Beeban Kidron: The shared wonder of film

50,059 views ・ 2012-06-13

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Timothy Covell Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Gözde Zülal Solak Gözden geçirme: Can Boysan
00:15
Evidence suggests that humans in all ages and from all cultures
1
15930
4666
Her yaştan ve kültürden insanın kendi kimliklerini
00:20
create their identity in some kind of narrative form.
2
20596
4150
bir çeşit hikâye şeklinde oluşturduğu görülmektedir.
00:24
From mother to daughter, preacher to congregant,
3
24746
2741
Anneden kıza, vaizden cemaate,
00:27
teacher to pupil, storyteller to audience.
4
27487
3064
öğretmenden öğrenciye ve anlatıcıdan dinleyiciye.
00:30
Whether in cave paintings
5
30551
1790
İster mağara resimlerinde olsun
00:32
or the latest uses of the Internet,
6
32341
2630
ister internet aracılığıyla,
00:34
human beings have always told their histories and truths
7
34971
3831
insanlar her zaman kendi hikâyelerini ve gerçeklerini
00:38
through parable and fable.
8
38802
2457
hikâye ve masallarla anlattılar.
00:41
We are inveterate storytellers.
9
41259
3477
Bizler köklü hikâye anlatıcısıyız.
00:44
But where, in our increasingly secular and fragmented world,
10
44736
4383
Fakat gittikçe daha seküler ve parçalı hale gelen dünyamızda,
00:49
do we offer communality of experience,
11
49119
4098
kendi öfkeli tüketici yanımızın aracılığı olmaksızın,
00:53
unmediated by our own furious consumerism?
12
53217
4350
deneyim istatistikleri mi sunuyoruz?
00:57
And what narrative, what history,
13
57567
3500
Hangi anlatıyı, hangi tarihi,
01:01
what identity, what moral code
14
61067
2681
hangi kimliği, hangi ahlaki kodu
01:03
are we imparting to our young?
15
63748
3352
gençlerimize aktarıyoruz?
01:07
Cinema is arguably
16
67100
2882
Sinema muhtemelen
01:09
the 20th century's most influential art form.
17
69982
2585
yirminci yüzyılın en etkili sanat biçimidir.
01:12
Its artists told stories
18
72567
2050
Sanatçılar, ulusal sınırların ötesinde
01:14
across national boundaries,
19
74617
1282
hayal edilemeyecek kadar fazla dilde,
01:15
in as many languages, genres and philosophies
20
75899
2868
türde ve felsefede
01:18
as one can imagine.
21
78767
1250
hikâyeler anlattılar.
01:20
Indeed, it is hard to find a subject
22
80017
2632
Gerçekten de bir filmin ele almadığı
01:22
that film has yet to tackle.
23
82649
2017
bir konu bulmak zordur.
01:24
During the last decade
24
84666
1651
Son on yılda,
01:26
we've seen a vast integration of global media,
25
86317
2416
Hollywood gişe rekorlarının hakim olduğu
01:28
now dominated by a culture of the Hollywood blockbuster.
26
88733
3384
geniş bir global medya birleşimi gördük.
01:32
We are increasingly offered a diet
27
92117
2416
Giderek bize hikâyenin değil,
01:34
in which sensation, not story, is king.
28
94533
3484
sansasyonun kral olduğu bir düzen sunuluyor.
01:38
What was common to us all 40 years ago --
29
98017
2433
Kırk yıl önce bizlere tanıdık gelen şeyler
01:40
the telling of stories between generations --
30
100450
2799
-- nesiller arası hikâye aktarımı --
01:43
is now rarified.
31
103249
2085
şimdi zorlaştı.
01:45
As a filmmaker, it worried me.
32
105334
2248
Bu, film yapımcısı olarak beni endişelendirdi.
01:47
As a human being, it puts the fear of God in me.
33
107582
3867
Bu, bir insan olarak içime Tanrı korkusunu salıyor.
01:51
What future could the young build
34
111449
2417
Yeni nesil, nereden geldikleri ile ilgili
01:53
with so little grasp
35
113866
1367
çok az bilgiyi kavrayarak
01:55
of where they've come from
36
115233
1784
ve neler olabileceğini anlatan çok az anlatıcıyla,
01:57
and so few narratives of what's possible?
37
117017
3058
nasıl bir gelecek oluşturacak?
02:00
The irony is palpable;
38
120075
1648
İroni oldukça aşikâr,
02:01
technical access has never been greater,
39
121723
3501
teknik erişim hiç bu kadar büyük
02:05
cultural access never weaker.
40
125224
3067
ve kültürel erişim hiç bu kadar zayıf olmamıştı.
02:08
And so in 2006 we set up FILMCLUB,
41
128291
4333
Böylece, 2006 yılında okullarda
02:12
an organization that ran weekly film screenings in schools
42
132624
4035
haftalık film gösterimleri ve tartışmaları düzenleyen
02:16
followed by discussions.
43
136659
2082
FILMCLUB'ı kurduk.
02:18
If we could raid the annals of 100 years of film,
44
138741
3733
Filmlerin 100 yıllık tarihine hücum edebilsek
02:22
maybe we could build a narrative
45
142474
2068
belki bir anlatı inşa edebilir,
02:24
that would deliver meaning
46
144542
1548
gençlerin parçalanmış ve huzursuz dünyasına
02:26
to the fragmented and restless world of the young.
47
146090
3083
anlamlı bir şey iletebilirdik.
02:29
Given the access to technology,
48
149173
1603
Teknolojiye erişim göz önüne alındığında,
02:30
even a school in a tiny rural hamlet
49
150776
3731
küçük bir kırsal köy okulu bile
02:34
could project a DVD onto a white board.
50
154507
3701
bir DVD'yi beyaz tahtaya yansıtabilir.
02:38
In the first nine months
51
158208
1834
İlk dokuz ayda,
02:40
we ran 25 clubs across the U.K.,
52
160042
2348
Birleşik Krallık genelinde 25 kulüp açtık,
02:42
with kids in age groups between five and 18
53
162390
3068
5 ile 18 yaş grubu arasındaki çocuklar
02:45
watching a film uninterrupted for 90 minutes.
54
165458
3032
90 dakika boyunca kesintisiz film izliyor.
02:48
The films were curated and contextualized.
55
168490
2884
Filmler, düzenlenmiş ve bağlamsallaştırılmıştı.
02:51
But the choice was theirs,
56
171374
1751
Ama seçim onlarındı,
02:53
and our audience quickly grew
57
173125
1816
en zengin ve en çeşitli düzen seçimini sağlayabildiğimiz için,
02:54
to choose the richest and most varied diet that we could provide.
58
174941
4233
seyirci sayımız hızla büyüdü.
02:59
The outcome, immediate.
59
179174
2799
Sonuç hemen görülebilirdi.
03:01
It was an education of the most profound and transformative kind.
60
181973
5586
En derin ve dönüştürücü türden bir eğitim oldu.
03:07
In groups as large as 150 and as small as three,
61
187559
3332
150 kişi kadar büyük ve üç kişi kadar küçük gruplar halinde,
03:10
these young people discovered new places,
62
190891
2716
bu gençler yeni yerler, yeni düşünceler
03:13
new thoughts, new perspectives.
63
193607
1917
ve yeni bakış açıları keşfettiler.
03:15
By the time the pilot had finished,
64
195524
2134
Pilot bölgesi bittiğinde,
03:17
we had the names of a thousand schools
65
197658
2833
birliğe üye olmak isteyen
03:20
that wished to join.
66
200491
3819
binlerce okul vardı.
03:24
The film that changed my life
67
204310
1621
Hayatımı değiştiren film
03:25
is a 1951 film by Vittorio De Sica, "Miracle in Milan."
68
205931
4967
1951 Vittorio De Sica yapımı "Milan Mucizesi" idi.
03:30
It's a remarkable comment
69
210898
1753
Kenar mahalleler, yoksulluk ve tutku üzerine
03:32
on slums, poverty and aspiration.
70
212651
3330
dikkate değer bir yorumdur.
03:35
I had seen the film on the occasion of my father's 50th birthday.
71
215981
4234
Filmi babamın 50. doğum günü vesilesiyle görmüştüm.
03:40
Technology then meant we had to hire a viewing cinema,
72
220215
3962
Teknoloji, sinema kiralamak, baskı parası
03:44
find and pay for the print and the projectionist.
73
224177
2977
ve animasyoncu bulmamız gerektiği anlamına geliyordu.
03:47
But for my father,
74
227154
1672
Ama babam için
03:48
the emotional and artistic importance of De Sica's vision was so great
75
228826
5786
De Sica'nın vizyonunun duygusal ve sanatsal önemi çok büyüktü,
03:54
that he chose to celebrate his half-century
76
234612
2631
yarım yüzyılını kutlamak için
03:57
with his three teenage children and 30 of their friends,
77
237243
3865
üç genç çocuğunu ve onların 30 arkadaşını seçmişti,
04:01
"In order," he said,
78
241108
1352
"sırada," dedi,
04:02
"to pass the baton of concern and hope
79
242460
3467
"endişe ve umut asasını
04:05
on to the next generation."
80
245927
2483
yeni nesle devretmek var."
04:08
In the last shot of "Miracle in Milan,"
81
248410
2767
"Milano'da Mucize" filminin son sahnesinde
04:11
slum-dwellers float skyward on flying brooms.
82
251177
3950
gecekondu sakinleri süpürge üzerinde havaya uçarlar.
04:15
Sixty years after the film was made
83
255127
2532
Filmin vizyona girişinden 60 yıl
04:17
and 30 years after I first saw it,
84
257659
2201
ve benim ilk izleyişimden 30 yıl sonra,
04:19
I see young faces tilt up in awe,
85
259860
2550
genç yüzlerin hayranlık içinde, benimkine benzeyen bir kuşkuyla
04:22
their incredulity matching mine.
86
262410
2268
havayla kalktığını görüyorum.
04:24
And the speed with which they associate it
87
264678
2498
"Milyoner" filmiyle veya Rio'daki gecekondu mahalleleriyle
04:27
with "Slumdog Millionaire" or the favelas in Rio
88
267176
3624
ilişkilendirme hızları
04:30
speaks to the enduring nature.
89
270800
2948
kalıcı doğaya işaret ediyor.
04:33
In a FILMCLUB season about democracy and government,
90
273748
3117
Demokrasi ve devletle ilgili bir FILMCLUB etkinliğinde
04:36
we screened "Mr. Smith Goes to Washington."
91
276865
1916
"Bay Smith Washington'a Gidiyor" filmini oynattık.
04:38
Made in 1939, the film is older than most of our members' grandparents.
92
278781
6419
1939 yapımı bu film, üyelerimizin çoğunun büyük ebeveynlerinden daha yaşlı.
04:45
Frank Capra's classic values independence and propriety.
93
285200
4141
Frank Capra klasiği, bağımsızlığı ve adabı değerlendiriyor.
04:49
It shows how to do right,
94
289341
1559
Bir şeyin nasıl doğru yapılacağını
04:50
how to be heroically awkward.
95
290900
1734
ve kahramanca beceriksiz olmayı gösteriyor.
04:52
It is also an expression of faith
96
292634
2750
Bu ayrıca, politik mekanizmada
04:55
in the political machine as a force of honor.
97
295384
3525
bir onur gücü olarak da inanç ifadesidir.
04:58
Shortly after "Mr. Smith" became a FILMCLUB classic,
98
298909
3483
Kısa süre sonra "Bay Smith," bir FILMCLUB klasiği oldu,
05:02
there was a week of all-night filibustering in the House of Lords.
99
302392
4666
Lordlar Kamarasında işleri bir hafta tüm gece uzatan bir süreç oldu.
05:07
And it was with great delight
100
307058
1284
Ülkenin her yanından gençlerin
05:08
that we found young people up and down the country
101
308342
2651
parlamentoyu engellemenin ne demek olduğunu
05:10
explaining with authority
102
310993
1833
ve hükümdarların, bir prensip üzerinden
05:12
what filibustering was
103
312826
2016
uyku zamanlarına neden karşı koyabileceklerini
05:14
and why the Lords might defy their bedtime on a point of principle.
104
314842
5517
yetkinlikle açıklamaları çok keyifliydi.
05:20
After all, Jimmy Stewart filibustered for two entire reels.
105
320359
4134
Sonuçta Jimmy Stewart, iki film makarası boyunca parlamentoyu engellemişti.
05:24
In choosing "Hotel Rwanda,"
106
324493
3067
"Hotel Ruanda" filmini seçerek
05:27
they explored genocide of the most brutal kind.
107
327560
3283
en acımasız türden katliamı keşfettiler.
05:30
It provoked tears as well as incisive questions
108
330843
3533
Bu film, silahsız barışçı güçler
05:34
about unarmed peace-keeping forces
109
334376
1800
ve ahlaki savaşlarını, akıllarındaki ürünler üzerinden yürüten
05:36
and the double-dealing of a Western society
110
336176
2683
bir Batı toplumunun iki yüzlülüğü hakkında
05:38
that picks its moral fights with commodities in mind.
111
338859
3934
soruları ve göz yaşlarını ortaya çıkardı.
05:42
And when "Schindler's List" demanded that they never forget,
112
342793
4066
Asla unutmamalarını gerektiren "Schindler'in Listesi"ne geldiğimizde,
05:46
one child, full of the pain of consciousness, remarked,
113
346859
4117
bir çocuk bilinç acısı içerisinde şunu belirtti:
05:50
"We already forgot,
114
350976
1269
"Çoktan unuttuk,
05:52
otherwise how did 'Hotel Rwanda' happen?"
115
352245
4014
aksi takdirde "Hotel Ruanda" nasıl olurdu?"
05:56
As they watch more films their lives got palpably richer.
116
356259
3767
Daha çok film izledikçe, hayatları açıkça daha da zenginleşti.
06:00
"Pickpocket" started a debate about criminality disenfranchisement.
117
360026
4633
"Yankesici" filmi, suç ve haklardan mahrum olmakla ilgili bir tartışma başlattı.
06:04
"To Sir, with Love" ignited its teen audience.
118
364659
3867
"Sevgili Öğretmenim" filmi, genç seyirciyi tutuşturdu.
06:08
They celebrated a change in attitude
119
368526
2649
Beyaz olmayan Britanyalılara karşı
06:11
towards non-white Britons,
120
371175
1700
tavırlarında değişiklik oldu
06:12
but railed against our restless school system
121
372875
3420
fakat Sidney Poitier'in dikkatli eğitiminde sunulana benzemeyen
06:16
that does not value collective identity,
122
376295
3048
ve kolektif kimliğe değer vermeyen
06:19
unlike that offered by Sidney Poitier's careful tutelage.
123
379343
6067
dalgalı eğitim sistemimize karşı durdular.
06:25
By now, these thoughtful, opinionated, curious young people
124
385410
4115
Bu düşünceli, önyargılı, meraklı genç insanlar şimdiye dek
06:29
thought nothing of tackling films of all forms --
125
389525
2835
her türden mücadeleci filmle ilgili bir şey düşünmemişlerdi --
06:32
black and white, subtitled,
126
392360
1315
siyah ve beyaz, altyazılı,
06:33
documentary, non-narrative, fantasy --
127
393675
2734
belgesel, anlatısız, fantezi --
06:36
and thought nothing of writing detailed reviews
128
396409
2699
ayrıca tutkulu ve gittikçe daha çok yönlü hale gelen düz yazıyla
06:39
that competed to favor one film over another
129
399108
3484
bir filmi başka bir film üzerinden öven
06:42
in passionate and increasingly sophisticated prose.
130
402592
3824
detaylı incelemeler yazmakla ilgili bir şey düşünmemişlerdi.
06:46
Six thousand reviews each school week
131
406416
3166
Her okul haftasında altı bin inceleme,
06:49
vying for the honor of being review of the week.
132
409582
4518
haftanın incelemesi seçilme onuru için rekabet ediyor.
06:54
From 25 clubs, we became hundreds, then thousands,
133
414100
4060
Yirmi beş kulüp, yüzlerce oldu, sonra binlerce,
06:58
until we were nearly a quarter of a million kids
134
418160
3082
ta ki ülke çapında 7 bin kulüpte
07:01
in 7,000 clubs right across the country.
135
421242
3416
yaklaşık çeyrek milyon çocuk olana dek.
07:04
And although the numbers were, and continue to be, extraordinary,
136
424658
2884
Sayılar olağanüstüydü ve öyle olmaya devam etti,
07:07
what became more extraordinary
137
427542
2283
daha da olağanüstü olan
07:09
was how the experience of critical and curious questioning
138
429825
3550
hayata dönüştürülen kritik ve meraklı
07:13
translated into life.
139
433375
2518
sorgulama tecrübesiydi.
07:15
Some of our kids started talking with their parents,
140
435893
2867
Çocuklardan bazısı aileleriyle,
07:18
others with their teachers,
141
438760
1766
diğerleri de öğretmenleri
veya arkadaşlarıyla konuşmaya başladı.
07:20
or with their friends.
142
440526
983
07:21
And those without friends
143
441509
1700
Arkadaşı olmayanlar ise
07:23
started making them.
144
443209
2201
arkadaş edinmeye başladı.
07:25
The films provided communality across all manner of divide.
145
445410
5316
Filmler, tüm sınıflandırma biçimlerinde toplumsallık sağladı.
07:30
And the stories they held provided a shared experience.
146
450726
3117
Hikâyeleri de paylaşılan bir tecrübe sağladı.
07:33
"Persepolis" brought a daughter closer to her Iranian mother,
147
453843
4417
"Persepolis," bir kızı İranlı annesiyle yakınlaştırıyor
07:38
and "Jaws" became the way in which one young boy
148
458260
3801
ve "Denizin Dişleri" de, genç bir çocuğun
önce babasını öldüren,
07:42
was able to articulate the fear he'd experienced
149
462061
3565
sonra da annesini bir bot gezisinde denize düşürerek öldüren
07:45
in flight from violence
150
465626
1550
07:47
that killed first his father then his mother,
151
467176
2984
şiddetten kaçışında tecrübe ettiği korkuyu
07:50
the latter thrown overboard on a boat journey.
152
470160
4882
ifade edebilme biçimini anlatıyor.
07:55
Who was right, who wrong?
153
475042
1959
Kim haklıydı, kim haksızdı?
07:57
What would they do under the same conditions?
154
477001
2116
Aynı koşullar altında onlar ne yapardı?
07:59
Was the tale told well?
155
479117
1549
Hikâye iyi anlatılmış mıydı?
08:00
Was there a hidden message?
156
480666
1601
Gizli bir mesaj var mıydı?
08:02
How has the world changed? How could it be different?
157
482267
2733
Dünya nasıl değişti? Nasıl daha farklı olabilirdi?
08:05
A tsunami of questions flew out of the mouths of children
158
485000
4884
Dünyanın ilgisiz olduklarını düşündüğü çocukların ağzından
08:09
who the world didn't think were interested.
159
489884
1750
büyük bir sorular dalgası çıktı.
08:11
And they themselves had not known they cared.
160
491634
3471
Kendileri de ilgili olduklarının farkında değildi.
08:15
And as they wrote and debated,
161
495105
1912
Filmleri yapay bir şey olarak görmek yerine
08:17
rather than seeing the films as artifacts,
162
497017
2966
yazdıkça ve tartıştıkça
08:19
they began to see themselves.
163
499983
5066
kendilerini görmeye başladılar.
08:25
I have an aunt who is a wonderful storyteller.
164
505049
3165
Teyzem harika bir hikâye anlatıcı.
08:28
In a moment she can invoke images
165
508214
2154
Bir anda Masa Dağında çıplak ayakla koşmak
08:30
of running barefoot on Table Mountain and playing cops and robbers.
166
510368
3965
ve hırsız polis oynamak imgeleri yaratabilir.
08:34
Quite recently she told me
167
514333
1566
Geçtiğimiz günlerde bana
08:35
that in 1948, two of her sisters and my father
168
515899
3399
1948 senesinde iki kız kardeşinin ve babamın
tek başlarına bir botla İsrail'e seyahat ettiklerini anlattı.
08:39
traveled on a boat to Israel without my grandparents.
169
519298
2648
08:41
When the sailors mutinied at sea in a demand for humane conditions,
170
521946
4466
Denizciler daha insancıl koşullar için denizde isyan ettiklerinde,
08:46
it was these teenagers that fed the crew.
171
526412
3734
mürettebatı bu gençler beslemişti.
08:50
I was past 40 when my father died.
172
530146
2150
Babam öldüğünde 40 yaşımı geçmiştim.
08:52
He never mentioned that journey.
173
532296
2552
O bu seyahatten hiç bahsetmedi.
08:54
My mother's mother left Europe in a hurry
174
534848
3685
Annemin annesi Avrupa'yı kocası olmadan
08:58
without her husband, but with her three-year-old daughter
175
538533
3397
alelacele terk etti, ama yanına üç yaşındaki kızını
09:01
and diamonds sewn into the hem of her skirt.
176
541930
3831
ve eteğinin kenarlarına dikili elmasları aldı.
09:05
After two years in hiding,
177
545761
1284
İki yıllık saklanmadan sonra
09:07
my grandfather appeared in London.
178
547045
2834
büyük babam Londra'da ortaya çıktı.
09:09
He was never right again.
179
549879
2300
Bir daha hiç haklı olamadı.
09:12
And his story was hushed as he assimilated.
180
552179
4701
O özümsedikçe, hikâyesi de gizlendi.
09:16
My story started in England
181
556880
3938
Benim hikâyem İngiltere'de,
09:20
with a clean slate and the silence of immigrant parents.
182
560818
4263
beyaz bir sayfayla ve göçmen ailemin sessizliğiyle başladı.
09:25
I had "Anne Frank," "The Great Escape,"
183
565081
2151
"Anne Frank," "Büyük Firar,"
09:27
"Shoah," "Triumph of the Will."
184
567232
2514
"Shoah" ve "İradenin Zaferi" benimleydi.
09:29
It was Leni Riefenstahl
185
569746
2055
Şık Nazi propagandasında
09:31
in her elegant Nazi propaganda
186
571801
2783
ailenin katlanması gereken şeye
09:34
who gave context to what the family had to endure.
187
574584
3908
bağlam sağlayan Leni Riefenstahl'dı.
09:38
These films held what was too hurtful to say out loud,
188
578492
5650
Bu filmler, açıkça söylemesi acı veren şeyleri işliyordu
09:44
and they became more useful to me
189
584142
2350
ve bana, hayatta kalanların fısıltısından
09:46
than the whispers of survivors
190
586492
2717
ve bir bakire teyzenin bileğindeki dövmenin
09:49
and the occasional glimpse of a tattoo
191
589209
2935
rastlantısal bakışından
09:52
on a maiden aunt's wrist.
192
592144
2848
daha faydalı oldular.
09:54
Purists may feel that fiction dissipates
193
594992
2783
Sadelikten yana olanlar,
09:57
the quest of real human understanding,
194
597775
3001
kurgunun gerçek insan fikri arayışını yaydığını,
10:00
that film is too crude
195
600776
1499
filmin karışık ve detaylı bir tarihi anlatmak için çok basit olduğunu
10:02
to tell a complex and detailed history,
196
602275
2434
10:04
or that filmmakers always serve drama over truth.
197
604709
4250
ve film yapımcılarının daima gerçek üzerinden drama sunduklarını düşünebilir.
10:08
But within the reels lie purpose and meaning.
198
608959
3134
Fakat film makaralarının ardında amaç ve anlam yatıyor.
10:12
As one 12-year-old said after watching "Wizard of Oz,"
199
612093
3267
"Oz Büyücüsü" filmini izledikten sonra 12 yaşındaki bir çocuk şöyle demişti:
10:15
"Every person should watch this,
200
615360
2299
"Bunu herkes izlemeli
10:17
because unless you do
201
617659
1850
çünkü eğer izlemezseniz
10:19
you may not know that you too have a heart."
202
619509
4667
bir kalbiniz olduğunu bilmeyebilirsiniz."
10:24
We honor reading, why not honor watching with the same passion?
203
624176
4399
Okumaya saygı gösteriyoruz, aynı tutkuyla izlemeye neden göstermeyelim?
10:28
Consider "Citizen Kane" as valuable as Jane Austen.
204
628575
3294
"Citizen Kane"in Jane Austen kadar değerli olduğunu bilin.
10:31
Agree that "Boyz n the Hood," like Tennyson,
205
631869
3199
"Artık Çocuk Değiller"in, tıpkı Tennyson gibi
10:35
offers an emotional landscape and a heightened understanding
206
635068
4018
bir arada işleyen duygusal bir manzarayla
keyifli bir anlayış sunduğunu kabul edin.
10:39
that work together.
207
639086
1749
10:40
Each a piece of memorable art,
208
640835
1534
Her biri unutulmaz sanat eseri,
10:42
each a brick in the wall of who we are.
209
642369
3449
her biri olduğumuz kişinin duvarında birer tuğla.
10:45
And it's okay if we remember Tom Hanks
210
645818
2867
Jim Lovell'ı Tom Hanks'ten
10:48
better than astronaut Jim Lovell
211
648685
2050
daha iyi hatırlıyor olabiliriz
10:50
or have Ben Kingsley's face superimposed onto that of Gandhi's.
212
650735
4564
veya Ben Kingsley'in yüzü Gandhi'nin yüzüyle birleşebilir.
10:55
And though not real, Eve Harrington, Howard Beale, Mildred Pierce
213
655299
3556
Gerçek olmasalar bile Eve Harrington, Howard Beale, Mildred Pierce
10:58
are an opportunity to discover
214
658855
2697
insan olmanın ne olduğunu keşfetmek için
11:01
what it is to be human,
215
661552
2416
birer imkan olabilirler
11:03
and no less helpful to understanding our life and times
216
663968
4034
ve hayatlarımızı ve çağımızı anlama konusunda,
11:08
as Shakespeare is in illuminating the world of Elizabethan England.
217
668002
5750
Elizabeth'in İngiltere dünyasını,
Shakespeare'in aydınlatması kadar yardımcı olabilirler.
11:13
We guessed that film,
218
673752
1568
Hikâyelerinin drama, müzik, edebiyat
11:15
whose stories are a meeting place
219
675320
1999
ve insan tecrübesinin buluşma noktası olduğu o filmin
11:17
of drama, music, literature and human experience,
220
677319
2229
FILMCLUB'a katılan genç insanları etkileyebileceği
11:19
would engage and inspire the young people participating in FILMCLUB.
221
679548
4505
ve onlara ilham verebileceğini tahmin ettik.
11:24
What we could not have foreseen
222
684053
1532
Öngöremediğimiz şey,
11:25
was the measurable improvements
223
685585
1633
davranış, güven ve akademik başarıdaki
11:27
in behavior, confidence and academic achievement.
224
687218
3718
ölçülebilir gelişimlerdi.
11:30
Once-reluctant students now race to school, talk to their teachers,
225
690936
4282
Başta isteksiz olan öğrenciler şimdi okula koşuyorlar,
öğretmenleriyle konuşuyorlar,
11:35
fight, not on the playground,
226
695218
1485
oyun alanında değil, sonraki haftanın filmini seçmek için savaşıyorlar--
11:36
but to choose next week's film --
227
696703
2133
11:38
young people who have found self-definition, ambition
228
698836
3586
şahit oldukları hikâyelerden, eğitim ve sosyal bağlılık için
11:42
and an appetite for education and social engagement
229
702422
4247
öz-tanımlama, hırs ve istek bulmuş
11:46
from the stories they have witnessed.
230
706669
2966
genç insanlar.
11:49
Our members defy the binary description
231
709635
3383
Üyelerimiz, gençlerimizi tanımlarken sıkça kullandığımız
11:53
of how we so often describe our young.
232
713018
2818
ikili tanımlamaya karşı koyuyorlar.
11:55
They are neither feral nor myopically self-absorbed.
233
715836
4983
Onlar ne vahşi, ne de geleceği görmeksizin benciller.
12:00
They are, like other young people,
234
720819
1767
Onlar tıpkı diğer gençler gibi
12:02
negotiating a world with infinite choice,
235
722586
3467
bir sonsuz seçenekler dünyasında ilerliyorlar
12:06
but little culture of how to find meaningful experience.
236
726053
4700
fakat anlamlı tecrübenin nasıl bulunacağına dair çok az kültür var.
12:10
We appeared surprised at the behaviors
237
730753
2634
Ayakkabıları üzerindeki işaretin boyutuyla
12:13
of those who define themselves
238
733387
1998
kendilerini tanımlayanların davranışlarına şaşırmış göründük
12:15
by the size of the tick on their shoes,
239
735385
2201
12:17
yet acquisition has been the narrative we have offered.
240
737586
4249
fakat sunduğumuz anlatı, kazançtı.
12:21
If we want different values
241
741835
1817
Farklı değerler istiyorsak
12:23
we have to tell a different story,
242
743652
3467
farklı bir hikâye anlatmalıyız,
12:27
a story that understands that an individual narrative
243
747119
4002
bireysel bir anlatının, bir insanın kimliğinin
12:31
is an essential component of a person's identity,
244
751121
3863
önemli bir bileşeni olduğunu anlayan,
12:34
that a collective narrative
245
754984
1769
kolektif bir anlatının, kültürel bir kimliğin
12:36
is an essential component of a cultural identity,
246
756753
3981
önemli bir bileşeni olduğunu anlayan
12:40
and without it it is impossible to imagine yourself
247
760734
3734
ve bunlar olmaksızın kendinizi bir grubun parçası olarak görmenin
imkansız olduğunu anlayan bir hikâye.
12:44
as part of a group.
248
764468
1401
12:45
Because when these people get home
249
765869
3056
Çünkü bu insanlar "Arka Pencere" gösteriminden sonra
12:48
after a screening of "Rear Window"
250
768925
2519
eve gittiklerinde ve gözlerini yandaki binaya diktiklerinde,
12:51
and raise their gaze to the building next door,
251
771444
2749
12:54
they have the tools to wonder who, apart from them,
252
774193
3665
kendileri hariç orada kimlerin olduğunu
12:57
is out there
253
777858
1567
ve hikâyelerinin ne olduğunu merak etmek için
12:59
and what is their story.
254
779425
2533
gereken araçlara sahip olacaklar.
13:01
Thank you.
255
781958
1651
Teşekkürler.
13:03
(Applause)
256
783609
2682
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7