Daniel Kraft: Medicine's future? There's an app for that

Daniel Kraft: Tıbbın geleceği? Bunun için bir uygulama var

62,388 views

2011-06-13 ・ TED


New videos

Daniel Kraft: Medicine's future? There's an app for that

Daniel Kraft: Tıbbın geleceği? Bunun için bir uygulama var

62,388 views ・ 2011-06-13

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Isil Arican Gözden geçirme: Cevat Erisken
Birkaç yıl önce
00:16
A couple of years ago,
0
16133
1158
00:17
when I was attending the TED conference in Long Beach,
1
17315
3109
Long Beach'teki TED Konferansına katıldığımda
Harriet ile tanıştım.
00:20
I met Harriet.
2
20448
1365
00:21
We'd actually met online before -- not the way you're thinking.
3
21837
3399
Aslında daha önce internetten tanıştık--
-yok düşündüğünüz gibi değil.-
00:25
We were introduced because we both knew Linda Avey,
4
25260
2435
Aslında tanıştırıldık. Her ikimiz de ilk sanal
00:27
one of the founders of the first online personal genomic companies.
5
27719
3304
kişisel genomik şirketlerinden birinin kurucusu olan Linda Avey'i tanıyorduk.
Genetik bilgimizi Linda ile paylaştığımız için Linda,
00:31
And because we shared our genetic information with Linda,
6
31047
2697
00:33
she could see that Harriet and I shared
7
33768
1907
Harriet ve benim çok ender görülen
00:35
a very rare type of mitochondrial DNA, haplotype K1a1b1a,
8
35699
3890
bir mitokondriyal DNA haplotipi olan
K1a1b1 haplotipini paylaştığımızı gösterdi.
00:39
which meant we were distantly related.
9
39613
1995
Bu da uzaktan akraba olduğumuzu gösteriyordu.
00:41
We actually share the same genealogy with Ötzi the Iceman.
10
41632
2833
Aslında buz adam Ozzie ile aynı soydan geliyorduk.
00:44
So -- Ötzi, Harriet and me.
11
44489
1511
Yani Ozzie, Harriet ve ben.
00:46
And being the current day, of course, we started our own Facebook group.
12
46024
3401
Günümüz insanı olarak tabiatıyla kendi Facebook grubumuzu kurduk.
Hepiniz katılabilirsiniz.
00:49
You're all welcome to join.
13
49449
1299
00:50
When I met Harriet in person the next year at the TED conference,
14
50772
3080
Harriet ile bir sonraki TED konferansında kişisel olarak tanıştığımda,
00:53
she'd gone online and ordered our own happy haplotype T-shirts.
15
53876
2988
internetten mutlu haplotip tişörtlerimizi almıştı bile.
(Kahkahalar)
00:56
(Laughter)
16
56888
1011
00:57
Why am I telling you this story?
17
57923
1543
Şimdi bu hikayeyi size neden anlatıyorum,
00:59
What does it have to do with the future of health?
18
59490
2342
ve bunun sağlığın geleceği ile ilgisi nedir?
01:01
Well, the way I met Harriet is an example
19
61856
1976
Aslında Harriet ile tanışma şeklimiz
01:03
of how leveraging cross-disciplinary, exponentially growing technologies
20
63856
3751
çapraz disiplinleri kapsayan ve
üssel hızda büyüyen teknolojilerin,
01:07
is affecting our future of health and wellness --
21
67631
2311
düşük maliyetli gen analizlerinden
01:09
from low-cost gene analysis
22
69966
1350
güçlü biyoinformatik analizlerine ve
01:11
to the ability to do powerful bioinformatics
23
71340
2118
internet ve sosyal ağları birbirine bağlamasına kadar
01:13
to the connection of the Internet and social networking.
24
73482
2809
sağlığımızı nasıl etkilediğinin bir örneği.
01:16
What I'd like to talk about today
25
76849
1600
Bugün konuşmak istediğim şey
01:18
is understanding these exponential technologies.
26
78473
2260
hızla büyüyen bu teknolojileri anlamaktır.
01:20
We often think linearly.
27
80757
1557
Genellikle doğrusal düşünüyoruz.
01:22
But if you think about it, if you have a lily pad
28
82338
2588
Ama eğer üzerine biraz düşünürseniz, bir nilüfer çiçeğiniz olsaydı
01:24
and it just divided every single day --
29
84950
1963
ve her gün ikiye bölünseydi--
01:26
two, four, eight, sixteen -- in 15 days, you'd have 32,000.
30
86937
3656
2, 4, 8, 16--
15 günde elinizde 32.000 tane olurdu.
01:30
What do you think you'd have in a month?
31
90617
1935
Bir ayda ne kadar olurdu dersiniz? Bir milyar.
01:32
We're at a billion.
32
92576
1151
01:33
If we start to think exponentially,
33
93751
1672
Yani üssel olarak düşünmeye başlarsak
01:35
we can see how this is starting to affect all the technologies around us.
34
95447
3452
bunun tüm teknolojileri nasıl etkilemeye başlayacağını görebiliriz.
01:38
Many of these technologies, speaking as a physician and innovator,
35
98923
3103
Bu teknolojilerin pek çoğu ile --bir doktor ve mucit olarak konuşuyorum--
gerçekten kendi sağlığımızın ve sağlık sistemimizin
01:42
we can start to leverage, to impact the future of our own health
36
102050
3092
geleceğini iyileştirmeye ve bugün sağlık sisteminde
01:45
and of health care,
37
105166
1151
karşılaştığımız temel zorluklardan bazılarına odaklanmaya başlayabiliriz.
01:46
and to address many of the major challenges in health care today,
38
106341
3085
Bu sorunlar, gerçekten hızla artan maliyetlerden
01:49
ranging from the exponential costs to the aging population,
39
109450
3165
nüfusun yaşlanmasına,
01:52
the way we really don't use information very well today,
40
112639
2700
bilgiyi günümüzde çok iyi kullanamayışımıza,
sağlık hizmetinin parçalı olarak verilmesine,
01:55
the fragmentation of care
41
115363
1490
01:56
and the often very difficult course of adoption of innovation.
42
116877
3730
ve genellikle yeniliklere çok zor uyum sağlanmasına
kadar uzanıyor.
02:00
And one of the major things we can do is move the curve to the left.
43
120631
3795
Yapmamız gereken temel şeylerden biri de bugün biraz konuştuğumuz gibi
eğriyi biraz sola kaydırmak.
02:04
We spend most of our money on the last 20 percent of life.
44
124450
2717
Paramızın pek çoğunu, yaşamımızın son %20'lik kısmında harcıyoruz.
Paramızı, sağlık sistemimizi ve kendimizi iyileştirmek için,
02:07
What if we could incentivize physicians in the health care system
45
127191
3060
eğriyi sola kaydırıp teknolojik gelişim ile birlikte
02:10
and our own selves
46
130275
1156
kendi sağlığımızı da iyileştirmek için harcayabilseydik
02:11
to move the curve to the left and improve our health,
47
131455
2515
nasıl olurdu?
02:13
leveraging technology as well?
48
133994
1444
Şu an favori teknolojim, hızla büyüyen teknolojilerden biri,
02:15
Now my favorite example of exponential technology,
49
135462
2424
02:17
we all have in our pocket.
50
137910
1300
cebimizdeki teknolojidir.
02:19
If you think about it, these are really dramatically improving.
51
139234
3271
Farkındaysanız, bu teknolojiler gerçekten çarpıcı şekilde gelişiyorlar.
02:22
I mean, this is the iPhone 4.
52
142529
1906
Yani, bu iPhone 4.
02:24
Imagine what the iPhone 8 will be able to do.
53
144459
3188
iPhone 8'in neler yapabileceğini hayal edin.
02:27
Now, I've gained some insight into this.
54
147671
1918
Şimdilerde bu konuyu biraz kavramaya başladım.
02:29
I've been the track share for the medicine portion
55
149613
2575
Silikon Vadisi'ndeki Singularity Üniversitesi
isimli yeni enstitünün tıp bölümünün
02:32
of a new institution called Singularity University,
56
152212
2507
02:34
based in Silicon Valley.
57
154743
1389
paylaşımını izledim.
02:36
We bring together each summer about 100 very talented students
58
156156
2960
Tüm dünyadan 100 yetenekli öğrenciyi
her yaz biraraya getiriyoruz.
02:39
from around the world.
59
159140
1166
02:40
And we look at these exponential technologies from medicine,
60
160330
2866
Tıp, biyoteknoloji, yapay zeka, robotlar, nanoteknoloji, uzay gibi
hızla gelişen alanlardaki teknolojilere bakıyoruz ve
02:43
biotech, artificial intelligence, robotics, nanotechnology, space,
61
163220
3146
henüz gerçekleştirilememiş hedeflerde etkili olmak için
02:46
and address how we can cross-train and leverage these
62
166390
2479
nasıl disiplinlerarası eğitim verebileceğimizi düşünüyoruz.
02:48
to impact major unmet goals.
63
168893
1340
Ayrıca yedi günlük, uygulamalı programlarımız var.
02:50
We also have seven-day executive programs.
64
170257
2007
Önümüzdeki ay "Gelecekte Tıp" (Future Med) programı geliyor.
02:52
And coming up next month is FutureMed,
65
172288
2383
02:54
a program to help cross-train and leverage technologies into medicine.
66
174695
3374
Çapraz eğitim ile teknolojilerin tıbba yönelmesini sağlayacak bir program.
Az önce telefondan bahsettim.
02:58
Now, I mentioned the phone.
67
178093
1521
02:59
These mobile phones have over 20,000 different mobile apps available.
68
179638
3311
Bu cep telefonları için 20.000'den fazla mobil uygulama mevcut--
03:02
There's one out of the UK where you can pee on a little chip,
69
182973
3242
Hatta İngiltere'de geliştirilen bir uygulama yardımıyla
iPhone'unuza bağlı ufak bir çip üzerine idrar dökerek
03:06
connect it to your iPhone,
70
186239
1281
cinsel yolla bulaşan hastalığınız olup olmadığını kontrol edebiliyorsunuz.
03:07
and check for an STD.
71
187544
1155
03:08
I don't know if I'd try that, but it's available.
72
188723
2303
Henüz bunu kendim dener miyim bilmiyorum ama, bu uygulama mevcut.
Telefonunuz ile tanı koymayı birleştiren
03:11
There are other sorts of applications.
73
191050
1825
03:12
Merging your phone and diagnostics, for example,
74
192899
2276
pek çok farklı uygulama var. Örneğin--
kan şekerinizi iPhone'la ölçüp
03:15
measuring your blood glucose on your iPhone
75
195199
2041
sonucu doktorunuza göndermek mümkün.
03:17
and sending that to your physician,
76
197264
1707
03:18
so they can better understand and you can better understand
77
198995
2767
Böylelikle doktorunuz sizin kan şekerinizi çabuk öğrenebilir,
03:21
your blood sugars as a diabetic.
78
201786
1580
siz de diyabetli biri olarak kan şekerinizi daha iyi takip edebilirsiniz.
03:23
So let's see how exponential technologies are taking health care.
79
203390
3121
Peki o zaman hızla gelişen teknolojilerin sağlık hizmetlerini nasıl ele aldığına bakalım.
Hızlı olanla başlayalım.
03:26
Let's start with faster.
80
206535
1166
03:27
It's no secret that computers, through Moore's law,
81
207725
2409
Moore yasalarına göre bilgisayarların
gittikçe daha da hızlı çalışacak olması bir sır değil.
03:30
are speeding up faster and faster.
82
210158
1643
03:31
We can do more powerful things with them.
83
211825
2061
Artık onlarla daha güçlü şeyler yapabiliyoruz.
03:33
They're really approaching -- in many cases, surpassing --
84
213910
2801
Gerçekten, çoğu durumda insan beyninin yeteneklerine yaklaşıyor,
hatta bazı durumlarda onu geçiyorlar.
03:36
the ability of the human mind.
85
216735
1446
Ancak bence hesaplama hızının en çok uygulanabildiği alan
03:38
But where I think computational speed is most applicable is in imaging.
86
218205
3834
görüntüleme.
03:42
The ability now to look inside the body in real time
87
222063
2632
Bugün, gerçek zamanlı olarak insan vücudunun içine
03:44
with very high resolution
88
224719
1458
çok yüksek çözünürlükle bakıyor olmak gerçekten inanılmaz birşey.
03:46
is really becoming incredible.
89
226201
1460
03:47
And we're layering multiple technologies -- PET scans, CT scans
90
227685
3036
Farklı seviyelerdeki birşeyleri arayıp bulmak için
03:50
and molecular diagnostics --
91
230745
2022
PET taramaları, CT taramaları ve moleküler tanımlama gibi
03:52
to find and seek things at different levels.
92
232791
2265
teknolojileri katmanlar halinde kullanıyoruz.
03:55
Here you're going to see the very highest resolution MRI scan done today,
93
235616
3451
Şimdi TEDMED küratörü Mark Hodosh tarafından yeniden oluşturulmuş olan ve
günümüzde yapılabilen en yüksek çözünürlüklü MRI taramasını göreceksiniz.
03:59
of Marc Hodosh, the curator of TEDMED.
94
239091
2819
04:01
And now we can see inside of the brain
95
241934
2143
Ve şimdi beynin içini daha önce mümkün olmayan derecedeki
yüksek çözünürlükle ve yetenekle görebiliyoruz ve
04:04
at a resolution and ability never before available,
96
244101
2592
04:06
and essentially learn how to reconstruct and maybe even reengineer
97
246717
4066
özellikle beyni nasıl yeniden yapılandıracağımızı,
hatta hücrelerden yola çıkarak onu ne şekilde
04:10
or backwards engineer the brain,
98
250807
1684
baştan tasarlayabileceğimizi öğrenmeye çalışıyoruz.
04:12
so we can better understand pathology, disease and therapy.
99
252515
2977
Böylece, patoloji, hastalık ve tedavileri daha iyi anlayabilmemiz mümkün olacaktır.
04:15
We can look inside with real-time fMRI in the brain at real time.
100
255516
3292
Bir fMRI ile beynin içine gerçek zamanlı olarak bakabiliriz.
04:18
And by understanding these sorts of processes and these connections,
101
258832
3289
Ve bu tür süreçleri ve bağlantıları anlayarak,
ilaçların ya da meditasyonun etkilerini anlayıp
04:22
we're going to understand the effects of medication or meditation
102
262145
3063
bunları kişiye özel hale getirmemiz mümkün olacak,
04:25
and better personalize and make effective, for example,
103
265232
2607
04:27
psychoactive drugs.
104
267863
1603
aynı psikoaktif ilaçlarda yaptığımız gibi.
04:29
The scanners for these are getting smaller, less expensive
105
269490
2768
Bunun için kullanılan tarayıcılar gittikçe küçülüyor, daha ucuz ve daha taşınabilir hale geliyor.
04:32
and more portable.
106
272282
1151
Ve bu gibi cihazlarla olası hale gelen veri patlamaları
04:33
And this sort of data explosion available from these
107
273457
2471
04:35
is really almost becoming a challenge.
108
275952
1934
gerçekten de gittikçe bir sorun haline geliyor.
04:37
The scan of today takes up about 800 books, or 20 gigabytes.
109
277910
2977
Günümüzde bir tarama 800 kitap ya da 20 gigabayt yer tutuyor.
04:40
The scan in a couple of years will be one terabyte, or 800,000 books.
110
280911
3271
Birkaç yıl sonra bir tarama bir terabayt, ya da 800 bin kitaplık yer tutacak.
Bu bilgiyi nasıl idare edebilirsiniz?
04:44
How do you leverage that information?
111
284206
1769
04:45
Let's get personal.
112
285999
1151
Şimdi olayı biraz kişisel hale getirelim. Burada kimlerin kolonoskopi yaptırdığını sormayacağım
04:47
I won't ask who here's had a colonoscopy, but if you're over age 50,
113
287174
3207
ama 50 yaşından büyükseniz artık tarama amaçlı kolonoskopi yaptırma vaktiniz gelmiş demektir.
04:50
it's time for your screening colonoscopy.
114
290405
1993
Kolonokopi cihazının hortumundan nasıl kurtulabilirsiniz?
04:52
How'd you like to avoid the pointy end of the stick?
115
292422
2431
Şimdi sanal kolonoskopi denen bir yöntem var.
04:54
Now there's essentially virtual colonoscopy.
116
294877
2051
04:56
Compare those two pictures.
117
296952
1291
Bu iki resmi karşılaştırın, şimdi bir radyolog olarak
04:58
As a radiologist, you can basically fly through your patient's colon,
118
298267
3267
hastanızın kalın bağırsağı boyunca hareket edebilir ve
bu görüntüyü yapay zekayla daha da geliştirebilir,
05:01
and augmenting that with artificial intelligence,
119
301558
2295
ve, burada görüldüğü gibi, kitleleri tespit edebilirsiniz.
05:03
potentially identify a lesion that we might have missed,
120
303877
2629
Bunu atlayabilirdik, ama radyolojinin üzerine yapay zeka eklediğinizde
05:06
but using AI on top of radiology,
121
306530
1576
daha önce göremediğimiz kiteleleri bulma imkanımız doğuyor.
05:08
we can find lesions that were missed before.
122
308130
2051
Belki de bu yöntem başka şekilde kolonoskopi yaptırmaya yanaşmayan
05:10
Maybe this will encourage people to get colonoscopies
123
310205
2527
kişilerin taranmasını sağlayabilir.
05:12
that wouldn't have otherwise.
124
312756
1383
Bu bir nevi bakış açısı değişimi.
05:14
This is an example of this paradigm shift.
125
314163
2012
Dijital tıp çağındayız ve biyo-tıp, bilgi işlem teknolojileri,
05:16
We're moving to this integration of biomedicine, information technology,
126
316199
3401
kablosuz iletişim ve hatta mobil teknolojilerin birleştiği noktaya gidiyoruz.
05:19
wireless and, I would say, mobile now -- this era of digital medicine.
127
319624
3306
Artık steteskobum bile dijital.
05:22
Even my stethoscope is now digital, and of course, there's an app for that.
128
322954
3544
Ve elbette bunun için bir uygulama da var.
Bariz olan şu ki, artık tarama-analiz-kayıt fonksiyonlarını aynı anda gerçekleştirebileceğimiz bir çağa (tricorder) giriyoruz.
05:26
We're moving, obviously, to the era of the tricorder.
129
326522
2535
Artık cep ultrasonu
05:29
So the handheld ultrasound is basically surpassing
130
329081
2449
Steteskobun yerini alıyor.
05:31
and supplanting the stethoscope.
131
331554
1998
05:33
These are now at a price point of what used to be 100,000 euros
132
333576
2962
Eskiden 100.000€ ya da birkaç yüzbin dolar
olan bu cihazlar artık 5.000 $ civarında.
05:36
or a couple hundred-thousand dollars.
133
336562
1839
Bu miktara, inanılmaz derecede güçlü bir teşhis cihazının
05:38
For about 5,000 dollars,
134
338425
1153
05:39
I can have the power of a very powerful diagnostic device in my hand.
135
339602
3326
bütün gücüne sahip olabiliyorum.
05:42
Merging this now with the advent of electronic medical records --
136
342952
3092
Ve bunu elektronik tıbbi kayıtlara entegre edebilidiğimiz halde,
Amerika Birleşik Devletlerinde elektronik kayıtlar hala %20'den az.
05:46
in the US, we're still less than 20 percent electronic;
137
346068
2581
05:48
here in the Netherlands, I think it's more than 80 percent.
138
348673
2796
Burada, Hollanda'da sanırım %80 civarında.
Şimdi tıbbi verileri birleştirme yoluna gidiyoruz ve onları elektronik
05:51
Now that we're switching to merging medical data,
139
351493
2288
hale getirdiğimizde
05:53
making it available electronically,
140
353805
1675
toplanan bu bilgileri paylaşabiliriz.
05:55
we can crowd-source the information, and as a physician,
141
355504
2648
Artık bir doktor olarak, hastalarımın verilerine elimdeki mobil cihazlar sayesinde
05:58
I can access my patients' data from wherever I am,
142
358176
2336
nerede olursam olayım ulaşabiliyorum.
06:00
just through my mobile device.
143
360536
1430
06:01
And now, of course, we're in the era of the iPad, even the iPad 2.
144
361990
3113
Elbette artık iPad hatta iPad2 çağına girdik.
Daha geçen ay FDA bir uygulamaya onay verdi.
06:05
Just last month,
145
365127
1151
06:06
the first FDA-approved application was approved
146
366302
2215
Bu uygulama radyologların bu tip cihazları
06:08
to allow radiologists to do actual reading on these sorts of devices.
147
368541
3493
kullanarak görüntü okumalarına olanak veriyor.
Kesinlikle şunu söyleyebiliriz ki bugün tüm doktorlar, ben de dahil,
06:12
So certainly, the physicians of today, including myself,
148
372058
2621
06:14
are completely reliable on these devices.
149
374703
1977
tamamen bu cihazları güvenle kullanıyorlar.
06:16
And as you saw just about a month ago,
150
376704
1819
Bir ay kadar önce IBM tarafından üretilen Watson'un
06:18
Watson from IBM beat the two champions in "Jeopardy."
151
378547
2493
Riziko yarışması şampiyonlarını yendiğini izlediniz.
Bu nedenle şunu hayal etmenizi istiyorum, birkaç yıl içinde
06:21
So I want you to imagine when, in a couple of years,
152
381064
2438
bu bulut-tabanlı bilgiyi uygulamaya aldığımızı,
06:23
we've started to apply this cloud-based information,
153
383526
2460
yapay zeka sahibi bir doktor yarattığımızı, ve beyinlerimizi
06:26
when we really have the AI physician and leverage our brains to connectivity
154
386010
3600
karar vermek ve tanı koymakta daha önce
06:29
to make decisions and diagnostics at a level never done.
155
389634
2950
hiç olmadığı kadar kullanmaya başladığımızı hayal edin.
06:32
Already today, you don't need to go to your physician in many cases.
156
392608
3199
Bugün bile, artık her sorununız olduğunda doktora gitmek zorunda değilsiniz.
06:35
Only in about 20 percent of visits do you need to lay hands on the patient.
157
395831
3542
Muayenelerin yaklaşık %20'sinde hastayı elle muayene etmeniz gerekiyor.
Artık sanal muayene çağındayız --
06:39
We're now in the era of virtual visits.
158
399397
1861
Skype benzeri bir sistem kullanarak sanal muayene yapan American Well'den
06:41
From Skype-type visits you can do with American Well,
159
401282
2493
06:43
to Cisco, that's developed a very complex health presence system,
160
403799
3057
çok daha karmaşık bir sağlık uygulaması yapılandırmış olan Cisco'ya kadar pekçok uygulama var.
06:46
the ability to interact with your health care provider is different.
161
406880
3207
Size sağlık hizmeti sağlayanlarla etkileşime geçiş şekliniz artık daha farklı.
Bu uygulamalar, bugün cihazlarımızla daha da geliştiriliyor.
06:50
And these are being augmented even by our devices, again, today.
162
410111
3025
Bakın, bu arkadaşım Jessica'nın kafası yarıldığında
06:53
My friend Jessica sent me a picture of her head laceration,
163
413160
2769
onu acil servise gitme zahmetinden kurtarmam için bana gönderdiği resim - buna bakarak tanı koyabilirim.
06:55
so I can save her a trip to the emergency room,
164
415953
2208
Ya da belki günümüzde kullanılan oyun teknolojilerini,
06:58
and do diagnostics that way.
165
418185
1429
06:59
Or maybe we can leverage today's gaming technology,
166
419638
2394
Microsoft Kinect gibi,
tanı koymamızı sağlayacak hale getirebiliriz.
07:02
like the Microsoft Kinect,
167
422056
1246
07:03
hack that to enable diagnostics, for example, in diagnosing stroke,
168
423326
3177
Mesela yüz dolar civarında maliyeti olan
basit hareket algılayıcıları ile felç tanısını koyabiliriz.
07:06
using simple motion detection, using $100 devices.
169
426527
2589
Artık hastalarımızı robotik olarak görebiliriz --
07:09
We can actually now visit our patients robotically.
170
429140
3185
bu RP7; eğer bir hematolog olsam
07:12
This is the RP7;
171
432349
1151
07:13
if I'm a hematologist, I can visit another clinic or hospital.
172
433524
2958
bir başka kliniği ya da hastaneyi bu şekilde ziyaret edebilirim.
07:16
These are being augmented by a whole suite of tools
173
436506
2395
Bu teknolojiler yakın zamanda evde bulunan diğer cihazlarla daha da desteklenecek.
07:18
actually in the home now.
174
438925
1196
Kablosuz tartı cihazlarımız olduğunu düşünün.
07:20
We already have wireless scales.
175
440145
1854
Tartı cihazına çıkıyorsunuz.
07:22
You step on the scale, tweet your weight to your friends,
176
442023
2705
Kilonuzu arkadaşlarınıza twitter aracılığı le gönderiyorsunuz ve onlar size çeki düzen veriyor.
07:24
they can keep you in line.
177
444752
1242
Artık kablosuz tansiyon aletlerimiz var.
07:26
We have wireless blood pressure cuffs.
178
446018
1818
07:27
A whole gamut of technologies are being put together.
179
447860
2507
Bu şekilde bir grup teknoloji bir araya getiriliyor.
Böylece bu hantal cihazları takmak yerine, küçük bir bant yapıştırabileceğiz.
07:30
Instead of wearing kludgy devices, we put on a simple patch.
180
450391
2814
Bu gördüğünüz cihaz Stanford'daki meslektaşlarımız tarafından gelişitirildi. Adı iRitim.
07:33
This was developed at Stanford.
181
453229
1493
07:34
It's called iRhythm; it completely supplants the prior technology
182
454746
3079
Daha önce kullanılmakta olan teknolojinin yerini alıyor.
07:37
at a much lower price point, with much more effectivity.
183
457849
2652
Hem de çok daha ucuz ve çok daha da etkili.
07:40
We're also in the era today of quantified self.
184
460525
2475
Artık aynı zamanda ölçümleme çağındayız da.
Tüketiciler yüz dolar vererek bazı cihazlar satın alıyorlar,
07:43
Consumers now can basically buy $100 devices, like this little Fitbit.
185
463024
3605
mesela bu cihaz gibi: FitBit.
07:46
I can measure my steps, my caloric outtake.
186
466653
2021
Bununla attığım adım sayısını, harcadığım kalori miktarını ölçebilirim.
07:48
I can get insight into that on a daily basis
187
468698
2053
Her gün bunları izleyerek genel bir fikir edinebilirim.
07:50
and share it with my friends or physician.
188
470775
2008
Bu bilgileri arkadaşlarımla paylaşabilir, doktoruma verebilirim.
07:52
There's watches that measure your heart rate, Zeo sleep monitors,
189
472807
3079
Artık kalp ritminizi kaydeden saatler, Zeo Uyku monitörleri,
07:55
a suite of tools that enable you to leverage
190
475910
2083
veya sağlığınız hakkında daha detaylı bilgi edinmenize yarayacak
pekçok yeni cihaz mevcut.
07:58
and have insight into your own health.
191
478017
1814
07:59
As we start to integrate this information,
192
479855
2008
Ve bizler, bu bilgiyi diğerleri ile birleştirirken,
08:01
we'll know better what to do with it, and have better insight
193
481887
2881
bundan böyle bu bilgiyi nasıl kullanacağımızı ve kendi hastalıklarımız hakkında
08:04
into our own pathologies, health and wellness.
194
484792
2427
nasıl daha çok bilgi sahibi olacağımızı da öğreniyor olacağız.
Artık günümüzde nabzınızı ölçebilen aynalar bile var.
08:07
There's even mirrors that can pick up your pulse rate.
195
487243
2643
08:09
And I would argue, in the future,
196
489910
1759
Ve iddia ediyorum ki, yakın bir gelecekte, üzerimize giysi gibi giyerek kendimizi
08:11
we'll have wearable devices in our clothes, monitoring us 24/7.
197
491693
3162
7 gün 24 saat izlememizi sağlayacak cihazlar olacak.
08:14
And just like the OnStar system in cars, your red light might go on.
198
494879
3417
Hani şu arabalardaki OnStar sistemi gibi,
kırmızı bir ışık yanacak -- ama elbette "motoru kontrol edin" demeyecektir.
08:18
It won't say "check engine"; it'll be a "check your body" light,
199
498320
3045
Bu ışık "vücudunuzu kontrol edin" anlamına gelecek ve
siz de gidip muayene olacaksınız.
08:21
and you'll go get it taken care of.
200
501389
1684
Muhtemelen birkaç yıl içinde, aynaya baktığınızda
08:23
Probably in a few years,
201
503097
1173
08:24
you'll look in your mirror and it'll be diagnosing you.
202
504294
2806
aynanız size tanı koyabiliyor olacak.
(Gülüşmeler)
08:27
(Laughter)
203
507124
1222
08:28
For those of you with kiddos at home,
204
508370
2079
Evinde çocuğu olan dinleyiciler,
08:30
how would you like a wireless diaper that supports your --
205
510473
2945
mesela size bilgi geçen kablosuz bir çocuk bezi olsa ...
08:33
(Laughter)
206
513442
1060
Sanırım bu ihtiyacınız olandan çok fazla bir bilgi.
08:34
More information, I think, than you might need,
207
514526
2197
Ama bunların hepsi yaklaşıyor.
08:36
but it's going to be here.
208
516747
1437
Şimdi, bugün yeni teknolojiler ve bağlantılar hakkında çok şey dinledik.
08:38
Now, we've heard a lot today about technology and connection.
209
518208
3100
Bence bu teknolojilerin bir kısmı
08:41
And I think some of these technologies
210
521332
1812
bizim hastalarımıza daha yakın olmamızı sağlayacak ve
08:43
will enable us to be more connected with our patients, to take more time
211
523168
3418
ve bu tip teknolojilerin yardımı ile
08:46
and do the important human-touch elements of medicine,
212
526610
2581
tıpta çok önemli olan insan faktörüne daha çok
zaman ayırabiliyor olacağız.
08:49
as augmented by these technologies.
213
529215
1678
08:50
Now, we've talked about augmenting the patient.
214
530917
2369
Şimdiye kadar genelde hastaya destek olmaktan bahsettik.
Peki ya doktorlar için ne yapabiliriz?
08:53
How about augmenting the physician?
215
533310
1676
Artık, cerrahlara inanılmaz yetileri verebileceğimiz bir çağdayız.
08:55
We're now in the era of super-enabling the surgeon,
216
535010
2390
Cerrahlar artık vücudun içine girebilir
08:57
who can now go into the body and do robotic surgery, which is here today,
217
537424
3462
ve robotik cerrahi ile
09:00
at a level that was not really possible even five years ago.
218
540910
3463
bundan daha beş yıl öncesine kadar
imkansız olan şeyleri yapabilirler.
09:04
And now this is being augmented with further layers of technology,
219
544397
3120
Şimdi ise daha da ileri teknolojilerden bahsediliyor:
artırılmış gerçeklik gibi.
09:07
like augmented reality.
220
547541
1155
09:08
So the surgeon can see inside the patient, through their lens,
221
548720
2931
Yani cerrah bir lens kullanarak vücudun içine bakacak ve
09:11
where the tumor is, where the blood vessels are.
222
551675
2311
tümörün yerini, kan damarlarının yerlerini tek tek görebilecek.
Bu bulgular karar destek sistemleri ile birleştirilebilir.
09:14
This can be integrated with decision support.
223
554010
2105
Örneğin New York'taki bir cerrah Amsterdam'daki bir cerraha yardım edebilir.
09:16
A surgeon in New York can help a surgeon in Amsterdam, for example.
224
556139
3161
Artık gerçekten de neştersiz cerrahi çağına giriyoruz.
09:19
And we're entering an era of truly scarless surgery called NOTES,
225
559324
3376
NOTES denen yeni bir cerrahi yöntemle
09:22
where the robotic endoscope can come out the stomach
226
562724
2591
robotik endoskop mideden geçerek
hiç bir yeri kesip biçmeden
09:25
and pull out that gallbladder,
227
565339
1448
09:26
all in a scarless way and robotically.
228
566811
2351
safra kesesini çekip çıkarabiliyor.
Bu tekniğe NOTES deniyor ve bu --
09:29
This is called NOTES, and it's coming -- basically scarless surgery,
229
569186
3316
aslında neştersiz bir cerrahi yöntem,
09:32
as mediated by robotic surgery.
230
572526
2058
robotik cerrahi aracılığıyla yapılıyor.
09:34
Now, how about controlling other elements?
231
574608
2096
Peki başka neleri kontrol edebiliriz?
09:36
For those who have disabilities -- the paraplegic,
232
576728
2430
Engelli hastalar için -- örneğin kuadriplejik (kol ve bacakları felçli)
hastalar için bir beyin-bilgisayar arayüzü mevcut, BCI diye biliniyor.
09:39
there's the brain-computer interface, or BCI,
233
579182
2787
09:41
where chips have been put on the motor cortex
234
581993
2189
Beyindeki motor korteks üzerine çipler yerleştiriliyor
ve boyundan aşağısı tutmayan hastalar
09:44
of completely quadriplegic patients,
235
584206
1820
böylelikle bir tekerlekli sandalye kullanabiliyor ya da robotik bir kola hükmedebiliyorlar.
09:46
and they can control a cursor or a wheelchair
236
586050
2660
09:48
or, potentially, a robotic arm.
237
588734
1533
Bu cihazların boyu gittikçe küçülüyor ve
09:50
These devices are getting smaller
238
590291
1596
09:51
and going into more and more of these patients.
239
591911
2227
her geçen gün daha çok sayıda hastaya takılıyorlar.
Hala klinik deney aşamasındalar ama, bunları rutin olarak kullandığınızı hayal edin,
09:54
Still in clinical trials,
240
594162
1212
09:55
but imagine when we can connect these, for example,
241
595398
2401
mesela bu müthiş biyonik kol gibi,
09:57
to the amazing bionic limb,
242
597823
1616
bu DEKA Kol, Dean Kamen ve meslektaşları tarafından tasarlandı.
09:59
such as the DEKA Arm, built by Dean Kamen and colleagues,
243
599463
2822
Toplamda 17 derecelik bir hareket özgürlüğü var
10:02
which has 17 degrees of motion and freedom,
244
602309
2020
ve kolunu kaybetmiş bir hastaya
10:04
and can allow the person who's lost a limb
245
604353
2028
eskiden yapabildiğimizden çok daha yüksek hassasiyette
10:06
to have much higher dexterity or control than they've had in the past.
246
606405
3335
bir kontrol imkanı sağlıyor.
10:09
So we're really entering the era of wearable robotics, actually.
247
609764
3044
Yani, aslında bir bakıma giyilebilir robotik çağına geliyoruz.
10:12
If you haven't lost a limb but had a stroke,
248
612832
2214
Eğer bir uzvunuzu kaybetmediyseniz --mesela sadece felç geçirdiniz --
bu desteklenmiş uzuvları giyebilirsiniz.
10:15
you can wear these augmented limbs.
249
615070
1687
10:16
Or if you're a paraplegic -- I've visited the folks at Berkeley Bionics --
250
616781
3496
Ya da belden aşağı felçseniz -- Berkley Bionics'teki kişileri ziyaret ettim --
eLEGS diye bir şey geliştirmişler.
10:20
they've developed eLEGS.
251
620301
1169
10:21
I took this video last week.
252
621494
1366
Bu videoyu geçen hafta çektim. Burada belden aşağısı felç olan bir hastanın
10:22
Here's a paraplegic patient, walking by strapping on these exoskeletons.
253
622884
3785
bu dış iskelet yardımı ile gerçek anlamda yürüdüğünü görebilirsiniz.
10:26
He's otherwise completely wheelchair-bound.
254
626693
2011
Bu cihazları kullanmadığı zaman tamamen tekerlekli sandalyeye bağlı bir hasta bu.
10:28
This is the early era of wearable robotics.
255
628728
2016
Bu gördüğünüz giyilebilir robotik çağının henüz başlangıcı.
10:30
And by leveraging these sorts of technologies,
256
630768
2279
Bence bu tip teknolojileri destekleyip güçlendirdikçe
engelli kelimesinin tanımını bazı durumlarda
10:33
we're going to change the definition of disability
257
633071
2337
süper-yeti anlamına gelecek şekilde değiştireceğiz.
10:35
to, in some cases, be superability, or super-enabling.
258
635432
2530
10:37
This is Aimee Mullins, who lost her lower limbs as a young child,
259
637986
3190
Bu Aimee Mullins, çocukken bacaklarını kaybetmiş,
yanındaki de Hugh Herr, kendisi MIT'de bir profesör ve
10:41
and Hugh Herr, who's a professor at MIT,
260
641200
2313
10:43
who lost his limbs in a climbing accident.
261
643537
2001
bacaklarını bir tırmanma kazasında kaybetmiş.
10:45
And now both of them can climb better, move faster, swim differently
262
645562
3395
Şimdi bu iki kişi de sahip oldukları protezler sayesinde
10:48
with their prosthetics than us normal-abled persons.
263
648981
3487
normal insanlardan daha hızlı hareket edebiliyor, daha iyi tırmanabiliyor ve daha farklı yüzebiliyorlar.
Hızlı biçimde gelişen diğer şeylere bakalım bir de.
10:52
How about other exponentials?
264
652492
1440
10:53
Clearly the obesity trend is exponentially going in the wrong direction,
265
653956
3410
Şişmanlığın gidişatı kesinlikle istenmeyen yöne doğru artış şeklinde
ve beraberinde inanılmaz yüksek maliyetler de getiriyor.
10:57
including with huge costs.
266
657390
1435
10:58
But the trend in medicine is to get exponentially smaller.
267
658849
3123
Tıp'taki gidişat ise, tersine gittikçe küçülme yönünde.
11:01
A few examples: we're now in the era of "Fantastic Voyage," the iPill.
268
661996
3575
Size birkaç örnek: artık "Muhteşem Seyahat" filminin
geçtiği çağdayız, bu iPill.
11:05
You can swallow this completely integrated device.
269
665595
2401
Bu entegre cihazı yutuyorsunuz.
Sindirim yolunuzda ilerlerken tüm sindirim sisteminizin
11:08
It can take pictures of your GI system,
270
668020
1866
11:09
help diagnose and treat as it moves through your GI tract.
271
669910
2756
fotoğraflarını çekerek size tanı koymaya ve tedaviye yardımcı oluyor.
11:12
We get into even smaller micro-robots
272
672690
1819
Artık daha da küçük mikro-robotlar yapabiliriz,
11:14
that will eventually, autonomously, move through your system,
273
674533
2897
ki bunlar sisteminizde kendi başlarına dolanarak
cerrahların yapamadıkları girişimleri
11:17
and be able to do things surgeons can't do
274
677454
2057
çok daha az hasarla yapabilirler.
11:19
in a much less invasive manner.
275
679535
1536
Bazen bu cihazlar sindirim sisteminde şekil değiştirip
11:21
Sometimes these might self-assemble in your GI system,
276
681095
2589
11:23
and be augmented in that reality.
277
683708
1724
o ortama uyum sağlayacak biçimde gelişebilirler.
11:25
On the cardiac side, pacemakers are getting smaller
278
685456
2492
Kalp ile ilgili olarak, kalp pilleri
11:27
and much easier to place,
279
687972
1337
her geçen gün daha kolay takılır hale geliyor.
11:29
so no need to train an interventional cardiologist to place them.
280
689333
3083
Böylece bunları takmak için girişimsel bir kardiyologa ihtiyacınız kalmıyor.
Bunlar, kablosuz olarak taşınabilir cihazlarınıza bilgi aktaracak,
11:32
And they'll be wirelessly telemetered to your mobile devices,
281
692440
2936
ve böylece istediğiniz yere gidip aynı zamanda uzaktan takip edilebileceksiniz.
11:35
so you can go places and be monitored remotely.
282
695400
2486
11:37
These are shrinking even further.
283
697910
1598
Boyları gittikçe daha da küçülüyor.
11:39
This one is in prototyping by Medtronic; it's smaller than a penny.
284
699532
3256
Bu gördüğünüz Medtronic tarafından yapılan ve boyutu bir peniden daha ufak bir prototip.
11:42
Artificial retinas, the ability to put arrays on the back of the eyeball
285
702812
3425
Yapay retinalar, bu dizileri göz küresinin arkasına yerleştirerek
körlerin görebilmesini sağlamak mümkün.
11:46
and allow the blind to see --
286
706261
1424
11:47
also in early trials, but moving into the future.
287
707709
2311
Bu da henüz deneme aşamasında, ama geleceğe doğru hızla gidiyor.
Bu uygulamalar oyunun kurallarını değiştirecek.
11:50
These are going to be game-changing.
288
710044
1731
11:51
Or for those of us who are sighted,
289
711799
1688
Peki, gözleri görenler için,
11:53
how about having the assisted-living contact lens?
290
713511
2362
bu destekleyici kontakt lenslere ne dersiniz?
11:55
Bluetooth, Wi-Fi available -- beams back images to your eye.
291
715897
2822
Bluetooth ya da WiFi olarak, gözünüzün arkasına bir görüntü yansıtıyorlar.
11:58
(Laughter)
292
718743
1023
Eğer diyetinize uymakta zorlanıyorsanız,
11:59
Now, if you have trouble maintaining your diet,
293
719790
2203
size ilave görseller sunarak
12:02
it might help to have some extra imagery
294
722017
1956
12:03
to remind you how many calories are going to be coming at you.
295
723997
3634
yiyeceğiniz şeyin kalorisinin ne olduğunu anımsatabilir.
12:07
How about enabling the pathologist to use their cell phone
296
727655
2751
Ya patoloji doktorunun cep telefonunu kullanarak
mikroskopik bir inceleme yapması ve
12:10
to see at a microscopic level
297
730430
1546
bu veriyi tekrar buluta yükleyerek daha iyi bir tanı koymasına ne dersiniz?
12:12
and to lumber that data back to the cloud and make better diagnostics?
298
732000
3314
Aslına bakacak olursanız, tanısal tıbba ait bu dönem
12:15
In fact, the whole era of laboratory medicine
299
735338
2286
tamamıyla değişiyor.
12:17
is completely changing.
300
737648
1152
12:18
We can now leverage microfluidics,
301
738824
1953
Artık mikroakışkanlara geçebiliriz.
12:20
like this chip made by Steve Quake at Stanford.
302
740801
2217
Mesela Stanford'da Steve Wuae tarafından yapılan bu çip.
Mikroakışkanlar uygulamaları bir laboratuvar dolusu teknisyenin yerini alabilir.
12:23
Microfluidics can replace an entire lab of technicians;
303
743042
2636
12:25
put it on a chip, enable thousands of tests at the point of care,
304
745702
3139
Bir çipe koyun, dünyanın neresinde olursanız olun
hastanın olduğu noktada tetkik yapın.
12:28
anywhere in the world.
305
748865
1152
Bu gerçekten de teknolojinin gidiş yönünü değiştirerek
12:30
This will really leverage technology to the rural and the underserved
306
750041
3404
kırsal ve gelişmemiş bölgelerde
12:33
and enable what used to be thousand-dollar tests to be done for pennies,
307
753469
3515
daha önce binlerce dolar değerindeki testleri birkaç peni harcayarak
hastanın ayağına götürmeyi sağlayacak.
12:37
and at the point of care.
308
757008
1352
Küçük yolda biraz daha ilerleyecek olursak
12:38
If we go down the small pathway a little bit further,
309
758384
2501
12:40
we're entering the era of nanomedicine,
310
760909
1899
artık nanotıp çağına girişimizi,
12:42
the ability to make devices super-small,
311
762832
1922
çok ama çok ufak cihazlar imal etme yeteneğimizi görüyoruz.
12:44
to the point where we can design red blood cells
312
764778
2320
Alyuvarlar tasarlayabileceğimiz,
hatta dolaşım ve bağışıklık sistemimizi izleyen
12:47
or microrobots that monitor our blood system or immune system,
313
767122
3075
veya damarlarımızda pıhtılar oluştuğunda temizleyen robotlar yapabileceğimiz noktaya gidiyoruz.
12:50
or even those that might clear out the clots from our arteries.
314
770221
3088
Peki ya gittikçe ucuzlama nerede?
12:53
Now how about exponentially cheaper?
315
773333
1740
Genelde tıp alanında pek rastladığımız bir şey değil bu.
12:55
Not something we usually think about in the era of medicine,
316
775097
2833
12:57
but hard disks used to be 3,400 dollars for 10 megabytes -- exponentially cheaper.
317
777954
3904
Ancak eskiden 10 MB sabit diskler 3.400 $ iken, şimdi ciddi anlamda daha ucuz.
Genomik biliminde,
13:01
In genomics now, the genome cost about a billion dollars
318
781882
2662
10 yıl önce ilk defa ortaya çıktığında bir genom haritası
13:04
about 10 years ago, when the first one came out.
319
784568
2259
yaklaşık bir milyon dolara mal oluyordu.
13:06
We're now approaching essentially a $1,000 genome, probably next year.
320
786851
3364
Şimdi neredeyse bin dolar seviyesinde.
Önümüzdeki birkaç yıl içinde de muhtemelen yüz dolar seviyesine inecek.
13:10
And in two years, a $100 genome.
321
790239
1533
Yüz dolara yaptırılabilen gen haritalarıyla ne yapacağız?
13:11
What will we do with $100 genomes?
322
791796
1724
13:13
Soon we'll have millions of these tests available.
323
793544
2354
Yakında bu tip testlerden milyonlarcası ortaya çıkacak.
13:15
Then it gets interesting, when we start to crowd-source that information,
324
795922
3491
Bu durum esasen bu bilgiyi toparlamaya ve paylaşmaya başladığımızda daha ilginç hale gelecek.
Artık kişisel tıp çağına tam anlamda giriyoruz --
13:19
and enter the era of true personalized medicine:
325
799437
2246
doğru zamanda, doğru kişi için doğru ilaç sağlayabilmek--
13:21
the right drug for the right person at the right time,
326
801707
2532
Bugün yaptığımızın tersine, yani herkese aynı ilacı
13:24
instead of what we're doing now, which is the same drug for everybody,
327
804263
3293
bir nevi çok satan fakat size iyi gelmeyen ilacı vermek yerine
13:27
blockbuster drug medications, which don't work for the individual.
328
807580
3106
kişiye mahsus ilaç verilecek.
13:30
Many different companies are working on leveraging these approaches.
329
810710
3219
Bu yaklaşımı gerçekleştirmek için çalışan pek çok firma var.
13:33
I'll show you a simple example, from 23andMe again.
330
813953
2405
Size 23and Me 'den bir başka örnek göstermek istiyorum.
Benim buradaki verilerime göre, bende orta derecede
13:36
My data indicates I've got about average risk
331
816382
2110
13:38
for developing macular degeneration, a kind of blindness.
332
818516
2691
maküler dejenerasyon -bir nevi körlük- ortaya çıkma riski var.
Ama aynı veriyi alır da deCODEme uygulamasına yüklersem
13:41
But if I take that same data, upload it to deCODEme,
333
821231
2626
13:43
I can look at my risk for type 2 diabetes; I'm at almost twice the risk.
334
823881
4255
Tip 2 Diyabet hastalığına yakalanma riskimi de görebilirim.
Tip 2 Diyabet hastası olma riskim normal insanların iki katı.
Mesela öğlen yemeğimde ne kadar tatlı yediğime dikkat etmeye başlayabilirim böylece.
13:48
I might want to watch how much dessert I have at lunch, for example.
335
828160
3217
Bu bilgi, benim davranışımı değiştirebilir.
13:51
It might change my behavior.
336
831401
1351
13:52
Leveraging my knowledge of my pharmacogenomics:
337
832776
2242
Farmakogenomik ile ilgili bilgimi artırmak --
genlerimin nasıl çalıştığını, ilaçların bana ne yaptığını ve hangi doza
13:55
how my genes modulate, what my drugs do and what doses I need
338
835042
3335
ihtiyacım olduğunu bilmek gittikçe daha önemli olacak.
13:58
will become increasingly important,
339
838401
1691
Bireyler ve hastalar bu bilgiye sahip olduklarında
14:00
and once in the hands of individuals and patients,
340
840116
2351
daha iyi ilaç seçimi ve doz ayarlaması mümkün olacak.
14:02
will make better drug dosing and selection available.
341
842491
2522
Tekrar belirtmek istiyorum, sadece genler değil, pekçok farklı detay --
14:05
So again, it's not just genes, it's multiple details --
342
845037
2842
14:07
our habits, our environmental exposures.
343
847903
2119
alışkanlıklarımız, çevrede maruz kaldığımız şeyler etkilenecek.
Doktorunuz size en son ne zaman nerede yaşadığınızı sordu?
14:10
When was the last time your doctor asked where you've lived?
344
850046
2811
14:12
Geomedicine: where you live, what you've been exposed to,
345
852881
2711
Jeo-Tıp'a göre yaşadığınız yer, maruz kaldığınız çevresel etkenler
sağlığınızı önemli ölçüde etkileyebilir.
14:15
can dramatically affect your health.
346
855616
1717
Bu bilgiyi alabiliriz.
14:17
We can capture that information.
347
857357
1531
14:18
Genomics, proteomics, the environment --
348
858912
1909
Yani genomik, proteomik ve çevre ile ilgili
14:20
all this data streaming at us individually and as physicians:
349
860845
2865
bütün bu veriler teker teker biz çaresiz doktorlara akıyor.
Bunu nasıl idare edebiliriz?
14:23
How do we manage it?
350
863734
1152
14:24
We're now entering the era of systems medicine, systems biology,
351
864910
3062
Artık, bu bilgileri birleştirmeye başlayabileceğimiz
14:27
where we can start to integrate all this information.
352
867996
2501
tıp sistemleri ya da sistem biyolojisi çağına giriyoruz.
Ve paternlere bakarak, örneğin kanımızdaki
14:30
And by looking at the patterns, for example, in our blood,
353
870521
2808
10.000 biyolojik işareti tek bir testle ölçerek,
14:33
of 10,000 biomarkers in a single test,
354
873353
1813
bu küçük paternlere bakabilir ve
14:35
we can look at patterns and detect disease at a much earlier stage.
355
875190
3535
hastalıkları çok daha erken evrelerinde yakalayabiliriz.
14:38
This is called by Lee Hood, the father of the field, P4 Medicine.
356
878749
3434
Bu alanın kurucusu olan Lee Hood bu kavrama
P4 Tıbbı adını veriyor.
14:42
We'll be predictive and know what you're likely to have.
357
882207
2626
Öngörülebilir olacak, başınıza ne gelebileceğini biliyor olacağız.
14:44
We can be preventative; that prevention can be personalized.
358
884857
2823
Önlenebilir olacak; koruyucu tıp kişisel hale gelecek.
14:47
More importantly, it'll be increasingly participatory.
359
887704
2529
Daha da önemlisi artan bir şekilde katılımcı olacak.
"Patients Like Me" benzeri internet siteleri ile
14:50
Through websites like PatientsLikeMe
360
890257
1839
ya da kendi verinizi Microsoft Health Vault ya da Google Health'da yöneterek
14:52
or managing your data on Microsoft HealthVault or Google Health,
361
892120
3111
katılımcılığı birlikte gittikçe artıracağız.
14:55
leveraging this together in participatory ways
362
895255
2147
Bu gittikçe daha önemli hale gelecek.
14:57
will be increasingly important.
363
897426
1484
14:58
I'll finish up with exponentially better.
364
898934
1956
En son olarak hızla artan kaliteden bahsetmek istiyorum.
15:00
We'd like to get therapies better and more effective.
365
900914
2517
Daha iyi ve daha etkin tedaviler uygulamak istiyoruz.
Bugün, yüksek tansiyonu genelde haplarla tedavi ediyoruz.
15:03
Today we treat high blood pressure mostly with pills.
366
903455
2481
Ama yeni bir cihaz olsa ve
15:05
What if we take a new device,
367
905960
1387
kan basıncını düzenleyen sinirleri etkisizleştirse
15:07
knock out the nerve vessels that help mediate blood pressure,
368
907371
2886
ve tek bir seanslık tedavi ile hipertansiyonu tedavi etse?
15:10
and in a single therapy, basically cure hypertension?
369
910281
2605
15:12
This is a new device doing essentially that.
370
912910
2061
Bunu yapan bir cihaz var.
15:14
It should be on the market in a year or two.
371
914995
2062
Birkaç yıl içinde piyasaya sürülecek.
Ya kanseri direkt olarak hedef alan diğer tedaviler?
15:17
How about more targeted therapies for cancer?
372
917081
2104
Evet, ben bir onkoloğum (kanser uzmanı)
15:19
I'm an oncologist and know that most of what we give is essentially poison.
373
919209
3549
ve genelde hastalara ilaç olarak verdiğimiz şeylerin çoğunun zehir olduğunu söyleyebilirim.
15:22
We learned at Stanford and other places that we can discover cancer stem cells,
374
922782
3789
Stanford ve diğer yerlerde şunu öğrendik ki
hastalığın nüksetmesinden sorumlu olan
15:26
the ones that seem to be really responsible for disease relapse.
375
926595
3228
kanser kök hücrelerini ortaya çıkarabiliriz.
15:29
So if you think of cancer as a weed,
376
929847
1919
Kanseri bir nevi zararlı ot gibi düşünün,
15:31
we often can whack the weed away and it seems to shrink,
377
931790
2893
onu söküp atabilirsiniz.
Gitmiş gibi görünür ama genelde geri gelir.
15:34
but it often comes back.
378
934707
1168
15:35
So we're attacking the wrong target.
379
935899
1737
Yani aslında yanlış hedefe saldırıyoruz.
15:37
The cancer stem cells remain,
380
937660
1462
Kanserin kök hücreleri orada kalıyor,
15:39
and the tumor can return months or years later.
381
939146
2256
böylece tümör aylar hatta yıllar sonra geri gelebiliyor.
15:41
We're now learning to identify the cancer stem cells
382
941426
2481
Artık kanser kök hücrelerini tanımlamayı
15:43
and identify those as targets and go for the long-term cure.
383
943931
3116
ve onları hedef olarak belirleyerek uzun vadeli tedavi etmeyi öğreniyoruz.
Artık kişiselleşmiş onkoloji çağına girmekteyiz.
15:47
We're entering the era of personalized oncology,
384
947071
2293
Bu dönemde tüm bu verileri bir araya getirip,
15:49
the ability to leverage all of this data together,
385
949388
2363
tümörü iyice analiz edip, her bir hasta için
15:51
analyze the tumor
386
951775
1151
15:52
and come up with a real, specific cocktail for the individual patient.
387
952950
3314
kişiye özel bir kokteyl hazırlayabileceğiz.
Konuşmamı rejeneratif tıp konusu ile bitirmek istiyorum.
15:56
I'll close with regenerative medicine.
388
956288
1833
Kök hücreleri konusunda epey araştırma yaptım --
15:58
I've studied a lot about stem cells.
389
958145
1742
15:59
Embryonic stem cells are particularly powerful.
390
959911
2202
özellikle embriyonik kök hücreleri çok güçlüler.
Ama vücudumuzun hemen her yerinde yetişkin kök hücreler var.
16:02
We have adult stem cells throughout our body;
391
962137
2111
Biz bunları, benim alanımda kemik iliği naklinde kullanıyoruz.
16:04
we use those in bone marrow transplantation.
392
964272
2125
Geron, daha geçen yıl insan embriyonik kök hücrelerini
16:06
Geron, last year, started the first trial using human embryonic stem cells
393
966421
3802
kullanarak omurilik yaralanmalarını
tedavi etmeye başladı.
16:10
to treat spinal cord injuries.
394
970247
1565
16:11
Still a phase I trial, but evolving.
395
971836
2050
Hala denemenin birinci aşamasındalar ama yavaş yavaş gelişiyor.
16:13
We've been using adult stem cells in clinical trials for about 15 years
396
973910
3773
Aslında yetişkin kök hücrelerini son 15 yıldır
başta kalp ve damar sistemi hastalıkları olmak üzere
16:17
to approach a whole range of topics, particularly cardiovascular disease.
397
977707
3579
çok çeşitli klinik denemelerde kullanıyoruz.
Kendi kemik iliği hücrelerimizi alıp,
16:21
If we take our own bone marrow cells and treat a patient with a heart attack,
398
981310
3716
kalp krizi geçirmiş olan hastaları tedavi ediyoruz.
Kalp krizini takiben kendi kemik iliği hücreleri ile tedavi edilen kişilerin
16:25
we can see much improved heart function and better survival
399
985050
2912
16:27
using our own bone marrow derived cells after a heart attack.
400
987986
2953
kalp fonksiyonlarında iyileşme ve yaşam sürelerinde uzama görüyoruz.
16:30
I invented a device called the MarrowMiner,
401
990963
2036
Ben, çok daha az hasarla hastadan kemik iliği almaya yarayan
MarrowMiner diye bir cihaz icat ettim.
16:33
a much less invasive way for harvesting bone marrow.
402
993023
2437
Şu anda FDA onayı verildi
16:35
It's now been FDA approved; hopefully on the market in the next year.
403
995484
3259
ve umuyorum ki seneye veya yakın bir zamanda piyasaya sunulacak.
16:38
Hopefully you can appreciate the device
404
998767
1877
Bakın, hastaya 200 defa iğne batırarak kemik iliğini almaya çalıştığımız
16:40
going through the patient's body removing bone marrow, not with 200 punctures,
405
1000668
3770
eski yöntemin aksine, lokal anestezi altında yapılan tek bir girişimle
hastanın vücudunun kıvrımlarını takip ederek kemik iliği topluyor.
16:44
but with a single puncture, under local anesthesia.
406
1004462
2393
Peki, kök hücre tedavisi nereye gidiyor dersiniz?
16:46
Where is stem-cell therapy going?
407
1006879
1584
Eğer düşünecek olursanız, vücudunuzdaki her hücrenin DNA'sı aynı,
16:48
If you think about it,
408
1008487
1151
16:49
every cell in your body has the same DNA you had when you were an embryo.
409
1009662
3475
aynen sizin embriyo halinizde olduğu gibi.
Artık deri hücrelerinizi yeniden programlayabilir,
16:53
We can now reprogram your skin cells
410
1013161
1944
onları pluripotent özelliğe sahip embriyonik kök hücreleri haline dönüştürebilir
16:55
to actually act like a pluripotent embryonic stem cell
411
1015129
2913
ve bu yeni hücreleri aynı hastanın pekçok organlarını tedavide kullanabiliriz --
16:58
and utilize those, potentially, to treat multiple organs in the same patient,
412
1018066
3648
yani kişiye özel kök hücresi üretebiliriz.
17:01
making personalized stem cell lines.
413
1021738
1723
Bence artık kök hücre bankaları ile ilgili yeni bir döneme giriyoruz.
17:03
I think there'll be a new era of your own stem cell banking
414
1023485
2785
Dondurucularda kendi kalp hücrelerinizi,
17:06
to have in the freezer your own cardiac cells, myocytes and neural cells
415
1026294
3468
kas hücrelerinizi ve sinir hücrelerinizi saklayacaksınız
17:09
to use them in the future, should you need them.
416
1029786
2353
ve gelecekte ihtiyacınız olduğunda kullanabileceksiniz.
17:12
We're integrating this now with a whole era of cellular engineering,
417
1032163
3222
Artık bu gelişmeleri hücre mühendisliği dönemi ile birleştiriyoruz.
Gittikçe hızlı gelişen teknolojileri birleştirerek
17:15
and integrating exponential technologies for essentially 3D organ printing,
418
1035409
3568
3 boyutlu organ şekillerini oluşturabiliyoruz.
Bunu mürekkep yerine hücreleri kullanarak yapıyoruz
17:19
replacing the ink with cells,
419
1039001
1684
17:20
and essentially building and reconstructing a 3D organ.
420
1040709
2797
ve aslında 3 boyutlu yeni bir organı tasarlayıp yeniden yaratıyoruz.
17:23
That's where things are heading.
421
1043530
1526
Bu teknolojilerin varacağı nokta burası, fakat hala başlangıç aşamasındayız.
17:25
Still very early days,
422
1045080
1161
Ama bana göre hızlı gelişen teknolojilerin
17:26
but I think, as integration of exponential technologies,
423
1046265
2747
birleştirilmesine ilişkin iyi bir örnek.
17:29
this is the example.
424
1049036
1164
Sonuçta, teknolojik akımların sağlık ve tıp alanında
17:30
So in closing, as you think about technology trends
425
1050224
2487
17:32
and how to impact health and medicine,
426
1052735
1840
ne gibi etkileri olduğunu düşünecek olursanız
17:34
we're entering an era of miniaturization,
427
1054599
1977
artık minyatürleşme, ademi merkezileşme
17:36
decentralization and personalization.
428
1056600
2222
ve kişiselleşme çağına girdiğimizi görürsünüz.
17:38
And by pulling these things together,
429
1058846
1808
Bence bütün bunları bir araya getirdiğimizde,
17:40
if we start to think about how to understand and leverage them,
430
1060678
2985
bütün bunları anlamaya çalışmaya ve kullanabilmeye başladığımızda,
hastalara güç doktorlara ilave yetiler vermiş olacağız,
17:43
we're going to empower the patient, enable the doctor, enhance wellness
431
1063687
3351
sağlıklı yaşamı desteklemiş ve
hastalık ortaya çıkmadan tedavi etmiş olacağız.
17:47
and begin to cure the well before they get sick.
432
1067062
2447
17:49
Because I know as a doctor, if someone comes to me with stage I disease,
433
1069533
3538
Çünkü bir doktor olarak şunu biliyorum, eğer birisi bana Evre 1 hasta olarak gelirse
çok heyecanlanıyorum çünkü onları genelde tedavi edebiliyoruz.
17:53
I'm thrilled; we can often cure them.
434
1073095
1791
17:54
But often it's too late,
435
1074910
1170
Ama genelde bana geldiklerinde üçüncü ya da dördüncü evre olup kanser gelişmiş oluyor.
17:56
and it's stage III or IV cancer, for example.
436
1076104
2129
Bu nedenle, bu teknolojileri hep birlikte geliştirirsek
17:58
So by leveraging these technologies together,
437
1078257
2115
bence yeni bir çağa gireceğiz.
18:00
I think we'll enter a new era that I like to call stage 0 medicine.
438
1080396
3237
Bu çağa ben Evre Sıfır Tıp adını veriyorum.
18:03
And as a cancer doctor, I'm looking forward to being out of a job.
439
1083657
3269
Ve bir kanser uzmanı olarak, işsiz kalacağım günleri dört gözle bekliyorum.
18:06
Thanks very much.
440
1086950
1222
Çok çok teşekkürler.
18:08
(Applause)
441
1088196
1978
Sunucu: Biz teşekkür ederiz.
18:10
Host: Thank you. Thank you.
442
1090198
1697
18:11
(Applause)
443
1091919
1800
(Alkışlar)
18:13
Take a bow, take a bow.
444
1093743
2000
Teşekkürlerimizi kabul edin.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7