380
1013260
4000
Çocuk doğum veya diğer alanlarda
16:57
let alone making checklists
381
1017260
2000
doğrulama listeleri yapılmasını bırakın,
16:59
to go onto childbirth and other areas.
382
1019260
3000
henüz ameliyatlarda normumuz değil.
17:02
There's a deep resistance
383
1022260
2000
Derin bir direnç var,
17:04
because using these tools
384
1024260
2000
çünkü bu araçları kullanmak
17:06
forces us to confront
385
1026260
2000
bizi bir sistem olmadığımızla
17:08
that we're not a system,
386
1028260
2000
yüzleşmemize zorluyor,
17:10
forces us to behave with a different set of values.
387
1030260
3000
bizi farklı bir değerler kümesi ile hareket etmemize zorluyor.
17:13
Just using a checklist
388
1033260
2000
Sadece bir doğrulama listesi kulanmak
17:15
requires you to embrace different values from the ones we've had,
389
1035260
3000
öncekilerden farklı değerleri benimsenizi gerektiriyor,
17:18
like humility,
390
1038260
4000
alçak gönüllülük,
17:22
discipline,
391
1042260
3000
disiplin,
17:25
teamwork.
392
1045260
2000
takım çalışması gibi.
17:27
This is the opposite of what we were built on:
393
1047260
3000
Bu bizim bağımsızlık, kendi kendine yetme,
17:30
independence, self-sufficiency,
394
1050260
2000
otonomi gibi yetiştirilişimizin
17:32
autonomy.
395
1052260
3000
zıttı.
17:35
I met an actual cowboy, by the way.
396
1055260
3000
Gerçek bir kovboyla tanıştım, bu arada.
17:38
I asked him, what was it like
397
1058260
3000
Ona sordum ki, yüzlerce mil boyunca
17:41
to actually herd a thousand cattle
398
1061260
2000
bin tane sığırı sürmek
17:43
across hundreds of miles?
399
1063260
2000
nasıl birşey?
17:45
How did you do that?
400
1065260
2000
Bunu nasıl yapıyorsun?
17:47
And he said, "We have the cowboys stationed at distinct places all around."
401
1067260
3000
Dedi ki, "Belirli yerlerde konuşlanmış kovboylarımız var.
17:50
They communicate electronically constantly,
402
1070260
3000
Sürekli olarak elektronik olarak iletişimdeler,
17:53
and they have protocols and checklists
403
1073260
2000
ve her şeyi nasıl yapacakları ile ilgili
17:55
for how they handle everything --
404
1075260
2000
protokolleri ve doğrulama listeleri var --
17:57
(Laughter)
405
1077260
2000
(Kahkaha)
17:59
-- from bad weather
406
1079260
2000
-- kötü havadan,
18:01
to emergencies or inoculations for the cattle.
407
1081260
3000
acil durumlar veya sığırlar için aşılara kadar.
18:04
Even the cowboys are pit crews now.
408
1084260
4000
Artık kovboylar bile pit ekipleri.
18:08
And it seemed like time
409
1088260
2000
Ve bizim de öyle olmamızın
18:10
that we become that way ourselves.
410
1090260
2000
zamanı gelmiş gibi geldi.
18:12
Making systems work
411
1092260
2000
Sistemleri çalışır hale getirmek
18:14
is the great task of my generation
412
1094260
3000
benim jenerasyonumdaki
18:17
of physicians and scientists.
413
1097260
2000
hekim ve bilim adamlarının büyük görevi.
18:19
But I would go further and say
414
1099260
2000
Ama daha da ileri gidip diyeceğim ki,
18:21
that making systems work,
415
1101260
2000
sağlıkta olsun, eğitimde olsun,
18:23
whether in health care, education,
416
1103260
2000
iklim değişiminde,
18:25
climate change,
417
1105260
2000
ya da fakirlikten çıkış yolu bulmada
18:27
making a pathway out of poverty,
418
1107260
2000
sistemleri çalışır hale getirmek
18:29
is the great task of our generation as a whole.
419
1109260
4000
genel olarak bizim jenerasyonumuzun büyük görevi.
18:33
In every field, knowledge has exploded,
420
1113260
3000
Her alanda bilgi patlaması yaşandı,
18:36
but it has brought complexity,
421
1116260
2000
ama bu da karmaşıklığı arttırdı,
18:38
it has brought specialization.
422
1118260
3000
uzmanlaşma getirdi.
18:41
And we've come to a place where we have no choice
423
1121260
2000
Ve biz de, her ne kadar bireysel olmak istesek de,
18:43
but to recognize,
424
1123260
2000
karmaşıklığın
18:45
as individualistic as we want to be,
425
1125260
3000
grup başarısı gerektirdiğini
18:48
complexity requires
426
1128260
3000
kabul etmekten başka çaremiz
18:51
group success.
427
1131260
2000
olmadığı bir notaya geldik.
18:53
We all need to be pit crews now.
428
1133260
4000
Artık hepimizin pit ekipleri olmaya ihtiyacımız var.
18:57
Thank you.
429
1137260
2000
Teşekkür ederim.
18:59
(Applause)
430
1139260
14000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7