Jacqueline Woodson: What reading slowly taught me about writing | TED

291,050 views ・ 2019-10-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Nevaz Mescioğlu
00:13
A long time ago, there lived a Giant,
0
13012
2527
Uzun zaman önce bir dev yaşardı,
00:16
a Selfish Giant, whose stunning garden was the most beautiful in all the land.
1
16353
4814
bencil bir dev, büyüleyici bahçesi tüm ülkede en güzeliydi.
00:22
One evening, this Giant came home
2
22072
1981
Bir akşam, bu dev eve geldi
00:24
and found all these children playing in his garden,
3
24077
2442
ve tüm bu çocukları bahçesinde oynarken buldu,
00:26
and he became enraged.
4
26543
1593
çok kızmıştı.
00:28
"My own garden is my own garden!"
5
28773
3355
"Benim bahçem, benim bahçemdir!"
00:32
the Giant said.
6
32152
1418
dedi dev
00:34
And he built this high wall around it.
7
34359
2361
ve etrafına bu yüksek duvarı inşa etti.
00:37
The author Oscar Wilde wrote the story of "The Selfish Giant" in 1888.
8
37886
4995
Yazar Oscar Wilde, "Bencil Dev" hikâyesini 1888'de yazdı.
00:43
Almost a hundred years later, that Giant moved into my Brooklyn childhood
9
43947
5113
Neredeyse 100 sene sonra, bu dev benim Brooklyn'deki çocukluğuma taşındı
00:49
and never left.
10
49084
1177
ve asla terk etmedi.
00:51
I was raised in a religious family,
11
51060
2025
Dindar bir ailede yetiştim
00:53
and I grew up reading both the Bible and the Quran.
12
53109
2778
ve hem İncil'i hem de Kur'an'ı okuyarak büyüdüm.
00:56
The hours of reading, both religious and recreational,
13
56566
3424
Hem dinî hem de eğlence sebeplerle geçen saatlerce kitap okuma
01:00
far outnumbered the hours of television-watching.
14
60014
3064
saatlerce televizyon izlemekten çok daha üstün geliyordu.
01:03
Now, on any given day, you could find my siblings and I
15
63102
3213
Herhangi bir günde kardeşlerimi ve beni
01:06
curled up in some part of our apartment reading,
16
66339
3121
dairemizin bir köşesinde okuyorken kıvrılmış olarak bulabilirdiniz,
01:09
sometimes unhappily,
17
69484
1538
bazense mutsuz bir şekilde
01:11
because on summer days in New York City, the fire hydrant blasted,
18
71046
3756
çünkü New York'un sıcak günlerinde yangın musluğu patlardı
01:14
and to our immense jealousy, we could hear our friends down there
19
74826
3167
ve çok büyük bir kıskançlıkla aşağıda, fışkıran suda oynayan
01:18
playing in the gushing water,
20
78017
1534
arkadaşlarımızı duyabiliyorduk,
01:19
their absolute joy making its way up through our open windows.
21
79575
3473
saf neşeleri açık pencerelemizden içeri giriyordu.
01:23
But I learned that the deeper I went into my books,
22
83588
3128
Ancak kitaplarıma daha derinden bakmayı öğrendikçe,
01:26
the more time I took with each sentence,
23
86740
2135
her cümleye daha fazla zaman ayırdıkça
01:28
the less I heard the noise of the outside world.
24
88899
2625
dış dünydaki sesleri daha az duydum.
01:31
And so, unlike my siblings, who were racing through books,
25
91960
2992
Bu yüzden kitapları hızlıca okuyan kardeşlerimin aksine
01:34
I read slowly --
26
94976
1589
ben yavaş bir şekilde okudum --
01:36
very, very slowly.
27
96589
2354
çok ama çok yavaş bir şekilde.
01:39
I was that child with her finger running beneath the words,
28
99816
3330
Kelimelerin altında parmağını gezdiren o çocuklardandım
01:43
until I was untaught to do this; told big kids don't use their fingers.
29
103170
4502
ta ki bunu yapmamam söylenene kadar;
büyük çocukların parmaklarını kullanmadığı söylenmişti bana.
Üçüncü sınıfta ellerimiz sıranın üzerinde birleştirilmiş bir şekilde oturtuluyorduk,
01:48
In third grade, we were made to sit with our hands folded on our desk,
30
108138
3741
01:51
unclasping them only to turn the pages, then returning them to that position.
31
111903
4338
ellerimizi sadece sayfaları çevirmek için bırakırdık,
sonrasında o pozisyona geri dönerdik.
01:57
Our teacher wasn't being cruel.
32
117061
2491
Öğretmenimiz acımasız değildi.
01:59
It was the 1970s,
33
119576
1682
1970'lerdeydik
02:01
and her goal was to get us reading not just on grade level
34
121282
2974
ve amacı sadece sınıfımızın seviyesinde değil,
02:04
but far above it.
35
124280
1487
daha üstünde okumamızı sağlamaktı
02:06
And we were always being pushed to read faster.
36
126199
2523
ve her zaman daha hızlı okumamız için zorlanıyorduk.
02:09
But in the quiet of my apartment, outside of my teacher's gaze,
37
129769
3690
Ancak dairemizin sessizliğinde, öğretmenimin bakışlarının dışında
02:13
I let my finger run beneath those words.
38
133483
2431
kelimelerin altında parmağımı gezdirirdim
02:15
And that Selfish Giant again told me his story,
39
135938
2866
ve bu bencil dev bana tekrardan hikâyesini anlatırdı;
02:18
how he had felt betrayed by the kids sneaking into his garden,
40
138828
3876
bahçesine gizlice giren çocuklardan dolayı nasıl ihanete uğramış hissettiğini,
02:22
how he had built this high wall,
41
142728
2019
nasıl bu yüksek duvarı inşa ettiğini
02:24
and it did keep the children out,
42
144771
2491
ve bu duvarın nasıl çocukları dışarıda tuttuğunu
02:27
but a grey winter fell over his garden
43
147286
2374
ancak gri bir kış, bahçesine düşmüş
02:29
and just stayed and stayed.
44
149684
2563
ve sadece durmuş ve durmaya devam etmiş.
02:32
With each rereading, I learned something new
45
152784
2554
Her okuyuşumla birlikte yeni bir şey öğrendim,
02:35
about the hard stones of the roads that the kids were forced to play on
46
155362
3588
bahçeden kovulduklarında çocukların üzerinde oynamak zorunda bırakıldıkları
02:38
when they got expelled from the garden,
47
158974
2110
yolun sert taşları hakkında,
02:41
about the gentleness of a small boy that appeared one day,
48
161108
3388
bir gün ortaya çıkan küçük bir çocuğun kibarlığı hakkında
02:44
and even about the Giant himself.
49
164520
2142
ve hatta devin kendisi hakkında bile.
02:46
Maybe his words weren't rageful after all.
50
166686
3051
Belki de kelimeleri her şeye rağmen öfke dolu değildi.
02:49
Maybe they were a plea for empathy,
51
169761
2271
Belki de empati, anlayış için bir yalvarıştı.
02:52
for understanding.
52
172056
1544
02:54
"My own garden is my own garden."
53
174438
3300
"Benim bahçem, benim bahçemdir."
02:59
Years later, I would learn of a writer named John Gardner
54
179566
2734
Yıllar sonra John Gardner adında bir yazarın
03:02
who referred to this as the "fictive dream,"
55
182324
2277
bunu "kurgusal rüya" veya "kurgunun rüyası" olarak
03:04
or the "dream of fiction,"
56
184625
1720
tanımladığını öğrendim
03:06
and I would realize that this was where I was inside that book,
57
186369
3211
ve kitabın içinde tam da bu noktada olduğumu fark ettim,
03:09
spending time with the characters and the world that the author had created
58
189604
3787
karakterle birlikte zaman geçiriyordum
ve yazarın yarattığı dünya beni içine davet ediyordu.
03:13
and invited me into.
59
193415
1592
03:15
As a child, I knew that stories were meant to be savored,
60
195031
3088
Bir çocuk olarak bu hikâyelerin tadının çıkarılmasının gerektiğini,
03:18
that stories wanted to be slow,
61
198143
2580
hikâyelerin yavaş okunmasının gerektiğini
03:20
and that some author had spent months, maybe years, writing them.
62
200747
4821
ve bazı yazarların onları yazarken aylar, belki de yıllar harcadığını biliyordum.
03:25
And my job as the reader --
63
205592
1347
Bir okuyucu olarak görevim --
03:26
especially as the reader who wanted to one day become a writer --
64
206963
3206
özellikle de bir gün yazar olmak isteyen bir okuyucu olarak --
03:30
was to respect that narrative.
65
210193
2087
hikâyeye saygı duymaktı.
03:33
Long before there was cable or the internet or even the telephone,
66
213445
5734
Kablo, internet veya hatta telefon olmadan çok önce
03:39
there were people sharing ideas and information and memory through story.
67
219203
4561
hikâye aracılığıyla
düşüncelerini, bilgilerini ve anılarını paylaşan insanlar vardı.
03:43
It's one of our earliest forms of connective technology.
68
223788
3571
Birleştirici teknolojinin en eski biçimlerinden biriydi.
03:47
It was the story of something better down the Nile
69
227953
2424
Mısırlıları Nil Nehri boyunca ilerlemeleri için gönderen
03:50
that sent the Egyptians moving along it,
70
230401
2432
daha iyi bir şeyin hikâyesiydi,
03:52
the story of a better way to preserve the dead
71
232857
2184
Tutankhamun'un kalıntılarını 21. yüzyıla taşıyan
03:55
that brought King Tut's remains into the 21st century.
72
235065
3397
ölüyü muhafaza etmenin daha iyi bir yolunun hikâyesi.
03:58
And more than two million years ago,
73
238486
1945
İki milyonu aşkın yıl önce
04:00
when the first humans began making tools from stone,
74
240455
3629
ilk insanlar taştan aletler yapmaya başladıklarında
04:04
someone must have said, "What if?"
75
244108
1651
birisi "Ya olursa?" demiş
04:06
And someone else remembered the story.
76
246203
3000
ve başka birisi de hikâyeyi hatırlamış olmalı.
04:09
And whether they told it through words or gestures or drawings,
77
249227
3538
İster kelimelerle ister el kol hareketi veya çizimlerle söylesinler
04:12
it was passed down; remembered:
78
252789
2965
nesilden nesile aktarıldı, hatırlandı:
04:15
hit a hammer and hear its story.
79
255778
2868
Çekice vurun ve hikâyesini dinleyin.
04:19
The world is getting noisier.
80
259536
1936
Taşınabilir kasetçalardan
04:21
We've gone from boomboxes
81
261496
2001
04:23
to Walkmen to portable CD players
82
263521
4318
Walkman'e, taşınabilir CD çalara,
04:27
to iPods
83
267863
1944
iPod'lara,
04:29
to any song we want, whenever we want it.
84
269831
2658
istediğimiz herhangi bir şarkıya ne zaman istersek ulaştık.
04:32
We've gone from the four television channels of my childhood
85
272513
3350
Çocukluğumdaki dört kanallı televizyondan
04:35
to the seeming infinity of cable and streaming.
86
275887
3529
görünüşte sonsuz kablo ve veri akışına ulaştık.
04:39
As technology moves us faster and faster through time and space,
87
279440
4752
Teknoloji zaman ve uzay boyunca daha hızlı ilerlememizi sağladıkça
04:44
it seems to feel like story is getting pushed out of the way,
88
284216
3236
hikâyeler yoldan çıkarılıyor gibi görünüyor.
04:47
I mean, literally pushed out of the narrative.
89
287476
2442
Kelimenin tam anlamıyla anlatıdan çıkarılıyor demek istiyorum.
04:50
But even as our engagement with stories change,
90
290640
3616
Ama hikâyelerle olan meşguliyetimiz değişse bile
04:54
or the trappings around it morph from book to audio to Instagram to Snapchat,
91
294280
5567
ya da kitaptan sese, Instagram'dan Snapchat'e değişse bile
04:59
we must remember our finger beneath the words.
92
299871
2545
kelimelerin altındaki parmağımızı hatırlamalıyız.
05:02
Remember that story, regardless of the format,
93
302440
2619
Hikâyenin, formatı ne olursa olsun,
05:05
has always taken us to places we never thought we'd go,
94
305083
3291
asla gidemeyeceğimizi düşündüğümüz yerlere bizi her zaman götürdüğünü,
05:08
introduced us to people we never thought we'd meet
95
308398
2851
asla tanışmayı beklemediğimiz insanlarla bizi tanıştırdığını
05:11
and shown us worlds that we might have missed.
96
311273
3159
ve kaçırmış olabileceğimiz dünyaları bize gösterdiğini hatırlayın.
05:15
So as technology keeps moving faster and faster,
97
315043
3913
Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı ilerlemeye devam etse de
05:18
I am good with something slower.
98
318980
2136
ben daha yavaş bir şeyle iyiyim.
05:21
My finger beneath the words has led me to a life of writing books
99
321562
3654
Kelimelerin altındaki parmağım
her yaştan insan için kitap yazdığım bir hayata götürdü,
05:25
for people of all ages,
100
325240
2396
05:27
books meant to be read slowly,
101
327660
1840
kitaplar yavaş yavaş okunmak içindir,
05:29
to be savored.
102
329524
1484
tadını çıkarmak içindir.
05:31
My love for looking deeply and closely at the world,
103
331805
3703
Dünyaya derinden ve yakından bakma arzumun,
05:35
for putting my whole self into it, and by doing so,
104
335532
3267
tüm benliğimi buna adamanın
ve böyle yaparak bir hikâyenin birçok olasılığını görmenin
05:38
seeing the many, many possibilities of a narrative,
105
338823
3580
05:42
turned out to be a gift,
106
342427
1659
aslında bir hediye olduğu ortaya çıktı
05:44
because taking my sweet time
107
344110
2093
çünkü acele etmemek
05:46
taught me everything I needed to know about writing.
108
346227
2835
bana yazmak hakkında bilmem gereken her şeyi öğretti
05:49
And writing taught me everything I needed to know about creating worlds
109
349086
3652
ve yazmak bana dünyalar yaratmak hakkında bilmem gereken her şeyi öğretti,
05:52
where people could be seen and heard,
110
352762
3485
insanların görülebildiği ve duyulabildiği dünyalar,
05:56
where their experiences could be legitimized,
111
356271
3353
deneyimlerinin onaylandığı dünyalar
05:59
and where my story, read or heard by another person,
112
359648
3417
ve hikâyemin başka biri tarafından okunduğu ve duyulduğu dünyalar,
06:03
inspired something in them that became a connection between us,
113
363089
3195
aramızda bir bağ yaratan bir şeye ilham veren,
06:06
a conversation.
114
366308
1408
bir sohbete ilham veren dünyalar.
06:08
And isn't that what this is all about --
115
368352
2652
Tüm mesele de bu değil mi --
06:11
finding a way, at the end of the day, to not feel alone in this world,
116
371028
4697
günün sonunda bu dünyada yalnız hissetmemenin bir yolunu bulmak
06:15
and a way to feel like we've changed it before we leave?
117
375749
3898
ve ayrılmadan önce dünyayı değiştirmiş gibi hissetmenin bir yolunu bulmak.
06:20
Stone to hammer, man to mummy,
118
380242
3122
Taştan çekice, insandan mumyaya,
06:23
idea to story -- and all of it, remembered.
119
383388
3964
fikirden hikâyeye -- ve hepsinin hatırlanması.
06:28
Sometimes we read to understand the future.
120
388641
2935
Bazen geleceği anlamak için okuruz.
06:32
Sometimes we read to understand the past.
121
392211
2921
Bazense geçmişi anlamak için.
06:35
We read to get lost, to forget the hard times we're living in,
122
395156
3999
Kaybolmak, yaşadığımız zor zamanları unutmak
06:39
and we read to remember those who came before us,
123
399179
2949
ve daha zor şeyleri görüp geçiren bizden önce gelenleri hatırlamak için okuruz.
06:42
who lived through something harder.
124
402152
1817
06:44
I write for those same reasons.
125
404643
2347
Ben de aynı nedenlerden dolayı yazıyorum.
06:47
Before coming to Brooklyn, my family lived in Greenville, South Carolina,
126
407893
4113
Brooklyn'e gelmeden önce ailem Nicholtown denen dışlanmış bir semtte
06:52
in a segregated neighborhood called Nicholtown.
127
412030
2819
Greenville, Güney Carolina'da yaşardı.
06:55
All of us there were the descendants of a people
128
415749
2427
Hepimiz okuma yazmayı öğrenmesine izin verilmemiş bir kişinin torunlarıydık.
06:58
who had not been allowed to learn to read or write.
129
418200
2797
07:01
Imagine that:
130
421651
1430
Hayal edin:
07:03
the danger of understanding how letters form words,
131
423105
3971
Harflerin kelimeleri nasıl oluşturduğunu anlamanın tehlikesi,
07:07
the danger of words themselves,
132
427100
3124
kelimenin kendisinin tehlikesi,
07:10
the danger of a literate people and their stories.
133
430248
4085
ümmi insanların ve hikâyelerinin tehlikesi.
07:15
But against this backdrop of being threatened with death
134
435666
3169
Ancak bir hikâyeye tutunduğumuzdan dolayı ölümle tehdit edilmenin bu temeline karşı
07:18
for holding onto a narrative,
135
438859
2292
07:21
our stories didn't die,
136
441175
2295
hikâyelerimiz ölmedi
07:23
because there is yet another story beneath that one.
137
443494
3046
çünkü onun altında başka bir hikâye daha var
07:26
And this is how it has always worked.
138
446564
2111
ve bu, her zaman böyleydi.
07:28
For as long as we've been communicating,
139
448699
2079
İletişim kurduğumuz sürece
07:30
there's been the layering to the narrative,
140
450802
2101
anlatılar arasında katmanlar var,
07:32
the stories beneath the stories and the ones beneath those.
141
452927
3666
hikâyelerin altındaki hikâyeler ve onların altındakiler.
07:36
This is how story has and will continue to survive.
142
456617
4622
Bu şekilde hikâyeler hep hayatta kaldı ve hayatta kalmaya da devam edecek.
07:41
As I began to connect the dots that connected the way I learned to write
143
461263
4310
Yazmayı ve okumayı öğrenme şeklimle neredeyse susturulmuş insanlar arasında
07:45
and the way I learned to read
144
465597
1729
bağlantı kurmaya başladıkça
07:47
to an almost silenced people,
145
467350
2161
07:50
I realized that my story was bigger and older and deeper
146
470336
5137
hikâyemin benim olduğumdan daha büyük, yaşlı ve derin olduğun fark ettim.
07:55
than I would ever be.
147
475497
1756
07:57
And because of that, it will continue.
148
477277
2245
Bu yüzden devam edecek.
08:00
Among these almost-silenced people
149
480722
2564
Bu neredeyse susturulmuş insanlar arasında
08:03
there were the ones who never learned to read.
150
483310
2790
hiç okumayı öğrenmemiş insanlar vardı.
08:07
Their descendants, now generations out of enslavement,
151
487433
3500
Onların torunları, esaretin nesilleri
08:11
if well-off enough,
152
491798
1168
yeteri kadar varlıklı olsalardı
08:12
had gone on to college, grad school, beyond.
153
492990
3335
üniversiteye gidebilirler, lisansüstü eğitimi alabilirlerdi.
08:16
Some, like my grandmother and my siblings, seemed to be born reading,
154
496758
3705
Büyükannem ve kardeşlerim gibi bazıları okumak için doğmuş gibi görünüyorlar,
08:20
as though history stepped out of their way.
155
500487
2385
sanki tarihleri yollarından çekilmiş gibi.
08:23
Some, like my mother, hitched onto the Great Migration wagon --
156
503546
3721
Annem gibi bazıları da Büyük Göç vagonuna bindi --
08:27
which was not actually a wagon --
157
507291
2481
aslında bir vagon da değildi --
08:29
and kissed the South goodbye.
158
509796
1958
ve Güney'e veda etti.
08:32
But here is the story within that story:
159
512362
2910
İşte hikâyenin içinde hikâye:
08:35
those who left and those who stayed
160
515296
2509
Kalanlar ve gidenler bir hikâyenin tarihini yanlarında taşıdılar,
08:37
carried with them the history of a narrative,
161
517829
2440
08:40
knew deeply that writing it down wasn't the only way they could hold on to it,
162
520293
4483
yazıya geçirmenin ona tutunmanın tek yolu olmadığını içten içe biliyorlardı,
08:44
knew they could sit on their porches or their stoops at the end of a long day
163
524800
4228
uzun bir günün sonunda verandada oturup
çocuklarına bir hikâye anlatabileceklerini biliyorlardı.
08:49
and spin a slow tale for their children.
164
529052
2529
08:52
They knew they could sing their stories through the thick heat of picking cotton
165
532330
4194
Pamuk toplarken veya tütün biçerken
bunaltıcı bir sıcakta hikâyelerini anlatabileceklerini biliyorlardı,
08:56
and harvesting tobacco,
166
536548
1754
08:58
knew they could preach their stories and sew them into quilts,
167
538326
3948
hikâyelerinden öğüt verebileceklerini ve onları yorganlara işleyebileceklerini,
09:02
turn the most painful ones into something laughable,
168
542298
3830
en acı dolu olanları komik bir şeye dönüştürebileceklerini
09:06
and through that laughter, exhale the history a country
169
546152
2684
ve o kahkahalar ile
vücutlarını, ruhlarını ve hikâyelerini
09:08
that tried again and again and again
170
548860
2625
09:11
to steal their bodies,
171
551509
1524
tekrar tekrar çalmaya çalışan bir ülkenin tarihini aktarabileceklerini biliyorlardı.
09:13
their spirit
172
553057
1619
09:14
and their story.
173
554700
1332
09:17
So as a child, I learned to imagine an invisible finger
174
557954
3582
Bu yüzden bir çocuk olarak
beni dünyadan dünyaya, cümleden cümleye,
09:21
taking me from word to word,
175
561560
3396
09:24
from sentence to sentence,
176
564980
2376
cahillikten bilgiye taşıyan görünmez bir parmak hayal etmeyi öğrendim.
09:27
from ignorance to understanding.
177
567380
2528
09:30
So as technology continues to speed ahead,
178
570742
3580
Bu yüzden teknoloji hızla ilerlemeye devam ederken
09:34
I continue to read slowly,
179
574346
1922
ben yavaş yavaş okumaya devam ettim,
09:38
knowing that I am respecting the author's work
180
578054
3755
yazarın eserine ve hikâyenin kalıcı gücüne saygı gösterdiğimi biliyordum.
09:41
and the story's lasting power.
181
581833
2589
09:44
And I read slowly to drown out the noise
182
584446
3227
Sesi bastırmak ve benden önce gelenleri,
09:47
and remember those who came before me,
183
587697
3771
ateşi kontrol etmeyi ve alevin, ışığın, ısının yeni gücünü elde etmeyi
09:51
who were probably the first people who finally learned to control fire
184
591492
6206
09:57
and circled their new power
185
597722
2395
en sonunda öğrenen ilk insanları hatırlamak için yavaşça okuyorum.
10:00
of flame and light and heat.
186
600926
3787
10:05
And I read slowly to remember the Selfish Giant,
187
605853
3693
Bencil devi, duvarı nasıl en sonunda yıktığını
10:09
how he finally tore that wall down
188
609570
2302
ve çocukların bahçesinde özgürce koşuşturmasına izin vermesini
10:11
and let the children run free through his garden.
189
611896
2460
hatırlamak için yavaşça okuyorum.
10:15
And I read slowly to pay homage to my ancestors,
190
615325
4052
Okumasına hiç de izin verilmeyen atalarıma saygı göstermek için yavaşça okuyorum.
10:19
who were not allowed to read at all.
191
619401
2116
10:22
They, too, must have circled fires,
192
622171
2589
Onlar da ateşi kuşatmış,
10:24
speaking softly of their dreams,
193
624784
3370
hayallerinden, umutlarından, geleceklerinden
10:28
their hopes, their futures.
194
628178
2548
aheste aheste bahsetmiş olmalı.
10:32
Each time we read, write or tell a story,
195
632417
4584
Okuduğumuz, yazdığımız veya bir hikâye anlattığımız her seferinde
10:37
we step inside their circle,
196
637025
2275
onların çemberinin içine giriyoruz,
10:40
and it remains unbroken.
197
640339
2170
çember bozulmamış kalıyor
10:43
And the power of story lives on.
198
643515
3583
ve hikâyenin gücü yaşamaya devam ediyor.
10:48
Thank you.
199
648047
1153
Teşekkür ederim.
10:49
(Applause)
200
649224
3183
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7